ABOUT THE SPEAKER
James Nachtwey - Photojournalist
Photojournalist James Nachtwey is considered by many to be the greatest war photographer of recent decades. He has covered conflicts and major social issues in more than 30 countries.

Why you should listen

For the past three decades, James Nachtwey has devoted himself to documenting wars, conflicts and critical social issues, working in El Salvador, Nicaragua, Guatemala, Lebanon, the West Bank and Gaza, Israel, Indonesia, Thailand, India, Sri Lanka, Afghanistan, the Philippines, South Korea, Somalia, Sudan, Rwanda, South Africa, Russia, Bosnia, Chechnya, Kosovo, Romania, Brazil and the United States.

Nachtwey has been a contract photographer with Time since 1984. However, when certain stories he wanted to cover -- such as Romanian orphanages and famine in Somalia -- garnered no interest from magazines, he self-financed trips there. He is known for getting up close to his subjects, or as he says, "in the same intimate space that the subjects inhabit," and he passes that sense of closeness on to the viewer.

In putting himself in the middle of conflict, his intention is to record the truth, to document the struggles of humanity, and with this, to wake people up and stir them to action.

More profile about the speaker
James Nachtwey | Speaker | TED.com
TED2007

James Nachtwey: My wish: Let my photographs bear witness

James Nachtwey'in Savaş Fotoğrafları...

