TEDMED 2009
David Blaine: How I held my breath for 17 minutes
David Blaine: Nefesimi 17 dakika nasıl tuttum
Filmed:
Readability: 3.2
24,590,367 views
TEDMED'den bu oldukça kişisel konuşmasında sihirbaz ve dublör David Blaine 17 dakika boyunca suyun altında nefesini tutmanın nelere katlanmasını gerektirdiğini, sıklıkla ölüme meydan okumasını gerektiren mesleğinin onun için anlamını anlatıyor--bir dünya rekoru(ve tüm konuşmasından sadece bir dakika kısa!)-- UYARI: Bunu evde DENEMEYİNİZ.
David Blaine - Illusionist, endurance artist
With a deck of cards and authoritative cool, David Blaine brings the wonderment of magic off the stage and onto the sidewalk. Full bio
With a deck of cards and authoritative cool, David Blaine brings the wonderment of magic off the stage and onto the sidewalk. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:15
As a magician, I try to create images that
0
0
3000
Bir sihirbaz olarak insanları durdurup
00:18
make people stop and think.
1
3000
3000
düşünmeye teşvik eden imajlar yaratmaya çalışırım.
00:21
I also try to challenge myself
2
6000
2000
Ayrıca doktorların "imkansız" dediği şeyleri
00:23
to do things that doctors say are not possible.
3
8000
4000
yapmak için kendime meydan da okurum.
00:27
I was buried alive in New York City in a coffin,
4
12000
5000
New York'ta bir tabutun içinde canlı olarak gömülmüştüm,
00:32
buried alive in a coffin in April, 1999,
5
17000
3000
1999'un Nisan ayıydı,
00:35
for a week.
6
20000
2000
bir hafta kaldım.
00:37
I lived there with nothing but water.
7
22000
4000
Yanımda su dışında birşey olmadan yaşadım.
00:41
And it ended up being so much fun
8
26000
3000
Ve çok eğlenceli bir şekilde sonuçlanınca
00:44
that I decided I could pursue
9
29000
2000
bu çeşit şeyleri daha çok
00:46
doing more of these things.
10
31000
2000
yapmak için aranır oldum.
00:48
The next one is I froze myself in a block of ice
11
33000
3000
Bir sonrakinde kendimi New York'ta
00:51
for three days and three nights in New York City.
12
36000
3000
bir buz bloğunda 3 gün 3 gece dondurdum.
00:54
That one was way more difficult than I had expected.
13
39000
5000
Bu beklediğimden çok daha zor oldu.
00:59
The one after that, I stood on top of a hundred foot pillar
14
44000
3000
Ondan sonrakinde 31 metre boyunda
01:02
for 36 hours.
15
47000
2000
bir direkte 36 saat ayakta durdum.
01:04
I began to hallucinate so hard
16
49000
2000
O kadar yoğun halisünasyonlar gördüm ki,
01:06
that the buildings that were behind me started to look like big animal heads.
17
51000
5000
arkamdaki binalar bana büyük hayvan kafaları olarak görünmeye başlamıştı.
01:11
So, next I went to London.
18
56000
2000
Sonra Londra'ya gittim.
01:13
In London I lived in a glass box for 44 days
19
58000
4000
Londra'da 44 gün cam bir kutuda
01:17
with nothing but water.
20
62000
2000
su dışında birşey olmadan yaşadım.
01:19
It was, for me, one of the most difficult things I'd ever done,
21
64000
3000
Bu bana göre şimdiye dek yaptığım en zor
01:22
but it was also the most beautiful.
22
67000
4000
ve en güzel işlerden biri gibi gelmişti.
01:26
There was so many skeptics, especially the press in London,
23
71000
3000
O kadar çok kuşku vardı ki, özellikle Londra'da
01:29
that they started flying cheeseburgers
24
74000
3000
üstümden geçen helikopterlerden beni ayartmak için
01:32
on helicopters around my box to tempt me.
25
77000
3000
kutuma uçan cheeseburger'ler atmaya başladılar.
01:35
(Laughter)
26
80000
1000
(Kahkaha)
01:36
So, I felt very validated
27
81000
3000
Yani New England Journal of Medicine bu deneyimi
01:39
when the New England Journal of Medicine actually
28
84000
2000
bilimsel olarak kullandığında,
01:41
used the research for science.
29
86000
4000
kendimi bayağı onaylanmış hissettim.
01:45
My next pursuit was I wanted to see how long I could go without breathing,
30
90000
4000
Bir sonraki araştırmam, nefes almadan,
01:49
like how long I could survive with nothing,
31
94000
2000
hatta hava bile olmadan,
01:51
not even air.
32
96000
2000
ne kadar yaşayabileceğim üzerineydi.
01:53
I didn't realize that it would become
33
98000
2000
Bunun hayatımdaki en muhteşem
01:55
the most amazing journey of my life.
34
100000
2000
yolculuk olacağının farkına varmamıştım.
02:00
As a young magician
35
105000
2000
Genç bir sihirbaz olarak
02:02
I was obsessed with Houdini and his underwater challenges.
36
107000
4000
Houdini ve onun sualtında yaşadığı zorlukları takıntı haline getirmiştim.
02:06
So, I began, early on, competing against the other kids,
37
111000
3000
Yani çok önceleri diğer çocuklarla yarışmaya başlamıştım;
02:09
seeing how long I could stay underwater
38
114000
2000
ben suyun altında tek nefesle
02:11
while they went up and down to breathe,
39
116000
2000
ne kadar durabileceğimi görmeye çalışırken
02:13
you know, five times, while I stayed under on one breath.
40
118000
3000
onlar nefes almak için beş defa yukarı çıkıp inerlerdi.
02:16
By the time I was a teenager
41
121000
2000
Ergenlik çağımda
02:18
I was able to hold my breath for three minutes and 30 seconds.
42
123000
3000
nefesimi 30 saniye tutabiliyordum.
02:21
I would later find out that was Houdini's personal record.
43
126000
6000
Daha sonra bunun Houdini'nin kişisel rekoru olduğunu öğrenecektim.
02:27
In 1987 I heard of a story
44
132000
3000
1987'de buzun arasından düşüp bir nehirin
02:30
about a boy that fell through ice
45
135000
3000
altında mahsur kalan bir çocuğun
02:33
and was trapped under a river.
