TED2018
Robin Steinberg: What if we ended the injustice of bail?
Robin Steinberg: Kefalet adaletsizliğini sona erdirebilsek ne olur?
Filmed:
Readability: 4
2,447,814 views
Amerika Birleşik Devletleri'nde her gece 450.000'den fazla insan yalnızca kefaletlerini ödeyecek paraya sahip olmadıkları için hapishanede tutuluyorlar. Söz konusu bedel 500 dolar civarında: Kimisi için ödemek kolay olsa da kimileri için imkansız. Bunun ciddi insani sonuçları var -- insanlar işlerini, evlerini ve hayatlarını kaybediyorlar, ayrıca yasal sistemde ırkçı eşitsizlikleri öne çıkarıyor. Robin Steinberg'in bunu değiştirecek radikal bir fikri var. Bu etkileyici konuşmasında, kitlesel hapsedilmelerle savaşacak eşi benzeri olmayan bir ulusal döner kefalet fonu olan ''Kefalet Projesi''nin ana hatlarını açıklıyor. Onun bu projesi, TED'in küresel değişimi teşvik eden yeni hareketi olan ''The Audacious Project''in ilk fikirlerinden biri.
Robin Steinberg - Public defender, activist
Robin Steinberg is the CEO of The Bail Project, a new organization designed to combat mass incarceration in the United States by disrupting the money bail system -- one person at a time. As she says: "I hate injustice and simply can't sit still when I see it." Full bio
Robin Steinberg is the CEO of The Bail Project, a new organization designed to combat mass incarceration in the United States by disrupting the money bail system -- one person at a time. As she says: "I hate injustice and simply can't sit still when I see it." Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:12
I will never forget the first time
I visited a client in jail.
I visited a client in jail.
0
766
3158
Bir müvekkili hapishanede ziyaret ettiğim
ilk günü hiç unutmam.
ilk günü hiç unutmam.
00:17
The heavy, metal door slammed behind me,
1
5074
2207
Ağır demir kapı arkamdan kapandı
00:19
and I heard the key turn in the lock.
2
7305
2245
ve anahtarın kilitlenişini duydum.
00:22
The cement floor underneath me
had a sticky film on it
had a sticky film on it
3
10198
3255
Altımda çimentodan zeminde
yapışkan bir film vardı,
yapışkan bir film vardı,
00:25
that made a ripping sound,
4
13477
1542
ayağımı her oynattığımda
00:27
like tape being pulled off a box,
5
15043
2614
kutu üstündeki bantlatı çıkarır gibi
00:29
every time I moved my foot.
6
17681
1659
çıkartma sesi çıkarıyordu.
00:31
The only connection to the outside world
was a small window placed too high to see.
was a small window placed too high to see.
7
19955
4776
Dış dünyayla olan tek bağ
çok yüksekte olan küçük bir pencere.
çok yüksekte olan küçük bir pencere.
00:37
There was a small, square table
bolted to the floor
bolted to the floor
8
25441
3055
Yere monte edilmiş
küçük, kare bir masa,
küçük, kare bir masa,
00:40
and two metal chairs,
9
28520
1452
her iki yanında da
00:41
one on either side.
10
29996
1528
iki metal sandalye var.
00:44
That was the first time
I understood viscerally --
I understood viscerally --
11
32354
3468
Hapsedilmenin duygusal olarak
nasıl bir his olduğunu
nasıl bir his olduğunu
00:47
just for a fleeting moment --
12
35846
2397
bir an için de olsa
00:50
what incarceration might feel like.
13
38267
1968
ilk o zaman anladım.
00:52
And I promised myself all those years ago
as a young, public defender
as a young, public defender
14
40886
4001
Bu bunun nasıl bir his olduğunu
hiç unutmayacağıma dair
hiç unutmayacağıma dair
00:56
that I would never,
ever forget that feeling.
ever forget that feeling.
15
44911
2618
yıllar önce genç bir avukat olarak
kendime söz verdim.
kendime söz verdim.
01:00
And I never have.
16
48277
1382
Hiç unutmadım.
01:02
It inspired me to fight for each
and every one of my clients' freedom
and every one of my clients' freedom
17
50024
3951
Her bir müvekkilimin özgürlüğü için
onları tıpkı yargılanan benmişim gibi
onları tıpkı yargılanan benmişim gibi
01:05
as if it was my own.
18
53999
2132
savunmamda bana ilham verdi.
01:09
Freedom.
19
57142
1326
Özgürlük.
01:10
A concept so fundamental
to the American psyche
to the American psyche
20
58832
3343
Amerikan zihniyeti için
öylesine temel bir konsept ki
öylesine temel bir konsept ki
01:14
that it is enshrined in our constitution.
21
62199
2624
anayasada güvence altına alınmış.
01:17
And yet, America is addicted
to imprisonment.
to imprisonment.
22
65839
4500
Yine de Amerika hapsetme bağımlısı.
01:22
From slavery through mass incarceration,
23
70958
2552
Kölelikten toplu hapislere kadar
01:25
it always has been.
24
73534
1333
bu hep böyle oldu.
01:27
Look, we all know the shocking numbers.
25
75704
2928
Hepimiz dehşet verici rakamları biliyoruz.
01:30
The United States incarcerates
more people per capita
more people per capita
26
78656
2652
ABD, dünyadaki diğer tüm milletlerden
01:33
than almost any nation on the planet.
27
81332
2752
daha fazla insan hapsediyor.
