TED@BCG Milan
Karen Lloyd: This deep-sea mystery is changing our understanding of life
Karen Lloyd: Bu derin deniz gizemi yaşam anlayışımızı değiştiriyor
Filmed:
Readability: 3.9
2,218,620 views
Dünya'nın ne kadar derinine inebilir ve hâlâ yaşam izleri bulabiliriz? Deniz mikrobiyologu olan Karen Lloyd, bizi metrelerce derindeki okyanus çamurunda yaşayan ve hayvanlardan çok daha önceden beri Dünya'da var olan küçük organizmalarla yani derin yüzeyaltı mikroplarıyla tanıştırıyor. Laboratuvarda büyümeyi reddeden ve görünüşe bakılırsa zaman ve enerjiyle bizimkinden daha farklı bir ilişkiye sahip olan bu gizemli mikroplar hakkında daha fazla şey öğrenin.
Karen Lloyd - Marine microbiologist
Karen Lloyd studies novel groups of microbes in Earth's deep surface biosphere, collecting them from disparate remote places such as Arctic fjords, volcanoes in Costa Rica, even deep in mud in the Marianas Trench Full bio
Karen Lloyd studies novel groups of microbes in Earth's deep surface biosphere, collecting them from disparate remote places such as Arctic fjords, volcanoes in Costa Rica, even deep in mud in the Marianas Trench Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:13
I'm an ocean microbiologist
at the University of Tennessee,
at the University of Tennessee,
0
1165
3448
Tennessee Üniversitesi'nde
okyanus mikrobiyologuyum
okyanus mikrobiyologuyum
00:16
and I want to tell you guys
about some microbes
about some microbes
1
4637
2545
ve sizlere Dünya'daki yaşamın
nasıl bir şey olduğu konusundaki
nasıl bir şey olduğu konusundaki
00:19
that are so strange and wonderful
2
7206
3194
varsayımlarımıza meydan okuyan
00:22
that they're challenging our assumptions
about what life is like on Earth.
about what life is like on Earth.
3
10424
3803
çok tuhaf ve müthiş bazı
mikroplardan bahsetmek istiyorum.
mikroplardan bahsetmek istiyorum.
00:26
So I have a question.
4
14251
1429
Bir sorum var.
00:27
Please raise your hand
if you've ever thought it would be cool
if you've ever thought it would be cool
5
15704
3043
Daha önce denizaltında
okyanusun dibine gitmenin
okyanusun dibine gitmenin
00:30
to go to the bottom
of the ocean in a submarine?
of the ocean in a submarine?
6
18771
2647
havalı olacağını düşündüyseniz
lütfen elinizi kaldırın.
lütfen elinizi kaldırın.
00:34
Yes.
7
22372
1150
Evet.
Birçoğunuz düşündü çünkü
okyanuslar çok havalı yerler.
okyanuslar çok havalı yerler.
00:35
Most of you, because
the oceans are so cool.
the oceans are so cool.
8
23546
2176
00:37
Alright, now -- please raise your hand
9
25746
2703
Peki, şimdi de okyanusun dibine
00:40
if the reason you raised your hand
to go to the bottom of the ocean
to go to the bottom of the ocean
10
28473
3690
gitmek için elinizi kaldırmış
olma nedeniniz bunun
olma nedeniniz bunun
00:44
is because it would get you
a little bit closer
a little bit closer
11
32187
2291
sizi oradaki heyecan verici
çamura bir adım daha
çamura bir adım daha
00:46
to that exciting mud that's down there.
12
34502
2693
yaklaştıracak olmasıysa
lütfen elinizi kaldırın.
lütfen elinizi kaldırın.
00:49
(Laughter)
13
37219
1008
(Gülüşmeler)
00:50
Nobody.
14
38251
1290
Hiç kimse.
00:51
I'm the only one in this room.
15
39565
1825
Bu salondaki tek kişi benim.
00:53
Well, I think about this all the time.
16
41414
1986
Durmadan bunu düşünüyorum.
00:55
I spend most of my waking hours
17
43424
2265
Uyanık olduğum saatlerin çoğunu
00:57
trying to determine
how deep we can go into the Earth
how deep we can go into the Earth
18
45713
3786
Dünya'nın ne kadar
derinine inebileceğimizi
derinine inebileceğimizi
01:01
and still find something,
anything, that's alive,
anything, that's alive,
19
49523
3753
ve hâlâ canlı bir şey bulabileceğimizi
saptamaya çalışarak geçiriyorum
saptamaya çalışarak geçiriyorum
01:05
because we still don't know
the answer to this very basic question
the answer to this very basic question
20
53300
3096
çünkü Dünya üzerindeki yaşamla ilgili
bu çok temel sorunun cevabını
bu çok temel sorunun cevabını
01:08
about life on Earth.
21
56420
1199
hâlâ bilmiyoruz.
01:09
So in the 1980s, a scientist
named John Parkes, in the UK,
named John Parkes, in the UK,
22
57643
3600
1980'lerde Birleşik Krallık'ta
John Parkes isimli bir bilim insanı
John Parkes isimli bir bilim insanı
01:13
was similarly obsessed,
23
61267
1904
benzer şekilde buna takmıştı
01:15
and he came up with a crazy idea.
24
63195
2597
ve çılgın bir fikirle çıkageldi.
