ABOUT THE SPEAKER
Dayananda Saraswati - Vedantic teacher
Swami Dayananda Saraswati is an acclaimed spiritual teacher and the founder of AIM for Seva -- a charitable trust that works to relieve poverty across India.

Why you should listen

Swami Dayananda Saraswati has been teaching the traditional wisdom of Vedanta for more than four decades, in India and around the world. His success as a teacher is evident in the successes of his students -- over 100 are now swamis themselves, and highly respected as scholars and teachers. Within the Hindu community, he has worked to create harmony, founding the Hindu Dharma Acharya Sabha, where heads of different sects can come together learn from each other. In the larger religious community, he has also made huge strides towards cooperation, convening the first World Congress for the Preservation of Religious Diversity.

However, Swami Saraswati’s work is not limited to the religious community. He is the founder and an active executive member of the All India Movement (AIM) for Seva. Since 2000, AIM has been bringing medical assistance, education, food and infrastructure to people living in the most remote areas of India. Growing up in a small, rural village himself, the Swami understood the particular challenges to accessing aid faced by those outside of the cities. Today, AIM for Seva estimates that they have been able to help over two million people in need.

More profile about the speaker
Dayananda Saraswati | Speaker | TED.com
Chautauqua Institution

Dayananda Saraswati: The profound journey of compassion

Swami Dayananda Saraswati: Şefkatin derin yolculuğu

Filmed:
414,064 views

Swami (Hintli din bilgini) Dayananda Saraswati gerçek şefkatin doğasına ulaşmakta ve kişisel gelişimde birbirine paralel giden yolları çözümlüyor. Çocukluğun muhtaç doğasıyla başlayıp, başkalarını korkusuzca seven/gözeten eylemleri yapmaya varana dek, kişisel farkındalığımızın her adımından yürüyerek geçmemizi sağlıyor.
- Vedantic teacher
Swami Dayananda Saraswati is an acclaimed spiritual teacher and the founder of AIM for Seva -- a charitable trust that works to relieve poverty across India. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:13
A humaninsan childçocuk is borndoğmuş,
0
1000
10000
Bir insan çocuğu doğar
00:23
and for quiteoldukça a long time
1
11000
5000
ve uzunca bir süre
00:28
is a consumertüketici.
2
16000
5000
tüketici olarak yaşar.
00:33
It cannotyapamam be consciouslybilinçli olarak a contributorKatılımcı.
3
21000
12000
Bilinçli bir şekilde hayata katılamaz.
00:45
It is helplessçaresiz.
4
33000
2000
Çaresizdir
00:47
It doesn't know how to survivehayatta kalmak,
5
35000
3000
Hayatta nasıl kalacağını bile bilmez,
00:50
even thoughgerçi it is endoweddonatılmış with an instinctiçgüdü to survivehayatta kalmak.
6
38000
15000
hatta kendisine hayatta kalma dürtüsü bahşedilmiş olduğu halde kalamaz
01:05
It needsihtiyaçlar the help of motheranne, or a fosterbeslemek motheranne, to survivehayatta kalmak.
7
53000
16000
Bir annenin veya manevi bir annenin yardımı ile hayatta kalabilir
01:21
It can't affordparası yetmek to doubtşüphe the personkişi who tendseğilimi the childçocuk.
8
69000
13000
Kendisi ile ilgilenen kişi hakkında şüpheye düşme lüksüne sahip değildir
01:34
It has to totallybütünüyle surrenderteslim olmak,
9
82000
5000
Tamamen teslim olmak zorundadır
01:39
as one surrendersteslim oldu to an anesthesiologistanestezi uzmanı.
10
87000
5000
Aynı bir anestezi uzmanına teslim olmanız gibi
01:44
It has to totallybütünüyle surrenderteslim olmak.
11
92000
6000
tamamen teslim olmak zorundadır.
01:50
That impliesanlamına gelir a lot of trustgüven.
