TED2006
Cameron Sinclair: My wish: A call for open-source architecture
Cameron Sinclair Açık-Kaynak Mimari hakkında
Filmed:
Readability: 4.2
1,337,350 views
Cameron Sinclair 2006 TED Ödülü'nü alırken, tasarımcıların ve mimarların dünya iskan krizine nasıl heyecanla cevap verdiklerini gösteriyor. TED Ödülü dileğinin, ortak tasarım yoluyla küresel yaşam standartlarını yükseltmeye yönelik çalışacak bir ağ olduğunu açıklıyor.
Cameron Sinclair - Co-founder, Architecture for Humanity
2006 TED Prize winner Cameron Sinclair is co-founder of Architecture for Humanity, a nonprofit that seeks architecture solutions to global crises -- and acts as a conduit between the design community and the world's humanitarian needs. Full bio
2006 TED Prize winner Cameron Sinclair is co-founder of Architecture for Humanity, a nonprofit that seeks architecture solutions to global crises -- and acts as a conduit between the design community and the world's humanitarian needs. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:24
I'm going to take you on a journey very quickly.
0
0
2000
Sizi hızlıca kısa bir yolculuğa çıkaracağım.
00:26
To explain the wish, I'm going to have to take you somewhere
1
2000
3000
Dileğimi açıklamak için, sizi simdiye kadar fazla insanin gitmedigi bir yere,
00:29
which many people haven't been, and that's around the world.
2
5000
2000
dünyanın etrafına götürmeliyim.
00:31
When I was about 24 years old, Kate Store and myself started an organization
3
7000
5000
Ben yaklaşık 24 yaşındayken, Kate Store ve ben bir organizasyon kurduk
00:36
to get architects and designers involved in humanitarian work.
4
12000
4000
mimar ve tasarımcıların insani yardım çalışmalarına katilimini saglamak için.
00:40
Not only about responding to natural disasters,
5
16000
2000
Sadece doğal afetlere cevap verme calismalarina degil,
00:42
but involved in systemic issues.
6
18000
3000
bütün sisteme tesir eden calismalara.
00:45
We believed that where the resources and expertise are scarce,
7
21000
5000
İnandik ki, kaynaklarin ve uzmanlıgin kisitli oldugu yerlerde
00:50
innovative, sustainable design can really make a difference in people's lives.
8
26000
6000
yenilikçi, sürekli tasarımlar insanların hayatlarına gercekten değişiklik getirebilirler.
00:56
So I started my life as an architect, or training as an architect,
9
32000
5000
Bütün bunlar benim -- mimar olarak hayatıma - veya eğitimime - başladım,
01:01
and I was always interested in socially responsible design,
10
37000
3000
ve her zaman sosyal açıdan sorumlu(güvenilir) tasarımlara,
01:04
and how you can really make an impact.
11
40000
2000
ve 'ne sekilde gercekten bir etki birakilabilir' konusuna ilgi duydum.
01:06
But when I went to architectural school,
12
42000
2000
Fakat mimarlık fakültesine gittiğimde,
01:08
it seemed that I was the black sheep in the family.
13
44000
3000
ailenin 'yüzkarasi' (siyah koyun) gibi görünüyordum.
01:11
Many architects seemed to think that when you design,
14
47000
3000
Birçok mimarin düsüncesine göre, tasarım yaptığınizda,
01:14
you design a jewel, and it's a jewel that you try and crave for.
15
50000
4000
bir elmas tasarlarsiniz, ve elde etmek icin ugrastiginiz sey bir elmastir.
01:18
Whereas I felt that when you design,
16
54000
2000
Halbuki benim düşününceme göre, bir tasarım yaptığınizda,
01:20
you either improve or you create a detriment
17
56000
2000
tasarımı yaptığıniz toplum icinde
01:22
to the community in which you're designing in.
18
58000
2000
ya bir gelisme, ya da bir gerileme oluşturursunuz.
01:24
So you're not just doing a building for the residents
19
60000
2000
Dolayisiyla binayi sadece bireyler icin
01:26
or for the people who are going to use it,
20
62000
2000
veya onu kullanacak olan insanlar için yapmiyorsunuzdur,
01:28
but for the community as a whole.
21
64000
2000
bir bütün olarak toplum için yapiyorsunuzdur.
01:30
And in 1999, we started by responding to the issue of the housing crisis
22
66000
7000
Ve 1999'da, Kosova'da geri dönen mültecilerin
01:37
for returning refugees in Kosovo
23
73000
2000
iskan sorununa cevap vererek basladik
01:39
and I didn't know what I was doing; like I say, mid-20s,
24
75000
4000
ben ne yaptığımı bilmiyordum, dediğim gibi 20'li yaşlarımın ortasındayim,
01:43
and I'm the, I'm the Internet generation, so we started a website.
25
79000
4000
ve internet kuşağıyim, dolayisiyla bir web sayfası kurduk.
01:47
We put a call out there, and to my surprise in a couple of months
26
83000
4000
Oraya bir çağrı koyduk, ve beklemediğim bir şekilde birkaç ay içinde
01:51
we had hundreds of entries from around the world.
27
87000
3000
dünyanın her tarafından yüzlerce kayıt almıştık.
01:54
That led to a number of prototypes being built
28
90000
2000
Bu birkaç prototipin yapılmasına ve
01:56
and really experimenting with some ideas.
29
92000
3000
bazı fikirlerin gerçekte denenmesine yol acti.
01:59
Two years later we started doing a project
30
95000
2000
İki sene sonra bir projeye başladık
02:01
on developing mobile health clinics in sub-Saharan Africa,
31
97000
4000
Afrika çölünde gezici sağlık klinikleri tasarımı üzerine,
02:05
responding to the HIV/AIDS pandemic.
32
101000
5000
bu sekilde yaygın HIV / AIDS hastalığına cevap verdik.
02:10
That led to 550 entries from 53 countries.
33
106000
6000
Bu 53 ülkeden 550 kayıta yol acti.
02:16
We also have designers from around the world that participate.
34
112000
5000
Dünyanın dört bir yanından katılan tasarımcılarımız da var.
02:21
And we had an exhibit of work that followed that.
35
117000
3000
Bunu takiben yaptıklarımızla ilgili bir sergi düzenledik.
02:24
2004 was the tipping point for us.
36
120000
3000
2004 bizim için bir dönüm noktasıydı.
02:27
We started responding to natural disasters
37
123000
2000
Doğal afetlere cevap vermeye başladık,
02:29
and getting involved in Iran and Bam,
38
125000
2000
İran'da ve Bam'da angaje olduk,
02:31
also following up on our work in Africa.
39
127000
3000
Afrika'daki çalışmalarımızı da takip ettik.
02:34
Working within the United States,
40
130000
2000
Amerika Birleşik Devletleri içinde çalıştık.
02:36
most people look at poverty and they see the face of a foreigner,
41
132000
3000
birçok insan fakirliğe bakınca, bir yabancının yüzünü görür,
02:39
but go live -- I live in Bozeman, Montana --
42
135000
2000
ama gidin ve yaşayın -- ben Bozeman, Monatana'da yaşıyorum --
02:41
go up to the north plains on the reservations,
43
137000
2000
Rezervasyonların kuzey ovalarına çıkın,
02:43
or go down to Alabama or Mississippi
44
139000
3000
veya Katrina öncesi Alabama veya Mississippi'ye inin,
02:46
pre-Katrina, and I could have shown you places
45
142000
2000
ve ben size gittiğim birçok gelişmekte olan ülkeden
02:48
that have far worse conditions than many developing countries I've been to.
