TEDWomen 2018
Paula Stone Williams and Jonathan Williams: The story of a parent's transition and a son's redemption
Paula Stone Williams ve Jonathan Williams: Bir ebeveynin dönüşümü ve oğlunun aydınlanma hikâyesi
Filmed:
Readability: 3
1,557,257 views
Paula Stone Williams genç yaşta bir transseksüel olduğunu biliyordu. Ancak o bir ebeveyn ve önde gelen Evenjelist papaz oldukça, açılmanın onun için herşeyi kaybetmek anlamına geldiğinden korkuyordu. Bu hareket Paula ve oğlu Jonathan Williams'ın kişisel anlatımları, Paula'nın ailesi için geçirdiği cinsiyet değişiminin ne anlama geldiği ve onların aydınlama yolu üzerine. Jonathan dediği gibi "Babamdan kendisinden başka birisi olmasını isteyemem."
Paula Stone Williams - Religious leader, counselor, advocate
Paula Stone Williams is a pastor, counselor, speaker, LGBTQ ambassador and gender equity advocate. Full bioJonathan Williams - Religious leader, storyteller
Jonathan Williams likes to tell stories and throw parties, so he started a church that allowed him to do both. Full bio
Paula Stone Williams is a pastor, counselor, speaker, LGBTQ ambassador and gender equity advocate. Full bioJonathan Williams - Religious leader, storyteller
Jonathan Williams likes to tell stories and throw parties, so he started a church that allowed him to do both. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:13
Paula Stone Williams: So, I was the CEO
of a large, religious nonprofit,
of a large, religious nonprofit,
0
1031
4823
Paula Stone Williams: Büyük, kâr amacı
gütmeyen dini bir kuruluşun CEO'suydum,
gütmeyen dini bir kuruluşun CEO'suydum,
00:17
spoke at some of the largest
churches in America,
churches in America,
1
5878
4344
Amerika'nın en büyük kiliselerinde
konuşmalar yaptım,
konuşmalar yaptım,
00:22
was on television in 70 different markets,
2
10246
3454
70'ten faklı piyasada televizyona çıktım
00:25
but more than anything else,
3
13724
2740
ama hepsinden daha çok
00:28
I just wanted to be a good parent.
4
16488
2666
iyi bir ebeveyn olmak istiyordum.
00:31
I told all three of my children,
5
19577
1707
Üç çoçuğuma da şunu derdim,
00:33
"When the going gets tough,
6
21308
1929
"Yol zorlaştığında
00:35
you have to choose the road less traveled,
7
23261
3090
yolu kısaltmak için
00:38
the narrow path."
8
26375
1294
dar patikayı seçmelisin."
00:39
I had no idea how difficult
that was going to become.
that was going to become.
9
27693
5072
Bunun ne kadar zor olacağına dair
hiçbir fikrim yoktu.
hiçbir fikrim yoktu.
00:45
I knew from the time I was three
or four years of age
or four years of age
10
33432
2477
Üç veya dört yaşımdan beri
00:47
that I was transgender.
11
35933
1584
transseksüel olduğumu biliyordum.
00:50
I knew if I came out,
I would lose everything.
I would lose everything.
12
38395
3951
Cinsel kimliğimi açıklarsam
her şeyi kaybedeceğimi de biliyordum.
her şeyi kaybedeceğimi de biliyordum.
00:54
But the call toward authenticity is sacred
13
42370
3887
Özgünlüğe giden yol kutsaldır
00:58
and for the greater good,
14
46281
1983
ve herkesin iyiliği için
01:00
and it asks you to trust that the truth
not only sets you free,
not only sets you free,
15
48288
4437
gerçeğin sadece sizi değil
01:04
it will set everyone free.
16
52749
2859
herkesi özgür kılacağına
güvenmenizi ister.
güvenmenizi ister.
01:08
I decided to stake my life on it.
17
56018
2404
Hayatımı bu amaca adamaya
karar verdim.
karar verdim.
01:10
So I came out.
18
58891
1229
Bu yüzden açıkladım.
01:12
Turns out, if you spend most of your life
19
60692
2313
Görünen o ki hayatınızın çoğunu
01:15
working in the conservative
religious world,
religious world,
20
63029
2262
muhafazakâr, dini dünyada
çalışarak geçirirseniz
çalışarak geçirirseniz
01:17
coming out as transgender
is not all that great for your career.
is not all that great for your career.
21
65315
4098
transseksüel olarak açılmanız
kariyeriniz için hiç de iyi değil.
kariyeriniz için hiç de iyi değil.
01:21
(Laughter)
22
69437
1601
(Kahkahalar)
01:24
Who knew?
23
72080
1150
Kim bilebilirdi ki?
01:25
(Laughter)
24
73254
1511
(Kahkahalar)
01:28
Within seven days, I lost
every single one of my jobs.
every single one of my jobs.
25
76120
5006
Yedi gün içinde
işlerimin her birini kaybettim.
işlerimin her birini kaybettim.
01:33
My family was supportive but struggling.
26
81572
3073
Ailem destekliyor
fakat mücadelede ediyordu.
fakat mücadelede ediyordu.
