TEDIndia 2009
Shashi Tharoor: Why nations should pursue soft power
Shashi Tharoor: Milletler neden "Yumuşak Güç" politakasını izlemeliler
Filmed:
Readability: 4.4
2,217,534 views
Hindistan Bakanı Shashi Tharoor, Hindistan'ın hızlı bir şekilde süper güç olma yolunda ilerlediğini söylüyor. Sadece ticaret ve diplomasi de değil, aynı zamanda, Hindistan mutfağı, müziği, teknoloji ve film sanayisi (Bollywood) ile yumuşak gücünü kulunarak geliştiğini aktarıyor. Aslında ülkelerin askeri gücünün çok şey ifade etmediğini fakat ülkelerin kalpleri ve zihinleri de etkileyebilecegini anlatırken Hindistan örneğini veriyor.
Shashi Tharoor - Politician and writer
After a long career at the UN, and a parallel life as a novelist, Shashi Tharoor became a member of India's Parliament. He spent 10 months as India's Minister for External Affairs, building connections between India and the world. Full bio
After a long career at the UN, and a parallel life as a novelist, Shashi Tharoor became a member of India's Parliament. He spent 10 months as India's Minister for External Affairs, building connections between India and the world. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:15
As an Indian, and now as a politician
0
0
2000
Bir Hintli ve şimdi bir politikacı
00:17
and a government minister,
1
2000
2000
ve bir devlet bakanı olarak,
00:19
I've become rather concerned about
2
4000
2000
kendi ülkemiz hakkında duyduklarımız için
00:21
the hype we're hearing about our own country,
3
6000
2000
endişe duymaya başladım.
Tüm bu konuşmalar, Hindistan dünya
lideri olması hakkındaydı
lideri olması hakkındaydı
00:23
all this talk about India becoming a world leader,
4
8000
2000
00:25
even the next superpower.
5
10000
2000
hatta bir sonraki süper güç.
Aslında kitabımın Amerikalı yayıncıları
00:27
In fact, the American publishers of my book,
6
12000
2000
"The Elephant, The Tiger ve
The Cell Phone,"
The Cell Phone,"
00:29
"The Elephant, The Tiger and the Cell Phone,"
7
14000
2000
00:31
added a gratuitous subtitle saying,
8
16000
2000
karşılığı olmayan şu altyazıyı eklediler:
00:33
"India: The next 21st-century power."
9
18000
2000
"Hindistan: Sonraki 21. yüzyılın gücü."
00:35
And I just don't think that's what India's all about,
10
20000
2000
Hindistan'ın bundan ibaret olduğunu
düşünmüyorum
düşünmüyorum
00:37
or should be all about.
11
22000
2000
ya da bundan ibaret olması gerektiğini.
00:39
Indeed, what worries me is the entire notion of world leadership
12
24000
4000
Aslına beni endişelendiren,
bana son derece modası geçmiş gibi
bana son derece modası geçmiş gibi
00:43
seems to me terribly archaic.
13
28000
2000
görünen tüm dünya liderliği kavramı.
00:45
It's redolent of James Bond movies
14
30000
2000
James Bond filmlerini
00:47
and Kipling ballads.
15
32000
2000
yada Kipling'in hikayleri anımsatıyor.
00:49
After all, what constitutes a world leader?
16
34000
2000
Sonuçta, dünya liderliğini
oluşturan nedir?
oluşturan nedir?
00:51
If it's population, we're on course to top the charts.
17
36000
3000
Eğer nüfussa, zaten çizelgenin
tepesindeyiz.
tepesindeyiz.
00:54
We will overtake China by 2034.
18
39000
4000
2043'de Çin'i de geçeceğiz.
00:58
Is it military strength? Well, we have the world's fourth largest army.
19
43000
3000
Askeri güç mü? Dünyanin dördüncü
büyük askeri gücüne sahibiz.
büyük askeri gücüne sahibiz.
Nükler kapasite mi?
Ona da sahibiz biliyoruz.
Ona da sahibiz biliyoruz.
01:01
Is it nuclear capacity? We know we have that.
20
46000
2000
01:03
The Americans have even recognized it,
21
48000
2000
Amerikalılar bile bunu bir anlaşmayla
01:05
in an agreement.
22
50000
2000
kabul etti.
01:07
Is it the economy? Well, we have now
23
52000
2000
Ekonomi mi? Şu anda
01:09
the fifth-largest economy in the world
24
54000
2000
satın alma gücü paritesi şartlarında,
01:11
in purchasing power parity terms.
25
56000
2000
dünyanın beşinci büyük
ekonomisine sahibiz.
ekonomisine sahibiz.
01:13
And we continue to grow. When the rest of the world took a beating last year,
26
58000
3000
Dünyanın geri kalanı geçen sene
bir kriz geçirdiginde,
bir kriz geçirdiginde,
01:16
we grew at 6.7 percent.
27
61000
3000
yüzde 6.7 oranında büyüdük.
01:19
But, somehow, none of that adds up to me,
28
64000
4000
Fakat her nasılsa, bunların hiçbirinin
bana katkısı yok,
bana katkısı yok,
01:23
to what I think India really can aim to contribute in the world,
29
68000
5000
21. asrın bu kısmında Hindistan'ın,
dünyaya katkısı olacağı
dünyaya katkısı olacağı
01:28
in this part of the 21st century.
30
73000
2000
inancıma bir katkısı olmadı.
01:30
And so I wondered, could
31
75000
3000
Ben de,
01:33
what the future beckons for India to be all about
32
78000
3000
geleceğin Hindistan'a vaat ettiklerinin,
tüm bunlarla ve
tüm bunlarla ve
01:36
be a combination of these things allied to something else,
33
81000
3000
başka şeylerle olan ilişkisine
mi bağlı diye merak ettim,
mi bağlı diye merak ettim,
01:39
the power of example,
34
84000
2000
mesela güç.
01:41
the attraction of India's culture,
35
86000
3000
Hindistan kültürünün cazibesi,
01:44
what, in other words, people like to call "soft power."
36
89000
5000
insanların başka bir ifadeyle
"yumuşak güç" dediği şey.
"yumuşak güç" dediği şey.
01:49
Soft power is a concept invented by a Harvard academic,
37
94000
3000
Yumuşak güç bir Harvardlı öğretim üyesi
arkadaşım, Joseph Nye'in
arkadaşım, Joseph Nye'in
01:52
Joseph Nye, a friend of mine.
38
97000
2000
icat ettiği bir kavram.
01:54
And, very simply, and I'm really cutting it short because of the time limits here,
39
99000
4000
Çok basitçe, burada zaman kısıtlı olduğu
için gerçekten kisa tutuyorum.
için gerçekten kisa tutuyorum.
01:58
it's essentially the ability of a country to attract others
40
103000
3000
Bir ülkenin diğerlerini cezbetmesi için
en temel yetenek.
en temel yetenek.
02:01
because of its culture, its political values,
41
106000
2000
Kültüründen ve siyaset değerlerinden
02:03
its foreign policies.
42
108000
2000
dış politikalarından ötürü.
Biliyorsunuz, bir sürü ülke bunu yapıyor.
