TEDGlobal 2007
Ernest Madu: World-class health care
Ernest Madu üst düzey sağlık hizmetleri üzerine konuşuyor.
Filmed:
Readability: 3.7
426,962 views
Jamaika, Kingston'da bulunan Karayip Kalp Enstitüsü'nü (Heart Institute of the Caribbean) yöneten Dr Ernest Madu, dikkatli tasarım, akıllı teknik seçimler ve gerçek bir hizmet arzusuyla gelişen dünyada da üst düzey sağlık hizmetleri verilebileceğini kanıtlıyor.
Ernest Madu - Cardiologist
Ernest Madu founded the Heart Institute of the Caribbean, a revolutionary clinic for cardiovascular diseases in Kingston, Jamaica -- revolutionary for offering first-class health care in a developing nation. His next stop: Nigeria. Full bio
Ernest Madu founded the Heart Institute of the Caribbean, a revolutionary clinic for cardiovascular diseases in Kingston, Jamaica -- revolutionary for offering first-class health care in a developing nation. His next stop: Nigeria. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:19
It is interesting that in the United States,
0
1000
2000
Birleşik Devletler'de en belirgin
00:21
the most significant health-care budget
1
3000
2000
sağlık hizmeti bütçesinin, özel ya da kamusal,
00:23
goes to cardiovascular disease care, whether it's private or public.
2
5000
6000
kardiyovasküler hastalıkların tedavisine gitmesi ilginçtir.
00:29
There's no comparison at all.
3
11000
3000
Hiç bir surette kıyas yoktur.
00:32
In Africa -- where it is a major killer -- it is totally ignored.
4
14000
5000
Büyük bir öldürücü olduğu Afrika'da ise tamamen görmezden gelinmiştir.
00:37
And that situation cannot be right. We must do something about it.
5
19000
6000
Bu durum doğru olamaz. Bu konuda bir şeyler yapmalıyız.
00:43
A health status of a nation parallels development of that nation.
6
25000
6000
Bir ulusun sağlık durumu, o ulusun gelişmesiyle paraleldir.
00:49
17 million people die every year from heart disease.
7
31000
4000
Her yıl 17 milyon insan kallp hastalığından ölüyor.
00:53
32 million heart attacks and strokes occur.
8
35000
3000
32 milyon kalp krizi ve kalp felci gerçekleşiyor.
00:56
Most of this is in developing countries, and the majority is in Africa.
9
38000
5000
Bunların çoğunluğu gelişmekte olan ülkelerde ve ekseriyetle de Afrika'da.
01:01
85 percent of global disease burden for cardiovascular disease
10
43000
4000
Küresel hastalıkların yüzde 85'ini oluşturan
01:05
is in developing countries -- not in the West --
11
47000
3000
kardiyovasküler hastalıklar batıda değil, gelişmekte olan ülkelerdedir,
01:08
and yet 90 percent of the resources are in the West.
12
50000
5000
ancak kaynakların yüzde 90'ı batıdadır.
01:13
Who is at risk? People like you.
13
55000
3000
Kimler risk altında? Sizin gibi insanlar.
01:16
It's not just the Africans that should be concerned about that.
14
58000
3000
Bu konuda endiş duyulması gerekenler sadece Afrikalılar değil.
01:19
All friends of Africa, that will have reason to be in Africa at some point in time,
15
61000
6000
Bir noktada Afrika'da bulunmak için nedeni olan Afrika'nın tüm dostları,
01:25
should be very concerned about this deplorable situation.
16
67000
3000
bu acınacak durumla ilgili olarak endişelenmeliler.
01:28
Has anyone here wondered what will happen
17
70000
3000
Acaba hiçbiriniz, gece odanıza gittiğinizde
01:31
if you go back to your room at night,
18
73000
2000
göğsünüz ağrımaya, nefesiniz daralmaya
01:33
and you start getting chest pains, shortness of breath, sweating?
19
75000
4000
ve terlemeye başladığınızda ne olacağını düşündünüz mü?
01:37
You're having a heart attack. What are you going to do?
20
79000
4000
Kalp krizi geçiriyorsunuz. Ne yapacaksınız?
01:41
Will you fly back to the U.S., Germany, Europe?
21
83000
5000
Birleşik Devletler'e, Almanya'ya, Avrupa'ya mı uçacaksınız?
01:46
No, you will die. 50 percent will die within 24 hours, if not treated.
22
88000
5000
Hayır, yüzde 50'niz ilk 24 saat içinde tedavi edilmediğiniz takdirde öleceksiniz.
01:51
This is what's going on.
23
93000
3000
Olup biten budur.
01:54
In a look at the map of the U.S. -- the graph here,
24
96000
3000
Birleşik Devletler'in haritasına baktığımızda, grafikte gözüktüğü üzere,
01:57
10 million people here, 10 million here.
25
99000
3000
10 milyon insan burada, 10 milyon insandan bahsediyorum.
