TEDxTelAviv 2010
Shimon Schocken: What a bike ride can teach you
Shimon Schocken umuda pedal çeviriyor
Filmed:
Readability: 3.7
615,444 views
Bilgisayar Bilimleri profesörü Shimon Schocken, aynı zamanda tutkulu bir dağ bisikletçisi. Gezileri sırasında öğrendiği hayat derslerini paylaşmak için, İsrail'in genç mahkumlarıyla bir program başlattı. Karşılaştıkları yoğun güçlükler ve kazandıkları başarılar kendisini de etkiledi.
Shimon Schocken - Computer Scientist, Educator
Shimon Schocken is a computer science professor and dedicated educator. Full bio
Shimon Schocken is a computer science professor and dedicated educator. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:15
Mountain biking in Israel
0
0
4000
İsrail'de dağ bisikletçiliği
00:19
is something that I do with great passion
1
4000
2000
benim büyük tutkuyla
00:21
and commitment.
2
6000
3000
ve bağlılıkla yaptığım birşey.
00:24
And when I'm on my bike,
3
9000
2000
Bisikletimin üstündeyken,
00:26
I feel that I connect
4
11000
2000
İsrail'in derin güzellikleriyle
00:28
with the profound beauty of Israel,
5
13000
3000
bağlantı kurduğumu
00:31
and I feel that I'm united
6
16000
2000
ve ülkemin
00:33
with this country's history
7
18000
4000
geçmişiyle ve kutsal kitapla
00:37
and biblical law.
8
22000
2000
bir olduğumu hissediyorum.
00:39
And also, for me,
9
24000
2000
Bisikletçilik aynı zamanda,
00:41
biking is a matter of empowerment.
10
26000
2000
benim için güç ile ilişkili.
00:43
When I reach the summit
11
28000
2000
Issızlığın ortasında
00:45
of a steep mountain in the middle of nowhere,
12
30000
2000
dik bir dağın zirvesine ulaştığımda,
00:47
I feel young,
13
32000
2000
kendimi genç,
00:49
invincible, eternal.
14
34000
3000
yenilmez ve ölümsüz hissediyorum.
00:52
It's as if I'm connecting with some legacy
15
37000
3000
Bu, kendimden çok daha büyük
00:55
or with some energy
16
40000
2000
bir çeşit miras
00:57
far greater than myself.
17
42000
2000
ya da enerjiyle bağ kurmak gibi.
00:59
You can see my fellow riders
18
44000
2000
Bisiklet arkadaşlarımı
01:01
at the end of the picture,
19
46000
2000
resmin sonunda
01:03
looking at me with some concern.
20
48000
3000
bana biraz endişeyle bakarken görebilirsiniz.
01:06
And here is another picture of them.
21
51000
2000
Bu da onların bir diğer resmi.
01:08
Unfortunately, I cannot show their faces,
22
53000
3000
Ne yazık ki, yüzlerini gösteremiyorum.
01:11
neither can I disclose their true names,
23
56000
2000
Gerçek isimlerini de açıklayamıyorum.
01:13
and that's because my fellow riders
24
58000
2000
Çünkü bisiklet arkadaşlarım,
01:15
are juvenile inmates,
25
60000
2000
genç mahkumlar,
01:17
offenders
26
62000
2000
tutuklular,
01:19
spending time in a correction facility
27
64000
2000
ve bir ıslahevindeler
01:21
about 20 minutes' ride from here --
28
66000
3000
- buradan bisikletle yaklaşık 20 dakikalık bir mesafede
01:24
well, like everything in Israel.
29
69000
2000
Yani, İsrail'deki herşey gibi.
01:28
And I've been riding with these kids once a week,
30
73000
3000
Bu çocuklarla haftada bir kez bisiklete biniyorum,
01:31
every Tuesday, rain or shine, for the last four years
31
76000
3000
her Salı, yağmurda çamur demeden, son dört senedir.
01:34
and by now, they've become a very big part of my life.
32
79000
3000
Ve artık, onlar benim hayatımın çok büyük bir parçası oldular.
01:37
This story began four years ago.
33
82000
3000
Hikaye, dört sene önce başladı.
01:40
The correction facility where they are locked up
34
85000
2000
Tutuklu bulundukları ıslahevi,
01:42
happens to be right in the middle
35
87000
2000
şansa bakın ki,
01:44
of one of my usual trips,
36
89000
2000
her zamanki gezilerimden birinin tam ortasında.
01:46
and it's surrounded by barbed wires
37
91000
2000
Dikenli tellerle çevrili,
01:48
and electric gates and armed guards.
38
93000
2000
elektrikli kapıları ve silahlı gardiyanları var.
01:50
So on one of these rides,
39
95000
2000
Bu gezilerden birinde,
01:52
I talked my way into the compound
40
97000
2000
konuşarak tesise girmeyi başardım
01:54
and went to see the warden.
41
99000
3000
ve cezaevi müdürünü görmeye gittim.
01:57
I told the warden
42
102000
2000
Ona,
01:59
that I wanted to start a mountain biking club in this place
43
104000
3000
orada bir dağ bisikleti kulübü kurmak istediğimi
02:02
and that basically I wanted to take the kids
44
107000
2000
ve kısaca çocukları
02:04
from here to there.
