ABOUT THE SPEAKER
Tony Robbins - Life coach; expert in leadership psychology
Tony Robbins makes it his business to know why we do the things we do. The pioneering life coach has spoken to millions of people through his best-selling books and three-day seminars.

Why you should listen

Tony Robbins might have one of the world's most famous smiles; his beaming confidence has helped sell his best-selling line of self-help books, and fill even his 10,000-seat seminars. What's less known about the iconic motivational speaker is the range and stature of his personal clients. From CEOs to heads of state to Olympic athletes, a wide swath of high-performing professionals (who are already plenty motivated, thank you very much) look to him for help reaching their full potential.

Robbins' expertise in leadership psychology is what brought him to TED, where his spontaneous on-stage interaction with Al Gore created an unforgettable TED moment. It also perfectly demonstrated Robbins' direct -- even confrontational -- approach, which calls on his listeners to look within themselves, and find the inner blocks that prevent them from finding fulfillment and success. Some of his techniques -- firewalking, for example -- are magnets for criticism, but his underlying message is unassailable: We all have the ability to make a positive impact on the world, and it's up to us, as individuals, to overcome our fears and foibles to reach that potential.

Robbins has won many accolades for his work -- including his memorable performance in the Jack Black comedy Shallow Hal. (It was a small but vital role.) His Anthony Robbins Foundation works with the homeless, elderly and inner-city youth, and feeds more than 2 million people annually through its International Basket Brigade.

