TEDxDU 2011
Ramona Pierson: An unexpected place of healing
Ramona Pierson: Alışılmadık bir tedavi yeri.
Filmed:
Readability: 3.1
400,025 views
Ramona Pierson 22 yaşındayken, sarhoş bir şoförün kendisine çarpması yüzünden 18 ay sürecek bir komaya girdi. Dikkat çekici iyileşme hikayesini, bir huzur evinin desteği ve bilgeliğinin üzerinde durarak TEDxDU'da anlatıyor.
Ramona Pierson - Education innovator
Ramona Pierson develops tools to revolutionize learning management and assessment systems -- her fourth career after aviation, neuropsychology and software development. Full bio
Ramona Pierson develops tools to revolutionize learning management and assessment systems -- her fourth career after aviation, neuropsychology and software development. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:15
I'm actually going to share something with you
0
0
2000
Sizinle birazdan paylaşacaklarımı
00:17
I haven't talked about probably in more than 10 years.
1
2000
3000
belki de 10 yıldan fazla süredir kimseye anlatmadım.
00:20
So bear with me
2
5000
2000
Bu yüzden sizi bu yolculağa çıkarırken
00:22
as I take you through this journey.
3
7000
2000
bana umarım tahammül edersiniz.
00:24
When I was 22 years old,
4
9000
2000
22 yaşımdayken
00:26
I came home from work, put a leash on my dog
5
11000
3000
işten eve geldim, köpeğime tasmasını taktım
00:29
and went for my usual run.
6
14000
3000
ve mutat koşuma çıktım.
00:32
I had no idea that at that moment
7
17000
2000
O anda hayatımın sonsuza dek değişeceğinden
00:34
my life was going to change forever.
8
19000
2000
haberim yoktu.
00:36
While I was preparing my dog for the run,
9
21000
3000
Ben köpeğimi koşuya hazırlamaktayken,
00:39
a man was finishing drinking at a bar,
10
24000
4000
bir adam da bir barda içkisini bitirmekteydi,
00:43
picked up his car keys, got into a car
11
28000
2000
anahtarlarını aldı, arabasına bindi
00:45
and headed south,
12
30000
2000
ve güneye doğru yola çıktı,
00:47
or wherever he was.
13
32000
2000
ya da her nereye gidiyorsa oraya.
00:49
I was running across the street,
14
34000
2000
Bense karşıdan karşıya geçmekteydim
00:51
and the only thing that I actually remember
15
36000
2000
ve hatırlayabildiğim tek şey de
00:53
is feeling like a grenade went off in my head.
16
38000
3000
kafamda bir el bombasının patlaması oldu.
00:56
And I remember putting my hands on the ground
17
41000
4000
Ve ellerimi yere koyduğumu hatırlıyorum
01:00
and feeling my life's blood
18
45000
2000
ve hayat kanımın
01:02
emptying out of my neck
19
47000
2000
boynumdan
01:04
and my mouth.
20
49000
3000
ve ağzımdan akıp gittiğini...
01:07
What had happened
21
52000
2000
Olan şuydu,
01:09
is he ran a red light and hit me and my dog.
22
54000
3000
adam kırmızıda geçmiş köpeğime ve bana çarpmıştı.
01:12
She ended up underneath the car.
23
57000
3000
Köpeğim arabanın altında kaldı.
01:15
I flew out in front of the car,
24
60000
2000
Ben de arabanın önüne fırladım
01:17
and then he ran over my legs.
25
62000
2000
ve o da bacaklarımın üzerinden geçti.
01:19
My left leg got caught up in the wheel well --
26
64000
2000
Sol bacağım lastiğe takıldı - ve
01:21
spun it around.
27
66000
2000
ve onun etrafına dolandı.
01:25
The bumper of the car hit my throat,
28
70000
3000
Arabanın tamponu boğazıma çarptı
01:28
slicing it open.
29
73000
2000
ve boğazımı kesti.
01:30
I ended up with blunt chest trauma.
30
75000
3000
Sonuç olarak künt göğüs travmasına girdim.
01:33
Your aorta comes up behind your heart.