45
109000
3000
oraya buraya götürmek istediğimi söyledim.
02:07
And I told him, "Let's find a way
46
112000
2000
Ve ona dedim ki, "Bir yol bulalım,
02:09
in which I'll be able to take out 10 kids once a week
47
114000
3000
10 çocuğu haftada bir kez dışarı çıkarabileyim
02:12
to ride with in the summer in the country."
48
117000
3000
ve yazın arazide bisiklete binelim."
02:15
And the warden was quite amused,
49
120000
2000
Cezaevi müdürünün oldukça komiğine gitti,
02:17
and he told me he thought that I was a nut
50
122000
3000
bana aklımı kaçırdığımı söyledi.
02:20
and he told me,
51
125000
2000
Ve dedi ki,
02:22
"This place is a correction facility. These guys are serious offenders.
52
127000
3000
"Burası bir ıslahevi. Bunlar ciddi suçlular.
02:25
They are supposed to be locked up.
53
130000
2000
Kilit altında bulunmaları gerekiyor,
02:27
They aren't supposed to be out at large."
54
132000
3000
dışarıda rahatça gezinmeleri değil."
02:30
And yet, we began to talk about it,
55
135000
2000
Yine de, konu hakkında konuşmaya başladık
02:32
and one thing led to another.
56
137000
2000
ve gelişmeler ardı ardına geldi.
02:34
And I can't see myself
57
139000
3000
Ve kendimi
02:37
going into a state prison in New Jersey
58
142000
2000
New Jersey'de bir eyalet hapishanesine gidip de
02:39
and making such a proposition,
59
144000
2000
böyle bir teklif yaparken hayal dahi edemiyorum.
02:41
but this being Israel,
60
146000
2000
Ancak İsrail'de,
02:43
the warden somehow made it happen.
61
148000
3000
bu cezaevi müdürü, bir şekilde bunu yapmayı başardı.
02:46
And so two months later,
62
151000
3000
Ve iki ay sonra,
02:49
we found ourselves "at large" --
63
154000
2000
kendimizi dışarıda bulduk
02:51
myself,
64
156000
2000
-- ben,
02:53
10 juvenile inmates
65
158000
3000
10 genç mahkum
02:56
and a wonderful fellow named Russ,
66
161000
2000
ve Russ adında harika bir arkadaş.
02:58
who became a very good friend of mine
67
163000
2000
Benim çok iyi bir arkadaşım
03:00
and my partner in this project.
68
165000
2000
ve bu projede ortağım oldu.
03:02
And in the next few weeks, I had the tremendous pleasure
69
167000
3000
Ve sonraki birkaç haftada, müthiş memnuniyetle
03:05
of introducing these kids
70
170000
2000
bu çocukları
03:07
to the world of total freedom,
71
172000
2000
tam özgürlük dünyasıyla tanıştırabildim.
03:09
a world consisting of magnificent vistas
72
174000
3000
Muhteşem manzaralardan oluşan bir dünya,
03:12
like these --
73
177000
2000
bunun gibi.
03:14
everything you see here is obviously in Israel --
74
179000
3000
-- Tüm burada gördükleriniz İsrail'den. --
03:17
as well as close encounters
75
182000
2000
Çeşit çeşit,
03:19
with all sorts of small creatures
76
184000
2000
renk renk,
03:21
coming in all sorts of sizes,
77
186000
2000
biçim biçim
03:23
colors, shapes, forms
78
188000
3000
küçük yaratıklarla yaşanan
03:26
and so on.
79
191000
2000
yakın temaslar gibi.
03:28
In spite of all this splendor,
80
193000
3000
Tüm bu ihtişama karşın,
03:31
the beginning was extremely frustrating.
81
196000
3000
başlangıç son derece hayal kırıcıydı.
03:34
Every small obstacle,
82
199000
2000
Her küçük engel,
03:36
every slight uphill,
83
201000
2000
her küçük rampa,
03:38
would cause these fellows
84
203000
2000
ekip üyelerinin
03:40
to stop in their tracks and give up.
85
205000
3000
durup vazgeçmesine neden oluyordu.
03:43
So we had a lot of this going on.
86
208000
3000
Bunu çok sık yaşıyorduk.
03:46
I found out that they had a very hard time
87
211000
2000
Farkettim ki,
03:48
dealing with frustration and difficulties --
88
213000
2000
hayal kırıklıkları ve zorluklarla boğuşuyorlardı
03:50
not because they were physically unfit.
89
215000
2000
-- fiziksel olarak uygun olmadıklarından değil.
03:52
But that's one reason why they ended up where they were.
90
217000
3000
Bu da nedenlerden biri olsa bile.
03:56
And I became increasingly more and more agitated,
91
221000
2000
Ve ben günden güne daha tepkili oluyordum.
03:58
because I was there
92
223000
2000
Çünkü orada bulunma nedenim,
04:00
not only to be with them,
93
225000
2000
sadece onlarla birlikte olmak değil,
04:02
but also to ride and create a team
94
227000
2000
aynı zamanda bisiklet sürmek ve bir ekip yaratmaktı.
