TED Salon Brightline Initiative
AJ Jacobs: My journey to thank all the people responsible for my morning coffee
AJ Jacobs: Sabah kahvemde emeği geçen tüm insanlara teşekkür etme yolculuğum
Filmed:
Readability: 3.1
2,645,856 views
Yazar AJ Jacobs kalbinde basit olduğunu sandığı bir fikirle bir maceraya atıldı: Sabah kahvesinde emeği geçen tüm insanlara kişisel olarak teşekkür etmek. Binden fazla "teşekkürler"den sonra, Jacobs dünyayı dolaştıran bu macerasından edindiği hayat değiştiren bilgeliği aktarıyor. Jacobs, "Kahvemin, kanıksadığım yüzlerce insanın yokluğunda var olamayacağını keşfettim" diyor.
AJ Jacobs - Author
Immersing himself in alternate lifestyles and long, hilarious experiments (usually with himself the guinea pig), writer AJ Jacobs tests the limits of behavior, customs, culture, knowledge -- and his wife's sense of humor. Full bio
Immersing himself in alternate lifestyles and long, hilarious experiments (usually with himself the guinea pig), writer AJ Jacobs tests the limits of behavior, customs, culture, knowledge -- and his wife's sense of humor. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:12
So, I don't like to boast,
0
760
2920
Övünmeyi sevmem ama
00:15
but I am very good at finding things
to be annoyed about.
to be annoyed about.
1
3719
5537
sinir olacağım şeyleri
bulmakta çok iyiyimdir
bulmakta çok iyiyimdir
00:21
It is a real specialty of mine.
2
9280
2096
Benim uzmanlığım gibidir.
00:23
I can hear 100 compliments
and a single insult,
and a single insult,
3
11400
3896
Yüz iltifat ve tek bir hakaret duysam
00:27
and what do I remember?
4
15320
1496
sonunda neyi hatırlarım?
00:28
The insult.
5
16840
1376
O hakareti.
00:30
And according to
the research, I'm not alone.
the research, I'm not alone.
6
18240
2696
Araştırmalara göre, yalnız değilim.
00:32
Unfortunately, the human brain
is wired to focus on the negative.
is wired to focus on the negative.
7
20960
5536
Maalesef, insan beyni negatif olan
şeylere odaklanmaya programlıdır.
şeylere odaklanmaya programlıdır.
00:38
Now, this might have been helpful
when we were cave people,
when we were cave people,
8
26520
3336
Yırtıcı hayvanlardan kaçmaya çalışan
mağara adamları olsaydık
mağara adamları olsaydık
00:41
trying to avoid predators,
9
29880
1856
bu işimize yarayabilirdi
00:43
but now it's a terrible way
to go through life.
to go through life.
10
31760
2696
fakat şu anda hayatımızı sürdürmek
için berbat bir yol.
için berbat bir yol.
00:46
It is a real major component
of anxiety and depression.
of anxiety and depression.
11
34480
6456
Endişe ve depresyonun temel
parçalarındandır bu.
parçalarındandır bu.
00:52
So how can we fight
the brain's negative bias?
the brain's negative bias?
12
40960
4056
Peki beynimizin negatife sapmasına
karşı nasıl savaşabiliriz?
karşı nasıl savaşabiliriz?
00:57
According to a lot of research,
one of the best weapons is gratitude.
one of the best weapons is gratitude.
13
45040
5320
Pek çok araştırmaya göre
en iyi silahlardan biri minnettarlık.
en iyi silahlardan biri minnettarlık.
01:03
So knowing this, I started a new tradition
in our house a couple of years ago.
in our house a couple of years ago.
14
51080
5016
Bunu öğrenerek, birkaç yıl önce evimizde
yeni bir gelenek başlattım.
yeni bir gelenek başlattım.
01:08
Before a meal with my wife and kids,
15
56120
2456
Eşim ve çocuklarım ile yemeklerden önce
01:10
I would say a prayer of thanksgiving.
16
58600
2840
bir şükran duası söylerdim.
01:14
Prayer is not quite the right word.
17
62560
1816
Dua doğru bir kelime seçimi olmadı.
01:16
I'm agnostic, so instead of thanking God,
18
64400
4696
Ben agnostikim ve Tanrı'ya
şükretmek yerine
şükretmek yerine
01:21
I would thank some of the people
who helped make my food a reality.
who helped make my food a reality.