01:17
He believed that there was a vast,
deep, and living microbial biosphere
deep, and living microbial biosphere
25
65816
5658
Dünyanın bütün okyanuslarının altında
deniz tabanına yüzlerce metre yayılan,
deniz tabanına yüzlerce metre yayılan,
01:23
underneath all the world's oceans
26
71498
1595
uçsuz bucaksız, derin ve canlı
01:25
that extends hundreds of meters
into the seafloor,
into the seafloor,
27
73117
2618
mikrobiyal bir biyosfer
olduğuna inanıyordu,
olduğuna inanıyordu,
01:27
which is cool,
28
75759
1151
ki bu müthiş,
01:28
but the only problem
is that nobody believed him,
is that nobody believed him,
29
76934
3142
ama sorun şu ki
kimse ona inanmadı
kimse ona inanmadı
01:32
and the reason that nobody believed him
30
80100
2763
ve kimsenin ona inanmamış
olmasının nedeni
olmasının nedeni
01:34
is that ocean sediments
may be the most boring place on Earth.
may be the most boring place on Earth.
31
82887
4180
okyanus sedimentlerinin Dünya'daki
belki de en sıkıcı yer olmasıydı.
belki de en sıkıcı yer olmasıydı.
01:39
(Laughter)
32
87091
1086
(Gülüşmeler)
01:40
There's no sunlight, there's no oxygen,
33
88201
3035
Güneş ışığı yok, oksijen yok
01:43
and perhaps worst of all,
34
91260
1539
ve belki de en kötüsü,
01:44
there's no fresh food deliveries
for literally millions of years.
for literally millions of years.
35
92823
4175
abartısız milyonlarca yıldır
taze besin temini yok.
taze besin temini yok.
01:49
You don't have to have a PhD in biology
36
97022
1942
Buranın yaşam aramak için kötü bir yer
01:50
to know that that is a bad place
to go looking for life.
to go looking for life.
37
98988
2635
olduğunu anlamak için biyolojide
doktora yapmanıza gerek yok.
doktora yapmanıza gerek yok.
01:53
(Laughter)
38
101647
1007
(Gülüşmeler)
01:54
But in 2002, [Steven D'Hondt] had
convinced enough people
convinced enough people
39
102678
3217
John, 2002'de
JOIDES Resolution isimli
JOIDES Resolution isimli
01:57
that he was on to something
that he actually got an expedition
that he actually got an expedition
40
105909
3608
bu sondaj gemisinde bir sefer yaptığı
ve bir şey keşfettiği konusunda
ve bir şey keşfettiği konusunda
02:01
on this drillship,
called the JOIDES Resolution.
called the JOIDES Resolution.
41
109551
3522
yeterince insanı ikna etti.
02:05
And he ran it along with
Bo Barker Jørgensen of Denmark.
Bo Barker Jørgensen of Denmark.
42
113097
3080
Bunu Danimarka'dan Bo Barker
Jørgensen ile birlikte yürüttü.
Jørgensen ile birlikte yürüttü.
02:08
And so they were finally able to get
43
116201
1722
Sonunda bazıları yüzey mikropları
02:09
good pristine deep subsurface samples
44
117947
3365
tarafından kirletilmemiş, el değmemiş
02:13
some really without contamination
from surface microbes.
from surface microbes.
45
121336
2813
derin yüzeyaltı
numuneleri toplayabildiler.
numuneleri toplayabildiler.
02:16
This drill ship is capable of drilling
thousands of meters underneath the ocean,
thousands of meters underneath the ocean,
46
124173
5273
Bu sondaj gemisi okyanusun
binlerce metre altını delebiliyor
binlerce metre altını delebiliyor
02:21
and the mud comes up in sequential cores,
one after the other --
one after the other --
47
129470
3496
ve çamur birbiri ardına sıralı
karotlar halinde çıkıyor.
karotlar halinde çıkıyor.
02:24
long, long cores that look like this.
48
132990
2670
Şuna benzeyen uzun mu uzun karotlar.
02:27
This is being carried by scientists
such as myself who go on these ships,
such as myself who go on these ships,
49
135684
3809
Benim gibi bu gemilere giden
bilim insanları tarafından taşınıyor
bilim insanları tarafından taşınıyor
02:31
and we process the cores on the ships
and then we send them home
and then we send them home
50
139517
3000
ve bu karotları gemide işliyoruz,
ardından ileri tetkik için
ardından ileri tetkik için
02:34
to our home laboratories
for further study.
for further study.
51
142541
2099
ülkemizdeki laboratuvarlara
gönderiyoruz.
gönderiyoruz.
02:36
So when John and his colleagues
52
144664
1477
John ve meslektaşları
02:38
got these first precious
deep-sea pristine samples,
deep-sea pristine samples,
53
146165
3555
bu değerli el değmemiş ilk derin
deniz numunelerini aldıklarında
deniz numunelerini aldıklarında
02:41
they put them under the microscope,
54
149744
1881
onları mikroskobun altına koydular
02:43
and they saw images
that looked pretty much like this,
that looked pretty much like this,
55
151649
4109
ve hemen hemen buna
benzer görüntüler gördüler.
benzer görüntüler gördüler.
02:47
which is actually taken
from a more recent expedition
from a more recent expedition
56
155782
2477
Bu, doktora öğrencim
Joy Buongiorno tarafından
Joy Buongiorno tarafından
02:50
by my PhD student, Joy Buongiorno.
57
158283
2186
yakın zamanda yapılan
bir seferde çekildi.
bir seferde çekildi.
02:52
You can see the hazy stuff
in the background.
in the background.
58
160493
2288
Arkadaki bulanık şeyi görebilirsiniz.
02:54
That's mud. That's deep-sea ocean mud,
59
162805
2785
Bu derin okyanus çamuru
02:57
and the bright green dots
stained with the green fluorescent dye
stained with the green fluorescent dye
60
165614
3987
ve yeşil floresan boyasıyla
renklendirilen parlak yeşil noktalar ise
renklendirilen parlak yeşil noktalar ise
03:01
are real, living microbes.
