TED2003
Sherwin Nuland: How electroshock therapy changed me
Sherwin Nuland'la Elektroşok Terapisi Üzerine
Filmed:
Readability: 3.5
1,958,485 views
Cerrah ve yazar Sherwin Nuland kendisininki de dahil olmak üzere ağır, hayati tehlike arzeden depresyonun tedavi yöntemi olarak elektroşok terapisinin gelişimini tartışıyor. Dertten kurtulma, rahatlama ve ikincil şanslar hakkında dokunaklı ve samimi bir konuşma.
Sherwin Nuland - Doctor
A practicing surgeon for three decades, Sherwin Nuland witnessed life and death in every variety. Then he turned to writing, exploring what there is to people beyond just anatomy. Full bio
A practicing surgeon for three decades, Sherwin Nuland witnessed life and death in every variety. Then he turned to writing, exploring what there is to people beyond just anatomy. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:26
I'd like to do pretty much what I did the first time,
0
1000
2000
İlk kez yaptığım şeyi tekrar yapmayı çok isterdim,
00:28
which is to choose a light-hearted theme.
1
3000
3000
o da fazla ağır olmayan, tasasız bir konu seçmektir.
00:31
Last time, I talked about death and dying.
2
6000
3000
Geçen sefer ölüm ve ölme üzerine konuştum.
00:34
This time, I'm going to talk about mental illness.
3
9000
5000
Bu kez zihin hastalığı üzerine konuşacağım.
00:39
But it has to be technological,
4
14000
1000
Fakat bu konuşma teknolojik olmalı,
00:40
so I'll talk about electroshock therapy. (Laughter)
5
15000
5000
bundan dolayı elektroşok terapisi üzerine konuşacağım. (Gülüşmeler)
00:45
You know, ever since man had any notion
6
20000
3000
Bildiğiniz gibi, insan eskiden beri
00:48
that some of his other people, his colleagues,
7
23000
4000
diğer insanların, çevresindekilerin
00:52
could be different, could be strange, could be severely depressed
8
27000
4000
farklı, garip, ciddi biçimde depresif
00:56
or what we now recognize as schizophrenia,
9
31000
4000
ya da şimdilerde şizofreni dediğimiz gibi oldukları konusunda gözlem yaptığında,
01:00
he was certain that this kind of illness
10
35000
3000
bu gibi hastalıkların
01:03
had to come from evil spirits getting into the body.
11
38000
3000
vücuda girmiş olan şeytani ruhlardan kaynaklandığı konusunda emin olmuştur.
01:06
So, the way of treating these diseases
12
41000
2000
Eski zamanlarda bu hastalıkların tedavisi
01:08
in early times was to, in some way or other,
13
43000
3000
şu ya da bu yolla
01:11
exorcise those evil spirits, and this is still going on, as you know.
14
46000
5000
şeytani ruhların gövde dışına çıkarılmalarıydı, ve bildiğiniz gibi bu iş hala devam ediyor.
01:16
But it wasn't enough to use the priests.
15
51000
2000
Fakat sadece rahiplerin kullanılması bu iş için yeterli değildi.
01:18
When medicine became somewhat scientific, in about 450 BC,
16
53000
5000
Tıp Hipokrat ve arkadaşlarıyla birlikte
01:23
with Hippocrates and those boys,
17
58000
2000
M.Ö. 450 civarında az çok bilimsel hale geldiğinde
01:25
they tried to look for herbs, plants
18
60000
4000
kötü ruhları dışarı çıkartacak
01:29
that would literally shake the bad spirits out.
19
64000
3000
otlara, bitkilere bakmaya çalıştılar.
01:32
So, they found certain plants that could cause convulsions.
20
67000
3000
ve konvülziyonlara neden olabilecek bazı bitkiler buldular.
01:35
And the herbals, the botanical books of up to the late Middle Ages,
21
70000
6000
Ve de otlar, orta çağın geç dönemlerine,
01:41
the Renaissance are filled with prescriptions
22
76000
4000
Rönesans'a kadar botanik kitapları konvülsiyonlara neden olarak
01:45
for causing convulsions to shake the evil spirits out.
23
80000
5000
kötü ruhların çıkmasına yol açan reçetelerle dolduruldu.
01:50
Finally, in about the sixteenth century,
24
85000
4000
Sonunda, 16.yüzyıl içinde
01:54
a physician whose name was Theophrastus Bombastus Aureolus von Hohenheim,
25
89000
6000
adı Theophrastus Bombastus Auricularis von Hohenheim olan bir doktor
02:00
called Paracelsus, a name probably familiar to some people here --
26
95000
4000
Paracelsus olarak da anılır, bu isim muhtemelen buradaki bazılarına tanıdıktır,
02:04
(Laughter) -- good, old Paracelsus
27
99000
5000
(Gülüşmeler)--- bildiğimiz Paracelsus,
02:09
found that he could predict the degree of convulsion
28
104000
4000
konvülsiyonlara neden olan naftalinin farklı miktarlarını kullanarak
02:13
by using a measured amount of camphor to produce the convulsion.
29
108000
4000
konvülsiyonun şiddetini önceden tahmin edebileceğini buldu.
02:17
Can you imagine going to your closet, pulling out a mothball, and
30
112000
3000
Kendinizi depresif hissettiğinizde ilaç dolabınıza gidip
02:20
chewing on it if you're feeling depressed?
31
115000
3000
bir naftalin topu alıp çiğnediğinizi düşünebiliyor musuz?
02:23
It's better than Prozac, but I wouldn't recommend it.
32
118000
3000
Prozac'tan daha iyidir, ama kullanmanızı tavsiye etmezdim.
02:26
So what we see in the seventeenth, eighteenth century
33
121000
3000
şimdi, 17, 18. yüzyıllarda gördüğümüz
02:29
is the continued search for medications other than camphor that'll do the trick.
34
124000
5000
naftalin gibi size oyun edecek bir şeyin dışındaki ilaçlar için devamlı araştırmadır.
02:34
Well, along comes Benjamin Franklin,
35
129000
2000
Benjamin Franklin' le bir gelişme olur,
02:36
and he comes close to convulsing himself
36
131000
2000
ve uçurtmasının kuyruğundan kaynaklanan bir elektrik kaçağı nedeniyle
02:38
with a bolt of electricity off the end of his kite.
37
133000
4000
konvülsiyon geçirmenin eşiğine kadar gelir.
02:42
And so people begin thinking in terms of electricity to produce convulsions.
38
137000
5000
Ve bundan dolayı insanlar konvülsiyona neden olmada elektriğin rolünü düşünmeye başlarlar.
