TEDIndia 2009
Eve Ensler: Embrace your inner girl
Eve Ensler: İçinizdeki kızı kucaklayın
Filmed:
Readability: 3.4
1,469,537 views
Bu tutku dolu konuşmasında Eve Ensler hepimizin içinde -- bize baskı altına almamızı öğrettikleri-- bir kız hücresi bulunduğunu söylüyor. Kız olmanın şaşkınlık verici gücünü, dünyanın dört bir yanındaki kızların şok edici zorlukları ve şiddeti alt edişlerinin samimi öykülerini anlatıyor.
Eve Ensler - Playwright, activist
Eve Ensler created the ground-breaking "Vagina Monologues," whose success propelled her to found V-Day -- a movement to end violence against women and girls everywhere. Full bio
Eve Ensler created the ground-breaking "Vagina Monologues," whose success propelled her to found V-Day -- a movement to end violence against women and girls everywhere. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:15
Namaste. Good morning.
0
0
3000
Namaste. Günaydın.
00:18
I'm very happy to be here in India.
1
3000
2000
Burada Hindistan'da olmaktan çok mutluyum.
00:20
And I've been thinking a lot about what I have learned
2
5000
3000
Özellikle bu son 11 yıl içinde kadınlara karşı kullanılan şiddete
00:23
over these last particularly 11 years
3
8000
3000
son vermek isteyen kızlar ve kadınlarla
00:26
with V-Day and "The Vagina Monologues,"
4
11000
2000
bir araya gelmek için V-day ve
00:28
traveling the world,
5
13000
2000
Vajina Monologları ile
00:30
essentially meeting with women and girls across the planet
6
15000
2000
dünyayı gezerken neler öğrendiğim konusu üzerinde
00:32
to stop violence against women.
7
17000
3000
çok fazla düşünüyorum.
00:35
What I want to talk about today
8
20000
2000
Sizinle bugün konuşmak istediğim şey
00:37
is this particular cell,
9
22000
3000
şu özel HÜCRE, veya
00:40
or grouping of cells, that is in each and every one of us.
10
25000
3000
bir grup hücre, ve bu hepimizde tek tek mevcut.
00:43
And I want to call it the girl cell.
11
28000
3000
Ve onlara kız hücre demek istiyorum.
00:46
And it's in men as well as in women.
12
31000
2000
Ve kadınlarda olduğu kadar erkeklerde de varlar.
00:48
I want you to imagine that this particular grouping of cells
13
33000
4000
Bu bir grup hücrenin türümüzün evriminde merkezi rolde olduklarını
00:52
is central to the evolution of our species
14
37000
3000
ve insan ırkının devamına katkıda bulunduklarını
00:55
and the continuation of the human race.
15
40000
3000
hayal etmenizi istiyorum.
00:58
And I want you imagine that at some point in history
16
43000
2000
Tarihin bir noktasında, bir grup GÜÇ sahibi insanın
01:00
a group of powerful people invested in owning and controlling the world
17
45000
4000
dünyaya sahip olma ve dünyayı kontrol altına alma yolunun
01:04
understood that the suppression of this particular cell,
18
49000
4000
bu özel hücrelerin baskılanmasıyla,
01:08
the oppression of these cells,
19
53000
2000
bu hücrelere eziyet edilmesiyle,
01:10
the reinterpretation of these cells,
20
55000
2000
bu hücrelerin yeniden yorumlandırılmasıyla,
01:12
the undermining of these cells,
21
57000
2000
bu hücrelerin küçümsenmesi,
01:14
getting us to believe in the weakness of these cells
22
59000
2000
bu hücrelerin güçsüzlüğüne inandırılıp
01:16
and the crushing, eradicating, destroying,
23
61000
4000
ezerek, silerek, tahrip ederek,
01:20
reducing these cells,
24
65000
3000
bu hücrelerin azaltılarak,
01:23
basically began the process of killing off the girl cell,
25
68000
3000
kısaca içsel kız hücreleri öldürme işlemiyle mümkün
01:26
which was, by the way, patriarchy.
26
71000
3000
olduğunu keşfettiklerini hayal edin.
01:29
I want you to imagine that the girl is a chip
27
74000
3000
Kız hücrenin kollektif bilincin makrokozmozunda
01:32
in the huge macrocosm of collective consciousness.
28
77000
3000
bir çip olduğunu hayal etmenizi istiyorum.
01:35
And it is essential to balance, to wisdom
29
80000
3000
Dengelemek, olgunluk ve geleceğimiz için
01:38
and to actually the future of all of us.
30
83000
4000
hayati bir öneme sahip.
01:42
And then I want you to imagine that this girl cell
31
87000
2000
Ve sonra sizden şunu hayal etmenizi istiyorum
01:44
is compassion,
32
89000
4000
bu kız hücre "şefkat"'dir
01:48
and it's empathy, and it's passion itself,
33
93000
2000
ve o empatidir, ve tutkunun ta kendisidir,
01:50
and it's vulnerability,
34
95000
2000
ve o kırılganlıktır,
01:52
and it's openness, and it's intensity,
35
97000
2000
ve o açıklık ve o yoğunluk
01:54
and it's association, and it's relationship,
36
99000
2000
ve o ortaklık ve o ilişki
01:56
and it is intuitive.
37
101000
3000
ve o sezgisel olmaktır.
01:59
And then let's think how compassion informs wisdom,
38
104000
4000
Ve şimdi şefkatin bilgeliği nasıl beslediğini düşünelim,
02:03
and that vulnerability is our greatest strength,
39
108000
3000
ve kırılganlığımızın en büyük gücümüz olduğunu,
02:06
and that emotions have inherent logic,
40
111000
2000
ve duygularımızın doğasında bir mantık olduğunu
02:08
which lead to radical, appropriate, saving action.
41
113000
3000
bunların kökten, uygun ve kurtaran eylemlere yol açtığını.
02:11
And then let's remember that we've been taught
42
116000
2000
Ve sonra da "hakim güçlerin" bizlere
02:13
the exact opposite by the powers that be,
43
118000
2000
tam tersini öğrettiklerini anımsayın,
02:15
that compassion clouds your thinking,
44
120000
2000
şefkatin düşüncelerinizi bulanıklaştırdığını,
02:17
that it gets in the way,
45
122000
2000
mani olduğunu,
02:19
that vulnerability is weakness,
46
124000
2000
kırılganlığın güçsüzlük olduğunu,
02:21
that emotions are not to be trusted,
47
126000
2000
ve duygulara güvenilmemesi gerektiğini
02:23
and you're not supposed to take things personally,
48
128000
2000
olayları "Şahsi!" algılamamamız gerektiğini,
02:25
which is one of my favorites.
49
130000
3000
ki bu benim en favorilerimden birisi.
02:28
I think the whole world has essentially
50
133000
3000
Aslında bütün toplumun kız olmamak için
02:31
been brought up not to be a girl.
51
136000
2000
yetiştirildiğini düşünüyorum.
02:33
How do we bring up boys? What does it mean to be a boy?
52
138000
2000
Erkekleri nasıl yetiştiriyoruz? Erkek olmak ne demek?