19
69120
4336
yemeğimin gerçekleşmesine yardım eden
insanların bazılarına teşekkür ederim.
insanların bazılarına teşekkür ederim.
01:25
I'd say, "I'd like to thank the farmer
who grew these tomatoes,
who grew these tomatoes,
20
73480
4336
Şöyle derim:
"Bu domatesleri yetiştiren çiftçiye,
"Bu domatesleri yetiştiren çiftçiye,
01:29
and the trucker who drove
these tomatoes to the store,
these tomatoes to the store,
21
77840
2696
onları markete taşıyan kamyon sürücüsüne
01:32
and the cashier
who rang these tomatoes up."
who rang these tomatoes up."
22
80560
2856
ve kasadan geçiren kasiyere
teşekkür etmek isterim."
teşekkür etmek isterim."
01:35
And I thought it was going
pretty well, this tradition.
pretty well, this tradition.
23
83440
2600
Bu geleneğin gayet güzel
gittiğini sanıyordum.
gittiğini sanıyordum.
01:39
Then one day, my 10-year-old son said,
24
87040
2536
Ta ki 10 yaşındaki oğlum
söyle diyene kadar,
söyle diyene kadar,
01:41
"You know, Dad, those people
aren't in our apartment.
aren't in our apartment.
25
89600
3336
"Baba biliyorsun değil mi,
o insanlar bizim evimizde yaşamıyorlar.
o insanlar bizim evimizde yaşamıyorlar.
01:44
They can't hear you.
26
92960
1216
Seni duyamazlar.
01:46
If you really cared, you would go
and thank them in person."
and thank them in person."
27
94200
4056
Eğer gerçekten önemseseydin,
onlara yüz yüze teşekkür ederdin."
onlara yüz yüze teşekkür ederdin."
01:50
And I thought, "Hmm.
That's an interesting idea."
That's an interesting idea."
28
98280
3176
Ben de şöyle düşündüm
"Hmm. Bu ilginç bir fikir."
"Hmm. Bu ilginç bir fikir."
01:53
(Laughter)
29
101480
1296
(Kahkahalar)
01:54
Now I'm a writer, and for my books
I like to go on adventures.
I like to go on adventures.
30
102800
5056
Ben bir yazarım ve kitaplarım için
maceralara atılmayı severim.
maceralara atılmayı severim.
01:59
Go on quests.
31
107880
1416
Keşiflere çıkmayı.
02:01
So I decided I'm going to take
my son up on his challenge.
my son up on his challenge.
32
109320
4056
Oğlumun meydan okumasını
kabul etmeye karar verdim.
kabul etmeye karar verdim.
02:05
It seemed simple enough.
33
113400
1696
Yeterince basit görünüyordu.
02:07
And to make it even simpler,
34
115120
1856
Daha da basitleştirmek için
02:09
I decided to focus on just one item.
35
117000
3496
sadece bir kaleme
odaklanmaya karar verdim.
odaklanmaya karar verdim.
02:12
An item I can't live without:
36
120520
1816
Onsuz yaşayamayacağım bir şeye:
02:14
my morning cup of coffee.
37
122360
1640
Sabah kahveme.
02:16
Well, it turned out
to be not so simple at all.
to be not so simple at all.
38
124840
3216
Aslında o kadar da kolay
olmadığı ortaya çıktı.
olmadığı ortaya çıktı.
02:20
(Laughter)
39
128080
1016
(Kahkahalar)
02:21
This quest took me months.
40
129120
1615
Bu macera aylarımı aldı.
02:22
It took me around the world.
41
130759
2457
Dünyanın etrafında dolaştırdı.
02:25
Because I discovered
that my coffee would not be possible
that my coffee would not be possible
42
133240
5456
Çünkü keşfettim ki kanıksadığım
02:30
without hundreds of people
I take for granted.
I take for granted.
43
138720
3056
yüzlerce insan olmasa
benim kahvem de olmayacaktı.
benim kahvem de olmayacaktı.
02:33
So I would thank the trucker
44
141800
1896
Kahve çekirdeklerini kahveciye getiren
02:35
who drove the coffee beans
to the coffee shop.
to the coffee shop.
45
143720
2696
şoföre teşekkür ederdim
02:38
But he couldn't have done his job
without the road.
without the road.
46
146440
3296
ama yollar olmasa o işini yapamazdı.
02:41
So I would thank the people
who paved the road.
who paved the road.
