TEDxSummit
Vinay Venkatraman: Technology crafts for the digitally underserved
Vinay Venkatraman: Dijital kaynaklara ulaşamayanlar için “teknolojik el sanatları”
Filmed:
Readability: 4
624,179 views
Dünyanın üçte ikilik bir kısmının son çıkan akıllı telefonlara erişimi bulunmayabilir; ancak yerel elektronik dükkanları, eski teknolojileri ucuz parçalar kullanarak tamir etmekte ustalaşmışlardır. Vinay Venkatraman, bir cep telefonu, bir yemek kutusu ve bir el feneri kullanarak bir köy okulu için ürettikleri yansıtıcıyı ve hastalara öncelik belirlemek amacıyla bir çalar saat ile bilgisayar faresinden dönüştürdükleri tıbbi ölçüm aygıtını örnek göstererek "teknolojik el sanatları" alanındaki kendi çalışmalarını anlatıyor.
Vinay Venkatraman - Designer
Vinay Venkatraman aims to design technological devices for the "bottom of the pyramid" rather than simply for the affluent. Full bio
Vinay Venkatraman aims to design technological devices for the "bottom of the pyramid" rather than simply for the affluent. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:12
Frugal Digital is essentially a small research group at C.I.D.
0
502
5285
CIID'deki Frugal Digital, temel olarak,
00:17
where we are looking to find
1
5787
2143
nasıl sayısal veriyi kullanabilen bir toplum oluşturulacağını
00:19
alternate visions of how to create a digitally inclusive society.
2
7930
4540
bulmaya çalıştığımız küçük bir araştırma topluluğudur.
00:24
That's what we're after.
3
12470
1808
Peşinde olduğumuz budur.
00:26
And we do this because we actually believe
4
14278
2180
Bunu, bugünün silikon teknolojisinin gerçekte
00:28
that silicon technology today is mostly about
5
16458
3274
bir aşırılıklar kültürü olduğunu
00:31
a culture of excess.
6
19732
1752
düşündüğümüz için yapıyoruz.
00:33
It's about the fastest and the most efficient
7
21484
2173
Bu teknoloji, en hızlı ve en verimli
00:35
and the most dazzling gadget you can have,
8
23657
2430
ve en çok etkileyici aygıta sahip olmakla ilgilidir;
00:38
while about two-thirds of the world
9
26087
2898
ancak dünyanın üçte ikisi
00:40
can hardly reach the most basic of this technology
10
28985
3684
bu teknolojinin en basit halini kullanarak
00:44
to even address fundamental needs in life,
11
32669
3583
sağlık, eğitim ve bunun gibi diğer
00:48
including health care, education
12
36252
2168
temel ihtiyaçlarına yönelik
00:50
and all these kinds of very fundamental issues.
13
38420
4079
olarak kullanabilmektedir.
00:54
So before I start, I want to talk about a little anecdote,
14
42499
3245
İşte bu yüzden, konuya başlamadan önce Mumbai'deyken
00:57
a little story about a man I met once in Mumbai.
15
45744
4023
tanıştığım bir adam hakkında kısa bir anımdan bahsetmek istiyorum.
01:01
So this man, his name is Sathi Shri.
16
49767
2187
Gördüğünüz bu adamın adı Sathi Shri.
01:03
He is an outstanding person,
17
51954
2106
Bu adam gerçekten göze çarpan bir kişi,
01:06
because he's a small entrepreneur.
18
54060
2142
çünkü kendisi küçük bir girişimci.
01:08
He runs a little shop
19
56202
1742
Mumbai'nin arka sokaklarından birinde
01:09
in one of the back streets of Mumbai.
20
57944
2003
küçük bir dükkan işletiyor.
01:11
He has this little 10-square-meter store,
21
59947
3048
Ancak bu 10 metrekarelik küçük dükkanda
01:14
where so much is being done.
22
62995
2150
bu adam boyundan büyük işler yapıyor.
01:17
It's incredible, because I couldn't believe my eyes
23
65145
1905
İnanılmaz bir şey; çünkü ona rastgeldiğimde
01:19
when I once just happened to bump into him.
24
67050
2483
gözlerime inanamadım.
01:21
Basically, what he does is, he has all these services
25
69533
2125
Aslında, bu adam tüm küçük çaplı ödemeler,
01:23
for micro-payments and booking tickets
26
71658
2753
bilet ayırma işlemleri ve çevrimiçi yaptığınız
01:26
and all kinds of basic things that you would go online for,
27
74411
3333
tüm sıradan diğer işleri yapıyor
01:29
but he does it for people offline
28
77744
2189
ancak o [Shri] bunu, çevrimdışı insanları
01:31
and connects to the digital world.
29
79933
1997
dijital dünyâya bağlamak için yapıyor.
01:33
More importantly, he makes his money
30
81930
1505
Daha da önemlisi, bu adam
01:35
by selling these mobile recharge coupons, you know,
31
83435
2593
faturasız hatlar için yükleme kartları
01:38
for the prepaid subscriptions.
