TEDGlobal 2009
Gordon Brown: Wiring a web for global good
Gordon Brown: Küresel fayda için bir ağ örmek
Filmed:
Readability: 4.8
1,004,492 views
Birtanya Başbakan'ı Gordon Brown, tarihin benzersiz bir dönemindeyiz diyor ve ekliyor: günümüzün iletişim imkanlarını kullanarak küresel bir ahlak geliştirebilir ve birlikte çalışarak yoksulluk, güvenlik, iklim değişikliği ve ekonomi gibi sorunların üstesinden gelebiliriz.
Gordon Brown - British Prime Minister
Britain's former prime minister Gordon Brown played a key role in shaping the G20 nations' response to the world's financial crisis, and was a powerful advocate for a coordinated global response to problems such as climate change, poverty and social justice. Full bio
Britain's former prime minister Gordon Brown played a key role in shaping the G20 nations' response to the world's financial crisis, and was a powerful advocate for a coordinated global response to problems such as climate change, poverty and social justice. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:13
Can I say how delighted I am to be away
0
1000
4000
Westminster ve Whitehall'ın sakin ortamından uzaklaştığım
00:17
from the calm of Westminster and Whitehall? (Laughter)
1
5000
3000
için ne kadar mutlu olduğumu söyleyebilir miyim?
00:22
This is Kim, a nine-year-old Vietnam girl,
2
10000
4000
Bu, Kim. Dokuz yaşında Vietnam'lı bir kız çocuğu,
00:26
her back ruined by napalm,
3
14000
5000
sırtı napalmla mahvolmuş,
00:31
and she awakened the conscience of the nation of America
4
19000
4000
ve o, Amerikan ulusunun vicdanını uyandırarak
00:35
to begin to end the Vietnam War.
5
23000
3000
Vietnam savaşının sonunu başlattı.
00:38
This is Birhan, who was the Ethiopian girl
6
26000
5000
Bu da Birhan, 1980'lerdeki Live Aid'i başlatan
00:43
who launched Live Aid in the 1980s,
7
31000
4000
Etiyopya'lı kız,
00:47
15 minutes away from death when she was rescued,
8
35000
3000
kurtarıldığında ölümden sadece on beş dakika uzaklıktaydı,
00:50
and that picture of her being rescued is one that went round the world.
9
38000
4000
ve kurtarıldığındaki fotoğraf tüm dünyayı dolaştı.
00:55
This is Tiananmen Square.
10
43000
3000
Burası Tiananmen Meydanı.
00:58
A man before a tank became a picture
11
46000
4000
Tankın önündeki bir adam, tüm dünyaya
01:02
that became a symbol for the whole world of resistance.
12
50000
4000
direnişin bir resmi, bir sembolü oldu.
01:06
This next is the Sudanese girl,
13
54000
4000
Sonraki ise Sudanlı kız,
01:10
a few moments from death,
14
58000
3000
ölümünden birkaç dakika önce,
01:13
a vulture hovering in the background,
15
61000
3000
peşinde bir akbaba dolanırken,
01:16
a picture that went round the world
16
64000
3000
Öyle bir resim ki, tüm dünyayı dolaşıp
01:19
and shocked people into action on poverty.
17
67000
3000
insanları şok ederek, yoksulluğa karşı hareketi başlatan.
01:23
This is Neda, the Iranian girl
18
71000
3000
Bu da Neda, sadece birkaç hafta önce
01:26
who was shot while at a demonstration with her father in Iran
19
74000
4000
babasıyla birlikte katıldığı bir gösteri de vurularak öldürülen İranlı kız,
01:30
only a few weeks ago, and she is now the focus, rightly so,
20
78000
5000
doğal olarak, YouTube neslinin şimdiki
01:35
of the YouTube generation.
21
83000
3000
odak noktası olmuş durumda.
01:38
And what do all these pictures and events have in common?
22
86000
5000
Peki, tüm bu fotoğraflar ve olayların ortak noktası nedir?
01:43
What they have in common is what we see unlocks
23
91000
3000
Hepsinin ortak noktası, gördüklerimizin önceden
01:46
what we cannot see.
24
94000
3000
göremediklerimizi ortaya çıkarmasıdır.
01:49
What we see unlocks the invisible ties
25
97000
5000
Ortaya çıkansa: Bizleri bir insan topluluğu
01:54
and bonds of sympathy that bring us together
26
102000
3000
haline getiren sempati bağları ve
01:57
to become a human community.
27
105000
4000
şefkat bağlarıdır.
02:02
What these pictures demonstrate is that
28
110000
3000
Bu fotoğraflar bizlerin
02:05
we do feel the pain of others,
29
113000
2000
başkalarının acılarını, uzaktan da olsa,
02:07
however distantly.
30
115000
2000
hissettiğimizi gösteriyor.
02:09
What I think these pictures demonstrate
31
117000
3000
Bense tüm bu fotoğrafların, bizlerin kendimizden
02:12
is that we do believe in something bigger than ourselves.
32
120000
4000
daha büyük bir şeylere inandığımızı gösterdiğine inanıyorum.