01:36
Most of my friends
and coworkers had rejected me;
and coworkers had rejected me;
27
84669
2525
Arkadaşlarımın çoğu
ve iş ortaklarım beni kabullenmedi;
ve iş ortaklarım beni kabullenmedi;
01:39
the rest were confused.
28
87218
1819
diğerlerinin ise kafası karışıktı.
01:41
One friend said,
"You really messed with me."
"You really messed with me."
29
89473
3539
Arkadaşımın biri dedi ki
"Benimle gerçekten dalga geçtin."
"Benimle gerçekten dalga geçtin."
01:45
I said, "Yeah, well, get in line."
30
93503
2634
Ben de "Evet. Sıraya gir" dedim.
01:48
They said, "You were my only example
of an alpha male who was gentle."
of an alpha male who was gentle."
31
96161
5450
Dediler ki "Benim tanıdığım
tek nazik alfa erkektin."
tek nazik alfa erkektin."
01:53
And I thought, "Oh. You're right."
32
101958
2614
Ben de "Ah. Haklısın" dedim.
01:57
I was an alpha male.
33
105108
2264
Ben bir alfa erkektim.
01:59
And I was gentle.
34
107396
1765
Ve naziktim.
02:01
And if it was hard for him,
35
109715
2350
Onun için bu çok zorsa
02:04
how much more difficult
was it for my own son?
was it for my own son?
36
112089
3559
öz oğlum için bu ne kadar zor olurdu?
02:09
Jonathan Williams: Estrangement
was not an option.
was not an option.
37
117130
2373
Jonathan Williams:
Uzaklaşmak bir seçenek değildi.
Uzaklaşmak bir seçenek değildi.
02:11
It was Father's Day and my girls
brought me craft beer
brought me craft beer
38
119527
3040
Babalar günüydü
ve kızım bana craft birayla
ve kızım bana craft birayla
02:14
and a homemade jar of pickles,
which, in my estimation,
which, in my estimation,
39
122591
2608
ev yapımı bir kavanoz turşu verdi ki
bu bana göre
bu bana göre
02:17
is the perfect Father's Day gift.
40
125223
1804
harika bir babalar günü hediyesiydi.
02:19
(Laughter)
41
127051
1151
(Kahkahalar)
02:20
But the question remained:
42
128226
1839
Ancak bir sorun vardı:
02:22
Do I call my own father?
43
130089
1485
Babamı aramalı mıydım?
02:24
To call him, and I continue down
this spiral of denial,
this spiral of denial,
44
132134
2802
Onu aramak ve bu inkâr
döngüsüne devam etmek,
döngüsüne devam etmek,
02:26
pretending that my dad was still --
45
134960
1725
babam hâlâ...
02:28
well, my dad.
46
136709
2166
...babammış gibi davranmak.
02:31
To not call was to acknowledge
that everything had changed.
that everything had changed.
47
139335
3947
Aramamak ise her şeyin
değiştiğini kabullenmekti.
değiştiğini kabullenmekti.
02:35
It meant that I was in for years of pain
and mourning and sadness,
and mourning and sadness,
48
143306
5054
Demek istediğim yıllarca acı,
yas ve üzüntü içindeydim
yas ve üzüntü içindeydim
02:40
but ultimately, hope for reconciliation.
49
148384
2939
ama eninde sonunda
kabullenmeyi bekliyordum.
kabullenmeyi bekliyordum.
02:44
There's no playbook for when one's father
of 30 plus years decides to transition
of 30 plus years decides to transition
50
152465
3913
30 küsur yıllık babanızın
cinsiyet değişimiyle ilgili
cinsiyet değişimiyle ilgili
ne yapacağınızı anlatan bir kitap yok.
02:48
to the female gender.
51
156402
1645
02:50
But my dad did teach me one thing.
52
158071
2195
Fakat babam bana bir şey öğretmişti.
02:52
He said the road to redemption always
comes from choosing the narrow path.
comes from choosing the narrow path.
53
160290
3792
Kefaret yolunun daima
dar patikayı seçmekten geçtiğini söylerdi.
dar patikayı seçmekten geçtiğini söylerdi.
02:56
And so I decided not to call that day,
54
164906
1982
Bu yüzden o gün aramamaya karar verdim.
02:58
and a few months later, Paula flew
out and met me at a hotel in New York,
out and met me at a hotel in New York,
55
166912
3629
Ve bir kaç ay sonra Paula
bir otelde eşim ve benimle tanışmak için
bir otelde eşim ve benimle tanışmak için
03:02
my wife and I.
56
170565
1377
New York'a geldi.
03:04
I knocked on the door,
and this woman answered.
and this woman answered.
57
172315
2315
Kapıyı çaldım ve bir kadın açtı.
03:06
It definitely wasn't my dad.
58
174654
2106
Kesinlikle babam değildi.
03:09
"It's good to see you," she said.
59
177839
1643
"Seni görmek çok güzel." dedi.
03:11
It didn't sound like my dad, either.
60
179834
1821
Babamın sesi gibi de değildi?
Öğlen yemeğe çıktık ve garson
siparişlerimizi almaya geldi.
siparişlerimizi almaya geldi.
03:14
We went to lunch, and the waiter
came to take our order.
came to take our order.