32
86028
2275
satarak geçimini sağlıyor.
01:40
But then, in the backside, he's got this little nook
33
88303
3241
Gel gelelim, dükkanının arka tarafında
01:43
with a few of his employees
34
91544
2573
birkaç çalışanıyla birlikte neredeyse her şeyi
01:46
where they can fix almost anything.
35
94117
2584
tamir edebildikleri bir kuytu köşeleri var.
01:48
Any cell phone, any gadget you can bring them, they can fix it.
36
96701
3258
Cep telefonu olsun, herhangi başka bir aygıt olsun, ne götürürseniz götürün tamir edebilirler.
01:51
And it's pretty incredible because I took my iPhone there,
37
99959
3118
Gerçekten inanılmaz; çünkü onlara iPhone'umu götürdüm
01:55
and he was like, "Yeah, do you want an upgrade?"
38
103077
2169
ve bana "Üst modele yükseltelim mi?" oldu.
01:57
"Yes." (Laughter)
39
105246
2318
"Olur tabii." dedim. (Gülüşmeler)
01:59
I was a bit skeptical, but then, I decided
40
107564
1940
Biraz tereddüt ettim; sonrasında da
02:01
to give him a Nokia instead. (Laughter)
41
109504
4633
iPhone yerine gittim Nokia verdim. (Gülüşmeler)
02:06
But what I was amazed about is this reverse engineering
42
114137
5215
Yalnız, bu iki metrelik dar alandaki tersine mühendisliği
02:11
and know-how that's built into this little two meters of space.
43
119352
4952
ve ustalığı karşısında ağzım açık kaldı.
02:16
They have figured out everything that's required
44
124304
2591
Telefonları parçalarına ayırmak,
02:18
to dismantle, take things apart,
45
126895
2026
devre sistemini yeniden kurmak, gömülü yazılımı değiştirmek,
02:20
rewrite the circuitry, re-flash the firmware,
46
128921
2959
ya da aklınıza ne geliyorsa işte,
02:23
do whatever you want to with the phone,
47
131880
1967
bu adamlar gerekenlerin hepsini biliyor
02:25
and they can fix anything so quickly.
48
133847
2569
ve çok kısa bir sürede tamir edebiliyorlar.
02:28
You can hand over a phone this morning
49
136416
2000
Telefonunuzu sabah teslim edip
02:30
and you can go pick it up after lunch,
50
138416
1920
öğleden sonra almaya gidebilirsiniz,
02:32
and it was quite incredible.
51
140336
1920
bunu görmek inanılmaz bir şeydi.
02:34
But then we were wondering whether this is
52
142256
1571
Ancak sonrasında acaba bu yerel bir durum mu
02:35
a local phenomenon, or is truly global?
53
143827
2542
yoksa evrensel olarak geçerli mi diye merak ettik.
02:38
And, over time, we started understanding
54
146369
2250
Zaman içinde ve düzenli araştırmayla
02:40
and systematically researching
55
148619
1719
bu tamir çarkının nasıl döndüğünü
02:42
what this tinkering ecosystem is about,
56
150338
2116
anlamaya başladık; çünkü bu tamircilik
02:44
because that is something that's happening
57
152454
1605
bir tek Mumbai'deki bir köşe başında
02:46
not just in one street corner in Mumbai.
58
154059
2032
gerçekleşen bir şey değil.
02:48
It's actually happening in all parts of the country.
59
156091
3114
Aslında ülkenin her bir tarafında yapılıyor.
02:51
It's even happening in Africa, like, for example,
60
159205
2261
Hatta Afrika'da bile yapılıyor, örneğin
02:53
in Cape Town we did extensive research on this.
61
161466
2047
Cape Town'da bu konu üzerine epeyce detaylı araştırma yaptık.
02:55
Even here in Doha I found this little nook
62
163513
3195
Burada, Doha'da bile çalar saat ve kol saatlerinin
02:58
where you can get alarm clocks and watches fixed,
63
166708
2887
tamir edildiği bu küçük kuytulardan birini bulduk ve inanın,
03:01
and it's a lot of tiny little parts. It's not easy.
64
169595
3201
saat tamiri kolay iş değil, saatlerin birçok küçük parçası var.
03:04
You've got to try it on your own to believe it.
65
172796
2113
Dediğimi anlayabilmek için kendiniz bir denemelisiniz.
03:06
But what fuels this?
66
174909
1554
Tamam da, bunca tamircinin kaynağı ne?
03:08
It's this entire ecosystem of low-cost parts
67
176463
3508
Kaynak, dünyanın her yerinde üretilen
03:11
and supplies that are produced all over the world, literally,
68
179971
3306
düşük maliyetli parçalardan oluşuyor ve bu parçalar
03:15
and then redistributed to basically service this industry,
69
183277
3766
sonrasında tamircilik için yeniden dağıtılıyor,
03:19
and you can even buy salvaged parts.
70
187043
2171
hatta kimi zaman hurdaya çıkmış parçalar satın alınabiliyor.
