TEDGlobal 2013
Lesley Hazleton: The doubt essential to faith
Lesley Hazleton: İnancın temeli: Şüphe
Filmed:
Readability: 4.7
1,660,357 views
Lesley Hazleton Muhammed'in biyografisini yazarken, gördüğü şey karşısında şaşırmıştı: Muhammed Kur'an için ilk vahiyini aldığında ilk tepkisi şüphe, huşu hatta korku olmuştu. Ve bu deneyimi, inancının belkemiği haline gelmişti. Hazleton şüpheye karşı yeni yaklaşımıyla, şüpheyi inancın temeli ve her türlü köktendinciliğin sonu olarak sorguluyor .
Lesley Hazleton - Writer, psychologist
Writer, psychologist and former Middle East reporter Lesley Hazleton explores the vast and often terrifying arena in which politics and religion intersect. Full bio
Writer, psychologist and former Middle East reporter Lesley Hazleton explores the vast and often terrifying arena in which politics and religion intersect. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:12
Writing biography is a strange thing to do.
0
496
5720
Biyografi yazmak tuhaf bir iştir.
00:18
It's a journey into the foreign territory
1
6216
2683
Başkasının hayatının
00:20
of somebody else's life,
2
8899
3196
bilinmeyenine bir yolculuktur.
00:24
a journey, an exploration that can take you places
3
12095
2673
Sizi ummayacağınız yerlere
00:26
you never dreamed of going
4
14768
2271
götürebilen bir keşif, bir yolculuk
00:29
and still can't quite believe you've been,
5
17039
2225
ve özellikle, eğer benim gibi
00:31
especially if, like me, you're an agnostic Jew
6
19264
3728
agnostik bir Museviyseniz
00:34
and the life you've been exploring
7
22992
1825
ve hayatını keşfettiğiniz kişi Muhammed'se
00:36
is that of Muhammad.
8
24817
4832
nerede olduğunuza hala inanamayabilirsiniz.
00:41
Five years ago, for instance,
9
29649
2431
Mesela 5 yıl önce,
00:44
I found myself waking each morning in misty Seattle
10
32080
3268
kendimi her sabah puslu Seattle'da uyanırken buldum
00:47
to what I knew was an impossible question:
11
35348
3483
ve cevaplamanın imkansız olduğunu bildiğim soru:
00:50
What actually happened
12
38831
3218
Gerçekte ne olmuştu?
00:54
one desert night,
13
42049
1439
Bir çöl gecesi,
00:55
half the world and almost half of history away?
14
43488
3594
dünyanın bir ucunda ve tarihin neredeyse başında ne oldu?
00:59
What happened, that is,
15
47082
1720
610 yılının gecesinde
01:00
on the night in the year 610
16
48802
2318
Muhammed'e Mekke'nin yakınlarındaki dağda
01:03
when Muhammad received the first revelation of the Koran
17
51120
3851
Kur'an için ilk vahiy geldiğinde
01:06
on a mountain just outside Mecca?
18
54971
4077
ne oldu?
01:11
This is the core mystical moment of Islam,
19
59048
4605
Bu, İslam'ın en gizemli anıdır,
01:15
and as such, of course,
20
63653
1366
ve tabii ki,
01:17
it defies empirical analysis.
21
65019
3076
deneysel analize meydan okur.
01:20
Yet the question wouldn't let go of me.
22
68095
4105
Fakat soru peşimi bırakmıyordu.
01:24
I was fully aware that for someone as secular as I am,
23
72200
3184
Benim kadar laik olan biri için
01:27
just asking it could be seen
24
75384
1879
sadece bunu sormanın bile
01:29
as pure chutzpah.
25
77263
3260
tamamen küstahlık olarak görülebileceğinin farkındaydım.
01:32
(Laughter)
26
80523
2682
(Gülüşmeler)
01:35
And I plead guilty as charged,
27
83205
2611
Ve suçumu kabul ettim,
01:37
because all exploration, physical or intellectual,
28
85816
4031
çünkü bütün bu keşif, fiziksel ya da entellektüel
01:41
is inevitably in some sense an act of transgression,
29
89847
3877
kaçınılmaz surette bir tür sınırları aşmanın
01:45
of crossing boundaries.
