ABOUT THE SPEAKER
Kavita Ramdas - Philanthropist
Kavita Ramdas directs the Global Fund for Women, the largest foundation in the world supporting women's human rights across all borders.

Why you should listen

Kavita Ramdas is president and CEO of the Global Fund for Women, a publicly supported grantmaking foundation that advances human rights by investing in women-led organizations worldwide. Over the past 22 years, the Global Fund has provided more than 7,000 grants, reaching more than 3,000 groups. Since Ramdas took the reins, the fund's assets have more than tripled -- and so has the number of countries the group works in, now at 170.

The Global Fund for Women contributes to groups that improve women's economic security, work to end gender-based violence, increase access to education at all stages of life, provide critical health services and encourage women to take leadership roles in the public sector. In interviews, Ramdas has said that grantmakers can learn as much from applicants as applicants do from them. This is a philosophy she employs at Global Fund, where grants are often given with as few strings attached as possible, and proposals are accepted in any language. Her vision stands to change the game, not only in women's rights but in philanthropy as a whole.

More profile about the speaker
Kavita Ramdas | Speaker | TED.com
TEDIndia 2009

Kavita Ramdas: Radical women, embracing tradition

Kavita Ramdas: Gelenekleri kucaklayan radikal kadınlar

Filmed:
589,855 views

Yetki sahibi bir kadın nasıl görünür? Çarşaf, başörtüsü veya sari (Hint tesettürü) giyebilir mi? Kavita Ramdas, kültürel miraslarıyla övünürken bu mirasın baskıcı geleneklerinde reform yapmaya çalışan üç olağanüstü kadından bahsediyor.
- Philanthropist
Kavita Ramdas directs the Global Fund for Women, the largest foundation in the world supporting women's human rights across all borders. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:16
SalaamSalaam. NamaskarNamaskar.
0
1000
2000
Selam. Namaskar.
00:18
Good morningsabah.
1
3000
2000
Günaydın.
00:20
GivenVerilen my TEDTED profileprofil, you mightbelki be expectingbekliyor
2
5000
2000
TED profilime baktığınız için sizlere bugün
00:22
that I'm going to speakkonuşmak to you about
3
7000
2000
en son hayırseverlik eğilimlerinden
00:24
the latestson philanthropichayırsever trendseğilimler --
4
9000
2000
bahsedeceğimi; özellikle son dönem
00:26
the one that's currentlyşu anda got WallDuvar StreetSokak
5
11000
2000
Wall Street ve Dünya Bankasının
00:28
and the WorldDünya BankBanka buzzinguğultu --
6
13000
2000
kadınlara nasıl yatırım yaptığından, onların
00:30
how to investyatırmak in womenkadınlar,
7
15000
2000
kurtarılmaları, güçlendirilmeleri için
00:32
how to empowergüçlendirmek them, how to savekayıt etmek them.
8
17000
3000
yaptıklarından bahsedeceğimi bekliyorsunuzdur.
00:35
Not me.
9
20000
2000
O ben değilim.
00:37
I am interestedilgili in how womenkadınlar
10
22000
2000
Ben kadınların bizi nasıl kurtardığıyla
00:39
are savingtasarruf us.
11
24000
2000
ilgileniyorum.
00:41
They're savingtasarruf us by redefiningyeniden tanımlama and re-imaginingyeniden tahayyül etmek
12
26000
3000
Kadınlar; çağdaşlık ve geleneksellik,
00:44
a futuregelecek that defiesmeydan okuyan and blursBulanıklaştırma
13
29000
3000
birinci ve üçüncü dünya,
00:47
acceptedkabul edilmiş polaritieskutuplar,
14
32000
2000
baskılar ve fırsatlar gibi
00:49
polaritieskutuplar we'vebiz ettik takenalınmış for grantedverilmiş for a long time,
15
34000
3000
çok uzun zamanlardır kabul gören kutuplaşmalara
00:52
like the onesolanlar betweenarasında modernitymodernite and traditiongelenek,
16
37000
3000
karşı gelen bir geleceği hayal ederek ve
00:55
First WorldDünya and ThirdÜçüncü WorldDünya,
17
40000
3000
yeniden tanımlayarak
00:58
oppressionbaskı and opportunityfırsat.
18
43000
2000
bizleri kurtarıyorlar.
01:00
In the midstortasında of the dauntingyıldırıcı challengeszorluklar
19
45000
2000
Küresel bir topluluk olarak yüzleştiğimiz bu
01:02
we faceyüz as a globalglobal communitytoplum,
20
47000
2000
yıldırıcı meydan okumaların orta yerinde
01:04
there's something about
21
49000
2000
kalbim bu üçüncü yola ait
01:06
this thirdüçüncü way ragaRAGA
22
51000
2000
birşeyler sebebiyle
01:08
that is makingyapma my heartkalp singşarkı söyle.
23
53000
2000
şarkı söylüyor.
01:10
What intriguesentrikaların me mostçoğu
24
55000
2000
Beni en çok kadınların tüm bunları
01:12
is how womenkadınlar are doing this,
25
57000
2000
bunca hem sinir bozucu ve hem de
01:14
despiterağmen a setset of paradoxesparadoksları
26
59000
2000
etkileyici çelişki arasında
01:16
that are bothher ikisi de frustratingsinir bozucu and fascinatingbüyüleyici.
27
61000
3000
nasıl başarabildikleri şaşırtıyor.
01:19
Why is it that womenkadınlar are, on the one handel,
28
64000
3000
Bu kadınlar bir yandan kültürel uygulamalarının
01:22
viciouslyşiddetle oppressedezilen by culturalkültürel practicesuygulamaları,
29
67000
3000
hain baskıları altında bu kadar mazlumken
01:25
and yethenüz at the sameaynı time,
30
70000
2000
diğer taraftan da, aynı zamanda
01:27
are the preserversmaddeleri kullanılmıştır of cultureskültürler in mostçoğu societiestoplumlar?
31
72000
3000
toplumlarındaki kültürlerin koruyucuları olabiliyorlar?
01:30
Is the hijabHicap or the headscarfbaşörtüsü
32
75000
2000
Çarşaf veya başörtüsü
01:32
a symbolsembol of submissiongönderme
33
77000
2000
itaat etmenin mi sembolü,
01:34
or resistancedirenç?
34
79000
2000
yoksa direncin mi?
01:36
When so manyçok womenkadınlar and girlskızlar
35
81000
3000
Bunca kadın ve kız; onur, gurur,
01:39
are beatendövülmüş, rapedtecavüz, maimedsakat
36
84000
2000
din uyruk gibi sebeplerden dolayı
01:41
on a dailygünlük basistemel
37
86000
2000
her gün dayak yerken,
01:43
in the nameisim of all kindsçeşit of causesnedenleri --
38
88000
2000
tecavüze uğrayıp sakat bırakılırken
01:45
honorOnur, religiondin, nationalityMilliyet --
39
90000
2000
bu kadınların toplumlarına
01:47
what allowsverir womenkadınlar to replantFidan treesağaçlar,
40
92000
3000
yeni baştan şekil verecek ağaçlar yeşertip
01:50
to rebuildyeniden inşa etmek societiestoplumlar,
41
95000
2000
radikal şiddet karşıtı hareketlere
01:52
to leadöncülük etmek radicalradikal, non-violentşiddet movementshareketler
42
97000
2000
liderlik yapmalarına ve toplumsal değişimler
01:54
for socialsosyal changedeğişiklik?
43
99000
2000
sağlamalarına yol açan nedir?
01:56
Is it differentfarklı womenkadınlar
44
101000
2000
Korumacı giden kadınlarla
01:58
who are doing the preservingkoruma and the radicalizingradicalizing?
45
103000
3000
bu radikal kadınlar farklı kadınlar mıdır?
02:01
Or are they one and the sameaynı?
46
106000
2000
Veya hepsi bir ve aynı mı?
