TEDxThessaloniki
Edi Rama: Take back your city with paint
Edi Rama: Şehrinizi boya ile geri alın
Filmed:
Readability: 3.8
641,447 views
Şehri güzelleştirin, yolsuzluğu engelleyin. Edi Rama, Tirana'nın (Arnavutluk) belediye başkanı olarak aldatıcı derecede kolay bir yol izledi: kamu yerlerinde renk kullanarak vatandaşlarının ülkelerine olan gururunu telkin etti.
İnsanları ön plana alan projelerle Rama, hem suç oranını düşürdü hem de vatandaşlarına liderlerine güvenebileceklerini gösterdi. (TEDxSelanik'te kaydedilmiştir.)
Edi Rama - Politician
From 2000 to 2011 Edi Rama was the mayor of Tirana, where he implemented a series of reforms to take back the city for the people. Full bio
From 2000 to 2011 Edi Rama was the mayor of Tirana, where he implemented a series of reforms to take back the city for the people. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:16
In my previous life, I was an artist.
0
1007
3487
Bir önceki hayatımda sanatçıydım.
00:20
I still paint. I love art.
1
4494
2473
Hala resim yapıyorum. Sanatı seviyorum.
00:22
I love the joy that color can give to our lives
2
6967
5599
Renklerin hayatımıza ve topluma
00:28
and to our communities,
3
12566
2648
getirdiği neşeyi seviyorum
00:31
and I try to bring something of the artist in me
4
15214
5279
ve içimdeki sanatçıdan bir parçayı
00:36
in my politics,
5
20493
2121
politikama da taşımaya çalışıyorum
00:38
and I see
6
22614
3928
ve görüyorum ki
00:42
part of my job today, the reason for being here,
7
26542
5184
günümüzde işimin parçası, burada olma nedenim,
00:47
not just to campaign for my party,
8
31726
4927
sadece partim için kampanya yapmak değil,
00:52
but for politics, and the role it can play
9
36653
4705
politika için ve onun hayatımızı iyileştirebilmede
00:57
for the better in our lives.
10
41358
3816
oynayabileceği rol için.
01:01
For 11 years, I was mayor of Tirana, our capital.
11
45174
5872
11 sene başkentimiz Tirana'nın belediye başkanıydım.
01:06
We faced many challenges.
12
51046
2692
Bir sürü sorunla karşılaştık
01:09
Art was part of the answer,
13
53738
2484
Sanat çözümün bir parçasıydı
01:12
and my name, in the very beginning,
14
56222
2618
ve ismim başlangıçta
01:14
was linked with two things:
15
58840
2415
iki hususla anılıyordu:
01:17
demolition of illegal constructions
16
61255
4093
kamu alanlarını geri alabilmek için
01:21
in order to get public space back,
17
65348
4080
yasa dışı binaların yıkılması ve
01:25
and use of colors in order to revive the hope
18
69428
3678
şehrimde kaybolmuş olan umudu
01:29
that had been lost in my city.
19
73106
3319
geri getirebilmek için renklerin kullanılması.
01:32
But this use of colors was not just an artistic act.
20
76425
5861
Ama renklerin kullanımı sadece bir sanat icraatı değildi.
01:38
Rather, it was a form of political action
21
82286
4116
Daha ziyade, bir çeşit politik aksiyondu
01:42
in a context when the city budget I had available
22
86402
5102
seçildiğim sırada kullanılabilir şehir bütçesinin
01:47
after being elected amounted to zero comma something.
23
91504
6707
sıfır virgül birşeyler olduğu bir çevrede bir aksiyon.
01:54
When we painted the first building,
24
98211
2991
İlk binayı sıkıcı kasvetli bir griden
01:57
by splashing a radiant orange on the somber gray
25
101202
4552
parlak bir turuncuya
02:01
of a facade,
26
105754
2264
boyadığımızda
02:03
something unimaginable happened.
27
108018
4224
beklemediğimiz birşey oldu.