30
93724
3397
günahıydı.
01:49
Still, some boundaries are larger than others.
31
97121
6015
Fakat, bazı sınırlar diğerlerinden nettir.
01:55
So a human encountering the divine,
32
103136
2920
Böylece insan kutsallıkla karşı karşıya kaldı,
01:58
as Muslims believe Muhammad did,
33
106056
3122
Müslümanlar Muhammed'in yaptığına inandılar,
02:01
to the rationalist, this is a matter not of fact
34
109178
2841
ve bir akılcı için, bu bir gerçek değildi
02:04
but of wishful fiction,
35
112019
1757
ama umutlandıran bir kurguydu,
02:05
and like all of us, I like to think of myself as rational.
36
113776
3938
ve hepimiz gibi, ben de kendimi akılcı olarak görüyorum.
02:09
Which might be why when I looked at the earliest accounts
37
117714
2884
Haliyle, o gece olanlara dair
02:12
we have of that night,
38
120598
1777
ilk söylentilere baktığımda
02:14
what struck me even more than what happened
39
122375
2819
beni asıl etkileyen şey, o gece olanlardan ziyade,
02:17
was what did not happen.
40
125194
5522
olmayan şeylerdi.
02:22
Muhammad did not come floating off the mountain
41
130716
3152
Muhammed dağa havada yürür gibi
02:25
as though walking on air.
42
133868
2950
süzülerek gelmemişti.
02:28
He did not run down shouting, "Hallelujah!"
43
136818
2474
Aşağıya "Şükürler olsun!" ve "Allah Birdir!"
02:31
and "Bless the Lord!"
44
139292
2360
diye bağırarak koşmamıştı.
02:33
He did not radiate light and joy.
45
141652
3728
Işığı ve neşeyi yaymamıştı.
02:37
There were no choirs of angels,
46
145380
1579
Meleklerden oluşan bir koro yoktu,
02:38
no music of the spheres, no elation, no ecstasy,
47
146959
3300
gökyüzünün müziği, sevinç, coşku yoktu,
02:42
no golden aura surrounding him,
48
150259
3662
etrafını çeviren altın bir hale yoktu,
02:45
no sense of an absolute, fore-ordained role
49
153921
4142
Allah'ın elçisi olarak
02:50
as the messenger of God.
50
158063
3076
kesin ve önceden takdir edilen bir rolü yoktu.
02:53
That is, he did none of the things
51
161139
2955
Bunların hiçbirini yapmaması
02:56
that might make it easy to cry foul,
52
164094
2754
tüm hikayeyi dindar bir masala dönüştürenlere
02:58
to put down the whole story as a pious fable.
53
166848
5147
karşı şikayet etmeyi kolaylaştırabilir.
03:03
Quite the contrary.
54
171995
2832
Ancak durum bunun tam tersi.
03:06
In his own reported words,
55
174827
3745
Kendi kelimelerine göre,
03:10
he was convinced at first
56
178572
2377
ilk başta kendisi bile olanların gerçek olamayacağına
03:12
that what had happened couldn't have been real.
57
180949
5281
inanmış.
03:18
At best, he thought, it had to have been a hallucination --
58
186230
2712
En fazla, halüsinasyondur diye düşünmüş;
03:20
a trick of the eye or the ear, perhaps,
59
188942
1809
gözlerinin ya da kulaklarının bir oyunu, belki,
03:22
or his own mind working against him.
60
190751
2175
ya da kendi beyninin ona karşı çalışması.
03:24
At worst, possession --
61
192926
2177
En kötü ihtimalle, varlığı
03:27
that he'd been seized by an evil jinn,
62
195103
2289
cin tarafından ele geçirilmiştir;
03:29
a spirit out to deceive him,
63
197392
1791
onu kandırmaya çalışan,
03:31
even to crush the life out of him.
64
199183
3009
hatta yaşamını elinden almaya çalışan bir ruh.