02:16
What these pictures demonstrate is
33
124000
3000
Bu fotoğraflar,
02:19
that there is a moral sense across all religions, across all faiths,
34
127000
5000
tüm dinlerde, tüm inançlarda, tüm kıtalarda,
02:24
across all continents -- a moral sense that
35
132000
4000
sadece başkalarının acılarını paylaşmanın,
02:28
not only do we share the pain of others,
36
136000
2000
ve kendimizden daha büyük bir şeylere inanmanın yanında,
02:30
and believe in something bigger than ourselves
37
138000
2000
bizlere, bir şeylerin yanlış olduğunu gördüğümüzde
02:32
but we have a duty to act when we see things
38
140000
2000
yanlışlıkları düzeltmek, sakatlıkları yoluna koymak
02:34
that are wrong that need righted,
39
142000
2000
ve sorunları ıslah etmek
02:36
see injuries that need to be corrected,
40
144000
2000
adına bir görev yükleyen cinsten ahlaki bir
02:38
see problems that need to be rectified.
41
146000
3000
anlayışın varolduğunu gösteriyor.
02:42
There is a story about Olof Palme, the Swedish Prime Minister,
42
150000
4000
İsveç Başbakanı Olof Palme'nin Ronald Reagan'ı
02:46
going to see Ronald Reagan in America in the 1980s.
43
154000
3000
1980'lerde Amerika'da ziyareti hakkında bir hikaye var.
02:49
Before he arrived Ronald Reagan said --
44
157000
2000
Palme Amerika'ya varmadan Reagan sormuş -
02:51
and he was the Swedish Social Democratic Prime Minister --
45
159000
2000
ki Olof Palme Sosyal Demokrat bir başbakandı -
02:53
"Isn’t this man a communist?"
46
161000
2000
"Bu adam komunist değil midir?"
02:56
The reply was, "No, Mr President, he’s an anti-communist."
47
164000
4000
Cevap, "Hayır, Sayın Başkan, kendisi bir anti-komünist", olur.
03:00
And Ronald Reagan said, "I don’t care what kind of communist he is!"
48
168000
3000
Ve Ronald Reagan şöyle der, "Ne tür bir komünist olduğu beni ilgilendirmez!"
03:03
(Laughter)
49
171000
2000
(Gülüşmeler)
03:05
Ronald Reagan asked Olof Palme,
50
173000
3000
Ronald Reagan,
03:08
the Social Democratic Prime Minister of Sweden,
51
176000
3000
İsveç'in Sosyal Demokrat Başbakanı Olaf Palme'ye,
03:11
"Well, what do you believe in? Do you want to abolish the rich?"
52
179000
4000
"Peki, siz neye inanıyorsunuz? Zenginleri lağvetmeği mi istiyorsunuz?", diye sorar.
03:15
He said, "No, I want to abolish the poor."
53
183000
3000
O da, "Hayır, Ben yoksulları lağvetmek istiyorum." diye cevap verir.
03:18
Our responsibility is to let everyone have the chance
54
186000
3000
Bizim sorumluluğumuz, herkese kendi potansiyelini
03:21
to realize their potential to the full.
55
189000
3000
gerçekleştirebilmesi için bir şans tanımaktır.
03:25
I believe there is a moral sense and a global ethic
56
193000
4000
Bence, her ne dine mensup olursa olsun,
03:29
that commands attention from people of every religion
57
197000
3000
inançlı ya da inançsız olsun, tüm insanların paylaştığı
03:32
and every faith, and people of no faith.
58
200000
3000
ortak bir ahlaki anlayış ve küresel bir etik var.
03:36
But I think what's new is that we now have the capacity
59
204000
4000
Ama bence yeni olan şey, bugün bizler, tüm dünyayla
03:40
to communicate instantaneously across frontiers
60
208000
2000
anında ve sınırsız bir şekilde iletişim kurma
03:42
right across the world.
61
210000
3000
yeterliliğine sahibiz.
03:45
We now have the capacity to find common ground
62
213000
2000
Bugün, bizler, yüzyüze asla buluşmadığımız,
03:47
with people who we will never meet,
63
215000
2000
fakat internet ya da diğer çağdaş iletişim araçlarıyla
03:49
but who we will meet through the Internet and through
64
217000
5000
buluşabileceğimiz insanlarla ortak bir zemin bularak,
03:54
all the modern means of communication;
65
222000
2000
organize olarak,
03:56
that we now have the capacity to organize
66
224000
2000
ilgili olduğumuz adaletsizlikler
03:58
and take collective action together
67
226000
3000
ya da sorunlar hakkında
04:01
to deal with the problem or an injustice
68
229000
3000
kolektif bir hareket oluşturma
04:04
that we want to deal with;
69
232000
2000
kapasitesine sahibiz.
04:06
and I believe that this makes this a unique age in human history,
70
234000
3000
ve inanıyorum ki bu, insanlık tarihinde benzersiz bir çağ olabilir,
04:09
and it is the start of what I would call
71
237000
3000
ve ben bunu gerçek küresel bir toplumun
04:12
the creation of a truly global society.
