TED2006
Joshua Prince-Ramus: Behind the design of Seattle's library
Joshua Prince-Ramus, Seattle kütüphanesi üzerine
Filmed:
Readability: 4.2
1,198,264 views
Mimar Joshua Prince-Ramus, izleyicileri üç yeni projesinin büyüleyici ve baş döndürücü sanal turlarına çıkartıyor. Seattle'daki Merkez Kütüphane, Louisville'deki Müze Plazası ve Dallas'daki Wyly Tiyatrosu.
Joshua Prince-Ramus - Architect
Joshua Prince-Ramus is best known as architect of the Seattle Central Library, already being hailed as a masterpiece of contemporary culture. Prince-Ramus was the founding partner of OMA New York—the American affiliate of the Office for Metropolitan Architecture (OMA) in the Netherlands—and served as its Principal until he renamed the firm REX in 2006. Full bio
Joshua Prince-Ramus is best known as architect of the Seattle Central Library, already being hailed as a masterpiece of contemporary culture. Prince-Ramus was the founding partner of OMA New York—the American affiliate of the Office for Metropolitan Architecture (OMA) in the Netherlands—and served as its Principal until he renamed the firm REX in 2006. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:26
I'm going to present
three projects in rapid fire.
three projects in rapid fire.
0
2000
2381
Süratle üç proje sunacağım.
Bunu yapmak için çok vaktim yok.
00:29
I don't have much time to do it.
1
4405
1571
00:30
And I want to reinforce three ideas
with that rapid-fire presentation.
with that rapid-fire presentation.
2
6000
3334
Ve bu süratli sunumla üç fikri desteklemek istiyorum.
İlkine ben hiper-rasyonel süreç diyorum.
00:34
The first is what I like to call
a hyper-rational process.
a hyper-rational process.
3
9358
2976
Bu süreç
00:37
It's a process that takes rationality
almost to an absurd level,
almost to an absurd level,
4
12358
3897
rasyonaliteyi neredeyse absürd bir seviyeye çıkartır,
ve bu normalde
00:41
and it transcends all the baggage
5
16279
1905
insanların "rasyonel bir sonuca ulaşmak"
00:43
that normally comes
with what people would call,
with what people would call,
6
18208
2644
dediği şeyin ötesine geçer.
00:45
sort of a rational
conclusion to something.
conclusion to something.
7
20876
2100
00:47
And it concludes in something
that you see here,
that you see here,
8
23000
2286
Ve burada gördüğünüz şekilde sonuçlanır,
bir rasyonalite sonucu olduğunu düşünmeyeceğiniz
00:50
that you actually wouldn't expect
as being the result of rationality.
as being the result of rationality.
9
25310
3781
bir biçimde.
İkincisi, oh
00:54
The second --
10
30070
2696
00:57
the second is that this process
does not have a signature.
does not have a signature.
11
32790
4990
ikincisi, bu sürecin
altında bir imza yoktur.
01:02
There is no authorship.
12
37804
1376
Bir müellif yoktur. Mimarlar müellif olmayla ilgili takıntılıdırlar.
01:04
Architects are obsessed with authorship.
13
39204
2012
Burada düzeltmeler ve takımlar vardır.
01:06
This is something that has
editing and it has teams,
editing and it has teams,
14
41240
2484
Hatta, bu süreç içerisinde
01:08
but in fact, we no longer
see within this process,
see within this process,
15
43748
2363
bilindik yaratıcı büyük mimarın skeçleri
01:10
the traditional master architect
16
46135
1530
01:12
creating a sketch
that his minions carry out.
that his minions carry out.
17
47689
2716
ve o skeçi hayata geçiren adamlarını artık görmüyoruz.
Ve üçüncüsü, meydan okuyor - ki bu,
01:16
And the third is that it challenges --
18
51739
1836
01:18
and this is, in the length of this,
very hard to support why,
very hard to support why,
19
53599
3377
bu kısa sürede nedenini açıklamak çok zor,
01:21
connect all these things --
20
57000
1302
ve hepsini bir araya getirmek-
fakat bu, yüksek modernist fleksibilite görüşüne meydan okuyor.
01:23
but it challenges the high modernist
notion of flexibility.
notion of flexibility.
21
58326
3203
Yüksek modernistler dediler ki,
01:26
High modernists said we will create
sort of singular spaces that are generic,
sort of singular spaces that are generic,
22
61553
3640
üretken olan tekil mekanlar yaratacağız.
Onların içerisinde hemen hemen her şey olabilir.
01:30
almost anything can happen within them.
23
65217
1889
Ben buna bir tür av tüfeği fleksibilitesi diyorum.
01:31
I call it sort of "shotgun flexibility" --
24
67130
2026
Başını bu tarafa çevir, ateş et, ve mutlaka bir şeyleri vurursun.
01:33
turn your head this way; shoot;
and you're bound to kill something.
and you're bound to kill something.
25
69180
3161
Yani, bu yüksek modernizmin verdiği söz:
01:37
So, this is the promise of high modernism:
26
72365
2075
bu tekil mekan içerisinde, esasen her tür aktivite gerçekleşebilir.
01:39
within a single space, actually,
any kind of activity can happen.
any kind of activity can happen.
27
74464
3223
Fakat görmekte olduğumuz üzere,
01:42
But as we're seeing,
28
77711
2265
01:44
operational costs are starting
to dwarf capital costs
to dwarf capital costs
29
80000
2976
tasarım parametreleri açısından, işletme maliyetleri
01:47
in terms of design parameters.
30
83000
2039
yatırım maliyetini katlamaya başlıyor.
Ve dolayısıyla, bu tür bir fikirle
01:49
And so, with this sort of idea,
31
85063
1720
01:51
what happens is, whatever actually
is in the building on opening day,
is in the building on opening day,
32
86807
3258
olan şu ki, binanın açılış günü içerisinde olanlar,
ya da acil ihtiyaç olarak görülenler
01:54
or whatever seems to be
the most immediate need,
the most immediate need,
33
90089
2263
başka bir şeyin olabilme ihtimalini
01:57
starts to dwarf the possibility
and sort of subsume it,
and sort of subsume it,
34
92376
3272
küçültmeye ve bir anlamda kapsamaya başlar.
02:00
of anything else could ever happen.
35
95672
1928
Ve dolayısıyla biz başka tür bir fleksibilite sunuyoruz,
02:02
And so we're proposing
a different kind of flexibility,
a different kind of flexibility,
36
97624
2597
biz ona
02:05
something that we call
"compartmentalized flexibility."
"compartmentalized flexibility."
37
100245
4134
"bölümlendirilmiş fleksibilite" diyoruz.
Ve fikir şu ki, siz bu süreklilik içerisinde,
02:09
And the idea is that you,
within that continuum,
within that continuum,
38
104403
2339
02:11
identify a series of points,
and you design specifically to them.
and you design specifically to them.
39
106766
3128
bir dizi noktalar tanımlıyorsunuz ve spesifik olarak onları tasarlıyorsunuz.
Biraz merkezden uzaklaştırılabilirler,
02:14
They can be pushed
off-center a little bit,
off-center a little bit,
40
109918
2017
ama sonuçta
02:16
but in the end you actually
still get as much
still get as much
41
111959
2113
orjinal yelpazede umut ettiğiniz kadarını alabiliyorsunuz.
02:18
of that original spectrum
as you originally had hoped.
as you originally had hoped.
42
114096
2880
02:21
With high modernist flexibility,
that doesn't really work.
that doesn't really work.
43
117000
2976
Yüksek modernist fleksibiliteyle bu pek çalışmıyor.
