ABOUT THE SPEAKER
Peter Eigen - Founder, Transparency International
As a director of the World Bank in Nairobi, Peter Eigen saw firsthand how devastating corruption can be. He's founder of Transparency International, an NGO that works to persuade international companies not to bribe.

Why you should listen

From the website of Transparency International comes this elegant definition: What is corruption? Corruption is the abuse of entrusted power for private gain. It hurts everyone whose life, livelihood or happiness depends on the integrity of people in a position of authority.

Peter Eigen knows this. He worked in economic development for 25 years, mainly as a World Bank manager of programs in Africa and Latin America. Among his assignments, he served as director of the regional mission for Eastern Africa from 1988 to 1991. Stunned by the depth and pervasiveness -- and sheer destructiveness -- of the corruption he encountered, he formed the group Transparency International to take on some of the main players in deals with corrupt officials: multinational corporations.

Eigen believes that the best way to root out corruption is to make it known. Thus, Transparency International works to raises awareness of corruption, and takes practical action to address it, including public hearings.

More profile about the speaker
Peter Eigen | Speaker | TED.com
TEDxBerlin

Peter Eigen: How to expose the corrupt

Peter Eigen: "Yozlaşmış" nasıl ifşa edilir?

Filmed:
844,612 views

Peter Eigen, dünyanın en şaşırtıcı sosyal sorunlarının izlerinin, bizi, küresel şirketlerle el ele vermiş yozlaşmış hükümetlere çıkarabileceğini söylüyor. TEDxBerlin'deki konuşmasında Eigen, organizasyonu Transparency International [Uluslararası Şeffaflık] tarafından yürütülen heyecan verici karşı saldırıyı anlatıyor.
- Founder, Transparency International
As a director of the World Bank in Nairobi, Peter Eigen saw firsthand how devastating corruption can be. He's founder of Transparency International, an NGO that works to persuade international companies not to bribe. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:15
I am going to speakkonuşmak about corruptionbozulma,
0
0
2000
Yozlaşmayla ilgili konuşacağım
00:17
but I would like to juxtaposeayrýlabilir
1
2000
3000
fakat iki farklı şeyi
00:20
two differentfarklı things.
2
5000
2000
yan yana getirmek istiyorum.
00:22
One is the largegeniş globalglobal economyekonomi,
3
7000
5000
Biri, büyük küresel ekonomi,
00:27
the largegeniş globalizedküreselleşmiş economyekonomi,
4
12000
3000
büyük küreselleşmiş ekonomi
00:30
and the other one is the smallküçük, and very limitedsınırlı,
5
15000
3000
ve diğeri de geleneksel hükümetlerimizin
00:33
capacitykapasite of our traditionalgeleneksel governmentshükümetler
6
18000
4000
ve onların uluslararası kurumlarının
00:37
and theironların internationalUluslararası institutionskurumlar
7
22000
2000
bu ekonomiyi yönetmekteki, şekillendirmekteki
00:39
to governyönetmek, to shapeşekil, this economyekonomi.
8
24000
4000
küçük ve çok sınırlı kapasitesi.
00:43
Because there is this asymmetryasimetri,
9
28000
5000
Çünkü, temelde, aksayan yönetimi
00:48
whichhangi createsyaratır, basicallytemel olarak,
10
33000
3000
yaratan
00:51
failinghata governanceYönetim.
11
36000
2000
bu asimetri var.
00:53
FailingBaşarısız governanceYönetim in manyçok areasalanlar:
12
38000
2000
Birçok alanda aksayan yönetim;
00:55
in the areaalan of corruptionbozulma and the areaalan of destructionimha of the environmentçevre,
13
40000
4000
yozlaşma alanında ve çevrenin yok edilmesi alanında,
00:59
in the areaalan of exploitationistismar of womenkadınlar and childrençocuklar,
14
44000
3000
çocukların ve kadınların sömürülmesi alanında,
01:02
in the areaalan of climateiklim changedeğişiklik,
15
47000
4000
iklim değişikliği alanında.
01:06
in all the areasalanlar in whichhangi we really need
16
51000
3000
Dünya çapında bir arenada faaliyet
01:09
a capacitykapasite to reintroducetekrar takdim
17
54000
5000
gösteren ekonomiye, siyasetin üstünlüğünü
01:14
the primacyönceliği of politicssiyaset
18
59000
3000
tekrar sokabilme kapasitesine
01:17
into the economyekonomi,
19
62000
2000
gerçekten
01:19
whichhangi is operatingişletme in a worldwideDünya çapında arenaarena.
20
64000
4000
ihtiyacımız olan tüm alanlarda.
01:24
And I think corruptionbozulma,
21
69000
2000
Ve bence yozlaşma
01:26
and the fightkavga againstkarşısında corruptionbozulma,
22
71000
2000
ve yozlaşmaya karşı savaş
01:28
and the impactdarbe of corruptionbozulma,
23
73000
2000
ve yozlaşmanın etkisi,
01:30
is probablymuhtemelen one of the mostçoğu interestingilginç waysyolları
24
75000
2000
benim, bu "yönetim aksaklığı"yla
01:32
to illustrateörneklemek what I mean
25
77000
2000
ne düşündüğümü göstermenin
01:34
with this failurebaşarısızlık of governanceYönetim.
26
79000
3000
muhtemelen en ilginç yollarından biridir.
01:37
Let me talk about my ownkendi experiencedeneyim.
27
82000
4000
Size kendi tecrübemden bahsedeyim.
01:41
I used to work as the directoryönetmen
28
86000
3000
Dünya Bankası'nın Nairobi'deki
01:44
of the WorldDünya BankBanka officeofis in NairobiNairobi
29
89000
3000
Doğu Afrika ofisinde
01:47
for EastDoğu AfricaAfrika.
30
92000
2000
müdür olarak çalışıyordum.
01:49
At that time, I noticedfark
31
94000
2000
O zaman fark ettim ki,
01:51
that corruptionbozulma, that grandbüyük corruptionbozulma,
32
96000
3000
yozlaşma, büyük yozlaşma,
01:54
that systematicsistematik corruptionbozulma,