61
182376
2630
"Önce hanımlardan başlayalım." dedi.
03:17
He said, "Let's start with the ladies,"
62
185030
1860
Fakat masada bir tane kadın vardı
ve o da benim eşimdi
ve o da benim eşimdi
03:18
but there was only one lady
at the table and it was my wife,
at the table and it was my wife,
63
186890
2840
ve... Tanrım, masada iki kadın var.
03:21
and -- oh my God, there are two
women at the table.
women at the table.
64
189730
2483
Babam yeşil salata gibi
bir şey sipariş etti,
bir şey sipariş etti,
03:24
And my dad ordered something like lettuce,
65
192237
2006
03:26
and I was like, I have fries on my plate.
66
194267
1953
benim tabağımda patates kızartması vardı.
03:28
Did my dad like fries? I don't remember.
67
196244
2660
Babam patates kızartması sever miydi?
Hatırlamıyorum.
Hatırlamıyorum.
03:31
I think he liked them.
68
199367
2133
Sanırım severdi.
03:33
But she wasn't eating them.
69
201524
1547
Ama onlardan yemiyordu.
03:37
Here's this woman who knew
everything about me,
everything about me,
70
205000
2923
Buradaki kadın benim hakkımda
her şeyi biliyor
her şeyi biliyor
03:39
and I knew nothing about her.
71
207947
1728
ve ben onun hakkında
hiçbir şey bilmiyordum.
hiçbir şey bilmiyordum.
03:42
I don't even remember saying goodbye.
72
210830
2200
Hoşça kal dediğimi bile hatırlamıyorum.
03:46
PSW: All I could think about that day
73
214721
1782
PSW: O gün tek düşünebildiğim,
03:48
was that it was late
September in New York,
September in New York,
74
216527
2056
New York'ta Eylül ayının sonu
03:50
and I was wearing white jeans.
75
218607
2763
ve beyaz bir kot pantolon giyiyor olduğum.
03:53
(Laughter)
76
221394
1104
(Kahkahalar)
03:54
You don't wear white
after Labor Day in New York.
after Labor Day in New York.
77
222522
3087
New York'ta İşçi Bayramı sonrası
beyaz giymiyorsunuz.
beyaz giymiyorsunuz.
03:58
There was a knock at the door,
78
226675
1463
Kapı çalmıştı
04:00
and all I could think about was,
here I stand in my wrong jeans.
here I stand in my wrong jeans.
79
228162
3789
ve tek düşünebildiğim burada
yanlış kot pantolonla duruyor olduğumdu.
yanlış kot pantolonla duruyor olduğumdu.
04:03
And then I saw these big,
blue eyes I love so much,
blue eyes I love so much,
80
231975
2419
Sonra da çok sevdiğim o büyük,
mavi gözleri gördüm
mavi gözleri gördüm
04:06
and they were staring
back at me in disbelief.
back at me in disbelief.
81
234418
2570
ve bana şüpheyle bakıyorlardı.
04:09
And I thought, "Oh, this is not
going to be easy."
going to be easy."
82
237012
4104
Bende "Bu hiç kolay olmayacak."
diye düşündüm.
diye düşündüm.
04:13
When one person in a family transitions,
83
241660
3044
Bir ailede cinsiyet değiştiren
bir kişi olduğunda
bir kişi olduğunda
04:16
the entire family transitions
whether they want to or not.
whether they want to or not.
84
244728
3708
bütün aile istesin ya da istemesin
değişim geçiriyor.
değişim geçiriyor.
04:21
Now, for those on the fringes it was easy.
85
249083
2231
Bu marjinaller için oldukça kolaydı.
04:23
The liberals said, "Oh, wonderful!
86
251702
1829
Liberallar "Harika!
04:25
She's found her truth, how delightful."
87
253555
2279
Kendini buldu, nasıl da mutlu." dedi.
04:27
And the conservatives said,
"That's messed up, I'm out of here."
"That's messed up, I'm out of here."
88
255858
3086
Muhafazakârlar
"Bu saçmalık, gidelim." dediler.
"Bu saçmalık, gidelim." dediler.
04:30
(Laughter)
89
258968
1126
(Kahkahalar)
04:32
But for my family, neither extreme
was going to work.
was going to work.
90
260118
3910
Ailem için bu aşırılıklar
hiçbir işe yaramayacaktı.
hiçbir işe yaramayacaktı.
04:36
Their anger, their hurt,
91
264052
3051
Onların öfkesi, onların kızgınlığı,
04:39
their love and loyalty --
92
267127
2699
onların sevgisi ve sadakati...
04:41
all of it had to be brought
on to the road of trials.
on to the road of trials.
93
269850
3999
Bütün hepsi bu yargılama sürecinden
geçmek zorundaydı.
geçmek zorundaydı.
04:47
JW: Was it all a lie?
94
275333
1220
JW: Her şey yalan mıydı?
04:48
Every game of catch in the front yard,
the Mets season tickets --
the Mets season tickets --
95
276913
3120
Ön bahçedeki her yakalamaç oyunu,
Mets takımının sezonluk biletleri
Mets takımının sezonluk biletleri
04:52
was that with my dad or was that with her?
