TEDGlobal 2012
Robert Neuwirth: The power of the informal economy
Robert Neuwirth: Kayıt dışı ekonominin gücü
Filmed:
Readability: 4.5
871,851 views
Robert Neuwirth spent four years among the chaotic stalls of street markets, talking to pushcart hawkers and gray marketers, to study the remarkable "System D," the world's unlicensed economic network. Responsible for some 1.8 billion jobs, it's an economy of underappreciated power and scope.
Robert Neuwirth - Author
Robert Neuwirth’s writings on the street-level reality of the developing world have opened a new dialogue on development and economics. Full bio
Robert Neuwirth’s writings on the street-level reality of the developing world have opened a new dialogue on development and economics. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:16
In System D, this
0
705
2225
Sistem D'de
00:18
is a store,
1
2930
2047
burası bir dükkan,
00:20
and what I mean by that is that this is a photograph
2
4977
2327
aslında Lagos'un kenar mahallesi olan Makoko'da
00:23
I took in Makoko, shantytown in Lagos, Nigeria.
3
7304
5315
Nijerya'da çektiğim bir fotoğraf.
00:28
It's built over the lagoon, and there are no streets
4
12619
2383
Bir lagunun üzerine kurulu ve burada üzerinde alışveriş yapılan
00:30
where there can be stores to shop,
5
15002
1816
dükkanlar olan caddeler yok,
00:32
and so the store comes to you.
6
16818
1890
çünkü dükkan size geliyor.
00:34
And in the same community,
7
18708
1785
Ve aynı toplulukta
00:36
this is business synergy.
8
20493
1752
bir iş sinerjisi.
00:38
This is the boat that that lady was paddling around in,
9
22245
4106
Bu, biraz önceki fotoğraftaki bayanın kürek çektiği kayık
00:42
and this artisan makes the boat and the paddles
10
26351
2740
ve bu esnaf bu kayıkları ve kürekleri yapıyor
00:44
and sells directly
11
29091
1305
ve bu kayık ve küreklere ihtiyacı olan
00:46
to the people who need the boat and the paddles.
12
30396
2164
insanlara direkt olarak satıyor.
00:48
And this is a global business.
13
32560
2182
Ve bu dünya çapında bir iş.
00:50
Ogandiro smokes fish in Makoko in Lagos,
14
34742
4126
Ogandiro Makoko Lagos'ta balık tütsülüyor.
00:54
and I asked her, "Where does the fish come from?"
15
38868
2961
Ona bu balığın nereden geldiğini sordum.
00:57
And I thought she'd say, "Oh, you know,
16
41829
2726
Onun lagunun üst tarafında bir yerlerden veya
01:00
up the lagoon somewhere, or maybe across Africa,"
17
44555
2901
belki de Afrika'dan gibi bir şeyler söyleyeceğini düşündüm
01:03
but you'll be happy to know she said
18
47456
1431
Fakat duyunca mutlu olacağınızı düşünüyorum, o
01:04
it came from here, it comes from the North Sea.
19
48887
2057
balıkların buradan Kuzey denizinden geldiğini söyledi.
01:06
It's caught here, frozen, shipped down to Lagos,
20
50944
2326
Yakalanıp, donrulup Lagos'a gönderiliyor ve
01:09
smoked, and sold for a tiny increment of profit
21
53270
3087
küçük kar marjları için tütsülenip,
01:12
on the streets of Lagos.
22
56357
1522
Lagos caddelerinde satılıyor.
01:13
And this is a business incubator.
23
57879
1851
Ve bu bir iş geliştirme bölgesi
01:15
This is Olusosun dump, the largest garbage dump in Lagos,
24
59730
3702
Burası Olusosun çöplüğü, Lagostaki en büyük çöplük alanı.
01:19
and 2,000 people work here, and I found this out
25
63432
3071
Burada 2.000 kişi çalışıyor ve ben burayı
01:22
from this fellow, Andrew Saboru.
26
66503
2418
bu adamdan, Andrew Saboru'dan öğrendim.