More profile about the speaker
Tony Robbins | Speaker | TED.com
TED2006

Tony Robbins: Why we do what we do

Tony Robbins neyi neden yaptığımızı soruyor

Filmed:
28,814,797 views

Tony Robbins insanların hareketleri altında yatan "görünmez güçler"den bahsediyor -- ön sıradaki Al Gore'a da selam ediyor.
- Life coach; expert in leadership psychology
Tony Robbins makes it his business to know why we do the things we do. The pioneering life coach has spoken to millions of people through his best-selling books and three-day seminars. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:25
(ApplauseAlkış)
0
0
1000
(Alkışlar)
00:27
Thank you. I have to tell you I'm bothher ikisi de challengedmeydan and excitedheyecanlı.
1
2000
3000
Teşekkürler. Şunu söylemeliyim ki hem zor durumdayım hem de heyecanlıyım.
00:30
My excitementheyecan is: I get a chanceşans to give something back.
2
5000
3000
Heyecanım şundan; karşılık olarak bir şeyler verme şansı elde ettim.
00:33
My challengemeydan okuma is: the shortestEn kısa seminarSeminer I usuallygenellikle do is 50 hourssaatler.
3
8000
4000
Zorlanmam da şundan; genelde verdiğim en kısa seminer 50 saat olur.
00:37
(LaughterKahkaha)
4
12000
1000
(Gülüşmeler)
00:38
I'm not exaggeratingabartarak. I do weekendshafta sonları, and what I do --
5
13000
3000
Abartmıyorum. Hafta sonu seminerleri veriyorum, ve yaptığım şey --
00:41
I do even more than that, obviouslybelli ki, coachKoç people --
6
16000
1000
bu kadarla kalmıyor, tabii, insanlara koçluk yapıyorum --
00:42
but I'm into immersiondaldırma. Because how did you learnöğrenmek languagedil?
7
17000
3000
ama ben işin içine girilmesinden hoşlanırım. Çünkü konuşmayı nasıl öğrendiniz?
00:45
You didn't learnöğrenmek it by just learningöğrenme principlesprensipler,
8
20000
2000
Gidip temel ilkeleri öğrenerek değil,
00:47
you got in it and you did it so oftensık sık that it becameoldu realgerçek.
9
22000
3000
kendinizi içinde buldunuz ve o kadar çok kullandınız ki gerçekleşiverdi.
00:50
And the bottomalt linehat of why I'm here, besidesdışında beingolmak a crazyçılgın mofoşerefsiz,
10
25000
3000
Ve burada olmamın esas nedeni, çatlağın biri olmam dışında,
00:53
is that I'm really in a positionpozisyon --
11
28000
2000
tam bir modda olduğumdur.
00:55
I'm not here to motivatemotive etmek you, obviouslybelli ki; you don't need that.
12
30000
2000
Buraya sizi motive etmek için gelmedim, besbelli ki; buna ihtiyacınız da yok.
00:57
And a lot of timeszamanlar that's what people think I do,
13
32000
2000
Ve çoğu zaman insanların yaptığımı düşündüğü şey bu,
00:59
and it's the furthesten uzak thing from it. What happensolur, thoughgerçi, is
14
34000
3000
ama aslında alakası bile yok. Buna karşın, genelde
01:03
people say to me, "I don't need any motivationmotivasyon."
15
38000
1000
insanlar bana gelip, "Motivasyona ihtiyacım yok." diyorlar.
01:04
And I say, "Well, that's interestingilginç. That's not what I do."
16
39000
2000
Ben de, "Ne kadar ilginç. Zaten yaptığım bu değil." diyorum.
01:06
I'm the "Why" guy. I want to know why you do what you do.
17
41000
4000
Ben "Neden" diye soran adamım. Neyi neden yaptığınızı bilmek istiyorum.
01:10
What is your motivegüdü for actionaksiyon?
18
45000
2000
Davranışlarınızın altında hangi güdüler yatıyor?
01:13
What is it that drivessürücüler you in your life todaybugün? Not 10 yearsyıl agoönce.
19
48000
3000
Bugün, hayatınızda sizi harekete geçiren ne? 10 yıl önce değil.
01:16
Or are you runningkoşu the sameaynı patternmodel? Because I believe
20
51000
2000
Yoksa hep aynı düzenin içinde misiniz? Çünkü inanıyorum ki
01:18
that the invisiblegörünmez forcekuvvet of internal drivesürücü, activatedaktif,
21
53000
3000
bizi içimizden harekete geçiren görünmez güç, etkinken,
01:21
is the mostçoğu importantönemli thing in the worldDünya.
22
56000
2000
dünyadaki en önemli şey.
01:23
I'm here because I believe emotionduygu is the forcekuvvet of life.
23
58000
4000
Buradayım çünkü inanıyorum ki duygular hayatın temel gücü.
01:27
All of us here have great mindszihinler.
24
62000
2000
Buradaki herkes oldukça akıllı.
01:29
You know? MostÇoğu of us here have great mindszihinler, right?
25
64000
2000
Yani, buradakilerin çoğu oldukça akıllı, değil mi?
01:32
I don't know about anotherbir diğeri categorykategori, but we all know how to think.
26
67000
2000
Başka bir kategori var mı bilmiyorum, ama hepimiz düşünmeyi biliyoruz.
01:34
And with our mindszihinler we can rationalizerasyonalize anything.
27
69000
1000
Ve akıllarımız aracılığıyla her şeyi mantığa vurabiliyoruz.
01:36
We can make anything happenolmak. We can -- I agreeanlaşmak with what was describedtarif edilen
28
71000
3000
İstediğimiz her şeyi gerçekleştirebiliriz. İstersek -- birkaç gün önce anlatılan
01:39
a fewaz daysgünler agoönce, about this ideaFikir that people work in theironların self-interestkişisel çıkar.
29
74000
3000
şu şeye, insanların kendi çıkarları doğrultusunda çalıştığı fikrine katılıyorum.
01:42
But we all know that that's bullshitsaçmalık at timeszamanlar.
30
77000
2000
Ama hepimiz biliyoruz ki bu bazen tamamen saçmalık.
01:45
You don't work in your self-interestkişisel çıkar all the time,
31
80000
2000
Hep de kendi çıkarlarınız doğrultusunda çalışmazsınız,
01:48
because when emotionduygu comesgeliyor into it,
32
83000
1000
çünkü duygular işin içine girdiğinde,
01:49
the wiringkablolama changesdeğişiklikler in the way it functionsfonksiyonlar.
33
84000
2000
işleyişi konusundaki düzen değişiyor.
01:52
And so it's wonderfulolağanüstü for us to think intellectuallyentelektüel
34
87000
2000
Ve de dünyadaki yaşamın nasıl olduğuyla ilgili
01:54
about how the life of the worldDünya is, and especiallyözellikle
35
89000
2000
aklımızla düşünebilmemiz bizim için harika bir şey ve özellikle
01:56
those who are very smartakıllı -- we can playoyun this gameoyun in our headkafa.
36
91000
2000
çok akıllı olanlarımız, bunu kafasının içinde canlandırabilir.
01:58
But I really want to know what's drivingsürme you.
37
93000
2000
Ama ben gerçekten sizi neyin harekete geçirdiğini bilmek istiyorum.
02:00
And what I would like to maybe inviteDavet etmek you to do
38
95000
2000
Ve bu konuşmanın sonunda sizi belki de
02:02
by the endson of this talk is explorekeşfetmek where you are todaybugün,
39
97000
3000
yapmaya davet ettiğim şey, bugün nerde olduğunuzu incelemeniz,
02:05
for two reasonsnedenleri. One: so that you can contributekatkıda bulunmak more. And two:
40
100000
3000
iki sebeple. Birincisi; böylece daha fazla katkıda bulunabilirsiniz. Ve ikincisi;
02:09
so that hopefullyinşallah we can not just understandanlama other people more,
41
104000
2000
böylece diğer insanları daha fazla anlamakla kalmayız,
02:11
but maybe appreciateanlamak them more, and createyaratmak the kindsçeşit of connectionsbağlantıları
42
106000
3000
aynı zamanda onları daha da çok takdir eder ve bugün toplumumuzda
02:14
that can stop some of the challengeszorluklar
43
109000
2000
karşılaştığımız zorlukların bazılarını önleyebilecek
02:16
that we faceyüz in our societytoplum todaybugün.
44
111000
1000
türden bağlar kurabiliriz.
02:17
They're only going to get magnifiedbüyütülmüş
45
112000
2000
Bu sorunlar bizzat bizi birleştiren teknoloji tarafından
02:19
by the very technologyteknoloji that's connectingbağlantı us,
46
114000
1000
gittikçe büyüyecekler çünkü teknoloji bizim
02:21
because it's makingyapma us intersectkesişmek. And that intersectionkesişim
47
116000
3000
yollarımızı kesiştiriyor. Ve bu kesişim her zaman
02:24
doesn't always createyaratmak the viewgörünüm of "everybodyherkes now understandsanlar everybodyherkes,
48
119000
3000
"herkes herkesi anlıyor ve herkes herkesi takdir ediyor"
02:27
and everybodyherkes appreciatestakdir everybodyherkes."
49
122000
2000
görüşünü oluşturmuyor.
02:29
So, I've had an obsessiontakıntı basicallytemel olarak for 30 yearsyıl, and that obsessiontakıntı has been,
50
124000
4000
Yaklaşık 30 yıldır bir takıntım var ve o takıntı da şu,
02:34
"What makesmarkaları the differencefark in the qualitykalite of peopleshalklar liveshayatları?
51
129000
2000
"İnsanların hayatlarının niteliğindeki farkı yaratan ne?
02:37
What makesmarkaları the differencefark in theironların performanceperformans?"
52
132000
1000
Performanslarındaki farkı yaratan ne?"
02:38
Because that's what I got hiredkiralanmış to do.
53
133000
1000
Çünkü yaptığım iş bu.
02:39
I've got to produceüretmek the resultsonuç now.
54
134000
1000
Sonucu hemen oluşturmam gerek.
02:40
That's what I've donetamam for 30 yearsyıl. I get the phonetelefon call
55
135000
3000
30 yıldır yaptığım şey bu. Bir telefon geliyor,
02:43
when the athleteatlet is burningyanan down on nationalUlusal televisiontelevizyon,
56
138000
3000
atlet ulusal televizyonda mahvolmuş durumda
02:46
and they were aheadönde by fivebeş strokesvuruş
57
141000
2000
ve beş atış öndelerken
02:48
and now they can't get back on the coursekurs.
58
143000
1000
şimdi sahaya geri dönemiyorlar.
02:50
And I've got to do something right now to get the resultsonuç
59
145000
1000
Ve sonucu almak için hemen o an bir şeyler yapmalıyım
02:51
or nothing mattershususlar. I get the phonetelefon call
60
146000
2000
yoksa hiçbir anlamı kalmaz. Bir telefon geliyor,
02:54
when the childçocuk is going commitişlemek suicideintihar,
61
149000
1000
çocuk intihar etmek üzereyken
02:56
and I've got to do something right now. And in 29 yearsyıl --
62
151000
2000
ve hemen o an bir şeyler yapmalıyım. Ve 29 yıl içinde --
02:58
I'm very gratefulminnettar to tell you I've never lostkayıp one in 29 yearsyıl.
63
153000
3000
bunu söylemekten minnnet duyuyorum; 29 yıl içinde bir tanesini bile kaybetmedim.
03:01
It doesn't mean I won'talışkanlık some day. But I haven'tyok donetamam it,
64
156000
2000
Bir gün kaybetmeyeceğim anlamına gelmez bu tabii. Ama şimdiye kadar hiç kaybetmedim
03:03
and the reasonneden is an understandinganlayış of these humaninsan needsihtiyaçlar that I want to talk to you about.
65
158000
2000
ve bunun nedeni insanların ihtiyaçlarını anlamış olmam, sizinle işte bunu konuşmak istiyorum.
03:05
So, when I get those callsaramalar about performanceperformans, that's one thing.
66
160000
3000
Performansla ilgili telefonlar aldığımda böyle tabii.
03:08
How do you make a changedeğişiklik?
67
163000
2000
Nasıl bir fark yaratabiliriz, ona bakıyoruz.
03:11
But alsoAyrıca, I'm looking to see what is it
68
166000
3000
Ama ayrıca, insanların bir katkıda bulunma becerisini
03:14
that's shapingşekillendirme that person'skişiler abilitykabiliyet to contributekatkıda bulunmak,
69
169000
2000
şekillendiren, insanlara kendilerinin ötesinde bir şeyler yaptıran şeyi
03:17
to do something beyondötesinde themselveskendilerini. So maybe the realgerçek questionsoru is,
70
172000
3000
görmeye çalışıyorum. Belki de esas soru şudur,
03:20
you know, I look at life and say, there's two masterana lessonsdersler.
71
175000
3000
bilirsiniz, hayata bakıyorum ve diyorum ki iki önemli ders var.
03:23
One is: there's the scienceBilim of achievementbaşarı,
72
178000
2000
Birincisi; başarının ilmi,
03:25
whichhangi almostneredeyse everything that's runkoş is masteredhakim to an amazingşaşırtıcı extentderece.
73
180000
2000
ki bu yapılan her şeyde en uç düzeye kadar uzmanlaşılmasıdır.
03:28
That's "How do you take the invisiblegörünmez and make it visiblegözle görülür," right?
74
183000
2000
Bu "Görünmeyeni nasıl görünür hale getirirsiniz?" gibi bir şey, değil mi?
03:30
How do you take what you're dreamingrüya görmek of and make it happenolmak?
75
185000
2000
Nasıl hayal ettiğiniz şeyi alıp gerçekleştirirsiniz?
03:32
WhetherOlup olmadığı it be your business, your contributionkatkı to societytoplum, moneypara --
76
187000
2000
İşiniz olsun, topluma katkınız olsun, para olsun --
03:35
whateverher neyse it is for you -- your bodyvücut, your familyaile.
77
190000
1000
sizin için her ne ise -- vücudunuz, aileniz.
03:37
But the other lessonders of life that is rarelynadiren masteredhakim is the artSanat of fulfillmentyerine getirilmesi.
78
192000
2000
Ama hayatta çok nadir olarak ustalaşılan diğer ders memnuniyet sanatı.
03:39
Because scienceBilim is easykolay, right?
79
194000
3000
Çünkü bilim kolaydır, haksız mıyım?
03:42
We know the ruleskurallar. You writeyazmak the codekod. You followtakip et the --
80
197000
2000
Kuralları biliyoruz. Kodu yazıyorsunuz. Uyguluyorsunuz --
03:45
and you get the resultsSonuçlar. OnceBir kez you know the gameoyun
81
200000
1000
ve sonuçları elde ediyorsunuz. Oyunu bildiğinizde,
03:46
you just, you know, you up the anteAnte, don't you?
82
201000
2000