96
280057
3323
babamla mıydı yoksa onunla mıydı?
Bir keresinde hatırlıyorum,
04:56
I remember this one time,
97
284503
1579
babam beni bisiklet sürüşüne
Heckscher park'a götürüp
Heckscher park'a götürüp
04:58
my dad took me on a bike ride
through Heckscher Park
through Heckscher Park
98
286106
2460
05:00
to teach me about sex.
99
288590
1662
seks konusunu anlatmıştı.
05:02
He explained the parts of the body
that I now know he wished weren't hers.
that I now know he wished weren't hers.
100
290276
4278
Şimdi biliyorum ki onun vücudunda
olmasını istemediği bölümleri anlatmıştı.
olmasını istemediği bölümleri anlatmıştı.
05:08
Had my father ever even existed?
101
296308
2249
Babam hiç var olmuş muydu?
05:11
Now, grief --
102
299508
1198
Acı...
05:12
grief is without rules.
103
300730
1407
Acı kuralsızdır.
05:15
Grief borrows your car without asking,
104
303332
2008
Size sormadan arabanızı ödünç alır,
05:17
wrecks it
105
305364
1156
onu parçalar
05:18
and then doesn't apologize.
106
306544
1744
ve sonra özür dilemez.
05:20
And I was a wreck.
107
308312
1316
Ve ben yıkılmıştım.
05:22
This was heavy.
108
310018
1150
Çok ağırdı.
05:23
I retreated into myself.
109
311192
1202
Kendi köşeme çekildim.
05:24
I was angry.
110
312418
1256
Kızgındım.
05:25
I felt betrayed.
111
313698
2040
İhanete uğramış gibiydim.
Ve beni Mets fanı olmak için
cesaretlendirdiğin gerçeğinden
cesaretlendirdiğin gerçeğinden
05:27
And I guess I should have known
112
315762
1477
05:29
by the fact that you encouraged
me to be a Mets fan
me to be a Mets fan
113
317263
2383
beni hayatın büyük hayal kırıklıklarına
hazırladığını anlamalıydım.
hazırladığını anlamalıydım.
05:31
that you were preparing me
for life's really big disappointments.
for life's really big disappointments.
114
319670
3098
(Kahkahalar)
05:34
(Laughter)
115
322792
1050
Bu doğru.
05:35
That's true.
116
323866
1150
05:37
And yet, there were the games of catch,
117
325678
2078
Yine de yakalamaç oyunları,
05:39
and there were the season tickets
118
327780
1592
sezonluk maç biletleri
ve Long Island'ın en iyi çörekçisinde
her Cumartesi pastırmalı, yumurtalı
her Cumartesi pastırmalı, yumurtalı
05:41
and bacon, egg and cheese
sandwiches every Saturday
sandwiches every Saturday
119
329396
2412
05:43
from the best bagel place on Long Island.
120
331832
1977
ve peynirli sandviçler vardı.
05:45
My father lived this life
he didn't want to live,
he didn't want to live,
121
333833
2300
Babam yaşamayı istemeden
bu hayatı yaşamıştı
bu hayatı yaşamıştı
05:48
but he lived it so
that I could have a dad.
that I could have a dad.
122
336157
3421
fakat bir babam
olabilmesi için bunu yaşadı.
olabilmesi için bunu yaşadı.
05:52
I stopped wondering
if my dad had ever existed.
if my dad had ever existed.
123
340545
2738
Babam hiç var olmuş muydu
diye düşünmekten vazgeçtim.
diye düşünmekten vazgeçtim.
05:55
He had existed -- willfully,
consciously, intentionally --
consciously, intentionally --
124
343991
5102
O kasten, isteyerek, bile bile
büyüdüğüm her an
ve her günde yanımdaydı.
ve her günde yanımdaydı.
06:01
each and every day of my growing up.
125
349117
2243
06:03
For that, I was thankful.
126
351993
1424
Bunun için minnettarım.
Paula'nın vücudu artık onundu
ve onun dönüşümü tamamlanmıştı
ve onun dönüşümü tamamlanmıştı
06:06
Paula's body was hers now
and her transformation was complete,
and her transformation was complete,
127
354506
3642
fakat benim dönüşümüm
daha yeni başlıyordu.
daha yeni başlıyordu.
06:10
but my transformation was just beginning.
128
358172
2362
Başka bir yol, başka bir yolculuk,
babamın tavsiyesine uymak ayrı bir seçenek
babamın tavsiyesine uymak ayrı bir seçenek
06:12
I had another trial, another journey,
another choice to heed my father's advice
another choice to heed my father's advice
129
360558
4136
06:16
and continue down that narrow path.
130
364718
2731
ve bu dar yolda devam ediyorum.
06:21
PSW: So most days
I believe there is a God.
I believe there is a God.
131
369088
3354
PSW: Bu yüzden çoğu gün
Tanrı'nın varlığına inanırım.
Tanrı'nın varlığına inanırım.
Salı ve Perşembe günleri zor olabilir
06:24
Tuesdays and Thursdays can be tough,
132
372466
2350
ve New Jersey Turnpike'ta
herhangi bir günde.
herhangi bir günde.