12
98000
10000
Bu çok fazla güven duygusu gerektirir
02:00
That impliesanlamına gelir the trustedgüvenilir personkişi
13
108000
7000
Bu güvenilen kişinin
02:07
won'talışkanlık violateihlal etmek the trustgüven.
14
115000
3000
duyulan güveni ihlal etmemesini gerektirir
02:10
As the childçocuk growsbüyür,
15
118000
5000
Çocuk büyüdükçe şunu
02:15
it beginsbaşlar to discoverkeşfetmek
16
123000
4000
keşfetmeye başlar;
02:19
that the personkişi trustedgüvenilir is violatingihlal the trustgüven.
17
127000
6000
güvendiği kişi güvenini ihlal etmektedir
02:25
It doesn't know even the wordsözcük "violationihlal."
18
133000
5000
hemde ihlal etmenin kelime anlamını bile bilmezken.
02:30
ThereforeBu nedenle, it has to blamesuçlama itselfkendisi,
19
138000
6000
Bu sebeple, kendini suçlar...
02:36
a wordlesssözsüz blamesuçlama,
20
144000
3000
Sessiz bir suçlamadır bu
02:39
whichhangi is more difficultzor to really resolveçözmek --
21
147000
12000
ki bunun çözümlenmesini daha da güçtür
02:51
the wordlesssözsüz self-blameKendini suçlama.
22
159000
6000
sessiz bir kendini suçlama.
02:57
As the childçocuk growsbüyür to becomeolmak an adultyetişkin:
23
165000
5000
Çocuk erişkin olma yolunda büyümeye devam eder,
03:02
so faruzak, it has been a consumertüketici,
24
170000
4000
ki o zamana dek tüketicidir ve
03:06
but the growthbüyüme of a humaninsan beingolmak
25
174000
3000
bir insanın büyümesinin altında
03:09
liesyalanlar in his or her capacitykapasite to contributekatkıda bulunmak,
26
177000
10000
katkıda bulunma kapasitesi, üretme kapasitesi yatar
03:19
to be a contributorKatılımcı.
27
187000
4000
üretken olması için bu gereklidir.
03:23
One cannotyapamam contributekatkıda bulunmak unlessolmadıkça one feelshissediyor securegüvenli,
28
191000
6000
Bir insan kendini güvende hissetmezse üretici olamaz,
03:29
one feelshissediyor bigbüyük,
29
197000
3000
kendini büyük hissetmezse,
03:32
one feelshissediyor: I have enoughyeterli.
30
200000
6000
kendi içinde "ben yeteri kadarını aldım!" seklinde hissetmezse üretemez.
03:38
To be compassionateşefkatli is not a jokeşaka.
31
206000
4000
Şefkatli olmak bir şaka değildir.
03:42
It's not that simplebasit.
32
210000
3000
Bu o kadar da basit değildir.
03:45
One has to discoverkeşfetmek a certainbelli bignessİrilik in oneselfkendini.
33
213000
7000
Bir kişi kendi içinde "büyüklüğünü" keşfetmek zorundadır.
03:52
That bignessİrilik should be centeredortalanmış on oneselfkendini,
34
220000
3000
Bu büyüklük kişinin içinde olmalıdır.
03:55
not in termsşartlar of moneypara,
35
223000
3000
maddi açıdan değil,
03:58
not in termsşartlar of powergüç you wieldellerinde,
36
226000
4000
güç kullanabilme potansiyeli değil,
04:02
not in termsşartlar of any statusdurum that you can commandkomuta in the societytoplum,
37
230000
8000
toplumda sahip olduğunuz statüyle elde ettiğiniz komuta gücü değil,
04:10
but it should be centeredortalanmış on oneselfkendini.
38
238000
5000
bu büyüklüğün kendi içinizde olması gereklidir.
04:15
The selföz: you are self-awarekendini bilen.
39
243000
4000
Kendiniz, kendinizin farkında olmalısınız
04:19
On that selföz, it should be centeredortalanmış -- a bignessİrilik, a wholenessbütünlük.