01:24
Andrew spent 16 years scavenging materials on the dump,
27
68921
4160
Andrew 16 yılını bu çöplükte malzeme ayrıştırarak geçirmiş,
01:28
earned enough money to turn himself into a contract scaler,
28
73081
3228
kendisini bir iş adamı yapmaya yetecek parayı kazanmış,
01:32
which meant he carried a scale and went around and
29
76309
2610
bir tartı almış ve insanların çöplükten topladıkları
01:34
weighed all the materials that people had scavenged
30
78919
2224
malzemelerin tartma işini yapmış.
01:37
from the dump. Now he's a scrap dealer.
31
81143
3023
Şimdi o bir hurda satıcısı.
01:40
That's his little depot behind him,
32
84166
2401
Arkasındaki küçük depo kendisinin,
01:42
and he earns twice the Nigerian minimum wage.
33
86567
4511
ve bir Nijeryalının asgari ücretinin iki katını kazanıyor.
01:46
This is a shopping mall.
34
91078
2262
Burası bir alışveriş merkezi
01:49
This is Oshodi Market in Lagos.
35
93340
2175
Burası Lagos'taki Oshodi Marketi.
01:51
Jorge Luis Borges had a story called "The Aleph,"
36
95515
2346
Jorge Luis Borges'in "The Aleph" isminde bir hikayesi vardır.
01:53
and the Aleph is a point in the world
37
97861
1823
Ve Aleph üzerinde herşeyin
01:55
where absolutely everything exists,
38
99684
2295
bulunduğu bir yerdir.
01:57
and for me, this image is a point in the world
39
101979
2345
ve benim için, bu görüntü kesinlikle herşeyin bulunduğu
02:00
where absolutely everything exists.
40
104324
2464
bir yerdir.
02:02
So, what am I talking about when I talk about System D?
41
106788
2849
Yani Sistem D ile ilgili konuşurken neden bahsediyorum?
02:05
It's traditionally called the informal economy,
42
109637
2299
Bu geleneksel olarak "Kayıt Dışı Ekonomi" olarak bilinir.
02:07
the underground economy, the black market.
43
111936
3628
gizli ekonomi, karaborsa.
02:11
I don't conceive of it that way.
44
115564
2293
Ben bunu bu şekilde düşünmüyorum.
02:13
I think it's really important to understand that something like
45
117857
2757
Bunun tamamen dürüst olduğunun anlaşılmasının
02:16
this is totally open. It's right there for you to find.
46
120614
4480
çok önemli olduğunu düşünüyorum. O orada bulmanız için sizi bekliyor.
02:20
All of this is happening openly, and aboveboard.
47
125094
2727
Buradaki herşey dürüstçe ve yasal olarak gerçekleşiyor.
02:23
There's nothing underground about it.
48
127821
2522
Burada gizli olan hiçbirşey yok.
02:26
It's our prejudgment that it's underground.
49
130343
3382
Bunun gizli olduğu bizim önyargımız.
02:29
I've pirated the term System D from the former French colonies.
50
133725
4505
Sistem D terimini eski Fransız kolonilerinden çaldım.
02:34
There's a word in French that is débrouillardise,
51
138230
3096
Fransızcada kendine güvenen anlamına gelen "débrouillardise"
02:37
that means to be self-reliant,
52
141326
2120
diye bir kelime vardır.
02:39
and the former French colonies have turned that into
53
143446
3363
ve eski Fransız kolonileri kendine güvenen ekonomi
02:42
System D for the economy of self-reliance,
54
146809
2557
veya kendin yap ekonomilerini
02:45
or the DIY economy.
55
149366
3258
Sistem D'ye çevirmişler.
02:48
But governments hate the DIY economy,
56
152624
3129
Fakat hükümetler kendin yap ekonomilerinden nefret ederler.
02:51
and that's why -- I took this picture in 2007,
57
155753
3244
ve bu nedenle bu fotoğrafı 2007 yılında çektim,
02:54
and this is the same market in 2009 --
58
158997
4552
ve bu da aynı marketin 2009'daki hali.
02:59
and I think, when the organizers of this conference
59
163549
2306
Bu konferansın organizatörlerinin
03:01
were talking about radical openness,
60
165855
1427
radikal şefafflıktan kastettiklerinin
03:03
they didn't mean that the streets should be open
61
167282
2556
bu caddelerin açılması
03:05
and the people should be gone.