O, ilk olarak ülkeler hakkında yazıyordu
O, ilk olarak ülkeler hakkında yazıyordu
02:05
And, you know, lots of countries do this. He was writing initially about the States,
43
110000
3000
02:08
but we know the Alliance Francaise
44
113000
2000
fakat Fransa'nın yumuşak gücü
02:10
is all about French soft power, the British Council.
45
115000
3000
İngiliz Meclisi hakkındaki
Fransız İttifakını biliyoruz.
Fransız İttifakını biliyoruz.
02:13
The Beijing Olympics were an exercise in Chinese soft power.
46
118000
3000
Pekin Olimpiyatları, Çin'in süper
güç gösterisiydi.
güç gösterisiydi.
02:16
Americans have the Voice of America and the Fulbright scholarships.
47
121000
4000
Amerikan'ın, Amerika'nın Sesi ve
Fulbright bursları var.
Fulbright bursları var.
02:20
But, the fact is, in fact,
48
125000
2000
Ama aslında gerçek olan,
02:22
that probably Hollywood and MTV and McDonalds
49
127000
3000
muhtemelen Hollywood, MTV ve McDonaldslar,
02:25
have done more for American soft power
50
130000
2000
Amerika'nın yumuşak gücü için
hükümetin dünya çapında yaptığı özel
faaliyetlerden daha fazlasını yaptılar.
faaliyetlerden daha fazlasını yaptılar.
02:27
around the world than any specifically government activity.
51
132000
3000
02:30
So soft power is something that really emerges
52
135000
3000
Yani yumuşak güç gerçekten gelişen birşey.
02:33
partly because of governments,
53
138000
2000
Kısmen hükümetler sayesinde
02:35
but partly despite governments.
54
140000
2000
ama kısmen de hükümetlere rağmen.
02:37
And in the information era we all live in today,
55
142000
3000
Bugün içinde yaşadığımız bu bilgi çağında,
02:40
what we might call the TED age,
56
145000
3000
ki belki TED çağı da diyebiliriz,
02:43
I'd say that countries are increasingly being judged
57
148000
3000
Ülkeler gittikçe yargılanmaya başlıyor
diyebilirim.
diyebilirim.
02:46
by a global public that's been fed
58
151000
3000
Küresel bir ortak tarafından beslenen
02:49
on an incessant diet of Internet news,
59
154000
3000
internet haberlerinin aralıksız
oturumuyla,
oturumuyla,
02:52
of televised images,
60
157000
2000
ekran görüntüleriyle,
02:54
of cellphone videos, of email gossip.
61
159000
3000
cep telefonu videolarıyla,
mail dedikodularıyla,
mail dedikodularıyla,
02:57
In other words, all sorts of communication devices
62
162000
3000
diger bir ifadeyle, her çeşit iletisim
araç ve gereçleriyle,
araç ve gereçleriyle,
03:00
are telling us the stories of countries,
63
165000
2000
bize ülkelerin hikayelerini anlatıyorlar.
03:02
whether or not the countries concerned want people to hear those stories.
64
167000
5000
Söz konusu ülkelerin insanları bu
hikayeleri duymak istesin ya da istemesin.
hikayeleri duymak istesin ya da istemesin.
03:07
Now, in this age, again, countries with access
65
172000
2000
İletişim ve bilgiye birden fazla
03:09
to multiple channels of communication
66
174000
2000
kanalla erişimi olan ülkelerin
03:11
and information have a particular advantage.
67
176000
2000
belli bir avantajı var.
03:13
And of course they have more influence, sometimes, about how they're seen.
68
178000
4000
Tabii ki bazen nasıl göründükleri hakkında
daha fazla etkiye sahipler.
daha fazla etkiye sahipler.
03:17
India has more all-news TV channels
69
182000
2000
Hindistan, dünyanın herhangi bir
ülkesinden
ülkesinden
03:19
than any country in the world,
70
184000
2000
daha fazla haber kanalına sahip.
03:21
in fact in most of the countries in this part of the world put together.
71
186000
4000
Daha doğrusu, dünyanın birçok ülkesini
bu kısma toplayabiliriz.
bu kısma toplayabiliriz.
03:25
But, the fact still is that it's not just that.
72
190000
2000
Ama meselenin sadece bu olmadığı gerçek.
03:27
In order to have soft power, you have to be connected.
73
192000
3000
Yumuşak güce sahip olmak için
iletişim içinde olmanız gerekir.
iletişim içinde olmanız gerekir.
03:30
One might argue that India has become
74
195000
2000
Birisi Hindistan'ın şaşılacak derecede
bir iletişim ülkesi haline geldiğini
iddia edebilir.
iddia edebilir.
03:32
an astonishingly connected country.
75
197000
2000
03:34
I think you've already heard the figures.
76
199000
2000
Sanırım rakamları az önce duydunuz.
03:36
We've been selling 15 million cellphones a month.
77
201000
4000
Bir ayda 15 milyon cep telefonu
satıyoruz.
satıyoruz.
03:40
Currently there are 509 million cellphones
78
205000
3000
Şu an itibariyle Hindistan'da,
Hindistanlıların elinde
Hindistanlıların elinde
03:43
in Indian hands, in India.
79
208000
2000
509 milyon cep telefonu var.
03:45
And that makes us larger than the U.S. as a telephone market.
80
210000
4000
Bu bizi cep telefonu pazarında ABD'den
daha büyük yapıyor.
daha büyük yapıyor.
03:49
In fact, those 15 million cellphones
81
214000
3000
Daha doğrusu, 15 milyon cep telefonu
03:52
are the most connections that any country,
82
217000
2000
çoğu ülkenin ağından daha fazla.
03:54
including the U.S. and China,
83
219000
2000
Amerika ve Çin de dahil
03:56
has ever established in the history of telecommunications.
84
221000
3000
hiçbir zaman telekomünikasyon tarihinde
kuramadıkları kadar.
kuramadıkları kadar.
03:59
But, what perhaps some of you don't realize
85
224000
2000
Ama belki de bazılarınız, o seviyeye
04:01
is how far we've come to get there.
86
226000
2000
nasıl geldiğimizi farketmemiştir.
04:03
You know, when I grew up in India,
87
228000
2000
Ben Hindistan'da büyürken,
04:05
telephones were a rarity.
88
230000
2000
telefonlar cok nadirdi.
04:07
In fact, they were so rare that elected members of Parliament
89
232000
2000
Öyle nadirdi ki seçilmiş Parlemento
üyelerinin
üyelerinin
04:09
had the right to allocate 15 telephone lines
90
234000
3000
15 telefon hattını paylaşma hakları vardı,
04:12
as a favor to those they deemed worthy.
91
237000
2000
ki bir iyilik olarak telaki edildi.
04:14
If you were lucky enough to be a wealthy businessman
92
239000
3000
Varlıklı bir işadamı olmak için
yeteri kadar şansınız olsaydı
yeteri kadar şansınız olsaydı
ya da etkili bir gazeteci, doktor,
belki telefon sahibi olurdunuz.
belki telefon sahibi olurdunuz.
04:17
or an influential journalist, or a doctor or something, you might have a telephone.
93
242000
3000
04:20
But sometimes it just sat there.
94
245000
2000
Fakat bazen öylece orada dururdu.
04:22
I went to high school in Calcutta.