72
240000
4000
yaratımı olarak görüyorum.
04:16
Go back 200 years when the slave trade was
73
244000
3000
İki yüz sene öncesine köle ticaretinin, William Wilberforce
04:19
under pressure from William Wilberforce and all the protesters.
74
247000
4000
ve diğer protestocular tarafından baskılandığı döneme gidelim.
04:24
They protested across Britain.
75
252000
2000
Tüm Britanya'da protestolar düzenlediler.
04:26
They won public opinion over a long period of time.
76
254000
3000
Uzun süre sonucunda kamuoyunu kazanabildiler.
04:29
But it took 24 years for the campaign to be successful.
77
257000
4000
Ama kampanyanın başarılı olması yirmi dört yılı buldu.
04:33
What could they have done with the pictures that they could have shown
78
261000
3000
Eğer, insanların kalplerini ve desteğini kazanabilmek için
04:36
if they were able to use the modern means of communication
79
264000
4000
çağdaş iletişim araçlarını kullanabilselerdi
04:40
to win people’s hearts and minds?
80
268000
2000
ellerindeki fotoğraflarla neler yapabilirlerdi?
04:42
Or if you take Eglantyne Jebb,
81
270000
2000
Eglantyne Jebb'i ele alalım,
04:44
the woman who created Save the Children 90 years ago.
82
272000
3000
Save the Children'ı doksan sene önce kuran kadın.
04:47
She was so appalled by what was happening in Austria
83
275000
4000
Avusturya'da, Birinci Dünya Savaşı nedeniyle
04:51
as a result of the First World War and what was happening to children
84
279000
4000
dağılan ailelerin çocuklarının başlarına gelenlerden o kadar
04:55
who were part of the defeated families of Austria,
85
283000
4000
etkilenmişti ki, kendisini Britanya'da
04:59
that in Britain she wanted to take action,
86
287000
2000
bir şeyler yapmak zorunda hissetti
05:01
but she had to go house to house,
87
289000
2000
fakat halkı, sonucunda Save The Children'ın,
05:03
leaflet to leaflet, to get people to attend a rally
88
291000
3000
ki şimdilerde iyi tanınan ve dünya üzerindeki en başarılı
05:06
in the Royal Albert Hall
89
294000
3000
uluslararası kuruluşlardan biridir,
05:09
that eventually gave birth to Save the Children,
90
297000
3000
doğumuna sebep olacak olan, Royal Albert Hall'daki
05:12
an international organization that is now fully recognized
91
300000
3000
yürüyüşe katılmaları için ev ev dolaşıp,
05:15
as one of the great institutions in our land and in the world.
92
303000
4000
broşür broşür bilgilendirmesi gerekti.
05:19
But what more could she have done
93
307000
2000
Peki, eğer elinde günümüzün iletişim araçları olsaydı,
05:21
if she’d had the modern means of communications available to her
94
309000
3000
hakkında hemen harekete geçilmesi gereken
05:24
to create a sense that the injustice that people saw
95
312000
3000
bu adaletsizlikle ilgili bir bilinç geliştirmek için
05:27
had to be acted upon immediately?
96
315000
2000
neler yapabilirdi?
05:29
Now look at what’s happened in the last 10 years.
97
317000
3000
Şimdi son on senede olanlara bakalım:
05:32
In Philippines in 2001, President Estrada --
98
320000
3000
Yıl 2001, Filipinler, Başkan Estrada --
05:35
a million people texted each other about the corruption of that regime,
99
323000
5000
Bir milyon insan, yapılan yolsuzluklar hakkında birbirlerine kısa mesaj gönderdi,
05:40
eventually brought it down and it was, of course, called the "coup de text." (Laughter)
100
328000
5000
ve sonunda rejim yıkıldı, buna da "coup de text" (Kısa Mesaj Darbesi), dendi.
05:46
Then you have in Zimbabwe the first election under Robert Mugabe a year ago.
101
334000
5000
Ardından geçtiğimiz sene Robert Mugabe yönetimindeki Zimbabve'nin ilk seçimi...
05:51
Because people were able to take mobile phone photographs
102
339000
3000
İnsanların cep telefonlarının kameralarını kullanarak,
05:54
of what was happening at the polling stations, it was impossible
103
342000
3000
oy merkezlerinde olan biteni fotoğraflamasından ötürü, başkanın seçimi
05:57
for that Premier to fix that election in the way that he wanted to do.
104
345000
4000
kendi istediği şekilde sonuçlandırması mümkün olmadı.
06:01
Or take Burma and the monks that were blogging out,
105
349000
4000
Ya da blogcu Burma rahiplerini ele alalım,
06:05
a country that nobody knew anything about that was happening, until these blogs
106
353000
4000
bu bloglar dünyaya ülkelerindeki baskı rejimini anlatana kadar
06:09
told the world that there was a repression,
107
357000
2000
kimsenin hiçbir şeyden haberi yoktu,
06:11
meaning that lives were being lost
108
359000
2000
ki insanların hayatlarını kaybetmesi,
06:13
and people were being persecuted and Aung San Suu Kyi,
109
361000
3000
ve Aung San Suu Kyi'deki insanlara yapılan zulüm,
06:16
who is one of the great prisoners of conscience of the world,
110
364000
4000
ki birçoğu vicdani suçludur,
06:20
had to be listened to.