gider, bahsi arttırırsınız, değil mi?
03:49
But when it comesgeliyor to fulfillmentyerine getirilmesi -- that's an artSanat.
83
204000
2000
Ama konu memnuniyet olunca, bu bir sanat.
03:51
And the reasonneden is, it's about appreciationtakdir
84
206000
2000
Ve nedeni de, değer bilmekle
03:53
and it's about contributionkatkı. You can only feel so much by yourselfkendin.
85
208000
3000
ve katkıda bulunmakla alakalı olması. Tek başınıza bir yere kadar hissedebilirsiniz.
03:57
So, I've had an interestingilginç laboratorylaboratuvar to try to answerCevap the questionsoru
86
212000
3000
Esas soruyla alakalı şu soruya cevap bulmak için ilginç bir
04:00
of the realgerçek questionsoru, whichhangi is what's the differencefark
87
215000
1000
deney yapma şansım oldu, soru da şuydu;
04:01
in somebody'sbiri var life if you look at somebodybirisi like those people
88
216000
3000
her şeyi verdiğiniz türden insanlara bakarsanız
04:04
that you've givenverilmiş everything to? Like all the resourceskaynaklar
89
219000
3000
bir insanın hayatındaki fark nedir? İstediklerini söyledikleri
04:07
they say they need. You gaveverdi them not a 100-dollar-dolar computerbilgisayar;
90
222000
2000
bütün şu şeyler. 100 dolarlık bir bilgisayarı değil,
04:09
you gaveverdi them the besten iyi computerbilgisayar. You gaveverdi them love;
91
224000
2000
en iyi bilgisayarı veriyorsunuz. Sevgi veriyorsunuz,
04:11
you gaveverdi them joysevinç. You were there to comfortkonfor them.
92
226000
1000
mutluluk veriyorsunuz. İhtiyaç duyduklarında yanlarındasınız.
04:13
And those people very oftensık sık -- and you know some of them, I'm sure --
93
228000
2000
Ve bu insanlar çoğunlukla -- ve eminim ki siz de bazılarını tanıyorsunuzdur --
04:16
endson up the restdinlenme of theironların life with all this love, educationEğitim, moneypara
94
231000
2000
hayatlarının geri kalan kısmında tüm bu sevgi, eğitim, para
04:18
and backgroundarka fon, spendingharcama theironların life going in and out of rehabRehabilitasyon.
95
233000
3000
ve özgeçmişle kalakalıyor, hayatlarını rehabilitasyonda geçiriyorlar.
04:22
And then you meetkarşılamak people that have been throughvasitasiyla ultimatenihai painAğrı --
96
237000
2000
Ve bir de en en büyük acıları yaşamış -- psikolojik olarak, cinsel olarak,
04:25
psychologicallypsikolojik olarak, sexuallycinsel, spirituallyruhsal, emotionallyduygusal yönden abusedistismar --
97
240000
3000
ruhsal olarak, duygusal olarak istismar edilmiş -- insanlarla karşılaşıyorsunuz
04:28
and not always, but oftensık sık, they becomeolmak some of the people
98
243000
2000
ve her zaman olmasa da, çoğu kez topluma en çok katkı
04:30
that contributekatkıda bulunmak the mostçoğu to societytoplum.
99
245000
3000
sağlayan insanlardan oluyorlar.
04:33
So, the questionsoru we'vebiz ettik got to asksormak ourselveskendimizi really is, what is it?
100
248000
3000
Yani, aslında kendimize nedir diye sormamız gerek.
04:37
What is it that shapesşekiller us? And we livecanlı in a therapyterapi culturekültür.
101
252000
2000
Bizi şekillendiren nedir? Bizler bir terapi kültüründe yaşıyoruz.
04:40
MostÇoğu of us don't do that, but the culture'skültürün a therapyterapi culturekültür.
102
255000
2000
Çoğumuz yapmıyoruz bunu, ama kültür bir terapi kültürü.
04:42
And what I mean by that is the mindsetzihniyet that we are our pastgeçmiş.
103
257000
2000
Ve bununla kastettiğim bizim geçmişimizden ibaret olduğumuzu söyleyen kafa yapısı.
04:45
And everybodyherkes in this roomoda -- you wouldn'tolmaz be in this roomoda
104
260000
2000
Ve bu salondaki herkes -- bunu teoriyi yutturmuş olsalar
04:47
if you boughtsatın that theoryteori --
105
262000
1000
bu salonda olmazdınız --
04:48
but the -- mostçoğu of societytoplum thinksdüşünüyor biographyBiyografi is destinyKader.
106
263000
2000
ama -- toplumun çoğu yaşam öykülerinin kader olduğunu düşünüyor.
04:51
The pastgeçmiş equalseşittir the futuregelecek. And of coursekurs it does if you livecanlı there.
107
266000
3000
Geçmiş eşittir gelecek. Ve tabii geçmişte yaşarsanız öyle.
04:54
But what people in this roomoda know,
108
269000
1000
Ama bu salondakilerin bildiği
04:56
and what we have to remindhatırlatmak ourselveskendimizi, thoughgerçi --
109
271000
1000
ve birbirimize hatırlatmamız gereken şey de --
04:57
because you can know something intellectuallyentelektüel, you can know what to do
110
272000
2000
yani bir şeyi akıllıca düşünerek bilebilirsiniz, ne yapacağınızı bilebilir
05:00
and then not use it, not applyuygulamak it.
111
275000
1000
ve onu kullanmayabilirsiniz, uygulamayabilirsiniz.
05:02
So really, we're going to remindhatırlatmak ourselveskendimizi
112
277000
1000
Yani aslında, kararların esas güç olduğunu
05:03
that decisionkarar is the ultimatenihai powergüç. That's what it really is.
113
278000
3000
kendimize hatırlatacağız. Ki gerçekten de öyleler.
05:06
Now, when you asksormak people, you know,
114
281000
2000
İnsanlara soruyorsunuz, "Hiç bir şeyi başaramadığınız
05:08
have you failedbaşarısız oldu to achievebaşarmak something?
115
283000
1000
oldu mu?" diye.
05:09
How manyçok have ever failedbaşarısız oldu to achievebaşarmak
116
284000
2000
Kaçınızın hayatında kayda değer bir şeyi
05:11
something significantönemli in your life? Say, "AyeEvet."
117
286000
1000
başaramadığı oldu? "Ben", deyin.
05:13
AudienceSeyirci: AyeEvet.
118
288000
1000
Seyirciler: Ben.
05:14
TRTR: Thanksteşekkürler for the interactionetkileşim on a highyüksek levelseviye there.
119
289000
1000
TR: Katılmak için kendinizi bu kadar zorlamasaydınız.
05:16
(LaughterKahkaha)
120
291000
1000
(Gülüşmeler)
05:17
But if you asksormak people, why didn't you achievebaşarmak something?
121
292000
3000
Ama insanlara sorsanız, "Neden başaramadın?" diye,
05:20
SomebodyBiri who'skim workingçalışma for you, you know, or a partnerortak,
122
295000
2000
sizin için çalışan birine, ne bileyim, ya da eşinize
05:22
or even yourselfkendin. When you failbaşarısız to achievebaşarmak a goalhedef,
123
297000
2000
ya da hatta kendinize. Bir hedefi elde etmeyi başaramadığında,
05:24
what's the reasonneden people say they failbaşarısız to achievebaşarmak?
124
299000
2000
insanların başarısızlıklarının nedeninin ne olduğunu söyler?
05:26
What do they tell you? Don't have the -- didn't know enoughyeterli,
125
301000
2000
Ne derler size? Şu şu yoktu -- şunu yeterince bilmiyordum,
05:29
didn't have the -- knowledgebilgi. Didn't have the -- moneypara.
126
304000
2000
yeterince -- bilgili değildim. Yeterince -- param yoktu.
05:31
Didn't have the -- time. Didn't have the -- technologyteknoloji. You know,
127
306000
5000
Yeterince -- vaktim yoktu. Yeterince -- teknoloji yoktu. Bilirsiniz,
05:36
I didn't have the right managermüdür. Didn't have the ...
128
311000
3000
doğru yöneticiye sahip değildim. Al Gore: Yüksek Mahkeme.
05:39
AlAl GoreGore: SupremeYüce CourtMahkeme. (LaughterKahkaha)
129
314000
4000
Tony Robbins: Doğru düzgün bir Yüksek Mahkeme yoktu. (Gülüşmeler).
05:53
TRTR: And --
130
328000
2000
Ve --
05:55
(ApplauseAlkış)
131
330000
2000
(Alkışlar)
05:57
and --
132
332000
1000
ve --
05:58
(ApplauseAlkış)
133
333000
3000
(Alkışlar)
06:01
-- what do all those, includingdahil olmak üzere the SupremeYüce CourtMahkeme, have in commonortak?
134
336000
2000
-- bütün bunların, Yüksek Mahkeme dahil, ortak noktası ne?
06:03
(LaughterKahkaha)
135
338000
2000
(Gülüşmeler)
06:06
They are a claimİddia to you missingeksik resourceskaynaklar, and they mayMayıs ayı be accuratedoğru.
136
341000
4000
Bunların hepsi elinizde yeterli kaynaklar olmadığıyla ilgili iddialar ve doğru olabilirler.
06:10
You mayMayıs ayı not have the moneypara; you mayMayıs ayı not have the SupremeYüce CourtMahkeme;
137
345000
2000
Paranız olmayabilir, doğru düzgün bir Yüksek Mahkeme olmayabilir,
06:13
but that is not the definingtanımlarken factorfaktör.
138
348000
2000
ama belirleyici etken bu değil.
06:15
(ApplauseAlkış)
139
350000
6000
(Alkışlar)
06:21
And you correctdoğru me if I'm wrongyanlış.
140
356000
1000
Ve eğer yanlışsam düzeltin.
06:24
The definingtanımlarken factorfaktör is never resourceskaynaklar; it's resourcefulnessgüçlülük.
141
359000
2000
Belirleyici etken asla kaynaklar değildir, kaynak yaratabilme yeteneğidir.
06:27
And what I mean specificallyözellikle, ratherdaha doğrusu than just some phraseifade,
142
362000
2000
Ve bunu öylesine bir söz olarak söylemiyorum, asıl olarak kastettiğim,
06:29
is if you have emotionduygu, humaninsan emotionduygu, something that I experienceddeneyimli
143
364000
5000
eğer duygulara sahipseniz, insani duygulara, ki bu dünden önceki gün
06:34
from you a day before yesterdaydün at a levelseviye that is as profoundderin
144
369000
3000
şimdiye kadar hissettiğim en derin düzeyde senden hissettiğim
06:38
as I've ever experienceddeneyimli, and if you'dşimdi etsen communicatedtebliğ with that emotionduygu
145
373000
2000
bir şey bu ve eğer bu duyguyla iletişim kurmuş olsaydın
06:40
I believe you would have beatdövmek his asseşek and wonwon.
146
375000
1000
inanıyorum ki kıçına tekmeyi basar ve kazanırdın.
06:42
(ApplauseAlkış)
147
377000
5000
(Alkışlar)
06:47
But, how easykolay for me to tell him what he should do.
148
382000
4000
Ama, tabii ne yapması gerektiğini söylemek benim için kolay.
06:51
(LaughterKahkaha)
149
386000
2000
(Gülüşmeler)
06:53
IdiotAptal, RobbinsRobbins. But I know when we watchedizledi the debatetartışma at that time,
150
388000
7000
Aptal Robbins. Ama biliyorum ki o zaman münazarayı izlediğimizde,
07:01
there were emotionsduygular that blockedbloke edilmiş people'sinsanların abilitykabiliyet
151
396000
2000
orada, insanların bu adamın zekasını ve kapasitesini
07:03
to get this man'sadam intellectakıl and capacitykapasite.
152
398000
2000
anlama becerilerini etkileyen duygular vardı.
07:05
And the way that it camegeldi acrosskarşısında to some people on that day --
153
400000
2000
Ve o gün bazı insanlarca böyle anlaşılması --
07:07
because I know people that wanted to voteoy in your directionyön and didn't,
154
402000
3000
çünkü senin tarafına oy vermek isteyip vermeyen insanlar tanıyorum
07:11
and I was upsetüzgün. But there was emotionduygu that was there.
155
406000
3000
ve buna üzüldüm. Ama orada -- oradaki o duygu.
07:14
How manyçok know what I'm talkingkonuşma about here? Say, "AyeEvet."
156
409000
1000
Kaç kişi burada neyden bahsettiğimi biliyor? "Ben", deyin.
07:16
AudienceSeyirci: AyeEvet.
157
411000
1000
Seyirciler: Ben.
07:17
TRTR: So, emotionduygu is it. And if we get the right emotionduygu,
158
412000
2000
TR: Yani, duygular yüzünden. Ve eğer doğru duyguyu bulabilirsek,
07:20
we can get ourselveskendimizi to do anything. We can get throughvasitasiyla it.
159
415000
2000
kendimize her şeyi yaptırabiliriz. Üstesinden gelebiliriz.
07:22
If you're creativeyaratıcı enoughyeterli, playfuloynak enoughyeterli, funeğlence enoughyeterli,
160
417000
2000
Eğer yeterince yaratıcıysanız, yeterince neşeliyseniz, yeterince eğlenceliyseniz,
07:24
can you get throughvasitasiyla to anybodykimse? Yes or no?
161
419000
1000
herkesi kendinize bağlayabilir misiniz? Evet veya hayır?
07:26
AudienceSeyirci: Yes.
162
421000
1000
Seyirciler: Evet.
07:27
TRTR: If you don't have the moneypara, but you're creativeyaratıcı and determinedbelirlenen enoughyeterli,
163
422000
1000
TR: Paranız yoksa ama yeterince yaratıcı ve kararlıysanız,
07:28
you find the way. So this is the ultimatenihai resourcekaynak.
164
423000
3000
bir yolunu bulursunuz. Yani esas kaynak bu.
07:31
But this is not the storyÖykü that people tell us, right?
165
426000
3000
Ama insanların bize anlattığı hikaye bu değil, haksız mıyım?
07:34
The storyÖykü people tell us is a bunchDemet of differentfarklı storieshikayeleri.
166
429000
2000
İnsanların bize anlattığı şey bir sürü değişik hikaye.
07:36
They tell us we don't have the resourceskaynaklar, but ultimatelyen sonunda,
167
431000
2000
Kaynaklarının olmadığını söylüyorlar, ama sonuçta,
07:38
if you take a look here -- flipfiske it up, if you would --
168
433000
2000
eğer bir bakarsanız -- değiştirelim, mümkünse --
07:41
they say, what are all the reasonsnedenleri they haven'tyok accomplishedbaşarılı that?
169
436000
1000
diyorlar ki, başaramamalarının nedenleri neler?
07:43
NextSonraki one, please. He's brokenkırık my patternmodel, that son-of-a-bitcho. çocuğu.
170
438000
3000
Bir sonraki, lütfen. Düzenimi bozdu, adi herif.
07:46
(LaughterKahkaha)
171
441000
4000
(Gülüşmeler)
07:50
But I appreciatedtakdir the energyenerji, I'll tell you that.
172
445000
1000
Ama enerjiyi takdir etmedim değil, bunu söyleyeyim.
07:51
(LaughterKahkaha)
173