02:08
There was a traffic jam
28
112242
2070
Trafik tıkandı
02:10
and a crowd of people gathered
29
114312
3005
ve bir grup insan
02:13
as if it were the location of some spectacular accident,
30
117317
4918
inanılmaz bir kaza yeriymiş gibi toplandı,
02:18
or the sudden sighting of a visiting pop star.
31
122235
4719
ya da bir pop yıldızı görmüşler gibi.
02:22
The French E.U. official in charge of the funding
32
126954
4802
Finansmanı yöneten AB görevlisi
02:27
rushed to block the painting.
33
131756
3094
boyanmış olan binaya aceleyle geldi.
02:30
He screeched that he would block the financing.
34
134850
4746
Fonu keseceğine dair feryatlar etti.
02:35
"But why?" I asked him.
35
139596
3630
"Ama neden?" diye sordum.
02:39
"Because the colors you have ordered
36
143226
2792
"Çünkü seçtiğiniz bu renkler
02:41
do not meet European standards," he replied.
37
146018
4712
Avrupa standarlarına uymuyor." dedi.
02:46
"Well," I told him,
38
150730
2929
Ben de dedim ki
02:49
"the surroundings do not meet European standards,
39
153659
3188
"Bizim istediğimiz bu olmasa da
02:52
even though this is not what we want,
40
156847
5295
çevre Avrupa standartlarına uymuyor,
02:58
but we will choose the colors ourselves,
41
162142
3171
ama renkleri kendimiz seçeceğiz
03:01
because this is exactly what we want.
42
165313
3670
çünkü bizim istediğimiz tam olarak da bu.
03:04
And if you do not let us continue with our work,
43
168983
3883
Ve eğer işimizi yapmamıza engel olursanız
03:08
I will hold a press conference here,
44
172866
2674
tam burada, bu yolda
03:11
right now, right in this road,
45
175540
3276
bir basın toplantısı düzenleyeceğim
03:14
and we will tell people that you look to me
46
178816
3250
ve insanlara sizin bana sosyalist dönemdeki
03:17
just like the censors of the socialist realism era."
47
182066
5874
sansürcülerin baktığı gibi baktığınızı söyleyeceğim."
03:23
Then he was kind of troubled,
48
187940
2655
Sonra biraz tedirgin göründü
03:26
and asked me for a compromise.
49
190595
2592
ve beni uzlaşmaya çağırdı.
03:29
But I told him no, I'm sorry,
50
193187
2320
Ama ben ona üzgün olduğumu ama
03:31
compromise in colors is gray,
51
195507
4502
uzlaşmanın renkte gri olduğunu
03:35
and we have enough gray to last us a lifetime.
52
200009
5088
ve bize bir ömür yetecek kadar gri gördüğümüzü söyledim.
03:40
(Applause)
53
205097
1217
(Alkışlar)
03:42
So it's time for change.
54
206314
5119
Zaman değişim zamanı.
03:47
The rehabilitation of public spaces
55
211433
2170
Kamu alanlarının rehabilitasyonu
03:49
revived the feeling of belonging
56
213603
2734
insanların kaybettikleri bir şehre
03:52
to a city that people lost.
57
216337
4869
ait olma hissini tekrar uyandırdı.
03:57
The pride of people about their own place of living,
58
221206
6440
Insanların yaşadıkları yere olan gururu ve
04:03
and there were feelings that had been buried
59
227646
3419
yıllardır herkesin gömülü tuttuğu,
04:06
deep for years under the fury of the illegal,
60
231065
4655
kamu alanlarından fışkıran yasadışı ve ilkel binalara
04:11
barbaric constructions that sprang up in the public space.
61
235720
5474
olan öfkenin altında saklı olan duygular.
04:17
And when colors came out everywhere,
62
241194
3044
Ve her yerde renkler belirdiğinde
04:20
a mood of change started transforming the spirit of people.
63
244238
4488
insanların duygularında bir değişiklik oldu.
04:24
Big noise raised up: "What is this? What is happening?
64
248726
2947
"Bu da ne? Ne oluyor?
04:27
What are colors doing to us?"
65
251673
1961
Renkler bize ne yapıyor?"
04:29
And we made a poll,
66
253634
1055
Ve bir anket yaptık,
04:30
the most fascinating poll I've seen in my life.