33
99000
2000
sistematik yozlaşma
01:56
was underminingzarar everything we were tryingçalışıyor to do.
34
101000
4000
yapmaya çalıştığımız her şeyi baltalıyordu.
02:00
And thereforebu nedenle, I beganbaşladı
35
105000
2000
Ve bu yüzden,
02:02
to not only try to protectkorumak
36
107000
3000
ben de
02:05
the work of the WorldDünya BankBanka,
37
110000
2000
Dünya Bankası'nın işlerini,
02:07
our ownkendi projectsprojeler, our ownkendi programsprogramlar
38
112000
2000
kendi projelerimizi, kendi programlarımızı
02:09
againstkarşısında corruptionbozulma,
39
114000
2000
yozlaşmaya karşı
02:11
but in generalgenel, I thought, "We need a systemsistem
40
116000
3000
korumaya çalışmaya başladım fakat bunun dışında da
02:14
to protectkorumak the people
41
119000
2000
genel olarak, dünyanın bu kısmındaki insanları
02:16
in this partBölüm of the worldDünya
42
121000
2000
yozlaşmanın tahribatından korumak için
02:18
from the ravagesyıkım of corruptionbozulma."
43
123000
3000
bir sisteme ihtiyacımız olduğunu düşündüm.
02:21
And as soonyakında as I startedbaşladı this work,
44
126000
3000
Ve bu çalışmaya başladığım gibi
02:24
I receivedAlınan a memorandummuhtıra from the WorldDünya BankBanka,
45
129000
3000
Dünya Bankası'ndan bir memorandum aldım,
02:27
from the legalyasal departmentbölüm first,
46
132000
2000
önce hukuk bölümünden;
02:29
in whichhangi they said, "You are not allowedizin to do this.
47
134000
2000
şöyle söylüyorlardı: "Bunu yapmaya izniniz yoktur.
02:31
You are meddlingburnunu sokmak in the internal affairsişler of our partnerortak countriesülkeler.
48
136000
4000
Ortağımız olan ülkelerin iç işlerine karışıyorsunuz.
02:35
This is forbiddenyasak by the charterCharter of the WorldDünya BankBanka,
49
140000
3000
Dünya Bankası tüzüğünce bu yasaklanmıştır.
02:38
so I want you to stop your doingszımbırtı."
50
143000
3000
Bunlara bağlı olarak faaliyetlerinizi durdurmanızı istiyoruz."
02:41
In the meantimebu arada, I was chairingBaşkanlık
51
146000
2000
Bu arada ben meselâ bağışçı
02:43
donordonör meetingstoplantılar, for instanceörnek,
52
148000
2000
toplantılarına başkanlık ediyordum,
02:45
in whichhangi the variousçeşitli donorsBağış,
53
150000
2000
bu toplantılarda çeşitli bağışçılar
02:47
and manyçok of them like to be in NairobiNairobi --
54
152000
3000
- ve çoğu Nairobi'de olmaktan hoşlanıyordu;
02:50
it is truedoğru, it is one of the
55
155000
2000
doğru, Nairobi dünyanın
02:52
unsafestunsafest citiesşehirler of the worldDünya,
56
157000
2000
en emniyetsiz şehirlerinden biri
02:54
but they like to be there because the other citiesşehirler
57
159000
2000
fakat orada olmaktan hoşlanıyorlardı çünkü
02:56
are even lessaz comfortablerahat.
58
161000
3000
diğer şehirler daha da rahatsızdı.
02:59
And in these donordonör meetingstoplantılar, I noticedfark
59
164000
2000
Ve bu bağışçı toplantılarında fark ettim ki
03:01
that manyçok of the worsten kötü projectsprojeler --
60
166000
2000
müşterilerimiz,
03:03
whichhangi were put forwardileri
61
168000
2000
hükümetler, girişimciler tarafından
03:05
by our clientsistemciler, by the governmentshükümetler,
62
170000
2000
sunulan
03:07
by promotersOrganizatör,
63
172000
2000
en kötü projelerin çoğu
03:09
manyçok of them representingtemsil eden
64
174000
2000
-ki bunların çoğu
03:11
supplierstedarikçileri from the NorthKuzey --
65
176000
2000
kuzeydeki firmaları temsil ediyordu-
03:13
that the worsten kötü projectsprojeler
66
178000
2000
en kötü projeler
03:15
were realizedgerçekleştirilen first.
67
180000
2000
ilk uygulanan projelerdi.
03:17
Let me give you an exampleörnek:
68
182000
2000
Size bir örnek vereyim.
03:19
a hugeKocaman powergüç projectproje,
69
184000
2000
Dev bir enerji projesi,
03:21
300 millionmilyon dollarsdolar,
70
186000
3000
-300 milyon dolar değerinde-
03:24
to be builtinşa edilmiş smackşaplak into
71
189000
2000
batı Kenya'nın tam da en hassas
03:26
one of the mostçoğu vulnerablesavunmasız, and one of the mostçoğu beautifulgüzel,
72
191000
3000
ve en güzel yerlerinden birine
03:29
areasalanlar of westernbatı KenyaKenya.
73
194000
3000
yapılacaktı.
03:32
And we all noticedfark immediatelyhemen
74
197000
2000
Ve hepimiz, bu projenin ekonomik
03:34
that this projectproje had no economicekonomik benefitsfaydaları:
75
199000
3000
bir faydası olmayacağını hemen fark ettik.
03:37
It had no clientsistemciler, nobodykimse would buysatın almak the electricityelektrik there,
76
202000
4000
Müşterisi yoktu. Orada kimse elektrik satın almazdı.
03:41
nobodykimse was interestedilgili in irrigationSulama projectsprojeler.
77
206000
2000
Kimse sulama projeleriyle ilgilenmiyordu.
03:43
To the contraryaksi, we knewbiliyordum that this projectproje
78
208000
3000
Diğer taraftan, bu projenin,
03:46
would destroyyıkmak the environmentçevre:
79
211000
2000
çevreyi yok edeceğini,
03:48
It would destroyyıkmak ripariankumarhaneyi forestsormanlar,
80
213000
2000
Samburu ve Tokana adındaki bölgenin
03:50
whichhangi were the basistemel for
81
215000
2000
göçebe gruplarının hayatta kalmalarının
03:52
the survivalhayatta kalma of nomadicgöçebe groupsgruplar,
82
217000
2000
temeli olan nehir kıyısı ormanlarını
03:54
the SamburuSamburu and the TurkanaTurkana in this areaalan.
83
219000
4000
yok edeceğini biliyorduk.
03:58
So everybodyherkes knewbiliyordum this is a, not a uselessyararsız projectproje,
84
223000
3000
Yani bu projenin sadece gereksiz bir proje olmadığını,
04:01
this is an absolutekesin damagingzarar, a terriblekorkunç projectproje --