Şimdi konuşacağım konu -- Seattle Merkez Kütüphanesi'ni gözlerinizin önünde,
02:25
Now I'm going to talk about --
44
120463
1442
02:26
I'm going to build up
the Seattle Central Library
the Seattle Central Library
45
121929
2309
bu şekilde, beş veya altı diyagramla oluşturacağım,
02:29
in this way before your eyes
in about five or six diagrams,
in about five or six diagrams,
46
124262
2781
ve hakikaten göreceğiniz tasarım sürecinin kendisi.
02:31
and I truly mean this is the design
process that you'll see.
process that you'll see.
47
127067
2817
Kütüphane çalışanları ve yönetimiyle,
02:34
With the library staff
and the library board,
and the library board,
48
129908
2304
iki temel pozisyon üzerinde karara vardık.
02:37
we settled on two core positions.
49
132236
1740
02:38
This is the first one, and this
is showing, over the last 900 years,
is showing, over the last 900 years,
50
134000
3445
Bu ilki, ve bu geçtiğimiz 900 yıldan fazla süre içerisinde
kitap ve diğer teknolojilerin evrimini gösteriyor.
02:42
the evolution of the book,
and other technologies.
and other technologies.
51
137469
3619
Bu diyagram bir anlamda bizim kitap hakkındaki pozisyonumuzdur,
02:45
This diagram was our sort
of position piece about the book,
of position piece about the book,
52
141112
2864
02:48
and our position was,
books are technology --
books are technology --
53
144000
2516
bu pozisyon şu ki; kitaplar teknolojidir
-bu insanların unuttuğu bir şey-
02:51
that's something people forget --
54
146540
1588
fakat bu teknoloji biçimi, egemenliğini
02:52
but it's a form of technology
that will have to share its dominance
that will have to share its dominance
55
148152
3162
herhangi bir diğer kuvvetli teknoloji veya iletişim aracıyla paylaşmak zorunda kalacak.
02:56
with any other form of truly potent
technology or media.
technology or media.
56
151338
3419
İkinci önermemiz - ki başta bu konuda kütüphanecileri ikna etmek
02:59
The second premise --
57
155130
1152
03:01
and this was something
that was very difficult for us
that was very difficult for us
58
156306
2491
bizim için oldukça güç olmuştu.-
03:03
to convince the librarians of at first --
59
158821
1966
kütüphaneler, Carnegie Kütüphanesi geleneği
03:05
is that libraries, since the inception
of Carnegie Library tradition in America,
of Carnegie Library tradition in America,
60
160811
3783
Amerika'da başladığından beri
sosyal rolleriyle ilgili ikinci bir sorumluluğa sahiptiler.
03:09
had a second responsibility,
and that was for social roles.
and that was for social roles.
61
164618
2883
Evet, şimdi bu konuya daha sonra tekrar döneceğim ama, aslında
03:12
Ok, now, this I'll come back
to later, but something --
to later, but something --
62
167525
2588
kütüphanecileri ilkin dediler ki: "Hayır, bu bizim vazifemiz değil,
03:14
actually, the librarians at first said,
"No, this isn't our mandate.
"No, this isn't our mandate.
63
170137
3207
bizim vazifemiz, iletişim araçları ve özel olarak kitaptır."
03:18
Our mandate is media,
and particularly the book."
and particularly the book."
64
173368
2706
Ve burada gördüğünüz şey aslında binanın tasarımı.
03:22
So what you're seeing now
is actually the design of the building.
is actually the design of the building.
65
177463
3070
Üstteki diyagram
03:25
The upper diagram is what we had seen
66
180557
2452
yüksek modernist fleksibiliteyi kullanan
03:27
in a whole host of contemporary libraries
that used high modernist flexibility.
that used high modernist flexibility.
67
183033
4541
bütün kütüphanelerde görmüş olduğumuz şey.
Sözüm ona, herhangi bir aktivite herhangi bir yerde gerçekleşebilir.
03:32
Sort of, any activity
could happen anywhere.
could happen anywhere.
68
187598
2402
03:35
We don't know the future of the library;
we don't know the future of the book;
we don't know the future of the book;
69
190679
3702
Kütüphanelerin geleceğini bilmiyoruz ve kitapların geleceğini bilmiyoruz,
ve dolayısıyla biz bu yaklaşımı kullanacağız.
03:39
and so, we'll use this approach.
70
194405
1579
Ve gördüğümüz şey oldukça üretken olan binalardı.
03:40
And what we saw were buildings
that were very generic, and worse --
that were very generic, and worse --
71
196008
3180
Ve daha da kötüsü yanlızca üretken olan binalar görmedik
03:44
not only were they very generic --
72
199212
1698
-yani yanlızca okuma odası, fotokopi odasına,
03:45
so, not only does the reading room
look like the copy room
look like the copy room
73
200934
2742
o da dergi alanına benzemiyordu-
03:48
look like the magazine area --
74
203700
1498
fakat aynı zamanda bu, kütüphanenin
03:50
but it meant that whatever issue
was troubling the library at that moment
was troubling the library at that moment
75
205222
3726
o sırada önem verdiği konu her ne ise, onun
03:53
was starting to engulf every other
activity that was happening in it.
activity that was happening in it.
76
208972
3515
diğer bütün aktiviteleri yutması anlamına geliyordu
Ve bu örnekte, kitabın genişlemesiyle
03:57
And in this case,
what was getting engulfed
what was getting engulfed
77
212511
2249
yutulan şey sosyal sorumluluklardı.
03:59
were these social responsibilities
by the expansion of the book.
by the expansion of the book.
78
214784
3016
Ve böylelikle aşağıda gördüğünüz diyagramı sunduk.
04:02
And so we proposed
what's at the lower diagram.
what's at the lower diagram.
79
217824
2215
Çok basit bir yaklaşım:
04:04
Very dumb approach:
simply compartmentalize.
simply compartmentalize.
80
220063
3087
basitçe bölümlendirmek. Evrimini öngörebildiklerimizi ayır
04:07
Put those things whose evolution
we could predict --
we could predict --
81
223174
2453
- bu arada gelecekte olabilecek herhangi bir şeyi söyleyebilmekten bahsetmiyorum,
04:10
and I don't mean that we could say
what would actually happen in the future,
what would actually happen in the future,
82
225651
3583
ama gelecekte olabilecekler yelpazesini
04:14
but we have some certainty of the spectrum
of what would happen in the future --
of what would happen in the future --
83
229258
3886
bir kesinlik derecesinde görebiliyoruz-
onları spesifik olarak kendileri için tasarlanan kutulara koy,
04:17
put those in boxes designed
specifically for it,
specifically for it,
84
233168
2250
ve ön göremediklerimizi çatılara koy.
04:20
and put the things that we can't
predict on the rooftops.
predict on the rooftops.
85
235442
2694
Yani temel fikir buydu.
04:22
So that was the core idea.
86
238160
1247
Şimdi, kütüphaneyi sosyal rollerinin iletişim araçlarıyla
04:24
Now, we had to convince the library
87
239431
1694
aynı önemde olduğuna ikna etmek zorundaydık
04:25
that social roles were
equally important to media,
equally important to media,
88
241149
3666
ki önerimizi kabul etsinler.
04:29
in order to get them to accept this.
89
244839
1779
Burada, solda görmekte olduğunuz şey onların programı.
04:31
What you're seeing here is actually
their program on the left.
their program on the left.
90
246642
3000
Bize verildiği şeklindeki netliği ve ihtişamıyla.
