ABOUT THE SPEAKER
Ken Robinson - Author/educator
Creativity expert Sir Ken Robinson challenges the way we're educating our children. He champions a radical rethink of our school systems, to cultivate creativity and acknowledge multiple types of intelligence.

Why you should listen

Why don't we get the best out of people? Sir Ken Robinson argues that it's because we've been educated to become good workers, rather than creative thinkers. Students with restless minds and bodies -- far from being cultivated for their energy and curiosity -- are ignored or even stigmatized, with terrible consequences. "We are educating people out of their creativity," Robinson says. It's a message with deep resonance. Robinson's TED Talk has been distributed widely around the Web since its release in June 2006. The most popular words framing blog posts on his talk? "Everyone should watch this."

A visionary cultural leader, Sir Ken led the British government's 1998 advisory committee on creative and cultural education, a massive inquiry into the significance of creativity in the educational system and the economy, and was knighted in 2003 for his achievements. His 2009 book, The Element: How Finding Your Passion Changes Everything, is a New York Times bestseller and has been translated into 21 languages. A 10th anniversary edition of his classic work on creativity and innovation, Out of Our Minds: Learning to be Creative, was published in 2011. His 2013 book, Finding Your Element: How to Discover Your Talents and Passions and Transform Your Life, is a practical guide that answers questions about finding your personal Element. In his latest book, Creative Schools: The Grassroots Revolution That’s Transforming Education, he argues for an end to our outmoded industrial educational system and proposes a highly personalized, organic approach that draws on today’s unprecedented technological and professional resources to engage all students.

More profile about the speaker
Ken Robinson | Speaker | TED.com
TED2010

Sir Ken Robinson: Bring on the learning revolution!

Sir Ken Robinson: Başlasın öğrenme devrimi!

Filmed:
9,209,583 views

Etkileyici ve esprili stiliyle Sir Ken Robinson, 2006 yılında yaptığı efsane konuşmasının devamını getiriyor, standardize okullardan, çocukların doğal yeteneklerinin gelişebileceği ortamlar yaratarak, kişiselleştirilmiş eğitime radikal bir geçiş savunuyor.
- Author/educator
Creativity expert Sir Ken Robinson challenges the way we're educating our children. He champions a radical rethink of our school systems, to cultivate creativity and acknowledge multiple types of intelligence. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:13
I was here fourdört yearsyıl agoönce,
0
1000
2000
Bundan dört yıl önce buradaydım,
00:15
and I rememberhatırlamak, at the time,
1
3000
2000
ve hatırlıyorum da o zaman,
00:17
that the talksgörüşmeler weren'tdeğildi put onlineinternet üzerinden.
2
5000
3000
konuşmalar internete konulmuyordu.
00:20
I think they were givenverilmiş to TEDstersTED'ciler in a boxkutu,
3
8000
4000
Sanırım TED'lilere bir kutu içinde veriliyorlardı,
00:24
a boxkutu setset of DVDsDVD,
4
12000
2000
bir DVD seti kutusu.
00:26
whichhangi they put on theironların shelvesraflar, where they are now.
5
14000
3000
Bu kutuyu alıp rafa kaldırıyordunuz, herhalde hala orada duruyordur.
00:29
(LaughterKahkaha)
6
17000
2000
(Gülüşmeler)
00:31
And actuallyaslında, ChrisChris calleddenilen me
7
19000
2000
Hatta Chris beni aradığında
00:33
a weekhafta after I'd givenverilmiş my talk
8
21000
2000
konuşmamdan bir hafta sonraydı
00:35
and he said, "We're going to startbaşlama puttingkoyarak them onlineinternet üzerinden.
9
23000
2000
bana şöyle söyledi "Konuşmaları internete koyacağiz.
00:37
Can we put yoursseninki onlineinternet üzerinden?" And I said, "Sure."
10
25000
3000
Seninkini de koyabilir miyiz?" Ben de "tabi" dedim.
00:40
And fourdört yearsyıl latersonra,
11
28000
2000
Ve dört yıl sonra,
00:42
as I said, it's been seengörüldü by fourdört ...
12
30000
2000
dediğim gibi, konuşmayı gören insan sayısı dört ....
00:44
Well, it's been downloadedİndirildi fourdört millionmilyon timeszamanlar.
13
32000
3000
Şey, aslında dört milyon kere indirilmiş bu video.
00:47
So I supposevarsaymak you could multiplyçarpmak that by 20 or something
14
35000
3000
Yani sanırım bu sayıyı 20 ile falan çarparsak
00:50
to get the numbernumara of people who'veettik kim seengörüldü it.
15
38000
2000
aşağı yukarı videoyu gören insan sayısını buluruz.
00:52
And, as ChrisChris saysdiyor, there is a hungeraçlık
16
40000
4000
Demek Chris'in dediği gibi, insanlar beni
00:56
for videosvideolar of me.
17
44000
2000
videoda görmeye hasretmişler.
00:58
(LaughterKahkaha)
18
46000
3000
(Kahkahalar)
01:01
(ApplauseAlkış)
19
49000
3000
(Alkış)
01:06
... don't you feel?
20
54000
1000
...siz de böyle hissetmiyor musunuz?
01:07
(LaughterKahkaha)
21
55000
3000
(Kahkahalar)
01:12
So, this wholebütün eventolay has been an elaborateayrıntılı build-upkurmak
22
60000
3000
Yani, bütün bu düzen benim size bir konuşma daha yapmam için
01:15
to me doing anotherbir diğeri one for you, so here it is.
23
63000
4000
ayarlanmış bir oyun. İşte buyrun.
01:19
(LaughterKahkaha)
24
67000
1000
(Kahkahalar)
01:22
AlAl GoreGore spokekonuştu
25
70000
2000
Dört yıl önce Al Gore
01:24
at the TEDTED conferencekonferans I spokekonuştu at fourdört yearsyıl agoönce
26
72000
3000
TED konferansında konuşmuştu
01:27
and talkedkonuştuk about the climateiklim crisiskriz.
27
75000
2000
ve iklim krizinden bahsetmişti.
01:29
And I referencedbaşvurulan that
28
77000
2000
Son konuşmamın sonunda
01:31
at the endson of my last talk.
29
79000
2000
onun sözlerine değinmiştim.
01:33
So I want to pickalmak up from there
30
81000
2000
Bıraktığım yerden devam edeyim
01:35
because I only had 18 minutesdakika, franklyaçıkçası.
31
83000
3000
ne yapayım o zaman sadece 18 dakikam vardı.
01:38
So, as I was sayingsöz...
32
86000
2000
Nerede kalmıştık...
01:40
(LaughterKahkaha)
33
88000
5000
(Kahkahalar)
01:48
You see, he's right.
34
96000
2000
Haklıydı.
01:50
I mean, there is a majormajör climateiklim crisiskriz, obviouslybelli ki,
35
98000
3000
Ciddi bir iklim krizinin olduğu gün gibi ortada.
01:53
and I think if people don't believe it, they should get out more.
36
101000
3000
Buna inanmayanların biraz daha sık sokağa çıkmalarını öneririm.
01:56
(LaughterKahkaha)
37
104000
3000
(Kahkahalar)
01:59
But I believe there's a secondikinci climateiklim crisiskriz,
38
107000
3000
Ama bence bir iklim krizi daha var
02:03
whichhangi is as severeşiddetli,
39
111000
2000
birincisi kadar ağır,
02:05
whichhangi has the sameaynı originskökenleri,
40
113000
3000
ve çıkış noktası aynı
02:08
and that we have to dealanlaştık mı with with the sameaynı urgencyaciliyet.