02:03
Are we guiltysuçlu, as ChimamandaChimamanda AdichieAdichie remindedhatırlattı us
47
108000
3000
Yoksa bizler, Oxford'daki TED konferansında konuşan
02:06
at the TEDTED conferencekonferans in OxfordOxford,
48
111000
2000
Chimamanda Adichie'nin
02:08
of assumingvarsayarak that there is a singletek storyÖykü
49
113000
3000
bize anımsattığı gibi, hakları için savaşan
02:11
of women'sBayanlar strugglesmücadeleler for theironların rightshaklar
50
116000
2000
kadınlara dair "tek bir hikaye" olduğunu
02:13
while there are, in factgerçek, manyçok?
51
118000
2000
zannettiğimiz için hatalı mıyız?
02:15
And what, if anything,
52
120000
2000
Ve erkeklerin bununla,
02:17
do menerkekler have to do with it?
53
122000
2000
eğer varsa, ilgisi nedir?
02:19
Much of my life has been a questQuest
54
124000
2000
Hayatımın büyük bölümü bunun gibi
02:21
to get some answerscevaplar to these questionssorular.
55
126000
3000
sorulara cevap aramakla geçti.
02:24
It's takenalınmış me acrosskarşısında the globeküre
56
129000
2000
Bu arayış beni dünyanın öbür ucuna
02:26
and introducedtanıtılan me to some amazingşaşırtıcı people.
57
131000
2000
götürüp bazı inanılmaz insanlarla tanıştırdı.
02:28
In the processsüreç, I've gatheredtoplanmış a fewaz fragmentsfragmanları
58
133000
3000
Bu davada öncelikle bu bilmeceye bir parça
02:31
that help me sheddöken some lightışık on this puzzlebulmaca.
59
136000
3000
ışık düşürecek bir kaç kırıntı toplamıştım.
02:34
AmongArasında those who'veettik kim helpedyardım etti openaçık my eyesgözleri
60
139000
2000
Bu üçüncü yola dair gözlerimi açmama yardımcı
02:36
to a thirdüçüncü way
61
141000
2000
olanlar arasında,
02:38
are: a devoutdindar MuslimMüslüman in AfghanistanAfganistan,
62
143000
3000
Afganistandan dindar bir müslüman,
02:41
a groupgrup of harmonizinguyum lesbianslezbiyenler in CroatiaHırvatistan
63
146000
3000
Croatia'dan uyum içinde bir grup lezbiyen
02:44
and a tabootabu breakerkırıcı in LiberiaLiberya.
64
149000
3000
ve Liberia'dan (Batı Afrika) bir tabu kırıcı var.
02:47
I'm indebtedborçlu to them,
65
152000
2000
Onlara da geçmiş yaşamlarındaki
02:49
as I am to my parentsebeveyn,
66
154000
2000
pek çok kötü şeyden dolayı
02:51
who for some setset of misdemeanorskötü davranış in theironların last life,
67
156000
3000
bu yaşamlarında üç kızla kutsanan
02:54
were blessedmübarek with threeüç daughterskız çocukları in this one.
68
159000
3000
ebeveynlerime borçlu olduğum kadar borçluyum.
02:57
And for reasonsnedenleri equallyaynı derecede unclearbelirsiz to me,
69
162000
2000
Sebebini bilemediğim bir şekilde
02:59
seemgörünmek to be inordinatelyhaddinden fazla proudgururlu of the threeüç of us.
70
164000
3000
bizim üçümüzle de çok gurur duyuyorlar.
03:03
I was borndoğmuş and raisedkalkık here in IndiaHindistan,
71
168000
2000
Hindistan'da doğup büyüdüm,
03:05
and I learnedbilgili from an earlyerken ageyaş
72
170000
2000
ve daha çok küçük yaşlarımda
03:07
to be deeplyderinden suspiciousşüpheli of the auntiesAunTies and unclesdayılar
73
172000
3000
önümüzde durup bize doğru eğilip başımızı okşayan,
03:10
who would bendviraj down, patsıvazlama us on the headkafa
74
175000
2000
ardından da anne babama, hiç tereddüt etmeden;
03:12
and then say to my parentsebeveyn
75
177000
2000
"Zavallı şeyler.
03:14
with no problemsorun at all,
76
179000
2000
Sadece üç kız...
03:16
"PoorZavallı things. You only have threeüç daughterskız çocukları.
77
181000
3000
Ama daha gençsiniz, hala deneyebilirsiniz"
03:19
But you're younggenç, you could still try again."
78
184000
3000
diyen amca ve halalardan şüphe etmeyi öğrendim.
03:22
My senseduyu of outragerezalet
79
187000
2000
Kadın haklarına yapılan
03:24
about women'sBayanlar rightshaklar
80
189000
2000
tecavüze karşı duygularım
03:27
was broughtgetirdi to a boilkaynama when I was about 11.
81
192000
3000
11 yaşıma vardığımda kaynama noktasına vardı.
03:30
My auntteyze, an incrediblyinanılmaz articulateifade
82
195000
2000
İnanılmaz ölçüde konuşkan ve
03:32
and brilliantparlak womankadın,
83
197000
2000
güzel bir kadın olan halam
03:34
was widoweddul earlyerken.
84
199000
3000
erkenden dul kalmıştı.
03:37
A flockakın of relativesakrabaları descendedindi on her.
85
202000
3000
Bir yığın dolusu akraba üstüne çöktü.
03:40
They tookaldı off her colorfulrenkli sariSari.
86
205000
2000
Rengarenk elbisesini çıkarıp
03:42
They madeyapılmış her weargiyinmek a whitebeyaz one.
87
207000
3000
beyaz bir elbise giymesini sağladılar (Ç.N; matem rengi)
03:45
They wipedyok her bindibindi off her foreheadalın.
88
210000
3000
Alınındaki bindiyi sildiler (Ç.N; evli kadınların alnındaki nokta)
03:48
They brokekırdı her banglesbilezik.
89
213000
2000
Bileziklerini kırdılar.
03:50
Her daughterkız evlat, RaniRani,
90
215000
2000
Kızı, Rani,
03:52
a fewaz yearsyıl olderdaha eski than me,
91
217000
2000
benden birkaç yaş küçüktü,
03:54
satoturdu in her lapkucak bewilderedşaşkın,
92
219000
2000
kucağında ne olduğunu anlamadan
03:56
not knowingbilme what had happenedolmuş
93
221000
2000
bir zamanlar kendine güvenen
03:58
to the confidentkendine güvenen womankadın
94
223000
2000
annesi olarak bildiği kadına
04:00
she oncebir Zamanlar knewbiliyordum as her motheranne.
95
225000
2000
olanları şaşkınca izliyordu.
04:02
LateGeç that night, I heardduymuş my motheranne
96
227000
2000
O gece geç saatlerde annemin
04:04
beggingyalvarıyor my fatherbaba,
97
229000
2000
babama yalvardığını duydum,
04:06
"Please do something RamuRamu. Can't you intervenearaya girmek?"
98
231000
3000
"Ne olur bir şey yap Ramu. Araya giremez misin?"
04:09
And my fatherbaba, in a lowdüşük voiceses, mutteringmırıldanıp,
99
234000
3000
Babam da alçak sesle şöyle fısıldıyordu,
04:13
"I'm just the youngestEn genç brothererkek kardeş, there's nothing I can do.
100
238000
3000
"Ben en genç erkek kardeşim, yapabileceğim bir şey yok.
04:16
This is traditiongelenek."
101
241000
2000
Gelenek böyle."
04:18
That's the night I learnedbilgili the ruleskurallar
102
243000
2000
O gece bu dünyada kadın olmanın
04:20
about what it meansanlamına geliyor to be femalekadın in this worldDünya.
103
245000
3000
ne anlama geldiğinin kurallarını öğrendim.
04:24
WomenKadınlar don't make those ruleskurallar,
104
249000
2000
Kadınlar bu kuralları koyamaz,
04:26
but they definetanımlamak us, and they definetanımlamak
105
251000
2000
ama bizi tanımlayabilirler; fırsatlarımızı
04:28
our opportunitiesfırsatlar and our chancesşansı.
106
253000
2000
ve şanslarımızı tanımlayabilirler.