03:21
Basically, you don't have to necessarily buy
71
189214
2156
İşin aslı, yepyeni parçalar satın almanız falan gerekmiyor.
03:23
brand new things. You have condemned computers
72
191370
2463
Parçalara ayrılmış bozuk bilgisayarlar
03:25
that are stripped apart,
73
193833
1307
alıyorsunuz ve yanına bir de
03:27
and you can buy salvaged components
74
195140
1570
hurdaya çıkmış diğer bileşenleri ekleyince
03:28
and things that you can reassemble in a new configuration.
75
196710
3821
elinizde yeni bir yapılandırmayla bir araya getirebileceğiniz parçalarınız oluyor.
03:32
But what does this new, sort of, approach give us?
76
200531
3481
Peki bu yeni yaklaşım bize ne kazandırır?
03:36
That's the real question, because this is something
77
204012
1920
İşte asıl sorulması gereken budur; çünkü bu durum
03:37
that's been there, part of every society
78
205932
2225
yeterli kaynaktan yoksun olan
03:40
that's deprived of enough resources.
79
208157
2366
her toplumun bir parçası olarak karşımızdadır.
03:42
But there's an interesting paradigm.
80
210523
1897
Ancak burada ilginç bir paradigma var.
03:44
There's the traditional crafts,
81
212420
1492
Geleneksel el sanatları var
03:45
and then there's the technology crafts.
82
213912
2003
ve bir de teknolojik el sanatları var.
03:47
We call it the technology crafts because these are emerging.
83
215915
2208
Teknolojik el sanatları diyoruz çünkü bunlar yeni ortaya çıkıyor.
03:50
They're not something that's been established.
84
218123
2072
Daha önceden oluşturulmuş bir şey değil.
03:52
It's not something that's institutionalized.
85
220195
2667
Kurumsallaşmış bir şey değil.
03:54
It's not taught in universities.
86
222862
1771
Üniversitelerde öğretilmiyor.
03:56
It's taught [by] word of mouth,
87
224633
1723
Kulaktan kulağa yayılıyor ve
03:58
and it's an informal education system around this.
88
226356
1909
dolayısıyla bu bir yaygın eğitim ürünü.
04:00
So we said, "What can we get out of this?
89
228265
2802
Kendimize sorduk, "Bundan ne çıkar sağlarız?"
04:03
You know, like, what are the key values that we can get out of this?"
90
231067
2734
"Bu durumdan elde edilecek önemli yararlar nelerdir?" diye düşündük.
04:05
The main thing is a fix-it-locally culture,
91
233801
2345
En önemlisi şu: bu bir kendin-onar kültürü,
04:08
which is fantastic because it means that your product
92
236146
2340
ürününüzün ya da hizmetinizin onarılması için
04:10
or your service doesn't have to go through
93
238486
2045
uzun süren bürokratik sistemlerden
04:12
a huge bureaucratic system to get it fixed.
94
240531
2608
geçmesi gerekmediği için bu harika bir şey.
04:15
It also affords us cheap fabrication, which is fantastic,
95
243139
3079
Bir diğer şahane şey ise üretimin ucuza gelmesi,
04:18
so it means that you can do a lot more with it.
96
246218
2032
bu sayede daha fazlasını yapabiliyorsunuz.
04:20
And then, the most important thing is,
97
248250
2314
Ayrıca, en önemlisi de düşük maliyetle
04:22
it gives us large math for low cost.
98
250564
2376
yüksek özellikli ürünler elde ediyoruz.
04:24
So it means that you can actually embed
99
252940
2329
Yani, çok basit aygıtlara oldukça akıllı algoritmaları
04:27
pretty clever algorithms and lots of other kinds
100
255269
3525
ve diğer türlü esnek düşünceleri
04:30
of extendable ideas into really simple devices.
101
258794
3658
gerçekten de ekleyebilirsiniz demek oluyor bu.
04:34
So, what we call this is a silicon cottage industry.
102
262452
4808
Bu yüzden, biz bunu silikon "kulübe sanayisi" olarak adlandırıyoruz.
04:39
It's basically what was the system or the paradigm
103
267260
2946
Temel olarak, sanayi devriminden önce ne olduysa,
04:42
before the industrial revolution is now re-happening
104
270206
2464
aynısı şimdi de, gezegenin gelişmekte olan ülkelerinin
04:44
in a whole new way in small digital shops
105
272670
3008
çoğunun küçük dijital dükkânlarında
04:47
across the planet in most developing countries.
106
275678
3081
yeniden gerçekleşiyor.
04:50
So, we kind of toyed around with this idea,
107
278759
4134
Biz de bu durumu biraz kurcaladık,
04:54
and we said, "What can we do with this?
108
282893
1678
ve dedik ki, "Biz bu konuda ne yapabiliriz?
04:56
Can we make a little product or a service out of it?"
109
284571
2528
İşe yarar bir ürün ya da hizmet sunabilir miyiz?"
04:59
So one of the first things we did is this thing called
110
287099
2420
Ortaya çıkardığımız ilk şeylerden biri,
05:01
a multimedia platform. We call it a lunch box.