04:34
That's as it was given to us
in all of its clarity and glory.
in all of its clarity and glory.
91
249666
4037
İlk işimiz onu tekrar düzenlemek oldu,
04:38
Our first operation was to re-digest it
back to them, show it to them and say,
back to them, show it to them and say,
92
253727
4288
sonrasında onlara tekrar gösterdik ve dedik ki:
"Biliyormusunuz, ona dokunmadık,
04:42
"You know what? We haven't touched it,
93
258039
1937
04:44
but only one-third of your own program
is dedicated to media and books.
is dedicated to media and books.
94
260000
3387
ama programınızın yanlızca üçte biri iletişim araçları ve kitaplara ayrılmış.
Üçte ikisi -alttaki beyaz kısım- zaten
04:48
Two-thirds of it is already dedicated --
95
263411
1949
04:50
that's the white band below,
the thing you said isn't important --
the thing you said isn't important --
96
265384
3111
sizin önemli olmadığını söylediğiniz şeye:
sosyal fonksyonlara ayrılmış.
04:53
is already dedicated to social functions."
97
268519
2009
Dolayısıyla, onlara bunu geri sunduğumuzda,
04:55
So once we had presented
that back to them,
that back to them,
98
270552
2181
bu tip bir temel konseptin çalışabileceğini kabul ettiler.
04:57
they agreed that this sort
of core concept could work.
of core concept could work.
99
272757
2571
İlk ilkelere geri dönmeye hakkımız vardı.
05:00
We got the right to go back
to first principles --
to first principles --
100
275352
2354
Bu üçüncü diyagram. Herşeyi yeniden şekillendirdik.
05:02
that's the third diagram.
101
277730
1210
05:03
We recombined everything.
102
278964
1206
Ve yeni kararlar vermeye başladık.
05:04
And then we started making new decisions.
103
280194
1958
Sağda gördüğünüz şey tam olarak metraj itibariyle
05:06
What you're seeing on the right
is the design of the library,
is the design of the library,
104
282176
2873
kütüphanenin tasarımıdır.
05:09
specifically in terms of square footage.
105
285073
1921
Sol taraftaki diyagramda, burada
05:11
On the left of that diagram, here,
you'll see a series of five platforms --
you'll see a series of five platforms --
106
287018
4958
beş düzlem dizisi
göreceksiniz
05:16
sort of combs, collective programs.
107
292000
1976
bir tür kombolar; bir araya gelmiş programlar.
05:18
And on the right are the more
indeterminate spaces;
indeterminate spaces;
108
294000
2405
Ve sağ tarafta daha belirsiz mekanlar,
örneğin okuma odası gibi,
05:21
things like reading rooms,
109
296429
1251
05:22
whose evolution in 20, 30, 40 years
we can't predict.
we can't predict.
110
297704
2685
20, 30, 40 yıl içerisindeki evrimini öngöremediklerimiz.
Ve binanın tasarımı abartısız buydu.
05:25
So that literally was the design
of the building.
of the building.
111
300413
2309
İmzaladılar ve onlar adına utanç verici ki,
05:27
They signed it, and to their chagrin,
112
302746
2135
05:29
we came back a week later,
and we presented them this.
and we presented them this.
113
304905
3071
bir hafta sonra geldik, ve onlara bunu sunduk.
05:32
And as you can see, it is literally
the diagram on the right.
the diagram on the right.
114
308000
2897
Tamam mı? Ve, görebileceğiniz gibi, bu tam olarak sağdaki diyagram.
Tamam mı? Sadece ölçeğe getirdik
05:35
(Laughter)
115
310921
1001
05:36
We just sized -- no, really,
I mean that, literally.
I mean that, literally.
116
311946
2430
- hayır, gerçekten öyle, mecazi anlamda değil.-
Diyagramın sol tarafında gördükleriniz,
05:39
The things on the left-hand side
of the diagram,
of the diagram,
117
314400
2362
kutulardır.
05:41
those are the boxes.
118
316786
1190
05:42
We sized them into five compartments.
They're super-efficient.
They're super-efficient.
119
318000
2929
Onları beş bölüm olacak şekilde boyutlandırdık.
Müthiş derece verimliler. Çok limitli bir bütçemiz vardı.
05:45
We had a very low budget to work with.
120
320953
1872
Çok yalın bağlamsal ilişkiler kurmak için
05:47
We pushed them around on the site
121
322849
1580
arazideki yerlerini değiştirdik.
05:49
to make very literal
contextual relationships.
contextual relationships.
122
324453
2213
Okuma odası denizi görebilmelidir.
05:51
The reading room
should be able to see the water.
should be able to see the water.
123
326690
2313
Yönetmeliklere göre ana girişin önünde
05:53
The main entrance should have
a public plaza in front of it
a public plaza in front of it
124
329027
2781
bir kamusal plaza olmalıdır, ve benzeri.
05:56
to abide by the zoning code, and so forth.
125
331832
2121
Dolayısıyşa, beş düzlemi görüyorsunuz
05:59
So, you see the five platforms,
those are the boxes.
those are the boxes.
126
334397
2453
- onlar kutulardır- her birinin içerisinde oldukça belirgin şeyler oluyor.
06:01
within each one, a very discrete
thing is happening.
thing is happening.
127
336874
2429
Arada kalan alan ise bir tür kentsel devamlılık,
06:04
The area in between
is sort of an urban continuum,
is sort of an urban continuum,
128
339327
2347
evrimlerini aynı derecede öngöremediklerimiz.
06:06
these things that we can't predict
their evolution to the same degree.
their evolution to the same degree.
129
341698
3350
Bu fikrin gücünü size şöyle aktarayım,
06:10
To give you some sense
of the power of this idea,
of the power of this idea,
130
345490
2486
06:12
the biggest block
is what we call the book spiral.
is what we call the book spiral.
131
348000
2976
en büyük bloğa biz kitap sarmalı diyoruz.
06:15
It's literally built
in a very inexpensive way --
in a very inexpensive way --
132
351000
2334
Hakikaten çok ucuz bir biçimde inşa edildi
kitaplar için bir otopark olarak.
06:18
it is a parking garage for books.
133
353358
2618
06:20
It just so happens to be on the 6th
through 10th floors of the building,
through 10th floors of the building,
134
356000
3487
Bir şekilde binanın altıncı katıyla onuncu katları arasında arasında yer buldu kendisine,
fakat bu maliyetli bir yaklaşım olmak zorunda değil.
06:24
but that is not necessarily
an expensive approach.
an expensive approach.
135
359511
3275
06:27
And it allows us to organize
the entire Dewey Decimal System
the entire Dewey Decimal System
136
362810
2826
Ve bu bize Deway ondalık sistemini bir düzlemde organize etme olanağı verdi:
06:30
on one continuous run; no matter how it
grows or contracts within the building,
grows or contracts within the building,
137
365660
3871
bina içerisinde nasıl büyürse veya küçülürse küçülsün,
her zaman netliğini koruyacak
06:34
it will always have its clarity
to end the sort of trail of tears
to end the sort of trail of tears
138
369555
4421
ve hepimizin halk kütüphanelerinde tecrübe ettiğimiz
06:38
that we've all experienced
in public libraries.
in public libraries.
139
374000
2729
acılarla dolu yolculuğu sonlandırmış olacak.
06:41
(Laughter)
140
376753
1223
(Kahkahalar)
06:42
And so this was the final operation,
141
378000
1731
Ve son müdahelemiz, blokları
06:44
which was to take these blocks
as they were all pushed off kilter,
as they were all pushed off kilter,
142
379755
3121
hizalarını bozmak
ve onları bir kabuk ile tutmaktı.