02:47
And then, we fast-forward to about 1932,
39
142000
4000
Ve sonra hızlı biçimde 1932 civarına geldiğimizde,
02:51
when three Italian psychiatrists, who were largely treating depression,
40
146000
6000
depresyonu büyük ölçüde tedavi etmekte olan üç İtalyan psikiyatristi
02:57
began to notice among their patients, who were also epileptics,
41
152000
3000
aynı zamanda epileptik olan bazı hastalarında,
03:00
that if they had an epileptic -- a series of epileptic fits,
42
155000
3000
eğer hastalar kısa zaman içinde bir dizi epileptik atak geçirmişlerse--
03:03
a lot of them in a row -- the depression would very frequently lift.
43
158000
4000
depresyonun çok büyük sıklıkla ortadan kalktığını,
03:07
Not only would it lift, but it might never return.
44
162000
4000
hatta sadece ortadan kalkmadığını üstelik geri de gelmeyebildiğini gördüler.
03:11
So they got very interested in producing convulsions,
45
166000
5000
Böylece, ölçülü bir şekilde konvülsiyon
03:16
measured types of convulsions.
46
171000
2000
üretme işine büyük ilgi gösterdiler.
03:18
And they thought, "Well, we've got electricity, we'll plug somebody into the wall.
47
173000
3000
Ve düşündüler ki, " Tamam, elimizde elektrik var, insanları elektriğe bağladık mı,
03:21
That always makes hair stand up and people shake a lot."
48
176000
3000
her zaman saçları diken gibi olur ve bir yığın sarsıntı geçirirler."
03:24
So, they tried it on a few pigs, and none of the pigs were killed.
49
179000
4000
Böylece, onu bir kaç domuzda denediler, ve domuzlardan hiç biri ölmedi.
03:28
So, they went to the police and they said,
50
183000
2000
Sonra polise gidip dediler ki
03:30
"We know that at the Rome railroad station,
51
185000
3000
" Roma tren istasyonunda
03:33
there are all these lost souls wandering around,
52
188000
2000
anlamsız biçimde homurdanarak etrafta dolaşanlar var.
03:35
muttering gibberish. Can you bring one of them to us?"
53
190000
4000
Bu kayıp ruhlulardan birini bize getirir misiniz?
03:39
Someone who is, as the Italians say, "cagoots."
54
194000
3000
Mesela, İtalyanların deyimiyle "cagutis" olarak adlandırılan birini."
03:42
So they found this "cagoots" guy,
55
197000
2000
Sonra böyle bir "cagutis" buldular,
03:44
a 39-year-old man who was really hopelessly schizophrenic,
56
199000
3000
39 yaşında olan adam gerçekten umutsuz bir şizofrenikti,
03:47
who was known, had been known for months,
57
202000
3000
eskiden beri öyle olduğu biliniyordu,
03:50
to be literally defecating on himself,
58
205000
4000
kelimenin tam anlamıyla altına pisleyen,
03:54
talking nothing that made any sense,
59
209000
2000
anlamlı hiç bir şey konuşmayan,
03:56
and they brought him into the hospital.
60
211000
2000
ve onu hastaneye getirdiler.
03:58
So these three psychiatrists, after about two or three weeks of observation,
61
213000
4000
Sonra bu üç psikiyatrist, iki ya da üç haftalık bir gözlemden sonra,
04:02
laid him down on a table,
62
217000
2000
onu masaya yatırdılar,
04:04
connected his temples to a very small source of current.
63
219000
5000
şakaklarına çok ufak bir akım kaynağı bağladılar.
04:09
They thought, "Well, we'll try 55 volts, two-tenths of a second.
64
224000
4000
" saniyenin onda-ikisi süreyle 55 volt deneyelim.
04:13
That's not going to do anything terrible to him."
65
228000
3000
Bu ona kötü hiç bir şey yapmayacak." diye düşündüler.
04:16
So they did that.
66
231000
1000
Ve yaptılar da.
04:17
Well, I have the following from a firsthand observer,
67
232000
4000
İlk elden gözlem yapan kişinin
04:21
who told me this about 35 years ago,
68
236000
3000
35 yıl kadar önce bana söylediği şu olmuştu,
04:24
when I was thinking about these things
69
239000
2000
ki ben o zaman bu konular üzerinde
04:26
for some research project of mine.
70
241000
3000
kendimle ilgili araştırma projem nedeniyle düşünüyordum
04:29
He said, "This fellow" -- remember, he wasn't even put to sleep --
71
244000
4000
"Geçirdiği büyük konvülsiyondan sonra
04:33
"after this major grand mal convulsion,
72
248000
2000
uykuya bile dalmayan bu adam,
04:35
sat right up, looked at these three fellas and said,
73
250000
3000
kalktı, oturdu, üç arkadaşa bir bakış fırlattıktan sonra dedi ki,
04:38
'What the fuck are you assholes trying to do?' "
74
253000
4000
" Puşt herifler, ne yapmaya çalışıyorsunuz?"
04:42
(Laughter)
75
257000
8000
(Gülüşmeler)
04:50
If I could only say that in Italian.
76
265000
3000
Keşke bunu İtalyanca olarak söyleyebilseydim.
04:53
Well, they were happy as could be, because he
77
268000
3000
Onlar olabildiğince mutluydular çünkü
04:56
hadn't said a rational word in the weeks of observation.
78
271000
4000
gözlem haftaları boyunca tek bir mantıklı söz bile söyleyememişti.
05:00
So they plugged him in again,
79
275000
5000
Sonra onu yeniden bağladılar,
05:05
and this time they used 110 volts for half a second.
80
280000
4000
ve bu kez yarım saniye için 110 volt kullandılar.
05:09
And to their amazement, after it was over,
81
284000
3000
Ve onları müthiş derecede etkileyen, bu olaydan sonra
05:12
he began speaking like he was perfectly well.
82
287000
3000
mükemmel biçimde sağlıklı bir adam gibi konuşmaya başlamasıydı.
05:15
He relapsed a little bit, they gave him a series of treatments,
83
290000
3000
O biraz gevşedikten sonra ona bir seri tedaviler uyguladılar,
05:18
and he was essentially cured.
84
293000
1000
ve o kökünden iyi olmuştu.
05:19
But of course, having schizophrenia,
85
294000
3000
Ancak tabii ki şizofreni olduğu için,
05:22
within a few months, it returned.
86
297000
2000
bir kaç ay içinde geri geldi.
05:24
But they wrote a paper about this,
87
299000
2000
Fakat bu konuda bir makale yazdılar,
05:26
and everybody in the Western world began using electricity
88
301000
5000
ve batı dünyasındaki herkes hastalar ister şizofrenik,
05:31
to convulse people who were either schizophrenic or severely depressed.
89
306000
4000
ister ağır depresyonlu olsunlar onlarda konvülsiyon oluşturmak için elektriği kullanmaya başladılar.