Filmed:
1,643,934 views

2007 TED Ödülünü kabul ederken, savaş fotoğrafçısı James Nachtwey hayatı boyunca çektiği fotoğrafların eşliğinde kendi öyküsünü anlatıyor ve TED'den dijital çağda haber fotoğrafçılığının vaadettiği yenilikçi, heyecan verici mecralarda hikayesini anlatmaya devam etmek için kendisine destek olmasını istiyor.
- Photojournalist
Photojournalist James Nachtwey is considered by many to be the greatest war photographer of recent decades. He has covered conflicts and major social issues in more than 30 countries. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:26
As someonebirisi who has spentharcanmış his entiretüm careerkariyer tryingçalışıyor to be invisiblegörünmez,
0
1000
4000
Bütün kariyerini görünmez olmaya çalışarak geçirmiş biri olarak,
00:30
standingayakta in frontön of an audienceseyirci is a crossçapraz betweenarasında
1
5000
3000
böyle bir kalabalığın önünde durmak
00:33
an out-of-body-dışı gövdesinin experiencedeneyim and a deergeyik caughtyakalandı in the headlightsfarlar,
2
8000
3000
neredeyse dünya dışı bir deneyim ile far görmüş geyik arasında bir şey...
00:36
so please forgiveaffetmek me for violatingihlal one of the TEDTED commandmentsemir
3
11000
5000
bu nedenle sizden TED kurallarından birini ihlal edeceğim için beni bağışlamanızı istiyorum
00:41
by relyingbağlı olduğu on wordskelimeler on paperkâğıt,
4
16000
2000
çünkü konuşmamı kağıttan okuyacağım
00:43
and I only hopeumut I'm not struckvurdu by lightningŞimşek boltscıvata before I'm donetamam.
5
18000
4000
ve konuşmamı bitirmeden önce beni yıldırım çarpmamasını umuyorum.
00:47
I'd like to beginbaşla by talkingkonuşma about some of the ideasfikirler that motivatedmotive me
6
22000
5000
Beni belgesel fotoğrafçı olmaya iten
00:52
to becomeolmak a documentarybelgesel photographerfotoğrafçı.
7
27000
2000
bazı fikirlerle başlamak istiyorum.
00:55
I was a studentÖğrenci in the '60s, a time of socialsosyal upheavalayaklanma and questioningsorgulama,
8
30000
5000
1960'larda öğrenciydim, sosyal başkaldırı ve sorgulama yıllarında
01:00
and on a personalkişisel levelseviye, an awakeninguyanış senseduyu of idealismidealizm.
9
35000
4000
ve kişisel düzeyde benim için idealizmi keşfettiğim zamanlardı.
01:04
The warsavaş in VietnamVietnam was ragingşiddetli;
10
39000
3000
Vietnam'daki savaş bütün hızıyla sürüyordu
01:07
the CivilSivil RightsHakları MovementHareketi was underaltında way;
11
42000
2000
insan hakları hareketi devam ediyordu
01:09
and picturesresimler had a powerfulgüçlü influenceetki on me.
12
44000
3000
ve fotoğrafların benim üzerimde çok güçlü bir etkisi oldu.
01:12
Our politicalsiyasi and militaryaskeri leadersliderler were tellingsöylüyorum us one thing,
13
47000
3000
Siyasi ve askeri liderler bize başka bir şey söylüyordu
01:15
and photographersfotoğrafçılar were tellingsöylüyorum us anotherbir diğeri.
14
50000
3000
fotoğrafçıların anlattıkları ise başkaydı.
01:18
I believedinanılır the photographersfotoğrafçılar, and so did millionsmilyonlarca of other AmericansAmerikalılar.
15
53000
5000
Ben milyonlarca Amerikalı gibi, fotoğrafçılara inandım.
01:23
TheirOnların imagesGörüntüler fueledyakıtlı resistancedirenç to the warsavaş and to racismırkçılık.
16
58000
4000
Onların fotoğrafları savaşa ve ırkçılığa direnişi besliyordu
01:27
They not only recordedkaydedilmiş historytarih; they helpedyardım etti changedeğişiklik the coursekurs of historytarih.
17
62000
5000
Sadece tarihi kaydetmekle kalmıyor, değişmesine de yardımcı oluyorlardı
01:32
TheirOnların picturesresimler becameoldu partBölüm of our collectivetoplu consciousnessbilinç
18
67000
3000
Fotoğrafları bizim toplumsal hafızamızın parçası haline gelmişti,
01:35
and, as consciousnessbilinç evolvedgelişti into a sharedpaylaşılan senseduyu of consciencevicdan,
19
70000
4000
ve bu hafıza paylaşılan bir vicdan duygusuna dönüştüğünde
01:39
changedeğişiklik becameoldu not only possiblemümkün, but inevitablekaçınılmaz.
20
74000
4000
değişim sadece mümkün hale gelmekle kalmıyor, aynı zamanda kaçınılmaz da oluyordu.
01:43
I saw that the freeücretsiz flowakış of informationbilgi representedtemsil by journalismgazetecilik,
21
78000
4000
Gazetecilik tarafından temsil edilen özgür bilgi akışının
01:47
specificallyözellikle visualgörsel journalismgazetecilik, can bringgetirmek into focusodak
22
82000
4000
özellikle görsel gazeteciliğin, toplumların gözünün önüne
01:51
bothher ikisi de the benefitsfaydaları and the costmaliyet of politicalsiyasi policiespolitikaları.
23
86000
4000
siyasi politikaların hem yararlarını hem de maliyetlerini koyabileceğini gördüm.
01:55
It can give creditkredi to soundses decision-makingkarar verme, addingekleme momentummoment to successbaşarı.
24
90000
5000
Karar verme süreçlerine katkı koyarak, başarıyı artırabilirdi.
02:00
In the faceyüz of poorfakir politicalsiyasi judgmentyargı or politicalsiyasi inactionhareketsizlik,
25
95000
5000
Siyasi ataletin ve kötü politikaların önünde
02:05
it becomesolur a kindtür of interventionmüdahale, assessingdeğerlendirilmesi the damagehasar
26
100000
4000
aracı olup hasarı ölçen
02:09
and askingsormak us to reassessyeniden değerlendirmek our behaviordavranış.
27
104000
3000
ve davranışlarımızı yeniden değerlendirmemizi isteyen birşeydi.
02:12
It putskoyar a humaninsan faceyüz on issuessorunlar
28
107000
2000
Mutat haber konularına insancıl bir yüz ekliyordu ve bu olmaksızın
02:14
whichhangi from afaruzaktan can appeargörünmek abstractsoyut
29
109000
3000
tüm konular soyut
02:17
or ideologicalideolojik or monumentalanıtsal in theironların globalglobal impactdarbe.
30
112000
3000
ideolojik veya küresel etkisi bakımından anıtsal görünebiliyordu.
02:20
What happensolur at groundzemin levelseviye, faruzak from the hallssalonları of powergüç,
31
115000
5000
Gücün koridorlarından çok çok altta, yeryüzünde yaşananlar
02:25
happensolur to ordinarysıradan citizensvatandaşlar one by one.
32
120000
3000
sıradan vatandaşların başına gelir, tek tek.
02:28
And I understoodanladım that documentarybelgesel photographyfotoğrafçılık
33
123000
3000
ve anladım ki belgesel fotoğrafın
02:31
has the abilitykabiliyet to interpretyorumlamak eventsolaylar from theironların pointpuan of viewgörünüm.
34
126000
4000
olayları onların açısından anlatma yeteneği vardı.
02:35
It givesverir a voiceses to those who otherwiseaksi takdirde would not have a voiceses.
35
130000
4000
Başka hiçbir şekilde ses sahibi olamayacaklara ses veriyordu.
02:39
And as a reactionreaksiyon, it stimulatesuyarır publichalka açık opiniongörüş
36
134000
4000
Ve bir tepki olarak, bir toplumsal fikri ateşliyor
02:43
and givesverir impetusivme to publichalka açık debatetartışma,
37
138000
2000
ve halka açık tartışmaya zemin hazırlıyordu, bu sayede
02:45
therebyböylece preventingönlenmesi the interestedilgili partiespartiler
38
140000
2000
konunun taraflarının gündemi tümüyle kontrol etmesinin
02:47
from totallybütünüyle controllingkontrol the agendaGündem, much as they would like to.
39
142000
4000
ve istedikleri şekilde manipüle etmelerinin önüne geçiyordu.
02:51
ComingGeliyor of ageyaş in those daysgünler madeyapılmış realgerçek
40
146000
3000
O yıllarda olgunlaşmak şunu gerçek hale getirdi
02:54
the conceptkavram that the freeücretsiz flowakış of informationbilgi is absolutelykesinlikle vitalhayati
41
149000
3000
özgür bilgi akışı kavramı, dinamik ve özgür toplumun
02:57
for a freeücretsiz and dynamicdinamik societytoplum to functionfonksiyon properlyuygun şekilde.
42
152000
4000
düzgün işlemesinde kesinlikle hayati önem taşımaktaydı.
03:01
The pressbasın is certainlykesinlikle a business, and in ordersipariş to survivehayatta kalmak
43
156000
4000
Basın kesinlikle ticari bir iştir, ve hayatta kalmak için
