ABOUT THE SPEAKER
Brittney Cooper - Cultural theorist
With scholarship and incisive commentary that exposes the marginalized narratives hidden within "mainstream" history, Brittney Cooper writes at the vanguard of cultural criticism.

Why you should listen

Brittney Cooper spends her days in conversation with college students about everything from feminism to hip hop. During her other waking hours, she uses digital platforms and blogging as a virtual classroom to incite her national readership to have more robust and honest conversations about racism, popular culture and how to take down the patriarchy. She is an Assistant Professor of Women's and Gender Studies and Africana Studies at Rutgers University.

Cooper's work and words have appeared on MSNBC, BET, NPR, PBS, the New York Times, the Los Angeles Times, TV Guide, New York Magazine, Salon.com, The Root.com and Al Jazeera America, among many others. She is a regular contributor at Cosmpolitan.com and co-founder of the Crunk Feminist Collective and blog. Cooper is author of two forthcoming books, Beyond Respectability: The Intellectual Thought of Race Women (University of Illinois Press 2017) and Never Scared: One Black Feminist's Refusal to Bow Down, Back Up, or Give In (St. Martin’s Press 2017) and editor of one co-edited volume, The Crunk Feminist Collection (The Feminist Press 2017). 

More profile about the speaker
Brittney Cooper | Speaker | TED.com
TEDWomen 2016

Brittney Cooper: The racial politics of time

Brittney Cooper: Zamanın ırk politikası

Filmed:
877,007 views

"Eğer zamanın bir ırkı olsaydı, beyaz olurdu," diyor kültür teorisyeni Brittney Cooper. Bu düşündüren konuşmada Cooper, ırkçılığı ve ayrımcılığı zamanın gözünden bakarak tekrardan masaya yatırıyor, bize tarih boyunca zamanın siyahi insanlardan nasıl çalındığını, bunun sonucunda kaybolmuş bağ ve zevk dolu anları ve yine kaybolmuş yüksek kalitede zamanı ve ilerlemenin geciktiğini gösteriyor.
- Cultural theorist
With scholarship and incisive commentary that exposes the marginalized narratives hidden within "mainstream" history, Brittney Cooper writes at the vanguard of cultural criticism. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:13
What if I told you that time has a raceyarış,
0
1023
4755
Eğer size zamanın bir ırkı olduğunu
söyleseydim,
00:17
a raceyarış in the contemporaryçağdaş way
that we understandanlama raceyarış
1
5802
2760
hem de ABD'de anladığımız gibi
geçici bir şekilde
00:20
in the UnitedAmerika StatesBirleşik?
2
8586
1550
bir ırkı olduğunu, ne derdiniz?
00:22
TypicallyGenellikle, we talk about raceyarış
in termsşartlar of blacksiyah and whitebeyaz issuessorunlar.
3
10160
5362
Genel olarak, beyaz ve siyah olarak
konuşuruz ırk konusunu.
00:27
In the African-AmericanAfrikalı-Amerikalı communitiestopluluklar
from whichhangi I come,
4
15546
2856
Afroamerikan topluluklarda,
ki ben de ordan gelmeyim,
00:30
we have a long-standingsürüncemede kalan
multi-generationalçok kuşak jokeşaka
5
18426
2792
"Rİ zamanı" veya
"renkli insanların zamanı" dediğimiz
00:33
about what we call "CPCP time,"
6
21242
2537
uzun süredir bulunan,
00:35
or "coloredrenkli people'sinsanların time."
7
23803
1873
çok aşamalı bir esprimiz vardır.
00:38
Now, we no longeruzun referbaşvurmak
to African-AmericansAfrika-Amerikalı as "coloredrenkli,"
8
26259
3281
Şu anda, Afroamerikalılara "renkli"
olarak hitap etmiyoruz
00:41
but this long-standingsürüncemede kalan jokeşaka
9
29564
1762
ancak uzun süredir bulunan,
00:43
about our perpetualsürekli latenessgecikme to churchkilise,
10
31350
2373
kiliseye, barbekülere,
aile etkinliklerine,
00:45
to cookoutscookouts, to familyaile eventsolaylar
11
33747
1682
hatta kendi cenazelerimize olan
00:47
and even to our ownkendi funeralsCenaze, remainskalıntılar.
12
35453
2617
aralıksız geç kalmışlığımız
hakkındaki espri, duruyor.
00:51
I personallyŞahsen am a sticklerçok ayrıntı meraklısı for time.
13
39116
2814
Ben zaman konusunda
oldukça titizimdir.
00:53
It's almostneredeyse as if my motheranne,
when I was growingbüyüyen up, said,
14
41954
2688
Neredeyse annemin ben büyürken
şöyle demesi gibiydi:
00:56
"We will not be those blacksiyah people."
15
44666
1926
"Biz o klasik siyahilerden olmayacağız"
00:58
So we typicallytipik arrivevarmak to eventsolaylar
30 minutesdakika earlyerken.
16
46616
2665
Biz de etkinliklere genelde
yarım saat önceden varırdık.
01:02
But todaybugün, I want to talk to you
more about the politicalsiyasi naturedoğa of time,
17
50198
4877
Ama bugün, sizinle daha çok zamanın
politik doğası hakkında konuşmak istiyorum
01:07
for if time had a raceyarış,
18
55099
1919
Eğer zamanın bir ırkı olsaydı,
01:09
it would be whitebeyaz.
