TED@UPS
Janet Stovall: How to get serious about diversity and inclusion in the workplace
Janet Stovall: İş yerinde çeşitlilik ve kapsayıcılığı neden önemsemeliyiz
Filmed:
Readability: 3.8
1,692,190 views
Tüm renklerden ve ırklardan insanların şirketin her bir basamağını tırmanabilen ve çeşitlilik hakkında derslerde öğrendiklerimizin gerçekten yapabildiğimiz, düşünebildiğimiz ve ofisin dışında söyleyebildiğimiz şeylere dönüşebilen bir iş yeri hayal edin. Oraya nasıl gideriz? Bu samimi konuşmada kapsama savunucusu Janet Stovall, insanların kendilerini güvende hissedebileceği ve kendileri olabilecekleri bir iş yeri yaratmak için üç bölümlü eylem planını paylaşıyor.
Janet Stovall - Inclusion advocate, speechwriter
UPS's Janet Stovall has developed a business approach that addresses corporate racism head-on -- and has created methods to help dismantle it. Full bio
UPS's Janet Stovall has developed a business approach that addresses corporate racism head-on -- and has created methods to help dismantle it. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:13
Everybody has that one friend --
0
1507
3270
Bilirsiniz her insanın
00:16
you know, the single-minded one,
1
4801
1824
soru ne olursa olsun, sabit fikirli,
00:18
the one who, no matter
what the question is,
what the question is,
2
6649
3175
düşüncesi her neyse ona
göre bir cevapla gelmeyi
göre bir cevapla gelmeyi
00:21
always finds a way to make the answer
whatever it is she's single-minded about.
whatever it is she's single-minded about.
3
9848
4164
her zaman başarabilen bir arkadaşı vardır.
00:26
I'm that friend.
4
14769
1213
İşte ben o arkadaşım.
00:28
(Laughter)
5
16006
1773
(Kahkahalar)
00:29
And the thing that I'm single-minded about
6
17803
2583
Benim sabit fikirli olduğum şey ise
00:32
is racism.
7
20410
1182
ırkçılık.
00:34
If someone were to ask me, "So, Janet,
got any plans for the 4th of July?"
got any plans for the 4th of July?"
8
22100
4336
Yani biri bana "Hey Janet, 4 Temmuz için
herhangi bir planın var mı?'' diye sorsa
herhangi bir planın var mı?'' diye sorsa
00:38
I'm subject to answer, "Yeah,
I'm going to binge-watch 'Roots.'"
I'm going to binge-watch 'Roots.'"
9
26460
3069
cevabım "Evet, Roots'u
bir oturuşta bitireceğim." olur.
bir oturuşta bitireceğim." olur.
00:41
(Laughter)
10
29553
1056
(Kahkahalar)
00:42
Or if they said, "Janet,
I've got a joke for you:
I've got a joke for you:
11
30633
2876
Ya da biri ''Tavuk neden
karşıdan karşıya geçmiş?"
karşıdan karşıya geçmiş?"
00:45
Why'd the chicken cross the road?"
12
33533
1849
diye bir şaka yapsa cevabım şu olur:
00:47
"Uh, was it a black chicken?
13
35406
2161
''Tavuk siyahi miydi?
00:49
Probably gentrification."
14
37591
1613
muhtemelen soylulaştırmadandır.''
00:51
(Laughter)
15
39228
2200
(Kahkahalar)
00:54
(Applause)
16
42657
2896
(Alkışlar)
01:01
But for me, single-mindedness
is not just caring about something.
is not just caring about something.
17
49065
4564
Benim için bir şey hakkında sabit fikirli
olmak sadece o şeyi önemsemek değil.
olmak sadece o şeyi önemsemek değil.
01:05
It's caring about something enough
to do something about it.
to do something about it.
18
53653
3761
O şeyi, hakkında bir şeyler yapmayı
göze alacak kadar önemsemek.
göze alacak kadar önemsemek.
01:09
It's not just thinking, it's doing.
19
57903
3178
Sadece düşünmek değil,
aynı zamanda harekete geçmek.
aynı zamanda harekete geçmek.
01:13
It's not just praying,
it is moving your feet.
it is moving your feet.
