ABOUT THE SPEAKER
Jason Clay - Market transformer
Jason Clay’s ideas are changing the way governments, foundations, researchers and NGOs identify and address risks and opportunities for their work.

Why you should listen

A senior vice president in charge of markets at the World Wildlife Fund (WWF-US), Clay's goal is to create global standards for producing and using raw materials, particularly in terms of carbon and water. He has convened roundtables of retailers, buyers, producers and environmentalists to reduce the impacts of producing a range of goods and to encourage environmentally sensitive practices in agriculture, aquaculture and industry. He thinks deeply about the evolving role of the NGOs in the 21st century, using venture philanthropy to make them more nimble and operating at the speed and scale of life on the planet today. Before joining WWF in 1999, Clay ran a family farm, taught at Harvard and Yale, worked at the US Department of Agriculture and spent more than 25 years working with NGOs.

More profile about the speaker
Jason Clay | Speaker | TED.com
TEDGlobal 2010

Jason Clay: How big brands can help save biodiversity

Jason Clay: Büyük markalar biyolojik çeşitliliği korumada nasıl yardımcı olabilirler

Filmed:
497,249 views

WWF'den Jason Clay "100 tane şirketi sürdürülebilir hale getirin ve küresel piyasalar tüketimimizle bize küçük gelen gezegenimizi korumaya başlar." diyor. Onun muhteşem yuvarlak masa toplantılarının ürünlerin market raflarındaki saavaşından önce, büyük rakiplerin yeşil uygulamalarda hemfikir olmasını nasıl başardığını dinleyin.
- Market transformer
Jason Clay’s ideas are changing the way governments, foundations, researchers and NGOs identify and address risks and opportunities for their work. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:16
I grewbüyüdü up on a smallküçük farmÇiftlik in MissouriMissouri.
0
1000
3000
Missouri'deki küçük bir çiftlikte büyüdüm.
00:19
We livedyaşamış on lessaz than a dollardolar a day
1
4000
2000
15 yıl boyunca
00:21
for about 15 yearsyıl.
2
6000
2000
günde bir doların altında yaşadık.
00:23
I got a scholarshipburs, wentgitti to universityÜniversite,
3
8000
3000
Burs kazandım, üniversiteye gittim,
00:26
studiedokudu internationalUluslararası agriculturetarım, studiedokudu anthropologyantropoloji,
4
11000
3000
uluslararası tarım, antropoloji okudum
00:29
and decidedkarar I was going to give back.
5
14000
2000
ve öğrendiklerimi geri vermeye karar verdim.
00:31
I was going to work with smallküçük farmersçiftçiler.
6
16000
2000
Küçük çiftçilerle çalışacaktım.
00:33
I was going to help alleviatehafifletmek povertyyoksulluk.
7
18000
2000
Fakirliği hafifletecektim.
00:35
I was going to work on internationalUluslararası developmentgelişme,
8
20000
3000
Uluslararası gelişim üzerinde çalışacaktım.
00:38
and then I tookaldı a turndönüş
9
23000
3000
Sonra biraz gezindim
00:41
and endedbitti up here.
10
26000
3000
ve buraya geldim.
00:44
Now, if you get a PhPH.D., and you decidekarar ver not to teachöğretmek,
11
29000
2000
Şimdi, eğer doktoranızı alıp, ders vermemeye karar verirsiniz,
00:46
you don't always endson up in a placeyer like this.
12
31000
2000
her zaman böyle bir yere gelmezsiniz.
00:48
It's a choiceseçim. You mightbelki endson up drivingsürme a taxicabTaksi.
13
33000
3000
Bu bir tercih. Taksi şoförü olabilirsiniz.
00:51
You could be in NewYeni YorkYork.
14
36000
3000
New York'ta olabilirsiniz.
00:55
What I foundbulunan was,
15
40000
2000
Gördüğüm şey şu idi,
00:57
I startedbaşladı workingçalışma with refugeesmülteciler and faminekıtlık victimskurbanlar --
16
42000
3000
mültecilerle ve açlık mağdurları ile çalıştım --
01:00
smallküçük farmersçiftçiler, all, or nearlyneredeyse all --
17
45000
3000
küçük çiftçiler, tamamı ya da tamamına yakını --
01:03
who had been dispossessedmülksüzleştirilmiş and displacedyerinden.
18
48000
3000
mahrum bırakılmışlardı ve yerleri değiştirilmişti.
01:07
Now, what I'd been trainedeğitilmiş to do
19
52000
3000
Bana öğretilen şey
01:10
was methodologicalmetodolojik researchAraştırma on suchböyle people.
20
55000
3000
bu tip insanlar üzerinde metodolojik araştırmalar yapmaktı.
01:13
So I did it: I foundbulunan out how manyçok womenkadınlar
21
58000
3000
Ben de yaptım: bu kamplarda
01:16
had been rapedtecavüz entr routerota to these campskampları.
22
61000
3000
kaç kadına tecavüz edildiğini buldum.
01:19
I foundbulunan out how manyçok people had been put in jailhapis,
23
64000
3000
kaç tane kişinin hapse girdiğini,
01:22
how manyçok familyaile membersüyeler had been killedöldürdü.
24
67000
3000
kaç tane aile üyesinin öldürüldüğünü buldum.
01:25
I assesseddeğerlendirildi how long they were going to staykalmak
25
70000
2000
Ne kadar duracaklarını ve
01:27
and how much it would take to feedbesleme them.
26
72000
2000
onları beslemenin maliyetini belirledim.
01:29
And I got really good at predictingtahmin
27
74000
2000
Ve bu kamplarda ölen insanları
01:31
how manyçok bodyvücut bagsçantalar you would need
28
76000
2000
taşımak için kaç tane ceset torbası gerektiğini
01:33
for the people who were going to dieölmek in these campskampları.
29
78000
3000
tahmin etmede usta hale geldim.
01:36
Now this is God'sTanrı'nın work, but it's not my work.
30
81000
3000
Şimdi, bu Allah'ın işi, fakat benim işim değil.
01:39
It's not the work I setset out to do.
31
84000
3000
Bu benim yapmak istediğim bir iş değil.
01:45
So I was at a GratefulMinnettar DeadÖlü benefityarar concertkonser on the rainforestsyağmur ormanları
32
90000
3000
Grateful Dead'in 1988'de yağmur ormanlarındaki
01:48
in 1988.
33
93000
3000
yardım konserinde idim.
01:51
I metmet a guy -- the guy on the left.
34
96000
3000
Bir çocukla tanıştım -- soldaki.
01:54
His nameisim was BenBen.
35
99000
2000
İsmi Ben idi.
01:56
He said, "What can I do to savekayıt etmek the rainforestsyağmur ormanları?"
36
101000
2000
Sordu, "Yağmur ormanlarını kurtarmak için ne yapabilirim?"
01:58
I said, "Well, BenBen, what do you do?"
37
103000
2000
Ben de dedim ki, "Pekala, ne yapıyorsun?"
02:00
"I make icebuz creamkrem."
38
105000
2000
"Dondurma yapıyorum."
02:02
So I said, "Well, you've got to make
39
107000
2000
Ben de "Tamam, yağmur ormanı
02:04
a rainforestyağmur ormanı icebuz creamkrem.
40
109000
2000
dondurması yapmalısın.
02:06
And you've got to use nutsfındık from the rainforestsyağmur ormanları
41
111000
2000
Ve yağmur ormanlarından ceviz kullanmalısın,
02:08
to showgöstermek that forestsormanlar are worthdeğer more as forestsormanlar
42
113000
2000
ormanların otlak olarak kullanılmadığı zaman
02:10
than they are as pastureMera."
43
115000
3000
ormandan daha fazla değeri olduğunu göstermek için."
02:13
He said, "Okay."
44
118000
2000
"Tamam." dedi.
02:15
Withinİçinde a yearyıl,
45
120000
2000
Bir yıl içinde,
02:17
RainforestYağmur ormanları CrunchCrunch was on the shelvesraflar.
46
122000
2000
Rainforest Crunch raflardaydı.