41
116000
3000
ve bu krize de aynı aciliyetle yaklaşmalıyız.
02:11
And I mean by this --
42
119000
2000
Demek istediğim --
02:13
and you mayMayıs ayı say, by the way, "Look, I'm good.
43
121000
2000
bu arada
02:15
I have one climateiklim crisiskriz;
44
123000
2000
"Bak, zaten başımda bir kriz var
02:17
I don't really need the secondikinci one."
45
125000
3000
ikinci bir tanesine ihtiyacım yok" diyebilirsiniz.
02:20
But this is a crisiskriz of, not naturaldoğal resourceskaynaklar --
46
128000
2000
Ama bu kriz, doğal nedenlerden değil
02:22
thoughgerçi I believe that's truedoğru --
47
130000
3000
inancıma göre
02:25
but a crisiskriz of humaninsan resourceskaynaklar.
48
133000
2000
insan kaynaklı bir kriz.
02:27
I believe fundamentallyesasen,
49
135000
2000
Bence, temel olarak,
02:29
as manyçok speakershoparlörler have said duringsırasında the pastgeçmiş fewaz daysgünler,
50
137000
2000
son günlerde çoğu konuşmacının da dediği gibi
02:31
that we make very poorfakir use
51
139000
3000
yeteneklerimizi çok verimsiz
02:34
of our talentsyetenekleri.
52
142000
3000
kullanıyoruz.
02:37
Very manyçok people go throughvasitasiyla theironların wholebütün liveshayatları
53
145000
2000
Bir çok insan hayatını
02:39
havingsahip olan no realgerçek senseduyu of what theironların talentsyetenekleri mayMayıs ayı be,
54
147000
3000
yeteneklerinin ne olduğunun farkında olmadan geçiriyor,
02:42
or if they have any to speakkonuşmak of.
55
150000
2000
veya bir yeteneğin varlığından bile habersiz.
02:44
I meetkarşılamak all kindsçeşit of people
56
152000
2000
Bir sürü insanla tanışıyorum
02:46
who don't think they're really good at anything.
57
154000
3000
sanıyorlar ki iyi yaptıkları hiç bir şey yok.
02:50
ActuallyAslında, I kindtür of dividebölmek the worldDünya into two groupsgruplar now.
58
158000
3000
Ben dünyayı iki gruba bölüyorum.
02:53
JeremyJeremy BenthamBentham, the great utilitarianfaydacı philosopherfilozof,
59
161000
3000
Jeremy Bentham, büyük faydacı (utilitaryan) filozof
02:56
oncebir Zamanlar spikedçivili this argumenttartışma.
60
164000
2000
bir defasında bir tartışma başlatmıştı.
02:58
He said, "There are two typestürleri of people in this worldDünya:
61
166000
2000
Dedi ki, "Dünyada iki çeşit insan var,
03:00
those who dividebölmek the worldDünya into two typestürleri
62
168000
2000
dünyadaki insanları ikiye bölenler
03:02
and those who do not."
63
170000
2000
ve bölmeyenler."
03:04
(LaughterKahkaha)
64
172000
3000
(Kahkahalar)
03:09
Well, I do.
65
177000
2000
Ben bölenlerdenim.
03:11
(LaughterKahkaha)
66
179000
2000
(Kahkahalar)
03:16
I meetkarşılamak all kindsçeşit of people
67
184000
2000
Bir sürü insanla tanışıyorum
03:18
who don't enjoykeyfini çıkarın what they do.
68
186000
3000
yaptıkları işi sevmiyorlar.
03:21
They simplybasitçe go throughvasitasiyla theironların liveshayatları
69
189000
2000
Hayatlarını yuvarlanıp giderek
03:23
gettingalma on with it.
70
191000
2000
öylesine geçiriyorlar.
03:25
They get no great pleasureZevk from what they do.
71
193000
2000
Yaptıkları işten zevk duymuyorlar.
03:27
They enduretahammül it ratherdaha doğrusu than enjoykeyfini çıkarın it
72
195000
3000
Zevk almak yerine, o işe tahammül ediyorlar
03:30
and wait for the weekendhafta sonu.
73
198000
3000
ve haftasonunu bekliyorlar.
03:33
But I alsoAyrıca meetkarşılamak people
74
201000
2000
Ama başka insanlarla da tanışıyorum
03:35
who love what they do
75
203000
2000
yaptıkları işi seviyorlar
03:37
and couldn'tcould imaginehayal etmek doing anything elsebaşka.
76
205000
2000
ve başka bir iş yapmayı düşünemiyorlar bile.
03:39
If you said to them, "Don't do this anymoreartık," they'dgittiklerini wondermerak etmek what you were talkingkonuşma about.
77
207000
3000
Onlara "Artık bu işi yapma" deseniz, "Sen ne dediğinin farkında mısın?" diye sorarlar.
03:42
Because it isn't what they do, it's who they are. They say,
78
210000
3000
Çünkü yaptıkları iş değildir bahsettiğiniz, onların benliğidir.
03:45
"But this is me, you know.
79
213000
2000
"Ama bu benim." derler.
03:47
It would be foolishaptalca for me to abandonterk this, because
80
215000
2000
"En çok kendim gibi hissetmemi sağlayan
03:49
it speakskonuşur to my mostçoğu authenticotantik selföz."
81
217000
2000
işten vazgeçmem aptallık olur."
03:51
And it's not truedoğru of enoughyeterli people.
82
219000
3000
Malesef bu durum yeterince insan için geçerli değil.
03:54
In factgerçek, on the contraryaksi, I think
83
222000
2000
Aslına bakarsanız, bence tam tersine
03:56
it's still truedoğru of a minorityazınlık of people.
84
224000
2000
çok az insan için geçerli.
03:58
I think there are manyçok
85
226000
2000
Bence bunun bir çok
04:00
possiblemümkün explanationsaçıklamalar for it.
86
228000
2000
açıklaması olabilir.
04:02
And highyüksek amongarasında them
87
230000
2000
Bunlardan en üst sırada olanı
04:04
is educationEğitim,
88
232000
2000
eğitim,
04:06
because educationEğitim, in a way,
89
234000
2000
çünkü eğitim insanları
04:08
dislocatesdislocates very manyçok people
90
236000
2000
doğal yeteneklerinden
04:10
from theironların naturaldoğal talentsyetenekleri.
91
238000
2000
uzaklaştırabilir.
04:12
And humaninsan resourceskaynaklar are like naturaldoğal resourceskaynaklar;
92
240000
3000
Insan yetenekleri, doğanın kaynakları gibidir
04:15
they're oftensık sık buriedgömülü deepderin.
93
243000
2000
genellikle çok derinlerde gömülüdürler.
04:17
You have to go looking for them,
94
245000
2000
Iyice aramak gerekir.
04:19
they're not just lyingyalan söyleme around on the surfaceyüzey.
95
247000
2000
Ortalıkta, yüzeyde durmazlar.
04:21
You have to createyaratmak the circumstanceskoşullar where they showgöstermek themselveskendilerini.
96
249000
3000
Ortaya çıkabilecekleri ortamın hazırlanması gerekir.
04:24
And you mightbelki imaginehayal etmek
97
252000
2000
Tahmin edebileceğiniz gibi
04:26
educationEğitim would be the way that happensolur,
98
254000
2000
bunun yolu eğitimden geçmelidir.
