TEDWomen 2017
Teresa Njoroge: What I learned serving time for a crime I didn't commit
Teresa Njoroge: İşlemediğim bir suç yüzünden hapis yatmak bana ne öğretti
Filmed:
Readability: 4.1
1,361,792 views
2011 yılında Teresa Njoroge işlemediği finansal bir suçtan ötürü mahkûm edildi, evi Kenya'da bitmek bilmeyen sahte suçlamalar ve giderek artan rüşvet teklifleri sonucunda bu karar kılındı. Hapsedildikten sonra oradaki tüm diğer kadın ve küçük kızların yetersiz eğitim ve ekonomik fırsatlardan ötürü aynı bozuk sistemin mağdurları olduğunu fark etti. Tüm suçlarından aklanmış ve özgür olarak Njoroge, daha iyi bir hayat kurmak adına bu kadınların yoksulluk ve suç döngüsünü kırmak için onlara beceri, araç ve destek sağlıyor.
Teresa Njoroge - Criminal and social justice reform advocate
At Clean Start Kenya, Teresa Njoroge builds bridges connecting the formerly imprisoned to the outside world and vice versa. Full bio
At Clean Start Kenya, Teresa Njoroge builds bridges connecting the formerly imprisoned to the outside world and vice versa. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:12
When I heard those bars
0
760
3576
Parmaklıkların sert bir şekilde
00:16
slam hard,
1
4360
1240
kapandığını duyduğumda,
00:20
I knew it was for real.
2
8119
1721
bunun gerçek olduğunu anladım.
00:23
I feel confused.
3
11520
1960
Kafam çok karışıktı.
00:26
I feel betrayed.
4
14480
2280
İhanete uğramış hissettim.
00:29
I feel overwhelmed.
5
17880
2800
Ezilmiş hissettim.
00:33
I feel silenced.
6
21760
2720
Susturulmuş hissettim.
00:37
What just happened?
7
25760
1320
Az önce ne olmuştu?
00:40
How could they send me here?
8
28680
2000
Beni buraya nasıl gönderebildiler?
00:44
I don't belong here.
9
32040
2000
Buraya ait değilim.
00:47
How could they make such a huge mistake
10
35360
3896
Hareketlerinin hiçbir sonucu olmadan
00:51
without any repercussions
whatsoever to their actions?
whatsoever to their actions?
11
39280
4400
böylesine büyük bir hatayı
nasıl yapabildiler?
nasıl yapabildiler?
00:57
I see large groups of women
12
45080
3416
Kalabalık kadın grupları görüyorum,
01:00
in tattered uniforms
13
48520
2336
eski püskü üniformalı
01:02
surrounded by huge walls and gates,
14
50880
4536
dört bir tarafında koca duvar
ve kapılar olan
ve kapılar olan
01:07
enclosed by iron barbed wires,
15
55440
3296
demir dikenli tellerle çevrilmiş
01:10
and I get hit by an awful stench,
16
58760
3320
ve kötü bir kokuyla irkiliyorum
01:14
and I ask myself,
17
62880
1520
ve kendime soruyorum,
01:17
how did I move
18
65519
1801
nasıl oldu da
01:20
from working in the respected
financial banking sector,
financial banking sector,
19
68320
4840
saygıdeğer finansal bankacılık
sektöründe çalışırken,
sektöründe çalışırken,
01:26
having worked so hard in school,
20
74120
3000
okulda çok çalışkan bir öğrenciyken,
01:30
to now being locked up
21
78000
2576
Kenya'nın en büyük
01:32
in the largest correctional facility
22
80600
3216
kadın ıslahevine
01:35
for women in Kenya?
23
83840
2080
kapatıldım?
01:39
My first night
24
87520
2136
Langata maksimum güvenlikli
01:41
at Langata Women Maximum Security Prison
25
89680
4136
kadın cezaevindeki ilk gecem,
01:45
was the toughest.
26
93840
1200
en zoruydu.