02:19
It was a great successbaşarı.
47
124000
2000
Büyük bir başarı idi.
02:21
We did our first million-dollars-worthmilyon dolar değerindeki of tradeTicaret
48
126000
3000
İlk milyon dolarlık ticaretimizi
02:24
by buyingalış on 30 daysgünler and sellingsatış on 21.
49
129000
3000
30 günde satın alıp, 21 günde satarak yaptık.
02:27
That getsalır your adrenalineadrenalin going.
50
132000
3000
Bu adrenalinizi artırır.
02:30
Then we had a fourdört and a halfyarım million-dollarmilyon dolar linehat of creditkredi
51
135000
2000
Daha sonra 4.5 milyon dolarlık kredimiz vardı,
02:32
because we were credit-worthyCredit-Worthy at that pointpuan.
52
137000
3000
o zamanlar
02:35
We had 15 to 20, maybe 22 percentyüzde
53
140000
2000
Brezilya ceviz piyasasının
02:37
of the globalglobal Brazil-nutBrezilya cevizi marketpazar.
54
142000
2000
yüzde 15-20'sine, belki yüzde 22'sine, hakimdik.
02:39
We paidödenmiş two to threeüç timeszamanlar more than anybodykimse elsebaşka.
55
144000
3000
Herkesten iki ya da üç kat daha fazla ödüyorduk.
02:42
EverybodyHerkes elsebaşka raisedkalkık theironların pricesfiyatları to the gatherersToplayıcı of BrazilBrezilya nutsfındık
56
147000
3000
Herkes Brezilya ceviz fiyatlarını artırmıştı,
02:45
because we would buysatın almak it otherwiseaksi takdirde.
57
150000
3000
çünkü öbür türlü biz satın alırdık.
02:49
A great successbaşarı.
58
154000
2000
Büyük bir başarı.
02:51
50 companiesşirketler signedimzalı up, 200 productsÜrünler camegeldi out,
59
156000
3000
50 şirketle anlaştık, 200 ürün çıktı,
02:54
generatedoluşturulan 100 millionmilyon in salessatış.
60
159000
3000
100 milyon tane satıldı.
02:59
It failedbaşarısız oldu.
61
164000
2000
Başarısız oldu.
03:01
Why did it failbaşarısız?
62
166000
2000
Neden?
03:03
Because the people who were gatheringtoplama BrazilBrezilya nutsfındık
63
168000
2000
Çünkü Brezilya cevizlerini toplayanlar,
03:05
weren'tdeğildi the sameaynı people who were cuttingkesim the forestsormanlar.
64
170000
3000
ormanları kesenler değildi.
03:08
And the people who madeyapılmış moneypara from BrazilBrezilya nutsfındık
65
173000
3000
Ve Brezilya cevizlerinden para kazananlar,
03:11
were not the people who madeyapılmış moneypara from cuttingkesim the forestsormanlar.
66
176000
3000
ormanların kesiminden para kazanan insanlar değildi.
03:14
We were attackingsaldırma the wrongyanlış driversürücü.
67
179000
2000
Yanlış sürücüye saldırıyorduk.
03:16
We neededgerekli to be workingçalışma on beefsığır eti.
68
181000
2000
Sığır eti üzerinde çalışmalıydık.
03:18
We neededgerekli to be workingçalışma on lumberKereste.
69
183000
2000
Kereste üzerinde çalışmalıydık.
03:20
We neededgerekli to be workingçalışma on soysoya --
70
185000
2000
Soya üzerinde çalış --
03:22
things that we were not focusedodaklı on.
71
187000
3000
üzerinde çalışmadığımız şeyler üzerinde yani.
03:25
So let's go back to SudanSudan.
72
190000
2000
Şimdi Sudan'a geri dönelim.
03:27
I oftensık sık talk to refugeesmülteciler:
73
192000
2000
Mültecilerle sık sık konuşurum:
03:29
"Why was it that the WestBatı didn't realizegerçekleştirmek
74
194000
3000
"Batı neden kıtlığa havanın değil,
03:32
that famineskıtlıklar are causedneden oldu by policiespolitikaları and politicssiyaset,
75
197000
2000
plan ve politikaların sebebiyet verdiğini
03:34
not by weatherhava?"
76
199000
2000
anlamayamadı?"
03:36
And this farmerçiftçi said to me, one day,
77
201000
3000
Ve bu çiftçi bana bir gün
03:39
something that was very profoundderin.
78
204000
2000
çok derin anlamlı bir şey söyledi.
03:41
He said, "You can't wakeuyanmak a personkişi who'skim pretendingdavranarak to sleepuyku."
79
206000
3000
Dedi ki, "Uyuma taklidi yapan birini uyandıramazsın."
03:44
(LaughterKahkaha)
80
209000
2000
(Gülüşmeler)
03:46
Okay. FastHızlı forwardileri.
81
211000
3000
Pekala. İleri saralım.
03:49
We livecanlı on a planetgezegen.
82
214000
3000
Bir gezegende yaşıyoruz.
03:52
There's just one of them.
83
217000
2000
Bir tane var.
03:54
We'veBiz ettik got to wakeuyanmak up to the factgerçek
84
219000
2000
Daha fazla gezegene sahip olmadığımıza
03:56
that we don't have any more
85
221000
2000
ve bunun sınırlı bir gezegen olduğunu
03:58
and that this is a finitesınırlı planetgezegen.
86
223000
2000
artık fark etmemiz gerekiyor.
04:00
We know the limitssınırları of the resourceskaynaklar we have.
87
225000
3000
Ellerimizdeki kaynakların sınırlarını biliyoruz.
04:03
We mayMayıs ayı be ableyapabilmek to use them differentlyfarklı olarak.
88
228000
2000
Onları farklı şekilde kullanabiliriz.
04:05
We mayMayıs ayı have some innovativeyenilikçi, newyeni ideasfikirler.
89
230000
2000
Yeni, yenilikçi fikirler bulabiliriz.
04:07
But in generalgenel, this is what we'vebiz ettik got.
90
232000
2000
Fakat genelde elde ettiğimiz bu.
04:09
There's no more of it.
91
234000
3000
Daha fazla değil.
04:12
There's a basictemel equationdenklem that we can't get away from.
92
237000
3000
Kurtulamadığımız bir denklem var.
04:15
PopulationNüfus timeszamanlar consumptiontüketim
93
240000
2000
Nüfus çarpı tüketimin
04:17
has got to have some kindtür of relationshipilişki to the planetgezegen,
94
242000
3000
gezegenle bir ilişkisi olması lazım,
04:20
and right now, it's a simplebasit "not equaleşit."
95
245000
3000
ve şu an basit şekilde "eşit değil."
04:24
Our work showsgösterileri that we're livingyaşam
96
249000
2000
Çalışmalarımız 1.3 gezegende
04:26
at about 1.3 planetsgezegenler.
97
251000
2000
yaşadığımızı gösteriyor.
04:28
SinceBeri 1990,
98
253000
2000
1990'dan beri
04:30
we crossedçarpı the linehat
99
255000
2000
gezegenle sürdürülebilir
04:32
of beingolmak in a sustainablesürdürülebilir relationshipilişki to the planetgezegen.
100
257000
3000
bir ilişkimiz yok.
04:35
Now we're at 1.3.
101
260000
2000
Şu an 1.3'teyiz.
04:37
If we were farmersçiftçiler, we'devlenmek be eatingyemek yiyor our seedtohum.
102
262000
3000
Çiftçi için, bu tohumlarını yemek demek.
04:40
For bankersbankacılar, we'devlenmek be livingyaşam off the principalAsıl adı, not the interestfaiz.
103
265000
3000
Bankacılar için, faizden değil ana paradan yemek demek.
04:43
This is where we standdurmak todaybugün.
104
268000
3000
Bugünkü durum böyle.
04:46
A lot of people like to pointpuan
105
271000
3000
Birçok insan problemin sebebi olarak
04:49
to some placeyer elsebaşka as the causesebeb olmak of the problemsorun.