05:35
It didn't work very well on the schizophrenics,
90
310000
2000
Şizofrenikler üzerinde çok iyi etki göstermedi,
05:37
but it was pretty clear in the '30s and by the middle of the '40s
91
312000
3000
fakat 30' lu yıllar boyunca ve 40'ların yarısına kadar
05:40
that electroconvulsive therapy was very, very effective
92
315000
6000
depresyonun tedavisinde elektrokonvülsif terapinin
05:46
in the treatment of depression.
93
321000
2000
çok, çok etkili olduğu çok açıktı.
05:48
And of course, in those days, there were no antidepressant drugs,
94
323000
3000
Ve tabii ki, o günlerde antidepresan ilaçlar yoktu,
05:51
and it became very, very popular.
95
326000
3000
ve bu terapi çok, çok popüler hale geldi.
05:54
They would anesthetize people,
96
329000
2000
İnsanlara anestezi verebiliyorlardı,
05:56
convulse them, but the real difficulty was
97
331000
3000
konvülsiyona sevkedebiliyorlardı, ancak gerçek güçlük oydu ki
05:59
that there was no way to paralyze muscles.
98
334000
2000
kasları paralize etmenin bir yolu yoktu.
06:01
So people would have a real grand mal seizure.
99
336000
3000
Bundan dolayı da insanlar gerçek büyük nöbet geçirebilirlerdi.
06:04
Bones were broken. Especially in old, fragile people,
100
339000
3000
Kemikler kırılıyordu--özellikle yaşlı, kırılgan insanlar,
06:07
you couldn't use it.
101
342000
2000
Bunu (bu şekilde) kullanamazdınız.
06:09
And then in the 1950s, late 1950s, the so-called muscle relaxants
102
344000
5000
Ve sonra 1950'lerde, 1950'lerin sonunda, farmakologlar
06:14
were developed by pharmacologists,
103
349000
2000
kas gevşetici olarak adlandırılan ilaçları geliştirdiler
06:16
and it got so that you could induce a complete convulsion,
104
351000
4000
ve bu sayede bütün bir konvülsiyon oluşturabilirdiniz,
06:20
an electroencephalographic convulsion -- you could see it on the brain waves --
105
355000
3000
elektroensefalografik konvülsiyon-- onu beyin dalgaları üzerinde görebilirdiniz--,
06:23
without causing any convulsion in the body except a little bit of twitching of the toes.
106
358000
5000
ayak baş parmağında görülen ufak bir atma dışında gövdede bir konvülsiyon olmaksızın beyin dalgalarını görebileceğiniz bir konvülsiyon.
06:28
So again, it was very, very popular and very, very useful.
107
363000
6000
Böylece, tekrardan çok çok popüler ve çok çok kullanışlı hale geldi.
06:34
Well, you know, in the middle '60s,
108
369000
2000
Bildiğiniz gibi 60'ların ortasında
06:36
the first antidepressants came out. Tofranil was the first.
109
371000
4000
ilk antidepresanlar ortaya çıktı. Bunlardan ilki Tofranil'di.
06:40
In the late '70s, early '80s, there were others,
110
375000
4000
70'lerin sonunda, 80'lerin başında diğerleri geldi,
06:44
and they were very effective.
111
379000
1000
ve çok etkiliydiler.
06:45
And patients' rights groups seemed to get very upset
112
380000
3000
Ve hasta hakları grupları
06:48
about the kinds of things that they would witness.
113
383000
3000
şahit oldukları çeşitli şeylerle ilgili olarak çok tepkilendiler.
06:51
And so the whole idea of electroconvulsive, electroshock therapy disappeared,
114
386000
6000
Ve bundan dolayı eletrokonvülsif, elektroşok terapi fikri ortadan kalktı.
06:57
but has had a renaissance in the last 10 years.
115
392000
4000
---fakat son 10 yıl içinde yeniden ortaya çıkış yaşandı.
07:01
And the reason that it has had a renaissance
116
396000
3000
Ve bu yeniden ortaya çıkışın nedeni de
07:04
is that probably about 10 percent of the people, severe depressives,
117
399000
6000
muhtemelen ağır depresyonluların yaklaşık yüzde 10'nunun
07:10
do not respond, regardless of what is done for them.
118
405000
5000
ne yapılırsa yapılsın tedaviye cevap vermemeleriydi.
07:15
Now, why am I telling you this story at this meeting?
119
410000
4000
Şimdi, neden size bu hikayeyi bu toplantıda anlatıyorum?
07:19
I'm telling you this story, because actually ever since
120
414000
3000
Size bu hikayeyi anlatıyorum çünkü
07:22
Richard called me and asked me to talk about
121
417000
2000
Richard beni arayarak-
07:24
-- as he asked all of his speakers --
122
419000
2000
-diğer konuşmacılar için yaptığı gibi-
07:26
to talk about something that would be new to this audience,
123
421000
3000
bu topluluk için yeni olabilecek,
07:29
that we had never talked about, never written about,
124
424000
3000
hakkında hiç konuşulmamış, yazılmamış bir konu hakkında konuşma yapmamı istedi.
07:32
I've been planning this moment.
125
427000
3000
Ben de bu an için planlar yapmaya başladım.
07:35
This reason really is that I am a man who, almost 30 years ago,
126
430000
5000
Esas neden ise benim neredeyse 30 yıl önce
07:40
had his life saved by two long courses of electroshock therapy.
127
435000
8000
iki uzun elektroşok terapisi süreci tarafından hayatı kurtulmuş birisi olmamdı.
07:48
And let me tell you this story.
128
443000
4000
Müsaadenizle bu hikayeyi size anlatayım.
07:52
I was, in the 1960s, in a marriage. To use the word bad
129
447000
6000
1960'larda kötü kelimesinin
07:58
would be perhaps the understatement of the year.
130
453000
3000
bile belki yeterince açıklayamayacağı bir evlilik içindeydim.
08:01
It was dreadful.
131
456000
2000
Gerçekten berbattı.
08:03
There are, I'm sure, enough divorced people in this room
132
458000
3000
Bu odada yeterli sayıda boşanmış
08:06
to know about the hostility, the anger, who knows what.
133
461000
6000
ve düşmanlık nedir,öfke nedir bilen insan olduğuna eminim
08:12
Being someone who had had a very difficult childhood,
134
467000
5000
çok zor bir çocukluk ve
08:17
a very difficult adolescence --
135
472000
1000
ve çok güç bir ergenlik dönemi geçirmiş,
08:18
it had to do with not quite poverty but close.
136
473000
4000
sefalet olmasa da buna yakın bir hayat içinden gelen,
08:22
It had to do with being brought up in a family where no one spoke English,
137
477000
3000
hiç kimsenin İngilizce konuşmadığı,
08:25
no one could read or write English.
138
480000
2000
okumadığı ve yazmadığı bir ailede büyümüş olan,
08:27
It had to do with death and disease and lots of other things.