46
144000
4000
çok daha kötü şartlarda olan yerler gösterebilirdim.
02:52
So we got involved in and worked in inner cities and elsewhere.
47
148000
4000
Böylece şehir içlerinde ve başka yerlerde angaje oldu ve çalıştık.
02:56
And then also I will go into some more projects.
48
152000
3000
Ve ayrıca birkaç projeye daha değineceğim.
02:59
2005 Mother Nature kicked our arse.
49
155000
3000
2005'te doğa bizi iyi bir tekmeledi.
03:02
I think we can pretty much assume that 2005 was a horrific year
50
158000
5000
Sanirim 2005'in doğal afetler açısından korkunç bir yıl
03:07
when it comes to natural disasters.
51
163000
2000
oduğunu varsayabiliriz.
03:09
And because of the Internet,
52
165000
1000
Internet, bloglar
03:10
and because of connections to blogs and so forth,
53
166000
3000
ve benzeri bağlantılar sayesinde
03:13
within literally hours of the tsunami, we were already raising funds,
54
169000
5000
tsunamiden birkaç saat sonra yardım toplamaya, angaje olmaya,
03:18
getting involved, working with people on the ground.
55
174000
3000
ve ordaki insanlarla beraber çalışmaya başlamıştık bile.
03:21
We run from a couple of laptops in the first couple of days,
56
177000
4000
İlk birkaç gün birkaç dizüstü bilgisayarla başladık,
03:25
I had 4,000 emails from people needing help.
57
181000
3000
Yardım isteyen insanlardan 4.000 email almıştım.
03:28
So we began to get involved in projects there,
58
184000
3000
Böylece oralardaki bazı projelere katıldık,
03:31
and I'll talk about some others.
59
187000
1000
ben birkaçına daha değineceğim.
03:32
And then of course, this year we've been responding to Katrina,
60
188000
3000
Ve sonra bu yıl tabii ki Katrina'ya cevap verdik,
03:35
as well as following up on our reconstruction works.
61
191000
3000
ve yeniden inşa çalışmalarımızı takip ettik.
03:38
So this is a brief overview.
62
194000
3000
Bu kısa bir özet.
03:41
In 2004, I really couldn't manage
63
197000
2000
2004'te yardım etmek isteyen ya da
03:43
the number of people who wanted to help,
64
199000
2000
yardım talebinde bulunan insanların
03:45
or the number of requests that I was getting.
65
201000
2000
sayısıyla gerçekten başa çıkamıyordum.
03:47
It was all coming into my laptop and cell phone.
66
203000
3000
Hepsi bilgisayarıma ve cep telefonuma geliyordu.
03:50
So we decided to embrace
67
206000
3000
Böylece temelde açık-kaynaklı bir
03:53
an open source model of business --
68
209000
2000
ticaret modelini benimsemeye karar verdik,
03:55
that anyone, anywhere in the world, could start a local chapter,
69
211000
3000
dünyanın heryerinde herkes yerel bir bölüm başlatabilsin,
03:58
and they can get involved in local problems.
70
214000
2000
ve yerel problemlerde angaje olabilsin diye.
04:00
Because I believe there is no such thing as Utopia.
71
216000
3000
Çünkü ben Ütopya diye birşeyin varlığına inanmıyorum.
04:03
All problems are local. All solutions are local.
72
219000
2000
Bütün problemler yereldir. Bütün çözümler yereldir.
04:05
So, and that means, you know,
73
221000
2000
Yani, bu demektir ki,
04:07
somebody who is based in Mississippi
74
223000
3000
Mississippi'li birisi
04:10
knows more about Mississippi than I do. So what happened is,
75
226000
4000
Mississippi hakkında benden daha çok şey bilir. Ve şu oldu,
04:14
we used MeetUp and all these other kind of Internet tools,
76
230000
5000
MeetUp ve benzeri internet araçlarını kullandık,
04:19
and we ended up having 40 chapters starting up,
77
235000
4000
ve bunun sonucunda 40 yerel bölüm ve
04:23
thousands of architects in 104 countries.
78
239000
4000
104 ülkeden binlerce mimarımız oldu.
04:27
So the bullet point -- sorry, I never do a suit,
79
243000
4000
Dolayısıyla nokta şu -- pardon, normalde hiç takım giymem,
04:31
so I knew that I was going to take this off.
80
247000
2000
o yüzden bunu çıkaracağımı biliyordum.
04:33
OK, because I'm going to do it very quick.
81
249000
2000
Tamam, çünkü çok seri bir şekilde yapacağım.
04:35
So in the past seven years -- this isn't just about nonprofit.
82
251000
4000
Ve son yedi yılda, bu sadece kar amacı gütmemekle ilgili değil.
04:39
What it showed me is that there's a grassroots movement going on
83
255000
3000
Bu bana gösterdi ki, sosyal sorumluluk sahibi tasarımcılardan oluşan
04:42
of socially responsible designers
84
258000
2000
ve dünyanın oldukça küçüldüğüne
04:44
who really believe that this world has got a lot smaller,
85
260000
3000
inanan bir halk hareketi var,
04:47
and that we have the opportunity -- not the responsibility,
86
263000
3000
birşeyleri değiştirmeye katkı sağlayabilme imkanımızın
04:50
but the opportunity -- to really get involved in making change.
87
266000
5000
-- sorumluluğumuzun değil, imkanımızın -- olduğuna inanan.
04:55
(Laughter)
88
271000
10000
( Gülüşme )
05:05
I'm adding that to my time.
89
281000
4000
Bunu süreme ekliyorum.
05:09
So what you don't know is,
90
285000
3000
Bilmediğiniz şey şu,
05:12
we've got these thousands of designers working around the world,
91
288000
2000
dünyanın her tarafında çalışan, bir web sayfası üzerinden bağlantılı,
05:14
connected basically by a website, and we have a staff of three.
92
290000
4000
binlerce tasarımcımız, ve üç kişiden oluşan bir ekibimiz var.
05:18
By doing something, the fact that nobody told us we couldn't do it,
93
294000
4000
Kimsenin bize yapamayacağımızı söylemediği bir şeyi yaparak,
05:22
we did it. And so there's something to be said about naivete.
94
298000
3000
başardık. Yani saflık üzerine söylenmesi gereken şeyler var.
05:25
So seven years later, we've developed so that we've got advocacy,
95
301000
4000
Ve yedi sene sonra o kadar geliştik ki artık savunma,
05:29
instigation and implementation. We advocate for good design,
96
305000
3000
teşvik ve yürütmemız vardı. İyi tasarımı savunuyoruz,
05:32
not only through student workshops and lectures and public forums,
97
308000
4000
sadece öğrenci seminerleri, dersler ve umumi forumlarla değil,
05:36
op-eds; we have a book on humanitarian work;
98
312000
3000
op-ed'ler, insanı çalışmalarla ilgili bir kitabımız var,
05:39
but also disaster mitigation and dealing with public policy.
99
315000
3000
ve felaket hafifletme ve kamu politikaları ile ilgilenmek.
05:42
We can talk about FEMA, but that's another talk.
