TEDGlobal 2017
Christopher Ategeka: How adoption worked for me
Christopher Ategeka: Evlat edinilmek bana ne yaptı
Filmed:
Readability: 3.4
1,023,347 views
"Yetenek evrenseldir, ancak fırsat eşitliği öyle değil." diyor, TED Konuşmacısı Christopher Ategeka. Bu büyüleyici ve umut dolu konuşmada, Ategeka genç yaşta evlat edinilmesinin hikayesini ve bunun ona yeni bir kültürü tecrübe etme, bir eğitim alma, potansiyelini keşfetme gibi konularda nasıl şans verdiğini anlatıyor. "Belki bugünün dünyasındaki ırkçılığı ve bağnazlığı çözemeyebiliriz," dese de Ategeka, "Ancak çocuklarımızı, dünyaya empatiyle bakan; sevgi, merhamet dolu, pozitif ve çok yönlü bireyler olarak büyütebiliriz." diye ekliyor peşine.
Christopher Ategeka - Serial entrepreneur
TED Fellow Christopher Ategeka is on a mission to ensure a sustainable future for humanity and the planet. Full bio
TED Fellow Christopher Ategeka is on a mission to ensure a sustainable future for humanity and the planet. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:13
How many of you are tired
0
1435
2691
Söylesenize kaçınız ünlülerin
00:16
of seeing celebrities adopting kids
from the African continent?
from the African continent?
1
4674
4461
Afrika kıtasından çocuk evlat edinmelerini
görmekten sıkıldı.
görmekten sıkıldı.
00:21
(Laughter)
2
9159
1579
(Gülüşmeler)
00:24
Well, it's not all that bad.
3
12342
2354
Göründüğü kadar kötü değil.
00:28
I was adopted.
4
16573
1368
Ben de evlat edinildim.
00:31
I grew up in rural Uganda,
5
19451
2702
Uganda'nın kırsalında büyüdüm,
00:35
lost both my parents
when I was very, very young.
when I was very, very young.
6
23495
2768
çok genç yaşlardayken
ailemi kaybettim.
ailemi kaybettim.
00:39
And when my parents passed,
7
27978
1719
Ailemi kaybettikten sonra,
00:42
I experienced all the negative
effects of poverty,
effects of poverty,
8
30467
6141
yoksulluğun bütün
negatif etkilerini yaşadım,
negatif etkilerini yaşadım,
00:49
from homelessness,
9
37360
1619
evsizlikten,
00:51
eating out of trash piles,
10
39003
1769
çöp yığınlarından beslenmeye kadar,
00:53
you name it.
11
41539
1150
daha pek çok şey.
00:56
But my life changed
12
44603
1474
Fakat hayatım
00:59
when I got accepted into an orphanage.
13
47038
3813
yetimhaneye kabul edildiğimde değişti.
01:03
Through one of those
sponsor-an-orphan programs,
sponsor-an-orphan programs,
14
51808
2347
Eğitimimi tamamlayabilmem için,
--bir yetime sponsor ol-- eğitim
--bir yetime sponsor ol-- eğitim
01:06
I was sponsored and given an opportunity
to acquire an education.
to acquire an education.
15
54924
3707
programlarının biri tarafından bir fırsat
sunuldu ve desteklendim.
sunuldu ve desteklendim.
01:11
I started off in Uganda.
16
59963
2110
Uganda'da başladım.
01:14
I went through school, and the way
this particular program worked,
this particular program worked,
17
62097
3754
Okula gittim ve bu programın
çalışma şekli şöyle,
çalışma şekli şöyle,
01:17
you finished high school
and after high school,
and after high school,
18
65875
2208
liseyi bitiriyorsunuz ve liseden sonra,
01:20
you go learn a trade --
to become a carpenter, a mechanic
to become a carpenter, a mechanic
19
68107
3660
bir zanaat öğrenmelisiniz --
marangozluk, tamircilik
marangozluk, tamircilik
01:23
or something along those lines.
20
71791
1800
ya da bu tarz bir şey olabilir.
01:26
My case was a little different.
21
74559
2868
Benim olayım birazcık farklıydı.