04:30
And menerkekler are affectedetkilenmiş by those ruleskurallar too.
107
255000
3000
Ve erkekler de bu kurallardan etkileniyor.
04:33
My fatherbaba, who had foughtkavga etti in threeüç warssavaşlar,
108
258000
3000
Üç savaş görmüş babam,
04:37
could not savekayıt etmek his ownkendi sisterkız kardeş
109
262000
2000
bu acıdan kendi kız kardeşini
04:39
from this sufferingçile.
110
264000
2000
kurtaramadı.
04:45
By 18,
111
270000
2000
18'lerimde
04:47
underaltında the excellentMükemmel tutelagevesayet of my motheranne,
112
272000
2000
annemin kusursuz velayeti altında,
04:49
I was thereforebu nedenle, as you mightbelki expectbeklemek,
113
274000
2000
tahmin edebileceğiniz gibi,
04:51
defiantlymeydan okurcasına feministfeminist.
114
276000
2000
asi bir feminist olmuştum.
04:53
On the streetssokaklar chantingilahi,
115
278000
2000
Sokaklarda ilahi söylüyordum,
04:55
"[HindiHintçe]
116
280000
2000
(hindu)
04:57
[HindiHintçe]
117
282000
2000
(hindu)
04:59
We are the womenkadınlar of IndiaHindistan.
118
284000
3000
"Biz Hindistan kadınlarıyız.
05:02
We are not flowersÇiçekler, we are sparkskıvılcımlar of changedeğişiklik."
119
287000
2000
Bizler çiçek değiliz, bizler değişim kıvılcımlarıyız"
05:04
By the time I got to BeijingBeijing in 1995,
120
289000
3000
1995'de Beijing'e gittiğimde
05:07
it was clearaçık to me, the only way
121
292000
2000
cinsiyet eşitliğini sağlamanın
05:09
to achievebaşarmak genderCinsiyet equalityeşitlik
122
294000
2000
tek yolunun yüzyıllardır devam eden
05:11
was to overturndevirmek centuriesyüzyıllar
123
296000
2000
baskıcı gelenekleri
05:13
of oppressivebaskıcı traditiongelenek.
124
298000
2000
devirmek olduğuna emindim.
05:15
SoonYakında after I returnediade from BeijingBeijing,
125
300000
2000
Beijing'den dönmemden kısa süre sonra
05:17
I leaptatladı at the chanceşans to work for this wonderfulolağanüstü organizationorganizasyon,
126
302000
3000
kadınlar tarafından kurulmuş olan bu muhteşem organizasyonda
05:20
foundedkurulmuş by womenkadınlar,
127
305000
2000
çalışma fırsatına atladım,
05:22
to supportdestek women'sBayanlar rightshaklar organizationsorganizasyonlar around the globeküre.
128
307000
3000
dünya çevresinde kadın haklarını destekleyen organizasyonlar.
05:27
But barelyzar zor sixaltı monthsay into my newyeni job,
129
312000
2000
İşe başlayalı henüz 6 ay olmuştu ki
05:29
I metmet a womankadın
130
314000
2000
tüm tahminlerimi
05:31
who forcedzorunlu me to challengemeydan okuma all my assumptionsvarsayımlar.
131
316000
3000
değiştirmem için beni zorlayan bir kadınla tanıştım.
05:34
Her nameisim is SakenaSakena YacoobiYacoobi.
132
319000
2000
Adı Sakena Yacoobi'ydi.
05:38
She walkedyürüdü into my officeofis
133
323000
2000
Amerika'da henüz
05:40
at a time when no one knewbiliyordum
134
325000
2000
Afganistan'ın nerede olduğunu
05:42
where AfghanistanAfganistan was in the UnitedAmerika StatesBirleşik.
135
327000
3000
bilen kimse yokken, ofisimden içeriye girdi.
05:47
She said to me, "It is not about the burkaBurka."
136
332000
3000
Bana "Bunun çarşafla alakası yok" dedi.
05:50
She was the mostçoğu determinedbelirlenen advocatesavunucu
137
335000
2000
Duyduğum en kararlı kadın hakları
05:52
for women'sBayanlar rightshaklar I had ever heardduymuş.
138
337000
2000
savunucularından birisiydi.
05:54
She told me womenkadınlar were runningkoşu undergroundyeraltı schoolsokullar
139
339000
3000
Afganistan'daki toplumunda kadınların yeraltı okullarını
05:57
in her communitiestopluluklar insideiçeride AfghanistanAfganistan,
140
342000
3000
idare ettiklerini söyledi.
06:00
and that her organizationorganizasyon, the AfghanAfgan InstituteEnstitüsü of LearningÖğrenme,
141
345000
2000
ve organizasyonunun, "Afgan Öğretim Enstütüsü"nün
06:02
had startedbaşladı a schoolokul in PakistanPakistan.
142
347000
3000
Pakistan'da bir okul açtığını ekledi.
06:05
She said, "The first thing anyonekimse who is a MuslimMüslüman knowsbilir
143
350000
3000
Bana "Müslüman olan herkesin bildiği ilk şey Kuran'ın
06:09
is that the KoranKur'an requiresgerektirir
144
354000
3000
okur yazarlığı gerektirdiği
06:12
and stronglyşiddetle supportsdestekler literacyokur yazarlık.
145
357000
3000
ve güçlü bir şekilde de desteklediğidir" dedi.
06:15
The prophetPeygamber wanted everyher believermümin
146
360000
2000
Peygamber her inananın Kuran'ı
06:17
to be ableyapabilmek to readokumak the KoranKur'an for themselveskendilerini."
147
362000
2000
kendileri için okuyabilmesini istemişti."
06:19
Had I heardduymuş right?
148
364000
2000
Doğru mu duymuştum?
06:21
Was a women'sBayanlar rightshaklar advocatesavunucu
149
366000
2000
Bir kadın hakları savunucusu
06:23
invokingçağırma religiondin?
150
368000
3000
dini mi hatırlatıyordu?
06:26
But SakenaSakena defiesmeydan okuyan labelsetiketleri.
151
371000
2000
Ame Sakena etiketlere meydan okur.
06:28
She always wearsgiyer a headscarfbaşörtüsü,
152
373000
3000
Her zaman baş örtüsü takar.
06:31
but I've walkedyürüdü alongsideyanında with her on a beachplaj
153
376000
2000
Ama onunla uzun saçları rüzgarda uçuşurken
06:33
with her long hairsaç flyinguçan in the breezemeltem.
154
378000
3000
deniz kıyısında da yürüyüş yaptım.
06:36
She startsbaşlar everyher lectureders with a prayernamaz,
155
381000
2000
Her dersine bir dua ile başlar, ama
06:38
but she's a singletek, feistyalıngan,
156
383000
3000
ülkesinde kızlar 12 yaşında
06:41
financiallymali independentbağımsız womankadın
157
386000
2000
evlendirilirken o bekar, cesur ve
06:43
in a countryülke where girlskızlar are marriedevli off at the ageyaş of 12.
158
388000
3000
maddi bağımsızlığı olan bir kadın.
06:46
She is alsoAyrıca immenselyson derece pragmaticpragmatik.
159
391000
3000
Son derece de işini bilen bir kadın.
06:50
"This headscarfbaşörtüsü and these clothesçamaşırlar," she saysdiyor,
160
395000
3000
"Bu başörtüsü ve bu kıyafetler bana yapmam gereken
06:53
"give me the freedomözgürlük to do what I need to do
161
398000
3000
neyse onu yapma, işim için destek ve yardımı
06:56
to speakkonuşmak to those whosekimin supportdestek and assistanceyardım
162
401000
2000
gerekli ve kritik olan kişiler ile konuşabilme
06:58
are criticalkritik for this work.
163
403000
3000
özgürlüğü veriyor" der...
07:01
When I had to openaçık the schoolokul in the refugeemülteci campkamp,
164
406000
2000
Mülteci kampında bir okul açmam gerektiğinde,
07:03
I wentgitti to see the imamİmam.
165
408000
2000
imam'ı görmeye gittim.