46
138000
2000
hikayesini duydum.
02:35
He was underneath, not breathing for 45 minutes.
47
140000
6000
45 dakika aşağıda nefessiz kalmıştı.
02:41
When the rescue workers came
48
146000
2000
Kurtarma ekibi gelip
02:43
they resuscitated him and there was no brain damage.
49
148000
3000
kurtarıldığında beyninde hiç hasar yoktu.
02:46
His core temperature had dropped to 77 degrees.
50
151000
5000
Vücut ısısı 25 dereceye düşmüştü.
02:51
As a magician, I think everything is possible.
51
156000
3000
Bir sihirbaz olarak herşeyin mümkün olduğunu düşünürüm.
02:54
And I think if something is done by one person
52
159000
2000
Birisi bir şeyi yapabiliyorsa,
02:56
it can be done by others.
53
161000
3000
diğerleri de yapabilir.
02:59
I started to think, if the boy could survive
54
164000
3000
Düşünmeye başladım, eğer çocuk
03:02
without breathing for that long,
55
167000
2000
bu kadar uzun süre nefes almamasına rağmen
03:04
there must be a way that I could do it.
56
169000
2000
kurtulduysa bunu benim de yapmamın bir yolu olmalıydı.
03:06
So, I met with a top neurosurgeon.
57
171000
3000
Yetenekli bir beyin cerrahı ile biraraya geldim,
03:09
And I asked him, how long is it possible
58
174000
2000
Ve ona ne kadar uzun süre havasız
03:11
to go without breathing, like how long could I go without air?
59
176000
3000
nefes almadan kalabileceğimi sordum.
03:14
And he said to me that anything over six minutes
60
179000
3000
O da bana 6 dakikadan sonra
03:17
you have a serious risk
61
182000
2000
hipoksik (oksijensizliğe bağlı) beyin hasarı için
03:19
of hypoxic brain damage.
62
184000
4000
ciddi risk başladığını söyledi.
03:23
So, I took that as a challenge, basically.
63
188000
3000
Ben de bunu bir meydan okuma olarak aldım tabii.
03:26
(Laughter)
64
191000
1000
(Kahkaha)
03:27
My first try, I figured that I could do something similar,
65
192000
5000
İlk denememde benzer birşeyler yapabilirim diye düşünerek
03:32
and I created a water tank,
66
197000
4000
bir su tankı icat edip,
03:36
and I filled it with ice and freezing cold water.
67
201000
3000
içine de buz ve buz gibi su ile doldurdum.
03:39
And I stayed inside of that water tank
68
204000
3000
Ve bu su tankında vücut ısımın
03:42
hoping my core temperature would start to drop.
69
207000
3000
düşmesini umut ederek bekledim.
03:45
And I was shivering. In my first attempt to hold my breath
70
210000
3000
Titriyordum. Nefesimi ilk tutma denemem
03:48
I couldn't even last a minute.
71
213000
2000
1 dakika bile sürmedi.
03:50
So, I realized that was completely not going to work.
72
215000
3000
Bunun işe yaramayacağını anladım.
03:53
So, I went to talk to a doctor friend,
73
218000
4000
Doktor bir arkadaşımla görüşmeye gittim.
03:57
and I asked him how could I do that?
74
222000
6000
Ona nasıl yapabilirim diye sordum.
04:03
"I want to hold my breath for a really long time. How could it be done?"
75
228000
3000
"Çok uzun süre nefesimi tutmak istiyorum. Bu nasıl yapılır?"
04:06
And he said, "David, you're a magician,
76
231000
3000
Oda bana "David sen bir sihirbazsın,
04:09
create the illusion of not breathing, it will be much easier."
77
234000
3000
nefes almama illüzyonu yarat, çok daha kolay olacaktır" dedi.
04:12
(Laughter)
78
237000
4000
(Kahkaha)
04:16
So, he came up with this idea
79
241000
2000
Bana kapalı devre solunum aleti
04:18
of creating a rebreather,
80
243000
2000
yaratma fikriyle geldi;
04:20
with a CO2 scrubber,
81
245000
2000
Home Depot'dan alınmış
04:22
which was basically a tube from Home Depot,
82
247000
5000
CO2 gazını temizleyici basit bir tüp
04:27
with a balloon duct-taped to it,
83
252000
3000
ve ona yapıştırılmış bir balon,
04:30
that he thought we could put inside of me,
84
255000
3000
bunu içime yerleştirecektik
04:33
and somehow be able to circulate the air and rebreathe
85
258000
4000
ve bir şekilde havayı sirküle edip temizleyecek, kapalı devrede
04:37
with this thing in me.
86
262000
2000
içimde bu şeyle nefes alacaktım.
04:39
This is a little hard to watch.
87
264000
4000
Bunu seyretmek biraz zor.
04:43
But this is that attempt.
88
268000
3000
Ama girişimimiz buydu.
04:52
So, that clearly wasn't going to work.
89
277000
2000
Kesinlikle olmayacak bir şeydi.
04:54
(Laughter)
90
279000
4000
(Kahkaha)
04:58
Then I actually started thinking about
91
283000
2000
Ve ben cidden sıvı solunumunu
05:00
liquid breathing.
92
285000
2000
düşünmeye başladım.
05:02
There is a chemical that's called perflubron.
93
287000
3000
Perflubron adı verilen bir kimyasal var.
05:05
And it's so high in oxygen levels
94
290000
2000
Ve oksijen seviyesi o kadar yüksek ki
05:07
that in theory you could breathe it.
95
292000
2000
teorik olarak içinde nefes alabilirsiniz.
05:09
So, I got my hands on that chemical,
96
294000
3000
Hemen bu kimyasal'dan edindim,
05:12
filled the sink up with it, and stuck my face in the sink
97
297000
3000
küveti onunla doldurup yüzümü içine soktum.
05:15
and tried to breathe that in,
98
300000
2000
Ve onun içinde nefes almaya çalıştım,
05:17
which was really impossible.
99
302000
2000
elbette ki bu imkansızdı.
05:19
It's basically like trying to breathe, as a doctor said,
100
304000
3000
Bir doktor şöyle demişti; göğsünde bir fil otururken
05:22
while having an elephant standing on your chest.