61
169625
2738
gerçek, canlı mikroplar.
03:05
Now I've got to tell you
something really tragic about microbes.
something really tragic about microbes.
62
173173
3030
Şimdi size mikroplarla ilgili
üzücü bir şey söylemek zorundayım.
üzücü bir şey söylemek zorundayım.
03:08
They all look the same under a microscope,
63
176227
2079
Mikroskop altında hepsi aynı görünüyor.
03:10
I mean, to a first approximation.
64
178330
1607
Yani ilk bakışta.
03:11
You can take the most fascinating
organisms in the world,
organisms in the world,
65
179961
3592
Dünyadaki en büyüleyici
organizmaları ele alabilirsiniz.
organizmaları ele alabilirsiniz.
03:15
like a microbe that literally
breathes uranium,
breathes uranium,
66
183577
3666
Mesela uranyum
soluyan bir mikrobu
soluyan bir mikrobu
03:19
and another one that makes rocket fuel,
67
187267
2412
ve roket yakıtı yapan bir mikrobu alın,
03:21
mix them up with some ocean mud,
68
189703
1556
biraz okyanus çamuruyla karıştırın,
03:23
put them underneath a microscope,
69
191283
2197
mikroskobun altına koyun,
yalnızca küçük noktalar olarak görünürler.
03:25
and they're just little dots.
70
193504
1811
03:27
It's really annoying.
71
195339
1431
Cidden sinir bozucu.
03:28
So we can't use their looks
to tell them apart.
to tell them apart.
72
196794
2491
Onları ayırt etmek için
görünüşlerini kullanamayız.
görünüşlerini kullanamayız.
03:31
We have to use DNA, like a fingerprint,
73
199309
2160
Kimin kim olduğunu söylemek için
03:33
to say who is who.
74
201493
1721
DNA'yı kullanmamız gerek.
03:35
And I'll teach you guys
how to do it right now.
how to do it right now.
75
203238
2262
Şimdi size bunun nasıl
yapıldığını öğreteceğim.
yapıldığını öğreteceğim.
03:37
So I made up some data, and I'm going
to show you some data that are not real.
to show you some data that are not real.
76
205524
4016
Bazı veriler uydurdum ve size gerçek
olmayan birkaç veri göstereceğim.
olmayan birkaç veri göstereceğim.
03:41
This is to illustrate
what it would look like
what it would look like
77
209564
2183
Bir grup tür birbiriyle hiç
akraba olmasaydı
akraba olmasaydı
03:43
if a bunch of species
were not related to each other at all.
were not related to each other at all.
78
211771
3380
ne olacağını örneklemek için.
03:47
So you can see each species
79
215722
3218
Görüyorsunuz, her türün
03:50
has a list of combinations
of A, G, C and T,
of A, G, C and T,
80
218964
4199
A, G, C ve T kombinasyonları var,
03:55
which are the four sub-units of DNA,
81
223187
1715
bunlar DNA'nın dört alt birimi.
03:56
sort of randomly jumbled,
and nothing looks like anything else,
and nothing looks like anything else,
82
224926
3785
Rastgele karıştırılmış,
hiçbir şeye benzemiyor
hiçbir şeye benzemiyor
04:00
and these species
are totally unrelated to each other.
are totally unrelated to each other.
83
228735
2611
ve bu türler birbirleriyle
tamamen alakasız.
tamamen alakasız.
04:03
But this is what real DNA looks like,
84
231370
2055
Ancak gerçek DNA buna benziyor,
04:05
from a gene that these species
happen to share.
happen to share.
85
233449
2451
bu türlerin paylaştığı
bir genden yola çıkarsak.
bir genden yola çıkarsak.
04:08
Everything lines up nearly perfectly.
86
236477
2988
Her şey neredeyse kusursuz şekilde sıralı.
04:11
The chances of getting
so many of those vertical columns
so many of those vertical columns
87
239489
3420
Her türün gelişigüzel olarak
C'ye sahip olduğu
C'ye sahip olduğu
04:14
where every species has a C
or every species has a T,
or every species has a T,
88
242933
3389
ya da T'ye sahip olduğu bu dikey
sütunlardan daha fazla elde etme
sütunlardan daha fazla elde etme
04:18
by random chance, are infinitesimal.
89
246346
2785
şansı son derece düşük.
04:21
So we know that all those species
had to have had a common ancestor.
had to have had a common ancestor.
90
249155
4913
Tüm bu türlerin ortak bir ataya
sahip olmuş olması gerektiğini biliyoruz.
sahip olmuş olması gerektiğini biliyoruz.
04:26
They're all relatives of each other.
91
254092
1897
Hepsi birbiriyle akraba.
04:28
So now I'll tell you who they are.
92
256013
1848
Şimdi size kim olduklarını söyleyeceğim.
04:30
The top two are us and chimpanzees,
93
258338
2604
Üstteki ikisi biz ve şempanzeler,
04:32
which y'all already knew were related,
because, I mean, obviously.
because, I mean, obviously.
94
260966
3595
ki akraba olduğumuzu hepiniz
biliyordunuz zaten, heralde yani.
biliyordunuz zaten, heralde yani.
04:36
(Laughter)
95
264585
1460
(Gülüşmeler)
04:38
But we're also related to things
that we don't look like,
that we don't look like,
96
266069
2778
Benzemediğimiz şeylerle de akrabayız,
04:40
like pine trees and Giardia,
which is that gastrointestinal disease
which is that gastrointestinal disease
97
268871
4523
mesela çam ağaçlarıyla ve yürüyüş
yaparken suyunuzu arıtmazsanız
yaparken suyunuzu arıtmazsanız
04:45
you can get if you don't filter
your water while you're hiking.
your water while you're hiking.