04:04
and I didn't know what to do.
95
229000
2000
Ve ne yapacağıımı bilemiyordum.
04:06
Now, let me give you an example.
96
231000
2000
Bir örnek vereyim.
04:08
We're going downhill in some rocky terrain,
97
233000
3000
Kayalık bir arazide yokuş aşağı gidiyorduk,
04:11
and the front tire of Alex
98
236000
3000
ve Alex'in ön tekerleği
04:14
gets caught in one of these crevasses here.
99
239000
2000
buradaki yarıklardan birine takıldı.
04:16
So he crashes down,
100
241000
2000
Düştü,
04:18
and he gets slightly injured,
101
243000
2000
ve hafifçe yaralandı.
04:20
but this does not prevent him from jumping up
102
245000
3000
Bununla birlikte, ayağa fırladı
04:23
and then starting to jump up and down on his bike
103
248000
2000
bisikletinin üstünde tepinip
04:25
and curse violently.
104
250000
2000
küfürler savurmaya başladı.
04:27
Then he throws his helmet in the air.
105
252000
3000
Sonra kaskını havaya fırlattı.
04:30
His backpack goes ballistic in some other direction.
106
255000
3000
Sırt çantası başka bir yöne uçtu.
04:33
And then he runs to the nearest tree
107
258000
2000
Sonra en yakın ağaca koşarak
04:35
and starts to break branches and throw rocks
108
260000
3000
dallarını kırmaya, taşlar fırlatmaya
04:38
and curse like I've never heard.
109
263000
3000
ve daha önce duymadığım küfürler savurmaya başladı.
04:41
And I'm just standing there,
110
266000
3000
Ben orada öylece durdum
04:44
watching this scene
111
269000
2000
ve bu sahneyi seyrettim.
04:46
with a complete disbelief,
112
271000
2000
Tam bir inançsızlıkla
04:48
not knowing what to do.
113
273000
3000
ve ne yapacağımı bilemeden.
04:51
I'm used to algorithms
114
276000
2000
Ben algoritmalara,
04:53
and data structures
115
278000
3000
veri yapılarına
04:56
and super motivated students,
116
281000
3000
ve süper istekli öğrencilere alışığım.
04:59
and nothing in my background
117
284000
2000
Ve geçmişimdeki hiçbirşey,
05:01
prepared me to deal
118
286000
2000
beni ıssızlığın ortasında
05:03
with a raging, violent adolescent
119
288000
3000
öfkeli ve şiddet dolu ergenlerle
05:06
in the middle of nowhere.
120
291000
2000
zaman geçirmek konusunda
05:08
And you have to realize that these incidents
121
293000
2000
Dikkatinizi çekmek isterim ki, bu olayların hiçbiri
05:10
did not happen in convenient locations.
122
295000
2000
rahat mekanlarda gelişmedi.
05:12
They happened in places like this,
123
297000
3000
Bunun gibi yerlerde,
05:15
in the Judean Desert,
124
300000
2000
örneğin Yahuda Çölü'nde,
05:17
20 kilometers away from the nearest road.
125
302000
3000
en yakın yoldan 20 km uzakta bulunuyorduk.
05:20
And what you don't see in this picture
126
305000
2000
Ve bu resimde görmediğiniz şu ki,
05:22
is that somewhere between these riders there,
127
307000
3000
şuradaki bisikletçilerin arasında bir yerlerde,
05:25
there's a teenager sitting on a rock,
128
310000
2000
kayaya oturmuş bir genç,
05:27
saying, "I'm not moving from here. Forget it.
129
312000
2000
"Buradan bir adım ileri gitmiyorum. Unut gitsin.
05:29
I've had it."
130
314000
2000
Benden bu kadar!" diyordu..
05:31
Well, that's a problem
131
316000
2000
Tabii, bu bir sorun.
05:33
because one way or another, you have to get this guy moving
132
318000
3000
Bir şekilde, bu elemanı harekete geçirmek zorundasınız
05:36
because it's getting dark soon and dangerous.
133
321000
3000
çünkü yakında karanlık çökecek ve etraf tehlikeli olacak.
05:39
It took me several such incidents to figure out what I was supposed to do.
134
324000
3000
Yapmam gerekeni bulmam için bunun gibi birkaç olay yaşamam gerekti.
05:42
At the beginning, it was a disaster.
135
327000
2000
Ve başlarda, bu bir felaketti.
05:44
I tried harsh words and threats
136
329000
2000
Sert sözler ve tehditler kullanmayı denedim.
05:46
and they took me nowhere.
137
331000
2000
Ancak hiçbir sonuç alamadım.
05:48
That's what they had all their lives.
138
333000
2000
Tüm hayatları boyunca gördükleri zaten buydu.
05:50
And at some point I found out,
139
335000
3000
Ve bir noktada farkettim ki,
05:53
when a kid like this gets into a fit,
140
338000
2000
böyle bir çocuğun damarı tuttuğunda,
05:55
the best thing that you can possibly do
141
340000
2000
muhtemelen yapabileceğiniz en iyi şey,
05:57
is stay as close as possible to this kid,
142
342000
3000
mümkün olduğunca onun yanında olmaktır.