101
307000
2000
nefes almaya çalışmak gibi bir şey.
05:24
So, that idea disappeared.
102
309000
2000
Bu fikir hemen yokoldu.
05:26
Then I started thinking,
103
311000
2000
Sonra düşünmeye başladım,
05:28
would it be possible to hook up a heart/lung bypass machine
104
313000
5000
Arterimden bir tüple girilmesini sağlayan bir ameliyat ile bir
05:33
and have a surgery where it was a tube going into my artery,
105
318000
3000
kalp/akciğer bypass makinasına bağlanmam
05:36
and then appear to not breathe while they were oxygenating my blood?
106
321000
4000
ve kanım oksijenlenirken nefes almıyormuş gibi yapmam mümkün olur muydu?
05:40
Which was another insane idea, obviously.
107
325000
4000
Bu da elbette diğerleri gibi çılgınca bir fikirdi.
05:44
Then I thought about the craziest idea of all the ideas:
108
329000
5000
Sonra tüm bunların içinde en delice olanını düşündüm;
05:49
to actually do it.
109
334000
2000
gerçekten bunu yapabilirim.
05:51
(Laughter)
110
336000
1000
(Kahkaha)
05:52
To actually try to hold my breath past the point
111
337000
3000
Doktorların beyin ölümü diyecekleri noktanın
05:55
that doctors would consider you brain dead.
112
340000
5000
ötesinde kadar nefesimi tutabilirim.
06:00
So, I started researching
113
345000
3000
Ve inci dalgıçlarını
06:03
into pearl divers.
114
348000
2000
araştırmaya başladım.
06:05
You know, because they go down for four minutes on one breath.
115
350000
3000
Bilirsiniz, tek bir nefesle 4 dakika aşağıya iniyorlar.
06:08
And when I was researching pearl divers, I found the world
116
353000
2000
İnci dalgıçlarını araştırırken, serbest dalış dünyası
06:10
of free-diving.
117
355000
2000
ile tanıştım.
06:12
It was the most amazing thing that I ever discovered, pretty much.
118
357000
5000
Keşfettiğim en muazzam şeylerden biriydi.
06:17
There is many different aspects to free-diving.
119
362000
3000
Serbest dalışa pek çok farklı yaklaşım var.
06:20
There is depth records, where people go as deep as they can.
120
365000
3000
Derinlik rekorları var, insanlar inebildikleri kadar derine iniyorlar.
06:23
And then there is static apnea.
121
368000
2000
Bir de statik apne var (apne: nefes tutma)
06:25
That's holding your breath as long as you can
122
370000
3000
Bu da bir yerde durup nefesinizi tutabildiğiniz
06:28
in one place without moving.
123
373000
2000
kadar tutmak demek.
06:30
That was the one that I studied.
124
375000
2000
Ben bunu çalıştım.
06:32
The first thing that I learned is when you're holding your breath
125
377000
3000
İlk öğrendiğim şey, nefesinizi tutarken asla kımıldamalısınız
06:35
you should never move at all; that wastes energy.
126
380000
3000
bu enerji kaybına neden olur.
06:38
And that depletes oxygen,
127
383000
2000
Buda oksijen tükettirir
06:40
and it builds up CO2 in your blood. So, I learned never to move.
128
385000
4000
ve kanınızda CO2 arttırır. Kımıldamayacaktım.
06:44
And I learned how to slow my heart rate down.
129
389000
3000
Ve kalp hızımı nasıl düşüreceğimi öğrendim.
06:47
I had to remain perfectly still and just relax
130
392000
2000
Tamamen hareketsiz ve rahatlamış bir şekilde
06:49
and think that I wasn't in my body,
131
394000
2000
durup vücudumda olmadığımı düşünecektim,
06:51
and just control that.
132
396000
2000
ve bunu kontrol edecektim.
06:53
And then I learned how to purge.
133
398000
2000
Ve nasıl tamamen temizleneceğimi öğrendim.
06:55
Purging is basically hyperventilating.
134
400000
2000
Bu basitçe sık sık soluk almak demek.
06:57
You blow in and out ...
135
402000
3000
İçinize çekip dışarıya üflüyorsunuz...
07:03
You do that, you get lightheaded, you get tingling.
136
408000
3000
Bunu yapınca kafanız sersemleşiyor, karıncalanıyorsunuz
07:06
And you're really ridding your body of CO2.
137
411000
2000
Ve gerçekten de vücudunuzdaki CO2 den kurtuluyorsunuz.
07:08
So, when you hold your breath it's infinitely easier.
138
413000
4000
Böylece nefesinizi tutmak çok daha kolay oluyor.
07:12
Then I learned that you have to take a huge breath,
139
417000
4000
Sonra derin nefes almayı öğrendim,
07:16
and just hold and relax and never let any air out,
140
421000
4000
ve öylece tutup dışarıya hiç hava kaçırmıyorsunuz,
07:20
and just hold and relax through all the pain.
141
425000
3000
ve öylece tutup onca acının içinde rahatlıyorsunuz.
07:23
Every morning, this is for months,
142
428000
3000
Her sabah, aylarca,
07:26
I would wake up and the first thing that I would do
143
431000
2000
uyandığım an yaptığım ilk şey
07:28
is I would hold my breath
144
433000
3000
nefesimi 52 dakikanın
07:31
for, out of 52 minutes,
145
436000
2000
44 dakikasında tutmak oldu,
07:33
I would hold my breath for 44 minutes.
146
438000
3000
Nefesimi 44 dakika tutuyordum.
07:36
So, basically what that means is I would purge,
147
441000
2000
Yani arındırma yapıyordum,
07:38
I'd breath really hard for a minute.
148
443000
2000
Bir dakika gerçekten sık sık nefes alıp
07:40
And I would hold, immediately after, for five and half minutes.
149
445000
3000
nefesimi hemen ardından beş buçuk dakika tutuyordum.
07:43
Then I would breath again for a minute,
150
448000
2000
Yine bir dakika boyu nefes alıp,
07:45
purging as hard as I can,
151
450000
2000
yapabildiğim kadar sık nefes alıp verip,
07:47
then immediately after that I would hold again for five and half minutes.
152
452000
3000
hemen ardından yine beş buçuk dakika tutuyordum.