01:30
The sponsor family that was sending
these 25 dollars a month
these 25 dollars a month
22
78308
4093
Sponsor aile aylık 25 doları
bu organizasyona
bu organizasyona
01:34
to this orphanage to sponsor me,
23
82425
2412
beni desteklemesi için yolluyordu.
01:36
which -- I had never met them --
24
84861
1852
-ki hiç tanışmadım onlarla-
01:39
said, "Well ...
25
87702
1835
bu aile bana,
01:42
we would like to send you
to college instead."
to college instead."
26
90813
2606
"Seni üniversiteye
yollamak istiyoruz." dedi.
yollamak istiyoruz." dedi.
01:46
Oh -- it gets better.
27
94538
1228
Tamam, daha iyi.
01:47
(Laughter)
28
95790
1043
(Gülüşmeler)
01:48
And they said, "If you get the paperwork,
29
96857
2836
"Eğer kâğıt işlerini halledersen,
01:51
we'll send you to school
in America instead."
in America instead."
30
99717
2903
seni Amerika'da bir okula
yollayacağız." dediler.
yollayacağız." dediler.
01:56
So with their help,
31
104856
1587
Ve onların yardımlarıya,
01:59
I went to the embassy
and applied for the visa.
and applied for the visa.
32
107287
3296
vize başvurusu için konsolosluğa gittim.
02:03
I got the visa.
33
111216
1389
Vizeyi aldım.
02:04
I remember this day like it was yesterday.
34
112629
4031
O günü daha dünmüş gibi hatırlıyorum.
02:09
I walked out of the embassy
with this piece of paper in my hand,
with this piece of paper in my hand,
35
117054
3364
Ellerimde bir tomar kâğıtla seke seke
02:12
a hop in my step,
36
120442
1715
konsolosluğa doğru yürüyordum,
02:14
smile on my face,
37
122181
1701
hayatımın değiştiğinin farkındalığı
02:15
knowing that my life is about to change.
38
123906
3387
içinde gülümsüyordum.
02:20
I went home that night,
39
128875
1590
O gece eve gittim
02:23
and I slept with my passport,
40
131168
1814
ve pasaportumla beraber uyudum
02:25
because I was afraid
that someone might steal it.
that someone might steal it.
41
133006
2307
çünkü birinin onu çalabileceğinden
korkuyordum.
korkuyordum.
02:27
(Laughter)
42
135337
1855
(Gülüşmeler)
02:29
I couldn't fall asleep.
43
137216
1420
Bir türlü uyuyamıyordum.
02:31
I kept feeling it.
44
139446
1318
Onu yanımda tuttum.
02:33
I had a good idea for security.
45
141896
1829
Sağlama almak için bir fikrim vardı.
02:36
I was like, "OK, I'm going
to put it in a plastic bag,
to put it in a plastic bag,
46
144324
2569
"Tamam, bunu plastik bir çantaya
koyacağım ve dışarı
koyacağım ve dışarı
02:38
and take it outside and dig a hole,
and put it in there."
and put it in there."
47
146917
3507
çıkıp bir çukur kazıp, onu da içine
koyacağım." dedim.
koyacağım." dedim.
02:43
I did that, went back in the house.
48
151706
1945
Bunu yaptım ve sonra eve döndüm.
02:45
I could not fall asleep. I was like,
"Maybe someone saw me."
"Maybe someone saw me."
49
153675
2953
Hâlâ uyuyamıyordum,
"Ya biri beni gördüyse..."
"Ya biri beni gördüyse..."
02:48
I went back --
50
156652
1151
Hemen geri döndüm --
02:49
(Laughter)
51
157827
1010
(Gülüşmeler)
02:50
I pulled it out, and I put it
with me the entire night --
with me the entire night --
52
158861
2774
Onu geri çıkardım ve bütün gece
yanımda tuttum --
yanımda tuttum --
02:53
all to say that it was
an anxiety-filled night.
an anxiety-filled night.
53
161659
2958
tek söyleyebileceğim
panik dolu bir geceydi.
panik dolu bir geceydi.