20
61520
3843
Sadece dua etmek değil,
ayaklarını hareket ettirmek.
ayaklarını hareket ettirmek.
01:18
And the reason I'm single-minded
about racism is because I know
about racism is because I know
21
66292
4678
Irkçılık konusunda sabit fikirli
olmamın nedeni ise
olmamın nedeni ise
01:22
single-mindedness can destroy it.
22
70994
3085
onu sadece sabit fikirliliğin yok
edebileceğini düşünmemden.
edebileceğini düşünmemden.
01:26
I learned that many, many years ago.
23
74103
2147
Bunu çok ama çok uzun
zaman önce öğrenmiştim.
zaman önce öğrenmiştim.
01:28
Back in 1984, I was a junior
at Davidson College
at Davidson College
24
76274
3694
1984 yılında, Kuzey Karolina,
Davidson'da, Davidson Üniversitesi
Davidson'da, Davidson Üniversitesi
01:31
in Davidson, North Carolina.
25
79992
1615
üçüncü sınıf öğrencisiydim.
01:34
Now, Davidson is a little-bitty town,
26
82126
2387
Davidson, ufak tefek bir kasaba.
01:36
Southern town, split by railroad tracks,
27
84537
2396
Demiryolu raylarıyla bölünmüş
bir güney kasabası.
bir güney kasabası.
01:38
with white Davidson on one side,
black Davidson on the other side,
black Davidson on the other side,
28
86957
3765
Beyaz Davidson bir tarafta,
siyahi Davidson diğer tarafta,
siyahi Davidson diğer tarafta,
01:42
and, as black students lived
on the white side of the tracks,
on the white side of the tracks,
29
90746
3301
rayların beyaz tarafında yaşayan
siyahi öğrenciler olarak
siyahi öğrenciler olarak
01:46
we got used to being stopped
in downtown and asked for ID,
in downtown and asked for ID,
30
94071
3490
polisler tarafından yüzümüz
hatırlanıncaya kadar
hatırlanıncaya kadar
01:50
until the police memorized our faces.
31
98259
3094
şehir merkezinde durdurulup
kimlik sorulmasına alışmıştık.
kimlik sorulmasına alışmıştık.
01:53
But fortunately,
that didn't take too long,
that didn't take too long,
32
101377
2075
Neyse ki bu durum çok uzun sürmedi
01:55
because out of 1,200 students,
only 52 of us were black.
only 52 of us were black.
33
103476
3656
çünkü 1.200 öğrenci arasında
biz sadece 52 kişiydik.
biz sadece 52 kişiydik.
01:59
There was on black professor
34
107156
1807
Bir siyahi profesör
02:00
and one black assistant dean.
35
108987
1676
ve bir siyahi dekan yardımcısı vardı.
02:03
Things weren't a lot better on campus.
36
111194
1878
Kampüste de işler o kadar iyi değildi.
02:05
Well, I wasn't OK with this.
37
113657
2297
Tabii ben de durumdan rahatsızdım.
02:08
And so, I started writing things.
38
116359
2148
Bu yüzden bir şeyler yazmaya başladım.
02:10
And then I started yelling things.
39
118531
1985
Sonra da bir şeyleri haykırmaya başladım.
02:12
And after about three years of that,
40
120540
1753
Bundan üç yıl kadar sonra
02:14
I got tired.
41
122317
1283
artık yoruldum.
02:15
So I decided to write one more thing;
42
123624
2884
Bir şey daha yazmaya karar verdim:
02:18
I wrote something called "Project '87."
43
126532
2565
Buna da "Project '87" adını verdim.
02:21
Project '87 was really
just a challenge to Davidson:
just a challenge to Davidson:
44
129788
3580
Project '87, Davidson'a karşı sadece
bir meydan okumaydı:
bir meydan okumaydı:
02:25
in three years, by 1987,
45
133953
2683
1987'ye kadar üç yıl içinde,
02:28
enroll 100 black students,
46
136660
2111
yüz siyahi öğrenci kabul edilecek,
02:31
hire 10 black professors,
47
139387
2194
on siyahi profesör işe alınacak,
02:34
create five Black Studies classes
48
142589
2270
Siyahi Çalışmalar için
beş adet sınıf açılacak
beş adet sınıf açılacak
02:36
and hire one black dean.