40
247000
7000
İşte bu kısımda, büyüklüğünüz, bütünlüğünüz merkezinizde olmalıdır.
04:26
OtherwiseAksi takdirde, compassionmerhamet is just a wordsözcük and a dreamrüya.
41
254000
7000
yoksa, şefkat-merhamet sadece bir kelime ve bir rüyadan ibaret olur.
04:36
You can be compassionateşefkatli occasionallybazen,
42
264000
5000
Ara sıra şefkatli olabilirsiniz,
04:41
more movedtaşındı by empathyempati
43
269000
4000
şevkatten ziyade empati ,
04:45
than by compassionmerhamet.
44
273000
7000
empati ile hareket edersiniz
04:52
Thank God we are empatheticempatik.
45
280000
4000
Allaha şükür ki empatiğiz.
04:56
When somebody'sbiri var in painAğrı, we pickalmak up the painAğrı.
46
284000
5000
Biri acı çekerken, acıyı alabiliyoruz.
05:01
In a WimbledonWimbledon finalnihai matchmaç,
47
289000
7000
Wimbledon maçlarından birinde, final maçında
05:08
these two guys fightkavga it out.
48
296000
3000
bu iki adam savaşıyorlardı.
05:11
EachHer one has got two gamesoyunlar.
49
299000
5000
Her biri ikişer maç kazanmıştı.
05:16
It can be anybody'sherkes var gameoyun.
50
304000
3000
Bu herkesin maçı olabilirdi.
05:19
What they have sweatedter döktüm so faruzak has no meaninganlam.
51
307000
7000
Uğruna onca ter döktükleri şeyin aslında bir anlamı yoktu.
05:26
One personkişi winskazanç.
52
314000
6000
Bir kişi kazanır.
05:32
The tennistenis etiquettegörgü kuralları is, bothher ikisi de the playersoyuncu have to come to the net
53
320000
10000
Tenis etiketi, bu iki oyuncunun da nete doğru yaklaşması
05:42
and shakesallamak handseller.
54
330000
5000
ve el sıkışmalarını gerektiri.
05:47
The winnerkazanan boxeskutuları the airhava
55
335000
3000
Kazanın havayı yumruklayıp
05:50
and kissesöpücük the groundzemin,
56
338000
5000
ve yeri öper.
05:55
throwsatar his shirtgömlek as thoughgerçi somebodybirisi is waitingbekleme for it.
57
343000
4000
t-shirtünü, sanki birisi onu bekliyormuşcasına havaya atar.
05:59
(LaughterKahkaha)
58
347000
3000
(gülüşmeler)
06:02
And this guy has to come to the net.
59
350000
4000
Ve bu kişi nete doğru gelir.
06:06
When he comesgeliyor to the net,
60
354000
3000
Nete gediğinde
06:09
you see, his wholebütün faceyüz changesdeğişiklikler.
61
357000
5000
bütün yüzünün değiştiğini görebilirsiniz.
06:14
It looksgörünüyor as thoughgerçi he's wishingdilek that he didn't winkazanmak.
62
362000
5000
Sanki hiç kazanmamış olmayı dileyen bir ifade olur yüzünde.
06:19
Why? EmpathyEmpati.
63
367000
5000
Neden? Empati...
06:24
That's humaninsan heartkalp.
64
372000
2000
Bu insan kalbidir...
06:26
No humaninsan heartkalp is deniedinkar of that empathyempati.
65
374000
6000
Kalbi olan hiç bir insan empatiyi inkar edemez.
06:32
No religiondin can demolishyıkmak that by indoctrinationbeyin yıkama.
66
380000
6000
Hiç bir din, yada öğreti bunu yok edemez.
06:38
No culturekültür, no nationulus and nationalismmilliyetçilik --
67
386000
6000
Hiç bir kültür, ulus ve milliyetcilik
06:44
nothing can touchdokunma it
68
392000
3000
hiç bir şey buna dokunamaz
06:47
because it is empathyempati.
69
395000
3000
çünkü bu empatidir.
