TED2013
Edith Widder: How we found the giant squid
Edith Widder: Dev mürekkep balığını nasıl bulduk
Filmed:
Readability: 4.5
4,720,375 views
İnsanoğlu şu altında ilk fotoğrafları çekmeye başladığımızdan beridir dev mürekkep balıklarını aramaktalar.Fakat bu bulunması zor deniz canlısı hiç kameralara yakalanmadı. Denizbilimci ve kaşif Edith Widder bizimle ilk kez bir mürekkep balığının yakalanışındaki önemli anını (ve grup çalışmasını) bizimle paylaştı.
Edith Widder - Marine biologist
Edith Widder combines her expertise in research and technological innovation with a commitment to stopping and reversing the degradation of our marine environment. Full bio
Edith Widder combines her expertise in research and technological innovation with a commitment to stopping and reversing the degradation of our marine environment. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:16
The Kraken, a beast so terrifying
0
975
3036
Kraken. Bu çirkin yaratık öyle korkunç ki
00:19
it was said to devour men and ships and whales,
1
4011
3097
bir çırpıda insanlari, gemileri, balinaları yiyebileceği
00:23
and so enormous it could be mistaken for an island.
2
7108
3927
söylenir ve öyle büyük ki bir ada bile zannedilebilir.
00:26
In assessing the merits of such tales,
3
11035
2256
Bu tip hikayeleri değerlendirirken, eski denizcilerin bakış açısına göre,
00:29
it's probably wise to keep in mind that old sailor's saw
4
13291
2885
bir peri masalı ile bir denizci hikayesinin arasındaki farkın,
00:32
that the only difference between a fairytale and a sea story
5
16176
3623
peri masallarıı " bir varmış bir yokmuş" diye başlarken
00:35
is a fairytale begins, "Once upon a time,"
6
19799
2637
denizci hikayelerinin " bak bu yalan değil" diye başlaması
00:38
and a sea story begins, "This ain't no shit." (Laughter)
7
22436
5233
olduğunu akılda tutmak bilgece olacaktır. (Gülmeler)
00:43
Every fish that gets away
8
27669
1778
Kaçmayı başaran her balık
00:45
grows with every telling of the tale.
9
29447
2148
bu hikayelerin her anlatımıyla daha da büyür.
00:47
Nevertheless, there are giants in the ocean,
10
31595
2487
Ama yinede, bu okyanuslarda devler de var,
00:49
and we now have video proof,
11
34082
2029
ve artık bunu kanıtlayacak videolarımız var,
00:52
as those of you that saw the Discovery Channel documentary are no doubt aware.
12
36111
4622
Discovery Channel belgeselini görenleriniz,
şüphesiz bundan haberdardır.
şüphesiz bundan haberdardır.
00:56
I was one of the three scientists on this expedition
13
40733
2637
Geçen yaz Japaonya açıklarında yapılan
00:59
that took place last summer off Japan.
14
43370
2196
bu yolculuktaki 3 bilim insanından biriydim.
01:01
I'm the short one.
15
45566
2496
Kısa olan benim.
01:03
The other two are Dr. Tsunemi Kubodera and Dr. Steve O'Shea.
16
48062
4058
Diğer ikisi, Dr.Tsunemi Kubodera ve Dr.Steve O'Shea.
01:08
I owe my participation in this now-historic event
17
52120
3530
Bu güncel tarihi olaya katılımımı TED'e
01:11
to TED.
18
55650
1806
borçluyum.
01:13
In 2010, there was a TED event called Mission Blue
19
57456
3075
2010 yilinda "mavi görev" adında, Galapagos'ta
01:16
held aboard the Lindblad Explorer in the Galapagos
20
60531
2734
Lindblad Explorer gemisinde yapılan bir TED aktivitesi vardı
01:19
as part of the fulfillment of Sylvia Earle's TED wish.
21
63265
3842
Sylvia Earle'in TED dileğini gerçekleştirmenin bir parçası olarak yapılmıştı.
01:23
I spoke about a new way of exploring the ocean,
22
67107
2789
Okyanusu keşfetmenin yeni yolları hakkında bir konuşma yapmıştım,
01:25
one that focuses on attracting animals instead of scaring them away.
23
69896
4777
hayvanları korkutup kaçırmak yerine onları cezbetmek odaklıydı.