111
289519
2396
"yemek kutusu" dediğimiz bir çoklu ortam oynatıcısı.
05:03
Basically one of the contexts that we studied was
112
291915
2751
Temel olarak, üzerinde çalıştığımız durumlardan
05:06
schools in very remote parts of India.
113
294666
3487
birisi, Hindistan'ın ücra yerlerindeki okullardı.
05:10
So there is this amazing concept called the one-teacher school,
114
298153
3259
Bu küçük çevrede, öğretmenin
05:13
which is basically a single teacher who is a multitasker
115
301412
2702
çok-görevli bir insan rolünü üstlendiği
05:16
who teaches this amazing little social setting.
116
304114
2477
"tek-öğretmen okulu" denilen şaşırtıcı bir kavram var.
05:18
It's an informal school,
117
306591
1537
Bu, resmi olmayan bir okul;
05:20
but it's really about holistic education.
118
308128
2159
ancak gerçekten de bütüncül eğitim veriyor.
05:22
The only thing that they don't have
119
310287
1238
Sahip olmadıkları tek şey ise
05:23
is access to resources. They don't even have a textbook
120
311525
2394
kaynaklara erişim. Bu okulların bazen ders kitapları olmuyor
05:25
sometimes, and they don't even have a proper curriculum.
121
313919
2827
ve doğru dürüst bir müfredatları bile bulunmuyor.
05:28
So we said, "What can we do to empower this teacher
122
316746
3504
Biz de "Bu öğretmenin daha fazlasını yapabilmesi için
05:32
to do more?" How to access the digital world?
123
320250
2812
ne yapabiliriz? Dijital dünyaya nasıl erişim sağlayabilir?
05:35
Instead of being the sole guardian of information,
124
323062
2562
Bilginin tek gözeticisi olmak yerine, bilgiye ulaşmada
05:37
be a facilitator to all this information.
125
325624
2404
öğretmen köprü görevini nasıl üstlenebilir?"
05:40
So we said, "What are the steps required to empower the teacher?"
126
328028
3384
Dedik ki, "Öğretmenin daha fazlasını yapabilmesi için gereken adımlar nelerdir?"
05:43
How do you make this teacher into a digital gateway,
127
331412
2655
Bu öğretmeni bir "dijital geçit" olarak kullanırsınız ve
05:46
and how do you design an inexpensive multimedia platform
128
334067
2532
yerel olarak üretilebilecek ve hizmet verebilecek
05:48
that can be constructed locally and serviced locally?"
129
336599
2992
düşük maliyetli çoklu ortam oynatıcısını nasıl tasarlarsınız?
05:51
So we walked around.
130
339591
2343
Etrafı bir gezdik, dolaştık.
05:53
We went and scavenged the nearby markets,
131
341934
2290
Yakınlardaki dükkanların şöyle bir tozunu aldık,
05:56
and we tried to understand, "What can we pick up that will make this happen?"
132
344224
4021
ve "Bunu gerçekleştirmek için neler toplayabiliriz?" diye bakındık.
06:00
So the thing that we got
133
348245
2527
Bulduğumuz şey,
06:02
was a little mobile phone with a little pico projector
134
350772
3207
ortalama 60 dolara patlayan, küçücük bir yansıtıcısı
06:05
that comes for about 60 dollars.
135
353979
2337
olan küçük bir telefon oldu.
06:08
We went a bought a flashlight with a very big battery,
136
356316
2456
Bir de kocaman bir pili olan bir el feneri ve
06:10
and a bunch of small speakers.
137
358772
1790
birkaç tane küçük hoparlör satın aldık.
06:12
So essentially, the mobile phone gives us
138
360562
2298
Temelde, cep telefonu sayesinde
06:14
a connected multimedia platform.
139
362860
1924
bağlantıya sahip bir çoklu ortamımız olmuş oluyor.
06:16
It allows us to get online and allows us to load up files
140
364784
3485
Çevrimiçi olmamızı ve farklı dosya türlerini yükleyip
06:20
of different formats and play them.
141
368269
2351
oynatabilmemizi sağlıyor.
06:22
The flashlight gives us this really intense, bright L.E.D.,
142
370620
3026
El feneri, gerek duyduğumuz parlak ışık kaynağını sağlıyor
06:25
and six hours worth of rechargeable battery pack,
143
373646
2991
ve altı saatlik kullanım süresi olan doldurulabilir pillerle
06:28
and the lunch box is a nice little package
144
376637
2216
"yemek kutumuz", içine her şeyi koyabildiğiniz
06:30
in which you can put everything inside,
145
378853
2047
küçük bir paket haline geliyor
06:32
and a bunch of mini speakers to sort of
146
380900
1563
ve yeterli ses seviyesini sağlamak için
06:34
amplify the sound large enough.
147
382463
1418
kutumuza bir de hoparlör ekliyoruz.
06:35
Believe me, those little classrooms are really noisy.
148
383881
3539
İnanın okullardaki bu küçük sınıflar gerçekten çok gürültülü oluyor.