06:26
and any day that you're
on the New Jersey Turnpike.
on the New Jersey Turnpike.
133
374840
2581
Gerçekten, biliyor muydunuz?
06:29
I mean, really, you know?
134
377445
1303
(Kahkahalar)
06:30
(Laughter)
135
378772
971
Ruhunuz yanlış bir bedendeyken
Tanrı'ya inanmak zor.
Tanrı'ya inanmak zor.
06:31
It's hard to believe in God
when your soul is in the wrong body.
when your soul is in the wrong body.
136
379767
3643
06:35
Still, somehow I ended up in ministry.
137
383869
2787
Bir şekilde kendimi
papazlık mesleğinde buldum.
papazlık mesleğinde buldum.
Tüm işlerimi kaybettiğimde
hiçbir şey kişisel sebepten değildi.
hiçbir şey kişisel sebepten değildi.
06:38
When I lost all my jobs,
it was nothing personal.
it was nothing personal.
138
386680
2664
06:41
It's what religious tribes do.
139
389368
2580
Dini toplulukların yaptığı da budur.
06:43
They believe an enemy is necessary
for the tribe to survive,
for the tribe to survive,
140
391972
3386
Topluluğu hayatta tutmak için
bir düşmanın olması gerektiğine inanır,
bir düşmanın olması gerektiğine inanır,
06:47
so where no enemy exists,
141
395382
2024
bu yüzden de var olmayan
06:49
they create one.
142
397430
1791
bir tane yaratırlar.
06:51
Right now, sexual minorities
are the enemy;
are the enemy;
143
399245
2277
Şu an cinsel azınlıklar düşman;
06:53
my departure was swift and sure.
144
401546
2469
benim ayrılışım da hızlı ve netti.
06:56
I was surprised when my son
left his job teaching in West Philadelphia
left his job teaching in West Philadelphia
145
404760
4566
Oğlumun papaz olabilmek için
Batı Philadelphia'daki eğitmenlik
işini bırakmasına şaşırmıştım.
işini bırakmasına şaşırmıştım.
07:01
to go into the ministry.
146
409350
1678
07:03
I did not see that one coming.
147
411052
2101
Bunun olacağını görememiştim.
07:06
And now I wondered:
148
414145
1481
Merak ediyordum:
07:08
What would he do?
149
416226
1305
O ne yapacaktı?
07:10
I didn't have to wait that long
to find an answer.
to find an answer.
150
418172
2823
Cevabı öğrenmek için fazla
beklemek zorunda kalmadım.
beklemek zorunda kalmadım.
07:13
Six months after that first visit,
151
421392
2757
İlk ziyaretten altı ay sonra
07:16
he invited me back to New York.
152
424173
2360
beni New York'a davet etti.
07:19
JW: The designers of the Brooklyn Bridge,
153
427371
1953
JW: Brooklyn Köprüsü tasarımcıları
07:21
they had their share of bad luck.
154
429348
1606
kötü şanslarından paylarını aldılar.
07:23
John Roebling, he died shortly after
the bridge's construction began.
the bridge's construction began.
155
431460
3430
John Roebling, köprü inşaatı başladıktan
kısa bir süre sonra öldü.
kısa bir süre sonra öldü.
07:26
His son Washington took over,
156
434914
1389
Oğlu Washington işi devraldı
07:28
but he suffered
from decompression sickness.
from decompression sickness.
157
436327
2327
ancak o da dekompresyon
rahatsızlığı yaşadı.
rahatsızlığı yaşadı.
07:30
His wife Emily became the surrogate
executive engineer
executive engineer
158
438678
3002
Karısı Emily, köprünün
tamamlanmasını denetleyen
tamamlanmasını denetleyen
07:33
who oversaw the bridge's completion.
159
441704
1968
vekil idari mühendis oldu.
07:36
Father and son,
160
444227
1473
Baba ve oğul
07:37
John and Washington,
161
445724
1700
-John ve Washington-
07:39
done in by their work.
162
447448
1697
işlerinin başında tükendiler.
07:41
It was this sunny day in May
163
449672
1522
Mayıs ayı güneşli bir günde
07:43
and my father and I sat in the shadow
of that Brooklyn Bridge.
of that Brooklyn Bridge.
164
451218
3016
babam ve ben Brooklyn köprüsü
gölgesinde oturuyorduk.
gölgesinde oturuyorduk.
Hayatımızı Roebling'lerin izinden giderek
07:47
Would our lives follow the Roeblings' --
165
455016
1961
07:49
father and son, done in by our work?
166
457001
2948
-baba ve oğul- işimiz başında
tüketecek miyiz?
tüketecek miyiz?
07:52
My father thought
that her friends in church
that her friends in church
167
460751
2431
Babam kilisedeki arkadaşlarının
07:55
would carry her through her transition,
168
463206
2173
onun dönüşümünü kabullenebileceğine inandı
07:57
and they did not.
169
465403
1634
ama onlar kabullenmediler.
Onu çukura ittiler ve bana tutundular.
07:59
They ditched her and they clung to me.
170
467497
1840
08:01
I was the pastor
of a new church in Brooklyn.
of a new church in Brooklyn.
