ABOUT THE SPEAKER
Anindya Kundu - Sociologist, educator, writer
TED Resident Anindya Kundu is reframing our notions of achievement and ability through his sociological research, which suggests all students can succeed if provided the right support systems.

Why you should listen

Anindya Kundu studies the potential of human agency to help people create positive change in their lives. His research involves learning how students can navigate around personal, social and institutional challenges to succeed. Kundu's book Achieving Agency is forthcoming.

At NYU, Kundu has taught the course, "American Dilemmas: Race, Inequality, and the Unfulfilled Promise of Public Education," originally designed by achievement gap scholar, Dr. Pedro Noguera. Kundu was the 2017 recipient of the NYU "Outstanding Doctoral Student Teaching Award." He also teaches high school students storytelling through The Moth in New York City.

Kundu frequently contributes to public discourse on education. His work has appeared in NPR Education, MSNBC and Huffington Post. Kundu says, "There is intellectual talent going uncultivated and unnoticed in our communities. If we remember education is our greatest public responsibility, we can better tackle the social problems that lie ahead, together."

More profile about the speaker
Anindya Kundu | Speaker | TED.com
TED Residency

Anindya Kundu: The "opportunity gap" in US public education -- and how to close it

Anindya Kundu: ABD'de devlet okullarında "olanak farkı" ve onu nasıl kapatabiliriz