19
57042
1338
o da beyaz olurdu.
01:11
WhiteBeyaz people ownkendi time.
20
59063
2264
Beyaz insanlar zamana sahipler.
01:14
I know, I know.
21
62321
1718
Biliyorum, biliyorum.
01:16
MakingYapma suchböyle "incendiaryYangın statementsifadeleri"
makesmarkaları us uncomfortablerahatsız:
22
64063
3872
"Tahrik edici ifadeler" kullanmak
bizleri rahatsız ediyor:
01:20
Haven'tDeğil we movedtaşındı pastgeçmiş the pointpuan
where raceyarış really mattershususlar?
23
68614
3737
Irkın gerçekten önemli olduğu noktayı
geçmemiş miydik?
01:24
Isn't raceyarış a heavy-handedağır conceptkavram?
24
72755
2707
Irk sert bir konsept değil mi?
01:27
Shouldn'tGerekmez we go aheadönde
with our enlightenedAydın, progressiveilerici selvescanlarından
25
75970
3047
Aydınlanmış ve ilerleyici
benliklerimizle ileri yol alıp
01:31
and relegatesürmek uselessyararsız conceptskavramlar like raceyarış
to the dustbinsçöp kovaları of historytarih?
26
79041
3635
ırk gibi gereksiz konuları tarihin
tozlu sayfalarına gömmemiz gerekmiyor mu?
01:35
How will we ever get over racismırkçılık
if we keep on talkingkonuşma about raceyarış?
27
83130
4642
Irkçılığın üstünden, sürekli ırk hakkında
konuşacaksak, nasıl gelebiliriz?
01:41
PerhapsBelki de we should lockkilitlemek up our conceptskavramlar
of raceyarış in a time capsulekapsül,
28
89779
3584
Belki de ırk konspetlerimizi
bir zaman kapsülüne koyup
01:45
burygömmek them and digkazmak them up
in a thousandbin yearsyıl,
29
93387
2921
onları gömüp bin sene sonra
geri çıkardıktan sonra,
01:48
peerakran at them with the clearlyAçıkça
more enlightenedAydın,
30
96332
2368
geleceğe ait olan, daha aydınlanmış,
01:50
racelessraceless versionsversiyonları of ourselveskendimizi
that belongait to the futuregelecek.
31
98724
2991
kendimizin ırksız haliyle
bakmamız gerekiyordur.
01:54
But you see there,
32
102497
1294
Ama gördüğünüz üzere,
01:55
that desirearzu etmek to mitigateazaltmak the impactdarbe
of raceyarış and racismırkçılık showsgösterileri up
33
103815
4591
ırkın etkisini azaltma isteği ve ırkçılık,
02:00
in how we attemptgirişim to manageyönetmek time,
34
108430
2314
zamanı nasıl yönetmeye çalıştığımızda,
02:02
in the waysyolları we narrateanlatmak historytarih,
35
110768
2060
tarihi nasıl anlattığımızda,
02:04
in the waysyolları we attemptgirişim to shovekıpırdamak
the negativenegatif truthsgerçekler of the presentmevcut
36
112852
3146
zamanımızın olumsuz gerçeklerini
geçmişe atma
02:08
into the pastgeçmiş,
37
116022
1158
çabalarımızda,
02:09
in the waysyolları we attemptgirişim to arguetartışmak
that the futuregelecek that we hopeumut for
38
117204
3056
umduğumuz geleceğin aslında
şu anda yaşadığımız şimdi olduğuna
02:12
is the presentmevcut in whichhangi
we're currentlyşu anda livingyaşam.
39
120284
2212
ikna etme denememizde ortaya çıkıyor.
02:15
Now, when BarackBarack ObamaObama
becameoldu PresidentBaşkan of the US in 2008,
40
123389
3142
Barack Obama 2008'de
ABD Başkanı olduğunda
02:18
manyçok AmericansAmerikalılar declaredbeyan
that we were post-racialsonrası ırk.
41
126555
2990
Birçok Amerikalı bizim
ırkçılığı geride bıraktığımızı söyledi.
02:22
I'm from the academyAkademi
42
130340
1289
Ben akademidenim,
02:23
where we're enamoredaşık
with beingolmak post-everythingPost-her şey.
43
131653
2431
bir şeyi geride bırakmaya aşıkların
bulunduğu yerde.
02:26
We're postmodernPostmodern, we're post-structuralsonrası yapısal,
we're post-feministsonrası feminist.
44
134484
4142
Biz post-moderniz, post-yapılsalcıyız,
post-feministiz.
02:31
"PostYayınla" has becomeolmak
a simplebasit academicakademik appendageuzantı
45
139373
2432
"Post", olduğumuz yeri işaretlemek için
02:33
that we applyuygulamak to a rangemenzil of termsşartlar
46
141829
1940
bir dizi terime koyduğumuz basit bir
02:35
to markişaret the way we were.
47
143793
1614
akademik ek haline geldi.
02:38
But prefixesönekleri aloneyalnız don't have the powergüç
to make raceyarış and racismırkçılık
48
146335
4152
Ancak ön eklerin ırkı ve ırkçılığı
02:42
a thing of the pastgeçmiş.
49
150511
1760
geçmişin bir parçası yapma gücü yok.