62
169838
1743
ve insanların gitmeleri olmadığını düşünüyorum.
03:07
I think what we have is a pickle problem.
63
171581
3943
Bu durumun bir turşu problemi olduğunu düşünüyorum.
03:11
I had a friend who worked at a pickle factory,
64
175524
2940
Bir turşu fabrikasında çalışan bir arkadaşım vardı.
03:14
and the cucumbers would come flying down
65
178464
1901
salatalıklar taşıma bandından gelirlerdi
03:16
this conveyer belt, and his job was to pick off the ones
66
180365
4003
ve onun işi güzel görünmeyenleri seçerek
03:20
that didn't look so good and throw them in the bin
67
184368
2349
farklı şekillerde faydalanılabilmesi için
03:22
labeled "relish" where they'd be crushed and mixed
68
186717
1906
üzerinde "çeşni" diye etiketlenmiş olan
03:24
with vinegar and used for other kinds of profit.
69
188623
3326
kutuya ezilerek sirke ile karıştırılması için atmaktı.
03:27
This is the pickle economy.
70
191949
2311
Bu turşu ekonomisidir.
03:30
We're all focusing on — this is a statistic from
71
194260
2505
Biz hepimiz --bu bu ayın başlarında
03:32
earlier this month in the Financial Times —
72
196765
2579
Financial Times dan alınan bir istatistiktir--
03:35
we're all focusing on the luxury economy.
73
199344
3543
biz hepimiz lüks ekonomisine odaklanmış durumdayız.
03:38
It's worth 1.5 trillion dollars every year, and that's
74
202887
2743
Bunun değeri yıllık 1,5 trilyon dolar ve
03:41
a vast amount of money, right?
75
205630
1744
bu çok miktarda para, değil mi?
03:43
That's three times the Gross Domestic Product of Switzerland.
76
207374
3248
Bu İsviçre'nin gayrı safi yurtiçi hasılasının 3 katıdır.
03:46
So it's vast. But it should come with an asterisk,
77
210622
4798
Dolayısıyla çok büyük. Fakat bu bir yıldız işereti (*) ile beraber gelmeli
03:51
and the asterisk is that it excludes two thirds of the workers
78
215420
4193
ve yıldız işareti bunun dünyadaki çalışanların üçte ikisini
03:55
of the world.
79
219613
1053
dahil etmez.
03:56
1.8 billion people around the world work
80
220666
3389
Dünyada 1,8 milyar kişi bu düzensiz ve
03:59
in the economy that is unregulated and informal.
81
224055
5536
resmi olmayan ekonomi içinde çalışır.
04:05
That's a huge number, and what does that mean?
82
229591
3280
Bu çok büyük bir rakam ve ne anlama geliyor?
04:08
Well, it means if it were united in a single political system,
83
232871
4753
Eğer birleşmiş tekil bir politik sistem,
04:13
one country, call it
84
237624
4255
bir ülke olsaydı
04:17
"The United Street Sellers Republic," the U.S.S.R.,
85
241879
3001
"Birleşmiş Sokak Satıcıları Cumhuriyeti, U.S.S.R."
04:20
or "Bazaaristan,"
86
244880
1833
"Bazaaristan"
04:22
it would be worth 10 trillion dollars every year,
87
246713
4276
değeri yıllık 10 trilyon dolar olurdu ve
04:26
and that would make it the second largest economy
88
250989
2056
Birleşik Devlatlerden sonraki dünyanın
04:28
in the world, after the United States.
89
253045
2481
ikinci büyük ekonomisi olurdu.
04:31
And given that projections are that the bulk
90
255526
2840
Bilinen projeksiyonlara göre
04:34
of economic growth over the next 15 years will come
91
258366
3665
Ekonomik büyüme hacmi önümüzdeki 15 yıl için
04:37
from emerging economies in the developing world,
92
262031
3372
gelişen dünyanın gelişmekte olan ekonomilerinden gelecek.