106
274000
3000
başka yerleri göstermeyi seviyorlar.
04:52
It's always populationnüfus growthbüyüme.
107
277000
2000
Sebep her zaman nüfus artışı.
04:54
PopulationNüfus growth'sbüyüme'nın importantönemli,
108
279000
2000
Nüfus artışı önemli fakat,
04:56
but it's alsoAyrıca about how much eachher personkişi consumestüketir.
109
281000
3000
her insanın tüketim miktarı da önemli.
05:00
So when the averageortalama AmericanAmerikan
110
285000
2000
Ortalama bir Amerikalı
05:02
consumestüketir 43 timeszamanlar as much
111
287000
3000
ortalama bir Afrikalıdan
05:05
as the averageortalama AfricanAfrika,
112
290000
3000
43 kat daha fazla tüketiyorsa,
05:08
we'vebiz ettik got to think that consumptiontüketim is an issuekonu.
113
293000
2000
tüketimi de bir mesele olarak görmemiz lazım.
05:10
It's not just about populationnüfus,
114
295000
2000
Mesela sadece nüfus değil.
05:12
and it's not just about them; it's about us.
115
297000
3000
Sadece onlarla da ilgili değil, bizle ilgili.
05:16
But it's not just about people;
116
301000
2000
Fakat sadece insanlarla da ilgili değil;
05:18
it's about lifestylesyaşam.
117
303000
2000
hayat şekli ile de ilgili.
05:20
There's very good evidencekanıt --
118
305000
2000
Çok güzel bir kanıt var --
05:22
again, we don't necessarilyzorunlu olarak have
119
307000
2000
henüz tam güvenilir
05:24
a peer-reviewed-Akran gözden methodologymetodoloji
120
309000
2000
bir hakem metodolojimiz
05:26
that's bulletproofkurşun geçirmez yethenüz --
121
311000
2000
yok --
05:28
but there's very good evidencekanıt
122
313000
2000
fakat çok güzel kanıtlar var,
05:30
that the averageortalama catkedi in EuropeEurope
123
315000
2000
Avrupa'daki ortalama bir kedi
05:32
has a largerdaha büyük environmentalçevre footprintayak izi in its lifetimeömür
124
317000
3000
ortalama bir Afrika kedisinden
05:35
than the averageortalama AfricanAfrika.
125
320000
3000
daha fazla çevresel ayakizine sahip.
05:38
You think that's not an issuekonu going forwardileri?
126
323000
3000
Bunın büyüyecek bir mesele olmadığını mı düşünüyorsunuz?
05:41
You think that's not a questionsoru
127
326000
2000
Dünya'nın kaynaklarını kullanmakla
05:43
as to how we should be usingkullanma the Earth'sDünya'nın resourceskaynaklar?
128
328000
3000
ilgili olan bir soru olmadığını düşünüyorsunuz?
05:46
Let's go back and visitziyaret etmek our equationdenklem.
129
331000
2000
Şimdi geriye dönelim ve denklemimize bakalım.
05:48
In 2000, we had sixaltı billionmilyar people on the planetgezegen.
130
333000
3000
2000'de, dünyada altı milyar insan vardı.
05:51
They were consumingtüketen what they were consumingtüketen --
131
336000
2000
Tükettiklerini tüketiyorlardı --
05:53
let's say one unitbirim of consumptiontüketim eachher.
132
338000
2000
diyelim ki her biri bir birim.
05:55
We have sixaltı billionmilyar unitsbirimler of consumptiontüketim.
133
340000
3000
Altı milyar tüketim birimimiz vardı.
05:58
By 2050,
134
343000
2000
2050'de,
06:00
we're going to have ninedokuz billionmilyar people -- all the scientistsBilim adamları agreeanlaşmak.
135
345000
3000
dokuz milyar insan olacak -- tüm bilim adamları hemfikir.
06:03
They're all going to consumetüketmek twiceiki defa as much as they currentlyşu anda do --
136
348000
3000
Hepsi şu an tükettiklerinin iki katını tüketecek --
06:06
scientistsBilim adamları, again, agreeanlaşmak --
137
351000
2000
yine tüm bilim adamları hemfikir --
06:08
because incomegelir is going to growbüyümek in developinggelişen countriesülkeler
138
353000
3000
çünkü gelişmekte olan ülkelerdeki gelir
06:11
fivebeş timeszamanlar what it is todaybugün --
139
356000
2000
bugünkünün beş katı olacak --
06:13
on globalglobal averageortalama, about [2.9].
140
358000
2000
dünya ortalaması 2.9 civarı.
06:15
So we're going to have 18 billionmilyar unitsbirimler of consumptiontüketim.
141
360000
3000
Yani 18 milyar tüketim birimimiz olacak.
06:19
Who have you heardduymuş talkingkonuşma latelyson zamanlarda
142
364000
3000
Son zamanlarda kimin
06:22
that's said we have to tripleüçlü productionüretim
143
367000
2000
ürün ve hizmetleri üç katına çıkarmamız gerektiği
06:24
of goodsmal and servicesHizmetler?
144
369000
2000
hakkında konuştuğunu duydunuz?
06:26
But that's what the mathmatematik saysdiyor.
145
371000
2000
Fakat matematiğin söylediği bu.
06:28
We're not going to be ableyapabilmek to do that.
146
373000
2000
Bunu yapamayacağız.
06:30
We can get productivityverimlilik up.
147
375000
2000
Üretkenliği artırabiliriz.
06:32
We can get efficiencyverim up.
148
377000
2000
Verimliliği artırabiliriz.
06:34
But we'vebiz ettik alsoAyrıca got to get consumptiontüketim down.
149
379000
3000
Fakat tüketimi de azaltmalıyız.
06:38
We need to use lessaz
150
383000
2000
Daha az şeyi
06:40
to make more.
151
385000
2000
daha fazlasını yapmak için kullanmalıyız.
06:42
And then we need to use lessaz again.
152
387000
2000
Ondan sonra yine daha az kullanmalıyız.
06:44
And then we need to consumetüketmek lessaz.
153
389000
2000
Daha sonra daha az tüketmeliyiz.
06:46
All of those things are partBölüm of that equationdenklem.
154
391000
3000
Bütün bunların hepsi denklemin bir parçası.
06:49
But it basicallytemel olarak raisesyükseltmeler a fundamentaltemel questionsoru:
155
394000
3000
Fakat şöyle temel bir soru var:
06:52
should consumerstüketicilerin have a choiceseçim
156
397000
2000
tüketicilerin sürdürülebilirlikle,
06:54
about sustainabilitySürdürülebilirlik, about sustainablesürdürülebilir productsÜrünler?
157
399000
3000
sürdürülebilir ürünlerle ilgili bir seçimi olmalı mı?
06:57
Should you be ableyapabilmek to buysatın almak a productürün that's sustainablesürdürülebilir
158
402000
2000
Yan tarafında sürdürülebilir olmayan bir ürün varken,
06:59
sittingoturma nextSonraki to one that isn't,
159
404000
2000
sürdürülebilir olanı alabilmelmeli misiniz,
07:01
or should all the productsÜrünler on the shelfraf be sustainablesürdürülebilir?
160
406000
3000
yoksa her ürün sürdürülebilir mi olmalı?
07:06
If they should all be sustainablesürdürülebilir on a finitesınırlı planetgezegen,
161
411000
3000
Sınırlı bir gezegende hepsi sürdürülebilir olmalı ise,
07:09
how do you make that happenolmak?
162
414000
3000
bunu nasıl başarırsınız?
07:12
The averageortalama consumertüketici takes 1.8 secondssaniye in the U.S.
163
417000
2000
ABD'de ortalama bir tüketici 1.8 saniye harcıyor.
07:14
Okay, so let's be generouscömert.
164
419000
2000
Tamam, biraz cömert olalım.
07:16
Let's say it's 3.5 secondssaniye in EuropeEurope.
165
421000
3000
Diyelim ki Avrupa'da 3.5 saniye.