47
149760
2896
Ben de yolları döşeyen
kişilere teşekkür ederdim.
kişilere teşekkür ederdim.
02:44
(Laughter)
48
152680
1096
(Kahkahalar)
02:45
And then I would thank the people
who made the asphalt for the pavement.
who made the asphalt for the pavement.
49
153800
5016
Sonra da o yollara asfalt yapanlara
teşekkür ederdim.
teşekkür ederdim.
02:50
And I came to realize that my coffee,
50
158840
4056
Sonunda fark ettim ki kahvem
02:54
like so much else in the world,
51
162920
2056
dünyadaki diğer pek çok şey gibi
02:57
requires the combined work
52
165000
2496
her kesimden inanılmaz sayıda insanın
02:59
of a shocking number of people
from all walks of life.
from all walks of life.
53
167520
3576
çabasının birleşimini gerektiriyor.
03:03
Architects, biologists,
designers, miners, goat herds,
designers, miners, goat herds,
54
171120
5776
Mimarlar, biyologlar, tasarımcılar,
madenciler, keçi çobanları,
madenciler, keçi çobanları,
03:08
you name it.
55
176920
1496
dahasını siz söyleyin.
03:10
I decided to call my project
56
178440
2256
Projemin adını şöyle koymaya karar verdim,
03:12
"Thanks a Thousand."
57
180720
1976
"Binlerce kez Teşekkür"
03:14
Because I ended up
thanking over a thousand people.
thanking over a thousand people.
58
182720
2760
Çünkü sonunda binden fazla kişiye
teşekkür etmem gerekti.
teşekkür etmem gerekti.
03:18
And it was overwhelming,
but it was also wonderful.
but it was also wonderful.
59
186400
3576
Çok yorucuydu fakat
aynı zamanda harikaydı.
aynı zamanda harikaydı.
03:22
Because it allowed me to focus
60
190000
2256
Çünkü her gün yanlış giden
üç dört şey yerine
üç dört şey yerine
03:24
on the hundreds of things
that go right every day,
that go right every day,
61
192280
3336
doğru giden yüzlerce şeye
03:27
as opposed to the three
or four that go wrong.
or four that go wrong.
62
195640
2736
odaklanmamı sağladı.
03:30
And it reminded me of the astounding
interconnectedness or our world.
interconnectedness or our world.
63
198400
6216
Dünyamızdaki her şeyin birbirine müthiş
şekilde bağlantılı olduğunu da hatırlattı.
şekilde bağlantılı olduğunu da hatırlattı.
03:36
I learned dozens of lessons
during this project,
during this project,
64
204640
3856
Bu proje esnasında onlarca ders aldım
03:40
but let me just focus on five today.
65
208520
2896
fakat bugün beş tanesine odaklanacağım.
03:43
The first is: look up.
66
211440
2896
Birincisi: Yukarı bakın.
03:46
I started my trail of gratitude
67
214360
2016
Şükran yolculuğuma
03:48
by thanking the barista
at my local coffee shop,
at my local coffee shop,
68
216400
3296
mahalledeki kahve dükkânındaki,
New York'taki Joe Coffee'deki
New York'taki Joe Coffee'deki
03:51
Joe Coffee in New York.
69
219720
1656
baristaya teşekkür ederek başladım.
03:53
Her name is Chung,
70
221400
1696
Adı Chung,
03:55
and Chung is one of the most
upbeat people you will ever meet.
upbeat people you will ever meet.
71
223120
4736
Chung tanıyabileceğiniz
en eğlenceli insanlardan biri.
en eğlenceli insanlardan biri.
03:59
Big smiler, enthusiastic hugger.
72
227880
3336
Büyük bir gülüşü, coşkulu bir
kucaklaması var.
kucaklaması var.
04:03
But even for Chung,
being a barista is hard.
being a barista is hard.
73
231240
3496
Fakat Chung için bile,
bir barista olmak çok zor.
bir barista olmak çok zor.
04:06
And that's because you are encountering
people in a very dangerous state.
people in a very dangerous state.
74
234760
4896
Çünkü insanlarla çok tehlikeli
hâllerinde karşılaşıyorsunuz.
hâllerinde karşılaşıyorsunuz.
04:11
(Laughter)
75
239680
1256
(Kahkahalar)
04:12
You know what it is -- precaffeination.
76
240960
2736
Ne olduğunu bilirsiniz,
kafeinlenme öncesi durumu.
kafeinlenme öncesi durumu.