01:48
In January of 2009,
27
96400
3056
2009 yılı Ocak ayında,
01:51
I was informed that I had handled
a fraudulent transaction unknowingly
a fraudulent transaction unknowingly
28
99480
4656
çalıştığım bankada farkında olmadan
sahte para transferi yaptığım söylendi.
01:56
at the bank where I worked.
29
104160
1800
01:58
I was shocked, scared and terrified.
30
106680
4616
Şok olmuştum, korkmuştum
ve dehşete düşmüştüm.
ve dehşete düşmüştüm.
02:03
I would lose a career
that I loved passionately.
that I loved passionately.
31
111320
3960
Tutkuyla bağlı olduğum
kariyerimi kaybedebilirdim.
kariyerimi kaybedebilirdim.
02:09
But that was not the worst.
32
117320
3056
Ama en kötüsü bu değildi.
02:12
It got even worse
than I could have ever imagined.
than I could have ever imagined.
33
120400
4120
Hayal ettiğimden çok daha kötüsü oldu.
02:17
I got arrested,
34
125920
1600
Tutuklandım,
02:20
maliciously charged
35
128440
2136
kötü niyetle yargılandım
02:22
and prosecuted.
36
130600
1240
ve infaz edildim.
02:26
The absurdity of it all
was the arresting officer
was the arresting officer
37
134440
4576
İşin tuhaf yanı ise
beni tutuklayan memurun
beni tutuklayan memurun
02:31
asking me to pay him 10,000 US dollars
38
139040
5136
kendisine 10.000 dolar verirsem
02:36
and the case would disappear.
39
144200
2280
davanın kayıplara karışacağını
söylemesiydi.
söylemesiydi.
02:39
I refused.
40
147840
1200
Reddettim.
02:42
Two and a half years on,
41
150560
2736
İki buçuk sene boyunca,
02:45
in and out of courts,
42
153320
1736
mahkeme salonlarında
02:47
fighting to prove my innocence.
43
155080
3456
masumiyetimi ispatlamak için savaştım.
02:50
It was all over the media,
44
158560
2976
Gazetelerde, TV'de, radyoda,
02:53
in the newspapers, TV, radio.
45
161560
4136
konu medyanın her yerindeydi.
02:57
They came to me again.
46
165720
1560
Yeniden yanıma geldiler.
03:00
This time around, said to me,
47
168120
3456
Bu kez bana
03:03
"If you give us 50,000 US dollars,
48
171600
4480
"Eğer 50.000 dolar verirsen
03:09
the judgement will be in your favor,"
49
177080
3200
yargılama senin lehine olacak." dediler,
03:13
irrespective of the fact
that there was no evidence whatsoever
that there was no evidence whatsoever
50
181480
4080
üstelik karşı karşıya kaldığım
suçlamalarda
suçlamalarda
03:18
that I had any wrongdoing
51
186480
2216
bir kabahatim olduğuna dair
03:20
on the charges that I was up against.
52
188720
2280
bir kanıt olmadığı gerçeğine aldırmadan.
03:25
I remember the events
53
193280
2456
Altı yıl önce
03:27
of my conviction
54
195760
1856
mahkûmiyetim sırasında
03:29
six years ago
55
197640
2576
yaşadıklarımı
03:32
as if it were yesterday.
56
200240
1680
dün gibi hatırlıyorum.
03:35
The cold, hard face of the judge
57
203320
3576
Hakimin soğuk ve sert bir şekilde
03:38
as she pronounced my sentence
58
206920
2776
işlemediğim bir suç için
03:41
on a cold Thursday morning
59
209720
2160
aldığım cezayı telaffuz ettiği,
03:45
for a crime that I hadn't committed.
60
213080
2960
soğuk bir Perşembe sabahı.
Konuştuğum dilde
03:49
I remember holding
61
217160
1976
03:51
my three-month-old beautiful daughter
62
219160
2920
"gerçek ve adalet"
anlamına gelen
anlamına gelen
03:55
whom I had just named Oma,
63
223080
2320
Oma adını verdiğim,
03:58
which in my dialect
means "truth and justice,"
means "truth and justice,"
64
226280
4456
uzun zamandır özlemini çektiğim
04:02
as that was what I had longed so much for
65
230760
4856
üç aylık güzel kızımı
04:07
all this time.