98
273418
3007
kapabileceğiniz gastrointestinal
hastalık olan Giardia ile.
hastalık olan Giardia ile.
04:48
We're also related to bacteria
like E. coli and Clostridium difficile,
like E. coli and Clostridium difficile,
99
276449
4914
E. coli ve birçok insanı öldüren
korkunç, fırsatçı patojen
korkunç, fırsatçı patojen
04:53
which is a horrible, opportunistic
pathogen that kills lots of people.
pathogen that kills lots of people.
100
281387
3462
Clostridium difficile
bakterisiyle de akrabayız.
bakterisiyle de akrabayız.
04:56
But there's of course good microbes too,
like Dehalococcoides ethenogenes,
like Dehalococcoides ethenogenes,
101
284873
4174
Endüstriyel atıklarımızı bizim yerimize
temizleyen Dehalococcoides ethenogenes
temizleyen Dehalococcoides ethenogenes
05:01
which cleans up
our industrial waste for us.
our industrial waste for us.
102
289071
2868
gibi iyi mikroplar da var tabii ki.
05:03
So if I take these DNA sequences,
103
291963
2739
Eğer bu DNA dizilimlerini alır
05:06
and then I use them, the similarities
and differences between them,
and differences between them,
104
294726
3143
ve kimin yakın akraba olduğunu
görebilin diye aile ağacımızı
görebilin diye aile ağacımızı
05:09
to make a family tree for all of us
105
297893
1829
oluşturmak için
aralarındaki benzerlikleri
aralarındaki benzerlikleri
05:11
so you can see who is closely related,
106
299746
1865
ve farklılıkları kullanırsam
05:13
then this is what it looks like.
107
301635
1905
ortaya şuna benzer bir şey çıkar.
05:15
So you can see clearly, at a glance,
108
303564
2283
Açıkça görüyorsunuz, ilk bakışta
05:17
that things like us and Giardia
and bunnies and pine trees
and bunnies and pine trees
109
305871
5317
biz, Giardia, tavşanlar ve çam ağaçları
05:23
are all, like, siblings,
110
311212
1776
tıpkı kardeş gibi
05:25
and then the bacteria
are like our ancient cousins.
are like our ancient cousins.
111
313012
3080
ve bakteriler ise eski kuzenlerimiz gibi.
05:28
But we're kin to every
living thing on Earth.
living thing on Earth.
112
316116
4173
Ancak Dünya üzerinde yaşayan
her canlı şeyle akrabayız.
her canlı şeyle akrabayız.
05:32
So in my job, on a daily basis,
113
320313
2468
O yüzden mesleğimde her gün
05:34
I get to produce scientific evidence
against existential loneliness.
against existential loneliness.
114
322805
4331
varoluşsal yalnızlığa karşı
bilimsel kanıt üretmem gerekiyor.
bilimsel kanıt üretmem gerekiyor.
05:39
So when we got these first DNA sequences,
115
327160
2864
Bu el değmemiş numunelerin
05:42
from the first cruise, of pristine samples
from the deep subsurface,
from the deep subsurface,
116
330048
4200
ilk DNA dizilimlerini derin
yüzeyaltından çıkardığımızda
yüzeyaltından çıkardığımızda
05:46
we wanted to know where they were.
117
334272
1849
nerede olduklarını bilmek istedik.
05:48
So the first thing that we discovered
is that they were not aliens,
is that they were not aliens,
118
336145
3214
İlk bulduğumuz şey
dünya dışı olmadıklarıydı
dünya dışı olmadıklarıydı
05:51
because we could get their DNA to line up
with everything else on Earth.
with everything else on Earth.
119
339383
3585
çünkü DNA'larını Dünya
üzerindeki her şeyle eşleştirebildik.
üzerindeki her şeyle eşleştirebildik.
05:54
But now check out where they go
on our tree of life.
on our tree of life.
120
342992
3198
Ama bakın bakalım
hayat ağacımızda neredeler.
hayat ağacımızda neredeler.
05:59
The first thing you'll notice
is that there's a lot of them.
is that there's a lot of them.
121
347468
3102
İlk fark edeceğiniz şey
onlardan bir sürü olduğu.
onlardan bir sürü olduğu.
06:02
It wasn't just one little species
122
350594
1825
Bu berbat yerde
06:04
that managed to live
in this horrible place.
in this horrible place.
123
352443
2119
yaşamaya çalışan
bir tür değilmiş.
bir tür değilmiş.
06:06
It's kind of a lot of things.
124
354586
1483
Onlardan epeyce var.
06:08
And the second thing that you'll notice,
125
356093
1958
İkinci fark edeceğiniz şey ise
06:10
hopefully, is that they're not
like anything we've ever seen before.
like anything we've ever seen before.
126
358075
4820
daha önce görmüş olduğumuz
hiçbir şeye benzemedikleri.
hiçbir şeye benzemedikleri.
06:15
They are as different from each other
127
363482
2134
Daha önce bildiğimiz
herhangi bir şeyden,
herhangi bir şeyden,
06:17
as they are from anything
that we've known before
that we've known before
128
365640
2865
bizim çam ağacından
farklı olduğumuz kadar
farklı olduğumuz kadar
06:20
as we are from pine trees.
129
368529
1961
birbirlerinden farklılar.
06:22
So John Parkes was completely correct.
130
370514
3181
John Parkes tamamen haklıydı.