02:44
The US was never "pre-raceyarış öncesi."
50
152295
1962
ABD hiç "ırk öncesi" olmadı.
02:46
So to claimİddia that we're post-raceyarış sonrası when we
have yethenüz to grapplekıskaç with the impactdarbe
51
154939
3891
Bu sebeple ırkın siyahiler, Latinler veya
yerliler üzerindeki etkisiyle
02:50
of raceyarış on blacksiyah people,
LatinosLatinler or the indigenousyerli
52
158854
2898
daha yeni çarpışıyorken,
ırkı aşmış olduğumuzu iddia etmek,
02:53
is disingenuoussamimiyetsiz.
53
161776
1602
hiç samimi değil.
02:56
Just about the momentan
we were preparinghazırlamak to celebratekutlamak
54
164082
2869
Tam da ırkçılığı aşmış geleceğimizi
kutlamaya hazırlanırken,
02:58
our post-racialsonrası ırk futuregelecek,
55
166975
1371
politik koşullarımız
03:00
our politicalsiyasi conditionskoşullar becameoldu
the mostçoğu racialırk they'veonlar ettik been
56
168370
2955
son elli yıldır olduklarından
03:03
in the last 50 yearsyıl.
57
171349
1342
en ırkçı hale dönüştüler.
03:05
So todaybugün, I want to offerteklif to you
threeüç observationsgözlemler,
58
173429
3533
Irkçılıkla savaş ve beyaz baskınlığı ile
alakalı olduğundan dolayı
03:08
about the pastgeçmiş, the presentmevcut
and the futuregelecek of time,
59
176986
3386
bugün sizlere üç adet gözlem
sunmak istiyorum,
03:12
as it relatesile ilgilidir to the combatingile mücadele
of racismırkçılık and whitebeyaz dominanceüstünlük.
60
180396
4119
geçmiş, günümüz ve gelecek hakkında.
03:16
First: the pastgeçmiş.
61
184997
1980
Öncelikle: geçmiş.
03:19
Time has a historytarih,
62
187802
1887
Zamanın bir tarihi var,
03:21
and so do blacksiyah people.
63
189713
1967
siyahi insanların olduğu gibi.
03:23
But we treattedavi etmek time as thoughgerçi
it is timelesszamansız,
64
191704
2666
Ama biz zamana sanki
zamansızmış gibi davranırız,
03:26
as thoughgerçi it has always been this way,
65
194394
2404
sanki hep bu şekildeymiş gibi,
03:28
as thoughgerçi it doesn't have
a politicalsiyasi historytarih
66
196822
2289
sanki yerlilerin topraklarının
yağmalandığı,
03:31
boundciltli up with the plunderyağma
of indigenousyerli landstoprakları,
67
199135
2210
yerlilerin soykırıma uğratıldığı,
03:33
the genocidesoykırım of indigenousyerli people
68
201369
1949
ve Afrikalıların
anavatanlarından alındığı
03:35
and the stealingçalmak of AfricansAfrikalılar
from theironların homelandvatan.
69
203342
2650
bir politik tarihi yokmuş gibi.
03:38
When whitebeyaz maleerkek EuropeanAvrupa philosophersfilozoflar
70
206982
1876
Beyaz, erkek, Avrupalı felsefeciler
03:40
first thought to conceptualizeconceptualize
time and historytarih, one famouslyünlü declaredbeyan,
71
208882
5000
zaman ve tarihi konseptleştirirken,
bir tanesi ünlü şekilde ilan etti:
03:45
"[AfricaAfrika] is no historicaltarihi
partBölüm of the WorldDünya."
72
213906
3543
"[Afrika] Dünyanın tarihi
bir parçası değildir.
03:50
He was essentiallyesasen sayingsöz
73
218470
1574
O, özünde şunu söylüyordu;
03:52
that AfricansAfrikalılar were people
outsidedışında of historytarih
74
220068
2367
Afrikalılar tarih dışı insanlardı,
03:54
who had had no impactdarbe on time
75
222459
2486
zaman üzerinde veya ilerleme sürecinde
03:56
or the marchMart of progressilerleme.
76
224969
1649
hiç etkileri olmamıştı.
03:59
This ideaFikir, that blacksiyah people
have had no impactdarbe on historytarih,
77
227103
4445
Bu fikir, siyahilerin
tarih üzerinde hiç etkisi olmadığı fikri,
04:03
is one of the foundationaltemel ideasfikirler
of whitebeyaz supremacyüstünlüğü.
78
231572
3472
beyaz üstünlüğünün
kuruluş fikirlerinden biridir.
04:07
It's the reasonneden that CarterCarter G. WoodsonWoodson
createdoluşturulan "NegroZenci HistoryGeçmiş WeekHafta" in 1926.
79
235068
4834
Carter G. Woodson'ın 1926'da
"Zenci Tarih Haftası"nın sebebidir.
04:11
It's the reasonneden that we continuedevam et
to celebratekutlamak BlackSiyah HistoryGeçmiş MonthAy
80
239926
3115
ABD'de her şubatta "Siyah Tarih Ayı"nı
hala kutlayışımızın
04:15
in the US everyher FebruaryŞubat.
81
243065
2568
sebebidir.