02:00
By the time you get to 50, it's almost no one left in Nigeria --
26
102000
5000
50 yaşına geldiğinizde, Nijerya'da hemen hemen kimse kalmıyor;
02:05
life expectancy is 47.
27
107000
2000
ortalama yaşam süresi 47 yıl.
02:07
It's not because some people don't survive childhood illnesses --
28
109000
5000
Bazı insanlar çocukluk hastalıklarını atlatamadıkları için değil,
02:12
they do -- but they do not survive after the time that they reach
29
114000
6000
atlatıyorlar, ancak 45-50 yaşlarına geldikten sonra
02:18
about 45 years old and 50 years old.
30
120000
4000
hayatta kalamıyorlar.
02:22
And those are the times they're most productive.
31
124000
2000
Ve bu onların en üretken oldukları dönem.
02:24
Those are the times that they should be contributing
32
126000
2000
Bu dönem onların Afrika'nın gelişimine katkıda bulunmaları gereken zaman..
02:26
to Africa's development. But they're not there.
33
128000
4000
Ancak orada değiller.
02:30
The best way to spiral into a cycle of poverty is to kill the parents.
34
132000
5000
Bir yoksulluk döngüsü yaratmanın en iyi yolu ebeveynleri öldürmektir.
02:35
If you cannot secure the parents,
35
137000
3000
Eğer yetişkinlerin güvenliğini sağlayamazsanız,
02:38
you cannot guarantee the security of the African child.
36
140000
2000
Afrikalı çocuğunkini de sağlayamazsınız.
02:40
What are the risk factors?
37
142000
3000
Risk faktörleri nelerdir?
02:43
It's very well known. I'm not going to spend a lot of time on those.
38
145000
2000
Gayet iyi biliniyorlar. Bunlar üzerinde çok vakit harcamayacağım.
02:45
These are just for information:
39
147000
2000
Sadece bilgi olarak:
02:47
hypertension, diabetes, obesity, lack of exercise. The usual suspects.
40
149000
5000
yüksek tansiyon, şeker hastalığı, obezite, egzersiz eksikliği. Olağan şüpheliler.
02:52
Right here in Tanzania, 30 percent of individuals have hypertension.
41
154000
6000
Burada, Tanzanya'da, bireylerin yüzde 30'unun yüksek tansiyonu var.
02:58
20 percent are getting treated.
42
160000
2000
Yüzde 20'si tedavi görüyor.
03:00
Only less than one percent are adequately treated.
43
162000
3000
Sadece yüzde 1'den azı yeterli nitelikte tedavi görüyor.
03:03
If we can treat hypertension alone in Africa,
44
165000
3000
Afrika'da sadece yüksek tansiyonu tedavi edersek
03:06
we'll save 250,000 lives a year. That's quite significant!
45
168000
5000
bir yılda 250.000 hayat kurtarırız. Bu oldukça etkileyici.
03:11
Easy to treat. Look at the situation in Mauritius.
46
173000
3000
Tedavisi kolay. Mauritius'taki duruma bakalım.
03:14
In eight short years -- we're here talking about HIV, malaria,
47
176000
5000
Sekiz yıl gibi kısa bir sürede
03:19
which is all good.
48
181000
1000
HIV ve sıtma gibi sorunlar düzeltildi.
03:20
We cannot make the mistakes we've made with malaria and HIV.
49
182000
4000
Sıtmayla ve HIV'le ilgili yaptığımız yanlışları tekrarlayamayız.
03:24
In eight short years, non-communicable diseases
50
186000
3000
Sekiz yıl gibi kısa bir sürede bulaşıcı olmayan hastalıklar
03:27
will become the leading causes of death in Africa.
51
189000
4000
Afrika'daki ölümlerin birincil sebebi olacaklar.
03:31
That is something to keep in mind. We can't deal with it with situations like this.
52
193000
5000
Bu unutmamamız gereken birşey. Mevcut durumda bu tür sorunlarla başa çıkamayız.
03:36
This is a typical African hospital. We can't depend on the elites --
53
198000
4000
Bu tipik bir Afrika hastanesi. Seçkinlere güvenemeyiz,
03:40
they go to USA, Germany, U.K. for treatment. Unbelievable.
54
202000
8000
onlar tedavi için ABD'ye, Almanya'ya, Birleşik Krallık'a giderler. İnanılmaz.
03:48
You can't depend on foreign aid alone.
55
210000
2000
Sadece yabancı yardımlara güvenemezsiniz.
03:50
Here is the situation: countries are turning inwards.
56
212000
3000
Durum şu ki ülkeler kendi içlerine kapanıyorlar.
03:53
Post-9/11, [the] United States has had a lot of trouble
57
215000
3000
11 Eylül sonrası Birleşik Devletler kendi
03:56
to deal with, their own internal issues.
58
218000
2000
iç meselelerinde yeterince problem yaşadı.
03:58
So, they spend their money trying to fix those problems.
59
220000
4000
Paralarını bu sorunları çözmeye harcıyorlar.