85
226000
3000
ayrıca kesin zarar verecek, korkunç bir proje olduğunu hepimiz biliyorduk;
04:04
not to speakkonuşmak about the futuregelecek indebtednessborçluluk of the countryülke
86
229000
4000
ve tabii, bu yüzlerce milyon dolar için
04:08
for these hundredsyüzlerce of millionsmilyonlarca of dollarsdolar,
87
233000
2000
ülkenin gelecekteki borçlanmasından
04:10
and the siphoningSifonlama off
88
235000
3000
ve kıt olan ekonomik kaynakların
04:13
of the scarcekıt resourceskaynaklar of the economyekonomi
89
238000
2000
daha önemli olan okullar, hastaneler vb.
04:15
from much more importantönemli activitiesfaaliyetler
90
240000
3000
alanlardan çekilmesinden
04:18
like schoolsokullar, like hospitalshastaneler and so on.
91
243000
2000
bahsetmeye gerek bile yok.
04:20
And yethenüz, we all rejectedreddedilen this projectproje,
92
245000
3000
Ve hepimiz projeyi reddettik.
04:23
noneYok of the donorsBağış was willingistekli
93
248000
2000
Bağışçıların hiçbiri adlarının
04:25
to have theironların nameisim connectedbağlı with it,
94
250000
3000
bu projeyle anılmasını istemedi
04:28
and it was the first projectproje to be implementeduygulanan.
95
253000
2000
ve bu uygulanan ilk projeydi.
04:30
The good projectsprojeler, whichhangi we as a donordonör communitytoplum
96
255000
3000
Bağışçılar topluluğu olarak sahipleneceğimiz
04:33
would take underaltında our wingskanatlar,
97
258000
2000
iyi projeler
04:35
they tookaldı yearsyıl, you know,
98
260000
2000
yıllar aldı;
04:37
you had too manyçok studiesçalışmalar,
99
262000
2000
birçok çalışma yapmanız gerekiyordu
04:39
and very oftensık sık they didn't succeedbaşarılı olmak.
100
264000
2000
ve çoğunlukla bunlar başarıya ulaşmıyordu.
04:41
But these badkötü projectsprojeler,
101
266000
2000
Fakat bu kötü projeler,
04:43
whichhangi were absolutelykesinlikle damagingzarar -- for the economyekonomi
102
268000
2000
ekonomi için kesinlikle zararlı olan,
04:45
for manyçok generationsnesiller, for the environmentçevre,
103
270000
3000
nesiller boyunca çevre için zararlı olan,
04:48
for thousandsbinlerce of familiesaileleri who had to be resettledİskan --
104
273000
3000
binlerce ailenin başka yerlere göç etmesine neden olan
04:51
they were suddenlyaniden put togetherbirlikte
105
276000
2000
bu kötü projeler, birden,
04:53
by consortiakonsorsiyumlar of banksbankalar,
106
278000
3000
bankaların, tedarikçi aracılarının,
04:56
of supplierTedarikçi agenciesajanslar,
107
281000
2000
sigorta acentalarının
04:58
of insurancesigorta agenciesajanslar --
108
283000
2000
-Almanya'daki Hermes ve benzerleri gibi- oluşturduğu
05:00
like in GermanyAlmanya, HermesHermes, and so on --
109
285000
3000
konsorsiyumlar tarafından biraraya getirildi.
05:03
and they camegeldi back very, very quicklyhızlı bir şekilde,
110
288000
2000
Ve oranın güçlü seçkinleriyle kuzeyin
05:05
driventahrik by an unholyKutsal olmayan allianceİttifak
111
290000
2000
tedarikçileri arasındaki
05:07
betweenarasında the powerfulgüçlü elitesElitler
112
292000
4000
bir şer ittifakının önderliğinde
05:11
in the countriesülkeler there
113
296000
2000
çok çok hızlı
05:13
and the supplierstedarikçileri from the NorthKuzey.
114
298000
2000
bir şekilde geri geldiler.
05:15
Now, these supplierstedarikçileri
115
300000
2000
Şimdi, bu büyük tedarikçiler
05:17
were our bigbüyük companiesşirketler.
116
302000
2000
bizim büyük şirketlerimizdi.
05:19
They were the actorsaktörler of this globalglobal marketpazar,
117
304000
3000
Onlar, başlangıçta değindiğim
05:22
whichhangi I mentionedadı geçen in the beginningbaşlangıç.
118
307000
2000
bu küresel pazarın oyuncularıydı.
05:24
They were the SiemensesSiemenses of this worldDünya,
119
309000
3000
Onlar bu dünyanın Siemens'leriydi,
05:27
cominggelecek from FranceFransa, from the UKİNGİLTERE, from JapanJaponya,
120
312000
2000
Fransa'dan, Birleşik Krallık'tan, Japonya'dan,
05:29
from CanadaKanada, from GermanyAlmanya,
121
314000
2000
Kanada'dan, Almanya'dan geliyorlardı
05:31
and they were systematicallysistematik olarak driventahrik
122
316000
3000
ve sistematik olarak büyük ölçekli,
05:34
by systematicsistematik, large-scalebüyük ölçekli corruptionbozulma.
123
319000
3000
sistematik yozlaşmayla yönleniyorlardı.
05:37
We are not talkingkonuşma about
124
322000
2000
Burada
05:39
50,000 dollarsdolar here,
125
324000
2000
50.000 dolardan
05:41
or 100,000 dollarsdolar there, or one millionmilyon dollarsdolar there.
126
326000
3000
ya da 10.000 dolardan ya da bir milyon dolardan bahsetmiyoruz.
05:44
No, we are talkingkonuşma about 10 millionmilyon, 20 millionmilyon dollarsdolar
127
329000
3000
Hayır, 10 milyon, 20 milyon dolardan bahsediyoruz,
05:47
on the Swissİsviçre bankbanka accountshesapları,
128
332000
2000
İsviçre bankalarındaki,
05:49
on the bankbanka accountshesapları of LiechtensteinLiechtenstein,
129
334000
2000
Liechtenstein bankalarındaki hesaplarda bulunan
05:51
of the president'sBaşkan'ın ministersBakanlar,
130
336000
4000
başkanın bakanlarına, devletle ilgili sektörlerdeki üst düzey yetkililere
05:55
the highyüksek officialsYetkililer in the para-statalpara-statal sectorsSektörler.
131
340000
3000
ait olan paradan bahsediyoruz.
05:58
This was the realitygerçeklik whichhangi I saw,
132
343000
2000
Gördüğüm gerçek buydu
06:00
and not only one projectproje like that:
133
345000
2000
ve bu sadece bu proje değildi.
06:02
I saw, I would say,
134
347000
2000
Sanıyorum, Afrika'da çalıştığım
06:04
over the yearsyıl I workedişlenmiş in AfricaAfrika,