446000
2000
(Gülüşmeler)
07:53
What determinesbelirleyen your resourceskaynaklar? We'veBiz ettik said decisionskararlar shapeşekil destinyKader,
174
448000
3000
Kaynaklarınızı neler belirliyor? Dedik ki kararlar kaderi şekillendirir,
07:56
whichhangi is my focusodak here. If decisionskararlar shapeşekil destinyKader, what determinesbelirleyen it
175
451000
4000
ki burada odaklandığım şey bu. Eğer kararlar kaderi şekillendiriyorsa, onu
08:00
is threeüç decisionskararlar. What are you going to focusodak on?
176
455000
2000
belirleyen de üç şey var. Neye odaklanacaksınız?
08:02
Right now, you have to decidekarar ver what you're going to focusodak on.
177
457000
2000
Şu an, neye odaklanacağınıza karar vermelisiniz.
08:04
In this secondikinci, consciouslybilinçli olarak or unconsciouslybilinçsizce, the minutedakika you decidekarar ver
178
459000
2000
Tam şu anda, bilinçli ya da bilinçsiz. Bir şeye odaklandığınız
08:07
to focusodak on something you've got to give it a meaninganlam,
179
462000
1000
dakika ona bir anlam vermelisiniz,
08:09
and whateverher neyse that meaninganlam is producesüretir emotionduygu.
180
464000
2000
ve o verdiğiniz anlam her ne ise duyguyu oluşturur.
08:11
Is this the endson or the beginningbaşlangıç? Is God punishingcezalandırma me
181
466000
3000
Bu başlangıç mı yoksa son mu? Tanrı beni cezalandırıyor mu
08:14
or rewardingödüllendirme me, or is this the rollrulo of the dicezar?
182
469000
2000
yoksa ödüllendiriyor mu, ya da bu zar atmak gibi mi?
08:17
An emotionduygu, then, createsyaratır what we're going to do or the actionaksiyon.
183
472000
3000
Ve sonrasında duygu yapacağımız şeyi yaratır.
08:20
So, think about your ownkendi life,
184
475000
1000
Kendi hayatınızı bir düşünün.
08:22
the decisionskararlar that have shapedbiçimli your destinyKader.
185
477000
1000
Kaderinizi şekillendiren kararları.
08:24
And that soundssesleri really heavyağır, but in the last fivebeş or 10 yearsyıl,
186
479000
2000
Bu biraz ağır gelebilir, ama geçen 5 veya 10 yıl içinde,
08:27
15 yearsyıl, how have there been some decisionskararlar you've madeyapılmış
187
482000
1000
15 yıl içinde, farklı bir karar vermiş olsanız,
08:28
that if you'dşimdi etsen madeyapılmış a differentfarklı decisionkarar,
188
483000
2000
hayatınızın tamamen farklı olabileceği
08:30
your life would be completelytamamen differentfarklı? How manyçok can think about it?
189
485000
3000
kararlar oldu mu? Kaçınızın aklına böyle bir şey geliyor?
08:33
HonestlyDürüst olmak gerekirse, better or worsedaha da kötüsü? Say, "AyeEvet."
190
488000
1000
Dürüst olun, iyi ya da kötü? "Ben.", deyin.
08:35
AudienceSeyirci: AyeEvet.
191
490000
1000
Seyirciler: Ben.
08:36
TRTR: So the bottomalt linehat is, maybe it was where to go to work,
192
491000
2000
TR: Yani mesela, belki nerede işe gideceğiniz seçimiydi
08:38
and you metmet the love of your life there.
193
493000
1000
ve gittiğiniz yerde hayatınızın aşkıyla tanıştınız.
08:40
Maybe it was a careerkariyer decisionkarar. I know the GoogleGoogle geniusesdahiler I saw here --
194
495000
2000
Belki bir kariyer seçimiydi. Burada gördüğüm Google dahileri --
08:43
I mean, I understandanlama that theironların decisionkarar
195
498000
1000
Yani, başlangıçta teknolojilerini satma kararı
08:45
was to sellsatmak theironların technologyteknoloji at first. What if they madeyapılmış that decisionkarar
196
500000
2000
vermelerini anlıyorum. Ya kendi kültürlerini yaratmak yerine
08:48
versuse karşı to buildinşa etmek theironların ownkendi culturekültür? How would the worldDünya be differentfarklı?
197
503000
2000
o kararı verselerdi? Dünya nasıl olurdu?
08:50
How would theironların liveshayatları be differentfarklı? TheirOnların impactdarbe?
198
505000
2000
Hayatları nasıl olurdu? Ya tesirleri?
08:53
The historytarih of our worldDünya is these decisionskararlar.
199
508000
2000
Dünyamızın tarihi bu kararlardan oluşuyor.
08:55
When a womankadın standsstandları up and saysdiyor, "No, I won'talışkanlık go to the back of the busotobüs,"
200
510000
3000
Bir kadın başkaldırıp, "Hayır, otobüsün arkasına gitmeyeceğim." dediğinde
08:59
she didn't just affectetkilemek her life. That decisionkarar shapedbiçimli our culturekültür.
201
514000
3000
sadece kendi hayatını etkilemedi. O karar kültürümüzü şekillendirdi.
09:02
Or someonebirisi standingayakta in frontön of a tanktank. Or beingolmak in a positionpozisyon
202
517000
3000
Ya da tankın önünde duran biri. Ya da Lance Armstrong gibi
09:06
like LanceLance ArmstrongArmstrong, and someonebirisi saysdiyor to you,
203
521000
1000
bir durumdayken birinin size gelip "Testis kanserin var."
09:08
"You've got testicularTestis cancerkanser." That's prettygüzel toughsert for any maleerkek,
204
523000
2000
demesi, bu herhangi bir erkek için oldukça ağır,
09:11
especiallyözellikle if you ridebinmek a bikebisiklet.
205
526000
1000
özellikle de bisiklet sürüyorsanız.
09:12
(LaughterKahkaha)
206
527000
2000
(Gülüşmeler)
09:14
You've got it in your brainbeyin; you've got it in your lungsakciğerler.
207
529000
2000
Beyninizde var, akciğerlerinizde var.
09:16
But what was his decisionkarar of what to focusodak on?
208
531000
2000
Ama o neye odaklanmayı seçti?
09:19
DifferentFarklı than mostçoğu people. What did it mean?
209
534000
1000
Birçok insandan farklı. Peki ne anlama geliyordu?
09:20
It wasn'tdeğildi the endson; it was the beginningbaşlangıç. What am I going to do?
210
535000
2000
Bu son değil, başlangıç. Peki ne yapacağım?
09:22
He goesgider off and winskazanç sevenYedi championshipsŞampiyonası he never oncebir Zamanlar wonwon
211
537000
3000
Kanserden önce bir kere bile kazanamamışken, gitti ve
09:25
before the cancerkanser, because he got emotionalduygusal fitnessFitness,
212
540000
2000
yedi şampiyonluk kazandı, çünkü duygusal olarak zindeydi,
09:28
psychologicalpsikolojik strengthkuvvet. That's the differencefark in humaninsan beingsvarlıklar
213
543000
3000
psikolojik olarak güçlüydü. İşte bu etrafında bulunduğum
09:31
that I've seengörüldü of the threeüç millionmilyon that I've been around.
214
546000
2000
üç milyon insan arasında bazı insanlarda gördüğüm fark.
09:33
Because that's about my lablaboratuvar. I've had threeüç millionmilyon people
215
548000
2000
Çünkü bu benim deneyimle ilgili. Geçen 29 yıl boyunca
09:36
from 80 differentfarklı countriesülkeler that I've had a chanceşans to interactetkileşim with
216
551000
2000
80 farklı ülkeden üç milyon insanla etkileşimde bulunma
09:38
over the last 29 yearsyıl. And after a while, patternsdesenler becomeolmak obviousaçık.
217
553000
4000
şansı buldum. Ve bir süre sonra, benzerliği görmeye başlıyorsunuz.
09:42
You see that SouthGüney AmericaAmerika and AfricaAfrika
218
557000
2000
Sana göre Güney Amerika ve Afrika
09:44
mayMayıs ayı be connectedbağlı in a certainbelli way, right? Other people say,
219
559000
3000
arasında bir açıdan bağ kurulabilir, değil mi? Diğerleriyse
09:47
"Oh, that soundssesleri ridiculousgülünç." It's simplebasit. So, what shapedbiçimli LanceLance?
220
562000
3000
"Çok saçma." diyor. Basit aslında. Şimdi, Lance'i şekillendiren ne?
09:50
What shapesşekiller you? Two invisiblegörünmez forcesgüçler. Very quicklyhızlı bir şekilde. One: statebelirtmek, bildirmek.
221
565000
5000
Sizi şekillendiren ne? İki görünmez güç. Hızlı bir şekilde. Bir; ruh hali.
09:56
We all have had time.
222
571000
1000
Hepimizin iyi ya da kötü zamanları olmuştur.
09:57
So if you had a time you did something, and after you did it
223
572000
2000
Sizin de bir şeyler yapıp, sonra da
09:59
you thought to yourselfkendin, I can't believe I said that,
224
574000
1000
kendi kendinize, bunu söylediğime inanamıyorum,
10:01
I can't believe I did that, that was so stupidaptal -- who'skim been there?
225
576000
2000
bunu yaptığıma inanamıyorum, ne kadar aptalcaydı demişsinizdir -- kimler bunu yaşadı?
10:03
Say, "AyeEvet."
226
578000
1000
"Ben.", deyin.
10:04
AudienceSeyirci: AyeEvet.
227
579000
1000
Seyirciler: Ben.
10:05
TRTR: Have you ever donetamam something, after you did it, you go, "That was me!"
228
580000
2000
TR: Hiç bir şey yaptığınız, yaptıktan sonra da, gidip, "O bendim!" dediğiniz oldu mu?
10:07
(LaughterKahkaha)
229
582000
2000
(Gülüşmeler)
10:09
Right? It wasn'tdeğildi your abilitykabiliyet; it was your statebelirtmek, bildirmek.
230
584000
2000
Değil mi? Yeteneğinizle ilgili değildi, ruh halinizle ilgiliydi.
10:12
Your modelmodel of the worldDünya is what shapesşekiller you long termterim.
231
587000
2000
Sizi uzun vadede şekillendiren dünyayı nasıl gördüğünüzdür.
10:15
Your modelmodel of the worldDünya is the filterfiltre. That's what's shapingşekillendirme us.
232
590000
3000
Dünyayı görüş biçiminiz süzgeçtir. Bizi şekillendiren bu.
10:18
That's what makesmarkaları people make decisionskararlar.
233
593000
1000
İnsanlara kararlar verdirten bu.
10:20
When we want to influenceetki somebodybirisi, we'vebiz ettik got to know
234
595000
1000
Birini etkilemek istediğimizde, onları halihazırda
10:21
what alreadyzaten influencesetkiler them.
235
596000
1000
neyi etkilediğini bilmemiz gerek.
10:23
And it's madeyapılmış up of threeüç partsparçalar, I believe.
236
598000
1000
Ve ben bunun üç kısımdan oluştuğuna inanıyorum.
10:25
First, what's your targethedef? What are you after?
237
600000
2000
Birincisi, hedefiniz ne? Neyin peşindesiniz?
10:27
WhichHangi, I believe -- it's not your desiresarzuları.
238
602000
2000
Benim düşüncem -- bunlar istekleriniz değil.
10:29
You can get your desiresarzuları or goalshedefleri. How manyçok have ever got a goalhedef
239
604000
2000
İsteklerinizi ya da hedeflerinizi elde edebilirsiniz. Kaçınızın bir hedefi
10:31
or desirearzu etmek and thought, is this all there is?
240
606000
2000
veya isteği elde edip, hepsi bu kadar mı, dediği oldu?
10:33
How manyçok have been there? Say, "AyeEvet."
241
608000
1000
Kaçınız bunu yaşadı? "Ben.", deyin.
10:34
AudienceSeyirci: AyeEvet.
242
609000
1000
Seyirciler: Ben.
10:35
TRTR: So, it's needsihtiyaçlar we have. I believe there are sixaltı humaninsan needsihtiyaçlar.
243
610000
3000
TR: Yani, bunlar ihtiyaçlarımız. Altı insani ihtiyaç olduğuna inanıyorum.
10:38
Secondİkinci, oncebir Zamanlar you know what the targethedef that's drivingsürme you is
244
613000
3000
İkincisi, sizi harekete geçiren hedefin ne olduğunu bildikten
10:41
and you uncoverortaya çıkarmak it for the truthhakikat -- you don't formform it; you uncoverortaya çıkarmak it --
245
616000
3000
ve bunun ne olduğunu bulduktan sonra -- onu oluşturmayacaksınız, bulacaksınız --
10:44
then you find out what's your mapharita,
246
619000
1000
yol haritanızı belirleyeceksiniz;
10:45
what's the beliefinanç systemssistemler that are tellingsöylüyorum you how to get those needsihtiyaçlar.
247
620000
3000
size bu ihtiyaçları nasıl elde edeceğinizi söyleyen inanç sistemleri neler?
10:48
Some people think the way to get those needsihtiyaçlar is destroyyıkmak the worldDünya,
248
623000
2000
Bazıları için bu ihtiyaçları karşılamanın yolu dünyaya zarar vermek,
10:50
some people is to buildinşa etmek something, createyaratmak something, love someonebirisi.
249
625000
3000
bazıları için bir şey inşa etmek, bir şey yaratmak, birini sevmek.
10:54
And then there's the fuelyakıt you pickalmak. So very quicklyhızlı bir şekilde, sixaltı needsihtiyaçlar.
250
629000
3000
Ve bir de seçtiğiniz yakıt var. Hızlı bir şekilde, altı ihtiyaç.
10:57
Let me tell you what they are. First one: certaintykesinlik.
251
632000
2000
Neler olduklarını söyleyeyim. Birincisi; kesinlik.
10:59
Now, these are not goalshedefleri or desiresarzuları, these are universalevrensel.
252
634000
2000
Şimdi, bunlar hedefler veya istekler değil, bunlar evrensel.
11:02
EveryoneHerkes needsihtiyaçlar certaintykesinlik that they can avoidönlemek painAğrı
253
637000
1000
Acı çekmemek ve en azından rahat olabilmek için
11:03
and at leasten az be comfortablerahat. Now, how do you get it?
254
638000
2000
herkesin kesinliğe ihtiyacı var. Peki, ne anlıyorsunuz bundan?
11:05
ControlDenetim everybodyherkes? DevelopGeliştirmek a skillbeceri? Give up? SmokeDuman a cigarettesigara?
255
640000
4000
Herkesi kontrol etmek? Bir yeteneğinizi geliştirmek? Pes etmek? Bir sigara yakmak?
11:10
And if you got totallybütünüyle certainbelli, ironicallyironik,
256
645000
2000
Bununla birlikte eğer her konuda kesinseniz, ironik bir şekilde,
11:12
even thoughgerçi we all need that --
257
647000
1000
her ne kadar hepimizin buna ihtiyacı olsa da --
11:13
like if you're not certainbelli about your healthsağlık, or your childrençocuklar,
258
648000
2000
mesela sağlığınızla ilgili ya da çocuklarınızla ilgili