02:35
To be a boy really means not to be a girl.
53
140000
3000
Erkek olmak aslında kız olmamak demek.
02:38
To be a man means not to be a girl.
54
143000
3000
Adam olmak da kız olmamak demek.
02:41
To be a woman means not to be a girl.
55
146000
2000
kadın olmak da kız olmamak demek.
02:43
To be strong means not to be a girl.
56
148000
2000
Güçlü olmak da kız olmamak demek.
02:45
To be a leader means not to be a girl.
57
150000
2000
Bir lider olmak da kız olmamak demek.
02:47
I actually think that
58
152000
3000
Ben aslında şöyle düşünüyorum;
02:50
being a girl is so powerful
59
155000
3000
kız olmak o kadar güçlü bir şey ki
02:53
that we've had to train everyone not to be that.
60
158000
3000
herkesi kız olmamak için eğitmemiz gerekiyor.
02:56
(Laughter)
61
161000
6000
(alkışlar)
03:02
And I'd also like to say that the irony
62
167000
2000
Ve asıl ironin de, aslında,
03:04
of course, is that denying girl,
63
169000
2000
kız olmayı inkar etmenin
03:06
suppressing girl, suppressing emotion,
64
171000
2000
kızı baskılamanın, duyguları baskılamanın
03:08
refusing feeling has lead thus here.
65
173000
3000
duyguyu inkar etmenin bizi bu hale getirdiğini söylemek isterim.
03:11
Where we have now come to live in a world where
66
176000
3000
Yaşamakta olduğumuz bu dünya, şiddetin
03:14
the most extreme forms of violence,
67
179000
2000
en uç formlarıyla,
03:16
the most horrific poverty,
68
181000
3000
en korkunç açlıklarla, soykırımlarla,
03:19
genocide, mass rapes,
69
184000
2000
toplu tecavüzlerle,
03:21
the destruction of the Earth, is completely out of control.
70
186000
3000
ve dünyanın tahribatı ile, tamamen konrolden çıkmış durumda.
03:24
And because we have suppressed our girl cells
71
189000
2000
Ve kız hücrelerimizi baskıladığımız,
03:26
and suppressed our girl-ship,
72
191000
2000
içimizdeki kız ile ilişkimizi bastırdığımız için,
03:28
we do not feel what is going on.
73
193000
2000
ne olup bittiğini de hissedemiyoruz.
03:30
So, we are not being charged with
74
195000
4000
Ve, olan bitenlere uygun düşecek
03:34
the adequate response to what is happening.
75
199000
2000
tepkileri verecek duyguyu yüklenemiyoruz.
03:36
I want to talk a little bit about
76
201000
2000
Kongo Demokratik Cumhuriyeti hakkında
03:38
the Democratic Republic of Congo.
77
203000
2000
biraz konuşmak istiyorum.
03:40
For me, it was the turning point of my life.
78
205000
3000
Benim için hayatımın dönüm noktasıydı.
03:43
I have spent a lot of time there in the last three years.
79
208000
3000
Son üç yıldır orada çok fazla zaman geçirdim.
03:46
I feel up to that point I had seen a lot in the world,
80
211000
3000
O noktaya gelene kadar dünyada pek çok
03:49
a lot of violence.
81
214000
2000
şiddet dolu olay gördüğümü düşünüyordum.
03:51
I essentially lived in the rape mines of the world for the last 12 years.
82
216000
3000
Özellikle dünyanın tecavüz odaklarında 12 yıl geçirdim.
03:54
But the Democratic Republic of Congo
83
219000
3000
Ama Demokratik Kongo Cumhuriyeti
03:57
really was the turning point in my soul.
84
222000
4000
ruhumdaki dönüm noktası oldu.
04:01
I went and I spent time
85
226000
2000
Kongo'ya gittim ve Bukavu'da
04:03
in a place called Bukavu
86
228000
2000
Panzi hastanesinde
04:05
in a hospital called the Panzi Hospital,
87
230000
2000
hayatımda tanıdığım kişiler arasında
04:07
with a doctor who was as close to a saint as any person I've ever met.
88
232000
3000
bir azize en çok yaklaşabilecek bir kimse olan bir doktor ile zaman geçirdim.
04:10
His name is Dr. Denis Mukwege.
89
235000
3000
İsmi Dr.Denis Mukwege.
04:13
In the Congo, for those of you who don't know,
90
238000
3000
Ve Kongo'da, bilmeyeniniz varsa,
04:16
there has been a war raging for the last 12 years,
91
241000
3000
son 12 yıldır bir savaş ortalığı kasıp kavuruyor,
04:19
a war that has killed nearly six million people.
92
244000
3000
neredeyse altı milyon kişiyi öldüren bir savaş.
04:22
It is estimated that somewhere between 300,000 and 500,000 women
93
247000
4000
Ve orada 300.000 ila 500.000 civarında kadının
04:26
have been raped there.
94
251000
2000
tecavüze uğradığı tahmin ediliyor.
04:28
When I spent my first weeks at Panzi hospital
95
253000
3000
Panzi hastanesinde geçirdiğim ilk haftalarda
04:31
I sat with women
96
256000
2000
bana kendi hikayelerini
04:33
who sat and lined up every day to tell me their stories.
97
258000
3000
anlatmak için sıraya giren kadınlarla birlikte oturdum.
04:36
Their stories were so horrific,
98
261000
2000
Ve hikayeleri öyle korkunç,
04:38
and so mind-blowing and so on the other side of human existence,
99
263000
3000
öyle akıl almaz ve insanlık dışıydı ki,
04:41
that to be perfectly honest with you, I was shattered.
100
266000
4000
dürüst olmam lazım, dinlerken adeta ben parçalandım.
04:45
And I will tell you that what happened
101
270000
2000
Ve size bu parçalanmanın içinden
04:47
is through that shattering,
102
272000
2000
olanları anlatacağım,
04:49
listening to the stories of eight-year-old girls who had their insides eviscerated,
103
274000
4000
silahlar ve süngüler ve benzeri şeylerin içlerine sokulmasıyla bağırsakları parçalanıp
04:53
who had guns and bayonets and things shoved inside them
104
278000
3000
bu nedenle gerçek anlamda içlerinde delikleri olan
04:56
so they had holes, literally, inside them
105
281000
2000
ve bu deliklerden kakaları ve çişleri akan
04:58
where their pee and poop came out of them.
106
283000
2000
sekiz yaşındaki kızların hikayelerini dinledim.
05:00
Listening to the story of 80-year-old women
107
285000
2000
Ve ekonomik sömürü uğruna, 80 yaşındaki
05:02
who were tied to chains and circled,
108
287000
3000
kadınların zincirlere bağlanıp, kuşatılıp
05:05
and where groups of men would come and rape them periodically,
109
290000
3000
bulundukları yere gelen bir grup erkek tarafından düzenli olarak
05:08
all in the name of economic exploitation
110
293000
2000
tecavüze uğrayışlarının ve bu şekilde
05:10
to steal the minerals so the West can have it and profit from them.
111
295000
4000
Batı'nın çalınan minerallerden kar elde etmesinin hikayesini dinledim.