07:19
How do you evaluatedeğerlendirmek all the scientificilmi dataveri
166
424000
3000
Bir ürünle ilgili tüm
07:22
around a productürün,
167
427000
2000
bilimsel veriyi nasıl değerlendireceksiniz?
07:24
the dataveri that's changingdeğiştirme on a weeklyhaftalık, if not a dailygünlük, basistemel?
168
429000
3000
Bu veri günlük olmasa da haftada bir değişiyor.
07:27
How do you get informedbilgili?
169
432000
2000
Nasıl bilgilenebilirsiniz?
07:29
You don't.
170
434000
2000
Bilgilenemezsiniz.
07:33
Here'sİşte a little questionsoru.
171
438000
2000
Küçük bir soru.
07:35
From a greenhouseyeşil Ev gasgaz perspectiveperspektif,
172
440000
2000
Sera gazı açısından,
07:37
is lambkuzu producedüretilmiş in the U.K.
173
442000
3000
İngiltere'de üretilen kuzu eti,
07:40
better than lambkuzu producedüretilmiş in NewYeni ZealandZelanda,
174
445000
2000
Yeni Zelanda'da üretilip,
07:42
frozendondurulmuş and shippedsevk to the U.K.?
175
447000
3000
dondurularak İngiltere'ye getirilen kuzu etinden iyi mi?
07:45
Is a badkötü feederBesleyici lot operationoperasyon for beefsığır eti
176
450000
3000
Sığırlara kötü yem verme
07:48
better or worsedaha da kötüsü than
177
453000
3000
onları kötü otlatmadan daha mı iyi,
07:51
a badkötü grazingotlatma operationoperasyon for beefsığır eti?
178
456000
2000
yoksa kötü mü?
07:53
Do organicorganik potatoespatates
179
458000
2000
Organik patateslerde
07:55
actuallyaslında have fewerDaha az toxictoksik chemicalskimyasallar
180
460000
2000
geleneksel patateslere göre
07:57
used to produceüretmek them
181
462000
2000
daha mı az
07:59
than conventionalKonvansiyonel potatoespatates?
182
464000
2000
toksik kimyasal var?
08:01
In everyher singletek casedurum,
183
466000
2000
Her durumda
08:03
the answerCevap is "it dependsbağlıdır."
184
468000
2000
cevap "değişir."
08:05
It dependsbağlıdır on who producedüretilmiş it and how,
185
470000
3000
Her durumda cevap ürünü
08:08
in everyher singletek instanceörnek.
186
473000
2000
kimin ürettiğine ve nasıl ürettiğine bağlı.
08:10
And there are manyçok othersdiğerleri.
187
475000
2000
Ve daha birçok şey.
08:12
How is a consumertüketici going to walkyürümek throughvasitasiyla this minefieldMayın Tarlası?
188
477000
2000
Bir tüketici bu mayın tarlasını nasıl geçecek?
08:14
They're not.
189
479000
2000
Geçemeyecekler.
08:16
They mayMayıs ayı have a lot of opinionsgörüşler about it,
190
481000
2000
Bunun hakkında çok fazla düşünceleri olabilir,
08:18
but they're not going to be terriblyson derece informedbilgili.
191
483000
3000
ama çok fazla bilgili olmayacaklar.
08:21
SustainabilitySürdürülebilirlik has got to be a pre-competitivePre-Competitive issuekonu.
192
486000
3000
Sürdürülebilirlik bir rekabet meselesi olmalı.
08:24
It's got to be something we all carebakım about.
193
489000
3000
Hepimizin önemsediği bir şey olmalı.
08:29
And we need collusionhile.
194
494000
2000
Danışık olmalıyız.
08:31
We need groupsgruplar to work togetherbirlikte that never have.
195
496000
3000
Daha önce beraber çalışmamış ama şimdi çalışacak olan gruplara ihtiyacımız var.
08:34
We need CargillCargill to work with BungeBunge.
196
499000
3000
Cargill, Burge ile çalışmalı.
08:37
We need CokeKola to work with PepsiPepsi.
197
502000
3000
Coca Cola, Pepsi ile çalışmalı.
08:40
We need OxfordOxford to work with CambridgeCambridge.
198
505000
2000
Oxford, Cambridge ile çalışmalı.
08:42
We need GreenpeaceGreenpeace to work with WWFWWF.
199
507000
2000
Greenpeace, WWF ile çalışmalı.
08:44
Everybody'sHerkesin got to work togetherbirlikte --
200
509000
2000
Herkes beraber çalışmalı --
08:46
ChinaÇin and the U.S.
201
511000
2000
Çin ve ABD.
08:48
We need to beginbaşla to manageyönetmek this planetgezegen
202
513000
2000
Bu gezegeni sanki hayatımız
08:50
as if our life dependedbağlı on it,
203
515000
2000
ona bağlıymış gibi yönetmeliyiz,
08:52
because it does,
204
517000
2000
çünkü zaten bağlı,
08:54
it fundamentallyesasen does.
205
519000
2000
temelde bu böyle.
08:56
But we can't do everything.
206
521000
2000
Ama her şeyi yapamayız.
08:58
Even if we get everybodyherkes workingçalışma on it,
207
523000
2000
Eğer herkes bu konuda çalışacaksa,
09:00
we'vebiz ettik got to be strategicstratejik.
208
525000
2000
stratejik olmalıyız.
09:02
We need to focusodak on the where,
209
527000
2000
Nerede, ne ve kime
09:04
the what and the who.
210
529000
2000
odaklanmalıyız.
09:06
So, the where:
211
531000
2000
Nerede:
09:08
We'veBiz ettik identifiedtespit 35 placesyerler globallyküresel that we need to work.
212
533000
2000
Dünya çapında çalışmamız gereken 35 yer belirledik.
09:10
These are the placesyerler that are the richestEn zengin in biodiversitybiyolojik çeşitlilik
213
535000
3000
Bu bölgeler biyolojik çeşitlilik açısından en zengin
09:13
and the mostçoğu importantönemli from an ecosystemekosistem functionfonksiyon point-of-viewbakış açısı.
214
538000
3000
ve ekosistem fonksiyonu açısından en önemli yerler.
09:16
We have to work in these placesyerler.
215
541000
2000
Bu yerlerde çalışmalıyız.
09:18
We have to savekayıt etmek these placesyerler if we want a chanceşans in hellcehennem
216
543000
3000
Eğer biyolojik çeşitliliği kurtarma şansımızın olmasını istiyorsak,
09:21
of preservingkoruma biodiversitybiyolojik çeşitlilik as we know it.
217
546000
3000
bu bölgeleri kurtarmalıyız.
09:26
We lookedbaktı at the threatstehditler to these placesyerler.
218
551000
2000
Bu bölgelerdeki tehlikelere baktık.
09:28
These are the 15 commoditiesHediyelik eşyalar
219
553000
2000
15 tane emtia.
09:30
that fundamentallyesasen posepoz the biggesten büyük threatstehditler
220
555000
2000
Bu emtialar
09:32
to these placesyerler
221
557000
2000
bu bölgelere
09:34
because of deforestationorman açma,
222
559000
2000
ormansızlaşma,
09:36
soiltoprak losskayıp, waterSu use, pesticideböcek ilacı use,
223
561000
3000
toprak kaybı, su kullanımı, gübre kullanımı
09:39
over-fishingaşırı Balık tutma, etcvb.
224
564000
3000
aşırı balık avlanması vs. gibi olaylar yüzünden en büyük zarara neden oluyorlar.
09:44
So we'vebiz ettik got 35 placesyerler,
225
569000
3000
35 bölgemiz,
09:47
we'vebiz ettik got 15 priorityöncelik commoditiesHediyelik eşyalar,
226
572000
2000
15 tane emtiamız var,
09:49
who do we work with
227
574000
2000
bu emtiaların üretilme yöntemlerinin değişmesi için
09:51
to changedeğişiklik the way those commoditiesHediyelik eşyalar are producedüretilmiş?
228
576000
3000
kimlerle çalışmalıyız?
09:54
Are we going to work with 6.9 billionmilyar consumerstüketicilerin?
229
579000
3000
6.9 milyar tüketici ile mi?