31
78000
2000
Aortunuz kalbinizin arka tarafına kaçar.
01:35
It's your major artery, and it was severed,
32
80000
3000
Bu en temel atardamarınızdır ve benim zarar gördüğünden
01:38
so my blood was gurgling out of my mouth.
33
83000
3000
kanım ağzımdan lıkır lıkır akıyordu.
01:41
It foamed,
34
86000
2000
Köpürmeye başladı,
01:43
and horrible things were happening to me.
35
88000
2000
bana çok kötü şeyler oluyordu.
01:47
I had no idea what was going on,
36
92000
2000
Olan biten hakkında hiçbir fikrim yoktu
01:49
but strangers intervened,
37
94000
3000
ama tanımadığım insanlar müdahale etti,
01:52
kept my heart moving, beating.
38
97000
3000
bu sayede kalbim hareket etmeye, atmaya devam etti.
01:55
I say moving because it was quivering
39
100000
2000
Hareket etmek dedim çünkü kalbim titremekteydi
01:57
and they were trying to put a beat back into it.
40
102000
3000
ve onlar da tekrar da atması için uğraşıyorlardı.
02:00
Somebody was smart and put a Bic pen in my neck
41
105000
3000
Bir kişi akıllı davranıp boğazıma bir tükenmez kalem sokup
02:03
to open up my airway so that I could get some air in there.
42
108000
3000
nefes alabilmem için soluk borumu açmaya çalıştı.
02:06
And my lung collapsed,
43
111000
2000
Ciğerlerim göçtü,
02:08
so somebody cut me open and put a pin in there as well
44
113000
3000
bu yüzden de birisi beni derimi kesip göğsüme iğne batırdı
02:11
to stop that catastrophic event from happening.
45
116000
7000
ve bu sayede de o feci vakadan kurtulmuş oldum.
02:18
Somehow I ended up at the hospital.
46
123000
2000
Bir şekilde hastaneye getirilmişim.
02:20
I was wrapped in ice
47
125000
2000
Beni buzların içerisine koymuşlar
02:22
and then eventually put into a drug-induced coma.
48
127000
4000
sonra da ilaca bağlı bir komaya girmişim.
02:26
18 months later I woke up.
49
131000
4000
18 ay sonra uyandım.
02:30
I was blind, I couldn't speak,
50
135000
2000
Gözlerim görmüyordu, konuşamıyordum
02:32
and I couldn't walk.
51
137000
2000
ve yürüyemiyordum.
02:34
I was 64 lbs.
52
139000
3000
Ve de 29 kiloydum.
02:40
The hospital really has no idea
53
145000
2000
Benim gibi insanlara ne yapılacağı konusunda
02:42
what to do with people like that.
54
147000
2000
hastanenin pek de fikri yoktu.
02:44
And in fact, they started to call me a Gomer.
55
149000
3000
Bu sebepten de bana istenmeyen hasta demeye başladılar.
02:47
That's another story we won't even get into.
56
152000
4000
Bu üzerinde durmayacağım başka bir hikaye.
02:51
I had so many surgeries to put my neck back together,
57
156000
3000
Boynumun eski haline dönmesi ve kalbimin düzelmesi için
02:54
to repair my heart a few times.
58
159000
2000
için bir sürü ameliyat geçirdim.
02:56
Some things worked, some things didn't.
59
161000
2000
Bazı şeyler işe yaradı, bazıları yaramadı.
02:58
I had lots of titanium put in me,
60
163000
2000
Vücuda çok miktarda titanyum,
03:00
cadaver bones
61
165000
2000
kadavralardan alınan kemikler yerleştirip
03:02
to try to get my feet moving the right way.
62
167000
3000
ayaklarımın düzgün hareket etmesi için uğraştılar.
03:05
And I ended up with a plastic nose, porcelain teeth
63
170000
2000
Sonucunda yapay bir burnum, porselen dişlerim
03:07
and all kinds of other things.
64
172000
2000
ve bunun gibi bir sürü şeyim oldu.
03:09
But eventually I started to look human again.
65
174000
3000
Ama en sonunda bir insan gibi gönrünmeye başladım.