05:14
My mind was so shattered.
112
299000
3000
Aklım paramparça oldu.
05:17
But what happened for me is that that shattering
113
302000
4000
Ama bence, bu parçalanma aslında beni
05:21
actually emboldened me
114
306000
2000
yüreklendirdi de, hemde daha önce
05:23
in a way I have never been emboldened.
115
308000
3000
hiç olmadığım kadar çok casaretlendim.
05:26
That shattering, that opening of my girl cell,
116
311000
3000
Bu parçalanma, bu içsel kız hücremin açılması,
05:29
that kind of massive breakthrough of my heart
117
314000
6000
yüreğimin bu tarzda yoğun bir kırgınlığa maruz kalması
05:35
allowed me to become more courageous, and braver,
118
320000
3000
benim geçmiş tüm yaşamımda olduğumdan
05:38
and actually more clever
119
323000
2000
daha gözüpek ve daha cesur,
05:40
than I had been in the past in my life.
120
325000
2000
ve aslında daha da zeki olmamı sağladı.
05:42
I want to say that I think the powers that be
121
327000
3000
Ve şunu da söylemek istiyorum, aslında bu duygular
05:45
know that empire-building
122
330000
2000
o bildiğimiz güçlerin,
05:47
is actually -- that feelings get in the way of empire-building.
123
332000
4000
o bildiğimiz imparatorluk binasının, yolunu tıkıyorlar.
05:51
Feelings get in the way of the mass acquisition of the Earth,
124
336000
3000
İşte bu duygular dünyanın delik deşik edilmesinin, tahrip olmasının ve
05:54
and excavating the Earth, and destroying things.
125
339000
2000
dünyanın kitlesel istilasının yolunu tıkıyor.
05:56
I remember, for example, when my father,
126
341000
2000
Örneğin, çok saldırgan bir mizaca sahip olan babamın
05:58
who was very, very violent, used to beat me.
127
343000
3000
beni dövdüğü zamanı anımsıyorum.
06:01
And he would actually say, while he was beating me,
128
346000
2000
Ve bir yandan beni döverken, aynı zamanda bana
06:03
"Don't you cry. Don't you dare cry."
129
348000
2000
"Sakın ağlama. Sakın ha ağlayayım deme." derdi.
06:05
Because my crying somehow exposed his brutality to him.
130
350000
4000
Çünkü benim ağlamam onu kendi gaddarlığıyla yüzleştiriyordu.
06:09
And even in the moment he didn't want to be reminded
131
354000
2000
Ve, o anda dahi, yapmakta olduğu şeyin ne olduğunun
06:11
of what he was doing.
132
356000
2000
kendisine anımsatılmasını istemiyordu.
06:13
I know that we have systematically annihilated the girl cell.
133
358000
4000
Kız hücremizi sistematik bir biçimde imha ettiğimizi biliyorum.
06:17
And I want to say we've annihilated it in men as well as in women.
134
362000
3000
Ve onu kadınların içindeki kadar erkeklerin içindekini de yok ettiğimizi söylemek istiyorum.
06:20
And I think in some ways
135
365000
2000
Ve bazı açılardan erkeklere
06:22
we've been much harsher to men
136
367000
2000
onların kız hücrelerinin imha edilmesi sırasında
06:24
in the annihilation of their girl cell.
137
369000
2000
daha da katı davrandığımızı düşünüyorum.
06:26
(Applause)
138
371000
1000
(alkışlar)
06:27
I see how boys have been brought up, and I see this across the planet:
139
372000
4000
Tüm dünyada, bir uçtan diğer uca, sert, sıkı,
06:31
to be tough, to be hardened,
140
376000
3000
duygularından, hassasiyetlerinden, ağlamaktan,
06:34
to distance themselves from their tenderness, to not cry.
141
379000
4000
uzaklaşması öğretilerek yetiştirilen erkek çocukları görüyorum.
06:38
I actually realized once in Kosovo,
142
383000
2000
Bir keresinde Kosova'da
06:40
when I watched a man break down,
143
385000
2000
çökmüş bir adamı seyrederken farkettim ki,
06:42
that bullets are actually hardened tears,
144
387000
3000
kurşunlar aslında sertleşmiş gözyaşlarından ibaret,
06:45
that when we don't allow men to have their girl self
145
390000
4000
eğer erkeklerin, içlerindeki kız benliklerine ait hassasiyet ve
06:49
and have their vulnerability, and have their compassion,
146
394000
2000
tutkuyu tüm kalpleriyle yaşamasına izin vermezseniz,
06:51
and have their hearts, that they become hardened and hurtful
147
396000
3000
sertleşiyorlar ve incitici ve yırtıcı karakterlere
06:54
and violent.
148
399000
2000
bürünüyorlar.
06:56
And I think we have taught men to be secure
149
401000
2000
Ve erkeklere güvensizken güvende olmayı
06:58
when they are insecure,
150
403000
2000
öğretmişiz,
07:00
to pretend they know things when they don't know things,
151
405000
2000
bir şeyi bilmediklerinde de biliyormuş gibi yapmayı.
07:02
or why would we be where we are?
152
407000
2000
Yoksa neden şimdi bulunduğumuz yerde olalım ki?
07:04
To pretend they're not a mess when they are a mess.
153
409000
3000
Berbat halde olduklarında berbat halde değilmiş gibi yapmayı öğretmişiz.
07:07
And I will tell you a very funny story.
154
412000
2000
Size çok komik bir hikaye anlatacağım.
07:09
On my way here on the airplane, I was walking up and down the aisle of the plane.
155
414000
3000
Yolda buraya doğru gelirken, uçakta, koridorda aşağı yukarı yürüyordum.
07:12
And all these men, literally at least 10 men,
156
417000
4000
Ve tüm o erkekler, gerçekten en azından 10 erkek,
07:16
were in their little seats watching chick flicks.
157
421000
3000
küçük koltuklarında oturmuş kadınlara hitap eden filmleri seyrediyorlardı.
07:19
And they were all alone, and I thought, "This is the secret life of men."
158
424000
3000
Ve hepsi de yalnızdı, işte "Erkeklerin gizli yaşamı" diye düşündüm.
07:22
(Laughter)
159
427000
4000
(kahkahalar)
07:26
I've traveled, as I said,
160
431000
2000
Söylediğim gibi,
07:28
to many, many countries,
161
433000
2000
çok, pek çok ülkeye seyahat ettim
07:30
and I've seen, if we do what we do to the girl inside us
162
435000
4000
ve gördüm ki, kendi içimizdeki kıza bunları yapabiliyorsak,
07:34
then obviously it's horrific to think
163
439000
2000
dünyadaki diğer kızlara neler yaptığımızı
07:36
what we do to girls in the world.
164
441000
2000
düşünmek bile çok korkutucu.
07:38
And we heard from Sunitha yesterday,
165
443000
2000
Dün Sunitha'dan ve Kavita'dan
07:40
and Kavita about what we do to girls.
166
445000
2000
kızlara neler yaptığımızı dinledik.