04:15
(Laughter)
77
243720
2136
(Kahkahalar)
04:17
So, Chung has had people
yell at her until she cried,
yell at her until she cried,
78
245880
3736
Chung'a ağlatana kadar
bağıran insanlar oldu,
bağıran insanlar oldu,
04:21
including a nine-year-old girl,
79
249640
2016
buna sıcak çikolatasının üstündeki
04:23
who didn't like the whipped cream design
that Chung did on her hot chocolate.
that Chung did on her hot chocolate.
80
251680
4256
Chung'un yaptığı krema şeklini beğenmeyen
dokuz yaşında bir kız çocuğu da dâhil.
dokuz yaşında bir kız çocuğu da dâhil.
04:27
So I thanked Chung,
81
255960
2896
Ben Chung'a teşekkür ettim,
04:30
and she thanked me for thanking her.
82
258880
3175
o da teşekkür ettiğim
için bana teşekkür etti.
için bana teşekkür etti.
04:34
I cut it off there.
83
262079
1257
Burada konuyu kapattık.
04:35
I didn't want to go
into an infinite thanking loop.
into an infinite thanking loop.
84
263360
2416
Sonsuz bir teşekkür
döngüsüne girmek istemedim.
döngüsüne girmek istemedim.
04:37
(Laughter)
85
265800
1576
(Kahkahalar)
04:39
But Chung said that the hardest part
86
267400
3736
Chung'a göre en zor kısım
04:43
is when people don't even treat her
like a human being.
like a human being.
87
271160
3496
ona insan gibi bile davranmamalarıydı.
04:46
They treat her like a vending machine.
88
274680
1856
Ona bir otomat gibi davranıyorlardı.
04:48
So, they'll hand her their credit card
89
276560
2496
Telefonlarından kafalarını
bile kaldırmadan
bile kaldırmadan
04:51
without even looking up from their phone.
90
279080
2816
ona kredi kartlarını uzatıyorlardı.
04:53
And while she's saying this,
I'm realizing I've done that.
I'm realizing I've done that.
91
281920
4816
O bunu söylerken
benim de bunu yaptığımı fark ettim.
benim de bunu yaptığımı fark ettim.
04:58
I've been that a-hole.
92
286760
1856
Ben de o tiplerden biri olmuştum.
05:00
And at that moment, I pledged:
93
288640
2936
O anda kendime söz verdim:
05:03
when dealing with people,
I'm going to take those two seconds
I'm going to take those two seconds
94
291600
3296
Insanlarla ilgilenirken
o iki saniyemi ayırıp
o iki saniyemi ayırıp
05:06
and look at them, make eye contact.
95
294920
2856
onlara bakacağım ve göz kontağı kuracağım.
05:09
Because it reminds you,
you're dealing with a human being
you're dealing with a human being
96
297800
2856
Çünkü bu size karşınızdakinin
ailesi ve arzuları olan,
ailesi ve arzuları olan,
05:12
who has family and aspirations
97
300680
3736
hatta utanç verici lise anıları olan
05:16
and embarrassing high school memories.
98
304440
2576
bir insan olduğunu hatırlatır.
05:19
And that little moment of connection
99
307040
3056
O küçük bağlantı anı
05:22
is so important to both people's
humanity and happiness.
humanity and happiness.
100
310120
4696
iki insanın da insanlığı ve mutluluğu
için çok önemlidir.
için çok önemlidir.
05:26
Alright, second lesson was:
101
314840
1776
Peki ikinci derse geçelim:
05:28
smell the roses. And the dirt.
And the fertilizer.
And the fertilizer.
102
316640
4736
Gülleri koklayın. Pisliği de. Gübreyi de.
05:33
After Chung, I thanked this man.
103
321400
2736
Chung'dan sonra, bu adama teşekkür ettim.
05:36
This is Ed Kaufmann.
104
324160
1856
Ed Kaufmann.
05:38
And Ed is the one who chooses which coffee
they serve at my local coffee shop.
they serve at my local coffee shop.
105
326040
5536
Ed, mahalle kahvemde hangi kahveyi
servis edeceklerini seçen kişi.
servis edeceklerini seçen kişi.
05:43
He goes around the world,
to South America, to Africa,
to South America, to Africa,
106
331600
3656
Dünyayı dolaşıyor,
Güney Amerika'ya ve Afrika'ya gidiyor.
