TEDGlobal 2017
Nabila Alibhai: Why people of different faiths are painting their houses of worship yellow
Nabila Alibhai: Farklı inançtaki insanların ibadet yerlerini sarıya boyama nedeni
Filmed:
Readability: 4.6
1,156,460 views
Dini sınırlar üzerindeki ayrılıklar derinleşiyor ve ne kadar ortak noktamız olduğundan gitgite daha çok şüphe ediyoruz. Nasıl cesurca ve açıkta bir arada durabiliriz? Çalışma arkadaşı Yazmany Arboleda'nın bir fikrinden esinlenen, mekan yaratıcı Nabila Alibhai ve iş arkadaşları farklı dinlerden insanları, birbirlerinin ibadethanelerini dayanışma göstergesi olarak sarıya boyamaları için bir araya getiren bir toplumsal sanat projesi olan "İnançtaki Renk"i yarattı. "Biz, insan ailesinin bir araya gelip bize zarar vermek isteyenlerden daha net ve daha güçlü bir mesaj gönderebileceğini kanıtladık" diyor Alibhai.
Nabila Alibhai - Place-maker
Nabila Alibhai leads inCOMMONS, a new cultural production lab focused on invigorating public spaces and inspiring collective responsibility for our cultural and environmental heritage. Full bio
Nabila Alibhai leads inCOMMONS, a new cultural production lab focused on invigorating public spaces and inspiring collective responsibility for our cultural and environmental heritage. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:12
We live in a time of fear,
0
760
2000
Korku çağında yaşıyoruz.
00:15
and our response to fear
can either be to contract
can either be to contract
1
3800
3376
Ve korkuya tepkimiz ya
geri çekilip
geri çekilip
00:19
and attempt to guard ourselves
2
7200
1800
kendimizi korumaya çalışmak ya da
00:22
or to extend ourselves,
hold on to each other,
hold on to each other,
3
10000
3136
kendimizi zorlamak,
birbirimize tutunmak ve korkularımızla,
birbirimize tutunmak ve korkularımızla,
00:25
and face our fears together.
4
13160
1760
birlikte yüzleşmek olabilir.
00:28
What is your instinct?
5
16160
1440
Sizin içgüdünüz ne diyor?
00:30
What do you see more of in the world?
6
18680
1920
Dünyada daha çok neyi görüyorsunuz?
00:34
The problem with the first approach
7
22240
1976
İlk yaklaşımdaki sorun,
00:36
is that in our mounting isolation,
8
24240
2336
kendi artan yalnızlığımızda,
00:38
we divide ourselves from others.
9
26600
2616
kendimizi diğerlerinden ayırıyor olmamız.
00:41
Our sense of isolation grows,
10
29240
2416
Yalnızlık duygumuz büyüyor,
00:43
because our imagination
goes into overdrive
goes into overdrive
11
31680
2136
çünkü hayal gücümüz,
artık bağımızın olmadığı
artık bağımızın olmadığı
00:45
about the people and the spaces
that we no longer engage with.
that we no longer engage with.
12
33840
3536
insanlar ve mekanlar üzerinde
yoğunlaşıyor.
yoğunlaşıyor.
00:49
Our sense of otherness grows,
and we lose empathy.
and we lose empathy.
13
37400
3440
Ötekilik duygumuz büyüyor
ve empati yeteneğimizi kaybediyoruz.
ve empati yeteneğimizi kaybediyoruz.
00:54
Today I'm going to tell you
about a group of people
about a group of people
14
42560
2416
Bugün size, bir insan grubundan
bahsedeceğim;
bahsedeceğim;
00:57
that took the global
challenge of terrorism
challenge of terrorism
15
45000
2136
küresel terörizme göğüs germiş
00:59
and began creating spaces
where strangers connect in solidarity.
where strangers connect in solidarity.
16
47160
4680
ve yabancıların dayanışmayla bağ kurduğu
alanlar yaratmaya başlamış bir grup.
alanlar yaratmaya başlamış bir grup.
01:04
My own obsession with what I see
as irrational divisions began as a child.
as irrational divisions began as a child.
17
52920
3840
Mantıksız ayrılık olarak gördüğüm şeylere
olan takıntım ben çocukken başladı.
olan takıntım ben çocukken başladı.