139
482000
4000
ölüm,hastalık ve diğer bir çok şey başından geçmiş bir kişi olarak
08:31
I was a little prone to depression.
140
486000
2000
--Bunların hepsiyle de ilişkili olabileceğini düşündüğüm üzere--depresyona biraz yatkındım.
08:33
So, as things got worse, as we really began to hate each other,
141
488000
4000
Böylelikle,işler kötüye gittikçe, birbirimizden gerçekten nefret etmeye başladığımızda
08:37
I became progressively depressed over a period of a couple of years,
142
492000
4000
İki yıllık bir zaman dilimi sonrasında
08:41
trying to save this marriage,
143
496000
2000
bu evliliği korumaya çalışsam da ki
08:43
which was inevitably not to be saved.
144
498000
4000
sonuçta kaçınılmaz olarak korunamadı,giderek daha fazla depresif olmaya başladım.
08:47
Finally, I would schedule -- all my major surgical cases,
145
502000
6000
Sonunda, tüm büyük cerrahi vakalarımın randevularını düzenlemeye başladım,
08:53
I was scheduling them for 12, one o'clock in the afternoon,
146
508000
4000
Onları 12, öğleden sonra bir'e planlıyordum
08:57
because I couldn't get out of bed before about 11 o'clock.
147
512000
4000
çünkü saat 11'den önce yataktan çıkamıyordum.
09:01
And anybody who's been depressed here knows what that's like.
148
516000
3000
Ve burada depresyonu olmuş olan herhangi biri bunun neye benzediğini bilir.
09:04
I couldn't even pull the covers off myself.
149
519000
4000
Üzerimdeki örtüyü bile kaldıramıyordum.
09:08
Well, you're in a university medical center,
150
523000
2000
Yani,herkesin herkesi tanıdığı bir üniversite tıp merkezindesiniz,
09:10
where everybody knows everybody, and it's perfectly clear to my colleagues,
151
525000
3000
ve (buradaki) meslekdaşlarımın çok açık biçimde anlayacağı gibi
09:13
so my referrals began to decrease.
152
528000
2000
randevularim azalmaya başladı.
09:15
As my referrals began to decrease,
153
530000
3000
Randevülerim azaldıkça da
09:18
I clearly became increasingly depressed
154
533000
4000
aşikar biçimde depresyonum arttı,
09:22
until I thought, my God, I can't work anymore.
155
537000
2000
"Tanrım,artık çalışamıyorum" diye düşünene kadar.
09:24
And, in fact, it didn't make any difference
156
539000
2000
Ve,aslında hiç bir şey farketmedi
09:26
because I didn't have any patients anymore.
157
541000
2000
çünkü artık herhangi bir hastam kalmamıştı.
09:28
So, with the advice of my physician,
158
543000
4000
Böylece, doktorumun tavsiyesiyle,
09:32
I had myself admitted to the acute care psychiatric unit of our university hospital.
159
547000
5000
Üniversite hastanemizin Psikiyatri Üniti Akut Bakım' ına kendi kendimi yatırdım.
09:37
And my colleagues, who had known me since medical school
160
552000
3000
Ve orada tıp fakültesinden beri beni tanıyan meslekdaşlarım
09:40
in that place, said, "Don't worry, chap. Six weeks,
161
555000
2000
" Dert etme,chap. Altı haftada,
09:42
you're back in the operating room. Everything's going to be great."
162
557000
4000
ameliyat odasına geri döneceksin. Herşey çok iyi olacak" dediler.
09:46
Well, you know what bovine stercus is?
163
561000
4000
Boka batmanın ne olduğunu bilirsiniz.
09:50
That proved to be a lot of bovine stercus.
164
565000
6000
Öyle bir şeydir ki battıkça daha fazla batarsınız.
09:56
I know some people who got tenure in that place with lies like that.
165
571000
5000
Orada bu tür yalanlar söyleyerek memuriyetlerine devam eden insanlar olduğunu biliyorum.
10:01
(Laughter)
166
576000
6000
(Gülüşmeler)
10:07
So I was one of their failures.
167
582000
3000
Böylece onların üzerinde başarılı olamadığı bir kişi oldum.
10:10
But it wasn't that simple. Because by the time
168
585000
2000
Fakat konu o kadar da basit değildi. Çünkü ünitten taburcu olduğum zaman
10:12
I got out of that unit, I was not functional at all.
169
587000
5000
hiç bir işe yaramıyordum.
10:17
I could hardly see five feet in front of myself.
170
592000
2000
Beş adım önümü bile göremiyordum.
10:19
I shuffled when I walked. I was bowed over.
171
594000
3000
Yürümek istediğimde ayağımı sürüyordum.Kendi etrafımda sendeliyordum.
10:22
I rarely bathed. I sometimes didn't shave. It was dreadful.
172
597000
5000
Nadiren banyo yaptım.Bazen traş olmadım.Sefalet bir durumdu.
10:27
And it was clear -- not to me,
173
602000
3000
Ve açıktı ki--bana öyle gelmiyordu aslında
10:30
because nothing was clear to me at that time anymore --
174
605000
3000
çünkü hiç bir şey artık bana açık gelmiyordu--
10:33
that I would need long-term hospitalization
175
608000
4000
zihin hastanesi denen o korkunç yerde
10:37
in that awful place called a mental hospital.
176
612000
4000
daha uzun süreli bir yatışa ihtiyacım vardı.
10:41
So I was admitted, in 1973, in the spring of 1973,
177
616000
6000
Böylelikle,1973'de, 1973'ün ilkbaharında
10:47
to the Institute of Living, which used to be called the Hartford Retreat.
178
622000
3000
Hartford Bakımevi olarak da anılan Yaşam Enstitüsüne yatırıldım.
10:50
It was founded in the eighteenth century,
179
625000
2000
Burası 18.yüzyılda kurulmuş,
10:52
the largest psychiatric hospital in the state of
180
627000
4000
o zamanlar Connecticut eyaletinde bulunan
10:56
Connecticut, other than the huge public hospitals
181
631000
2000
dev devlet hastaneleri dışındaki
10:58
that existed at that time.
182
633000
3000
en geniş psikiyatri hastanesiydi.
11:01
And they tried everything they had.
183
636000
1000
Ve onlar ellerinde ne varsa denediler.
11:02
They tried the usual psychotherapy.
184
637000
2000
Alışımış psikoterapiyi denediler.
11:04
They tried every medication available in those days.
185
639000
3000
O günlerde mevcut olan her ilacı denediler.
11:07
And they did have Tofranil and other things -- Mellaril, who knows what.
186
642000
4000
Ve Tofranil ve diğerlerini de--Mellaril,başka bilmem ne!
11:11
Nothing happened except that I got jaundiced from one of these things.
187
646000
4000
Bunlardan birinin neden olduğu sarılık dışında başka hiç bir şey olmadı.