95
247000
2000
Liseyi Calcutta'da okudum.
04:24
And we would look at this instrument sitting in the front foyer.
96
249000
2000
Tiyatro girişinde duran o alete bakardık.
04:26
But half the time we would pick it up
97
251000
2000
Ama ara sıra yüzümüzde umutlu
04:28
with an expectant look on our faces,
98
253000
2000
bir beklentiyle onu kaldırırdık,
04:30
there would be no dial tone.
99
255000
2000
arama sesi olamazdı.
04:32
If there was a dial tone and you dialed a number,
100
257000
2000
Eğer bir arama sesi olsaydı ve arasaydık,
04:34
the odds were two in three you wouldn't get the number you were intending to reach.
101
259000
4000
üçte iki oranında aramak istediğin
kişiye ulaşmazdın.
kişiye ulaşmazdın.
04:38
In fact the words "wrong number" were more popular than the word "Hello."
102
263000
3000
"Yanlış Numara" kelimesi
"Alo" kelimesinden daha revaçtaydı.
"Alo" kelimesinden daha revaçtaydı.
04:41
(Laughter)
103
266000
1000
(Gülüşmeler)
04:42
If you then wanted to connect to another city,
104
267000
2000
Başka bir şehre bağlamak istediğinde,
mesela Calcutta'dan Delhi'yi
aramak istersen,
aramak istersen,
04:44
let's say from Calcutta you wanted to call Delhi,
105
269000
2000
uzun mesafeli aramayı
kaydetmek zorundaydınız
kaydetmek zorundaydınız
04:46
you'd have to book something called a trunk call,
106
271000
2000
04:48
and then sit by the phone all day, waiting for it to come through.
107
273000
3000
ve bağlamasını beklemek için
gün boyunca yanında otururdunuz.
gün boyunca yanında otururdunuz.
04:51
Or you could pay eight times the going rate
108
276000
3000
Veya yıldırım arama denilen şey için
04:54
for something called a lightning call.
109
279000
2000
sekiz kat arama hesabı öderdiniz.
04:56
But, lightning struck rather slowly in our country in those days,
110
281000
2000
Ama ülkedemizde o günlerde yıldırım arama
bir hayli yavaştı,
bir hayli yavaştı,
04:58
so, it was like about a half an hour for a lightning call to come through.
111
283000
4000
yani yıldırım aramanın gerçekleşmesi için
yarım saat gerekliydi.
yarım saat gerekliydi.
05:02
In fact, so woeful was our telephone service
112
287000
3000
Aslında bizim telefon servisi öyle
zahmetliydi ki,
zahmetliydi ki,
05:05
that a Member of Parliament stood up in 1984 and complained about this.
113
290000
4000
1984'de bir Parlemento üyesi kalktı
ve şikayetini bildirdi.
ve şikayetini bildirdi.
05:09
And the Then-Communications Minister replied in a lordly manner
114
294000
3000
Ondan sonra Telekomünikasyon bakanı
bir kral edasıyla cevapladı,
bir kral edasıyla cevapladı,
05:12
that in a developing country
115
297000
2000
gelişmekte olan bir ülkede,
05:14
communications are a luxury, not a right,
116
299000
2000
iİletişim bir lükstür hak değildir.
05:16
that the government had no obligation to provide better service,
117
301000
4000
Hükümetin daha iyi hizmet sağlama
zorunluluğu yoktur.
zorunluluğu yoktur.
05:20
and if the honorable Member wasn't satisfied with his telephone,
118
305000
2000
Saygın üye telefonunda memnun olmasaydı,
05:22
could he please return it, since there was an eight-year-long waiting list
119
307000
3000
Hindistan'da telefon için 8 yıl gibi
uzun bir bekleme listesi
uzun bir bekleme listesi
05:25
for telephones in India.
120
310000
3000
olduğu için geri verebilirmiydi.
05:28
Now, fast-forward to today and this is what you see:
121
313000
2000
Bugüne hızla gelirsek gördüğümüz şey:
05:30
the 15 million cell phones a month.
122
315000
2000
Bir ayda 15 milyon cep telefonu.
05:32
But what is most striking is who is carrying those cell phones.
123
317000
4000
Ama çarpıcı olan kimlerin bu
cep telefonlarını taşıdığı.
cep telefonlarını taşıdığı.
05:36
You know, if you visit friends in the suburbs of Delhi,
124
321000
3000
Delhi'nin varoşlarındaki arkadaşlarınızı
ziyaret ederseniz,
ziyaret ederseniz,
05:39
on the side streets you will find a fellow with a cart
125
324000
3000
sokağın diğer tarafinda tezgahta
bir adam bulursunuz,
bir adam bulursunuz,
05:42
that looks like it was designed in the 16th century,
126
327000
3000
sanki 16.yüzyılda dizayn edilmiş
gibi görünür,
gibi görünür,
05:45
wielding a coal-fired steam iron
127
330000
3000
kömür ateşinde çalışan buharlı ütü
05:48
that might have been invented in the 18th century.
128
333000
2000
18.yüzyılda icat edilmiş olabilir.
05:50
He's called an isthri wala. But he's carrying a 21st-century instrument.
129
335000
3000
İsthri Wala diye çağrılır.
Ama o, bir 21.yüzyıl aleti taşıyor.
Ama o, bir 21.yüzyıl aleti taşıyor.
05:53
He's carrying a cell phone because most incoming calls are free,
130
338000
3000
Cep telefonu taşıyor çünkü gelen
aramaların çoğu bedava
aramaların çoğu bedava
ve o civar şehirlerde siparişlerini
öyle alıyor,
öyle alıyor,
05:56
and that's how he gets orders from the neighborhood,
131
341000
2000
05:58
to know where to collect clothes to get them ironed.
132
343000
4000
kıyafetlerini ütületmek isteyenleri
bilmek için.
bilmek için.
06:02
The other day I was in Kerala, my home state,
133
347000
3000
Diğer gün memleketim Kerala'daydım,
06:05
at the country farm of a friend,
134
350000
2000
bir arkadaşının ülke çiftliğinde.
06:07
about 20 kilometers away from any place you'd consider urban.
135
352000
4000
Şehir diye düşüneceğin ama her yerden
20 kilometre uzak olan bir yerde.
20 kilometre uzak olan bir yerde.
Sıcak bir gündü ve "Biraz taze
hindistan cevizi suyu ister misin?" dedi.
hindistan cevizi suyu ister misin?" dedi.
06:11
And it was a hot day and he said, "Hey, would you like some fresh coconut water?"
136
356000
3000
06:14
And it's the best thing and the most nutritious and refreshing thing you can drink
137
359000
3000
Gerçekten de sıcak bir günde tropikte
içebileceğin
içebileceğin
06:17
on a hot day in the tropics, so I said sure.
138
362000
3000
en iyi besinli ve taze içecek,
tabii ki içerim dedim.
tabii ki içerim dedim.
06:20
And he whipped out his cellphone, dialed the number,
139
365000
2000
Cep telefonun çıkardı, numarayı tuşladı
06:22
and a voice said, "I'm up here."
140
367000
2000
ve bir ses ,"Burada yukarıdayım" dedi.