01:09
As a fourth-generation
Kenyan Muslim of Indian origin,
Kenyan Muslim of Indian origin,
18
57840
4176
4. kuşak bir Hindistan kökenli
Kenyalı Müslüman olarak,
Kenyalı Müslüman olarak,
01:14
it bothered me that in four generations,
19
62040
1936
dört nesil boyunca, ailemde
01:16
there wasn't a single
marriage in my family
marriage in my family
20
64000
2056
küçük dini toplumumuzun dışından biriyle
01:18
outside of my small religious community.
21
66080
2120
tek bir evlilliğin olmaması
beni rahatsız etti.
beni rahatsız etti.
01:20
And I wondered what that was about.
22
68880
1680
Ve bunun nedenini merak ettim.
01:23
Was it fear?
23
71600
1776
Korku muydu?
01:25
Was it racism?
24
73400
1320
Irkçılık mıydı?
01:28
Was it cultural preservation?
25
76240
1560
Kültürü koruma mıydı?
01:30
Did it have something
to do with colonialism?
to do with colonialism?
26
78760
2096
Sömürgecilikle bir ilgisi
var mıydı?
var mıydı?
01:34
Certainly, we didn't share a lot
of the same public spaces with others.
of the same public spaces with others.
27
82240
3880
Şüphesiz, diğerleriyle aynı
kamusal alanların birçoğunu paylaşmadık.
kamusal alanların birçoğunu paylaşmadık.
Bu ayrılıklar beni derinden rahatsız etti
ve kariyer tercihlerimi yönlendirdi.
ve kariyer tercihlerimi yönlendirdi.
01:39
These divisions bothered me deeply,
and they drove my career choices.
and they drove my career choices.
28
87680
3560
01:44
When I was 20, the US embassies
in Kenya and Tanzania were bombed.
in Kenya and Tanzania were bombed.
29
92400
5040
Ben 20 yaşındayken, Kenya ve Tanzanya'daki
ABD Elçilikleri bombalandı.
ABD Elçilikleri bombalandı.
01:51
A year later, I was on my way
to the Middle East
to the Middle East
30
99080
2256
Bir yıl sonra, Orta Doğu için
yola çıktım,
yola çıktım,
01:53
to study conflict resolution.
31
101360
1480
anlaşmazlık çözümü okumak için.
01:55
And then from that point on,
32
103880
1376
Ve o noktadan sonra,
01:57
it wasn't very hard for me
to find insecure environments to work in,
to find insecure environments to work in,
33
105280
3536
içinde çalışması güvenli olmayan
yerler bulmaz pek zor değildi çünkü,
yerler bulmaz pek zor değildi çünkü,
02:00
because the world was quickly shifting
34
108840
1856
terör çağı olarak
bildiğimiz bu dönemde
bildiğimiz bu dönemde
02:02
in what we now know
as the time of terrorism.
as the time of terrorism.
35
110720
2320
dünya hızlıca değişiyordu.
02:05
I was in Washington, DC
when 9/11 happened,
when 9/11 happened,
36
113920
3256
11 Eylül saldırı olduğunda
Washington DC'deydim
Washington DC'deydim
02:09
and then I moved back home
to Kenya to work with refugees
to Kenya to work with refugees
37
117200
3456
ve sonra mültecilerle birlikte çalışmak
üzere evime, Kenya'ya geri döndüm
üzere evime, Kenya'ya geri döndüm
02:12
and then later worked in Pakistan
38
120680
2136
ardından da Pakistan
02:14
and in Afghanistan.
39
122840
1480
ve Afganistan'da çalıştım.
02:18
In all of these places, what I noticed
40
126120
2656
Bu yerlerin hepsinde,
02:20
was how important physical spaces are
41
128800
2536
fiziksel alanların, güvende
02:23
to making us feel safe
42
131360
2376
iyi ve oraya ait hissetmemizde
02:25
and well
43
133760
1296
ne kadar önemli olduğunun
02:27
and like we belong.
44
135080
1200
farkına vardım.
02:29
In 2013, I came back home
to Nairobi from Afghanistan.
to Nairobi from Afghanistan.
45
137760
3520
2013'te, Afganistan'dan Nairobi'ye, evime
geri geldim.
geri geldim.
02:34
Al-Shabaab operatives
had besieged Westgate shopping center,
had besieged Westgate shopping center,
46
142640
3136
Eş-Şebab gizli örgüt üyeleri,
Westgate alışveriş merkezini kuşatmış
Westgate alışveriş merkezini kuşatmış
02:37
killing 67 people
in a day of utter horror.
in a day of utter horror.
47
145800
4000
ve o dehşet dolu günde
67 insanı öldürmüştü.
67 insanı öldürmüştü.