11:15
And finally, because I was well known in Connecticut,
188
650000
6000
Ve sonunda, Connecticut'ta iyi tanınan biri olduğumdan
11:21
they decided they better have a meeting of the senior staff.
189
656000
4000
deneyimli çalışanlarla bir toplantı yapmaya karar verdiler.
11:25
All the senior staff got together, and I later found out what happened.
190
660000
6000
Bütün deneyimli meslek mensupları biraraya geldiler, ve ben ne olduğunu daha sonra anladım.
11:31
They put all their heads together and they decided
191
666000
4000
kafa kafaya vererek karara vardılar
11:35
that there was nothing that could be done
192
670000
2000
ki bu karar kendini esas olarak
11:37
for this surgeon who had essentially separated himself from the world,
193
672000
4000
dünyadan soyutlamış,
11:41
who by that time had become so overwhelmed,
194
676000
4000
zaman içinde aşırı yorgun düşmüş,
11:45
not just with depression and feelings
195
680000
3000
sadece değersizlik ve uygunsuzluk düşünceleri yaratan
11:48
of worthlessness and inadequacy,
196
683000
2000
depresyonu ve hisleri nedeniyle değil,
11:50
but with obsessional thinking,
197
685000
3000
aynı zamanda istenmeyen raslantılar sonucu oluşmuş
11:53
obsessional thinking about coincidences.
198
688000
2000
obsesyonları olan bu cerrah için yapılacak hiç bir şey yoktur şeklindeydi.
11:55
And there were particular numbers that every time I saw them,
199
690000
3000
Her seferinde onlardan bir bölümünü karşımda gördüğümde
11:58
just got me dreadfully upset -- all kinds of ritualistic observances,
200
693000
6000
beni çılgıncasına sinirlendiriyorlardı, yapmacık gözlemciliğin her türlüsü
12:04
just awful, awful stuff.
201
699000
2000
korkunç,korkunç şeyler.
12:06
Remember when you were a kid, and you had to step on every line?
202
701000
3000
Çocukken her çizginin üzerinde zıpladığınız oyunu hatırlar mısınız?
12:09
Well, I was a grown man who had all of these rituals,
203
704000
4000
Ben koskoca bir adam olarak bunu yaptım,
12:13
and it got so there was a throbbing, there was a ferocious fear in my head.
204
708000
4000
ve kafamın içinde zonklayıcı--parçalayıcı bir korkuyla sonuçlandı.
12:17
You've seen this painting by Edvard Munch,
205
712000
2000
Edvard Munch'un bu tablosunu görmüşsünüzdür.
12:19
The Scream. Every moment was a scream.
206
714000
5000
"Çığlık." "Çığlık." Her an bir çığlıktı.
12:24
It was impossible. So they decided there was no therapy,
207
719000
3000
İmkansız hale geldi.Böylece terapi olamayacağına karar verdiler,
12:27
there was no treatment. But there was one treatment,
208
722000
3000
Tedavi yoktu. Fakat aslında 40'ların başlarında
12:30
which actually had been pioneered at the Hartford hospital in the early 1940s,
209
725000
5000
Hartford hastanesinin öncülüğünü yaptığı bir tedavi vardı.
12:35
and you can imagine what it was. It was pre-frontal lobotomy.
210
730000
8000
ve onun ne olduğunu tahmin edebilirsiniz. Bu tedavi pre-frontal lobotomi idi.
12:43
So they decided -- I didn't know this, again,
211
738000
2000
Böylece karar verdiler-- yine önceden bunu bilmiyordum,
12:45
I found this out later --
212
740000
1000
Daha sonra öğrendim--
12:46
that the only thing that could be done was
213
741000
2000
ki bu 43 yaşındaki adama yapılabilecek
12:48
for this 43-year-old man to have a pre-frontal
214
743000
4000
tek şey pre-frontal
12:52
lobotomy.
215
747000
3000
lobotomiymiş.
12:55
Well, as in all hospitals, there was a resident
216
750000
3000
Diğer bütün hastanelerde olduğu gibi
12:58
assigned to my case. He was 27 years old,
217
753000
3000
benimle ilgilenen bir asistan vardı. 27 yaşındaydı
13:01
and he would meet with me two or three times a week.
218
756000
2000
ve benimle haftada iki ya da üç kere görüşüyordu.
13:03
And of course, I had been there, what, three or four months at the time.
219
758000
4000
Ve ben orada üç ya da dört aydır yatıyordum.
13:07
And he asked to meet with the senior staff, and they agreed to meet with him
220
762000
3000
Ve o kıdemlilerle görüşmek istediğinde onlar da onunla görüşürdü.
13:10
because he was very well thought of in that place.
221
765000
2000
çünkü o orada çok iyi eğitimli olarak bilinirdi.
13:12
They thought he had a really extraordinary future.
222
767000
4000
Onun sıradışı bir geleceğe sahip olduğunu düşünüyorlardı.
13:16
And he dug in his heels and said,
223
771000
1000
topuklarının üzerine dikildi ve dedi ki,
13:17
"No. I know this man better than any of you. I have met with him over and over again.
224
772000
4000
" Hayır. Ben bu adamı her birinizden daha iyi biliyorum. Onunla sürekli olarak biraraya geliyoruz.
13:21
You've just seen him from time to time. You've read reports and so forth.
225
776000
4000
Siz onu ancak zaman zaman görüyorsunuz. Raporları okuyorsunuz ve bu böyle devam ediyor.
13:25
I really honestly believe that the basic problem here is pure depression,
226
780000
5000
Ben gerçekten, dürüst olarak inanıyorum ki buradaki esas problem sadece depresyon,
13:30
and all of the obsessional thinking comes out of it.
227
785000
3000
ve bütün obsesif düşünceleri de ondan kaynaklanıyor.
13:33
And you know, of course, what'll happen if you do a pre-frontal lobotomy.
228
788000
3000
Ve eğer pre-frontal lobotomi yaparsanız neler olacağını biliyorsunuz kuşkusuz.
13:36
Any of the results along the spectrum,
229
791000
4000
Beklentiler içinde yer alan şeyler
13:40
from pretty bad to terrible, terrible, terrible
230
795000
2000
oldukça kötü'den korkunç, korkunç,korkunca doğru olacak.
13:42
is going to happen. If he does the best he can,
231
797000
4000
Eğer elinden gelebilen en iyisini yaparsa,
13:46
he will have no further obsessions,
232
801000
2000
daha fazla obsesyonu muhtemelen depresyonu olmayacak,
13:48
probably no depression, but his affect will be dulled,
233
803000
3000
fakat duygudurumu küntleşecek,
13:51
he will never go back to surgery,
234
806000
2000
cerrahlığa hiç bir zaman devam edemeyecek,
13:53
he will never be the loving father that he was to his two children,
235
808000
4000
iki çocuğuna hiç bir zaman sevgi dolu bir babalık yapamayacak,
13:57
his life will be changed. If he has the usual result,
236
812000
3000
hayatı değişecek. Eğer beklenen sonuç gerçekleşirse
14:00
he will end up like 'One Flew Over the Cuckoo's Nest.'