67
254689
2402
hayatımda gördüğüm en büyüleyici anket.
04:32
We asked people, "Do you want this action,
68
257091
7257
Insanlara şunu sorduk: "Bunu istiyor musunuz,
04:40
and to have buildings painted like that?"
69
264348
4490
binaların boyanmaya devam etmesini istiyor musunuz?"
04:44
And then the second question was,
70
268838
2371
Ve ikinci soru şuydu:
04:47
"Do you want it to stop or do you want it to continue?"
71
271209
3004
"Bu işin durmasını mı istiyorsunuz, devam etmesini mi?"
04:50
To the first question,
72
274213
1684
İlk soruya
04:51
63 percent of people said yes, we like it.
73
275897
3906
cevaplayanların %63'ü evet dedi, beğeniyoruz.
04:55
Thirty-seven said no, we don't like it.
74
279803
2360
%37 hayır, beğenmiyoruz dedi.
04:58
But to the second question, half of them that didn't like it,
75
282163
3672
Ama ikinci soruda, beğenmiyoruz diyenlerin yarısı
05:01
they wanted it to continue. (Laughter)
76
285835
3079
devam etmesini istediklerini söyledi! (Kahkahalar)
05:04
So we noticed change.
77
288914
3127
Bir değişiklik farkettik.
05:07
People started to drop less litter in the streets, for example,
78
292041
4395
İnsanlar sokağa daha az çöp atıyordu örneğin,
05:12
started to pay taxes,
79
296436
2630
vergilerini ödemeye başladılar,
05:14
started to feel something they had forgotten,
80
299066
4449
unuttukları birşeyi hissetmeye başladılar,
05:19
and beauty was acting as a guardsman
81
303515
5064
ve güzellik bir muhafız gibi işliyordu
05:24
where municipal police, or the state itself, were missing.
82
308579
6542
polisin ve devletin olmadığı yerlerde.
05:31
One day I remember walking along a street
83
315121
3701
Hatırlıyorum, bir gün sokakta yürüyordum
05:34
that had just been colored,
84
318822
2596
sokak yeni boyanmıştı
05:37
and where we were in the process of planting trees,
85
321418
3779
ve yeni bir ağacın dikildiği bir yerde
05:41
when I saw a shopkeeper and his wife
86
325197
3245
bir dükkan sahibini ve karısını
05:44
putting a glass facade to their shop.
87
328442
3967
dükkanlarına cam bir ön cephe koyarken gördüm.
05:48
They had thrown the old shutter
88
332409
2297
Eski kepengi
05:50
in the garbage collection place.
89
334706
2992
çöpe atmışlardı.
05:53
"Why did you throw away the shutters?" I asked him.
90
337698
3560
"Neden kepengi atıyorsunuz" diye sordum.
05:57
"Well, because the street is safer now," they answered.
91
341258
5232
"E artık sokaklar güvenli." diye cevap verdiler.
06:02
"Safer? Why? They have posted more policemen here?"
92
346490
5568
"Güvenli mi? Neden? Daha fazla mı polis var artık?"
06:07
"Come on, man! What policemen?
93
352058
2824
"Haydi canım! Ne polisi?
06:10
You can see it for yourself. There are colors,
94
354882
3092
Sen de görüyorsun. Artık renkler var,
06:13
streetlights, new pavement with no potholes,
95
357974
5820
sokak lambaları, deliksiz kaldırımlar,
06:19
trees. So it's beautiful; it's safe."
96
363794
4792
ağaçlar. O kadar güzel ki, artık güvenli."
06:24
And indeed, it was beauty that was giving people
97
368586
3944
Ve gerçekten de güzellik, insanlara
06:28
this feeling of being protected.
98
372530
4427
korundukları hissini veriyordu.
06:32
And this was not a misplaced feeling.
99
376957
3502
Yersiz de değildi bu duygu.
06:36
Crime did fall.
100
380459
4757
Suç azaldı.