01:36
But what you may not know
is that on any given night in America,
is that on any given night in America,
28
84938
4210
Ancak bilmediğiniz şey şu ki
Amerika'da herhangi bir gece
Amerika'da herhangi bir gece
01:41
almost half a million people go to sleep
in those concrete jail cells
in those concrete jail cells
29
89172
4191
hiçbir suçtan hüküm giymemiş
yarım milyon insan
yarım milyon insan
01:45
who have not been convicted of anything.
30
93387
3450
o taştan duvarlı hapislerde uyuyor.
01:49
These mothers and fathers
and sons and daughters
and sons and daughters
31
97764
3774
Bu anne, baba ve evlatların
orada olmasının
orada olmasının
01:53
are there for one reason
and one reason only:
and one reason only:
32
101562
3695
sadece tek bir sebebi var:
01:57
they cannot afford to pay
the price of their freedom.
the price of their freedom.
33
105281
3147
Özgürlüklerinin bedelini ödeyemiyorlar.
02:01
And that price is called bail.
34
109312
2936
Bu bedele kefalet deniyor.
02:05
Now, bail was actually created
as a form of conditional release.
as a form of conditional release.
35
113208
3822
Kefalet aslında bir çeşit
şartlı tahliye olarak yaratılmıştı.
şartlı tahliye olarak yaratılmıştı.
02:09
The theory was simple:
36
117054
1322
Altında yatan basitti:
02:10
set bail at an amount
that somebody could afford to pay --
that somebody could afford to pay --
37
118400
2715
Ödeyebilecekleri bir kefalet belirlemek --
02:13
they would pay it --
38
121139
1157
bunu ödeyeceklerdi --
02:14
it would give them an incentive
to come back to court;
to come back to court;
39
122320
2524
mahkemeye çıkmak için
bir teşvik olacaktı;
bir teşvik olacaktı;
02:16
it would give them some skin in the game.
40
124868
1968
onlar için oyunda bir iyi niyet olacaktı.
02:18
Bail was never intended
to be used as punishment.
to be used as punishment.
41
126860
3976
Kefalet hiçbir zaman
ceza olarak tasarlanmadı.
ceza olarak tasarlanmadı.
02:22
Bail was never intended
to hold people in jail cells.
to hold people in jail cells.
42
130860
3974
Hiçbir zaman insanları
hapiste tutmak için tasarlanmadı.
hapiste tutmak için tasarlanmadı.
02:26
And bail was never, ever intended
to create a two-tier system of justice:
to create a two-tier system of justice:
43
134858
5972
Hiçbir zaman çifte standartlı
bir adalet sistemi olarak da tasarlanmadı:
bir adalet sistemi olarak da tasarlanmadı:
02:32
one for the rich
and one for everybody else.
and one for everybody else.
44
140854
3227
zenginler için bir tane
ve diğer herkes için bir tane.
ve diğer herkes için bir tane.
02:36
But that is precisely what it has done.
45
144433
2562
Ancak yaptığı şey tam da bu.
02:39
75 percent of people
in American local jails
in American local jails
46
147507
3392
Yerel Amerikan
hapishanelerindeki kişilerin %75'i
hapishanelerindeki kişilerin %75'i
02:42
are there because they cannot pay bail.
47
150923
2303
kefalet ödeyemedikleri için oradalar.
02:46
People like Ramel.
48
154215
1560
Ramel gibi insanlar.
02:48
On a chilly October afternoon,
49
156514
1600
Soğuk bir Ekim günü akşamüstü,
02:50
Ramel was riding his bicycle
in his South Bronx neighborhood
in his South Bronx neighborhood
50
158138
2842
South Bronx mahallesinde bisikletiyle
02:53
on his way to a market
to pick up a quart of milk.
to pick up a quart of milk.
51
161004
2378
marketten bir kutu süt almaya gidiyordu.
02:55
He was stopped by the police.
52
163760
1670
Polis onu durdurdu.
02:57
And when he demanded to know
why he was being stopped,
why he was being stopped,
53
165454
2568
Niçin durdurulduğunu bilmek istedi,
03:00
an argument ensued,
and the next thing he knew,
and the next thing he knew,
54
168046
2326
bir tartışma ateşlendi
ve sonra bir baktı ki
ve sonra bir baktı ki
03:02
he was on the ground in handcuffs,
55
170396
1621
yerde ve elleri kelepçelenmiş,
03:04
being charged with "riding
your bicycle on the sidewalk
your bicycle on the sidewalk
56
172041
2998
''kaldırımda bisiklet sürmek
ve tutuklamaya direnmek''
ve tutuklamaya direnmek''
03:07
and resisting arrest."
57
175063
1272
suçundan yargılanıyordu.
03:08
He was taken to court,
58
176944
1050
Mahkemeye çıkarıldı,
03:10
where a judge set 500 dollars bail.
59
178018
2894
bir hakim 500 dolar kefalet belirledi.
03:12
But Ramel -- he didn't have 500 dollars.
60
180936
3072
Ancak Ramel'in 500 doları yoktu.
03:16
So this 32-year-old father
was sent to "The Boat" --
was sent to "The Boat" --
61
184032
3852
Dolayısıyla 32 yaşındaki bu baba
03:19
a floating jail barge
that sits on the East River
that sits on the East River
62
187908
3704
bir gider tesisi ve balık pazarı arasında
Doğu Gölü'nde yüzen
Doğu Gölü'nde yüzen
03:23
between a sewage plant and a fish market.