111
368000
2000
dinlenilmesi gereken olaylardır.
06:22
Then take Iran itself, and what people are doing today:
112
370000
4000
Ya da İran'ı ele alalım, ve insanların İran'da
06:26
following what happened to Neda,
113
374000
3000
Neda'nın başına gelenlerden sonra yaptıklarını,
06:29
people who are preventing the security services of Iran finding those people
114
377000
6000
İran hakkında eleştirel blog yazarlarının
06:35
who are blogging out of Iran, any by everybody who is blogging,
115
383000
3000
adreslerini Tahran, İran olarak değiştirerek,
06:38
changing their address to Tehran, Iran,
116
386000
3000
blogcuların güvenlik kuvvetleri tarafından
06:41
and making it difficult for the security services.
117
389000
2000
bulunmalarını zorlaştıran insanların yaptıklarını.
06:43
Take, therefore, what modern technology is capable of:
118
391000
4000
Bu yüzdendir ki çağdaş teknolojinin yapabileceklerine bakalım:
06:47
the power of our moral sense allied to the power of communications
119
395000
7000
ahlaki anlayışımızın gücüyle birlikte çağdaş iletişimin gücü
06:54
and our ability to organize internationally.
120
402000
3000
ve uluslararası olarak organize olabilme kabiliyetimiz.
06:57
That, in my view, gives us the first opportunity as a community
121
405000
4000
Bu, bana kalırsa, bizlere bir topluluk olarak
07:01
to fundamentally change the world.
122
409000
4000
tüm dünyayı temelde değiştirme imkanı tanıyor.
07:05
Foreign policy can never be the same again. It cannot be run by elites;
123
413000
3000
Dış politika elitlerin hüküm sürdüğü şekliyle artık mümkün değil;
07:08
it’s got to be run by listening to the public opinions of peoples who are blogging,
124
416000
5000
dünya çapında birbirleriyle iletişim kuran blogcular aracılığıyla
07:13
who are communicating with each other around the world.
125
421000
3000
halkın sesini dinleyerek ancak mümkündür.
07:16
200 years ago the problem we had to solve was slavery.
126
424000
3000
İkiyüz sene önce sorunumuz kölelikti.
07:20
150 years ago I suppose the main problem in a country like ours
127
428000
4000
Yüzelli sene önce bizimkisi gibi bir ülkede ana sorun,
07:24
was how young people, children, had the right to education.
128
432000
3000
gençlerin ve çocukların eğitim hakkıydı.
07:27
100 years ago in most countries in Europe, the pressure was for the right to vote.
129
435000
5000
Yüz sene önce Avrupa'daki çoğu ülkenin sorunu seçme ve seçilme hakkıydı.
07:32
50 years ago the pressure was for the right to social security and welfare.
130
440000
5000
Elli sene önce kişinin sosyal güvenlik ve refah elde etme hakkıydı.
07:37
In the last 50-60 years we have seen fascism, anti-Semitism, racism, apartheid,
131
445000
6000
Son elli altmış senede, faşizm, antisemitizm, ırçılık, apartayd,
07:43
discrimination on the basis of sex and gender and sexuality;
132
451000
5000
cinsiyet, cinsellik, ve cinsel seçimler üzerinden ayrımcılık gördük;
07:48
all these have come under pressure
133
456000
2000
bunların hepsi insanların düzenlediği dünyayı değiştiren
07:50
because of the campaigns that have been run by people to change the world.
134
458000
4000
kampanyalar sayesinde çözülen sorunlar oldu.
07:54
I was with Nelson Mandela a year ago, when he was in London.
135
462000
4000
Geçtiğimiz sene Londra'da Nelson Mandela'yla birlikteydim.
07:58
I was at a concert that he was attending to mark his birthday
136
466000
5000
Doğumgünü ve vakfı için toparlanacak yeni kaynaklar için
08:03
and for the creation of new resources for his foundation.
137
471000
5000
düzenlenen bir konserdeydim.
08:08
I was sitting next to Nelson Mandela -- I was very privileged to do so --
138
476000
4000
Amy Winehouse sahneye çıktığında Nelson Mandela'nın yanında oturuyordum,
08:12
when Amy Winehouse came onto the stage. (Laughter)
139
480000
3000
ki büyük bir ayrıcalıktır, ve şarkıcının görünümüne şaşıran
08:15
And Nelson Mandela was quite surprised at the appearance of the singer
140
483000
4000
Nelson Mandela'ya durumu anlatmaya çalışıyordum,
08:19
and I was explaining to him at the time who she was.
141
487000
4000
tam o sırada Amy Winehouse,
08:24
Amy Winehouse said, "Nelson Mandela and I have a lot in common.
142
492000
6000
"Nelson Mandela ve benim birçok ortak noktamız var." dedi ve ekledi;
08:30
My husband too has spent a long time in prison."