06:41
The freedom that was won in 1990
101
385216
3346
1990'da kazanılan özgürlük
06:44
brought about a state of anarchy in the city,
102
388562
4137
şehre bir anarşi hali getirmişti,
06:48
while the barbarism of the '90s
103
392699
2911
bu 90'ların barbarlığı da
06:51
brought about a loss of hope for the city.
104
395610
3482
şehirde umudun kaybolmasına neden olmuştu.
06:54
The paint on the walls did not feed children,
105
399092
4270
Duvarlardaki boya çocukların karnını doyurmuyordu,
06:59
nor did it tend the sick or educate the ignorant,
106
403362
4064
hastaları iyileştirmiyordu ya da kimseyi eğitmiyordu,
07:03
but it gave hope and light,
107
407426
3441
ama onlara umut ve ışık veriyordu
07:06
and helped to make people see
108
410867
2440
ve onlara herşeyi yapmanın farklı bir yolu
07:09
there could be a different way of doing things,
109
413307
3103
olduğunu gösteriyordu,
07:12
a different spirit, a different feel to our lives,
110
416410
3911
farklı bir ruh, hayata karşı farklı bir bakış
07:16
and that if we brought the same energy and hope
111
420321
6219
ve aynı enerjiyi ve umudu politikamıza da getirebilirsek
07:22
to our politics, we could build a better life
112
426540
4288
birbirimiz ve ülkemiz için
07:26
for each other and for our country.
113
430828
5195
daha iyi bir hayat inşa edebilirdik.
07:31
We removed 123,000 tons of concrete
114
436023
6850
123,000 ton beton söktük -
07:38
only from the riverbanks.
115
442873
2607
sadece nehir kenarından.
07:41
We demolished more than 5,000 illegal buildings
116
445480
5150
Şehrin her yerinden 5,000'den fazla
07:46
all over the city,
117
450630
2982
yasadışı bina yıktık -
07:49
up to eight stories high, the tallest of them.
118
453612
4469
en yükseği sekiz katlıydı.
07:53
We planted 55,000 trees and bushes in the streets.
119
458081
6529
55,000 ağaç ve çalı diktik sokaklara.
08:00
We established a green tax,
120
464610
3083
'Yeşil vergi' (çevre vergisi) kurduk
08:03
and then everybody accepted it
121
467693
4030
ve herkes kabul etti,
08:07
and all businessmen paid it regularly.
122
471723
4994
hatta tüm işadamları düzenli olarak ödedi.
08:12
By means of open competitions,
123
476717
2387
Açık rekabet prensibiyle
08:15
we managed to recruit in our administration
124
479104
2993
hükümetimize bir çok genç insan
08:17
many young people,
125
482097
1995
çekmeyi başardık
08:19
and we thus managed to build
126
484092
1862
ve böylece de - politize ve
08:21
a de-politicized public institution
127
485954
3271
kadın ve erkeklerin eşit temsil edildiği bir
08:25
where men and women were equally represented.
128
489225
4520
devlet müessesesi kurmayı başardık.
08:29
International organizations
129
493745
2542
Uluslararası organizasyonlar
08:32
have invested a lot in Albania during these 20 years,
130
496287
3378
son 20 senede Arnavutluk'a çok yatırım yaptılar
08:35
not all of it well spent.
131
499665
3232
ama hepsi iyi harcandı denemez.
08:38
When I told the World Bank directors
132
502897
3128
Dünya Bankası yöneticilerine
08:41
that I wanted them to finance a project to build
133
506025
4913
vatandaşlar için örnek bir resepsiyon salonu
08:46
a model reception hall for citizens
134
510938
2895
kurma projem için finansal destek istediğimi -
08:49
precisely in order to fight endemic daily corruption,
135
513833
4160
bunu tam da günlük yolsuzluğa karşı savaşmak için istediğimi
08:53
they did not understand me.
136
517993
2250
söylediğimde beni anlamadılar.
08:56
But people were waiting in long queues
137
520243
3278
Ama insanlar güneş ve yağmur altında
08:59
under sun and under rain
138
523521
2923
uzun sıralarda bekliyorlardı,
09:02
in order to get a certificate or just a simple answer
139
526444
4225
bazen bir sertifika için bazen de iki küçük metal gişenin
09:06
from two tiny windows of two metal kiosks.