63
191636
2671
''The Boat'' adlı hapishaneye gönderildi.
03:27
That's right, you heard me.
64
195241
2222
Evet, doğru duydunuz.
03:29
In New York City, in 2018,
65
197487
2778
New York City'de, 2018 yılında,
03:32
we have a floating prison barge
that sits out there
that sits out there
66
200289
4496
yüzen bir duba hapishanemiz var
03:36
and houses primarily black and brown men
67
204809
3407
ve öncelikli olarak kefalet ödeyemeyen
03:40
who cannot pay their bail.
68
208240
2147
siyahi ve Latin erkekleri tutuyor.
03:43
Let's talk for a moment
69
211590
1645
Birkaç gün için bile olsa
03:45
about what it means to be in jail
even for a few days.
even for a few days.
70
213259
3668
hapishanede olmanın ne demek olduğunu
biraz konuşalım.
biraz konuşalım.
03:49
Well, it can mean losing your job,
71
217368
2977
İşinizi kaybetmeniz anlamına gelebilir,
03:52
losing your home,
72
220369
1333
evinizi kaybetmeniz
03:53
jeopardizing your immigration status.
73
221726
2067
ve göçmenlik statünüzü kaybetmeniz de.
03:56
It may even mean
losing custody of your children.
losing custody of your children.
74
224169
2774
Çocuklarınızın velayetini
bile kaybedebilirsiniz.
bile kaybedebilirsiniz.
03:59
A third of sexual
victimization by jail staff
victimization by jail staff
75
227598
2683
Hapishanedeki
cinsel tacizlerin üçte biri
cinsel tacizlerin üçte biri
04:02
happens in the first three days in jail,
76
230305
2771
hapsedilmeyi takip eden
ilk 3 gün içinde gerçekleşiyor
ilk 3 gün içinde gerçekleşiyor
04:05
and almost half of all jail deaths,
including suicides,
including suicides,
77
233100
4235
ve intihar dâhil, hapishanede gerçekleşen
ölümlerin neredeyse yarısı
ölümlerin neredeyse yarısı
04:09
happen in that first week.
78
237359
1807
o ilk hafta içinde oluyor.
04:11
What's more,
if you're held in jail on bail,
if you're held in jail on bail,
79
239787
3120
Dahası, eğer kefaletle
hapiste tutuluyorsanız
hapiste tutuluyorsanız
04:14
you're four times more likely
to get a jail sentence
to get a jail sentence
80
242931
2611
tutuksuz yargılanmaya kıyasla
hapse mahkum olmanız
hapse mahkum olmanız
04:17
than if you had been free,
81
245566
1610
tam dört kat daha fazla,
04:19
and that jail sentence
will be three times longer.
will be three times longer.
82
247200
2983
üstelik bu hapis cezası
üç kat daha uzun oluyor.
üç kat daha uzun oluyor.
04:23
And if you are black or Latino
and cash bail has been set,
and cash bail has been set,
83
251036
4269
Siyahi veya Latinseniz
ve kefalet belirlendiyse
ve kefalet belirlendiyse
04:27
you are two times more likely
to remain stuck in that jail cell
to remain stuck in that jail cell
84
255329
4211
beyaz birine göre
iki kat daha uzun süre
iki kat daha uzun süre
04:31
than if you were white.
85
259564
1541
hapiste kalmanız muhtemel.
04:34
Jail in America is a terrifying,
dehumanizing and violent experience.
dehumanizing and violent experience.
86
262061
6286
Amerika'da hapis dehşet verici,
insanlık dışı ve şiddet dolu bir tecrübe.
insanlık dışı ve şiddet dolu bir tecrübe.
04:41
Now imagine for just one moment
that it's you stuck in that jail cell,
that it's you stuck in that jail cell,
87
269574
5374
Bir an için o hücrelerde
kendinizi düşünün
kendinizi düşünün
04:46
and you don't have
the 500 dollars to get out.
the 500 dollars to get out.
88
274972
2684
ve kurtulmak için
500 dolarınız olmadığını.
500 dolarınız olmadığını.
04:51
And someone comes along
and offers you a way out.
and offers you a way out.
89
279072
4056
Biri gelip size bir çıkış yolu sunuyor.
04:56
"Just plead guilty," they say.
90
284145
1848
''Suçu kabullen'' diyorlar.
04:58
"You can go home back to your job.
91
286559
2096
''Evine ve işine dönebilirsin.
05:01
Just plead guilty.
92
289182
1430
İşi kabullen yeter.
05:03
You can kiss your kids goodnight tonight."
93
291003
2140
Bu gece çocuklarına kavuşabilirsin.''
05:05
So you do what anybody
would do in that situation.
would do in that situation.
94
293503
3176
O durumda kim olsa yapacağı
şeyi yapıyorsunuz.
şeyi yapıyorsunuz.
05:08
You plead guilty
whether you did it or not.
whether you did it or not.
95
296703
3538
Suçu işlemiş de işlememiş de olsanız
kabulleniyorsunuz.
kabulleniyorsunuz.
05:13
But now you have a criminal record
96
301173
2477
Ancak şimdi bir adli siciliniz var,
05:15
that's going to follow you
for the rest of your life.
for the rest of your life.
97
303674
2737
sizi hayatınız boyunca takip edecek.