06:26
He, and we, had discovered
a completely new and highly diverse
a completely new and highly diverse
131
374180
4667
O ve biz, Dünya üzerinde 1980'lerden
önce kimsenin varolduğunu bilmediği
önce kimsenin varolduğunu bilmediği
06:30
microbial ecosystem on Earth
132
378871
1970
tamamen yeni ve oldukça çeşitli
06:32
that no one even knew existed
before the 1980s.
before the 1980s.
133
380865
3841
bir mikrobiyal ekosistem keşfettik.
06:37
So now we were on a roll.
134
385159
1533
Şanslı günümüzdeydik.
06:38
The next step was to grow
these exotic species in a petri dish
these exotic species in a petri dish
135
386716
4712
Bir sonraki adım bu egzotik türü
petri kabında büyütmekti,
petri kabında büyütmekti,
böylece mikrobiyologların
yapması gerektiği gibi
yapması gerektiği gibi
06:43
so that we could
do real experiments on them
do real experiments on them
136
391452
2170
06:45
like microbiologists are supposed to do.
137
393646
2039
üzerlerinde gerçek
deneyler yapabilecektik.
deneyler yapabilecektik.
Onları neyle beslersek besleyelim
06:48
But no matter what we fed them,
138
396090
1561
06:49
they refused to grow.
139
397675
1563
büyümeyi reddettiler.
06:51
Even now, 15 years
and many expeditions later,
and many expeditions later,
140
399825
4007
15 yıl ve birçok seferin
ardından, şu an bile
ardından, şu an bile
06:55
no human has ever gotten a single one
of these exotic deep subsurface microbes
of these exotic deep subsurface microbes
141
403856
5404
hiçbir insan bu egzotik derin
yüzayaltı mikroplarının bir tanesini alıp
yüzayaltı mikroplarının bir tanesini alıp
07:01
to grow in a petri dish.
142
409284
1663
petri kabında büyütmedi.
07:02
And it's not for lack of trying.
143
410971
1686
Deneme eksikliğinden değil.
07:05
That may sound disappointing,
144
413185
1976
Kulağa heves kırıcı gelebilir
07:07
but I actually find it exhilarating,
145
415185
1723
ama ben bunu keyif verici buluyorum
07:08
because it means there are so many
tantalizing unknowns to work on.
tantalizing unknowns to work on.
146
416932
3571
çünkü bu, üzerinde çalışılacak boşa umut
veren birçok bilinmeyen var demek.
veren birçok bilinmeyen var demek.
07:12
Like, my colleagues and I got
what we thought was a really great idea.
what we thought was a really great idea.
147
420527
3587
Mesela meslektaşlarım ve ben
cidden harika bir fikir bulduk.
cidden harika bir fikir bulduk.
07:16
We were going to read their genes
like a recipe book,
like a recipe book,
148
424138
3281
Genlerini yemek tarifi
kitabı gibi okuyacak,
kitabı gibi okuyacak,
07:19
find out what it was they wanted to eat
and put it in their petri dishes,
and put it in their petri dishes,
149
427443
3477
ne yemek istediklerini bulacak
ve petri kaplarına koyacaktık
ve petri kaplarına koyacaktık
07:22
and then they would grow and be happy.
150
430944
1911
ve sonra büyüyüp mutlu olacaklardı.
07:24
But when we looked at their genes,
151
432879
1651
Ama genlerine baktığımızda
07:26
it turns out that what they wanted to eat
was the food we were already feeding them.
was the food we were already feeding them.
152
434554
4068
yemek istedikleri şeyin hâlihazırda onları
besliyor olduğumuz şey olduğunu anladık.
besliyor olduğumuz şey olduğunu anladık.
07:30
So that was a total wash.
153
438646
1610
Yani tam bir başarısızlıktı.
07:32
There was something else
that they wanted in their petri dishes
that they wanted in their petri dishes
154
440280
2977
Onlara vermediğimiz ve petri kaplarına
koymamızı istedikleri
koymamızı istedikleri
07:35
that we were just not giving them.
155
443281
1816
bir şey vardı.
07:38
So by combining measurements
from many different places
from many different places
156
446248
3706
Dünyanın birçok farklı
yerindeki ölçüleri
yerindeki ölçüleri
07:41
around the world,
157
449978
1158
bir araya getiren
07:43
my colleagues at the University
of Southern California,
of Southern California,
158
451160
3663
Güney Kaliforniya Üniversitesi'nden
meslektaşlarım
meslektaşlarım
07:46
Doug LaRowe and Jan Amend,
159
454847
1706
Doug LaRowe ve Jan Amend,
07:48
were able to calculate that each one
of these deep-sea microbial cells
of these deep-sea microbial cells
160
456577
4703
bu derin deniz mikrobiyal hücrelerinin
sadece bir zeptowatt enerjiye
sadece bir zeptowatt enerjiye
07:53
requires only one zeptowatt of power,
161
461304
3366
gereksinim duyduğunu hesaplayabildi.
07:56
and before you get your phones out,
a zepto is 10 to the minus 21,
a zepto is 10 to the minus 21,
162
464694
3940
Siz telefonlarınızı çıkarmadan söyleyeyim,
10 ila eksi 21 arası 1 zeptodur,
10 ila eksi 21 arası 1 zeptodur,
08:00
because I know I would want
to look that up.
to look that up.
163
468658
2048
buna bakmak isteyeceğimi biliyordum.
08:02
Humans, on the other hand,
164
470730
1531
Diğer yandan, insanlar
08:04
require about 100 watts of power.
165
472285
2589
100 watt enerjiye gereksinim duyuyor.