03:34
In fact, he was so sure that he could only be majnun,
65
202192
3024
Aslında, o bir cin tarafından ele geçirilen
03:37
possessed by a jinn,
66
205216
1628
Mecnun olduğuna emindi,
03:38
that when he found himself still alive,
67
206844
2112
ancak kendisinin hala canlı olduğunu anladığında
03:40
his first impulse was to finish the job himself,
68
208956
4849
ilk dürtüsü işini kendi başına bitirmesiydi,
03:45
to leap off the highest cliff
69
213805
2203
en yüksek uçurumdan atlayıp
03:48
and escape the terror of what he'd experienced
70
216008
4118
tüm bu deneyimine son vererek
03:52
by putting an end to all experience.
71
220126
7102
yaşadığı dehşetten kaçmak.
03:59
So the man who fled down the mountain that night
72
227228
2920
Böylece o gece dağdan kaçan o adam
04:02
trembled not with joy
73
230148
2451
neşeyle değil
04:04
but with a stark, primordial fear.
74
232599
4720
saf, ilkel bir korkuyla ürperdi.
04:09
He was overwhelmed not with conviction, but by doubt.
75
237319
5920
İkna ile değil, şüpheyle sarsılmıştı.
04:15
And that panicked disorientation,
76
243239
2801
Ve panik içinde yolunu kaybetmesi,
04:18
that sundering of everything familiar,
77
246040
2879
tanıdık olan her şeyle bağını koparttı,
04:20
that daunting awareness of something
78
248919
3668
Bu insan algısının ötesindeki 'şeyin'
04:24
beyond human comprehension,
79
252603
2909
korkutucu farkındalığına
04:27
can only be called a terrible awe.
80
255512
6575
sadece müthiş bir huşu (korku ve saygıyla karışık duygudurum) hali denebilirdi.
04:34
This might be somewhat difficult to grasp
81
262087
3214
Bunu algılamak zor olabilir,
04:37
now that we use the word "awesome"
82
265301
2538
biz şu an yeni bir uygulamayı ya da viral videoyu
04:39
to describe a new app or a viral video.
83
267839
4179
tanımlamak için 'korkunç güzel' kelimesini kullanıyoruz
04:44
With the exception perhaps of a massive earthquake,
84
272018
3205
Belki de şiddetli bir deprem dışında,
04:47
we're protected from real awe.
85
275223
2648
gerçek bir huşudan korunuyoruz.
04:49
We close the doors and hunker down,
86
277871
1888
Kapıları kapatıp, saklanıyoruz,
04:51
convinced that we're in control,
87
279759
2546
kontrolün elimizde olduğuna inanıyoruz,
04:54
or, at least, hoping for control.
88
282305
3022
ya da, en azından, kontrolün elimizde olduğunu umuyoruz.
04:57
We do our best to ignore the fact that
89
285327
1908
Kontrolün her zaman bizde olmadığı ve
04:59
we don't always have it,
90
287235
2061
her şeyin açıklanamayacağı gerçeğini
05:01
and that not everything can be explained.
91
289296
2757
inkar etmek için elimizden geleni yapıyoruz.
05:04
Yet whether you're a rationalist or a mystic,
92
292053
4162
Ancak ister akılcı olun ister mistik,
05:08
whether you think the words Muhammad heard that night
93
296215
2695
ister Muhammed'in o gece duyduğu kelimelerin
05:10
came from inside himself or from outside,
94
298910
4264
Muhammed'in içinden ya da başka biri tarafından geldiğine inanın;
05:15
what's clear is that he did experience them,
95
303174
4704
belli ki, o bunları deneyimledi.
05:19
and that he did so with a force that would shatter
96
307878
2436
Ve öyle ki, bu güç onun varlığını ve
05:22
his sense of himself and his world
97
310314
2321
dünyasını parçalayabilirdi,
05:24
and transform this otherwise modest man
98
312635
3140
ve bu mütevazi adamı
05:27
into a radical advocate for social and economic justice.
99
315775
6693
sosyal ve ekonomik adaletin radikal savunucusuna dönüştürebilirdi.
05:34
Fear was the only sane response,
100
322468
5242
Korku makul olan tek tepkiydi,
05:39
the only human response.