07:50
I would repeat this process eight times in a row.
153
455000
3000
Bunu sekiz defa ardarda tekrarlıyordum.
07:53
Out of 52 minutes you're only breathing for eight minutes.
154
458000
4000
Yani bu 52 dakikanın içinde toplam sekiz dakika nefes alıyorsunuz.
07:57
At the end of that you're completely fried, your brain.
155
462000
3000
En sonunda beyniniz tamamen kızarıyor.
08:00
You feel like you're walking around in a daze.
156
465000
2000
Etrafta sersem sepelek dolaştığınızı hissediyorsunuz.
08:02
And you have these awful headaches.
157
467000
2000
Ve korkunç baş ağrısı çekiyorsunuz.
08:04
Basically, I'm not the best person to talk to when I'm doing that stuff.
158
469000
4000
Kısaca, bunu yaparken konuşulacak biri olmaktan çıkıyordum.
08:08
I started learning about the world-record holder.
159
473000
2000
Dünya-rekorunu elinde tutan kişiyi araştırdım.
08:10
His name is Tom Sietas.
160
475000
2000
Adı Tom Sietas.
08:12
And this guy is perfectly built for holding his breath.
161
477000
4000
Bu kişi nefes tutmak için oldukça donanımlı.
08:16
He's six foot four. He's 160 pounds.
162
481000
4000
1.95 boyunda ve 73 kilo.
08:20
And his total lung capacity
163
485000
2000
Toplam akciğer kapasitesi
08:22
is twice the size of an average person.
164
487000
3000
normal bir insanın iki katı.
08:25
I'm six foot one, and fat.
165
490000
3000
Ben 1.85'im ve şişmanım.
08:28
We'll say big-boned.
166
493000
2000
Biz iri kemikli deriz.
08:30
(Laughter)
167
495000
2000
(Kahkaha)
08:32
I had to drop 50 pounds in three months.
168
497000
4000
Üç ayda 23 kilo vermem gerekiyordu.
08:36
So, everything that I put into my body
169
501000
2000
Ve ben de vücuduma aldığım herşeyi
08:38
I considered as medicine.
170
503000
2000
ilaç olarak düşünmeye başladım.
08:40
Every bit of food was exactly what it was for its nutritional value.
171
505000
5000
En ufak besin maddesini bile besleyici özelliği için alıyordum.
08:45
I ate really small controlled portions
172
510000
2000
Gün boyu küçük ve
08:47
throughout the day.
173
512000
2000
kontrollü porsiyonlarda yedim.
08:49
And I started to really adapt my body.
174
514000
3000
Ve gerçekten vücudumu adapte etmeye başladım.
08:52
(Laughter)
175
517000
6000
(Kahkaha)
08:58
The thinner I was, the longer I was able to hold my breath.
176
523000
3000
Ne kadar zayıflasam o kadar uzun süre nefesimi tutabilecektim.
09:01
And by eating so well and training so hard,
177
526000
4000
Bu kadar dengeli yiyip, bu kadar iyi idman yapınca,
09:05
my resting heart-rate dropped to 38 beats per minute.
178
530000
3000
istirahattaki kalp hızım dakikada 38'e düştü.
09:08
Which is lower than most Olympic athletes.
179
533000
4000
Bu pek çok olimpik atletinkinden düşük.
09:12
In four months of training I was able to hold my breath
180
537000
2000
4 aylık idman sonunda nefesimi yedi dakika
09:14
for over seven minutes.
181
539000
3000
üzerinde tutuyordum.
09:17
I wanted to try holding my breath everywhere.
182
542000
3000
Her yerde nefesimi tutmaya çalışıyordum.
09:20
I wanted to try it in the most extreme situations
183
545000
2000
En aşırı durumlarda nefesimi tutmayı deneyip
09:22
to see if I could slow my heart rate down
184
547000
3000
tahrik altında iken kalp hızımı
09:25
under duress.
185
550000
2000
yavaşlatmayı deniyordum.
09:27
(Laughter)
186
552000
3000
(Kahkaha)
09:30
I decided that I was going to break the world record
187
555000
3000
Canlı yayında prime-time'da
09:33
live on prime-time television.
188
558000
2000
dünya rekorunu kırmaya karar verdim.
09:35
The world record was eight minutes and 58 seconds,
189
560000
4000
Dünya rekoru sekiz dakika ve 58 saniyeydi,
09:39
held by Tom Sietas, that guy with the whale lungs I told you about.
190
564000
3000
ve size bahsettiğim neredeyse bir balinanın ciğerlerine sahip olan Tom Sietas'a aitti.
09:42
(Laughter)
191
567000
2000
(Kahkaha)
09:44
I assumed that I could put a water tank at Lincoln center
192
569000
3000
Lincoln meydanına bir su tankı koyup
09:47
and if I stayed there a week not eating,
193
572000
4000
orada yemek yemeden bir hafta kalırsam
09:51
I would get comfortable in that situation
194
576000
2000
rahatlayacağımı, metabolizmamın
09:53
and I would slow my metabolism,
195
578000
2000
yavaşlayacağını, nefesimi daha rahat
09:55
which I was sure would help me hold my breath
196
580000
2000
ve yapabildiğimden daha da uzun süre
09:57
longer than I had been able to do it.
197
582000
2000
tutabileceğimi düşünmüştüm.
09:59
I was completely wrong.
198
584000
3000
Tamamen yanılmışım.
10:02
I entered the sphere a week before the scheduled air date.
199
587000
4000
Yayına bir hafta kala küreye girdim.
10:06
And I thought everything seemed to be on track.
200
591000
4000
Herşeyin yolunda gittiğini düşünüyordum.
10:10
Two days before my big breath hold attempt, for the record,
201
595000
4000
Büyük nefes tutma girişimimden iki gün önce,
10:14
the producers of my television special
202
599000
2000
rekorumu yayınlayacak olan özel televizyon yapımcıları
10:16
thought that just watching somebody
203
601000
3000
birisinin öylece nefesini tutup
10:19
holding their breath, and almost drowning,
204
604000
2000
neredeyse boğulmasını izlemenin
10:21
is too boring for television.
205
606000
3000
çok sıkıcı olacağına karar verdiler.