100
318000
4000
FEMA hakkında konuşabiliriz, ama bu ayrı bir sohbet konusu.
05:46
Instigation, developing ideas with communities
101
322000
3000
Teşvik, cemiyetlerle beraber fikirler geliştirmek
05:49
and NGOs doing open-source design competitions.
102
325000
3000
ve açık kaynaklı tasarım yarışmaları düzenleyen NGO'lar.
05:52
Referring, matchmaking with communities
103
328000
3000
Yönlendirme, cemiyetleri birbiriyle bağlantıya sokma
05:55
and then implementing -- actually going out there and doing the work,
104
331000
3000
ve sonra uygulama -- gerçekten oraya gidip işi yapmak,
05:58
because when you invent, it's never a reality until it's built.
105
334000
6000
çünkü yaptığınız icat, inşa edilene kadar gerçek değildir.
06:04
So it's really important that if we're designing
106
340000
3000
Yani tasarım yaparken ve değişim oluşturmaya
06:07
and trying to create change, we build that change.
107
343000
3000
çalışırken, onu gerçekten inşa etmek çok önemli.
06:10
So here's a select number of projects.
108
346000
3000
İşte birkaç tane seçilmiş proje.
06:13
Kosovo. This is Kosovo in '99. We did an open design competition,
109
349000
6000
Kosova. Bu 1999'da Kosova. Açık tasarım yarışması düzenledik,
06:19
like I said. It led to a whole variety of ideas,
110
355000
4000
dediğim gibi. Bu birçok değişik fikir ile sonuçlandı,
06:23
and this wasn't about emergency shelter, but transitional shelter
111
359000
3000
bu acil durum barınakları ile değil, geçiş barınakları ile ilgiliydi;
06:26
that would last five to 10 years,
112
362000
2000
5-10 seneye kadar dayanacak,
06:28
that would be placed next to the land the resident lived in,
113
364000
4000
yerli halkın topraklarının hemen yanına kurulacak,
06:32
and that they would rebuild their own home.
114
368000
3000
ve kendilerinin yeniden inşa edecekleri barınaklar.
06:35
This wasn't imposing an architecture on a community;
115
371000
2000
Bu bir cemiyete bir mimariyi dayatmak değildi,
06:37
this was giving them the tools and,
116
373000
2000
bu onlara araçları ve alanı
06:39
and the space to allow them
117
375000
2000
vermekti, kendi istedikleri
06:41
to rebuild and regrow the way they want to.
118
377000
4000
gibi inşa etmeleri ve yetiştirmeleri için.
06:45
We have from the sublime to the ridiculous, but they worked.
119
381000
3000
Olağanüstüden saçmaya kadar tasarımlarımız var, ama işe yaradılar.
06:48
This is an inflatable hemp house. It was built; it works.
120
384000
6000
Bu şişirilebilir bir kenevir evi. İnşa edildi; işe yarıyor.
06:54
This is a shipping container. Built and works.
121
390000
4000
Bu bir nakliye konteynırı. Yapıldı ve çalışıyor.
06:58
And a whole variety of ideas
122
394000
2000
Ve daha birçok değişik fikir;
07:00
that not only dealt with architectural building,
123
396000
3000
sadece mimari yapılarla ilgili değil,
07:03
but also the issues of governance
124
399000
2000
aynı zamanda idari konularla,
07:05
and the idea of creating communities through complex networks.
125
401000
3000
ve kompleks ağlar aracılığıyla cemiyetler oluşturmak ile ilgili.
07:08
So we've engaged not just designers, but also,
126
404000
3000
Yani sadece tasarımcılarla değil, aynı zamanda
07:11
you know, a whole variety of technology-based professionals.
127
407000
5000
bilirsiniz, çok çeşit teknoloji-temelli profesyonellerle çalıştık.
07:16
Using rubble from destroyed homes to create new homes.
128
412000
4000
Yıkılan evlerin molozlarını kullanarak yeni evler yapmak.
07:20
Using straw bale construction, creating heat walls.
129
416000
6000
Saman balyaları kullanmak, ısı duvarları yapmak.
07:26
And then something remarkable happened in '99.
130
422000
2000
Ve sonra 1999'da dikkate değer bir şey oldu.
07:28
We went to Africa, originally to look at the housing issue.
131
424000
4000
Esasında konut sorununa göz atmak için Afrika'ya gitmiştik.
07:32
Within three days, we realized the problem was not housing;
132
428000
3000
Üç gün içinde fark ettik ki, problem konut sorunu değildi;
07:35
it was the growing pandemic of HIV/AIDS.
133
431000
3000
giderek yayılan HIV / AIDS hastalığıydı.
07:38
And it wasn't doctors telling us this;
134
434000
2000
Ve bunu söyleyen doktorlar değildi;
07:40
it was actual villagers that we were staying with.
135
436000
3000
beraber kaldığımız köylülerdi.
07:43
And so we came up with the bright idea that instead of getting people
136
439000
4000
Böylece parlak bir fikir geldi aklımıza: insanları 10-15 kilometre
07:47
to walk 10, 15 kilometers to see doctors, you get the doctors to the people.
137
443000
4000
yürüterek doktorlara götürmek yerine, doktorları bu kişilere götürmeliydi.
07:51
And we started engaging the medical community.
138
447000
3000
Ve tıp cemiyetini çalışmalara katmaya başladık.
07:54
And I thought, you know, we thought we were real bright, you know, sparks --
139
450000
3000
Ve düşünüyordum ki, bilirsiniz, yani, çok parlak zekalı olduğumuzu düşünüyorduk --
07:57
we've come up with this great idea, mobile health clinics
140
453000
4000
harika bir fikir ileri sürmüştük, gezici sağlık klinikleri --
08:01
widely distributed throughout sub-Saharan Africa.
141
457000
3000
tüm Afrika çöllerine dağıtılabilecek klinikler.
08:04
And the community, the medical community there said,
142
460000
2000
Ve cemiyet, ordaki tıp cemiyeti dedi ki
08:06
"We've said this for the last decade. We know this.
143
462000
4000
'Biz bunu 10 senedir söylüyoruz. Biz bunu biliyoruz.
08:10
We just don't know how to show this."
144
466000
2000
Sadece nasıl göstereceğimizi bilmiyoruz."
08:12
So in a way, we had taken a pre-existing need and shown solutions.
145
468000
6000
Yani bir anlamda, var olan bir ihtiyacı ele alıp çözümler göstermiştik.
08:18
And so again, we had a whole variety of ideas that came in.
146
474000
5000
Ve yine birçok değişik fikir geldi.
08:23
This one I personally love,
147
479000
2000
Şu fikri şahsen çok seviyorum,
08:25
because the idea that architecture is not just about solutions,
148
481000
3000
çünkü mimarlık sadece çözümlerle ilgili değil,
08:28
but about raising awareness.
149
484000
2000
bilinci artırmak ile ilgilidir.
08:30
This is a kenaf clinic. You get seed and you grow it in a plot of land,
150
486000
6000
Bu bir kenaf kliniği. Tohum alıp bir toprak alana ekiyorsunuz,
08:36
and then once -- and it grows 14 feet in a month.
151
492000
3000
ve sonra ayda 4 metre büyüyor.