07:42
But I just want to say that
167
447000
2000
Sadece şunu söylemek istiyorum,
07:44
I've met girls with knife wounds and cigarette burns,
168
449000
3000
kültablası gibi kullanılmış ve vücutları sigara yanıkları,
07:47
who are literally being treated like ashtrays.
169
452000
2000
bıçak yaraları ile dolu kızlar tanıdım.
07:49
I've seen girls be treated like garbage cans.
170
454000
3000
Çöp kutusu gibi kullanılmış kızlar gördüm.
07:52
I've seen girls who were beaten by their mothers
171
457000
2000
Anneleri, ağabeyleri, babaları ve
07:54
and brothers and fathers and uncles.
172
459000
3000
amcaları tarafından dövülen kızları gördüm.
07:57
I've seen girls starving themselves to death in America
173
462000
3000
Kendilerinin idealize edilmiş bir versiyonuna ulaşmak için
08:00
in institutions to look like some idealized version of themselves.
174
465000
3000
Amerika'da kendilerini açlıktan ölüme mahkum etmiş kızlara gördüm.
08:03
I've seen that we cut girls and we control them
175
468000
2000
Kızları kestiğimizi ve kontrol ettiğimizi gördüm;
08:05
and we keep them illiterate,
176
470000
2000
cahil kalmalarını sağladığımızı,
08:07
or we make them feel bad about being too smart.
177
472000
2000
veya çok zeki oldukları için kendilerini kötü hissetmelerini sağladığımızı.
08:09
We silence them. We make them feel guilty
178
474000
2000
Onları susturuyoruz. Zeki oldukları için
08:11
for being smart. We get them to behave,
179
476000
2000
suçlu hissettiriyoruz. Hadlerini bilmeyi,
08:13
to tone it down, not to be too intense.
180
478000
3000
seslerini kısmayı, çok çarpıcı olmamalarını sağlıyoruz.
08:16
We sell them, we kill them as embryos,
181
481000
2000
Onları satıyoruz, henüz embriyo iken öldürüyoruz.
08:18
we enslave them, we rape them.
182
483000
3000
Onları köleleştiriyoruz. Onlara tecavüz ediyoruz.
08:21
We are so accustomed to robbing girls
183
486000
2000
Kızları hayatlarının öznesi olma konusundan
08:23
of the subject of being the subjects of their lives
184
488000
3000
gaspetmeye o kadar alışmışız ki,
08:26
that we have now actually objectified them
185
491000
2000
artık onları gerçek anlamda nesneleştirmiş
08:28
and turned them into commodities.
186
493000
2000
mal-eşya-imtia şekline dönüştürmüş haldeyiz.
08:30
The selling of girls is rampant across the planet.
187
495000
3000
Dünya çevresinde kız satışları şahlanmış halde.
08:33
And in many places they are worth less than goats and cows.
188
498000
5000
Ve pek çok yerde ineklerden veya keçilerden daha değersizler.
08:38
But I also want to talk about the fact that
189
503000
2000
Ama bunların yanında sekiz kişiden birinin
08:40
if one in eight people on the planet
190
505000
3000
yaşı 10 ile 24 arasında değişen bir kız
08:43
are girls between the ages of 10 to 24,
191
508000
3000
olduğunu ve gelişen dünya kadar,
08:46
they are they key, really, in the developing world,
192
511000
3000
tüm dünyanın da değişiminde, insanlığın geleceğinde
08:49
as well as in the whole world, to the future of humanity.
193
514000
3000
kilit bir rolleri olduğunu söylemeliyim.
08:52
And if girls are in trouble because they face systematic disadvantages
194
517000
3000
Ve kızların başı toplumun onları görmek istediği yerde tutan
08:55
that keep them where society wants them to be,
195
520000
3000
sistematik dezavantajları yüzünden belada;
08:58
including lack of access to healthcare,
196
523000
2000
sağlık hizmetlerine, eğitime
09:00
education, healthy foods,
197
525000
2000
sağlıklı besinlere ulaşım kısıtlaması ve
09:02
labor force participation.
198
527000
2000
zorla çalıştırma da buna dahil.
09:04
The burden of all the household tasks
199
529000
2000
Ev işlerinin yükümlülüğu genellikle
09:06
usually falls on girls and younger siblings,
200
531000
3000
kızlara ve evin en küçüğüne düşer.
09:09
which ensures that they will never overcome these barriers.
201
534000
3000
Bu durum da onların asla bariyerleri aşamayacaklarını garanti altına alır.
09:12
The state of girls, the condition of girls,
202
537000
2000
Kızların durumu, kızların koşulları,
09:14
will, in my belief -- and that's the girl inside us
203
539000
3000
ki benim inancıma göre bu içimizdeki kızdır
09:17
and the girl in the world -- determine whether
204
542000
2000
ve işte bu dünyadaki kız, türümüzün kurtarılıp
09:19
the species survives.
205
544000
2000
kurtulmayacağını da belirleyicisi olacak.
09:21
And what I want to suggest is that,
206
546000
3000
Ve size bir şey söylemek istiyorum.
09:24
having talked to girls, because I just finished a new book called
207
549000
3000
Pekçok kizla konuştum ve adı "Ben duygusal bir yaratığım; Dünyadaki kızların gizli yaşamı"
09:27
"I Am an Emotional Creature: The Secret Life of Girls Around the World,"
208
552000
3000
olan kitabımı yazmayı yeni bitirdim,
09:30
I've been talking to girls for five years,
209
555000
2000
Kızlarla son beş yıldır konuşuyorum
09:32
and one of the things that I've seen is true everywhere
210
557000
3000
ve her yerde geçerli olduğunu gördügüm bir şey var ki,
09:35
is that the verb that's been enforced on girl
211
560000
2000
bu da kızlara sürekli diretilen bir fiil olan
09:37
is the verb "to please."
212
562000
2000
"MEMNUN ETME" fiilinin ta kendisi.
09:39
Girls are trained to please.
213
564000
3000
Kızlar memnun etmek için eğitiliyor.
09:42
I want to change the verb.
214
567000
2000
Bu fiili değiştirmek istiyorum.
09:44
I want us all to change the verb.
215
569000
2000
Hepimizin bu fiili değiştirmesini istiyorum.
09:46
I want the verb to be "educate,"
216
571000
2000
Bu fiilin "eğitmek" olmasını istiyorum
09:48
or "activate," or "engage,"
217
573000
2000
veya "aktive etmek" veya "ilgilenmek"
09:50
or "confront," or "defy," or "create."
218
575000
3000
veya "yüzleşmek" veya "meydan okumak" veya "yaratmak"
09:53
If we teach girls to change the verb
219
578000
3000
Eğer kızlara bu fiili değiştirmelerini öğretirsek
09:56
we will actually enforce the girl inside us
220
581000
3000
kendi içimizdeki kızı güçlendirirken, onların
09:59
and the girl inside them.
221
584000
2000
içlerindeki kızı da güçlendireceğiz.