03:18
But it's hard sometimes to talk about these things,
66
183000
2000
Ama böyle şeyleri anlatmak her zaman kolay olmaz,
03:20
so bear with me.
67
185000
3000
bu yüzden bana tahammül etmeye çalışın.
03:23
I had more than 50 surgeries.
68
188000
2000
50'den fazla ameliyat geçirdim.
03:25
But who's counting?
69
190000
3000
Ama kim sayıyor ki?
03:28
So eventually, the hospital decided
70
193000
2000
Nihayet hastane
03:30
it was time for me to go.
71
195000
2000
gitme zamanımın geldiğine karar verdi.
03:32
They needed to open up space
72
197000
2000
Tedavi görmesi gereken
03:34
for somebody else that they thought could come back
73
199000
4000
başka birisinin gelebileceğini düşündüklerinden
03:38
from whatever they were going through.
74
203000
3000
yer açmaları gerekiyordu.
03:41
Everybody lost faith in me being able to recover.
75
206000
3000
Hiç kimse iyileşebileceğimi düşünmüyordu.
03:44
So they basically put a map up on the wall, threw a dart,
76
209000
3000
Böylece duvara bir harita astılar bir ok attılar
03:47
and it landed at a senior home here in Colorado.
77
212000
5000
ve ok da burada, Colorado'daki bir huzur evine isabet etti.
03:52
And I know all of you are scratching your head:
78
217000
2000
Hepiniz kafalarınızı kaşıdığınızı biliyorum:
03:54
"A senior citizens' home? What in the world are you going to do there?"
79
219000
3000
"Huzur evi mi? Orada ne işin olacak ki?"
03:57
But if you think about
80
222000
2000
Ama bu salondaki
03:59
all of the skills and talent that are in this room right now,
81
224000
3000
bütün beceri ve yetenekleri düşündüğünüz de,
04:02
that's what a senior home has.
82
227000
2000
huzur evinin de böyle olduğunu fark edeceksiniz.
04:04
So there were all these skills and talents
83
229000
2000
Yani orada yaşlı insanların bütün becerileri
04:06
that these seniors had.
84
231000
3000
ve yetenekleri vardı.
04:09
The one advantage that they had over most of you
85
234000
2000
Onların en büyük üstünlükleri
04:11
is wisdom,
86
236000
2000
bilgeliktir,
04:13
because they had a long life.
87
238000
3000
çünkü uzun bir hayatları olmuştur.
04:16
And I needed that wisdom at that moment in my life.
88
241000
2000
Benim de hayatımın o anına o bilgeliğe ihtiyacım vardı.
04:18
But imagine what it was like for them
89
243000
2000
Ama kapıların önüne vardığımdaki
04:20
when I showed up at their doorstep?
90
245000
3000
hallerini de bir düşünün.
04:23
At that point, I had gained four pounds,
91
248000
2000
O sırada 1 kilo almıştım,
04:25
so I was 68 lbs.
92
250000
2000
yani 30 kiloydum.
04:27
I was bald.
93
252000
2000
Kafamda saç yoktu.
04:29
I was wearing hospital scrubs.
94
254000
2000
Üzerimde hastane önlüğü vardı.
04:31
And somebody donated tennis shoes for me.
95
256000
3000
Ve ayaklarımda da birisinin verdiği tenis ayakkabıları vardı.
04:34
And I had a white cane in one hand
96
259000
3000
Bir elimde beyaz bir baston
04:37
and a suitcase full of medical records in another hand.
97
262000
3000
diğerinde de raporlarımla dolu bir bavul vardı.
04:40
And so the senior citizens realized
98
265000
3000
Bu yüzden de yaşlılar
04:43
that they needed to have an emergency meeting.
99
268000
2000
olağanüstü bir toplantı yapmanın gerektiğini anladılar.
04:45
(Laughter)
100
270000
2000
(Kahkaha)
04:47
So they pulled back and they were looking at each other,
101
272000
3000
Geriye çekildiler ve birbirlerine bakararak,
04:50
and they were going, "Okay, what skills do we have in this room?
102
275000
4000
"Tamam, bu odada hangi beceriler var?
04:54
This kid needs a lot of work."