49
144883
1804
ve bir siyahi dekan atanacak.
02:39
It didn't seem particularly revolutionary,
50
147330
2286
Bu tam bir devrim gibi görünmüyordu
02:41
but what was different about it was,
51
149640
2099
ama asıl konu, bu projeyle,
02:43
we also challenged Davidson
to say that if you don't do this,
to say that if you don't do this,
52
151763
3778
Davidson'a eğer bunları yapmazsanız
02:47
we will question
your commitment to diversity.
your commitment to diversity.
53
155565
2905
çeşitliliğe olan bağlılığınızı
sorgulayacağız diyebilmemizdi.
sorgulayacağız diyebilmemizdi.
02:50
It was a real problem.
54
158946
1453
Bu ciddi bir problemdi.
02:52
We put some real numbers to it.
55
160423
1811
Ciddi sayılar vardı
02:54
We gave them some real consequences.
56
162258
2221
ve onlara gerçek sonuçları gösterdik.
02:56
Well, the campus went absolutely nuts.
57
164503
2270
Kampüste yer yerinden oynamıştı tabii.
02:59
But fortunately, in the middle of this,
58
167316
2646
Neyse ki tam da bunların ortasında
03:01
Davidson got a new president,
59
169986
1926
Davidson'a yeni bir rektör atandı
03:03
and that president was
single-minded about racism, too.
single-minded about racism, too.
60
171936
3123
ve onunda ırkçılık konusundaki
düşünceleri belliydi.
düşünceleri belliydi.
03:07
And so, he created a task force
61
175632
2144
Rektör, Project '87'deki sorunları
ele almak için
ele almak için
03:10
to address the issues in Project '87.
62
178490
2458
bir çalışma kolu oluşturdu.
03:12
And several months after that,
63
180972
1935
Bundan birkaç ay sonra
03:14
we produced a 77-page report.
64
182931
3496
yetmiş yedi sayfalık bir rapor hazırladık.
03:19
That report was the foundation
for all the change that came after it.
for all the change that came after it.
65
187244
4905
Bu rapor, bundan sonraki tüm
değişimlerin temeliydi.
değişimlerin temeliydi.
03:24
Now, I wasn't there to see that change,
66
192882
2802
Ben tabii bu değişimleri göremedim.
03:27
because, actually, in 1985,
67
195708
2378
Çünkü aslında 1985 yılında
03:30
I graduated.
68
198110
1285
mezun oldum.
03:31
(Applause)
69
199816
2788
(Alkışlar)
03:36
You are looking at the three
happiest people on the planet that day,
happiest people on the planet that day,
70
204231
5247
Fotoğrafta o gün dünya üzerindeki
en mutlu üç insanı görüyorsunuz,
en mutlu üç insanı görüyorsunuz,
03:41
because I am leaving.
71
209502
1884
çünkü mezun oluyorum.
03:43
(Laughter)
72
211410
1539
(Kahkaha)
03:45
However, the change did happen,
73
213580
2206
Neyse ki değişim yaşandı.
03:47
and today, there are 185 black students,
74
215810
3579
Bugün orada 185 siyahi öğrenci,
03:51
there are 16 black
or multiracial professors,
or multiracial professors,
75
219413
3902
on altı siyahi veya çok ırklı profesör,
03:55
there are four black deans,
76
223339
1621
dört siyahi dekan
03:56
and there's an entire degree-granting
Africana Studies Department.
Africana Studies Department.
77
224984
4500
ve diploma veren bir
Afrika Çalışmaları Bölümü bulunuyor.
Afrika Çalışmaları Bölümü bulunuyor.
04:01
(Applause)
78
229508
2651
(Alkış)
04:07
Project '87 changed Davidson.
79
235513
2460
Project '87, Davidson'ı değiştirdi.
04:09
But it also changed me,
because what it taught me
because what it taught me
80
237997
2977
Aynı zamanda beni de değiştirdi
ve bana öğrettiği şey ise
ve bana öğrettiği şey ise
04:12
was there's a lot of power
in single-mindedness.
in single-mindedness.
81
240998
2760
sabit fikirliliğin çok fazla güce
sahip olduğuydu.
sahip olduğuydu.