06:24
And right on top of the nearest coconut tree,
141
369000
2000
En yakın hindistan cevizi ağacı üstünde,
06:26
with a hatchet in one hand and a cell phone in the other,
142
371000
3000
bir elinde el baltası ve diğer elinde
cep telefonuyla
cep telefonuyla
06:29
was a local toddy tapper,
143
374000
2000
yerli bir toplama işçisiydi,
06:31
who proceeded to bring down the coconuts for us to drink.
144
376000
3000
içeceğimiz hindistan cevizini ağaçtan
indiren kişi.
indiren kişi.
06:34
Fishermen are going out to sea and carrying their cell phones.
145
379000
3000
Balıkçılar denize açılıyorlar ve
cep telefonlarını götürüyorlar.
cep telefonlarını götürüyorlar.
06:37
When they catch the fish they call all the market towns along the coast
146
382000
3000
Balıklarını yakaladıklarında,
en yüksek fiyatı verecek müşteriyi
en yüksek fiyatı verecek müşteriyi
06:40
to find out where they get the best possible prices.
147
385000
2000
bulmak için sahildeki pazarlamacıları
arıyorlar.
arıyorlar.
06:42
Farmers now, who used to have to spend half a day of backbreaking labor
148
387000
4000
Günün yarısını hamal işlerde çalışarak
harcayan çiftçiler,
harcayan çiftçiler,
kasaba pazarının açık olup olmadığını
anlamak için kullanıyor.
anlamak için kullanıyor.
06:46
to find out if the market town was open,
149
391000
2000
06:48
if the market was on,
150
393000
2000
Eğer açık olsaydı,
06:50
whether the product they'd harvested could be sold, what price they'd fetch.
151
395000
3000
Biçtikleri ürün satılabilir miydi ya da
ne fiyat çekeceklerdi.
ne fiyat çekeceklerdi.
06:53
They'd often send an eight year old boy all the way on this trudge
152
398000
3000
Bu zahmetli yola genelde 8 yaşında
bir erkek çocuğu gönderilir
bir erkek çocuğu gönderilir
ve kasabadaki pazardan bilgileri alır
ve dönerdi,
ve dönerdi,
06:56
to the market town to get that information and come back,
153
401000
2000
06:58
then they'd load the cart.
154
403000
2000
daha sonra da arabaya yüklerlerdi.
07:00
Today they're saving half a day's labor with a two minute phone call.
155
405000
4000
Bugün iki dakikalık telefon görüşmesi ile
yarım günlük emek tasarrufu ediyoruz.
yarım günlük emek tasarrufu ediyoruz.
07:04
So this empowerment of the underclass
156
409000
3000
İşte bu altsınıfın güç elde etmesi,
07:07
is the real result of India being connected.
157
412000
3000
Hindistan'ın gerçekte ağını
kurmasının sonucudur.
kurmasının sonucudur.
07:10
And that transformation is part of where India is heading today.
158
415000
5000
O dönüşüm Hindistan'ın bügün nereye
doğru gitiğinin bir parçasıdır.
doğru gitiğinin bir parçasıdır.
07:15
But, of course that's not the only thing about India that's spreading.
159
420000
3000
Elbette gelişen Hindistan hakkındaki
tek şey bu değil.
tek şey bu değil.
07:18
You've got Bollywood. My attitude to Bollywood is best summarized
160
423000
3000
Bollywood'u biliyorsunuz.
Bollywood`a tutumum en iyi özeti
Bollywood`a tutumum en iyi özeti
07:21
in the tale of the two goats at a Bollywood garbage dump --
161
426000
3000
Bollywood'un çöp konteynerinde ki
iki keçinin hikayesi--
iki keçinin hikayesi--
07:24
Mr. Shekhar Kapur, forgive me --
162
429000
4000
Bay Shekhar Kapur, affet beni--
07:28
and they're chewing away on cans of celluloid discarded by a Bollywood studio.
163
433000
4000
keçiler Bollywood stüdyolarının attığı
film şeridi kutusunu çiğniyorlar,
film şeridi kutusunu çiğniyorlar,
07:32
And the first goat, chewing away, says, "You know, this film is not bad."
164
437000
3000
Çiğneyip bitiren ilk keçi diyor ki,
"Biliyor musun, bu film çok kötü."
"Biliyor musun, bu film çok kötü."
07:35
And the second goat says, "No, the book was better."
165
440000
4000
İkinci keçi diyor ki,
"Hayır, "kitap daha iyiydi."
"Hayır, "kitap daha iyiydi."
07:39
(Laughter)
166
444000
6000
(Gülüşmeler)
07:45
I usually tend to think that the book is usually better,
167
450000
3000
Ben genelikle kitabın daima daha iyi
olduğunu düşünmüşümdür
olduğunu düşünmüşümdür
07:48
but, having said that,
168
453000
2000
ama bununla birlikte,
07:50
the fact is that Bollywood is now
169
455000
2000
Bollywood'un şuan olduğu gerçeği
07:52
taking a certain aspect of Indian-ness and Indian culture around the globe,
170
457000
4000
Hindistanlılık ve Hint kültürünü dünyaya
taşıma duruşunun gerçeği,
taşıma duruşunun gerçeği,
07:56
not just in the Indian diaspora in the U.S. and the U.K.,
171
461000
3000
Amerikada ki veya İngilterede ki Hind
diyasporası için değil
diyasporası için değil
07:59
but to the screens of Arabs and Africans, of Senegalese and Syrians.
172
464000
4000
fakat Arap ve Afrika'nın, Senegallilerin
ve Suriyelerin ekranlarında da.
ve Suriyelerin ekranlarında da.
New York'ta annesinin okuma ve yazması
olmayan bir gençle tanıştım.
olmayan bir gençle tanıştım.
08:03
I've met a young man in New York whose illiterate mother
173
468000
3000
08:06
in a village in Senegal
174
471000
2000
Annesi, Senegal'in bir köyünde
08:08
takes a bus once a month to the capital city of Dakar,
175
473000
3000
ayda bir defa otobüsle başkent
Dakar'a gider,
Dakar'a gider,
08:11
just to watch a Bollywood movie.
176
476000
2000
sadece Bollywood filmlerini izlemek için.
08:13
She can't understand the dialogue.
177
478000
2000
Diyalogları anlayamaz.
08:15
She's illiterate, so she can't read the French subtitles.
178
480000
3000
Okur yazar olmadığı için Fransızca
altyazıyı okuyamaz.
altyazıyı okuyamaz.
Ama bu filmler böyle engelemelere rağmen
anlaşılmak için yapılmıştır
anlaşılmak için yapılmıştır
08:18
But these movies are made to be understood despite such handicaps,
179
483000
3000
08:21
and she has a great time in the song and the dance and the action.
180
486000
3000
ve kendisi şarkılar da ve danslarda
harika zamanlar geçirir.
harika zamanlar geçirir.
08:24
She goes away with stars in her eyes about India, as a result.
181
489000
4000
Sonuçta, Hindistan hakkında gözlerinde
ışıltılı yıldızlarla ayrılır.
ışıltılı yıldızlarla ayrılır.
08:28
And this is happening more and more.
182
493000
2000
Bu daha fazla olmaktadır.
08:30
Afghanistan, we know what a serious security problem
183
495000
3000
Afganistan'ın ciddi bir güvenlik sorunu
olduğunu biliyoruz.
olduğunu biliyoruz.