135
349000
2000
yıllar boyunca bunun gibi
06:06
I saw hundredsyüzlerce of projectsprojeler like this.
136
351000
2000
yüzlerce proje gördüm.
06:08
And so, I becameoldu convincedikna olmuş
137
353000
3000
Ve böylece,
06:11
that it is this systematicsistematik corruptionbozulma
138
356000
3000
bu ülkelerdeki ekonomi politikalarının oluşturulmasını bozan
06:14
whichhangi is pervertingsaptırıyor economicekonomik policy-makingpolitika in these countriesülkeler,
139
359000
3000
bu sistematik yozlaşmanın,
06:17
whichhangi is the mainana reasonneden
140
362000
3000
buralardaki
06:20
for the miserysefalet, for the povertyyoksulluk,
141
365000
3000
acının, yoksulluğun,
06:23
for the conflictsçatışmalar, for the violenceşiddet,
142
368000
2000
çatışmaların, şiddetin,
06:25
for the desperationumutsuzluk
143
370000
2000
umutsuzluğun
06:27
in manyçok of these countriesülkeler.
144
372000
2000
temel nedeni olduğuna ikna oldum.
06:29
That we have todaybugün
145
374000
2000
Bugün hâlâ,
06:31
more than a billionmilyar people belowaltında the absolutekesin povertyyoksulluk linehat,
146
376000
3000
bir milyardan fazla insanın mutlak yoksulluk sınırının altında olması,
06:34
that we have more than a billionmilyar people
147
379000
3000
içme suyu olmayan
06:37
withoutolmadan properuygun drinkingiçme waterSu in the worldDünya,
148
382000
2000
bir milyardan fazla insanın olması,
06:39
twiceiki defa that numbernumara,
149
384000
2000
bunun iki katı,
06:41
more than two billionmilyar people
150
386000
2000
iki milyardan fazla insanın
06:43
withoutolmadan sanitationsanitasyon and so on,
151
388000
2000
temel temizlik şartlarından yoksun olması
06:45
and the consequentBunun neticesi olan illnesseshastalıklar
152
390000
2000
ve bunlara bağlı olan
06:47
of mothersanneler and childrençocuklar,
153
392000
3000
anne ve çocuk hastalıkları,
06:50
still, childçocuk mortalityölüm oranı of more than
154
395000
3000
hâlâ çocuk ölümlerinin -beş yaşına gelmeden
06:53
10 millionmilyon people everyher yearyıl,
155
398000
2000
ölen çocukların- her sene
06:55
childrençocuklar dyingölen before they are fivebeş yearsyıl oldeski:
156
400000
2000
10 milyondan fazla olması...
06:57
The causesebeb olmak of this is, to a largegeniş extentderece,
157
402000
3000
Bunların nedeni, büyük ölçüde
07:00
grandbüyük corruptionbozulma.
158
405000
2000
büyük yozlaşmadır.
07:02
Now, why did the WorldDünya BankBanka
159
407000
3000
Şimdi, Dünya Bankası
07:05
not let me do this work?
160
410000
3000
benim bu işi yapmama neden izin vermedi?
07:08
I foundbulunan out afterwardssonradan,
161
413000
3000
Daha sonra bunu buldum;
07:11
after I left, underaltında a bigbüyük fightkavga, the WorldDünya BankBanka.
162
416000
3000
büyük bir kavgayla Dünya Bankası'ndan ayrıldıktan sonra.
07:14
The reasonneden was that the membersüyeler of the WorldDünya BankBanka
163
419000
3000
Nedeni, Dünya Bankası'nın üyelerinin -Almanya dahil-
07:17
thought that foreignyabancı briberyrüşvet was okay,
164
422000
3000
dış ülkelerde rüşvet vermenin
07:20
includingdahil olmak üzere GermanyAlmanya.
165
425000
2000
normal olduğunu düşünmeleriydi.
07:22
In GermanyAlmanya, foreignyabancı briberyrüşvet was allowedizin.
166
427000
2000
Almanya'da, dış ülkelerde verilen rüşvete izin verilmişti.
07:24
It was even tax-deductiblevergiden düşülebilir.
167
429000
3000
Hatta vergiden düşürülebiliyordu.
07:27
No wondermerak etmek that mostçoğu of the mostçoğu importantönemli
168
432000
2000
Almanya'daki en önemli işletmelerin çoğunun,
07:29
internationalUluslararası operatorsişleçler in GermanyAlmanya,
169
434000
3000
aynı zamanda Fransa ve Birleşik Krallık'takilerin
07:32
but alsoAyrıca in FranceFransa and the UKİNGİLTERE
170
437000
2000
ve İskandinavya'dakilerin her yerde, sistematik olarak
07:34
and ScandinaviaScandinavia, everywhereher yerde, systematicallysistematik olarak bribedrüşvetçi.
171
439000
2000
rüşvet vermelerinde şaşırılacak bir şey yoktu.
07:36
Not all of them, but mostçoğu of them.
172
441000
3000
Hepsi değil ama çoğu.
07:39
And this is the phenomenonfenomen
173
444000
2000
Ve bu, benim "aksayan yönetim" olarak
07:41
whichhangi I call failinghata governanceYönetim,
174
446000
3000
adlandırdığım fenomendir
07:44
because when I then camegeldi to GermanyAlmanya
175
449000
2000
çünkü o zamanlarda Almanya'ya geldiğimde
07:46
and startedbaşladı this little NGOSİVİL TOPLUM ÖRGÜTÜ
176
451000
2000
ve burada Berlin'de, Villa Borsig'de
07:48
here in BerlinBerlin, at the VillaVilla BorsigBorsig,
177
453000
4000
bu küçük STK'yı kurduğumda
07:52
we were told, "You cannotyapamam stop
178
457000
3000
bize şöyle dediler: "Alman ihracatçılarımızın
07:55
our GermanAlmanca exportersİhracatçılar from bribingrüşvet,
179
460000
2000
rüşvet vermelerini engelleyemezsiniz
07:57
because we will losekaybetmek our contractssözleşmeler.
180
462000
3000
çünkü kontratlarımızı kaybederiz.
08:00
We will losekaybetmek to the FrenchFransızca,
181
465000
2000
Fransızlar'a geçiliriz,
08:02
we will losekaybetmek to the Swedesİsveçliler, we'lliyi losekaybetmek to the JapaneseJaponca."
182
467000
3000
İsveçliler'e geçiliriz, Japonlar'a geçiliriz."
08:05
And thereforebu nedenle, there was a indeedaslında a prisoner'stutsak dilemmaikilem,
183
470000
3000
Ve bundan dolayı, tekil bir şirket,
08:08
whichhangi madeyapılmış it very difficultzor
184
473000
2000
tekil bir ihracat ülkesi için
08:10
for an individualbireysel companyşirket,
185
475000
2000
"Biz, büyük şirketlerin bu
08:12