04:28
but too oftensık sık it's not.
99
256000
2000
Ama sıklıkla geçmez.
04:30
EveryHer educationEğitim systemsistem in the worldDünya
100
258000
2000
Dünyadaki tüm eğitim sistemleri
04:32
is beingolmak reformedreform at the momentan
101
260000
2000
şu anda reform içindeler.
04:34
and it's not enoughyeterli.
102
262000
2000
Ama bu yeterli değil.
04:36
ReformReform is no use anymoreartık,
103
264000
2000
Reform artık yeterli bir çözüm değil
04:38
because that's simplybasitçe improvinggeliştirme a brokenkırık modelmodel.
104
266000
3000
çünkü reform demek bozuk bir modeli tamir etmek demektir.
04:41
What we need --
105
269000
2000
Ihtiyacımız olan --
04:43
and the word'sWord ün been used manyçok timeszamanlar duringsırasında the coursekurs of the pastgeçmiş fewaz daysgünler --
106
271000
2000
gerçi bu laf son zamanlarda çok sık kullanılır oldu ama--
04:45
is not evolutionevrim,
107
273000
2000
eğitiminin evrim geçirmesi değildir,
04:47
but a revolutiondevrim in educationEğitim.
108
275000
3000
ihtiyacımız olan bir eğitim devrimidir.
04:50
This has to be transformeddönüştürülmüş
109
278000
2000
Artık eğitim olduğu şeyden
04:52
into something elsebaşka.
110
280000
2000
başka bir şeye dönüşmelidir.
04:54
(ApplauseAlkış)
111
282000
5000
(Alkış)
05:00
One of the realgerçek challengeszorluklar
112
288000
2000
En büyük zorluklardan biri
05:02
is to innovateyenilik yapmak fundamentallyesasen
113
290000
2000
eğitimin temelinden
05:04
in educationEğitim.
114
292000
2000
yenileştirmektir.
05:06
InnovationYenilik is hardzor
115
294000
2000
Yenilik zordur
05:08
because it meansanlamına geliyor doing something
116
296000
2000
çünkü insanların alışmakta zorlanacakları
05:10
that people don't find very easykolay, for the mostçoğu partBölüm.
117
298000
2000
yeni bir şeyler yapmalarını gerektirir.
05:12
It meansanlamına geliyor challengingmeydan okuma what we take for grantedverilmiş,
118
300000
3000
doğru varsaydığımız şeyleri sorgulamayı gerektirir,
05:15
things that we think are obviousaçık.
119
303000
3000
apaçık ortada olduğunu düşündüğümüz şeyleri yeniden gözden geçirmemizi gerektirir.
05:18
The great problemsorun for reformreform
120
306000
2000
Reform
05:20
or transformationdönüşüm
121
308000
2000
ya da değişimle ilgili en büyük sorun
05:22
is the tyrannyzulüm of commonortak senseduyu;
122
310000
2000
sağduyunun koşulsuz kabulüdür.
05:24
things that people think,
123
312000
2000
İnsanlar bir şeyi kabul ederler çünkü derler ki
05:26
"Well, it can't be donetamam any other way because that's the way it's donetamam."
124
314000
2000
"Bu iş başka türlü yapılmaz çünkü bu hep böyle yapılmıştır."
05:28
I camegeldi acrosskarşısında a great quotealıntı recentlyson günlerde from Abrahamİbrahim LincolnLincoln,
125
316000
3000
Geçenlerde Abraham Lincoln'un çok müthiş bir sözüne denk geldim,
05:31
who I thought you'dşimdi etsen be pleasedmemnun to have quotedalıntı at this pointpuan.
126
319000
3000
bu noktada ondan bir alıntının hoşunuza gideceğini düşündüm, haklıyım değil mi?
05:34
(LaughterKahkaha)
127
322000
2000
(Gülüşmeler)
05:36
He said this in DecemberAralık 1862
128
324000
3000
Bunu 1862 Aralık'ta
05:39
to the secondikinci annualyıllık meetingtoplantı of CongressKongre.
129
327000
3000
kongrenin ikinci yıllık toplantısında söylemiş.
05:43
I oughtgerektiğini to explainaçıklamak that I have no ideaFikir what was happeningolay at the time.
130
331000
3000
Yalnız itiraf etmeliyim o sırada neler olup bittiği konusunda hiç bir fikrim yok
05:48
We don't teachöğretmek AmericanAmerikan historytarih in Britainİngiltere.
131
336000
2000
biz Ingiltere'de Amerika tarihi okutmuyoruz çünkü.
05:50
(LaughterKahkaha)
132
338000
2000
(Gülüşmeler)
05:52
We suppressbastırmak it. You know, this is our policypolitika.
133
340000
3000
Özellikle saklıyoruz, politikamız böyle.
05:55
(LaughterKahkaha)
134
343000
2000
(Gülüşmeler)
05:58
So, no doubtşüphe, something fascinatingbüyüleyici was happeningolay in DecemberAralık 1862,
135
346000
2000
Neyse, 1862'de mutlaka ki çok önemli şeyler oluyordu
06:00
whichhangi the AmericansAmerikalılar amongarasında us
136
348000
2000
aramızdaki Amerikalılar
06:02
will be awarefarkında of.
137
350000
2000
bilirler.
06:05
But he said this:
138
353000
2000
Şöyle söylemiş:
06:07
"The dogmasdogmalar
139
355000
2000
"Sakin geçmişin
06:09
of the quietsessiz pastgeçmiş
140
357000
2000
dogmaları
06:11
are inadequateyetersiz to the stormyfırtınalı presentmevcut.
141
359000
3000
fırtınalı bugün için yetersizdir."
06:14
The occasionfırsat
142
362000
2000
Bir durum
06:16
is piledKazıklı highyüksek with difficultyzorluk,
143
364000
2000
şartlar zorlaştıkça aşılması zor hale gelebilir,
06:18
and we mustşart riseyükselmek with the occasionfırsat."
144
366000
3000
o zaman biz de zorlukların üzerine tırmanarak o durumu aşmalıyız.
06:21
I love that.
145
369000
2000
Ben bu yaklaşıma bayıldım.
06:23
Not riseyükselmek to it, riseyükselmek with it.
146
371000
3000
Bir durumun üstesinden, zorluklardan kaçarak değil onları kullanarak gelmek.
06:27
"As our casedurum is newyeni,
147
375000
2000
"Bizim davamız yeni,
06:29
so we mustşart think anewyeniden
148
377000
3000
demek ki yeni düşüncelerimiz olmalı
06:32
and actdavranmak anewyeniden.
149
380000
3000
ve eylemlerimiz de yeni olmalı.
06:35
We mustşart disenthralldisenthrall ourselveskendimizi,
150
383000
3000
Kendimizi azat etmeliyiz
06:38
and then we shall-acak savekayıt etmek our countryülke."
151
386000
3000
ancak ondan sonra ülkemizi kurtarabiliriz."
06:41
I love that wordsözcük, "disenthralldisenthrall."
152
389000
2000
"Azat etmek" bu söze de bayıldim.
06:43
You know what it meansanlamına geliyor?
153
391000
2000
Ne demek olduğunu biliyor musunuz?
