ABOUT THE SPEAKER
Kayla Briët - Filmmaker, musician
TED Fellow Kayla Briët explores themes of identity and self-discovery in multiple mediums of storytelling: film, multi-media arts and music.

Why you should listen

Kayla Briët explores themes of identity and self-discovery in multiple mediums of storytelling: film, multi-media arts and music. Briët's short documentary, Smoke That Travels, immerses viewers in her native Prairie Band Potawatomi Nation heritage and explores fears that her culture may someday be forgotten. This film has screened and won awards at over 45 festivals internationally, including MoMA in NYC, and has been archived in the Smithsonian Institute in Washington D.C. The film also earned her a year-long fellowship with Sundance Film Festival in 2016.

As a multi-instrumentalist and self-taught composer, Briët also scores her own films and creates music in styles ranging from cinematic to alternative pop to electronic. She performs live as a one-woman band, with her keyboard, guitar, loop pedal and guzheng zither, a traditional Chinese instrument. Recently, Briët was named a 2017 TED Fellow, 2016 Sundance Film Festival Ignite Fellow, 2016 Adobe Creativity Scholar, 2016 MIT Chamber Scholar for her interest in blockchain technology, and a 2016 Oculus Launch Pad Artist for virtual reality. Currently, she is creating and directing documentary and experimental film as well as immersive experiences in the virtual reality space.

More profile about the speaker
Kayla Briët | Speaker | TED.com
TED2017

Kayla Briët: Why do I make art? To build time capsules for my heritage

Kayla Briët: Neden sanatla uğraşıyorum? Gelecek nesillere zaman kapsülleri yaratmak için