06:47
and to hold onto them with a skin.
143
382900
2076
06:49
That skin serves double duty,
again, for economics.
again, for economics.
144
385000
2976
Bu kabuğun iki görevi var, yine ekonomik açıdan.
06:52
One, it is the lateral stability
for the entire building;
for the entire building;
145
388000
2976
İlki, bütün bina için yanal stabiliteyi sağlamak:
06:55
it's a structural element.
146
391000
1262
bu bir taşıyıcı sistem elemanı. Fakat ölçüleri yanlızca taşıyıcı sistem için tasarlanmadı,
06:57
But its dimensions were designed
not only for structure,
not only for structure,
147
392286
2627
aynı zamanda her bir parça camı tutmak için de tasarlandı.
06:59
but also for holding on
every piece of glass.
every piece of glass.
148
394937
2251
Cam sonrasında -burada emdirildi diyeceğim-
07:02
The glass was then --
I'll use the word impregnated --
I'll use the word impregnated --
149
397212
2764
07:04
but it had a layer of metal
that was called "stretched metal."
that was called "stretched metal."
150
400000
3412
üzerinde gerilimli metal dediğimiz bir metal tabaka var.
Bu metal bir mikro panjur gibi davranıyor,
07:08
That metal acts as a microlouver,
151
403436
1838
dolayısıyla bina dışından tümüyle opak gibi görünüyor,
07:10
so from the exterior of the building,
the sun sees it as totally opaque,
the sun sees it as totally opaque,
152
405298
3381
fakat içeride tümüyle saydam.
07:13
but from the interior,
it's entirely transparent.
it's entirely transparent.
153
408703
2674
Şimdi sizi binanın turuna çıkartacağım.
07:16
So now I'm going to take you
on a tour of the building.
on a tour of the building.
154
411401
2747
07:19
Let me see if I can find it.
155
414871
1374
Bakalım bulabilecekmiyim. Hareket rahatsızlığı olanlardan
07:21
For anyone who gets
motion sickness, I apologize.
motion sickness, I apologize.
156
416269
3269
özür diliyorum.
Pek âlâ, bina bu.
07:25
So, this is the building.
157
420233
1428
Ve bence önemli olan şu ki; biz binayı ilk yayınladığımızda,
07:28
And I think what's important is,
when we first unveiled the building,
when we first unveiled the building,
158
424029
3857
kamu bunu tamamen bizim
07:32
the public saw it as being
totally about our whim and ego.
totally about our whim and ego.
159
427910
4066
kaprisimiz ve egomuz olarak gördü.
07:36
And it was defended,
believe it or not, by the librarians.
believe it or not, by the librarians.
160
432000
2842
Ve bu, ister inanın ister inanmayın, kütüphaneciler tarafından savunuldu. Dediler ki,
07:39
They said, "Look,
we don't know what it is,
we don't know what it is,
161
434866
2024
"Bakın, bunun ne olduğunu bilmiyoruz, ama programla ilgili
07:41
but we know it's everything
that we need it to be,
that we need it to be,
162
436914
2365
yaptığımız gözlemler itibariyle biliyoruz ki
07:44
based on the observations
that we've done about the program."
that we've done about the program."
163
439303
3136
bu ihtiyacımız olan her şeydir."
Buradan girişlerden birine gidiyoruz.
07:49
This is going into one of the entries.
164
445085
1984
Yani bu bir halk kütüphanesi olarak alışılmadık bir bina.
07:51
So, it's an unusual building
for a public library, obviously.
for a public library, obviously.
165
447093
3361
açıkçası.
07:58
So now we're going
into what we call the living room.
into what we call the living room.
166
454000
3601
Şimdi bizim okuma odası dediğimiz yere giriyoruz. -pardon oturma odası.-
Bu aslında kütüphane için icat ettiğimiz bir program.
08:02
This is actually a program
that we invented with the library.
that we invented with the library.
167
457625
2872
Halk kütüphanelerinin arta kalan
08:05
It was recognizing that public libraries
168
460521
1917
son bedava kamusal alan olması dikkat çekiciydi.
08:07
are the last vestige of public free space.
169
462462
2785
Seattle şehir merkezinde yağmurdan kaçabileceğiniz
08:10
There are plenty of shopping malls
that allow you to get out of the rain
that allow you to get out of the rain
170
465271
3428
çok sayıda alışveriş merkezi var,
08:13
in downtown Seattle,
171
468723
1156
ama bunu yapabileceğiniz
08:14
but there are not so many free places
172
469903
2927
çok fazla bedava yer yok.
08:17
that allow you to get out of the rain.
173
472854
1821
Yani bu insanların hemen hemen her şeyi yapabileceği programlanmamış bir alandı,
08:19
So this was an unprogrammed area where
people could pretty much do anything,
people could pretty much do anything,
174
474699
3586
yemek yemek, bağırmak, satranç oynamak ve benzeri gibi.
08:23
including eat, yell,
play chess and so forth.
play chess and so forth.
175
478309
2109
Şimdi mixing chamber dediğimiz yere
08:25
Now we're moving up into what we call
the mixing chamber.
the mixing chamber.
176
480442
4006
çıkıyoruz.
Bu, binanın bir tür ana teknoloji alanıdır.
08:29
That was the main
technology area in the building.
technology area in the building.
177
484472
2928
Çok hızlı gidiyorsam söyleyin.
08:32
You'll have to tell me
if I'm going too fast for you.
if I'm going too fast for you.
178
487424
2576
Şimdi yukarı.
08:39
And now up.
179
494201
1150
Bu aslında binayı eşime sunabilmem için
08:45
This is actually the place
that we put into the building
that we put into the building
180
500566
2629
yerleştirdiğimiz bir alan. Tam burası.
08:48
so I could propose
to my wife, right there.
to my wife, right there.
181
503219
2033
(Kahkahalar)
08:50
(Laughter)
182
505276
2119
08:52
She said yes.
183
508000
1159
Evet dedi.
08:53
(Laughter)
184
509183
2000
08:57
I'm running out of time,
so I'm actually going to stop.
so I'm actually going to stop.
185
512593
2581
Vaktim azalıyor, o yüzden burada duracağım.
Size daha sonra gösterebilirim.
08:59
I can show this to you later.
186
515198
1778
09:01
But let's see if I can very quickly
get into the book spiral,
get into the book spiral,
187
517000
3283
Bakalım çok çabukca kitap sarmalına girebilecek miyim?
çünkü bence, dediğim gibi binanın en
09:05
because I think it's,
as I said, the most --
as I said, the most --
188
520307
2064
-bu ana okuma odası- en eşsiz parçası.
09:07
this is the main reading room --
the most unique part of the building.
the most unique part of the building.
189
522395
3317
Başınız döndü mü?
09:11
You dizzy yet?
190
526768
1166
Tamam, burada, bu kitap sarmalı.
09:13
Ok, so here, this is the book spiral.
191
529141
1825
Kavraması zor
09:21
So, it's very indiscernible,
192
536395
1933
ama bu aslında sürekli bir merdiven.
09:23
but it's actually
a continuous stair-stepping.
a continuous stair-stepping.
193
538352
3501
09:26
It allows you to, on one city block,
194
541877
1992
Böylece siz, bir şehir bloğunda,
09:28
go up one full floor,
so that it's on a continuum.
so that it's on a continuum.
195
543893
2695
tam bir kat yukarı çıkıyorsunuz, böylece bir süreklilik sağlanıyor.
Tamam, şimdi geri döneceğim, ve ikinci projeyi anlatacağım.