Güney Amerika'ya ve Afrika'ya gidiyor.
05:47
finding the best coffee beans.
107
335280
1816
En iyi kahve çekirdeklerini bulmaya.
05:49
So I thanked Ed.
108
337120
1416
Ed'e teşekkür ettim.
05:50
And in return, Ed showed me
how to taste coffee like a pro.
how to taste coffee like a pro.
109
338560
5776
Karşılığında, Ed bana bir profesyonel
gibi kahve tatmayı öğretti.
gibi kahve tatmayı öğretti.
05:56
And it is quite a ritual.
110
344360
1936
Meşakkatli bir ritüel.
05:58
You take your spoon
and you dip it in the coffee
and you dip it in the coffee
111
346320
2256
Kaşığınızı alıp kahveye daldırıyorsunuz
06:00
and then you take a big, loud slurp.
112
348600
2776
ve büyük, gürültülü bir
höpürtüyle yudumluyorsunuz.
höpürtüyle yudumluyorsunuz.
06:03
Almost cartoonishly loud.
113
351400
1936
Çizgi filmlerindeki gibi bir gürültüyle.
06:05
This is because you want
to spray the coffee all over your mouth.
to spray the coffee all over your mouth.
114
353360
3296
Bunun amacı kahveyi ağzınızın
her tarafına dağıtmak.
her tarafına dağıtmak.
06:08
You have taste buds
in the side of your cheeks,
in the side of your cheeks,
115
356680
3136
Yanaklarınızın köşesinde
tat alma cisimcikleri var,
tat alma cisimcikleri var,
06:11
in the roof of your mouth,
116
359840
1416
ağzınızın tepesinde de,
06:13
you've got to get them all.
117
361280
1536
her yere kahve götürmelisiniz.
06:14
So Ed would do this
118
362840
2736
Ed böyle yapardı,
06:17
and he would --
119
365600
2496
tam böyle --
06:20
his face would light up and he would say,
120
368120
2696
yüzü aydınlanırdı ve şöyle derdi,
06:22
"This coffee tastes of honey-crisp apple
121
370840
3976
"Bu kahve, ballı elma tadında
06:26
and notes of soil and maple syrup."
122
374840
3536
ve toprak ve akçaağaç
pekmezi aroması var."
pekmezi aroması var."
06:30
And I would take a sip and I'd say,
123
378400
2616
Ben ise bir yudum alıp şöyle derdim.
06:33
"I'm picking up coffee.
124
381040
2736
"Bu kahveyi alıyorum.
06:35
(Laughter)
125
383800
1816
(Kahkahalar)
06:37
It tastes to me like coffee."
126
385640
1856
Tadı kahveye benziyor."
06:39
(Laughter)
127
387520
2016
(Kahkahalar)
06:41
But inspired by Ed, I decided to really
128
389560
2936
Fakat Ed'den ilham aldım ve
kahveyi dilimde oturtmaya
kahveyi dilimde oturtmaya
06:44
let the coffee sit on my tongue
for five seconds --
for five seconds --
129
392520
3136
karar verdim, beş saniyeliğine --
06:47
we're all busy,
but I could spare five seconds,
but I could spare five seconds,
130
395680
2216
hepimiz meşgulüz fakat
beş saniyemizi ayırıp
beş saniyemizi ayırıp
06:49
and really think about the texture
and the acidity and the sweetness.
and the acidity and the sweetness.
131
397920
6536
doku, asitlilik, ve tatlılık
üzerine düşünebiliriz.
üzerine düşünebiliriz.
06:56
And I started to do it with other foods.
132
404480
2336
Bunu başka yiyeceklerle de
yapmaya başladım.
yapmaya başladım.
06:58
And this idea of savoring
is so important to gratitude.
is so important to gratitude.
133
406840
5656
Yiyeceklerin tadına bakmak
minnettarlık için çok önemlidir.
minnettarlık için çok önemlidir.
07:04
Psychologists talk about how gratitude
134
412520
3336
Psikologlar minnettarlığın
07:07
is about taking a moment
and holding on to it as long as possible.
and holding on to it as long as possible.
135
415880
5336
bir anı alıp ona olabildiğince uzun süre
tutunmak olduğunu anlatır.
tutunmak olduğunu anlatır.
07:13
And slowing down time.
136
421240
3656
Ve zamanı yavaşlatmak.