04:16
Well, today, I'm an executive speechwriter
82
244896
2406
Bugün, dünyanın en büyük
şirketlerinden birinde
şirketlerinden birinde
04:19
for one of the biggest
companies in the world.
companies in the world.
83
247326
2334
yetkili bir konuşma yazarıyım.
04:22
It's a profession that is 92 percent white
and predominantly male,
and predominantly male,
84
250390
4763
Yüzde 92'si beyaz
ve ağırlıklı olarak erkek olan,
ve ağırlıklı olarak erkek olan,
04:27
which makes me a little bit of a unicorn.
85
255177
2430
beni biraz tek boynuzlu
at yapan bir meslek.
at yapan bir meslek.
04:30
But I'm a single-minded unicorn.
86
258369
1633
Ben tek fikirli tek boynuzlu bir atım.
04:32
(Laughter)
87
260026
1849
(Kahkaha)
04:33
So the thing about speech writing
is, it's very personal.
is, it's very personal.
88
261899
3796
Konuşma yazmakla alakalı şey şu,
bu çok özel bir şey.
bu çok özel bir şey.
04:37
So I spend a lot of time
in deep conversation
in deep conversation
89
265719
2636
CEO ve kıdemli yöneticilerle yaptığım
04:40
with the CEO and senior executives,
90
268379
3170
derin sohbetlere çok zaman ayırdım
04:43
and a lot of times those conversations
turn to diversity and inclusion,
turn to diversity and inclusion,
91
271573
4336
ve bu sohbetlerde birçok kez konu
çeşitlilik ve kapsayıcılığa geldi.
çeşitlilik ve kapsayıcılığa geldi.
04:47
which, of course, I'm always
happy to talk about.
happy to talk about.
92
275933
2597
Tabii konuşmaktan her zaman
zevk aldığım konular.
zevk aldığım konular.
04:51
But after quite a few
of these conversations,
of these conversations,
93
279380
2311
Fakat bu konuşmaların birçoğunda,
04:53
I've come to a conclusion:
94
281715
1490
şöyle bir sonuca vardım:
04:55
I believe that business
is in a position to do something
is in a position to do something
95
283824
3274
İşletmeler, hiçbir kurum
ya da kuruluşun yapamayacağı şeyleri
ya da kuruluşun yapamayacağı şeyleri
04:59
that no other entity can do.
96
287122
2283
yapabilecek bir pozisyona sahip.
05:02
Business can dismantle racism.
97
290286
3039
İşletmeler ırkçılığı yok edebilir.
05:06
Now, colleges can't do it.
98
294344
1454
Üniversiteler yok edemez.
05:07
There aren't but 5,000 of them
in the United States
in the United States
99
295822
2531
ABD'de neredeyse 5,000 üniversite var
05:10
and only 20 million students enrolled.
100
298377
2186
ancak sadece yirmi milyon öğrenci kayıtlı.
05:12
Church can't do it, either --
101
300587
1420
Kilise de bunu yapamaz.
05:14
only 35 percent of us go
on a regular basis,
on a regular basis,
102
302031
2767
Sadece yüzde 35'imiz düzenli
olarak kiliseye gidiyoruz
olarak kiliseye gidiyoruz
05:16
and when we do,
103
304822
1363
ve gittiğimizde de
05:18
eleven o'clock Sunday morning
is "the most segregated hour" in America.
is "the most segregated hour" in America.
104
306209
4176
pazar sabahı saat on bir,
Amerika'da en çok ayrımcılık yapılan saat.
Amerika'da en çok ayrımcılık yapılan saat.
05:23
But business?
105
311232
1400
Ya işletmeler?
05:24
There are a 162 million people
in the US workforce alone --
in the US workforce alone --
106
312656
6352
ABD'de yalnız işgücünde çalışan,
ortak yönleri maaşlarını istemek
ortak yönleri maaşlarını istemek
05:31
people of all races,
107
319032
1539
ve alabilmek umuduyla
05:32
united in the spirit of wanting a paycheck
and having to show up to get it.
and having to show up to get it.
108
320595
4492
işe gelmek zorunda olmaları olan
her ırktan 162 milyon insan var.
her ırktan 162 milyon insan var.