08:06
So 100 watts is basically
if you take a pineapple
if you take a pineapple
166
474898
3511
Bir ananası alıp bel hizasından yere
08:10
and drop it from about waist height
to the ground 881,632 times a day.
to the ground 881,632 times a day.
167
478433
6210
günde 881.632 kez
düşürürseniz 100 watt olur.
düşürürseniz 100 watt olur.
08:16
If you did that
and then linked it up to a turbine,
and then linked it up to a turbine,
168
484667
2381
Bunu yapıp onu
bir türbine bağladıysanız
bir türbine bağladıysanız
08:19
that would create enough power
to make me happen for a day.
to make me happen for a day.
169
487072
3238
bana bir gün yetecek enerjiyi üretecektir.
08:23
A zeptowatt, if you put it
in similar terms,
in similar terms,
170
491177
2793
Benzer kavramlarla
açıklarsak, günde bir kez
açıklarsak, günde bir kez
08:25
is if you take just one grain of salt
171
493994
4083
bir tuz tanesini alıp
08:30
and then you imagine
a tiny, tiny, little ball
a tiny, tiny, little ball
172
498101
3618
o tuz tanesinin kütlesinin binde biri
kadar küçük bir top hayal ederseniz
kadar küçük bir top hayal ederseniz
08:33
that is one thousandth of the mass
of that one grain of salt
of that one grain of salt
173
501743
3616
ve görünür ışığın dalgaboyundan
08:37
and then you drop it one nanometer,
174
505383
2809
yüz kat daha küçük olan
08:40
which is a hundred times smaller
than the wavelength of visible light,
than the wavelength of visible light,
175
508216
4182
bir nanometreye düşürürseniz
08:44
once per day.
176
512422
1635
1 zeptowatt olur.
08:46
That's all it takes
to make these microbes live.
to make these microbes live.
177
514773
3198
Bu mikropları yaşatmaya yetiyor.
08:50
That's less energy than we ever thought
would be capable of supporting life,
would be capable of supporting life,
178
518717
5365
Yaşamı desteklemeye yetebileceğini
düşündüğümüz enerjiden daha az
düşündüğümüz enerjiden daha az
08:56
but somehow, amazingly, beautifully,
179
524106
3074
ama şaşırtıcı ve güzel bir şekilde
08:59
it's enough.
180
527204
1190
bu yeterli geliyor.
09:01
So if these deep-subsurface microbes
181
529370
1833
Eğer bu derin yüzeyaltı mikroplarının
09:03
have a very different relationship
with energy than we previously thought,
with energy than we previously thought,
182
531227
3552
enerjiyle olan ilişkisi daha önce
düşündüğümüzden farklıysa
düşündüğümüzden farklıysa
09:06
then it follows that they'll have to have
183
534803
1964
anlaşıldığı üzere zamanla da
farklı bir ilişkiye sahip
olmaları gerekiyor
olmaları gerekiyor
09:08
a different relationship
with time as well,
with time as well,
184
536791
2157
09:10
because when you live
on such tiny energy gradients,
on such tiny energy gradients,
185
538972
3095
çünkü böylesine küçük enerji
gradyanlarında yaşadığınızda
gradyanlarında yaşadığınızda
09:14
rapid growth is impossible.
186
542091
1695
hızlı büyüme imkansız.
Eğer bu şeyler boğazımızı kolonize
edip bizi hasta etmek isteseydi,
edip bizi hasta etmek isteseydi,
09:15
If these things wanted
to colonize our throats and make us sick,
to colonize our throats and make us sick,
187
543810
3017
09:18
they would get muscled out
by fast-growing streptococcus
by fast-growing streptococcus
188
546851
2620
hücre bölünmesini bile
başlatamadan hızlı büyüyen
başlatamadan hızlı büyüyen
09:21
before they could even
initiate cell division.
initiate cell division.
189
549495
2161
streptokoklar tarafından
dışarı atılırlardı.
dışarı atılırlardı.
Bu nedenle asla boğazımızda bulunmazlar.
09:23
So that's why we never
find them in our throats.
find them in our throats.
190
551680
2762
09:27
Perhaps the fact that the deep
subsurface is so boring
subsurface is so boring
191
555537
4175
Belki de derin yüzeyaltının
çok sıkıcı olması
çok sıkıcı olması
09:31
is actually an asset to these microbes.
192
559736
2490
aslında bu mikroplar için bir avantajdır.
09:34
They never get washed out by a storm.
193
562250
2088
Asla bir fırtına tarafından süpürülmezler.
09:36
They never get overgrown by weeds.
194
564362
2165
Asla su yosunlarıyla kaplanmazlar.
09:39
All they have to do is exist.
195
567125
3196
Yapmaları gereken tek şey var olmak.
09:42
Maybe that thing that we were missing
in our petri dishes
in our petri dishes
196
570807
4010
Belki petri kaplarımızda
eksik olan o şey
eksik olan o şey
09:46
was not food at all.
197
574841
1721
yemek falan değildi.
09:48
Maybe it wasn't a chemical.
198
576586
1478
Belki bir kimyasal değildi.
09:50
Maybe the thing that they really want,
199
578088
1826
Belki de gerçekten istedikleri şey,
09:51
the nutrient that they want, is time.
200
579938
2832
istedikleri besin zamandır.
09:56
But time is the one thing
that I'll never be able to give them.
that I'll never be able to give them.
201
584095
3576
Ancak zaman onlara asla
veremeyeceğim tek şey.
veremeyeceğim tek şey.