10:24
(Laughter)
206
609000
2000
(Kahkaha)
10:26
So, I had to add handcuffs,
207
611000
2000
Ben de nefesimi tutarken içlerinden çıkmam
10:28
while holding my breath, to escape from.
208
613000
3000
gereken kelepçeler eklemek zorunda kaldım.
10:31
This was a critical mistake.
209
616000
3000
Bu çok kritik bir hataydı.
10:34
Because of the movement I was wasting oxygen.
210
619000
4000
Hareket yüzünden oksijen harcıyordum.
10:38
And by seven minutes I had gone
211
623000
2000
Ve yedinci dakikada
10:40
into these awful convulsions.
212
625000
4000
o korkunç nöbetler başladı.
10:44
By 7:08 I started to black out.
213
629000
5000
7:08'de bayılmaya başladım.
10:49
And by seven minutes and 30 seconds
214
634000
3000
7 dakika 30 saniyede beni çıkarıp
10:52
they had to pull my body out and bring me back.
215
637000
4000
hayata geri döndürmeleri gerekti.
11:00
I had failed on every level.
216
645000
2000
Her basamakta batmıştım.
11:02
(Laughter)
217
647000
2000
(Kahkaha)
11:04
So, naturally, the only way out of the slump
218
649000
3000
Doğal olarak, bu batıştan çıkmanın tek yolu
11:07
that I could think of
219
652000
2000
yani aklıma gelen tek yolu,
11:09
was, I decided to call Oprah.
220
654000
4000
Oprah'ı aramaktı.
11:13
(Laughter)
221
658000
3000
(Kahkaha)
11:16
I told her that I wanted to up the ante
222
661000
2000
Ona bahsi arttırdığımı ve yaşayan herhangi
11:18
and hold my breath longer than any human being ever had.
223
663000
4000
bir insandan daha uzun süre nefesimi tutacağımı söyledim.
11:22
This was a different record. This was a pure O2
224
667000
3000
Bu farklı bir rekordu. Bu dünya rekoru Guiness'te 13 dakika
11:25
static apnea record that Guinness
225
670000
2000
olarak kaydedilmiş
11:27
had set the world record at 13 minutes.
226
672000
4000
statik apne rekoru denemesiydi.
11:31
So, basically you breath pure O2 first,
227
676000
3000
Yani en başta saf O2 soluyorsunuz
11:34
oxygenating your body, flushing out CO2,
228
679000
2000
vücudunuzu oksijenlendirip, CO2 dışarı atıyorsunuz
11:36
and you are able to hold much longer.
229
681000
4000
ve böylece nefesinizi çok daha uzun tutuyorsunuz.
11:40
I realized that my real competition
230
685000
3000
Benim gerçek yarışmamın
11:43
was the beaver.
231
688000
2000
kunduzla olduğunu anlamıştım.
11:45
(Laughter)
232
690000
7000
(Kahkaha)
11:52
In January of '08
233
697000
2000
2008 Ocak ayında
11:54
Oprah gave me four months to prepare and train.
234
699000
3000
Oprah bana hazırlık ve idman için 4 ay verdi
11:57
So, I would sleep in a hypoxic tent every night.
235
702000
3000
Böylece her gece hipoksik çadırda uyuyacaktım.
12:00
A hypoxic tent is a tent that simulates
236
705000
2000
Hipoksik çadır 15.000 feet yükseklikteki rakımı
12:02
altitude at 15,000 feet.
237
707000
3000
taklit eder, bu Everest'de
12:05
So, it's like base camp Everest.
238
710000
2000
kamp kurmak gibi bir şey.
12:07
What that does is, you start building up
239
712000
3000
Peki bu ne sağlar; vücudunuzda oksijeni
12:10
the red blood cell count in your body,
240
715000
3000
taşıyan kırmızı kan hücresi sayınız
12:13
which helps you carry oxygen better.
241
718000
3000
artar ve daha çok oksiyenlenirsiniz.
12:16
Every morning, again, after getting out of that tent
242
721000
4000
Her sabah, tekrar ve tekrar o çadırdan
12:20
your brain is completely wiped out.
243
725000
3000
çıktığınızda beyniniz silinmiş gibi olursunuz.
12:23
My first attempt on pure O2, I was able to go up to 15 minutes.
244
728000
4000
İlk saf O2 solumayı denediğimde en çok 15 dakika devam edebilmiştim.
12:27
So, it was a pretty big success.
245
732000
3000
Büyük başarı sayılabilir.
12:30
The neurosurgeon pulled me out of the water
246
735000
2000
Beyin cerrahı beni sudan çekip aldı,
12:32
because in his mind, at 15 minutes
247
737000
2000
çünkü cerraha göre 15 dakikada beyninizin
12:34
your brain is done, you're brain dead.
248
739000
3000
işi bitmiştir, beyin ölümü gerçekleşir.
12:37
So, he pulled me up, and I was fine.
249
742000
3000
Yani beni yukarı çekti ama ben iyiydim.
12:40
There was one person there that was definitely not impressed.
250
745000
5000
Orada olup da bundan kesinlikle etkilenmeyen tek bir kişi vardı.
12:45
It was my ex-girlfriend. While I was breaking the record underwater
251
750000
4000
Eski kız arkadaşımdı. Ben ilk defa su altı rekorumu
12:49
for the first time, she was sifting through my Blackberry,
252
754000
2000
kırmakla uğraşırken o benim Blackberry'mi eline almış
12:51
checking all my messages.
253
756000
2000
tüm mesajlarımı kontrol etmekle meşguldü.
12:53
(Laughter)
254
758000
3000
(Kahkaha)
12:56
My brother had a picture of it. It is really ...
255
761000
2000
Hatta erkek kardeşim fotoğrafını çekmiş, cidden...,
12:58
(Laughter)
256
763000
5000
(Kahkaha)
13:03
I then announced that I was going to go for
257
768000
3000
Daha sonra basına Sietas'ın rekorunu
13:06
Sietas' record, publicly.
258
771000
2000
kıracağımı duyurdum.
13:08
And what he did in response,
259
773000
2000
O da buna cevap olarak Regis ve Kelly'e gidip
13:10
is he went on Regis and Kelly,
260
775000
3000
kendisine ait
13:13
and broke his old record.
261
778000
2000
eski rekoru kırdı.