143
498000
5000
"Benim de kocam uzun süreler hapis yattı."
08:35
(Laughter)
144
503000
3000
(Gülüşmeler)
08:38
Nelson Mandela then went down to the stage
145
506000
4000
Sonra Nelson Mandela sahneye çıktı ve
08:42
and he summarized the challenge for us all.
146
510000
3000
tümümüzü ilgilendiren mücadelenin ne olduğunu özetledi.
08:45
He said in his lifetime he had climbed a great mountain, the mountain
147
513000
4000
Hayatında koca bir dağa tırmandığını, ve bu dağın
08:49
of challenging and then defeating racial oppression and defeating apartheid.
148
517000
4000
ırkçı baskıları ve apartaydı önce reddetmek ve sonra altetmek olduğunu söyledi.
08:53
He said that there was a greater challenge ahead,
149
521000
3000
Daha büyük meydan okumaların, yoksulluk
08:56
the challenge of poverty, of climate change -- global challenges
150
524000
4000
iklim değişikliği, küresel çözümler ve
09:00
that needed global solutions
151
528000
2000
gerçekten küresel bir topluma ihtiyaç duyan
09:02
and needed the creation of a truly global society.
152
530000
4000
küresel sorunların olduğunu söyledi.
09:06
We are the first generation which is in a position to do this.
153
534000
4000
Bizler, bunu başarabilecek ilk nesil konumundayız.
09:10
Combine the power of a global ethic
154
538000
3000
Küresel bir ahlak ve
09:13
with the power of our ability to communicate
155
541000
5000
iletişim kabiliyetlerimizin güçlerini birleştirin,
09:18
and organize globally, with the challenges that we now face,
156
546000
4000
ve şu anda karşı karşıya kaldığımız, çoğu küresel çaptaki,
09:22
most of which are global in their nature.
157
550000
3000
sorunlara karşı küresel olarak organize olun.
09:25
Climate change cannot be solved in one country,
158
553000
3000
İklim değişikliği tek bir ülkede çözülemez
09:28
but has got to be solved by the world working together.
159
556000
3000
ancak tüm dünya birlikte çalışırsa çözülebilir.
09:31
A financial crisis, just as we have seen, could not be solved
160
559000
2000
Finansal kriz, ki hepimiz gördük, yalnız Amerika ya da Avrupa
09:33
by America alone or Europe alone;
161
561000
2000
tarafından çözülemez;
09:35
it needed the world to work together.
162
563000
2000
dünyanın birlikte çalışması gerekir.
09:37
Take the problems of security and terrorism and, equally,
163
565000
3000
Güvenlik, terörizm, insan hakları ve kalkınma
09:40
the problem of human rights and development:
164
568000
2000
sorunlarını ele alalım:
09:42
they cannot be solved by Africa alone;
165
570000
2000
yalnız başına Afrika'da çözülemezler;
09:44
they cannot be solved by America or Europe alone.
166
572000
4000
ya da yalnız başına Amerika ya da Avrupa tarafından çözülemezler.
09:48
We cannot solve these problems unless we work together.
167
576000
3000
Birlikte çalışmadan bu sorunları çözmemiz mümkün değildir.
09:51
So the great project of our generation, it seems to me,
168
579000
3000
O zaman, bana göre, neslimizin en büyük projesi,
09:54
is to build for the first time, out of a global ethic
169
582000
3000
ilk kez küresel bir ahlak inşaa edilmesi,
09:57
and our global ability to communicate
170
585000
2000
ve küresel çapta iletişim kurma ve organize
09:59
and organize together, a truly global society,
171
587000
3000
olma kabiliyetimizdir; gerçek anlamda küresel bir toplum,
10:02
built on that ethic but with institutions
172
590000
4000
bu ahlakı temel alan ve küresel çapta
10:06
that can serve that global society and make for a different future.
173
594000
4000
hizmet verebilecek kurumlarla birlikte gelişebilir.
10:10
We have now, and are the first generation with, the power to do this.
174
598000
5000
Bunu yapma gücünde olan ilk nesil biziz.
10:15
Take climate change. Is it not absolutely scandalous
175
603000
2000
İklim değişikliğini ele alın. İklim değişikliği
10:17
that we have a situation
176
605000
2000
diye bir sorunla
10:19
where we know that there is a climate change problem,
177
607000
4000
karşı karşıya olduğumuz gerçeğini biliyoruz, aynı zamanda
10:23
where we know also that that will mean we have to give more resources
178
611000
3000
küresel bir karbon pazarı kurduğumuzda bununla başa çıkabilmeleri için
10:26
to the poorest countries to deal with that,
179
614000
2000
dünyanın en fakir ülkelerine daha çok kaynak
10:28
when we want to create a global carbon market,
180
616000
3000
aktarmamız gerektiğini de biliyoruz, fakat insanların
10:31
but there is no global institution
181
619000
2000
üzerinde hemfikir olduğu
10:33
that people have been able to agree upon
182
621000
2000
bir sorunla başa çıkabilecek bir kurumun halen olmaması
10:35
to deal with this problem?