05:19
Jailing people because they don't have
enough money to pay bail
enough money to pay bail
98
307660
3112
Kefalet için yeterli parası olmadığı için
insanları hapsetmek
insanları hapsetmek
05:22
is one of the most unfair,
immoral things we do as a society.
immoral things we do as a society.
99
310796
3853
toplumsal olarak yaptığımız
en adaletsiz ve ahlak dışı şeylerden biri.
en adaletsiz ve ahlak dışı şeylerden biri.
05:27
But it is also expensive
and counterproductive.
and counterproductive.
100
315369
3040
Üstelik pahalı ve üretken değil.
05:31
American taxpayers --
101
319264
1495
Amerikalı vergi mükellefleri --
05:32
they spend 14 billion dollars annually
holding people in jail cells
holding people in jail cells
102
320783
4642
hiçbir suçtan hüküm giymemiş
insanları hapiste tutmak için
insanları hapiste tutmak için
05:37
who haven't been convicted of anything.
103
325449
1889
yılda 14 milyar dolar para harcıyorlar.
05:39
That's 40 million dollars a day.
104
327362
2313
Bu günde 40 milyon dolar demek.
05:42
What's perhaps more confounding
is it doesn't make us any safer.
is it doesn't make us any safer.
105
330820
3491
Şaşırtıcı olan şey ise
bunun bizi daha güvenli kılmadığı.
bunun bizi daha güvenli kılmadığı.
05:46
Research is clear
that holding somebody in jail
that holding somebody in jail
106
334915
2502
Araştırma açıkça gösteriyor ki
birini hapiste tutmak
birini hapiste tutmak
05:49
makes you significantly more likely
to commit a crime when you get out
to commit a crime when you get out
107
337441
3973
hayatı boyunca özgür birine kıyasla
sizi çok daha büyük oranda
sizi çok daha büyük oranda
05:53
than if you had been free all along.
108
341438
3658
suç işlemeye itiyor.
05:58
Freedom makes all the difference.
109
346440
3331
Tüm farkı özgürlük yaratıyor.
06:03
Low-income communities
110
351574
1231
Düşük gelirli topluluklar
06:04
and communities of color
have known that for generations.
have known that for generations.
111
352829
3342
ve değişik ırklardan topluluklar
nesillerdir bunu biliyor.
nesillerdir bunu biliyor.
06:08
Together, they have pooled their resources
to buy their loved ones freedom
to buy their loved ones freedom
112
356750
4936
Esaret ve hapishaneler var olduğundan beri
sevdiklerini oralardan kurtarmak için
sevdiklerini oralardan kurtarmak için
06:13
for as long as bondage
and jail cells existed.
and jail cells existed.
113
361710
3520
tüm kaynaklarını seferber ediyorlar.
06:17
But the reach of the criminal legal system
has grown too enormous,
has grown too enormous,
114
365891
3112
Ancak ceza yargı sisteminin alanı
aşırı genişledi
aşırı genişledi
06:21
and the numbers have just too large.
115
369027
2093
ve rakamlar artık çok büyük.
06:23
99 percent of jail growth in America
has been the result --
has been the result --
116
371809
4635
Amerika'daki hapis artışlarının
yüzde 99'u
yüzde 99'u
06:28
over the last 20 years --
117
376468
1866
son 20 yıl içindeki
06:30
of pre-trial incarceration.
118
378358
2015
duruşma öncesi tutuklamalar.
06:34
I have been a public defender
for over half my life,
for over half my life,
119
382467
2676
Hayatımın yarısı boyunca
resmi bir savunma avukatıyım
resmi bir savunma avukatıyım
06:37
and I have stood by and watched
thousands of clients
thousands of clients
120
385167
3666
ve binlerce müvekkilimin
sadece kefalet paraları olmadığı için
sadece kefalet paraları olmadığı için
06:40
as they were dragged into those jail cells
121
388857
2140
o hücrelere sürüklenişini
06:43
because they didn't have
enough money to pay bail.
enough money to pay bail.
122
391021
2352
orada öylece durup izlemek zorunda kaldım.
06:45
I have watched as questions of justice
were subsumed by questions of money,
were subsumed by questions of money,
123
393397
4555
Para mevzularının, adalet mevzularını
içine alışını izledim,
içine alışını izledim,
06:49
calling into question the legitimacy
of the entire American legal system.
of the entire American legal system.
124
397976
4169
bu da tüm Amerikan yargı sisteminin
güvenilirliği hakkında şüphe uyandırıyor.
güvenilirliği hakkında şüphe uyandırıyor.
06:55
I am here to say something simple --
125
403213
3231
Basit bir şey söylemek için buradayım --
06:58
something obvious,
126
406468
1678
bariz
07:00
but something urgent.
127
408170
1589
ama acil bir şey.
07:02
Freedom makes all the difference,
128
410926
3255
Tüm farkı özgürlük yaratıyor
07:06
and freedom should be free.
129
414205
3690
ve özgürlük ücretsiz olmalı.
07:09
(Applause)
130
417919
7000
(Alkışlar)
07:17
But how are we going to make that happen?
131
425919
2238
Peki bunu nasıl mümkün kılacağız?
07:20
Well, that's the question
I was wrestling with over a decade ago
I was wrestling with over a decade ago
132
428181
3001
Kendisi de savunma avukatı olan
eşim David'le birlikte
eşim David'le birlikte
07:23
when I was sitting at a kitchen table
with my husband, David,
with my husband, David,
133
431206
2858
10 yıl önce mutfak masasında otururken
çare aradığım soru
çare aradığım soru
07:26
who is also a public defender.