10:01
And I have to now share a few stories
222
586000
3000
Ve dünyanın dört bir yanından tanıdığım
10:04
of girls I've seen across the planet
223
589000
2000
yaşadıkları çevreye rağmen
10:06
who have engaged their girl,
224
591000
2000
içlerindeki kızla temasa geçmiş
10:08
who have taken on their girl in spite of
225
593000
2000
kızlar hakkında paylaşmak istediğim
10:10
all the circumstances around them.
226
595000
3000
bir kaç hikayem var.
10:13
I know a 14-year-old girl in the Netherlands,
227
598000
2000
Hollanda'dan 14 yaşında bir kız tanıyorum;
10:15
for example, who is demanding that she take a boat
228
600000
4000
bir gemiye binip tüm dünyayı tek başına
10:19
and go around the entire world by herself.
229
604000
3000
gezme konusunda çok ısrarlı...
10:22
There is a teenage girl who just recently
230
607000
2000
Ya da henüz hapisten çıkmış ve sağ yanağında
10:24
went out and knew that she needed 56 stars
231
609000
3000
56 tane yıldız dövmesine ihtiyacı
10:27
tattooed on the right side of her face.
232
612000
2000
olduğuna karar vermiş bir kız da var.
10:29
There is a girl, Julia Butterfly Hill,
233
614000
3000
Julia Butterfly Hill adında bir kız var,
10:32
who lived for a year in a tree
234
617000
2000
tam bir yıl boyunca bir ağaçta yaşadı
10:34
because she wanted to protect the wild oaks.
235
619000
3000
cünkü vahşi meşe ağaçlarını korumak istiyordu.
10:37
There is a girl who I met 14 years ago in Afghanistan
236
622000
4000
Ve 14 yıl önce Afganistan'da tanıştığım ve
10:41
who I have adopted as my daughter
237
626000
2000
kendi çocuğum olarak evlat edindiğim kız var
10:43
because her mother was killed. Her mother was a revolutionary.
238
628000
3000
çünkü annesi bir devrimciydi ve öldürülmüştü.
10:46
And this girl, when she was 17 years old,
239
631000
3000
Ve bu kız 17 yaşındayken
10:49
wore a burqa in Afghanistan,
240
634000
2000
Afganistan'da burka (çarşaf) giydi
10:51
and went into the stadiums
241
636000
2000
ve stadyumlara girdi,
10:53
and documented the atrocities that were going on towards women,
242
638000
4000
tesettürünün altına sakladığı videosu ile kadınlara karşı uygulanan
10:57
underneath her burqa, with a video.
243
642000
2000
vahşeti dökümante etti.
10:59
And that video became the video that went out all over the world
244
644000
3000
Ve işte bu video 9/11'den sonra Afganistan'da olup bitenleri
11:02
after 9/11 to show what was going on in Afghanistan.
245
647000
5000
tüm dünyaya ulaştıran video oldu.
11:07
I want to talk about Rachel Corrie
246
652000
2000
Size Rachel Corrie'den bahsetmek istiyorum
11:09
who was in her teens when she stood in front of an Israeli tank
247
654000
3000
İsrail tanklarının önünde "İşgali durdurun" demek için durduğunda
11:12
to say, "End the occupation."
248
657000
2000
henüz genç bir kızdı.
11:14
And she knew she risked death and she was literally gunned down
249
659000
3000
Ve ölüm tehlikesini göze aldığını biliyordu ve kelimenin tam anlamıyla
11:17
and rolled over by that tank.
250
662000
3000
silahla alaşağı edildikten sonra sonra aynı tank tarafından ezildi.
11:20
And I want to talk about a girl that I just met recently
251
665000
2000
Ve size çok yakın zamanda Bukavu'da tanıştığım bir kızdan
11:22
in Bukavu, who was impregnated by her rapist.
252
667000
4000
bahsetmek istiyorum, tecavüzcüsünden hamile kalmıştı.
11:26
And she was holding her baby.
253
671000
2000
Ve bebeğini kucağında taşıyordu.
11:28
And I asked her if she loved her baby.
254
673000
2000
Ve ona bebeğini sevip sevmediğini sordum.
11:30
And she looked into her baby's eyes and she said,
255
675000
2000
Ve o bebeğinin gözlerinin içine baktı ve
11:32
"Of course I love my baby. How could I not love my baby?
256
677000
4000
"Elbette bebeğimi seviyorum. Bebeğimi nasıl sevemem?" dedi
11:36
It's my baby and it's full of love."
257
681000
2000
"Bu benim bebeğim ve o sevgi dolu"
11:38
The capacity for girls to overcome situations
258
683000
4000
Kızların bu gibi durumları yenerek, yeni hedeflere yönelme
11:42
and to move on levels, to me, is mind-blowing.
259
687000
4000
kapasiteleri, bana göre akıl almayacak boyutta.
11:46
There is a girl named Dorcas, and I just met her in Kenya.
260
691000
2000
Ve Dorcas adındaki şu kız var. Onunla Kenya'da yeni tanıştım.
11:48
Dorcas is 15 years old,
261
693000
2000
Dorcas 15 yaşında.
11:50
and she was trained in self-defense.
262
695000
2000
Ve kendini koruma konusunda eğitim görmüş.
11:52
A few months ago she was picked up on the street
263
697000
3000
Ve birkaç ay önce sokağın ortasından ondan daha yaşlı
11:55
by three older men.
264
700000
2000
üç adam tarafından kaçırılmış.
11:57
They kidnapped her, they put her in a car.
265
702000
3000
Onu kaçırıp bir arabaya koymuşlar.
12:00
And through her self-defense, she grabbed their Adam's apples,
266
705000
2000
Ve kendini koruma eğitimiyle, adamları adem elmalarından yakalamış,
12:02
she punched them in the eyes
267
707000
2000
gözlerini parmaklarıyla oymuş,
12:04
and she got herself free and out of the car.
268
709000
4000
ve kendini arabadan dışarıya atıp kurtarmış.
12:08
In Kenya, in August,
269
713000
2000
Kenya'da Ağustos ayında
12:10
I went to visit one of the V-Day safe houses for girls,
270
715000
3000
kızlar için kurulan V-Day sığınma evlerinden birine gittim,
12:13
a house we opened seven years ago
271
718000
2000
bu ev yedi yıl önce Agnes Pareyio
12:15
with an amazing woman named Agnes Pareyio.
272
720000
3000
isimli müthiş bir kadin tarafından kuruldu.
12:18
Agnes was a woman who was cut when she was a little girl,
273
723000
4000
Agnes küçük bir kız çocuğu iken kesilmiş bir kadın
12:22
she was female genitally mutilated.
274
727000
2000
yani genital organı sünnet edilmiş.
12:24
And she made a decision as many women do across this planet,
275
729000
3000
Ve o, bu gezegende yaşayan pek çok kadın gibi, bir karar vermişti,
12:27
that what was done to her would not be enforced and done
276
732000
3000
ona yapılan bu şey başka hiç bir kıza ve kadına
12:30
to other women and girls.
277
735000
2000
zor kullanarak uygulanmamalıydı.
12:32
So, for years Agnes walked through the Rift valley.
278
737000
2000
Böylece, Agnes, yıllar boyunca Rift vadisinde dolaştı.