08:39
And on the fourth week, the doctors come and they mow out an area,
152
495000
3000
Dördüncü haftada doktorlar gelip belli bir alanı biçerler,
08:42
put a tensile structure on the top
153
498000
2000
gerilebilen bir yapayı tepesine yerleştirirler
08:44
and when the doctors have finished treating
154
500000
3000
ve doktorlar tedavilerini bitirdikten ve
08:47
and seeing patients and villagers,
155
503000
4000
hastaları ve köylüleri gördükten sonra,
08:51
you cut down the clinic and you eat it. It's an Eat Your Own Clinic.
156
507000
3000
kliniği keser ve yersinız. Yani bu bir Kendi Kliniğini Kendin Ye'dir.
08:54
(Laughter)
157
510000
1000
( Gülüşme )
08:55
So it's dealing with the fact that if you have AIDS,
158
511000
3000
Bu şu gerçeği ele almaktır: eğer AIDS isen
08:58
you also need to have nutrition rates,
159
514000
2000
besin maddelerine ihtiyacın vardır,
09:00
and the idea that the idea of nutrition is as important
160
516000
3000
ve besin maddeleri fikri en az oraya anti-retrovirüs
09:03
as getting anti-retrovirals out there.
161
519000
1000
götürmek kadar önemlidir.
09:04
So you know, this is a serious solution.
162
520000
4000
Yani bu ciddi bir çözüm.
09:08
This one I love. The idea is it's not just a clinic -- it's a community center.
163
524000
3000
Şunu seviyorum. Fikir şu ki, bu sadece bir klinik değil -- bu bir cemiyet merkezi.
09:11
This looked at setting up trade routes
164
527000
3000
Bu proje ticaret yolları ve cemiyet içersinde
09:14
and economic engines within the community,
165
530000
2000
ekonomik motorlar oluşturmaya yönelikti,
09:16
so it can be a self-sustaining project.
166
532000
2000
kendi kendini sürdürebilsin diye.
09:18
Every one of these projects is sustainable.
167
534000
3000
Bu projelerin her biri sürdürülebilir.
09:21
That's not because I'm a tree-hugging green person.
168
537000
3000
Bu, ben ağaçlara sarılan, 'yeşil' biri olduğum için değil.
09:24
It's because when you live on four dollars a day,
169
540000
3000
Çünkü günde 4 dolarla yaşıyorsanız, hayatta kalmak
09:27
you're living on survival and you have to be sustainable.
170
543000
3000
için yaşıyorsunuzdur ve sürdürülebilir olmanız gerekir.
09:30
You have to know where your energy is coming from.
171
546000
2000
Enerjinizin nerden geldiğini bilmeniz gerekir.
09:32
You have to know where your resource is coming from.
172
548000
3000
Kaynaklarınızın nerden geldiğini bilmeniz gerekir.
09:35
And you have to keep the maintenance down.
173
551000
2000
Ve masraflarınızı düşük tutmanız gerekir.
09:37
So this is about getting an economic engine,
174
553000
2000
Yani bu ekonomik motor elde etmekle ilgili,
09:39
and then at night it turns into a movie theater.
175
555000
2000
ve sonra geceleyin sinemaya dönüşüyor.
09:41
So it's not an AIDS clinic. It's a community center.
176
557000
6000
Yani bir AIDS kliniği değil. Bir cemiyet merkezi.
09:47
So you can see ideas. And these ideas developed into prototypes,
177
563000
5000
Fikirler görebiliyorsunuz. Ve bu fikirler prototipler haline geldi,
09:52
and they were eventually built. And currently, as of this year,
178
568000
3000
ve sonunda hayata geçirildi. Ve şu anda bu yıl itibariyle,
09:55
there are clinics rolling out in Nigeria and Kenya.
179
571000
5000
Nijerya ve Kenya'da faaliyet halinde klinikler var.
10:00
From that we also developed Siyathemba, which was a project --
180
576000
4000
Bundan yola çıkarak bir de Ceatemba'yı geliştirdik. Bu projede --
10:04
the community came to us and said,
181
580000
2000
halk bize geldi ve dedi ki,
10:06
the problem is that the girls don't have education.
182
582000
3000
problem kız çocuklarının eğitimlerinin olmayışı.
10:09
And we're working in an area
183
585000
2000
Ve biz 16-24 yaş arası genç kadınların
10:11
where young women between the ages of 16 and 24
184
587000
2000
%50 oranında HIV/AIDS olduğu
10:13
have a 50 percent HIV/AIDS rate.
185
589000
3000
bir bölgede çalışıyoruz.
10:16
And that's not because they're promiscuous,
186
592000
3000
Bu herkesle beraber oldukları için değil,
10:19
it's because there's no knowledge.
187
595000
2000
bilgi olmadığı için.
10:21
And so we decided to look at the idea of sports and create a youth sports center
188
597000
4000
Spor fikrine bakmaya karar verdik ve aynı zamanda HIV/AIDS yardım merkezi işlevi görecek
10:25
that doubled as an HIV/AIDS outreach center,
189
601000
3000
bir gençlik spor merkezi kurduk.
10:28
and the coaches of the girls' team were also trained doctors.
190
604000
4000
Kız takımının koçları aynı zamanda eğitilmiş doktorlardı.
10:32
So that there would be a very slow way
191
608000
2000
Bu şekilde yavaş yavaş
10:34
of developing kind of confidence in health care.
192
610000
5000
sağlık hizmetine olan güveni geliştirmek için.
10:39
And we picked nine finalists,
193
615000
3000
Ve dokuz finalist seçtik,
10:42
and then those nine finalists were distributed throughout the entire region,
194
618000
4000
ve bu dokuz finalisti bütün bölgeye yaydık,
10:46
and then the community picked their design.
195
622000
2000
ve halk kendi tasarımını aralarından seçti.
10:48
They said, this is our design,
196
624000
2000
Dediler ki, bu bizim tasarımımız,
10:50
because it's not only about engaging a community;
197
626000
2000
çünkü amaç sadece cemiyeti angaje etmek değil,
10:52
it's about empowering a community
198
628000
2000
cemiyeti güçlendirmek
10:54
and about getting them to be a part of the rebuilding process.
199
630000
5000
ve onları yeniden inşa sürecinin bir parçası yapmak.
10:59
So the winning design is here, and then of course,
200
635000
4000
Ve kazanan tasarım bu, ve tabii ki
11:03
we actually go and work with the community and the clients.
201
639000
3000
gidip cemiyetlerle ve müşterilerle beraber çalışıyoruz.
11:06
So this is the designer. He's out there working
202
642000
1000
Bu tasarımcı. Orada
11:07
with the first ever women's soccer team in Kwa-Zulu Natal, Siyathemba,
203
643000
6000
Kwa-Zulu Natal'ın ilk kadın futbol takımı olan Ceatemba ile çalışıyor.
11:13
and they can tell it better.
204
649000
3000
Kendileri daha iyi anlatırlar.
11:38
Video: Well, my name is Sisi, because I work at the African center.
205
674000
3000
Video: Benim adım Sisi, Afrika merkezinde çalışıyorum.
11:41
I'm a consultant and I'm also the national football player
206
677000
5000
Danışmanım ve aynı zamanda Güney Afrika, Mandela Mandela'nın
11:46
for South Africa, Bafana Bafana,
207
682000
2000
milli futbol oyuncusuyum.