237
815000
3000
sonu " Guguk Kuşu" filmindeki gibi olacak.
14:03
And you know about that, just essentially in a stupor the rest of his life."
238
818000
5000
Ve bunun ne olduğunu biliyorsunuz, esas olarak hayatının geri kalan bölümünü stupor'da geçirecek.
14:08
Well, he said, "Can't we try a course of electroshock therapy?"
239
823000
6000
Sonunda, " Biz kür elektroşok terapisi deneyemez miyiz?
14:14
And you know why they agreed? They agreed to humor him.
240
829000
3000
Ve onun önerisini niçin kabul ettiler, biliyor musunuz? Onunla dalga geçebilmek için.
14:17
They just thought, "Well, we'll give a course of 10.
241
832000
4000
Şöyle düşündüler " Ona 10 seans veririz.
14:21
And so we'll lose a little time. Big deal. It doesn't make any difference."
242
836000
4000
ve böylece az zaman kaybederiz. Hem anlaşırız hem de hiç bir şey de değişmez
14:25
So they gave the course of 10,
243
840000
1000
Böylece 10 seans verdiler,
14:26
and the first -- the usual course, incidentally, was six to eight
244
841000
4000
ve başlangıç olarak--alışılmış şekilde, hatırladığımı söyleyeyim altı-sekiz idi
14:30
and still is six to eight.
245
845000
2000
ve hala da altı-sekiz'dir.
14:32
Plugged me into the wires, put me to sleep, gave me the muscle relaxant.
246
847000
4000
beni kablolara bağladılar, uyuttular, kas gevşetici verdiler.
14:36
Six didn't work. Seven didn't work.
247
851000
2000
Altı bir şey yapmadı. Yedi işe yaramadı.
14:38
Eight didn't work. At nine, I noticed --
248
853000
3000
Sekiz bir etki sağlamadı. Dokuzda, farketmeye başladım---
14:41
and it's wonderful that I could notice anything
249
856000
3000
harikaydı ve her şeyin farkına vardım
14:44
-- I noticed a change. And at 10, I noticed a real change.
250
859000
4000
-- Değişiklik gördüm. Ve 10' da gerçek bir değişikilk hissettim.
14:48
And he went back to them, and they agreed to do another 10.
251
863000
3000
Ve onlara geri gitti, diğer bir 10 seans konusunda hemfikir oldular.
14:51
Again, not a single one of them
252
866000
2000
Tekrar ediyorum, onlardan bir tanesi bile
14:53
-- I think there are about seven or eight of them --
253
868000
2000
Sanırım yedi ya da sekiz kişiydiler--
14:55
thought this would do any good. They thought this was a temporary change.
254
870000
2000
bunun işe yarayacağını düşünmedi. Onlara göre bu geçici bir değişimdi.
14:57
But, lo and behold, by 16, by 17,
255
872000
4000
Fakat umulmadık bir şekilde 16'da, 17'de
15:01
there were demonstrable differences in the way I felt.
256
876000
4000
gözle görülür değişiklikler olduğunu hissettim.
15:05
By 18 and 19, I was sleeping through the night.
257
880000
3000
18' de ve 19'da bütün gece uyumaya başladım.
15:08
And by 20, I had the sense, I really had the sense
258
883000
4000
Ve 20'de bir his geldi bunu
15:12
that I could overcome this,
259
887000
3000
atlatabileceğimi gerçekten hissettim.
15:15
that I was now strong enough that by an act of will,
260
890000
3000
Kendimi istekli ve yeterince güçlü hissettim.
15:18
I could blow the obsessional thinking away.
261
893000
2000
Obsesif düşüncelerimi fırlatıp atabilirdim.
15:20
I could blow the depression away.
262
895000
3000
Depresyonu fırlatıp atabilirdim.
15:23
And I've never forgotten -- I never will forget
263
898000
3000
Ve asla unutmadım-- asla unutmayacağım
15:26
-- standing in the kitchen of the unit,
264
901000
3000
ünitin mutfağında ayaktaydım,
15:29
it was a Sunday morning in January of 1974,
265
904000
4000
1973'ün 4 Ocak pazar sabahıydı.
15:33
standing in the kitchen by myself and thinking, "I've got the strength now to do this."
266
908000
6000
mutfakta kendibaşıma duruyor ve düşünüyordum. " Bunu yapmak için yeterli güce sahibim"
15:39
It was as though those tightly coiled wires in my head had been disconnected
267
914000
5000
kafamda taşımaya alıştığım sıkıca sarılmış kablolar artık çıkarılmıştı.
15:44
and I could think clearly.
268
919000
2000
ve ben berrak biçimde düşünebiliyordum.
15:46
But I need a formula. I need some thing to say to myself
269
921000
5000
Fakat bir formüle ihtiyacım var. Obsesif gibi, obsesif olarak düşünmeye başladığım zaman
15:51
when I begin thinking obsessionally, obsessively.
270
926000
4000
kendime bir şeyler söylemeye ihtiyacım var.
15:55
Well, the Gilbert and Sullivan fans in this room
271
930000
5000
Bu odadaki Gilbert ve Sullivan hayranlarıve .
16:00
will remember "Ruddigore," and they will remember Mad Margaret,
272
935000
3000
" Ruddy Gore" u ve Mad Margaret'i hatırlarlar ve
16:03
and they will remember that she was married
273
938000
2000
yine onun
16:05
to a fellow named Sir Despard Murgatroyd.
274
940000
4000
Sir Despart Murgatroyd isimli adamla evli olduğunu hatırlarlar.
16:09
And she used to go nuts, every five minutes or so in the play,
275
944000
4000
Ve oyun sırasında her beş dakikada bir ya da o civarda kadın sapıtır,
16:13
and he said to her, "We must have a word to bring you back to reality,
276
948000
3000
ve adam kadına " seni gerçekliğe geri getirmek için bir kelimeye sahip olmamız şart
16:16
and the word, my dear, will be 'Basingstoke.'"
277
951000
4000
ve kelime,tatlım 'Basingstoke" olacak" der.
16:20
So every time she got a little nuts,
278
955000
2000
Böylelikle, ne zaman sapıtsa
16:22
he would say, "Basingstoke!" And she would say,
279
957000
2000
adam "Basingstoke" der. Ve kadın da
16:24
"Basingstoke, it is." And she would be fine for a little while.
280
959000
4000
" Basingstoke " diye tekrarlar. Ve belli bir süre için düzelir.
16:28
Well, you know, I'm from the Bronx. I can't say "Basingstoke."