101
327710
5024
tek insan tepkisi.
05:44
Too human for some,
102
332734
2508
Bazıları için çok insani,
05:47
like conservative Muslim theologians who maintain that
103
335242
2733
mesela muhafazakar Müslüman ilahiyatçılar,
05:49
the account of his wanting to kill himself
104
337975
1867
hala Muhammed'in kendisini öldürme istediğinden
05:51
shouldn't even be mentioned, despite the fact
105
339842
2438
bahsedilmemesini isterler, bu bilginin en eski
05:54
that it's in the earliest Islamic biographies.
106
342280
4454
İslami biyografilerde bile bulunmasına rağmen.
05:58
They insist that he never doubted
107
346734
2791
Onlar, Muhammed'in, umutsuzluğa kapılmayı bırakın,
06:01
for even a single moment, let alone despaired.
108
349525
6610
asla, tek bir an için bile şüphe duymadığında ısrar ediyorlar.
06:08
Demanding perfection, they refuse to tolerate
109
356135
3837
Mükemmeliyete olan bu rağbet, onların insanın
06:11
human imperfection.
110
359972
4719
eksikliklerine tahammül etmesini engelliyor.
06:16
Yet what, exactly, is imperfect about doubt?
111
364691
7195
Fakat, tam olarak, şüphelenmedeki kusur nerede?
06:23
As I read those early accounts, I realized it was
112
371886
2974
İlk söylentileri okudukça, fark ettim ki Muhammed'in
06:26
precisely Muhammad's doubt that brought him alive for me,
113
374860
3810
şüphesi onu benim için tamamen canlı kıldı,
06:30
that allowed me to begin to see him in full,
114
378670
2397
onu bütünüyle görmemi sağladı,
06:33
to accord him the integrity of reality.
115
381067
3586
gerçekliğin bütünüyle bağdaştırmamı sağladı.
06:36
And the more I thought about it,
116
384653
2169
Ve bunun hakkında düşündükçe,
06:38
the more it made sense that he doubted,
117
386822
3017
Muhammed'in şüphelenmesi daha mantıklı geldi,
06:41
because doubt is essential to faith.
118
389839
6583
çünkü şüphe; inanç için esastır.
06:48
If this seems a startling idea at first,
119
396422
2880
Eğer bu fikir ilk başta şaşırtıcı geliyorsa,
06:51
consider that doubt, as Graham Greene once put it,
120
399302
3661
şüpheyi, Graham Greene'nin bir zamanlar
06:54
is the heart of the matter.
121
402963
3835
söylediği şekilde düşünün: Şüphe, kalp meselesidir.
06:58
Abolish all doubt, and what's left is not faith,
122
406798
4405
Tüm bu şüpheyi ortadan kaldırın, geriye kalan şey inanç değildir,
07:03
but absolute, heartless conviction.
123
411203
5243
kesin, kalpsiz bir teslimiyettir.
07:08
You're certain that you possess the Truth --
124
416446
3871
Gerçeğe sahip olduğunuzdan eminseniz,
07:12
inevitably offered with an implied uppercase T --
125
420317
4291
büyük G'yle ima edilen, kaçınılmaz Gerçeğe,
07:16
and this certainty quickly devolves
126
424608
2558
bu kesinlik hızlıca dogmatizme ve doğruculuğa
07:19
into dogmatism and righteousness,
127
427166
3512
dönüşür,
07:22
by which I mean a demonstrative, overweening pride
128
430678
4103
ve bununla hislerini açığa vurmaktan çekinmeyen,
07:26
in being so very right,
129
434781
3788
inanılmaz derecede haklı olmanın verdiği gururunu taşıyan cehaleti
07:30
in short, the arrogance of fundamentalism.
130
438569
7888
kısacası, bağnazlığı kastediyorum.