134
434088
1429
işte tam buydu.
07:27
We were eating our Chinese takeout
and venting about the injustice of it all
and venting about the injustice of it all
135
435541
3665
Çin yemeği yiyor
ve bu adaletsizlik hakkında konuşuyorduk,
ve bu adaletsizlik hakkında konuşuyorduk,
07:31
when David looked up and said,
136
439230
2412
David bana baktı ve şöyle dedi:
07:33
"Why don't we just start a bail fund,
137
441666
1884
''Neden bir kefalet fonu başlatıp
07:35
and just start bailing
our clients out of jail?"
our clients out of jail?"
138
443574
2290
müvekkillerimizi hapisten çıkarmıyoruz?''
07:38
And in that unexpected moment,
139
446836
2460
O beklenmeyen anda,
07:41
the idea for the Bronx
Freedom Fund was born.
Freedom Fund was born.
140
449320
2865
Bronx Freedom Fonu fikri doğdu.
07:45
Look, we didn't know what to expect.
141
453026
2047
Ne beklediğimizi dahi bilmiyorduk.
07:47
There were plenty of people
that told us we were crazy
that told us we were crazy
142
455097
2616
Pek çok insan bize aklımızı kaçırdığımızı
07:49
and we were going
to lose all of the money.
to lose all of the money.
143
457737
2000
ve tüm parayı kaybedeceğimizi söyledi.
07:51
People wouldn't come back
because they didn't have any stake in it.
because they didn't have any stake in it.
144
459761
3143
Bu işte kendi payları olmadığı için
insanlar geri dönmüyorlardı.
insanlar geri dönmüyorlardı.
07:54
But what if clients did come back?
145
462928
2055
Peki ya müvekiller geri gelseydi?
07:57
We knew that bail money comes back
at the end of a criminal case,
at the end of a criminal case,
146
465952
3771
Kefalet parasının bir ceza davası sonunda
geldiğini biliyorduk,
geldiğini biliyorduk,
08:01
so it could come back into the fund,
147
469747
2248
yani fon içine geri gidiyordu
08:04
and we could use it over and over again
for more and more bail.
for more and more bail.
148
472019
4484
ve bunu daha fazla kefalet için
tekrar tekrar kullanabilirdik.
tekrar tekrar kullanabilirdik.
08:08
That was our big bet,
149
476527
1310
İddiamız bu yöndeydi
08:09
and that bet paid off.
150
477861
1904
ve işe yaradı.
08:12
Over the past 10 years,
151
480393
1191
Son 10 yıl içinde,
08:13
we have been paying bails for low-income
residents of New York City,
residents of New York City,
152
481608
3672
New York City'den düşük gelirli
insanların kefaletini ödüyoruz
insanların kefaletini ödüyoruz
08:17
and what we have learned
has exploded our ideas
has exploded our ideas
153
485304
3901
ve bundan öğrendiklerimiz
insanların niçin mahkemeye geri geldiğini
insanların niçin mahkemeye geri geldiğini
08:21
of why people come back to court
154
489229
1814
ve ceza yargılama sisteminin
08:23
and how the criminal
legal system itself is operated.
legal system itself is operated.
155
491067
2688
nasıl işlediğine dair fikirlerimizi
ortaya çıkardı.
ortaya çıkardı.
08:26
Turns out money isn't what makes
people come back to court.
people come back to court.
156
494533
3880
Görünen o ki insanların mahkemeye
geri gelmesini sağlayan para değil.
geri gelmesini sağlayan para değil.
08:30
We know this because when
the Bronx Freedom Fund pays bail,
the Bronx Freedom Fund pays bail,
157
498437
2937
Bunu biliyoruz çünkü Brox Özgürlük Fonu
kefaleti ödediğinde
kefaleti ödediğinde
08:33
96 percent of clients
return for every court appearance,
return for every court appearance,
158
501398
4169
müvekillerin yüzde 99'u
mahkemeye geri dönüyorlar,
mahkemeye geri dönüyorlar,
08:37
laying waste to the myth
that it's money that mattered.
that it's money that mattered.
159
505591
3588
bunun parayla ilgili olduğu
algısını sona erdiriyorlar.
algısını sona erdiriyorlar.
08:41
It's powerful evidence
that we don't need cash
that we don't need cash
160
509876
4215
Paraya, bileğe takılan
08:46
or ankle bracelets
161
514115
1260
izleme cihazlarına
08:47
or unnecessary systems
of surveillance and supervision.
of surveillance and supervision.
162
515399
3435
veya gereksiz izleme sistemlerine
ihtiyacımız olmadığına güçlü bir kanıt.
ihtiyacımız olmadığına güçlü bir kanıt.
08:50
We simply need court reminders --
163
518858
2745
Sadece mahkeme hatırlatmaları yeterli --
08:53
simple court reminders
about when to come back to court.
about when to come back to court.
164
521627
2988
mahkeme tarihini hatırlatan
basit hatırlatma bildirileri.
basit hatırlatma bildirileri.
08:57
Next, we learned that if you're held
in jail on a misdemeanor,
in jail on a misdemeanor,
165
525553
4095
Sonra öğrendiğimiz şey
kusurlu davranış suçundan tutukluysanız
kusurlu davranış suçundan tutukluysanız
09:01
90 percent of people will plead guilty.