Filmed:
1,399,088 views

Tüm öğrencilerin, özellikle de avantajsız geçmişlere sahip öğrencilerin potansiyellerinden nasıl faydalanabiliriz? Sosyolog Anindya Kundu, bizi, ABD'de öğrencilerin gelişmesini engelleyen kişisel, sosyal ve kurumsal zorluklara daha dikkatle bakmaya davet ediyor -- ve bu "olanak farkı"nı kapatmanın, devlet okullarına, oldukları şey, yani toplumsal geleceğimiz için en büyük yatırım olduğu için değer vermek olduğunu söylüyor.
- Sociologist, educator, writer
TED Resident Anindya Kundu is reframing our notions of achievement and ability through his sociological research, which suggests all students can succeed if provided the right support systems. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:12
My first job out of collegekolej
was as an academicakademik researcheraraştırmacı
0
500
3934
Üniversiteden sonraki ilk işim ülkedeki
en büyük çocuk cezaevlerinden birinde
00:16
at one of the largesten büyük juvenileçocuk
detentiongözaltı centersmerkezleri in the countryülke.
1
4458
4351
akademik araştırmacı olmaktı.
00:20
And everyher day I would drivesürücü
to this buildingbina
2
8833
2101
Her gün Chicago'nun Batı Yakası'ndaki
bu binaya giderdim,
00:22
on the WestBatı SideYan of ChicagoChicago,
3
10958
1435
güvenlik kontrolünden geçerdim
00:24
go throughvasitasiyla the securitygüvenlik checkpointDenetim noktası
4
12417
1809
00:26
and walkyürümek down these brownkahverengi, bricktuğla hallwayskoridorlar
as I madeyapılmış my way down to the basementBodrum kat
5
14250
4976
ve kahverengi tuğla koridorlardan geçip
00:31
to observegözlemlemek the intakealımı processsüreç.
6
19250
2518
içeri alım sürecini izlemek için
bodruma inerdim.
00:33
The kidsçocuklar cominggelecek in
were about 10 to 16 yearsyıl oldeski,
7
21792
3226
Alınan çocuklar 10-16 yaşları arasındaydı,
00:37
usuallygenellikle always blacksiyah and brownkahverengi,
8
25042
2101
genelde siyahi ve Latin asıllılardı,
00:39
mostçoğu likelymuhtemelen from the sameaynı impoverishedyoksul
SouthGüney and WestBatı SidesTaraf of ChicagoChicago.
9
27167
4434
büyük ihtimalle Chicago'nun aynı yoksul
Güney ve Batı Yakası'ndan geliyorlardı.
00:43
They should'vevermeliydim been
in fifthbeşinci to tenthonuncu gradesınıf,
10
31625
3059
Beş ile onuncu sınıfta olmaları gerekirken
00:46
but insteadyerine they were here
for weekshaftalar on endson
11
34708
2435
burada haftalardır çeşitli suçlar yüzünden
mahkemelerini bekliyorlardı.
00:49
awaitingbekliyor trialDeneme for variousçeşitli crimessuçları.
12
37167
2767
00:51
Some of them camegeldi back to the facilitytesis
14 timeszamanlar before theironların 15thinci birthdaydoğum günü.
13
39958
4709
Bazıları daha on beş yaşına girmeden önce
on dört kere buraya gelmişlerdi.
00:57
And as I satoturdu there on the other sideyan
of the glassbardak from them,
14
45375
3101
Orada camın diğer tarafında otururken
01:00
idealisticidealist with a collegekolej degreederece,
15
48500
2559
idealist bir üniversite mezunu olarak
kendi kendime düşünüyordum:
01:03
I wonderedmerak to myselfkendim:
16
51083
1685
01:04
Why didn't schoolsokullar do something more
to preventönlemek this from happeningolay?
17
52792
4208
Neden okullar bunu engellemek için
daha fazla çabalamıyor?
Bunun üzerinden yaklaşık on yıl geçti
01:10
It's been about 10 yearsyıl sincedan beri then,
18
58042
1726
01:11
and I still think about how some kidsçocuklar
get trackedizlenen towardskarşı collegekolej
19
59792
3226
ve bazı öğrenciler üniversiteye giderken
bazılarının cezaevlerine gitmeleri
hakkında hâlâ düşünüyorum
01:15
and othersdiğerleri towardskarşı detentiongözaltı,
20
63042
2726
01:17
but I no longeruzun think about schools'okulların
abilitiesyetenekleri to solveçözmek these things.
21
65792
4392
ama artık bu sorunu çözmede
okulların yeterliklerini sorgulamıyorum.
01:22
You see, I've learnedbilgili that so much
of this problemsorun is systemicsistemik