03:05
it mustşart be a successfulbaşarılı business,
44
160000
3000
başarılı bir iş olmak zorundadır
03:08
but the right balancedenge mustşart be foundbulunan
45
163000
2000
ancak pazar gereksinimleri ile gazetecilik sorumlulukları
03:10
betweenarasında marketingpazarlama considerationsdikkat edilmesi gereken noktalar and journalisticgazetecilik responsibilitysorumluluk.
46
165000
4000
arasındaki doğru denge bulunmak zorundadır.
03:14
Society'sToplumun problemssorunlar can't be solvedçözülmüş untila kadar they're identifiedtespit.
47
169000
5000
Toplumun problemleri, bir tanım konulana dek çözülemez.
03:19
On a higherdaha yüksek planeuçak, the pressbasın is a servicehizmet industrysanayi,
48
174000
4000
Daha yüksek düzeyde, basın bir hizmet sektörü öğesidir,
03:23
and the servicehizmet it providessağlar is awarenessfarkında olma.
49
178000
3000
ve sunduğu hizmet farkındalıktır.
03:26
EveryHer storyÖykü does not have to sellsatmak something.
50
181000
3000
Her hikaye bir şeyler satmak zorunda değildir.
03:29
There's alsoAyrıca a time to give.
51
184000
3000
Bazı şeyleri de vermek gerekir.
03:33
That was a traditiongelenek I wanted to followtakip et.
52
188000
3000
Benim izlemek istediğim gelenek buydu.
03:36
SeeingGörmek the warsavaş createdoluşturulan suchböyle incrediblyinanılmaz highyüksek stakeskazıklar for everyoneherkes involvedilgili
53
191000
4000
Savaşın içine karışan herkes için olağanüstü yüksek zorluklar yarattığını gördüğümde
03:40
and that visualgörsel journalismgazetecilik could actuallyaslında becomeolmak a factorfaktör in conflictfikir ayrılığı resolutionçözüm --
54
195000
5000
ve görsel gazeteciliğin çatışma yönetiminde gerçekten bir aktör olabileceğini anladığımda
03:45
I wanted to be a photographerfotoğrafçı in ordersipariş to be a warsavaş photographerfotoğrafçı.
55
200000
4000
bir savaş fotoğrafçısı olabilmek için fotoğrafçı olmaya karar verdim.
03:49
But I was driventahrik by an inherentdoğal senseduyu
56
204000
3000
Bana yol gösteren güdü,
03:52
that a pictureresim that revealedortaya the truedoğru faceyüz of warsavaş
57
207000
3000
savaşın gerçek yüzünü gösteren bir fotoğrafın
03:55
would almostneredeyse by definitiontanım be an anti-warsavaş karşıtı photographfotoğraf.
58
210000
4000
aynı zamanda savaş karşıtı fotoğrafın tanımı olabileceğiydi.
04:00
I'd like to take you on a visualgörsel journeyseyahat throughvasitasiyla some of the eventsolaylar
59
215000
3000
Sizleri, son 25 yılda içine karıştığım bazı olayların
04:03
and issuessorunlar I've been involvedilgili in over the pastgeçmiş 25 yearsyıl.
60
218000
4000
ve konuların içinde bir görsel yolculuğa çıkarmak isterim.
04:08
In 1981, I wentgitti to NorthernKuzey Irelandİrlanda.
61
223000
3000
1981'de Kuzey İrlanda'ya gittim,
04:11
10 IRAIRA prisonersmahkumlar were in the processsüreç of starvingçok aç themselveskendilerini to deathölüm
62
226000
4000
10 IRA mahkumu hapishanedeki koşulları protesto etmek üzere
04:15
in protestprotesto againstkarşısında conditionskoşullar in jailhapis.
63
230000
3000
ölüm orucuna başlamışlardı.
04:18
The reactionreaksiyon on the streetssokaklar was violentşiddetli confrontationçatışma.
64
233000
3000
Buna sokakların tepkisi şiddetli oldu.
04:21
I saw that the frontön lineshatlar of contemporaryçağdaş warssavaşlar
65
236000
4000
Modern savaşların ön cephelerinin
04:25
are not on isolatedyalıtılmış battlefieldssavaş, but right where people livecanlı.
66
240000
4000
izole edilmiş savaş meydanları değil, insanların yaşadıkları yerlerin tam ortasında olduğunu gördüm.
04:30
DuringSırasında the earlyerken '80s, I spentharcanmış a lot of time in CentralMerkez AmericaAmerika,
67
245000
4000
80'lerin ilk yarısında Orta Amerika'da çok zaman geçirdim, o zamanlar kıta
04:34
whichhangi was engulfedyutulmuş by civilsivil warssavaşlar
68
249000
2000
iç savaşlarla çalkalanıyordu
04:36
that straddledkurumuş the ideologicalideolojik dividebölmek of the ColdSoğuk WarSavaş.
69
251000
3000
bu da Soğuk Savaş'ın ideolojik bölünmesinden kaynaklanıyordu.
04:39
In GuatemalaGuatemala, the centralmerkezi governmenthükümet --
70
254000
3000
Guetamala'da merkezi hükümet
04:42
controlledkontrollü by a oligarchyoligarşi of EuropeanAvrupa decentiyi --
71
257000
3000
Avrupa asıllı bir oligarşi tarafından kontrol ediliyordu ve
04:45
was wagingyürüten a scorchedyanık EarthDünya campaignkampanya againstkarşısında an indigenousyerli rebellionisyan,
72
260000
4000
asilere karşı acımasız bir kampanya yürütüyordu,
04:49
and I saw an imagegörüntü that reflectedyansıyan the historytarih of LatinLatin AmericaAmerika:
73
264000
3000
ve ben Latin Amerika'nın tarihini yansıtabilecek bir fotoğraf gördüm:
04:52
conquestfetih throughvasitasiyla a combinationkombinasyon of the Bibleİncil and the swordkılıç.
74
267000
4000
İncil ve kılıç yoluyla fetih.
04:56
An anti-SandinistaAnti-Sandinista guerrillagerilla was mortallyölümcül woundedyaralı
75
271000
4000
Bir anti-Sandinista gerillası, Komutan Zero Güney Nikaragua'ya saldırdığında
05:00
as CommanderKomutan ZeroSıfır attackedsaldırıya a townkasaba in SouthernGüney NicaraguaNikaragua.
76
275000
4000
ölümcül şekilde yaralanmıştı.
05:06
A destroyedyerlebir edilmiş tanktank belongingait to Somoza'sSomoza'nın nationalUlusal guardbekçi
77
281000
3000
Somoza'nın ulusal muhafızlarına ait parçalanmış bir tank
05:09
was left as a monumentanıt in a parkpark in ManaguaManagua,
78
284000
4000
Managua'daki bir parkta anıt olarak bırakılmıştı
05:13
and was transformeddönüştürülmüş by the energyenerji and spiritruh of a childçocuk.
79
288000
4000
ve bir çocuğun enerjisi ve ruhuyla oyuncağa dönüşmüştü.
05:17
At the sameaynı time, a civilsivil warsavaş was takingalma placeyer in ElEl SalvadorSalvador,
80
292000
4000
Aynı zamanda, El Salvador'da iç savaş hüküm sürüyordu,
05:21
and again, the civiliansivil populationnüfus was caughtyakalandı up in the conflictfikir ayrılığı.
81
296000
4000
ve yine sivil nüfus çatışmanın tam ortasında kalmıştı.
05:26
I've been coveringkapsayan the Palestinian-IsraeliFilistin-İsrail conflictfikir ayrılığı sincedan beri 1981.
82
301000
5000
İsrail - Filistin çatışmasını 1981'den bu yana çekiyorum.
05:31
This is a momentan from the beginningbaşlangıç of the secondikinci intifadaİntifada, in 2000,
83
306000
4000
Bu, ikinci intifada'nın başlangıcından bir an, 2000 yılında
05:35
when it was still stonestaşlar and MolotovsMolotovs againstkarşısında an armyordu.
84
310000
3000
bir orduya karşı hala sadece taşlar ve Molotof kokteylleri vardı.
05:41
In 2001, the uprisingayaklanma escalatedtırmandı into an armedSilahlı conflictfikir ayrılığı,
85
316000
3000
2001'de, ayaklanma silahlı çatışmaya dönüştüğünde
05:44
and one of the majormajör incidentsolaylar was
86
319000
2000
en büyük olaylardan biri
05:46
the destructionimha of the PalestinianFilistin refugeemülteci campkamp
87
321000
3000
Batı Şeria'nın Jenin kasabasındaki
05:49
in the WestBatı BankBanka townkasaba of JeninCenin.
88
324000
3000
Filistin mülteci kampının yokedilmesiydi.
05:53
WithoutOlmadan the politicalsiyasi will to find commonortak groundzemin,
89
328000
4000
Politik dünyanın ortak zemin bulamadığı zamanlarda
05:57
the continualsürekli frictionsürtünme of tactictaktik and counter-tactickarşı taktik
90
332000
3000
taktik ve karşı-taktiklerin sürekli sürtüşmesi
06:00
only createsyaratır suspicionşüphe and hatredkin and vengeanceintikam,
91
335000
3000
sadece daha çok şüphe, nefret ve intikam duygusu yaratıyor
06:03
and perpetuatessürdürmektedir the cycledevir of violenceşiddet.
92
338000
3000
ve şiddet halkasını uzatıyor.
06:08
In the '90s, after the breakupayrılık of the SovietSovyet UnionBirliği,
93
343000
3000
90'larda, Sovyetler'in dağılmasından sonra