02:44
Soon after that,
48
152040
1896
Bunun üzerinden çok geçmeden,
Nairobi'nin nasıl değişmeye
başladığını görebiliyordum,
başladığını görebiliyordum,
02:45
I could see how Nairobi
was beginning to change,
was beginning to change,
49
153960
2456
02:48
and it was beginning to feel
more like the fear and terror-weary
more like the fear and terror-weary
50
156440
4936
daha önce çalıştığım
korku ve terörden yorgun düşmüş,
korku ve terörden yorgun düşmüş,
02:53
and war-torn cities that I had worked in.
51
161400
2520
savaştan zarar görmüş şehirler gibi
olmaya başlamıştı.
olmaya başlamıştı.
02:57
And Nairobi continues to grow
in fear-driven ways.
in fear-driven ways.
52
165240
3320
Nairobi, korkunun egemen olduğu
yollarla büyümeye devam ediyor.
yollarla büyümeye devam ediyor.
03:01
We see more walls, more barriers,
53
169320
2536
Daha çok duvar, daha çok bariyer ve
03:03
more security.
54
171880
1240
güvenlik görüyoruz.
03:06
And like other parts of the world,
55
174000
1656
Ve dünyanın başka bölgeleri gibi,
03:07
we are experiencing
an erosion of human connection.
an erosion of human connection.
56
175680
4160
insan bağı erozyonu ile
karşı karşıyayız.
karşı karşıyayız.
03:12
Divisions along
religious lines are deepening,
religious lines are deepening,
57
180320
3096
Dini sınırlar üzerindeki ayrılıklar
derinleşiyor
derinleşiyor
03:15
and we're doubting more and more
how much we have in common.
how much we have in common.
58
183440
3520
ve ne kadar ortak noktamız olduğundan
gitgide daha çok şüphe ediyoruz.
gitgide daha çok şüphe ediyoruz.
03:20
We are at a pivotal time
59
188600
1296
İnsanlığa olan güvenimizi
03:21
when we need to restore
our confidence in humanity
our confidence in humanity
60
189920
3536
yeniden inşa etmemiz, cesurca ve açıkça
birlikte durmamız gereken
birlikte durmamız gereken
03:25
and stand boldly and visibly together.
61
193480
2880
çok önemli bir dönemdeyiz.
03:29
So in 2014, I brought together
a group of people in Nairobi
a group of people in Nairobi
62
197880
2776
Yapabileceklerimizi konuşmak
için 2014'te, Nairobi'de
için 2014'te, Nairobi'de
03:32
to figure out what to do:
63
200680
1240
bir grupla bir araya geldik:
03:34
public intellectuals, diplomats,
artists, development workers.
artists, development workers.
64
202680
4960
tanınmış entelektüeller, diplomatlar,
sanatçılar ve geliştirme çalışanları.
sanatçılar ve geliştirme çalışanları.
03:40
And the group articulated
our challenge as threefold:
our challenge as threefold:
65
208520
3280
Ve grup, bu zorlu görevimiz için
üç nokta belirledi:
üç nokta belirledi:
03:45
one, to reclaim the city
from the narrative of terrorism
from the narrative of terrorism
66
213000
3936
1) Şehri, terörle anılmaktan kurtarıp
03:48
and back into the hands
of the people that live there;
of the people that live there;
67
216960
3216
orada yaşayan insanların kontrolüne
bırakmak,
bırakmak,
03:52
two, introduce a language
beyond race, tribe or religion
beyond race, tribe or religion
68
220200
4056
2) Farklılıklarımızı aşmamıza
yardımcı olacak
yardımcı olacak
03:56
that would help us
transcend our differences;
transcend our differences;
69
224280
3376
ırk, kabile veya dinin
ötesinde bir dil sunmak;
ötesinde bir dil sunmak;
03:59
and three, provide a gesture
that would help restore empathy
that would help restore empathy
70
227680
4536
3) Empati, muhabbet ve güvenin
inşasına yardımcı olacak
inşasına yardımcı olacak
04:04
and conversation and trust.
71
232240
2360
bir davranış sunmak.
04:08
One of the people in this group
was an artist and architect,
was an artist and architect,
72
236520
2976
Bu gruptakilerden biri sanatçı
ve mimar,
ve mimar,
04:11
Yazmany Arboleda.
73
239520
1680
Yazmany Arboleda'ydı.
04:14
He and I have collaborated
in other parts of the world
in other parts of the world
74
242040
2776
Dünyanın başka yerlerinde
yıllar boyunca
yıllar boyunca
04:16
over many years.