07:38
It has to be one of the multiple ironies of history
131
446457
4476
Bu tarihin ironilerinden biri olmalı,
07:42
that a favorite expletive of Muslim fundamentalists
132
450933
3058
Müslüman bağnazların favori sövgüleri
07:45
is the same one once used by the Christian fundamentalists
133
453991
3191
bir zamanlar Haçlılar olarak bilinen
07:49
known as Crusaders:
134
457182
2812
Hristiyan bağnazların kullandıklarıyla aynıdır:
07:51
"infidel," from the Latin for "faithless."
135
459994
5225
latincedeki inançsız sözcüğünden çevrilmiş "İmansız" sözcüğü.
07:57
Doubly ironic, in this case, because their absolutism
136
465219
4339
Bu durumda daha da ironic olansa, onlar mutlakiyetleri yüzünden
08:01
is in fact the opposite of faith.
137
469558
4465
inancın karşısındalardır.
08:06
In effect, they are the infidels.
138
474023
5959
Aslında, onlar imansızlardır.
08:11
Like fundamentalists of all religious stripes,
139
479982
2827
Tüm dinlerdeki bağnazlar gibi,
08:14
they have no questions, only answers.
140
482809
3845
onların soruları yok, sadece cevapları var.
08:18
They found the perfect antidote to thought
141
486654
2792
Düşünceleri için mükemmel panzehiri bulmuşlar
08:21
and the ideal refuge of the hard demands of real faith.
142
489446
3771
ve gerçek inanca talep olan zor zamanların sığınağını.
08:25
They don't have to struggle for it like Jacob
143
493217
1949
Onlar tüm gece bir melekle güreşen Yakup gibi
08:27
wrestling through the night with the angel,
144
495166
2050
mücadele etmek zorunda değiller,
08:29
or like Jesus in his 40 days and nights in the wilderness,
145
497216
3158
ya da 40 gün 40 gece vahşi doğada kalan İsa gibi,
08:32
or like Muhammad, not only that night on the mountain,
146
500374
3202
ya da Muhammed gibi: sadece dağdaki o gece değil
08:35
but throughout his years as a prophet,
147
503576
2494
peygamber olduğu süre boyunca
08:38
with the Koran constantly urging him not to despair,
148
506070
4184
Kur'an ona sürekli umutsuzluğa kapılmamasını teşvik ederken
08:42
and condemning those who most loudly proclaim
149
510254
3288
ve her şeyi bildiklerini beyan edenleri ayıplarken.
08:45
that they know everything there is to know
150
513542
3797
Onlar bilinebilecek her şeyi biliyorlardı
08:49
and that they and they alone are right.
151
517339
6894
ve sadece onlar haklılardı.
08:56
And yet we, the vast and still far too silent majority,
152
524233
7413
Biz, çok fazlayız ancak hala sessiz bir çoğunluğuz,
09:03
have ceded the public arena to this extremist minority.
153
531646
5769
bu aşırı uçtaki azınlığın alanından feragat ettik.
09:09
We've allowed Judaism to be claimed
154
537415
2493
Biz Musevilik'in mesihci Batı Şeria yerleşimcileri tarafından
09:11
by violently messianic West Bank settlers,
155
539908
3871
sahip çıkılmasına izin vermiştik,
09:15
Christianity by homophobic hypocrites
156
543779
2947
Hristiyanlık'ın homofobik ikiyüzlüler
09:18
and misogynistic bigots,
157
546726
2520
ve kadın düşmanı yobazlar tarafından,
09:21
Islam by suicide bombers.
158
549246
4959
İslamiyet'inse intihar bombacıları tarafından.
09:26
And we've allowed ourselves to be blinded to the fact that
159
554205
2771
Ve biz şu gerçeği görmeyi reddettik:
09:28
no matter whether they claim to be Christians,
160
556976
2192
onlar ister kendilerinin Hristiyan, Yahudi ya da Müslüman
09:31
Jews or Muslims,
161
559168
1615
olduklarını iddia etsinler,
09:32
militant extremists are none of the above.
162
560783
5655
militan aşırı uçlar bunların hiçbiri değil.
09:38
They're a cult all their own, blood brothers
163
566438
5614
Onlar kendi başlarına bir tarikat, başkalarının kanlarını
09:44
steeped in other people's blood.
164
572052
5494
sulandıran kan kardeşleri.
