TEDWomen 2019
Jasmine Crowe: What we're getting wrong in the fight to end hunger
Jasmine Crowe: Açlık sorunuyla mücadelemizde neyi yanlış yapıyoruz
Filmed:
Readability: 4.2
1,200,777 views
Tüm zamanlardan daha fazla yemek israfının olduğu bu zamanda hâlâ neden dokuz kişiden biri her gece aç uyuyor? Sosyal girişimci Jasmine Crowe, küresel açlığı bitirme mücadelemizde kökten değişim çağrısında bulunuyor, gıda güvencesizliğini çözmede alışılmış yaklaşımlarımızı yeniden düşünmemizi istiyor ve kullanılmayan gıdayı toplayıp ihtiyacı olanlara ulaştırmada teknolojiyi nasıl kullanabileceğimizi anlatıyor.
Jasmine Crowe - Hunger hero
Jasmine Crowe is the creator of Goodr, a tech-enabled sustainable food waste management company that strives to eliminate hunger and save food from landfills. Full bio
Jasmine Crowe is the creator of Goodr, a tech-enabled sustainable food waste management company that strives to eliminate hunger and save food from landfills. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:12
In June of 2017,
0
888
2326
2017 yılının Haziran ayında
00:15
I volunteered with a group
at a local food pantry
at a local food pantry
1
3238
3599
Atlanta, Georgia'nın güneyindeki
yerel bir aşevinde
yerel bir aşevinde
00:18
on the south side of my home city
2
6861
2625
bir grup insanla birlikte gönüllü oldum.
00:21
in Atlanta, Georgia.
3
9510
1439
00:23
It was a Friday afternoon,
4
11394
1539
Günlerden cumaydı, öğleden sonraydı,
aşevinin haftalık yemek bağışlama günü.
aşevinin haftalık yemek bağışlama günü.
00:24
the day of their weekly food giveaway.
5
12957
2228
Oraya vardığımda
insanlar gelmeye başlamıştı.
insanlar gelmeye başlamıştı.
00:27
And as I drove up,
6
15209
1159
00:28
I saw people beginning to arrive,
7
16392
1974
00:30
many with their rolling carts in tow,
8
18390
1922
Birçoğunun yanında market arabası vardı,
00:32
prepared to receive
their food supply for the week.
their food supply for the week.
9
20336
2758
haftalık gıda ihtiyaçlarını
almak için hazırlardı.
almak için hazırlardı.
00:35
As I was walking in the door,
there were about 40 people outside
there were about 40 people outside
10
23118
3016
Ben içeri girerken dışarıda
sırada bekleyen kırk kadar kişi vardı.
sırada bekleyen kırk kadar kişi vardı.
00:38
waiting in line.
11
26158
1189
00:39
And I was so excited,
12
27371
1450
Çok heyecanlıydım
00:40
because there are very few things
I enjoy more than giving back.
I enjoy more than giving back.
13
28845
3374
çünkü vermekten daha çok
hoşlandığım çok az şey var.
hoşlandığım çok az şey var.
00:44
But then, as I entered the room where
the volunteer meeting was taking place,
the volunteer meeting was taking place,
14
32538
4267
Ama sonra gönüllü toplantısının
olduğu odaya girdiğimde
olduğu odaya girdiğimde
hemen fark ettim ki o insanların hiçbirine
gerçek bir öğün vermeyecektik,
gerçek bir öğün vermeyecektik,
00:48
I immediately realized:
15
36829
1672
00:50
we weren't about to give
these people any real meals.
these people any real meals.
16
38525
2489
00:53
We were essentially just giving them food.
17
41038
2246
sadece yiyecek veriyorduk.
00:55
I took my place on the assembly line,
where -- get this --
where -- get this --
18
43634
2804
Paketleme hattındaki yerimi aldım.
00:58
I was in charge of making sure
that the Weight Watchers Ding Dongs
that the Weight Watchers Ding Dongs
19
46462
3127
Görevim, her çantaya Weight Watchers'ın
Ding Dong keklerinin girmesini sağlamaktı.
Ding Dong keklerinin girmesini sağlamaktı.
01:01
made it into every family's bag.
20
49613
2027
Çantalar gelmeye başladığında
kendi kendime düşünüyordum.
kendi kendime düşünüyordum.
01:04
As the bags started to come around,
21
52202
2282
01:06
I'm thinking to myself:
22
54508
1546
01:08
What on earth are we doing here?
23
56078
1640
"Burada ne yapıyoruz?"
Her çantada şunlar vardı:
İki adet 600 ml Snapples diyet soğuk çay,
İki adet 600 ml Snapples diyet soğuk çay,
01:10
Each bag contained
two 20-ounce diet Snapples,
two 20-ounce diet Snapples,
24
58234
3665
01:13
a gallon of barbecue sauce,
25
61923
2289
3,5 litre barbekü sosu,
01:16
a bag of kettle potato chips,
26
64236
2494
bir paket patates cipsi,
01:18
a box of superhero-shaped
vegetable-enriched macaroni noodles,
vegetable-enriched macaroni noodles,
27
66754
4585
bir kutu süper kahraman şekilli
sebzeli makarna,
sebzeli makarna,
01:23
a box of belVita breakfast bars,
28
71363
2695
bir kutu belVita kahvaltı barı,
01:26
a can of refried beans,
29
74082
2010
bir konserve fasulye püresi,
01:28
a can of sweet peas,
30
76116
1741
bir konserve bezelye,
01:29
a miniature can of corn,
31
77881
1851
küçük bir konserve mısır,
01:31
I can't forget about those Ding Dongs
32
79756
2058
Ding Dong keklerini unutmadan edemem
01:33
and french fried green onions,
33
81838
1714
ve kızarmış taze soğan,
01:35
you know, the kind that go
on top of a green bean casserole.
on top of a green bean casserole.