166
529672
2311
insanların yüzde 90'ı suçu kabulleniyor.
09:04
But when the fund pays bail,
167
532603
1899
Ancak fon kefaletlerini ödediğinde
09:06
over half the cases are dismissed.
168
534526
2800
davaların yarısından fazlası
savuşturuluyor.
savuşturuluyor.
09:10
And in the entire history
of the Bronx Freedom Fund,
of the Bronx Freedom Fund,
169
538603
3856
Bronx Özgürlük Fonu tarihi boyunca
09:14
fewer than two percent of our clients
have ever received a jail sentence
have ever received a jail sentence
170
542483
4697
müvekillerimizin yüzde 2'sinden daha azı
09:19
of any kind.
171
547204
1315
hapiz cezası aldı.
09:20
(Applause)
172
548543
6976
(Alkışlar)
09:28
Ramel, a week later --
173
556215
2889
Bir hafta sonra Ramel,
09:31
he was still on the boat,
locked in that jail cell.
locked in that jail cell.
174
559128
3329
hâlâ yüzen hapishanede tutukluydu.
09:34
He was on the cusp of losing everything,
175
562481
2485
Her şeyini kaybetmenin pençesindeydi
09:36
and he was about to plead guilty,
176
564990
1943
ve suçu kabullenmek üzereydi,
09:38
and the Bronx Freedom Fund
intervened and paid his bail.
intervened and paid his bail.
177
566957
3198
Bronx Özgürlük Fonu müdahele etti
ve kefaletini ödedi.
ve kefaletini ödedi.
09:42
Now, reunited with his daughter,
178
570179
1937
Şimdi kızıyla birlikte
09:44
he was able to fight
his case from outside.
his case from outside.
179
572140
2808
tutuksuz bir şekilde
davası için savaşabiliyor.
davası için savaşabiliyor.
09:46
Look, it took some time --
180
574972
1303
Elbette zaman aldı --
09:48
two years, to be exact --
181
576299
2064
tam tamına iki yıl --
09:50
but at the end of that,
182
578387
1230
ancak bunun sonunda,
09:51
his case was dismissed in its entirety.
183
579641
2325
davası tamamen düştü.
09:54
For Ramel --
184
582928
1151
Ramel için --
09:56
(Applause)
185
584103
5237
(Alkışlar)
10:01
For Ramel, the Bronx
Freedom Fund was a lifeline,
Freedom Fund was a lifeline,
186
589364
4643
Ramel için Bronx Özgürlük Fonu
bir hayat kurtarıştı
bir hayat kurtarıştı
10:06
but for countless other Americans
locked in jail cells,
locked in jail cells,
187
594031
2801
ama hapishanede tutuklu sayısız
diğer Amerikalı için
diğer Amerikalı için
10:08
there is no freedom fund coming.
188
596856
2068
özgürlük fonu yok.
10:11
It's time to do something about that.
189
599528
2067
Bunun için bir şey yapmanın zamanı geldi.
10:14
It's time to do something big.
190
602173
2331
Büyük bir şey,
10:16
It's time to do something bold.
191
604528
2039
radikal bir şey.
10:19
It's time to do something,
maybe, audacious?
maybe, audacious?
192
607016
3378
Belki de cesur bir şey yapmanın zamanı.
10:22
(Laughter)
193
610418
1227
(Kahkaha)
10:23
We want to take our proven,
revolving bail-fund model
revolving bail-fund model
194
611669
3270
Bronx'ta geliştirdiğimiz,
kanıtlanmış döner kefalet fonu modelini
kanıtlanmış döner kefalet fonu modelini
10:26
that we built in the Bronx
195
614963
1366
Amerika boyunca yayarak
10:28
and spread it across America,
196
616353
1824
hapsedilme başlamadan
10:30
attacking the front end
of the legal system
of the legal system
197
618201
2197
yargı sisteminin başlangıç kısmına
10:32
before incarceration begins.
198
620422
1866
müdahele etmesini istiyoruz.
10:34
(Applause)
199
622312
1978
(Alkışlar)
10:36
(Cheers)
200
624314
3312
(Tezahürat)
10:39
(Applause)
201
627650
6058
(Alkış)
10:45
Here's the plan.
202
633732
1182
Plan hazır.
10:46
(Applause)
203
634938
1052
(Alkışlar)
10:48
We're going to bail out
as many people as we can
as many people as we can
204
636014
2239
Hızlı bir şekilde
mümkün olduğu kadar insanın
mümkün olduğu kadar insanın
10:50
as quickly as we can.
205
638277
1234
kefaletini ödeyeceğiz.
10:51
Over the next five years,
206
639535
1232
Önümüzdeki beş yıl boyunca
10:52
partnering with public defenders
and local community organizations,
and local community organizations,
207
640791
3143
savunma avukatları ve yerel topluluk
organizasyonlarıyla birlikte,
organizasyonlarıyla birlikte,
yüksek oranda yargıya ihtiyaç duyan
40 bölge belirleyeceğiz.
40 bölge belirleyeceğiz.
10:55
we're going to set up 40 sites
in high-need jurisdictions.
in high-need jurisdictions.
208
643958
2750
10:58
The goal is to bail out 160,000 people.
209
646732
3233
Amaç 160.000 insana ulaşmak.
11:02
Our strategy leverages the fact
210
650453
1612
Stratejimiz kefalet bedelinin
11:04
that bail money comes back
at the end of a case.
at the end of a case.