09:49
This isn't faith.
165
577546
2202
Ve bu inanç değil.
09:51
It's fanaticism, and we have to stop confusing the two.
166
579748
5162
Bu fanatiklik ve biz bu ikisini karıştırmaktan vazgeçmeliyiz.
09:56
We have to recognize that real faith has no easy answers.
167
584910
5022
Gerçek inancın kolay cevapları olmadığını fark etmeliyiz.
10:01
It's difficult and stubborn.
168
589932
4078
Aksine zor ve inatçı soruları var.
10:06
It involves an ongoing struggle,
169
594010
2238
Devam eden bir çaba,
10:08
a continual questioning of what we think we know,
170
596248
3054
sürekli neyi bildiğimizi düşündüğümüzü sorgulayan bir süreç,
10:11
a wrestling with issues and ideas.
171
599302
2565
Sorunlarla düşüncelerle güreştiren bir süreç.
10:13
It goes hand in hand with doubt,
172
601867
3300
Ve bu süreç şüpheyle birlikte gidiyor,
10:17
in a never-ending conversation with it,
173
605167
3077
onunla hiç bitmeyen bir sohbet
10:20
and sometimes in conscious defiance of it.
174
608244
6395
ve bazen ona karşı bilinçli bir meydan okuma içeriyor.
10:26
And this conscious defiance is why I, as an agnostic,
175
614639
5048
Ve bu bilinçli meydan okuma, benim bir agnostik olarak,
10:31
can still have faith.
176
619687
4141
inancımın olmasının sebebi.
10:35
I have faith, for instance, that peace in the Middle East
177
623828
2988
İnançlıyım, mesela Orta Doğu'daki barış olası;
10:38
is possible despite the ever-accumulating mass of evidence
178
626816
4310
karşıt görüşü destekleyen
10:43
to the contrary.
179
631126
3161
bir sürü kanıta rağmen.
10:46
I'm not convinced of this.
180
634287
2372
Ben bu konuda ikna olmuyorum.
10:48
I can hardly say I believe it.
181
636659
2124
Buna inandığımı zar zor söyleyebilirim.
10:50
I can only have faith in it,
182
638783
1942
Sadece bu konuya inanabilirim,
10:52
commit myself, that is, to the idea of it,
183
640725
4018
kendimi bu fikre adayabilirim,
10:56
and I do this precisely because of the temptation
184
644743
3001
Boyun eğip sessizliğe doğru inzivaya çekilmenin
10:59
to throw up my hands in resignation
185
647744
2000
aklımı çelmesi yüzünden
11:01
and retreat into silence.
186
649744
3521
kesinlikle bunu yapacağım.
11:05
Because despair is self-fulfilling.
187
653265
4681
Çünkü umutsuzluk kendini gerçekleşten bir olgudur.
11:09
If we call something impossible,
188
657946
2320
Eğer bir şeyi imkansız olarak görüyorsak,
11:12
we act in such a way that we make it so.
189
660266
3768
onu imkansız hale getirircesine davranırız.
11:16
And I, for one, refuse to live that way.
190
664034
5933
Ve ben, bu şekilde yaşamayı reddediyorum.
11:21
In fact, most of us do,
191
669967
2299
Aslında bir çoğumuz bunu reddediyor,
11:24
whether we're atheist or theist
192
672266
3576
ister ateist olalım ister deist
11:27
or anywhere in between or beyond, for that matter,
193
675842
3940
ister arada bir yerde olalım, ya da daha ilerisinde,
11:31
what drives us is that, despite our doubts
194
679782
4316
bizi bu hale getiren şey, şüphelerimize rağmen
11:36
and even because of our doubts,
195
684098
2328
hatta şüphelerimiz yüzünden
11:38
we reject the nihilism of despair.
196
686426
4472
inkarın umutsuzluğunu reddediyoruz.
11:42
We insist on faith in the future
197
690898
3233
Geleceğe ve birbirimize inanmakta
11:46
and in each other.
198
694131
4738
ısrar ediyoruz.
11:50
Call this naive if you like.
199
698869
3501
İsterseniz buna saflık deyin.