34
83576
3037
güveçte yeşil fasulye yemeğinin
üzerine atılan türdekilerden.
üzerine atılan türdekilerden.
01:38
And that was it.
35
86637
1201
Bu kadardı.
01:40
We made over a hundred
of those bags that day,
of those bags that day,
36
88303
2650
O gün yüzden fazla çanta hazırladık
01:42
and people indeed
stood in line to receive one.
stood in line to receive one.
37
90977
2602
ve ihtiyacı olanlar
bir tane almak için sırada bekledi.
bir tane almak için sırada bekledi.
01:45
But a feeling came over me;
38
93971
1831
Ama bir duyguya kapıldım,
kötü ve biraz da kızgın hissettim.
kötü ve biraz da kızgın hissettim.
01:47
I felt bad and a little angry.
39
95826
2537
Yüzden fazla aileye verdiğimiz yiyecekten
bir öğün bile çıkmayacağından eminken
bir öğün bile çıkmayacağından eminken
01:50
It was like, how could I even feel good
about the work that I was doing
about the work that I was doing
40
98387
3364
01:53
when I knew for a fact
that not one meal was to come
that not one meal was to come
41
101775
2504
01:56
from the food we had just given
to over 100 families?
to over 100 families?
42
104303
3153
yaptığım işten nasıl keyif alabilirdim ki?
01:59
I mean, who wants to have
a meal with barbecue sauce and Ding Dongs?
a meal with barbecue sauce and Ding Dongs?
43
107480
3312
Demek istediğim, barbekü sosu
ve Ding Dong kekiyle kim bir öğün ister?
ve Ding Dong kekiyle kim bir öğün ister?
02:02
(Laughter)
44
110816
1027
(Gülme sesleri)
02:03
And the reality is,
45
111867
1479
Gerçek şu ki hayatım boyunca
bu sürecin bir parçası oldum.
bu sürecin bir parçası oldum.
02:05
I've been part
of this process all my life.
of this process all my life.
46
113370
2411
02:07
I've participated in food drives,
47
115805
1983
Yiyecek kampanyalarına katıldım,
küçüklüğümden beri konserve topladım,
küçüklüğümden beri konserve topladım,
02:09
I've collected cans since I was a kid,
48
117812
2266
sayabileceğimden daha fazla defa
marketlere bağışta bulundum,
marketlere bağışta bulundum,
02:12
I've donated in the grocery store
more times than I can count,
more times than I can count,
49
120102
3105
02:15
I've volunteered at shelters,
I've worked in food pantries,
I've worked in food pantries,
50
123231
3251
barınaklarda gönüllü oldum,
aşevlerinde çalıştım
aşevlerinde çalıştım
02:18
and I'm sure, like me,
so many of you have, too.
so many of you have, too.
51
126506
2529
ve eminim ki benim gibi
çoğunuz da bunları yapmışsınızdır.
çoğunuz da bunları yapmışsınızdır.
02:21
In 2013, I even created
a pop-up restaurant,
a pop-up restaurant,
52
129444
3808
2013'te Sunday Soul isimli
gezici bir lokanta bile açtım.
gezici bir lokanta bile açtım.
02:25
called Sunday Soul.
53
133276
1420
Masa, sandalye ve masa örtüsü kiralayıp
menüler çıktı aldım.
menüler çıktı aldım.
02:26
And I rented tables and chairs and linens
54
134720
2259
02:29
and I printed out menus
55
137003
1514
Bu deneyimi sokak aralarına,
köprü altlarına ve parklara taşıdım,
köprü altlarına ve parklara taşıdım,
02:30
and I took these experiences to alleyways,
56
138541
2501
02:33
underneath bridges and in parks
57
141066
2071
evsizliği tecrübe eden kişiler
onurlu bir şekilde yemek yiyebilsin diye.
onurlu bir şekilde yemek yiyebilsin diye.
02:35
to allow people that were
experiencing homelessness
experiencing homelessness
58
143161
2732
02:37
to dine with dignity.
59
145917
1456
Dolayısıyla uzun bir süredir
bu mücadeleye katkıda bulunuyorum.
bu mücadeleye katkıda bulunuyorum.
02:39
So I've invested in this fight
for quite some time.
for quite some time.
60
147848
2747
ABD'nin neredeyse tüm büyük şehirlerinde
aşevleri sevilen bir toplumsal kuruluş.
aşevleri sevilen bir toplumsal kuruluş.
02:43
In almost every major US city,
61
151360
2515
02:45
the food bank is viewed
as a beloved community institution.
as a beloved community institution.
62
153899
3794
Muhtaçlara gıda kutuları hazırlamaları
ve gıdaları sınıflandırmaları için
ve gıdaları sınıflandırmaları için
02:49
Corporations send volunteers down
on a weekly basis
on a weekly basis
63
157717
3740
02:53
to sort through food items
and make boxes of food for the needy.
and make boxes of food for the needy.
64
161481
3411
dernekler haftalık olarak
gönüllüler gönderiyor.
gönüllüler gönderiyor.
Ayrıca konserve bağışları,
02:57
And can drives --
65
165298
1173
02:58
they warm the hearts of schools
and office buildings that participate
and office buildings that participate
66
166495
3778
katılan ofis binalarını
ve okulları sevindiriyor
ve okulları sevindiriyor
03:02
and fill the shelves of food banks
and food pantries across the nation.
and food pantries across the nation.