08:33
Afghanistan is for so many of us in the world.
184
498000
3000
Afganistan, dünyada bir çoğumuz içindir.
08:36
India doesn't have a military mission there.
185
501000
2000
Hindistan'ın orada askeri görevi yoktur.
08:38
You know what was India's biggest asset in Afghanistan in the last seven years?
186
503000
4000
Geçen sene Hindistan'ın Afganistan'daki
en büyük varlığı neydi biliyor musunuz?
en büyük varlığı neydi biliyor musunuz?
08:42
One simple fact:
187
507000
2000
Basit bir hakikat:
08:44
you couldn't try to call an Afghan at 8:30 in the evening.
188
509000
3000
Akşam saat 8:30'da bir Afganı
aramayı deneyemezsin.
aramayı deneyemezsin.
08:47
Why? Because that was the moment
189
512000
2000
Neden? Çünkü öyle bir zaman ki,
08:49
when the Indian television soap opera,
190
514000
2000
Hint dizisi o anda yayında.
08:51
"Kyunki Saas Bhi Kabhi Bahu Thi," dubbed into Dari, was telecast on Tolo T.V.
191
516000
6000
"Kyunki Saas Bhi Kabhi Bahu Thi,"'
Darice dublajlanıp Tolo TV'de yayınlandı.
Darice dublajlanıp Tolo TV'de yayınlandı.
08:57
And it was the most popular television show in Afghan history.
192
522000
3000
Afganistan tarihinin en gözde televizyon
dizisi oldu.
dizisi oldu.
09:00
Every Afghan family wanted to watch it.
193
525000
2000
Her Afgan aile onu seyretmek istedi.
09:02
They had to suspend functions at 8:30.
194
527000
2000
8:30'da görevlerine ara vermek
zorundaydılar.
zorundaydılar.
09:04
Weddings were reported to be interrupted
195
529000
3000
Düğünler yarıda kesildiği ilan edilir,
09:07
so guests could cluster around the T.V. set,
196
532000
2000
misafirler TV seti etrafında toplanırdı
09:09
and then turn their attention back to the bride and groom.
197
534000
3000
ve sonra dikkatlerini geline ve damada
geri verirlerdi.
geri verirlerdi.
09:12
Crime went up at 8:30. I have read a Reuters dispatch --
198
537000
3000
Reuters gazetesinde suç oranı
8:30'da yükseldi diye okudum.
8:30'da yükseldi diye okudum.
09:15
so this is not Indian propaganda, a British news agency --
199
540000
3000
-- Hindistan'ın propagandası değil,
bir İngiliz haber ajansı --
bir İngiliz haber ajansı --
09:18
about how robbers in the town of Musarri Sharif*
200
543000
3000
Musarri Sharif'in kasabasındaki
hırsızlar hakkında*
hırsızlar hakkında*
09:21
stripped a vehicle of its windshield wipers,
201
546000
3000
Bir arabanın cam silecekleri sökülmüş,
09:24
its hubcaps, its sideview mirrors,
202
549000
3000
jant kapağı ,yan aynaları,
09:27
any moving part they could find, at 8:30,
203
552000
3000
8:30'da bulabildikleri taşınacak
herhangi bir parçası.
herhangi bir parçası.
Çünkü bekçiler dükkanlardan ziyade
televizyon izlemekle meşgullerdi.
televizyon izlemekle meşgullerdi.
09:30
because the watchmen were busy watching the T.V. rather than minding the store.
204
555000
3000
09:33
And they scrawled on the windshield in a reference to the show's heroine,
205
558000
4000
Sileceklerin üzerine dizinin kadın
kahramanlarının isimlerini yazarlardı,
kahramanlarının isimlerini yazarlardı,
09:37
"Tulsi Zindabad": "Long live Tulsi."
206
562000
3000
"Tulsi Zindabad": "Uzun yaşa Tulsi."
09:40
(Laughter)
207
565000
1000
(Gülüşmeler)
09:41
That's soft power. And that is what India is developing
208
566000
4000
Bu yumuşak güçtür.
Hindistan'ın gelişmekte olduğu şey,
Hindistan'ın gelişmekte olduğu şey,
09:45
through the "E" part of TED:
209
570000
2000
TED'in "E" parçasının sayesinde:
09:47
its own entertainment industry.
210
572000
2000
Kendi eğlence sanayisi.
09:49
The same is true, of course -- we don't have time for too many more examples --
211
574000
3000
Tabii ki -daha fazla örnek vermek için
zamanımız yok--
zamanımız yok--
09:52
but it's true of our music, of our dance,
212
577000
3000
ama müziğimiz, dansımız, sanatımız, yoga,
09:55
of our art, yoga, ayurveda, even Indian cuisine.
213
580000
4000
hekimlik hatta Hindistan mutfağı
için de doğrudur.
için de doğrudur.
09:59
I mean, the proliferation of Indian restaurants
214
584000
3000
Demek istediğim, 70'lerin ortasında
yurtdışına öğrenci olarak
yurtdışına öğrenci olarak
10:02
since I first went abroad as a student, in the mid '70s,
215
587000
3000
olarak ilk çıktığımda beri artan
Hindistan restorantları.
Hindistan restorantları.
10:05
and what I see today, you can't go to a mid-size town in Europe or North America
216
590000
4000
Bugün gördüğüm Avrupa ya da Kuzey
Amerika'da bir Hint resturanti görmeden
Amerika'da bir Hint resturanti görmeden
küçük ölçekli bir kasabaya gidemezsiniz.
Çok iyi bir tane olmayabilir.
Çok iyi bir tane olmayabilir.
10:09
and not find an Indian restaurant. It may not be a very good one.
217
594000
3000
10:12
But, today in Britain, for example,
218
597000
2000
Ama örneğin bugün İngiltere'de;
10:14
Indian restaurants in Britain
219
599000
3000
İngiltere'deki Hint restorantları,
kömür madeni işletmesinden daha fazla
insani istihdam ediyor,
insani istihdam ediyor,
10:17
employ more people than the coal mining,
220
602000
2000
10:19
ship building and iron and steel industries combined.
221
604000
3000
gemicilik ve demir ve çelik sanayisinden
daha fazla.
daha fazla.
10:22
So the empire can strike back.
222
607000
2000
Yani imparatorluk geri gelebilir.
10:24
(Applause)
223
609000
7000
(Alkışlar)
10:31
But, with this increasing awareness of India,
224
616000
2000
Hindistan'ın yükselen farkındarlığıyla,
10:33
with you and with I, and so on,
225
618000
2000
sizinle ve benimle,
10:35
with tales like Afghanistan,
226
620000
2000
Afganistan'daki hikayelerle,
10:37
comes something vital in the information era,
227
622000
3000
bilgi çağında hayati bir şey gibi gelir.
10:40
the sense that in today's world
228
625000
3000
Bügünün dünyasının hissiyatı
10:43
it's not the side of the bigger army that wins,
229
628000
3000
kazanan ordunun büyüklüğünün
özeliği değil,
özeliği değil,
10:46
it's the country that tells a better story that prevails.
230
631000
3000
etkili olacak en iyi hikayeyi
anlatan ülkedir.
anlatan ülkedir.