22
70208
3560
Fark ettim ki bu sorunun
büyük bir kısmı sistemle ilgili
01:25
that oftensık sık our schoolokul systemsistem
perpetuatessürdürmektedir the socialsosyal dividebölmek.
23
73792
5059
ve çoğunlukla okul sistemimiz
sosyal bölünmeyi sürdürüyor,
01:30
It makesmarkaları worsedaha da kötüsü what it's supposedsözde to fixdüzeltmek.
24
78875
3226
iyileştirmesi gerekirken
daha da kötüleştiriyor.
Bu, sağlık hizmetimizin
hastalığı önlemek yerine
01:34
That's as crazyçılgın or controversialtartışmalı
25
82125
1768
01:35
as sayingsöz that our healthsağlık carebakım systemsistem
isn't preventativeönleyici
26
83917
2642
bir şekilde hasta olmamızı sağlayarak
01:38
but somehowbir şekilde profitskar
off of keepingkoruma us sickhasta ...
27
86583
2976
kazanç elde ettiğini söylemek kadar
çılgınca ve tartışmalı,
01:41
oopsOops.
28
89583
1268
eyvah.
01:42
(LaughterKahkaha)
29
90875
1018
(Gülüşmeler)
01:43
I trulygerçekten do believe thoughgerçi
that kidsçocuklar can achievebaşarmak great things
30
91917
2851
Tüm kalbimle inanıyorum ki
olanaksızlıklara rağmen bu çocuklar
harika şeyler başarabilirler.
01:46
despiterağmen the oddsolasılık againstkarşısında them,
31
94792
1476
01:48
and in factgerçek, my ownkendi researchAraştırma showsgösterileri that.
32
96292
2976
Üstelik araştırmam da bunu doğruluyor.
01:51
But if we're seriousciddi about helpingyardım ediyor
more kidsçocuklar from acrosskarşısında the boardyazı tahtası
33
99292
3892
Daha fazla çocuğun bir şeyler başarmasına
01:55
to achievebaşarmak and make it in this worldDünya,
34
103208
2935
tüm toplumu kapsayarak
yardım etmekte ciddiysek
01:58
we're going to have to realizegerçekleştirmek
that our gapsboşluklar in studentÖğrenci outcomesçıktıları
35
106167
3101
öğrenci kazanımındaki farkın
olanakla ilgili olduğu kadar
02:01
are not so much about achievementbaşarı
as much as they are about opportunityfırsat.
36
109292
4708
başarıyla ilgili olmadığını
anlamamız gerekir.
02:06
A 2019 EdBuildEdBuild reportrapor showedgösterdi
37
114667
2684
Bir 2019 EdBuild raporu gösterdi ki
02:09
that majority-whiteçoğunluk-beyaz districtsİlçeler
receiveteslim almak about 23 billionmilyar dollarsdolar more
38
117375
4518
hemen hemen aynı sayıda öğrenciye
hizmet verdikleri hâlde
çoğunluğu beyaz olan bölgeler,
beyazların olmadığı bölgelere kıyasla
02:13
in annualyıllık fundingfinansman than nonwhiterenkleri districtsİlçeler,
39
121917
2601
02:16
even thoughgerçi they serveservis
about the sameaynı numbernumara of studentsöğrencilerin.
40
124542
2976
yaklaşık 23 milyar dolar
daha fazla yıllık fon alıyor.
Finansal kaynağı düşük olan okullar
kalitesiz araç gereçle eğitim veriyor,
02:19
LowerDaha düşük resourcekaynak schoolsokullar are dealingmuamele
with loweralt qualitykalite equipmentekipman,
41
127542
3101
02:22
obsoleteeski technologyteknoloji
42
130667
1476
eski teknoloji kullanıyorlar
ve öğretmenlere çok daha az
ücret veriyorlar.
02:24
and payingödeme yapan teachersöğretmenler way lessaz.
43
132167
1851
02:26
Here in NewYeni YorkYork,
44
134042
1517
Aynı zamanda burada, New York'ta,
02:27
those are alsoAyrıca the schoolsokullar
mostçoğu likelymuhtemelen to serveservis
45
135583
2226
böyle okulların hizmet verdiği
ilkokul öğrencilerinin onda biri
02:29
the one in 10 elementarytemel schoolokul studentsöğrencilerin
46
137833
2476
02:32
who will mostçoğu likelymuhtemelen have to sleepuyku
in a homelessevsiz shelterbarınak tonightBu gece.
47
140333
3500
bu gece büyük ihtimalle
evsizler barınağında uyuyacak.
02:36
The studentÖğrenci, parentebeveyn and teacheröğretmen
are dealingmuamele with a lot.
48
144542
3851
Öğrenci, ebeveyn ve öğretmen
birçok sorunla uğraşıyor.
02:40
SometimesBazen placesyerler are misplacingyanlış yerleştirme
the blamesuçlama back on them.
49
148417
4101
Bazen bazıları suçu onlarda buluyor.
02:44
In AtlantaAtlanta, we saw that teachersöğretmenler