Filmed:
975,898 views

Kayla Briët`ın sanatı, kimlik, kendini keşfetme, ve kültürünün bir gün unutulması korkusunu inceliyor. Yaratıcı yönünü nasıl bulduğunu ve Flemenk-Endonezyalı, Çinli ve Amerikan yerlisi köklerinin hikâyelerini film ve müzikle oluşturduğu zaman kapsülleriyle nasıl ihya ettiğini paylaşıyor.
- Filmmaker, musician
TED Fellow Kayla Briët explores themes of identity and self-discovery in multiple mediums of storytelling: film, multi-media arts and music. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:12
When I was fourdört yearsyıl oldeski,
0
991
1672
Ben 4 yaşındayken
00:14
my dadbaba taughtöğretilen me
the TaosTaos PuebloPueblo HoopHoop DanceDans,
1
2687
2895
babam bana Taos Pueblo
çember dansını öğretti, bu
00:17
a traditionalgeleneksel dancedans borndoğmuş hundredsyüzlerce
of yearsyıl agoönce in SouthwesternGüneybatı USAABD.
2
5606
4131
yüzyıllar önce ABD'nin Güneybatı'sında
doğan geleneksel bir danstı.
00:22
A seriesdizi of hoopsBasketbol are createdoluşturulan
out of willowWillow woodahşap,
3
10508
2920
Söğüt ağacından
bir dizi çember oluşturuluyor.
00:25
and they're threadeddişli togetherbirlikte
to createyaratmak formationsoluşumları of the naturaldoğal worldDünya,
4
13452
3862
Doğal dünyanın oluşma aşamalarını
ve hayatın güzelliklerini göstermek için
00:29
showinggösterme the manyçok beautiesgüzellikleri of life.
5
17338
2019
bir zincir oluşturuluyor.
00:31
In this dancedans, you're circlingçember
in a constantsabit spinçevirmek,
6
19923
2982
Bu dansta güneşin hareketini
ve zamanın akışını
00:34
mimickingtaklit the movementhareket of the SunGüneş
7
22929
2062
taklit etmek için sabit bir şekilde
00:37
and the passagegeçit of time.
8
25015
1647
daire çiziyorsun.
00:40
Watchingİzlerken this dancedans was magicsihirli to me.
9
28232
3259
Bu dansı izlemek benim için büyüleyiciydi.
00:43
Like with a time capsulekapsül,
10
31515
1358
Adeta zaman kapsülü gibi.
00:44
I was takingalma a look throughvasitasiyla
a culturalkültürel windowpencere to the pastgeçmiş.
11
32897
3280
Geçmişe kültürün ışığında bakıyordum.
00:48
I feltkeçe a deeperDaha derine connectionbağ
12
36201
1908
Atalarımın dünya görüşünü
00:50
to how my ancestorsatalarımız used to look
at the worldDünya around them.
13
38133
3303
adeta en derinimde hissettim.
00:54
SinceBeri then, I've always been
obsessedkafayı takmış with time capsuleskapsüller.
14
42046
3749
O günden beri, zaman kapsülünü
aklımdan çıkartamıyorum.
00:57
They take on manyçok formsformlar,
15
45819
1628
Birçok şekil alırlar
00:59
but the commonortak threadiplik
is that they're uncontrollablykontrolsüzce fascinatingbüyüleyici
16
47471
3085
ama ortak özellikleri
biz insanlar için
01:02
to us as humaninsan beingsvarlıklar,
17
50580
2122
kontrol edilemez bir şekilde
büyüleyici oluşlarıdır.
01:04
because they're portalsportalları to a memorybellek,
18
52726
2166
Çünkü anılara açılan bir kapı gibiler.
01:06
and they holdambar the importantönemli powergüç
of keepingkoruma storieshikayeleri alivecanlı.
19
54916
3814
Hikâyeleri canlı tutmanın
en önemli gücünü taşıyorlar.
01:11
As a filmmakerfilm yapımcısı and composerbesteci,
20
59503
2109
Bir besteci ve film yapımcısı olarak,
01:13
it's been my journeyseyahat to find my voiceses,
21
61636
2579
bu benim yolculuğum;
sesimi bulmak
01:16
reclaimıslah the storieshikayeleri
of my heritagemiras and the pastgeçmiş
22
64239
3369
mirasımın ve geçmişimin hikâyelerine
sahip çıkmak ve onları müzikle harmanlamak
01:19
and infusedemlemek them into musicmüzik and filmfilm
time capsuleskapsüller to sharepay.
23
67632
4062
ve ardından zaman kapsüllerini
filme alarak paylaşmam için.
01:24
To tell you a bitbit about
how I foundbulunan my voiceses,
24
72838
2326
Beni ben yapanları anlatabilmek için,
01:27
I'd like to sharepay a bitbit
about how I grewbüyüdü up.
25
75188
2270
nasıl büyüdüğümden bahsetmeliyim.
01:29
In SouthernGüney CaliforniaCalifornia, I grewbüyüdü up
in a multigenerationalmultigenerational home,
26
77880
3392
Güney Kaliforniya'da çoklu
jenerasyon bir evde büyüdüm.
01:33
meaninganlam I livedyaşamış underaltında the sameaynı roofçatı
27
81296
1890
Yani aynı çatı altında ailem,
01:35
as my parentsebeveyn, auntsteyzeler,
unclesdayılar and grandparentsBüyükanne ve büyükbaba.
28
83210
3282
halalarım, amcalarım
ve büyüklerimle yaşadım.
01:38
My motheranne is Dutch-IndonesianHollandaca-Endonezya dili and ChineseÇince
with immigrantGöçmen parentsebeveyn,
29
86936
4623
Annem yarı Hollandalı yarı Endonezyalı
ve göçmen ailelerle yarı Çinli.
01:43
and my fatherbaba is OjibweAnişinabe
30
91583
1986
Babam ise Ojibwe'li (Kızılderili)
01:45
and an enrolledkayıtlı tribalkabile memberüye
31
93593
1604
Kuzeydoğu Kansas'lı Prairie
Band Potawatomi'nin
01:47
of the PrairieÇayır Band'sGrubun PotawatomiHawk'un TribeKabile
in NortheasternKuzeydoğu KansasKansas.
32
95221
3390
resmi kabile üyesi.
01:51
So one weekendhafta sonu I'd be learningöğrenme
how to foldkat dumplingsköfte,
33
99238
2980
Bir hafta sonu mantı
kapamayı öğreniyorum.
01:54
and the nextSonraki, I'd be
traditional-stylegeleneksel tarzdaki dancingdans
34
102242
2305
Diğer hafta sonu kızılderili
toplantısında kendini şarkıcıların