06:45
That there are ideasfikirler that all of us are enthralledbüyülenmiş to,
154
393000
3000
Tutsak olduğumuz fikirler var demek
06:48
whichhangi we simplybasitçe take for grantedverilmiş
155
396000
2000
hep olduğunu ve hep olacağını varsaydığımiz
06:50
as the naturaldoğal ordersipariş of things, the way things are.
156
398000
2000
doğal gidişatın parçası saydığımız.
06:52
And manyçok of our ideasfikirler
157
400000
2000
Fikirlerimizin çoğu
06:54
have been formedoluşturulan, not to meetkarşılamak the circumstanceskoşullar of this centuryyüzyıl,
158
402000
3000
içinde bulunduğumuz yüzyılın şartlarına göre oluşmamış
06:57
but to copebaşa çıkmak with the circumstanceskoşullar of previousönceki centuriesyüzyıllar.
159
405000
3000
tersine geçmiş yüzyılların sorunlarıyla başetmek için ortaya çıkmışlar.
07:00
But our mindszihinler are still hypnotizedhipnotize by them,
160
408000
2000
Ama zihinlerimiz hala bu fikirlerle hipnotize edilmiş halde.
07:02
and we have to disenthralldisenthrall ourselveskendimizi of some of them.
161
410000
3000
Bu fikirlerden kendimizi azat etmemiz gerek.
07:05
Now, doing this is easierDaha kolay said than donetamam.
162
413000
3000
Bunu yapmaktan bahsetmek elbette yapmaktan daha kolay.
07:08
It's very hardzor to know, by the way, what it is you take for grantedverilmiş. (LaughterKahkaha)
163
416000
3000
Bu arada neyi sorgusuz kabullendiğimizi bilmek çok zordur.
07:11
And the reasonneden is that you take it for grantedverilmiş.
164
419000
3000
Bunun nedeni de sorgulamamamızdır.
07:14
So let me asksormak you something you mayMayıs ayı take for grantedverilmiş.
165
422000
3000
Örnek vermek için size bir soru sorayım
07:17
How manyçok of you here are over the ageyaş of 25?
166
425000
3000
Bu salondakilerden kaçınız 25 yaşının üstünde?
07:20
That's not what I think you take for grantedverilmiş,
167
428000
2000
Sorgulamadan varsaydığınızı düşündüğüm şey bu değil.
07:22
I'm sure you're familiartanıdık with that alreadyzaten.
168
430000
2000
Bu gerçeğin farkında olduğunuza eminim.
07:24
Are there any people here underaltında the ageyaş of 25?
169
432000
3000
Burada yaşı 25'in altında kimse var mı?
07:27
Great. Now, those over 25,
170
435000
3000
Güzel. Şimdi, 25'in üstü olanlar,
07:30
could you put your handseller up if you're wearinggiyme your wristwatchkol saati?
171
438000
3000
kol saatiniz varsa elinizi kaldırabilir misiniz?
07:33
Now that's a great dealanlaştık mı of us, isn't it?
172
441000
3000
Baya fazla bir sayı öyle değil mi?
07:36
AskSormak a roomoda fulltam of teenagersgençler the sameaynı thing.
173
444000
3000
Bir de bir oda dolusu liseliye sorun aynı soruyu.
07:39
TeenagersGençler do not weargiyinmek wristwatchesŞu andaki.
174
447000
2000
O yaşta gençlerin çoğu kol saati takmıyor.
07:41
I don't mean they can't or they're not allowedizin to,
175
449000
2000
Takamazlar veya takmalarına izin verilmez demiyorum
07:43
they just oftensık sık chooseseçmek not to.
176
451000
2000
sadece genellikle takmamayı tercih ediyorlar.
07:45
And the reasonneden is, you see, that we were broughtgetirdi up
177
453000
2000
Bunun nedeni, bizim, yani 25 üstülerin,
07:47
in a pre-digitalöncesi dijital culturekültür, those of us over 25.
178
455000
3000
dijital öncesi bir dünyada büyümüş olmamız.
07:50
And so for us, if you want to know the time
179
458000
2000
Bizler zamanı öğrenmek için
07:52
you have to weargiyinmek something to tell it.
180
460000
2000
zamanı bize söyleyecek bir alete ihtiyaç duyuyoruz.
07:54
KidsÇocuklar now livecanlı in a worldDünya whichhangi is digitizedsayısallaştırılmış,
181
462000
3000
Çağımızın çocukları dijital bir dünyada yaşıyorlar,
07:57
and the time, for them, is everywhereher yerde.
182
465000
2000
ve onlar için zaman her yerde.
07:59
They see no reasonneden to do this.
183
467000
2000
Takip etmek için özel bir alete ihtiyaçları yok.
08:01
And by the way, you don't need to do it eitherya;
184
469000
2000
Bu arada sizin de yok
08:03
it's just that you've always donetamam it and you carrytaşımak on doing it.
185
471000
3000
sadece siz bunu hep yapmış olduğunuz için buna alışkınsınız.
08:06
My daughterkız evlat never wearsgiyer a watch, my daughterkız evlat KateKate, who'skim 20.
186
474000
3000
Kızım Kate, 20 yaşında, hiç saat takmıyor.
08:09
She doesn't see the pointpuan.
187
477000
2000
Anlamsız buluyor.
08:11
As she saysdiyor, "It's a singletek functionfonksiyon devicecihaz."
188
479000
3000
"Tek fonksiyonlu bir alet bu" diyor.
08:14
(LaughterKahkaha)
189
482000
5000
(Gülüşmeler)
08:19
"Like, how lametopal is that?"
190
487000
3000
"Ne sıkıcı."
08:22
And I say, "No, no, it tellsanlatır the datetarih as well."
191
490000
2000
"Hayır hayır!" diyorum. "Tarihi de söylüyor."
08:24
(LaughterKahkaha)
192
492000
4000
(Gülüşmeler)
08:29
"It has multipleçoklu functionsfonksiyonlar."
193
497000
3000
"Birden fazla özelliği var."
08:32
But, you see, there are things we're enthralledbüyülenmiş to in educationEğitim.
194
500000
3000
Neyse görüyorsunuz, eğitim konusunda da tutsak olduğumuz düşünceler var.
08:35
Let me give you a coupleçift of examplesörnekler.
195
503000
2000
Bir kaç örnek vermeme izin verin.
08:37
One of them is the ideaFikir of linearitydoğrusallık:
196
505000
3000
Bunlardan bir tanesi çizgisellik fikri,
08:40
that it startsbaşlar here and you go throughvasitasiyla a trackiz
197
508000
3000
bir yerden başlarsınız, bir yolu takip edersiniz,
08:43
and if you do everything right, you will endson up
198
511000
2000
ve eğer her şeyi doğru yaparsanız, hayatınızın sonunda
08:45
setset for the restdinlenme of your life.
199
513000
2000
hayatınızı iyi bir yola oturtmuş olursunuz.
08:49
EverybodyHerkes who'skim spokenkonuşulmuş at TEDTED has told us implicitlydolaylı olarak,
200
517000
2000
TED'de konuşan herkes bize alttan alta
08:51
or sometimesara sıra explicitlyaçıkça, a differentfarklı storyÖykü:
201
519000
3000
bazen de açık açık şunu söyledi,
08:54
that life is not lineardoğrusal; it's organicorganik.
202
522000
3000
hayat çizgisel değildir, organiktir.