an individualbireysel exportingdışa aktarma countryülke
186
477000
3000
ölümcül ve feci rüşvet verme alışkanlığını
08:15
to say, "We are not going to
187
480000
2000
devam ettirmeyeceğiz." demeyi zorlaştıran
08:17
continuedevam et this deadlyölümcül, disastrousfelaket
188
482000
3000
gerçekten bir
08:20
habitalışkanlık of largegeniş companiesşirketler to briberüşvet."
189
485000
4000
"mahkûm ikilemi" oluşmuştu.
08:24
So this is what I mean
190
489000
2000
İşte "aksayan yönetim"le
08:26
with a failinghata governanceYönetim structureyapı,
191
491000
3000
kastettiğim şey buydu;
08:29
because even the powerfulgüçlü governmenthükümet,
192
494000
2000
çünkü Almanya'da sahip olduğumuz gibi
08:31
whichhangi we have in GermanyAlmanya, comparativelynispeten,
193
496000
3000
nispeten güçlü bir hükümet bile
08:34
was not ableyapabilmek to say,
194
499000
2000
"Şirketlerin, yurtdışında rüşvet vermelerine
08:36
"We will not allowizin vermek our companiesşirketler to briberüşvet abroadyurt dışı."
195
501000
3000
izin vermeyeceğiz." diyemiyordu.
08:39
They neededgerekli help,
196
504000
2000
Yardıma ihtiyaçları vardı
08:41
and the largegeniş companiesşirketler themselveskendilerini
197
506000
2000
ve büyük şirketlerin kendileri de
08:43
have this dilemmaikilem.
198
508000
2000
bu ikilemin içindeydiler.
08:45
ManyBirçok of them didn't want to briberüşvet.
199
510000
2000
Birçoğu rüşvet vermek istemiyordu.
08:47
ManyBirçok of the GermanAlmanca companiesşirketler, for instanceörnek,
200
512000
2000
Alman şirketlerinin çoğu, meselâ,
08:49
believe that they are really
201
514000
2000
gerçekten iyi bir fiyata
08:51
producingüreten a high-qualityyüksek kalite productürün
202
516000
2000
yüksel kaliteli bir ürün ürettiklerine
08:53
at a good pricefiyat, so they are very competitiverekabetçi.
203
518000
3000
yani çok rekabetçi olduklarına inanıyorlardı.
08:56
They are not as good at bribingrüşvet
204
521000
3000
Rüşvet vermekte, uluslararası rakiplerinin
08:59
as manyçok of theironların internationalUluslararası competitorsrakipler are,
205
524000
2000
çoğu kadar iyi değillerdi
09:01
but they were not allowedizin
206
526000
2000
fakat güçlerini
09:03
to showgöstermek theironların strengthsgüçlü,
207
528000
2000
gösteremiyorlardı çünkü
09:05
because the worldDünya was eatenyemiş up
208
530000
3000
dünya, bu büyük yozlaşmayla
09:08
by grandbüyük corruptionbozulma.
209
533000
2000
yiyip bitiriliyordu.
09:10
And this is why I'm tellingsöylüyorum you this:
210
535000
4000
Ve size bunu anlatmamın nedeni de bu;
09:14
CivilSivil societytoplum rosegül to the occasionfırsat.
211
539000
4000
sivil toplum kendini gösterdi.
09:18
We had this smallküçük NGOSİVİL TOPLUM ÖRGÜTÜ,
212
543000
2000
Küçük bir STK'mız vardı,
09:20
TransparencyŞeffaflık InternationalUluslararası.
213
545000
2000
Transparency International [Uluslararası Şeffaflık].
09:22
They beganbaşladı to think of
214
547000
2000
Bu "mahkûm ikilemi"nden
09:24
an escapekaçış routerota from this prisoner'stutsak dilemmaikilem,
215
549000
3000
nasıl kurtulunabileceğini düşünmeye başladık
09:27
and we developedgelişmiş conceptskavramlar
216
552000
4000
ve ortak eylemlerle
09:31
of collectivetoplu actionaksiyon,
217
556000
2000
ilgili fikirler geliştirdik;
09:33
basicallytemel olarak tryingçalışıyor to bringgetirmek variousçeşitli competitorsrakipler
218
558000
2000
temelde, çeşitli rakipleri
09:35
togetherbirlikte around the tabletablo,
219
560000
2000
aynı masa etrafına getirmeye çalışıp
09:37
explainingaçıklayan to all of them
220
562000
2000
hepsine birden
09:39
how much it would be in theironların interestsilgi
221
564000
2000
aynı anda rüşvetten vazgeçmelerinin
09:41
if they simultaneouslyeşzamanlı would stop bribingrüşvet,
222
566000
2000
ne kadar kendi çıkarlarına olacağını anlattık
09:43
and to make a long storyÖykü shortkısa,
223
568000
3000
ve özetlemek gerekirse,
09:46
we managedyönetilen to eventuallysonunda
224
571000
2000
neticede Almanya'yı diğer
09:48
get GermanyAlmanya to signişaret
225
573000
2000
OECD ülkeleriyle beraber ve bazı başka
09:50
togetherbirlikte with the other OECDOECD countriesülkeler
226
575000
2000
ihracatçılarla birlikte
09:52
and a fewaz other exportersİhracatçılar.
227
577000
2000
1997'de, OECD himayesinde,
09:54
In 1997, a conventionKongre,
228
579000
3000
herkesi kanunlarını değiştirmeye
09:57
underaltında the auspiceshimayesi of the OECDOECD,
229
582000
2000
ve dış ülke rüşvetlerini suç kabul etmeye
09:59
whichhangi obligedyükümlü everybodyherkes
230
584000
2000
zorlayan bir sözleşmeyi
10:01
to changedeğişiklik theironların lawsyasalar
231
586000
2000
imzalamaya
10:03
and criminalizesuç foreignyabancı briberyrüşvet.
232
588000
2000
ikna ettik.
10:05
(ApplauseAlkış)
233
590000
4000
(Alkış)
10:09
Well, thank you. I mean, it's interestingilginç,
234
594000
2000
Evet, teşekkür ederim, bence şu ilginçti;
10:11
in doing this,
235
596000
2000
bunu yaparken
10:13
we had to sitoturmak togetherbirlikte with the companiesşirketler.
236
598000
3000
şirketlerle birlikte oturmamız gerekti.
10:16
We had here in BerlinBerlin, at the AspenTitrek kavak InstituteEnstitüsü on the WannseeWannsee,
237
601000
3000
Burada, Berlin'de Wannsee'deki Aspen Enstitüsü'nde
10:19
we had sessionsoturumları with about
238
604000
2000
endüstrinin önde gelen
10:21
20 captainskaptanları of industrysanayi,
239
606000
2000
20 kişisiyle toplantılar yaptık
10:23
and we discussedtartışılan with them
240
608000
2000
ve onlarla uluslararası rüşvetle