04:18
Now, we alsoAyrıca see this ideaFikir
82
246780
2350
Ayrıca, biz bu fikri
04:21
that blacksiyah people are people eitherya
alternatelyAlternatif olarak outsidedışında of the boundssınırları of time
83
249154
4523
siyahilerin dönüşümlü olarak
tarihi sınırlarının dışında olduğu
04:25
or stucksıkışmış in the pastgeçmiş,
84
253701
1508
veya geçmişte takılı kaldığı
04:27
in a scenariosenaryo where,
much as I'm doing right now,
85
255233
2875
bir senaryoda görürüz, şu an yaptığım gibi
04:30
a blacksiyah personkişi standsstandları up and insistsısrar
that racismırkçılık still mattershususlar,
86
258132
4126
siyahi biri ayağa kalkar ve ırkçılığın
hala önemli olduğunda diretir,
04:34
and a personkişi, usuallygenellikle whitebeyaz,
87
262282
2326
ve birisi, genelde beyaz,
04:36
saysdiyor to them,
88
264632
1166
ona der ki
04:37
"Why are you stucksıkışmış in the pastgeçmiş?
89
265822
1564
"Neden geçmişte takılısın?"
04:39
Why can't you movehareket on?
90
267782
1477
Neden devam edemiyorsun?
04:42
We have a blacksiyah presidentDevlet Başkanı.
91
270087
1904
Siyahi bir başkanımız var.
04:44
We're pastgeçmiş all that."
92
272015
1426
Bunları geçtik artık."
04:46
WilliamWilliam FaulknerFaulkner famouslyünlü said,
93
274751
2209
William Faulkner'in dediği gibi,
04:48
"The pastgeçmiş is never deadölü.
94
276984
2095
"Geçmiş asla ölmemiştir.
04:51
It's not even pastgeçmiş."
95
279103
1512
O, geçmiş dahi değildir."
04:53
But my good friendarkadaş
ProfessorProfesör KristieKristie DotsonDotson saysdiyor,
96
281996
3089
Ancak yakın arkadaşım
Profesör Kristie Dotson da der ki
04:57
"Our memorybellek is longeruzun than our lifespanömür."
97
285109
3249
"Hafızamız, yaşam süremizden daha uzundur"
05:01
We carrytaşımak, all of us,
98
289204
2302
Biz, hepimiz, kendimizle birlikte
05:03
familyaile and communaltoplumsal
hopesumutlar and dreamsrüyalar with us.
99
291530
3701
ailesel ve toplumsal
umut ve düşler taşırız.
05:09
We don't have the luxurylüks
of lettingicar go of the pastgeçmiş.
100
297080
4882
Geçmişin geçmesine izin verme
lüksüne sahip değiliz.
05:13
But sometimesara sıra,
101
301986
1919
Ancak bazen,
05:15
our politicalsiyasi conditionskoşullar are so troublingrahatsız
102
303929
1985
politik koşullarımız çok sıkınıtlıyken,
05:17
that we don't know
if we're livingyaşam in the pastgeçmiş
103
305938
2189
geçmişte mi yaşıyoruz, yoksa şu anda mı,
05:20
or we're livingyaşam in the presentmevcut.
104
308151
2093
bilemiyoruz.
05:22
Take, for instanceörnek,
when BlackSiyah LivesYaşıyor MatterMadde protestersprotestocular
105
310268
2675
Örneğin,
Siyah Hayatlar Önemlidir protestolarında
05:24
go out to protestprotesto unjusthaksız killingscinayetleri
of blacksiyah citizensvatandaşlar by policepolis,
106
312967
4021
insanlar siyahilerin polis tarafından
adaletsizce öldürülmesini
05:29
and the picturesresimler that emergeçıkmak
from the protestprotesto
107
317012
3101
protesto etmek için çıktıklarında,
gösterilerden çıkan fotoğraflar
05:32
look like they could have been
takenalınmış 50 yearsyıl agoönce.
108
320137
2563
sanki elli yıl önce
çekilmiş gibi duruyorlardı.
05:35
The pastgeçmiş won'talışkanlık let us go.
109
323795
2198
Geçmiş, onu bırakmamıza izin vermiyor.
05:38
But still, let us pressbasın our way
into the presentmevcut.
110
326696
3951
Ancak, şu ana doğru olan yolda ilerleyelim
05:43
At presentmevcut, I would arguetartışmak
111
331537
2432
Günümüzde, tecrübelediğimiz
ırka dayalı sorunların
05:45
that the racialırk strugglesmücadeleler
we are experiencingyaşandığı
112
333993
2337
zaman ve boşluk arasındaki
çarpışmalar olduğunu
05:48
are clashesçatışmalar over time and spaceuzay.
113
336354
3077
söyleyebilirdim.
05:52
What do I mean?
114
340185
1385
Neyi kastediyorum?
05:54
Well, I've alreadyzaten told you
that whitebeyaz people ownkendi time.
115
342300
2919
Size daha önce
beyazların zamana sahip olduğunu söyledim.
05:57
Those in powergüç dictatedikte
the pacehız of the workdayiş günü.
116
345842
3075
Günlük çalışma temposunu dikte edenler
06:01
They dictatedikte how much moneypara
our time is actuallyaslında worthdeğer.
117
349593
3389
Onlar, zamanımızın ederini
dikte ediyorlar.
06:05
And ProfessorProfesör GeorgeGeorge LipsitzLipsitz arguessavunuyor
118
353973
2142
Profesör George Lipsitz der ki
06:08
that whitebeyaz people even dictatedikte
the pacehız of socialsosyal inclusioniçerme.