09:58
Let's see, that's about 7,000 languagesdiller,
230
583000
3000
Bakalım, 7000 dil,
10:01
350 majormajör languagesdiller --
231
586000
2000
350 büyük dil --
10:03
a lot of work there.
232
588000
2000
çok fazla iş var.
10:05
I don't see anybodykimse actuallyaslında beingolmak ableyapabilmek
233
590000
2000
Bunu verimli bir şekilde yapabilecek
10:07
to do that very effectivelyetkili bir şekilde.
234
592000
2000
biri olduğunu düşünmüyorum.
10:09
Are we going to work with 1.5 billionmilyar producersüreticileri?
235
594000
3000
1.5 milyar üretici ile mi çalışacağız?
10:13
Again, a dauntingyıldırıcı taskgörev.
236
598000
3000
Yine, göz korkutucu bir görev.
10:16
There mustşart be a better way.
237
601000
3000
Daha iyi bir yol olmalı.
10:19
300 to 500 companiesşirketler
238
604000
2000
En önemli olarak belirlediğimiz
10:21
controlkontrol 70 percentyüzde or more
239
606000
2000
bu 15 emtianın ticaretinin
10:23
of the tradeTicaret of eachher of the 15 commoditiesHediyelik eşyalar
240
608000
3000
yüzde yetmişini ya da daha fazlasını
10:26
that we'vebiz ettik identifiedtespit as the mostçoğu significantönemli.
241
611000
3000
300 ila 500 arasında şirket kontrol ediyor.
10:29
If we work with those, if we changedeğişiklik those companiesşirketler
242
614000
3000
Bunlarla çalışırsak, o şirketleri değiştirirsek,
10:32
and the way they do business,
243
617000
2000
onların iş yapma biçimini değişitirirsek,
10:34
then the restdinlenme will happenolmak automaticallyotomatik olarak.
244
619000
3000
gerisi otomatik olarak hallolacak.
10:38
So, we wentgitti throughvasitasiyla our 15 commoditiesHediyelik eşyalar.
245
623000
2000
15 tane emtiayı gözden geçirdik.
10:40
This is ninedokuz of them.
246
625000
2000
Bu onlardan dokuzu.
10:42
We linedastarlı them up side-by-sideyan yana,
247
627000
2000
Yanyana dizdik,
10:44
and we put the namesisimler of the companiesşirketler that work
248
629000
2000
ve her bir ürün için çalışmamız gereken
10:46
on eachher of those.
249
631000
3000
şirketleri listeledik.
10:49
And if you go throughvasitasiyla the first 25 or 30 namesisimler
250
634000
2000
Eğer her birindeki
10:51
of eachher of the commoditiesHediyelik eşyalar,
251
636000
2000
ilk 25, 30 şirkete bakarsanız,
10:53
what you beginbaşla to see is,
252
638000
2000
şunu görüyorsunuz.
10:55
goshAllah Allah, there's CargillCargill here, there's CargillCargill there,
253
640000
3000
Aman Allah'ım! Cargill burada, Cargill orada,
10:58
there's CargillCargill everywhereher yerde.
254
643000
2000
Cargill her yerde.
11:00
In factgerçek, these namesisimler startbaşlama cominggelecek up over and over again.
255
645000
3000
Gerçekten de bu isimler tekrar tekrar ortaya çıkıyor.
11:03
So we did the analysisanaliz again a slightlyhafifçe differentfarklı way.
256
648000
3000
Analizimizi biraz daha farklı yaptık.
11:07
We said: if we take the topüst hundredyüz companiesşirketler,
257
652000
3000
Dedik ki, en büyük yüz şirkete bakarsak
11:10
what percentageyüzde
258
655000
2000
bu 15 emtianın
11:12
of all 15 commoditiesHediyelik eşyalar
259
657000
3000
yüzde kaçını bu şirketler
11:15
do they touchdokunma, buysatın almak or sellsatmak?
260
660000
3000
satın alıyor ya da satıyor?
11:18
And what we foundbulunan is it's 25 percentyüzde.
261
663000
3000
Bulduğumuz cevap yüzde 25.
11:22
So 100 companiesşirketler
262
667000
2000
Yani yüz şirket
11:24
controlkontrol 25 percentyüzde of the tradeTicaret
263
669000
3000
gezegendeki en önemli
11:27
of all 15 of the mostçoğu significantönemli
264
672000
2000
15 emtianın
11:29
commoditiesHediyelik eşyalar on the planetgezegen.
265
674000
3000
ticaretinin yüzde 25'ni kontrol ediyor.
11:32
We can get our armssilâh around a hundredyüz companiesşirketler.
266
677000
3000
Yüz şirketin üstünde gelebiliriz.
11:35
A hundredyüz companiesşirketler, we can work with.
267
680000
3000
Yüz şirketle çalışabiliriz.
11:38
Why is 25 percentyüzde importantönemli?
268
683000
3000
Yüzde 25 neden önemli?
11:41
Because if these companiesşirketler demandtalep sustainablesürdürülebilir productsÜrünler,
269
686000
3000
Çünkü bu şirketler sürdürülebilir ürünler talep ederse,
11:44
they'llacaklar pullÇek 40 to 50 percentyüzde of productionüretim.
270
689000
3000
üretimin yüzde 40 ila 50'sini değişecek.
11:48
CompaniesŞirketler can pushit producersüreticileri
271
693000
3000
Şirketler üreticileri
11:51
fasterDaha hızlı than consumerstüketicilerin can.
272
696000
3000
tüketicilerden daha hızlı değiştirebilir.
11:54
By companiesşirketler askingsormak for this,
273
699000
2000
Tüketicileri beklemek yerine
11:56
we can leverageKaldıraç productionüretim so much fasterDaha hızlı
274
701000
3000
şirketlerden bunu isteyerek,
11:59
than by waitingbekleme for consumerstüketicilerin to do it.
275
704000
2000
üretimi daha hızlı dönüştürebiliriz.
12:01
After 40 yearsyıl, the globalglobal organicorganik movementhareket
276
706000
3000
40 yıl sonra, küresel organik hareketi
12:04
has achievedelde 0.7 of one percentyüzde
277
709000
2000
toplam gıdanın
12:06
of globalglobal foodGıda.
278
711000
2000
%0.7'sine ulaştı.
12:08
We can't wait that long.
279
713000
2000
Bu kadar uzun süre bekleyemeyiz.
12:10
We don't have that kindtür of time.
280
715000
2000
Öyle bir vaktimiz yok.
12:12
We need changedeğişiklik
281
717000
2000
Hızlanan bir değişime
12:14
that's going to acceleratehızlandırmak.
282
719000
3000
ihtiyacımız var.
12:17
Even workingçalışma with individualbireysel companiesşirketler
283
722000
2000
Hatta tek tek şirketle çalışmak da
12:19
is not probablymuhtemelen going to get us there.
284
724000
2000
büyük ihtimalle işimize yaramayacak.
12:21
We need to beginbaşla to work with industriesEndüstriyel.
285
726000
3000
Endüstrilerle çalışmaya başlamalıyız.
12:24
So we'vebiz ettik startedbaşladı roundtablesYuvarlak Masa Toplantıları
286
729000
2000
Yuvarlak masa toplantıları başlattık.
12:26
where we bringgetirmek togetherbirlikte the entiretüm valuedeğer chainzincir,
287
731000
2000
Burada tüm değer zincirini biraraya getiriyoruz,
12:28
from producersüreticileri
288
733000
2000
üreticilerden,
12:30
all the way to the retailersperakendeciler and brandsmarkalar.
289
735000
2000
perakendecilere ve markalara kadar.
12:32
We bringgetirmek in civilsivil societytoplum, we bringgetirmek in NGOsSivil toplum örgütleri,
290
737000
2000
Sivil toplumu,
12:34
we bringgetirmek in researchersaraştırmacılar and scientistsBilim adamları
291
739000
2000
araştırmacıları ve bilim adamlarını getiriyoruz.