183
623000
2000
tam bir skandal değil midir?
10:37
One of the things that has got to come out of Copenhagen in the next few months
184
625000
3000
Birkaç ay sonra Kopenhag'dan çıkacak sonuçlardan biri de,
10:40
is an agreement that there will be
185
628000
2000
tüm dünyanın iklim değişikliği ajandasında
10:42
a global environmental institution
186
630000
2000
ilerlemesini engelleyen sorunlarla
10:44
that is able to deal
187
632000
2000
başa çıkabilecek
10:46
with the problems of persuading the whole of the world
188
634000
3000
küresel bir çevre ajansı
10:49
to move along a climate-change agenda.
189
637000
2000
kurulacağına dair bir anlaşmadır.
10:52
(Applause)
190
640000
5000
(Alkışlar)
10:58
One of the reasons why an institution is not in itself enough
191
646000
5000
Sadece kurumların yeterli olmamalarının nedeniyse şudur:
11:03
is that we have got to persuade people around the world
192
651000
2000
insanların davranışlarını değiştirmek için
11:05
to change their behavior as well,
193
653000
2000
onları ikna etmelisiniz,
11:07
so you need that global ethic of fairness and responsibility
194
655000
3000
bundan ötürüdür ki, sorumluluk ve doğrulukla oluşan
11:10
across the generations.
195
658000
2000
küresel ahlaka nesiller boyunca ihtiyaç duyuyoruz.
11:12
Take the financial crisis.
196
660000
2000
Finansal krizi ele alalım.
11:14
If people in poorer countries can be hit by a crisis that starts in New York
197
662000
6000
Eğer fakir ülkelerdeki insanlar New York'ta ya da Amerika'daki
11:20
or starts in the sub-prime market of the United States of America.
198
668000
4000
sub-prime morgıç pazarında başlayan bir krizden etkilenebiliyorsa,
11:24
If people can find that that sub-prime product
199
672000
2000
eğer insanların bu sub-prime ürününün
11:26
has been transferred across nations
200
674000
2000
tüm ülkeler arasında defalarca dolaşıp
11:28
many, many times until it ends up in banks in Iceland
201
676000
2000
İzlanda bankalarına, ya da Britanya bankalarına
11:30
or the rest in Britain,
202
678000
2000
ulaşmasından ötürü,
11:32
and people's ordinary savings are affected by it,
203
680000
3000
en ufak tasarrufları bile kötü etkileniyorsa,
11:35
then you cannot rely on a system of national supervision.
204
683000
3000
işte o zaman ulusal denetleme sistemlerine bel bağlayamazsınız.
11:38
You need in the long run for stability, for economic growth,
205
686000
3000
Uzun vadede istikrar, ekonomik büyüme
11:41
for jobs, as well as for financial stability,
206
689000
3000
istihdam ve finansal istikrar için,
11:44
global economic institutions that make sure
207
692000
3000
büyümeyi destekleyebilecek ve bu büyümenin
11:47
that growth to be sustained has to be shared,
208
695000
2000
dünyanın refahı lehine paylaştırılması prensibine sahip
11:49
and are built on the principle
209
697000
2000
küresel ekonomik kurumlara
11:51
that the prosperity of this world is indivisible.
210
699000
3000
ihtiyacımız var.
11:54
So another challenge for our generation is to create global institutions
211
702000
3000
O zaman bizim neslimiz için bir diğer meydan okuma da,
11:57
that reflect our ideas of fairness and responsibility,
212
705000
4000
yakın zamanlarda gerçekleşen finansal kalkınmanın
12:01
not the ideas that were the basis
213
709000
2000
son seviyesini oluşturan fikirlerden ziyade,
12:03
of the last stage of financial development over these recent years.
214
711000
5000
doğruluk ve sorumluluk gibi fikirlerimizi yansıtan küresel kurumlar oluşturmaktır.
12:08
Then take development and take the partnership we need between our countries
215
716000
4000
Sonra, kalkınma konusunu ve ülkelerimizle dünyanın geri kalanıyla,
12:12
and the rest of the world, the poorest part of the world.
216
720000
5000
en fakir kısmıyla arasında oluşturulması gereken ortaklıkları ele alalım.
12:17
We do not have the basis of a proper partnership for the future,
217
725000
4000
Bu idealler için gereken temeller hazır olmamasına rağmen, gelecekte
12:21
and yet, out of people’s desire for a global ethic
218
729000
3000
insanların küresel bir ahlak için arzusu ve
12:24
and a global society that can be done.
219
732000
3000
küresel bir toplum kurmak mümkündür.
12:27
I have just been talking to the President of Sierra Leone.
220
735000
3000
Sierra Leone Devlet Başkanıyla görüşüyordum.
12:30
This is a country of six and a half million people,
221
738000
3000
Bu altı buçuk milyon nüfuslu bir ülke,
12:33
but it has only 80 doctors; it has 200 nurses;
222
741000
4000
fakat sadece seksen doktor, iki yüz hemşire,
12:37
it has 120 midwives.
223
745000
3000
ve yüz yirmi ebeleri var.