04:02
You can't rightly -- it's not their responsibility,
60
224000
3000
Adil olan bu, bu onların sorumluluğu değil,
04:05
it is my responsibility. I have to take care of my own problems.
61
227000
4000
benim sorumluluğum. Problemlerimle kendim başa çıkmalıyım.
04:09
If they help, that's good! But that is not my expectation.
62
231000
5000
Eğer yardım ederlerse bu iyi! Ama benim beklentim bu değil.
04:14
These worsening indices of health care or health studies in Africa
63
236000
3000
Afrika'da gittikçe kötüleşen sağlık hizmetlerine ve sağlık çalışmalarına ilişkin bu göstergelere
04:17
demand a new look. We cannot keep on doing things
64
239000
4000
yeni bir bakış gerekiyor. Yaptıklarımızı
04:21
the way we've always done them.
65
243000
1000
şimdiye kadar kullandığımız yöntemi kullanarak yapmaya devam edemeyiz.
04:22
If they have not worked, we have to look for alternative solutions.
66
244000
4000
Eğer işe yaramadılarsa alternatif çözüm yolları aramalıyız.
04:26
I'm here to talk to you about solutions.
67
248000
2000
Burada, çözümler hakkında konuşmak için bulunuyorum.
04:28
This has been -- what has been a difficult sign to some of us.
68
250000
5000
Bu bazılarımız için zor bir işaret oldu.
04:33
Several years ago, we started thinking about it.
69
255000
3000
Yıllar önce, konu hakkında düşünmeye başladık.
04:36
Everyone knows the problem. No one knows what the solutions are.
70
258000
4000
Herkes problemi biliyor. Ama kimse çözümlerin ne olduğunu bilmiyor.
04:40
We decided that we needed to put our money where our mouth is.
71
262000
5000
Sözümüzün arkasında durup harekete geçmeye karar verdik.
04:45
Everyone is ready to throw in money,
72
267000
3000
Herkes gelişmekte olan ülkelere para yardımı söz konusu olduğunda
04:48
in terms of free money aid to developing countries.
73
270000
3000
para vermeye hazır.
04:51
Talk about sustainable investment, no one is interested.
74
273000
4000
Ne zaman ki sürdürebilir yatırımdan söz ediyorsunuz, kimse ilgilenmiyor.
04:55
You can't raise money.
75
277000
2000
Para toplayamazsınız.
04:57
I have done businesses in healthcare in the United States --
76
279000
3000
Birleşik Devletler'de sağlık hizmetleri alanında çalıştım.
05:00
I live in Nashville, Tennessee, health care capital of America.
77
282000
3000
Amerika'nın sağlık hizmetleri başkenti olan Tenessee-Nashville'de yaşıyorum.
05:03
[It's] very easy to raise money for health-care ventures.
78
285000
3000
Sağlık teşebbüsleri için para toplamak çok kolay.
05:06
But start telling them, you know,
79
288000
2000
Ama onlara bu teşebbüsü Nijerya'da gerçekleştirmeye
05:08
we're going to try to do it in Nigeria -- everyone runs away.
80
290000
2000
çalışacağınızı söylediğinizde herkes kaçıyor.
05:10
That is totally wrong. Those of you in the audience here,
81
292000
6000
Bu çok yanlış. Siz izleyiciler,
05:16
if you want to help Africa, invest money in sustainable development.
82
298000
3000
eğer Afrika'ya yardım etmek istiyorsanız sürdürülebilir gelişime yatırım yapın.
05:19
Let me lead you through a day in the life of the Heart Institute,
83
301000
4000
Size Kalp Enstitüsü'nün bir gününü göstermeme izin verin,
05:23
so you get a glimpse of what we do,
84
305000
2000
böylece ne yaptığımıza dair bir fikir sahibi olabilirsiniz.
05:25
and I'll talk a little bit more about it.
85
307000
4000
Ve sonra bu konu hakkında biraz daha konuşacağım.
06:28
What we have done is to show that high-quality health care,
86
370000
6000
Yaptığımız şey, size, gelişen bir ülke ortamında dünyanın
06:34
comparable to the best anywhere in the world,
87
376000
2000
herhangi bir yerindeki en iyiyle karşılaştırılabilecek derecede
06:36
can be done in a developing country environment.
88
378000
3000
kaliteli sağlık hizmetinin verilebileceğini göstermektir.
06:39
We have 25 positions right now -- all of them trained,
89
381000
5000
Şu anda 25 çalışana sahibiz -- hepsi de eğitimli,
06:44
board certified in the USA, Canada or Britain.
90
386000
3000
Birleşik Devletler, Kanada ya da Britanya'dan heyet onaylı sertifikalara sahipler.
06:47
We have every modality that can be done in Vanderbilt,
91
389000
4000
Vanderbilt, Cleveland Kliniği'nde -- Birleşik Devletler'in her yerinde --
06:51
Cleveland Clinic -- everywhere in the U.S. --
92
393000
3000
uygulanan tedavi şekillerine sahibiz,
06:54
and we do it for about 10 percent of the cost
93
396000
3000
ve bunları Birleşik Devletler'deki maliyetin
06:57
that you will need to do those things in the United States.