04:41
it could easily overtake the United States
93
265403
2131
Birleşik Devletleri kolayca yakalayıp geçecek
04:43
and become the largest economy in the world.
94
267534
3366
ve dünyanın en büyük ekonomisi olacak.
04:46
So the implications of that are vast, because it means
95
270900
3535
Bunu ifade ettikleri çok büyük, çünkü bu
04:50
that this is where employment is — 1.8 billion people —
96
274435
3523
istihdamın nerede olduğunu --1,8 milyar insan--
04:53
and this is where we can create a more egalitarian world,
97
277958
4622
ve bizim insanların gerçekten para kazanabilecekleri, yaşayacakları ve gelişecekleri
04:58
because people are actually able to earn money and live
98
282580
3971
daha eşitlikçi bir dünyayı nasıl yaratabileceğimizi ifade eder.
05:02
and thrive, as Andrew Saboru did.
99
286551
2995
Andrew Saboru'nun yaptığı gibi
05:05
Big businesses have recognized this,
100
289546
2161
Büyük ekonomiler bunu farkettiler,
05:07
and what's fascinating about this slide,
101
291707
1979
bu slayt ile ilgili etkileyici olan şey
05:09
it's not that the guys can carry boxes on their heads
102
293686
2258
bu adamların kutuları başlarının üzerinde taşımaları
05:11
and run around without dropping them off.
103
295944
2515
düşürmemeleri değil.
05:14
it's that the Gala sausage roll is a product that's made
104
298459
3095
Gala sosisli böreği dünya çapında bir şirket olan
05:17
by a global company called UAC foods
105
301554
2710
UCA Foods tarafından üretilmektedir,
05:20
that's active throughout Africa and the Middle East,
106
304264
2567
bu şirket Afrika ve Orta Doğu'da aktiftir,
05:22
but the Gala sausage roll is not sold in stores.
107
306831
3689
fakat Gala sosisli böreği dükkanlarda satılmaz.
05:26
UAC foods has recognized that it won't sell if it's in stores.
108
310520
3337
UAC Food bunun dükkanlarda olursa satılmayacağını fark etti
05:29
It's only sold by a phalanx of street hawkers
109
313857
4105
Sadece Lagos'un sokaklarında koşuşturan organize olmuş
05:33
who run around the streets of Lagos at bus stations
110
317962
2813
sokak satıcıları tarafından otobüs duraklarında
05:36
and in traffic jams and sell it as a snack,
111
320775
4473
ve trafik sıkışıklıklarında aperatif olarak satılır,
05:41
and it's been sold that way for 40 years.
112
325248
3022
ve 40 yıldır bu yolla satılıyor.
05:44
It's a business plan for a corporation.
113
328270
2170
Bu şirket için bir iş planıdır.
05:46
And it's not just in Africa.
114
330440
2493
Sadece Afrika'da değil.
05:48
Here's Mr. Clean looking amorously at all the other
115
332933
3113
Burada MR. Clean diğer Procter and Gamble
05:51
Procter & Gamble products,
116
336046
1920
ürünlerine tutkuyla bakıyor,
05:53
and Procter & Gamble, you know,
117
337966
2448
ve istatistikler her zaman
05:56
the statistic always cited is that Wal-Mart
118
340414
2577
Wal-Mart'ı kendilerinin büyük müşterisi
05:58
is their largest customer, and it's true, as one store,
119
342991
4841
olarak gösterir ve bu doğrudur, bir mağaza olarak
06:03
Wal-Mart buys 15 percent, thus 15 percent
120
347847
3187
Wal-Mart yüzde 15'ini satın alır. Böylece
06:06
of Procter & Gamble's business is with Wal-Mart,
121
351034
3100
Procter and Gamble'ın ticaretinin yüzde 15'i Wal-Mart'ladır.