171
469361
2144
Brooklyn'de yeni bir kilisenin papazıydım.
08:03
This wonderful group
of forward-thinking people,
of forward-thinking people,
172
471529
2598
İleri görüşlü insanlardan oluşan
bu harika grup
bu harika grup
08:06
and yet, we were financially tied
to really conservative churches.
to really conservative churches.
173
474151
3484
yine mali olarak gerçekten
muhafazakâr kiliselere bağlıydı.
muhafazakâr kiliselere bağlıydı.
08:10
To hold space for Paula meant jeopardizing
our own church's livelihood.
our own church's livelihood.
174
478016
4642
Paula'yı aramıza almak kilisenin gelirini
riske atmak anlamına geliyordu.
riske atmak anlamına geliyordu.
08:15
I sort of straddled the line
between these warring worlds.
between these warring worlds.
175
483081
3880
Bu dünyalar savaşında
iki sınır arasında kalmıştım.
iki sınır arasında kalmıştım.
Bu yüzden babama dedim ki
08:18
So I said to my dad,
176
486985
1188
08:20
"Dad, I still live and work
in your old world.
in your old world.
177
488197
2459
''Baba, hâlâ senin eski dünyanda
yaşıyor ve çalışıyorum.
yaşıyor ve çalışıyorum.
08:22
Is it possible that you might extend
an olive branch for my sake?"
an olive branch for my sake?"
178
490680
3620
Amacıma ulaşmak için senin
bir zeytin dalı uzatman mümkün mü?''
bir zeytin dalı uzatman mümkün mü?''
08:27
And her response was impassioned.
179
495325
3201
Ve tepkisi sert oldu.
08:32
You said to me, "Do you have
any idea what it feels like
any idea what it feels like
180
500010
3856
Bana dedi ki "En sonunda en yakın
arkadaşlarına kendini açıklamanın
arkadaşlarına kendini açıklamanın
08:35
to finally show yourself
to your true friends
to your true friends
181
503890
2184
ve seni hiç kabullenmemelerinin
08:38
and have them completely reject you?
182
506098
2484
nasıl bir his olduğu hakkında
fikrin var mı?
fikrin var mı?
08:40
To ask you to live a lie?
183
508606
1485
Bir yalanı yaşamak için mi?
08:42
Do you know what that feels like?"
184
510115
1961
Bunun nasıl bir his olduğunu
biliyor musun?''
biliyor musun?''
08:45
And I didn't know what that felt like.
185
513105
2318
Nasıl bir his olduğunu bilmiyordum.
Fakat bir karar almam
gerektiğini biliyordum.
gerektiğini biliyordum.
08:48
But I knew I had a decision to make.
186
516721
2015
08:51
It was the decision to continue
down that narrow path through nights,
down that narrow path through nights,
187
519354
3715
Geceleri o dar patikada yürümeye
devam etmeye karar verdim
devam etmeye karar verdim
08:55
but for the first time,
188
523093
1956
ancak ilk defa
08:57
I caught a glimpse of light.
189
525073
1651
bir ışık yakaladım.
08:59
I cannot ask my father to be anything
other than her true self.
other than her true self.
190
527880
4594
Onun kendisinden başka hiçbir şey
olmasını isteyemezdim.
olmasını isteyemezdim.
09:06
(Applause)
191
534259
3371
(Alkışlar)
09:12
PSW: So as we sat by the river that day,
192
540494
2827
PSW: O gün nehir kenarında otururken
09:15
Jonathan talked about his pain,
his suffering, his grief, his confusion.
his suffering, his grief, his confusion.
193
543345
5323
Jonathan acısından, ızdırabından,
kederinden, şaşkınlığından bahsetti.
kederinden, şaşkınlığından bahsetti.
09:21
He brought all of himself
to that conversation,
to that conversation,
194
549210
3857
Onun bu sohbette
kendiyle iligili söyledikleri
kendiyle iligili söyledikleri
beni içten parçalamıştı,
09:26
and it tore at me
195
554956
1886
09:31
to be the cause of such pain.
196
559346
2910
bu kadar acıya sebep olmak.
09:36
But as he talked, there was something
redemptive going on,
redemptive going on,
197
564566
3714
Ama o konuşmaya devam ederken
sözlerinde bir çıkış yolu vardı,
sözlerinde bir çıkış yolu vardı,
09:40
full of tension but possibility,
198
568304
2947
gerginlikle ama imkânlarla dolu,
09:43
grounded in that narrow path.
199
571275
2813
o dar patika içerisinde.
09:47
He said, "This is always going to be hard.
200
575169
4191
Dedi ki "Bu her zaman zor olacak.
09:51
It always will be.
201
579384
1347
Her zaman olduğu gibi.
09:52
But Dad,
202
580755
1175
Ama baba,
09:54
I love you."
203
582739
1454
seni seviyorum."
09:56
My son is the best of me and more.
204
584954
3997
Oğlum benden daha iyidir.
10:00
He's bold and strong,
205
588975
2539
Cesur ve güçlü,
10:03
sensitive and thoughtful.
206
591538
2795
duyarlı ve düşünceli.