140
530669
7438
iki küçük penceresinden gelecek basit bir cevap için.
09:14
They were paying in order to skip the queue,
141
538107
4184
Sırayı atlamak için rüşvet veriyorlardı,
09:18
the long queue.
142
542291
2356
bu uzun sırayı.
09:20
The reply to their requests was met
143
544647
3963
Taleplerinin cevabı
09:24
by a voice coming from this dark hole,
144
548610
4701
karanlık bir delikten gelen sesle geliyordu
09:29
and, on the other hand,
145
553311
4242
ve diğer yandan
09:33
a mysterious hand coming out to take their documents
146
557553
5442
gizemli bir el dokümanları almak için çıkıyordu
09:38
while searching through old documents for the bribe.
147
562995
5808
aynı zamanda dökümanların içinde rüşvet arıyordu.
09:44
We could change the invisible clerks within the kiosks,
148
568803
4307
Bu gişelerdeki görünmez katipleri
09:49
every week, but we could not change this corrupt practice.
149
573110
5639
her hafta değiştirebilirdik ama bu yolsuzluğu değiştiremezdik.
09:54
"I'm convinced," I told a German official
150
578749
3774
Alman memura dedim ki
09:58
with the World Bank,
151
582523
2776
"Eminim Dünya bankasında
10:01
"that it would be impossible for them to be bribed
152
585299
3842
rüşvet almaları imkansız olurdu
10:05
if they worked in Germany,
153
589141
2454
eğer Almanya'da çalışıyor olsalardı.
10:07
in a German administration,
154
591595
1951
Bir o kadar eminim ki, Alman bir işletmeden
10:09
just as I am convinced that if you put German officials
155
593546
4406
gelen Alman memurları
10:13
from the German administration in those holes,
156
597952
3223
bu deliklere koysanız
10:17
they would be bribed just the same."
157
601175
4148
onlar da rüşvet alırlardı.
10:21
(Applause)
158
605323
6704
(Alkışlar)
10:27
It's not about genes.
159
612027
1832
Genetik birşey değil.
10:29
It's not about some being with a high conscience
160
613859
5734
Bazılarının yüksek bir ahlak sahibi olması
10:35
and some others having not a conscience.
161
619593
2442
diğerlerinin olmaması ile alakalı değil.
10:37
It's about system, it's about organization.
162
622035
2772
Sistem ile alakalı, organizasyon ile.
10:40
It's also about environment and respect.
163
624807
3260
Aynı zamanda çevre ve saygı ile alakalı.
10:43
We removed the kiosks.
164
628067
2883
Bu gişeleri kaldırdık.
10:46
We built the bright new reception hall
165
630950
3696
Yerine yeni ve parlak bir resepsiyon salonu inşa ettik
10:50
that made people, Tirana citizens,
166
634646
3571
öyle ki Tiran vatandaşları geldiklerinde
10:54
think they had traveled abroad when they entered
167
638217
3686
taleplerini iletmek için geldiklerinde
10:57
to make their requests.
168
641903
2424
yurtdışına çıktıklarını sandılar.
11:00
We created an online system of control
169
644327
3444
Online bir kontrol sistemi kurduk ki
11:03
and so speeded up all the processes.
170
647771
3916
bu sistemi hızlandırsın.
11:07
We put the citizen first, and not the clerks.
171
651687
4656
Vatandaşları öne aldık, memurları değil.
11:12
The corruption in the state administration
172
656343
4204
Devlet işletmesindeki yolsuzluğa
11:16
of countries like Albania --
173
660547
2700
Arnavutluk gibi ülkelerde -
11:19
it's not up to me to say also like Greece --
174
663247
4176
Yunanistan gibi demek bana düşmez -
11:23
can be fought only by modernization.
175
667423
5380
sadece modernizasyonla karşı gelinebilir.