66
235640
1200
tuttuğumu hatırlıyorum.
04:09
I dressed her in her
favorite purple dress,
favorite purple dress,
67
237960
3616
Ona en sevdiği
pembe giyisisini giydirmiştim
pembe giyisisini giydirmiştim
04:13
and here she was, about to accompany me
68
241600
3440
ve burada parmaklıklar ardında
04:17
to serve this one-year sentence
69
245840
2736
bir senelik cezamı çekerken
04:20
behind bars.
70
248600
1360
bana eşlik etmek üzereydi.
04:24
The guards did not seem
sensitive to the trauma
sensitive to the trauma
71
252280
3736
Gardiyanlar yaşadıklarımın
yol açtığı travmaya
yol açtığı travmaya
04:28
that this experience was causing me.
72
256040
2960
duyarlı görünmüyorlardı.
04:32
My dignity and humanity disappeared
73
260440
3960
Giriş işlemleri ile
04:37
with the admission process.
74
265320
1960
itibarım ve insanlığım kayboldu.
04:41
It involved me being
searched for contrabands,
searched for contrabands,
75
269840
3160
Kaçak eşyalara karşı arandım,
04:46
changed from my ordinary clothes
76
274680
3296
günlük kıyafetlerimi çıkardım
04:50
to the prison uniform,
77
278000
1896
ve hapishane üniformasını giydim,
04:51
forced to squat on the ground,
78
279920
2680
yere çömelmeye zorlandım,
04:55
a posture that I soon came to learn
79
283800
2480
bu pozisyon, önümde beni bekleyen
04:59
would form the routine
80
287080
2856
binlerce aramadan
05:01
of the thousands of searches,
81
289960
2480
ve sayımdan sonra
05:05
number counts,
82
293200
1496
artık bir rutin hâline
05:06
that lay ahead of me.
83
294720
1480
gelecekti.
05:11
The women told me,
84
299000
1480
Kadınlar bana şunu söyledi:
05:13
"You'll adjust to this place.
85
301360
1960
"Buraya alışacaksın.
05:16
You'll fit right in."
86
304200
1680
Çok iyi uyum sağlayacaksın."
05:19
I was no longer referred to
as Teresa Njoroge.
as Teresa Njoroge.
87
307280
4056
Artık Teresa Njoroge değildim.
05:23
The number 415/11 was my new identity,
88
311360
4736
Yeni kimliğim 415/11 idi
05:28
and I soon learned that was
the case with the other women
the case with the other women
89
316120
3816
ve kısa sürede aynı mekânı
paylaştığım diğer kadınlar için de
paylaştığım diğer kadınlar için de
05:31
who we were sharing this space with.
90
319960
2320
durumun aynı olduğunu öğrendim.
05:36
And adjust I did to life on the inside:
91
324040
3680
Ve içerideki yaşama alışmıştım:
05:40
the prison food,
92
328680
1480
hapishane yemeği,
05:43
the prison language,
93
331160
1800
hapishane dili,
05:45
the prison life.
94
333920
1976
hapishane yaşamı.
05:47
Prison is certainly no fairytale world.
95
335920
4760
Hapishane kesinlikle
bir peri masalı dünyası değil.
bir peri masalı dünyası değil.