05:37
(Laughter)
109
325111
1551
(Kahkaha)
05:39
Now, I'm aware that diversity
is bigger than race,
is bigger than race,
110
327458
4009
Artık şunun farkındayım;
çeşitlilik, ırktan daha üstün
çeşitlilik, ırktan daha üstün
05:43
and racism is bigger than America.
111
331491
2123
ve ırkçılık da Amerika'dan daha üstün.
05:45
But racial discrimination
is the most prominent form,
is the most prominent form,
112
333638
3786
Fakat ırk ayrımcılığı artık
en belirgin formunda
en belirgin formunda
05:49
and Lord knows America is
the absolute best at it.
the absolute best at it.
113
337448
2493
ve Amerika bunda kesinlikle en iyisi.
05:52
So what if, though, what if
114
340524
3432
Peki şöyle farz edelim,
05:56
we worked in diverse
and inclusive environments
and inclusive environments
115
344703
4440
bizi yakından ilgilendiren,
çeşitliliğin olduğu
çeşitliliğin olduğu
06:01
that we had something
to do something with?
to do something with?
116
349167
2131
ve kapsayıcı bir yerde
çalıştığımızı düşünelim.
çalıştığımızı düşünelim.
06:03
And since we spend
one-third of our lives at work,
one-third of our lives at work,
117
351800
3717
Yaşamımızın üçte birini işte
geçirdiğimize göre,
geçirdiğimize göre,
06:07
what if we did that with people
who didn't look like us?
who didn't look like us?
118
355541
3707
niye görünüş olarak bize benzemeyen
insanlarla çalışmayalım?
insanlarla çalışmayalım?
06:11
I think the world would be
a totally different place outside of work.
a totally different place outside of work.
119
359272
3664
İş dışında dünya tamamıyla
farklı bir yer olabilirdi.
farklı bir yer olabilirdi.
06:15
That can happen if business
gets single-minded about racism.
gets single-minded about racism.
120
363624
4676
Eğer işyerleri ırkçılıkla ilgili tavrını
ortaya koyarsa bu gerçekleşebilir.
ortaya koyarsa bu gerçekleşebilir.
06:21
But the question is:
How is that supposed to happen?
How is that supposed to happen?
121
369316
2473
Asıl soru ise bunun nasıl olacağı.
06:23
Well, I think there are three things
that business can borrow from Project '87:
that business can borrow from Project '87:
122
371813
3781
İşyerlerinin, Project '87'den
faydalanabileceği üç nokta var:
faydalanabileceği üç nokta var:
06:27
real problems,
123
375618
1466
gerçek sorunlar,
06:29
real numbers,
124
377108
1193
gerçek sayılar,
06:30
real consequences.
125
378325
1322
gerçek sonuçlar.
06:33
Like it or not,
126
381235
1575
Beğenin ya da beğenmeyin,
06:35
diversity is not really a problem
for business -- yet.
for business -- yet.
127
383401
3469
çeşitlilik, işyerleri için henüz
gerçek bir sorun değil.
gerçek bir sorun değil.
06:38
I mean, it's a nice thing to have,
it's the right thing to do,
it's the right thing to do,
128
386894
3460
Tabii olsa fena olmazdı, doğru şeyi
yapmaya çalışırdık
yapmaya çalışırdık
06:42
but for decades, we've been trying
to make the case
to make the case
129
390378
2676
ama yıllardır şunu anlatmaya çalışıyoruz;
06:45
that diversity fuels innovation
and customer insight.
and customer insight.
130
393078
4256
çeşitlilik, yeniliği ve
müşteri içgörüsünü besliyor.
müşteri içgörüsünü besliyor.
06:49
I mean, at this point,
it's kind of a no-brainer,
it's kind of a no-brainer,
131
397973
2305
Bu noktada düşünmesi
çok zor bir şey değil.
çok zor bir şey değil.
06:52
a little bit like hearing
a smoke alarm going off
a smoke alarm going off
132
400302
2489
Bu biraz yangın alarmını duyup,
06:54
and standing with your hand
on the hot door,
on the hot door,
133
402815
2084
eliniz sıcak kapıda orada dururken
06:56
waiting for some data to tell you
that your house is on fire.
that your house is on fire.
134
404923
3283
verilerin, evinizde yangın çıktığını
söylemesini beklemek gibi bir şey.
söylemesini beklemek gibi bir şey.