11:48
and I also play in the Vodacom League for the team called Tembisa,
208
684000
7000
ve aynı zamanda ismi eskiden Bisa, şimdi Ceatemba olan takım için
11:55
which has now changed to Siyathemba.
209
691000
3000
Vodacom liginde oynuyorum.
11:58
This is our home ground.
210
694000
3000
Bu bizim kendi sahamız.
12:01
Cameron Sinclair: So I'm going to show that later because I'm running out of time.
211
697000
2000
Cameron Sinclair: Bunu daha sonra göstereceğim çünkü zamanım bitiyor.
12:03
I can see Chris looking at me slyly.
212
699000
4000
Chris'in bana muzip muzip baktığını görüyorum.
12:07
This was a connection,
213
703000
2000
Bu bir bağlantıydı,
12:09
just a meeting with somebody who wanted to develop
214
705000
2000
Tanzanya'da Afrika'nın ilk teletıp merkezini
12:11
Africa's first telemedicine center, in Tanzania.
215
707000
4000
geliştirmek isteyen biriyle bir toplantı.
12:15
And we met, literally, a couple of months ago. We've already developed a design,
216
711000
3000
Birkaç ay önce buluştuk. Bir tasarım geliştirdik bile,
12:18
and the team is over there, working in partnership.
217
714000
2000
ve ekip orada, ortaklıkla çalışıyor.
12:20
This was a matchmaking thanks to a couple of TEDsters:
218
716000
4000
Bu birkaç TED'li sayesinde gerçekleşen bir bağlantıydı:
12:24
[unclear] Cheryl Heller and Andrew Zolli,
219
720000
3000
[zor anlaşılır] Cheryl Heller ve Andrew Zolli,
12:27
who connected me with this amazing African woman.
220
723000
3000
beni bu harika Afrika'lı kadınla irtibata geçirdiler.
12:30
And we start construction in June, and it will be opened by TEDGlobal.
221
726000
3000
İnşaata Haziran'da başladık ve TEDGlobal'de açılışı yapılacak.
12:33
So when you come to TEDGlobal, you can check it out.
222
729000
3000
Yani TEDGlobal'e gelecek olursanız inceleyebilirsiniz.
12:36
But what we're known probably most for is dealing with disasters and development,
223
732000
4000
Ama biz belki de en çok felaketler ve kalkınmadaki girişimlerimizle tanınıyoruz.
12:40
and we've been involved in a lot of issues,
224
736000
3000
Birçok konuyla ilgilendik ve ilgileniyoruz.
12:43
such as the tsunami and also things like Hurricane Katrina.
225
739000
6000
Mesela tsunami veya Katrina kasırgası gibi.
12:49
This is a 370-dollar shelter that can be easily assembled.
226
745000
3000
Bu 370 dolarlık kolayca kurulabilen bir barınak.
12:57
This is
227
753000
2000
Bu bir cemiyet tasarımı.
12:59
a community-designed community center.
228
755000
3000
Cemiyet.tasarımı olan bir cemiyet merkezi.
13:02
And what that means is we actually live and work with the community,
229
758000
4000
Bu şu demek, biz gerçekten orada cemiyetle beraber yaşayıp çalışıyoruz,
13:06
and they're part of the design process.
230
762000
4000
ve onlar tasarım sürecinin bir parçası.
13:10
The kids actually get involved in mapping out
231
766000
3000
Çocuklar cemiyet merkezinin yerine karar verme
13:13
where the community center should be, and then eventually,
232
769000
4000
işleminin bir parçası idiler, ve sonunda
13:17
the community is actually, through skills training,
233
773000
2000
cemiyet, ustalık eğitimi sayesinde,
13:19
end up building the building with us.
234
775000
3000
binayı bizimle birlikte yaptılar.
13:22
Here is another school.
235
778000
2000
Bu başka bir okul daha,
13:24
This is what the U.N. gave these guys for six months -- 12 plastic tarps.
236
780000
5000
Bu Birleşmiş Milletler'in bu insanlara 6 ay için verdikleri -- 12 adet plastik tente.
13:29
This was in August. This was the replacement,
237
785000
2000
Bu Ağustos'taydı. Bu da yerine verdikleri şey,
13:31
and it's supposed to last for two years.
238
787000
2000
bunun iki sene dayanması bekleniyor.
13:33
When the rain comes down, you can't hear a thing,
239
789000
2000
Yağmur yağdığında hiçbir şey duyamıyorsunuz,
13:35
and in the summer it's about 140 degrees inside.
240
791000
3000
ve yazın da içerisi yaklaşık 60 derece.
13:38
So we said, if the rain's coming down, let's get fresh water.
241
794000
4000
Biz de dedik ki yağmur yağdığında taze su sağlayalım.
13:42
So every one of our schools have rain water collection systems, very low cost.
242
798000
4000
Her okulumuzun çok ucuza malolan bir yağmur suyu toplama sistemi var.
13:46
A class, three classrooms and rainwater collection is 5,000 dollars.
243
802000
5000
Bir sınıf, üç oda ve bir yağmur suyu toplama sistemi toplam beş bin dolar.
13:51
This was raised by hot chocolate sales in Atlanta.
244
807000
4000
Bu miktar Alabama'da sıcak çikolata satışları ile toplandı.
13:55
It's built by the parents of the kids.
245
811000
3000
Çocukların ebeveynleri tarafından inşa edildi.
13:58
The kids are out there on-site, building the buildings.
246
814000
3000
Çocuklar orada arazide, binaları inşa ediyorlar.
14:01
And it opened a couple of weeks ago,
247
817000
2000
Birkaç hafta önce de açıldı,
14:03
and there's 600 kids that are now using the schools.
248
819000
2000
ve şimdi okullarımızı kullanan 600 çocuk var.
14:05
(Applause)
249
821000
7000
( Alkış )
14:12
So, disaster hits home.
250
828000
3000
Ve, felaket evi vuruyor.
14:15
We see the bad stories on CNN and Fox and all that,
251
831000
5000
CNN ve Fox'da kötü haberleri görüyoruz,
14:20
but we don't see the good stories.
252
836000
2000
ama iyi hikayeleri görmüyoruz.
14:22
Here is a community that got together and they said no to waiting.
253
838000
4000
Burada bir araya gelip, beklemeye hayır diyen bir topluluk var.
14:26
They formed a partnership, a diverse partnership of players
254
842000
3000
Bir ortaklık kurdular, farklı oyunculardan oluşan karışık bir ortaklık
14:29
to actually map out East Biloxi,
255
845000
2000
East Biloxi'yi planlamak için,
14:31
to figure out who is getting involved.
256
847000
2000
ve kimlerin katılacağını belirlemek için.
14:33
We've had over 1,500 volunteers rebuilding, rehabbing homes.
257
849000
5000
Yeniden inşaya katılan 1500 gönüllümüz vardı.
14:38
Figuring out what FEMA regulations are,
258
854000
2000
FEMA yönetmeliğini çözen...
14:40
not waiting for them to dictate to us how you should rebuild.
259
856000
4000
Nasıl yeniden inşa edeceğimizi bize dayatmalarını beklemeden.
14:44
Working with residents, getting them out of their homes,
260
860000
3000
Yerli halkla beraber çalışan... Onları hasta olmamaları için
14:47
so they don't get ill. This is what they're cleaning up on their own.
261
863000
5000
evlerinden dışarı çıkaran... Bu kendi başlarına temizledikleri.