75
244840
1576
birlikte çalıştık.
04:18
He has a history
76
246440
1536
Kentsel çevreleri bozup,
04:20
of disrupting urban environments
77
248000
2536
inanılmaz güzel yollarla
04:22
and making strangers connect
78
250560
1656
yabancılar arasında
04:24
in incredible, beautiful
and spectacular ways.
and spectacular ways.
79
252240
3160
bağ kurduğu bir geçmişi var.
04:28
He had an idea.
80
256880
1736
Onun bir fikri vardı.
04:30
The idea was to unite people
of different faiths
of different faiths
81
258640
3136
Fikir şuydu:
04:33
by getting them to paint
each other's houses of worship,
each other's houses of worship,
82
261800
3176
birbirlerinin ibadet yerlerini,
04:37
mosques, temples, synagogues, churches,
83
265000
3696
camileri, tapınakları, sinagogları
ve kiliseleri,
ve kiliseleri,
04:40
paint them yellow
84
268720
1936
sevgi adına sarıya boyayarak,
farklı inançtan
farklı inançtan
04:42
in the name of love.
85
270680
1360
insanları birleştirmek.
04:46
By focusing on icons of faith,
86
274160
3336
İnancın simgelerine odaklanarak,
insanların, inançlarının
insanların, inançlarının
04:49
we would get people to reexamine
the true essence of their faith,
the true essence of their faith,
87
277520
4056
gerçek özünün ne olduğunu; nezaket,
cömertlik ve dostlukta paylaştığımız
cömertlik ve dostlukta paylaştığımız
04:53
the common belief that we share
in kindness, generosity and friendship.
in kindness, generosity and friendship.
88
281600
3880
ortak inanışı yeniden değerlendirmelerini
sağlayabilecektik.
sağlayabilecektik.
04:58
By creating pathways
between houses of worship
between houses of worship
89
286800
3016
Bir mahalledeki ibadethaneler
arasında
arasında
05:01
within one neighborhood,
90
289840
1616
bağlar kurarak
05:03
we would create islands of stability
91
291480
1896
tehditlere karşı koyabilecek
05:05
and networks of people
92
293400
1416
istikrar adaları
05:06
that could withstand threats.
93
294840
2520
ve insan grupları oluşturmak.
05:10
And neighbors, by picking up
a paintbrush with other neighbors,
a paintbrush with other neighbors,
94
298160
3520
Komşularıyla birlikte ellerine
boya fırçası alarak,
boya fırçası alarak,
05:14
would engage not just with their heads
95
302720
2016
komşular yalnızca kafalarıyla değil
elleri ve kalpleriyle
bağ kurabileceklerdi.
bağ kurabileceklerdi.
05:16
but with their hands
and with their hearts.
and with their hearts.
96
304760
2320
05:20
And the painted buildings would become
sculptures in the landscape
sculptures in the landscape
97
308320
3136
Ve boyanan binalar, bir arada duran,
05:23
that speak of people
from very different backgrounds
from very different backgrounds
98
311480
2656
çok farklı geçmişe sahip insanları
anlatan bir bölgedeki
anlatan bir bölgedeki
05:26
that stand together.
99
314160
1200
mimarı eserler olabilirdi.
05:29
We'd call the project "Colour in Faith."
100
317520
2000
Projenin ismi "İnanıştaki Renk" olacaktı.
05:32
We loved the idea and we immediately
began approaching houses of worship:
began approaching houses of worship:
101
320400
4056
Bu fikre bayıldık ve hemen
ibadethanelere ulaşmaya başladık:
ibadethanelere ulaşmaya başladık:
05:36
churches, temples, mosques, synagogues.
102
324480
2776
kiliseler, tapınaklar, camiler ve
sinagoglar.
sinagoglar.
05:39
Door to door, we went
to more than 60 rabbis,
to more than 60 rabbis,
103
327280
2656
Kapı kapı dolaşıp, 60'tan fazla
hahama, imama,
hahama, imama,
05:41
imams, pastors and priests.
104
329960
2520
papaz ve rahibe ulaştık.
05:45
As you can imagine,
105
333160
1456
Tahmin edebileceğiniz gibi,
05:46
bringing these communities together
106
334640
1696
bu toplulukları bir araya getirmek,
önyargıların, evrensel bir
korku "salgını" ile dayatıldığı bu dönemde
korku "salgını" ile dayatıldığı bu dönemde
05:48
when prejudices are reinforced
by a global pandemic of fear
by a global pandemic of fear
107
336360
3216
05:51
is not easy.