67
170297
3837
ve ülke genelinde
aşevlerinin raflarını dolduruyor.
aşevlerinin raflarını dolduruyor.
Açlığı sonlandırmak için böyle çalışıyoruz
03:06
This is how we work to end hunger.
68
174158
1830
ve fark ettiğim şey şu:
03:08
And what I've come to realize
69
176542
1725
Yanlış yapıyoruz.
03:10
is that we are doing hunger wrong.
70
178291
1678
Aynı şeyleri tekrar ve tekrar yapıyoruz
03:12
We are doing the same things
71
180385
1700
03:14
over and over and over again
72
182109
3039
ama farklı bir sonuç bekliyoruz.
03:17
and expecting a different end result.
73
185172
2038
İnsanların aylık olarak aşevlerine
ihtiyaç duyduğu bir döngü oluşturduk.
ihtiyaç duyduğu bir döngü oluşturduk.
03:19
We've created a cycle
74
187545
1634
03:21
that keeps people dependent on food banks
and pantries on a monthly basis
and pantries on a monthly basis
75
189203
4110
Aldıkları gıda ise genelde dengeli değil
ve kesinlikle sağlıklı bir öğün sunmuyor.
ve kesinlikle sağlıklı bir öğün sunmuyor.
03:25
for food that is often not well-balanced
76
193337
2222
03:27
and certainly doesn't provide them
with a healthy meal.
with a healthy meal.
77
195583
2760
ABD'de, iyilik yapma yaklaşımımız
yani hayırseverlik dediğimiz şey
yani hayırseverlik dediğimiz şey
03:30
In the US, our approach to doing good,
78
198848
2429
03:33
or what we call "charity,"
79
201301
1690
ciddi bir gelişim göstermemizi engelliyor.
03:35
has actually hindered us
from making real progress.
from making real progress.
80
203015
2791
03:37
We're educating the world
on how many people are food insecure.
on how many people are food insecure.
81
205830
3532
Ne kadar insanın gıda güvencesi olmadığını
dünyaya öğretiyoruz.
dünyaya öğretiyoruz.
Mücadelemizde televizyon reklamları,
billboardlar, kitlesel bağışlar
billboardlar, kitlesel bağışlar
03:41
There are television commercials,
82
209386
1786
03:43
billboards,
83
211196
1166
03:44
massive donations,
84
212386
1283
03:45
the engagement of some
of our biggest celebrities in the fight.
of our biggest celebrities in the fight.
85
213693
3026
ve en tanınmış ünlülerimizden
bazılarının katılımı var
bazılarının katılımı var
03:48
But the ever-present reality is that,
86
216743
2275
ama hep var olan gerçek şu ki
bunca emeğe rağmen
hâlâ aç olan milyonlarca insan var.
hâlâ aç olan milyonlarca insan var.
03:51
even with all of this work,
87
219042
1617
03:52
millions of people are still going hungry.
88
220683
2198
03:54
And we can do better.
89
222905
1321
Daha iyisini yapabiliriz.
03:56
Globally, 821 million people are hungry.
90
224623
3030
Dünya çapında 821 milyon insan aç.
Bu, dünyadaki dokuz kişiden biri aç demek.
04:00
That's one in nine people on this planet.
91
228086
2417
04:03
And here in the United States,
92
231120
1449
Burada, ABD'de, yaklaşık kırk milyon kişi
her yıl açlığı deneyimliyor.
her yıl açlığı deneyimliyor.
04:04
nearly 40 million people
experience hunger every single year,
experience hunger every single year,
93
232593
3334
04:07
including more than 11 million children
94
235951
2488
Buna, her gece aç uyuyan
on bir milyondan fazla çocuk da dahil.
on bir milyondan fazla çocuk da dahil.
04:10
that go to bed hungry every night.
95
238463
2009
Yine de her zamankinden
daha fazla yiyecek israf ediyoruz --
daha fazla yiyecek israf ediyoruz --
04:12
Yet, we're wasting more food
than ever before --
than ever before --
96
240960
2644
04:15
more than 80 billion pounds a year,
97
243628
1937
her yıl 36 tondan daha fazla.
04:17
to be exact.
98
245589
1332
04:19
The EPA estimates that food waste
has more than doubled
has more than doubled
99
247492
2980
ABD Çevre Koruma Kurumu
EPA'nın tahminlerine göre
EPA'nın tahminlerine göre
04:22
between 1970 and 2017,
100
250496
3399
1970 ve 2017 arasında
yiyecek israfı iki kattan fazla artmış
yiyecek israfı iki kattan fazla artmış
04:25
and now accounts for 27 percent
of everything in our landfills.
of everything in our landfills.
101
253919
3685
ve şu an atık sahalarının
%27'sini oluşturuyormuş.
%27'sini oluşturuyormuş.
04:29
And as this food sits,
it gradually rots
it gradually rots
102
257628
2557
Atık yiyecekler orada bekledikçe çürüyor
ve zararlı metan gazı açığa çıkıyor.
ve zararlı metan gazı açığa çıkıyor.
04:32
and produces harmful methane gas,
103
260209
1901
04:34
a leading contributor
to global climate change.
to global climate change.
104
262134
2483
Bu gaz, iklim değişikliğinin ana nedeni.
04:37
We have the waste of the food itself,
105
265051
1948
Yiyeceğin kendisini israf ediyoruz,
04:39
the waste of all the money associated
with producing this now-wasted food
with producing this now-wasted food
106
267023
4304
israf olmuş yiyeceği üretmek için harcanan
onca parayı israf ediyoruz
onca parayı israf ediyoruz
04:43
and the waste of labor
with all of the above.
with all of the above.