09:36
Ok, now I'm going to go back,
and I'm going to hit a second project.
and I'm going to hit a second project.
196
551491
3485
09:39
I'm going to go very,
very quickly through this.
very quickly through this.
197
555000
2263
Çok, çok hızlıca geçiyorum buna.
Şimdi bu Dallas Tiyatrosu. Bizim için çok sıra dışı bir işverendi,
09:42
Now this is the Dallas Theater.
198
557287
1680
09:43
It was an unusual client for us,
because they came to us and they said,
because they came to us and they said,
199
558991
3348
çünkü geldiler ve dediler ki,
"Bize yeni bir bina yapmanızı istiyoruz. 30 yıldır
09:47
"We need you to do a new building.
200
562363
1706
09:48
We've been working
in a temporary space for 30 years,
in a temporary space for 30 years,
201
564093
3426
geçici bir mekanda çalışıyoruz,
fakat bu geçici yer sebebiyle,
09:52
but because of that temporary space,
202
567543
1723
kötü şöhretli bir tiyatro şirketi olduk.
09:54
we've become an infamous theater company.
203
569290
2863
Tiyatrolar New York, Chicago ve Seattle'a odaklanmışlardır
09:56
Theater is really focused in New York,
Chicago and Seattle,
Chicago and Seattle,
204
572177
2961
fakat Dallas Theater Company'e değil.
09:59
with the exception
of the Dallas Theater Company."
of the Dallas Theater Company."
205
575162
3097
Fakat geçici bir yerde çalışıyor olmaları sayesinde,
10:03
And the very fact that they worked
in a provisional space
in a provisional space
206
578283
2696
Beckett oyunu için bir duvarı patlatabiliyorlar;
10:05
meant that for Beckett,
they could blow out a wall;
they could blow out a wall;
207
581003
2443
ya da döşemede bir delik açıp orayı "kirazlık" yapabiliyorlar, ve benzeri.
10:08
they could do "Cherry Orchard" and blow
a hole through the floor, and so forth.
a hole through the floor, and so forth.
208
583470
3742
Dolayısıyla, yepyeni bir bina yapma fikri göz korkutucuydu,
10:12
So it was a very daunting task
for us to do a brand-new building
for us to do a brand-new building
209
587236
3032
Yani bina oldukça - bakir bir bina diyelim - olacak
10:15
that could be a pristine building,
210
590292
2054
ve yine de böylesi deneysel bir doğaya sahip olacak.
10:17
but keep this kind of experimental nature.
211
592370
2019
Ve ikincisi, onlar
10:19
And the second is,
212
594413
1198
10:20
they were what we call
a multi-form theater,
a multi-form theater,
213
595635
2878
bizim çok-biçimli dediğimiz bir tiyatroydu,
10:23
they do different kinds
of performances in repertory.
of performances in repertory.
214
598537
2606
repertuarlarında çok farklı türde gösteriler var.
Yani sabah
10:25
So they in the morning
will do something in arena,
will do something in arena,
215
601167
2809
arenada bir şeyler yaparken,
10:28
then they'll do something
in proscenium and so forth.
in proscenium and so forth.
216
604000
2493
sonrasında sahnede bir şeyler yapıyorlar gibi.
Ve bu yüzden farklı tiyatro organizasyonları arasında
10:31
And so they needed to be able
to quickly transform
to quickly transform
217
606517
2349
çabukça geçiş yapabilmeleri gerekiyordu,
10:33
between different theater organizations,
218
608890
1926
ve işletme maliyetleri sebebiyle,
10:35
and for operational budget reasons,
219
610840
1685
bu aslında Birleşik Devletler'deki hemen hemen
10:37
this actually no longer
happens in pretty much
happens in pretty much
220
612549
2163
hiç bir çok-biçimli tiyatroda olamıyor.
10:39
any multi-form theater
in the United States,
in the United States,
221
614736
2240
10:41
so we needed to figure out
a way to overcome that.
a way to overcome that.
222
617000
2475
dolayısıyla bu işin üstesinden gelmek için bir yol bulmak zorundaydık.
Böylelikle bizim düşüncemiz tiyatroyu tam olarak baş aşağı koymaktı:
10:44
So our thought was to literally
put the theater on its head:
put the theater on its head:
223
619499
2823
önceden tiyatro önü ve tiyatro arkası olarak tanımlanan şeyleri alıp,
10:47
to take those things
that were previously defined
that were previously defined
224
622346
2310
10:49
as front-of-house and back-of-house
225
624680
1675
tiyatro üstü ve tiyatro altı olarak üst üste koymak
10:51
and stack them above house
and below house,
and below house,
226
626379
2008
ve bizim tiyatro makinesi dediğimiz şeyi yaratmak.
10:53
and to create what we called
a theater machine.
a theater machine.
227
628411
2199
Parayı binanın işleyişine yatırdık.
10:55
We invest the money
in the operation of the building.
in the operation of the building.
228
630634
2483
Sanki bina herhangi bir yere yerleştirilebilirmiş gibi, nereye yerleştirirseniz, altındaki alan
10:57
It's almost as though the building
could be placed anywhere,
could be placed anywhere,
229
633141
2822
11:00
wherever you place it,
230
635987
1152
tiyatro performanslarına uygun hale geliyor.
11:01
the area under it is charged
for theatrical performances.
for theatrical performances.
231
637163
2730
Ve böylece ilk prensiplere geri döndük,
11:04
And it allowed us to go back
to first principles,
to first principles,
232
639917
2322
sahne arkası ekipmanlarını, akustik kaplamayı,
11:07
and redefine fly tower, acoustic
enclosure, light enclosure and so forth.
enclosure, light enclosure and so forth.
233
642263
3582
aydınlatma sistemini ve diğerlerini yeniden tanımladık.
11:10
And at the push of a button,
234
645869
1470
Ve sanat yönetmeni bir tuşla,
11:12
it allows the artistic director
to move between proscenium, thrust,
to move between proscenium, thrust,
235
647363
3627
proscenium sahne düzeni,
arena sahne düzeni ve düz ayak düzen
11:15
and in fact, arena
and traverse and flat floor,
and traverse and flat floor,
236
651014
3791
11:19
in a very quick transfiguration.
237
654829
2395
arasında hızlıca biçim değiştiriebilir.
Yani aslında, kullanabileceğimiz işletme -
11:22
So in fact, using
operational budget, we can --
operational budget, we can --
238
657248
3422
pardon yatırım maliyetini kullanarak
11:25
sorry, capital cost --
we can actually achieve
we can actually achieve
239
660694
2192
11:27
what was no longer achievable
in operational cost.
in operational cost.
240
662910
2471
işletme maliyetiyle ulaşılamayacak olanı sağlıyoruz.
Ve bu sayede sanat yönetmeni
11:30
And that means that the artistic director
241
665898
1953
11:32
now has a palette that he or she
can choose from,
can choose from,
242
667875
2365
içerisinden seçebileceği bir biçimler ve
procesionlar paletine sahip oluyor.
11:35
between a series of forms
and a series of processions,
and a series of processions,
243
670264
3498
çünkü normalde sahne önü ve sahne arkası ile ayrılmış olan
11:38
because that enclosure around the theater
that is normally trapped
that is normally trapped
244
673786
3124
tiyatro çevresindeki kabuk
11:41
with front-of-house and back-of-house
spaces has been liberated.
spaces has been liberated.
245
676934
3042
özgürleştirilmiş oldu.