94
399000
4000
yüzde 10'uyla gerçekleştirebiliyoruz.
07:01
(Applause)
95
403000
5000
(Alkış)
07:06
Additionally, we have a policy
96
408000
2000
Ek olarak, kimseyi ödeme gücü nedeniyle
07:08
that no one is ever turned away because of ability to pay.
97
410000
4000
geri çevirmemek gibi bir politikamız var.
07:12
We take care of everyone.
98
414000
2000
Herkesle ilgileniyoruz.
07:14
(Applause)
99
416000
1000
(Alkış)
07:15
Whether you have one dollar, two dollars -- it doesn't matter.
100
417000
3000
İster bir dolarınız, ister iki dolarınız olsun, fark etmiyor.
07:18
And I will tell you how we're able to do it.
101
420000
3000
Ve bunu nasıl yapabildiğimizi anlatacağım.
07:21
We make sure that we select our equipment properly.
102
423000
4000
Ekipmanlarımızı uygun şekilde seçtiğimizden emin oluyoruz.
07:25
We go for modular units. Units that have multi-modality functions
103
427000
4000
Modüler üniteler üzerine gidiyoruz. Çoklu tedavi fonksiyonları olan üniteler
07:29
have modular components. Easy to repair, and because of that,
104
431000
5000
modüler parçalara sahipler. Onarımları kolay, ve bu nedenle de
07:34
we do not take things that are not durable and cannot last.
105
436000
4000
dayanıklı ve sürekliliği olmayan ürünleri almıyoruz.
07:38
We emphasize training,
106
440000
2000
Eğitimi vurguluyoruz
07:40
and we make sure that this process is regenerative.
107
442000
3000
ve bu sürecin kendini yenilemesini sağlıyoruz.
07:43
Very soon we will all be dead and gone, but the problems will stay,
108
445000
4000
Çok yakında hepimiz öleceğiz, ama bizim bıraktığımız yerden
07:47
unless we have people taking over from where we stopped.
109
449000
4000
devam edecek insanlar olmazsa problemler sürecek.
07:51
We made sure that we produced some things ourselves.
110
453000
3000
Bazı şeyleri kendimiz ürettik.
07:54
We do not buy unit doses of radiopharmaceuticals.
111
456000
3000
Radyofarmasötik doz birimlerini satın almıyoruz.
07:57
We get the generators from the companies.
112
459000
3000
Şirketlerden üreteçleri alıyoruz.
08:00
We manufacture them in-house, ourselves. That keeps the costs down.
113
462000
4000
Ve doz ünitelerini kendimiz üretiyoruz. Bu şekilde maliyetleri düşük tutuyoruz.
08:04
So, for a radiopharmaceutical in the U.S. --
114
466000
3000
Birleşik Devletler'deki her bir doz radyofarmasötik için
08:07
that you'll get a unit dose for 250 dollars --
115
469000
3000
250 dolar ödersiniz;
08:10
when we're finished manufacturing it in-house,
116
472000
2000
biz bunu kendimiz ürettiğimizde
08:12
we come at a price of about two dollars.
117
474000
2000
her bir doz yaklaşık olarak 2 dolara mal oluyor.
08:14
(Applause)
118
476000
4000
(Alkış)
08:18
We recognize that the only way to bridge the gap
119
480000
3000
Zengin ve fakir ülkeler
08:21
between the rich and poor countries
120
483000
3000
arasındaki boşluğu aşacak köprü için
08:24
is through education and technology.
121
486000
3000
eğitim ve teknolojiye ihtiyaç olduğunun farkındayız.
08:27
All these problems we're talking about --
122
489000
2000
Eğer gelişimi sağlayabilirsek,
08:29
if we bring development, they will all disappear.
123
491000
3000
tüm bu bahsettiğimiz problemler ortadan kalkacak.
08:32
Technology is a great equalizer. How do we make it work?
124
494000
5000
Teknoloji harika bir eşitleyici. Bunu nasıl işe yarar hale getirebiliriz?
08:37
It's been proved: self-care is cost-effective.
125
499000
2000
Kişisel bakımın maliyet düşürücü olduğu ispatlanmıştır.
08:39
It extends opportunity to the rural centers,
126
501000
4000
Hizmetin kırsal merkezlere de ulaşmasına olanak sağlıyor.
08:43
and we can use expertise in a very smart way.
127
505000
3000
ve biz uzmanlığı çok akıllıca bir yöntemle kullanabiliyoruz.
08:46
This is the way our centers are set up.
128
508000
3000
Merkezlerimiz bu şekilde düzenlendi.
08:49
We currently have three locations in the Caribbean,
129
511000
3000
Şu anda Karayipler'de 3 noktamız var
08:52
and we're planning a fourth one.
130
514000
2000
ve dördüncüyü planlıyoruz.
08:54
And we have now decided to go into Africa.
131
516000
3000
Şimdi de Afrika'ya gitmeye karar verdik.