06:11
YugoslaviaYugoslavya fracturedkırık alonguzun bir ethnicetnik faulthatası lineshatlar, and civilsivil warsavaş brokekırdı out
94
346000
5000
Yugoslavya etnik sınır çizgileriyle bölündü ve iç savaş
06:16
betweenarasında BosniaBosna, CroatiaHırvatistan and SerbiaSırbistan.
95
351000
2000
Bosna, Hırvatistan ve Sırbistan arasında başladı.
06:18
This is a scenefaliyet alani, sahne of house-to-houseevden eve fightingkavga in MostarMostar,
96
353000
4000
Bu Mostar'da evden eve bir çatışma görüntüsü
06:22
neighborkomşu againstkarşısında neighborkomşu.
97
357000
2000
komşu, komşusuyla savaşıyor.
06:24
A bedroomyatak odası, the placeyer where people sharepay intimacysamimiyet,
98
359000
3000
Bir yatak odası, insanların mahremiyet paylaştıkları yer
06:27
where life itselfkendisi is conceivedgebe, becameoldu a battlefieldsavaş.
99
362000
4000
hayatın tohumlandığı yer, bir savaş alanı olmuştu.
06:31
A mosqueCamii in northernkuzey BosniaBosna was destroyedyerlebir edilmiş by SerbianSırp artilleryağır silahlar
100
366000
7000
Kuzey Bosna'daki bir cami, Sırp topları tarafından yıkılmıştı
06:38
and was used as a makeshifteğreti morgueMorg.
101
373000
2000
ve derme çatma bir morga dönüştürülmüştü.
06:47
DeadÖlü SerbianSırp soldiersaskerler were collectedtoplanmış after a battlesavaş
102
382000
3000
Ölü Sırp askerleri çatışmalardan sonra toplanıyor
06:50
and used as bartertakas for the returndönüş of prisonersmahkumlar
103
385000
3000
ve savaş esirlerinin takasında veya
06:53
or BosnianBoşnakça soldiersaskerler killedöldürdü in actionaksiyon.
104
388000
2000
hayatını kaybeden Bosnalı askerlerin cesetlerinin geri alınmasında koz olarak kullanılıyordu.
06:57
This was oncebir Zamanlar a parkpark.
105
392000
2000
Burası önceden bir parkmış.
06:59
The BosnianBoşnakça soldierasker who guideddestekli me
106
394000
2000
Bana yol gösteren Bosnalı asker
07:01
told me that all of his friendsarkadaşlar were there now.
107
396000
3000
şimdi tüm arkadaşlarının burada yattığını söyledi.
07:05
At the sameaynı time in SouthGüney AfricaAfrika,
108
400000
2000
Aynı zamanda Güney Afrika'da,
07:07
after NelsonNelson MandelaMandela had been releasedyayınlandı from prisonhapis,
109
402000
3000
Nelson Mandela hapishaneden salıverildikten sonra,
07:10
the blacksiyah populationnüfus commencedbaşladı the finalnihai phaseAşama
110
405000
3000
siyah nüfus ırk ayrımına son vermenin
07:13
of liberationkurtuluş from apartheidırk ayrımı.
111
408000
2000
son adımını atıyordu.
07:16
One of the things I had to learnöğrenmek as a journalistgazeteci
112
411000
3000
Gazeteci olarak öğrendiğim şeylerden biri de
07:19
was what to do with my angeröfke.
113
414000
2000
öfkemi nasıl kontrol edeceğimi öğrenmekti.
07:21
I had to use it, channelkanal its energyenerji, turndönüş it into something
114
416000
5000
Onu kullanmak, enerjisini kanalize etmek, bir şeylere dönüştürmek zorundaydım
07:26
that would clarifyaçıklamak my visionvizyon, insteadyerine of cloudingClouding it.
115
421000
3000
vizyonumu köreltmek yerine, ancak bu açabilirdi.
07:30
In TranskeiTranskei, I witnessedtanık a riteayin of passagegeçit into manhooderkeklik, of the XhosaZosa dili tribekabile.
116
425000
5000
Transkei'de, erkekliğe geçiş törenini izledim. Xhosa kabilesinin.
07:35
TeenageGenç boysçocuklar livedyaşamış in isolationyalıtım, theironların bodiesbedenler coveredkapalı with whitebeyaz claykil.
117
430000
4000
Ergen erkek çocukları, vücutları beyaz çamura bulanmış halde toplumdan kopuk yaşıyorlar
07:40
After severalbirkaç weekshaftalar, they washedyıkandı off the whitebeyaz
118
435000
2000
Bir kaç haftadan sonra, çamuru yıkayıp erkek olmanın
07:42
and tookaldı on the fulltam responsibilitiessorumluluklar of menerkekler.
119
437000
3000
tüm sorumluluklarını alıyorlar
07:45
It was a very oldeski ritualayin that seemedgibiydi symbolicsembolik
120
440000
3000
Bu çok eski bir gelenekti ve Güney Afrika'nın yüzünü değiştiren
07:48
of the politicalsiyasi strugglemücadele that was changingdeğiştirme the faceyüz of SouthGüney AfricaAfrika.
121
443000
5000
politik mücadeleyi çok iyi özetliyordu.
07:55
ChildrenÇocuk in SowetoSoweto playingoynama on a trampolinetrambolin.
122
450000
4000
Soweto'daki çocuklar trambolinde oynuyorlar.
08:02
ElsewhereBaşka bir yerde in AfricaAfrika there was faminekıtlık.
123
457000
3000
Afrikanın başka bir yerinde açlık vardı.
08:05
In SomaliaSomali, the centralmerkezi governmenthükümet collapsedçökmüş and clanklan warfaresavaş brokekırdı out.
124
460000
4000
Somali'de, merkezi hükümet çöktü ve klanlar arasında savaş patladı.
08:10
FarmersÇiftçiler were driventahrik off theironların landarazi,
125
465000
2000
Çiftçiler topraklarından sürüldü
08:12
and cropsbitkileri and livestockçiftlik hayvanları were destroyedyerlebir edilmiş or stolençalıntı.
126
467000
4000
ve ekinler ve stoklardaki bakliyat yokedildi veya çalındı.
08:16
StarvationAçlık was beingolmak used as a weaponsilah of masskitle destructionimha --
127
471000
4000
Açlık, bir kitle imha silahı olarak kullanılmaya başlanmıştı,
08:20
primitiveilkel but extremelyson derece effectiveetkili.
128
475000
2000
ilkel, ama çok etkili.
08:22
HundredsYüzlerce of thousandsbinlerce of people were exterminatedyok,
129
477000
3000
Yüz binlerce insan öldü,
08:25
slowlyyavaşça and painfullyacı.
130
480000
2000
yavaş yavaş ve acı çekerek.
08:29
The internationalUluslararası communitytoplum respondedcevap with massivemasif humanitarianinsancıl reliefkabartma,
131
484000
4000
Uluslararası toplum büyük bir insani yardım kampanyası ile yanıt verdi
08:33
and hundredsyüzlerce of thousandsbinlerce of more liveshayatları were savedkaydedilmiş.
132
488000
4000
ve yüzbinlerce hayat kurtuldu.
08:37
AmericanAmerikan troopsasker were sentgönderilen to protectkorumak the reliefkabartma shipmentssevk irsaliyeleri,
133
492000
3000
Amerikalı askerler yardım sevkiyatlarını korumak için gönderildi,
08:40
but they were eventuallysonunda drawnçekilmiş into the conflictfikir ayrılığı,
134
495000
3000
ancak çatışmanın içine çekildiler
08:43
and after the tragictrajik battlesavaş in MogadishuMogadişu, they were withdrawngeri alınmış.
135
498000
3000
ve Mogadishu'daki trajik çatışmalardan sonra geri çekildiler.
08:47
In southerngüney SudanSudan, anotherbir diğeri civilsivil warsavaş saw similarbenzer use of starvationaçlık
136
502000
4000
Güney Sudan'da, başka bir iç savaş açlığın benzer bir kullanımına
08:51
as a meansanlamına geliyor of genocidesoykırım.
137
506000
2000
bir soykırım aracı olarak sahne oldu.
08:54
Again, internationalUluslararası NGOsSivil toplum örgütleri, unitedbirleşmiş underaltında the umbrellaşemsiye of the U.N.,
138
509000
4000
Yeniden, uluslararası STK'lar BM çatısı altında birleşerek
08:58
stagedsahnelenen a massivemasif reliefkabartma operationoperasyon and thousandsbinlerce of liveshayatları were savedkaydedilmiş.
139
513000
5000
büyük bir yardım kampanyası düzenlediler ve binlerce hayat kurtuldu.
09:04
I'm a witnesstanık, and I want my testimonytanıklık to be honestdürüst and uncensoredsansürsüz.
140
519000
6000
Ben bir tanığım, ve tanık olarak verdiğim ifademin dürüst ve sansürsüz olmasını istiyorum.
09:11
I alsoAyrıca want it to be powerfulgüçlü and eloquentanlamlı,
141
526000
3000
Aynı zamanda güçlü ve berrak bir dile sahip olmasını istiyorum
09:14
and to do as much justiceadalet as possiblemümkün
142
529000
2000
ve fotoğrafladığım insanlara
09:16
to the experiencedeneyim of the people I'm photographingfotoğraflama.
143
531000
3000
olabildiğince adalet getirmesini...
09:19
This man was in an NGOSİVİL TOPLUM ÖRGÜTÜ feedingbesleme centermerkez,
144
534000
3000
Bu adam bir STK'nın beslenme merkezindeydi
09:22
beingolmak helpedyardım etti as much as he could be helpedyardım etti.