12:34
She taught girls what a healthy vagina looked like,
279
739000
4000
Kızlara sağlıklı bir vajina ve sünnet edilmiş bir vajinanın
12:38
and what a mutilated vagina looked like.
280
743000
3000
nasıl gözüktüğü konusunda eğitim verdi.
12:41
And in that time she saved many girls. And when we met her
281
746000
2000
Ve zamanla pek çok kızı kurtardı. Ve onunla tanıştığımızda
12:43
we asked her what we could do for her,
282
748000
2000
ona, onun için ne yapabileceğimizi sorduk.
12:45
and she said, "Well, if you got me a Jeep I could get around a lot faster."
283
750000
4000
bize "Eğer bana bir jip alırsanız daha çok yeri gezebilirim" dedi.
12:49
So, we got her a Jeep. And then she saved 4,500 girls.
284
754000
3000
Ve biz de ona bir jip aldık. Ve böylece 4500 kızı daha kurtardı.
12:52
And then we asked her, "Okay, what else do you need?"
285
757000
2000
Daha sonra ona "Tamam, başka neye ihtiyacın var?" diye sorduk.
12:54
And she said, "Well, now, I need a house."
286
759000
3000
Bu defa "Tamam, şimdi, bir eve ihtiyacım var" dedi.
12:57
So, seven years ago Agnes built the first V-Day safe house
287
762000
3000
Böylece, yedi yıl önce Agnes Narok, Kenya'da Masai topraklarında,
13:00
in Narok, Kenya, in the Masai land.
288
765000
3000
ilk V-Day sığınma evini kurdu.
13:03
And it was a house where girls could run away,
289
768000
2000
Ve bu ev kızların klitorislerini kurtarabilmek için
13:05
they could save their clitoris, they wouldn't be cut,
290
770000
2000
kaçtıkları, kesilmekten kurtulmalarını sağlayan,
13:07
they could go to school.
291
772000
2000
okula gidebildikleri bir evdi.
13:09
And in the years that Agnes has had the house,
292
774000
2000
Agnes bu evi kurduktan sonraki yıllarda
13:11
she has changed the situation there.
293
776000
3000
oradaki durumu değiştirmeyi başardı.
13:14
She has literally become deputy mayor.
294
779000
3000
Gerçek anlamda belediye başkan yardımcısı oldu.
13:17
She's changed the rules.
295
782000
3000
Kuralları değiştirdi.
13:20
The whole community has bought in to what she's doing.
296
785000
2000
Bütün toplumu onun yaptığı şeyi anladı.
13:22
When we were there she was doing a ritual
297
787000
3000
Biz oradayken bir tören organize etmişti,
13:25
where she reconciles girls, who have run away, with their families.
298
790000
3000
bu törenle evden kaçmış kızların aileleri ile tekrar bir araya gelmelerine aracılık ediyordu.
13:28
And there was a young girl named Jaclyn.
299
793000
3000
Burada adı Jaclyn olan genç bir kız vardı.
13:31
Jaclyn was 14 years old and she was in her Masai family
300
796000
3000
Jaclyn 14 yaşında Masai ailesiyle birlikte yaşamaktayken
13:34
and there's a drought in Kenya.
301
799000
2000
Kenya'da büyük bir kuraklık olmuştu.
13:36
So cows are dying, and cows are the most
302
801000
2000
Ve inekler ölmeye başlamıştı, ve inekler
13:38
valued possession.
303
803000
2000
en değerli mal varlıklarıdır.
13:40
And Jaclyn overheard her father
304
805000
2000
Ve Jaclyn babasının başka bir yaşlı
13:42
talking to an old man about
305
807000
2000
adam ile konuşmasına kulak misafiri oldu;
13:44
how he was about to sell her for the cows.
306
809000
3000
babası inekler karşılığında kendisini satmak üzereydi.
13:47
And she knew that meant she would be cut.
307
812000
2000
O, bunun kesilmek anlamına geleceğini de biliyordu.
13:49
She knew that meant she wouldn't go to school.
308
814000
2000
Bunun okula gidemeyeceği anlamına geldiğini de biliyordu.
13:51
She knew that meant she wouldn't have a future.
309
816000
2000
Bunun bir geleceği olmayacağı anlamına geldiğini de biliyordu.
13:53
She knew she would have to marry that old man, and she was 14.
310
818000
3000
Sadece 14 yaşındayken o yaşlı adamla evlenmek zorunda olduğunu da biliyordu.
13:56
So, one afternoon, she'd heard about the safe house,
311
821000
4000
Ve, bir akşamüstü, daha önce duyduğu sığınma evine gitmek için
14:00
Jaclyn left her father's house
312
825000
2000
Jaclyn babasının evinden ayrıldı
14:02
and she walked for two days, two days
313
827000
3000
ve iki gün, iki gün boyunca durmadan yürüdü,
14:05
through Masai land.
314
830000
2000
Masai topraklarını bir uçtan bir uca geçti.
14:07
She slept with the hyenas. She hid at night.
315
832000
2000
Sırtlanlarla uyudu. Geceleri saklandı.
14:09
She imagined her father killing her on one hand,
316
834000
3000
Bir yandan babasının onu öldürdüğünü hayal ederken,
14:12
and Mama Agnes greeting her,
317
837000
2000
diğer yandan Anne Agnesini onu karşıladığını,
14:14
with the hope that she would greet her when she got to the house.
318
839000
2000
eve vardığında onu karşılayacağı umudunu taşıdı.
14:16
And when she got to the house she was greeted.
319
841000
2000
Ve eve vardığında da sevinçle karşılandı.
14:18
Agnes took her in, and Agnes loved her,
320
843000
3000
Agnes onu eve aldı. Ve Agnes onu sevdi.
14:21
and Agnes supported her for the year.
321
846000
2000
Ve Agnes o yıl ona destek oldu.
14:23
She went to school and she found her voice,
322
848000
2000
Ve o okula gitti ve kendisini yeniden keşfetti
14:25
and she found her identity, and she found her heart.
323
850000
2000
kendi kimliğini ve kendi yüreğini buldu.
14:27
Then, her time was ready
324
852000
3000
Ve sonra, kendini hazır hissettiğinde
14:30
when she had to go back to talk to her father
325
855000
3000
bir yıl sonra, babasına dönüp
14:33
about the reconciliation, after a year.
326
858000
2000
uzlaşmak için konuşması gerekliydi.
14:35
I had the privilege of being in the hut
327
860000
3000
Ve ben de babasıyla yeniden bir araya gelip uzlaştığında
14:38
when she was reunited with her father and reconciled.
328
863000
3000
kulübede olma ayrıcalığına sahip oldum.
14:41
In that hut, we walked in,
329
866000
3000
Kulübeye girdik,
14:44
and her father and his four wives were sitting there,
330
869000
3000
babası ve dört karısı orada oturuyorlardı,
14:47
and her sisters who had just returned because
331
872000
2000
eve yeni dönmüş kız kardeşleri de oradaydı,
14:49
they had all fled when she had fled,
332
874000
2000
çünkü onun kaçmasından hemen sonra onlar da evden kaçmıştı,
14:51
and her primary mother, who had been beaten
333
876000
3000
ve yaşıları karşısına alıp onu desteklediği için
14:54
in standing up for her with the elders.