06:50
And that capacitykapasite to empathizeempati
70
398000
6000
Ve bu empati kurma kapasitesi
06:56
is the windowpencere throughvasitasiyla whichhangi you reachulaşmak out to people,
71
404000
8000
diğer insanlara ulaştığınız bir pencere gibidir,
07:04
you do something that makesmarkaları a differencefark in somebody'sbiri var life --
72
412000
5000
başka birinin hayatında farklılık yaratacak bir şey yaparsınız.
07:09
even wordskelimeler, even time.
73
417000
5000
Bazen kelimeler, bazen zaman.
07:14
CompassionŞefkat is not definedtanımlanmış in one formform.
74
422000
5000
Şefkat sadece tek formda olmaz.
07:19
There's no IndianHint compassionmerhamet.
75
427000
3000
Hintli şefkati diye bir şey yoktur.
07:22
There's no AmericanAmerikan compassionmerhamet.
76
430000
4000
Amerikan şefkati diye bir şey yoktur.
07:26
It transcendsaşar nationulus, the genderCinsiyet, the ageyaş.
77
434000
6000
Ulus, cinsiyet, yaşın ötesine geçer.
07:32
Why? Because it is there in everybodyherkes.
78
440000
11000
Neden? Çünkü herkesin içinde vardır.
07:43
It's experienceddeneyimli by people occasionallybazen.
79
451000
7000
İnsanlar tarafından bazen tecrübe edilir.
07:50
Then this occasionalara sıra compassionmerhamet,
80
458000
5000
Bu bazen oluşan şefkat,
07:55
we are not talkingkonuşma about --
81
463000
4000
hakkında konuşmadığımızdır.
07:59
it will never remainkalmak occasionalara sıra.
82
467000
3000
Asla "bazen" olarak kalmaz.
08:02
By mandatemanda, you cannotyapamam make a personkişi compassionateşefkatli.
83
470000
5000
Zorla bir insanı şefkatli yapamazsınız.
08:10
You can't say, "Please love me."
84
478000
4000
"Lütfen beni sev" diyemezsiniz
08:14
Love is something you discoverkeşfetmek.
85
482000
3000
Sevgi keşfettiğiniz bir şeydir.
08:17
It's not an actionaksiyon,
86
485000
5000
Bu bir hareket değildir
08:22
but in the Englishİngilizce languagedil, it is alsoAyrıca an actionaksiyon.
87
490000
5000
ama ingilizcede aynı zamanda bir eylem anlamına da geliyor.
08:27
I will come to it latersonra.
88
495000
4000
Buna daha sonra değineceğim.
08:31
So one has got to discoverkeşfetmek a certainbelli wholenessbütünlük.
89
499000
7000
Yani, bir kişi içindeki bütünselliği keşfetmek zorundadır.
08:38
I am going to citeanmak the possibilityolasılık of beingolmak wholebütün,
90
506000
7000
Deneyimlerimiz arasında olan, herkesin deneyimi olan
08:45
whichhangi is withiniçinde our experiencedeneyim, everybody'sherkesin experiencedeneyim.
91
513000
7000
bütün olabilme ihtimalinden bahsedeceğim..
08:52
In spitenispet of a very tragictrajik life,
92
520000
9000
Çok trajik bir yaşama rağman
09:01
one is happymutlu in momentsanlar whichhangi are very fewaz and faruzak betweenarasında.
93
529000
10000
insan, arada sırada ve tek tük varolan anlarda da nutludur.
09:11
And the one who is happymutlu,
94
539000
3000
Ve mutlu olan kişi
09:14
even for a slapstickşakşak jokeşaka,
95
542000
8000
hatta abartılı bir şakadan dolayı mutlu olsa dahi
09:22
acceptskabul eder himselfkendisi and alsoAyrıca the schemedüzen of things in whichhangi one findsbuluntular oneselfkendini.
96
550000
9000
kendisini ve kendi içinde tasavvur ettiği şeylerin hepsini kabul eder.