145
537000
2000
ve görebileceği maksimum düzeyde yardım görüyordu
09:24
He literallyharfi harfine had nothing. He was a virtualsanal skeletoniskelet,
146
539000
5000
Kelimenin tam anlamıyla hiç bir şeyi yoktu. Sanal bir iskeletti
09:29
yethenüz he could still summonçağırmak the couragecesaret and the will to movehareket.
147
544000
4000
ancak yine de hareket edecek cesareti ve isteği kendinde toplayabiliyordu.
09:33
He had not givenverilmiş up, and if he didn't give up,
148
548000
3000
Vazgeçmedi, ve eğer o vazgeçmediyse
09:36
how could anyonekimse in the outsidedışında worldDünya ever dreamrüya of losingkaybetme hopeumut?
149
551000
5000
dünya üzerinde kim umudunu kaybetmeyi düşünebilir ki?
09:42
In 1994, after threeüç monthsay of coveringkapsayan the SouthGüney AfricanAfrika electionseçim,
150
557000
5000
1994'te , Güney Afrika seçimlerini izledikten üç ay sonra,
09:47
I saw the inaugurationaçılış of NelsonNelson MandelaMandela,
151
562000
3000
Nelson Mandela'nın yemin törenini gördüm,
09:50
and it was the mostçoğu upliftingcanlandırıcı thing I've ever seengörüldü.
152
565000
3000
ve şimdiye kadar yaşadığım en ilham verici olay buydu.
09:53
It exemplifiedörneği the besten iyi that humanityinsanlık has to offerteklif.
153
568000
4000
İnsanlığın sunabileceği en iyi şeylerin hepsine örnekti.
09:57
The nextSonraki day I left for RwandaRuanda,
154
572000
3000
Sonraki gün Ruanda için yola çıktım,
10:00
and it was like takingalma the expressekspres elevatorAsansör to hellcehennem.
155
575000
3000
ve bu cehenneme doğru hızla inen bir asansöre binmek gibiydi.
10:03
This man had just been liberatedkurtarılmış from a HutuHutu deathölüm campkamp.
156
578000
4000
Bu adam, bir Hutu ölüm kampından yeni salıverilmişti.
10:07
He allowedizin me to photographfotoğraf him for quiteoldukça a long time,
157
582000
4000
Onu uzun süre fotoğraflamama izin verdi,
10:11
and he even turneddönük his faceyüz towardkarşı the lightışık,
158
586000
3000
ve yüzünü ışığa bile döndü
10:14
as if he wanted me to see him better.
159
589000
2000
sanki onu daha iyi görmemi istiyormuş gibi.
10:17
I think he knewbiliyordum what the scarsyara izleri on his faceyüz would say to the restdinlenme of the worldDünya.
160
592000
4000
Sanıyorum, yüzündeki yaraların dünyaya ne söyleyebileceğini biliyordu.
10:22
This time, maybe confusedŞaşkın or discouragedcesareti
161
597000
3000
Ancak bu sefer, Somali'deki askeri felaketten cesareti kırılmış
10:25
by the militaryaskeri disasterafet in SomaliaSomali,
162
600000
3000
uluslararası toplum sessiz kalmayı
10:28
the internationalUluslararası communitytoplum remainedkalmıştır silentsessiz,
163
603000
3000
tercih etti,
10:31
and somewherebir yerde around 800,000 people were slaughteredkesilen
164
606000
3000
ve 800,000 civarında insan katledildi
10:34
by theironların ownkendi countrymenvatandaşlar -- sometimesara sıra theironların ownkendi neighborsKomşular --
165
609000
3000
- hem de kendi yurttaşları tarafından, -- bazen de komşuları--
10:37
usingkullanma farmÇiftlik implementsuygular as weaponssilahlar.
166
612000
3000
çiftçilikte kullanılan araçlar silah olarak kullanılarak.
10:41
PerhapsBelki de because a lessonders had been learnedbilgili
167
616000
3000
Belki de Bosna'da yaşanan
10:44
by the weakzayıf responsetepki to the warsavaş in BosniaBosna
168
619000
2000
savaşa verilen zayıf tepkiden
10:46
and the failurebaşarısızlık in RwandaRuanda,
169
621000
2000
ve Ruanda'daki başarısızlıktan ders çıkarmış olarak
10:48
when SerbiaSırbistan attackedsaldırıya KosovoKosova,
170
623000
2000
Sırbistan Kosova'ya saldırdığında,
10:50
internationalUluslararası actionaksiyon was takenalınmış much more decisivelykararlı.
171
625000
4000
uluslararası eylem çok daha kararlı geldi.
10:54
NATONATO forcesgüçler wentgitti in, and the SerbianSırp armyordu withdrewçekildi.
172
629000
4000
NATO güçleri girdi ve Sırbistan geri çekildi.
10:58
EthnicEtnik AlbaniansArnavutlar had been murderedöldürülmüş,
173
633000
3000
Etnik Arnavutlar öldürüldü,
11:01
theironların farmsçiftlikleri destroyedyerlebir edilmiş and a hugeKocaman numbernumara of people forciblyzorla deportedsınır dışı.
174
636000
4000
çiftlikleri yokedildi ve çok fazla sayıda insan zorla göç ettirildi.
11:06
They were receivedAlınan in refugeemülteci campskampları
175
641000
3000
Arnavutluk ve Makedonya'da STK'lar tarafından kurulan
11:09
setset up by NGOsSivil toplum örgütleri in AlbaniaArnavutluk and MacedoniaMakedonya.
176
644000
3000
mülteci kamplarına yerleştirildiler.
11:14
The imprintdamga of a man who had been burnedyanmış insideiçeride his ownkendi home.
177
649000
3000
Kendi evinin içinde yakılan bir adamın izi.
11:18
The imagegörüntü remindedhatırlattı me of a caveMağara paintingboyama,
178
653000
3000
Bu fotoğraf bana bir mağara resmini hatırlatıyor,
11:21
and echoedyankılandı how primitiveilkel we still are in so manyçok waysyolları.
179
656000
4000
ve bazı yönlerden hala ne kadar ilkel olduğumuzu düşündürüyor.
11:27
BetweenArasında 1995 and '96, I coveredkapalı the first two warssavaşlar
180
662000
4000
1995 ile 96 arasında Çeçenistandaki ilk iki savaşı
11:31
in ChechnyaÇeçenistan'da from insideiçeride GroznyGrozni.
181
666000
2000
Grozni'den bizzat görüntüledim.
11:33
This is a ChechenÇeçen rebelasi on the frontön linehat againstkarşısında the RussianRusça armyordu.
182
668000
4000
Bu ön cephede Rus ordusuna karşı savaşan bir Çeçen milis.
11:39
The RussiansRuslar bombardedalı GroznyGrozni constantlysürekli for weekshaftalar,
183
674000
4000
Ruslar Grozni'yi haftalarca bombaladı
11:43
killingöldürme mainlyağırlıklı olarak the civilianssivil who were still trappedhapsolmuş insideiçeride.
184
678000
3000
ve kentte kalan çok sayıda sivili öldürdüler.
11:48
I foundbulunan a boyoğlan from the localyerel orphanageyetimhane
185
683000
2000
Yetimhaneden bir çocukla karşılaştım,
11:50
wanderinggöçebe around the frontön linehat.
186
685000
2000
ön cephede dolanıyordu.
11:54
My work has evolvedgelişti from beingolmak concernedilgili mainlyağırlıklı olarak with warsavaş
187
689000
3000
Yaptığım işler, sadece savaşa odaklı olmaktan,
11:57
to a focusodak on criticalkritik socialsosyal issuessorunlar as well.
188
692000
4000
kritik sosyal konulara da kaymaya başladı.
12:02
After the falldüşmek of CeausescuÇavuşesku, I wentgitti to RomaniaRomanya
189
697000
2000
Çavuşesku'nun devrilmesinden sonra Romanya'ya gittim,
12:04
and discoveredkeşfedilen a kindtür of gulagçalışma kampı of childrençocuklar,
190
699000
4000
ve bir tür çocuk islahevi keşfettim,
12:08
where thousandsbinlerce of orphanskimsesiz çocuklar were beingolmak kepttuttu in medievalOrtaçağ conditionskoşullar.
191
703000
3000
burada binlerce yetim kötü koşullarda tutuluyordu.
12:12
CeausescuÇavuşesku had imposeddayatılan a quotaKota
192
707000
2000
Çavuşesku her bir ailenin yapabileceği
12:14
on the numbernumara of childrençocuklar to be producedüretilmiş by eachher familyaile,
193
709000
3000
çocuk sayısına bir kota koyduğundan
12:17
therebyböylece makingyapma women'sBayanlar bodiesbedenler an instrumentEnstrüman of statebelirtmek, bildirmek economicekonomik policypolitika.
194
712000
4000
kadınların vücutları devletin ekonomik politikasının bir enstümanı haline gelmişti.
12:22
ChildrenÇocuk who couldn'tcould be supporteddestekli by theironların familiesaileleri
195
717000
3000
Aileleri tarafından bakılamayan çocuklar
12:25
were raisedkalkık in governmenthükümet orphanagesYetiştirme Yurdu.
196
720000
3000
hükümet yetimhanelerinde büyütülüyordu.
12:28
ChildrenÇocuk with birthdoğum defectskusurları were labeledetiketli incurablesLütfen,
197
723000
3000
Doğum sırasında sakat kalan çocuklar tedavi edilemez olarak algılanıyor