103
279000
3000
Bu çocukla çok işimiz olacak." diye söylediler.
04:57
So they eventually started
104
282000
2000
Böylece de yeteneklerini ve
04:59
matching their talents and skills
105
284000
2000
becerilerini ihtiyaçlarımı karşılamak amacıyla
05:01
to all of my needs.
106
286000
2000
kıyaslamaya başladılar.
05:03
But one of the first things they needed to do
107
288000
2000
Ama yapmaları gereken şeylerin başında
05:05
was assess what I needed right away.
108
290000
2000
acilen ihtiyacım olan şeyin üzerinde durmak vardı.
05:07
I needed to figure out
109
292000
2000
Normal bir insan gibi yemek yemeyi
05:09
how to eat like a normal human being,
110
294000
2000
başarmam gerekiyordu
05:11
since I'd been eating through a tube in my chest
111
296000
3000
çünkü göğsümdeki bir tüp ve damarlarım kanalıyla
05:14
and through my veins.
112
299000
2000
beslenmekteydim.
05:16
So I had to go through trying to eat again.
113
301000
3000
Yani yeniden yemek yemeyi öğrenmem gerekiyordu.
05:19
And they went through that process.
114
304000
2000
İlk olarak bu meseleyi çözdüler.
05:21
And then they had to figure out:
115
306000
2000
Ardından da şu vardı:
05:23
"Well she needs furniture.
116
308000
2000
"Mobilyalara ihtiyacı var.
05:25
She is sleeping in the corner of this apartment."
117
310000
3000
Bu dairenin bir köşesinde yatıyor."
05:28
So they went to their storage lockers
118
313000
2000
Böylece depolarına gittiler
05:30
and all gathered their extra furniture --
119
315000
2000
ve fazla olan bütün mobilyalarını topladılar,
05:32
gave me pots and pans, blankets,
120
317000
3000
bana kap kaçak, battaniye ve
05:35
everything.
121
320000
3000
diğer her şeyi getirdiler.
05:38
And then the next thing that I needed
122
323000
2000
Bir sonraki ihtiyacım da
05:40
was a makeover.
123
325000
3000
görünüşümün düzeltilmesiydi.
05:43
So out went the green scrubs
124
328000
2000
Böylece yeşil önlükler gitti
05:45
and in came the polyester and floral prints.
125
330000
3000
ve polyester ve çiçek desenleri geldi.
05:48
(Laughter)
126
333000
3000
(Kahkaha)
05:53
We're not going to talk about the hairstyles that they tried to force on me
127
338000
3000
Saçlarım uzadığında üzerimde denedikleri
05:56
once my hair grew back.
128
341000
2000
saç modellerinden bahsetmeyeceğiz.
05:58
But I did say no to the blue hair.
129
343000
2000
Ama mavi saça hayır demedim.
06:00
(Laughter)
130
345000
3000
(Kahkaha)
06:04
So eventually what went on
131
349000
3000
Sonuç olarak da,
06:07
is they decided that, well I need to learn to speak.
132
352000
3000
konuşmayı öğrenmem gerektiğine karar verdiler.
06:10
So you can't be an independent person
133
355000
2000
Konuşamazsan ve göremezsen kendi ayakları üzerinde
06:12
if you're not able to speak and can't see.
134
357000
3000
duran birisi olamazsın.
06:15
So they figured not being able to see is one thing,
135
360000
3000
Bu bakımdan görememeyi başka bir tarafa bırakıp,
06:18
but they need to get me to talk.
136
363000
2000
beni konuşturmaları gerektiği düşüncesine kapıldılar.
06:20
So while Sally, the office manager,
137
365000
3000
Böylece oranın müdürü Sally,
06:23
was teaching me to speak in the day --
138
368000
2000
gündüzleri bana konuşmayı öğretiyordu.
06:25
it's hard, because when you're a kid,
139
370000
2000
Bu pek de kolay değildi, çünkü çocukken
06:27
you take things for granted.
140
372000
2000
insan her şeyi hemen kanıksıyor.
06:29
You learn things unconsciously.
141
374000
2000
Farkına varmadan öğrenme gerçekleşiyor.