01:30
Mike deGruy was also invited,
24
74673
2296
Mike deGruy da davetliydi
01:32
and he spoke with great passion about his love of the ocean,
25
76969
3555
ve okyanusa olan sevgisinden büyük bir tutkuyla bahsetti,
01:36
and he also talked to me about applying my approach
26
80524
2413
hem de uzun süredir ilgilenmekte olduğu bir şeyde
01:38
to something he's been involved with for a very long time,
27
82937
2656
benim yaklaşımımı uygulamak hakkında benimle konuştu,
01:41
which is the hunt for the giant squid.
28
85593
3434
dev mürekkep balıklarını bulmakla ilgili.
01:44
It was Mike that got me invited to the squid summit,
29
89027
3880
Beni de bu mürekkep balığı zirvesine, o yaz köpek balığı haftası boyunca
01:48
a gathering of squid experts at the Discovery Channel
30
92907
4125
Discovery Channel'da mürekkep balığı
01:52
that summer during Shark Week. (Laughter)
31
97032
4789
uzmanlarının toplantısına davet eden kişi Mike idi. (Gülmeler)
01:57
I gave a talk on unobtrusive viewing
32
101821
2416
Derin deniz mürekkep balıklarının görsel çekiciliği ve
02:00
and optical luring of deep sea squid
33
104237
2543
mütevazi görünüşü üzerine bir konuşma yaptım.
02:02
in which I emphasized the importance
34
106780
1777
Ve bu konuşmada bu keşifler için sessiz,
02:04
of using quiet, unobtrusive platforms for exploration.
35
108557
5250
basit platformlar kullanılmasının önemini vurguladım.
02:09
This came out of hundreds of dives I have made,
36
113807
2725
Bu fikir, yaptığım yüzlerce dalıştan,
02:12
farting around in the dark
37
116532
2326
bu platformları kullanarak
02:14
using these platforms,
38
118858
2778
karanlıklarda dolaşmaktan geldi,
02:17
and my impression that I saw more animals
39
121636
3583
benim izlenimim bir denizaltıyla, uzaktan kumandalı
02:21
working from the submersible
40
125219
1881
herhangi bir cihazla olduğundan
02:23
than I did with either of the remote-operated vehicles.
41
127100
2920
daha fazla sayıda hayvan görebildiğim.
02:25
But that could just be because the submersible has a wider field of view.
42
130020
3370
Tabii bu sadece denizaltının daha geniş bir görüş alanı olmasından da kaynaklanıyor olabilir.
02:29
But I also felt like I saw more animals
43
133390
1689
Ayrıca Tiburanla çalışırken Ventana'dan
02:30
working with the Tiburon than the Ventana,
44
135079
1851
daha fazla hayvan gördüğümü hissettim,
02:32
two vehicles with the same field of view
45
136930
2185
bu iki alet de aynı görüş alanına sahip,
02:35
but different propulsion systems.
46
139115
2038
fakat itiş sistemleri farklı.
02:37
So my suspicion was that it might have something to do with the amount of noise they make.
47
141153
4031
Bu yüzden şüphem çıkardıkları gürültü miktarıyla ilgili birşeyler olabileceğiydi.
02:41
So I set up a hydrophone on the bottom of the ocean,
48
145184
2256
Böylece okyanusun tabanına bir hidrofon yerleştirdim
02:43
and I had each of these fly by at the same speed and distance
49
147440
3160
ve bunların herbiri ile aynı hız ve mesafeden geçişler yapıp
02:46
and recorded the sound they made.
50
150600
2432
çıkardıkları sesleri kaydettim.
02:48
The Johnson Sea-Link -- (whirring noise) --
51
153032
1637
The Johnson Sea-Link ( makine sesleri)
02:50
which you can probably just barely hear here,
52
154669
2595
Burada büyük ihtimalle anca duyabilirsiniz,
02:53
uses electric thrusters -- very, very quiet.
53
157264
3600
elektrikli itiş sistemi kullanıyor, çok, çok sessiz.
02:56
The Tiburon also uses electric powered thrusters.
54
160864
3355
Tiburon da bu elektrikli itiş sistemi kullanıyor,
03:00
It's also pretty quiet, but a bit noisier. (Louder whirring noise)
55
164219
5079
o da oldukça sessiz ama birazcık daha gürültülü (daha güçlü makine sesleri)
03:05
But most deep-diving ROVs these days use hydraulics
56
169298
3203
Fakat bu günlerde kullanılan bir çok derin dalış Uzaktan Kumandalı aracı hidrolik kullanıyor,
03:08
and they sound like the Ventana. (Loud beeping noise)
57
172501
3438
ve Ventana gibi ses çıkarıyorlar. (yüksek bip sesi)
03:11
I think that's got to be scaring a lot of animals away.