feltkeçe desperateumutsuz enoughyeterli
50
152542
3392
Atlanta'da, sınavlarda öğrencilerin
kopya çekmesine yardım edecek kadar
02:47
to have to help theironların studentsöğrencilerin
cheathile on standardizedStandart teststestler
51
155958
3560
çaresiz kalan öğretmenler gördük
çünkü bu, aldıkları fonu etkileyecekti.
02:51
that would impactdarbe theironların fundingfinansman.
52
159542
1809
02:53
EightSekiz of them wentgitti
to jailhapis for that in 2015
53
161375
2851
2015'te bu öğretmenlerden sekizi
bu yüzden hapse girdi
02:56
with some sentencescümleler as highyüksek as 20 yearsyıl,
54
164250
3559
ve yirmi yıla varan cezalar aldılar
ki bu ceza, birçok eyalette ikinci derece
cinayete verilen cezadan daha fazla.
02:59
whichhangi is more than what manyçok statesdevletler
give for second-degreeikinci derece murdercinayet.
55
167833
3417
03:04
The thing is thoughgerçi, in placesyerler like TulsaTulsa,
56
172375
2684
Tulsa gibi yerlerde durum çok zor
öğretmenlerin aldıkları ücret
o kadar düşük ki
03:07
teachers'Öğretmenler payödeme has been so badkötü
57
175083
1976
03:09
that these people have had
to go to foodGıda pantriespantries
58
177083
2310
karınlarını doyurabilmek için
aşevlerine gitmek zorunda kalıyorlar.
03:11
or soupçorba kitchensmutfaklar just to feedbesleme themselveskendilerini.
59
179417
2934
03:14
The sameaynı systemsistem will criminalizesuç a parentebeveyn
who will use a relative'sgöreceli olarak addressadres
60
182375
4893
Yine aynı sistem, çocuğunun
daha iyi bir okula gidebilmesi için
bir akrabasının adresini kullanan
ebeveyne suçlu muamelesi yapıyor.
03:19
to sendgöndermek theironların childçocuk to a better schoolokul,
61
187292
2892
Ama rüşvet vererek en seçkin
ve en güzel üniversitelere girenlere
03:22
but for who knowsbilir how long
authoritiesyetkililer have turneddönük a blindkör eyegöz
62
190208
2935
03:25
to those who can briberüşvet theironların way
63
193167
1892
03:27
ontoüstüne the mostçoğu eliteseçkinler and beautifulgüzel
collegekolej campuseskampüsleri.
64
195083
3667
yetkililer kim bilir
ne kadar uzun süredir göz yumuyorlar.
03:31
And a lot of this feelshissediyor
prettygüzel heavyağır to be sayingsöz --
65
199792
2642
Bunlar hakkında konuşmak oldukça güç,
03:34
and maybe to be hearingişitme --
66
202458
1768
bunları dinlemek de zor olmalı.
03:36
and sincedan beri there's nothing quiteoldukça like
economicsekonomi bilimi talk to lightenhafifletmek the moodruh hali --
67
204250
4726
Havayı yumuşatmak için ekonomiden
daha iyi bir konu olamaz, değil mi?
03:41
that's right, right?
68
209000
1726
03:42
Let me tell you about some of the costsmaliyetler
69
210750
1893
Öğrencilerimizin potansiyellerinden
03:44
when we failbaşarısız to tapmusluk
into our students'öğrencilerin potentialpotansiyel.
70
212667
3017
faydalanamamamızın
bedelleriyle ilgili konuşayım.
03:47
A McKinseyMcKinsey studyders çalışma showedgösterdi that if in 1998
71
215708
2935
Bir McKinsey araştırması gösteriyor ki
farklı etnik gruplardan
03:50
we could'veolabilirdin closedkapalı our long-standingsürüncemede kalan
studentÖğrenci achievementbaşarı gapsboşluklar
72
218667
3226
veya farklı gelir düzeylerinden
öğrenciler arasındaki
03:53
betweenarasında studentsöğrencilerin
of differentfarklı ethnicetnik backgroundsarka
73
221917
2267
uzun süredir var olan başarı farkını
1998'de kapatabilseydik
03:56
or studentsöğrencilerin of differentfarklı incomegelir levelsseviyeleri,
74
224208
2560
2008'e geldiğimizde GSYİH --
kullanılmamış ekonomik kazancımız --
03:58
by 2008, our GDPGSYİH --
75
226792
2726
04:01
our untappedkullanılmayan economicekonomik gainskazançlar --
76
229542
1809
04:03
could have gonegitmiş up
by more than 500 billionmilyar dollarsdolar.
77
231375
3518
500 milyar dolar artabilirdi.
04:06
Those sameaynı gapsboşluklar in 2008,
78
234917
2517
2008'de ABD'deki ve dünyadaki