06:39
They are kids who scream at the top of their voices,
149
387420
2593
Çocuklar avazı çıktığı kadar bağırıyor
06:42
and you really have to get above that.
150
390013
1660
ve onlardan daha yüksek sese sahip olmanız gerekiyor.
06:43
And we took it back to this little tinkering setup
151
391673
2721
Yemek kutumuzu cep telefonlarının
06:46
of a mobile phone repair shop,
152
394394
2090
tamir edildiği dükkâna geri götürüp
06:48
and then the magic happens.
153
396484
1428
kendimizi işin büyüsüne bırakıyoruz.
06:49
We dismantle the whole thing,
154
397912
1381
Tüm parçaları birbirinden ayırıyoruz,
06:51
we reassemble it in a new configuration,
155
399293
2357
yeni yapılandırmaya uygun olarak birleştiriyoruz
06:53
and we do this hardware mashup,
156
401650
2178
ve bu donanım birleştirmesini, tamirciye nasıl yapması gerektiğini
06:55
systematically training the guy how to do this.
157
403828
2609
aşama aşama anlatarak yapıyoruz.
06:58
Out comes this, a little lunch box -- form factor.
158
406437
3455
Elimize bu son tasarım ürünü olarak, küçük bir yemek kutusu geçiyor.
07:01
(Applause)
159
409892
6826
(Alkış)
07:08
And we systematically field tested,
160
416718
3018
Ürünü, düzenli aralıklarla sahada denedik,
07:11
because in the field testing we learned some
161
419736
2368
çünkü bu denemeler sırasında önemli dersler aldık
07:14
important lessons, and we went through many iterations.
162
422104
2517
ve ürün üzerinde birçok değişiklik yaptık.
07:16
One of the key issues was battery consumption and charging.
163
424621
2695
Ana sorunlardan birisi pil tüketimi ve doldurulmasıydı.
07:19
Luminosity was an issue, when you have too much bright sunlight outside.
164
427316
3978
Dışarda parlak güneş ışığı varken görüntüyü yansıtmak bir sorundu.
07:23
Often the roofs are broken, so you don't have enough
165
431294
2552
Çoğu sınıftaki çatılar yıkık durumda, bu yüzden
07:25
darkness in the classroom to do these things.
166
433846
3128
sınıflar yeterince karanlık olmuyor.
07:28
We extended this idea. We tested it many times over,
167
436974
2842
Fikrimizi geliştirdik. Defalarca deneme yaptık
07:31
and the next version we came up with was a box
168
439816
2578
ve bir sonraki sürümde, güneş enerjisiyle
07:34
that kind of could trickle charge on solar energy,
169
442394
2380
dolan pilleri olan; ancak bundan da önemlisi
07:36
but most importantly connect to a car battery,
170
444774
2799
araba aküsüne bağlanabilen bir "yemek kutusu" ürettik
07:39
because a car battery is a ubiquitous source of power
171
447573
2994
çünkü araba aküsü, yetersiz ya da değişken
07:42
in places where there's not enough electricity
172
450567
2207
elektrik bulunan yerlerde yaygınca bulunabilen
07:44
or erratic electricity.
173
452774
1960
bir enerji kaynağı.
07:46
And the other key thing that we did was
174
454734
1969
Bundan başka yaptığımız diğer önemli şey ise
07:48
make this box run off a USB key, because we realized
175
456703
2462
bu kutuya USB girişi eklemek oldu; çünkü fark ettik ki
07:51
that even though there was GPRS and all that on paper,
176
459165
3354
teoride GPRS bağlantımız olsa bile,
07:54
at least, in theory, it was much more efficient
177
462519
2575
veriyi küçük bir USB bellekte kargoyla göndermek
07:57
to send the data on a little USB key by surface mail.
178
465094
3890
çok daha etkili oldu.
08:00
It might take a few days to get there,
179
468984
1840
USB belleğin ulaşması birkaç gün alabiliyor;
08:02
but at least it gets there in high definition
180
470824
2374
ama en azından yüksek çözünürlükte
08:05
and in a reliable quality.
181
473198
2215
ve kesintisiz nitelikte ulaşıyor.
08:07
So we made this box, and we tested it again
182
475413
2282
Bu kutuyu ürettik ve durmaksızın,
08:09
and again and again, and we're going through
183
477695
1535
ara vermeden denedik ve başarıya ulaşmak için
08:11
multiple iterations to do these things.
184
479230
1549
birçok düzeltme yaptık.
08:12
But it's not limited to just education.
185
480779
2969
Fakat, yaptıklarımız yalnızca eğitimle sınırlı değil.
08:15
This kind of a technique or metrology
186
483748
1866
Bu türde bir yöntem ya da ölçüm
08:17
can actually be applied to other kinds of areas,
187
485614
2012
diğer alanlarda da uygulanabilir
08:19
and I'm going to tell you one more little story.
188
487626
1908
ve size bir küçük hikaye daha anlatacağım.
08:21
It's about this little device called a medi-meter.