07:00
Because the data is already there.
135
408230
2009
Zaten her şey ortada.
07:02
Ethnically diverse companies perform
33 percent better than the norm.
33 percent better than the norm.
136
410904
4788
Etnik olarak çeşitlilik içeren şirketler
standardın yüzde 33 üstünde çalışıyor.
standardın yüzde 33 üstünde çalışıyor.
07:08
Forbes's best workplaces for diversity
enjoy 24 percent higher revenue growth.
enjoy 24 percent higher revenue growth.
137
416632
5757
Forbes'un çeşitlilikte en iyi iş yerleri
yüzde 24 daha fazla gelir artışına sahip
yüzde 24 daha fazla gelir artışına sahip
07:15
And yet, here we are in 2018,
138
423269
3669
ve şu an 2018 yılındayız.
07:18
and there are only three black CEOs
in the Fortune 500.
in the Fortune 500.
139
426962
4785
Fortune 500'de sadece üç siyahi CEO var.
07:23
And if your name is Molly or Connor,
140
431771
2362
Adınız Molly ya da Connor ise
07:26
you've got a 14 percent better chance
of getting a callback on your resume
of getting a callback on your resume
141
434157
4252
Shanice veya DeShawn'a göre
özgeçmişiniz üzerine geri aranma şansınız
özgeçmişiniz üzerine geri aranma şansınız
07:30
than if your name is Shanice or DeShawn.
142
438433
2240
yüzde 14 daha fazla.
07:33
And all of this, despite
the fact that by 2045,
the fact that by 2045,
143
441399
4751
Tüm bunların yanında, 2045 yılına kadar
07:38
America is projected to be
a minority-majority country.
a minority-majority country.
144
446174
5140
Amerika'nın bir azınlık-çoğunluk
ülkesi olacağı öngörülüyor.
ülkesi olacağı öngörülüyor.
07:44
Here's the thing:
145
452207
1241
Demek istediğim şu:
07:45
the business case for diversity,
as it stands today,
as it stands today,
146
453472
3418
İşyerlerinde çeşitlilik,
bugün görüldüğü üzere
bugün görüldüğü üzere
07:48
doesn't really speak to any problem.
147
456914
2003
bir problem olarak görülmüyor.
07:51
And the only way business
is going to get single-minded
is going to get single-minded
148
459472
2757
İş yerlerinin ırksal çeşitlilik konusunda
07:54
about racial diversity
149
462253
1913
tavrını ortaya koymasının tek yolu
07:56
is if it has a problem that is urgent
and relative to somebody
and relative to somebody
150
464190
4226
beyaz olmayan kişilerden
ziyade başka birinin
ziyade başka birinin
08:00
other than people of color.
151
468440
1559
bu konuyla ilgili sorun yaşaması.
08:02
I got one:
152
470928
1212
Ben bir örnek vereyim:
08:04
How about employees and customers?
153
472164
2378
Mesela çalışanlar ve müşteriler?
08:07
Because no matter what business you're in,
154
475100
2197
Çünkü hangi sektörde olursanız olun,
08:09
you're going to need those, right?
155
477321
1709
bu iki gruba ihtiyacınız var.
08:11
Well, let's talk about some real numbers.
156
479054
3241
Şimdi biraz gerçek sayılardan konuşalım.
08:14
If you have employees and customers,
wouldn't it make sense
wouldn't it make sense
157
482319
4292
Çalışanlarınız ve müşterileriniz olsa,
çalışanlarınızın biraz da olsa
çalışanlarınızın biraz da olsa
08:18
if they looked a little bit like
the people that work for you?
the people that work for you?
158
486635
4686
müşterilerinize benzemesi
mantıklı olmaz mıydı?
mantıklı olmaz mıydı?
08:23
So if that's the case, maybe your employee
base should be 13 percent Black
base should be 13 percent Black
159
491345
5072
Durum böyle olduğunda
belki çalışanlarınızın yüzde 13'ü siyahi
belki çalışanlarınızın yüzde 13'ü siyahi
08:28
and 18 percent Hispanic,
160
496441
1551
ve yüzde 18'i Hispanik olmalı.
08:30
because that's what
the population looks like.
the population looks like.