281
963000
4000
Biliyorsunuz ben Bronx' danım. "Basingstoke" diyemem.
16:32
But I had something better. And it was very simple.
282
967000
4000
Fakat ondan daha iyi bir şeyim vardı. Ve o çok basitti.
16:36
It was, "Ah, fuck it!"
283
971000
3000
" Aah siktir et gitsin"
16:39
(Laughter) Much better than "Basingstoke,"
284
974000
5000
(Gülüşmeler) Basingstoke 'dan çok daha iyi.
16:44
at least for me. And it worked -- my God, it worked.
285
979000
4000
en azından benim için. Ve yardımcı oldu, Tanrım, yardımcı oldu.
16:48
Every time I would begin thinking obsessionally --
286
983000
2000
Ne zaman obsesif biçimde düşünmeye başlasam--
16:50
again, once more, after 20 shock treatments
287
985000
4000
bir daha söyliyeyim, 20 şok tedavisinden sonra,
16:54
-- I would say, "Ah, fuck it."
288
989000
4000
" Aah, siktir et" derdim.
16:58
And things got better and better,
289
993000
2000
Ve işler iyiye, daha iyiye giderdi,
17:00
and within three or four months,
290
995000
3000
ve üç ya da dört ay içinde
17:03
I was discharged from that hospital, and I joined a group of surgeons
291
998000
3000
Hastaneden taburcu oldum ve bir cerrahlar grubuna katıldım.
17:06
where I could work with other people in the community,
292
1001000
4000
orada toplumdaki diğer insanlarla çalışabildim,
17:10
not in New Haven, but fairly close by.
293
1005000
3000
New Haven'in içinde değil,fakat oldukça yakındı.
17:13
I stayed there for three years.
294
1008000
2000
Orada üç yıl kaldım.
17:15
At the end of three years, I went back to New Haven,
295
1010000
4000
Üç yılın sonunda New Haven'e geri döndüm,
17:19
had remarried by that time.
296
1014000
4000
evlenmiştim zaten.
17:23
I brought my wife with me, actually, to make sure I could get through this.
297
1018000
6000
Karımı da birlikte getirdim, aslında, bunu atlatabileceğimden emin olması için.
17:29
My children came back to live with us.
298
1024000
6000
Çocuklarım bizimle birlikte yaşamak için geri geldi.
17:35
We had two more children after that.
299
1030000
3000
O olaydan sonra iki çocuğumuz olmuştu.
17:38
Resuscitated the career, even better than it had been before.
300
1033000
5000
Kariyerde yeniden yaşama dönüş, hatta önce olduğundan daha iyi bir biçimde.
17:43
Went right back into the university
301
1038000
4000
Hemen üniversiteye geri döndüm
17:47
and began to write books.
302
1042000
3000
ve kitaplar yazmaya başladım.
17:50
Well, you know, it's been a wonderful life.
303
1045000
3000
harika bir hayat oldu anlayacağınız.
17:53
It's been, as I said, close to 30 years.
304
1048000
4000
söylediğim gibi 30 yıla yakın zaman oldu.
17:57
I stopped doing surgery about six years ago
305
1052000
3000
Altı yıl kadar önce ameliyat yapmayı bıraktım
18:00
and became a full-time writer, as many people know.
306
1055000
4000
ve bir çok insanın bildiği gibi tam gün yazar oldum.
18:04
But it's been very exciting. It's been very happy.
307
1059000
3000
Fakat çok heyecan verici oldu. Çok mutluluk verici oldu.
18:07
Every once in a while, I have to say, "Ah, fuck it."
308
1062000
2000
Arada sırada kendimi " Aah, siktir et" demek zorunda hissediyorum.
18:09
Every once in a while, I get somewhat depressed and a little obsessional.
309
1064000
3000
Arada sırada bir parça depresif ve biraz obsesif oluyorum.
18:12
So, I'm not free of all of this. But it's worked. It's always worked.
310
1067000
10000
Yani bunu tamamiyle atlatmış değilim. Fakat işe yaradı. Daima işe yaradı.
18:22
Why have I chosen, after never, ever talking about this, to talk about it now?
311
1077000
8000
Hiç bir zaman, asla bu konuda konuşmamışken neden şimdi konuşmayı tercih ettim?
18:30
Well, those of you who know some of these books
312
1085000
3000
Bu kitaplardan bazılarını bilenleriniz
18:33
know that one is about death and dying,
313
1088000
3000
birinin ölüm ve ölme üzerine olduğunu,
18:36
one is about the human body and the human spirit,
314
1091000
2000
birinin insan vücudu ve insan ruhu hakkında olduğunu,
18:38
one is about the way mystical thoughts are constantly in our minds,
315
1093000
5000
birinin zihinlerimizde sürekli olarak var olan mistik düşünmeyle ilgili olduğunu bilir.
18:43
and they have always to do with my own personal experiences.
316
1098000
5000
ve bunların hepsi benim kişisel deneyimlerimle ilgilidir.
18:48
One might think reading these books
317
1103000
3000
Bu kitapların okunmasıyla
18:51
-- and I've gotten thousands of letters about them
318
1106000
3000
--ve onlar hakkında bu şekilde düşünen insanlardan
18:54
by people who do think this --
319
1109000
2000
binlerce mektup almış durumdayım--
18:56
that based on my life's history as I've portrayed in the books,
320
1111000
3000
kitaplarıma yansıyanın benim kendi hayat hikayem olduğu düşünülebilir,
18:59
my early life's history, I am someone who has overcome adversity.
321
1114000
5000
Benim önceki hayat hikayem, ben zorlukları aşmış birisiyim.
19:04
That I am someone who has drunk, drank, drunk
322
1119000
5000
Ben çocukluğunda felakete yakın
19:09
of the bitter dregs of near-disaster in childhood
323
1124000
7000
güçlüklerin içinde boğulmuş birisiyim
19:16
and emerged not just unscathed but strengthened.
324
1131000
5000
ve sadece kendini korumuş değil güçlenmiş olarak çıkan birisi.
19:21
I really have it figured out, so that I can advise people about
325
1136000
3000
Bunun gerçekten ne olduğunu anlayabildiğim için insanlara
19:24
death and dying, so that I can talk about mysticism and the human spirit.
326
1139000
5000
ölüm ve ölme hakkında tavsiyelerde bulunabilirim. Mistisizm ve insan ruhu hakkında konuşabilirim.
19:29
And I've always felt guilty about that.
327
1144000
2000
Kendimi daima suçlu hissetmiştim.
19:31
I've always felt that somehow I was an impostor
328
1146000
3000
Kendimi daima bir şekilde sahtekar gibi hissetmiştim
19:34
because my readers don't know what I have just told you.
329
1149000
5000
çünkü okurum size biraz önce söylediklerimi bilmedi.