08:57
We createyaratmak our liveshayatları symbioticallysimbiyotik
203
525000
2000
Hayatlarımızı simbiotik olarak
08:59
as we explorekeşfetmek our talentsyetenekleri
204
527000
2000
yeteneklerimizi ortaya çıkaracak
09:01
in relationilişkisi to the circumstanceskoşullar they help to createyaratmak for us.
205
529000
3000
olay ve durumlara bağlı olarak oluştururuz.
09:04
But, you know, we have becomeolmak obsessedkafayı takmış
206
532000
2000
Ancak farkındaysanız
09:06
with this lineardoğrusal narrativeöykü.
207
534000
2000
çizgisel anlatımı bir takıntı haline getirmiş durumdayız.
09:08
And probablymuhtemelen the pinnacleÇukur for educationEğitim
208
536000
2000
Eğitimin doruk noktası da
09:10
is gettingalma you to collegekolej.
209
538000
2000
üniversiteye girmek.
09:12
I think we are obsessedkafayı takmış with gettingalma people to collegekolej.
210
540000
3000
Sanırım insanları üniversiteye sokmayı da takıntı haline getirdik,
09:15
CertainBelirli sortssıralar of collegekolej.
211
543000
2000
en azından bazı çeşit üniversitelere.
09:17
I don't mean you shouldn'tolmamalı go to collegekolej, but not everybodyherkes needsihtiyaçlar to go
212
545000
2000
Üniversiteye gitmeyin demiyorum, ama herkesin gitmesi de gerekmiyor
09:19
and not everybodyherkes needsihtiyaçlar to go now.
213
547000
2000
veya herkesin hemen gitmesi gerekmiyor.
09:21
Maybe they go latersonra, not right away.
214
549000
2000
Belki daha sonra gidebilirler, hemen değil.
09:23
And I was up in SanSan FranciscoFrancisco a while agoönce
215
551000
2000
Bir süre önce San Francisco'daydım
09:25
doing a bookkitap signingimza.
216
553000
2000
kitap imzalamak için.
09:27
There was this guy buyingalış a bookkitap, he was in his 30s.
217
555000
2000
30 yaşlarında bir adam bir kitap satın alıyordu.
09:29
And I said, "What do you do?"
218
557000
2000
Ne iş yaptığını sordum.
09:31
And he said, "I'm a firemanitfaiyeci."
219
559000
3000
Bana itfaiyeci olduğunu söyledi.
09:34
And I said, "How long have you been a firemanitfaiyeci?"
220
562000
2000
Ne kadar zamandır itfaiyeci olduğunu sordum.
09:36
He said, "Always. I've always been a firemanitfaiyeci."
221
564000
2000
"Hep öyleydim." diye yanıtladı.
09:38
And I said, "Well, when did you decidekarar ver?"
222
566000
2000
Bu mesleği seçmeye ne zaman karar verdiğini sordum.
09:40
He said, "As a kidçocuk." He said, "ActuallyAslında, it was a problemsorun for me at schoolokul,
223
568000
3000
"Çocukken" dedi. "Hatta okulda bu yüzden sorun yaşadım
09:43
because at schoolokul, everybodyherkes wanted to be a firemanitfaiyeci."
224
571000
3000
çünkü okuldaki herkes itfaiyeci olmak istiyordu."
09:46
He said, "But I wanted to be a firemanitfaiyeci."
225
574000
3000
"Ama ben gerçekten itfaiyeci olmak istiyordum."
09:49
And he said, "When I got to the seniorkıdemli yearyıl of schoolokul,
226
577000
3000
"Lise son sınıfa geldiğimde,
09:52
my teachersöğretmenler didn't take it seriouslycidden mi.
227
580000
3000
öğretmenlerim beni ciddiye almıyorlardı.
09:55
This one teacheröğretmen didn't take it seriouslycidden mi.
228
583000
2000
Hele bir öğretmen vardı, o hiç ciddiye almıyordu.
09:57
He said I was throwingatma my life away
229
585000
2000
Bana eğer tüm yapmak istediğim buysa
09:59
if that's all I choseseçti to do with it;
230
587000
2000
hayatımı çöpe atıyor olduğumu söyledi.
10:01
that I should go to collegekolej, I should becomeolmak a professionalprofesyonel personkişi,
231
589000
3000
Üniversiteye gitmemi, bir profesyonel olmamı
10:04
that I had great potentialpotansiyel
232
592000
2000
çok potansiyelim olduğunu
10:06
and I was wastingisraf my talentyetenek to do that."
233
594000
2000
ve harcandığımı söyledi."
10:08
And he said, "It was humiliatingküçük düşürücü because
234
596000
2000
"Onurum kırıldı çünkü
10:10
he said it in frontön of the wholebütün classsınıf and I really feltkeçe dreadfulkorkunç.
235
598000
2000
bunları tüm sınıfın önünde söyledi. Gerçekten korkunç hissettim.
10:12
But it's what I wanted, and as soonyakında as I left schoolokul,
236
600000
2000
Ama benim istediğim buydu onun için ben de okulu bıraktım.
10:14
I applieduygulamalı to the fireateş servicehizmet and I was acceptedkabul edilmiş."
237
602000
3000
Itfaiye birliğine başvurdum ve kabul edildim."
10:17
And he said, "You know, I was thinkingdüşünme about that guy recentlyson günlerde,
238
605000
2000
Sonra ekledi, "Biliyor musunuz, tam siz konuyu açmadan önce
10:19
just a fewaz minutesdakika agoönce when you were speakingkonuşuyorum, about this teacheröğretmen,"
239
607000
3000
o öğretmeni düşünüyordum."
10:22
he said, "because sixaltı monthsay agoönce,
240
610000
2000
"Çünkü altı ay kadar önce,
10:24
I savedkaydedilmiş his life."
241
612000
2000
adamın hayatını kurtardım."
10:26
(LaughterKahkaha)
242
614000
2000
(Gülüşmeler)
10:28
He said, "He was in a cararaba wreckbatık,
243
616000
2000
"Bir araba kazası geçirmişti" dedi.
10:30
and I pulledçekti him out, gaveverdi him CPRKALP MASAJI,
244
618000
3000
"ve ben onu arabadan çıkardım, ilkyardım uyguladım,
10:33
and I savedkaydedilmiş his wife'skarısının life as well."
245
621000
3000
ve hayatını kurtardım."
10:36
He said, "I think he thinksdüşünüyor better of me now."
246
624000
2000
"Sanırım artık benim hakkımdaki fikirleri artık biraz daha olumlu olmuştur."
10:38
(LaughterKahkaha)
247
626000
2000
(Gülüşmeler)
10:40
(ApplauseAlkış)
248
628000
5000
(Alkış)
10:46
You know, to me,
249
634000
2000
Biliyor musunuz, bence
10:48
humaninsan communitiestopluluklar dependbağımlı uponüzerine
250
636000
2000
bir toplumda
10:50
a diversityçeşitlilik of talentyetenek,
251
638000
2000
ne kadar çeşitli yetenekler olduğu önemlidir,
10:52
not a singularTekil conceptionfikir of abilitykabiliyet.
252
640000
3000
bir şeyi ne kadar yapabilen olduğu değil.
10:55
And at the heartkalp of our challengeszorluklar --
253
643000
2000
Ve karşımızdaki zorlukların kalbinde
10:57
(ApplauseAlkış)
254
645000
2000
(Alkış)
10:59
At the heartkalp of the challengemeydan okuma
255
647000
2000
Karşımızdaki zorlukların kalbinde
11:01
is to reconstitutesulandırmak our senseduyu of abilitykabiliyet
256
649000
2000
yapabilirliğimizi ve zekamızı
11:03
and of intelligencezeka.