05:54
What I didn't see come my way
96
342720
2616
Karşıma çıkabileceğini düşünmediğim şey
05:57
was the women and children
97
345360
2920
zamanı ve mekânı paylaştığım
06:01
whom we served time and shared space with,
98
349840
4080
kadın ve çocuklardı;
06:07
women who had been imprisoned
99
355560
3896
bu sistemin suçları yüzünden
06:11
for crimes of the system,
100
359480
3056
hapsedilmişlerdi,
06:14
the corruption that requires a fall guy,
101
362560
4760
bir şamar oğlanı,
06:20
a scapegoat,
102
368240
1896
bir günah keçisi isteyen yozlaşma,
06:22
so that the person who is responsible
103
370160
2856
asıl sorumlu kişi
06:25
could go free,
104
373040
1200
özgür kalabilsin diye,
06:27
a broken system that routinely
vilifies the vulnerable,
vilifies the vulnerable,
105
375600
6656
sürekli zayıfı tekmeleyen
bozuk bir sistem,
bozuk bir sistem,
06:34
the poorest amongst us,
106
382280
2296
aramızdaki en yoksullar,
06:36
people who cannot afford to pay bail
107
384600
3096
kefalet veya rüşvet vermeye
06:39
or bribes.
108
387720
1200
gücü yetmeyen insanlar.
06:43
And so we moved on.
109
391560
1320
Böylece devam ettik.
06:46
As I listened to story after story
110
394760
2936
Hapishanedeki bir yıl boyunca
06:49
of these close to 700 women
111
397720
3216
neredeyse 700 kadar kadının
06:52
during that one year in prison,
112
400960
2960
hikâyelerini dinledikçe
06:57
I soon realized that crime
113
405360
3896
bu kadınları hapishaneye düşüren şeyin
07:01
was not what had brought
these women to prison,
these women to prison,
114
409280
4160
suç olmadığını fark ettim.
07:06
most of them,
115
414480
1200
Onların çoğu
07:08
far from it.
116
416480
1600
bundan uzaktılar.
07:11
It had started with the education system,
117
419000
4240
Sorun herkese eşit şartlarda
07:16
whose supply and quality
is not equal for all;
is not equal for all;
118
424800
4360
ve kalitede sunulmayan
eğitim sistemiyle başlıyor;
eğitim sistemiyle başlıyor;
07:22
lack of economic opportunities
119
430280
2960
ekonomik imkân yetersizliği
07:26
that pushes these women
to petty survival crimes;
to petty survival crimes;
120
434240
4856
bu kadınları küçük suçlara itiyor;
07:31
the health system,
121
439120
2136
sağlık sistemi,
07:33
social justice system,
122
441280
2216
sosyal adalet sistemi,
07:35
the criminal justice system.
123
443520
2416
ceza adaleti sistemi.
07:37
If any of these women,
124
445960
2416
Çoğu fakir çevrelerden gelen
07:40
who were mostly from poor backgrounds,
125
448400
2856
bu kadınlardan herhangi biri
07:43
fall through the cracks
126
451280
2696
çoktan kırılmış olan sistemin
07:46
in the already broken system,
127
454000
3056
çatlaklarından düşerse
07:49
the bottom of that chasm is a prison,
128
457080
3776
o çatlağın altında hapishane var,
07:52
period.
129
460880
1200
işte bu kadar.
07:56
By the time I completed
my one-year sentence
my one-year sentence
130
464440
3296
Langata maksimum güvenlikli
kadın cezaevinde
kadın cezaevinde
07:59
at Langata Women Maximum Prison,
131
467760
2360
bir senelik cezamı tamamladığımda,
08:03
I had a burning conviction
132
471000
2560
yoksulluk nedeniyle
08:06
to be part of the transformation
133
474960
3896
hapishane içinde ve dışında
08:10
to resolve the injustices
134
478880
2536
hayatın döner kapısına sıkışmış
08:13
that I had witnessed
135
481440
1696
kadın ve küçük kızlara yapılan
08:15
of women and girls
136
483160
1736
tanık olduğum
08:16
who were caught up in a revolving door
137
484920
2776
tüm adaletsizlikleri gidermek için
08:19
of a life in and out of prison
138
487720
2536
dönüşümün bir parçası olmak için
08:22
due to poverty.
139
490280
1240
yanıp tutuşuyordum.
08:25
After my release,
140
493600
1896
Salınmamdan sonra,
08:27
I set up Clean Start.
141
495520
1840
Clean Start'ı kurdum.