07:05
I told him, 'I'm' Ben a believermümin, and womenkadınlar and childrençocuklar
166
410000
3000
Ona "Ben bir inananım, bu berbat koşullarda yaşayan
07:08
in these terriblekorkunç conditionskoşullar
167
413000
2000
kadınların ve çocukların
07:10
need theironların faithinanç to survivehayatta kalmak.'"
168
415000
3000
hayatta kalmak için inanca ihtiyacı var" dedim.
07:13
She smilesgülümsüyor slylysinsice.
169
418000
2000
Kurnazca gülümsedi.
07:15
"He was flatteredgurur.
170
420000
2000
"Gururu okşandı.
07:17
He beganbaşladı to come twiceiki defa a weekhafta to my centermerkez
171
422000
3000
Merkezime haftada 2 defa gelmeye başladı
07:20
because womenkadınlar could not go to the mosqueCamii.
172
425000
2000
çünkü kadınların camiye gitme izni yok.
07:22
And after he would leaveayrılmak,
173
427000
2000
Ve o gittikten sonra
07:24
womenkadınlar and girlskızlar would staykalmak behindarkasında.
174
429000
2000
kadınlar ve kızlar ardında kalıyor.
07:26
We beganbaşladı with a smallküçük literacyokur yazarlık classsınıf
175
431000
2000
Küçük bir okuma yazma kursuyla
07:28
to readokumak the KoranKur'an,
176
433000
2000
Kuran okumaya başladık,
07:30
then a mathmatematik classsınıf, then an Englishİngilizce classsınıf, then computerbilgisayar classessınıflar.
177
435000
3000
sonra matematik sınıfı, ingilizce sınıfı, bilgisayar sınıfı eklendi.
07:33
In a fewaz weekshaftalar, everyoneherkes in the refugeemülteci campkamp
178
438000
3000
Birkaç hafta içinde mülteci kampındaki herkes
07:36
was in our classessınıflar."
179
441000
2000
derslerimizdeydi."
07:38
SakenaSakena is a teacheröğretmen
180
443000
3000
Sakena, Afganistan'da
07:41
at a time when to educateEğitmek womenkadınlar
181
446000
3000
kadınların eğitilmesinin tehlikeli olduğu
07:44
is a dangeroustehlikeli business in AfghanistanAfganistan.
182
449000
2000
zamanlarda öğretmenlik yapıyor.
07:46
She is on the Taliban'sTaliban'ın hitvurmak listliste.
183
451000
3000
Taliban'ın vurulacaklar listesinde.
07:49
I worryendişelenmek about her everyher time she travelsNow acrosskarşısında that countryülke.
184
454000
3000
Ülke içindeki her seyahatinde onun için endişelenirim.
07:52
She shrugsomuz silkiyor when I asksormak her about safetyemniyet.
185
457000
3000
Ona güvenliğini sorduğumda omuzunu silker.
07:55
"KavitaKavita jaanJaan, we cannotyapamam allowizin vermek ourselveskendimizi to be afraidkorkmuş.
186
460000
3000
"Kavita Jan, korku duymaya izin veremeyiz.
07:58
Look at those younggenç girlskızlar who go back to schoolokul
187
463000
2000
Yüzlerine asit atılan zamanlarda okula geri dönen
08:00
when acidasit is thrownatılmış in theironların faceyüz."
188
465000
2000
şu genç kızlara baksana"
08:02
And I smilegülümseme, and I nodbaşını sallamak,
189
467000
2000
Gülümser ve başımı sallarım,
08:04
realizingfark I'm watchingseyretme womenkadınlar and girlskızlar
190
469000
2000
bu izlediğim kızların ve kadınların kendi dini
08:06
usingkullanma theironların ownkendi religiousdini traditionsgelenekler and practicesuygulamaları,
191
471000
3000
geleneklerini ve uygulamalarını alıp, bunları
08:09
turningdöndürme them into instrumentsenstrümanlar
192
474000
2000
başkaldırı ve fırsat aletlerine
08:11
of oppositionmuhalefet and opportunityfırsat.
193
476000
3000
dönüştürdüklerini anımsarım.
08:14
TheirOnların pathyol is theironların ownkendi
194
479000
2000
İleride farklı olacak
08:16
and it looksgörünüyor towardskarşı an AfghanistanAfganistan
195
481000
3000
bir Afganistan için izledikleri bu yol
08:19
that will be differentfarklı.
196
484000
2000
onların kendi yolu.
08:21
BeingVarlık differentfarklı is something the womenkadınlar
197
486000
2000
Hırvatistan, Zagreb'deki Lesbor Grubu
08:23
of LesborLesbor in ZagrebZagreb, CroatiaHırvatistan
198
488000
2000
kadınları için değişik olmak
08:25
know all too well.
199
490000
2000
hepsinin çok iyi bildiği bir şey.
08:27
To be a lesbianlezbiyen, a dykelezbiyen,
200
492000
2000
Lezbiyen olmak, bir sevici,
08:29
a homosexualeşcinsel
201
494000
2000
bir homoseksüel olmak
08:31
in mostçoğu partsparçalar of the worldDünya, includingdahil olmak üzere right here
202
496000
2000
tüm dünyada olduğu kadar, burada
08:33
in our countryülke, IndiaHindistan,
203
498000
2000
Hindistanda'da da
08:35
is to occupyişgal etmek a placeyer of immenseengin discomfortrahatsızlık
204
500000
2000
çok büyük bir huzursuzluk ve olağanüstü
08:37
and extremeaşırı prejudiceönyargı.
205
502000
2000
peşin hükümlere taabi olmak demek.
08:39
In post-conflictçatışma sonrası societiestoplumlar like CroatiaHırvatistan,
206
504000
3000
Croatia gibi savaş sonrası uç noktada ulusalcılık
08:42
where a hyper-nationalismHiper-milliyetçilik and religiositydindarlık
207
507000
3000
ve dindarlık ile yaratılan bir çevrede,
08:45
have createdoluşturulan an environmentçevre unbearabledayanılmaz
208
510000
2000
sosyal olarak toplumdan
08:47
for anyonekimse who mightbelki
209
512000
2000
dışlanmış biri olarak görülmek
08:49
be considereddüşünülen a socialsosyal outcastserseri.
210
514000
2000
katlanılmaz bir şey.
08:51
So entergirmek a groupgrup of out dykesLezbiyenler,
211
516000
2000
Lezbiyenliğini açıkça yaşayan
08:53
younggenç womenkadınlar who love the oldeski musicmüzik
212
518000
3000
ve bir zamanlar o bölgede Makedonya'dan
08:56
that oncebir Zamanlar spreadYAYILMIŞ acrosskarşısında that regionbölge
213
521000
2000
Bosna'ya, Sırbistan'dan Slovenya'ya yayılmış
08:58
from MacedoniaMakedonya to BosniaBosna,
214
523000
2000
eski müziğe ilgi duyan genç kadınlardan
09:00
from SerbiaSırbistan to SloveniaSlovenya.
215
525000
2000
oluşmuş bu gruba girelim.
09:02
These folkHalk singersşarkıcılar metmet at collegekolej at a genderCinsiyet studiesçalışmalar programprogram.
216
527000
3000
Bu folk şarkıcıları kolejde cinsiyet araştırmaları yapan bir programda tanışmış.
09:06
ManyBirçok are in theironların 20s, some are mothersanneler.
217
531000
3000
Çoğunluğu 20'li yaşlarda. Bazıları anne olmuş.
09:09
ManyBirçok have struggledmücadele to come out to theironların communitiestopluluklar,
218
534000
3000
Çoğu toplumlarından çıkabilmek için çaba sarfetmiş.
09:12
in familiesaileleri whosekimin religiousdini beliefsinançlar make it hardzor to acceptkabul etmek
219
537000
3000
Ailelerde dini inançlar kızlarının hasta değil de
09:15
that theironların daughterskız çocukları are not sickhasta,
220
540000
2000
sadece gay olduklarını kabullenmeyi
09:17
just queerqueer.
221
542000
2000
zorlaştırıyor.