108
339600
1256
pek de kolay değil.
05:52
It was complicated.
109
340880
1200
Karmaşıktı da.
05:55
We were confronted
with the hierarchy of decision-making
with the hierarchy of decision-making
110
343560
2656
Dini kurumlar içersindeki
karar verme hiyerarşisiyle
karar verme hiyerarşisiyle
05:58
within religious establishments.
111
346240
1680
karşı karşıya kaldık.
06:00
For example, with Catholic churches,
112
348520
2496
Mesela, Katolik kiliselerde,
06:03
we were told that the archbishop
would have to make the decision.
would have to make the decision.
113
351040
3296
bize, kararı başpiskoposun vermek
zorunda olduğu söylendi.
zorunda olduğu söylendi.
06:06
And so we wrote a letter
to the archbishop.
to the archbishop.
114
354360
2096
Böylelikle başpiskoposa bir mektup yazdık.
06:08
We wrote a letter to the Vatican.
115
356480
1800
Vatikan'a bir mektup yazdık.
Hala yanıt vermelerini bekliyoruz.
06:10
We're still waiting to hear back.
116
358840
1576
06:12
(Laughter)
117
360440
1856
(Kahkaha)
06:14
And with other houses of worship,
118
362320
2056
Diğer ibadethanelere gelince,
06:16
we were told that the patrons,
the people that pay for the building
the people that pay for the building
119
364400
3176
bina, binanın inşası ve
badanası için
badanası için
06:19
and the construction
and the painting of the buildings
and the painting of the buildings
120
367600
2536
ödeme yapan patronların
karar vermesi gerektiği söylendi.
06:22
would have to make a decision.
121
370160
1440
Koşulsuz sivil eylemlerin önünde
06:25
And then we came head-to-head
122
373000
1456
06:26
with the long legacy
of missionary and donor dependence
of missionary and donor dependence
123
374480
2696
engel oluşturan, yıllardır süren
misyoner ve bağışçıya
misyoner ve bağışçıya
06:29
that so impedes
unconditional civic action,
unconditional civic action,
124
377200
3296
olan bağımlılıkla kafa kafaya geldik
06:32
and we learned this the hard way.
125
380520
1896
ve bunu da yaşayarak öğrendik.
06:34
There was one community
126
382440
1576
Her konuşmamızda, bizden
06:36
that in our repeated conversations
would keep asking us
would keep asking us
127
384040
3336
minnet duyamamızı isteyip duran
06:39
to appreciate them.
128
387400
1600
bir topluluk vardı.
06:41
And so we would keep going back
129
389760
2016
Ve biz de sürekli geri gidip,
06:43
and telling them that we appreciate them,
130
391800
2176
onlara minnet duyduğumuzu söyledik
06:46
and of course,
131
394000
1816
ve tabii ki,
06:47
if we didn't appreciate them,
we wouldn't be here.
we wouldn't be here.
132
395840
3040
eğer durum öyle olmasaydı,
burada olmazdık bile.
burada olmazdık bile.
06:53
And then we learned
painfully late in the game
painfully late in the game
133
401080
2496
Sonra, bu projede çok sonradan
öğrendik ki,
öğrendik ki,
06:55
that the word "appreciation"
is code for getting paid to participate.
is code for getting paid to participate.
134
403600
4560
"minnettarlık" kelimesi, katılım için
ücret ödenmesi anlamına geliyormuş.
ücret ödenmesi anlamına geliyormuş.
07:01
And so we challenged them
135
409480
1960
Onları biraz zorladık
07:04
and we asked the question,
136
412600
1816
ve şu soruyu sorduk:
07:06
"So what will it cost?
137
414440
1240
"Ne kadara mal olacak?
07:08
How much could we pay you?
138
416640
1600
Size ne kadar para verebiliriz?
07:11
And if we pay for your faith,
is it really faith?"
is it really faith?"
139
419760
2720
Ve inancınız için para ödersek
bu gerçekten inanç mıdır?"
bu gerçekten inanç mıdır?"
07:15
We started the project
asking the question,
asking the question,
140
423840
2616
Biz bu projeye,
şunu sorarak başladık,
şunu sorarak başladık,
07:18
"Where does your faith live?"
141
426480
2176
"İnancınız nerede yaşıyor?"
07:20
And here we found ourselves
asking the question,
asking the question,
142
428680
2256
Ve o noktada kendimizi
şunu sorarken bulduk,
şunu sorarken bulduk,
07:22
"How much does your faith cost?"