119
356139
3911
beyazlar sosyal kaynaşmanın
temposunu dahi dikte ediyorlar.
06:12
They dictatedikte how long
it will actuallyaslında take
120
360074
2756
Onlar, azınlıkların kazanmak
için savaştıkları hakları
06:14
for minorityazınlık groupsgruplar to receiveteslim almak the rightshaklar
that they have been fightingkavga for.
121
362854
3984
elde etmelerinin
ne kadar süreceğini dikte ediyorlar.
06:19
Let me loopdöngü back to the pastgeçmiş quicklyhızlı bir şekilde
to give you an exampleörnek.
122
367315
2858
Örnek vermek için
hemen zamanda geri saralım.
06:23
If you think about
the CivilSivil RightsHakları MovementHareketi
123
371101
2143
Sivil Haklar Hareketi'ni
düşünecek olursanız,
06:25
and the criesçığlıkları of its leadersliderler
for "FreedomÖzgürlük Now,"
124
373268
2933
ve liderlerinin
"Şimdi Özgürlük" için ağlayışlarını,
06:28
they were challengingmeydan okuma the slowyavaş pacehız
of whitebeyaz socialsosyal inclusioniçerme.
125
376225
3369
onlar sosyal kaynaşmanın
yavaş temposuna karşı çıkıyorlardı.
06:32
By 1965, the yearyıl
the VotingOylama RightsHakları ActYasası was passedgeçti,
126
380317
4028
1965 senesinde,
Oy Hakkı Yasası'nın geçtiği yılda,
06:36
there had been a fulltam 100 yearsyıl
127
384369
1630
Sivil savaşın bitişi
06:38
betweenarasında the endson of the CivilSivil WarSavaş
128
386023
1843
ve Afroamerikalı topluluklara
06:39
and the conferralconferral of votingoylama rightshaklar
on African-AmericanAfrikalı-Amerikalı communitiestopluluklar.
129
387890
3146
oy hakkı verilmesi arasında
yüz sene vardı.
06:43
DespiteRağmen the urgencyaciliyet of a warsavaş,
130
391060
2215
Savaşın aciliyetine karşın,
06:45
it still tookaldı a fulltam 100 yearsyıl
for actualgerçek socialsosyal inclusioniçerme to occurmeydana.
131
393299
4347
elle tutulur bir sosyal kaynaşmanın
gerçekleşmesi yüz yılı buldu.
06:50
SinceBeri 2012,
132
398498
1935
2012'den beri,
06:52
conservativemuhafazakâr statebelirtmek, bildirmek legislaturesyasama organları
acrosskarşısında the US have rampedparlak alanlardaki renk up attemptsdenemeler
133
400457
3677
ABD'nin her tarafındaki muhafazakar devlet
parlementoları, Afroamerikalıların
06:56
to rollrulo back African-AmericanAfrikalı-Amerikalı
votingoylama rightshaklar
134
404158
2189
oy kullanma hakkını
alabilmek için kısıtlayan
06:58
by passinggeçen restrictivekısıtlayıcı voterseçmen IDKİMLİĞİ lawsyasalar
135
406371
2475
kimlik seçmen yasaları çıkartıp
erken oy şanslarını
07:00
and curtailingazaltılmasına earlyerken votingoylama opportunitiesfırsatlar.
136
408870
2565
keserek denemelerde bulundular.
07:03
This pastgeçmiş JulyTemmuz, a federalfederal courtmahkeme
struckvurdu down NorthKuzey Carolina'sCarolina'nın voterseçmen IDKİMLİĞİ lawhukuk
137
411852
3950
Geçmiş Temmuz'da, federal mahkeme
Kuzey Karolina'nın seçmen kimlik yasasını
07:07
sayingsöz it "... targetedHedeflenen African-AmericansAfrika-Amerikalı
with surgicalcerrahi precisionhassas."
138
415826
5173
"Afroamerikalıları gözle görülür şekilde
hedef aldığı" gerekçesiyle termine etti.
07:14
RestrictingKısıtlama African-AmericanAfrikalı-Amerikalı inclusioniçerme
in the bodyvücut politicpolitik
139
422605
3412
Afroamerikalıların politikaya
kaynaşmasını kısıtlamak,
07:18
is a primarybirincil way that we attemptgirişim
to manageyönetmek and controlkontrol people
140
426041
4992
bizlerin insanları
kontrol ve yönetme denemelerimizin
07:23
by managingyönetme and controllingkontrol time.
141
431057
2519
başlıca yoludur.
07:26
But anotherbir diğeri placeyer that we see
these time-spaceUzay-zaman clashesçatışmalar
142
434188
3568
Bu zaman-boşluk çatışmalarını
gördüğümüz bir başka yer ise
07:29
is in gentrifyinggentrifying citiesşehirler
like AtlantaAtlanta, BrooklynBrooklyn,
143
437780
3468
Atlanta ve Brooklyn
Filadelfia, New Orleands ve Washington DC
07:33
PhiladelphiaPhiladelphia, NewYeni OrleansOrleans
and WashingtonWashington, DCDC --
144
441272
3467
gibi nezih kentler --
07:36
placesyerler that have had
blacksiyah populationspopülasyonları for generationsnesiller.