10:49
And India is, and must remain, in my view, the land of the better story.
231
634000
5000
Hindistan öyledir ve öyle kalmalıdır.
Benim gözümde en iyi hikayenin ülkesi.
Benim gözümde en iyi hikayenin ülkesi.
10:54
Stereotypes are changing. I mean, again, having gone to the U.S.
232
639000
3000
Klişeler değişiyor.
70'lerin ortasında bir öğrenci olarak
70'lerin ortasında bir öğrenci olarak
10:57
as a student in the mid '70s,
233
642000
2000
Amerika'ya gittiğimde,
10:59
I knew what the image of India was then, if there was an image at all.
234
644000
3000
Hindistan'ın imajının biliyordum ki,
tamamen bir imajda yoktu.
tamamen bir imajda yoktu.
11:02
Today, people in Silicon Valley and elsewhere
235
647000
3000
Bügün, Silikon vadisinde ve başka
yerlerde ki insanlar
yerlerde ki insanlar
11:05
speak of the IITs, the Indian Institutes of Technology
236
650000
3000
Hindistan Teknoloji Enstitüsünden
bahsederken,
bahsederken,
11:08
with the same reverence they used to accord to MIT.
237
653000
4000
Masacusest Teknoloji Enstitüsü (MIT) için
kulandıkları saygı çizgisindeler.
kulandıkları saygı çizgisindeler.
11:12
This can sometimes have unintended consequences. OK.
238
657000
2000
Bu bazen istenmeyen sonuçlar doğurabilir.
11:14
I had a friend, a history major like me,
239
659000
3000
Benim gibi tarihçi bir arkadaşım vardı.
11:17
who was accosted at Schiphol Airport in Amsterdam,
240
662000
3000
Amsterdam'da Schiphol havalanında
yanıma yanaşarak,
yanıma yanaşarak,
11:20
by an anxiously perspiring European saying,
241
665000
2000
endişeli ve terli bir Avrupalı söylemiyle,
11:22
"You're Indian, you're Indian! Can you help me fix my laptop?"
242
667000
3000
"Sen Hintlisin. Diz üstü bigisayarımı
tamir etmeme yardım edebilir misin?"
tamir etmeme yardım edebilir misin?"
11:25
(Laughter)
243
670000
2000
(Gülüşmeler)
11:27
We've gone from the image of India as
244
672000
3000
Çivili yataklarda uzanan
cambazların ülkesi
cambazların ülkesi
11:30
land of fakirs lying on beds of nails,
245
675000
3000
ve Hint ipi hilesiyle yılan oynatanların
11:33
and snake charmers with the Indian rope trick,
246
678000
3000
ülkesi Hindistan imajından çıktık ve
11:36
to the image of India as a land of mathematical geniuses,
247
681000
3000
Matematik dahileri, bilgisayar ustaları,
yazılım gurularının
yazılım gurularının
11:39
computer wizards, software gurus.
248
684000
2000
ülkesi Hindistan olduk.
11:41
But that too is transforming the Indian story around the world.
249
686000
5000
Ama bu daha çok Hindistan'ın
hikayesini dünyaya taşımaktır.
hikayesini dünyaya taşımaktır.
11:46
But, there is something more substantive to that.
250
691000
2000
Ama, buna daha çok bağımsız bir şey var.
11:48
The story rests on a fundamental platform
251
693000
2000
Hikaye, siyasi çoğulculuğun temel
11:50
of political pluralism.
252
695000
2000
bir platformu üzerinde durmaktadır.
11:52
It's a civilizational story to begin with.
253
697000
2000
Öncelikle, medeni bir hikaye.
11:54
Because India has been an open society for millennia.
254
699000
5000
Çünkü Hindistan 1000. yıl dönümünde
açık bir toplum olmuştur.
açık bir toplum olmuştur.
11:59
India gave refuge to the Jews, fleeing the destruction of the first temple
255
704000
5000
Hindistan, Babilliler ve sonra Romalılar
tarafından yıkılan ilk tapınağın
tarafından yıkılan ilk tapınağın
12:04
by the Babylonians, and said thereafter by the Romans.
256
709000
3000
yıkımından kaçan Yahudilere
kuçak açmıştır.
kuçak açmıştır.
12:07
In fact, legend has is that when Doubting Thomas, the Apostle, Saint Thomas,
257
712000
5000
Aslında efsane o ki, Doupting Thomas,
Havariler, Saint Thomas
Havariler, Saint Thomas
memleketim olan Kerala'nın sahillerine
ayak bastıklarında,
ayak bastıklarında,
12:12
landed on the shores of Kerala, my home state,
258
717000
2000
12:14
somewhere around 52 A.D.,
259
719000
2000
Hz.İsadan önce 52 civarında,
12:16
he was welcomed on shore by a flute-playing Jewish girl.
260
721000
3000
sahilde flüt çalan Yahudi bir kız
tarafından karşılandı.
tarafından karşılandı.
12:19
And to this day remains the only Jewish diaspora
261
724000
4000
Bugün sadece Yahudi diyasporasi kalıyor.
Yahudi insanlarin tarihinde hiçbir zaman
karşılaşılmamış olma ihtimali olmayan,
karşılaşılmamış olma ihtimali olmayan,
12:23
in the history of the Jewish people, which has never encountered
262
728000
2000
12:25
a single incident of anti-semitism.
263
730000
3000
tek bir yahudi düşmanlığı olayı.
12:28
(Applause)
264
733000
6000
(Alkışlar)
12:34
That's the Indian story.
265
739000
2000
Bu, Hindistan hikayesidir.
12:36
Islam came peacefully to the south,
266
741000
2000
İslam güneye barışla geldi,
12:38
slightly more differently complicated history in the north.
267
743000
2000
kuzeye karışık bir şekilde farklı geldi.
12:40
But all of these religions have found a place and a welcome home in India.
268
745000
5000
Ama bütün bu dinler Hindistan'da ortam
buldu ve iyi karşılandı..
buldu ve iyi karşılandı..
12:45
You know, we just celebrated, this year, our general elections,
269
750000
3000
Bilirsiniz, bu sene daha yeni genel
seçimleri kutladık.
seçimleri kutladık.
12:48
the biggest exercise in democratic franchise in human history.
270
753000
3000
İnsanlık tarihinde demokrasi oy kullanım
hakkının en büyüğü.
hakkının en büyüğü.
12:51
And the next one will be even bigger, because our voting population
271
756000
2000
Sonraki daha büyük olacak çünkü
12:53
keeps growing by 20 million a year.
272
758000
3000
oylama nüfusumuz her yıl 20 milyon
artıyor.
artıyor.
12:56
But, the fact is
273
761000
2000
Ama, asıl olan
12:58
that the last elections, five years ago,
274
763000
2000
beş yıl önceki diğer seçimler,
13:00
gave the world extraordinary phenomenon
275
765000
2000
dünyaya olağanüstü bir olay kazandırdı.
13:02
of an election being won by a woman political leader
276
767000
4000
Seçimi bir kadın siyasi lider kazandı,
13:06
of Italian origin and Roman Catholic faith, Sonia Gandhi,
277
771000
3000
İtalyan asıllı ve Katolik, Sonia Gandhi.