257
651000
2000
yeni baştan tanımlayabilmemiz yatar.
11:05
This linearitydoğrusallık thing is a problemsorun.
258
653000
2000
Bu çizgisellik işi bir sorundur.
11:07
When I arrivedgeldi in L.A.
259
655000
2000
Dokuz yıl önce
11:09
about ninedokuz yearsyıl agoönce,
260
657000
2000
Los Angeles'e geldiğimde
11:11
I camegeldi acrosskarşısında a policypolitika statementaçıklama --
261
659000
3000
bir ilke ile karşılaştım.
11:14
very well-intentionediyi niyetli --
262
662000
2000
çok iyi niyetle yazılmıştı
11:16
whichhangi said, "CollegeÜniversite beginsbaşlar in kindergartenAnaokulu."
263
664000
3000
şöyle diyordu, "Üniversite anaokulunda başlar."
11:21
No, it doesn't.
264
669000
2000
Hayır, başlamaz.
11:23
(LaughterKahkaha)
265
671000
3000
(Gülüşmeler)
11:26
It doesn't.
266
674000
2000
Başlamaz.
11:28
If we had time, I could go into this, but we don't.
267
676000
3000
Eğer zamanımız olsa devam ederdim, ama yok.
11:31
(LaughterKahkaha)
268
679000
2000
(Gülüşmeler)
11:33
KindergartenAnaokulu beginsbaşlar in kindergartenAnaokulu.
269
681000
2000
Anaokulu anaokulunda başlar.
11:35
(LaughterKahkaha)
270
683000
2000
(Gülüşmeler)
11:37
A friendarkadaş of mineMayın oncebir Zamanlar said,
271
685000
2000
Bir arkadaşım bir keresinde şöyle söylemişti,
11:39
"You know, a threeüç year-oldyaş is not halfyarım a sixaltı year-oldyaş."
272
687000
3000
"Üç yaşında bir çocuk, altı yaşındaki bir çocuğun yarısı değildir."
11:42
(LaughterKahkaha)
273
690000
2000
(Gülüşmeler)
11:44
(ApplauseAlkış)
274
692000
5000
(Alkış)
11:49
They're threeüç.
275
697000
2000
Üç yaşındadır.
11:51
But as we just heardduymuş in this last sessionoturum, toplantı, celse,
276
699000
2000
Ama şu son konuşmalarda duyduğumuz gibi
11:53
there's suchböyle competitionyarışma now to get into kindergartenAnaokulu --
277
701000
3000
anaokuluna girmek için öyle bir rekabet varki
11:56
to get to the right kindergartenAnaokulu --
278
704000
2000
doğru anaokuluna girmek için
11:58
that people are beingolmak interviewedgörüşülen for it at threeüç.
279
706000
3000
artık üç yaşında çocuklar mülakata alınıyorlar.
12:03
KidsÇocuklar sittingoturma in frontön of unimpressedetkilenmemiş panelspaneller,
280
711000
2000
Umursamaz bir panelin önünde oturan bir çocuk düşünün
12:05
you know, with theironların resumesdevam eder,
281
713000
2000
önünde özgeçmişi,
12:07
(LaughterKahkaha)
282
715000
3000
(Gülüşmeler)
12:10
flippingsaygısız throughvasitasiyla and sayingsöz, "Well, this is it?"
283
718000
2000
Panelistler sayfaları çevirirken, "Ee, bu kadar mı?"
12:12
(LaughterKahkaha)
284
720000
2000
(Gülüşmeler)
12:14
(ApplauseAlkış)
285
722000
3000
(Alkış)
12:17
"You've been around for 36 monthsay, and this is it?"
286
725000
3000
"36 aydır yaşıyorsun, bu kadar mı?"
12:20
(LaughterKahkaha)
287
728000
7000
(Gülüşmeler)
12:27
"You've achievedelde nothing -- commitişlemek.
288
735000
3000
"Hiç bir şey başaramamışsin.
12:30
SpentHarcanan the first sixaltı monthsay breastfeedingEmzirme, the way I can see it."
289
738000
3000
Zaten belliki ilk altı ayı meme emerek geçirmişsin."
12:33
(LaughterKahkaha)
290
741000
3000
(Gülüşmeler)
12:38
See, it's outrageousrezil as a conceptionfikir, but it [unclearbelirsiz].
291
746000
3000
Görüyorsunuz, kavram olarak saçma sapan ama insanlara çekici geliyor.
12:41
The other bigbüyük issuekonu is conformityuygunluk.
292
749000
2000
Bir başka büyük sorun da uyum.
12:43
We have builtinşa edilmiş our educationEğitim systemssistemler
293
751000
2000
Eğitim sistemlerimizi
12:45
on the modelmodel of fasthızlı foodGıda.
294
753000
2000
fast food modeline uyarlamışız.
12:47
This is something JamieJamie OliverOliver talkedkonuştuk about the other day.
295
755000
3000
Jamie Oliver bu konuya değindi geçen gün.
12:50
You know there are two modelsmodeller of qualitykalite assurancegüvence in cateringCatering.
296
758000
2000
Catering kalite güvence sisteminde iki model vardır.
12:52
One is fasthızlı foodGıda,
297
760000
2000
Bunlardan biri olan fast food modelinde
12:54
where everything is standardizedStandart.
298
762000
2000
her şey standarttır.
12:56
The other are things like ZagatZagat and MichelinMichelin restaurantsrestoranlar,
299
764000
2000
Diğer model Zagat ve Michelin gibi restoranlardır,
12:58
where everything is not standardizedStandart,
300
766000
2000
bunlarda hiç bir şey standart değildir
13:00
they're customizedözelleştirilmiş to localyerel circumstanceskoşullar.
301
768000
2000
Her şey o anki duruma göre özel olarak hazırlanır.
13:02
And we have soldsatıldı ourselveskendimizi into a fasthızlı foodGıda modelmodel of educationEğitim,
302
770000
3000
Eğitim dünyasi olarak biz kendimize fast food modelini layık görüyoruz.
13:05
and it's impoverishingyoksullaşma our spiritruh and our energiesenerjileri
303
773000
3000
ve bu yaklaşım ruhumuzu ve enerjimizi tüketiyor
13:08
as much as fasthızlı foodGıda is depletingtüketen our physicalfiziksel bodiesbedenler.
304
776000
3000
aynı hamburgerlerin sağlığımızı tükettiği gibi.
13:11
(ApplauseAlkış)
305
779000
5000
(Alkış)
13:17
I think we have to recognizetanımak a coupleçift of things here.
306
785000
2000
Burada bir kaç noktaya dikkat etmeliyiz bence.
13:19
One is that humaninsan talentyetenek is tremendouslymüthiş diverseçeşitli.
307
787000
3000
Birincisi insan yetileri inanılmaz derecede çeşitlilik gösterir.
13:22
People have very differentfarklı aptitudesyetenek.
308
790000
2000
Insanların farklı yatkınlıklari vardır.
13:24
I workedişlenmiş out recentlyson günlerde that
309
792000
2000
Geçenlerde farkına vardımki
13:26
I was givenverilmiş a guitargitar as a kidçocuk
310
794000
2000
ben çocukken
13:28
at about the sameaynı time that EricEric ClaptonClapton got his first guitargitar.
311
796000
3000
Eric Clapton ile aynı zamanda bana da bir gitar verilmiş.