13:15
Then his main competitor went out and broke his record.
262
780000
4000
Sonra da onun en güçlü rakibi çıkıp bu rekoru kırdı.
13:19
So, he suddenly pushed the record up to
263
784000
2000
Ve Sietas'da aniden rekoru
13:21
16 minutes and 32 seconds.
264
786000
3000
16 dakika 32 saniyeye yükseltti.
13:24
Which was three minutes longer than I had prepared.
265
789000
3000
Bu benim hazırlandığımdan üç dakika daha uzundu.
13:27
You know, it was longer than the record.
266
792000
3000
Yani rekordan daha fazlaydı.
13:30
Now, I wanted to get the Science Times to document this.
267
795000
4000
Şimdi, Science Times'ın bunu dokümente etmesini istedim.
13:34
I wanted to get them to do a piece on it.
268
799000
2000
Bunun üstüne bir yazı hazırlamalarını.
13:36
So, I did what any person
269
801000
4000
Yani, her ikna edici ve ciddi bilimsel gelişimci
13:40
seriously pursuing scientific advancement would do.
270
805000
3000
ne yaparsa ben de onu yaptım.
13:43
I walked into the New York Times offices
271
808000
3000
New York times ofisine gidip
13:46
and did card tricks to everybody.
272
811000
2000
herkese kartlarla numara yaptım.
13:48
(Laughter)
273
813000
4000
(Kahkaha)
13:52
So, I don't know if it was the magic or the lore of the Cayman islands,
274
817000
3000
Yani, sihir mi yoksa Cayman adalarının ilim irfanı mı
13:55
but John Tierney flew down
275
820000
2000
bilmiyorum ama John Tierney inanılmaz etkilendi ve
13:57
and did a piece on the seriousness of breath-holding.
276
822000
3000
nefes tutmanın ciddiyeti üzerine bir yazı hazırladı.
14:00
While he was there I tried to impress him, of course.
277
825000
2000
O henüz oradayken, onu elbette etkilemeye çalıştım.
14:02
And I did a dive down to 160 feet,
278
827000
3000
160 feet derinliğine daldım,
14:05
which is basically the height of a 16 story building,
279
830000
4000
ki bu yaklaşık 16 katlı bir bina yüksekliğidir,
14:09
and as I was coming up, I blacked out underwater,
280
834000
3000
ve yukarı çıkarken suyun altında bayıldım,
14:12
which is really dangerous; that's how you drown.
281
837000
2000
bu oldukça tehlikeliydi, insanlar böyle boğuluyor.
14:14
Luckily Kirk had seen me
282
839000
2000
Şansıma Kirk beni görmüş,
14:16
and he swam over and pulled me up.
283
841000
2000
bana doğru yüzüp beni yukarı çekti.
14:18
So, I started full focus.
284
843000
3000
Ve artık tamamen odaklandım.
14:21
I completely trained to get my breath hold time up
285
846000
3000
Nefes tutma zamanımı kazanmak için ne yapmam gerekiyorsa,
14:24
for what I needed to do.
286
849000
2000
tam olarak yaptım.
14:26
But there was no way to prepare for the live television aspect of it,
287
851000
3000
Ama canlı televizyon yayını kısmına,
14:29
being on Oprah.
288
854000
2000
yani Oprah'a hazırlanmanın yolu yoktu.
14:31
But in practice, I would do it face down, floating on the pool.
289
856000
4000
Ama pratik olsun diye havuzda yüzüstü yatarak yapıyordum.
14:35
But for TV they wanted me to be upright
290
860000
4000
TV ise benden ayakta durmamı istedi
14:39
so they could see my face, basically.
291
864000
3000
böylece yüzümü görebileceklerdi.
14:42
The other problem was
292
867000
2000
Öbür problem elbisenin
14:44
the suit was so buoyant
293
869000
2000
yüzerliğinin fazla oluşuydu,
14:46
that they had to strap my feet in to keep me from floating up.
294
871000
3000
yukarıya çıkmamam için ayaklarımı bağlamak zorunda kaldılar.
14:49
So, I had to use my legs to hold my feet into the straps that were loose,
295
874000
4000
Yani bantlara gevşekce bağlanmış ayaklarımı tutmak için bacaklarımı
14:53
which was a real problem for me.
296
878000
3000
kullanmak zorundaydım ve bu problemdi.
14:56
That made me extremely nervous,
297
881000
2000
Bu beni korkunç strese soktu,
14:58
raising the heart rate.
298
883000
2000
ve kalp hızımı arttırdı.
15:00
Then, what they also did was,
299
885000
2000
Daha sonra da önceden hiç yapmadığımız şekilde
15:02
which we never did before, is there was a heart-rate monitor.
300
887000
3000
bir kalp hızı monitörü yerleştirdiler.
15:05
And it was right next to the sphere.
301
890000
3000
Kürenin tam sağına koydular.
15:08
So, every time my heart would beat I'd hear the beep-beep-beep-beep,
302
893000
3000
Yani kalbim her attığında beep-beep-beep'lerini
15:11
you know, the ticking, really loud.
303
896000
2000
duyuyordum, sesi gerçekten yüksekti.
15:13
Which was making me more nervous.
304
898000
2000
Bu beni daha da gerdi.
15:15
And there is no way to slow my heart rate down.
305
900000
3000
Bu şekilde kalp hızımı yavaşlatmanın yolu kalmadı.
15:18
So, normally
306
903000
3000
Ve, normalde
15:21
I would start at 38 beats per minute,
307
906000
3000
dakikada 38 atımla başlardım,
15:24
and while holding my breath it would drop to 12 beats per minute,
308
909000
3000
nefesimi tuttuğum sırada da dakikada 12 atıma dek inerdi,
15:27
which is pretty unusual.
309
912000
2000
ve bu aslında bayağı tuhaf.
15:29
(Laughter)
310
914000
4000
(Kahkaha)
15:35
This time it started at 120 beats,
311
920000
4000
Bu defa 120 ile başladım
15:39
and it never went down.
312
924000
2000
ve asla düşmedi.
15:41
I spent the first five minutes underwater
313
926000
3000
İlk beş dakikamı suyun altında çaresizce
15:44
desperately trying to slow my heart rate down.