06:10
but their largest market segment is something that they call
122
354134
3561
fakat onların en büyük pazar dilimi kendilerinin
06:13
"high frequency stores," which is all these tiny kiosks
123
357695
2920
"yüksek sıklıklı mağazalar" olarak adlandırdıkları küçük büfeler,
06:16
and the lady in the canoe and all these other businesses
124
360615
3311
kanodaki bayan ve Sistem D'yi oluşturan bütün
06:19
that exist in System D, the informal economy,
125
363926
5347
ticaret şekilleridir, resmi olmayan ekonomi,
06:25
and Procter & Gamble makes 20 percent of its money
126
369273
3398
Procter and Gamble parasının yüzde 2o'sini
06:28
from that market segment,
127
372671
2049
bu pazar diliminden kazanır
06:30
and it's the only market segment that's growing.
128
374720
3436
ve bu büyümekte olan tek pazar dilimidir.
06:34
So Procter & Gamble says, "We don't care whether a store
129
378156
3108
Procter and Gamble "Biz bir mağazanın
06:37
is incorporated or registered or anything like that.
130
381264
2894
tüzel, kayıtlı veya bu tür bir şey olmasını önemsemiyoruz.
06:40
We want our products in that store."
131
384158
3833
Biz ürünlerimizi bu mağazada istiyoruz." diyor.
06:43
And then there's mobile phones.
132
387991
2172
Sırada cep telefonları var.
06:46
This is an ad for MTN,
133
390163
1840
Bu MTN firmasının reklamı,
06:47
which is a South African multinational
134
392003
2642
Afrika'nın çok uluslu
06:50
active in about 25 countries,
135
394645
2749
25 civarında ülkede aktif olan firması.
06:53
and when they came into Nigeria —
136
397394
1561
Nijerya'ya geldikleri zaman
06:54
Nigeria is the big dog in Africa.
137
398955
1957
ki Nijerya Afrika'nın büyük balığıdır.
06:56
One in seven Africans is a Nigerian,
138
400912
2324
Afrikalıların yedide biri Nijeryalıdır,
06:59
and so everyone wants in to the mobile phone market
139
403236
2702
bu nedenle herkes Nijerya'daki cep telefonu pazarına girmek ister.
07:01
in Nigeria. And when MTN came in, they wanted
140
405938
2034
MTN firması geldiği zaman
07:03
to sell the mobile service like I get in the United States
141
407972
2960
mobil hizmeti, benim Birleşik Devletlerde aldığım
07:06
or like people get here in the U.K. or in Europe --
142
410932
3774
veya insanların İngiltere'de veya Avrupa'da aldıkları gibi satmak istediler.
07:10
expensive monthly plans, you get a phone,
143
414706
3889
pahalı aylık tarife ücretleri, telefonu alıyorsun,
07:14
you pay overages,
144
418595
2000
fazlalıkları ödüyorsun
07:16
you're killed with fees --
145
420595
2128
ücretler tarafından öldürülüyorsun
07:18
and their plan crashed and burned.
146
422723
1804
ve bu planları çöktü ve yokoldu.
07:20
And they went back to the drawing board, and they retooled,
147
424527
2040
Çizim tahtasının başına gittiler ve yenilendiler
07:22
and they came up with another plan:
148
426567
1504
farklı bir planla geldiler:
07:23
We don't sell you the phone,
149
428071
2186
Biz size telefon satmıyoruz,
07:26
we don't sell you the monthly plan.
150
430257
1830
biz size aylık tarifeler satmıyoruz.
07:27
We only sell you airtime.
151
432087
3136
Biz sadece kontür satıyoruz.
07:31
And where's the airtime sold?
152
435223
1913
Kontür nerede satılıyor.
07:33
It's sold at umbrella stands all over the streets,
153
437136
4093
Cadde üzerindeki şemsiyeliklerde satılıyor,
07:37
where people are unregistered, unlicensed,
154
441229
3724
İnsanların kayıtsız ve ruhsatsız oldukları yerlerde,
07:40
but MTN makes most of its profits,
155
444953
2705
fakat MTN karının büyük kısmını yapıyor,
07:43
perhaps 90 percent of its profits,
156
447658
2687
belki de karının yüzde 90'ını
07:46
from selling through System D, the informal economy.
157
450345
4662
resmi olmayan, kayıtdışı Sistem D satışlarından elde ediyor.
07:50
And where do the phones come from?
158
455007
1836
Telefonlar nereden geliyor?