12:31
and confinedsınırlı for life to inhumaninsanlık dışı conditionskoşullar.
198
726000
4000
ve tüm hayatını insanlık dışı koşullarda geçiriyordu.
12:35
As reportsraporlar beganbaşladı to surfaceyüzey, again internationalUluslararası aidyardım wentgitti in.
199
730000
4000
Raporlar gelmeye başlayınca, yine uluslararası yardım devreye girdi.
12:41
Going deeperDaha derine into the legacymiras of the EasternDoğu EuropeanAvrupa regimesrejimler,
200
736000
4000
Doğu Avrupa rejimlerinin derinlerine girerek,
12:45
I workedişlenmiş for severalbirkaç monthsay on a storyÖykü about the effectsetkileri of industrialSanayi pollutionkirlilik,
201
740000
4000
endüstriyel kirlilik ile ilgili bir hikaye üzerinde aylarca çalıştım,
12:49
where there had been no regardsaygı for the environmentçevre
202
744000
3000
çevreye hiç saygı yoktu,
12:52
or the healthsağlık of eitherya workersişçiler or the generalgenel populationnüfus.
203
747000
4000
veya nüfusun geneline ya da orada çalışan işçilere.
12:56
An aluminumalüminyum factoryfabrika in CzechoslovakiaÇekoslovakya
204
751000
3000
Çekoslovakya'da bir aliminyum fabrikası
12:59
was filleddolu with carcinogenickanserojen smokeduman and dusttoz,
205
754000
3000
zehirli duman ve toz ile doluydu
13:02
and fourdört out of fivebeş workersişçiler camegeldi down with cancerkanser.
206
757000
4000
ve her beş işçiden dördü kanser oluyordu.
13:08
After the falldüşmek of SuhartoKütahya in IndonesiaEndonezya,
207
763000
2000
Suharto'nun devrilmesinden sonra Endonezya'da
13:10
I beganbaşladı to explorekeşfetmek conditionskoşullar of povertyyoksulluk
208
765000
3000
gelişmekte olan bir ülkede başgösteren
13:13
in a countryülke that was on its way towardskarşı modernizationmodernizasyon.
209
768000
3000
fakirlik olgusunu keşfetmeye başladım.
13:16
I spentharcanmış a good dealanlaştık mı of time with a man
210
771000
3000
Bir adamla çok uzun zaman geçirdim,
13:19
who livedyaşamış with his familyaile on a railwayDemiryolu embankmentDolgu
211
774000
2000
kendisi ailesi ile birlikte demiryolu kenarında bir kulubede yaşıyordu
13:21
and had lostkayıp an armkol and a legbacak in a traintren accidentkaza.
212
776000
4000
ve bir kolu ile bir bacağını tren kazasında yitirmişti.
13:25
When the storyÖykü was publishedyayınlanan, unsolicitedistenmeyen donationsbağış poureddökülmüş in.
213
780000
5000
Hikaye yayınlandığında, isimsiz bağışlar yağmaya başladı.
13:30
A trustgüven fundfon, sermaye was establishedkurulmuş,
214
785000
2000
Bir fon kuruldu ve
13:32
and the familyaile now liveshayatları in a houseev in the countrysidekırsal
215
787000
3000
şimdi aile kırda bir çiftlik evinde yaşıyor,
13:35
and all theironların basictemel necessitiesihtiyaçlar are takenalınmış carebakım of.
216
790000
3000
ve bütün temel ihtiyaçları karşılanmakta.
13:38
It was a storyÖykü that wasn'tdeğildi tryingçalışıyor to sellsatmak anything.
217
793000
3000
Bu hiçbirşey satmaya çalışmayan bir hikayeydi.
13:41
JournalismGazetecilik had providedsağlanan a channelkanal
218
796000
3000
Gazetecilik, insanların doğal cömertlik duyguları için
13:44
for people'sinsanların naturaldoğal senseduyu of generositycömertlik, and the readersokuyucular respondedcevap.
219
799000
4000
bir kanal oluşturmuş ve okuyucular yanıt vermişti.
13:50
I metmet a bandgrup of homelessevsiz childrençocuklar who'dkim olur come to JakartaJakarta from the countrysidekırsal,
220
805000
3000
Jakarta'ya kırsaldan gelmiş bir grup evsiz çocukla karşılaştım,
13:53
and endedbitti up livingyaşam in a traintren stationistasyon.
221
808000
3000
bir tren istasyonunda yaşıyorlardı.
13:56
By the ageyaş of 12 or 14, they'dgittiklerini becomeolmak beggarsdilenciler and drugilaç addictsbağımlıları.
222
811000
5000
12 ila 14 yaşlarında dilenci ve uyuşturucu bağımlısı oluyorlardı.
14:01
The ruralkırsal poorfakir had becomeolmak the urbankentsel poorfakir,
223
816000
2000
Kırsal fakir, şehir fakiri oluyor
14:03
and in the processsüreç, they'dgittiklerini becomeolmak invisiblegörünmez.
224
818000
4000
ve süreç içinde görünmez oluyorlardı.
14:09
These heroineroin addictsbağımlıları in detoxDetoks in PakistanPakistan
225
824000
3000
Pakistan'da tedavi gören bu eroin bağımlıları,
14:12
remindedhatırlattı me of figuresrakamlar in a playoyun by BeckettBeckett:
226
827000
3000
Beckett'in bir oyunundaki karakterleri hatırlatıyor:
14:15
isolatedyalıtılmış, waitingbekleme in the darkkaranlık, but drawnçekilmiş to the lightışık.
227
830000
3000
soyutlanmış, karanlıkta bekleyen, ancak ışığın çekiciliğine kapılmış.
14:22
AgentAjan OrangeTuruncu was a defoliantdefoliant used duringsırasında the VietnamVietnam WarSavaş
228
837000
4000
Portakal esansı, Vietnam savaşı sırasında kullanılan ve bitkilerin yapraklarını dökmeye yarayan
14:26
to denyreddetmek coverkapak to the VietcongVietcong and the NorthKuzey VietnameseVietnam dili armyordu.
229
841000
4000
ve bu sayede Vietkong ve Kuzey Vietnam ordusunun gizlenmesini engelleyen bir ilaçtı.
14:30
The activeaktif ingredientMadde was dioxindioksin, an extremelyson derece toxictoksik chemicalkimyasal
230
845000
4000
Aktif bileşeni dioksindi, çok zehirli bir kimyasal,
14:34
that was sprayedpüskürtülür in vastgeniş quantitiesmiktarları,
231
849000
2000
Portakal esansı masif miktarlarda serpildi
14:36
and whosekimin effectsetkileri passedgeçti throughvasitasiyla the genesgenler to the nextSonraki generationnesil.
232
851000
4000
ve etkileri genler yoluyla bir sonraki nesle geçti.
14:42
In 2000, I beganbaşladı documentingbelgeleme globalglobal healthsağlık issuessorunlar,
233
857000
3000
2000 yılında, küresel sağlık konularını belgelemeye başladım,
14:45
concentratingkonsantre first on AIDSAIDS in AfricaAfrika.
234
860000
3000
ve öncelikle Afrika'daki AIDS'e odaklandım.
14:48
I trieddenenmiş to tell the storyÖykü throughvasitasiyla the work of caregiversbakıcılar.
235
863000
3000
Gönüllü hastabakıcılar üzerinden bir hikaye anlatmayı denedim.
14:51
I thought it was importantönemli to emphasizevurgu yapmak that people were beingolmak helpedyardım etti,
236
866000
4000
İnsanlara yardım edildiğinin altının çizilmesi gerektiğini düşünüyordum,
14:55
whetherolup olmadığını by internationalUluslararası NGOsSivil toplum örgütleri or by localyerel grassrootskökleşmiş organizationsorganizasyonlar.
237
870000
5000
ister uluslararası STK'lar tarafından, isterse de lokal yardım grupları yoluyla.
15:00
So manyçok childrençocuklar have been orphanedyetim by the epidemicsalgın
238
875000
2000
Salgın nedeniyle pek çok çocuk yetim kalmıştı
15:02
that grandmothersAnneannelerin have takenalınmış the placeyer of parentsebeveyn,
239
877000
3000
ve büyükanne / büyükbabalar ebeveynlerin yerini almıştı,
15:05
and a lot of childrençocuklar had been borndoğmuş with HIVHIV.
240
880000
3000
ve pek çok çocuk HIV ile doğuyordu.
15:09
A hospitalhastane in ZambiaZambiya.
241
884000
2000
Zambia'da bir hastane.
15:14
I beganbaşladı documentingbelgeleme the closekapat connectionbağ
242
889000
3000
HIV/AIDS ile tüberküloz arasındaki yakın bağlantıyı
15:17
betweenarasında HIVHIV/AIDSAIDS and tuberculosisTüberküloz.
243
892000
3000
belgelemeye başladım.
15:20
This is an MSFMSF hospitalhastane in CambodiaKamboçya.
244
895000
3000
Bu Kamboçya'daki MSF hastanesi.
15:28
My picturesresimler can playoyun a supportingDestek rolerol to the work of NGOsSivil toplum örgütleri
245
903000
3000
Fotoğraflarım STK çalışmalarında destek rolü oynayabiliyor
15:31
by sheddingdökülme lightışık on the criticalkritik socialsosyal problemssorunlar they're tryingçalışıyor to dealanlaştık mı with.
246
906000
4000
özellikle de onların uğraştıkları kritik problemlere ışık tutarak.
15:35
I wentgitti to CongoKongo Cumhuriyeti with MSFMSF,
247
910000