145
444763
3624
kentler ki kaç jenerasyondur
siyahi populasyonuna sahipler.
07:40
But now, in the nameisim
of urbankentsel renewalyenileme and progressilerleme,
146
448411
3292
Ancak şimdi, kentsel dönüşüm adı altında,
07:43
these communitiestopluluklar are pusheditilmiş out,
147
451727
1987
onları 21. yüzyıla getirme
servisine karşı
07:45
in servicehizmet of bringinggetiren them
into the 21stst centuryyüzyıl.
148
453738
2594
bu topluluklar dışarı itildi.
07:48
ProfessorProfesör SharonSharon HollandHollanda askeddiye sordu:
149
456904
3248
Profesört Sharon Holland sordu:
07:52
What happensolur when a personkişi
who existsvar in time
150
460176
3667
Eğer zaman içinde varolmuş olan bir kişi,
07:55
meetskarşılayan someonebirisi who only occupieskaplar spaceuzay?
151
463867
3427
sadece boşluk kaplayan
biriyle buluşursa ne olur?
08:00
These racialırk strugglesmücadeleler
152
468897
1595
Bu ırksal problemler aslında
08:02
are battlessavaşlar over those
who are perceivedalgılanan to be space-takersUzay-tutanlar
153
470516
3580
boşluk kaplayacak olanlarla
08:06
and those who are perceivedalgılanan
to be world-makersDünya-makineleri.
154
474120
2921
dünya yaratacak olanlar
arasındaki savaşlar.
08:10
Those who controlkontrol the flowakış
and thrustitme of historytarih
155
478041
2989
Tarihin akışını ve hücumunu
kontrol edenler,
08:13
are considereddüşünülen world-makersDünya-makineleri
who ownkendi and masterana time.
156
481054
3573
zamanı biçimlendiren ve ona sahip olan
dünya yaratıcıları olarak düşünülüyor
08:17
In other wordskelimeler: whitebeyaz people.
157
485195
2295
Başka kelimlerle: beyaz insanlar.
08:20
But when HegelHegel famouslyünlü said that AfricaAfrika
was no historicaltarihi partBölüm of the worldDünya,
158
488270
4105
Ancak Hegel Afrika'nın dünya
tarihinde bir yeri olmadığını söylerken
08:24
he impliedima edilen that it was merelysadece
a voluminoushacimli landarazi masskitle
159
492399
2505
kastettiği şey kürenin
dibinde, yer kaplayan
08:26
takingalma up spaceuzay
at the bottomalt of the globeküre.
160
494928
2121
az biraz
yararlı bir toprak yığınıydı.
08:29
AfricansAfrikalılar were space-takersUzay-tutanlar.
161
497520
2482
Afrikalılar boşluk kaplayanlardı.
08:32
So todaybugün, whitebeyaz people continuedevam et to controlkontrol
the flowakış and thrustitme of historytarih,
162
500528
4283
Bugün, beyazlar hala tarihin
akışını ve hücumunu kontrol ediyorlar,
08:36
while too oftensık sık treatingtedavi blacksiyah people
as thoughgerçi we are merelysadece takingalma up spaceuzay
163
504835
4543
gayet sık şekilde biz siyahilere
sahip olmadığımız boşluğu
08:41
to whichhangi we are not entitledadlı.
164
509402
1577
dolduruyormuş gibi davranıyorlar.
08:43
Time and the marchMart of progressilerleme
is used to justifyhaklı çıkarmak
165
511710
3947
Zaman ve sürecin ilerlemesi, boşluk
doldurucu olarak görülen,
08:47
a stunningçarpıcı degreederece of violenceşiddet
towardskarşı our mostçoğu vulnerablesavunmasız populationspopülasyonları,
166
515681
4415
yaşadıkları yerden çıkartılmış olan,
en hassas toplumlarımıza karşı şok edici
08:52
who, beingolmak perceivedalgılanan as space-takersUzay-tutanlar
ratherdaha doğrusu than world-makersDünya-makineleri,
167
520120
5075
seviyede şiddetin meşrulaştırılması,
08:57
are movedtaşındı out of the placesyerler
where they livecanlı,
168
525219
2317
onları 21. yüzyıla getirme
08:59
in servicehizmet of bringinggetiren them
into the 21stst centuryyüzyıl.
169
527560
3048
servisi karşılığında kullanılıyor.
09:03
ShortenedKısaltılmış life spankarış accordinggöre to zipzip codekod
is just one exampleörnek of the waysyolları
170
531868
4130
Posta koduna göre kısaltılmış yaşam
süresi, siyahi insanların yaşamında
09:08
that time and spaceuzay coheregereksiz
in an unjusthaksız mannertavır
171
536022
2727
zamanın adaletsiz bir
şekilde kaynaştığı yollardan
09:10
in the liveshayatları of blacksiyah people.
172
538773
1660
bir tanesine bir başka örnek daha.
09:12
ChildrenÇocuk who are borndoğmuş
in NewYeni OrleansOrleans zipzip codekod 70124,
173
540973
4521
New Orleans posta kodu
70124 ile doğan çocukların,
09:17
whichhangi is 93 percentyüzde whitebeyaz,
174
545518
1928
ki bunların %93'ü beyaz,
09:19
can expectbeklemek to livecanlı a fulltam 25 yearsyıl longeruzun
175
547470
3229
New Orleans posta kodu
70112'de doğan çocuklardan,
09:22
than childrençocuklar borndoğmuş
in NewYeni OrleansOrleans zipzip codekod 70112,
176
550723
4255
ki bunların %60'ı siyahi,
09:27
whichhangi is 60 percentyüzde blacksiyah.