09:59
So even if I have a cell culture
that I pass to my PhD students,
that I pass to my PhD students,
202
587695
3214
Doktora öğrencilerime aktardığım,
onların doktora öğrencilerine
onların doktora öğrencilerine
10:02
who pass it to their
PhD students, and so on,
PhD students, and so on,
203
590933
2491
aktardığı falan bir
hücre kültürüm olsaydı bile
hücre kültürüm olsaydı bile
10:05
we'd have to do that
for thousands of years
for thousands of years
204
593448
2568
derin yüzeyaltı koşullarını
aynen taklit etmek için
aynen taklit etmek için
10:08
in order to mimic the exact conditions
of the deep subsurface,
of the deep subsurface,
205
596040
3231
bunu binlerce yıl hiçbir
kirletici yetiştirmeden
kirletici yetiştirmeden
10:11
all without growing any contaminants.
206
599295
2319
yapmak zorunda kalırdık.
10:13
It's just not possible.
207
601638
1298
Bu mümkün değil.
10:15
But maybe in a way we already have
grown them in our petri dishes.
grown them in our petri dishes.
208
603637
3126
Belki de bir bakıma petri
kaplarımızda büyütmüşüzdür.
kaplarımızda büyütmüşüzdür.
10:18
Maybe they looked at all that food
we offered them and said,
we offered them and said,
209
606787
2810
Belki onlara verdiğimiz
bütün yiyeceklere baktılar ve
bütün yiyeceklere baktılar ve
10:21
"Thanks, I'm going to speed up so much
210
609621
1862
"Teşekkürler, o kadar hızlanacağım ki
10:23
that I'm going to make
a new cell next century.
a new cell next century.
211
611507
2240
gelecek yüzyıla yeni
hücre yapacağım," dediler.
hücre yapacağım," dediler.
10:25
Ugh.
212
613771
1161
Öf.
10:26
(Laughter)
213
614956
1039
(Gülüşmeler)
10:28
So why is it that the rest
of biology moves so fast?
of biology moves so fast?
214
616019
5109
Peki biyolojinin geri kalanı
neden çok hızlı hareket ediyor?
neden çok hızlı hareket ediyor?
10:33
Why does a cell die after a day
215
621152
1906
Neden bir hücre bir gün sonra ölürken
10:35
and a human dies
after only a hundred years?
after only a hundred years?
216
623082
2511
insan yüz yıl sonra ölüyor?
10:37
These seem like really
arbitrarily short limits
arbitrarily short limits
217
625617
2441
Evrendeki zamanın toplam
miktarını düşündüğünüzde
miktarını düşündüğünüzde
10:40
when you think about the total amount
of time in the universe.
of time in the universe.
218
628082
2999
bunlar öylesine kısa süreler gibi geliyor.
10:43
But these are not arbitrary limits.
219
631105
2811
Ama öylesine süreler değiller.
10:45
They're dictated by one simple thing,
220
633940
2891
Bunlar tek bir şey tarafından belirleniyor
10:48
and that thing is the Sun.
221
636855
2059
ve o şey Güneş.
10:51
Once life figured out how to harness
the energy of the Sun
the energy of the Sun
222
639785
2750
Yaşam, Güneş'in enerjisinden
fotosentez yoluyla
fotosentez yoluyla
10:54
through photosynthesis,
223
642559
1162
yararlanmayı çözdüğünde
10:55
we all had to speed up
and get on day and night cycles.
and get on day and night cycles.
224
643745
2919
hızlanmak ve gündüz-gece döngüsüne
ayak uydurmak zorunda kaldık.
ayak uydurmak zorunda kaldık.
10:58
In that way, the Sun gave us
both a reason to be fast
both a reason to be fast
225
646688
3354
Bu şekilde, Güneş bize hızlı olmak için
bir neden ve bunu yapmak için
bir neden ve bunu yapmak için
11:02
and the fuel to do it.
226
650066
1607
enerji verdi.
11:03
You can view most of life on Earth
like a circulatory system,
like a circulatory system,
227
651697
2859
Dünya üzerindeki yaşamın çoğunu
dolaşım sistemi olarak görebilirsiniz
dolaşım sistemi olarak görebilirsiniz
11:06
and the Sun is our beating heart.
228
654580
1690
ve Güneş bizim atan kalbimiz.
11:09
But the deep subsurface
is like a circulatory system
is like a circulatory system
229
657064
2833
Ancak derin yüzeyaltı
Güneş'ten tamamen kopmuş
Güneş'ten tamamen kopmuş
11:11
that's completely
disconnected from the Sun.
disconnected from the Sun.
230
659921
2435
bir dolaşım sistemi gibi.
11:14
It's instead being driven
by long, slow geological rhythms.
by long, slow geological rhythms.
231
662380
4492
Bunun yerine uzun ve yavaş
jeolojik ritimlerle yönetiliyor.
jeolojik ritimlerle yönetiliyor.
11:19
There's currently no theoretical limit
on the lifespan of one single cell.
on the lifespan of one single cell.
232
667933
5388
Şu an için tek bir hücrenin ömrü
hakkında teorik bir süre yok.
hakkında teorik bir süre yok.
11:26
As long as there is at least
a tiny energy gradient to exploit,
a tiny energy gradient to exploit,
233
674632
3968
Yararlanılacak en azından küçücük
bir enerji gradyanı oldukça
bir enerji gradyanı oldukça
11:30
theoretically, a single cell could live
234
678624
2184
bir hücre teorik olarak
11:32
for hundreds of thousands
of years or more,
of years or more,
235
680832
2142
zamanla bozulmuş parçalarını yenileyerek
11:34
simply by replacing
broken parts over time.
broken parts over time.
236
682998
2444
yüzlerce, binlerce ya da
daha uzun yıllar yaşayabilir.
daha uzun yıllar yaşayabilir.