314
929000
3000
kalp hızımı yavaşlatmaya çalışarak geçirdim.
15:47
I was just sitting there thinking, "I've got to slow this down.
315
932000
2000
Orada oturuyor ve "Bunu yavaşlatmam lazım, yoksa yine kaybedeceğim,
15:49
I'm going to fail, I'm going to fail."
316
934000
2000
yine başarısız olacağım" diye düşünüyordum
15:51
And I was getting more nervous.
317
936000
2000
Ve elbette daha da geriliyordum.
15:53
And the heart rate just kept going up and up,
318
938000
2000
Kalp hızım yükseldikçe yükseldi,
15:55
all the way up to 150 beats.
319
940000
2000
dakikada 150'ye dek çıktı.
16:00
Basically it's the same thing that created my downfall at Lincoln Center.
320
945000
3000
Lincoln Merkezinde çöküşüme sebep olan şeyle aynıydı.
16:03
It was a waste of O2.
321
948000
3000
O2 kaybı yaşıyordum.
16:06
When I made it to the halfway mark, at eight minutes,
322
951000
2000
8. dakikada yolu yarılamışken
16:08
I was 100 percent certain
323
953000
3000
bunu başaramayacağımdan
16:11
that I was not going to be able to make this.
324
956000
2000
%100 emindim.
16:13
There was no way for me to do it.
325
958000
2000
Bunu yapmamın hiçbir yolu yoktu.
16:15
So, I figured, Oprah had dedicated an hour
326
960000
4000
Sonra Oprah'ın bu nefes tutma işine 1 saatini ayırdığını
16:19
to doing this breath hold thing, if I had cracked early
327
964000
3000
erken çatlarsam bütün gösterinin benim depresyonum
16:22
it would be a whole show about how depressed I am.
328
967000
3000
üzerine kurulacağını düşündüm.
16:25
(Laughter)
329
970000
2000
(Kahkaha)
16:27
So, I figured I'm better off just fighting
330
972000
2000
Yani savaşa devam edip bayılana kadar
16:29
and staying there until I black out,
331
974000
2000
orada kalırsam, en azından,
16:31
at least then they can pull me out and take care of me and all that.
332
976000
3000
onlar beni çekip çıkarır, benimle ilgilenirler filan diye düşündüm.
16:34
(Laughter)
333
979000
4000
(Kahkaha)
16:38
I kept pushing to 10 minutes. At 10 minutes
334
983000
2000
10 dakikayı zorlamaya başladım. 10. dakikada
16:40
you start getting all these really strong
335
985000
3000
tüm eller ve ayaklardaki karıncalanmaları
16:43
tingling sensations in your fingers and toes.
336
988000
2000
güçlü bir şekilde hissetmeye başlıyorsunuz.
16:45
And I knew that that was blood shunting,
337
990000
2000
Ve hayati organlarıma oksijen sağlamak için
16:47
when the blood rushes away from your extremities
338
992000
2000
kol ve bacaklarımdan kanımın uzaklaştığını,
16:49
to provide oxygen to your vital organs.
339
994000
3000
kan akımımın yön değiştirdiğini biliyordum.
16:55
At 11 minutes I started feeling
340
1000000
2000
11. dakikada
16:57
throbbing sensations in my legs,
341
1002000
2000
bacaklarımda zonlama hissi oluştu,
16:59
and my lips started to feel really strange.
342
1004000
4000
dudaklarımı da cidden tuhaf hissetmeye başladım.
17:03
At minute 12 I started to have ringing in my ears,
343
1008000
4000
12. dakikada kulaklarım çınlamaya ve
17:07
and I started to feel my arm going numb.
344
1012000
3000
kollarımda hissizlik oluşmaya başladı.
17:10
And I'm a hypochondriac, and I remember arm numb means heart attack.
345
1015000
3000
Ve ben bir hipokondriak'ım (hastalık hastası), kollarda hissizlik kalp krizi demektir!!
17:13
So, I started to really get really paranoid.
346
1018000
3000
Yani cidden paranoyaklaştım.
17:16
Then at 13 minutes, maybe because of the hypochondria.
347
1021000
3000
13. dakikada hipokondriaklıktan olacak
17:19
I started feeling pains all over my chest.
348
1024000
5000
bütün göğsüm ağrımaya başladı.
17:24
It was awful.
349
1029000
2000
Korkunçtu.
17:26
At 14 minutes,
350
1031000
2000
14. dakikada
17:28
I had these awful contractions,
351
1033000
2000
berbat kasılmalar başladı,
17:30
like this urge to breathe.
352
1035000
2000
sanki nefes almak zorunda gibiydim.
17:32
(Laughter)
353
1037000
8000
(Kahkaha)
17:40
At 15 minutes I was suffering
354
1045000
2000
15. dakikada kalbimin O2 yoksunluğundan
17:42
major O2 deprivation to the heart.
355
1047000
3000
dolayı artık acı çekiyordum.
17:45
And I started having ischemia to the heart.
356
1050000
3000
Ve kalbimde iskemi başladı.
17:48
My heartbeat would go from 120,
357
1053000
2000
Kalp hızım 120'den
17:50
to 50, to 150, to 40, to 20, to 150 again.
358
1055000
6000
50'ye, 150'ye, 40'a, 20'ye ve yine 150'ye inip çıkıyordu.
17:56
It would skip a beat.
359
1061000
2000
Bir vuruş atlayabiliyordu.
17:58
It would start. It would stop. And I felt all this.
360
1063000
2000
Tekrar çalışmaya başlayıp duruyordu. Hepsini hissediyordum.
18:00
And I was sure that I was going to have a heart attack.
361
1065000
3000
Kalp krizi geçireceğimden emindim.
18:03
So, at 16 minutes what I did is I slid my feet out
362
1068000
3000
Bu nedenle 16. dakikada ayağımı banttan kurtardım.
18:06
because I knew that if I did go out,
363
1071000
3000
Çünkü biliyordum ki, eğer dışarıya çıkarsam, kalp krizi geçirisem
18:09
if I did have a heart attack, they'd have to
364
1074000
2000
beni yukarıya çekmelerinden önce yanıma atlayıp
18:11
jump into the binding and take my feet out
365
1076000
2000
bağlantı yerinden ayağımı kurtarmaları gerekliydi.