09:31
That meansanlamına geliyor the wholebütün universeEvren,
97
559000
4000
Bu bütün bir evren demektir
09:35
knownbilinen things and unknownBilinmeyen things.
98
563000
4000
bilinen ve bilinmeyen şeyler,
09:39
All of them are totallybütünüyle acceptedkabul edilmiş
99
567000
6000
Bütün hepsi tamamen kabul edilmiştir
09:45
because you discoverkeşfetmek your wholenessbütünlük in yourselfkendin.
100
573000
6000
çünkü kendi içinizdeki bütünselliği keşfetmişsinizdir.
09:51
The subjectkonu -- "me" --
101
579000
4000
Subje, ben,
09:55
and the objectnesne -- the schemedüzen of things --
102
583000
3000
ve obje, tasavvur edilmiş tüm şeyler
09:58
fusesigorta into onenessbirliğini,
103
586000
5000
bir olma halinde birleşir,
10:03
an experiencedeneyim nobodykimse can say, "I am deniedinkar of,"
104
591000
6000
hiç kimsenin "Ben inkar ediyorum" diyemeyeceği bir deneyim
10:09
an experiencedeneyim commonortak to all and sundryMuhtelif.
105
597000
6000
hepimize ait ve ufak tefek muhtelif deneyimler.
10:15
That experiencedeneyim confirmsonaylar that, in spitenispet of all your limitationssınırlamaları --
106
603000
9000
Bu deneyim, bütün kısıtlamalarınıza rağmen, şunu teyid eder,
10:24
all your wants, desiresarzuları, unfulfilledyerine getirilmemiş, and the creditkredi cardskartları
107
612000
5000
bütün istekleriniz, arzularınız, boşluklarınız ve kredi kartlarınız,
10:29
and layoffsişten çıkarmalar
108
617000
5000
işten çıkarılmalarınız,
10:34
and, finallyen sonunda, baldnesskellik --
109
622000
4000
ve en son olarak da kelliğinize rağmen
10:38
you can be happymutlu.
110
626000
4000
mutlu olabilirsiniz.
10:42
But the extensionuzantı of the logicmantık is
111
630000
5000
Fakat bu mantıkla bakışımız genişletildiğinde
10:47
that you don't need to fulfillyerine getirmek your desirearzu etmek to be happymutlu.
112
635000
6000
sizler mutlu olma arzunuzu gidermeye ihtiyaç duymazsınız.
10:53
You are the very happinessmutluluk, the wholenessbütünlük that you want to be.
113
641000
6000
Sizler olmak istediğiniz o büyük mutluluk ve bütünlüksünüz.
10:59
There's no choiceseçim in this:
114
647000
2000
Bunda bir seçim hakkınız da yok.
11:01
that only confirmsonaylar the realitygerçeklik
115
649000
6000
Bu, sadece, gerçeği tasdik eden
11:07
that the wholenessbütünlük cannotyapamam be differentfarklı from you,
116
655000
7000
o bütünlüğün sizden değişik olamayacağıdır,
11:14
cannotyapamam be minuseksi you.
117
662000
4000
sizden çıkartılamaz
11:18
It has got to be you.
118
666000
3000
siz olmak zorundadır
11:21
You cannotyapamam be a partBölüm of wholenessbütünlük
119
669000
3000
Bütünlüğün bir parçası olup da
11:24
and still be wholebütün.
120
672000
3000
hala bütün olunamaz.
11:27
Your momentan of happinessmutluluk revealsortaya çıkarır that realitygerçeklik,
121
675000
4000
İşte o mutluluk anlarınız bu gerçeği ortaya çıkarır,
11:31
that realizationgerçekleşme, that recognitiontanıma:
122
679000
5000
bunu farketmenizi, bunu tanımanızı sağlar.
11:36
"Maybe I am the wholebütün.
123
684000
3000
Belki ben bütünün kendisiyim.
11:39
Maybe the swamiSwami is right.
124
687000
3000
Belki Hintli din bilgini haklı.