58
175939
3426
Bence bu ses birçok hayvanı korkutup kaçırıyor olmalı.
03:15
So for the deep sea squid hunt,
59
179365
2493
Sonuçta derin deniz mürekkep balığı avı için,
03:17
I proposed using an optical lure
60
181858
2157
bir kamera platformuna yerleştirilmiş,
03:19
attached to a camera platform
61
184015
2160
görsel bir yem kullanmayı önerdim
03:22
with no thrusters, no motors,
62
186175
4768
motorsuz ve iticisiz,
03:26
just a battery-powered camera,
63
190943
2609
sadece pille çalışan bir kamera
03:29
and the only illumination coming from red light
64
193552
3020
ve sadece kırmızı ışıktan gelen bir aydınlatma, ki bu da
03:32
that's invisible to most deep-sea animals
65
196572
2492
birçok deniz canlısı için görünmezdir,
03:34
that are adapted to see primarily blue.
66
199064
2692
öncelikli olarak maviyi görebilmeye adapte olmuşlardır.
03:37
That's visible to our eye,
67
201756
1262
Bizim gözümüz için görülebilirdir,
03:38
but it's the equivalent of infrared in the deep sea.
68
203018
3341
fakat derin denizde kızılötesine eşdeğerdir.
03:42
So this camera platform, which we called the Medusa,
69
206359
2841
Ve Medusa olarak adlandırdığımız bu kamera platformu
03:45
could just be thrown off the back of the ship,
70
209200
2129
basitçe geminin arka tarafından atılabilir,
03:47
attached to a float at the surface with over 2,000 feet of line,
71
211329
5586
akıntılar tarafından pasif bir şekilde yüzdürülen
03:52
it would just float around passively carried by the currents,
72
216915
4079
bir şamandıraya 600 metrenin üzerinde bir kabloyla tutturulmuştur
03:56
and the only light visible to the animals in the deep
73
220994
4397
ve derindeki hayvanların görebileceği tek ışık
04:01
would be the blue light of the optical lure,
74
225391
3987
bu görsel yemin mavi ışığı olacak,
04:05
which we called the electronic jellyfish, or e-jelly,
75
229378
3780
ki biz buna elektronik deniz anası yada e-jelly diyoruz,
04:09
because it was designed to imitate
76
233158
2860
çünkü bu yem, derin denizlerde yaygın görülen
04:11
the bioluminescent display
77
236018
2256
deniz anası Atolla'nın biyo-ışıldamasını
04:14
of the common deep sea jellyfish Atolla.
78
238274
3345
taklit etmek için dizayn edildi.
04:17
Now, this pinwheel of light that the Atolla produces
79
241619
3561
Atolla'nın ürettiği bu ışıldak pervane,
04:21
is known as a bioluminescent burglar alarm
80
245180
2983
biyo-ışıldak hırsız alarmı olarak billinir
04:24
and is a form of defense.
81
248163
2278
ve bir çeşit savunma şeklidir.
04:26
The reason that the electronic jellyfish worked as a lure
82
250441
3181
Elektronik deniz anasının bir yem olarak
04:29
is not because giant squid eat jellyfish,
83
253622
2903
çalışmasının sebebi mürekkep balıklarının deniz analarını yemesi değil,
04:32
but it's because this jellyfish only resorts to producing this light
84
256525
4429
bu deniz analarının bu ışığı sadece
04:36
when it's being chewed on by a predator
85
260954
2377
bir yırtıcı tarafından ısırıldığında üretmesidir,
04:39
and its only hope for escape
86
263331
2679
sadece tek kaçış ümidi bu olduğunda,
04:41
may be to attract the attention of a larger predator
87
266010
2975
belki daha büyük bir yırtıcının dikkatini çekip,
04:44
that will attack its attacker
88
268985
2062
onun, kendine saldıran yırtıcıya saldırmasını
04:46
and thereby afford it an opportunity for escape.
89
271047
2543
ve bu arada kendine bir kaçma şansı yaratabileceği ümidiyle kullanır.
04:49
It's a scream for help, a last-ditch attempt for escape,
90
273590
3892
Bu bir yardım çığlığıdır, kaçış için son bir çırpınış
04:53
and a common form of defense in the deep sea.
91
277482
3408
ve derin denizlerdeki savunmanın yaygın bir şeklidir.
04:56
The approach worked.
92
280890
2113
Bu yaklaşım işe yaradı,
04:58
Whereas all previous expeditions had failed to garner
93
283003
3511
önceki bütün keşifler bu devin bir anlık görüntüsünü
05:02
a single video glimpse of the giant,
94
286514
2448
yakalamakta başarısız olduysa da,
05:04
we managed six, and the first triggered wild excitement.