334
879000
3000
dayak yemiş olan ilk annesi de oradaydı.
14:57
When her father saw her and saw who she had become,
335
882000
3000
Ve babası onu gördüğünde, onun kime dönüştüğünü gördüğünde
15:00
in her full girl self,
336
885000
2000
onun kız kimliğinin tamamını gördüğünde
15:02
he threw his arms around her and broke down crying.
337
887000
3000
kollarını onun boynuna dolayıp ağlamaya başladı.
15:05
He said, "You are beautiful. You have grown into a gorgeous woman.
338
890000
4000
Babası " Çok güzelsin. Büyümüş, müthiş bir kadın haline gelmişsin.
15:09
We will not cut you.
339
894000
2000
Seni kesmeyeceğiz.
15:11
And I give you my word, here and now,
340
896000
2000
Şimdi ve burada, sana şeref sözü veriyorum,
15:13
that we will not cut your sisters either."
341
898000
3000
kız kardeşlerini de kesmeyeceğiz" dedi.
15:16
And what she said to him was,
342
901000
2000
Ve o babasına şunları söyledi;
15:18
"You were willing to sell me for four cows,
343
903000
2000
"Beni dört inek, bir dana ve birkaç battaniye
15:20
and a calf and some blankets.
344
905000
4000
karşılığında satmayı düşünüyordun,
15:24
But I promise you, now that I will be educated
345
909000
2000
Ama ben sana söz veriyorum, şimdi eğitim alıyorum ve
15:26
I will always take care of you,
346
911000
3000
her zaman sana bakacağım,
15:29
and I will come back and I will build you a house.
347
914000
3000
geri döndüğümde sana bir ev yapacağım.
15:32
And I will be in your corner for the rest of your life."
348
917000
3000
Ve hayatının sonuna kadar her zaman yakınlarında olacağım"
15:35
For me, that is the power of girls.
349
920000
2000
Bana göre, bu kızların gücüdür.
15:37
And that is the power of transformation.
350
922000
3000
Ve bu dönüşümün de gücüdür.
15:40
I want to close today
351
925000
3000
Bugün yeni kitabımdan
15:43
with a new piece from my book.
352
928000
2000
bir bölüm ile bitirmek istiyorum.
15:45
And I want to do it tonight
353
930000
2000
Bunu bu akşam burada bulunan
15:47
for the girl in everybody here.
354
932000
2000
herkesin içindeki kız için yapmak istiyorum.
15:49
And I want to do it for Sunitha.
355
934000
3000
Bunu Sunitha için yapmak istiyorum.
15:52
And I want to do it for the girls that Sunitha talked about yesterday,
356
937000
3000
Ve dün Sunitha'nın bahsettiği, dayanan, hayatta kalan,
15:55
the girls who survive, the girls who can become somebody else.
357
940000
4000
ve başka biri haline gelebilen kızlar için yapmak istiyorum.
15:59
But I really want to do it for each and every person here,
358
944000
4000
Ama gerçekte tek tek şu an burada bulunan herkesin
16:03
to value the girl in us,
359
948000
2000
içindeki kızı onurlandırmak için yapmak istiyorum,
16:05
to value the part that cries,
360
950000
2000
ağlayan parçamızı onurlandırmak için
16:07
to value the part that's emotional,
361
952000
2000
duygusal parçamızı onurlandırmak için,
16:09
to value the part that's vulnerable,
362
954000
2000
kırılgan parçamızı onurlandırmak için,
16:11
to understand that's where the future lies.
363
956000
4000
geleceğimizin bu kısımlarda yattığını anlamak için.
16:15
This is called "I'm An Emotional Creature."
364
960000
2000
Bu metnin adı "Ben Duygusal Bir Yaratığım"
16:17
And it happened because I met a girl in Watts, L.A.
365
962000
3000
Watts LA'de tanıştığım kızlara kız olmaktan
16:20
I was asking girls if they like being a girl,
366
965000
2000
mutlu musunuz diye sorduğumda,
16:22
and all the girls were like, "No, I hate it. I can't stand it.
367
967000
2000
bütün kızlar "Hayır nefret ediyorum, Dayanamıyorum.
16:24
It's all bad. My brothers get everything."
368
969000
3000
Herşey kötü. Erkek kardeşimin herşeyi var." derken
16:27
And this girl just sat up and went, "I love being a girl.
369
972000
2000
bir kız oturduğu yerden "Kız olmaya bayılıyorum.
16:29
I'm an emotional creature!"
370
974000
3000
Ben duygusal bir yaratığım!" dediği için yazıldı.
16:32
(Laughter)
371
977000
1000
(kahkahalar)
16:33
This is for her:
372
978000
3000
Bu onun için.
16:36
I love being a girl.
373
981000
3000
Kız olmaya bayılıyorum.
16:39
I can feel what you're feeling
374
984000
2000
Senin ne hissettiğini, içinde
16:41
as you're feeling inside the feeling before.
375
986000
3000
sen ne hissettiğini hissetmeden önce hissedebilirim.
16:44
I am an emotional creature.
376
989000
4000
Ben duygusal bir yaratığım.
16:48
Things do not come to me as intellectual theories
377
993000
2000
Şeyler, bana entellektüel teoriler veya
16:50
or hard-pressed ideas.
378
995000
2000
katı-kalıplanmış fikirler olarak gelmiyor.
16:52
They pulse through my organs and legs and burn up my ears.
379
997000
3000
Benim organlarımın ve bacaklarımın içinde titreşiyorlar, ve kulaklarımı kızartıyorlar
16:55
Oh, I know when your girlfriend's really pissed off,
380
1000000
3000
Ah, kız arkadaşının sana istediğini verir gibi gözüktüğüde
16:58
even though she appears to give you what you want.
381
1003000
2000
dahi sana gerçekten kızgın olduğunu ben biliyorum.
17:00
I know when a storm is coming.
382
1005000
2000
Fırtınanın ne zaman geleceğini biliyorum.
17:02
I can feel the invisible stirrings in the air.
383
1007000
3000
Havada görünmeyen kıpırtıları hissedebiliyorum.
17:05
I can tell you he won't call back. It's a vibe I share.
384
1010000
3000
Onun seni geri aramayacağını söyleyebilirim. Bu paylaştığım bir titreşim.
17:08
I am an emotional creature.
385
1013000
2000
Ben duygusal bir yaratığım.
17:10
I love that I do not take things lightly.
386
1015000
3000
Olayları hafife almayan halimi seviyorum.
17:13
Everything is intense to me,
387
1018000
2000
Herşey bana yoğun geliyor,
17:15
the way I walk in the street, the way my momma wakes me up,
388
1020000
3000
sokakta yürüyüşümün şekli, annemin beni uyandırma şekli,
17:18
the way it's unbearable when I lose, the way I hear bad news.
389
1023000
4000
kaybettiğimde katlanamayışım, kötü haber alış şeklim.
17:22
I am an emotional creature.