18:13
before pulling me up. So, I was really nervous.
366
1078000
2000
Yani gerçekten inanılmaz gerilmiş haldeydim.
18:15
So, I let my feet out, and I started floating to the top.
367
1080000
3000
Ayağımı çıkardım ve yüzeye doğru yükselmeye başladım.
18:18
And I didn't take my head out.
368
1083000
2000
Kafamı sudan çıkarmadım.
18:20
But I was just floating there waiting for my heart to stop,
369
1085000
2000
Orada öyle suyun üstünde yüzüp kalbimin durmasını bekledim.
18:22
just waiting.
370
1087000
2000
Sadece bunu bekledim.
18:24
They had doctors with the "Pst," you know, so,
371
1089000
2000
Orada "Pst"li doktorlar var, bilirsiniz,
18:26
sitting there waiting.
372
1091000
2000
oturup bekliyorlar.
18:28
And then suddenly I hear screaming.
373
1093000
2000
Ve aniden çığlıklar duydum.
18:30
And I think that there is some weird thing --
374
1095000
2000
Ve tuhaf bir şey var galiba diye düşündüm--
18:32
that I had died or something had happened.
375
1097000
3000
ya ben öldüm veya bir şey oldu.
18:35
And then I realized that I had made it to 16:32.
376
1100000
4000
Ve sonra 16:32'ye vardığımı farkettim.
18:39
So, with the energy of everybody that was there
377
1104000
3000
Oradaki herkesin enerjisi sayesinde
18:42
I decided to keep pushing.
378
1107000
2000
zorlamaya devam ettim.
18:44
And I went to 17 minutes and four seconds.
379
1109000
2000
Ve 17 dakika 4 saniyeye ulaştım.
18:46
(Applause)
380
1111000
10000
(Alkış)
18:56
As though that wasn't enough, what I did immediately after
381
1121000
2000
Bu sanki yetmezmiş gibi, oradan çıkar çıkmaz
18:58
is I went to Quest Labs
382
1123000
2000
Quest labs'a gidip
19:00
and had them take every blood sample that they could
383
1125000
2000
alınabilecek tüm kan örneklerinin alınmasını, yapılabilecek tüm
19:02
to test for everything and to see where my levels were,
384
1127000
3000
testlerin yapılmasını ve sonuçların da yine doktorlar tarafından
19:05
so the doctors could use it, once again.
385
1130000
2000
kullanılmasını sağladım.
19:07
I also didn't want anybody to question it.
386
1132000
2000
Ayrıca kimsenin bunu sorgulamasını da istemedim.
19:09
I had the world record and I wanted to
387
1134000
2000
Dünya rekoru benimdi ve ben
19:11
make sure it was legitimate.
388
1136000
2000
bunun geçerli olduğundan emin olmalıydım.
19:13
So, I get to New York City the next day,
389
1138000
3000
Ertesi gün New york City'e geldim,
19:16
and this kid walks up to me -- I'm walking out of the Apple store --
390
1141000
3000
ve bi' ufaklık bana doğru geldi--Apple mağazasından çıkıyordum--
19:19
this kid walks up to me he's like, "Yo, D!"
391
1144000
2000
bu ufaklık bana doğru yürüyerek "N'aber!" der gibi oldu.
19:21
I'm like "Yeah?"
392
1146000
2000
Ben "Eyvallah?" der oldum.
19:23
He said, "If you really held your breath that long,
393
1148000
3000
Bana baktı ve "Eğer nefesini o kadar uzun süre tuttuysan,
19:26
why'd you come out of the water dry?"
394
1151000
2000
sudan nasıl kuru çıktın?" diye sordu.
19:28
I was like "What?"
395
1153000
2000
Ben "Nee?" diyebildim ancak.
19:30
(Laughter)
396
1155000
2000
(Kahkaha)
19:32
And that's my life. So ...
397
1157000
2000
Ve işte bu benim hayatım. Yani...
19:34
(Laughter)
398
1159000
5000
(Kahkaha)
19:39
As a magician I try to show things to people
399
1164000
2000
Bir sihirbaz olarak insanlara imkansız gelen
19:41
that seem impossible.
400
1166000
2000
bazı şeyler gösteriyorum.
19:43
And I think magic, whether I'm holding my breath
401
1168000
3000
Ve bence sihir, nefesimi tutsam da,
19:46
or shuffling a deck of cards,
402
1171000
2000
bir deste kağıt karıştırıyor olsam da
19:48
is pretty simple.
403
1173000
2000
gayet basittir.
19:50
It's practice, it's training, and it's --
404
1175000
4000
Pratik yapmak, çalışmak ve--
19:54
It's practice, it's training and experimenting,
405
1179000
4000
pratik yapmak, çalışmak ve deney yapmak,
19:58
while pushing through the pain to be the best that I can be.
406
1183000
3000
elimden gelenin en iyisi olmak için zorlayarak acının içinden geçmek.
20:01
And that's what magic is to me, so, thank you.
407
1186000
4000
Ve benim için sihirin anlamı budur, yani, teşekkür ederim.
20:05
(Applause)
408
1190000
8000
(alkışlar)
ABOUT THE SPEAKER
David Blaine - Illusionist, endurance artistWith a deck of cards and authoritative cool, David Blaine brings the wonderment of magic off the stage and onto the sidewalk.
Why you should listen
Called a "modern-day Houdini" by The New York Times, David Blaine made himself a household name with TV special David Blaine: Street Magic -- shedding the sweeping glitz and drama of other TV magic programs in favor of a simple premise: illusions done right on the street, in front of handheld cameras and speechless passersby.
With Buried Alive, Blaine was entombed underground for seven days in a transparent plastic coffin, visible to gawking pedestrians above, setting off a new trend in his performance career: the endurance stunt. The pursuit led to other spectacles featuring cramped spaces and extreme conditions: Frozen in Time, which saw him encased in a block of ice for almost three days, and Vertigo, where he stood atop a 100-foot pillar for 35 hours.
Blaine's stunts continue to draw immense crowds and Nielsen ratings to match, but his appearance on Oprah was perhaps most stunning, when he broke the Guinness world record for breath-holding, staying underwater for 17 minutes and 4.5 seconds.
David Blaine | Speaker | TED.com