11:15
or moneypara, you don't think about much.
259
650000
2000
ya da parayla ilgili kesin değilseniz, pek de fazla şeyi düşünmüyorsunuzdur.
11:17
You're not sure if the ceiling'stavan'ın going to holdambar up,
260
652000
1000
Tavanın çöküp çökmeyeceğinden emin değilsiniz,
11:18
you're not going to listen to any speakerkonuşmacı.
261
653000
1000
hiçbir konuşmacıyı dinlemeyeceksinizdir.
11:20
But, while we go for certaintykesinlik differentlyfarklı olarak, if we get totalGenel Toplam certaintykesinlik,
262
655000
3000
Ama, her ne kadar kesinliğe farklı yaklaşsak da, eğer her konuda kesinsek,
11:24
we get what? What do you feel if you're certainbelli?
263
659000
1000
elimize ne geçer? Bir konuda kesinseniz nasıl hissedersiniz?
11:25
You know what's going to happenolmak, when it's going to happenolmak,
264
660000
1000
Bilirsiniz, ne olacağı konusunda, ne zaman olacağı konusunda.
11:26
how it's going to happenolmak -- what would you feel?
265
661000
1000
Nasıl olacağı konusunda. Ne hissedersiniz?
11:28
BoredSıkılmış out of your mindszihinler. So, God, in Her infinitesonsuz wisdombilgelik,
266
663000
3000
Sıkıntıdan patlarsınız. Velhasılı, hikmetinden sual olunmayan Tanrı,
11:31
(LaughterKahkaha)
267
666000
1000
(Gülüşmeler)
11:32
gaveverdi us a secondikinci humaninsan need, whichhangi is uncertaintybelirsizlik.
268
667000
3000
bize ikinci bir insani ihtiyaç bahşetmiş, ki bu da belirsizlik.
11:35
We need varietyvaryete. We need surprisesürpriz.
269
670000
2000
Çeşitliliğe ihtiyacımız var. Sürprize ihtiyacımız var.
11:38
How manyçok of you here love surprisessürprizler? Say, "AyeEvet."
270
673000
1000
Kaçınız süprizleri seviyorsunuz? "Ben.", deyin.
11:40
AudienceSeyirci: AyeEvet.
271
675000
1000
Seyirciler: Ben.
11:41
TRTR: BullshitSaçmalık. You like the surprisessürprizler you want.
272
676000
1000
TR: Saçmalık. İstediğiniz sürprizlerden hoşlanıyorsunuz.
11:42
(LaughterKahkaha)
273
677000
2000
(Gülüşmeler)
11:44
The onesolanlar you don't want you call problemssorunlar, but you need them.
274
679000
3000
İstemediklerinize sorun diyorsunuz, ama onlara ihtiyacınız var.
11:47
So, varietyvaryete is importantönemli. Have you ever rentedkiralanmış a videovideo or a filmfilm
275
682000
3000
Yani, çeşitlilik önemlidir. Hiç daha önce izlediğiniz bir kasedi ya da
11:50
that you've alreadyzaten seengörüldü? Who'sKim'ın donetamam this? Get a fuckingkahrolası life.
276
685000
4000
filmi kiraladınız mı? Kim kiraladı? Bırakın bunları.
11:54
(LaughterKahkaha)
277
689000
2000
(Gülüşmeler)
11:56
All right. Why are you doing it? You're certainbelli it's good
278
691000
2000
Pekala. Niye yapıyorsunuz bunu? İyi olduğundan eminsiniz
11:58
because you readokumak it before, saw it before, but you're hopingumut
279
693000
2000
çünkü daha önce okudunuz, izlediniz, ama yeterince uzun zaman
12:00
it's been long enoughyeterli you've forgottenunutulmuş, that there's varietyvaryete.
280
695000
2000
olduğunu ve unuttuğunuzu, farklı bir şeyler olduğunu umuyorsunuz.
12:03
ThirdÜçüncü humaninsan need, criticalkritik: significanceönem. We all need to feel
281
698000
3000
Üçüncü insani ihtiyaç: buna dikkat -- önem. Hepimiz saygın, özel, eşsiz
12:06
importantönemli, specialözel, uniquebenzersiz. You can get it by makingyapma more moneypara.
282
701000
3000
hissetmek istiyoruz. Daha fazla kazanarak bunu elde edebilirsiniz.
12:09
You can do it by beingolmak more spiritualmanevi.
283
704000
2000
Daha çok maneviyata yönelerek yapabilirsiniz.
12:11
You can do it by gettingalma yourselfkendin in a situationdurum where you put
284
706000
2000
İnsanların bilmek bile istemeyeceği yerlere dövmeler yaptırarak
12:13
more tattoosdövmeler and earringsKüpe in placesyerler humansinsanlar don't want to know.
285
708000
3000
ya da küpeler takarak yapabilirsiniz.
12:17
WhateverNe olursa olsun it takes. The fastestEn hızlı way to do this,
286
712000
3000
Ne gerekiyorsa. Bunu yapmanın en hızlı yolu,
12:20
if you have no backgroundarka fon, no culturekültür, no beliefinanç and resourceskaynaklar
287
715000
2000
eğer özgeçmişiniz, kültürünüz, inançlarınız ve kaynaklarınız ya da
12:22
or resourcefulnessgüçlülük, is violenceşiddet. If I put a guntabanca to your headkafa
288
717000
3000
kaynak yaratma beceriniz yoksa, şiddettir. Eğer kafana bir silah dayarsam
12:25
and I livecanlı in the 'hoodmahalle, instantlyanında I'm significantönemli.
289
720000
2000
ve çetelerle takılıyorsam, bir anda önemli olurum.
12:27
ZeroSıfır to 10. How highyüksek? 10. How certainbelli am I that
290
722000
3000
Sıfırdan 10'a. Kaç? 10. Bana cevap vereceğinden
12:30
you're going to respondyanıtlamak to me? 10. How much uncertaintybelirsizlik?
291
725000
3000
ne kadar eminim? 10. Ne kadar belirsizlik var?
12:34
Who knowsbilir what's going to happenolmak nextSonraki? KindTür of excitingheyecan verici.
292
729000
1000
Ne olabileceğini kim biliyor? Heyecanlı, değil mi?
12:35
Like climbingTırmanmak up into a caveMağara and doing that stuffşey
293
730000
3000
Bir mağaranın içine girip, içeride yaptığınız şu
12:38
all the way down there. TotalToplam varietyvaryete and uncertaintybelirsizlik.
294
733000
2000
şeyler gibi. Tam bir çeşitlilik ve belirsizlik.
12:40
And it's significantönemli, isn't it? So you want to riskrisk your life for it.
295
735000
3000
Ve bu önemli, değil mi? Hayatınızı bunun için riske atabiliyorsunuz.
12:44
So that's why violenceşiddet has always been around and will be around
296
739000
2000
İşte şiddet bu yüzden hep vardı ve insanlık olarak farkındalığımızı
12:46
unlessolmadıkça we have a consciousnessbilinç changedeğişiklik as a speciesTürler.
297
741000
2000
değiştirmediğimiz sürece olacak.
12:49
Now, you can get significanceönem a millionmilyon waysyolları,
298
744000
1000
Yani, önemi milyonlarca farklı yoldan elde edebilirsiniz,
12:50
but to be significantönemli, you've got to be uniquebenzersiz and differentfarklı.
299
745000
2000
ama önemli olmak için, eşsiz ve farklı olmalısınız.
12:52
Here'sİşte what we really need: connectionbağ and love -- fourthdördüncü need.
300
747000
3000
İhtiyacımız olan şey şu; dostluk ve aşk -- dördüncü ihtiyaç.
12:56
We all want it. MostÇoğu people settleyerleşmek for connectionbağ
301
751000
2000
Bunu hepimiz istiyoruz. Çoğu insan dostlukla yetiniyor
12:58
because love'saşkın too scarykorkutucu. Don't want to get hurtcanını yakmak.
302
753000
2000
çünkü aşk fazla korkutucu. İncitilmek istemiyorlar.
13:00
Who here has ever been hurtcanını yakmak in an intimatesamimi relationshipilişki? Say, "AyeEvet."
303
755000
3000
Kimler şimdiye kadar yakın bir ilişkide incindi? "Ben.", deyin.
13:03
(LaughterKahkaha)
304
758000
1000
(Gülüşmeler)
13:04
If you don't raiseyükseltmek your handel, you'llEğer olacak have had other shitbok too, come on.
305
759000
2000
Eğer elinizi kaldırmıyorsanız dahası da var demektir, hadi elleri görelim.
13:06
(LaughterKahkaha)
306
761000
1000
(Gülüşmeler)
13:07
And you're going to get hurtcanını yakmak again.
307
762000
1000
Ve yine incineceksiniz.
13:08
Aren'tDeğil you gladmemnun you camegeldi to this positivepozitif visitziyaret etmek?
308
763000
2000
Bu olumlu görüşmeye geldiğiniz için memnun değil misiniz?
13:10
(LaughterKahkaha)
309
765000
1000
(Gülüşmeler)
13:11
But here'sburada what's truedoğru -- we need it. We can do it throughvasitasiyla intimacysamimiyet,
310
766000
3000
Ama doğru olan şu -- buna ihtiyacımız var. Bunu içtenlikle,
13:14
throughvasitasiyla friendshipdostluk, throughvasitasiyla prayernamaz, throughvasitasiyla walkingyürüme in naturedoğa.
311
769000
3000
arkadaşlıkla, dualarla, doğada gezinerek yapabiliriz.
13:18
If nothing elsebaşka worksEserleri for you, get a dogköpek. Don't get a catkedi. Get a dogköpek,
312
773000
2000
Eğer hiç biri sizin için işe yaramıyorsa, bir köpek alın. Kedi almayın. Köpek alın,
13:20
because if you leaveayrılmak for two minutesdakika, it's like you've been gonegitmiş
313
775000
2000
çünkü iki dakikalığına bile ayrılsanız, beş dakika sonra geldiğinizde
13:22
for sixaltı monthsay when you showgöstermek back up again fivebeş minutesdakika latersonra, right?
314
777000
2000
altı aydır yokmuşsunuz gibi davranıyorlar, değil mi?
13:24
(LaughterKahkaha)
315
779000
1000
(Gülüşmeler)
13:25
Now, these first fourdört needsihtiyaçlar, everyher humaninsan findsbuluntular a way to meetkarşılamak.
316
780000
2000
Yani, bunlar ilk dört ihtiyaç, her insan bunları karşılamak için bir şeyler buluyor.
13:28
Even if you lieYalan to yourselfkendin, you need to have splitBölünmüş personalitieskişilikleri.
317
783000
2000
Kendinize yalan bile söyleseniz, ancak farklı kişilikleriniz olması gerekir.
13:31
But the last two needsihtiyaçlar -- the first fourdört needsihtiyaçlar are calleddenilen
318
786000
3000
Ama son iki ihtiyaç -- ilk dört ihtiyaca kişilik ihtiyaçları
13:34
the needsihtiyaçlar of the personalitieskişilikleri, is what I call it --
319
789000
2000
deniyor, ben öyle diyorum --
13:36
the last two are the needsihtiyaçlar of the spiritruh.
320
791000
2000
son ikisiyse ruhun ihtiyaçları.
13:39
And this is where fulfillmentyerine getirilmesi comesgeliyor. You won'talışkanlık get fulfillmentyerine getirilmesi
321
794000
2000
Ve memnuniyet işte bu noktada geliyor. İlk dördünden memnuniyet
13:41
from the first fourdört. You'llYou'll figureşekil a way -- smokeduman, drinkiçki, do whateverher neyse --
322
796000
3000
elde edemezsiniz. Dördünü karşılamak için -- sigara, alkol, ne yaparsanız --
13:44
to meetkarşılamak the first fourdört, but the last two -- numbernumara fivebeş:
323
799000
1000
bir şeyler bulursunuz, ama son ikisi -- beş numara:
13:46
you mustşart growbüyümek. We all know the answerCevap here.
324
801000
2000
gelişmelisiniz. Hepimiz cevabı biliyoruz.
13:48
If you don't growbüyümek, you're what? If a relationship'silişkinin not growingbüyüyen,
325
803000
3000
Gelişmezseniz ne olursunuz? Eğer bir ilişki gelişmiyorsa,
13:51
if a business is not growingbüyüyen, if you're not growingbüyüyen,
326
806000
2000
bir iş gelişmiyorsa, siz gelişmiyorsanız,
13:53
it doesn't mattermadde how much moneypara you have,
327
808000
1000
ne kadar paranız olduğunun, ne kadar
13:54
how manyçok friendsarkadaşlar you have, how manyçok people love you,
328
809000
2000
arkadaşınız olduğunun, ne kadar insanın sizi sevdiğinin bir önemi yok,
13:56
you feel like hellcehennem. And the reasonneden we growbüyümek, I believe,
329
811000
3000
iğrenç hissedersiniz. Ve gelişmemizin nedeni, bence,
13:59
is so we have something to give of valuedeğer.
330
814000
2000
sonuçta verebileceğimiz değerli bir şey elde etmemiz.
14:02
Because the sixthaltıncı need is to contributekatkıda bulunmak beyondötesinde ourselveskendimizi.
331
817000
2000
Çünkü altıncı ihtiyaç kendimizin ötesinde katkıda bulunmak.
14:05
Because we all know, cornybayat as it soundssesleri,
332
820000
1000
Çünkü hepimiz biliyoruz ki, bize ne kadar bayağı gelse de,
14:07
the secretgizli to livingyaşam is givingvererek. We all know life'shayatın not about me;
333
822000
3000
yaşamın sırrı vermektir. Hepimiz hayatın benimle ilgili olmadığını,
14:10
it's about we. This culturekültür knowsbilir that. This roomoda knowsbilir that.
334
825000
2000
bizimle ilgili olduğunu biliyoruz. Bu kültür bunun farkında. Bu salon bunun farkında.
14:12
And it's excitingheyecan verici. When you see NicholasNicholas up here talkingkonuşma about
335
827000
3000
Ve bu heyecan verici. Burada Nicholas'ı 100 dolarlık bilgisayarı hakkında
14:15
his $100 computerbilgisayar, the mostçoğu passionatetutkulu excitingheyecan verici thing is:
336
830000
2000
gördüğünüzde, en tutku dolu ve heyecanlı hissettiğiniz şey,
14:17
here'sburada a geniusdeha, but he's got a callingçağrı now.
337
832000
3000
işte bu bir dahi, ama onun bir arzusu var.
14:21
You can feel the differencefark in him and it's beautifulgüzel.
338
836000
2000
Ondaki bu farkı görebiliyorsunuz ve bu harika.
14:24
And that callingçağrı can touchdokunma other people. In my ownkendi life,
339
839000
2000
Ve bu arzu diğer insanları da etkileyebilir. Benim hayatım,
14:26
my life was touchedmüteessir because when I was 11 yearsyıl oldeski,
340
841000
2000
11 yaşındayken etkilendi.
14:28
ThanksgivingŞükran günü, no moneypara, no foodGıda -- we're not going to starveAçlıktan,
341
843000
3000
Şükran günü; para yok, yemek yok. Açlıktan ölmeyeceğiz,
14:31
but my fatherbaba was totallybütünüyle messedhaberci up. My momanne was lettingicar him know
342
846000
3000
ama babam işleri tam anlamıyla batırmış. Annem durmadan ne kadar
14:34
how badkötü he messedhaberci up. And somebodybirisi camegeldi to the doorkapı
343
849000