07:52
Well, they come from here. This is in Guangzhou, China,
159
456843
2874
Buradan geliyor. Burası Guangzhou, Çin,
07:55
and if you go upstairs in this rather sleepy looking
160
459717
3436
ve eğer bu uyuşuk görünüşlü elektronik
07:59
electronics mall, you find the Guangzhou Dashatou
161
463153
4626
alışveriş merkezinden yukarı çıkarsanız, Guangzhou Dashatou
08:03
second-hand trade center,
162
467779
2873
İkinci el alım satım merkezini bulursunuz.
08:06
and if you go in there, you follow the guys with the muscles
163
470652
3184
ve eğer oraya giderseniz, kutuları taşıyan kaslı adamları
08:09
who are carrying the boxes, and where are they going?
164
473836
2662
takip edin, nereye gidiyorlar?
08:12
They're going to Eddy in Lagos.
165
476498
2817
Lagos'taki Eddy'ye gidiyorlar.
08:15
Now, most of the phones there are not second-hand at all.
166
479315
2704
Oradaki birçok telefon sadece ikinci el değil.
08:17
The name is a misnomer.
167
482019
1307
İsmi bir isim hatası
08:19
Most of them are pirated. They have the name brand
168
483326
2908
Çoğu korsan. Üzerlerinde marka isimleri var
08:22
on them, but they're not manufactured by the name brand.
169
486234
3081
fakat üzerinde ismi yazan markalar tarafından üretilmemişler.
08:25
Now, are there downsides to that?
170
489315
2656
Bunun dezavantajları var mı?
08:27
Well, I guess. You know, China has no —
171
491971
3248
Tahmin ediyorum. Bilirsiniz, Çin'e
08:31
(Laughter) — no intellectual property, right?
172
495219
3292
fikri mülkiyet yok, değil mi?
08:34
Versace without the vowels.
173
498511
1901
Sesli harfsiz Versace.
08:36
Zhuomani instead of Armani.
174
500412
2062
Armani yerine Zhuomani.
08:38
S. Guuuci, and -- (Laughter) (Applause)
175
502474
5007
Guuuci, ve -- (Kahkahalar) (Alkış)
08:43
All around the world this is how products
176
507481
3129
Bu bütün dünyaya bu ürünlerin nasıl
08:46
are being distributed, so, for instance,
177
510610
2520
yayıldığıdır, örneğin,
08:49
in one street market on Rua 25 de Março
178
513130
3159
Rua 25 de Marco'daki bir sokak pazarı
08:52
in São Paulo, Brazil,
179
516289
1969
Sao Paulo Brezilya'da
08:54
you can buy fake designer glasses.
180
518258
3296
taklit tasarımcı gözlükleri alabilirsiniz.
08:57
You can buy cloned cologne.
181
521554
2063
Klonlanmış kolonyalar alabilirsiniz.
08:59
You can buy pirated DVDs, of course.
182
523617
2775
Tabii ki korsan DVD'ler alabilirsiniz.
09:02
You can buy New York Yankees caps
183
526392
2857
New York Yankileri şapkalarının
09:05
in all sorts of unauthorized patterns.
184
529249
3206
bütün yetki alınmamış motiflerini alabilirsiniz.
09:08
You can buy cuecas baratas, designer underwear
185
532455
3089
Ucuz iç çamaşırları alabilirsiniz, tasarımcısı tarafından
09:11
that isn't really manufactured by a designer,
186
535544
2297
üretilmemiş tasarım çamaşırlar.
09:13
and even pirated evangelical mixtapes. (Laughter)
187
537841
4374
hatta korsan kayıt incili anlatan kasetler bile.
09:18
Now, businesses tend to complain about this,
188
542215
2754
İşletmeler bundan şikayet etme eğilimindeler,
09:20
and their, they, I don't want to take away from their
189
544969
3539
bu konudan şikayet etmeleri ile ilgili tamamının geçerliğine
09:24
entire validity of complaining about it,
190
548508
2038
gölge düşürmek istemiyorum,
09:26
but I did ask a major sneaker manufacturer earlier this year
191
550546
4498
fakat bu senenin başlarında büyük bir spor ayakkabı üreticisine
09:30
what they thought about piracy,
192
555044
2897
taklit ürünler ile ilgili ne düşündüklerini sordum.