107
271351
2711
ve buna harcanan emeği israf ediyoruz.
04:46
And then there's the social inequity
108
274086
1917
Üstelik yiyeceğe muhtaç olan
ama elde edemeyen kişiler ile
ama elde edemeyen kişiler ile
04:48
between people who really
need food and can't get it
need food and can't get it
109
276027
3375
çok fazla yiyeceği olan
ve onu kolaylıkla çöpe atanlar arasında
ve onu kolaylıkla çöpe atanlar arasında
04:51
and people who have too much
and simply throw it away.
and simply throw it away.
110
279426
2864
sosyal adaletsizlik mevcut.
04:54
All of this made me realize
that hunger was not an issue of scarcity
that hunger was not an issue of scarcity
111
282885
4071
Tüm bunlar sayesinde fark ettim ki
açlık, yiyecek yetersizliğinden değil,
lojistik sorunundan kaynaklanıyor.
lojistik sorunundan kaynaklanıyor.
04:58
but rather a matter of logistics.
112
286980
2202
Bu yüzden 2017'de teknoloji kullanarak
açlığı sonlandırmaya koyuldum.
açlığı sonlandırmaya koyuldum.
05:01
So in 2017, I set out
to end hunger using technology.
to end hunger using technology.
113
289531
4054
05:05
After all, food delivery apps
had begun to explode on the scene,
had begun to explode on the scene,
114
293984
3965
Ne de olsa yemek sipariş
uygulamaları çok yaygındı.
uygulamaları çok yaygındı.
05:09
and I thought surely we can
reverse-engineer this technology
reverse-engineer this technology
115
297973
3487
Düşündüm ki bu teknolojiyi
tersine çevirebilirdik.
tersine çevirebilirdik.
05:13
and get food from businesses
like restaurants and grocery stores
like restaurants and grocery stores
116
301484
3362
Lokanta veya market gibi iş yerlerinden
yiyecek alıp muhtaçlara ulaştırabilirdik.
yiyecek alıp muhtaçlara ulaştırabilirdik.
05:16
and into the hands of people in need.
117
304870
2330
05:19
I believe that technology and innovation
118
307224
2214
Teknoloji ve yeniliğin, gerçek sorunları
çözecek gücü olduğuna inanıyorum,
çözecek gücü olduğuna inanıyorum,
05:21
have the power to solve real problems,
119
309462
2133
özellikle de açlık sorununu.
05:23
especially hunger.
120
311619
1312
05:25
So in 2017, I created an app
121
313334
3326
Böylece 2017'de bir uygulama oluşturdum.
Uygulama, işletmenin sattığı her şeyin
envanterini tutuyor
envanterini tutuyor
05:28
that would inventory everything
that a business sells
that a business sells
122
316684
2583
05:31
and make it super easy for them
to donate this excess food
to donate this excess food
123
319291
2782
ve günün sonunda çöpe gidecek yiyeceği
bağışlamayı çok kolaylaştırıyor.
bağışlamayı çok kolaylaştırıyor.
05:34
that would typically go to waste
at the end of the night.
at the end of the night.
124
322097
2685
Kullanıcının yapması gerek tek şey
yiyecek ögesinin üzerine basmak
yiyecek ögesinin üzerine basmak
05:36
All the user has to do now
is click on an item,
is click on an item,
125
324806
2495
05:39
tell us how many they have to donate,
126
327325
1890
ve ne kadar bağışlayacaklarını bildirmek.
05:41
and our platform calculates
the weight and the tax value
the weight and the tax value
127
329239
2633
Platformumuz bağış sırasında yiyeceğin
ağırlık ve vergi değerlerini hesaplıyor.
ağırlık ve vergi değerlerini hesaplıyor.
05:43
of those items at time of donation.
128
331896
1834
Yemeği alıp kâr amacı gütmeyen kuruluşlara
ve ihtiyaç sahiplerine ulaştırmaları için
ve ihtiyaç sahiplerine ulaştırmaları için
05:45
We then connect with local drivers
in the shared economy
in the shared economy
129
333754
2704
05:48
to get this food picked up
and delivered directly to the doors
and delivered directly to the doors
130
336482
2915
o bölgedeki paylaşım ekonomisindeki
sürücülerle bağlantıya geçiyoruz.
sürücülerle bağlantıya geçiyoruz.
05:51
of nonprofit organizations
and people in need.
and people in need.
131
339421
2603
İşletmelerin yemek israfını
azaltmalarına yardım etmek için
azaltmalarına yardım etmek için
05:54
I provided the data and the analytics
132
342048
2223
05:56
to help businesses reduce
food waste at the source
food waste at the source
133
344295
2613
05:58
by letting them know the items
that they waste repeatedly
that they waste repeatedly
134
346932
3197
neyi sürekli israf ettiklerini gösteren
veri ve analizler sundum
veri ve analizler sundum
06:02
on a regular basis,
135
350153
1600
ve milyonlarca dolar tasarruf ettiler.
06:03
and they even saved millions of dollars.
136
351777
2013
06:05
Our mission was simple:
137
353814
1559
Görevimiz basitti;
06:07
feed more, waste less.
138
355397
2090
daha çok besle, daha az israf et.
06:09
And by 2018, our clients included
the world's busiest airport,
the world's busiest airport,
139
357511
3641
2018'de kullanıcılarımız arasında
dünyanın en işlek havalimanı olan
Atlanta Hartsfield Jackson da vardı.
Atlanta Hartsfield Jackson da vardı.