06:31
But for me, I was an adult and it was embarrassing,
142
376000
3000
Ama ben büyüktüm ve benim için bu utanç vericiydi,
06:34
and I had to learn how to coordinate
143
379000
2000
yeni gırtlağımla dilimi
06:36
my new throat with my tongue
144
381000
2000
ve yeni dişlerimle dudaklarımı
06:38
and my new teeth and my lips,
145
383000
3000
birlikte kullanıp
06:41
and capture the air and get the word out.
146
386000
3000
nefesi yakalayarak sözcüğü dışarı çıkarmalıydım.
06:44
So I acted like a two-year-old
147
389000
2000
Ben de iki yaşındaki bir çocuk gibi davranarak
06:46
and refused to work.
148
391000
2000
çalışmayı reddettim.
06:48
But the men had a better idea.
149
393000
3000
Ama oradakilerin daha iyi bir fikri vardı.
06:51
They were going to make it fun for me.
150
396000
2000
Bu işi benim için eğlenceli bir hale sokacaklardı.
06:53
So they were teaching me cuss word Scrabble at night,
151
398000
4000
Bana geceleri açık saçık kelimelerle Scrabble öğretiyorlardı,
06:57
(Laughter)
152
402000
4000
(Kahkaha)
07:01
and then, secretly,
153
406000
2000
ve de gizlice, bir denizci gibi
07:03
how to swear like a sailor.
154
408000
3000
küfretmenin yollarını gösteriyorlardı.
07:06
So I'm going to just leave it to your imagination
155
411000
4000
Bu yüzden de Sally kendime güvenimi sağlayınca
07:10
as to what my first words were
156
415000
4000
ilk sözcüklerimi söylediğimde ağzımdan çıkanların
07:14
when Sally finally got my confidence built.
157
419000
3000
ne olduğunu hayal gücünüze bırakıyorum.
07:17
(Laughter)
158
422000
2000
(Kahkaha)
07:19
So I moved on from there.
159
424000
2000
Neticede olarak oradan ayrıldım.
07:21
And a former teacher who happened to have Alzheimer's
160
426000
3000
Alzheimer'a yakalanmış eski bir öğretmenim
07:24
took on the task of teaching me to write.
161
429000
4000
bana yazma öğretme görevini üstlendi.
07:28
The redundancy was actually good for me.
162
433000
2000
Her şeyi tekrar etmek aslına bakılırsa hoşuma gidiyordu.
07:30
So we'll just keep moving on.
163
435000
2000
Bu yüzden de öylece devam ettik.
07:32
(Laughter)
164
437000
5000
(Kahkaha)
07:38
One of the pivotal times for me
165
443000
3000
Benim için en çarpıcı anlardan birisi
07:41
was actually learning to cross a street again
166
446000
3000
göremeyen birisi olarak yeniden karşıdan karşıya
07:44
as a blind person.
167
449000
2000
geçmeyi öğrenmek oldu.
07:46
So close your eyes.
168
451000
3000
Onun için gözlerinizi kapatın.
07:49
Now imagine you have to cross a street.
169
454000
2000
Ve bir yolun karşısına geçmeniz gerektiğini hayal edin.
07:51
You don't know how far that street is
170
456000
4000
Sokağın mesafesini bilmiyorsunuz
07:55
and you don't know if you're going straight
171
460000
3000
ve düz mü gittiğinizin farkında değilsiniz
07:58
and you hear cars whizzing back and forth,
172
463000
3000
ve yanınızdan geçen arabaların seslerini duyuyorsunuz
08:01
and you had a horrible accident
173
466000
2000
ve sizi bu duruma sokan
08:03
that landed you in this situation.
174
468000
3000
korkunç bir kaza geçirmiştiniz.
08:06
So there were two obstacles I had to get through.
175
471000
3000
Bu yüzden de aşmam gereken iki engel vardı.
08:09
One was post-traumatic stress disorder.
176
474000
3000
Birisi travma sonrası stres bozukluğuydu.
08:12
And every time I approached the corner or the curb
177
477000
4000
Ve de ne zaman kaldırımın kenarına ya da köşesine yaklaşsam
08:16
I would panic.