189
489534
2455
Bu hikaye, "sağlıkölçer" olarak adlandırılan küçük aygıtımız hakkında.
08:23
It's basically a little health care screening tool that we developed.
190
491989
3367
Onu, sağlık durumunuzu göstermesi için geliştirdik.
08:27
In India, there is a context of these amazing people,
191
495356
3327
Hindistan'da, ASHA çalışanları olarak adlandırdığımız
08:30
the health care workers called ASHA workers.
192
498683
2279
sağlık hizmetlerinde çalışan harika insanlar bulunuyor.
08:32
They are essentially foot soldiers for the health care system
193
500962
2417
Bu insanlar, bölge halkıyla beraber yaşıyor ve
08:35
who live in the local community and are trained
194
503379
2384
temel araç ve kavramlarla, temel sağlık hizmetleri sunmak için eğitilmişler;
08:37
with basic tools and basic concepts of health care,
195
505763
2568
temel araç ve kavramlarla, temel sağlık hizmetleri sunmak için eğitilmişler;
08:40
and the main purpose is basically to inform people
196
508331
3762
Temel amaçları, insanların daha rahat
08:44
to basically, how to lead a better life, but also
197
512093
3533
yaşamasıı için onların bilgilendirilmeleridir; ayrıca bu çalışanlar,
08:47
to divert or sort of make recommendations
198
515626
3228
insanları almaları gereken uygun sağlık hizmetlerine
08:50
of what kind of health care should they approach?
199
518854
2674
yönlendirmekte ya da tavsiyeler vermektedir.
08:53
They are basically referral services, essentially.
200
521528
2712
İşin özünde, bu insanlar yönlendirme görevini üstlenir.
08:56
But the problem with that is that we realized
201
524240
2308
Ancak, bu durumla ilgili farkına vardığımız bir sorun var:
08:58
after a bunch of research that they are amazing
202
526548
4190
Araştırmalarımızda gördük ki bu çalışanlar,
09:02
at referring people to the nearest clinic
203
530738
2480
insanları en yakın kliniğe ya da sağlık merkezine
09:05
or the public health care system, but what happens at the
204
533218
2873
yönlendirmekte çok başarılılar; ancak
09:08
public health care system is this: these incredibly long lines
205
536091
4078
bu sağlık merkezlerinde inanılmaz uzunlukta
09:12
and too many people who overload the system
206
540169
2810
kuyruklar oluşuyor ve yönlendirilen insan sayısına
09:14
simply because there's not enough doctors and facilities
207
542979
2566
yetecek kadar yer ve doktor bulunmadığından
09:17
for the population that's being referred.
208
545545
2202
sağlık merkezlerinin önü dolup taşıyor.
09:19
So everything from a common cold
209
547747
2119
Bu yüzden de basit bir soğuk algınlığından tutun da
09:21
to a serious case of malaria gets almost the same
210
549866
2660
ciddi sıtma hastalıklarına kadar bütün hastalıklara
09:24
level of attention, and there's no priorities.
211
552526
3044
eşit ölçüde yaklaşılıyor ve kimsenin önceliği bulunmuyor.
09:27
So we said, "Come on, there's got to be a better way
212
555570
2071
Biz de dedik ki "Bu uygulamanın kesinlikle
09:29
of doing this for sure."
213
557641
1801
daha iyi bir yolunun olması gerekiyor."
09:31
So we said, "What can we do with the ASHA worker
214
559442
2577
"ASHA çalışanlarının bir süzgeç görevi görmesi,
09:34
that'll allow this ASHA worker to become an interesting filter,
215
562019
3931
dahası, sistemi dengeleyen iyi düşünülmüş
09:37
but not just a filter, a really well thought through referral
216
565950
2515
bir yönlendirme sistemi ve hastaları durumlarının
09:40
system that allows load balancing of the network,
217
568465
3481
ciddiyet ve tehlike boyutuna göre
09:43
and directs patients to different sources of health care
218
571946
3939
farklı sağlık birimlerine yönlendiren
09:47
based on the severity or the criticalness of those situations?"
219
575885
3880
insanlar olması için ne yapmamız gerekir?"
09:51
So the real key question was,
220
579765
1981
Asıl sorulması gereken soru,
09:53
how do we empower this woman?
221
581746
1668
bu kadını nasıl yetkin kılarız?
09:55
How do we empower her with simple tools
222
583414
1927
Tanı koyan değil de daha çok tarama yapacak olan
09:57
that's not diagnostic but more screening in nature
223
585341
2951
basit araçlarla bu kadının hastalara daha iyi
10:00
so she at least knows how to advise the patients better?
224
588292
3780
bilgilendirmesini nasıl sağlayabiliriz?