10:25
what to do about internationalUluslararası briberyrüşvet.
241
610000
2000
ilgili neler yapılması gerektiğini tartıştık
10:27
In the first sessionoturum, toplantı, celse -- we had threeüç sessionsoturumları
242
612000
2000
ilk toplantıda; iki yıllık süre boyunca
10:29
over the coursekurs of two yearsyıl.
243
614000
2000
üç toplantımız oldu.
10:31
And PresidentBaşkan vonvon WeizsWeizsäckercker, by the way,
244
616000
3000
Ve başkan von Weizsäcker, bu arada,
10:34
chairedBaşkanlık one of the sessionsoturumları, the first one,
245
619000
2000
toplantılardan birine, ilkine,
10:36
to take the fearkorku away
246
621000
2000
STK'larla uğraşmaya alışık olmayan
10:38
from the entrepreneursgirişimciler,
247
623000
3000
girişimcilerin korkularını
10:41
who were not used to dealanlaştık mı
248
626000
2000
azaltmak için
10:43
with non-governmentalsivil toplum organizationsorganizasyonlar.
249
628000
2000
başkanlık etti.
10:45
And in the first sessionoturum, toplantı, celse, they all said,
250
630000
3000
Ve ilk toplantıda, hepsi,
10:48
"This is not briberyrüşvet, what we are doing." This is customarygeleneksel there.
251
633000
3000
"Bu yaptığımız rüşvet vermek değil. Bunlar oradaki adetler gereğincedir.
10:51
This is what these other cultureskültürler demandtalep.
252
636000
3000
Bunlar, diğer kültürlerin talep ettiği şeyler.
10:54
They even applaudalkışlıyorum it.
253
639000
2000
Alkışlıyorlar hatta."
10:56
In factgerçek, [unclearbelirsiz]
254
641000
2000
Aslında, Martin Walser
10:58
still saysdiyor this todaybugün.
255
643000
2000
bunu bugün hâlâ söylüyor.
11:00
And so there are still a lot of people
256
645000
2000
Ve böylece rüşvetten vazgeçmeye
11:02
who are not convincedikna olmuş that you have to stop bribingrüşvet.
257
647000
3000
ikna olmayan hâlâ birçok insan bulunuyor.
11:05
But in the secondikinci sessionoturum, toplantı, celse,
258
650000
2000
Fakat ikinci toplantıda,
11:07
they admittedkabul edilmiş alreadyzaten that they would never do this,
259
652000
2000
bu ülkelerde yaptıklarını burada, Almanya'da
11:09
what they are doing in these other countriesülkeler,
260
654000
3000
ya da Birleşik Krallık'ta ya da benzerlerinde
11:12
here in GermanyAlmanya, or in the U.K., and so on.
261
657000
2000
asla yapmayacaklarını itiraf ettiler.
11:14
CabinetDolap ministersBakanlar would admititiraf etmek this.
262
659000
3000
Kabine bakanları bunu itiraf etti.
11:17
And in the finalnihai sessionoturum, toplantı, celse, at the AspenTitrek kavak InstituteEnstitüsü,
263
662000
3000
Ve Aspen Enstitüsü'ndeki son toplantıda,
11:20
we had them all signişaret an openaçık lettermektup
264
665000
3000
OECD sözleşmesine katılımlarını
11:23
to the KohlKohl governmenthükümet, at the time,
265
668000
2000
rica eden, Kohl hükümetine
11:25
requestingisteyen that they
266
670000
2000
bir açık mektuba
11:27
participatekatılmak in the OECDOECD conventionKongre.
267
672000
2000
imza atmalarını sağladık.
11:29
And this is, in my opiniongörüş,
268
674000
3000
Ve bu, benim düşünceme göre
11:32
an exampleörnek of softyumuşak powergüç,
269
677000
2000
yumuşak gücün bir örneğidir
11:34
because we were ableyapabilmek to convinceikna etmek them
270
679000
2000
çünkü onları bize uymaya
11:36
that they had to go with us.
271
681000
2000
ikna edebildik.
11:38
We had a longer-termdaha uzun vadeli time perspectiveperspektif.
272
683000
3000
Daha uzun vadeli bir zaman perspektifimiz vardı.
11:41
We had a broadergeniş,
273
686000
2000
Daha yaygın,
11:43
geographicallycoğrafi olarak much widerDaha geniş,
274
688000
2000
coğrafi olarak daha geniş
11:45
constituencyseçim bölgesi we were tryingçalışıyor to defendsavunmak.
275
690000
2000
bir sorumluluk alanımız vardı savunmaya çalıştığımız.
11:47
And that's why the lawhukuk has changeddeğişmiş.
276
692000
2000
Ve kanun da bu yüzden değişti.
11:49
That's why SiemensSiemens is now in the troublesorun they are in
277
694000
3000
Siemens'in şu anda içinde bulunduğu sıkıntının nedeni bu.
11:52
and that's why MINMIN is in the troublesorun they are in.
278
697000
3000
MIN'in içinde bulunduğu sıkıntının nedeni bu.
11:55
In some other countriesülkeler, the OECDOECD conventionKongre
279
700000
3000
Bazı başka ülkelerde OECD sözleşmesi
11:58
is not yethenüz properlyuygun şekilde enforcedzorlanan.
280
703000
2000
henüz doğru düzgün uygulanmıyor.
12:00
And, again, civilsivil societiestoplumlar
281
705000
2000
Ve gene, sivil toplumlar
12:02
breathingnefes down the neckboyun of the establishmentKuruluş.
282
707000
3000
kurumların ensesindeler.
12:05
In LondonLondra, for instanceörnek,
283
710000
2000
Londra'da meselâ,
12:07
where the BAEBAE got away
284
712000
2000
BAE'nin büyük bir yolsuzluk yaparak
12:09
with a hugeKocaman corruptionbozulma casedurum,
285
714000
2000
yakasını kurtardığı, Ciddi Dolandırıcılıklar Ofisi'nin
12:11
whichhangi the SeriousCiddi FraudDolandırıcılık OfficeOffice trieddenenmiş to prosecutedava,
286
716000
4000
dava açmak istediği bir olay vardı.
12:15
100 millionmilyon Britishİngiliz poundspound,
287
720000
2000
100 milyon İngiliz Sterlini,
12:17
everyher yearyıl for tenon yearsyıl,
288
722000
2000
on yıl boyunca her yıl
12:19
to one particularbelirli officialresmi of one particularbelirli friendlyarkadaş canlısı countryülke,
289
724000
3000
belli bir dost ülkedeki belli bir yetkiliye verildi.
12:22
who then boughtsatın for
290
727000
2000
Daha sonra bu ülke de
12:24
44 billionmilyar poundspound of militaryaskeri equipmentekipman.
291
729000
4000