11:44
So an artistic director has the ability
to have a performance
to have a performance
246
680000
3269
Yani sanat direktörü böylelikle
Wagnerian sahne düzeninde bir performansla başlayıp sonrasında,
11:48
that enters in a Wagnerian procession,
247
683293
2115
ilk sahneyi proscenium sahne düzeninde yapıp,
11:50
shows the first act in thrust,
248
685432
2335
perde arasını Yunan düzeninde,
11:52
the intermission in a Greek procession,
249
687791
3185
11:55
second act in arena, and so forth.
250
691000
1818
ikinci sahneyi arena düzeninde ve benzeri biçimlerde gerçekleştirebilir.
Şimdi size bunun ne demek olduğunu göstereceğim.
11:58
So I'm going to show you
what this actually means.
what this actually means.
251
693254
2351
Burada tiyatro kapalı vaziyette.
12:00
This is the theater up close.
252
695629
1768
Tiyatronun etrafındaki her bir parça bağımsız olarak açılabilir.
12:02
Any portion around the theater
actually can be opened discretely.
actually can be opened discretely.
253
697421
3086
Aydınlatma perdesi, akustik perdeden
12:07
The light enclosure can be lifted
separate to the acoustic enclosure,
separate to the acoustic enclosure,
254
702515
3898
bağımsız olarak kaldırılabilir, böylece Beckett oynarken
12:11
so you can do Beckett
with Dallas as the backdrop.
with Dallas as the backdrop.
255
706437
2484
fon olarak Dallas'ı kullanabilirsiniz.
Parçalar açılabilir ve motosikletler doğrudan
12:14
Portions can be opened,
256
710146
1165
12:16
so you can now actually have motorcycles
drive directly into the performance,
drive directly into the performance,
257
711335
3643
içeri girerek performansa dahil olabilir, ya da bir açık hava performansı
12:19
or you can even just have
an open-air performance,
an open-air performance,
258
715002
2402
bile yapabilirsiniz ya da sahne araları.
12:22
or for intermissions.
259
717428
1166
Balkonların tümü farklı düzenlerde yer alabilir,
12:23
The balconies all move to go
between those configurations,
between those configurations,
260
719094
2733
ama aynı zamanda yok da olurlar.
12:26
but they also disappear.
261
721851
1285
Sahne önü çizgisi de kaldırılabilir.
12:28
The proscenium line can also disappear.
262
723517
2120
İçeri devasa nesneler sokabilirsiniz, yani aslında
12:30
You can bring enormous objects in,
263
726129
1841
12:32
so in fact, the Dallas Theater Company --
264
727994
1991
Dallas Tiyatro Şirketi'nin ilk gösterisi
Charles Lindbergh'le ilgili bir oyun olacak,
12:34
their first show will be a play
about Charles Lindbergh,
about Charles Lindbergh,
265
730009
2651
ve içeri gerçek bir uçak sokmak istiyorlar.
12:37
and they'll want to bring in
a real aircraft.
a real aircraft.
266
732684
2292
12:39
And then it also provides them,
in the off-season,
in the off-season,
267
735000
2611
Ve bu aynı zamanda ölü sezonda
mekanı tamamen başka şeyler için
12:42
the ability to actually rent out
their space for entirely different things.
their space for entirely different things.
268
737635
5206
kiralamalarına imkan sağlıyor.
12:48
This is it from a distance.
269
744000
2655
Bu gece görünüşü - pardon uzaktan görünüş.
12:53
Open up entire portions
for different kinds of events.
for different kinds of events.
270
748921
2988
Farklı türde aktiviteler için bütün parçalar açılıyor.
12:56
And at night.
271
751933
1151
Ve gece.
Yine, ses perdesini kaldır, akustik perdeyi tut.
12:59
Again, remove the light enclosure;
keep the acoustic enclosure.
keep the acoustic enclosure.
272
755092
3878
Bu bir dev araç gösterisi.
13:04
This is a monster truck show.
273
759676
1878
Şimdi size son projeyi göstereceğim.
13:06
I'm going to show now the last project.
274
761578
1891
Bu da sıradışı bir işverendi.
13:08
This also is an unusual client.
275
763493
1483
13:09
They inverted the whole idea
of development.
of development.
276
765000
2473
Müteahhitlik yapma kavramını tam tersine çevirdiler.
Geldiler ve dediler ki -sıradan müteahhitlerden farklı olarak-
13:12
They came to us and they said --
unlike normal developers --
unlike normal developers --
277
767497
2827
dediler ki: "Biz Louisville'de
13:15
they said, "We want to start out
278
770348
1537
13:16
by providing a contemporary
art museum in Louisville.
art museum in Louisville.
279
771909
2749
bir çağdaş sanatlar müzesi yaparak
işe başlamak istiyoruz. Temel amacımız bu."
13:19
That's our main goal."
280
774682
1204
13:20
And so instead of being a developer
that sees an opportunity to make money,
that sees an opportunity to make money,
281
775910
3595
Ve para kazanmak için bir fırsat gören
girişimci olmak yerine, şehir merkezinde bir katalizör
13:24
they saw an ability to be
a catalyst in their downtown.
a catalyst in their downtown.
282
779529
3021
olma imkanı gördüler.
13:27
And the fact that they wanted to support
the contemporary art museum
the contemporary art museum
283
782574
3580
Ve böyle bir çağdaş sanatlar müzesini desteklemek fikri
onların ticari tasarılarını oluşturdu,
13:30
actually built their pro forma,
284
786178
1557
yani meseleye tersten baktılar.
13:32
so they worked in reverse.
285
787759
1317
Ve bu ticari tasarı
13:34
And that pro forma led us
286
789431
1545
13:35
to a mixed-use building
that was very large,
that was very large,
287
791000
2976
onların sanata olan heveslerini desteklemek için
13:38
in order to support
their aspirations of the art,
their aspirations of the art,
288
794000
2304
çok büyük, karma kullanım bir binaya bizi yönlendirdi,
ama aynı zamanda sanat içinde işbirliği yapma,
13:41
but it also opened up opportunities
for the art itself
for the art itself
289
796328
2547
ticari mekanlarla ilişki kurma gibi fırsatlar sağladı
13:43
to collaborate, interact
with commercial spaces
with commercial spaces
290
798899
2220
ki sanatçılar her geçen gün böylesi bir etkileşime daha fazla ilgi duyuyorlar.
13:45
that actually artists more
and more want to work within.
and more want to work within.
291
801143
2760
Ve biz de nasıl bir şey hem
13:49
And it also charged us
with thinking about how to have
with thinking about how to have
292
804356
3025
münferit yapı olur hem de
13:52
something that was both a single building
293
807405
1964
makul bir yan-bina olur diye düşündük.
13:54
and a credible sort of sub-building.
294
809393
2583
13:56
So this is Louisville's skyline,
295
812000
2543
Şimdi ben -- Bu Louisvil şehrinin silüeti --
ve şimdi projeyi yönlendiren
13:59
and I'm going to take
you through the various constraints
you through the various constraints
296
814567
2680
çeşitli kısıtlamalara bakacağız.
14:02
that led to the project.
297
817271
1193
İlki, fiziksel kısıtlamalar. Biz esasen
14:03
First: the physical constraints.
298
818488
1539
üç ayrık alanda çalışmak durumundaydık,
14:04
We actually had to operate
on three discrete sites,
on three discrete sites,
299
820051
2401
ve her biri, binanın boyutlarından baya baya küçüktü.
14:07
all of them well smaller
than the size of the building.
than the size of the building.
300
822476
2881
Muhamad Ali merkezinin yanında çalışmak,
14:10
We had to operate next to the new
Muhammad Ali Center, and respect it.