11:54
Call it impossibly idealistic if you must.
200
702370
3097
İsterseniz gerçek olamayacak kadar idealistlik deyin.
11:57
But one thing is sure:
201
705467
2428
Ama şu kesin:
11:59
Call it human.
202
707895
3466
Bu insancıl.
12:03
Could Muhammad have so radically changed his world
203
711361
3035
Muhammed inancı olmadan, dar görüşlülerin cehaletini
12:06
without such faith, without the refusal
204
714396
2852
reddetmeden kendi dünyasında bu kadar
12:09
to cede to the arrogance of closed-minded certainty?
205
717248
4716
radikal değişimler yapabilir miydi?
12:13
I think not.
206
721964
3266
Bence hayır.
12:17
After keeping company with him as a writer
207
725230
2043
Bir yazar olarak geçen yıl 5 yılda,
12:19
for the past five years, I can't see
208
727273
3300
onu arkadaş edindim ve
12:22
that he'd be anything but utterly outraged
209
730573
5103
gördüm ki bugün Orta Doğu'da ve diğer yerlerde
12:27
at the militant fundamentalists who claim to speak
210
735676
3147
onun adına konuşan ve hareket eden aşırı uç bağnazlar tarafından
12:30
and act in his name in the Middle East and elsewhere today.
211
738823
5469
suistimal edilip durulmuş.
12:36
He'd be appalled at the repression of half the population
212
744292
4290
O nüfusun yarısının cinsiyeti yüzünden
12:40
because of their gender.
213
748582
2998
baskı altına alınması karşısında dehşete düşerdi.
12:43
He'd be torn apart by the bitter divisiveness of sectarianism.
214
751580
7981
O tarikatçılığın şiddetli bölücülüğü tarafından paramparça olurdu.
12:51
He'd call out terrorism for what it is,
215
759561
2706
O terörizmi olduğu gibi bağırarak söylerdi
12:54
not only criminal but an obscene travesty
216
762267
4744
sadece suçluyu değil aynı zamanda inandığı ve çabaladağı şeylere karşı,
12:59
of everything he believed in and struggled for.
217
767011
4905
edebe aykırı kötü örnekleri de.
13:03
He'd say what the Koran says: Anyone who takes a life
218
771916
5269
O, Kur'an'ın söylediğini söylerdi: Kim bir kişiyi öldürürse
13:09
takes the life of all humanity.
219
777185
3201
o bütün insanları öldürmüş gibidir.
13:12
Anyone who saves a life, saves the life of all humanity.
220
780386
7196
Kim bir kişinin hayatını kurtarırsa bütün insanları yaşatmış gibi olur.
13:19
And he'd commit himself fully
221
787582
3070
Ve o kendini tamamen barışın
13:22
to the hard and thorny process of making peace.
222
790652
7020
zorlu ve dikenli yoluna adardı.
13:29
Thank you.
223
797672
1435
Teşekkür ederim.
13:31
(Applause)
224
799107
4399
(Alkışlar)
13:35
Thank you. (Applause)
225
803506
4000
Teşekkürler. (Alkışlar)
ABOUT THE SPEAKER
Lesley Hazleton - Writer, psychologistWriter, psychologist and former Middle East reporter Lesley Hazleton explores the vast and often terrifying arena in which politics and religion intersect.
Why you should listen
Lesley Hazleton has traced the roots of conflict in several books, including compelling 'flesh-and-blood' biographies of Muhammad and Mary, and casts "an agnostic eye on politics, religion, and existence" on her blog, AccidentalTheologist.com.
Her newest book, Agnostic: A Spirited Manifesto, celebrates the agnostic stance as "rising above the flat two-dimensional line of belief/unbelief, creating new possibilities for how we think about being in the world." In it, she explores what we mean by the search for meaning, invokes the humbling perspective of infinity and reconsiders what we talk about when we talk about soul.
Hazleton's approach has been praised as "vital and mischievous" by the New York Times, and as "a positive orientation to life, one that embraces both science and mystery ... while remaining intimately grounded and engaged."
Lesley Hazleton | Speaker | TED.com