14:52
Designing housing. This house is going to go in in a couple of weeks.
262
868000
3000
Barınaklar tasarlayan... Bu ev birkaç hafta içinde uygulamaya koyulacak.
14:55
This is a rehabbed home, done in four days.
263
871000
3000
Bu dört gün içinde rehabilite edilmiş bir ev.
14:58
This is a utility room for a woman who is on a walker.
264
874000
5000
Bu yürüme desteği kullanan bir kadın için bir çamaşır odası.
15:03
She's 70 years old. This is what FEMA gave her.
265
879000
2000
70 yaşında. Bu FEMA'nın ona verdiği.
15:05
600 bucks, happened two days ago.
266
881000
4000
600 dolar, bu iki gün önceydi.
15:09
We put together very quickly a washroom.
267
885000
3000
Biz hızlıca bir çamasır odası yaptık.
15:12
It's built; it's running and she just started a business today,
268
888000
2000
İnşa edildi, çalışıyor ve bugün kendi işletmesini kurdu,
15:14
where she's washing other peoples clothes.
269
890000
3000
başkalarının çamaşırlarını yıkıyor.
15:17
This is Shandra and the Calhouns. They're photographers
270
893000
4000
Bu Shandra ve Calhoun'lar. Fotoğrafçılar
15:21
who have documented the Lower Ninth for the last 40 years.
271
897000
4000
ve Lower Ninth'i geçen 40 seneden beri belgeliyorlar.
15:25
That was their home, and these are the photographs they took.
272
901000
3000
Bu onların eviydi, ve bunlar da çektikleri fotoğraflar.
15:28
And we're helping, working with them to create a new building.
273
904000
3000
Ve biz yardım ediyoruz, onlarla yeni bir bina inşa etmek için çalışıyoruz.
15:31
Projects we've done. Projects we've been a part of, support.
274
907000
5000
Yaptığımız projeler. Parçası olduğumuz, desteklediğimiz projeler.
15:36
Why don't aid agencies do this? This is the U.N. tent.
275
912000
6000
Yardım organizasyonları bunu niye yapmıyor? Bu Birleşmiş Milletler'in çadırı.
15:42
This is the new U.N. tent, just introduced this year.
276
918000
3000
Bu da Birleşmiş Milletler'in bu sene takdim ettikleri yeni çadırı.
15:45
Quick to assemble. It's got a flap, that's the invention.
277
921000
5000
Hızlıca kurulabilir. Kapağı / penceresi var, yenilik bu.
15:50
It took 20 years to design this and get it implemented in the field.
278
926000
5000
Bunu tasarlayıp araziye sürmeleri 20 sene almış.
15:55
I was 12 years old. There's a problem here.
279
931000
6000
Ben 12 yaşındaydım. Burada bir problem var.
16:01
Luckily, we're not alone.
280
937000
2000
Çok şükür yalnız değiliz.
16:03
There are hundreds and hundreds and hundreds and hundreds
281
939000
3000
Yüzlerce ve yüzlerce ve yüzlerce ve yüzlerce ve yüzlerce
16:06
and hundreds of architects and designers and inventors
282
942000
4000
ve yüzlerce mimar ve tasarımcı ve kaşif var
16:10
around the world that are getting involved in humanitarian work.
283
946000
5000
ve dünyanın her tarafından yardım çalışmalarına katılıyorlar.
16:15
More hemp houses -- it's a theme in Japan apparently.
284
951000
3000
Daha fazla kenevir evler -- görünüşe göre Japonya'da bu bir tema,
16:18
I'm not sure what they're smoking.
285
954000
2000
Tam olarak ne içtiklerini bilemiyorum.
16:24
This is a grip clip designed by somebody who said, all you need is some way
286
960000
3000
Bu bir kavrama mandalı. Tasarımcısının düşüncesi: tek ihtiyacımız olan şey
16:27
to attach membrane structures to physical support beams.
287
963000
8000
zarımsı yapıları destek direklerine bağlayacak bir şey.
16:35
This guy designed for NASA, is now doing housing.
288
971000
5000
Bu adam NASA için tasarlıyordu -- şimdi konut işinde.
16:40
I'm going to whip through this quickly,
289
976000
2000
Bunları hızlıca geçeceğim,
16:42
because I know I've got only a couple of minutes.
290
978000
4000
çünkü sadece birkaç dakikam kaldığını biliyorum.
16:46
So this is all done in the last two years.
291
982000
2000
Yani bütün bunlar son iki senede yapıldı.
16:48
I showed you something that took 20 years to do.
292
984000
3000
Size yapımı 20 sene süren birşey göstermiştim.
16:51
And this is just a selection of things that
293
987000
3000
Bunlar da geçen birkaç sene içinde olan ve yapılan
16:54
were built in the last couple of years.
294
990000
2000
şeylerden sadece bazıları.
16:56
From Brazil to India,
295
992000
3000
Brezilya'dan Hindistan'a,
16:59
Mexico,
296
995000
2000
Meksika'ya,
17:01
Alabama,
297
997000
2000
Alabama'ya,
17:03
China,
298
999000
3000
Çin'e,
17:06
Israel,
299
1002000
2000
İsrail'e,
17:08
Palestine,
300
1004000
3000
Filistin'e,
17:11
Vietnam.
301
1007000
1000
Vietnam'a kadar.
17:12
The average age of a designer
302
1008000
2000
Bu projeye katılan tasarımcıların
17:14
who gets involved in this project is 32 -- that's how old I am. So it's a young --
303
1010000
5000
ortalama yaşı 32 -- bu benim şu anki yaşım. Yani bu genç bir--
17:21
I just have to stop here, because Arup is in the room
304
1017000
2000
Burada durmak zorundayım, çünkü Arup odada
17:23
and this is the best-designed toilet in the world.
305
1019000
2000
ve bu dünyada en iyi tasarlanmış tuvalet.
17:25
If you're ever, ever in India, go use this toilet.
306
1021000
4000
Eğer Hindistan'a gidecek olursanız, bu tuvaleti kullanın.
17:29
(Laughter)
307
1025000
1000
( Gülüşme )
17:30
Chris Luebkeman will tell you why.
308
1026000
3000
Chris Luebkeman size neden olduğunu anlatacaktır.
17:33
I'm sure that's how he wanted to spend the party.
309
1029000
2000
Eminim partiyi geçirmek istediği şekil buydu, fakat --
17:40
But the future is not going to be the sky-scraping cities of New York,
310
1036000
4000
fakat gelecek gökdelenli New York şehirlerinin olmayacak,
17:44
but this. And when you look at this, you see crisis.
311
1040000
3000
bu olacak. Siz buna baktığınızda kriz görüyorsunuz.
17:47
What I see is many, many inventors.
312
1043000
3000
Benim gördüğüm şey ise birçok mucit.
17:50
One billion people live in abject poverty.
313
1046000
2000
1 milyar insan sefil fakirlik içinde yaşıyor.
17:52
We hear about them all the time.
314
1048000
2000
Bunları devamlı duyuyoruz.
17:54
Four billion live in growing but fragile economies.
315
1050000
5000
4 milyar insan büyüyen fakat kırılgan ekonomilerde yaşıyor.
17:59
One in seven live in unplanned settlements.
316
1055000
2000
Her yediden biri plansız yerleşimlerde yaşıyor.