Muhammad Ali Center, and respect it.
301
825381
3683
ve ona saygı duymak durumundaydık.
100 yıllık bir taşkın alanında çalışıyorduk.
14:13
We had to operate
within the 100-year floodplain.
within the 100-year floodplain.
302
829088
2298
Şimdi, bu alan yılda üç dört sefer taşar,
14:16
Now, this area floods
three to four times a year,
three to four times a year,
303
831410
2315
ve burada bir su seti bulunuyor,
14:18
and there's a levee behind our site,
304
833749
1737
New Orleans'da yıkılanlar gibi.
14:20
similar to the ones
that broke in New Orleans.
that broke in New Orleans.
305
835510
2280
I-64 karayolunun arkasında çalışmak zorundaydık,
14:23
Had to operate behind the I-64 corridor,
306
838687
4202
14:27
a street that cuts through the middle
of these separate sites.
of these separate sites.
307
842913
2916
ve bu ayrık alanları kesen bir cadde.
Ve bunlar -- yani bir tür
14:30
So we're starting to build a sort of
nightmare of constraints in a bathtub.
nightmare of constraints in a bathtub.
308
845853
4566
banyo küvetinde kısıtlar kabusu oluşturuyor.
Bu küvetin altında
14:35
Underneath the bathtub
are the city's main power lines.
are the city's main power lines.
309
850443
3389
şehrin ana elektrik kabloları var.
Ve bir grup kültür yapısını birbirine bağlayacak
14:39
And there is a pedestrian corridor
that they wanted to add,
that they wanted to add,
310
854699
2801
bir yaya koridoru eklemek istiyorlardı,
14:42
that would link a series
of cultural buildings,
of cultural buildings,
311
857524
2950
ve bir manzara koridor -çünkü bu tarihi alan-
14:45
and a view corridor --
because this is the historic district --
because this is the historic district --
312
860498
2966
yeni bir bina ile kapamak istemiyorlardı.
14:48
that they didn't want to obstruct
with a new building.
with a new building.
313
863488
2548
(Kahkahalar)
Ve şimdi 100.000 metrekare ekleyeceğiz.
14:50
(Laughter)
314
866060
1040
14:51
And now we're going to add
1.1 million square feet.
1.1 million square feet.
315
867124
2573
Ve eğer biz alışılagelmiş şeyi yapsaydık, bu 100.000 metrekare
14:54
And if we did the traditional thing,
that 1.1 million square feet --
that 1.1 million square feet --
316
870125
3215
-bunlar farklı program elemanları- alışıldık şey buradaki kamusal elemanları
14:58
these are the different programs --
317
873364
1672
14:59
the traditional thing would be to identify
the public elements, place them on sites,
the public elements, place them on sites,
318
875060
3964
tanımlayıp, araziye oturtmak olurdu,
ve gerçekten berbat bir durum oluşurdu:
15:03
and now we'd have a really
terrible situation:
terrible situation:
319
879048
2175
taşan bir küvetin ortasında kamusal bir şey.
15:06
a public thing in the middle
of a bathtub that floods.
of a bathtub that floods.
320
881247
2729
15:09
And then we would size
all the other elements --
all the other elements --
321
885000
2597
Ve sonrasında tüm diğer elemanları ölçeğe getirirdik --
farklı ticari öğeler;
15:12
the different commercial elements:
322
887621
1655
otel, lüks konutlar, ofisler ve benzeri --
15:14
hotel, luxury housing,
offices and so forth --
offices and so forth --
323
889300
2143
ve üstüne bindirirdik. Ve böylece
15:16
and dump it on top.
324
891467
1205
15:17
And we would create
something that was unviable.
something that was unviable.
325
892696
2964
düzgün çalışamayacak bir şey yaratırdık.
15:20
In fact -- and you know this -- this
is called the Time Warner Building.
is called the Time Warner Building.
326
895684
3745
Aslında -siz bunu biliyorsunuz- buna Time Warner binası deniyor.
(Kahkalara)
15:24
(Laughter)
327
899453
1674
Bizim stratejimiz oldukça basitti.
15:25
So our strategy was very simple.
328
901151
1825
15:27
Just lift the entire block,
329
903000
3111
Bütün bloğu yukarı kaldır,
elemanların bazılarını ters çevir, yeniden yerleştir,
15:30
flip some of the elements over,
330
906135
1635
15:32
reposition them
so they have appropriate views
so they have appropriate views
331
907794
2810
ki uygun manzara ve şehir merkeziyle ilişkiye sahip olsunlar,
15:35
and relationships to downtown,
332
910628
1636
ve dolaşım bağlantılarını yap ve yolu tekrar yönlendir.
15:37
and make circulation connections
and reroute the road.
and reroute the road.
333
912288
3453
Temel konsept bu,
15:40
So that's the basic concept,
334
915765
1527
ve şimdi bunun nereye gittiğini göstereceğim.
15:42
and now I'm going to show you
what it leads to.
what it leads to.
335
917316
2330
15:45
Ok, it seems a very formal,
willful gesture,
willful gesture,
336
920916
2555
Evet, son derece biçimsel, ve istemsel bir hareket
fakat tamamen kısıtlamalardan türeyen bir şey.
15:48
but something derived entirely
out of the constraints.
out of the constraints.
337
923495
2548
Ve yine, yayınladığımızda, bir tür endişeyle karşılaştı
15:50
And again, when we unveiled it,
there was a sort of nervousness
there was a sort of nervousness
338
926067
2981
bu bir mimarın ifade biçimi gibi düşünüldü,
15:53
that this was about an architect
making a statement,
making a statement,
339
929072
2437
bir dizi problemi çözmeye çalışan
15:56
not an architect who was attempting
to solve a series of problems.
to solve a series of problems.
340
931533
3592
bir mimar gibi değil.
Şimdi, bu merkez bölgede, dediğim gibi
15:59
Now, within that center zone, as I said,
341
935149
2294
bir takım şeyleri karıştırma imkanına sahibiz.
16:02
we have the ability to mix
a series of things.
a series of things.
342
937467
2155
İşte burada görüyorsunuz --
16:04
So here, this is sort of an x-ray --
343
939646
2723
bu -- kulelilerin bir tür röntgeni -- kuleler
16:07
the towers are totally developer-driven.
344
942393
1935
tamamen müteahhit tarafından karar verildi. Onlar bize ölçüleri, boyutlar vs. söylediler
16:09
They told us the dimensions,
the sizes and so forth,
the sizes and so forth,
345
944352
2450
ve biz bütün kamusal bileşenleri alıp
16:11
and we focused on taking
all the public components --
all the public components --
346
946826
2497
-lobi, bar,
16:14
the lobbies, the bars --
347
949347
1292
farklı ticari elemanların sahip olacağı her şey --
16:15
everything that different commercial
elements would have,
elements would have,
348
950663
3313
16:18
and combined it in the center,
in the sort of subway map,
in the sort of subway map,
349
954000
2976
merkezde birleştirmeye odaklandık, bir tür metro haritası gibi,
16:21
in the transfer zone that would also
include the contemporary art museum.
include the contemporary art museum.
350
957000
3718
çağdaş sanat müzesini de içeren bir tür geçiş alanında.
Yani bu şöyle bir durum yaratıyor,
16:25
So it creates a situation like this,
where you have artists who can operate
where you have artists who can operate
351
960742
4065
22. katta muazzam manzaraya sahip bir
16:29
within an art space that also has
an amazing view on the 22nd floor,
an amazing view on the 22nd floor,
352
964831
3878
sanat mekanında çalışan sanatçılar var,
ama aynı zamanda kuratörün açıp kapayabileceği
16:33
but it also has proximity that the curator
can either open or close.
can either open or close.