12:36
to have an informedbilgili discussiontartışma --
292
741000
2000
Bilgilendirici -- bazen hararetli --
12:38
sometimesara sıra a battlesavaş royaleRoyale --
293
743000
2000
tartışmalar yapıyoruz.
12:40
to figureşekil out what are the keyanahtar impactsetkiler
294
745000
3000
Bu ürünlerin ana etkilerini,
12:43
of these productsÜrünler,
295
748000
2000
küresel karşılaştırma noktasını,
12:45
what is a globalglobal benchmarkKıyaslama,
296
750000
1000
kabul edilebilir etkileri,
12:46
what's an acceptablekabul edilebilir impactdarbe,
297
751000
2000
tasarım standartlarını
12:48
and designdizayn standardsstandartlar around that.
298
753000
3000
ortaya çıkarmak istiyoruz.
12:52
It's not all funeğlence and gamesoyunlar.
299
757000
3000
Her zaman eğlenceli değil.
12:56
In salmonSomon aquaculturesu ürünleri,
300
761000
2000
Somon çiftlikleri ile ilgili
12:58
we kickedtekmeledi off a roundtableyuvarlak masa
301
763000
2000
bir yuvarlak masayı
13:00
almostneredeyse sixaltı yearsyıl agoönce.
302
765000
2000
neredeyse altı yıl önce başlattık.
13:02
EightSekiz entitieskişiler camegeldi to the tabletablo.
303
767000
3000
Sekiz oluşum masaya geldi.
13:05
We eventuallysonunda got, I think, 60 percentyüzde
304
770000
2000
Sonunda sanırım küresel üretimin
13:07
of globalglobal productionüretim at the tabletablo
305
772000
2000
yüzde 60'ı ve küresel talebin yüzde 25'i
13:09
and 25 percentyüzde of demandtalep at the tabletablo.
306
774000
3000
masada idi.
13:12
ThreeÜç of the originalorijinal eightsekiz entitieskişiler were suingdava eachher other.
307
777000
3000
İlk baştaki sekiz oluşumun üçü birbirini suçluyordu.
13:15
And yethenüz, nextSonraki weekhafta, we launchbaşlatmak
308
780000
3000
Ve bir sonraki hafta
13:18
globallyküresel verifieddoğrulanmadı, vettedincelenmesi and certifiedSertifikalı
309
783000
3000
küresel olarak doğrulanmış, incelenmiş ve belgelenmiş
13:21
standardsstandartlar for salmonSomon aquaculturesu ürünleri.
310
786000
3000
somon çiftliği standartlarını açıkladık.
13:24
It can happenolmak.
311
789000
2000
Oldu mu oluyor.
13:26
(ApplauseAlkış)
312
791000
7000
(Alkışlar)
13:33
So what bringsgetiriyor
313
798000
3000
Değişik oluşumları
13:36
the differentfarklı entitieskişiler to the tabletablo?
314
801000
3000
masaya getiren şey ne?
13:40
It's riskrisk and demandtalep.
315
805000
2000
Risk ve talep.
13:42
For the bigbüyük companiesşirketler, it's reputationalitibar riskrisk,
316
807000
2000
Büyük şirketler için, itibar riski,
13:44
but more importantlyönemlisi,
317
809000
2000
daha da önemlisi,
13:46
they don't carebakım what the pricefiyat of commoditiesHediyelik eşyalar is.
318
811000
2000
onlar emtianın fiyatını umursamıyorlar.
13:48
If they don't have commoditiesHediyelik eşyalar, they don't have a business.
319
813000
3000
Çünkü emtia olmazsa, işleri de olmuyor.
13:51
They carebakım about availabilitykullanılabilirlik,
320
816000
2000
Onlar erişebilmeyi önemsiyorlar,
13:53
so the bigbüyük riskrisk for them is not havingsahip olan productürün at all.
321
818000
3000
çünkü hiç ürün olmaması çok büyük bir risk.
13:56
For the producersüreticileri,
322
821000
2000
Üreticileri masaya getiren,
13:58
if a buyeralıcı wants to buysatın almak something producedüretilmiş a certainbelli way,
323
823000
3000
alıcının bir şeyi
14:01
that's what bringsgetiriyor them to the tabletablo.
324
826000
2000
belli bir şekilde üretilmesini istemesi.
14:03
So it's the demandtalep that bringsgetiriyor them to the tabletablo.
325
828000
3000
Yani onları masaya getiren talep.
14:06
The good newshaber is
326
831000
2000
Güzel haber şu,
14:08
we identifiedtespit a hundredyüz companiesşirketler two yearsyıl agoönce.
327
833000
2000
iki yıl önce yüz şirket belirledik.
14:10
In the last 18 monthsay, we'vebiz ettik signedimzalı agreementsanlaşmalar
328
835000
2000
Son 18 ayda, bu şirketlerden
14:12
with 40 of those hundredyüz companiesşirketler
329
837000
2000
40 tanesi ile onların tedarik zincirinde
14:14
to beginbaşla to work with them on theironların supplyarz chainzincir.
330
839000
2000
beraber çalışma yapma anlaşmaları imzaladık.
14:16
And in the nextSonraki 18 monthsay,
331
841000
3000
Sonraki 18 ayda,
14:19
we will have signedimzalı up to work with anotherbir diğeri 40,
332
844000
3000
diğer kırkı ile de çalışmaya başlayacağız,
14:22
and we think we'lliyi get those signedimzalı as well.
333
847000
2000
sanırım onlarla da anlaşma imzalayacağız.
14:24
Now what we're doing is bringinggetiren the CEOsCEO'ları
334
849000
2000
Şimdi ise
14:26
of these 80 companiesşirketler togetherbirlikte
335
851000
2000
o 80 şirketin CEO'larını biraraya getirip,
14:28
to help twistTwist the armssilâh of the finalnihai 20,
336
853000
3000
kalan 20 şirketi de
14:31
to bringgetirmek them to the tabletablo,
337
856000
2000
masaya getirmekte yardım etmelerini istiyoruz.
14:33
because they don't like NGOsSivil toplum örgütleri, they'veonlar ettik never workedişlenmiş with NGOsSivil toplum örgütleri,
338
858000
3000
Çünkü onlar sivil toplum örgütlerini sevmiyorlar, hiç beraber çalışmamışlar,
14:36
they're concernedilgili about this, they're concernedilgili about that,
339
861000
2000
bundan endişe duyuyorlar, ondan endişe duyuyorlar,
14:38
but we all need to be in this togetherbirlikte.
340
863000
2000
fakat biz beraber olmalıyız.
14:40
So we're pullingçeken out all the stopsdurak.
341
865000
2000
Tüm engelleri kaldırıyoruz.
14:42
We're usingkullanma whateverher neyse leverageKaldıraç we have to bringgetirmek them to the tabletablo.
342
867000
3000
Masaya getirmek için elimizdeki her imkanı kullanıyoruz.
14:46
One companyşirket we're workingçalışma with that's begunbaşladı --
343
871000
2000
Çalışmalara başlayan şirketlerden biri de --
14:48
in babybebek stepsadımlar, perhapsbelki --
344
873000
2000
daha ilk adımlar belki --
14:50
but has begunbaşladı this journeyseyahat on sustainabilitySürdürülebilirlik is CargillCargill.
345
875000
3000
sürdürülebilirlik macerasına yeni başlayan bir şirket de, Cargill.
14:53
They'veOnlar ettik fundedfinanse researchAraştırma that showsgösterileri
346
878000
3000
Küresel palmiye yağı üretimini
14:56
that we can doubleçift globalglobal palmavuç içi oilsıvı yağ productionüretim
347
881000
2000
önümüzdeki 20 yılda bir tane ağaç kesmeden
14:58
withoutolmadan cuttingkesim a singletek treeağaç in the nextSonraki 20 yearsyıl,
348
883000
3000
sadece Borneo'da zaten bozulmuş olan toprağa
15:01
and do it all in BorneoBorneo aloneyalnız
349
886000
2000
ağaç dikerek iki katına çıkarabileceğimizi
15:03
by plantingdikim on landarazi that's alreadyzaten degradedbozulmuş.