öğrenciler arasındaki o aynı farklar
04:09
betweenarasında our studentsöğrencilerin here in the US
and those acrosskarşısında the worldDünya,
79
237458
4185
ekonomimizi 2,3 trilyon dolar ekonomik
kazançtan mahrum bırakmış olabilir.
04:13
mayMayıs ayı have deprivedyoksun our economyekonomi
80
241667
1642
04:15
of up to 2.3 trilliontrilyon dollarsdolar
of economicekonomik outputçıktı.
81
243333
5084
04:21
But beyondötesinde economicsekonomi bilimi, numberssayılar and figuresrakamlar,
82
249375
2601
Ama ekonomiden, sayı ve verilerden öte
04:24
I think there's a simplerdaha basit reasonneden
that this mattershususlar,
83
252000
2601
bunu önemli kılan, sistemimizi
düzeltmemiz için daha basit bir neden var.
04:26
a simplerdaha basit reasonneden for fixingsabitleme our systemsistem.
84
254625
2809
04:29
It's that in a truedoğru democracydemokrasi,
85
257458
2143
Gerçek demokraside,
04:31
like the one we pridegurur
ourselveskendimizi on havingsahip olan --
86
259625
2101
hani sahip olmakla övündüğümüz --
bunu bazen haklı olarak yapıyoruz --
04:33
and sometimesara sıra rightfullyhaklı olarak so --
87
261750
2643
04:36
a child'sçocuğun futuregelecek
should not be predeterminedönceden belirlenmiş
88
264417
2101
bir çocuğun geleceği, doğum şartlarına
bağlı olarak önceden belirlenmemeli.
04:38
by the circumstanceskoşullar of theironların birthdoğum.
89
266542
2142
04:40
A publichalka açık educationEğitim systemsistem should not
createyaratmak a widerDaha geniş bottomalt and more narrowdar topüst.
90
268708
6226
Devletin eğitim sistemi, geniş bir taban
ve dar bir tavan oluşturmamalı.
04:46
Some of us can sometimesara sıra think
91
274958
1518
Bazılarımız, bu konuların kendilerine
uzak olduğunu düşünebilir
04:48
that these things
aren'tdeğil that closekapat to home,
92
276500
2476
ama görüşümüzü genişletirsek
aslında yakınlar.
04:51
but they are if we broadengenişletmek our viewgörünüm,
93
279000
2268
04:53
because a leakysızdıran faucetmusluk in our kitchenmutfak,
94
281292
2726
Çünkü mutfağımızdaki damlatan musluk,
koridordaki akan kalorifer,
04:56
brokenkırık radiatorRadyatör in our hallwaykoridor,
95
284042
2517
04:58
those partsparçalar of the houseev that we always
say we're going to get to nextSonraki weekhafta,
96
286583
3893
hep bir sonraki hafta halledeceğimizi
söylediğimiz evin böyle bölümleri
05:02
they're devaluingdeğersizleştirmeliler our wholebütün propertyözellik.
97
290500
2042
mülkümüzün değerini düşürüyor.
05:05
InsteadBunun yerine of constantlysürekli looking away
to solutionsçözeltiler like privatizationözelleştirme
98
293250
4684
Özelleştirme veya sözleşmeli okullar gibi
çözümler üretmek yerine
05:09
or the charterCharter schoolokul movementhareket
to solveçözmek our problemssorunlar,
99
297958
2976
05:12
why don't we take a deeperDaha derine look
at publichalka açık educationEğitim,
100
300958
2685
neden devlet okullarına
daha dikkatle bakmıyoruz,
05:15
try to take more pridegurur in it
101
303667
2017
onunla daha çok gurur duymuyoruz
05:17
and maybe use it to solveçözmek
some of our socialsosyal problemssorunlar.
102
305708
4435
ve hatta bazı sosyal sorunlarımızın
çözümünde onu kullanmıyoruz?
05:22
Why don't we try to reclaimıslah
the promisesöz vermek of publichalka açık educationEğitim
103
310167
4226
Neden devlet okullarının verdiği umudu
iyileştirmeyi denemiyoruz
05:26
and rememberhatırlamak that it's
our greatestEn büyük collectivetoplu responsibilitysorumluluk?
104
314417
3625
ve bunun, en büyük toplumsal
sorumluluğumuz olduğunu hatırlamıyoruz?
05:30
LuckilyNeyse ki some of our communitiestopluluklar
are doing just that.
105
318917
3476
Şanslıyız ki bazı topluluklar
tam da bunu yapıyor.
05:34
The hugeKocaman teacheröğretmen strikesvurur
in the springbahar of 2019 in DenverDenver and LALA --
106
322417
4976
2019'un baharında Denver ve LA'deki
muazzam öğretmen grevleri,
05:39