143
430960
1720
"İnancınızın maliyeti nedir?"
07:26
But the most difficult issue
was the perceived risk of standing apart.
was the perceived risk of standing apart.
144
434280
3880
Ama en zor mesele,
tahmin edilen, ayrılma riskiydi.
tahmin edilen, ayrılma riskiydi.
07:30
We had one synagogue
that flat-out refused to participate
that flat-out refused to participate
145
438680
3896
Bir sinagog, projeye katılmayı
anında reddetti
anında reddetti
07:34
because it feared
drawing attention to itself
drawing attention to itself
146
442600
2216
çünkü dikkatleri üzerine çekmekten ve
07:36
and becoming a target.
147
444840
1200
hedef olmaktan korktular.
07:39
Similarly, we had a mosque
that also feared becoming a target.
that also feared becoming a target.
148
447000
3240
Benzer şekilde, bir cami de
hedef olmaktan korktu.
hedef olmaktan korktu.
07:43
And these fears are justified.
149
451600
1880
Bunlar haklı korkular.
07:47
And yet, there were 25 houses of worship
that pledged to participate.
that pledged to participate.
150
455480
5160
Ama yine de, 25 ibadethane
katılacaklarına dair söz verdi.
katılacaklarına dair söz verdi.
07:53
(Applause)
151
461360
5376
(Alkış)
07:58
These bold leaders took the gesture
and reinforced it with their own meaning.
and reinforced it with their own meaning.
152
466760
4496
Bu cesur liderler, bu fikri
kendi yorumlarıyla güçlendirdiler.
kendi yorumlarıyla güçlendirdiler.
08:03
For some, it was to tell the world
that they're not terrorists.
that they're not terrorists.
153
471280
2960
Bazıları için bu, dünyaya terörist
olmadıklarını söylemekti.
olmadıklarını söylemekti.
08:06
For others, it was to welcome people
through their doors to ask questions.
through their doors to ask questions.
154
474920
4080
Diğerleri için, sorusu olanlara
kapılarını açmaktı.
kapılarını açmaktı.
08:11
And for some, it was to bridge the gap
155
479640
1856
Bazıları için ise bu, eski ve
08:13
between the older
and the younger generation,
and the younger generation,
156
481520
2136
yeni nesil arasındaki boşluğu
kapatmaktı,
kapatmaktı,
08:15
which by the way is something that
many faiths are grappling with right now.
many faiths are grappling with right now.
157
483680
4496
bu arada bu, birçok inancın çözmeye
çalıştığı bir sorun.
çalıştığı bir sorun.
08:20
And for some it was simply
to build neighborhood solidarity
to build neighborhood solidarity
158
488200
3816
Bazıları için, korkulan
seçim şiddeti öncesinde,
seçim şiddeti öncesinde,
08:24
in advance of feared election violence.
159
492040
2200
sadece mahalle dayanışması
oluşturmaktı.
oluşturmaktı.
08:27
When asked why yellow,
160
495880
1536
Neden sarı diye sorulduğunda,
08:29
one imam beautifully said,
161
497440
2256
bir imam çok güzel yanıtladı:
08:31
"Yellow is the color of the sun.
162
499720
1920
"Sarı, Güneş'in rengidir.
08:34
The sun shines on us all equally.
163
502400
2536
Güneş hepimizin üzerine
eşit doğar.
eşit doğar.
08:36
It does not discriminate."
164
504960
1520
Ayrımcılık yapmaz."
08:39
He and others spread the word
through their congregations
through their congregations
165
507480
2696
O imam ve diğerleri bunu
cemaatleri ve
cemaatleri ve
08:42
and over the radio.
166
510200
1216
radyo yoluyla yaydılar.
08:43
Municipal government officials
stepped forward and helped
stepped forward and helped
167
511440
2695
Belediye idari teşkilat çalışanları
öne çıkıp,
öne çıkıp,
08:46
with permits and with convening
civil society organizations.
civil society organizations.
168
514159
4177
izin ve sivil toplum örgütlerini
toplanmaya çağırmada yardımcı oldular.
toplanmaya çağırmada yardımcı oldular.
08:50
A paint company donated
a thousand liters of yellow paint
a thousand liters of yellow paint
169
518360
3616
Bir boya firması, sadece bizim için
yapılmış, bin litre sarı boya
yapılmış, bin litre sarı boya
08:54
mixed especially for us
in what they now call "optimistic yellow."
in what they now call "optimistic yellow."
170
522000
3616
bağışladı ve artık ona "iyimser sarı"
diyorlar.
diyorlar.