350
888000
2000
gösteren bir araştırmayı desteklediler.
15:05
The studyders çalışma showsgösterileri that the highesten yüksek net presentmevcut valuedeğer
351
890000
3000
Bu çalışma günümüzde
15:08
for palmavuç içi oilsıvı yağ
352
893000
2000
palmiye yağı için en yüksek değerin
15:10
is on landarazi that's been degradedbozulmuş.
353
895000
3000
bozulmuş topraklarda olduğunu gösteriyor.
15:13
They're alsoAyrıca undertakingtaahhütname a studyders çalışma to look at
354
898000
2000
Şu anda palmiye yağı tedarikçilerine
15:15
all of theironların suppliesgereçler of palmavuç içi oilsıvı yağ
355
900000
3000
ruhsat verip veremeyeceklerini
15:18
to see if they could be certifiedSertifikalı
356
903000
2000
araştıran bir çalışma yapıyorlar.
15:20
and what they would need to changedeğişiklik in ordersipariş to becomeolmak third-partyüçüncü taraf certifiedSertifikalı
357
905000
3000
Ayrıca üçüncü şahıslar tarafından belgelenen güvenilir bir
15:23
underaltında a credibleinandırıcı certificationSertifika programprogram.
358
908000
3000
ruhsatlama programı yapmak için ne yapmaları gerektiğini araştırıyorlar.
15:27
Why is CargillCargill importantönemli?
359
912000
2000
Cargill neden önemli?
15:29
Because CargillCargill has 20 to 25 percentyüzde
360
914000
2000
Çünkü Cargill küresel palmiye yağının
15:31
of globalglobal palmavuç içi oilsıvı yağ.
361
916000
2000
yüzde 20-25'ini kontrol ediyor.
15:33
If CargillCargill makesmarkaları a decisionkarar,
362
918000
2000
Cargill bir karar alırsa,
15:35
the entiretüm palmavuç içi oilsıvı yağ industrysanayi moveshamle,
363
920000
3000
tüm palmiye endüstrisi
15:38
or at leasten az 40 or 50 percentyüzde of it.
364
923000
2000
ya da en azından yüzde 40-50'si değişir.
15:40
That's not insignificantönemsiz.
365
925000
2000
Bu az değil.
15:42
More importantlyönemlisi, CargillCargill and one other companyşirket
366
927000
2000
Daha da önemlisi, Cargill ve bir şirket daha
15:44
shipgemi 50 percentyüzde of the palmavuç içi oilsıvı yağ
367
929000
3000
Çin'e giden palmiye yağının
15:47
that goesgider to ChinaÇin.
368
932000
2000
yarısını kontrol ediyor.
15:49
We don't have to changedeğişiklik the way
369
934000
2000
Eğer Cargill
15:51
a singletek ChineseÇince companyşirket worksEserleri
370
936000
2000
Çin'e sadece sürdürülebilir palmiye yağı gönderirse,
15:53
if we get CargillCargill to only sendgöndermek
371
938000
2000
Çin'deki bir tane bile şirketin
15:55
sustainablesürdürülebilir palmavuç içi oilsıvı yağ to ChinaÇin.
372
940000
3000
çalışma şeklini değiştirmemize gerek kalmayacak.
15:58
It's a pre-competitivePre-Competitive issuekonu.
373
943000
2000
Bu rekabet meselesi.
16:00
All the palmavuç içi oilsıvı yağ going there is good.
374
945000
2000
Oraya giden her palmiye yağı iyi.
16:02
BuySatın almak it.
375
947000
2000
Onu satın alın.
16:04
MarsMars is alsoAyrıca on a similarbenzer journeyseyahat.
376
949000
3000
Mars da benzer bir seyahatte.
16:07
Now mostçoğu people understandanlama that MarsMars is a chocolateçikolata companyşirket,
377
952000
3000
Şimdi birçok kişi Mars'ın bir çikolata şirketi olduğunu düşünüyor,
16:10
but MarsMars has madeyapılmış sustainabilitySürdürülebilirlik pledgessözü
378
955000
2000
fakat Mars deniz ürünleri için
16:12
to buysatın almak only certifiedSertifikalı productürün for all of its seafoodDeniz ürünleri.
379
957000
3000
sadece ruhsatlı ürünler alacağına dair söz verdi.
16:15
It turnsdönüşler out MarsMars buyssatın alır more seafoodDeniz ürünleri than WalmartWalmart
380
960000
2000
Gerçek şu ki Mars hayvan yiyeceklerinden dolayı
16:17
because of petEvcil Hayvan foodGıda.
381
962000
2000
Walmart'tan daha fazla deniz ürünü satın alıyor.
16:19
But they're doing some really interestingilginç things around chocolateçikolata,
382
964000
3000
Fakat onlar çikolata ile ilgili çok ilginç şeyler yapıyorlar,
16:22
and it all comesgeliyor from the factgerçek
383
967000
2000
bunun sebebi de
16:24
that MarsMars wants to be in business in the futuregelecek.
384
969000
3000
Mars gelecekte ayakta olmak istiyor.
16:27
And what they see is that they need to
385
972000
2000
Gördükleri şey ise
16:29
improveiyileştirmek chocolateçikolata productionüretim.
386
974000
3000
çikolata üretimini iyileştirmeleri gerektiği.
16:32
On any givenverilmiş plantationfidanlık,
387
977000
2000
Herhangi bir fidanlıkta,
16:34
20 percentyüzde of the treesağaçlar produceüretmek 80 percentyüzde of the cropekin,
388
979000
3000
ağaçların yüde 20'si ürünlerin yüzde 80'nini üretiyor,
16:37
so MarsMars is looking at the genomegenom,
389
982000
2000
Mars ise gen dizilimine bakıyor,
16:39
they're sequencingdizileme the genomegenom of the cocoakakao plantbitki.
390
984000
2000
kakaonun gen dizilimini ortaya çıkarıyorlar.
16:41
They're doing it with IBMIBM and the USDAABD TARIM BAKANLIĞI,
391
986000
2000
Bunu IBM ve USDA ile birlikte yapıyorlar,
16:43
and they're puttingkoyarak it in the publichalka açık domaindomain
392
988000
2000
veriyi halka açık bir yere koyuyorlar,
16:45
because they want everybodyherkes to have accesserişim to this dataveri,
393
990000
3000
çünkü herkesin bu veriye ulaşmasını istiyorlar,
16:48
because they want everybodyherkes to help them
394
993000
2000
çünkü herkesin onlara kakaoyu daha verimli
16:50
make cocoakakao more productiveüretken and more sustainablesürdürülebilir.
395
995000
3000
ve daha sürdürülebilir yapmak için yardımcı olmasını istiyorlar.
16:53
What they'veonlar ettik realizedgerçekleştirilen
396
998000
2000
Şunu fark etmişler,
16:55
is that if they can identifybelirlemek the traitsözellikleri
397
1000000
2000
eğer üretkenlik ve kuruluğun
16:57
on productivityverimlilik and droughtkuraklık tolerancehata payı,
398
1002000
3000
sebeplerini bulurlarsa,
17:00
they can produceüretmek 320 percentyüzde as much cocoakakao
399
1005000
3000
şu anki toprak alanların yüzde 40'ında
17:03
on 40 percentyüzde of the landarazi.
400
1008000
3000
şimdiki kakao üretiminin yüzde 320'ni üretebilecekler.
17:06
The restdinlenme of the landarazi can be used for something elsebaşka.
401
1011000
3000
Geri kalan alanlar başka şeyler için kullanılabilir.
17:09
It's more with lessaz and lessaz again.
402
1014000
3000
Yine daha az ile daha fazla meselesi.
17:12
That's what the futuregelecek has got to be,
403
1017000
2000
Geleceğin şöyle olması lazım,
17:14
and puttingkoyarak it in the publichalka açık domaindomain is smartakıllı.
404
1019000
3000
veriyi halka açmaları da çok zekice.