06:00
which is difficult,
143
345000
2000
Bu zordur,
06:02
because what you really want to do is go away.
144
347000
2000
çünkü gerçekte yapmak istediğiniz şey oradan çekip gitmektir.
06:04
But that's what he had all his life,
145
349000
2000
Onun bütün hayatı boyunca başına gelen de budur
06:06
people walking away from him.
146
351000
2000
-- insanların ona sırtını dönmesi.
06:08
So what you have to do is stay close
147
353000
2000
Yani yapmanız gereken, yakın durmak,
06:10
and try to reach in
148
355000
2000
ona ulaşmaya çalışmak,
06:12
and pet his shoulder
149
357000
2000
omzuna vurmak,
06:14
or give him a piece of chocolate.
150
359000
2000
ya da bir parça çikolata vermektir.
06:16
So I would say, "Alex, I know that it's terribly difficult.
151
361000
3000
Ona dedim ki, "Alex, biliyorum ki berbat derecede zor.
06:19
Why don't you rest for a few minutes
152
364000
2000
Neden birkaç dakika dinlenmiyorsun,
06:21
and then we'll go on."
153
366000
2000
sonra devam ederiz."
06:23
"Go away you maniac-psychopath.
154
368000
3000
"Defol git seni manyak, psikopat.
06:26
Why would you bring us to this goddamn place?"
155
371000
3000
Ne diye bizi bu lanet olası yere getirdin ki?"
06:30
And I would say, "Relax, Alex.
156
375000
3000
Ve derdim ki, "Sakin ol Alex.
06:33
Here's a piece of chocolate."
157
378000
2000
Bir parça çikolata al."
06:35
And Alex would go, "Arrrrggg!"
158
380000
2000
Ve Alex "Offff!* dedi.
06:37
Because you have to understand
159
382000
2000
Çünkü bilmenizi isterim ki,
06:39
that on these rides we are constantly hungry --
160
384000
2000
bu sürüşler sırasında hepimiz sürekli açızdır
06:41
and after the rides also.
161
386000
3000
-- ve tabi sürüşten sonra da.
06:45
And who is this guy, Alex, to begin with?
162
390000
3000
Peki, kimdir bu Alex?
06:48
He's a 17-year-old.
163
393000
2000
17 yaşındadır.
06:50
When he was eight,
164
395000
2000
Ve 8 yaşındakyen,
06:52
someone put him on a boat in Odessa
165
397000
3000
birini onu Odessa'dan bir gemiye bindirip
06:55
and sent him, shipped him to Israel
166
400000
3000
İsrail'e göndermiştir,
06:58
on his own.
167
403000
2000
tek başına.
07:00
And he ended up in south Tel Aviv
168
405000
2000
Sonuçta Tel Aviv'in güneyine ulaşmış,
07:02
and did not have the good luck
169
407000
2000
talihi yaver gitmemiş,
07:04
to be picked up by a [unclear]
170
409000
2000
ve onu alacak olan kişiyle karşılaşamamıştır.
07:06
and roamed the streets
171
411000
2000
Sokaklarda dolaşmış
07:08
and became a prominent gang member.
172
413000
3000
ve geleceğin çete üyesi olmuştur.
07:11
And he spent the last 10 years of his life
173
416000
2000
Hayatının son 10 yılını
07:13
in two places only,
174
418000
2000
sadece iki yerde geçirmiştir:
07:15
the slums and the state prison,
175
420000
3000
varoşlar ve devlet hapishanesi.
07:18
where he spent the last two years
176
423000
2000
Son iki yıldır da buradadır,
07:20
before he ended up sitting on this rock there.
177
425000
3000
en sonunda o kayaya oturmadan önce.
07:23
And so this kid
178
428000
2000
Yani bu çocuk,
07:25
was probably abused,
179
430000
3000
muhtemelen kötü muameleye maruz kalmış,
07:28
abandoned, ignored, betrayed
180
433000
3000
yolu boyunca karşılaştığı hemen her yetişkin tarafından
07:31
by almost every adult along the way.
181
436000
2000
terk edilmiş, gözardı edilmiş, ihanete uğramıştır.
07:33
So, for such a kid,
182
438000
2000
Böyle bir çocuk için,
07:35
when an adult that he learns to respect stays close to him
183
440000
3000
saygı duymayı öğrendiği bir yetişkin onun yanında durduğunda,
07:38
and doesn't walk away from him
184
443000
2000
ona sırtını dönüp gitmediğinde
07:40
in any situation,
185
445000
2000
-- ne olursa olsun,
07:42
irrespective of how he behaves,
186
447000
3000
kendi ona nasıl davranırsa davransın --
07:45
it's a tremendous healing experience.
187
450000
3000
bu müthiş tedavi edici bir deneyimdir.
07:48
It's an act of unconditional acceptance,
188
453000
3000
Koşulsuz bir benimseme hareketidir,
07:51
something that he never had.
189
456000
2000
hayatında görmediği birşeydir.
07:53
I want to say a few words about vision.
190
458000
2000
Vizyon hakkında birkaç kelime söylemek istiyorum.