11:42
Maybe the swamiSwami is right." You startbaşlama your newyeni life.
125
690000
11000
Belki bu konuşan hinti din bilgini haklı. Yeni bir hayata başlarsınız.
11:53
Then everything becomesolur meaningfulanlamlı.
126
701000
6000
İşte o zaman herşey bir anlam kazanır.
11:59
I have no more reasonneden to blamesuçlama myselfkendim.
127
707000
4000
Kendimi suçlamak için daha fazla sebebim yok.
12:03
If one has to blamesuçlama oneselfkendini, one has a millionmilyon reasonsnedenleri plusartı manyçok.
128
711000
6000
Birisi kendisini suçlayacaksa, milyonlarca sebebi vardır zaten,
12:09
But if I say, in spitenispet of my bodyvücut beingolmak limitedsınırlı --
129
717000
6000
ama ben "bu limitli bedenime rağmen" dersem;
12:15
if it is blacksiyah it is not whitebeyaz, if it is whitebeyaz it is not blacksiyah:
130
723000
9000
bedenim siyah, beyaz değil; bedenim beyaz, siyah değil,
12:24
bodyvücut is limitedsınırlı any whichhangi way you look at it. LimitedSınırlı.
131
732000
6000
bedeniniz, bakış açınıza göre limitlidir. Limitlidir.
12:30
Your knowledgebilgi is limitedsınırlı, healthsağlık is limitedsınırlı,
132
738000
4000
Bilginiz de limitlidir, sağlığınız da limitlidir,
12:34
and powergüç is thereforebu nedenle limitedsınırlı,
133
742000
3000
ve dolayısı ile güç de limitlidir,
12:37
and the cheerfulnessneşe is going to be limitedsınırlı.
134
745000
5000
ve mutluluğunuz da limitli olacaktır.
12:42
CompassionŞefkat is going to be limitedsınırlı.
135
750000
3000
Şefkat de limitli olacaktır.
12:45
Everything is going to be limitlesssınırsız.
136
753000
5000
Herşey limitSİZ olacaktır.
12:50
You cannotyapamam commandkomuta compassionmerhamet
137
758000
6000
Limitsiz olmadığınız sürece şefkati idare edemezsiniz
12:56
unlessolmadıkça you becomeolmak limitlesssınırsız, and nobodykimse can becomeolmak limitlesssınırsız,
138
764000
4000
limitsiz olmadığınız sürece ve kimse limitsizleşemez.
13:00
eitherya you are or you are not. PeriodDönem.
139
768000
5000
ya öylesinizdir, ya değil. Nokta.
13:05
And there is no way of your beingolmak not limitlesssınırsız too.
140
773000
9000
Ve limitsiz olmamanın da bir yolu yoktur.
13:14
Your ownkendi experiencedeneyim revealsortaya çıkarır, in spitenispet of all limitationssınırlamaları, you are the wholebütün.
141
782000
10000
Kendi deneyimleriniz açığa çıkarıyor ki, tüm limitlerinize rağmen, bütünsünüz.
13:24
And the wholenessbütünlük is the realitygerçeklik of you
142
792000
5000
Ve dünya ile ilişkinizde de
13:29
when you relateilgili to the worldDünya.
143
797000
2000
sizin gerçekliğiniz, bu bütünlüğünüzdür
13:31
It is love first.
144
799000
3000
Sevgi öncedir.
13:34
When you relateilgili to the worldDünya,
145
802000
2000
Dünya ile ilişkinizde
13:36
the dynamicdinamik manifestationtezahürü of the wholenessbütünlük
146
804000
5000
bu bütünlüğünüzün dinamik olarak ortaya çıkaracağı şey ise
13:41
is, what we say, love.
147
809000
5000
Sevgi-AŞK dediğimiz şeydir.
13:46
And itselfkendisi becomesolur compassionmerhamet
148
814000
4000
Ve eğer ilişkide olduğunuz obje o duyguyu size çağrıştırıyorsa
13:50
if the objectnesne that you relateilgili to evokesçağrıştıran that emotionduygu.