09:19
As LeahLeah, one of the founderskurucuları of the groupgrup, saysdiyor,
222
544000
3000
Grubun kurucularından biri olan Leah'ın dediğine göre,
09:22
"I like traditionalgeleneksel musicmüzik very much.
223
547000
3000
"Geleneksel müziği çok seviyorum.
09:25
I alsoAyrıca like rockKaya and rollrulo.
224
550000
2000
Roack and Roll'da seviyorum.
09:27
So LesborLesbor, we blendkarışım the two.
225
552000
2000
Yani Lesbor'da bu ikisini harmanlıyoruz.
09:29
I see traditionalgeleneksel musicmüzik like a kindtür of rebellionisyan,
226
554000
2000
Geleneksel müziği, özellikle eski
09:31
in whichhangi people can really speakkonuşmak theironların voiceses,
227
556000
3000
Yugoslavya Cumhuriyetinin başka kesimlerine ait
09:34
especiallyözellikle traditionalgeleneksel songsşarkılar
228
559000
2000
geleneksel şarkıları, insanların
09:36
from other partsparçalar of the formereski YugoslavYugoslav RepublicCumhuriyeti.
229
561000
2000
seslerini duyurabildikleri bir isyan olarak görüyorum
09:38
After the warsavaş, lots of these songsşarkılar were lostkayıp,
230
563000
3000
Savaş sonrası bu şarkıların çoğu kayboldu.
09:41
but they are a partBölüm of our childhoodçocukluk and our historytarih,
231
566000
2000
Ama bunlar çocukluğumuzun, tarihimizin parçaları,
09:43
and we should not forgetunutmak them."
232
568000
2000
ve bunları unutmamalıyız."
09:45
Improbablyİmprobably, this LGBTLGBT singingşan choirkoro
233
570000
3000
Umulmadık bir şekilde, bu LGBT şarkı korosu
09:48
has demonstratedgösterdi how womenkadınlar
234
573000
2000
değişim yaratmak için geleneklere
09:50
are investingyatırım in traditiongelenek to createyaratmak changedeğişiklik,
235
575000
3000
sarılıp, akordsuzluğun ritme
09:53
like alchemistsSimyacılar turningdöndürme discordanlaşmazlık into harmonyarmoni.
236
578000
3000
nasıl dönüştürüleceğini ispatlıyorlar.
09:56
TheirOnların repertoirerepertuar includesiçerir
237
581000
2000
Repertuarlarında Hırvat
09:58
the CroatianHırvatça nationalUlusal anthemmarş,
238
583000
2000
ulusal marşı da var,
10:00
a BosnianBoşnakça love songşarkı
239
585000
2000
bir bosna aşk şarkısı da
10:02
and SerbianSırp duetsdüet.
240
587000
2000
ve sırp düetleri de.
10:04
And, LeahLeah addsekler with a grinsırıtma,
241
589000
2000
Ve leah sırıtarak ekliyor,
10:06
"KavitaKavita, we especiallyözellikle are proudgururlu of our ChristmasNoel musicmüzik,
242
591000
3000
"Kavita, özellikle yeni yıl şarkımızla çok gurur duyuyoruz
10:09
because it showsgösterileri we are openaçık to religiousdini practicesuygulamaları
243
594000
3000
çünkü bu her ne kadar katolik kilisesi LGBT olarak bizden
10:12
even thoughgerçi CatholicKatolik ChurchKilise
244
597000
2000
nefret etse de, bizim dini inanışlara
10:14
hateskinler us LGBTLGBT."
245
599000
2000
açık olduğumuzu gösteriyor.
10:16
TheirOnların concertskonser drawçekmek from
246
601000
2000
Evet, konserleri kendi
10:18
theironların ownkendi communitiestopluluklar, yes,
247
603000
2000
toplumlarından çıkıyor, ama
10:20
but alsoAyrıca from an olderdaha eski generationnesil:
248
605000
2000
aynı zamanda homoseksüellikten
10:22
a generationnesil that mightbelki be
249
607000
2000
şüphe duyabilecek eski nesilden
10:24
suspiciousşüpheli of homosexualityeşcinsellik,
250
609000
2000
de gelişiyor; ama kendi müzikleri
10:26
but is nostalgicnostaljik for its ownkendi musicmüzik and the pastgeçmiş it representstemsil.
251
611000
3000
olduğu için ve geçmişi betimlediği için de nostaljik.
10:29
One fatherbaba, who had initiallybaşlangıçta balkedBalked at his daughterkız evlat
252
614000
3000
İlk zamanlarda kızına ayak diremiş olan bir baba,
10:32
cominggelecek out in suchböyle a choirkoro,
253
617000
2000
bu koroya katılıp şu an
10:34
now writesyazıyor songsşarkılar for them.
254
619000
2000
onlar için şarkılar yazıyor.
10:36
In the MiddleOrta AgesÇağlar, troubadoursozanı
255
621000
2000
Orta çağlarda, halk ozanları efsanelerin
10:38
would travelseyahat acrosskarşısında the landarazi
256
623000
2000
şarkılarını söyleyerek ve koşuklarını
10:40
singingşan theironların talesTales and sharingpaylaşım theironların versesayet:
257
625000
3000
paylaşarak ülkeyi boydan boya gezerlerdi.
10:43
LesborLesbor travelsNow throughvasitasiyla the BalkansBalkanlar like this,
258
628000
3000
Lesbor'da Balkanları bu şekilde geziyor,
10:46
singingşan, connectingbağlantı people dividedbölünmüş
259
631000
2000
şarkı söyleyerek dinin, ulusalcılığın
10:48
by religiondin, nationalityMilliyet and languagedil.
260
633000
3000
ve dilin böldüğü insanları, Bosnalıları,
10:51
BosniansBoşnaklar, CroatsHırvatlar and SerbsSırplar
261
636000
2000
Hırvatları ve Sırpları, tarihlerinde
10:53
find a rarenadir sharedpaylaşılan spaceuzay of pridegurur in theironların historytarih,
262
638000
3000
nadir görülen ortak bir alanda birleştiriyor,
10:56
and LesborLesbor remindshatırlatır them that
263
641000
2000
Lesbor onlara bir grubun sadece kendilerine
10:58
the songsşarkılar one groupgrup oftensık sık claimsiddialar as theirsonların aloneyalnız
264
643000
3000
ait olduğunu sandıkları şarkıların aslında hepsine
11:01
really belongait to them all.
265
646000
2000
ait olduğunu anımsatıyor.
11:03
(SingingŞarkı)
266
648000
7000
(şarkı)
11:23
YesterdayDün, MallikaFerhat SarabhaiSarabhai showedgösterdi us
267
668000
2000
Dün Mallika Sarabhai müziğin
11:25
that musicmüzik can createyaratmak a worldDünya
268
670000
2000
bize verilmiş olana kıyasla,
11:27
more acceptingkabul etme of differencefark
269
672000
2000
farklılıkları daha hoş gören bir dünya
11:29
than the one we have been givenverilmiş.
270
674000
3000
yaratabileceğini gösterdi.
11:32
The worldDünya LaymaLayma BowieBowie was givenverilmiş
271
677000
2000
Layma Bowie'ye savaşan bir
11:34
was a worldDünya at warsavaş.
272
679000
2000
dünya verilmişti.
11:36
LiberiaLiberya had been tornyırtık apartayrı by civilsivil strifeçekişme for decadeson yıllar.
273
681000
3000
Liberya on yıllardır sivil savaş ile parçalanmıştı.
11:40
LaymaLayma was not an activisteylemci, she was a motheranne of threeüç.
274
685000
3000
Layma bir aktivist değildi, üç çocuğu olan bir anneydi.
11:43
But she was sickhasta with worryendişelenmek:
275
688000
2000
Ama endişelenmekten hasta oluyordu.
11:45
She worriedendişeli her sonoğul would be abductedKaçırılan
276
690000
2000
Oğlunun kaçırılmasından, çocuk asker
11:47
and takenalınmış off to be a childçocuk soldierasker,
277
692000
2000
yapılmasından endişe ediyordu.