06:13
Atlanta's Hartsfield-Jackson,
140
361176
1960
06:15
and we were working
with brands and corporations
with brands and corporations
141
363160
2659
Hormel, Chick-fil-A ve Papa John's gibi
marka ve şirketlerle çalışıyorduk.
marka ve şirketlerle çalışıyorduk.
06:17
like Hormel, Chick-fil-A and Papa John's.
142
365843
2720
06:20
We even had the opportunity
to work with the NFL for Super Bowl LIII.
to work with the NFL for Super Bowl LIII.
143
368587
4233
Hatta Super Bowl LIII için NFL ile
çalışma imkânımız bile oldu.
çalışma imkânımız bile oldu.
06:24
And over the last two years,
we've worked with over 200 business
we've worked with over 200 business
144
372844
3249
Son iki yılda yaklaşık bin ton yemeği
06:28
to divert more than two million pounds
of edible food from landfills
of edible food from landfills
145
376117
3690
atık sahalarına göndermek yerine
yemeğe muhtaç kişilere ulaştırmak için
yemeğe muhtaç kişilere ulaştırmak için
06:31
into the hands of people
that needed it most.
that needed it most.
146
379831
2280
iki yüzden fazla işletme ile çalıştık.
06:34
(Applause)
147
382135
1707
(Alkışlar)
06:35
Thank you.
148
383866
1176
Teşekkür ederim.
06:37
(Applause)
149
385066
3563
(Alkışlar)
06:43
This has accounted
for about 1.7 million meals
for about 1.7 million meals
150
391574
2911
Bu, yaklaşık 1 milyon 700 bin öğün demek.
06:46
and allowed us to start to expand
our efforts to other cities,
our efforts to other cities,
151
394509
3162
Washington, DC, Chicago, Miami,
Philadelphia gibi başka şehirlerde de
Philadelphia gibi başka şehirlerde de
06:49
like Washington, DC, Chicago,
Miami, Philadelphia and more.
Miami, Philadelphia and more.
152
397695
4031
çalışmalarımızı genişletmemizi sağladı.
06:53
That's just one approach
that actually tackles the problem.
that actually tackles the problem.
153
401750
2957
Bu, sorunun üstesinden gelmenin bir yolu.
06:56
Another was the launch
of our pop-up grocery stores.
of our pop-up grocery stores.
154
404731
2767
Diğer bir yol, gezici marketler.
06:59
We recover excess food from businesses
155
407522
2376
İşletmelerin fazla yiyeceklerini alıyoruz
07:01
and set up free community grocery stores
right in the middle of food deserts.
right in the middle of food deserts.
156
409922
3714
ve yemeğin olmadığı yerlerde
ücretsiz marketler açıyoruz.
ücretsiz marketler açıyoruz.
07:05
We bring out a chef,
157
413660
1286
Aşçı getiriyoruz, tadım testleri yapıyoruz
ve aileler yemek tarifleriyle ayrılıyor.
ve aileler yemek tarifleriyle ayrılıyor.
07:06
and we do on-site taste-testings and allow
families to leave with recipe cards.
families to leave with recipe cards.
158
414970
4181
07:11
We give every family reusable grocery bags
and allow them to simply shop
and allow them to simply shop
159
419175
3627
Her aileye çok kullanımlık torba veriyoruz
ve alışveriş yapıyorlar,
ve alışveriş yapıyorlar,
07:14
minus the price tag.
160
422826
1638
sadece ücret ödemiyorlar.
07:16
We wanted to give people access to meals
161
424488
3084
İnsanların sadece yiyeceğe değil,
öğüne erişebilmelerini sağlamak istedik.
öğüne erişebilmelerini sağlamak istedik.
07:19
and not just food.
162
427596
1422
07:21
We wanted to change the way that we think
and work to solve hunger in this country,
and work to solve hunger in this country,
163
429042
3994
Ülkemizdeki açlığı bitirmek için düşünme
ve çalışma şeklimizi değiştirmek istedik.
ve çalışma şeklimizi değiştirmek istedik.
07:25
get people to believe
that we can solve hunger,
that we can solve hunger,
164
433060
2205
İnsanları, açlığı bitirebileceğimize
inandırmak istedik,
inandırmak istedik,
07:27
not as a nonprofit,
165
435289
1317
kâr amacı gütmeden veya aşevleri ile değil
07:28
not as a food bank
166
436630
1254
07:29
but as a social enterprise,
167
437908
1602
ama israfı azaltma ve açlığı sonlandırma
hedefi olan bir sosyal girişimle.
hedefi olan bir sosyal girişimle.
07:31
with the goal of reducing waste
and ending hunger.
and ending hunger.
168
439534
2868
Ama açlığı nasıl çözebileceğimizle ilgili
anlatım ve düşünce sürecini değiştirmek
anlatım ve düşünce sürecini değiştirmek
07:34
But it hasn't been as easy as I thought
169
442426
1928
07:36
to change the narrative
and the thought process
and the thought process
170
444378
2247
07:38
on how we think that hunger can be solved.
171
446649
2261
düşündüğüm kadar kolay olmadı.
07:41
In 2016, France became the first country
172
449487
3057
2016'da Fransa, marketlerin kullanılmamış
gıdayı atmasını yasaklayan ilk ülke oldu.
gıdayı atmasını yasaklayan ilk ülke oldu.
07:44
to ban supermarkets
from throwing away unused food.
from throwing away unused food.
173
452568
3405
Marketler, gıdayı çöpe atmak yerine
bağışlamak zorundaydılar,
bağışlamak zorundaydılar,
07:47
Instead, they must donate it,
174
455997
1699
07:49
and they're fined if they don't.
175
457720
1937
yoksa ceza kesiliyordu.
07:51
Yes.