18:01
If we do nothing about the housing crisis that's about to happen,
317
1057000
3000
Bu iskan sorunu ile ilgili birşey yapmazsak olacak olan şey,
18:04
in 20 years, one in three people will live in an unplanned settlement
318
1060000
4000
20 sene içinde, her üç kişiden biri plansız yerleşim yerlerinde yaşıyor olacak,
18:08
or a refugee camp. Look left, look right: one of you will be there.
319
1064000
5000
veya bir mülteci kampında. Sağına bak, soluna bak: biriniz orada olacak.
18:13
How do we improve the living standards of five billion people?
320
1069000
4000
5 milyar insanın yaşam standartlarını nasıl yükseltebiliriz?
18:17
With 10 million solutions.
321
1073000
2000
10 milyon çözüm ile.
18:19
So I wish to develop a community that actively embraces
322
1075000
3000
Ben öyle bir topluluk oluşturmak istiyorum ki
18:22
innovative and sustainable design
323
1078000
2000
yenilikçi ve sürdürebilir tasarımI benimsemiş olsunlar
18:24
to improve the living conditions for everyone.
324
1080000
4000
herkesin yaşam koşullarını düzeltmek için.
18:28
Chris Anderson: Wait a second. Wait a second. That's your wish?
325
1084000
1000
Chris Anderson: Bekle bir saniye. Bekle bir saniye. Bu senin dileğin mi şimdi?
18:29
CS: That's my wish.
326
1085000
1000
CS: Bu benim dileğim.
18:30
CA: That's his wish!
327
1086000
1000
CA: Bu onun dileği!
18:31
(Applause)
328
1087000
14000
( Alkış )
18:45
CS: We started Architecture for Humanity with 700 dollars and a website.
329
1101000
5000
İnsanlık için Mimari projesini 700 dolar ve bir web sayfası ile başlattık.
18:50
So Chris somehow decided to give me 100,000.
330
1106000
4000
Chris de bir şekilde bana 100.000 dolar vermeye karar verdi.
18:54
So why not this many people?
331
1110000
3000
Yani neden o kadar çok insan olmasın?
18:57
Open-source architecture is the way to go.
332
1113000
2000
Açık-Kaynak Mimari gidilmesi gereken yöndür.
18:59
You have a diverse community of participants --
333
1115000
3000
Çok çeşitli katılımcılardan oluşan bir cemiyetiniz var --
19:02
and we're not just talking about inventors and designers,
334
1118000
3000
ve sadece kaşifler ve tasarımcılardan bahsetmiyoruz,
19:05
but we're talking about the funding model.
335
1121000
2000
fonlama modelinden bahsediyoruz.
19:07
My role is not as a designer;
336
1123000
2000
Benim rolüm tasarımcı rolü değil,
19:09
it's as a conduit between the design world and the humanitarian world.
337
1125000
4000
tasarım dünyası ile insani yardım dünyası arasında bir kanal rolü.
19:13
And what we need is something that replicates me globally,
338
1129000
5000
Ve ihtiyacımız olan şey beni küresel çapta kopyalayacak bir şey,
19:18
because I haven't slept in seven years.
339
1134000
2000
çünkü yedi senedir uyumuyorum.
19:20
(Laughter)
340
1136000
3000
( Gülüşme )
19:23
Secondly, what will this thing be?
341
1139000
2000
İkinci olarak, bu şey ne olacak?
19:25
Designers want to respond to issues of humanitarian crisis,
342
1141000
4000
Tasarımcılar insani krizlere cevap vermek istiyor,
19:29
but they don't want some company in the West
343
1145000
3000
ama batıda bir şirketin kendi fikirlerini
19:32
taking their idea and basically profiting from it.
344
1148000
3000
alıp ondan kazanç sağlamasını istemiyor.
19:35
So Creative Commons has developed the developing nations license.
345
1151000
4000
Bunun için Creative Commons gelişmekte olan ülkeler lisansını geliştirdi.
19:39
And what that means is that a designer can -- the Siyathemba project I showed was the
346
1155000
5000
Bu demektir ki tasarımcı -- gösterdiğim Ceatemba projesi
19:44
first ever building to have a Creative Commons license on it.
347
1160000
3000
Creative Commons lisansı olan ilk yapıydı.
19:47
As soon as that is built, anyone in Africa or any developing nation
348
1163000
6000
Bu inşa edildiği anda, Afrika'da ve bütün gelişmekte olan ülkelerde herkes
19:53
can take the construction documents and replicate it for free.
349
1169000
4000
yapı belgelerini / çizimlerini ücretsiz olarak alıp çoğaltabilir.
19:57
(Applause)
350
1173000
5000
( Alkış )
20:02
So why not allow designers the opportunity to do this,
351
1178000
3000
Yani neden tasarımcıları bunu yapma fırsatını vermeyelim,
20:05
but still protecting their rights here?
352
1181000
2000
ve aynı zamanda haklarını korumayalım?
20:07
We want to have a community where you can upload ideas,
353
1183000
4000
Fikirlerinizi yükleyebileceğiniz bir topluluk / ortam istiyoruz
20:11
and those ideas can be tested in earthquake, in flood,
354
1187000
5000
ve bu fikirler depremlerde, sellerdeö her türlü sert çevre şartlarında
20:16
in all sorts of austere environments. The reason that's important is
355
1192000
3000
test edilebilir. Bunun önemli olmasının sebebi şu:
20:19
I don't want to wait for the next Katrina to find out if my house works.
356
1195000
6000
evimin çalışıp çalışmadığını öğgrenmek için bir sonraki Katrina'yı beklemek istemiyorum.
20:25
That's too late. We need to do it now.
357
1201000
2000
Bu çok geç. Bunu şimdi yapmalıyız.
20:27
So doing that globally.
358
1203000
2000
Bunu küresel olarak yapmalıyız.
20:29
And I want this whole thing to work multi-lingually.
359
1205000
5000
Ve ben bunun birçok dilde çalışmasını istiyorum.
20:34
When you look at the face of an architect, most people think a gray-haired white guy.
360
1210000
4000
Bir mimarın yüzüne bakınca, genelde insanlar gri-saçlı beyaz bir adam düşünürler.
20:38
I don't see that. I see the face of the world.
361
1214000
3000
Ben bunu görmüyorum. Ben dünyanın yüzünü görüyorum.
20:41
So I want everyone from all over the planet,
362
1217000
2000
Yani dünyanın her yerinden herkesin,
20:43
to be able to be a part of this design and development.
363
1219000
4000
bu tasarım ve gelişimin bir parçası olabilmesini istiyorum.
20:47
The idea of needs-based competitions -- X-Prize for the other 98 percent,
364
1223000
4000
İhtiyaç temelli yarışmalar fikri -- geri kalan yüzde 98 için X ödülü,
20:51
if you want to call it that.
365
1227000
3000
eğer böyle demek isterseniz.
20:54
We also want to look at ways of matchmaking
366
1230000
2000
Aynı anda bağlantılar kurmanın ve finansman ortaklarını
20:56
and putting funding partners together.
367
1232000
2000
bir araya getirmenin yollarını arıyoruz.
20:58
And the idea of integrating manufacturers -- fab labs in every country.
368
1234000
4000
Üreticileri de entegre etme fikri -- her ülkeden imal laboratuvarları.