10:04
And that'll make such a huge difference on the system,
225
592072
2028
Bu dediğimiz şey, bekleme süresinin uzunluğundan ve
10:06
because the amount of waiting time and the amount of
226
594100
4918
insanların yalnızca basit bir sağlık sorunu nedeniyle
10:11
distances that people need to travel, often sometimes
227
599018
1920
sağlık birimine ulaşmak için kimi zaman
10:12
seven to 15 kilometers, sometimes by foot,
228
600938
2673
7 ile 15 kilometre arası yürüme mesafesinden,
10:15
to get a simple health check done, is very, very detrimental
229
603611
5463
dolayı sağlık merkezine gitmekten vazgeçiren sistemde
10:21
in the sense that it really dissuades people
230
609074
2454
uzaklıkları azaltarak sistem üzerinde
10:23
from getting access to health care.
231
611528
2009
çok büyük değişikliğe neden olacaktır.
10:25
So if there was something that she could do,
232
613537
2035
Bu yüzden, bu kadının yapabileceği bir şey varsa
10:27
that would be amazing.
233
615572
1109
inanılmaz güzel olur.
10:28
So what we did was that we converted this device
234
616681
3061
Bunun için, biz bu aygıtı
10:31
into a medical device.
235
619742
1817
tıbbi bir aygıta dönüştürdük.
10:33
I want to demo this actually,
236
621559
1276
Aslında bunu deneyerek göstermek istiyorum,
10:34
because it's a very simple process.
237
622835
2673
çünkü gerçekten de kolay bir işlem.
10:37
Bruno, do you want to join us? (Cheers)
238
625508
2409
Bruno, bize katılmak ister misin? (Naralar)
10:39
Come along. (Applause)
239
627917
6202
Gel hadi. (Alkış)
10:46
So, what we're going to do is that
240
634119
2925
Şimdi şöyle bir şey yapacağız:
10:49
we're going to measure a few basic parameters on you,
241
637044
2972
nabzına ve kanındaki oksijen miktarına bakıp
10:52
including your pulse rate and the amount of oxygen
242
640016
2855
vücudunla ilgili birkaç
10:54
that's there in your blood.
243
642871
1873
temel ölçüm yapacağız.
10:56
So you're going to put your thumb on top of this.
244
644744
3291
Başparmağını bunun üstüne koyacaksın.
11:00
Bruno Giussani: Like this, works?
245
648035
1774
Bruno Giussani: Böyle mi?
11:01
Vinay Venkatraman: Yeah. That's right. BG: Okay.
246
649809
1666
Vinay Venkatraman: Evet, aynen öyle.
BG: Tamam.
BG: Tamam.
11:03
VV: So I'm going to start it up. I hope it works.
247
651475
4008
VV: Şimdi başlatıyorum. Umarım çalışır.
11:07
(Beeps) It even beeps, because it's an alarm clock, after all.
248
655483
4350
(Bipleme) Bipliyor bile, ne de olsa çalar saat.
11:11
So ... (Laughter)
249
659833
2012
Şimdi ... (Gülüşmeler)
11:13
So I take it into the start position, and then
250
661845
4391
Şimdi başlangıç konumuna alıyorum ve sonra da
11:18
I press the read button. (Beeps)
251
666236
3612
okuma düğmesine basıyorum. (Bipleme)
11:21
So it's taking a little reading from you. (Beeps)
252
669848
5481
Şimdi senden bilgileri alıyor. (Bipleme)
11:27
And then the pointer goes and points to three different options.
253
675329
2778
Sonrasındaysa gösterge üç bölgeden birisini gösterecek.
11:30
Let's see what happens here.
254
678107
3275
Bakalım neler olacak.
11:33
(Beeps) Oh Bruno, you can go home, actually.
255
681382
2083
(Bipleme) Bruno, evine gidebilirsin.
11:35
BG: Great. Good news. (Applause)
256
683465
3836
BG: Harika. İyi haberi aldık. (Alkış)
11:39
VV: So ... (Applause)
257
687301
2345
VV: Şöyle ... (Alkış)
11:41
So the thing about this is that
258
689646
3217
Şöyle bir şey var ki
11:44
if the pointer, unfortunately, had pointed to the red spot,
259
692863
4105
eğer gösterge kırmızı bölgeyi gösterseydi
11:48
we would have to rush you to a hospital.
260
696968
1846
seni bir hastaneye yetiştirmemiz gerekecekti.
11:50
Luckily, not today. And if it had pointed to the orange
261
698814
4120
Şanslıyız ki o gün bugün değil. Turuncu bölgeyi gösterseydi
11:54
or the amber, it basically meant you had to have,
262
702934
2829
sağlık çalışanından bir tür sürekli bakım
11:57
sort of, more continuous care from the health care worker.
263
705763
3044
alman gerektiği anlamına gelecekti.
12:00
So that was a very simple three-step screening process
264
708807
2351
Halk sağlığı sisteminin
12:03
that could basically change the equation
265
711158
2115
dengesini değiştirebilecek basit bir
12:05
of how public health care works in so many different ways.
266
713273
2740
üç bölmeli tarama işlemini gördünüz.
12:08
BG: Thank you for the good news. VV: Yeah.
267
716013
1897
BG: İyi haberler için teşekkürler.
VV: Rica ederim.
VV: Rica ederim.