07:55
When I started this program four years ago,
191
460000
3000
Dört yıl önce bu programı başlattığımda,
07:58
I had this original plan
192
463000
3000
aklımdaki plan
08:01
of creating a team
193
466000
2000
mazlumlardan oluşan ve kazanmayı öğrenen
08:03
of winning underdogs.
194
468000
2000
bir takım yaratmaktı.
08:05
I had an image of Lance Armstrong
195
470000
3000
Lance Armstrong'un görüntüsü
08:08
in my mind.
196
473000
2000
aklımdaydı.
08:10
And it took me exactly two months
197
475000
3000
Ve tam olarak iki ay sonra
08:13
of complete frustration
198
478000
2000
tamamen hayal kırıklığı içinde
08:15
to realize that this vision
199
480000
2000
farkettim ki, bu vizyon
08:17
was misplaced,
200
482000
2000
hatalıydı.
08:19
and that there was another vision
201
484000
2000
Ve başka bir vizyon
08:21
supremely more important
202
486000
2000
çok daha fazla önemli
08:23
and more readily available.
203
488000
3000
ve daha mümkündü.
08:26
It all of a sudden dawned on me, in this project,
204
491000
3000
Birden bire farkettim ki, bu projede
08:29
that the purpose of these rides
205
494000
2000
gezilerimizin amacı
08:31
should actually be
206
496000
2000
gerçekte
08:33
to expose the kids
207
498000
2000
çocuklara
08:35
to one thing only: love.
208
500000
3000
bir tek şeyi vermekti: Sevgi.
08:38
Love to the country, to the uphill
209
503000
2000
Ülkeye karşı sevgi, rampaya karşı sevgi,
08:40
and the downhill,
210
505000
2000
yokuş aşağı sevgi,
08:42
to all the incredible creatures that surround us --
211
507000
3000
etrafımızdaki tüm inanılmaz yaratıklara,
08:45
the animals, the plants,
212
510000
2000
hayvanlara, bitkilere,
08:47
the insects --
213
512000
2000
böceklere
08:49
love and respect
214
514000
2000
sevgi ve saygı.
08:51
to other fellow members in your team,
215
516000
2000
Takımdaki diğer arkadaşlarına,
08:53
in your biking team,
216
518000
2000
bisiklet ekibindeki,
08:55
and most importantly,
217
520000
2000
ve en önemlisi,
08:57
love and respect to yourself,
218
522000
2000
kendine karşı sevgi ve saygı.
08:59
which is something
219
524000
2000
Bu onların
09:01
that they badly miss.
220
526000
2000
fena derecede özlem duydukları birşeydi.
09:03
Together with the kids,
221
528000
2000
Çocuklarla birlikte,
09:05
I also went through a remarkable transformation.
222
530000
3000
ben de kayda değer bir dönüşüm geçirdim.
09:08
Now, I come from a cutthroat world
223
533000
2000
Bilim ve teknolojiden oluşan
09:10
of science and high technology.
224
535000
2000
kıran kırana bir dünyada yaşıyorum.
09:12
I used to think that reason and logic
225
537000
3000
Akıl yürütme, mantık
09:15
and relentless drive
226
540000
2000
ve dur durak bilmeyen gayret
09:17
were the only ways to make things happen.
227
542000
2000
birşeyleri ortaya çıkarmanın tek yolu sanırdım.
09:19
And before I worked with the kids,
228
544000
2000
Ve çocuklarla birlikte çalışmadan önce,
09:21
anything that I did with them,
229
546000
2000
onlarla birlikte
09:23
or anything that I did with myself,
230
548000
2000
ya da kendi kendime yaptığım herşey
09:25
was supposed to be perfect,
231
550000
2000
bence mükemmel,
09:27
ideal, optimal,
232
552000
3000
ideal, optimal olmalıydı.
09:30
but after working with them for some time,
233
555000
4000
Ancak onlara bir süre çalıştıktan sonra,
09:34
I discovered the great virtues of empathy
234
559000
3000
yeni ve büyük erdemler keşfettim: empati,
09:37
and flexibility
235
562000
2000
esneklik
09:39
and being able to start with some vision,
236
564000
2000
ve bir hayalle başlayıp
09:41
and if the vision doesn't work, well nothing happened.
237
566000
3000
o hayal başarısız olduğunda, aslında birşey kaybetmediğin gerçeği.
09:44
All you have to do is play with it, change it a little bit,
238
569000
3000
Tek yapman gereken onunla oynamak, biraz değiştirmek
09:47
and come up with something that does help, that does work.
239
572000
3000
ve işe yarayan, başarılı olan başka bir tane yaratmak.
09:50
So right now, I feel more
240
575000
2000
Böylece şu anda
09:52
like these are my principles,
241
577000
2000
benim ilkelerim bunlar,
09:54
and if you don't like them,
242
579000
2000
ve eğer bunları beğenmezseniz,
09:56
I have others.
243
581000
2000
başkaları da var.
09:58
(Laughter)
244
583000
2000
(Gülüşmeler)
10:00
(Applause)
245
585000
5000
(Alkış)
10:05
And one of these principles
246
590000
2000
Ve bu ilkelerden biri de
10:07
is focus.