13:32
You know, it workedişlenmiş out for EricEric, that's all I'm sayingsöz.
312
800000
3000
Dediğimi anladıniz. Eric'in şansı yaver gitmiş.
13:35
(LaughterKahkaha)
313
803000
2000
(Gülüşmeler)
13:37
In a way, it did not for me.
314
805000
2000
Ben nedense o kadar başarılı olamadım.
13:39
I could not get this thing to work
315
807000
3000
Ne kadar uğraştıysam aleti çalıştırmayı başaramadım
13:42
no mattermadde how oftensık sık or how hardzor I blewpatladı into it.
316
810000
2000
halbuki ne kadar sık ve şevkle üflerdim içine.
13:44
(LaughterKahkaha) It just wouldn'tolmaz work.
317
812000
2000
Bir türlü olmadı işte.
13:49
But it's not only about that.
318
817000
2000
Sadece o da değil.
13:51
It's about passiontutku.
319
819000
2000
İşin biraz da tutkuyla alakası var.
13:53
OftenKez, people are good at things they don't really carebakım for.
320
821000
2000
Genellikle, insanlar çok umursamadıkları işleri daha iyi yaparlar.
13:55
It's about passiontutku,
321
823000
2000
Tutkuyla ilgili,
13:57
and what excitesheyecanlandıran our spiritruh and our energyenerji.
322
825000
3000
ruhumuza ve enerjimize heyecan vermesiyle.
14:00
And if you're doing the thing that you love to do, that you're good at,
323
828000
3000
Eğer sevdiğiniz ve iyi yaptığınız bir iş yapıyorsanız
14:03
time takes a differentfarklı coursekurs entirelyBaştan sona.
324
831000
3000
zaman bile farklı işler.
14:06
My wife'skarısının just finishedbitmiş writingyazı a novelyeni,
325
834000
3000
Eşim, kısa zaman önce yazdığı romanı bitirdi
14:09
and I think it's a great bookkitap,
326
837000
2000
bence müthiş bir kitap,
14:11
but she disappearskaybolur for hourssaatler on endson.
327
839000
3000
bir başlayınca saatlerce ortadan kayboluyordu.
14:14
You know this, if you're doing something you love,
328
842000
2000
Sevdiğiniz işi yaparken
14:16
an hoursaat feelshissediyor like fivebeş minutesdakika.
329
844000
3000
bir saat beş dakika gibi gelir.
14:19
If you're doing something that doesn't resonateyankılamak with your spiritruh,
330
847000
2000
Ruhunuzla uyuşmayan bir iş yaparken ise
14:21
fivebeş minutesdakika feelshissediyor like an hoursaat.
331
849000
2000
beş dakika saatler kadar uzun gelir.
14:23
And the reasonneden so manyçok people are optinggözle ilgili out of educationEğitim
332
851000
3000
Bu kadar çok genç insanın eğitimden umudu kesmesinin nedeni
14:26
is because it doesn't feedbesleme theironların spiritruh,
333
854000
2000
ruhlarını beslemiyor olması.
14:28
it doesn't feedbesleme theironların energyenerji or theironların passiontutku.
334
856000
3000
Enerjilerini, tutkularını beslemiyor.
14:31
So I think we have to changedeğişiklik metaphorsmetaforlar.
335
859000
3000
Bence metaforları değiştirmeliyiz.
14:34
We have to go from what is essentiallyesasen an industrialSanayi modelmodel of educationEğitim,
336
862000
3000
Bence sanayi modeli,
14:37
a manufacturingimalat modelmodel,
337
865000
2000
üretim modeli
14:39
whichhangi is basedmerkezli on linearitydoğrusallık
338
867000
2000
çizgiselliğe dayalı
14:41
and conformityuygunluk and batchingişlem grubu oluşturma people.
339
869000
3000
uyum göstermeye, insanları kümelemeye dayalı bir eğitim modelinden vazgeçmeliyiz.
14:44
We have to movehareket to a modelmodel
340
872000
2000
Yeni bir modele,
14:46
that is basedmerkezli more on principlesprensipler of agriculturetarım.
341
874000
3000
ziraat prensiplerine dayalı bir modele kaymalıyız.
14:49
We have to recognizetanımak that humaninsan flourishingBayındır
342
877000
3000
İnsan gelişmesinin
14:52
is not a mechanicalmekanik processsüreç;
343
880000
2000
mekanik bir süreç olmadığının
14:54
it's an organicorganik processsüreç.
344
882000
2000
organik bir süreç olduğunun bilincinde bir modele kaymalıyız.
14:56
And you cannotyapamam predicttahmin the outcomesonuç of humaninsan developmentgelişme.
345
884000
3000
Insan gelişiminin sonuçlarını tahmin edemeyiz.
14:59
All you can do, like a farmerçiftçi,
346
887000
2000
Sadece bir çiftçinin ürününe yaptığı gibi
15:01
is createyaratmak the conditionskoşullar underaltında whichhangi
347
889000
2000
sağlıklı büyümenin gerçekleşebileceği
15:03
they will beginbaşla to flourishgüzelleşmek.
348
891000
2000
ideal ortamı hazırlayabiliriz.
15:05
So when we look at reformingreform educationEğitim and transformingdönüştürme it,
349
893000
3000
Yani konu eğitim reformu ve değişimi olunca
15:08
it isn't like cloningKlonlama a systemsistem.
350
896000
3000
başka bir sistemi kopyalamaktan bahsedemeyiz.
15:11
There are great onesolanlar, like KIPP'sKIPP'ın; it's a great systemsistem.
351
899000
2000
KIPPS gibi muhteşem modeller var mesela. Gerçekten şahane bir sistem.
15:13
There are manyçok great modelsmodeller.
352
901000
2000
Bir sürü muhteşem model var.
15:15
It's about customizingözelleştirme to your circumstanceskoşullar
353
903000
3000
Ama önemli olan kendi şartlarınıza göre uyarlama yapmak
15:18
and personalizingKişiselleştirme educationEğitim
354
906000
2000
ve eğitimi öğrenciye göre
15:20
to the people you're actuallyaslında teachingöğretim.
355
908000
2000
kişiselleştirmek.
15:22
And doing that, I think,
356
910000
2000
Bence gelecek için gereken çözüm
15:24
is the answerCevap to the futuregelecek
357
912000
2000
işte budur.
15:26
because it's not about scalingölçekleme a newyeni solutionçözüm;
358
914000
3000
Çünkü ihtiyaca yönelik bir yama değil;
15:29
it's about creatingoluşturma a movementhareket in educationEğitim
359
917000
2000
eğitimde devinimden bahsediyoruz.
15:31
in whichhangi people developgeliştirmek theironların ownkendi solutionsçözeltiler,
360
919000
3000
Öğrencinin kendi çözümünlerini üreteceği,
15:34
but with externaldış supportdestek basedmerkezli on a personalizedkişiselleştirilmiş curriculumMüfredat.
361
922000
3000
kişisel ders programına dayalı ama dışarıdan destekli bir modelden.
15:37
Now in this roomoda,
362
925000
2000
Şu anda bu odadaki
15:39
there are people who representtemsil etmek
363
927000
2000
insanlar
15:41
extraordinaryolağanüstü resourceskaynaklar in business,
364
929000
2000
iş dünyasının
15:43
in multimediamultimedya, in the InternetInternet.
365
931000
2000
mutlimedyanın, internetin muazzam kaynaklarını temsil ediyorlar.