08:57
(Laughter)
171
525640
1296
(Kahkaha)
08:58
(Applause)
172
526960
5056
(Alkış)
09:04
And a poetry collective
joined forces with a university
joined forces with a university
173
532040
3256
Bir şiir topluluğu bir üniversiteyle
güçlerini birşleştirip
güçlerini birşleştirip
09:07
and hosted a series of tweet chats
174
535320
2256
bir dizi tweet sohbeti
düzenledi ve ülkeyi
düzenledi ve ülkeyi
inanç meseleleri üzerinde
düşünmeye zorladılar,
düşünmeye zorladılar,
09:09
that challenged the nation
on issues of faith,
on issues of faith,
175
537600
2176
09:11
our faith not just
in the context of religion,
in the context of religion,
176
539800
2656
yalnızca dini anlamda inancımızı
değil;
değil;
09:14
but our faith in politicians
and tribe and nation,
and tribe and nation,
177
542480
3696
politikacılara, kabileye ve millete
olan inancımızı,
olan inancımızı,
09:18
our faith in the older generation
and in the younger generation.
and in the younger generation.
178
546200
3680
eski ve yeni nesile olan
inancımızı düşündürdüler.
inancımızı düşündürdüler.
09:23
And then Colour in Faith
was launched at a gallery event
was launched at a gallery event
179
551360
3856
Ardından, İnançtaki Renk'in bir galeri
etkinliğiyle açılışı yapıldı.
etkinliğiyle açılışı yapıldı.
09:27
that invited an incredible mix
of gallerygoers
of gallerygoers
180
555240
3496
Bu etkinliğe çok farklı galeri
katılımcı grupları,
katılımcı grupları,
09:30
and religious leaders
and artists and businesspeople.
and artists and businesspeople.
181
558760
3800
dini liderler, sanatçılar ve
iş insanları katıldı.
iş insanları katıldı.
09:35
Already, even before
picking up a paintbrush,
picking up a paintbrush,
182
563560
2656
Daha boya fırçalarını elimize bile
almadan,
almadan,
09:38
we had accomplished so much
of the conversation and connection
of the conversation and connection
183
566240
4216
umduğumuz sohbet ve bağın çoğunu
09:42
that we had hoped for.
184
570480
1240
çoktan elde etmiştik.
09:45
And then we began to paint.
185
573000
2280
Sonra, boyamaya başladık.
09:49
Muslims stood by Christians
186
577920
2136
Müslümanlar, Hristiyanların, ateistlerin
09:52
and atheists and agnostics and Hindus
187
580080
3216
agnostiklerin ve Hinduların yanında
09:55
and painted a mosque yellow.
188
583320
3040
bir camiyi sarıya boyadılar.
10:02
And then they all came together again
and painted a church yellow,
and painted a church yellow,
189
590040
3760
Sonra yeniden bir araya gelip
bir kiliseyi sarıya boyadılar,
bir kiliseyi sarıya boyadılar,
10:07
and then another mosque,
190
595120
2096
ardından başka bir camiyi,
10:09
and then another church.
191
597240
1240
ve sonra başka bir kiliseyi.
10:11
Poets and musicians
performed while we painted.
performed while we painted.
192
599840
2600
Biz boyarken, şair ve müzisyenler
performans sergiledi.
performans sergiledi.
10:15
We painted in Nairobi,
193
603160
2136
Nairobi'de boyadık,
10:17
and then we painted in Mombasa.
194
605320
1800
sonra Mombasa'da boyadık.
10:20
The local and international press
did features on Colour in Faith
did features on Colour in Faith
195
608840
3856
Yerel ve uluslararası basın
İngilizce, Fransızca,
İngilizce, Fransızca,
10:24
in English and French and Swahili
196
612720
3016
Svahili, İspanyolca ve Somali dillerinde
10:27
and Spanish and Somali.
197
615760
1960
İnançtaki Renk üzerine
özel yayın yaptı.
özel yayın yaptı.
10:30
CNN highlighted Colour in Faith
as a way of bringing communities together.
as a way of bringing communities together.
198
618400
5040
CNN, İnançtaki Renk'i toplulukları
birleştirmenin bir yolu olarak tanımladı.
birleştirmenin bir yolu olarak tanımladı.
10:37
And our social media platforms lit up,
199
625520
2856
Sosyal medya platformlarımız,
daha da fazla insan arasında
daha da fazla insan arasında
10:40
connecting more and more people.
200
628400
2536
bağlantı kurup ışıldamaya başladı.