44 milyar sterlinlik askeri teçhizat satın aldı.
12:28
This casedurum, they are not prosecutingdava in the UKİNGİLTERE.
292
733000
2000
Bu dava Birleşik Krallık'ta açılmadı.
12:30
Why? Because they considerdüşünmek this
293
735000
2000
Neden? Çünkü bunun, Büyük Britanya halkının
12:32
as contraryaksi to the securitygüvenlik interestfaiz
294
737000
3000
güvenlik çıkarlarıyla ters düştüğünü
12:35
of the people of Great Britainİngiltere.
295
740000
2000
düşünüyorlar.
12:37
CivilSivil societytoplum is pushingitme, civilsivil societytoplum
296
742000
2000
Sivil toplum baskı yapıyor; sivil toplum
12:39
is tryingçalışıyor to get a solutionçözüm to this problemsorun,
297
744000
3000
bu soruna bir çözüm bulmaya çalışıyor
12:42
alsoAyrıca in the U.K.,
298
747000
2000
Birleşik Krallık'ta ve aynı zamanda yeterli
12:44
and alsoAyrıca in JapanJaponya, whichhangi is not properlyuygun şekilde enforcingzorlama,
299
749000
2000
uygulamaları göstermeyen Japonya'da
12:46
and so on.
300
751000
2000
ve benzeri ülkelerde.
12:48
In GermanyAlmanya, we are pushingitme
301
753000
2000
Almanya'da biz, müteakip
12:50
the ratificationonaylanması of the UNBM conventionKongre,
302
755000
2000
BM sözleşmesinin onaylanması
12:52
whichhangi is a subsequentSonraki conventionKongre.
303
757000
2000
için baskı yapıyoruz.
12:54
We are, GermanyAlmanya, is not ratifyingSenato'nun.
304
759000
2000
Biz, Almanya, onaylamıyoruz.
12:56
Why? Because it would make it necessarygerekli
305
761000
3000
Neden? Çünkü bu,
12:59
to criminalizesuç the corruptionbozulma
306
764000
3000
vekillerin yolsuzluklarının
13:02
of deputiesmilletvekilleri.
307
767000
2000
suş teşkil etmesi anlamına gelecek.
13:04
In GermanyAlmanya, we have a systemsistem where
308
769000
2000
Almanya'da, devlet memurlarına
13:06
you are not allowedizin to briberüşvet a civilsivil servanthizmetçi,
309
771000
3000
rüşvet vermenin yasak olduğu
13:09
but you are allowedizin to briberüşvet a deputyYardımcısı.
310
774000
3000
fakat vekillere verilebildiği bir sisteme sahibiz.
13:12
This is, underaltında GermanAlmanca lawhukuk, allowedizin,
311
777000
3000
Bu, Alman hukukuna göre yasal.
13:15
and the membersüyeler of our parliamentparlamento don't want to changedeğişiklik this,
312
780000
2000
Ve parlamento üyeleri bunu değiştirmek istemiyor
13:17
and this is why they can't signişaret
313
782000
2000
ve bu, yabancı ülkelerde rüşvet karşıtı BM sözleşmesini
13:19
the U.N. conventionKongre againstkarşısında foreignyabancı briberyrüşvet --
314
784000
3000
imzalamamalarının nedeni.
13:22
one of they very, very fewaz countriesülkeler
315
787000
2000
Dünyada her yerde dürüstlük
13:24
whichhangi is preachingvaaz honestyDürüstlük and good governanceYönetim everywhereher yerde in the worldDünya,
316
789000
3000
ve iyi yönetim vaazları veren çok çok az ülkeden biri
13:27
but not ableyapabilmek to ratifyonaylayan the conventionKongre,
317
792000
2000
fakat 160 ülkede kitaplara sokmayı
13:29
whichhangi we managedyönetilen to get on the bookskitaplar
318
794000
3000
başardığımız bir sözleşmeyi
13:32
with about 160 countriesülkeler all over the worldDünya.
319
797000
3000
onaylamaktan aciz.
13:35
I see my time is tickingtık tık.
320
800000
2000
Zamanımın dolduğunu görüyorum.
13:37
Let me just try to
321
802000
2000
İzin verin
13:39
drawçekmek some conclusionssonuçlar from what has happenedolmuş.
322
804000
3000
olanlardan bazı sonuçlarlar çıkartayım.
13:42
I believe that what we managedyönetilen to achievebaşarmak
323
807000
4000
İnanıyorum ki bizim yozlaşmayla mücadelede
13:46
in fightingkavga corruptionbozulma,
324
811000
3000
başardıklarımız
13:49
one can alsoAyrıca achievebaşarmak
325
814000
2000
"aksayan yönetimin"in başka
13:51
in other areasalanlar of failinghata governanceYönetim.
326
816000
2000
yönleriyle mücadelede de başarılabilir.
13:53
By now, the UnitedAmerika NationsMilletler
327
818000
2000
Şu anda Birleşmiş Milletler
13:55
is totallybütünüyle on our sideyan.
328
820000
2000
tamamen bizim yanımızda.
13:57
The WorldDünya BankBanka has turneddönük from SaulusSaulus to PaulusPaulus; underaltında WolfensohnWolfensohn,
329
822000
4000
Dünya Bankası, Wolfensohn ile birlikte 180 derece yön değiştirdi
14:01
they becameoldu, I would say, the strongestEn güçlü
330
826000
3000
ve bence dünyanın en güçlü
14:04
anti-corruptionyolsuzlukla agencyAjans in the worldDünya.
331
829000
2000
yozlaşma karşıtı organı oldular.
14:06
MostÇoğu of the largegeniş companiesşirketler
332
831000
2000
Büyük şirketlerin çoğu, şimdi,
14:08
are now totallybütünüyle convincedikna olmuş
333
833000
2000
rüşvete karşı
14:10
that they have to put in placeyer
334
835000
2000
çok güçlü politikalar
14:12
very stronggüçlü policiespolitikaları
335
837000
2000
uygulamaya koymaları gerektiğine
14:14
againstkarşısında briberyrüşvet and so on.
336
839000
2000
tamamen ikna oldular.
14:16
And this is possiblemümkün because civilsivil societytoplum
337
841000
3000
Ve bu mümkün oldu çünkü sivil toplum,
14:19
joinedkatıldı the companiesşirketler
338
844000
2000
şirketlere
14:21
and joinedkatıldı the governmenthükümet
339
846000
2000
ve hükümetlere
14:23
in the analysisanaliz of the problemsorun,
340
848000
2000
problemin analizinde,
14:25
in the developmentgelişme of remediesilaçlar,
341
850000
2000
çözümlerin geliştirilmesinde,
14:27
in the implementationuygulama of reformsreformlar,
342
852000
3000
reformların uygulanmasında
14:30
and then latersonra, in the monitoringizleme of reformsreformlar.
343