15:45
These technologiesteknolojiler,
366
933000
2000
Bu teknolojiler,
15:47
combinedkombine with the extraordinaryolağanüstü talentsyetenekleri of teachersöğretmenler,
367
935000
3000
ögretmenlerin müthiş yetenekleriyle birleşince
15:50
providesağlamak an opportunityfırsat to revolutionizedevrim educationEğitim.
368
938000
3000
eğitim sisteminde devrim yaratmak için uygun fırsat çıkıyor ortaya.
15:53
And I urgedürtü you to get involvedilgili in it
369
941000
2000
Sizi bu konuda rol almaya davet ediyorum
15:55
because it's vitalhayati, not just to ourselveskendimizi,
370
943000
2000
çünkü bu konu çok önemli, sırf bizler için değil,
15:57
but to the futuregelecek of our childrençocuklar.
371
945000
2000
çocuklarımız için.
15:59
But we have to changedeğişiklik from the industrialSanayi modelmodel
372
947000
2000
Ama sanayi modelinden vazgeçmemiz,
16:01
to an agriculturaltarım modelmodel,
373
949000
2000
ziraat modeline geçmemiz gerekiyor.
16:03
where eachher schoolokul can be flourishingBayındır tomorrowyarın.
374
951000
3000
ki okullar gelişebilsin.
16:06
That's where childrençocuklar experiencedeneyim life.
375
954000
2000
Çünkü o okullar, çocuklarımızın hayatı tecrübe edecekleri mekanlardır.
16:08
Or at home, if that's where they chooseseçmek to be educatedeğitimli
376
956000
2000
Veya evlerimiz, eğer çocuk aileleriyle veya arkadaşlarıyla
16:10
with theironların familiesaileleri or theironların friendsarkadaşlar.
377
958000
2000
evde eğitim görmek istiyorsa.
16:12
There's been a lot of talk about dreamsrüyalar
378
960000
2000
Son günlerde hayaller konusunda
16:14
over the coursekurs of this fewaz daysgünler.
379
962000
3000
çok konuştuk.
16:17
And I wanted to just very quicklyhızlı bir şekilde ...
380
965000
2000
Çok kısa bir şekilde söylemek istiyorumki --
16:19
I was very struckvurdu by NatalieNatalie Merchant'sTüccar songsşarkılar last night,
381
967000
3000
Natalie Merchant'ın eski şiirleri kullandıği.şarkıları
16:22
recoveringKurtarma oldeski poemsşiirler.
382
970000
2000
çok etkiledi beni dün gece.
16:24
I wanted to readokumak you a quickhızlı, very shortkısa poemşiir
383
972000
2000
Size hızlıca, çok kısa bir şiir okumak istiyorum
16:26
from W. B. YeatsYeats, who some of you mayMayıs ayı know.
384
974000
3000
W.B. Yeats'den, belki tanıyorsunuzdur.
16:29
He wroteyazdı this to his love,
385
977000
2000
Bunu sevgilisine yazmış,
16:31
MaudMaud GonneÜzüntü,
386
979000
2000
Maud Gonne,
16:33
and he was bewailingbewailing the factgerçek that
387
981000
3000
Ona istediğini düşündüğü şeyleri veremediği için,
16:36
he couldn'tcould really give her what he thought she wanted from him.
388
984000
3000
sızlanıyormuş.
16:39
And he saysdiyor, "I've got something elsebaşka, but it mayMayıs ayı not be for you."
389
987000
3000
Diyor ki, "Bir şeye sahibim, ama senin için doğru şey olmayabilir bu."
16:42
He saysdiyor this:
390
990000
2000
Şöyle söylüyor:
16:44
"Had I the heavens'Göklerin embroideredişlemeli clothsbezler,
391
992000
3000
"Cennet işli kumaşlarım olsaydı,
16:47
EnwroughtEnwrought with goldaltın
392
995000
2000
altın ve
16:49
and silvergümüş lightışık,
393
997000
2000
gümüş renklerde yazmalı,
16:51
The bluemavi and the dimDim
394
999000
2000
Mavi ve donuk
16:53
and the darkkaranlık clothsbezler
395
1001000
2000
ve koyu renk kumaşları
16:55
Of night and lightışık and the half-lightdikilen,
396
1003000
3000
gecenin, aydınlığın ve alacakaranlığın.
16:58
I would spreadYAYILMIŞ the clothsbezler underaltında your feetayaklar:
397
1006000
3000
Ayaklarının altına sererdim.
17:01
But I, beingolmak poorfakir,
398
1009000
3000
Ama fakirim,
17:04
have only my dreamsrüyalar;
399
1012000
3000
ve yalnızca hayallerim var;
17:07
I have spreadYAYILMIŞ my dreamsrüyalar underaltında your feetayaklar;
400
1015000
3000
Ben de hayallerimi seriyorum ayaklarının altına;
17:10
TreadBasmak softlyusulca
401
1018000
2000
Nazikçe bas
17:12
because you treadbasmak on my dreamsrüyalar."
402
1020000
3000
çünkü hayallerimin üzerine basıyorsun."
17:15
And everyher day, everywhereher yerde,
403
1023000
3000
Her gün, her yerde,
17:18
our childrençocuklar spreadYAYILMIŞ theironların dreamsrüyalar beneathaltında our feetayaklar.
404
1026000
3000
çocuklarımız hayallerini ayaklarımızın altına seriyorlar.
17:21
And we should treadbasmak softlyusulca.
405
1029000
3000
O hayalleri çiğnememeliyiz.
17:24
Thank you.
406
1032000
2000
Teşekkür ederim.
17:26
(ApplauseAlkış)
407
1034000
17000
(Alkış)
17:43
Thank you very much.
408
1051000
2000
Cok teşekkür ederim.
Translated by Zeynep Delen
Reviewed by osman oguz ahsen

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Ken Robinson - Author/educator
Creativity expert Sir Ken Robinson challenges the way we're educating our children. He champions a radical rethink of our school systems, to cultivate creativity and acknowledge multiple types of intelligence.

Why you should listen

Why don't we get the best out of people? Sir Ken Robinson argues that it's because we've been educated to become good workers, rather than creative thinkers. Students with restless minds and bodies -- far from being cultivated for their energy and curiosity -- are ignored or even stigmatized, with terrible consequences. "We are educating people out of their creativity," Robinson says. It's a message with deep resonance. Robinson's TED Talk has been distributed widely around the Web since its release in June 2006. The most popular words framing blog posts on his talk? "Everyone should watch this."

A visionary cultural leader, Sir Ken led the British government's 1998 advisory committee on creative and cultural education, a massive inquiry into the significance of creativity in the educational system and the economy, and was knighted in 2003 for his achievements. His 2009 book, The Element: How Finding Your Passion Changes Everything, is a New York Times bestseller and has been translated into 21 languages. A 10th anniversary edition of his classic work on creativity and innovation, Out of Our Minds: Learning to be Creative, was published in 2011. His 2013 book, Finding Your Element: How to Discover Your Talents and Passions and Transform Your Life, is a practical guide that answers questions about finding your personal Element. In his latest book, Creative Schools: The Grassroots Revolution That’s Transforming Education, he argues for an end to our outmoded industrial educational system and proposes a highly personalized, organic approach that draws on today’s unprecedented technological and professional resources to engage all students.

More profile about the speaker
Ken Robinson | Speaker | TED.com