01:56
at a powwoworganizasyon,
35
104571
1197
ve davulların güçlü müziğine kaptırıp
01:57
immerseddalmış in the powerfulgüçlü soundssesleri
of drumsdavul and singersşarkıcılar.
36
105792
3378
geleneksel stilde dans etmeyi öğreniyorum.
02:02
BeingVarlık surroundedçevrili by manyçok
cultureskültürler was the normnorm,
37
110405
2606
Birçok kültür tarafından
çevrili olmak bir kaideydi.
02:05
but alsoAyrıca a very confusingkafa karıştırıcı experiencedeneyim.
38
113035
2867
Ayrıca kafa karıştırıcı bir deneyimdi.
02:08
It was really hardzor for me
to find my voiceses,
39
116500
2189
Sesimi bulmak benim için
gerçekten çok zordu.
02:10
because I never feltkeçe I was enoughyeterli --
40
118713
2242
Çünkü kendimi hiç tam hissetmedim --
02:12
never ChineseÇince, Dutch-IndonesianHollandaca-Endonezya dili
or NativeYerli enoughyeterli.
41
120979
3843
ne Çinli ne Hollandalı
ne Endonezyalı ne de yerli.
02:17
Because I never feltkeçe I was a partBölüm
of any communitytoplum,
42
125381
3051
Çünkü kendimi bir topluluğun
parçası olarak hiç hissetmedim.
02:20
I soughtaranan to learnöğrenmek
the storieshikayeleri of my heritagemiras
43
128456
3433
Kökenimin hikâyelerini öğrenmeye çalıştım.
02:23
and connectbağlamak them togetherbirlikte
to rediscoveryeniden keşfetmek my ownkendi.
44
131913
2769
Kendimi yeniden keşfetmek için
onları birbirine bağladım.
02:27
The first mediumorta I feltkeçe
gaveverdi me a voiceses was musicmüzik.
45
135254
3711
İlk kanalım müzikti ve bana
bir ses duyurduğunu hissettiğim.
02:32
With layerskatmanlar of soundssesleri
and multipleçoklu instrumentsenstrümanlar,
46
140043
3182
Seslerin ve çoklu enstrümanların
katmanlarıyla,
02:35
I could createyaratmak soundscapessoundscapes and worldsdünyalar
that were much biggerDaha büyük than my ownkendi.
47
143249
3658
benimkinden çok daha büyük dünyalar
ve ses atmosferleri yaratabiliyorum.
02:39
ThroughAracılığıyla musicmüzik, I'm invitingçekici you
into a sonicSonic portalPortal
48
147556
2880
Seni, müzik aracılığıyla
duyguların ve hatıralarımın
02:42
of my memorieshatıralar and emotionsduygular,
49
150460
2002
sonik portalına davet ediyorum.
02:44
and I'm holdingtutma up a mirrorayna to yoursseninki.
50
152486
2183
Ve seninkine bir ayna tutuyorum.
02:47
One of my favoritesevdiğim instrumentsenstrümanlar to playoyun
is the guzhengguzheng zithermüzik aletinin,
51
155538
3200
En sevdiğim enstrümanlardan biri
"Guzheng"
02:50
a ChineseÇince harp-likeARP benzeri instrumentEnstrüman.
52
158762
1954
harpa benzeyen eski bir Çin çalgısı.
02:53
While the hoopHoop dancedans
is hundredsyüzlerce of yearsyıl oldeski,
53
161190
2304
Çember dansı binlerce yıllık
tarihe sahipken,
02:55
the guzhengguzheng has more
than 2,000 yearsyıl of historytarih.
54
163518
3795
Guzheng çalgısı da 2000 yıldan
eski bir tarihe sahip.
02:59
I'm playingoynama the stylesstilleri that greatlyçokça
influenceetki me todaybugün,
55
167337
2675
Yıllar önce geleneksel folk müziğini
çalmak için kullanılan bir enstrümanla,
03:02
like electronicelektronik musicmüzik,
56
170036
1637
elektronik müzik gibi,
03:03
with an instrumentEnstrüman that was used
to playoyun traditionalgeleneksel folkHalk musicmüzik long agoönce.
57
171697
3982
beni bugün çokça etkileyen
sitillerde çalıyorum.
03:08
And I noticedfark an interestingilginç connectionbağ:
58
176235
2818
Ve ilginç bir bağlantı farkettim.
03:11
the zithermüzik aletinin is tunedayarlanmış
to the pentatonicpentatonik scaleölçek,
59
179077
2431
Enstrüman, pentatonik
ölçeğe göre akort edilir.
03:13
a scaleölçek that is universallyevrensel knownbilinen
in so manyçok partsparçalar of musicmüzik
60
181532
3552
Bu ölçek, yerli Amerikan
folk müzikleri dâhil
03:17
around the worldDünya,
61
185108
1185
dünyada birçok müzik içinde
03:18
includingdahil olmak üzere NativeYerli AmericanAmerikan folkHalk songsşarkılar.
62
186317
2813
evrensel olarak kabul edilir.
03:21
In bothher ikisi de ChineseÇince and NativeYerli folkHalk,
63
189781
1922
Çinli ve yerli folk müzikte,
03:23
I senseduyu this inherentdoğal soundses of longingözlem
and holdingtutma ontoüstüne the pastgeçmiş,
64
191727
4257
özlenen ve geçmişe tutulan içsel sesi
03:28
an emotionduygu that greatlyçokça drivessürücüler
the musicmüzik I createyaratmak todaybugün.
65
196008
3395
ve yarattığım müziği büyük ölçüde
yönlendiren bir duygu hissediyorum.
03:32
At the time, I wonderedmerak if I could make
this feelingduygu of immersiondaldırma
66
200603
3538
O anda, bu tutulma hissini
yaratabilir miyim diye merak ettim.
03:36
even more powerfulgüçlü,
67
204165
1158
Çok daha güçlü bir şekilde,
03:37
by layeringkatmanlama visualsGörseller and musicmüzik --
68
205347
2212
görseller ve müziğin katmanlamasıyla --
03:39
visualsGörseller and imagesGörüntüler on topüst of the musicmüzik.
69
207583
2747
görseller ve görüntülerin yanı sıra.
03:42
So I turneddönük to internetInternet tutorialsÖğreticiler
to learnöğrenmek editingkurgu softwareyazılım,
70
210870
3578
toplum kolejine gidip
para biriktirmek, film yapmak
03:46
wentgitti to communitytoplum collegekolej to savekayıt etmek moneypara
71
214472
2097
ve yazılım editlemeyi öğrenmek amacıyla,
03:48
and createdoluşturulan filmsfilmler.