211
652089
2508
dava sonrasında
geri gelmesinden faydalanıyor.
geri gelmesinden faydalanıyor.
11:06
Data from the Bronx
212
654621
1220
Bronx'un verilerine göre
11:07
shows that a dollar can be used
two or three times a year,
two or three times a year,
213
655865
4811
bir dolar yılda 2-3 kez kullanılıyor,
11:12
creating a massive force multiplier.
214
660700
2313
aşırı güçlü bir çoğaltıcı yaratıyor.
11:15
So a dollar donated today can be used
to pay bail for up to 15 people
to pay bail for up to 15 people
215
663516
5150
Yani bugün bağış yapılan bir dolar
önümüzdeki beş yıl boyunca
önümüzdeki beş yıl boyunca
11:20
over the next five years.
216
668690
2009
15 insanın kefaleti için kullanılabilir.
11:23
Our strategy also relies on the experience
and the wisdom and the leadership
and the wisdom and the leadership
217
671483
5069
Stratejimiz ayrıca bu adaletsizliği
bizzat tecrübe etmiş kişilerin
bizzat tecrübe etmiş kişilerin
11:28
of those who have experienced
this injustice firsthand.
this injustice firsthand.
218
676576
3874
deneyim, bilgelik
ve liderliğine dayanıyor.
ve liderliğine dayanıyor.
11:32
(Applause)
219
680474
1849
(Alkışlar)
11:34
Each bail project site will be staffed
by a team of bail disrupters.
by a team of bail disrupters.
220
682347
4031
Her bölge, kefalet karşıtlarından
oluşan bir ekiple donatılacak.
oluşan bir ekiple donatılacak.
11:38
These are passionate, dedicated
advocates from local communities,
advocates from local communities,
221
686903
4001
Bunlar yerel topluluklardan gelen,
çoğu daha önce bizzat hapsedilmiş,
çoğu daha önce bizzat hapsedilmiş,
11:42
many of whom were formerly
incarcerated themselves,
incarcerated themselves,
222
690928
2609
hırslı ve kendini adamış savunucular,
11:45
who will pay bails and support clients
223
693561
2349
müvekkillerin kefaletini ödeyip
destek sağlarken
destek sağlarken
11:47
while their cases are going
through the legal system,
through the legal system,
224
695934
2477
davaları yasal sistemde işlem görecek,
11:50
providing them with whatever
resources and support they may need.
resources and support they may need.
225
698435
3193
ihtiyaç duydukları her alanda
kaynak ve destek sahibi olacaklar.
kaynak ve destek sahibi olacaklar.
11:54
Our first two sites are up and running.
226
702233
2617
İlk iki bölgemiz şu an aktif.
11:56
One in Tulsa, Oklahoma,
227
704874
1753
Biri Tulsa, Oklahoma'da,
11:58
and one in St. Louis, Missouri.
228
706651
1786
diğeri de St. Louis, Missouri'de.
12:01
And Ramel?
229
709120
1150
Peki ya Ramel?
12:02
He's training right now to be a bail
disrupter in Queens County, New York.
disrupter in Queens County, New York.
230
710634
3524
Queens County, New York'ta
kefalet karşıtı olmak için eğitim alıyor.
kefalet karşıtı olmak için eğitim alıyor.
12:06
(Applause)
231
714182
5441
(Alkışlar)
12:11
Our next three sites are ready to launch
232
719647
2326
Açılmak için hazır olan diğer üç bölgemiz
12:13
in Dallas, Detroit
and Louisville, Kentucky.
and Louisville, Kentucky.
233
721997
2980
Dallas, Detroit
ve Louisville, Kentucky'de.
ve Louisville, Kentucky'de.
12:17
The Bail Project will attack
the money bail system
the money bail system
234
725878
2929
Kefalet Projesi
eşi benzeri görülmemiş bir şekilde
eşi benzeri görülmemiş bir şekilde
12:20
on an unprecedented scale.
235
728831
1833
kefalet sistemini hedef alacak.
12:23
We will also listen, collect and elevate
236
731369
4485
Ayrıca müvekkillerimizin hikâyelerini
12:27
and honor the stories of our clients
237
735878
2365
dinleyecek, toplayacak
ve önemini vurgulayacağız,
ve önemini vurgulayacağız,
ki insanların akıl
ve duygularını değiştirebilelim
ve duygularını değiştirebilelim
12:30
so that we can change hearts and minds,
238
738267
2455
12:32
and we will collect
critical, national data
critical, national data
239
740746
3644
ve önemli ulusal veriler toplayacağız,
12:36
that we need so we can chart
a better path forward
a better path forward
240
744414
3640
çünkü daha iyi bir yol haritasına
ihtiyacımız var,
ihtiyacımız var,
12:40
so that we do not recreate this system
of oppression in just another form.
of oppression in just another form.
241
748078
4730
böylece bu baskı sisteminin
başka bir biçim almasının önüne geçelim.
başka bir biçim almasının önüne geçelim.
12:45
The Bail Project,
242
753434
1161
Kefalet Projesi,
12:46
by bailing out 160,000 people
over the next five years,
over the next five years,
243
754619
3609
önümüzdeki beş yıl boyunca
160.000 kişinin de çıkarılmasıyla
160.000 kişinin de çıkarılmasıyla
12:50
will become one of the largest
non-governmental decarcerations
non-governmental decarcerations
244
758252
3438
Amerikan tarihinin en büyük
hükümet dışı hapisten çıkarma
hükümet dışı hapisten çıkarma
12:53
of Americans in history.