855000
3000
ve daha sonra da reformların izlenmesinde katıldı.
14:33
Of coursekurs, if civilsivil societytoplum organizationsorganizasyonlar
344
858000
3000
Tabii ki, eğer sivil toplum örgütleri
14:36
want to playoyun that rolerol,
345
861000
2000
bu rolü oynamak istiyorsa
14:38
they have to growbüyümek into this responsibilitysorumluluk.
346
863000
4000
bu sorumluluğa alışmaları gerekiyor.
14:42
Not all civilsivil societytoplum organizationsorganizasyonlar are good.
347
867000
3000
Bütün sivil toplum örgütleri iyi değildir.
14:45
The KuKu KluxKlux KlanKlan is an NGOSİVİL TOPLUM ÖRGÜTÜ.
348
870000
3000
Ku Klux Klan, bir STK'dır.
14:48
So, we mustşart be awarefarkında
349
873000
2000
Yani, sivil toplumun
14:50
that civilsivil societytoplum
350
875000
2000
kendini geliştirmesi gerektiğinin
14:52
has to shapeşekil up itselfkendisi.
351
877000
2000
farkında olmalıyız.
14:54
They have to have a much more
352
879000
2000
Çok daha şeffaf bir
14:56
transparentşeffaf financialmali governanceYönetim.
353
881000
2000
finansal yönetime sahip olmalılar.
14:58
They have to have a much more participatoryKatılımcı governanceYönetim
354
883000
3000
Birçok sivil toplum örgütünün çok daha katılımcı
15:01
in manyçok civilsivil societytoplum organizationsorganizasyonlar.
355
886000
3000
bir yönetime sahip olması gerekli.
15:04
We alsoAyrıca need much more competenceyetki of civilsivil societytoplum leadersliderler.
356
889000
3000
Sivil toplum liderlerinin çok daha yetkin olmalarına da ihtiyacımız var.
15:07
This is why we have setset up the governanceYönetim schoolokul
357
892000
3000
Bu nedenle, burada Berlin'de, yönetim okulunu
15:10
and the CenterMerkezi for CivilSivil SocietyToplum here in BerlinBerlin,
358
895000
2000
ve Sivil Toplum Merkezi'ni kurduk.
15:12
because we believe mostçoğu of our educationaleğitici
359
897000
3000
Çünkü inanıyoruz ki, Almanya'daki
15:15
and researchAraştırma institutionskurumlar in GermanyAlmanya
360
900000
2000
ve Kıta Avrupası'ndaki eğitim ve araştırma
15:17
and continentalkıta EuropeEurope in generalgenel,
361
902000
2000
enstitülerimizin çoğu, genelde, henüz
15:19
do not focusodak enoughyeterli, yethenüz,
362
904000
2000
sivil toplumun güçlendirilmesine ve
15:21
on empoweringgüçlendirici civilsivil societytoplum
363
906000
2000
sivil toplum liderlerinin yetiştirilmesine
15:23
and trainingEğitim the leadershipliderlik of civilsivil societytoplum.
364
908000
3000
yeteri kadar odaklanmıyor.
15:26
But what I'm sayingsöz from my very practicalpratik experiencedeneyim:
365
911000
3000
Fakat benim kendi pratik tecrübemden yola çıkarak söylediğim şudur:
15:29
If civilsivil societytoplum does it right
366
914000
3000
Eğer sivil toplum doğru yapar
15:32
and joinskatılır the other actorsaktörler --
367
917000
3000
ve diğer aktörleri de katarsa,
15:35
in particularbelirli, governmentshükümetler,
368
920000
2000
özellikle hükümetleri,
15:37
governmentshükümetler and theironların internationalUluslararası institutionskurumlar,
369
922000
3000
hükümetleri ve uluslararası kurumlarını
15:40
but alsoAyrıca largegeniş internationalUluslararası actorsaktörler,
370
925000
3000
ama aynı zamanda büyük uluslararası aktörleri,
15:43
in particularbelirli those whichhangi have committedtaahhüt themselveskendilerini
371
928000
2000
özellikle, kendilerini kurumsal sosyal sorumluluğa
15:45
to corporatetüzel socialsosyal responsibilitysorumluluk --
372
930000
2000
adamış olanları;
15:47
then in this magicalbüyülü triangleüçgen
373
932000
3000
sonra, sivil toplum
15:50
betweenarasında civilsivil societytoplum,
374
935000
2000
hükümet ve özel sektör
15:52
governmenthükümet and privateözel sectorsektör,
375
937000
2000
arasındaki bu sihirli üçgende
15:54
there is a tremendousmuazzam chanceşans
376
939000
2000
daha iyi bir dünya yaratmak için
15:56
for all of us to createyaratmak a better worldDünya.
377
941000
4000
hepimiz için muazzam bir şans bulunmaktadır.
16:00
Thank you.
378
945000
2000
Teşekkür ederim.
16:02
(ApplauseAlkış)
379
947000
2000
(Alkış)
Translated by Some Anon
Reviewed by Cagla Taskin

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Peter Eigen - Founder, Transparency International
As a director of the World Bank in Nairobi, Peter Eigen saw firsthand how devastating corruption can be. He's founder of Transparency International, an NGO that works to persuade international companies not to bribe.

Why you should listen

From the website of Transparency International comes this elegant definition: What is corruption? Corruption is the abuse of entrusted power for private gain. It hurts everyone whose life, livelihood or happiness depends on the integrity of people in a position of authority.

Peter Eigen knows this. He worked in economic development for 25 years, mainly as a World Bank manager of programs in Africa and Latin America. Among his assignments, he served as director of the regional mission for Eastern Africa from 1988 to 1991. Stunned by the depth and pervasiveness -- and sheer destructiveness -- of the corruption he encountered, he formed the group Transparency International to take on some of the main players in deals with corrupt officials: multinational corporations.

Eigen believes that the best way to root out corruption is to make it known. Thus, Transparency International works to raises awareness of corruption, and takes practical action to address it, including public hearings.

More profile about the speaker
Peter Eigen | Speaker | TED.com