08:57
We will be doing the West African Heart Institute
132
519000
3000
Batı Afrika Kalp Enstitüsü'nü Port Hartcourt, Nijerya'da
09:00
in Port Harcourt, Nigeria. That project will be starting
133
522000
3000
açacağız. Proje bir kaç ay içinde başlayacak.
09:03
within the next few months. We hope to open in 2008-09.
134
525000
4000
2008-2009 sezonunda açmayı planlıyoruz.
09:07
And we will do other centers.
135
529000
2000
Ve başka merkezler de açacağız.
09:09
This model can be adapted to every disease process.
136
531000
4000
Bu model her tür hastalığın tedavi sürecine uygulanabilir.
09:13
All the units, all the centers, are linked
137
535000
2000
Tüm üniteler, tüm merkezler dağıtım soketleri
09:15
through a switched hub to a central server,
138
537000
4000
yoluyla merkez sunucuya bağlılar,
09:19
and all the images are populated to review stations.
139
541000
3000
ve tüm imajlar muayene istasyonlarında toplanıyorlar.
09:22
And we designed this telemedicine solution. It's proprietary to us,
140
544000
5000
"Tele-hekimlik" çözümünü geliştirdik. Fikri mülkiyeti bize ait
09:27
and we are happy to share what we have learned with anyone
141
549000
3000
bu işle ilgilenmek isteyen herkesle bu çözümü paylaşmaktan
09:30
who is interested in doing it. You can still be profitable.
142
552000
5000
mutluluk duyarız. Yine de kar edebilirsiniz.
09:35
We make sure that the telemedicine platform gives access
143
557000
6000
Tek bir düğmeye basarak dünyanın herhangi bir
09:41
to expert medical specialists anywhere in the world,
144
563000
4000
yerindeki deneyimli uzman doktorlar "tele-hekimlik"
09:45
just by a click of the button.
145
567000
2000
platformuna erişebiliyorlar.
09:47
I'll lead you through, to see how this happens.
146
569000
3000
Sürecin nasıl işlediğini size göstereceğim.
09:50
This is at the Heart Institute. The doctors from anywhere can log in.
147
572000
4000
Burası Kalp Enstitüsü. Herhangi bir yerden doktorlar giriş yapabilirler.
09:54
I can call you in Switzerland and say, "Listen, go into our system.
148
576000
4000
Siz İsviçre'deyken arayıp, "Dinle, sisteme giriş yap. Bayan Jones'un dosyalarına bak.
09:58
Look at Mrs. Jones. Look at the study, tell me what you think."
149
580000
4000
Çalışmalara bak ve bana ne düşündüğünü söyle." diyebilirim.
10:02
They'll give me that information,
150
584000
2000
Onlar bana gerekli bilgiyi verirler,
10:04
and we'll make the care of the patient better.
151
586000
3000
ve biz de hastanın tedavisini daha iyi yapabiliriz.
10:07
The patient doesn't have to travel.
152
589000
2000
Hasta seyahat etmek zorunda değil.
10:09
He doesn't have to experience the anxiety of not knowing
153
591000
3000
Kısıtlı uzmanlık seviyelesi yüzünden ne olacağı
10:12
because of limited expertise.
154
594000
4000
endişesiyle karşı karşıya değil.
10:16
We also use [an] electronic medical record system.
155
598000
3000
Ayrıca, elektronik tıbbi kayıt sistemi kullanıyoruz.
10:19
I'm happy to say that the things we have implemented --
156
601000
4000
Uygulamaya koyduğumuz şeyler, teknoloji orada olmasına rağmen
10:23
80 percent of U.S. practices do not have them, and yet the technology is there.
157
605000
7000
Birleşik Devletler'deki uygulamaların yüzde 80'ninde yok.
10:30
But you know, they have that luxury.
158
612000
1000
Ama biliyorsunuz, bu lükse sahipler.
10:31
Because if you can't get it in Nashville, you can travel to Birmingham,
159
613000
5000
Çünkü, eğer Nashville'de bulamazsınız iki saat uzaklıktaki
10:36
two hours away, and you'll get it. If you can't get it in Cleveland,
160
618000
3000
Birmigham'a gidebilirsiniz, ve istediğinizi elde edersiniz. Eğer Cleveland'da
10:39
you can go to Cincinnati. We don't have that luxury,
161
621000
3000
bulamazsanız Cincinnati'ye gidersiniz. Bizim bu lüksümüz yok,
10:42
so we have to make it happen.
162
624000
2000
dolayısıyla olmasını sağlıyoruz.
10:44
When we do it, we will put the cost of care down.
163
626000
4000
Ve sağladığımızda da tedavinin maliyetini düşürüyoruz.
10:48
And we'll extend it to the rural centers and make it affordable.
164
630000
4000
Kırsal merkezlere genişleyeceğiz ve ödemesi kolay olacak.
10:52
And everyone will get the care they deserve.
165
634000
3000
Ve herkes hak ettiği tıbbi bakıma ulaşacak.