11:49
she worriedendişeli her daughterskız çocukları would be rapedtecavüz,
278
694000
2000
Kızlarının tecavüze uğramasından korkuyordu.
11:51
she worriedendişeli for theironların liveshayatları.
279
696000
3000
Yaşamları için endişeliydi.
11:54
One night, she had a dreamrüya.
280
699000
2000
Bir gece bir rüya gördü.
11:56
She dreamthayal she and thousandsbinlerce of other womenkadınlar
281
701000
2000
Kendisi ve binlerce kadının bu akan kanlara
11:58
endedbitti the bloodshedkan.
282
703000
2000
bir son verdiğini gördü.
12:00
The nextSonraki morningsabah at churchkilise, she askeddiye sordu othersdiğerleri how they feltkeçe.
283
705000
3000
Ertesi gün kilisede diğer kadınlara nasıl hissettiklerini sordu.
12:03
They were all tiredyorgun of the fightingkavga.
284
708000
2000
Hepsi de kavga etmekten yorgundu.
12:05
We need peaceBarış, and we need our leadersliderler to know
285
710000
3000
Bizim barışa itiyacımız var ve liderlerimiz de barış
12:08
we will not restdinlenme untila kadar there is peaceBarış.
286
713000
3000
sağlanmadan vazgeçmeyeceğimizi bilmeliler.
12:11
AmongArasında Layma'sLayma'nın friendsarkadaşlar was a policewomankadın polis who was MuslimMüslüman.
287
716000
3000
Layma'nın arkadaşları arasında müslüman bir polis kadın da vardı.
12:14
She promisedsöz verdim to raiseyükseltmek the issuekonu with her communitytoplum.
288
719000
3000
Bu konuyu kendi ortamında gündeme getireceğine söz verdi.
12:17
At the nextSonraki FridayCuma sermonvaaz,
289
722000
2000
Bir sonraki cuma vaazında,
12:19
the womenkadınlar who were sittingoturma in the sideyan roomoda of the mosqueCamii
290
724000
2000
cami içindeki yan odada oturan kadınlar olayları ve
12:21
beganbaşladı to sharepay theironların distresssıkıntı at the statebelirtmek, bildirmek of affairsişler.
291
726000
3000
yaşanan durum ile ilgili sıkıntılarını paylaşmaya başladılar
12:24
"What does it mattermadde?" they said, "A bulletmermi doesn't distinguishayırmak
292
729000
3000
"Ne farkı var ki?" dediler. "Kurşun müslüman mı hristiyan mı
12:27
betweenarasında a MuslimMüslüman and a ChristianHıristiyan."
293
732000
2000
diye ayrım yapmıyor".
12:29
This smallküçük groupgrup of womenkadınlar,
294
734000
2000
Bu küçük kadın grubu
12:31
determinedbelirlenen to bringgetirmek an endson to the warsavaş,
295
736000
2000
savaşa bir son getirmeye azmetti.
12:33
and they choseseçti to use theironların traditionsgelenekler to make a pointpuan:
296
738000
3000
Ve bunun için de geleneklerini kullanmaya karar verdiler.
12:36
LiberianLiberya womenkadınlar usuallygenellikle weargiyinmek
297
741000
2000
Liberya'lı kadınlar genelde fazlaca
12:38
lots of jewelrytakı and colorfulrenkli clothingGiyim.
298
743000
2000
mücevher takıp renkli giyinirler.
12:40
But no, for the protestprotesto, they dressedgiyinmiş
299
745000
2000
Ama protesto için bembeyaz giydiler
12:42
all in whitebeyaz, no makeupmakyaj.
300
747000
2000
makyaj yapmayı bıraktılar.
12:44
As LaymaLayma said, "We woregiydiği the whitebeyaz
301
749000
2000
Layma'nın dediği gibi "Beyaz giyiyoruz
12:46
sayingsöz we were out for peaceBarış."
302
751000
2000
çünkü barış için çalışıyoruz"
12:48
They stooddurdu on the sideyan of the roadyol on whichhangi
303
753000
2000
Charles Taylor'un konvoyunun hergün geçtiği
12:50
CharlesCharles Taylor'sTaylor'ın motorcadekonvoy passedgeçti everyher day.
304
755000
2000
yolun kenarında durdular.
12:52
They stooddurdu for weekshaftalar --
305
757000
2000
Haftalarca orada beklediler.
12:54
first just 10, then 20, then 50, then hundredsyüzlerce of womenkadınlar --
306
759000
3000
Önce 10 sonra 20, derken 50, yüzlerce kadın oldular
12:57
wearinggiyme whitebeyaz, singingşan, dancingdans,
307
762000
3000
beyazlar içinde şarkı söyleyip dans ederek
13:00
sayingsöz they were out for peaceBarış.
308
765000
3000
barış istediklerini ifade ettiler
13:03
EventuallySonunda, opposingkarşı forcesgüçler in LiberiaLiberya
309
768000
2000
Zamanla Liberya'daki karşıt güçler
13:05
were pusheditilmiş to holdambar peaceBarış talksgörüşmeler in GhanaGana.
310
770000
3000
Ghana'da barış konuşmaları yapmaya zorlandı.
13:09
The peaceBarış talksgörüşmeler draggedsürüklenen on and on and on.
311
774000
3000
Barış konuşmaları ağırca devam etti ve etti.
13:12
LaymaLayma and her sisterskız kardeşler had had enoughyeterli.
312
777000
2000
Layma ve kızkardeşlerinin canına tak etti.
13:14
With theironların remainingkalan fundspara, they tookaldı
313
779000
2000
Kalan paralarıyla küçük bir grubu barış
13:16
a smallküçük groupgrup of womenkadınlar down to the venuemekan of the peaceBarış talksgörüşmeler
314
781000
2000
konuşmalarının olduğu yere götürdüler ve
13:18
and they surroundedçevrili the buildingbina.
315
783000
2000
binanın çevresini sardılar.
13:20
In a now famousünlü CNNCNN clipklips,
316
785000
3000
Bu, şimdilerde CNN'de meşhur
13:23
you can see them sittingoturma on the groundzemin, theironların armssilâh linkedbağlantılı.
317
788000
2000
olan klipte, onları kolları bağlanmış şekilde yerde otururken görüyorsunuz.
13:25
We know this in IndiaHindistan. It's calleddenilen a [HindiHintçe].
318
790000
3000
Bunu Hindistan'da biliriz. Buna (hindu) denir
13:29
Then things get tensegergin.
319
794000
2000
Sonra ortam gerildi.
13:31
The policepolis are calleddenilen in to physicallyfiziksel olarak removeKaldır the womenkadınlar.
320
796000
3000
Polisleri çağırıp kadınları almaları söylendi.
13:34
As the seniorkıdemli officersubay approachesyaklaşımlar with a batonbaton,
321
799000
3000
Kıdemli polisin copu ile geldiğini görüyorsunuz,
13:37
LaymaLayma standsstandları up with deliberationmüzakere,
322
802000
2000
Layma tedbirli şekilde ayağa kalkıyor,
13:39
reachesulaşır her armssilâh up over her headkafa,
323
804000
2000
kollarını kaldırıp kafasının üstüne getiriyor
13:41
and beginsbaşlar, very slowlyyavaşça,
324
806000
2000
ve son derece yavaşca
13:43
to untieÇöz her headdressHeaddress that coverskapaklar her hairsaç.
325
808000
3000
saçlarını kapatan baş sargısını çözmeye başlıyor.
13:46
You can see the policeman'sPolis memurunun faceyüz.
326
811000
3000
Polisin yüzünü görüyorsunuz.
13:49
He looksgörünüyor embarrassedmahçup. He backsyedekler away.
327
814000
3000
Utanmış görünüyor geri çekiliyor.
13:52
And the nextSonraki thing you know,
328
817000
2000
Sonra da polislerin
13:54
the policepolis have disappearedkayboldu.
329
819000
2000
ortadan kaybolduğunu görüyoruz.
13:56
LaymaLayma said to me latersonra,
330
821000
2000
Layma bana daha sonrasında
13:58
"It's a tabootabu, you know, in WestBatı AfricaAfrika.