247
592000
2000
odaklanma.
10:09
Before each ride
248
594000
2000
Her sürüşten önce
10:11
we sit together with the kids,
249
596000
2000
çocuklarla birlikte oturur
10:13
and we give them one word
250
598000
2000
ve onlara sürüş sırasında düşünmeleri için
10:15
to think about during the ride.
251
600000
2000
bir tek kelime veririz.
10:17
You have to focus their attention on something
252
602000
3000
Dikkatlerini birşey üzerine odaklamanız gerekir,
10:20
because so many things happen.
253
605000
2000
çünkü öyle çok şey olur ki.
10:22
So these are words like "teamwork"
254
607000
2000
Örneğin, "takım çalışması"
10:24
or "endurance"
255
609000
2000
ya da "dayanıklılık" gibi.
10:26
or even complicated concepts
256
611000
2000
Ya da karmaşık kavramlar,
10:28
like "resource allocation"
257
613000
2000
örneğin "kaynak kullanımı" gibi.
10:30
or "perspective," a word that they don't understand.
258
615000
2000
Ya da anlamadıkları kelimeler, mesela "perspektif".
10:32
You know, perspective
259
617000
2000
Bilirsiniz, perspektif
10:34
is one of these critically important
260
619000
2000
kritik derecede önemli
10:36
life-coping strategies
261
621000
2000
hayatla mücadele stratejilerinden biridir.
10:38
that mountain biking can really teach you.
262
623000
3000
Dağ bisikletçiliği bunu size gerçekten öğretebilir.
10:41
I tell kids
263
626000
2000
Çocuklara derim ki,
10:43
when they struggle through some uphill
264
628000
3000
bir rampada çaba harcarken
10:46
and feel like they cannot take it anymore,
265
631000
2000
eğer daha fazla gidemeyeceklerini hissederlerse,
10:48
it really helps to ignore the immediate obstacles
266
633000
3000
o anki engellerini bir an için yok saymak işe yarar.
10:51
and raise your head and look around
267
636000
2000
Başınızı bir an kaldırın ve etrafınıza bakın,
10:53
and see how the vista around you grows.
268
638000
2000
etrafınızdaki manzaranın nasıl da büyüdüğünü görün.
10:55
It literally propels you upwards.
269
640000
3000
Bu sizi kelimenin tam anlamıyla yokuş yukarı iter.
10:58
That's what perspective is all about.
270
643000
2000
Perspektif budur işte.
11:00
Or you can also look back in time
271
645000
2000
Ya da geçmişe bakabilir
11:02
and realize that you've already conquered
272
647000
2000
ve daha önce
11:04
steeper mountains before.
273
649000
3000
daha dik dağları fethetmiş olduğunuzu hatırlayabilirsiniz.
11:07
And that's how they develop self-esteem.
274
652000
3000
Kendilerine saygıları böyle böyle gelişir.
11:10
Now, let me give you an example of how it works.
275
655000
2000
Nasıl işe yaradığını bir örnekle anlatayım.
11:12
You stand with your bike at the beginning of February.
276
657000
3000
Şubat başında bisikletinizlesiniz.
11:15
It's very cold, and you're standing in one of these rainy days,
277
660000
3000
Hava çok soğuk ve yağmurlu,
11:18
and it's drizzling
278
663000
2000
çiseltili bir gün.
11:20
and cold and chilly,
279
665000
3000
Soğuk donduruyor.
11:23
and you're standing in, let's say, Yokneam.
280
668000
3000
Ve mesela, Yokneam'dasınız
11:26
And you look up at the sky through a hole in the clouds
281
671000
3000
Gökyüzüne, bulutlar arasında bir aralığa bakarsınız.
11:29
you see the monastery at the top of the Muhraka --
282
674000
3000
Ve Muhraka'nın tepesinde manastırı görürsünüz
11:32
that's where you're supposed to climb now --
283
677000
2000
-- şimdi tırmanmanız gereken yeri --
11:34
and you say, "There's no way that I could possibly get there."
284
679000
3000
ve dersiniz ki: "Oraya ulaşmamın imkânı yok!".
11:37
And yet, two hours later
285
682000
3000
Yine de, iki saat sonra
11:40
you find yourself standing on the roof of this monastery,
286
685000
3000
kendinizi manastırın çatısında bulursunuz
11:43
smeared with mud,
287
688000
3000
-- çamura batmış şekilde,
11:46
blood and sweat.
288
691000
2000
kan ter içinde.
11:48
And you look down at Yokneam;
289
693000
2000
Aşağıya, Yokneam'a bakarsınız
11:50
everything is so small and tiny.
290
695000
2000
ve herşey öyle küçük görünür ki.
11:52
And you say, "Hey, Alex. Look at this parking lot where we started.
291
697000
2000
Dersiniz ki, "Hey, Alex. Yola çıktığımız otoparka bak."
11:54
It's that big.
292
699000
2000
"Şu kadarcık."
11:56
I can't believe that I did it."
293
701000
2000
"Bunu yaptığıma inanamıyorum!"
11:58
And that's the point
294
703000
2000
Olay da bu zaten,
12:00
when you start loving yourself.