10:55
It cannot just be technology, we recognize that.
166
637000
4000
Bunun sadece teknolojiyle olamayacağını farkındayız.
10:59
Prevention must be part of the solution -- we emphasize that.
167
641000
4000
Önleyici uygulamalar çözümün bir parçası olmalıdır, bunu vurguluyoruz.
11:03
But, you know, you have to tell people what can be done.
168
645000
4000
Ama bildiğiniz gibi, insanlara ne yapmaları gerektiğini söylemeniz gerekir.
11:07
It's not possible to tell people to do what is going to be expensive,
169
649000
3000
İnsanlara pahalı olanı yapmalarını söylemek mümkün değil,
11:10
and they go home and can't do it.
170
652000
3000
evlerine gittiklerinde yapmaları gerekeni gerçekleştiremezler.
11:13
They need to be alive, they need to feed.
171
655000
2000
Hayatta olmalılar, beslenmeliler.
11:15
We recommend exercise as the most effective, simple, easy thing to do.
172
657000
6000
Egzersizi en etkili, basit ve en kolay şey olarak öneriyoruz.
11:21
We have had walks every year -- every March, April.
173
663000
4000
Her sene yürüyüşler düzenledik, Mart'ta ve Nisan'da.
11:25
We form people into groups and make them go into challenges.
174
667000
5000
Gruplar oluşturuyoruz ve mücadeleye girmelerini sağlıyoruz.
11:30
Which group loses the most weight, we give them prizes.
175
672000
3000
En çok kilo kaybeden gruba ödüller veriyoruz.
11:33
Which groups record more walking distance by pedometer,
176
675000
4000
Pedometre kayıtlarına göre en çok yürüyen gruplara
11:37
we give them prizes. We do this constantly.
177
679000
3000
ödüller veriyoruz. Bunu sürekli olarak yapıyoruz.
11:40
We encourage them to bring children.
178
682000
2000
Çocukları da getirmeleri için teşvik ediyoruz.
11:42
That way we start exposing the children from very early on,
179
684000
3000
Bu sayede çocuklara bu konuların ne olduğunu küçüklükten itibaren
11:45
on what these issues are. Because once they learn it,
180
687000
4000
anlatabiliyoruz. Çünkü bir kez öğrendikleri zaman,
11:49
they will stay with it. In doing this we have created
181
691000
4000
ona sadık kalacaklar. Bunları yaparak sadece
11:53
at least 100 skilled jobs in Jamaica alone,
182
695000
3000
Jamaika'da deneyim ve özel eğitime sahip
11:56
and these are physicians with expertise and special training.
183
698000
4000
en az 100 doktor için istihdam yarattık.
12:00
We have taken care of over 1,000 indigent patients that could have died,
184
702000
4000
Ölmüş olabilecek 1000'nin üzerinde yoksul hastaya baktık,
12:04
including four free pacemakers in patients
185
706000
2000
ki bunlardan 4'üne kalp blokları nedeniyle bedava kalp
12:06
with complete heart block. For those that understand cardiology,
186
708000
4000
pilleri takıldı. Kardiyolojiden anlayanlar için
12:10
complete heart block means certain death.
187
712000
3000
kalp bloğu kesin bir ölüm demektir.
12:13
If you don't get this pacemaker, you will be dead.
188
715000
3000
Eğer bu kalp pilini edinemezseniz ölürsünüz.
12:16
So we are pleased with that.
189
718000
1000
Bu işten memnuniyet duyuyoruz.
12:17
Indirectly, we have saved the government of Jamaica five million dollars
190
719000
4000
Tedavi amacıyla Miami'ye veya Atlanta'ya gitmiş olabilecek insanlardan
12:21
from people that would have gone to Miami or Atlanta for care.
191
723000
5000
Jamaika devletine dolaylı olarak 5 milyon dolar kazandırdık.
12:26
And we've hopefully saved a lot of lives.
192
728000
3000
Umuyoruz ki bir sürü hayat kurtardık.
12:29
By the end of this year, we would have contributed over one million dollars
193
731000
5000
Bu yılın sonuna kadar yoksulların tedavisine 1 milyon dolardan fazla
12:34
in indigent care. In the first four months, it's been 340,000 dollars,
194
736000
4000
katkı sağlamış olacağız. İlk dört ayda bu rakam 340.000 dolardı,
12:38
averaging 85,000 dollars a month. The government will not do that,
195
740000
6000
bir ay için ortalama 85.000 dolar. Devlet bunu yapmaz,
12:44
because they have competing needs.
196
746000
1000
çünkü birbiriyle yarışan başka ihtiyaçları var.
12:45
They need to put resources elsewhere. But we can still do it.
197
747000
3000
Kaynaklarını başka yere yatırmak zorundalar. Ama biz yine de yapabiliriz.
12:48
People say, "How can you do that?" This is how we can do that.
198
750000
5000
İnsanlar, "Nasıl yapabiliyorsunuz?" diye soruyorlar. İşte böyle yapabiliyoruz.