11:28
Reinventing the government by reinventing politics itself
176
672803
4752
Politikayı yeniden şekillendirerek, hükümeti tekrar şekillendirmek
11:33
is the answer, and not reinventing people
177
677555
3519
aradığımız cevap, insanları gelişmiş ülkelerin
11:36
based on a ready-made formula
178
681074
2648
bizim gibi insalara dayattığı
11:39
that the developed world often tries in vain to impose
179
683722
4256
hazır bir formüle göre
11:43
to people like us.
180
687978
2106
tekrar şekillendirmek değil.
11:45
(Applause)
181
690084
2707
(Alkışlar)
11:48
Things have come to this point
182
692791
1984
İşlerin bu noktaya gelmesinin nedeni
11:50
because politicians in general,
183
694775
2492
siyasetçilerin genelde
11:53
but especially in our countries, let's face it,
184
697267
2896
- ama özellikle kabul edelim ki bizim ülkelerimizde -
11:56
think people are stupid.
185
700163
2463
insanların aptal olduğunu düşünmeleri.
11:58
They take it for granted that, come what may,
186
702626
3544
İnanıyorlar ki ne olursa olsun
12:02
people have to follow them,
187
706170
2212
insanlar onları takip edecek -
12:04
while politics, more and more, fails to offer answers
188
708382
4094
politikalarının halkın sorunlarına
12:08
for their public concerns
189
712476
4023
veya insanların zorunluluklarına
12:12
or the exigencies of the common people.
190
716499
4671
giderek daha az cevap verebilmelerine rağmen
12:17
Politics has come to resemble
191
721170
2802
Politika siyasetçilerin oynadığı
12:19
a cynical team game played by politicians,
192
723972
3486
kötümser bir takım oyununa benzemeye başladı,
12:23
while the public has been pushed aside
193
727458
3929
halk kenara itilmiş
12:27
as if sitting on the seats of a stadium
194
731387
3887
stadyumun koltuklarından seyrediyormuş gibi,
12:31
in which passion for politics
195
735274
1850
politika tutkusu giderek
12:33
is gradually making room for blindness and desperation.
196
737124
5609
körlüğe ve çaresizliğe daha fazla yer açıyormuş gibi.
12:38
Seen from those stairs, all politicians today
197
742733
4894
O merdivenden bugünkü tüm siyasetçiler
12:43
seem the same,
198
747627
1963
aynı görünüyor
12:45
and politics has come to resemble
199
749590
4637
ve politika giderek
12:50
a sport that inspires more aggressiveness
200
754227
4601
sosyal uyumdan çok
12:54
and pessimism than social cohesion
201
758828
3312
saldırganlık ve kötümserliği
12:58
and the desire for civic protaganism.
202
762140
4273
harekete geçiren bir spora benziyor.
13:02
Barack Obama won
203
766413
2026
Barak Obama kazandı
13:04
— (Applause) —
204
768439
6277
- (Alkışlar) -
13:10
because he mobilized people as never before
205
774716
3563
çünkü insanları daha önce görülmemiş bir şekilde
13:14
through the use of social networks.
206
778279
2533
sosyal ağlar yardımıyla harekete geçirdi.
13:16
He did not know each and every one of them,
207
780812
3113
Onların hepsini birebir tanımıyordu
13:19
but with an admirable ingenuity,
208
783925
3870
ama takdire değer bir dehayla
13:23
he managed to transform them into activists
209
787795
3380
onları birer sosyal eylemciye dönüştürdü
13:27
by giving them all the possibility to hold in their hands
210
791175
4129
ve onlara onun adına kampanya
13:31
the arguments and the instruments that each would need
211
795304
3594
yapabilmek için ihtiyaçları olan
13:34
to campaign in his name by making his own campaign.
212
798898
4793
argümanları ve enstrümanları sundu.
13:39
I tweet. I love it.
213
803691
2055
Ben tweetliyorum. Çok hoşuma gidiyor.
13:41
I love it because it lets me get the message out,
214
805746
5369
Seviyorum, çünkü mesajımı iletmemi sağlıyor,
13:47
but it also lets people get their messages to me.
215
811115
4267
ama insanların da mesajlarını bana iletmesini sağlıyor.