331
823000
3000
"Batı Afrika'da yaşı büyük bir kadının
14:01
If an olderdaha eski womankadın undressesundresses in frontön of a man
332
826000
3000
kendi istediği için bir erkeğin önünde soyunması
14:04
because she wants to,
333
829000
2000
tabu'dur,
14:06
the man'sadam familyaile is cursedlanetli."
334
831000
2000
erkeğin ailesi lanetlenir" dedi.
14:08
(LaughterKahkaha)
335
833000
2000
(kahkahalar)
14:10
(ApplauseAlkış)
336
835000
2000
(alkışlar)
14:12
She said, "I don't know if he did it because he believedinanılır,
337
837000
3000
"Bana inandı mı bilmiyorum ama, bizim gitmeyeceğimizi
14:15
but he knewbiliyordum we were not going to leaveayrılmak.
338
840000
2000
gayet iyi biliyordu.
14:17
We were not going to leaveayrılmak untila kadar the peaceBarış accordanlaşma was signedimzalı."
339
842000
3000
Barış uzlaşması imzalanana kadar ayrılmama kararındaydık" dedi.
14:20
And the peaceBarış accordanlaşma was signedimzalı.
340
845000
2000
Ve barış uzlaşması imzalandı.
14:22
And the womenkadınlar of LiberiaLiberya
341
847000
2000
Ve Liberya'lı kadınlar daha sonra
14:24
then mobilizedseferber in supportdestek of EllenEllen JohnsonJohnson SirleafSirleaf,
342
849000
3000
kendisi de birkaç tabuyu delmiş bir kadın olan
14:27
a womankadın who brokekırdı a fewaz taboostabular herselfkendini
343
852000
2000
Ellen Johnson Sirleaf'a destek olmak için
14:29
becomingolma the first electedseçildi womankadın headkafa of statebelirtmek, bildirmek
344
854000
2000
hareketlendiler, Afrika'da yıllardır seçilen ilk
14:31
in AfricaAfrika in yearsyıl.
345
856000
3000
kadın başkandır.
14:35
When she madeyapılmış her presidentialCumhurbaşkanlığı addressadres,
346
860000
3000
Başkanlık konuşmasını yaptığında Liberya'nın bu
14:38
she acknowledgedkabul etti these bravecesur womenkadınlar of LiberiaLiberya
347
863000
2000
tanınan cesur kadınlarının bir futbol yıldızına karşı
14:40
who allowedizin her to winkazanmak againstkarşısında a footballFutbol starstar --
348
865000
3000
verdiği başkanlık savaşını kendisine nasıl
14:43
that's soccerFutbol for you AmericansAmerikalılar --
349
868000
2000
kazandırdığını da anlattı-- bu Amerika
14:45
no lessaz.
350
870000
2000
için soccer'dan az değildir.
14:47
WomenKadınlar like SakenaSakena and LeahLeah
351
872000
2000
Sakena and Leah ve Layma gibi
14:49
and LaymaLayma
352
874000
2000
kadınlar
14:51
have humbledboyunları bükük me and changeddeğişmiş me
353
876000
3000
beni değiştirip alçakgönüllü yaptılar
14:54
and madeyapılmış me realizegerçekleştirmek that I should not be so quickhızlı
354
879000
3000
ve herhangi bir konuda bir şeyleri farzetmekte
14:57
to jumpatlama to assumptionsvarsayımlar of any kindtür.
355
882000
3000
çok aceleci davranmamam gerektiğini öğrettiler.
15:01
They'veOnlar ettik alsoAyrıca savedkaydedilmiş me from my righteousdoğru angeröfke
356
886000
2000
Ayrıca bu üçüncü yolu hakkında içgörü kazanıp
15:03
by offeringteklif insightsanlayışlar into this thirdüçüncü way.
357
888000
3000
haklı öfkemden de beni kurtarmış oldular.
15:07
A FilipinaFilipina activisteylemci oncebir Zamanlar said to me,
358
892000
2000
Filipinli bir aktivist bir gün bana,
15:09
"How do you cookpişirmek a ricepirinç cakekek?
359
894000
2000
"Pirinç kekini nasıl pişirirsin?" diye sordu
15:11
With heatsıcaklık from the bottomalt and heatsıcaklık from the topüst."
360
896000
3000
"Üstten ve alttan gelen sıcaklıkla"
15:14
The protestsprotestolar, the marchesyürüyüşleri,
361
899000
2000
Protestolar, yürüyüşler,
15:16
the uncompromisinguzlaşmaz positionpozisyon that
362
901000
2000
kadın haklarının insan hakları olduğunu
15:18
women'sBayanlar rightshaklar are humaninsan rightshaklar, fulltam stop.
363
903000
3000
kabul etmeyen pozisyonlar, nokta.
15:22
That's the heatsıcaklık from the bottomalt.
364
907000
2000
Bu alttan gelen ısı.
15:24
That's MalcolmMalcolm X and the suffragistssuffragists
365
909000
2000
Bu Malcolm X ve kadının oy hakkını savunanlar
15:26
and gayeşcinsel pridegurur paradesgeçit törenleri.
366
911000
2000
ve homoseksüel onur geçitleri.
15:28
But we alsoAyrıca need the heatsıcaklık from the topüst.
367
913000
2000
Ama üstten gelen ısıya da ihtiyacımız var.
15:30
And in mostçoğu partsparçalar of the worldDünya,
368
915000
2000
Ve dünyanın pek çok yerinde
15:32
that topüst is still
369
917000
2000
bu üst taraf
15:34
controlledkontrollü by menerkekler.
370
919000
2000
hala erkeklerin kontrolünde.
15:36
So to paraphrasetefsir MarxMarx: WomenKadınlar make changedeğişiklik,
371
921000
3000
Marx'tan alıntı yaparsam; Kadınlar kendi seçimleri
15:39
but not in circumstanceskoşullar of theironların ownkendi choosingSeçme.
372
924000
3000
dahilindeki şartlar haricinde fark yaratırlar.
15:42
They have to negotiategörüşmek.
373
927000
2000
Pazarlık yapmalılar.
15:44
They have to subvertyıkmak traditiongelenek that oncebir Zamanlar silencedsusturdu them
374
929000
3000
Onları bir zamanlar susturan gelenekleri,
15:47
in ordersipariş to give voiceses to newyeni aspirationsözlemleri.
375
932000
3000
yeniliklere bir ses vermek için devirmeliler.
15:50
And they need alliesMüttefikler from theironların communitiestopluluklar.
376
935000
3000
Ve toplumlarından müttefiklere ihtiyaçları var
15:53
AlliesMüttefikler like the imamİmam,
377
938000
2000
imam gibi müttefiklere
15:55
alliesMüttefikler like the fatherbaba who now writesyazıyor songsşarkılar
378
940000
2000
Hırvatistan'da Lezbiyen bir gruba şarkı sözü yazan
15:57
for a lesbianlezbiyen groupgrup in CroatiaHırvatistan,
379
942000
3000
bir baba gibi müttefiklere,
16:00
alliesMüttefikler like the policemanpolis who honoredonur a tabootabu and backedarka çıkılmış away,
380
945000
3000
bir tabuyu onurlandırıp geri çekilen o polis gibi müttefiklere,
16:03
alliesMüttefikler like my fatherbaba,
381
948000
2000
benim babam gibi müttefiklere,
16:05
who couldn'tcould help his sisterkız kardeş but has helpedyardım etti threeüç daughterskız çocukları
382
950000
3000
kardeşine yardım edemedi ama üç kızının da rüyalarının
16:08
pursuesürdürmek theironların dreamsrüyalar.
383
953000
2000
gerçek olmasına yardımcı oldu.
16:10
Maybe this is because feminismFeminizm,
384
955000
2000
Belkide bu feminizmin tüm diğer
16:12
unlikeaksine almostneredeyse everyher other socialsosyal movementhareket,
385
957000
2000
sosyal hareketlerden farklı olarak,
16:14
is not a strugglemücadele againstkarşısında a distinctfarklı oppressorbaskıcı --
386
959000
3000
belirgin baskıların karşısında durmamasındandır.