02:56
(Laughter)
54
164641
1150
(Gülüşmeler)
02:58
Going to the US was,
just like another speaker said,
just like another speaker said,
55
166203
4051
ABD'ye gitmek,
başka bir konuşmacının da dediği gibi,
başka bir konuşmacının da dediği gibi,
03:02
was my first time to see a plane,
56
170278
2354
ilk kez o zaman bir uçak gördüm
03:04
be on one, let alone sit on it
to fly to another country.
to fly to another country.
57
172656
3361
içinde olmak, başka bir ülkeye gitmek için
içinde oturup beklemek...
içinde oturup beklemek...
03:09
December 15, 2006.
58
177172
2509
Aralık 15, 2006.
03:12
7:08pm.
59
180061
1890
Saat: 19:08
03:14
I sat in seat 7A.
60
182580
2969
7A'ya oturdum.
03:18
Fly Emirates.
61
186009
1343
Emirates Hava yolları.
03:21
One of the most gorgeous,
beautiful women I've ever seen walked up,
beautiful women I've ever seen walked up,
62
189427
3678
Şimdiye kadar gördüğüm en güzel
kadınlardan biri yaklaşıyordu,
kadınlardan biri yaklaşıyordu,
03:26
red little hat with a white veil.
63
194246
2806
beyaz peçesiyle kırmızı şapkalı bir kadın.
03:29
I'm looking terrified,
I have no idea what I'm doing.
I have no idea what I'm doing.
64
197792
2933
Dehşet içinde ona bakıyordum,
ne yaptığımı bilmiyorum.
ne yaptığımı bilmiyorum.
03:33
She hands me this warm towel --
65
201391
2226
Sıcak havlu uzatıyordu bana --
03:35
warm, steamy, snow white.
66
203641
2081
sıcak, buharlı, bembeyaz bir havlu.
03:39
I'm looking at this warm towel;
67
207686
2314
Havluya bakıyordum;
03:42
I don't know what to do with my life,
let alone with this damn towel --
let alone with this damn towel --
68
210024
3394
ne yapacağım hakkında bir fikrim yoktu,
beni havluyla yalnız bırakın --
beni havluyla yalnız bırakın --
03:45
(Laughter)
69
213442
1877
(Gülüşmeler)
03:47
(Applause)
70
215343
2818
(Alkış)
03:51
I did one of the --
71
219712
1339
İlk olarak --
03:53
you know, anything anyone
could do in that situation:
could do in that situation:
72
221075
2490
böyle durumlarda ne yapılır, bilirsiniz:
03:56
look around, see what
everyone else is doing.
everyone else is doing.
73
224043
2697
diğerlerinin ne yaptığını görmek için
etrafıma baktım.
etrafıma baktım.
03:58
I did the same.
74
226764
1184
Aynısını yaptım.
04:00
Mind you, I drove about seven hours
from my village to the airport that day.
from my village to the airport that day.
75
228549
5037
Unutmayın, köyümden hava alanına
gitmek yedi saat falan sürdü.
gitmek yedi saat falan sürdü.
04:06
So I grab this warm towel,
76
234524
2050
Sıcak havluyu kaptım,
04:08
wipe my face just like
everyone else is doing,
everyone else is doing,
77
236598
3145
herkes gibi ben de yüzümü sildim.
04:11
I look at it --
78
239767
1446
Havluya baktığımda,
04:13
damn.
79
241237
1165
lanet olsun.
04:14
(Laughter)
80
242426
1492
(Gülüşmeler)
04:16
It was all dirt brown.
81
244983
1838
Tamamen kir içindeydi.
04:18
(Laughter)
82
246845
1150
(Gülüşmeler)
04:20
I remember being so embarrassed
that when she came by to pick it up,
that when she came by to pick it up,
83
248940
5255
Onu geri almaya geldiklerinde çok,
mahçup olduğumu hatırlıyorum.
mahçup olduğumu hatırlıyorum.
04:26
I didn't give mine.
84
254219
1227
Benimkini vermedim.
04:27
(Laughter)
85
255470
1117
(Gülüşmeler)
04:28
I still have it.
86
256611
1168
Hâlâ elimdeydi.
04:29
(Laughter)
87
257803
1671
(Gülüşmeler)
04:31
(Applause)
88
259498
1970
(Alkış)
04:34
Going to America opened doors for me
89
262950
2938
Amerika kapılarının bana açılmış olması,
04:37
to live up to my full God-given potential.