161
498016
2373
Çünkü nüfus bu şekilde.
08:32
Maybe that's what
your customer base looks like.
your customer base looks like.
162
500413
3079
Belki müşteri tabanınız bu şekilde.
08:36
But let's be clear:
163
504017
1362
Ama açık konuşalım:
08:37
diversity and inclusion
are not the same things.
are not the same things.
164
505403
3335
Çeşitlilik ve kapsayıcılık
aynı şeyler değil.
aynı şeyler değil.
08:41
Diversity is a numbers game.
165
509421
2126
Çeşitlilik bir sayı oyunu.
08:43
Inclusion is about impact.
166
511937
2152
Kapsayıcılık ise bir etkiyle ilgili.
08:46
Companies can mandate diversity,
167
514652
2234
Şirketler çeşitliliği şart koşabilir
08:48
but they have to cultivate inclusion.
168
516910
2308
ama kapsayıcılık işlenerek
ortaya çıkarılır.
ortaya çıkarılır.
08:51
And if inclusion is what you're after,
169
519964
2552
Yaratmak istediğiniz şey kapsayıcılık ise
08:54
you've got to calculate
some slightly different numbers.
some slightly different numbers.
170
522540
2728
biraz farklı hesaplar yapmak zorundasınız.
08:57
How about 30 percent?
171
525292
2395
Mesela yüzde 30?
09:00
Because that's the point
that research shows
that research shows
172
528361
2466
Çünkü yapılan araştırmalara
göre azınlıkların sesi
göre azınlıkların sesi
09:02
at which the voices of minorities
actually begin to be heard.
actually begin to be heard.
173
530851
4544
ancak oranları yüzde 30
olduğunda duyuluyor.
olduğunda duyuluyor.
09:08
If you want a real problem,
174
536379
1754
Gerçek bir sorun istiyorsanız
09:10
you're going to need
real numbers to fix it,
real numbers to fix it,
175
538157
2075
düzeltmek için gerçek
sayılara ihtiyaç var
sayılara ihtiyaç var
09:12
and if you're not willing
to set real numbers,
to set real numbers,
176
540256
2159
ve gerçek sayıları ortaya
koyamıyorsanız
koyamıyorsanız
09:14
then maybe you're not real serious
about diversity and inclusion.
about diversity and inclusion.
177
542439
3472
belki de çeşitlilik ve kapsayıcılık
konusunda çok ciddi değilsiniz.
konusunda çok ciddi değilsiniz.
09:17
That brings me to my third point:
178
545935
1776
Bu da beni üçüncü noktaya getiriyor:
09:20
real consequences.
179
548779
1727
gerçek sonuçlar.
09:23
Think about this:
180
551143
1171
Düşünün:
09:24
when salespeople forget what they're doing
and don't come up with their numbers,
and don't come up with their numbers,
181
552338
4057
satış personelleri yaptıklarını unutup
bize sayılarla gelmezlerse
bize sayılarla gelmezlerse
09:28
what do we do?
182
556419
1161
o zaman ne yaparız?
09:29
We give them a little time,
maybe we give them some training.
maybe we give them some training.
183
557604
2906
Onlara biraz zaman
hatta belki de bir eğitim veririz.
hatta belki de bir eğitim veririz.
09:32
But then if they don't hit
those numbers eventually,
those numbers eventually,
184
560534
2451
Fakat hala kotalarını doldurmazlarsa
09:35
we fire them.
185
563009
1465
onları kovarız.
09:36
However, when you start talking
about diversity and inclusion,
about diversity and inclusion,
186
564498
3198
Çeşitlilik ve kapsayıcılık konusunda
konuşmaya başlayınca
konuşmaya başlayınca
09:39
we use terms like "accountability."
187
567720
2009
''hesap verebilirlik'' gibi
terimler kullanırız.
terimler kullanırız.
09:42
And maybe we scold, and maybe
we hold back an incentive or two.
we hold back an incentive or two.
188
570163
4334
Bazen çıkışıyoruz bazen de onları
teşvik etmeyi kesiyoruz.
teşvik etmeyi kesiyoruz.
09:46
But you know what the best incentive is?
189
574521
1952
En iyi teşvik nedir biliyor musunuz?