3000
Sınır Tanımayan Doktorlar Örgütü ile Kongo'ya gittim,
15:38
and contributedkatkıda to a bookkitap and an exhibitionsergi
248
913000
2000
ve bir kitap ile sergiye katkıda bulundum,
15:40
that focusedodaklı attentionDikkat on a forgottenunutulmuş warsavaş
249
915000
3000
çalışma unutulan bir savaşa odaklanıyordu
15:43
in whichhangi millionsmilyonlarca of people have diedvefat etti,
250
918000
2000
milyonlarca insan ölmüştü ve
15:45
and exposurePozlama to diseasehastalık withoutolmadan treatmenttedavi is used as a weaponsilah.
251
920000
4000
hastalığa maruz kalma ve tedavi yoksunluğu bir silah olarak kullanılıyordu.
15:50
A malnourishedyetersiz beslenen childçocuk beingolmak measuredölçülü
252
925000
2000
Yetersiz beslenen bir çocuk beslenme
15:52
as partBölüm of the supplementaltamamlayıcı feedingbesleme programprogram.
253
927000
2000
programının bir parçası olarak ölçülüyor.
15:56
In the falldüşmek of 2004 I wentgitti to DarfurDarfur.
254
931000
3000
2004 sonbaharında Darfur'a gittim.
16:00
This time I was on assignmentatama for a magazinedergi,
255
935000
2000
Bu defa bir dergi tarafından görevlendirilmiştim,
16:02
but again workedişlenmiş closelyyakından with MSFMSF.
256
937000
2000
ancak yine de MSF ile yakın çalıştım.
16:04
The internationalUluslararası communitytoplum still hasn'tdeğil sahiptir foundbulunan a way
257
939000
3000
Uluslararası toplum hala bu kıyımı durdurmak için
16:07
to createyaratmak the pressurebasınç necessarygerekli to stop this genocidesoykırım.
258
942000
4000
yeterli baskıyı oluşturacak bir yol bulamadı.
16:13
An MSFMSF hospitalhastane in a campkamp for displacedyerinden people.
259
948000
3000
Zorunlu göçmenler için yapılan MSF hastanesi.
16:18
I've been workingçalışma on a long projectproje on crimesuç and punishmentceza in AmericaAmerika.
260
953000
4000
Uzun süredir Amerikada suç ve ceza üzerine odaklanan bir proje üstünde çalışıyorum.
16:23
This is a scenefaliyet alani, sahne from NewYeni OrleansOrleans.
261
958000
2000
Bu New Orleans'tan bir sahne.
16:27
A prisonermahkum on a chainzincir gangçete in AlabamaAlabama
262
962000
3000
Alabama'da bir mahkum.
16:30
was punishedceza by beingolmak handcuffedkelepçeli to a postposta in the middaygün ortası sunGüneş.
263
965000
3000
öğle güneşinde kelepçelere bağlı tutularak cezalandırılıyor.
16:36
This experiencedeneyim raisedkalkık a lot of questionssorular,
264
971000
2000
Bu deneyim pek çok soruya neden oldu
16:38
amongarasında them questionssorular about raceyarış and equalityeşitlik
265
973000
3000
aralarında ırk ve eşitlik ile ilgili,
16:41
and for whomkime in our countryülke opportunitiesfırsatlar and optionsseçenekleri are availablemevcut.
266
976000
5000
ve fırsatların ve seçeneklerin bizim ülkemizde kimlere sunulduğu ile ilgili sorular da vardı.
16:46
In the yardyard of a chainzincir gangçete in AlabamaAlabama.
267
981000
3000
Alabama'da bir hapishane bahçesi.
16:52
I didn't see eitherya of the planesdüzlemler hitvurmak,
268
987000
2000
İki uçağın da vurmasını görmedim.
16:54
and when I glancedbaktı out my windowpencere, I saw the first towerkule burningyanan,
269
989000
3000
Penceremden ilk baktığımda, ilk kulenin yandığını gördüm,
16:57
and I thought it mightbelki have been an accidentkaza.
270
992000
3000
ve bir kaza olmuş olabileceğini düşündüm.
17:00
A fewaz minutesdakika latersonra when I lookedbaktı again
271
995000
2000
Bir kaç dakika sonra tekrar baktığımda, ikinci kule de yanıyordu
17:02
and saw the secondikinci towerkule burningyanan, I knewbiliyordum we were at warsavaş.
272
997000
4000
ve savaşa girdiğimizi anladım.
17:07
In the midstortasında of the wreckageenkaz at GroundZemin ZeroSıfır, I had a realizationgerçekleşme.
273
1002000
3000
Sıfır zemindeki enkaza bakarken, bir şeyi farkettim.
17:11
I'd been photographingfotoğraflama in the Islamicİslam worldDünya sincedan beri 1981 --
274
1006000
4000
İslami dünyayı 1981'den bu yana belgeliyordum --
17:15
not only in the MiddleOrta EastDoğu, but alsoAyrıca in AfricaAfrika, AsiaAsya and EuropeEurope.
275
1010000
5000
sadece Ortadoğu'da değil, aynı zamanda Afrika, Asya ve Avrupa'da da..
17:20
At the time I was photographingfotoğraflama in these differentfarklı placesyerler,
276
1015000
3000
Bunları farklı yer ve zamanlarda çekerken,
17:23
I thought I was coveringkapsayan separateayrı storieshikayeleri,
277
1018000
2000
farklı hikayeleri çektiğimi düşünüyordum,
17:25
but on 9/11 historytarih crystallizedkristalize, and I understoodanladım
278
1020000
3000
ancak 11 Eylül'de tarih kristalleşti ve ben 20 yıldır
17:28
I'd actuallyaslında been coveringkapsayan a singletek storyÖykü for more than 20 yearsyıl,
279
1023000
5000
aynı hikayeyi çektiğimi anladım
17:33
and the attacksaldırı on NewYeni YorkYork was its latestson manifestationtezahürü.
280
1028000
3000
ve New York'a yapılan saldırı da onun son manifestosuydu.
17:37
The centralmerkezi commercialticari districtilçe of KabulKabil, AfghanistanAfganistan
281
1032000
3000
Afganistan, Kabil'de merkez pazarı
17:40
at the endson of the civilsivil warsavaş,
282
1035000
2000
iç savaşın sonunda
17:42
shortlykısa bir süre before the cityŞehir felldüştü to the TalibanTaliban.
283
1037000
3000
şehir Taliban'a yenik düşmeden kısa süre önce.
17:48
LandArazi mineMayın victimskurbanlar beingolmak helpedyardım etti
284
1043000
2000
Kara mayını kurbanları Alberto Cairo tarafından yönetilen
17:50
at the RedKırmızı CrossÇapraz rehabRehabilitasyon centermerkez beingolmak runkoş by AlbertoAlberto CairoCairo.
285
1045000
3000
Kızılhaç Yardım Merkezinde tedavi oluyorlar.
17:55
A boyoğlan who lostkayıp a legbacak to a leftoverArtık mineMayın.
286
1050000
3000
Mayına basarak bir bacağını kaybetmiş olan çocuk.
17:58
I'd witnessedtanık immenseengin sufferingçile in the Islamicİslam worldDünya
287
1053000
3000
İslami dünyada olağanüstü ıstıraba tanık oldum
18:01
from politicalsiyasi oppressionbaskı, civilsivil warsavaş, foreignyabancı invasionsAkınları, povertyyoksulluk, faminekıtlık.
288
1056000
5000
ıstırabın nedeni siyasi çatışmalar, iç savaşlar, dış işgaller, fakirlik ve açlıktı.
18:06
I understoodanladım that in its sufferingçile,
289
1061000
2000
Ve anladım ki kendi ıstırabı içinde İslam dünyası
18:08
the Islamicİslam worldDünya had been cryingağlıyor out. Why weren'tdeğildi we listeningdinleme?
290
1063000
5000
aslında yardım çağırıyordu. Biz neden dinlemiyorduk ?
18:16
A TalibanTaliban fighteravcı shotatış duringsırasında a battlesavaş
291
1071000
2000
Çatışma sırasında vurulan bir Taliban askeri,
18:18
as the NorthernKuzey Allianceİttifak enteredgirdi the cityŞehir of KunduzKunduz.
292
1073000
4000
NATO birlikleri Kunduz şehrine girdiğinde...
18:28
When warsavaş with IraqIrak was imminentyakın,
293
1083000
2000
Irak'la savaşa girileceği belli olduğunda,
18:30
I realizedgerçekleştirilen the AmericanAmerikan troopsasker would be very well coveredkapalı,
294
1085000
3000
Amerikan askerlerinin çok iyi korunacağını anladım ve
18:33
so I decidedkarar to coverkapak the invasionistila from insideiçeride BaghdadBağdat.
295
1088000
3000
ve işgali Bağdat'ın içinden izlemeye karar verdim.
18:42
A marketplacepazar was hitvurmak by a mortarharç shellkabuk
296
1097000
2000
Bir pazaryeri roketle vurulmuş
18:44
that killedöldürdü severalbirkaç membersüyeler of a singletek familyaile.
297
1099000
3000
ve bir ailenin üyelerini öldürmüştü.
18:49
A day after AmericanAmerikan forcesgüçler enteredgirdi BaghdadBağdat,
298
1104000
3000
Amerikan askerleri Bağdat'a girdikten bir gün sonra,
18:52
a companyşirket of MarinesDenizciler beganbaşladı roundingYuvarlama up bankbanka robberssoyguncular
299
1107000
2000
bir grup denizci yağmacıları gözaltına aldı
18:54
and were cheeredcoşkuyla on by the crowdskalabalıklar --