07:16
So that life doesn't go by
in one big blur, as it often does.
in one big blur, as it often does.
137
424920
4776
Böylece zaman, genellikle olduğu gibi,
tek bir büyük şapırdatmakla akıp gitmez.
tek bir büyük şapırdatmakla akıp gitmez.
07:21
Number three is:
138
429720
1456
Üç numara şu:
07:23
find the hidden masterpieces
all around you.
all around you.
139
431200
2976
Etrafınızdaki gizli şaheserleri keşfedin.
07:26
Now, one of my favorite
conversations during this year
conversations during this year
140
434200
2896
Yıl boyunca en sevdiğim sohbetlerden biri
07:29
was with the guy who invented
my coffee cup lid.
my coffee cup lid.
141
437120
4456
kahve bardağımın kapağını
icat eden adamlaydı.
icat eden adamlaydı.
07:33
And until this point,
142
441600
1656
Bu zamana kadar
07:35
I had given approximately
zero thought to coffee cup lids.
zero thought to coffee cup lids.
143
443280
4176
kahve bardağı kapakları hakkında
neredeyse hiç düşünmemiştim.
neredeyse hiç düşünmemiştim.
07:39
But I loved talking
to this inventor, Doug Fleming,
to this inventor, Doug Fleming,
144
447480
3256
Fakat bu mucitle, Doug Fleming ile
konuşmayı çok sevmiştim,
konuşmayı çok sevmiştim,
07:42
because he was so passionate.
145
450760
1856
çünkü çok tutkuluydu.
07:44
And the blood and sweat and tears
he put into this lid,
he put into this lid,
146
452640
3976
Bu kapağa harcadığı kan, ter, ve gözyaşı
07:48
and that I had never even considered.
147
456640
3296
ve ben hiç dikkate almamıştım bile.
07:51
He says a bad lid can ruin your coffee.
148
459960
2856
Dediğine göre kötü kapaklar
kahveyi zehir edebilirmiş.
kahveyi zehir edebilirmiş.
07:54
That it can block the aroma,
149
462840
1936
Aromayı bloke edebilir
07:56
which is so important to the experience.
150
464800
2256
ki bu deneyim için çok önemlidir.
07:59
So he -- he's very innovative.
151
467080
2536
Yani o fazlasıyla inovatif birisi.
08:01
He's like the Elon Musk of coffee lids.
152
469640
2056
Kahve kapaklarının Elon Musk'ı gibi.
08:03
(Laughter)
153
471720
1016
(Kahkahalar)
08:04
So he designed this lid
that's got an upside-down hexagon
that's got an upside-down hexagon
154
472760
4216
Ters altıgene sahip şu kapağı tasarladı,
08:09
so you can get your nose right in there
and get maximum aroma.
and get maximum aroma.
155
477000
3976
böylece burnunuzu tam oraya götürüp
maksimum aromayı alabiliyorsunuz.
maksimum aromayı alabiliyorsunuz.
08:13
And so I was delighted talking to him,
156
481000
3656
Onunla konuşmak çok hoşuma gitmişti
08:16
and it made me realize there are
hundreds of masterpieces all around us
hundreds of masterpieces all around us
157
484680
4616
ve etrafımızda kanıksadığımız yüzlerce
08:21
that we totally take for granted.
158
489320
1736
şaheserin olduğunu fark ettim.
08:23
Like the on-off switch on my desk lamp
has a little indentation for my thumb
has a little indentation for my thumb
159
491080
6456
Masa lambamın açma-kapama tuşundaki
elime mükemmel şekilde uyan
elime mükemmel şekilde uyan
08:29
that perfectly fits my thumb.
160
497560
1776
küçük tırtık gibi.
08:31
And when something is done well,
161
499360
3216
Bir şey çok iyi yapıldığında,
08:34
the process behind it
is largely invisible.
is largely invisible.
162
502600
3256
arkasındaki süreç fazlasıyla görünmezdir.
08:37
But paying attention to it
163
505880
2216
Fakat ona dikkatini vermek
08:40
can tap into that sense of wonder
and enrich our lives.
and enrich our lives.
164
508120
4216
merak duygusuna hitap ederek
hayatlarımızı zenginleştirir.
hayatlarımızı zenginleştirir.
08:44
Number four is: fake it till you feel it.
165
512360
2976
Dört numara: Hissedene kadar muş gibi yap.
08:47
By the end of the project,
I was just in a thanking frenzy.