16:17
it's not the rulingiktidar classsınıf
387
962000
2000
Hükmeden sınıfa karşın değildir
16:19
or the occupiersIMAH or the colonizerssömürgecilerin --
388
964000
3000
yada işgal edilen tarafa, yada sömürgecilere.
16:22
it's againstkarşısında a deeplyderinden heldbekletilen setset of beliefsinançlar and assumptionsvarsayımlar
389
967000
3000
Bu kadınların pek çok defa kendilerini içinde tuttukları
16:25
that we womenkadınlar, faruzak too oftensık sık,
390
970000
3000
bir dizi inanç ve düşüncenin
16:28
holdambar ourselveskendimizi.
391
973000
2000
karşısında durmaktır.
16:30
And perhapsbelki this is the ultimatenihai gifthediye of feminismFeminizm,
392
975000
3000
Ve belki de feminizmin en büyük hediyesi de budur,
16:33
that the personalkişisel is in factgerçek the politicalsiyasi.
393
978000
3000
kişisel olan şey aslında politiktir de.
16:36
So that, as EleanorEleanor RooseveltRoosevelt said oncebir Zamanlar of humaninsan rightshaklar,
394
981000
2000
Eleanor Roosevelt'in İnsan Hakları ile söylediği gibi, bunlar
16:38
the sameaynı is truedoğru of genderCinsiyet equalityeşitlik:
395
983000
3000
küçük yerlerde başlar, eve yakın yerlerde,
16:41
that it startsbaşlar in smallküçük placesyerler, closekapat to home.
396
986000
3000
ve bu nokta kadın erkek eşitliği için de geçerli.
16:44
On the streetssokaklar, yes,
397
989000
2000
Sokaklarda, evet,
16:46
but alsoAyrıca in negotiationsmüzakereler at the kitchenmutfak tabletablo
398
991000
3000
ama aynı zamanda mutfak masasında ve
16:49
and in the maritalevlilik bedyatak
399
994000
2000
yatakta yapılan müzakerelerde
16:51
and in relationshipsilişkiler betweenarasında loversaşık and parentsebeveyn
400
996000
2000
ve aşıkların ilişkilerinde, ebeveynler, kız kardeşler
16:53
and sisterskız kardeşler and friendsarkadaşlar.
401
998000
2000
ve arkadaşlar arasında da mevcut.
16:57
And then
402
1002000
2000
Ve sonra, sonrasında
16:59
you realizegerçekleştirmek that by integratingentegre
403
1004000
2000
gelenek ve toplumun görüşünü
17:01
aspectsyönleri of traditiongelenek and communitytoplum
404
1006000
2000
kendi çırpınmalarına entegre
17:03
into theironların strugglesmücadeleler,
405
1008000
2000
ettiklerinde,
17:05
womenkadınlar like SakenaSakena and LeahLeah and LaymaLayma --
406
1010000
3000
Sakena, Leah ve Layma gibi kadınların yanısıra,
17:08
but alsoAyrıca womenkadınlar like SoniaSonia GandhiGandi here in IndiaHindistan
407
1013000
2000
Hindistan'da Sonia Gandhi
17:10
and MichelleMichelle BacheletBachelet in ChileŞili
408
1015000
3000
Şile'de Michelle Bachelet
17:13
and ShirinShirin EbadiEbadi in Iranİran --
409
1018000
3000
İran'da Shirin Ebadi'nin de
17:16
are doing something elsebaşka.
410
1021000
2000
başka bir şey yaptığını görürsünüz.
17:18
They're challengingmeydan okuma the very notionkavram
411
1023000
2000
Batı modelinde gelişmiş fikirlere
17:20
of WesternWestern modelsmodeller of developmentgelişme.
412
1025000
3000
meydan okumaya başlarlar.
17:23
They are sayingsöz, we don't have to be like you
413
1028000
3000
Değişmek için sizin gibi olmak zorunda değiliz
17:26
to make changedeğişiklik.
414
1031000
2000
mesajını veriyorlar.
17:28
We can weargiyinmek a sariSari or a hijabHicap
415
1033000
3000
Çarşaf, sari, pantalon
17:31
or pantspantolon or a boubouboubou,
416
1036000
2000
veya boubou giyebiliriz,
17:33
and we can be partyParti leadersliderler and presidentsbaşkanlar
417
1038000
3000
ve parti lideri, devlet başkanı veya
17:36
and humaninsan rightshaklar lawyersavukatları.
418
1041000
2000
insan hakları avukatı olabiliriz.
17:38
We can use our traditiongelenek to navigategezinmek changedeğişiklik.
419
1043000
3000
Değişime yön vermek için geleneklerimizi kullanabiliriz.
17:41
We can demilitarizedemilitarize societiestoplumlar
420
1046000
3000
Toplumu askeri güçten arındırıp
17:44
and pourdökün resourceskaynaklar, insteadyerine,
421
1049000
2000
bu kaynağı kendi özümüzün
17:46
into reservoirsrezervuarlar of genuinehakiki securitygüvenlik.
422
1051000
3000
güvenliğine ayrılan hazneye akıtabiliriz.
17:50
It is in these little storieshikayeleri,
423
1055000
3000
Bu küçük hikayelerle,
17:53
these individualbireysel storieshikayeleri,
424
1058000
2000
bu bireysel hikayelerle,
17:55
that I see a radicalradikal epicepik beingolmak writtenyazılı
425
1060000
2000
dünya çevresindeki kadınların radikal
17:57
by womenkadınlar around the worldDünya.
426
1062000
2000
bir destan yazmakta olduğunu görüyorum.
17:59
It is in these threadsipler
427
1064000
2000
Bu ipliklerden örülen
18:01
that are beingolmak wovendokuma into a resilientesnek fabrickumaş
428
1066000
2000
esnek kumaşın içinde
18:03
that will sustainsürdürmek communitiestopluluklar,
429
1068000
3000
toplumların umut bulacağına
18:06
that I find hopeumut.
430
1071000
2000
inanıyorum.
18:08
And if my heartkalp is singingşan,
431
1073000
2000
Ve kalbimin şarkı söyleme sebebi de
18:10
it's because in these little fragmentsfragmanları,
432
1075000
3000
tüm bu küçük kırıntılar arasından
18:13
everyher now and again, you catchyakalamak a glimpsebelirti
433
1078000
2000
gözüme, ara sıra, bütünleşmiş,
18:15
of a wholebütün, of a wholebütün newyeni worldDünya.
434
1080000
3000
tamamen yenilenmiş bir dünyanın parlaması.
18:18
And she is definitelykesinlikle on her way.
435
1083000
3000
Ve o kesinlikle yolunda ilerliyor.
18:21
Thank you.
436
1086000
2000
Teşekkür ediyorum
18:23
(ApplauseAlkış)
437
1088000
8000
(alkışlar)
Translated by Seda Demirel
Reviewed by Müge Gür

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Kavita Ramdas - Philanthropist
Kavita Ramdas directs the Global Fund for Women, the largest foundation in the world supporting women's human rights across all borders.

Why you should listen

Kavita Ramdas is president and CEO of the Global Fund for Women, a publicly supported grantmaking foundation that advances human rights by investing in women-led organizations worldwide. Over the past 22 years, the Global Fund has provided more than 7,000 grants, reaching more than 3,000 groups. Since Ramdas took the reins, the fund's assets have more than tripled -- and so has the number of countries the group works in, now at 170.

The Global Fund for Women contributes to groups that improve women's economic security, work to end gender-based violence, increase access to education at all stages of life, provide critical health services and encourage women to take leadership roles in the public sector. In interviews, Ramdas has said that grantmakers can learn as much from applicants as applicants do from them. This is a philosophy she employs at Global Fund, where grants are often given with as few strings attached as possible, and proposals are accepted in any language. Her vision stands to change the game, not only in women's rights but in philanthropy as a whole.

More profile about the speaker
Kavita Ramdas | Speaker | TED.com