they were successfulbaşarılı
because of communitytoplum supportdestek
107
327417
3101
daha az mevcutlu sınıflar,
danışmanların okullarda işe alınması
05:42
for things like smallerdaha küçük classsınıf sizesboyutları
108
330542
2059
ve öğretmen ücretleri gibi konulardaki
topluluk desteği sayesinde başarılı oldu.
05:44
and gettingalma things into schoolsokullar
like more counselorsDanışmanlar
109
332625
3018
05:47
in additionilave to teacheröğretmen payödeme.
110
335667
2101
05:49
And sometimesara sıra for the studentÖğrenci,
111
337792
1892
Öğrenciler için yenilik, sadece sağduyuyu
uygulayacak kadar cesur olmaktır bazen.
05:51
innovationyenilik is just daringcesur
to implementuygulamak commonortak senseduyu.
112
339708
4101
05:55
In BaltimoreBaltimore a fewaz yearsyıl agoönce,
113
343833
1435
Birkaç yıl önce Baltimore'da
05:57
they enactedyürürlüğe giren a freeücretsiz breakfastkahvaltı
and lunchöğle yemeği programprogram,
114
345292
2809
ücretsiz kahvaltı ve öğle yemeği
programı başlatıldı.
06:00
takingalma away the stigmastigma
of povertyyoksulluk and hungeraçlık
115
348125
2268
Bu, bazı öğrenciler için yoksulluk
ve açlık utancını ortadan kaldırdı
06:02
for some studentsöğrencilerin
116
350417
1517
06:03
but increasingartan achievementbaşarı
in attendancekatılım for manyçok othersdiğerleri.
117
351958
4060
ama aynı zamanda birçok başka öğrencinin
okula devamlılığını da artırdı.
06:08
And in MemphisMemphis,
118
356042
1267
Ayrıca Memphis'te üniversite, bölgedeki
tutkulu lise öğrencilerini topluyor
06:09
the universityÜniversite is recruitingaskere alma
localyerel, passionatetutkulu highyüksek schoolokul studentsöğrencilerin
119
357333
3393
ve üniversite harç sıkıntıları olmadan
şehir içine gidip eğitim almaları için
06:12
and givingvererek them scholarshipsBurslar
to go teachöğretmek in the inner cityŞehir
120
360750
3268
06:16
withoutolmadan the burdenyük of collegekolej debtborç.
121
364042
2851
onlara burs veriyor.
06:18
And northkuzeyinde of here in The BronxBronx,
122
366917
1517
The Bronx'un kuzeyinde lise,
meslek yüksekokulu ve yerel şirketlerin
06:20
I recentlyson günlerde researchedaraştırılmış
these partnershipsortaklıklar beingolmak builtinşa edilmiş
123
368458
2476
06:22
betweenarasında highyüksek schoolsokullar,
communitytoplum collegeskolejler and localyerel businessesişletmeler
124
370958
3268
kurmaya başladıkları iş birliğini
yakın zamanda araştırdım.
06:26
who are creatingoluşturma internshipsstaj
in financemaliye, healthsağlık carebakım and technologyteknoloji
125
374250
4393
Bu şirketler, varlıklı olmayan
öğrenciler için
06:30
for studentsöğrencilerin withoutolmadan
"silvergümüş spoonkaşık" connectionsbağlantıları
126
378667
2851
finans, sağlık ve teknolojide
staj imkânları sağlıyor,
onların önemli beceriler geliştirmelerine
06:33
to gainkazanç importantönemli skillsbecerileri
127
381542
1934
06:35
and contributekatkıda bulunmak to the communitiestopluluklar
that they come from.
128
383500
2625
ve içinden geldikleri topluma
katkı sağlamalarına yardım ediyor.
06:39
So todaybugün I don't necessarilyzorunlu olarak have
the sameaynı questionssorular about educationEğitim
129
387500
4018
İdealist ve belki de deneyimsiz
bir üniversite mezunu olarak
06:43
that I did when I was an idealisticidealist,
perhapsbelki nanaïveve collegekolej gradyüksek lisans
130
391542
4351
cezaevi bodrumunda çalıştığım zamanlarda
eğitimle ilgili sorduğum soruları
06:47
workingçalışma in a detentiongözaltı centermerkez basementBodrum kat.
131
395917
2434
artık pek de sormuyorum.
06:50
It's not: Can schoolsokullar
savekayıt etmek more of our studentsöğrencilerin?
132
398375
3893
Soru, "Okullar daha fazla öğrenciyi
kurtarabilir mi?" değil.
Çünkü sanırım buna cevabımız var
06:54
Because I think
we have the answerCevap to that --
133
402292
2209
06:56
and it's yes they can,
if we savekayıt etmek our schoolsokullar first.