177
555002
1907
25 yıl daha fazla yaşaması bekleniyor.
09:30
ChildrenÇocuk borndoğmuş in WashingtonWashington, DC'sDC'nin
wealthyzengin MarylandMaryland suburbsbanliyöler
178
558036
4124
Washington DC'nin zengin Maryland
varoşlarında doğan bir çocuğun,
09:34
can expectbeklemek to livecanlı a fulltam 20 yearsyıl longeruzun
179
562184
3106
oranın merkezinde doğan
bir çocuğa kıyasla
09:37
than childrençocuklar borndoğmuş
in its downtownşehir merkezinde neighborhoodsmahalleler.
180
565314
3608
yirmi yıl daha fazla yaşaması bekleniyor.
09:41
Ta-NehisiTa-Nehisi CoatesCoates arguessavunuyor
181
569672
2684
Ta-Nehisi Coates der ki
09:44
that, "The definingtanımlarken featureözellik
of beingolmak draftedhazırlanan into the BlackSiyah raceyarış
182
572380
5640
"Siyah ırka kaydolmayı
belirleyen özellik,
09:50
is the inescapablekaçınılmaz robberysoygun of time."
183
578044
2904
zamanın kaçınılmaz soygunudur."
09:53
We experiencedeneyim time discriminationayrımcılık,
184
581698
1792
Zaman ayrımcılığını tecrübeliyoruz,
09:55
he tellsanlatır us,
185
583514
1227
ve bize şunu söylüyor;
09:56
not just as structuralyapısal,
186
584765
1480
sadece yapısal olarak değil,
09:58
but as personalkişisel:
187
586269
1451
ayrıca kişisel olarak,
09:59
in lostkayıp momentsanlar of joysevinç,
188
587744
1824
kaybedilmiş keyif anlarında,
10:01
lostkayıp momentsanlar of connectionbağ,
189
589592
2216
kaybedilmiş bağ anlarında,
10:03
lostkayıp qualitykalite of time with lovedsevilen onesolanlar
190
591832
2497
sevenlerle geçirilecek
kaybedilmiş kaliteli zamanda
10:06
and lostkayıp yearsyıl of healthysağlıklı qualitykalite of life.
191
594353
3076
ve kaybedilmiş sağlıklı yaşam yılları.
10:12
In the futuregelecek, do you see blacksiyah people?
192
600009
3475
Gelecekte, siyahileri görüyor musun?
10:16
Do blacksiyah people have a futuregelecek?
193
604524
2764
Siyahilerin geleceği var mı?
10:20
What if you belongait
to the very raceyarış of people
194
608389
2230
Ya eğer sen
hep bana karşı komplo kurmuş
10:22
who have always been pittedçekirdeksiz againstkarşısında time?
195
610643
2747
bir ırka aitsen?
10:26
What if your groupgrup is the groupgrup
for whomkime a futuregelecek was never imaginedhayal?
196
614325
4646
Ya eğer senin grubun
geleceğin hayal edilmediği bir grupsa?
10:32
These time-spaceUzay-zaman clashesçatışmalar --
197
620091
1696
Bu zaman-boşluk çatışmaları
10:33
betweenarasında protestersprotestocular and policepolis,
198
621811
2541
polislerle göstericiler arasında,
10:36
betweenarasında gentrifiersgentrifiers and residentssakinleri --
199
624376
2370
yerlilerle orada yaşayanlar arasında --
10:38
don't paintboya a very prettygüzel pictureresim
200
626770
1997
Amerika'nın, siyahilerin
geleceği için
10:40
of what AmericaAmerika hopesumutlar
for blacksiyah people'sinsanların futuregelecek.
201
628791
3575
ne umduğu hakkında
pek iyi bir resim çizmiyor.
10:44
If the presentmevcut is any indicatorgösterge,
202
632390
1714
Günümüz bir göstergeyse,
10:46
our childrençocuklar will be under-educatedaltında eğitimli,
203
634128
2051
çocuklarımız az eğitilmiş olacak,
10:48
healthsağlık maladiesrahatsızlık will take theironların tollGeçiş ücreti
204
636203
2358
hastalık çanları çalmaya başlayacak
10:50
and housingKonut will continuedevam et
to be unaffordablesatın alınacak.
205
638585
2799
ve konaklama ücretleri
hala karşılanamaz kalacak.
10:54
So if we're really readyhazır
to talk about the futuregelecek,
206
642092
3022
Yani, gerçekten gelecek
hakkında konuşmaya hazırsak
10:57
perhapsbelki we should beginbaşla
by admittingitiraf that we're out of time.
207
645138
3388
belki de zamanımızın geçtiğini
kabul ederek başlamalıyız.
11:01
We blacksiyah people
have always been out of time.
208
649994
2683
Biz siyah insanlar,
zamanımız hep geçmişti.
11:05
Time does not belongait to us.
209
653265
2124
Zaman bize at değil.
11:07
Our liveshayatları are liveshayatları of perpetualsürekli urgencyaciliyet.
210
655413
3196
Bizim yaşamlarımız
ebedi bir aciliyetin yaşamları.