08:30
Clean Start is a social enterprise
142
498320
3496
Clean Start sosyal bir girişim
08:33
that seeks to give these women and girls
143
501840
2976
ve kadınlara ve küçük kızlara
08:36
a second chance.
144
504840
1440
ikinci bir şans vermeyi amaçlıyor.
08:39
What we do is we build bridges for them.
145
507200
3696
Biz onlar için bir köprü inşa ediyoruz.
08:42
We go into the prisons, train them,
146
510920
2776
Hapishanelere gidiyoruz,
onları eğitiyoruz,
onları eğitiyoruz,
08:45
give them skills, tools and support
147
513720
3055
beceri kazandırıyoruz,
araç ve destek sağlıyoruz,
araç ve destek sağlıyoruz,
08:48
to enable them to be able
to change their mindsets,
to change their mindsets,
148
516799
3417
zihinlerini, davranışlarını ve tutumlarını
08:52
their behaviors and their attitudes.
149
520240
2319
değiştirmelerini sağlıyoruz.
08:55
We also build bridges into the prisons
150
523400
4416
Kurumsal sektörden hapishanelere de
08:59
from the corporate sector --
151
527840
1976
köprüler kuruyoruz --
09:01
individuals, organizations
152
529840
2136
Clean Start ile ortak olacak
09:04
that will partner with Clean Start
153
532000
1976
bireyler, teşkilatlar,
09:06
to enable us to provide employment,
154
534000
2416
bize istihdam olanakları tanıyarak,
09:08
places to call home,
155
536440
2056
yeniden topluma girdiklerinde
09:10
jobs, vocational training,
156
538520
2136
genç kız ve kadınlara,
09:12
for these women, girls,
157
540680
2296
küçük çocuk ve adamlara,
09:15
boys and men,
158
543000
1456
ev diyebilecekleri bir yer
09:16
upon transition back into society.
159
544480
2560
ve mesleki eğitim sağlamamızı
mümkün kılıyor.
mümkün kılıyor.
09:20
I never thought
160
548960
1600
Bir gün gelip de
09:23
that one day
161
551440
1736
ceza adaleti sistemi içinde
09:25
I would be giving stories
162
553200
1896
çok yaygın olan
09:27
of the injustices that are so common
163
555120
3536
adaletsizliklerle ilgili
hikâyeler paylaşacağımı
hikâyeler paylaşacağımı
09:30
within the criminal justice system,
164
558680
2280
hiç düşünmemiştim
09:34
but here I am.
165
562360
1440
ama buradayım.
09:37
Every time I go back to prison,
166
565480
2120
Hapishaneye her gidişimde,
09:40
I feel a little at home,
167
568520
1920
kendimi biraz evimde hissederim
09:43
but it is the daunting work
168
571240
4856
ama beni geceleri ayakta tutan şey
09:48
to achieve the vision
169
576120
1936
hayali gerçekleştirmek için
09:50
that keeps me awake at night,
170
578080
2280
korkusuzca çalışmak,
09:54
connecting the miles to Louisiana,
171
582080
4016
Louisina'ya kadar köprü kurmak,
09:58
which is deemed as the incarceration
capital of the world,
capital of the world,
172
586120
5400
dünyanın hapsetme merkezi olarak addedilen
10:04
carrying with me stories
173
592240
2856
yanımda hapishanede tanıştığım
10:07
of hundreds of women
174
595120
2296
yüzlerce kadının
10:09
whom I have met within the prisons,
175
597440
3176
hikâyesini taşıyorum,
10:12
some of whom are now
embracing their second chances,
embracing their second chances,
176
600640
4536
bazıları ikinci şanslarını değerlendiriyor
10:17
and others who are still
on that bridge of life's journey.
on that bridge of life's journey.
177
605200
5240
diğerleryse hâlâ
hayat köprüsünde.
hayat köprüsünde.
10:24
I embody a line
178
612560
1720
Büyük Maya Angelou'nun bir sözünü
10:27
from the great Maya Angelou.
179
615400
2480
hayata geçirdim.
10:31
"I come as one,
180
619040
2536
"Bir kişi olarak geldim
10:33
but I stand as 10,000."