3000
batırdığını ona hatırlatıyor. O an birileri kapıya gelip
14:37
and deliveredteslim foodGıda. My fatherbaba madeyapılmış threeüç decisionskararlar.
344
852000
2000
yemek getirdi. Babam üç karar verdi.
14:40
I know what they were brieflykısaca. His focusodak was: "This is charitysadaka.
345
855000
2000
Kabaca neler olduklarını biliyorum. Odaklandığı şey: "Bu sadaka.
14:43
What does it mean? I'm worthlessdeğersiz. What'veNe I got to do?
346
858000
2000
Ne anlama geliyor bu? Ben işe yaramazım, ne yapmam gerek?
14:46
LeaveBırakın my familyaile." WhichHangi he did. The time was one of the mostçoğu painfulacı verici
347
861000
2000
Ailemi terk etmeliyim." Ki öyle de yaptı. O an hayatımın en acı veren
14:49
experiencesdeneyimler of life. My threeüç decisionskararlar gaveverdi me a differentfarklı pathyol.
348
864000
3000
deneyimlerinden biriydi. Benim yaptığım üç seçimse bana bambaşka bir yol sundu.
14:53
I said, "FocusOdak on: 'there's' İşte food'Gıda '" -- what a conceptkavram, you know.
349
868000
3000
Dedim ki, "'Yemeğin olması'na odaklan" -- ne fikir ama.
14:56
(LaughterKahkaha)
350
871000
1000
(Gülüşmeler)
14:57
Secondİkinci -- but this is what changeddeğişmiş my life,
351
872000
1000
İkincisi -- ve bu hayatımı değiştiren, beni insan
14:58
this is what shapedbiçimli me as a humaninsan beingolmak -- "Somebody'sBirinin gifthediye.
352
873000
3000
olarak şekillendiren şey -- "Bu birinin hediyesi,
15:01
I don't even know who it is." My fatherbaba always said,
353
876000
3000
kim olduğunu bile bilmiyorum." Babam her zaman derdi ki,
15:04
"No one givesverir a shitbok." And all of a suddenani, somebodybirisi I don't know,
354
879000
3000
"Kimsenin umursadığı yok." Ve aniden, bilmediğim birisi,
15:07
they're not askingsormak for anything, they're just givingvererek our familyaile foodGıda,
355
882000
2000
bir karşılık beklemeden, aileme yemek veriyor,
15:09
looking out for us. It madeyapılmış me believe this: "What does it mean
356
884000
3000
ailemi kolluyor. Bu beni şuna inandırdı: "Yabancıların umursaması
15:12
that strangersyabancı insanlar carebakım?" And what that madeyapılmış me decidekarar ver is,
357
887000
3000
ne anlama gelir?" Ve karar vermemi sağlayan şey,
15:16
if strangersyabancı insanlar carebakım about me and my familyaile, I carebakım about them.
358
891000
1000
eğer yabancılar beni ve ailemi umursuyorsa, ben de onları umursuyorum.
15:18
What am I going to do? I'm going to do something
359
893000
1000
Ne yapacağım? Bir değişiklik yaratmak için
15:19
to make a differencefark. So, when I was 17, I wentgitti out one day
360
894000
3000
bir şeyler yapacağım. Böylece, 17 yaşımdayken, bir Şükran Günü
15:22
on ThanksgivingŞükran günü. It was my targethedef for yearsyıl to
361
897000
2000
dışarı çıktım. Senelerdir istediğim şeydi bu,
15:24
have enoughyeterli moneypara to feedbesleme two familiesaileleri.
362
899000
1000
iki aileyi doyuracak kadar param olması.
15:25
The mostçoğu funeğlence thing I ever did in my life, the mostçoğu movinghareketli.
363
900000
2000
Hayatımda yaptığım en eğlenceli, en dokunaklı şey.
15:28
Then nextSonraki yearyıl I did fourdört. I didn't tell anybodykimse what I was doing.
364
903000
2000
Bir sonraki yıl dört aileyi doyurdum. Kimseye ne yaptığımı söylemedim.
15:30
NextSonraki yearyıl eightsekiz. I wasn'tdeğildi doing it for brownieçikolatalı kek pointsmakas,
365
905000
2000
Bir sonraki yıl sekiz. Gösteriş için yapmıyordum,
15:33
but after eightsekiz, I thought, shitbok, I could use some help.
366
908000
1000
ama sekizden sonra, düşündüm ki, kahretsin, biraz yardım iyi olurdu.
15:34
(LaughterKahkaha)
367
909000
2000
(Gülüşmeler)
15:36
So sure enoughyeterli, I wentgitti out and what did I do?
368
911000
2000
Kendimden çok emin, gittim ve ne yaptım?
15:38
I got my friendsarkadaşlar involvedilgili and I grewbüyüdü companiesşirketler
369
913000
2000
Arkadaşlarımı da dahil ettim ve şirketler kurdum
15:40
and then I got 11 companiesşirketler and I builtinşa edilmiş the foundationvakıf.
370
915000
2000
ve de 11 şirket olduğunda vakfı kurdum.
15:42
Now, 18 yearsyıl latersonra, I'm proudgururlu to tell you, last yearyıl
371
917000
2000
Şimdi, 18 yıl sonra, bunu söylemekten gurur duyuyorum ki, geçen yıl
15:44
we fedfederasyon two millionmilyon people in 35 countriesülkeler throughvasitasiyla our foundationvakıf,
372
919000
3000
vakfımız aracılığıyla 35 ülkeden iki milyon insanı doyurduk,
15:48
all duringsırasında the holidaystatil: ThanksgivingŞükran günü, ChristmasNoel --
373
923000
1000
hepsi de bayramlarda: Şükran Günü, Noel --
15:49
(ApplauseAlkış)
374
924000
1000
(Alkışlar)
15:50
-- in all the differentfarklı countriesülkeler around the worldDünya.
375
925000
1000
-- dünyanın dört bir tarafında birçok ülkeden.
15:51
It's been fantasticfantastik.
376
926000
1000
Harikuladeydi.
15:52
(ApplauseAlkış)
377
927000
1000
(Alkışlar)
15:53
Thank you.
378
928000
1000
Teşekkürler.
15:54
(ApplauseAlkış)
379
929000
1000
(Alkışlar)
15:55
So, I don't tell you that to bragÖvünmek; I tell you because I'm proudgururlu
380
930000
2000
Bunu size övünmek için söylemiyorum, söylüyorum çünkü
15:57
of humaninsan beingsvarlıklar, because they get excitedheyecanlı to contributekatkıda bulunmak
381
932000
3000
insanlarla gurur duyuyorum, çünkü konuşmak yerine, bir kere
16:00
oncebir Zamanlar they'veonlar ettik had the chanceşans to experiencedeneyim it, not talk about it.
382
935000
3000
deneme şansı elde ettikten sonra katkıda bulunmaktan heyecan duyuyorlar.
16:04
So, finallyen sonunda -- and I'm about out of time -- the targethedef that shapesşekiller you --
383
939000
4000
Yani, son olarak -- ve sürem de bitmek üzere -- sizi şekillendiren hedef --
16:09
here'sburada what's differentfarklı about people. We have the sameaynı needsihtiyaçlar,
384
944000
1000
işte insanların arasındaki fark bu. Hepimizin ihtiyaçları aynı,
16:11
but are you a certaintykesinlik freakanormal? Is that what you valuedeğer mostçoğu,
385
946000
2000
ama siz bir kesinlik bağımlısı mısınız? En çok değer verdiğiniz şey
16:13
or uncertaintybelirsizlik? This man here couldn'tcould be a certaintykesinlik freakanormal
386
948000
4000
bu mu yoksa belirsizlik mi? Şu adam eğer tüm o mağaraları
16:17
if he climbedtırmandı throughvasitasiyla those cavesmağaralar. Are you driventahrik by significanceönem
387
952000
3000
tırmandıysa bir kesinlik bağımlısı olamaz. Sizi harekete geçiren saygınlık mı
16:20
or love? We all need all sixaltı, but whateverher neyse
388
955000
2000
yoksa sevgi mi? Hepimizin altısına da ihtiyacımız var,
16:22
your leadöncülük etmek systemsistem is, tiltssarsıntı you in a differentfarklı directionyön.
389
957000
2000
ama sizin sisteminizi yöneten her neyse, sizi başka bir tarafa yönlendirir.
16:24
And as you movehareket in a directionyön, you have a destinationhedef or destinyKader.
390
959000
2000
Ve o tarafa doğru ilerledikçe, bir istikametiniz veya kaderiniz olacaktır.
16:27
The secondikinci pieceparça is the mapharita. Think of that as the operatingişletme systemsistem
391
962000
3000
İkinci parçası da yol haritası. Bunu nereye gideceğinizi söyleyen bir
16:30
that tellsanlatır you how to get there. And some people'sinsanların mapharita is:
392
965000
2000
işletim sistemi olarak düşünün. Ve bazılarının yol haritası,
16:33
"I'm going to savekayıt etmek liveshayatları even if I dieölmek for other people,"
393
968000
2000
"Başkaları için ölsem de hayat kurtaracağım,"dır
16:35
and they're firemenitfaiyeciler. SomebodyBiri elsebaşka is:
394
970000
1000
ve itfaiyeci olurlar. Bir başkası,
16:37
"I'm going to killöldürmek people to do it." They're tryingçalışıyor to meetkarşılamak
395
972000
2000
"İstediklerimi elde etmek için insanları öldüreceğim." der. Aynı
16:39
the sameaynı needsihtiyaçlar of significanceönem, right? They want to honorOnur God
396
974000
4000
önem ihtiyacını karşılayacaklardır, değil mi? Tanrı'yı onurlandırmak istiyorlar
16:43
or honorOnur theironların familyaile, but they have a differentfarklı mapharita.
397
978000
2000
ya da ailelerini onurlandırmak, ama farklı yol haritaları var.
16:45
And there are sevenYedi differentfarklı beliefsinançlar. I can't go throughvasitasiyla them
398
980000
2000
Ve yedi farklı inanç var. Hepsinin üzerinden geçemem çünkü
16:47
because I'm donetamam. The last pieceparça is emotionduygu.
399
982000
3000
zamanım doldu. Son parça da duygulardır.
16:50
I'd say one of the partsparçalar of the mapharita is like time. Some people'sinsanların ideaFikir
400
985000
3000
Bence haritanın bir bölümü de zaman. Bazıları için uzun zaman
16:53
of a long time is 100 yearsyıl. SomebodyBiri else'sbaşka var is threeüç secondssaniye,
401
988000
3000
100 yıldır. Bazıları için üç saniye,
16:56
whichhangi is what I have.
402
991000
1000
ki benim için öyle.
16:57
(LaughterKahkaha)
403
992000
1000
(Gülüşmeler)
16:58
And the last one I've alreadyzaten mentionedadı geçen, that felldüştü to you.
404
993000
2000
Son bahsettiğim, size bağlı bir şey.
17:00
If you've got a targethedef and you've got a mapharita and let's say --
405
995000
2000
Eğer bir hedefiniz varsa ve bir de yol haritanız, diyelim ki --
17:03
I can't use GoogleGoogle because I love MacsMac'ler and they haven'tyok madeyapılmış it
406
998000
3000
Google'ı kullanamıyorum çünkü Maclere bayılıyorum ve daha Macler
17:06
good for MacsMac'ler yethenüz -- so if you use MapQuestMapQuest -- how manyçok have madeyapılmış
407
1001000
2000
için yeterince iyi değil -- mesela MapQuest kullansak -- kaçınız
17:08
this fatalölümcül mistakehata of usingkullanma MapQuestMapQuest at some time?
408
1003000
2000
MapQuest'i kulanmak gibi ölümcül bir hata yaptı?
17:10
(LaughterKahkaha)
409
1005000
1000
(Gülüşmeler)
17:11
You use this thing and you don't get there. Well, imaginehayal etmek
410
1006000
2000
Bu şeyi kullanıyorsunuz ve istediğiniz yere gidemiyorsunuz. Yani, inançlarınızın
17:13
if your beliefsinançlar guaranteegaranti you can never get to where you want to go?
411
1008000
3000
gitmek istediğiniz yere asla gidemeyeceğinizi garanti ettiğini düşünün.
17:16
(LaughterKahkaha)
412
1011000
1000
(Gülüşmeler)
17:17
The last thing is emotionduygu.
413
1012000
2000
Son şey de duygular.
17:19
Now, here'sburada what I'll tell you about emotionduygu. There are 6,000 emotionsduygular
414
1014000
4000
Size duygularla ilgili şunları söyleyeceğim. İngilizce'de bir karşılığı
17:23
that we all have wordskelimeler for in the Englishİngilizce languagedil,
415
1018000
2000
olan 6.000 duygu var, bu sadece
17:25
whichhangi is just a linguisticdilbilimsel representationtemsil, right,
416
1020000
2000
dilbilimsel açıklaması, değil mi? Dilden
17:27
that changesdeğişiklikler by languagedil. But if your dominantbaskın emotionsduygular --
417
1022000
4000
dile değişiyor. Ama baskın olan duygularınız --
17:31
if I had more time, I have 20,000 people or 1,000,
418
1026000
3000
daha çok vaktim olsaydı, 20.000 kişiyi ya da 1.000'ini alır
17:34
and I have them writeyazmak down all the emotionsduygular that they experiencedeneyim
419
1029000
2000
ve ortalama bir hafta içinde yaşadıkları tüm duyguları yazmalarını
17:36
in an averageortalama weekhafta, and I gaveverdi them as long as they neededgerekli,
420
1031000
2000
isterdim. Ve istedikleri kadar süre verirdim.
17:39
and on one sideyan they writeyazmak empoweringgüçlendirici emotionsduygular,
421
1034000
1000
Bir tarafa umut veren duyguları yazsınlar,
17:40
the other'sdiğer en disempoweringdisempowering --
422
1035000
1000
diğer tarafa da umut vermeyenleri.
17:41
guesstahmin how manyçok emotionsduygular people experiencedeneyim? LessDaha az than 12.
423
1036000
2000
Tahmin edin insanlar kaç farklı duyguyu yaşıyor? 12'den az.
17:44
And halfyarım of those make them feel like shitbok. So they got fivebeş or sixaltı
424
1039000
3000
Ve onların da yarısı iğrenç hissetmelerine neden oluyor. Hepsi topu topu
17:47
good frickin'frickin' feelingsduygular, right? It's like they feel "happymutlu, happymutlu,
425
1042000
3000
beş ya da altı tane hoş duyguları var. Sanki hisleri "mutlu, mutlu,
17:50
excitedheyecanlı, oh shitbok, frustratedhayal kırıklığına uğramış, frustratedhayal kırıklığına uğramış, overwhelmedboğulmuş, depressedbunalımlı."
426
1045000
3000
heyecanlı, kahretsin, sıkkın, sıkkın, bunalmış, bunalımda"dan ibaret.
17:54
How manyçok of you know somebodybirisi who no mattermadde what happensolur
427
1049000
2000
Kaçınız ne olursa olsun sinirlenecek bir şey bulan
17:56
findsbuluntular a way to get pissedsarhoş off? How manyçok know somebodybirisi like this?
428
1051000
2000
birini tanıyorsunuz? Kaçınız böyle birini tanıyor?