176
459681
1156
Evet.
07:52
(Applause)
177
460861
3278
(Alkışlar)
07:56
In 2017, Italy followed suit,
178
464163
2720
2017'de İtalya bunu takip etti
07:58
becoming the second European nation
179
466907
1945
ve yemek israfını yasaklayan
ikinci Avrupa ülkesi oldu.
ikinci Avrupa ülkesi oldu.
08:00
to pass an anti-food-waste ban.
180
468876
2284
08:03
And they stated it so simply
as it was passed through legislation:
as it was passed through legislation:
181
471184
3272
Açıklamaları o kadar basitti ki
sanki oy çokluğuyla kabul edilmişti.
sanki oy çokluğuyla kabul edilmişti.
08:06
"We have millions of pounds
of good food going to waste,
of good food going to waste,
182
474480
3287
"İsraf olan milyonlarca kilo yiyeceğimiz
ve aç olan yoksul insanlarımız var."
ve aç olan yoksul insanlarımız var."
08:09
and we have poor people
that are going hungry."
that are going hungry."
183
477791
2253
08:12
That simple.
184
480068
1265
Bu kadar basit.
08:13
Denmark now has a mandated
food waste grocery store.
food waste grocery store.
185
481357
3164
Danimarka'nın manda altında olan
yiyecek marketi var,
yiyecek marketi var,
08:16
Its name: Wefood.
186
484545
1671
ismi Wefood.
08:18
They recover excess food
from local grocery stores
from local grocery stores
187
486240
2753
Bölgedeki marketlerden
fazla yiyeceği topluyorlar
fazla yiyeceği topluyorlar
08:21
and sell it at up to
a 50 percent off discount.
a 50 percent off discount.
188
489017
2821
ve %50'ye varan indirimlerle satıyorlar.
08:23
They then use all the proceeds
and donate it to emergency aid programs
and donate it to emergency aid programs
189
491862
4179
Daha sonra tüm gelir,
ihtiyacı olanlar için
ihtiyacı olanlar için
acil yardım programlarına
ve sosyal yardım kurumlarına bağışlanıyor.
ve sosyal yardım kurumlarına bağışlanıyor.
08:28
and social need issues
for the people in need.
for the people in need.
190
496065
3066
08:31
It has been hailed as
"the Goodwill of grocery."
"the Goodwill of grocery."
191
499155
3453
Bu, "Marketin iyi niyeti" olarak
takdir ediliyor.
takdir ediliyor.
08:34
And last year, the world got its first
pay-what-you-can grocery store,
pay-what-you-can grocery store,
192
502948
4189
Ayrıca geçen yıl Toronto'da
Feed it Forward açıldığında
Feed it Forward açıldığında
dünyanın ilk "ödeyebildiğin kadar öde"
marketi açılmış oldu.
marketi açılmış oldu.
08:39
when Feed it Forward opened in Toronto.
193
507161
2339
08:41
Their shelves remain stocked
by recovering excess food
by recovering excess food
194
509524
4248
Süpermarketlerden toplanan fazla yiyecek
sayesinde marketin rafları her zaman dolu
sayesinde marketin rafları her zaman dolu
08:45
from major supermarkets
195
513796
1212
08:47
and allowing families
to simply pay what they can
to simply pay what they can
196
515032
2734
ve alışveriş yapan aileler
sadece ödeyebilecekleri kadar ödüyor.
sadece ödeyebilecekleri kadar ödüyor.
08:49
at their grocery store.
197
517790
1687
08:51
This is amazing.
198
519501
1666
Bu muhteşem.
08:53
This innovation we need more of.
199
521191
2958
Bu yeniliğe daha çok ihtiyacımız var.
08:56
Everyone can take on the roles
of changing the attitudes
of changing the attitudes
200
524967
3201
Açlık sorununu nasıl çözeceğimizle ilgili
tutum değiştirmede herkes rol alabilir.
tutum değiştirmede herkes rol alabilir.
09:00
about how we solve hunger.
201
528192
1809
Birbirimizle iletişim kurmamızdan eğlence
anlayışımıza, yemek alımımıza kadar
anlayışımıza, yemek alımımıza kadar
09:02
When we think of how we've allowed
innovation and technology
innovation and technology
202
530025
2838
09:04
to change our lives,
203
532887
1176
09:06
from how we communicate with each other
204
534087
1887
yenilik ve teknolojinin nasıl hayatımızı
değiştirmesine izin verdiğimizi düşününce
değiştirmesine izin verdiğimizi düşününce
09:07
to how we view our entertainment
205
535998
1777
09:09
to how we even receive food,
206
537799
1637
açlık sorununu hâlâ
çözememiş olmamız şaşırtıcı.
çözememiş olmamız şaşırtıcı.
09:11
it's amazing that we haven't
solved hunger yet.
solved hunger yet.
207
539460
2861
09:14
We literally have cars
that can drive themselves
that can drive themselves
208
542345
2674
Kendi kendini sürebilen arabalarımız var
09:17
and millions of people
that cannot feed themselves.
that cannot feed themselves.
209
545043
2591
ve kendilerini besleyemeyen
milyonlarca insan var.
milyonlarca insan var.
Gıda güvencesizliğini sonlandırmak için
bağışlanmış milyonlarca dolarla
bağışlanmış milyonlarca dolarla
09:20
With millions of dollars being donated
to end food insecurity,
to end food insecurity,
210
548142
3317
09:23
we should've solved hunger years ago.
211
551483
2124
açlığı yıllar önce bitirmiş olmalıydık.