12:53
At least 4,000 rich Jamaicans that were heading to Miami for treatment
199
755000
5000
En az 4.000 zengin Jamaikalı önceden tedavi için Miami'ye giderlerken,
12:58
have self-confessed that they did not go to Miami
200
760000
5000
Karayipler Kalp Enstitüsü sayesinde Miami'ye gitmelerine gerek
13:03
because of the Heart Institute of the Caribbean.
201
765000
2000
kalmadığını kendileri itiraf ettiler.
13:05
And, if they went to Miami, they will spend significantly more --
202
767000
5000
Ve eğer Miami'ye gitselerdi çok daha fazla -8 ila 10 kat-
13:10
eight to 10 times more. And they feel happy spending it at home,
203
772000
5000
para harcayacaklardı. Aynı kalitede tedaviyi alarak
13:15
getting the same quality of care.
204
777000
1000
parayı yurtlarında harcamaktan mutlular.
13:16
And for that money -- for every one patient that has the money to pay,
205
778000
6000
Para ödeyebilecek durumdaki her bir hastadan kazandığımız parayla,
13:22
it gives us an opportunity to take care of at least four people
206
784000
3000
ödeme imkanına sahip olmayan dört hastayı tedavi etme
13:25
that do not have the resources to pay.
207
787000
3000
şansımız oluyor.
13:28
(Applause)
208
790000
5000
(Alkış)
13:33
For this to work, this progress must be sustainable.
209
795000
3000
Bunun işe yaraması için, süreç sürdürülebilir olmalı.
13:36
So, we emphasize training. Training is critical.
210
798000
3000
Eğitimi vurguluyoruz. Bu çok önemli.
13:39
We have gone further: we have formed a relationship
211
801000
4000
Daha da ileri giderek Jamaika'da Teknoloji Üniversitesi'yle
13:43
with the University of Technology, Jamaica,
212
805000
3000
bağlantı kurduk.
13:46
where I now have an appointment.
213
808000
1000
Şimdi onlarla bir randevum var.
13:47
And we are starting a biomedical engineering program,
214
809000
3000
Ekipmanlarımızın yerel tamiratını gerçekleştirecek
13:50
so that we will train people locally, who can repair that equipment.
215
812000
5000
insanların eğitilmesi için biyomedikal mühendislik programı başlatıyoruz.
13:55
That way we're not going to deal with obsolescence and all those kinds of issues.
216
817000
4000
Bu yolla eskime ve bunun gibi sorunlarla uğraşmamız gerekmeyecek.
13:59
We're also starting ancillary health-care technology training programs --
217
821000
5000
Ayrıca, ekokardiyografi, kardiyak ultrason ve benzeri alanlarda
14:04
training people in echocardiography, cardiac ultrasound,
218
826000
4000
insan yetiştirmek için yardımcı sağlık teknolojileri eğitim programları
14:08
those kinds of things. Now, with that kind of training,
219
830000
3000
başlatıyoruz. Bu tür eğitimler insanları
14:11
it gives people motivation.
220
833000
2000
motive ediyor.
14:13
Because now they will get a bachelors degree in medical imaging
221
835000
3000
Çünkü şimdi bu sayede insanlar medikal görüntüleme ve benzeri alanlarda
14:16
and all that kind of stuff. In the process, I want you to just hear
222
838000
6000
lisans derecelerine sahip olacaklar. Bu süreçte, kursiyerler için
14:22
from the trainees themselves what it has meant for them.
223
844000
4000
bu eğitimin ne ifade ettiğini duymanızı istiyorum.
14:26
(Video) Dr. Jason Topping: My name is Jason Topping.
224
848000
1000
(Video) Dr Jason Topping: Benim adım Jason Topping.
14:27
I'm a senior resident in anesthesia in intensive care
225
849000
3000
West Indies Üniversitesi Hastanesi yoğun bakım
14:30
at the University Hospital of the West Indies.
226
852000
3000
anestezisi ekibinin kıdemli üyesiyim.
14:33
I came to the Heart Institute in 2006,
227
855000
3000
Kalp Enstitüsü'ne 2006'da anestezi ve yoğun bakım programımın
14:36
as part of my elective in my anesthesia and intensive care program.
228
858000
5000
parçası olarak geldim.
14:41
I spent three months at the Heart Institute.
229
863000
3000
Kalp Enstitüsü'nde üç ay geçirdim.
14:44
There's been no doubt around my colleagues
230
866000
2000
Meslektaşlarım arasında burada aldığımız
14:46
about the utility of the training I received here,
231
868000
3000
eğitimin yararlılığı konusunda hiç bir şüphe yok,
14:49
and I think there's been an increased interest now in --
232
871000
5000
ve bence şimdi özellikle ekokardiyografi ve onun
14:54
particularly in echocardiography and its use in our setting.
233
876000
4000
bizim şartlarımızda uygulanış biçimine gittikçe artan bir ilgi var.