390
1027000
3000
Ben duygusal bir yaratığım.
17:25
I am connected to everything and everyone. I was born like that.
391
1030000
3000
Herşeyle ve herkesle bağlıyım. Böyle doğmuşum.
17:28
Don't you say all negative
392
1033000
2000
Bunların kötü olduğunu sakın söylemeyin,
17:30
that it's only only a teenage thing,
393
1035000
2000
sadece ve sadece ergenliğe bağlı olduğunu,
17:32
or it's only because I'm a girl.
394
1037000
2000
veya sadece kız olduğum için böyle olduğunu.
17:34
These feelings make me better.
395
1039000
2000
Bu hisler bana kendimi iyi hissettiriyor.
17:36
They make me present. They make me ready. They make me strong.
396
1041000
2000
Beni var ediyor. Beni hazır tutuyor. Beni güçlü kılIyor.
17:38
I am an emotional creature.
397
1043000
3000
Ben duygusal bir yaratığım.
17:41
There is a particular way of knowing.
398
1046000
2000
Yaşlı kadınların bir şekilde unuttuğu,
17:43
It's like the older women somehow forgot.
399
1048000
2000
böyle bir "bilmek" şekli var.
17:45
I rejoice that it's still in my body.
400
1050000
3000
Ve bunun hala bedenimde var olması beni neşelendiriyor.
17:48
Oh, I know when the coconut's about to fall.
401
1053000
4000
Ah, o hindistan cevizinin düşmek üzere olduğunu biliyorum.
17:52
I know we have pushed the Earth too far.
402
1057000
4000
Ve dünyayi çok fazla zorladığımızı da.
17:56
I know my father isn't coming back,
403
1061000
2000
Babamın geri dönmeyeceğini,
17:58
and that no one's prepared for the fire.
404
1063000
3000
ve kimsenin ateşe hazırlıklı olmadığını.
18:01
I know that lipstick means more than show,
405
1066000
3000
O rujun gösterişten fazlası olduğunu biliyorum,
18:04
and boys are super insecure,
406
1069000
2000
ve erkeklerin süper güvensiz olduğunu,
18:06
and so-called terrorists are made, not born.
407
1071000
3000
ve terörist denen kişilerin doğuştan öyle olmadıklarını, o hale getirildiklerini biliyorum.
18:09
I know that one kiss
408
1074000
2000
Ve şu tek bir öpücüğün
18:11
could take away all my decision-making ability.
409
1076000
3000
karar verme becerimi elimden alacağını biliyorum.
18:14
(Laughter)
410
1079000
2000
(kahkahalar)
18:16
And you know what? Sometimes it should.
411
1081000
3000
Ve biliyor musunuz? Bazen öyle olmalı...
18:19
This is not extreme. It's a girl thing,
412
1084000
2000
Bu aşırı değil. Bu kızsal birşey,
18:21
what we would all be if the big door inside us flew open.
413
1086000
4000
içimizdeki o büyük kapı sonuna dek açılsaydı, hepimiz ne olurduk.
18:25
Don't tell me not to cry, to calm it down,
414
1090000
2000
Bana ağlama, sakinleş demeyin,
18:27
not to be so extreme, to be reasonable.
415
1092000
2000
aşırı uçlarda olma, mantıklı ol demeyin.
18:29
I am an emotional creature.
416
1094000
3000
Ben duygusal bir yaratığım.
18:32
It's how the earth got made, how the wind continues to pollinate.
417
1097000
3000
Dünyanın yaradılışı gibi, rüzgarın tozlamaya devam etmesi gibi.
18:35
You don't tell the Atlantic Ocean to behave.
418
1100000
5000
Atlantik Okyanusuna 'haddini bil" diyemezsiniz.
18:40
I am an emotional creature.
419
1105000
2000
Ben duygusal bir yaratığım.
18:42
Why would you want to shut me down or turn me off?
420
1107000
2000
Beni neden susturmak veya kapatmak istersiniz ki?
18:44
I am your remaining memory.
421
1109000
3000
Ben sizin kalıcı belleğinizim.
18:47
I can take you back.
422
1112000
2000
Sizi geriye götürebilirim.
18:49
Nothing's been diluted.
423
1114000
2000
Hiç bir şey seyrelmedi.
18:51
Nothing's leaked out.
424
1116000
2000
Hiç bir şey akıp gitmedi.
18:53
I love, hear me, I love
425
1118000
3000
Bayılıyorum, duyuyor musunuz, bayılıyorum
18:56
that I can feel the feelings inside you,
426
1121000
5000
içinizdekileri hissedebilmeme,
19:01
even if they stop my life,
427
1126000
3000
benim kendi yaşamımı durdursalar bile,
19:04
even if they break my heart,
428
1129000
2000
kalbimi kırıp
19:06
even if they take me off track,
429
1131000
3000
beni kaale almaktan vazgeçseler bile,
19:09
they make me responsible.
430
1134000
2000
beni sorumlu kılıyorlar.
19:11
I am an emotional, I am an emotional,
431
1136000
4000
Ben duygusal, ben duygusal
19:15
incondotional, devotional creature.
432
1140000
3000
koşulsuz, sadık bir yaratığım.
19:18
And I love, hear me,
433
1143000
3000
Ve bayılıyorum, duyun beni,
19:21
I love, love, love being a girl.
434
1146000
4000
Bayılıyorum kız olmaya.
19:25
Can you say it with me?
435
1150000
2000
Benimle söyler misiniz?
19:27
I love, I love, love, love
436
1152000
4000
Bayılıyorum, bayılıyorum, bayılıyorum
19:31
being a girl!
437
1156000
2000
kız olmayı seviyorum!
19:33
Thank you very much.
438
1158000
2000
Çok teşekkür ederim.
19:35
(Applause)
439
1160000
13000
(alkışlar)
ABOUT THE SPEAKER
Eve Ensler - Playwright, activistEve Ensler created the ground-breaking "Vagina Monologues," whose success propelled her to found V-Day -- a movement to end violence against women and girls everywhere.
Why you should listen
Inspired by intimate conversations with friends, Eve Ensler wrote The Vagina Monologues. The play recounts tender, funny, gripping and horrifying stories she gathered from hundreds of women about their bodies, their sexual experiences, and yes, their vaginas. Since its first staging in 1996, it has been translated into more than 45 languages, performed in more than 120 countries and re-created as an HBO film.
The Vagina Monologues' success allowed Ensler to create V-Day, a global activist movement to end violence against women and girls, which has so far raised $85 million to prevent violence and protect abused women. In February 2011, Ensler received the Isabelle Stephenson Tony Award for her philanthropic work. Ensler has also drawn praise for The Good Body, a play that cuts to women's obsession with their appearance, and her film What I Want My Words to Do to You, which portrays a writing group she leads at a correctional facility for women. Today, she continues to find new projects and push the envelope. Her latest play, I Am an Emotional Creature: The Secret Life of Girls Around the World, hit the New York Times bestseller list and just wrapped a workshop production in Johannesburg -- nest stop is Paris and then Berkeley in June 2012.
Eve Ensler | Speaker | TED.com