149
818000
11000
kişi şefkatin kendisi olur.
14:01
Then that again transformsdönüşümler into givingvererek, into sharingpaylaşım.
150
829000
10000
Sonra bu sizi veren ve paylaşan olma yönünde değiştirir.
14:11
You expressekspres yourselfkendin because you have compassionmerhamet.
151
839000
6000
Şefkatiniz olduğu için kendinizi ifade edersiniz.
14:17
To discoverkeşfetmek compassionmerhamet, you need to be compassionateşefkatli.
152
845000
6000
Şefkati keşfetmek için, şefkatli olmak zorundasınız.
14:23
To discoverkeşfetmek the capacitykapasite to give and sharepay,
153
851000
5000
Verme ve paylaşma kapasitenizi keşfetmek için
14:28
you need to be givingvererek and sharingpaylaşım.
154
856000
2000
veren ve paylaşan kişi olmalısınız.
14:30
There is no shortcutkısayol: it is like swimmingyüzme by swimmingyüzme.
155
858000
5000
Kısa bir yolu yok. Bu, yüzerek yüzmeyi öğrenmek gibidir.
14:35
You learnöğrenmek swimmingyüzme by swimmingyüzme.
156
863000
4000
Yüzmeyi yüzerek öğrenirsiniz.
14:39
You cannotyapamam learnöğrenmek swimmingyüzme on a foamköpük mattressyatak and entergirmek into waterSu.
157
867000
4000
Köpükle dolu bir şilte üstünde yüzmeyi öğrenip daha sonra suya giremezsiniz.
14:43
(LaughterKahkaha)
158
871000
2000
(gülüşmeler)
14:45
You learnöğrenmek swimmingyüzme by swimmingyüzme. You learnöğrenmek cyclingBisiklete binme by cyclingBisiklete binme.
159
873000
4000
Yüzerek yüzmeyi öğrenir, bisiklete binerek bisiklet kullanmayı öğrenirsiniz.
14:49
You learnöğrenmek cookingyemek pişirme by cookingyemek pişirme,
160
877000
2000
Yemek yaparak yemek yapmayı,
14:51
havingsahip olan some sympatheticsempatik people around you
161
879000
3000
çevrenize sempatik insanları da alarak
14:54
to eatyemek what you cookpişirmek.
162
882000
2000
pişirdiklerinizi onlarla yiyerek öğrenirsiniz.
14:56
(LaughterKahkaha)
163
884000
3000
gülüşmeler
15:04
And, thereforebu nedenle, what I say,
164
892000
4000
Ve, bundan dolayı, diyorum ki,
15:08
you have to fakesahte it and make it.
165
896000
2000
bunu yapıyormuş gibi yaparak yapın. Numara yapın ve sonra yapın.
15:10
(LaughterKahkaha)
166
898000
7000
(gülüşmeler)
15:17
You need to.
167
905000
3000
Bunu yapmanız gerekiyor.
15:20
My predecessoröncül meantdemek that.
168
908000
6000
Benim atalarım bunu anlattı.
15:26
You have to actdavranmak it out.
169
914000
5000
Bunu dışa vurmalısınız.
15:31
You have to actdavranmak compassionatelymerhametle.
170
919000
7000
Şefkatle hareket etmelisiniz.
15:38
There is no verbfiil for compassionmerhamet,
171
926000
5000
Şefkat için bir fiil yoktur,
15:43
but you have an adverbZarf for compassionmerhamet.
172
931000
4000
ama şefkat için bir zarf (belirteç) vardır.
15:47
That's interestingilginç to me.
173
935000
4000
Bu bana ilginç gelir.
15:51
You actdavranmak compassionatelymerhametle.
174
939000
6000
Şefkatle davranırsınız. Şefkatli olursunuz.
15:57
But then, how to actdavranmak compassionatelymerhametle if you don't have compassionmerhamet?
175
945000
4000
Ama sonra şu var, şefkatiniz yoksa, nasıl şefkatli davranabilirsiniz?