14:58
Sharon Lazarus: I am an echocardiographer at the Heart Institute of the Caribbean,
234
880000
5000
Sharon Lazarus: Son iki yıldır Karayipler Kalp Enstitüsü'nde
15:03
since the past two years. I received training at this institution.
235
885000
5000
ekokardiyograf olarak çalışıyorum. Eğitimimi bu enstitüde aldım.
15:08
I think this aspect of training in cardiology
236
890000
5000
Bence, Karayipler Kalp Enstitüsü'nün Jamaika'ya
15:13
that the Heart Institute of the Caribbean has introduced in Jamaica
237
895000
4000
getirdiği kardiyoloji eğitiminin bu kolu
15:17
is very important in terms of diagnosing cardiac diseases.
238
899000
9000
kardiyak hastalıkların teşhisinde çok önemli.
15:26
Ernest Madu: The lesson in this is that it can be done, and it can be sustained,
239
908000
5000
Ernest Madu: Buradan çıkarmamız gereken ders; tüm bunların yapılabileceği,
15:31
and you can make it possible for everyone.
240
913000
4000
sürdürelebilir olabileceği ve bunları herkes için mümkün kılabileceğimizdir.
15:35
Who are we to decide that poor people cannot get the best care?
241
917000
4000
Biz kimiz ki fakir insanların en iyi tedaviyi alamayacaklarına karar veriyoruz?
15:39
When have you been appointed to play God?
242
921000
4000
Ne zaman Tanrı'yı oynamanız için size görev verildi?
15:43
It is not my decision. My job is to make sure that every person,
243
925000
5000
Bu benim kararım olamaz. Benim görevim, kader size ne vermiş
15:48
no matter what fate has assigned to you, will have the opportunity
244
930000
5000
olursa olsun, herkesin hayatta en kaliteli sağlık bakımını
15:53
to get the best quality health care in life.
245
935000
3000
almasını sağlamaktır.
15:56
Next stop is West African Heart Institute,
246
938000
4000
Bir sonraki durağımız daha önce de
16:00
that we are going to be doing in Port Harcourt, Nigeria,
247
942000
3000
belirttiğim gibi Port Hartcourt, Nijerya'da kurulacak olan
16:03
as I said before. We will do other centers across West Africa.
248
945000
4000
Batı Afrika Kalp Enstitüsü'dür. Batı Afrika boyunca merkezler açacağız.
16:07
We will extend the same system into other areas,
249
949000
5000
Kullandığımız sistemi diyaliz tedavisi gibi
16:12
like dialysis treatment.
250
954000
1000
başka alanlara uyarlayacağız.
16:13
And anyone who is interested in doing it in any health care situation,
251
955000
4000
Ve herhangi bir sağlık bakımı konumunda herhangi birisi
16:17
we will be happy to assist you and tell you how we've done it,
252
959000
5000
bunları yapmakla ilgilenirse, nasıl yaptığımızı ve onun nasıl yapacağını
16:22
and how you can do it. If we do this,
253
964000
4000
söyleyip desteklemekten mutlu olacağız. Eğer bunu yaparsak,
16:26
we can change the face of health care in Africa.
254
968000
4000
Afrikada'ki sağlık hizmetlerinin çehresini değiştirebiliriz.
16:30
Africa has been good to us; it is time for us to give back to Africa.
255
972000
4000
Afrika bize hep iyi davrandı, şimdi bizim Afrika'ya borcumuzu ödeme zamanımız.
16:34
I am going. Those who want to come,
256
976000
3000
Gidiyorum. Bana katılmak
16:37
I welcome you to come along with me.
257
979000
2000
isteyenleri, bütün içtenliğimle bekliyorum.
16:39
Thank you.
258
981000
2000
Teşekkür ederim.
16:41
(Applause)
259
983000
4000
(Alkış)
ABOUT THE SPEAKER
Ernest Madu - CardiologistErnest Madu founded the Heart Institute of the Caribbean, a revolutionary clinic for cardiovascular diseases in Kingston, Jamaica -- revolutionary for offering first-class health care in a developing nation. His next stop: Nigeria.
Why you should listen
Dr. Ernest Chijioke Madu believes that people in the developing world have a right to world-class health care. At his three Heart Institute of the Caribbean clinics --in Kingston and Mandeville, Jamaica, and in the Cayman Islands -- he delivers more than $1 million a year in free or reduced-care treatment, a significant contribution in an area where 56% of hospital deaths are caused by cardiovascular disease.
Now Dr. Madu is hoping to transfer HIC's mission and achievements into other low-resource nations. His next target is Nigeria, his home country, where the Heart Institute of West Africa is scheduled to open in 2009. Though AIDS and malaria are huge factors for Africa, Dr. Madu emphasizes the importance of treating cardiovascular disease, which is the second leading cause of death in sub-Saharan Africa, after HIV/AIDS, and the leading cause of death for people over 30.
Dr. Madu's work on noninvasive evaluation of coronary artery disease in obese individuals has become a standard evaluating tool.
Ernest Madu | Speaker | TED.com