19:39
It's known by some people in New Haven, obviously,
330
1154000
3000
New Haven'deki bazı insanların bildiği aşikar
19:42
but it is not generally known.
331
1157000
2000
ama genel olarak bilinmiyor.
19:44
So one of the reasons that I have come here to talk about this today
332
1159000
5000
Bu gün buraya gelip konuşmamın nedenlerinden birisi de
19:49
is to -- frankly, selfishly --
333
1164000
5000
-- samimi olarak, kendimi düşünerek--
19:54
unburden myself and let it be known
334
1169000
3000
size içimi dökerek, yazılmış bütün bu kitapların
19:57
that this is not an untroubled mind that has written all of these books.
335
1172000
6000
sorunsuz bir zihinden kaynaklanmadığını söylemek.
20:03
But more importantly, I think,
336
1178000
3000
Ama daha da önemlisi, bana göre,
20:06
is the fact that a very significant proportion
337
1181000
2000
bu dinleyici topluluğu içinde insanların çok büyük bir bölümünün
20:08
of people in this audience are under 30,
338
1183000
4000
30'un altında olması
20:12
and there are many, of course, who are well over 30.
339
1187000
6000
ve tabii ki 30'un üzerinde olan bir çok kişi de var.
20:18
For people under 30, and it looks to me like almost all of you
340
1193000
3000
30'un altında olanlar, bana öyle geliyor ki neredeyse hepiniz
20:21
-- I would say all of you --
341
1196000
1000
--ben tümünüz demeyi tercih ederdim--
20:22
are either on the cusp of a magnificent and exciting career
342
1197000
5000
ya muhteşem ve heyecan verici bir kariyerin tepesindesiniz
20:27
or right into a magnificent and exciting career:
343
1202000
4000
ya da muhteşem ve heyecan verici bir kariyerin başlangıcındasınız;
20:31
anything can happen to you. Things change.
344
1206000
4000
her şey gelebilir başınıza. İşler değişir.
20:35
Accidents happen. Something from childhood comes back to haunt you.
345
1210000
4000
Kazalar olur. Çocukluğunuzla ilgili bir şey geri gelip sizi esir alabilir.
20:39
You can be thrown off the track.
346
1214000
2000
İlerlediğiniz yolun dışına savrulabilirsiniz.
20:41
I hope it happens to none of you,
347
1216000
1000
Umarım bu hiç birinizin başına gelmez,
20:42
but it will probably happen to a small percentage of you.
348
1217000
5000
ama muhtemelen ufak bir yüzdenizin başına gelecektir.
20:47
To those to whom it doesn't happen, there will be adversities.
349
1222000
5000
Başına bu gelmeyenler için (bazı) şanssızlıklar olacaktır.
20:52
If I, with the bleakness of spirit,
350
1227000
4000
Eğer ben, iç karartan ve
20:56
with no spirit, that I had in the 1970s
351
1231000
5000
ruhsuz bir şekilde 1970'lerde yaşadığım
21:01
and no possibility of recovery,
352
1236000
2000
ve çok deneyimli bir grup psikiyatristin düşündüğü gibi
21:03
as far as that group of very experienced psychiatrists thought,
353
1238000
4000
herhangi bir düzelme ümidi olmayan ben;
21:07
if I can find my way back from this,
354
1242000
2000
eğer ben bundan kurtulduysam,
21:09
believe me, anybody can find their way back
355
1244000
4000
inanın bana, herhangi biri de hayatında ortaya çıkan
21:13
from any adversity that exists in their lives.
356
1248000
5000
şanssızlıklardan kurtulmada kendi yolunu bulacaktır.
21:18
And for those who are older, who have lived through
357
1253000
1000
Ve daha yaşlı olup ta
21:19
perhaps not something as bad as this,
358
1254000
3000
belki de bunun gibi kötü olmasa da
21:22
but who have lived through difficult times,
359
1257000
3000
hayatlarındazor zamanlar yaşamış,
21:25
perhaps where they lost everything, as I did,
360
1260000
2000
belki de benim gibi herşeyini kaybetmiş
21:27
and started out all over again, some of these things will seem very familiar.
361
1262000
7000
ve herşeye yeniden başlamış olanlarınız için bunlardan bazıları tanıdık gelebilir.
21:34
There is recovery.
362
1269000
5000
Düzelme şansı vardır.
21:39
There is redemption. And there is resurrection.
363
1274000
8000
Kurtulma vardır. Yeniden hayata dönme vardır.
21:47
There are resurrection themes in every society that has ever been studied,
364
1282000
4000
Her toplumda daha önceden beri bilinen yeniden toparlanma- hayata geri dönme- deneyimleri vardır.
21:51
and it is because not just only do we fantasize
365
1286000
3000
ve bu yalnızca bizim
21:54
about the possibility of resurrection and recovery,
366
1289000
3000
düzelme ve toparlanma olasılıkları konusunda yaptığımız fanteziler düzeyinde değildir,
21:57
but it actually happens. And it happens a lot.
367
1292000
4000
gerçekten olur. Ve bir çok kere olur.
22:01
Perhaps the most popular resurrection theme,
368
1296000
4000
Özel dini örnekler dışında belki de
22:05
outside of specifically religious ones,
369
1300000
3000
en iyi bilinen yeniden hayata dönüş teması
22:08
is the one about the phoenix, the ancient story of the phoenix,
370
1303000
4000
phoenix hakkında olandır, phoenix'le ilgili antik hikayede
22:12
who, every 500 years, resurrects itself from its own ashes
371
1307000
7000
o, her 500 yılda bir kendi küllerinden hayata yeniden döner
22:19
to go on to live a life that is
372
1314000
3000
ve hatta bu hayat
22:22
even more beautiful than it was before. Richard,
373
1317000
3000
daha öncekinden daha mükemmeldir. Richard,
22:25
thanks very much.
374
1320000
1000
Çok teşekkür ederim.
ABOUT THE SPEAKER
Sherwin Nuland - DoctorA practicing surgeon for three decades, Sherwin Nuland witnessed life and death in every variety. Then he turned to writing, exploring what there is to people beyond just anatomy.
Why you should listen
Sherwin Nuland was a practicing surgeon for 30 years and treated more than 10,000 patients -- then became an author and speaker on topics no smaller than life and death, our minds, our morality, aging and the human spirit.
His 1994 book How We Die: Reflections of Life's Final Chapter demythologizes the process of dying. Through stories of real patients and his own family, he examines the seven most common causes of death: old age, cancer, AIDS, Alzheimer's, accidents, heart disease and stroke, and their effects. The book, one of more than a dozen he wrote, won the National Book Award, was a finalist for the Pultizer Prize, and spent 34 weeks on the New York Times best-seller list. Other books include How We Live, The Art of Aging: A Doctor's Prescription for Well-Being; and The Soul of Medicine: Tales from the Bedside.
Sherwin Nuland | Speaker | TED.com