90
265912
2890
Tanrı'nın bir lütfu.
04:41
I remember when I arrived,
91
269862
1529
Amerika'ya vardığımda, sponsor
04:43
the sponsor family embraced me,
92
271415
1965
ailenin beni kucakladığını hatırlıyorum
04:45
and they literally had to teach me
everything from scratch:
everything from scratch:
93
273404
3329
ve gerçekten bana her şeyi sıfırdan
öğretmek zorunda kaldılar:
öğretmek zorunda kaldılar:
04:48
this is a microwave,
that's a refrigerator --
that's a refrigerator --
94
276757
2748
bu bir mikrodalga,
şu da buzdolabı --
şu da buzdolabı --
04:51
things I'd never seen before.
95
279529
2709
daha önce görmediğim bir sürü şey.
04:54
And it was also the first time
96
282262
1749
Hayatımda ilk defa
04:56
I got immersed into a new
and different culture.
and different culture.
97
284035
3362
kendimi farklı bir kültürün
içinde bulmuştum.
içinde bulmuştum.
05:00
These strangers showed me
98
288159
3339
Bu yabancılar bana gerçek
05:04
true love.
99
292381
1514
sevgiyi gösterdi.
05:07
These strangers showed me that I mattered,
100
295080
3702
Bana önemli olduğumu, hayallerimin
05:12
that my dreams mattered.
101
300038
2387
önemli olduklarını gösterdiler.
05:22
(Applause)
102
310165
4279
(Alkış)
05:28
Thank you.
103
316841
1150
Teşekkür ederim.
05:32
These individuals had two
of their own biological children.
of their own biological children.
104
320708
3247
İki tane biyolojik çocukları vardı.
05:36
And when I came in, I had needs.
105
324479
2768
Artık onlara ihtiyacım vardı.
05:39
They had to teach me English,
106
327691
2073
Bana İngilizce öğretmeliydiler,
05:41
teach me literally everything,
107
329788
2784
bana, resmen her şeyi öğretmeliydiler,
05:44
which resulted in them spending
a lot of time with me.
a lot of time with me.
108
332596
2727
-ki bu da benimle çok fazla zaman
geçirmelerine sebep oldu.
geçirmelerine sebep oldu.
05:47
And that created a little bit
of jealousy with their children.
of jealousy with their children.
109
335726
5434
Tabii, bu da kendi çocuklarının biraz
beni kıskanmasına yol açtı.
beni kıskanmasına yol açtı.
05:55
So, if you're a parent in this room,
110
343155
4509
Tabii, ergenlik çağında çocukları olan
05:59
and you have those teenager children
111
347688
3009
bir aile olduğunuzda,
06:02
who don't want anything to do
with your love and affection --
with your love and affection --
112
350721
4354
çocuklar, sizin ilgi ve alakanızı
pek de istemiyorlar --
pek de istemiyorlar --
06:07
in fact, they find it repulsive --
113
355099
1827
aslında, bunu itici buluyorlar --
06:09
I got a solution:
114
357701
1553
Ben de evlatlık olarak
06:11
adopt a child.
115
359278
1372
bir çözüm buldum.
06:12
(Laughter)
116
360674
1012
(Gülüşmeler)
06:13
It will solve the problem.
117
361710
1240
O sorunu çözecekti.
06:14
(Applause)
118
362974
2131
(Alkış)
06:19
I went on to acquire
two engineering degrees
two engineering degrees
119
367274
2630
Dünyanın en saygın
enstitülerinden birinden
enstitülerinden birinden
06:21
from one of the best
institutions in the world.
institutions in the world.
120
369928
2470
iki mühendislik derecesi elde ettim.
06:25
I've got to tell you:
121
373173
1265
Söylemem gerekiyor ki:
06:26
talent is universal,
122
374462
1817
yetenek evrenseldir,
06:28
but opportunities are not.
123
376303
2162
fakat fırsatlar öyle değil.