13:09
who then made way for a Sikh, Mohan Singh,
278
774000
3000
Sikh inancını seçen Mohan Singh,
13:12
to be sworn in as Prime Minister
279
777000
2000
yüzde 81'i Hindu olan bir ülkede
13:14
by a Muslim, President Abdul Kalam,
280
779000
3000
müslüman cumhurbaşkanı
Abdul Kalam tarafından
Abdul Kalam tarafından
13:17
in a country 81 percent Hindu.
281
782000
2000
başbakan olarak yemin ettirildi.
13:19
(Applause)
282
784000
9000
(Alkışlar)
13:28
This is India, and of course it's all the more striking
283
793000
3000
Bu Hindistan'dır. Elbette herşey
daha da çarpıcı
daha da çarpıcı
13:31
because it was four years later that we all applauded
284
796000
2000
çünkü hepimizin 4 sene sonra
alkışladığı Amerika'nın,
alkışladığı Amerika'nın,
13:33
the U.S., the oldest democracy in the modern world,
285
798000
4000
modern dünyanın en eski demokrasisini,
13:37
more than 220 years of free and fair elections,
286
802000
3000
220 yıldan fazla özgür ve
adaletli seçimle
adaletli seçimle
13:40
which took till last year to elect a president or a vice president
287
805000
4000
başkan ya da başkan yardımcısı seçmesi,
geçen seneye kadar zaman aldı.
geçen seneye kadar zaman aldı.
13:44
who wasn't white, male or Christian.
288
809000
2000
Beyaz, erkek veya Hiristiyan olmayan.
13:46
So, maybe -- oh sorry, he is Christian, I beg your pardon --
289
811000
3000
Özür dilerim, belki de Hıristiyandır.
Affınızı rica ederim
Affınızı rica ederim
13:49
and he is male, but he isn't white.
290
814000
2000
-- bir erkek ama beyaz değil.
13:51
All the others have been all those three.
291
816000
2000
Diğerlerin hepsinde bu üçü vardı.
13:53
(Laughter)
292
818000
2000
(Gülüşmeler)
13:55
All his predecessors have been all those three,
293
820000
2000
Bütün selefleri de tüm üçüne sahipti.
13:57
and that's the point I was trying to make.
294
822000
2000
İşte anlatmaya çalıştığım nokta buydu.
13:59
(Laughter)
295
824000
1000
(Gülüşmeler)
14:00
But, the issue is
296
825000
2000
Ama,sorun şu ki
14:02
that when I talked about that example,
297
827000
2000
o örnek konusunda konuşmak,
14:04
it's not just about talking about India, it's not propaganda.
298
829000
5000
sadece Hindistan hakkındaki konuşmak
değildir, propaganda değildir.
değildir, propaganda değildir.
14:09
Because ultimately, that electoral outcome
299
834000
3000
Çünkü nihayetinde,o seçim sonuçları
14:12
had nothing to do with the rest of the world.
300
837000
2000
dünyanın geri kalanını ilgilendirmiyordu.
14:14
It was essentially India being itself.
301
839000
2000
Esasen Hindistan'ın kendisi olmasıydı.
14:16
And ultimately, it seems to me,
302
841000
2000
Sonuçta, bana öyle görünüyor ki,
14:18
that always works better than propaganda.
303
843000
2000
propagandadan daha iyi işe yarıyor.
14:20
Governments aren't very good at telling stories.
304
845000
3000
Hükümetler hikaye anlatmakta iyi değiller.
Ama insanlar bir toplumu ne
olduğu için görüyor,
olduğu için görüyor,
14:23
But people see a society for what it is,
305
848000
2000
14:25
and that, it seems to me, is what ultimately
306
850000
2000
bana öyle geliyor ki, sonuç olarak
14:27
will make a difference in today's information era,
307
852000
4000
günümüzün bilgi çağında bir farklılık
yaratacak,
yaratacak,
14:31
in today's TED age.
308
856000
2000
günümüzün TED çağında.
14:33
So India now is no longer
309
858000
3000
Hindistan artık
14:36
the nationalism of ethnicity or language or religion,
310
861000
4000
dil, din yada ırk milliyetçisi değildir.
Çünkü nerdeyse insanlığın bilinen bütün
etnik kökenine sahibiz,
etnik kökenine sahibiz,
14:40
because we have every ethnicity known to mankind, practically,
311
865000
2000
14:42
we've every religion know to mankind,
312
867000
2000
insanoğlunun bildiği her dine sahibiz,
14:44
with the possible exception of Shintoism,
313
869000
2000
muhtemelen Şintoizm hariç.
14:46
though that has some Hindu elements somewhere.
314
871000
3000
Ama bir yerlerde bazı Hindu
unsurları vardır.
unsurları vardır.
14:49
We have 23 official languages that are recognized in our Constitution.
315
874000
5000
Anayasamızda tanınmış 23 tane
resmi dilimiz var.
resmi dilimiz var.
14:54
And those of you who cashed your money here
316
879000
2000
Burada para bozduranlarınız,
14:56
might be surprised to see how many scripts there are
317
881000
3000
rupee banknotunun üzerinde
banknotları kodlamak için
banknotları kodlamak için
14:59
on the rupee note, spelling out the denominations.
318
884000
2000
ne kadar yazı olduğuna şaşırabilir.
15:01
We've got all of that.
319
886000
2000
Tüm bunlara sahibiz.
15:03
We don't even have geography uniting us,
320
888000
2000
Bizi birleştiren bir coğrafyamız bile yok
15:05
because the natural geography of the subcontinent
321
890000
3000
çünkü Hindistan'ın doğal çoğrafyası
15:08
framed by the mountains and the sea was hacked
322
893000
2000
1947'deki Pakistanla bölünmesiyle,
15:10
by the partition with Pakistan in 1947.
323
895000
3000
dağlarla çevrelenmiş ve
denizle yarılmıştır.
denizle yarılmıştır.
15:13
In fact, you can't even take the name of the country for granted,
324
898000
3000
Aslında verilen ülkenin adını bile
alamazsınız
alamazsınız
15:16
because the name "India" comes from the river Indus,
325
901000
2000
çünkü "Hindistan" ismi, Pakistan'ın
içinden akan
içinden akan
15:18
which flows in Pakistan.
326
903000
2000
Indus nehrinden geliyor.
15:20
But, the whole point is that India
327
905000
3000
Fakat asıl önemli olan Hindistan'ın
15:23
is the nationalism of an idea.
328
908000
2000
bir fikir milliyetçisi olmasıdır.
15:25
It's the idea of an ever-ever-land,
329
910000
3000
Eski bir medeniyeten çıkıp gelen,
15:28
emerging from an ancient civilization,
330
913000
2000
ortak bir tarihle birleştirilmiş
15:30
united by a shared history,
331
915000
2000
var olmayan bir ülke fikri olmuştur.
15:32
but sustained, above all, by pluralist democracy.
332
917000
3000
Ama herşeyden önce çoğulcu demokrasiyle
yıkılmamıştır.
yıkılmamıştır.
15:35
That is a 21st-century story as well as an ancient one.
333
920000
4000
Bu, eski olanın yanı sıra bir 21. yüzyıl
hikayesidir.
hikayesidir.