178
481000
2000
paniğe kapılıyordum.
08:18
And the second one
179
483000
2000
İkincisi de
08:20
was actually trying to figure out how to cross that street.
180
485000
3000
sokağın karşısına nasıl geçileceğini bulmaktı.
08:23
So one of the seniors just came up to me,
181
488000
3000
Hal böyleyken yaşlılardan birisi yanıma geldi
08:26
and she pushed me up to the corner and she said,
182
491000
3000
ve beni yolun kenarına itip şöyle dedi,
08:29
"When you think it's time to go, just stick the cane out there.
183
494000
3000
"Geçmeyi düşündüğün zaman, bastonunu yola doğru uzat.
08:32
If it's hit, don't cross the street."
184
497000
2000
Ona çarpan olursa, sokağa sakın fırlama."
08:34
(Laughter)
185
499000
5000
(Kahkaha)
08:39
Made perfect sense.
186
504000
3000
Bu çok mantıklı bir şeydi.
08:42
But by the third cane
187
507000
2000
Ama yolda uçup giden
08:44
that went whizzing across the road,
188
509000
3000
üçüncü bastondan sonra,
08:47
they realized that they needed to put the resources together,
189
512000
3000
kaynakları biraraya getirmelerinin farkına vardılar
08:50
and they raised funds
190
515000
2000
ve para topladılar,
08:52
so that I could go to the Braille Institute
191
517000
2000
bu sayede Braille Enstitüsü'ne gittim
08:54
and actually gain the skills
192
519000
2000
ve gözleri görmeyen birisine gereken
08:56
to be a blind person,
193
521000
2000
becerileri öğrendim
08:58
and also to go get a guide dog
194
523000
2000
ve de hayatımı değiştiren
09:00
who transformed my life.
195
525000
2000
bir rehber köpeğim oldu.
09:02
And I was able to return to college
196
527000
2000
Bir de üniversiteye de geri dönebildim
09:04
because of the senior citizens who invested in me,
197
529000
4000
çünkü huzur evi sakinleri bana fon sağlamışlardı
09:08
and also the guide dog and skill set I had gained.
198
533000
4000
ve rehber köpeğim ve kazandığım becerilerim vardı.
09:12
10 years later I gained my sight back.
199
537000
2000
10 yıl sonra görme duyumu geri kazandım.
09:14
Not magically.
200
539000
2000
Sihirli bir şekilde değil.
09:16
I opted in for three surgeries,
201
541000
3000
Üç tane ameliyat geçirdim,
09:19
and one of them was experimental.
202
544000
2000
bunlardan birisi de deneyseldi.
09:21
It was actually robotic surgery.
203
546000
2000
Bu bir robotik cerrahiydi.
09:23
They removed a hematoma from behind my eye.
204
548000
3000
Gözümün arkasındaki hematomayı aldılar.
09:27
The biggest change for me
205
552000
2000
En büyük şansım
09:29
was that the world moved forward,
206
554000
3000
dünyanın ilerlemiş olması
09:32
that there were innovations
207
557000
2000
ve yeniliklerin
09:34
and all kinds of new things --
208
559000
2000
ve diğer yeni şeylerin -
09:36
cellphones, laptops,
209
561000
2000
cep telefonlarının, laptopların
09:38
all these things that I had never seen before.
210
563000
3000
bütün bu daha önce görmediğim şeylerin ortaya çıkmasıydı.
09:41
And as a blind person,
211
566000
2000
Ve görmeyen birisi olarak,
09:43
your visual memory fades
212
568000
2000
görsel hafızanız yavaş yavaş kayboluyor
09:45
and is replaced with how you feel about things
213
570000
3000
ve bunun yerini eşyalar hakkındaki hisleriniz
09:48
and how things sound
214
573000
3000
ve sesler
09:51
and how things smell.
215
576000
3000
ve kokular alıyor.
09:54
So one day I was in my room
216
579000
2000
Bu yüzden bir gün odamda oturuyordum
09:56
and I saw this thing sitting in my room
217
581000
2000
ve odamda oturan bu şeyi gördüm
09:58
and I thought it was a monster.