06:31
And I credit this
124
379738
1421
Ve ben bunu,
06:34
to the individuals
who embrace multiculturalism,
who embrace multiculturalism,
125
382296
3548
başkaları için çok kültürlülüğü, sevgiyi,
empatiyi ve merhameti
empatiyi ve merhameti
06:38
love, empathy
126
386747
1809
kucaklayan insanlara
06:40
and compassion for others.
127
388580
1955
borçluyum.
06:44
We live in a world filled with hate:
128
392572
3002
Nefretin egemen olduğu
bir dünyada yaşıyoruz:
bir dünyada yaşıyoruz:
06:47
building walls,
129
395598
1598
duvarların örüldüğü,
06:49
Brexit,
130
397220
1294
ayrılışların yaşandığı,
06:50
xenophobia here on the African continent.
131
398538
3479
Afrika kıtasında yabancı düşmanlığı gibi.
06:55
Multiculturalism can be an answer
132
403326
2400
Çok kültürlülük bu tarz kötü tutumların
06:57
to many of these worst human qualities.
133
405750
3626
çözümü için bir cevap olabilir.
07:03
Today, I challenge you
134
411308
2788
Bugün, sizlere bir çocuğun
07:06
to help a young child
experience multiculturalism.
experience multiculturalism.
135
414120
3914
çok kültürlülüğü tecrübe etmesine
yardım etmeniz için çağrı yapıyorum.
yardım etmeniz için çağrı yapıyorum.
07:11
I guarantee you
that will enrich their life,
that will enrich their life,
136
419165
4083
Sizi temin ederim ki;
hayatları zenginleşecek,
hayatları zenginleşecek,
07:15
and in turn,
137
423272
1643
sonrasında,
07:16
it will enrich yours.
138
424939
1378
sizinki de zengileşecek.
07:19
And as a bonus,
139
427519
1664
Artı olarak,
07:21
one of them may even give a TED Talk.
140
429207
2013
belki onlardan biri de
bir gün TED'de konuşur.
bir gün TED'de konuşur.
07:23
(Laughter)
141
431244
1483
(Gülüşmeler)
07:25
(Applause)
142
433269
2365
(Alkış)
07:30
We may not be able to solve the bigotry
and the racism of this world today,
and the racism of this world today,
143
438218
4922
Belki bugünün dünyasındaki ırkçılığı ve
bağnazlığı çözemeyebiliriz,
bağnazlığı çözemeyebiliriz,
07:35
but certainly we can raise children
144
443164
3704
ama çocuklarımızı
dünyaya empatiyle bakan,
dünyaya empatiyle bakan,
07:39
to create a positive,
inclusive, connected world
inclusive, connected world
145
447772
3498
sevgi,
07:43
full of empathy,
146
451810
1577
merhamet dolu,
07:46
love
147
454290
1278
pozitif bireyler olarak
07:47
and compassion.
148
455592
1290
büyütebiliriz.
07:49
Love wins.
149
457361
1172
Sevgi daima kazanır.
07:50
Thank you.
150
458557
1150
Teşekkürler.
07:51
(Applause)
151
459731
3039
(Alkış)
ABOUT THE SPEAKER
Christopher Ategeka - Serial entrepreneurTED Fellow Christopher Ategeka is on a mission to ensure a sustainable future for humanity and the planet.
Why you should listen
Like Batman, Christopher Ategeka witnessed the death of both his parents as a child. He grew up with immense hardships but managed to navigate an experience that left him equipped with valuable skills.
Ategeka is a serial entrepreneur, engineer and a pioneer in the unintended consequences of technologies ("UCOT") movement. He is the founder and Managing Director at LyfBase, the world's first center for the unintended consequences of technology. Ategeka coined and popularized the term "UCOT" (unintended consequences of technology) in the tech sector and the concept of "UCOT" evangelism. Before that, he founded Health Access Corps, a non-profit that works to establish sustainable health care systems on the African continent. He has been invited to speak at the Clinton Global Initiative and United Nations, and he's won many international awards for his work; he was named a 2016 World Economic Forum Young Global Leader and a 2017 TED Fellow. His work has been featured in many major media publications both locally and internationally such as BBC, Forbes, and NPR. He holds a Bachelor’s of Science, and Master’s of Science in Mechanical Engineering from the University of California, Berkeley.
Christopher Ategeka | Speaker | TED.com