72
216593
1320
internetten özel derslere yöneldim.
03:51
After a fewaz yearsyıl experimentingdeneme,
73
219012
1739
Birkaç yıllık deneyimden sonra,
03:52
I was 17 and had something
I wanted to tell and preservekorumak.
74
220775
3398
17 yaşındaydım. Anlatmak ve sunmak
istediğim bir şeye sahiptim.
03:56
It startedbaşladı with a questionsoru:
75
224197
1628
Bir soruyla başladı.
03:58
What happensolur when a storyÖykü is forgottenunutulmuş?
76
226692
3070
"Bir hikâye unutulursa ne olur?"
04:02
I leadöncülük etmek with this in my latestson
documentarybelgesel filmfilm,
77
230985
2670
Buna son belgesel filmimde yer verdim.
04:05
"SmokeDuman That TravelsSeyahatler,"
78
233679
1517
Adı: "Smoke That Travels"
04:07
whichhangi immersesimmerses people into the worldDünya
of musicmüzik, songşarkı, colorrenk and dancedans,
79
235220
5285
Yerli mirasımın ve kimliğimin bir
parçası olan korkularımı açığa çıkarırken,
04:12
as I explorekeşfetmek my fearkorku that a partBölüm
of my identityKimlik, my NativeYerli heritagemiras,
80
240529
5312
insanları müziğin, şarkının, rengin
ve dansın dünyasına kaptıran bir belgesel.
04:17
will be forgottenunutulmuş in time.
81
245865
2005
Ve bu zamanla unutulacak.
04:20
ManyBirçok indigenousyerli languagesdiller are dyingölen
duenedeniyle to historicallytarihsel forcedzorunlu assimilationasimilasyon.
82
248728
4489
Birçok dil tarih boyunca asimile
olmasından dolayı ölüyor.
04:25
From the lategeç 1800s to the earlyerken 1970s,
83
253619
3618
1800'lerin sonundan 1970'lerin
başına kadar
04:29
NativesYerliler were forcedzorunlu into boardingyatılı schoolsokullar,
84
257261
2435
yerli halk, çoğunun
nesilden nesle aktarıldığı
04:31
where they were violentlyşiddetle punishedceza
if they practiceduygulanan traditionalgeleneksel waysyolları
85
259720
3596
dillerini konuştuklarında
ya da geleneksel yollarla
04:35
or spokekonuştu theironların nativeyerli languagedil,
86
263340
1722
pratik yaptıklarında
şiddetle cezalandırıldıkları
04:37
mostçoğu of whichhangi were orallysözlü olarak passedgeçti down.
87
265086
2231
yatılı okullara gönderildi.
04:39
As of now, there are 567 federallyFederal
recognizedtanınan tribeskabileler in the UnitedAmerika StatesBirleşik,
88
267892
5675
ABD'de eskiden sayısız kabile varken,
şu an itibarıyla
04:45
when there used to be countlesssayısız more.
89
273591
1861
federal olarak 567 kabile mevcut.
04:48
In my father'sbabanın wordskelimeler,
90
276179
1600
Babam şöyle derdi:
04:49
"BeingVarlık NativeYerli is not about
wearinggiyme long hairsaç in braidsörgüler.
91
277803
3559
"Yerli olmak demek uzun
örgülü saçların olması,
04:53
It's not about featherstüyler or beadworkboncuk işi.
92
281386
2416
kuş tüyleri ya da boncukların
olması da değil,
04:56
It's about the way we all centermerkez ourselveskendimizi
in the worldDünya as humaninsan beingsvarlıklar."
93
284244
4390
yerli olmak, insanoğlu olarak hepimizin
dünyada bir merkezde olması demektir."
05:01
After travelingseyahat with this filmfilm
for over a yearyıl,
94
289776
2299
Belgesel için 1 yılı aşan
seyahatimin ardından
05:04
I metmet indigenousyerli people
from around the worldDünya,
95
292099
2401
dünyanın birçok yerinden
yerli halkla tanıştım.
05:06
from the AinuAynu of JapanJaponya,
96
294524
1629
Japonya'dan Ainu'lar,
05:08
SamiSami of ScandinaviaScandinavia,
97
296177
1450
İskandinavya'dan Sami'ler
05:09
the MaoriMaori dili
98
297651
1175
Yeni Zellanda Yerlileri
05:10
and manyçok more.
99
298850
1234
ve daha fazlası.
05:12
And they were all dealingmuamele
with the exactkesin sameaynı strugglemücadele
100
300108
3859
Hepsi dillerini ve kültürlerini
05:15
to preservekorumak theironların languagedil and culturekültür.
101
303991
2060
korumak için mücadele veriyorlar.
05:19
At this momentan, I not only realizegerçekleştirmek
the powergüç storytellinghikaye anlatımı has
102
307168
3590
Bu anda, güçlü hikâye anlatıcılığının
sadece bizi birbirimize
05:22
to connectbağlamak all of us as humaninsan beingsvarlıklar
103
310782
2392
bağlama gücünü değil,
05:25
but the responsibilitysorumluluk
that comesgeliyor with this powergüç.
104
313198
2805
bu güçle gelen sorumlulukların da
farkına vardım.
05:28
It can becomeolmak incrediblyinanılmaz dangeroustehlikeli
when our storieshikayeleri are rewrittenyeniden or ignoredihmal,
105
316480
4298
Hikâyelerimiz yeniden yazılırsa veya
görmezden gelinirse tehlikeli olabilir.
05:32
because when we are deniedinkar identityKimlik,
106
320802
1986
Çünkü kimliğimizi reddedersek,
05:34
we becomeolmak invisiblegörünmez.
107
322812
1541
görünmez oluruz.
05:36
We're all storytellersöykü anlatan kimse.
108
324890
2153
Hepimiz hikâye anlatıcılarıyız.
05:39
ReclaimingGeri ödemelerine our narrativesanlatılar
and just listeningdinleme to eachher other'sdiğer en
109
327705
4636
Anlatılarımızı geri kazanmak
ve sadece birbirimizi dinlemek
05:44
can createyaratmak a portalPortal
that can transcendaşmak time itselfkendisi.
110
332365
3452
zamanın kendi sınırını
aşabilen bir kapı açabilir.
05:48
Thank you.
111
336397
1183
Teşekkürler.
05:49
(ApplauseAlkış)
112
337604
3348
(Alkış)
Translated by Sueda Bingol
Reviewed by Figen Ergürbüz