10:06
I guess you could say,
207
594781
1862
Sanırım şunu diyebilirsiniz,
10:10
he's an alpha male who's gentle.
208
598087
2618
O nazik bir alfa erkeği.
10:14
JW: It was time for my daughters
to meet their -- Paula.
to meet their -- Paula.
209
602703
3276
JW: Sıra kızlarımı Paula ile
tanıştırmaya gelmişti.
tanıştırmaya gelmişti.
10:18
We went back to my apartment,
210
606003
1393
Daireme geri döndük,
10:19
and my daughters were coloring
at the dining room table,
at the dining room table,
211
607420
2653
kızlarım yemek masasında
boyama yapıyorlardı
boyama yapıyorlardı
ve masada garip bir sessizlik oldu.
10:22
and there was this awkward silence.
212
610097
1685
10:23
And finally, my youngest asked
a single, confident question.
a single, confident question.
213
611806
3855
Nihayetinde küçük kızım
tek bir net soru sordu:
tek bir net soru sordu:
10:28
"So, Grandpa, do you have a penis?"
214
616241
3245
"Büyükbaba, senin penisin var mı?"
10:31
(Laughter)
215
619510
2652
(Kahkahalar)
10:34
And after the tension abated
and the laughter subsided,
and the laughter subsided,
216
622186
2572
Gerginliğin azalmasından sonra
gülüşmeler de azaldı,
gülüşmeler de azaldı,
10:36
my girls took their grandpa
back into their room
back into their room
217
624782
3097
kızlarım büyükbabasını kendi
odalarına götürdü
odalarına götürdü
10:39
and showed her their new toys,
218
627903
1433
yeni oyuncaklarını gösterdiler
10:41
and they christened her with a new name.
219
629360
1932
ve ona yeni bir isim koydular.
10:43
They called her "GrandPaula."
220
631316
2021
Ona "Büyük Paula" dediler.
10:45
(Laughter)
221
633361
2503
(Kahkahalar)
10:49
PSW: So this past summer, I had all five
of my granddaughters at my home,
of my granddaughters at my home,
222
637629
3927
PSW: Geçtiğimiz yaz beş torunumun hepsiyle
10:53
there in the foothills
of the Rocky Mountains.
of the Rocky Mountains.
223
641580
2549
Rocky dağlarının eteklerindeki
evimde birlikteydik.
evimde birlikteydik.
Küçük kasabamızın içinde akan
nehrin soğuk sularında
nehrin soğuk sularında
10:56
We went swimming
in the cool waters of the river
in the cool waters of the river
224
644153
2252
10:58
that flows through our little town.
225
646429
1670
yüzmeye gittik.
11:00
And one day, one of Jonathan's
girls said to me,
girls said to me,
226
648123
2264
Ve bir gün Jonathan'ın
kızlarından biri bana
kızlarından biri bana
11:02
"GrandPaula, can we go
tubing on the river?"
tubing on the river?"
227
650411
3551
"Grand Paula, nehirde
tubing yapmaya gidebilir miyiz?"
tubing yapmaya gidebilir miyiz?"
11:06
And I said, "Well, you know,
228
654303
1462
Ben de dedim ki: "Biliyorsun,
11:07
I'd really wait until your daddy
gets here for that.
gets here for that.
229
655789
2494
bunun için baban buraya gelene
kadar bekleyeceğim.
kadar bekleyeceğim.
11:10
That feels to me like
that ought to be his call."
that ought to be his call."
230
658307
2343
Bu kararı onun vermesi
gerektiğini düşünüyorum."
gerektiğini düşünüyorum."
11:12
And she said, "Oh, but GrandPaula,
231
660674
4006
Ve o da bana, "Grand Paula,
11:16
he'll exactly make the same
decision you would.
decision you would.
232
664704
2649
zaten o da senin aldığın kararın
aynısını alacak.
aynısını alacak.
11:19
He's a lot like you, you know."
233
667377
2386
O da aynı senin gibi."
11:21
(Laughter)
234
669787
1544
(Kahkahalar)
11:23
And I thought, yeah, he is a lot like me,
235
671355
4288
Evet. Sanırım o da benim gibi,
11:28
both of us determined
to find the narrow path
to find the narrow path
236
676489
3234
ikimizde dar patika yolu bulmak
11:31
and follow it through
the long, dark night,
the long, dark night,
237
679747
4072
ve şafağın ışığına giden yol boyunca
uzun, karanlık gecede
uzun, karanlık gecede
11:35
all the way to the light of dawn.
238
683843
2808
yolu izlemeye kararlıyız.
JW: Güvende olduğunu bilen çocuğun,
11:39
JW: Have you ever noticed
that a child who is secure,
that a child who is secure,
239
687711
2504
sevildiğini bilen bir çocuğun
11:42
a child who knows love,
240
690239
1252
11:43
that child will dance?
241
691515
1788
dans ettiğini hiç fark ettiniz mi?
11:45
They wave their arms,
242
693815
1716
Kollarını sallarlar,
11:47
they kick their legs to music
that only they can hear.
that only they can hear.
243
695555
2834
sadece kendi duyabildikleri
bu müzikle tepinirler.
bu müzikle tepinirler.