95
288962
4665
biz 6 tane bulmayı başardık ve bu birincisi vahşi bir heyecanı tetikledi.
05:09
Edith Widder (on video): Oh my God. Oh my God! Are you kidding me?Other scientists: Oh ho ho! That's just hanging there.
96
293627
13218
Edith Widder (videoda): Aman Tanrım. Dalga mı geçiyorsun? Diğer bilim insanları: oh ho ho! orada öylece duruyor.
05:22
EW: It was like it was teasing us, doing a kind of fan dance --
97
306845
3136
EW: Bizimle dalga geçiyor gibiydi, bir çeşit dans ediyordu.
05:25
now you see me, now you don't --
98
309981
2045
-- şimdi beni görüyorsun, şimdi görmüyorsun --
05:27
and we had four such teasing appearances,
99
312026
3003
ve biz dört tane daha muzip halini yakalamıştık
05:30
and then on the fifth, it came in and totally wowed us.
100
315029
5409
ve sonra beşincisi geldi ve bizi tamamen şok etti.
05:36
(Music) Narrator: (Speaking in Japanese)
101
320438
4273
(Müzik) Sunan: (Japonca konuşuyor)
05:40
Scientists: Ooh. Bang! Oh my God! Whoa!
102
324711
9842
Bilim insanları: Ohh. Aman Tanrım!
05:52
(Applause)
103
336999
2254
(Alkışlar)
05:55
EW: The full monty.
104
339253
4854
EW: Bütünüyle.
06:00
What really wowed me about that
105
344107
1345
Bunda beni gerçekten şok eden şey
06:01
was the way it came in up over the e-jelly
106
345452
2174
e-jelly'nin üzerine gelip,
06:03
and then attacked the enormous thing next to it,
107
347626
2320
yanındaki büyük şeye sonra saldırıyor,
06:05
which I think it mistook for the predator on the e-jelly.
108
349946
3306
sanıyorum ki onu e-jelly'nin üzerindeki yırtıcı olarak düşünüyor.
06:09
But even more incredible was the footage shot
109
353252
2419
Ama daha da inanılmaz olanı, Triton denizaltısında
06:11
from the Triton submersible.
110
355671
2645
yakalanan görüntüydü.
06:14
What was not mentioned in the Discovery documentary
111
358316
2784
Discovery belgeselinde bahsedilmeyen şey
06:17
was that the bait squid that Dr. Kubodera used,
112
361100
3446
Dr.Kuboder'in yem olarak kullandığı mürekkep balığıydı,
06:20
a one-meter long diamondback squid
113
364546
3602
bir metre uzunluğunda elmas sırtlı murekkep balığına
06:24
had a light attached to it, a squid jig
114
368148
2712
tuturulmuş bir ışık, kültür balıkçılığı
06:26
of the type that longline fishermen use,
115
370860
2584
yapan balıkçıların kullandığı bir çeşit yalancı yemdi
06:29
and I think it was this light
116
373444
2038
ve bence o ışık, bu devi
06:31
that brought the giant in.
117
375482
2549
oraya çeken ışıktı.
06:33
Now, what you're seeing
118
378031
1465
Şimdi gördüğünüz şey
06:35
is the intensified camera's view under red light,
119
379496
5098
kırmızı ışığın altındaki yoğunlaştırılmış kameranın görüntüsü
06:40
and that's all Dr. Kubodera could see when the giant comes in here.
120
384594
4122
ve Dr.Kubodera'nın görebildiği bu devin gelişiydi.
06:44
And then he got so excited,
121
388716
2455
Çok heyecanlanmıştı,
06:47
he turned on his flashlight because he wanted to see better,
122
391171
3495
el fenerini açtı çünkü daha iyi görmek istiyordu
06:50
and the giant didn't run away,
123
394666
2184
ve bu dev kaçmadı,
06:52
so he risked turning on the white lights on the submersible,
124
396850
3241
o da riske girerek platformun üstündeki beyaz ışıkları açtı
06:55
bringing a creature of legend
125
400091
2536
ve efsane bir yaratığı
06:58
from the misty history into high-resolution video.
126
402627
4971
buğulu bir tarihten yüksek çözünürlüklü bir videoya getirdi.
07:03
It was absolutely breathtaking,
127
407598
3268
Kesinlikle nefes kesiciydi
07:06
and had this animal had its feeding tentacles intact
128
410866
2929
ve gördüğümüz bu hayvan, beslenme
dokunaçları bütün
dokunaçları bütün
07:09
and fully extended,
129
413795
1465
ve tam uzatılmış olarak,
07:11
it would have been as tall as a two-story house.