181
621600
2880
ama 10.000 kişi olarak önünüzdeyim."
10:37
(Applause)
182
625120
4080
(Alkışlar)
10:45
For my story is singular,
183
633640
3456
Benim hikâyem çok özel
10:49
but imagine with me
184
637120
1800
ama bugün hapiste olan
10:51
the millions of people
185
639680
3496
ve özgürlüğü arzulayan
10:55
in prisons today,
186
643200
2240
milyonlarca insanı
10:58
yearning for freedom.
187
646280
2680
hep birlikte bir düşünelim.
11:03
Three years post my conviction
188
651040
4176
Mahkûmiyetimden üç yıl
11:07
and two years post my release,
189
655240
3416
ve salınmamdan iki yıl sonra
11:10
I got cleared by the courts of appeal
190
658680
2976
istinaf mahkemesi tarafından
tüm kabahatlerimden
tüm kabahatlerimden
11:13
of any wrongdoing.
191
661680
1536
aklandım.
11:15
(Applause)
192
663240
3760
(Alkışlar)
11:20
Around the same time,
193
668760
2056
Aynı süre zarfında,
11:22
I got blessed with my son,
194
670840
2176
oğlumla müjdelendim.
11:25
whom I named Uhuru,
195
673040
2256
Adını ise
11:27
which in my dialect means "freedom."
196
675320
3056
benim dilimdeki "özgürlük"
anlamına gelen Uhuru koydum.
anlamına gelen Uhuru koydum.
11:30
(Applause)
197
678400
4056
(Alkışlar)
11:34
Because I had finally gotten the freedom
198
682480
3496
Çünkü uzun zamandır hasretini çektiğim
11:38
that I so longed for.
199
686000
1880
özgürlüğe kavuştum.
11:40
I come as one,
200
688720
2136
Bir kişi olarak geldim
11:42
but I stand as 10,000,
201
690880
2576
ama 10.000 kişi olarak önünüzdeyim,
11:45
encouraged by the hard-edged hope
202
693480
4656
binlerce insanın bir araya gelmesinin
11:50
that thousands of us have come together
203
698160
3776
yadsınamaz umuduyla
11:53
to reform and transform
the criminal justice system,
the criminal justice system,
204
701960
5240
ceza adaleti sistemini dönüştürmek için
12:00
encouraged that we are doing our jobs
205
708000
4256
işlerimizi olması gerektiği gibi
12:04
as we are meant to do them.
206
712280
2280
yapıyor olmamızdan cesaret alarak.
12:07
And let us keep doing them
207
715120
2376
İşimizi özür dilemeden
12:09
with no apology.
208
717520
1800
yapmaya devam edelim.
12:12
Thank you.
209
720040
1216
Teşekkür ederim.
12:13
(Applause)
210
721280
3520
(Alkışlar)
ABOUT THE SPEAKER
Teresa Njoroge - Criminal and social justice reform advocateAt Clean Start Kenya, Teresa Njoroge builds bridges connecting the formerly imprisoned to the outside world and vice versa.
Why you should listen
Teresa Njoroge is the cofounder and CEO of Clean Start Kenya. She was pursuing her childhood dream, a career in banking, when she was falsely accused of a fraudulent transaction. Sentenced to imprisonment in the High Security Langata Women’s Maximum Prison, Njoroge was forced to bring her three-month-old baby with her.
What began as a loss of career and social standing led to her purpose in life, advocating for Kenyan women, youth and men trapped in a cycle of poverty, survival, petty crimes and life behind bars and equipping them with entrepreneurial skills, jobs and formal education. Later cleared of any wrongdoing, Njoroge is now a beacon of hope and second chances to thousands, with her mission to build up the bottom-of-the-pyramid economy and an inclusive Africa. As she writes: "I am an optimistic, self-driven social entrepreneur with over a decade of progressive experience in economic and social justice work, in my journey from 'I can do it' to 'I did it'!"
Teresa Njoroge | Speaker | TED.com