218
583000
2000
ve onu bir canavar sandım.
10:00
So I was walking around it.
219
585000
2000
Ve onun yanından geçiyordum.
10:02
And I go, "I'm just going to touch it."
220
587000
2000
Ve "Ona dokunacağım" dedim.
10:04
And I touched it and I went,
221
589000
2000
Ve dokunca da düşündüm ki,
10:06
"Oh my God, it's a laundry basket."
222
591000
2000
"Tanrım, bu bir çamaşır sepetiymiş."
10:08
(Laughter)
223
593000
4000
(Kahkaha)
10:12
So everything is different
224
597000
2000
Yani insan görebilince
10:14
when you're a sighted person
225
599000
2000
her şey farklı oluyor
10:16
because you take that for granted.
226
601000
2000
çünkü nesneleri olduğu gibi kabul ediyorsun.
10:18
But when you're blind,
227
603000
2000
Ama göremeyince,
10:20
you have the tactile memory for things.
228
605000
3000
eşyalarla ilgili dokunmaya dayalı bir hafızan oluyor.
10:23
The biggest change for me was looking down at my hands
229
608000
3000
En büyük şansım ellerime bakıp
10:26
and seeing that I'd lost 10 years of my life.
230
611000
4000
ömrümün 10 yılını kaybettiğimi görmekti.
10:30
I thought that time had stood still for some reason
231
615000
3000
Bu sürenin bir sebep için harcandığını
10:33
and moved on for family and friends.
232
618000
2000
ve ailem ve arkadaşlarım için geçtiğini düşünüyordum.
10:35
But when I looked down,
233
620000
2000
Ama yeniden bakınca,
10:37
I realized that time marched on for me too
234
622000
2000
bu sürenin benim için de geçip gittiğini
10:39
and that I needed to get caught up,
235
624000
2000
ve çevremi yakalamam gerektiğini fark ettim,
10:41
so I got going on it.
236
626000
2000
Bu yüzden çabalamaya devam ettim.
10:43
We didn't have words like crowd-sourcing and radical collaboration
237
628000
4000
Kaza geçirdiğim zaman kitle kaynak ve köklü işbirliği
10:47
when I had my accident.
238
632000
2000
gibi sözcükler ortada yoktu.
10:49
But the concept held true --
239
634000
2000
Ama kavram doğru çıktı --
10:51
people working with people to rebuild me;
240
636000
3000
insanlar beni yeniden yaratmak için insanlarla iş birliği yapıyorlar;
10:54
people working with people to re-educate me.
241
639000
2000
insanlar beni yeniden eğitmek için insanlarla iş birliği yapıyorlardı.
10:56
I wouldn't be standing here today
242
641000
2000
Eğer ileri seviyede bir
10:58
if it wasn't for extreme radical collaboration.
243
643000
4000
köklü işbirliği olmasaydı burada duruyor olamayabilirdim.
11:02
Thank you so much.
244
647000
2000
Çok teşekkür ederim.
11:04
(Applause)
245
649000
2000
(Alkış)
ABOUT THE SPEAKER
Ramona Pierson - Education innovatorRamona Pierson develops tools to revolutionize learning management and assessment systems -- her fourth career after aviation, neuropsychology and software development.
Why you should listen
Ramona Pierson first built careers in aviation, neuropsychology and software development. While studying and examining and learning the details of such diverse disciplines, she became interested in the act of learning itself. She volunteered in a San Francisco school while working full-time in Silicon Valley and, just like that, a fourth career was born.
Pierson completed a master’s degree in education in California, then headed north to take the reins of the education technology department for Seattle Public Schools. She combined her passions and expertise to create software that, in a nutshell, helps teachers teach better. In 2007, Ramona launched a private company with the same goal. SynapticMash Inc. was launched to revolutionize the learning management and assessment systems in education.
A self-described “data geek,” Pierson contemplated ways to push education and technology through a paradigm shift — to move from web 2.0 to web 3.0. Now the CEO of Declara, Ramona continues to study the act of learning and to explore ways to make our education system work better for students.
Ramona Pierson | Speaker | TED.com