130
415260
3252
iki katlı bir ev uzunluğunda olmayıdı.
07:14
How could something that big
131
418512
2659
Nasıl bu kadar büyük birşey
07:17
live in our ocean and yet remain unfilmed until now?
132
421171
4600
okyanuslarımızda yaşar da şimdiye dek kaydedilmemiş olabilir?
07:21
We've only explored about five percent of our ocean.
133
425771
3624
Biz okyanusun sadece yüzde beş kadarını keşfettik.
07:25
There are great discoveries yet to be made down there,
134
429395
3136
Oralarda daha yapılacak büyük keşifler var,
07:28
fantastic creatures representing millions of years of evolution
135
432531
4622
müthiş yaratıklar milyonlarca yıllık evrimi temsil ediyor
07:33
and possibly bioactive compounds
136
437153
2097
ve muhtemelen bioaktif bileşenler
07:35
that could benefit us in ways that we can't even yet imagine.
137
439250
3815
bize henüz hayal bile edemeyeceğimiz katkılar sağlayabilir.
07:38
Yet we have spent only a tiny fraction
138
443065
3048
Henüz, uzay keşiflerine harcadığımız
07:42
of the money on ocean exploration
139
446113
3369
paranın sadece minik bir kesirini
07:45
that we've spent on space exploration.
140
449482
2407
okyanusun keşfine harcadık.
07:47
We need a NASA-like organization for ocean exploration,
141
451889
3645
Okyanusların keşfi için NASA gibi bir organizasyona ihtiyacımız var
07:51
because we need to be exploring and protecting
142
455534
2835
cünkü burada, yeryüzündeki hayat destek sistemimizi
07:54
our life support systems here on Earth.
143
458369
2592
keşfetmeli ve korumalıyız.
07:56
We need — thank you. (Applause)
144
460961
6232
Buna ihtiyacımız var -- Teşekkürler (Alkış)
08:03
Exploration is the engine that drives innovation.
145
467193
2854
Keşif yeniliğe yön veren bir makinedir.
08:05
Innovation drives economic growth.
146
470047
2971
Yenilik ekonomik büyümeye yön verir.
08:08
So let's all go exploring,
147
473018
1523
Haydi hep birlikte keşfedelim,
08:10
but let's do it in a way that doesn't scare the animals away,
148
474541
3101
fakat bunu hayvanları korkutmayan bir yolla yapalım,
08:13
or, as Mike deGruy once said,
149
477642
2333
ya da Mike deGruy'ın da bir zamanlar söylediği gibi
08:15
"If you want to get away from it all
150
479975
1786
"Eğer herşeyden kaçmak istersen
08:17
and see something you've never seen,
151
481761
1614
hiç görmediğin bir şey görmek,
08:19
or have an excellent chance of seeing something that no one's ever seen,
152
483375
3585
ya da hiç kimsenin görmemiş olduğu bir şey görmek için mükemmel bir şans,
08:22
get in a sub."
153
486960
1530
bir denizaltına bin"
08:24
He should have been with us for this adventure.
154
488490
2206
Bu macerada o da bizimle olmalıydı.
08:26
We miss him.
155
490696
1807
Onu özlüyoruz.
08:28
(Applause)
156
492503
5216
(Alkış)
ABOUT THE SPEAKER
Edith Widder - Marine biologistEdith Widder combines her expertise in research and technological innovation with a commitment to stopping and reversing the degradation of our marine environment.
Why you should listen
A specialist in bioluminescence, Edith Widder helps design and invent new submersible instruments and equipment to study bioluminescence and enable unobtrusive observation of deep-sea environments. Her innovative tools for exploration have produced footage of rare and wonderful bioluminescent displays and never-before-seen denizens of the deep, including, most recently, the first video ever recorded of the giant squid, Architeuthis, in its natural habitat.
In 2005 she founded the Ocean Research & Conservation Association (ORCA), which is dedicated to protecting aquatic ecosystems and the species they sustain through the development of innovative technologies and science-based conservation action.; In an effort to protect and revitalize the ocean she loves she has been focusing on developing tools for finding and tracking pollution -- a major threat to all of our water ecosystems and ultimately to human health. She was awarded a MacArthur "genius" grant in 2006.
In 2012, Widder was among the team that filmed the giant squid (Architeuthis) for the first time in its home ocean.
Edith Widder | Speaker | TED.com