295
705000
2000
kendini sevmeye başlaman.
12:03
And so we talked about
296
708000
2000
Onlara öğrettiğimiz
12:05
these special words that we teach them.
297
710000
2000
bu özel kelimeler hakkında konuştuk.
12:07
And at the end of each ride, we sit together
298
712000
3000
Ve her sürüşten sonra birlikte oturup,
12:10
and share moments
299
715000
2000
o gün o kelimelerin ortaya çıkıp
12:12
in which those special words of the day
300
717000
3000
bir değişim yarattığı
12:15
popped up and made a difference,
301
720000
2000
anlarımızı paylaşırız.
12:17
and these discussions
302
722000
2000
Ve bu tartışmalar
12:19
can be extremely inspiring.
303
724000
2000
son derece ilham verici olabilir.
12:21
In one of them, one of the kids once said,
304
726000
2000
Bunlardan birinde, bir çocuk dedi ki,
12:23
"When we were riding on this ridge
305
728000
2000
"Bu sırtın üzerinde bisiklete binerken
12:25
overlooking the Dead Sea --
306
730000
2000
ve Ölü Deniz'e tepeden bakarken
12:27
and he's talking about this spot here --
307
732000
3000
-- şu noktadan bahsediyor --
12:30
"I was reminded
308
735000
2000
aklıma
12:32
of the day when I left my village in Ethiopia
309
737000
2000
Etiyopya'daki köyümü
12:34
and went away together with my brother.
310
739000
3000
kardeşimle birlikte terkettiğim gün geldi.
12:37
We walked 120 kilometers
311
742000
2000
120 km yürüdük
12:39
until we reached Sudan.
312
744000
2000
ve Sudan'a ulaştık.
12:41
This was the first place where we got some water and supplies."
313
746000
3000
Orası biraz su ve erzak edinebildiğimiz ilk yerdi."
12:44
And he goes on saying, and everyone looks at him like a hero,
314
749000
3000
Anlatmaya devam etti, ve herkes onu bir kahraman olarak gördü
12:47
probably for the first time in his life.
315
752000
2000
-- muhtemelen hayatında ilk kez.
12:49
And he says -- because I also have volunteers riding with me,
316
754000
3000
Ve dedi ki (orada bizimle bisiklete binen başka gönüllüler de vardı,
12:52
adults, who are sitting there
317
757000
2000
orada oturmuş
12:54
listening to him --
318
759000
3000
onu dinleyen yetişkinler)
12:57
and he says, "And this was just the beginning
319
762000
2000
Dedi ki, "Ve bu sadece başlangıcıydı
12:59
of our ordeal
320
764000
2000
çilemizin,
13:01
until we ended up in Israel.
321
766000
2000
İsrail'e ulaşana kadar.
13:03
And only now," he says,
322
768000
2000
Ve ancak şimdi,
13:05
"I'm beginning to understand where I am,
323
770000
2000
nerede olduğumu anlamaya başlıyorum,
13:07
and I actually like it."
324
772000
2000
ve aslında burayı seviyorum."
13:09
Now I remember, when he said it,
325
774000
2000
Bunu söylediği zaman,
13:11
I felt goosebumps on my body,
326
776000
2000
tüylerim diken diken oldu,
13:13
because he said it overlooking the Moab Mountains here in the background.
327
778000
3000
çünkü arkasında Moab Dağları'na tepeden bakarak konuşmuştu.
13:16
That's where Joshua descended
328
781000
2000
Burası Yuşa'nın indiği,
13:18
and crossed the Jordan
329
783000
2000
Ürdün nehrini geçtiği,
13:20
and led the people of Israel into the land of Canaan
330
785000
3000
ve İsrailoğulları'nı Kenan Ülkesi'ne götürdüğü,
13:23
3,000 years ago
331
788000
2000
bundan 3,000 sene önce
13:25
in this final leg
332
790000
2000
Afrika'dan başlayan yolculuğun
13:27
of the journey from Africa.
333
792000
3000
son etabıydı.
13:30
And so, perspective
334
795000
2000
Kısacası perspektif,
13:32
and context and history
335
797000
2000
bağlam ve tarih
13:34
play key roles
336
799000
2000
çocuklarla çıktığım gezileri
13:36
in the way I plan my rides
337
801000
2000
planlarken
13:38
with the kids.
338
803000
2000
anahtar bir rol oynuyor.
13:40
We visit Kibbutzim
339
805000
2000
Soykırımdan kurtulanlar tarafından kurulmuş
13:42
that were established by Holocaust survivors.
340
807000
3000
Kibbutz'ları ziyaret ediyoruz.
13:45
We explore ruins
341
810000
3000
Filistin köylerinin
13:48
of Palestinian villages,
342
813000
3000
harabelerini keşfe gidiyoruz
13:51
and we discuss how they became ruins.
343
816000
3000
ve neden harabeye dönüştüklerini tartışıyoruz.
13:54
And we go through numerous remnants
344
819000
3000
Çok sayıda kalıntıya gidiyoruz,
13:57
of Jewish settlements, Nabatic settlements,
345
822000
2000
Yahudi yerleşimleri, Nabat yerleşimleri,
13:59
Canaanite settlements --
346
824000
2000
Kenan yerleşimleri
14:01
three-, four, five-thousand years old.