15:39
And it's the nationalism of an idea that
334
924000
3000
Fikir milliyetçiliği,
15:42
essentially says you can endure differences of caste, creed,
335
927000
4000
esasen inanç, sosyal sınıf, renk, kültür,
mutfak, gelenek ve giysi ve ahenk
mutfak, gelenek ve giysi ve ahenk
15:46
color, culture, cuisine, custom and costume, consonant, for that matter,
336
931000
5000
farklılıklarına katlanabileceğinizi
ve bu konularda hala görüş birliği
ve bu konularda hala görüş birliği
15:51
and still rally around a consensus.
337
936000
3000
etrafında toplanabileceğinizi söyler.
15:54
And the consensus is of a very simple principle,
338
939000
2000
Görüş birliği çok basit bir prensiptir.
15:56
that in a diverse plural democracy like India
339
941000
4000
Hindistan gibi çeşitli çoğul
bir demokraside,
bir demokraside,
16:00
you don't really have to agree on everything all the time,
340
945000
4000
her zaman her şeyde aynı fikirde
olmak zorunda değilsiniz.
olmak zorunda değilsiniz.
16:04
so long as you agree on the ground rules
341
949000
2000
Temel kurallara uyduğunuz sürece
16:06
of how you will disagree.
342
951000
2000
aynı fikirde olmayabilirsiniz.
16:08
The great success story of India,
343
953000
2000
Hindistan'ın en büyük hikayesi şöyle:
16:10
a country that so many learned scholars and journalists
344
955000
3000
Çok sayıda okumuş bilgin ve gazeteci,
16:13
assumed would disintegrate, in the '50s and '60s,
345
958000
3000
ülkenin 50 ve 60'larda dağılacağını
tahmin ettiler.
tahmin ettiler.
16:16
is that it managed to maintain consensus on how to survive without consensus.
346
961000
5000
Önemli olan uzlaşma olmadan nasıl hayatta
kalınacağını hakkında uzlaşma sağlamaktı.
kalınacağını hakkında uzlaşma sağlamaktı.
16:21
Now, that is the India that is emerging into the 21st century.
347
966000
4000
İşte bu, 21.yüzyılda ortaya çıkan
Hindistan'dır.
Hindistan'dır.
16:25
And I do want to make the point
348
970000
2000
Asıl fikrimi söylemek istiyorum,
16:27
that if there is anything worth celebrating about India,
349
972000
3000
eğer Hindistan ile alakalı kayda
değer bir şey kutlaycaksak,
değer bir şey kutlaycaksak,
16:30
it isn't military muscle, economic power.
350
975000
2000
bu, askeri ve ekonomik güç olmamalı.
16:32
All of that is necessary,
351
977000
2000
Bütün bunlar gereklidir
16:34
but we still have huge amounts of problems to overcome.
352
979000
3000
ama haletmemiz gereken çok daha
büyük mesellerimiz var.
büyük mesellerimiz var.
16:37
Somebody said we are super poor, and we are also super power.
353
982000
3000
Bazıları, süper fakiriz ama aynı zamanda
süper gücüz dedi.
süper gücüz dedi.
16:40
We can't really be both of those.
354
985000
2000
Gerçekten her ikisi olamayız.
16:42
We have to overcome our poverty. We have to deal with the
355
987000
2000
Yoksuluğu yenmemiz lazım,
gelişim donanımı
gelişim donanımı
16:44
hardware of development,
356
989000
2000
ile uğraşmak zorundayız.
16:46
the ports, the roads, the airports,
357
991000
2000
Limanlar, yollar, hava yolları,
16:48
all the infrastructural things we need to do,
358
993000
2000
yapamamiz gereken bütün altyapı şeyleri
16:50
and the software of development,
359
995000
2000
ve yazılım gelişmesi,
16:52
the human capital, the need for the ordinary person in India
360
997000
4000
beşeri sermaye, Hindistan'ın sıradan
insanına olan ihtiyacı.
insanına olan ihtiyacı.
16:56
to be able to have a couple of square meals a day,
361
1001000
3000
Her gün tam olarak bir kaç yemeğe
sahip olabilecek
sahip olabilecek
16:59
to be able to send his or her children
362
1004000
2000
çocuklarını göndereceği
17:01
to a decent school,
363
1006000
2000
saygın bir okula,
17:03
and to aspire to work a job
364
1008000
2000
çalışacağı bir işe sarılmak,
17:05
that will give them opportunities in their lives
365
1010000
3000
hayatlarına fırsatlar verecektir ki
17:08
that can transform themselves.
366
1013000
2000
kendilerini dönüştürebilsinler.
17:10
But, it's all taking place, this great adventure of conquering those challenges,
367
1015000
4000
Ama, hepsi yerine geliyor, kazanmanın
zorluklarının bu büyük macerası,
zorluklarının bu büyük macerası,
hiçbirimizin var olmadığı gibi
bahanesi olmayan gerçek zorluklar.
bahanesi olmayan gerçek zorluklar.
17:14
those real challenges which none of us can pretend don't exist.
368
1019000
3000
Ama açık toplumda, zengin, farklı ve
çoğul medeniyetin içinde,
çoğul medeniyetin içinde,
17:17
But, it's all taking place in an open society,
369
1022000
3000
17:20
in a rich and diverse and plural civilization,
370
1025000
3000
ki özgürlüğe ve yerine getirmeye kararlı
17:23
in one that is determined to liberate and fulfill
371
1028000
3000
insanlarin yaratici enerjilerinde
17:26
the creative energies of its people.
372
1031000
2000
herşey yerli yerine oturuyor.
17:28
That's why India belongs at TED,
373
1033000
3000
Bundan dolayı Hindistan, TED'e ait
17:31
and that's why TED belongs in India.
374
1036000
2000
ve bundan dolayı TED de Hindistan'a ait.
17:33
Thank you very much.
375
1038000
2000
Çok teşekür ederim.
17:35
(Applause)
376
1040000
13000
(Alkışlar)
ABOUT THE SPEAKER
Shashi Tharoor - Politician and writerAfter a long career at the UN, and a parallel life as a novelist, Shashi Tharoor became a member of India's Parliament. He spent 10 months as India's Minister for External Affairs, building connections between India and the world.
Why you should listen
In May 2009, Shashi Tharoor was elected to Parliament, representing the Thiruvananthapuram constituency in Kerala. For 10 months, he also served as Minister for External Affairs, charged with helping India engage with the world. Follow him on Twitter, @shashitharoor, or his YouTube channel, to get a look in at his whirlwind life of service.
Before entering politics, Tharoor spent almost three decades with the UN as a refugee worker and peace-keeper, working as a senior adviser to the Secretary-General. Meanwhile, he maintained a parallel career as a writer, producing three novels, a biography of Nehru and several collections of essays on literature and global affairs (plus hundreds of articles for magazines and journals). He was the UN Under-Secretary General for Communications and Public Information under Kofi Annan, and was India's candidate in 2006 for the post of Secretary-General. He left the UN in 2007.
His latest book is Shadows Across the Playing Field: 60 Years of India-Pakistan Cricket, written with former Pakistan foreign secretary (and cricket legend) Shaharyar Khan.
Shashi Tharoor | Speaker | TED.com