09:25
And I asked myself --
212
553631
1493
Kendime şunu sordum:
09:27
(Applause)
213
555148
2829
(Alkışlar)
09:31
I asked myself, why can't we
escape this vicious cycle?
escape this vicious cycle?
214
559746
3086
Neden bu kısır döngüden kurtulamıyoruz?
09:34
Why haven't we solved this problem?
215
562856
1920
Neden bu sorunu hâlâ çözemedik?
Yatırımcılarla görüştüğümü
ve fikrimi sunduğumu hatırlıyorum,
ve fikrimi sunduğumu hatırlıyorum,
09:36
I remember meeting with investors
and pitching the idea,
and pitching the idea,
216
564800
2638
09:39
trying to raise funds for my business,
217
567462
1954
çalışmam için fon oluşturmaya çalışıyordum
09:41
and one of them said to me,
in true seriousness,
in true seriousness,
218
569440
2535
ve aralarından biri bütün ciddiyetiyle
"Açlık sorunu zaten çözülüyor." dedi,
"Açlık sorunu zaten çözülüyor." dedi,
09:43
"Hunger is already being solved,"
219
571999
1982
09:46
as if millions of people weren't going
to go to bed hungry that very night,
to go to bed hungry that very night,
220
574005
3571
sanki milyonlarca kişi o gece
aç uyumayacakmış gibi,
aç uyumayacakmış gibi,
sanki yapacak başka bir şey yokmuş gibi.
09:49
and as if there was nothing else to do.
221
577600
1918
Açlık sorunun zaten çözüldüğünü
düşünebilirsiniz
düşünebilirsiniz
09:51
And the reality is,
222
579542
1155
09:52
one would think
that hunger is being solved,
that hunger is being solved,
223
580721
2100
ama gerçek şu ki çözülmeye çalışılıyor.
09:54
but the truth is, it's being worked on.
224
582845
2165
Açlık sorununu gerçekten çözmek istiyorsak
çalışma şeklimizi değiştirmeliyiz.
çalışma şeklimizi değiştirmeliyiz.
09:57
If we really want to solve hunger,
225
585034
1627
09:58
then we have to change
the way we've been doing it.
the way we've been doing it.
226
586685
2437
10:01
The same actions will always
garner the same results.
garner the same results.
227
589146
3240
Aynı davranışlar hep aynı sonucu verecek.
10:04
There are hundreds of social
entrepreneurs all over the world.
entrepreneurs all over the world.
228
592410
2942
Dünya genelinde
yüzlerce sosyal girişimci var
yüzlerce sosyal girişimci var
10:07
They have a focus to solve
really big problems, like hunger,
really big problems, like hunger,
229
595376
4014
ve açlık gibi gerçekten büyük sorunları
çözme hedefleri var
çözme hedefleri var
10:11
but they'll never get the same support
230
599414
1829
ama açlıkla mücadele eden ulusal kuruluş
ve aşevlerini desteklediğimiz kadar
ve aşevlerini desteklediğimiz kadar
10:13
that we give national hunger-fighting
organizations and food banks.
organizations and food banks.
231
601267
3165
onları desteklemiyoruz.
10:16
But, if given the opportunity,
232
604456
1785
Fırsat verilse bu sorunu çözmek için
anlayış geliştirme
anlayış geliştirme
10:18
they have the ability to foster insight
233
606265
2410
10:20
and perhaps be forward-thinking enough
234
608699
1900
ve belki geleceği düşünme
yetenekleri vardır.
yetenekleri vardır.
10:22
to solve this problem.
235
610623
1418
10:24
That's why I'm traveling the world
236
612065
1628
Bu yüzden dünyayı dolaşıyorum,
10:25
and I'm really talking about
what hunger looks like in America
what hunger looks like in America
237
613717
2976
Amerika'da açlığın nasıl olduğu
hakkında konuşuyorum
hakkında konuşuyorum
10:28
and explaining the difference between
giving people access to food
giving people access to food
238
616717
3195
ve yiyeceğe erişmek ile öğüne erişmek
arasındaki farkı açıklıyorum.
arasındaki farkı açıklıyorum.
10:31
and access to meals.
239
619936
1427
Ülke genelinde kent konseyi üyeleri
ve şehir idareciyle buluşuyorum.
ve şehir idareciyle buluşuyorum.
10:33
I've been meeting
with city council members
with city council members
240
621387
2034
10:35
and city organizers across the US
241
623445
2138
10:37
and telling them that technology
indeed does have the power
indeed does have the power
242
625607
3322
Teknolojinin, ihtiyaç fazlası yemeği olan
işletmelerle muhtaç kişiler arasında
işletmelerle muhtaç kişiler arasında
10:40
to connect businesses with surplus food
243
628953
2176
bağ kurma gücüne sahip olduğunu
onlara anlatıyorum
onlara anlatıyorum
10:43
to people in need,
244
631153
1255
10:44
and explaining to them
what a meal can actually mean to a family.
what a meal can actually mean to a family.
245
632432
3434
ve bir aile için bir öğünün
ne anlama geldiğini açıklıyorum.
ne anlama geldiğini açıklıyorum.
10:47
I've been meeting with school boards
and school districts
and school districts
246
635890
2705
Aç çocukları nasıl beslediğimiz
hakkında konuşmak için
hakkında konuşmak için
10:50
to talk about how we feed hungry children,
247
638619
2046
okul yönetim kurullarıyla görüşüyorum.
10:52
and health care organizations,
248
640689
1466
Sağlık organizasyonlarıyla buluşup
şu mesajı paylaşıyorum:
şu mesajı paylaşıyorum:
10:54
sharing the message that food is health,
249
642179
1988
Yiyecek sağlıktır, yiyecek hayattır
10:56
and food is life,
250
644191
1370
10:57
and that, by solving hunger,
we can solve so many more problems.
we can solve so many more problems.