11:38
To ask a microbe that lives like that
to grow in our petri dishes
to grow in our petri dishes
237
686047
4333
Böyle yaşayan bir mikroptan
petri kaplarımızda büyümesini istemek
petri kaplarımızda büyümesini istemek
11:42
is to ask them to adapt to our frenetic,
Sun-centric, fast way of living,
Sun-centric, fast way of living,
238
690404
5063
bizim çılgın, Güneş merkezli hızlı yaşam
şeklimize uyum sağlamasını istemek gibi
şeklimize uyum sağlamasını istemek gibi
11:47
and maybe they've got
better things to do than that.
better things to do than that.
239
695491
2493
ve belki de yapacak daha
iyi işleri vardır.
iyi işleri vardır.
11:50
(Laughter)
240
698008
1309
(Gülüşmeler)
11:51
Imagine if we could figure out
how they managed to do this.
how they managed to do this.
241
699341
4277
Bunu yapmayı nasıl başardıklarını
anlayabildiğimizi hayal edin.
anlayabildiğimizi hayal edin.
11:55
What if it involves some cool,
ultra-stable compounds
ultra-stable compounds
242
703642
3286
Ya biyomedikal ve endüstriyel
uygulamalarda raf ömrünü
uygulamalarda raf ömrünü
11:58
that we could use
to increase the shelf life
to increase the shelf life
243
706952
2261
uzatmak için kullanabileceğimiz
çok dayanıklı
çok dayanıklı
12:01
in biomedical or industrial applications?
244
709237
2587
bazı bileşimleri içeriyorsa?
12:03
Or maybe if we figure out
the mechanism that they use
the mechanism that they use
245
711848
2556
Ya da belki böylesine sıradışı
bir şekilde yavaş büyümek için
bir şekilde yavaş büyümek için
12:06
to grow so extraordinarily slowly,
246
714428
3118
kullandıkları mekanizmayı anlarsak
12:09
we could mimic it in cancer cells
and slow runaway cell division.
and slow runaway cell division.
247
717570
3350
bunu kanser hücrelerinde kullanıp
hücre bölünmesini yavaşlatabiliriz.
hücre bölünmesini yavaşlatabiliriz.
12:13
I don't know.
248
721928
1190
Bilemiyorum.
12:15
I mean, honestly, that is all speculation,
249
723142
3031
Yani, dürüst olmak gerekirse
hepsi spekülasyon
hepsi spekülasyon
12:18
but the only thing I know for certain
250
726197
2449
ama kesin olarak bildiğim tek şey
12:20
is that there are
a hundred billion billion billlion
a hundred billion billion billlion
251
728670
4073
tüm dünyanın okyanuslarının altında yatan
12:24
living microbial cells
252
732767
2104
yüz milyar kere milyar kere milyar
12:26
underlying all the world's oceans.
253
734895
2198
sayıda canlı mikrobiyal hücre var.
12:29
That's 200 times more than the total
biomass of humans on this planet.
biomass of humans on this planet.
254
737117
4365
Bu sayı, gezegendeki insanların
biyokütlesinin toplamının 200 katı.
biyokütlesinin toplamının 200 katı.
12:33
And those microbes have
a fundamentally different relationship
a fundamentally different relationship
255
741966
3706
Bu mikropların zaman
ve enerjiyle olan ilişkisi
ve enerjiyle olan ilişkisi
12:37
with time and energy than we do.
256
745696
1865
bizimkinden tamamen farklı.
12:39
What seems like a day to them
257
747989
2242
Onlara bir gün gibi gelen zaman
12:42
might be a thousand years to us.
258
750255
2317
bizim için bin yıl olabilir.
12:45
They don't care about the Sun,
259
753072
2019
Güneş umurlarında değil,
12:47
and they don't care about growing fast,
260
755115
2211
hızlı büyümek umurlarında değil
12:49
and they probably don't give a damn
about my petri dishes ...
about my petri dishes ...
261
757350
2897
ve muhtemelen petri
kaplarımı iplemiyorlar
kaplarımı iplemiyorlar
12:52
(Laughter)
262
760271
1023
(Gülüşmeler)
12:53
but if we can continue to find
creative ways to study them,
creative ways to study them,
263
761334
3926
ama onları incelemenin yaratıcı
yollarını bulmaya devam edebilirsek
yollarını bulmaya devam edebilirsek
12:57
then maybe we'll finally figure out
what life, all of life, is like on Earth.
what life, all of life, is like on Earth.
264
765284
6335
belki Dünya üzerindeki yaşamın nasıl
bir şey olduğunu nihayet anlayabileceğiz.
bir şey olduğunu nihayet anlayabileceğiz.
13:04
Thank you.
265
772031
1151
Teşekkürler.
13:05
(Applause)
266
773206
1792
(Alkış)
ABOUT THE SPEAKER
Karen Lloyd - Marine microbiologistKaren Lloyd studies novel groups of microbes in Earth's deep surface biosphere, collecting them from disparate remote places such as Arctic fjords, volcanoes in Costa Rica, even deep in mud in the Marianas Trench
Why you should listen
Karen G. Lloyd applies molecular biological techniques to environmental samples to learn more about microbes that have thus far evaded attempts to be cultured in a laboratory. She has adapted novel techniques to quantify and characterize these mysterious microbes while requiring minimal changes to their natural conditions. Her work centers on deep oceanic subsurface sediments, deep-sea mud volcanoes and cold seeps, terrestrial volcanoes and hot springs, serpentinizing springs, Arctic marine fjord sediments and ancient permafrost. She is currently an Assistant Professor at the University of Tennessee.
Karen Lloyd | Speaker | TED.com