21:02
When I hear about the $100 laptop
369
1238000
2000
100 dolar bilgisayarını duyunca
21:04
and it's going to educate every child --
370
1240000
2000
ve nasıl her çocuğu eğiteceğini,
21:06
educate every designer in the world. Put one in every favela,
371
1242000
4000
dünyadaki her tasarımcıyı eğitecek. Her favelaya bir tane koyun,
21:10
every slum settlement, because you know what,
372
1246000
3000
her gecekondu bölgesine, çünkü şunu bilin ki,
21:13
innovation will happen.
373
1249000
2000
yenilik gerçekleşecektir.
21:15
And I need to know that. It's called the leap-back.
374
1251000
2000
Ve benim bunu bilmem gerekir. Buna geri sıçrama diyorlar.
21:17
We talk about leapfrog technologies. I write with Worldchanging,
375
1253000
4000
Leapfrog teknolojilerinden bahsediyoruz. Ben Worldchangind'de yazıyorum,
21:21
and the one thing we've been talking about is,
376
1257000
1000
ve devamlı üzerinde konuştuğumuz konu şu,
21:22
I learn more on the ground than I've ever learned here.
377
1258000
3000
Arazide burada öğrendiklerimin hepsinden daha fazlasını öğreniyorum.
21:25
So let's take those ideas, adapt them and we can use them.
378
1261000
6000
Yani bu fikirleri alalım, uyarlayalım ve sonra kullanabilelim.
21:31
These ideas are supposed to have adaptable;
379
1267000
4000
Bu fikirlerin uyarlanabilir olması gerekiyor,
21:35
they should have the potential for evolution;
380
1271000
3000
gelişme potansiyellerinin olması gerekiyor,
21:38
they should be developed by every nation on the world
381
1274000
3000
dünyadaki her millet tarafından geliştirilmeleri gerekiyor
21:41
and useful for every nation on the world. What will it take?
382
1277000
4000
ve her millet için faydalı olmaları gerekiyor. Peki bunun için ne mi gerekecek?
21:45
There should be a sheet. I don't have time to read this,
383
1281000
3000
Burada bir sayfa olacaktı. Bunu okumaya vaktim yok,
21:48
because I'm going to be yanked off.
384
1284000
2000
yoksa buradan sürükleneceğim.
21:50
CA: Just leave it up there for a sec.
385
1286000
3000
CA: Birkaç saniye kalsın orada.
21:53
CS: Well, what will it take? You guys are smart.
386
1289000
3000
CS: Ne mi gerektirecek? Siz zeki insanlarsınız.
21:56
So it's going to take a lot of computing power, because I want
387
1292000
4000
Oldukça çok hesap gücü gerektirecek, çünkü ben bunun --
22:00
the idea that any laptop anywhere in the world can plug into the system
388
1296000
3000
Dünyanın her yerindeki her bilgisayar sistem bağlanabilsin istiyorum.
22:03
and be able to not only participate in developing these designs,
389
1299000
4000
Ve bu tasarımları geliştirmeye katılmanın yanında,
22:07
but utilize the designs. Also, a process of reviewing the designs.
390
1303000
5000
tasarımları kullanabilsin de. Bu tasarımların gözden geçirilmesi için bir yöntem de.
22:12
I want every Arup engineer in the world to check
391
1308000
3000
Dünyadaki her Arup mühendisinin kontrol edip
22:15
and make sure that we're doing stuff that's standing,
392
1311000
3000
ayakta duracak şeyler yaptığımızı garantilemelerini istiyorum,
22:18
because those guys are the best in the world. Plug.
393
1314000
3000
çünkü bu insanlar dünyada alanlarının en iyileri.
22:21
And so you know, I want these -- and I just should note,
394
1317000
5000
İşte ben bunları istiyorum -- şunu belirtmeliyim ki,
22:26
I have two laptops and one of them there, is there
395
1322000
3000
İki tane dizüstü bilgisayarım var, biri şurada
22:29
and that has 3000 designs on it. If I drop that laptop, what happens?
396
1325000
7000
ve içinde 3000 tane tasarım var. Onu düşürürsem ne olur?
22:36
So it's important to have these proven ideas put up there,
397
1332000
3000
Bu denenmiş fikirleri ortalığa/açığa koymak önemli,
22:39
easy to use, easy to get a hold of.
398
1335000
2000
kolay kullanılabilir, kolay ulaşılabilir.
22:41
My mom once said, there's nothing worse than being all mouth and no trousers.
399
1337000
8000
Annem bir keresinde dedi ki, 'lafla peynir gemisi yürümez' (yaklaşık manasıyla).
22:49
(Laughter)
400
1345000
1000
( Gülüşme )
22:50
I'm fed up of talking about making change.
401
1346000
3000
Değişim getirmeyi konuşmaktan sıkıldım artık.
22:53
You only make it by doing it.
402
1349000
3000
Sadece yaparak gerçekleştirebilirsin.
22:56
We've changed FEMA guidelines. We've changed public policy.
403
1352000
3000
FEMA zönetmeliğini değiştirdik. Kamu politikasını değiştirdik.
22:59
We've changed international response -- based on building things.
404
1355000
5000
Uluslararası tepkileri değiştirdik -- birşeyleri inşa ederek.
23:04
So for me, it's important that we create a real conduit
405
1360000
3000
Yani benim için yenilikler için gerçek bir kanal oluşturmak,
23:07
for innovation, and that it's free innovation.
406
1363000
3000
ve bunun özgür bir yenilik olması önemli.
23:10
Think of free culture -- this is free innovation.
407
1366000
5000
Özgür kültür düşünün -- bu özgür yenilik.
23:15
Somebody said this a couple of years back.
408
1371000
4000
Birisi bunu birkaç sene önce söyledi.
23:19
I will give points for those who know it.
409
1375000
2000
Bunu bilenlere puan vereceğim,
23:21
I think the man was maybe 25 years too early, so let's do it.
410
1377000
7000
Belki de adam 25 sene erkendi, yani haydi yapalım.
23:28
Thank you.
411
1384000
3000
Teşekkürler.
23:31
(Applause)
412
1387000
3000
( Alkış )
ABOUT THE SPEAKER
Cameron Sinclair - Co-founder, Architecture for Humanity2006 TED Prize winner Cameron Sinclair is co-founder of Architecture for Humanity, a nonprofit that seeks architecture solutions to global crises -- and acts as a conduit between the design community and the world's humanitarian needs.
Why you should listen
After training as an architect, Cameron Sinclair (then age 24) joined Kate Stohr to found Architecture for Humanity, a nonprofit that helps architects apply their skills to humanitarian efforts. Starting with just $700 and a simple web site in 1999, AFH has grown into an international hub for humanitarian design, offering innovative solutions to housing problems in all corners of the globe.
Whether rebuilding earthquake-ravaged Bam in Iran, designing a soccer field doubling as an HIV/AIDS clinic in Africa, housing refugees on the Afghan border, or helping Katrina victims rebuild, Architecture for Humanity works by Sinclair's mantra: "Design like you give a damn." (Sinclair and Stohr cowrote a book by the same name, released in 2006.)
A regular contributor to the sustainability blog Worldchanging.com, Sinclair is now working on the Open Architecture Network, born from the wish he made when he accepted the 2006 TED Prize: to build a global, open-source network where architects, governments and NGOs can share and implement design plans to house the world.
Cameron Sinclair | Speaker | TED.com