16:01
That is where you fakesahte.
176
949000
3000
İşte bu noktada numara yapacaksınız.
16:04
You fakesahte it and make it. This is the mantramantra of the UnitedAmerika StatesBirleşik of AmericaAmerika.
177
952000
4000
Yapıyormuş gibi yapın ve yapın. USA 'da mantra (öz.'le dua'da çok tekrarlanan söz) budur.
16:08
(LaughterKahkaha)
178
956000
5000
gülüşmeler
16:13
You fakesahte it and make it.
179
961000
4000
Yapıyormuş gibi yapın ve yapın.
16:17
You actdavranmak compassionatelymerhametle as thoughgerçi you have compassionmerhamet:
180
965000
3000
Şefkatiniz varmış gibi şefkatli davranın
16:20
grindeziyet your teethdiş,
181
968000
3000
dişlerinizi gıcırdatın,
16:23
take all the supportdestek systemsistem.
182
971000
2000
bütün destek sistemini alın,
16:25
If you know how to praydua etmek, praydua etmek.
183
973000
4000
dua etmeyi biliyorsanız, edin.
16:29
AskSormak for compassionmerhamet.
184
977000
3000
Şefkat dileyin.
16:32
Let me actdavranmak compassionatelymerhametle.
185
980000
3000
"Şefkatle davranmama izin ver..."
16:35
Do it.
186
983000
2000
Yapın bunu.
16:37
You'llYou'll discoverkeşfetmek compassionmerhamet
187
985000
2000
Sizde şefkati keşfedeceksiniz.
16:39
and alsoAyrıca slowlyyavaşça a relativebağıl compassionmerhamet,
188
987000
5000
Yavaşca kısmen şefkati
16:44
and slowlyyavaşça, perhapsbelki if you get the right teachingöğretim,
189
992000
4000
ve yavaşca, eğer doğru eğitimi alırsanız, muhtemelen
16:48
you'llEğer olacak discoverkeşfetmek compassionmerhamet is a dynamicdinamik manifestationtezahürü
190
996000
5000
şefkatin dinamik alametlerini belirtilerini keşfedeceksiniz
16:53
of the realitygerçeklik of yourselfkendin, whichhangi is onenessbirliğini, wholenessbütünlük,
191
1001000
6000
kendi gerçekliğinizi, BİRliğinizi, bütünlüğünüzü
16:59
and that's what you are.
192
1007000
2000
olduğunuz şeyi keşfedeceksiniz.
17:01
With these wordskelimeler, thank you very much.
193
1009000
3000
Bu kelimelerle, size çok teşekkür ediyorum.
17:04
(ApplauseAlkış)
194
1012000
2000
Alkışlar
Translated by Seda Demirel
Reviewed by Müge Gür

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Dayananda Saraswati - Vedantic teacher
Swami Dayananda Saraswati is an acclaimed spiritual teacher and the founder of AIM for Seva -- a charitable trust that works to relieve poverty across India.

Why you should listen

Swami Dayananda Saraswati has been teaching the traditional wisdom of Vedanta for more than four decades, in India and around the world. His success as a teacher is evident in the successes of his students -- over 100 are now swamis themselves, and highly respected as scholars and teachers. Within the Hindu community, he has worked to create harmony, founding the Hindu Dharma Acharya Sabha, where heads of different sects can come together learn from each other. In the larger religious community, he has also made huge strides towards cooperation, convening the first World Congress for the Preservation of Religious Diversity.

However, Swami Saraswati’s work is not limited to the religious community. He is the founder and an active executive member of the All India Movement (AIM) for Seva. Since 2000, AIM has been bringing medical assistance, education, food and infrastructure to people living in the most remote areas of India. Growing up in a small, rural village himself, the Swami understood the particular challenges to accessing aid faced by those outside of the cities. Today, AIM for Seva estimates that they have been able to help over two million people in need.

More profile about the speaker
Dayananda Saraswati | Speaker | TED.com