134
404535
4191
ve cevabımız "Evet, kurtarabilirler,
eğer önce biz okullarımızı kurtarırsak."
07:00
We can startbaşlama by caringsempatik about the educationEğitim
of other people'sinsanların childrençocuklar ...
135
408750
3625
Başka insanların çocuklarının eğitimini
önemsemekle işe başlayabiliriz.
07:05
And I'm sayingsöz that
as someonebirisi who doesn't have kidsçocuklar yethenüz
136
413750
2726
Bunu, henüz çocuğu olmayan
ama olduğunda gelecekle ilgili
07:08
but wants to worryendişelenmek a little bitbit lessaz
about the futuregelecek when I do.
137
416500
3292
daha az endişelenmek isteyen
biri olarak söylüyorum.
07:13
CultivatingYetiştirilmesi as much talentyetenek as possiblemümkün,
138
421000
2476
Olabildiğine çok yetenek yetiştirmek,
07:15
gettingalma as manyçok girlskızlar
as we can from all over
139
423500
2851
olabildiğince çok kızı bilim
ve mühendisliğe yönlendirmek,
07:18
into scienceBilim and engineeringmühendislik,
140
426375
2018
07:20
as manyçok boysçocuklar as we can
into teachingöğretim --
141
428417
3767
olabildiğince çok erkeği
öğretmenliğe yönlendirmek.
07:24
those are investmentsyatırımlar for our futuregelecek.
142
432208
3143
Bunlar, gelecek için yatırım.
07:27
Our studentsöğrencilerin are like
our mostçoğu valuabledeğerli resourcekaynak,
143
435375
3434
Öğrencilerimiz, en değerli kaynağımız
07:30
and when you put it that way,
144
438833
1768
ve böyle düşündüğümüzde öğretmenlerimiz de
onların parlamasına yardımcı olmayı uman
07:32
our teachersöğretmenler are like our modern-dayGünümüz
diamondelmas and goldaltın minersmadenciler,
145
440625
3434
07:36
hopingumut to help make them shineparlaklık.
146
444083
2226
günümüz elmas veya altın madencileri.
07:38
Let's contributekatkıda bulunmak our voicessesleri,
147
446333
1976
Sadece hayatta kalmak için değil,
umutla gelişebilmek
07:40
our votesoy and our supportdestek
148
448333
2435
ve bizim de gelişebilmemizi sağlamak için
ihtiyaç duyacakları kaynakları vermeye
07:42
to givingvererek them the resourceskaynaklar
that they will need
149
450792
2642
07:45
not just to survivehayatta kalmak
150
453458
2185
seslerimizle, oylarımızla
ve desteğimizle katkı sağlayalım.
07:47
but hopefullyinşallah thrivegelişmek,
151
455667
1476
07:49
allowingizin all of us to do so as well.
152
457167
3059
Teşekkür ederim.
07:52
Thank you.
153
460250
1268
(Alkışlar ve tezahürat)
07:53
(ApplauseAlkış and cheersalkış)
154
461542
3291
Translated by Nevaz Mescioğlu
Reviewed by Can Boysan

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Anindya Kundu - Sociologist, educator, writer
TED Resident Anindya Kundu is reframing our notions of achievement and ability through his sociological research, which suggests all students can succeed if provided the right support systems.

Why you should listen

Anindya Kundu studies the potential of human agency to help people create positive change in their lives. His research involves learning how students can navigate around personal, social and institutional challenges to succeed. Kundu's book Achieving Agency is forthcoming.

At NYU, Kundu has taught the course, "American Dilemmas: Race, Inequality, and the Unfulfilled Promise of Public Education," originally designed by achievement gap scholar, Dr. Pedro Noguera. Kundu was the 2017 recipient of the NYU "Outstanding Doctoral Student Teaching Award." He also teaches high school students storytelling through The Moth in New York City.

Kundu frequently contributes to public discourse on education. His work has appeared in NPR Education, MSNBC and Huffington Post. Kundu says, "There is intellectual talent going uncultivated and unnoticed in our communities. If we remember education is our greatest public responsibility, we can better tackle the social problems that lie ahead, together."

More profile about the speaker
Anindya Kundu | Speaker | TED.com