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Kayla Briët - Filmmaker, musician
TED Fellow Kayla Briët explores themes of identity and self-discovery in multiple mediums of storytelling: film, multi-media arts and music.

Why you should listen

Kayla Briët explores themes of identity and self-discovery in multiple mediums of storytelling: film, multi-media arts and music. Briët's short documentary, Smoke That Travels, immerses viewers in her native Prairie Band Potawatomi Nation heritage and explores fears that her culture may someday be forgotten. This film has screened and won awards at over 45 festivals internationally, including MoMA in NYC, and has been archived in the Smithsonian Institute in Washington D.C. The film also earned her a year-long fellowship with Sundance Film Festival in 2016.

As a multi-instrumentalist and self-taught composer, Briët also scores her own films and creates music in styles ranging from cinematic to alternative pop to electronic. She performs live as a one-woman band, with her keyboard, guitar, loop pedal and guzheng zither, a traditional Chinese instrument. Recently, Briët was named a 2017 TED Fellow, 2016 Sundance Film Festival Ignite Fellow, 2016 Adobe Creativity Scholar, 2016 MIT Chamber Scholar for her interest in blockchain technology, and a 2016 Oculus Launch Pad Artist for virtual reality. Currently, she is creating and directing documentary and experimental film as well as immersive experiences in the virtual reality space.

More profile about the speaker
Kayla Briët | Speaker | TED.com