12:40
You cannot begin to build a healthcare system for six million people
224
748000
4000
Bu kadar kısıtlı imkanlarla altı buçuk milyon
12:44
with such limited resources.
225
752000
3000
insan için bir sağlık sistemi oluşturamazsınız.
12:47
Or take the girl I met when I was in Tanzania,
226
755000
2000
Ya da Tanzanya'da tanıştığım,
12:49
a girl called Miriam.
227
757000
2000
Miriam isimli kızı ele alalım.
12:51
She was 11 years old; her parents had both died from AIDS,
228
759000
4000
On bir yaşındaydı, ve her iki ebeveyni de AIDSten ölmüştü,
12:55
her mother and then her father.
229
763000
2000
hem annesi hem babası.
12:57
She was an AIDS orphan being handed
230
765000
3000
Farklı bakıcı aileler aracılığıyla
13:00
across different extended families to be cared for.
231
768000
3000
büyütülmeye çalışılan bir AIDS yetimiydi.
13:03
She herself was suffering from HIV;
232
771000
2000
Hem HIV, hem de
13:05
she was suffering from tuberculosis.
233
773000
2000
hastasıydı.
13:07
I met her in a field, she was ragged, she had no shoes.
234
775000
4000
Bir tarlada karşılaştık, pejmürde bir haldeydi, ayakkabıları dahi yoktu.
13:11
When you looked in her eyes, any girl at the age of eleven
235
779000
3000
Onbir yaşındaki herhangi bir kızın gözlerine baktığınızda
13:14
is looking forward to the future,
236
782000
3000
geleceğe doğru baktıklarını görebilirsiniz,
13:17
but there was an unreachable sadness in that girl’s eyes
237
785000
4000
fakat o kızın gözlerinde ayrıca ulaşılamaz bir üzüntü vardı
13:21
and if I could have translated that to the rest of the world for that moment,
238
789000
5000
ve o anda o üzüntüyü tüm dünyaya anlatabilseydim,
13:26
I believe that all the work that it had done for the global HIV/AIDS fund
239
794000
4000
inanıyorum ki tüm HIV/AIDS fonlarının ihtiyacı olan bağışları
13:30
would be rewarded by people being prepared to make donations.
240
798000
3000
elde etmek için gerekli olanın tümünü yapmış olurdum.
13:33
We must then build a proper relationship between the richest and
241
801000
4000
En zenginle en fakir ülkeler arasında, fakir ülkelerin kendi kendilerine
13:37
the poorest countries
242
805000
2000
yetebilecekleri bilinciyle
13:39
based on our desire that they are able to fend for themselves
243
807000
3000
ve tarım için gerekli yatırımı da sağlayarak
13:42
with the investment that is necessary in their agriculture,
244
810000
3000
bir köprü kurmalıyız,
13:45
so that Africa is not a net importer of food, but an exporter of food.
245
813000
4000
böylece Afrika yiyecek ithalatçısı değil de, yiyecek ihracatçısı olsun.
13:49
Take the problems of human rights and
246
817000
2000
Dünyanın dört bir yanındaki ülkelerde yaşanan
13:51
the problems of security in so many countries around the world.
247
819000
3000
insan hakları ve güvenlik sorunlarını ele alalım.
13:54
Burma is in chains, Zimbabwe is a human tragedy,
248
822000
5000
Burma zincirlenmiş halde, Zimbabve ise bir insanlık trajedisi,
13:59
in Sudan thousands of people have died unnecessarily
249
827000
3000
Sudan'da önleyebileceğimiz savaşlardan ötürü
14:02
for wars that we could prevent.
250
830000
3000
binlerce insan sebepsiz yere katloldu.
14:05
In the Rwanda Children's Museum,
251
833000
3000
Rwanda Çocukları Müzesinde
14:08
there is a photograph of a 10-year-old boy
252
836000
4000
on yaşında bir çocuğun fotoğrafı vardır
14:12
and the Children's Museum is commemorating the lives that were lost
253
840000
6000
ve Müze de bir milyon insanın öldüğü
14:18
in the Rwandan genocide where a million people died.
254
846000
4000
Rwanda soykırımında yaşamını yitirenlerin anısına yapılmıştır.
14:22
There is a photograph of a boy called David.
255
850000
3000
David adında bir çocuğun fotoğrafı.
14:25
Beside that photograph there is the information about his life.
256
853000
4000
Fotoğrafın yanında çocuğun yaşamı hakkında bilgiler var.
14:29
It said "David, age 10."
257
857000
3000
"David, yaş on."
14:32
David: ambition to be a doctor.
258
860000
3000
David: doktor olmak isterdi.
14:35
Favorite sport: football. What did he enjoy most?
259
863000
4000
En sevdiği sport: football. En çok neden hoşlanır?
14:39
Making people laugh.
260
867000
3000
İnsanları güldürmekten.
14:42
How did he die?
261
870000
3000
Nasıl öldü?
14:45
Tortured to death.
262
873000
2000
Ölümüne işkence edilerek.