11:50
It's the music of a child
who is safe and unharmed
who is safe and unharmed
244
698413
3614
İşte bu müzik...
güven içinde ve tamamen
sevilen bir çocuğun müziği.
sevilen bir çocuğun müziği.
11:54
and wholly loved.
245
702051
2620
11:57
The day after my children
met their GrandPaula,
met their GrandPaula,
246
705419
2259
Çocuklarım Grand Paula ile
tanıştıktan sonraki gün
tanıştıktan sonraki gün
11:59
she took them to go get doughnuts,
247
707702
1652
onları donat almaya götürdü
12:01
and I watched as they walked
down the street,
down the street,
248
709378
2132
ve caddede yürürken onları izledim
12:03
and my girls took my father's arms,
249
711534
1687
ve kızlarım babamın kollarından tutmuş
12:05
and they danced.
250
713245
1962
ve dans ediyorlardı.
12:07
My father's arms swung wildly.
251
715606
2329
Babamın kolları sertçe sallanıyordu.
12:11
You bought them one too many doughnuts,
because you always do --
because you always do --
252
719012
3092
Sen onlara birden fazla donat aldın
çünkü bunu hep yaparsın...
çünkü bunu hep yaparsın...
12:14
(Laughter)
253
722128
1039
(Kahkahalar)
12:15
I watched my older daughter
take a bite of her doughnut,
take a bite of her doughnut,
254
723191
2654
Büyük kızımın donattan
büyük bir ısırık alışını
büyük bir ısırık alışını
12:17
and she unleashed two jumps and a twirl.
255
725869
2401
ve ardından iki zıplayış
ve bir dönüşünü izledim.
ve bir dönüşünü izledim.
12:20
It was perfect.
256
728294
1319
Harikaydı.
12:22
That narrow path,
257
730931
1414
Bu dar patika,
12:24
it always has its share
of burdens and challenges.
of burdens and challenges.
258
732369
2519
daima kendi sorumluluk
ve zorluklarına sahip.
ve zorluklarına sahip.
Fakat bunu kurtuluşa kadar
yaşayacağımızdan emindim.
yaşayacağımızdan emindim.
12:27
But I was certain that we were going
to see this through to redemption.
to see this through to redemption.
259
735659
4249
12:32
I looked at my dad
260
740770
1150
Babama baktım,
12:33
and I looked at my girls who were dancing
and eating their doughnuts,
and eating their doughnuts,
261
741944
3989
Donat yiyen ve dans eden kızlarıma baktım
12:37
and I said aloud to no one in particular,
262
745957
2348
ve yüksek sesle dikkat çekmeden dedim ki
12:40
I said, "This ...
263
748329
1388
"Bu...
12:42
this is how God sees my dad."
264
750503
2003
Bu Tanrı'nın babamı yaratış şekliydi."
12:46
My father was literally born again.
265
754033
2126
Babam yeniden doğmuştu.
12:49
And by choosing the narrow
path of redemption,
path of redemption,
266
757059
3093
Ve kurtuluşa giden bu dar patikayı seçerek
12:52
I was born again with her.
267
760176
1651
ben de onunla yeniden doğdum.
12:54
Thank you.
268
762234
1150
Teşekkürler.
12:55
(Applause and cheers)
269
763912
6603
(Alkışlar ve Tezahüratlar)
ABOUT THE SPEAKERS
Paula Stone Williams - Religious leader, counselor, advocatePaula Stone Williams is a pastor, counselor, speaker, LGBTQ ambassador and gender equity advocate.
Why you should listen
The Reverend Dr. Paula Stone Williams knows the truth will set you free, but only after it upends your carefully constructed narrative. Her devotion to authenticity caused her to leave her comfort zone as a nationally known religious leader and follow her heart to transition from Paul to Paula. She lost all of her jobs and most of her friends. Williams also discovered the massive differences between life as a male and as a female in America.
Williams is the pastor of preaching and worship at Left Hand Church in Longmont, Colorado, a pastoral counselor with RLT Pathways and a sought-after speaker to corporations, government agencies, universities and religious institutions on issues of gender equity and LGBTQ advocacy. She has been featured in the New York Times, the Denver Post, New Scientist, Radio New Zealand, Colorado Public Radio and The Huffington Post. Her TEDxMileHigh talk on gender equity has had more than one million views.
Paula Stone Williams | Speaker | TED.com
Jonathan Williams - Religious leader, storyteller
Jonathan Williams likes to tell stories and throw parties, so he started a church that allowed him to do both.
Why you should listen
After teaching fifth grade in West Philadelphia for seven years, Jonathan Williams decided to join the family business and become a pastor like his father. He started a church in Brooklyn, NY, and just three months later faced a religious and personal reckoning when his father announced her transition from male to female. Williams decided that his church would become an advocate for the LGBTQ+ community, forever shifting the landscape in his personal and professional life.
Williams continues to lead Forefront Church in Brooklyn. In January 2019, he released his book, She's My Dad: A Father’s Transition and a Son's Redemption, published by Westminster John Knox Press. Williams has told his story to the New York Times, Huffington Post, Christian Standard Magazine, Faithfully Magazine and Rebel Storytellers.
Jonathan Williams | Speaker | TED.com