10:42
And these neighbors
continued to stay in touch.
continued to stay in touch.
201
630960
3080
Ve bu komşular iletişim
halinde kaldılar.
halinde kaldılar.
10:46
There are some that are pursuing
politics with a platform of peace,
politics with a platform of peace,
202
634840
3616
Barış platformuyla
politikaya girenler var,
politikaya girenler var,
10:50
and we have communities
as far as Argentina and the US
as far as Argentina and the US
203
638480
3056
Arjantin ve ABD kadar uzak,
10:53
and as close as Mali and Rwanda
204
641560
2256
Mali ve Rwanda kadar yakın yerlerden
10:55
that are asking for our help.
205
643840
1816
yardımımızı isteyen topluluklar var.
10:57
And we would love to help.
206
645680
1560
Biz seve seve yardım ederiz.
10:59
It's our dream that this project,
this idea, spreads across the world,
this idea, spreads across the world,
207
647960
4176
Hayalimiz, bu projenin, bu fikrin
bizim yardımımızla veya bizsiz
bizim yardımımızla veya bizsiz
11:04
with or without our support.
208
652160
1640
dünya üzerinde yayılması.
11:07
Colour in Faith is literally highlighting
those who mean well in yellow.
those who mean well in yellow.
209
655480
4560
İnançtaki Renk, tam anlamıyla sarıyla
iyi niyet gösterenlere vurgu yapıyor.
iyi niyet gösterenlere vurgu yapıyor.
11:13
Colour in Faith is binding
neighborhoods together,
neighborhoods together,
210
661000
2536
İnançtaki Renk, komşuları
bir araya getiriyor,
bir araya getiriyor,
11:15
and it's our hope
that when threats come knocking,
that when threats come knocking,
211
663560
2496
ve biz umuyoruz ki tehditler
kapıya geldiğinde,
kapıya geldiğinde,
11:18
they will collectively
sift fact from rumor
sift fact from rumor
212
666080
2376
onlar hep birlikte hakikati
söylentiden eleyip
söylentiden eleyip
11:20
and stand in solidarity.
213
668480
1680
dayanışma içinde kalacaklar.
11:23
We've proven that the human family
can come together and send a message
can come together and send a message
214
671320
3656
Biz, insan ailesinin bir araya gelip
bize zarar vermek isteyenlerden
bize zarar vermek isteyenlerden
11:27
far brighter and more powerful
215
675000
2376
daha net ve daha güçlü
11:29
than the voices of those
that wish to do us harm.
that wish to do us harm.
216
677400
2840
bir mesaj gönderebileceğini kanıtladık.
11:33
Though fear is infectious,
217
681320
1696
Korku bulaşıcı olsa dahi,
11:35
we are showing that so is hope.
218
683040
2200
biz umudun da bulaşıcı olduğunu
gösteriyoruz.
gösteriyoruz.
11:38
Thank you.
219
686840
1256
Teşekkür ederim.
11:40
(Applause)
220
688120
6120
(Alkış)
ABOUT THE SPEAKER
Nabila Alibhai - Place-makerNabila Alibhai leads inCOMMONS, a new cultural production lab focused on invigorating public spaces and inspiring collective responsibility for our cultural and environmental heritage.
Why you should listen
Nabila Alibhai is the founder of inCOMMONS, an organization that develops and invigorates public spaces and builds collective leadership. inCOMMONS's New York-based sister company, limeSHIFT, uses the same principles and embeds artists into workplaces to make them more happy, purposeful and creative. She recently authored "How Colour Replaces Fear," a chapter in the book Art & The City, about art that heals divisions and unites communities.
Currently, inCOMMONS's main projects are Colour in Faith, a neighborhood solidarity project through art; building an inclusive sculptural space with Nairobi City County; experimenting with art and healing; and looking for partners to create urban sweet spaces for our greatest gardeners: (pollinators) bees, hummingbirds and butterflies. limeSHIFT is working with New York City's Carnegie Hall on a traveling installation called Espejismo.
Alibhai had a 13-year career working on different aspects of conflict transformation from communications to health and resilience. She has worked on projects in Afghanistan, Pakistan, Kenya, Tanzania, the United States and Switzerland. She has held positions in the Aga Khan Development Network, the United Nations and the International Organization for Migration. As a Research Fellow in MIT's Special Program for Urban and Regional Studies, she advanced her efforts to influence health, security and community solidarity through public spaces. She is now based in her home country of Kenya.
Nabila Alibhai | Speaker | TED.com