09:48
A job.
190
576497
1173
Bir iş.
09:49
And you know what
the best disincentive is?
the best disincentive is?
191
577694
2075
En köstekleyici şey ise
09:51
Losing it.
192
579793
1241
işini kaybetmek.
09:53
So if companies really
want accountability,
want accountability,
193
581058
3735
Bu yüzden eğer şirketler gerçekten
hesap verebilirlik istiyorsa
hesap verebilirlik istiyorsa
09:56
they should assume that that is a given.
194
584817
2105
zaten verildiğini farz etmeliler.
09:58
Consequences are what happen when you
don't do what you're accountable for.
don't do what you're accountable for.
195
586946
4234
Sonuçlar sorumlu olduğunuz şeyi
yapmadığınız ortaya çıkanlardır.
yapmadığınız ortaya çıkanlardır.
10:04
Imagine this:
196
592426
1988
Şunu hayal edin:
10:06
imagine a place where people
of all colors and all races
of all colors and all races
197
594438
6751
Tüm renklerden ve ırklardan insanların
şirket basamaklarını tırmandığı,
şirket basamaklarını tırmandığı,
10:13
are on and climbing every rung
of the corporate ladder;
of the corporate ladder;
198
601213
4692
kendini güvende hissettiği
ve her gün iş yerine
ve her gün iş yerine
10:17
where those people feel safe --
indeed, expected --
indeed, expected --
199
605929
4341
asimile olmamış gerçek kişiliklerini
10:22
to bring their unassimilated,
authentic selves to work every day,
authentic selves to work every day,
200
610294
4478
getirmekten çekinmediği bir yer düşünün.
10:26
because the difference that they bring
is both recognized and respected.
is both recognized and respected.
201
614796
5101
Getirdikleri farklılığın tanındığı
ve saygı gösterildiği bir yer.
ve saygı gösterildiği bir yer.
10:32
And imagine a place where the lessons
we learn about diversity at work
we learn about diversity at work
202
620511
5702
Çeşitlilik hakkında işte öğrendiklerimizin
gerçek dünyada da yaptıklarımıza,
gerçek dünyada da yaptıklarımıza,
10:38
actually transform the things we do,
think and say outside of work.
think and say outside of work.
203
626237
5430
düşüncelerimize ve söylediklerimize
yansıdığı bir yer.
yansıdığı bir yer.
10:44
That is what happens
if we all work together
if we all work together
204
632288
2888
Birlikte çalıştığımızda olacak olan bu;
10:47
to fix what's broken.
205
635200
1538
bir şeyleri yerine oturtacağız.
10:48
That is what happens if we stop
praying for change to happen
praying for change to happen
206
636762
3634
Değişim için dua etmeyi bırakıp
bir şeyler yapmak için
bir şeyler yapmak için
10:52
and actually start moving
our feet to making it.
our feet to making it.
207
640420
2577
harekete geçtiğimizde olacak olan da bu.
10:55
That is the power of single-mindedness.
208
643551
2496
İşte bu sabit fikirli olmanın gücü.
10:58
Thank you.
209
646071
1160
Teşekkür ederim.
10:59
(Applause)
210
647255
2859
(Alkışlar)
ABOUT THE SPEAKER
Janet Stovall - Inclusion advocate, speechwriterUPS's Janet Stovall has developed a business approach that addresses corporate racism head-on -- and has created methods to help dismantle it.
Why you should listen
As one of only a handful of Black students on campus at Davidson College in North Carolina in the mid-80s, Janet Stovall witnessed racism and exclusion firsthand. Rather than retreating, this experience inspired Stovall to explore and initiate difficult conversations about race. By graduation, she had devised a plan to kickstart diversity initiatives that even now is recognized and referenced as the catalyst for changes that created a more diverse and inclusive Davidson. As an executive communications expert, Stovall has developed a business approach that addresses corporate racism head-on and has created methods to help dismantle it. At UPS, she is the primary speechwriter for the CEO and other senior leaders.
Stovall is working towards a Master's degree in integrated marketing communications from Georgetown University. In her spare time, she's exploring how people of color navigate predominately white colleges and corporate America, and the cultural and culinary links between past and present people of the African Diaspora.
Janet Stovall | Speaker | TED.com