09:33
and they told me, "Well, you can't quote me on this,
193
557941
1347
bana dediler ki, "Bunu benden duyduğunu kimseye söyleme
09:35
because if you quote me on this, I have to kill you,"
194
559288
2100
çünkü eğer ismim geçerse, seni öldürmek zorunda kalırım."
09:37
but they use piracy as market research.
195
561388
5704
fakat onlar taklit ürünleri pazar araştırmasında kullanıyorlardı.
09:42
The sneaker manufacturer told me that if
196
567092
3224
Spor ayakkabı üreticisi bana eğer
09:46
they find that Pumas are being pirated, or Adidas
197
570316
3687
Puma'nın veya Adidas'ın taklit edildiğini
09:49
are being pirated and their sneakers aren't being pirated,
198
574003
3286
ve kendilerininkinin taklit edilmediğini tespit ederlerse
09:53
they know they've done something wrong. (Laughter)
199
577289
2885
birşeyleri yanlış yaptıklarını öğrendiklerini söyledi.
09:56
So it's very important to them to track piracy
200
580174
3077
Bu nedenden dolayı taklit ürünleri ve bu taklit ürünleri alan insanların
09:59
exactly because of this, and the people who are buying,
201
583251
2364
kendi müşterileri olmayacaklarını bildikleri halde
10:01
the pirates, are not their customers anyway,
202
585615
2120
takip etmenin kendileri için çok önemli olduğunu söylediler.
10:03
because their customers want the real deal.
203
587735
2732
Çünkü kendi müşterileri gerçek anlaşma isterler.
10:06
Now, there's another problem.
204
590467
1493
Başka bir problem.
10:07
This is a real street sign in Lagos, Nigeria.
205
591960
3332
Bu Nijerya Lagos'taki gerçek bir sokak tabelası
10:11
All of System D really doesn't pay taxes, right?
206
595292
3064
Bütün Sistem D gerçekten vergilerini ödemiyor değil mi?
10:14
And when I think about that, first of all I think that
207
598356
1805
Ne zaman bunu düşünsem, ilk düşündüğüm
10:16
government is a social contract between the people and
208
600161
3714
hükümetin insanlar ve hükümet arasında sosyal bir anlaşma olduğudur,
10:19
the government, and if the government isn't transparent,
209
603875
2516
ve eğer hükümet şeffaf değilse,
10:22
then the people aren't going to be transparent either,
210
606391
2221
insanlar da şeffaf olmayacaklardır,
10:24
but also that we're blaming the little guy
211
608612
3048
fakat aynı zamanda vergilerini ödemeyen
10:27
who doesn't pay his taxes, and we're not recognizing
212
611660
1937
küçük çocuğu ayıplıyoruz, ve bütün dünyadaki
10:29
that everyone's fudging things all over the world,
213
613597
2773
bazı çok itibarlı işletmeleri kapsayan
10:32
including some extremely respected businesses,
214
616370
4033
hileleri farketmiyoruz.
10:36
and I'll give you one example.
215
620403
1140
size bir örnek vereyim.
10:37
There was one company that paid 4,000 bribes
216
621543
4151
Bu milenyumun ilk 10 yılında 4.000 adet rüşvet veren
10:41
in the first decade of this millennium, and
217
625694
2398
bir şirket vardı,
10:43
a million dollars in bribes every business day, right?
218
628092
4901
her iş gününe milyon dolarlık rüşvetler.
10:48
All over the world. And that company
219
632993
2295
Bütün dünyada. Ve bu şirket
10:51
was the big German electronics giant Siemens.
220
635288
2906
büyük Alman elektronik devi Siemens.
10:54
So this goes on in the formal economy
221
638194
3878
yani bu kayıtlı ekonomide de
10:57
as well as the informal economy,
222
642072
2198
kayıt dışı ekonomideki gibi yürüyor.
11:00
so it's wrong of us to blame — and I'm not singling out
223
644270
2130
ayıplamak bizim hatamız. Sadece Siemens yapıyor demiyorum,
11:02
Siemens, I'm saying everyone does it. Okay?