353
968733
3457
bir yere yakın olma durumu da var.
Egzersiz bisikletleri üzerindeki insanların
16:37
It allows people
on exercise bicycles to be seen,
on exercise bicycles to be seen,
354
972214
3206
sanatı görme ya da görülmesini sağlıyor.
16:40
or to see the art, and so forth.
355
975444
1675
Böylelikle, eğer bir sanatçı yüzme havuzu gibi bir şeyi kullanmak isterse,
16:41
It also means that if an artist wants
to invade something like a swimming pool,
to invade something like a swimming pool,
356
977143
3720
sergisini yüzme havuzunda yapabilir,
16:45
they can begin to do their exhibition
in a swimming pool,
in a swimming pool,
357
980887
2710
yani çağdaş galeri mekanının kısıtları içerisinde
16:48
so they're not forced to always
work within the confines
work within the confines
358
983621
2637
çalışmak zorunda değiller.
16:51
of a contemporary gallery space.
359
986282
1535
Peki, nasıl inşa edeceğiz.
16:52
So, how to build this.
360
987841
1167
Çok basit: bu bir sandalye.
16:53
It's very simple: it's a chair.
361
989032
1944
16:55
So, we begin by building the cores.
362
991000
3432
Evet. Çekirdekleri inşa ederek başlıyoruz.
Çekirdekleri inşa ederken, çağdaş sanat müzesini aşamalı olarak inşa ediyoruz.
16:59
As we're building the cores, we build
the contemporary art museum at grade.
the contemporary art museum at grade.
363
994456
3544
Bu bize müthiş bir verimlilik ve maliyet avantajı sağlıyor.
17:02
That allows us to have
incredible efficiency and cost efficiency.
incredible efficiency and cost efficiency.
364
998024
3066
Yüksek bütçeli bir bina değil bu.
17:05
This is not a high-budget building.
365
1001114
1701
Çekirdekler orta seviyeye geldiği zaman,
17:07
The moment the cores get to mid level,
366
1002839
1849
sanat müzesini bitiriyoruz, tüm mekanik donatısını yerleştiriyoruz
17:09
we finish the art museum; we put
all the mechanical equipment in it;
all the mechanical equipment in it;
367
1004712
3195
ve havaya kaldırıyoruz.
17:12
and then we jack it up into the air.
368
1007931
1745
Çok büyük uçak hangarlarını bu şekilde inşa ediyorlar,
17:14
This is how they build
really large aircraft hangars,
really large aircraft hangars,
369
1009700
2489
A380 için yaptıkları gibiler.
17:17
for instance, the ones
that they did for the A380.
that they did for the A380.
370
1012213
2360
Çekirdekleri bitir, eti bitir
17:19
Finish the cores, finish the meat
371
1014597
1840
ve buna benzer bir şey elde ediyorsunuz.
17:21
and you get something
that looks like this.
that looks like this.
372
1016461
2013
Şimdi sadece 30 saniyem var, o yüzden bir
17:23
Now I only have about 30 seconds,
373
1018498
1578
animasyon başlatmak istiyorum ve bununla bitireceğiz.
17:24
so I want to start an animation,
374
1020100
1898
17:26
and we'll conclude with that.
375
1022022
1395
17:28
Thank you.
376
1023441
1388
(Alkışlar)
17:29
(Applause)
377
1024853
4123
17:33
Chris asked me to add --
378
1029000
1976
Chris eklememi istedi --
17:35
the theater is under construction,
379
1031000
1776
tiyatro şu anda inşa ediliyor, ve
17:37
and this project will start
construction in about a year,
construction in about a year,
380
1032800
2724
bu projenin inşası bir yıl içerisinde başlayacak,
ve 2010'da bitecek.
17:40
and finish in 2010.
381
1035548
1151
17:41
[identify public elements]
382
1036723
1262
17:42
[insert public elements at grade]
383
1038009
1587
17:44
[optimize tower dimensions]
384
1039620
2420
17:47
[place towers on site]
385
1042412
1333
17:48
[lift program]
386
1044115
2279
17:51
[flip!]
387
1046418
1779
17:53
[optimize program adjacencies]
388
1048221
1588
17:54
[connect to context]
389
1049833
1393
17:56
[redirect 7th street]
390
1051534
2112
ABOUT THE SPEAKER
Joshua Prince-Ramus - ArchitectJoshua Prince-Ramus is best known as architect of the Seattle Central Library, already being hailed as a masterpiece of contemporary culture. Prince-Ramus was the founding partner of OMA New York—the American affiliate of the Office for Metropolitan Architecture (OMA) in the Netherlands—and served as its Principal until he renamed the firm REX in 2006.
Why you should listen
With one of the decade's most celebrated buildings under his belt, Joshua Prince-Ramus would seem well-positioned to become the world's next "starchitect." Except that he doesn't want the job. With his quiet intensity and intellectual bearing, Prince-Ramus is the antithesis of the egomaniacal master architect. He flatly rejects not just the title, but the entire notion of a "starchitect" designing with a genius stroke of the pen.
Prince-Ramus is best known for his work on the Seattle Central Library. The striking, diamond-windowed structure reimagines, to spectacular effect, the library's role in a modern urban context. "Seattle's new Central Library is a blazing chandelier to swing your dreams upon," Herbert Muschamp wrote in The New York Times. "In more than 30 years of writing about architecture, this is the most exciting new building it has been my honor to review."
Having founded the US practice of the radical Dutch architecture firm OMA in 2000, Prince-Ramus served as its Principal until he renamed the firm REX in May 2006. He continues to take what he describes as a performance-based approach to architecture, pushing logic and rational ideas to their limits to create buildings that are unexpected, but wholly appropriate to their environment and intended use. REX recently completed the AT&T Performing Arts Center’s Dee and Charles Wyly Theatre in Dallas, Texas and the Vakko Fashion Center and Power Media Center in Istanbul, Turkey. Current work includes Museum Plaza, a 62-story mixed-use skyscraper housing a contemporary art center in Louisville, Kentucky;the new Central Library and Music Conservatory for the city of Kortrijk, Belgium;and a 2,643,000 ft2 luxury residential development in Songdo Landmark City, South Korea.
More profile about the speakerPrince-Ramus is best known for his work on the Seattle Central Library. The striking, diamond-windowed structure reimagines, to spectacular effect, the library's role in a modern urban context. "Seattle's new Central Library is a blazing chandelier to swing your dreams upon," Herbert Muschamp wrote in The New York Times. "In more than 30 years of writing about architecture, this is the most exciting new building it has been my honor to review."
Having founded the US practice of the radical Dutch architecture firm OMA in 2000, Prince-Ramus served as its Principal until he renamed the firm REX in May 2006. He continues to take what he describes as a performance-based approach to architecture, pushing logic and rational ideas to their limits to create buildings that are unexpected, but wholly appropriate to their environment and intended use. REX recently completed the AT&T Performing Arts Center’s Dee and Charles Wyly Theatre in Dallas, Texas and the Vakko Fashion Center and Power Media Center in Istanbul, Turkey. Current work includes Museum Plaza, a 62-story mixed-use skyscraper housing a contemporary art center in Louisville, Kentucky;the new Central Library and Music Conservatory for the city of Kortrijk, Belgium;and a 2,643,000 ft2 luxury residential development in Songdo Landmark City, South Korea.
Joshua Prince-Ramus | Speaker | TED.com