I was just in a thanking frenzy.
166
515360
3936
Projenin sonuna doğru
bir teşekkür etme çılgınlığı içindeydim.
bir teşekkür etme çılgınlığı içindeydim.
08:51
So I was -- I would get up
and spend a couple hours,
and spend a couple hours,
167
519320
3176
Sabah kalkıp birkaç saat harcayabilirdim,
08:54
I'd write emails, send notes,
168
522520
3856
e-postalar yazardım, notlar gönderirdim,
08:58
make phone calls, visit people
169
526400
2536
telefon görüşmeleri yapar,
insanları ziyaret ederdim.
insanları ziyaret ederdim.
09:00
to thank them for their role in my coffee.
170
528960
2176
Kahvemdeki rollerine teşekkür etmek için.
09:03
And some of them, quite honestly --
171
531160
2256
Bazıları, gayet dürüstçe,
09:05
not that into it.
172
533440
1856
pek oralı olmadılar.
09:07
They would be like, "What is this?
173
535320
2256
Şöyle diyorlardı, "Bu nedir?
09:09
Is this a pyramid scheme,
what do you want, what are you selling?"
what do you want, what are you selling?"
174
537600
4160
Bu bir saadet zinciri mi, ne istiyorsun,
ne satıyorsun?"
ne satıyorsun?"
09:14
But most people were surprisingly moved.
175
542560
4256
Fakat insanların çoğu
şaşırtıcı şekilde etkilendiler.
şaşırtıcı şekilde etkilendiler.
09:18
I remember, I called the woman
who does the pest control
who does the pest control
176
546840
3776
Hatırlıyorum, kahvemin dağıtıldığı
09:22
for the warehouse
where my coffee is served --
where my coffee is served --
177
550640
3176
pardon -- kahvemin tutulduğu depoda
09:25
I'm sorry -- where my coffee is stored.
178
553840
2576
böcek ilaçlaması yapan kadını aradığımda
09:28
And I said,
179
556440
2456
şöyle dedim,
09:30
"This may sound strange,
180
558920
1496
"Size garip gelecek belki ama,
09:32
but I want to thank you
for keeping the bugs out of my coffee."
for keeping the bugs out of my coffee."
181
560440
4376
böcekleri kahvemden uzak tuttuğunuz için
teşekkür etmek istedim."
teşekkür etmek istedim."
09:36
And she said, "Well,
that does sound strange,
that does sound strange,
182
564840
2616
Şöyle cevap verdi, "Evet, garip geliyor
09:39
but you just made my day."
183
567480
2096
fakat şu anda günümü güzelleştirdin."
09:41
And it was like an anti-crank phone call.
184
569600
3576
Anti-telefon şakası gibiydi.
09:45
And it didn't just affect her,
it affected me.
it affected me.
185
573200
3376
Ve sadece onu değil, beni de etkiledi.
09:48
Because I would wake up every morning
in my default mood, which is grumpiness,
in my default mood, which is grumpiness,
186
576600
5976
Çünkü her gün klasik modumda,
yani suratsızlıkla uyanır
yani suratsızlıkla uyanır
09:54
but I would force myself
to write a thank-you note
to write a thank-you note
187
582600
3256
fakat kendimi bir teşekkür notu
yazmaya zorlardım,
yazmaya zorlardım,
09:57
and then another and then another.
188
585880
2096
sonra bir tane daha ve bir tane daha.
10:00
And what I found was
that if you act as if you're grateful,
that if you act as if you're grateful,
189
588000
4816
Sonra fark ettim ki,
eğer minnettarmış gibi davranırsan
eğer minnettarmış gibi davranırsan
10:04
you eventually become grateful for real.
190
592840
3016
bir noktada gerçekten minnettar oluyorsun.
10:07
The power of our actions
to change our mind is astounding.
to change our mind is astounding.
191
595880
4896
Hareketlerimizin düşüncelerimizi
değiştirme gücü hayret uyandırıcıdır.
değiştirme gücü hayret uyandırıcıdır.
10:12
So, often we think
that thought changes behavior,
that thought changes behavior,
192
600800
4056
Genellikle düşüncenin davranışı
değiştirdiğini düşünürüz
değiştirdiğini düşünürüz
10:16
but behavior very often
changes our thought.
changes our thought.
193
604880
4200
fakat davranışlarımız sıklıkla
düşüncelerimizi değiştirir.
düşüncelerimizi değiştirir.