245
761714
1653
hareketlerinden biri olacak.
12:55
So look --
246
763900
1151
O yüzden --
12:57
(Applause)
247
765075
2460
(Alkışlar)
12:59
the criminal legal system, as it exists --
248
767559
2580
şu an var olan yasal sistem --
13:02
it needs to be dismantled.
249
770163
1903
bunun yenilenmesi gerek.
13:04
But here's the thing I know
from decades in the system:
from decades in the system:
250
772090
2581
Sistemde geçirdiğim onca yıldan
şunu söyleyebilirim ki
şunu söyleyebilirim ki
13:06
real, systemic change takes time,
251
774695
2715
gerçek, sistematik değişim zaman alıyor
13:09
and it takes a variety of strategies.
252
777434
1802
ve bir dizi değişik strateji gerektiriyor.
13:11
So it's going to take all of us.
253
779260
2156
Bu işin hepimize ihtiyacı var.
13:13
It's going to take
the civil rights litigators,
the civil rights litigators,
254
781440
2253
İnsan hakları savunucuları,
13:15
the community organizers, the academics,
the media, the philanthropists,
the media, the philanthropists,
255
783717
4429
topluluk organizatörleri, akademisyenler,
medya, filantropistler,
medya, filantropistler,
13:20
the students, the singers, the poets,
256
788170
2070
öğrenciler, şarkıcılar, şairler
13:22
and, of course, the voices and efforts
of those who are impacted by this system.
of those who are impacted by this system.
257
790264
4370
ve tabii ki sistemden darbe almış
kişilerin görüş ve emekleri.
kişilerin görüş ve emekleri.
13:27
But here's what I also know:
258
795924
2441
Şunu da biliyorum;
13:30
together, I believe we can end
mass incarceration.
mass incarceration.
259
798389
3377
birlikte bu toplu hapsedilmeyi
sona erdirebiliriz.
sona erdirebiliriz.
13:34
But one last thing:
260
802965
2112
Ancak son bir şey daha;
13:37
those people, sitting in America,
in those jail cells,
in those jail cells,
261
805101
3540
Amerika'da, ülkenin dört bir yanında
13:40
in every corner of the country,
262
808665
2301
hapishane hücrelerinde oturan,
13:42
who are held in jail
on bail bondage, right now --
on bail bondage, right now --
263
810990
3306
kefalet esaretiyle hapis yatan o insanlar
13:46
they need a lifeline today.
264
814320
2164
onların bugün
bir yaşam sanşına ihtiyacı var.
bir yaşam sanşına ihtiyacı var.
13:49
That's where The Bail Project comes in.
265
817322
2026
Bu noktada projemiz devreye giriyor.
13:52
We have a proven model, a plan of action,
266
820077
3325
Kanıtlanmış bir hareket planımız
13:55
and a growing network of bail disrupters
267
823426
2120
ve büyük hayallerle savaşmaya hazır
13:57
who are audacious enough
to dream big and fight hard,
to dream big and fight hard,
268
825570
3820
yeterince cesur kefalet karşıtlarımız var,
14:01
one bail at a time, for as long it takes,
269
829414
2974
ne kadar sürerse,
her seferinde bir kefalet
her seferinde bir kefalet
14:04
until true freedom and equal justice
are a reality in America.
are a reality in America.
270
832412
4750
ta ki gerçek özgürlük ve eşit adalet
Amerika'nın bir gerçeği olana kadar.
Amerika'nın bir gerçeği olana kadar.
14:09
Thank you.
271
837589
1150
Teşekkürler.
14:10
(Applause)
272
838763
7000
(Alkışlar)
ABOUT THE SPEAKER
Robin Steinberg - Public defender, activistRobin Steinberg is the CEO of The Bail Project, a new organization designed to combat mass incarceration in the United States by disrupting the money bail system -- one person at a time. As she says: "I hate injustice and simply can't sit still when I see it."
Why you should listen
Robin Steinberg is the CEO of The Bail Project and a senior fellow at the UCLA Law Criminal Justice Program. As she writes: "When I started my career, all I wanted was to be a great public defender for my clients. I vowed to fight for their rights, dignity and humanity in a system that seemed intent on crushing them, their families and their communities. It was hard work, but I woke up everyday inspired and with a sense of purpose -- even when the unfairness of the system made me cry. I was doing my part in the larger struggle for social justice -- one client at a time. But the need to do more, to rethink the very nature of public defense and challenge the larger systemic issues that fueled the cycle of criminalization and poverty led me to start The Bronx Defenders in 1997. For 20 years, I worked to create a new vision of public defense, extending legal representation and advocacy beyond criminal court with the goal of breaking that cycle. That process led to the founding of several new initiatives, including Still She Rises, a public defender office dedicated exclusively to the representation of women in the criminal justice system, and The Bronx Freedom Fund, a revolving bail fund that used philanthropic dollars to pay bail for clients who couldn’t buy their freedom.
"As it turns out, what I love most is getting people out of jail so they can be home with their families and have a fighting chance in court. My new organization, The Bail Project, will take the lessons we learned in the Bronx and go to dozens of high-need jurisdictions with the goal of paying bail for 160,000 people over the next five years, disrupting the bail system, reducing the human suffering it causes and continuing the fight to decarcerate America."
Robin Steinberg | Speaker | TED.com