13:51
This is politics, not from top down,
216
815382
2992
Bu yukarıdan aşağıya değil,
13:54
but from the bottom up, and sideways,
217
818374
3224
aşağıdan yukarıya -ve kenarlara- gelişen bir politika,
13:57
and allowing everybody's voice to be heard
218
821598
2992
herkesin sesinin duyulmasını sağlayan,
14:00
is exactly what we need.
219
824590
1960
tam da ihtiyacımız olan politika.
14:02
Politics is not just about leaders.
220
826550
2054
Politika sadece liderler değildir.
14:04
It's not just about politicians and laws.
221
828604
2761
Sadece siyasetçiler ve yasalarla ilgili değil.
14:07
It is about how people think,
222
831365
1968
Insanların nasıl düşündükleri,
14:09
how they view the world around them,
223
833333
2335
etrafındaki dünyayı nasıl gördükleri,
14:11
how they use their time and their energy.
224
835668
2526
zamanlarını ve enerjilerini nasıl kullandıkları ile ilgili.
14:14
When people say all politicians are the same,
225
838194
2516
Insanlar tüm siyasetçiler aynı dediklerinde,
14:16
ask yourself if Obama was the same as Bush,
226
840710
3280
kendinize Obama'nın Bush ile aynı olup olmadığını sorun,
14:19
if François Hollande is the same as Sarkozy.
227
843990
3575
ya da François Hollande'ın Sarkozy ile aynı olup olmadığını.
14:23
They are not. They are human beings with different views
228
847565
4704
Aynı değiller. Farklı bakış açıları olan ve çok farklı
14:28
and different visions for the world.
229
852269
2582
dünya görüşüne sahip insanlar.
14:30
When people say nothing can change,
230
854851
2898
Insanlar hiçbir şey değişemez dediğinde,
14:33
just stop and think what the world was like
231
857749
4064
durun ve düşünün, dünya
14:37
10, 20, 50, 100 years ago.
232
861813
4632
10, 20, 50, 100 sene önce nasıldı.
14:42
Our world is defined by the pace of change.
233
866445
3116
Dünyamız bir değişim hızı ile tanımlı.
14:45
We can all change the world.
234
869561
2804
Hepimiz dünyayı değiştirebiliriz.
14:48
I gave you a very small example
235
872365
2876
Ben size çok küçük bir örnek verdim,
14:51
of how one thing, the use of color,
236
875241
3501
tek bir şeyin, renk kullanımının
14:54
can make change happen.
237
878742
2511
değişime nasıl yol açtığını anlattım.
14:57
I want to make more change
238
881253
1363
Ülkemin başbakanı olarak
14:58
as Prime Minister of my country,
239
882616
2788
daha fazla değişiklik yapmak istiyorum
15:01
but every single one of you can make change happen
240
885404
4322
ama her biriniz değişimi sağlayabilir -
15:05
if you want to.
241
889726
1593
eğer isterseniz.
15:07
President Roosevelt, he said,
242
891319
3125
Başka Roosevelt'in dediği gibi
15:10
"Believe you can, and you are halfway there."
243
894444
3673
"Yapabileceğinize inanın, yolun yarısına geldiniz."
15:14
Efharisto and kalinihta.
244
898117
3067
(Yunanca) Teşekkürler ve iyi akşamlar.
15:17
(Applause)
245
901184
19703
(Alkışlar)
ABOUT THE SPEAKER
Edi Rama - PoliticianFrom 2000 to 2011 Edi Rama was the mayor of Tirana, where he implemented a series of reforms to take back the city for the people.
Why you should listen
Edi Rama has been in politics since the start of the 21st century, but before that he was a painter. It was this deep affinity for light and color that informed Rama's time as mayor of Tirana, when he literally painted the town ... every color. Rama is best known for the removal of government kiosks all over the city, thus cutting down on endemic bribery, and for the establishment of a modern new reception hall for citizens with paperwork requests. Rama's administration also demolished thousands of illegal buildings, removed hundreds of thousands of tons of concrete from riverbanks, and planted thousands of trees and bushes all over the city. Rama continues to serve as a leader of the Socialist Party of Albania.
Edi Rama | Speaker | TED.com