300
1109000
2000
ve kalabalıklar tarafından alkışlandı --
18:57
a hopefulumutlu momentan that was shortkısa livedyaşamış.
301
1112000
2000
ne yazık ki bu kısa ömürlü bir umuttu.
19:01
For the first time in yearsyıl,
302
1116000
2000
Yıllardır ilk kez,
19:03
Shi'itesAKP were allowedizin to make the pilgrimageHac
303
1118000
2000
Şiiler hacı olabilmek için
19:05
to KarbalaKarbala to observegözlemlemek AshuraAşure,
304
1120000
2000
Kerbela'ya Aşura için gidebildiler,
19:07
and I was amazedşaşırmış by the sheersırf numbernumara of people
305
1122000
3000
ve ben ne kadar çok insan olduğundan,
19:10
and how ferventlytutkuyla they practiceduygulanan theironların religiondin.
306
1125000
2000
onların dinlerini ne kadar şiddetli tatbik ettiklerinden çok etkilenmiştim.
19:15
A groupgrup of menerkekler marchMart throughvasitasiyla the streetssokaklar cuttingkesim themselveskendilerini with knivesbıçak.
307
1130000
3000
Bir grup adam, kendilerini bıçaklarla keserek sokaklarda yürüyor.
19:18
It was obviousaçık that the Shi'itesAKP were a forcekuvvet to be reckonedhesaba katılması with,
308
1133000
4000
Şiilerin ne kadar önemli bir grup olacakları ve
19:22
and we would do well to understandanlama them and learnöğrenmek how to dealanlaştık mı with them.
309
1137000
5000
bizim onları anlamamız ve onlarla nasıl anlaşacağımızı bulmamız gerektiği ortadaydı.
19:29
Last yearyıl I spentharcanmış severalbirkaç monthsay documentingbelgeleme our woundedyaralı troopsasker,
310
1144000
4000
Geçen yıl birkaç ayımı yaralanmış askerleri belgeleyerek geçirdim,
19:33
from the battlefieldsavaş in IraqIrak all the way home.
311
1148000
2000
Irak'taki cepheden eve kadar.
19:37
This is a helicopterhelikopter medicDoktor givingvererek CPRKALP MASAJI
312
1152000
2000
Bu bir sağlık görevlisi, kalp masajı uygulamakta.
19:39
to a soldierasker who had been shotatış in the headkafa.
313
1154000
2000
az önce kafasından vurulmuş bir askere.
19:44
MilitaryAskeri medicinetıp has becomeolmak so efficientverimli
314
1159000
2000
Askeri ilaçlar öyle etkili oldu ki,
19:46
that the percentageyüzde of troopsasker who survivehayatta kalmak after beingolmak woundedyaralı
315
1161000
4000
yaralandıktan sonra iyileşen askerlerin yüzdesi
19:50
is much higherdaha yüksek in this warsavaş than in any other warsavaş in our historytarih.
316
1165000
3000
tarihteki bütün savaşlardan daha fazla.
19:55
The signatureimza weaponsilah of the warsavaş is the IEDBUBİ TUZAĞI,
317
1170000
3000
Bu savaşın sembol silahı IED
19:58
and the signatureimza woundyara is severeşiddetli legbacak damagehasar.
318
1173000
3000
ve sembol yarası da ağır bacak yaraları.
20:03
After enduringkalıcı extremeaşırı painAğrı and traumaTravma,
319
1178000
3000
Muazzam acı ve travmadan sonra
20:06
the woundedyaralı faceyüz a gruelingyorucu physicalfiziksel
320
1181000
2000
yaralı rehabilitasyon sırasında çok zorlayıvı bir fiziksel
20:08
and psychologicalpsikolojik strugglemücadele in rehabRehabilitasyon.
321
1183000
2000
ve psikolojik mücadeleye giriyor
20:13
The spiritruh they displayedgörüntülenen was absolutelykesinlikle remarkabledikkat çekici.
322
1188000
3000
Gösterdikleri azim tek kelimeyle inanılmaz.
20:17
I trieddenenmiş to imaginehayal etmek myselfkendim in theironların placeyer,
323
1192000
2000
Kendimi onların yerinde hayal ettim ve
20:19
and I was totallybütünüyle humbledboyunları bükük by theironların couragecesaret and determinationbelirleme
324
1194000
4000
cesaretlerinden ve azimleri karşısında şaşırdım kaldım,
20:23
in the faceyüz of suchböyle catastrophickatastrofik losskayıp.
325
1198000
3000
böylesine bir kayıp durumunda hem de.
20:27
Good people had been put in a very badkötü situationdurum for questionablekuşkulu resultsSonuçlar.
326
1202000
5000
İyi insanlar, sorgulanabilir sonuçlar için çok kötü bir durumda bırakılıyorlar.
20:35
One day in rehabRehabilitasyon someonebirisi, startedbaşladı talkingkonuşma about surfingsörf
327
1210000
3000
Rehabilitasyon sırasında bir gün biri sörf hakkında konuşmaya başladı
20:38
and all these guys who'dkim olur never surfedsörf before said, "Hey, let's go."
328
1213000
4000
ve hayatlarında hiç sörf yapmamış bu çocuklar "hadi, gidelim" dediler.
20:42
And they wentgitti surfingsörf.
329
1217000
2000
Ve sörf yapmaya gittiler.
20:48
PhotographersFotoğrafçılar go to the extremeaşırı edgeskenarları of humaninsan experiencedeneyim
330
1223000
3000
Fotoğrafçılar insani deneyimlerinin aşırı uçlarına
20:51
to showgöstermek people what's going on.
331
1226000
2000
dünyanın geri kalanına ne olup bittiğini anlatmak için gider.
20:53
SometimesBazen they put theironların liveshayatları on the linehat,
332
1228000
3000
Bazen hayatlarını ateşe atarlar
20:56
because they believe your opinionsgörüşler and your influenceetki mattermadde.
333
1231000
4000
çünkü sizin görüşlerinizin ve etkinizin önemli olduğuna inanırlar.
21:00
They aimamaç theironların picturesresimler at your besten iyi instinctsiçgüdüleri,
334
1235000
4000
Fotoğraflarında sizin en iyi içgüdülerinizi hedef alırlar,
21:04
generositycömertlik, a senseduyu of right and wrongyanlış,
335
1239000
3000
cömertlik, doğru ve yanlış duygusu,
21:07
the abilitykabiliyet and the willingnessistekli to identifybelirlemek with othersdiğerleri,
336
1242000
4000
kendini başkalarıyla özdeşleştirebilme yeteneği ve isteği
21:11
the refusalret to acceptkabul etmek the unacceptablekabul edilemez.
337
1246000
3000
kabul edilemez olanı reddedebilme cesareti.
21:16
My TEDTED wishdilek:
338
1251000
2000
Benim TED dileğim:
21:18
there's a vitalhayati storyÖykü that needsihtiyaçlar to be told,
339
1253000
3000
anlatılması gereken çok önemli bir hikaye var
21:21
and I wishdilek for TEDTED to help me gainkazanç accesserişim to it
340
1256000
4000
ve diliyorum ki TED bu hikayeye ulaşmamda bana yardım etsin
21:25
and then to help me come up with innovativeyenilikçi and excitingheyecan verici waysyolları
341
1260000
4000
ve sonra bu hikayeyi dijital çağın yaratıcı ve heyecan verici çözümlerini kullanarak
21:29
to use newshaber photographyfotoğrafçılık in the digitaldijital eraçağ.
342
1264000
3000
ortaya çıkartmama destek olsun.
21:32
Thank you very much.
343
1267000
2000
Hepinize çok teşekkür ederim.
21:35
(ApplauseAlkış)
344
1270000
15000
(Alkışlar)
Translated by Utku Kaynar
Reviewed by Sinan Ünlüsoy

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
James Nachtwey - Photojournalist
Photojournalist James Nachtwey is considered by many to be the greatest war photographer of recent decades. He has covered conflicts and major social issues in more than 30 countries.

Why you should listen

For the past three decades, James Nachtwey has devoted himself to documenting wars, conflicts and critical social issues, working in El Salvador, Nicaragua, Guatemala, Lebanon, the West Bank and Gaza, Israel, Indonesia, Thailand, India, Sri Lanka, Afghanistan, the Philippines, South Korea, Somalia, Sudan, Rwanda, South Africa, Russia, Bosnia, Chechnya, Kosovo, Romania, Brazil and the United States.

Nachtwey has been a contract photographer with Time since 1984. However, when certain stories he wanted to cover -- such as Romanian orphanages and famine in Somalia -- garnered no interest from magazines, he self-financed trips there. He is known for getting up close to his subjects, or as he says, "in the same intimate space that the subjects inhabit," and he passes that sense of closeness on to the viewer.

In putting himself in the middle of conflict, his intention is to record the truth, to document the struggles of humanity, and with this, to wake people up and stir them to action.

More profile about the speaker
James Nachtwey | Speaker | TED.com