251
645585
3423
ve açlık sorununu çözerek
başka birçok sorunu da çözebiliriz.
başka birçok sorunu da çözebiliriz.
Komşularımızın yiyecek yemeği yokken
11:01
So if we want to know
252
649564
1416
11:03
that we don't live in a nation
253
651004
1841
11:04
where perfectly good food goes to waste
254
652869
2130
kullanılmamış yiyeceklerin çöpe gittiği
bir ülkede yaşamamak için
bir ülkede yaşamamak için
11:07
when our neighbors don't have food to eat,
255
655023
2260
11:09
then we need to change the laws.
256
657307
2045
kanunlarımızı değiştirmeliyiz.
11:11
We need to introduce new policies,
257
659376
1993
Yeni poliçeler oluşturmalıyız
11:13
and, most importantly, we need to change
our minds and our actions.
our minds and our actions.
258
661393
3424
ve en önemlisi, düşünce
ve davranışlarımızı değiştirmeliyiz.
ve davranışlarımızı değiştirmeliyiz.
Yiyecek kampanyaları iyi,
aşevleri önemli bir amaca hizmet ediyor.
aşevleri önemli bir amaca hizmet ediyor.
11:16
Food drives are fine.
259
664841
1460
11:18
Food banks serve a huge purpose.
260
666325
2095
Ayrıca evet, Ding Dong kekleri
bazen benim de hoşuma gidiyor.
bazen benim de hoşuma gidiyor.
11:20
And yes, sometimes I like Ding Dongs, too.
261
668444
2730
Ama gerçek şu ki kampanyalar
açlığı sonlandırmıyor.
açlığı sonlandırmıyor.
11:23
But the reality is that food drives
do not solve hunger.
do not solve hunger.
262
671198
3623
11:26
And if we are smart
about connecting the dots
about connecting the dots
263
674845
2205
Eğer gözümüzün önünde duran noktaları
birleştirecek kadar zekiysek
birleştirecek kadar zekiysek
11:29
that are right in front of our noses,
264
677074
1807
beslenmeleri için ailelere bir kutu
süper kahraman şekilli sebzeli makarna
süper kahraman şekilli sebzeli makarna
11:30
we can do far more than give a family
265
678905
1986
11:32
a box of superhero-shaped
vegetable-enriched macaroni noodles
vegetable-enriched macaroni noodles
266
680915
4254
ve 3,5 litre barbekü sosu vermekten
daha iyisini yapabiliriz.
daha iyisini yapabiliriz.
11:37
and a gallon of barbecue sauce
267
685193
1494
11:38
to feed themselves.
268
686711
1451
Bunun yerine onlara
onurlarını geri verebiliriz.
onurlarını geri verebiliriz.
11:40
Instead, we can
give them back their dignity.
give them back their dignity.
269
688186
2112
11:42
Perhaps we can increase
school attendance in schools.
school attendance in schools.
270
690322
3394
Belki okullarda devamlılığı artırabiliriz.
11:45
We can improve the health
outcomes for millions.
outcomes for millions.
271
693740
2719
Milyonlarca kişinin
sağlık sonucunu iyileştirebiliriz
sağlık sonucunu iyileştirebiliriz
11:48
And, most importantly, we can reduce
food waste in our landfills,
food waste in our landfills,
272
696483
3424
ve en önemlisi, atık sahalarına giden
yiyecek israfını azaltarak
yiyecek israfını azaltarak
11:51
creating a better
environment for all of us.
environment for all of us.
273
699931
2598
hepimiz için daha iyi bir çevre
oluşturabiliriz.
oluşturabiliriz.
11:54
The thing I love most is that
we can feel good about it in the process.
we can feel good about it in the process.
274
702553
3984
En sevdiğim şey, bu süreçte
yaptıklarımızla ilgili iyi hissedebiliriz.
yaptıklarımızla ilgili iyi hissedebiliriz.
Açlığı sonlandırırsak
11:58
If we solve hunger,
275
706561
1162
kaybedecek hiçbir şeyimiz olmayacak
ve kazanacak çok şeyimiz olacak.
ve kazanacak çok şeyimiz olacak.
11:59
we have nothing to lose
and everything to gain.
and everything to gain.
276
707747
2818
12:02
So let's do it.
277
710589
1172
Bu yüzden hadi bunu yapalım.
12:03
Thank you.
278
711785
1219
Teşekkür ederim.
(Alkışlar)
12:05
(Applause)
279
713028
2428
12:07
Thank you.
280
715480
1173
Teşekkürler.
ABOUT THE SPEAKER
Jasmine Crowe - Hunger heroJasmine Crowe is the creator of Goodr, a tech-enabled sustainable food waste management company that strives to eliminate hunger and save food from landfills.
Why you should listen
Jasmine Crowe is working to make the world a better place by reducing food waste and ending hunger. She has hosted events in more than 20 US cities and in the UK, South Africa and Haiti. She has collected and donated more than two million food items to causes worldwide and fed more than 80,000 people through the Sunday Soul Homeless feeding initiative.
Through her years of work feeding vulnerable populations, Crowe saw a great opportunity for technology to solve a real problem: hunger. In January 2017, Crowe founded Goodr, a food management platform that allows users in the food industry to track and redirect surplus food. Under Jasmine's direction, Goodr has now diverted nearly two million pounds of food from landfills and serves clients including Atlanta's Hartsfield Jackson Airport, the NFL and Netflix.
Jasmine Crowe | Speaker | TED.com