11:10
Time is used to displaceyerinden çıkarmak us,
211
658633
2532
Zaman, ya bizi
yerimizden etmek için kullanıldı
11:13
or converselytersine, we are urgedçağırdı
into complacencyGönül
212
661189
3010
ya da aksine,
bitmeyen sabırlı olma çağırılarıyla
11:16
throughvasitasiyla endlesssonsuz callsaramalar to just be patienthasta.
213
664223
3121
kayıtsızlığa itildik.
11:19
But if pastgeçmiş is prologueProlog,
214
667985
2452
Ancak eğer geçmiş bir ön sözse,
11:22
let us seizeele geçirmek uponüzerine the waysyolları in whichhangi
we're always out of time anywayneyse
215
670461
3253
zaten hali hazırda zamanını
geçirdiğimiz yöntemlerle
özgürlüğü acilen talep etmemize
11:25
to demandtalep with urgencyaciliyet
216
673738
1648
11:27
freedomözgürlük now.
217
675410
1318
izin verin.
11:29
I believe the futuregelecek is what we make it.
218
677767
2855
Ben bunun bizim yaptığımız
gelecek olduğuna inanıyorum.
11:32
But first, we have to decidekarar ver
that time belongsaittir to all of us.
219
680646
4445
Ancak önce, bizim bu zamanın hepimize
ait olduğuna karar vermemiz lazım.
11:37
No, we don't all get equaleşit time,
220
685817
2703
Hayır, hepimiz zamanı eşit almıyoruz,
11:40
but we can decidekarar ver that the time
we do get is just and freeücretsiz.
221
688544
4018
ancak alacağımız zamanın adil
ve ücretsiz olacağına karar verebiliriz.
11:44
We can stop makingyapma your zipzip codekod
the primarybirincil determinantbelirleyici
222
692586
2645
Posta kodumuzun hayat süremizin
ana belirleyici olmasını
11:47
of your lifespanömür.
223
695255
1222
engelleyebiliriz.
11:49
We can stop stealingçalmak learningöğrenme time
from blacksiyah childrençocuklar
224
697024
2720
Kovmaların ve uzaklaştırmaların
aşırı kullanımı üzerinden
11:51
throughvasitasiyla excessiveaşırı use
of suspensionssüspansiyonlar and expulsionsAtımı.
225
699768
3056
siyahi çocuklardan öğrenim
zamanlarını çalmayı durdurabiliriz.
11:54
We can stop stealingçalmak time
from blacksiyah people
226
702848
2069
Siddet içermeyen suçlardan
uzun süre
11:56
throughvasitasiyla long periodsdönemleri
of incarcerationhapsetme for nonviolentşiddetsiz crimessuçları.
227
704941
3319
hapsedilme üzerinden, siyahilerin zamanını
çalmayı durdurabiliriz.
12:00
The policepolis can stop
stealingçalmak time and blacksiyah liveshayatları
228
708947
2996
Polis aşırı güç kullanımı üzerinden
12:03
throughvasitasiyla use of excessiveaşırı forcekuvvet.
229
711967
2092
zaman ve siyah canları
çalmayı durdurabilir.
12:07
I believe the futuregelecek is what we make it.
230
715177
2740
İnanıyorum ki gelecek yarattığımız şeydir.
12:10
But we can't get there
on coloredrenkli people'sinsanların time
231
718424
4015
Ancak bu noktaya
renkli insanların zamanlarıyla varamayız,
12:14
or whitebeyaz time
232
722463
1928
veya beyaz zamanla
12:16
or your time
233
724415
1812
veya senin zamanınla
12:18
or even my time.
234
726251
1749
ve hatta benim zamanımla.
12:20
It's our time.
235
728981
1323
Bu bizim zamanımız.
12:23
OursBizim.
236
731063
1272
Bizim.
12:24
Thank you.
237
732359
1157
Teşekkürler.
12:25
(ApplauseAlkış)
238
733540
3209
(Alkışlar)
Translated by Atakan Yurdakul
Reviewed by Cihan Ekmekçi

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Brittney Cooper - Cultural theorist
With scholarship and incisive commentary that exposes the marginalized narratives hidden within "mainstream" history, Brittney Cooper writes at the vanguard of cultural criticism.

Why you should listen

Brittney Cooper spends her days in conversation with college students about everything from feminism to hip hop. During her other waking hours, she uses digital platforms and blogging as a virtual classroom to incite her national readership to have more robust and honest conversations about racism, popular culture and how to take down the patriarchy. She is an Assistant Professor of Women's and Gender Studies and Africana Studies at Rutgers University.

Cooper's work and words have appeared on MSNBC, BET, NPR, PBS, the New York Times, the Los Angeles Times, TV Guide, New York Magazine, Salon.com, The Root.com and Al Jazeera America, among many others. She is a regular contributor at Cosmpolitan.com and co-founder of the Crunk Feminist Collective and blog. Cooper is author of two forthcoming books, Beyond Respectability: The Intellectual Thought of Race Women (University of Illinois Press 2017) and Never Scared: One Black Feminist's Refusal to Bow Down, Back Up, or Give In (St. Martin’s Press 2017) and editor of one co-edited volume, The Crunk Feminist Collection (The Feminist Press 2017). 

More profile about the speaker
Brittney Cooper | Speaker | TED.com