224
646400
3719
Herkes bunu yapıyor.
11:06
I just want to end by saying that if Adam Smith
225
650119
3449
Adam Smith'in serbest pazar yerine bit pazarı ile ilgili
11:09
had framed out a theory of the flea market
226
653568
2840
bir teori ortaya koyması durumunda
11:12
instead of the free market, what would be some
227
656408
3311
prensipleri toplamının ne olacağını söyleyerek
11:15
of the principles?
228
659719
2009
bitirmek istiyorum.
11:17
First, it would be to understand that it could be
229
661728
3760
Birincisi, Bir kooperatif olarak nitelendirilebileceğinin
11:21
considered a cooperative, and this is a thought
230
665488
2191
anlaşılmasıdır ve bu Brezilyalı hukuk bilimci
11:23
from the Brazilian legal scholar Roberto Mangabeira Unger.
231
667679
4585
Roberto Mangabeira Unger'in düşüncesidir.
11:28
Cooperative development is a way forward.
232
672264
2593
Kooperatif gelişme ileriye yönelik bir yoldur.
11:30
Secondly, from the [Austrian] anarchist philosopher Paul Feyerabend,
233
674857
4678
İkincisi, Avusturyalı anarşist filozof Paul Feyerabend'den,
11:35
facts are relative, and what is a massive right
234
679535
4288
olaylar görecelidir ve kendine güvenen bir
11:39
of self-reliance to a Nigerian businessperson
235
683823
2985
Nijeryalı iş adamının doğruları
11:42
is considered unauthorized and horrible to other people,
236
686808
4011
diğer insanlar tarafından yetkisiz ve korkutucu olarak algılanabilir.
11:46
and we have to recognize that there are differences
237
690819
2017
insanların nesneleri ve olayları tanımlamaları arasında
11:48
in how people define things and what their facts are.
238
692836
2057
farklılıklar olduğunu kabul etmeliyiz.
11:50
And third is, and I'm taking this from
239
694893
3100
Ve üçüncüsü, bunu Amerikalı büyük, asi şair
11:53
the great American beat poet Allen Ginsberg,
240
697993
3280
Allen Ginsberg'den alıyorum,
11:57
that alternate economies barter and
241
701273
3152
Alternatif ekonomik ürün değişimleri
12:00
different kinds of currency, alternate currencies
242
704425
2751
değişik çeşitlerde para birimleri, yardımcı para birimleri de
12:03
are also very important, and he talked about
243
707176
2842
çok önemlidir ve o ihtiyacı olan şeyleri
12:05
buying what he needed just with his good looks.
244
710018
2991
sadece iyi görünüşü ile satın aldığından bahseder.
12:08
And so I just want to leave you there, and say that
245
713009
3631
Ve ben sizi orada bırakmak istiyorum,
12:12
this economy is a tremendous force for global development
246
716640
4216
bu ekonominin küresel gelişim için muazzam bir güç olduğunu,
12:16
and we need to think about it that way.
247
720856
1967
ve bunu bu şekilde düşünmemiz gerektiğini söylüyorum.
12:18
Thank you very much. (Applause)
248
722823
3016
Çok teşekkür ederim. (Alkışlar)
12:21
(Applause)
249
725839
3125
(Alkışlar)
ABOUT THE SPEAKER
Robert Neuwirth - AuthorRobert Neuwirth’s writings on the street-level reality of the developing world have opened a new dialogue on development and economics.
Why you should listen
For too many people in the world, Robert Neuwirth suggests, the world's globalized economic system has turned out to be a capitalism of decay. Only by embracing true sharing strategies, he argues, can people develop an equitable vision of the future.
Neuwirth is the author of two previous books: Stealth of Nations (2011), on the global growth of the street markets and cross-border smuggling, and Shadow Cities (2005), on the power of squatter communities and shantytowns. His work has appeared in documentary films, on radio and television, and in many publications. In addition to writing, he has taught at Rikers Island, New York City’s jail, and at Columbia University’s Graduate School of Journalism.
Robert Neuwirth | Speaker | TED.com