17:17
They don't want to be an I.P. companyşirket; they want to be a chocolateçikolata companyşirket,
405
1022000
3000
Onlar fikri mülkiyet şirketi olmak istemiyorlar, onlar bir çikolata şirketi olmak istiyorlar
17:20
but they want to be a chocolateçikolata companyşirket foreversonsuza dek.
406
1025000
3000
ve sonsuza kadar çikolata şirketi olmak istiyorlar.
17:23
Now, the pricefiyat of foodGıda, manyçok people complainşikayet about,
407
1028000
3000
Şimdi birçok insan gıda fiyatlarının artmasından şikayetçi,
17:26
but in factgerçek, the pricefiyat of foodGıda is going down,
408
1031000
3000
ama aslında gıda fiyatları düşüyor,
17:29
and that's oddgarip because in factgerçek,
409
1034000
2000
bu garip çünkü
17:31
consumerstüketicilerin are not payingödeme yapan for the truedoğru costmaliyet of foodGıda.
410
1036000
3000
aslında tüketiciler gıdanın gerçek fiyatını ödemiyorlar.
17:34
If you take a look just at waterSu,
411
1039000
2000
Sadece suya bakalım,
17:36
what we see is that,
412
1041000
2000
gördüğümüz şu,
17:38
with fourdört very commonortak productsÜrünler,
413
1043000
3000
dört tane yaygın üründen
17:41
you look at how much a farmerçiftçi producedüretilmiş to make those productsÜrünler,
414
1046000
3000
çiftçinin ne kadar ürettiğine
17:44
and then you look at how much waterSu inputgiriş was put into them,
415
1049000
3000
ve ne kadar su kullandığına bakıyorsunuz
17:47
and then you look at what the farmerçiftçi was paidödenmiş.
416
1052000
3000
ve ondan sonra da çitfçinin aldığı paraya bakıyorsunuz.
17:50
If you dividebölmek the amounttutar of waterSu
417
1055000
2000
Eğer su miktarını
17:52
into what the farmerçiftçi was paidödenmiş,
418
1057000
2000
çiftçinin eline geçen paraya bölerseniz,
17:54
the farmerçiftçi didn't receiveteslim almak enoughyeterli moneypara
419
1059000
2000
çitfçinin o ürünlerde kullandığı suyun
17:56
to payödeme a decentiyi pricefiyat for waterSu in any of those commoditiesHediyelik eşyalar.
420
1061000
3000
parasını ödeyemediği ortaya çıkıyor.
17:59
That is an externalitydışsallık by definitiontanım.
421
1064000
2000
Bu tanım gereği dışsallık.
18:01
This is the subsidysübvansiyon from naturedoğa.
422
1066000
2000
Bu doğadan yardım.
18:03
Coca-ColaCoca-Cola, they'veonlar ettik workedişlenmiş a lot on waterSu,
423
1068000
3000
Coca-Cola su üzerinde çok çalıştı,
18:06
but right now, they're enteringgirme into 17-year-yıl contractssözleşmeler
424
1071000
3000
fakat şu an
18:09
with growersyetiştiricileri in TurkeyTürkiye
425
1074000
2000
Türkiye'deki yetiştiricilerle
18:11
to sellsatmak juiceMeyve suyu into EuropeEurope,
426
1076000
2000
Avrupa'ya meyve suyu satmak için 17 yıllık kontratlar imzalıyorlar.
18:13
and they're doing that because they want to have a productürün
427
1078000
3000
Bunu da Avrupa pazarına yakın bir ürüne
18:16
that's closeryakın to the EuropeanAvrupa marketpazar.
428
1081000
2000
sahip olmak için yapıyorlar.
18:18
But they're not just buyingalış the juiceMeyve suyu;
429
1083000
2000
Fakat sadece meyve suyunu satın almıyorlar;
18:20
they're alsoAyrıca buyingalış the carbonkarbon in the treesağaçlar
430
1085000
3000
ağaçlardaki karbonu da satın alıyorlar,
18:23
to offsetmahsup hesabı the shipmentsevk irsaliyesi costsmaliyetler associatedilişkili with carbonkarbon
431
1088000
2000
ürünü Avrupa'ya taşırken ortaya çıkan
18:25
to get the productürün into EuropeEurope.
432
1090000
3000
karbonu karşılamak için.
18:28
There's carbonkarbon that's beingolmak boughtsatın with sugarşeker,
433
1093000
3000
Şeker, kahve, sığır etinde satın alınan
18:31
with coffeeKahve, with beefsığır eti.
434
1096000
2000
karbon var.
18:33
This is calleddenilen bundlingdonatılacak. It's bringinggetiren those externalitiesdışsallıklar
435
1098000
2000
Buna bundling deniyor. Dışsallıkları,
18:35
back into the pricefiyat of the commodityemtia.
436
1100000
3000
ürünün fiyatına ekliyorsunuz.
18:39
We need to take what we'vebiz ettik learnedbilgili in privateözel, voluntarygönüllü standardsstandartlar
437
1104000
3000
Dünya'daki en iyi üreticilerin
18:42
of what the besten iyi producersüreticileri in the worldDünya are doing
438
1107000
3000
kendilerinin gönüllü çalışmalarında öğrendiklerini,
18:45
and use that to informbilgi vermek governmenthükümet regulationdüzenleme,
439
1110000
3000
devlet denetimini bilgilendirmek için kullanmalıyız ki
18:48
so we can shiftvardiya the entiretüm performanceperformans curveeğri.
440
1113000
3000
tüm performans eğrisini kaydıralım.
18:51
We can't just focusodak on identifyingtanımlama the besten iyi;
441
1116000
2000
Sadece en iyiyi belirlemeye odaklanamayız;
18:53
we'vebiz ettik got to movehareket the restdinlenme.
442
1118000
3000
geri kalanları da hareket ettirmeliyiz.
18:56
The issuekonu isn't what to think, it's how to think.
443
1121000
3000
Mesele ne düşüneceğimiz değil, nasıl düşüneceğimiz.
18:59
These companiesşirketler have begunbaşladı to think differentlyfarklı olarak.
444
1124000
2000
Bu şirketler farklı düşünmeye başladı.
19:01
They're on a journeyseyahat; there's no turningdöndürme back.
445
1126000
3000
Onlar bir seyahatte, geri dönüş yok.
19:04
We're all on that sameaynı journeyseyahat with them.
446
1129000
3000
Biz de onlarla aynı seyahatteyiz.
19:07
We have to really beginbaşla to changedeğişiklik
447
1132000
3000
Her şey hakkında düşüncelerimizi
19:10
the way we think about everything.
448
1135000
2000
değiştirmeliyiz.
19:12
WhateverNe olursa olsun was sustainablesürdürülebilir on a planetgezegen of sixaltı billionmilyar
449
1137000
3000
Altı milyarlık bir gezegende sürdürülebilir olan şeyler
19:15
is not going to be sustainablesürdürülebilir on a planetgezegen with ninedokuz.
450
1140000
3000
dokuz milyarlık gezegende böyle olmayacaklar.
19:18
Thank you.
451
1143000
2000
Teşekkür ederim.
19:20
(ApplauseAlkış)
452
1145000
3000
(Alkışlar)
Translated by Ahmet Yükseltürk
Reviewed by Sancak Gülgen

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Jason Clay - Market transformer
Jason Clay’s ideas are changing the way governments, foundations, researchers and NGOs identify and address risks and opportunities for their work.

Why you should listen

A senior vice president in charge of markets at the World Wildlife Fund (WWF-US), Clay's goal is to create global standards for producing and using raw materials, particularly in terms of carbon and water. He has convened roundtables of retailers, buyers, producers and environmentalists to reduce the impacts of producing a range of goods and to encourage environmentally sensitive practices in agriculture, aquaculture and industry. He thinks deeply about the evolving role of the NGOs in the 21st century, using venture philanthropy to make them more nimble and operating at the speed and scale of life on the planet today. Before joining WWF in 1999, Clay ran a family farm, taught at Harvard and Yale, worked at the US Department of Agriculture and spent more than 25 years working with NGOs.

More profile about the speaker
Jason Clay | Speaker | TED.com