12:09
(Applause)
268
717910
4393
(Alkış)
12:14
So, very briefly, I'll just explain to you how this is done,
269
722303
3440
Çok kısaca, size bunun nasıl yapıldığını açıklayacağım,
12:17
because that's the more interesting part.
270
725743
2290
çünkü işin asıl ilginç yanı burası.
12:20
So essentially, the three things that are required
271
728033
2694
Temelde, dönüştürmenin yapılabilmesi için;
12:22
to make this conversion from this guy to this guy
272
730727
4528
bu ufaklığın, buna dönüşebilmesi için üç şey gerekiyor:
12:27
is a cheap remote control for a television
273
735255
4129
artık neredeyse her evde bulabileceğiniz
12:31
that you can almost find in every home today,
274
739384
2911
bir televizyonun uzaktan kumandası,
12:34
some parts from a computer mouse, basically,
275
742295
3714
çok ucuza ikinci el olarak bile bulabileceğiniz
12:38
something that you can scavenge for very low cost,
276
746009
3863
bir bilgisayar faresinin bazı parçaları
12:41
and a few parts that have to be pre-programmed.
277
749872
2911
ve önceden programlanması gereken birkaç küçük parça.
12:44
Basically this is a micro-controller with a few
278
752783
2401
İşin özünde bu, fazladan birkaç parçası bulunan,
12:47
extra components that can be shipped for very little cost
279
755184
2795
dünyanın her yanından çok ucuza
12:49
across the world, and that's what is all required
280
757979
2993
getirtilebilen bir mikrodenetçi. Biraz yerel tamir yeteneğini
12:52
with a little bit of local tinkering talent
281
760972
2391
de ekledikten sonra çalar saati başka bir şeye
12:55
to convert the device into something else.
282
763363
2787
dönüştürmek için gereken her şeye sahibiz.
12:58
So we are right now doing some systematic field tests
283
766150
3396
Şu anda, böyle bir aygıtın gerçekten de
13:01
to basically ascertain whether something like this actually
284
769546
3050
ASHA çalışanlarına yardımcı olup olmadığını saptamak için
13:04
makes sense to the ASHA worker.
285
772596
1567
düzenli olarak sahada denemeler yapıyoruz.
13:06
We are going through some reference tests to compare it
286
774163
3544
Değer farkı olup olmadığını ve insanların yaşamında
13:09
against professional equipment to see if there's a degree
287
777707
3458
gerçekten etkisinin olup olmadığını görmek için
13:13
of change in efficacy and if it actually makes an impact
288
781165
2322
profesyonel aygıtlarla karşılaştırarak deniyoruz.
13:15
in people's lives. But most importantly,
289
783487
2608
En önemlisi de, şu anda
13:18
what we are trying to do right now
290
786095
1795
bu yaptığımız işi büyük ölçeklere
13:19
is we are trying to scale this up, because there
291
787890
2254
yaymaya çalışıyoruz; çünkü bu şekilde
13:22
are over 250,000 ASHA workers on the ground
292
790144
2687
piyade görevi üstlenen 250.000'den fazla
13:24
who are these amazing foot soldiers, and if we can
293
792831
2737
ASHA çalışanı var ve küçük bir oranına bile
13:27
give at least a fraction of them the access to these things,
294
795568
3560
bu aygıtlara erişim sağlayabilirsek,
13:31
it just changes the way the economics of public health care
295
799128
2958
halk sağlığının ekonomisini
13:34
works, and it changes the way systems actually function,
296
802086
3011
ve sistemin işleyiş biçimini
13:37
not just on a systematic planning level,
297
805097
4266
yalnızca sistematik planlama düzeyinde değil,
13:41
but also in a very grassroots, bottom-up level.
298
809363
3185
en tabandan üst düzeye olacak düzeyde değiştirebiliriz.
13:44
So that's it, and we hope to do this in a big way.
299
812548
2801
Amacımız bu ve bunu daha büyük çapta başarmayı umuyoruz.
13:47
Thank you. (Applause)
300
815349
3158
Teşekkür ederim. (Alkış)
13:50
(Applause)
301
818507
8646
(Alkış)
ABOUT THE SPEAKER
Vinay Venkatraman - DesignerVinay Venkatraman aims to design technological devices for the "bottom of the pyramid" rather than simply for the affluent.
Why you should listen
Designer Vinay Venkatraman is committed to creating a digitally inclusive world. A founding partner at the Copenhagen Institute of Interaction Design, Vinay aims to design for the populations of the world who don't have access to the latest tech gadget. He calls his outlook "Frugal Digital."
Vinay’s background is in industrial design, and he began his career fashioning bicycles and kitchen appliances. He was soon enticed by filmmaking and worked as visual effects designer for a leading post production house, Prime Focus Ltd, on various advertisements and movies. He later shifted his focus to software products, working as a product designer at Microsoft for emerging technologies.
Vinay’s work has been written about in leading design magazines and popular blogs. He has also taught courses at Aarhus University, IUAV University in Venice and the IT University of Copenhagen.
Vinay Venkatraman | Speaker | TED.com