17:58
(LaughterKahkaha)
429
1053000
1000
(Gülüşmeler)
17:59
Or, no mattermadde what happensolur, they find a way to be happymutlu or excitedheyecanlı.
430
1054000
4000
Ya da, ne olursa olsun, mutlu veya heyecanlı olacak bir şey bulabilen birini?
18:03
How mayMayıs ayı know somebodybirisi like this? Come on.
431
1058000
2000
Kaçınız böyle birini tanıyor? Söyleyin.
18:05
When 9/11 happenedolmuş -- I'll finishbitiş with this -- I was in HawaiiHawaii.
432
1060000
3000
11 Eylül saldırıları sırasında -- bununla bitireceğim -- Hawaii'deydim.
18:09
I was with 2,000 people from 45 countriesülkeler. We were translatingçeviri
433
1064000
3000
45 farklı ülkeden 2.000 insanla birlikteydim. Benim yürüttüğüm
18:12
fourdört languagesdiller simultaneouslyeşzamanlı for a programprogram
434
1067000
2000
bir haftalık programı simültane olarak
18:14
that I was conductingiletken for a weekhafta. The night before was calleddenilen
435
1069000
3000
dört dile çeviriyorduk. Bir önceki gecenin adı
18:17
"EmotionalDuygusal MasteringMastering." I got up, had no planplan for the this, and I said --
436
1072000
3000
"Duyguların Üstesinden Gelmek"ti. Kalktım, bunu planlamamıştım, ve --
18:21
we had all these fireworkshavai fişek -- I do crazyçılgın shitbok, funeğlence stuffşey --
437
1076000
2000
her yerde havai fişekler var -- ben çılgınca, eğlenceli şeyler yapıyorum --
18:24
and then at the endson I stoppeddurduruldu -- I had this planplan I was going to say
438
1079000
2000
ve en sonunda durdum -- söyleyeceğim şeyi planlamıştım ama
18:26
but I never do what I'm going to say. And all of a suddenani I said,
439
1081000
2000
hiçbir zaman söyleyeceğim şeyi yapmam. Ve bir anda dedim ki,
18:28
"When do people really startbaşlama to livecanlı? When they faceyüz deathölüm."
440
1083000
4000
"İnsanlar ne zaman gerçekten yaşamaya başlar? Ölümle yüz yüze geldiklerinde."
18:32
And then I wentgitti throughvasitasiyla this wholebütün thing about,
441
1087000
1000
Ve bütün şu şeylerden bahsettim,
18:34
if you weren'tdeğildi going to get off this islandada, if ninedokuz daysgünler from now
442
1089000
2000
eğer bu adadan ayrılacak olsaydınız, eğer dokuz gün içinde
18:36
you were going to dieölmek, who would you call, what would you say,
443
1091000
3000
ölecek olsaydınız, kimi arardınız, ne derdiniz,
18:39
what would you do? One womankadın -- well, that night is when 9/11 happenedolmuş --
444
1094000
4000
ne yapardınız? Bir kadın -- o gece 11 Eylül Saldırısı oldu --
18:44
one womankadın had come to the seminarSeminer and when she camegeldi there,
445
1099000
2000
bir kadın seminere gelmiş ve geldiğinde,
18:46
her previousönceki boyfrienderkek arkadaş had been kidnappedkaçırdı and murderedöldürülmüş.
446
1101000
3000
eski erkek arkadaşı kaçırılmış ve öldürülmüş.
18:50
Her friendarkadaş, her newyeni boyfrienderkek arkadaş, wanted to marryevlenmek her, and she said no.
447
1105000
3000
Arkadaşı, yeni erkek arkadaşı, onunla evlenmek istemiş ama reddetmiş.
18:53
He said, "If you leaveayrılmak and go to that HawaiiHawaii thing, it's over with us."
448
1108000
2000
Ve erkek arkadaşı da, "Eğer buradan ayrılır ve Hawaii'deki o şeye gidersen, her şey bitmiştir." demiş.
18:55
She said, "It's over." When I finishedbitmiş that night, she calleddenilen him
449
1110000
2000
O da, "Bitti zaten." demiş. Ben o geceyi tamamladığımda, erkek arkadaşını
18:57
and left a messagemesaj -- truedoğru storyÖykü -- at the topüst of the WorldDünya TradeTicaret CenterMerkezi
450
1112000
3000
aramış ve bir mesaj bırakmış -- bu gerçek bir hikaye -- çalıştığı yer olan
19:00
where he workedişlenmiş, sayingsöz, "HoneyTatlım, I love you, I just want you to know
451
1115000
3000
Dünya Ticaret Merkezi'nin tepesine. "Hayatım, seni seviyorum, ve seninle evlenmek
19:04
I want to marryevlenmek you. It was stupidaptal of me." She was asleepuykuda,
452
1119000
3000
istediğimi bilmeni istiyorum. Benim aptallığımdı." Erkek arkadaşı aradığında
19:07
because it was 3 a.m. for us, when he calleddenilen her back
453
1122000
3000
uyuyormuş, çünkü bizim için gece 3:00'tü, erkek arkadaşı
19:10
from the topüst and said, "HoneyTatlım, I can't tell you what this meansanlamına geliyor."
454
1125000
2000
şöyle demiş, "Hayatım, bunun benim için ne ifade ettiğini anlatamam."
19:13
He said, "I don't know how to tell you this,
455
1128000
2000
"Bunu sana nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum,
19:15
but you gaveverdi me the greatestEn büyük gifthediye because I'm going to dieölmek."
456
1130000
2000
ama bana en büyük hediyeyi verdin çünkü öleceğim.", demiş.
19:18
And she playedOyunun the recordingkayıt for us in the roomoda.
457
1133000
2000
Ve kadın bizim için kaydı salonda oynattı.
19:20
She was on LarryLarry KingKral latersonra, and he said, "You're probablymuhtemelen wonderingmerak ediyor
458
1135000
3000
Daha sonra Larry King'e çıktı, erkek arkadaşı şöyle demiş, "Muhtemelen
19:23
how on EarthDünya this could happenolmak to you twiceiki defa." And he said,
459
1138000
2000
bunun nasıl olup da iki kere başına geldiğini merak ediyorsun." Ve demiş ki,
19:25
"All I can say to you is, this mustşart be God'sTanrı'nın messagemesaj to you,
460
1140000
3000
"Sana söyleyebileceğim yalnızca şu, bu sana Tanrı'nın bir mesajı,
19:28
honeybal. From now on, everyher day give your all, love your all.
461
1143000
3000
canım. Şu andan sonra, her gün tüm kalbini ver, tüm kalbinle sev.
19:31
Don't let anything ever stop you." She finishestamamlandıktan, and a man standsstandları up
462
1146000
4000
Hiçbir şeyin seni durdurmasına izin verme." Bitirdiğinde, bir adam ayağa
19:35
and he saysdiyor, "I'm from PakistanPakistan; I'm a MuslimMüslüman.
463
1150000
2000
kalkıyor ve diyor ki, "Ben Pakistan'danım, Müslümanım.
19:38
I'd love to holdambar your handel and say
464
1153000
2000
Keşke elini tutup, üzgünüm, diyebilseydim,
19:40
I'm sorry, but, franklyaçıkçası, this is retributionintikam." I can't tell you the restdinlenme
465
1155000
4000
ama, açıkçası, bu yapılanların cezası." Devamını anlatamam
19:44
because I'm out of time.
466
1159000
3000
çünkü vaktim doldu.
19:47
(LaughterKahkaha)
467
1162000
6000
(Gülüşmeler)
19:57
10 secondssaniye.
468
1172000
2000
10 saniye.
19:59
(ApplauseAlkış)
469
1174000
3000
(Alkışlar)
20:02
10 secondssaniye, that's all. I want to be respectfulsaygılı. 10 secondssaniye.
470
1177000
2000
10 saniye, hepsi bu kadar. Saygılı olmak istiyorum. 10 saniye.
20:04
All I can tell you is, I broughtgetirdi this man on stageevre
471
1179000
2000
Size şunu söyleyeyim, bu adamı, New York'lu Dünya Ticaret Merkezi'nde
20:06
with a man from NewYeni YorkYork who workedişlenmiş in the WorldDünya TradeTicaret CenterMerkezi,
472
1181000
3000
çalışmış bir adamla birlikte sahneye çıkardım,
20:09
because I had about 200 NewYeni YorkersYorklu there. More than 50
473
1184000
2000
çünkü orada yaklaşık 200 New York'lu vardı. 50'den fazlası
20:11
lostkayıp theironların entiretüm companiesşirketler, theironların friendsarkadaşlar, markingişaretleme off theironların
474
1186000
3000
şirketlerinin tamamını, arkadaşlarını kaybetmiş, Palm Pilotlarındaki
20:14
PalmPalm PilotsPilotlar -- one financialmali tradertüccar, this womankadın madeyapılmış of steelçelik, bawlinghıçkıra ağlamaya --
475
1189000
3000
isimleri çiziyorlar -- bir borsa simsarı, çelik gibi sinirleri olan bir kadın, feryat ediyor --
20:18
30 friendsarkadaşlar crossinggeçit off that all diedvefat etti.
476
1193000
1000
ölmüş olan 30 arkadaşının adının üstünü çiziyor.
20:20
And what I did to people is said, "What are we going to focusodak on?
477
1195000
3000
Ve ben insanlara şunu sordum, "Neye odaklanacağız?
20:24
What does this mean and what are we going to do?"
478
1199000
2000
Bu ne anlama geliyor ve ne yapacağız?"
20:27
And I tookaldı the groupgrup and got people to focusodak on:
479
1202000
2000
Ve grubu alıp insanların odaklanmasını sağladım,
20:29
if you didn't losekaybetmek somebodybirisi todaybugün, your focusodak is going to be
480
1204000
2000
eğer bugün birini kaybetmediyseniz, başka birine nasıl
20:31
how to serveservis somebodybirisi elsebaşka. There are people --
481
1206000
2000
yararınız dokunabileceğine odaklanacaksınız. Bu insanlar --
20:33
then one womankadın got up and she was so angrykızgın and screamingbağıran and yellingseslenme.
482
1208000
2000
o anda bir kadın ayağa kalktı ve çok sinirliydi ve çığlık atıyordu ve bağırıyordu.
20:36
Then I foundbulunan out she wasn'tdeğildi from NewYeni YorkYork; she's not an AmericanAmerikan;
483
1211000
1000
Sonrasında öğrendim ki New York'tan değilmiş, Amerikan değilmiş,
20:38
she doesn't know anybodykimse here. I said, "Do you always get angrykızgın?"
484
1213000
2000
buradaki kimseyi de tanımıyormuş. Dedim ki, "Her zaman sinirlenir misin?"
20:41
She said, "Yes." GuiltySuçlu people got guiltysuçlu, sadüzgün people got sadüzgün.
485
1216000
2000
Dedi ki, "Evet." Suçlu insanlar suçlu hissetti, üzgün insanlar üzgün.
20:44
And I tookaldı these two menerkekler and did what I call an indirectdolaylı negotiationmüzakere.
486
1219000
3000
Ve ben bu iki adamı alıp dolaylı uzlaşma dediğim şeyi yaptım.
20:47
JewishYahudi man with familyaile in the occupiedmeşgul territorybölge, someonebirisi in NewYeni YorkYork
487
1222000
3000
Bahsi geçen bölgede ailesi olan Yahudi bir adam, o gün işte olsa
20:50
who would have diedvefat etti if he was at work that day, and this man
488
1225000
3000
ölmüş olabilecek bir New York'lu ve terörist olmak isteyip
20:53
who wanted to be a terroristterörist and madeyapılmış it very clearaçık.
489
1228000
1000
bunu açıkça belli ettmiş bu adam.
20:55
And the integrationbütünleşme that happenedolmuş is on a filmfilm,
490
1230000
1000
Ve o gün olan birleşim filme kayıtlı,
20:57
whichhangi I'll be happymutlu to sendgöndermek you, so you can really see
491
1232000
2000
ki size göndermekten mutluluk duyarım, böylece benim anlatımım
20:59
what actuallyaslında happenedolmuş insteadyerine of my verbalizationsözle ifade of it,
492
1234000
1000
yerine gerçekten ne olduğunu görebilirsiniz.
21:01
but the two of them not only camegeldi togetherbirlikte and
493
1236000
1000
Ama bu iki kişi sadece bir araya gelmekle kalmayıp
21:03
changeddeğişmiş theironların beliefsinançlar and moralstöre of the worldDünya,
494
1238000
1000
inançlarını ve dünyayla ilgili doğrularını değiştirdiler,
21:04
but they workedişlenmiş togetherbirlikte to bringgetirmek, for almostneredeyse fourdört yearsyıl now,
495
1239000
2000
ama, yaklaşık dört yıldan beri, birçok cami ve sinagog aracılığıyla,
21:07
throughvasitasiyla variousçeşitli mosquesCamiler and synagoguessinagog, the ideaFikir
496
1242000
2000
barışın nasıl oluşturulacağı fikrini aktarmak için
21:09
of how to createyaratmak peaceBarış. And he wroteyazdı a bookkitap, whichhangi is calleddenilen
497
1244000
2000
beraber çalıştılar. Ve bir kitap yazdı, adı da
21:11
"My JihadCihad, My Way of PeaceBarış." So, transformationdönüşüm can happenolmak.
498
1246000
4000
"Cihatım, Barış Yolum." Yani, dönüşüm gerçekleşebilir.
21:15
So my invitationdavet to you is this: explorekeşfetmek your web, the web in here --
499
1250000
5000
Sizi davet ettiğim şey şu; ağınızı inceleyin, buradaki ağınızı --
21:21
the needsihtiyaçlar, the beliefsinançlar, the emotionsduygular that are controllingkontrol you,
500
1256000
4000
sizi kontrol eden ihtiyaçlar, inançlar, duygular.
21:25
for two reasonsnedenleri: so there's more of you to give -- and achievebaşarmak too,
501
1260000
3000
İki sebeple; böylece daha çok şey verebilirsiniz ve başarabilirsiniz de,
21:28
we all want to do it -- but I mean give,
502
1263000
2000
bunu yapmayı hepimiz istiyoruz. Ama verin diyorum,
21:30
because that's what's going to filldoldurmak you up. And secondlyikinci olarak,
503
1265000
2000
çünkü sizi tamamlayacak şey bu. Ve ikinci olarak,
21:32
so you can appreciateanlamak -- not just understandanlama, that's intellectualentellektüel,
504
1267000
3000
böylece takdir edebilirsiniz -- sadece anlamakla kalmazsınız, zekice,
21:35
that's the mindus -- but appreciateanlamak what's drivingsürme other people.
505
1270000
3000
akıllıca -- bununla birlikte diğer insanları harekete geçiren şeyleri de takdir edersiniz.
21:38
It's the only way our world'sDünyanın en going to changedeğişiklik. God blesskutsamak you.
506
1273000
2000
Dünyamızın değişmesinin tek yolu bu. Tanrı sizi korusun.
21:40
Thank you. I hopeumut this was of servicehizmet.
507
1275000
2000
Teşekkürler. Umarım yardımcı olabilmişimdir.
21:42
(ApplauseAlkış)
508
1277000
3000
(Alkışlar)
Translated by Evrim Feyyaz Persembe
Reviewed by Ramazan Gurer