347
826000
2000
-- 3000, 4000, 5000 yıllık yerleşimler.
14:03
And through this tapestry,
348
828000
2000
Ve bu dokuma sayesinde,
14:05
which is the history of this country,
349
830000
3000
bu ülkenin tarihiyle,
14:08
the kids acquire
350
833000
2000
çocuklar
14:10
what is probably the most important
351
835000
2000
belki de en önemli
14:12
value in education,
352
837000
2000
eğitim değerini alıyorlar.
14:14
and that is the understanding that life is complex,
353
839000
4000
Bu da hayatın karmaşık olduğu,
14:18
and there's no black and white.
354
843000
3000
siyah - beyaz olmadığıdır.
14:21
And by appreciating complexity,
355
846000
2000
Karmaşıklığa saygı duyarak,
14:23
they become more tolerant,
356
848000
2000
daha hoşgörülü oluyorlar.
14:25
and tolerance leads to hope.
357
850000
3000
Ve hoşgörü, umudu doğuruyor.
14:29
I ride with these kids once a week,
358
854000
2000
Bu çocuklarla haftada bir kez bisiklete biniyorum,
14:31
every Tuesday.
359
856000
2000
her Salı.
14:33
Here's a picture I took last Tuesday -- less than a week ago --
360
858000
3000
Bu, geçen Salı çektiğim bir fotoğraf -- bir hafta bile olmadı --
14:36
and I ride with them tomorrow also.
361
861000
2000
ve yarın da bineceğiz.
14:38
In every one of these rides
362
863000
3000
Bu sürüşlerin her birinde,
14:41
I always end up standing in one of these incredible locations,
363
866000
3000
kendimi bu inanılmaz yerlerden birinde,
14:44
taking in this incredible landscape around me,
364
869000
3000
etrafımdaki inanılmaz manzarayı sindirirken buluyorum.
14:47
and I feel blessed and fortunate
365
872000
2000
Ve kendimi kutsanmış ve talihli buluyorum,
14:49
that I'm alive,
366
874000
2000
hayatta olduğum için.
14:51
and that I sense every fiber
367
876000
2000
Ve ağrıyan vücudumdaki
14:53
in my aching body.
368
878000
2000
her bir lifimi hissettiğim için.
14:55
And I feel blessed and fortunate
369
880000
2000
Kendimi kutsanmış ve talihli buluyorum,
14:57
that 15 years ago
370
882000
2000
15 yıl önce
14:59
I had the courage to resign
371
884000
2000
cesaret gösterip
15:01
my tenured position at NYU
372
886000
2000
New York Üniversitesi'ndeki kalıcı pozisyonumdan istifa ederek
15:03
and return to my home country
373
888000
2000
anayurduma döndüğüm için.
15:05
where I can do these incredible rides
374
890000
2000
Bu inanılmaz gezileri
15:07
with this group of troubled kids
375
892000
2000
bu sorunlu çocuklar grubuyla yapabildiğim için
15:09
coming from Ethiopia
376
894000
2000
-- Etiyopya'dan
15:11
and Morocco and Russia.
377
896000
3000
Fas'tan ve Rusya'dan gelen çocuklar.
15:14
And I feel blessed and fortunate
378
899000
2000
Kendimi kutsanmış ve talihli buluyorum,
15:16
that every week, every Tuesday --
379
901000
2000
her hafta, her Salı,
15:18
and actually every Friday also --
380
903000
3000
ve aslında her Cuma da,
15:21
I can once again celebrate
381
906000
3000
bir kez daha
15:24
in the marrow of my bones
382
909000
3000
iliklerime kadar
15:27
the very essence of living in Israel on the edge.
383
912000
3000
İsrail'de sınırda yaşamanın özünü kutlayabildiğim için.
15:30
Thank you.
384
915000
2000
Teşekkürler.
15:32
(Applause)
385
917000
7000
(Alkış)
ABOUT THE SPEAKER
Shimon Schocken - Computer Scientist, EducatorShimon Schocken is a computer science professor and dedicated educator.
Why you should listen
Shimon Schocken is a former dean at Interdisciplinary Center (IDC) Herzliya, a new Israeli private university which he helped found in 1995. He's also taught at NYU, Harvard and Stanford. Together with Noam Nisan he developed a freely available, open-source, self-paced program for learning applied computer science: The Elements of Computing Systems. Offered in 2005, this led to one of the first successful open online courses. Now, courses based on the approach are offered by traditional universities as well as in crowd-sourced settings, and have been taken freely by thousands of self-learners over the web. Registration, lecture and project schedules are managed by volunteer course coordinators, and student questions are answered by the course alumni community.
His current project focuses on developing instructional materials for early-age math education, which he thinks can be transformed using low-cost tablet computers. He uses his other life passion, mountain biking, to teach adolescent boys in Israelʼs juvenile detention centers valuable life lessons through challenging bike rides in remote locations. He was co-organizer and program chair of TEDxTelAviv 2010.
Shimon Schocken | Speaker | TED.com