14:47
Last words said to his mother who was also tortured to death:
263
875000
5000
Yine işkence edilerek öldürülen annesine son sözleri:
14:52
"Don't worry. The United Nations are coming."
264
880000
4000
"Merak etme. Birleşmiş Milletler geliyor."
14:56
And we never did.
265
884000
3000
Ve biz hiç gelmedik.
14:59
And that young boy believed our promises
266
887000
2000
O genç oğlan bizim Rwanda'daki zorluk içindeki insanlara
15:01
that we would help people in difficulty in Rwanda,
267
889000
3000
yardım edeceğimize dair sözlerimize inandı,
15:04
and we never did.
268
892000
2000
ve biz yardım etmedik.
15:06
So we have got to create in this world also
269
894000
2000
O zaman bu dünyada aynı zamanda
15:08
institutions for peacekeeping and humanitarian aid,
270
896000
2000
çatışmayla kasıp kavrulan yerlerinde
15:11
but also for reconstruction and security
271
899000
3000
barışı sağlamak ve insanı yardım için,
15:14
for some of the conflict-ridden states of the world.
272
902000
3000
ve ayrıca yeniden yapılanma ve güvenlik için kurumları oluşturmalıyız.
15:17
So my argument today is basically this.
273
905000
3000
Bugünkü iddiam şudur.
15:20
We have the means by which we could create a truly global society.
274
908000
3000
Gerçekten küresel bir toplum oluşturmak için gerekli araçlara sahibiz.
15:23
The institutions of this global society can be created by our endeavors.
275
911000
6000
Bu küresel toplumun kurumlarını da gayretlerimizle kurabiliriz.
15:29
That global ethic can infuse the fairness and responsibility that is necessary
276
917000
4000
Küresel ahlak da doğruluk ve sorumluluğu bu kurumların çalışması için
15:33
for these institutions to work,
277
921000
3000
kurumlara aşılayabilir,
15:36
but we should not lose the chance in this generation,
278
924000
3000
ama bu neslin ve özellikle de bu on yılın
15:39
in this decade in particular, with President Obama in America,
279
927000
4000
fırsatını, küresel çevre kurumları oluşturmak için,
15:43
with other people working with us around the world,
280
931000
3000
ve finans için, güvenlik ve kalkınma için,
15:46
to create global institutions for the environment,
281
934000
2000
diğer insanlara karşı olan sorumluluklarımızı
15:48
and for finance,
282
936000
2000
anlamak için,
15:50
and for security and for development,
283
938000
2000
dünyayı birleştirme arzumuz, ve
15:52
that make sense of our responsibility to other peoples,
284
940000
3000
herkesin varolduğunda hemfikir sorunlarımızın çözümü için,
15:55
our desire to bind the world together, and
285
943000
3000
hele ki, Amerika'da Başkan Obama, ve dünyanın dört bir yanında
15:58
our need to tackle problems that everybody knows exist.
286
946000
4000
çalışan diğer insanlar varken, yitirmemeliyiz.
16:02
It is said that in Ancient Rome that when Cicero spoke to his audiences,
287
950000
5000
Anlatılır ki, Eski Roma'da Çiçero konuştuğunda,
16:07
people used to turn to each other and say about Cicero, "Great speech."
288
955000
6000
dinleyenler birbirlerine dönüp, "İyi konuşma", derlermiş.
16:13
But it is said that in Ancient Greece
289
961000
2000
Aynı zamanda, yine Eski Roma'da,
16:15
when Demosthenes spoke to his audiences,
290
963000
3000
Demosthenes konuştuğunda,
16:18
people turned to each other and didn’t say "Great speech."
291
966000
3000
dinleyenler birbirlerine dönüp, "İyi konuşma", demezlermiş.
16:21
They said, "Let's march."
292
969000
2000
"Haydi yola koyulalım" derlermiş.
16:23
We should be marching towards a global society.
293
971000
3000
Küresel topluma doğru yürüyor olmalıyız.
16:26
Thank you.
294
974000
1000
Teşekkürler.
16:27
(Applause)
295
975000
6000
(Alkışlar)
ABOUT THE SPEAKER
Gordon Brown - British Prime MinisterBritain's former prime minister Gordon Brown played a key role in shaping the G20 nations' response to the world's financial crisis, and was a powerful advocate for a coordinated global response to problems such as climate change, poverty and social justice.
Why you should listen
During his long term of office, former UK prime minister Gordon Brown became one of the world's most experienced political leaders, with a deep understanding of the global economy based on 10 years' experience as Great Britain's Chancellor of the Exchequer. He has been a key architect of the G8's agreements on poverty and climate change, and has provided a passionate voice to encourage the developed world to aid struggling African countries. He is an advocate of global solutions for global problems -- through both the reinvention of international institution and the advancement of a global ethics.
While prime minister, Brown promoted technology as a tool for economic (and environmental) recovery. With his charge to "count the carbon and the pennies," research on electric cars and residential energy efficiency are slated to become a major part of the UK's recovery plan. He pushed for universal broadband and a general increase in spending on science. And he sought to use new communication tools like Twitter and YouTube as a means to communicate government policy.
Gordon Brown | Speaker | TED.com