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Tony Robbins - Life coach; expert in leadership psychology
Tony Robbins makes it his business to know why we do the things we do. The pioneering life coach has spoken to millions of people through his best-selling books and three-day seminars.

Why you should listen

Tony Robbins might have one of the world's most famous smiles; his beaming confidence has helped sell his best-selling line of self-help books, and fill even his 10,000-seat seminars. What's less known about the iconic motivational speaker is the range and stature of his personal clients. From CEOs to heads of state to Olympic athletes, a wide swath of high-performing professionals (who are already plenty motivated, thank you very much) look to him for help reaching their full potential.

Robbins' expertise in leadership psychology is what brought him to TED, where his spontaneous on-stage interaction with Al Gore created an unforgettable TED moment. It also perfectly demonstrated Robbins' direct -- even confrontational -- approach, which calls on his listeners to look within themselves, and find the inner blocks that prevent them from finding fulfillment and success. Some of his techniques -- firewalking, for example -- are magnets for criticism, but his underlying message is unassailable: We all have the ability to make a positive impact on the world, and it's up to us, as individuals, to overcome our fears and foibles to reach that potential.

Robbins has won many accolades for his work -- including his memorable performance in the Jack Black comedy Shallow Hal. (It was a small but vital role.) His Anthony Robbins Foundation works with the homeless, elderly and inner-city youth, and feeds more than 2 million people annually through its International Basket Brigade.

More profile about the speaker
Tony Robbins | Speaker | TED.com