10:22
And finally, the last lesson
I want to tell you about is:
I want to tell you about is:
194
610720
4456
En sonunda, size anlatmak
istediğim son ders:
istediğim son ders:
10:27
practice six degrees of gratitude.
195
615200
3416
Minnettarlığın altı derecesini uygulayın.
10:30
And every place, every stop
on this gratitude trail
on this gratitude trail
196
618640
4576
Her yerde, bu şükran yolculuğunun
her durağında
her durağında
10:35
would give birth to 100 other people
that I could thank.
that I could thank.
197
623240
3896
teşekkür edebileceğim 100 yeni kişi
daha ortaya çıkar.
daha ortaya çıkar.
10:39
So I went down to Colombia to thank
the farmers who grow my coffee beans.
the farmers who grow my coffee beans.
198
627160
5256
Kahve çekirdeklerimi yetiştiren çiftçilere
teşekkür etmek için Kolombiya'ya gittim.
teşekkür etmek için Kolombiya'ya gittim.
10:44
And it was in a small mountain town,
199
632440
2216
Küçük bir dağ kasabasındaydı
10:46
and I was driven there
along these curvy, cliffside roads.
along these curvy, cliffside roads.
200
634680
5176
ve kıvrımlı, uçurum kenarındaki yollar
üzerinden oraya vardım.
üzerinden oraya vardım.
10:51
And every time
we went around a hairpin turn
we went around a hairpin turn
201
639880
3736
Geçtiğimiz her keskin viraj sonrası
10:55
the driver would do the sign of the cross.
202
643640
3656
sürücü istavroz çıkarırdı.
10:59
And I was like, "Thank you for that.
203
647320
2856
Ben de şöyle derdim:
"Bunun için teşekkür ederim.
"Bunun için teşekkür ederim.
11:02
(Laughter)
204
650200
1816
(Kahkahalar)
11:04
But can you do that
while keeping your hands on the wheel?
while keeping your hands on the wheel?
205
652040
3816
Fakat bunu yaparken ellerini
direksiyonda tutamaz mısın?
direksiyonda tutamaz mısın?
11:07
Because I am terrified."
206
655880
1576
Çünkü çok korkuyorum."
11:09
But we made it.
207
657480
1216
Fakat başardık.
11:10
And I met the farmers,
the Guarnizo brothers.
the Guarnizo brothers.
208
658720
3496
O çiftçilerle,
Guarnizo Kardeşler ile tanıştım.
Guarnizo Kardeşler ile tanıştım.
11:14
It's a small farm, they make great coffee,
209
662240
3256
Küçük bir çiftlikte
harika kahve yapıyorlardı,
harika kahve yapıyorlardı,
11:17
they're paid above
fair-trade prices for it.
fair-trade prices for it.
210
665520
2896
bunun için adil ticaret fiyatlarından
fazla kazanıyorlardı.
fazla kazanıyorlardı.
11:20
And they showed me
how the coffee is grown.
how the coffee is grown.
211
668440
3016
Bana kahvenin nasıl
yetiştiğini gösterdiler.
yetiştiğini gösterdiler.
11:23
The bean is actually inside
this fruit called the coffee cherry.
this fruit called the coffee cherry.
212
671480
4576
Çekirdek aslında kahve kirazı
denen meyvenin içinde.
denen meyvenin içinde.
11:28
And I thanked them.
213
676080
2176
Ve onlara teşekkür ettim.
11:30
And they said,
"Well, we couldn't do our job
"Well, we couldn't do our job
214
678280
3216
Onlar da şöyle dedi:
"Diğer 100 kişi olmasa
"Diğer 100 kişi olmasa
11:33
without 100 other people."
215
681520
2216
biz işimizi yapmazdık."
11:35
The machine that depulps the fruit
is made in Brazil,
is made in Brazil,
216
683760
3856
Meyvenin küspe kırıntılarını alan makine
Brezilya'da üretiliyor
Brezilya'da üretiliyor
11:39
and the pickup truck
they drive around the farm,
they drive around the farm,
217
687640
3056
ve çiftliğin etrafında
dolaştıkları kamyonet
dolaştıkları kamyonet
11:42
that is made from parts
from all over the world.
from all over the world.
218
690720
3416
dünyanın her tarafından
parçalarla üretilmiş.
parçalarla üretilmiş.
11:46
In fact, the US exports steel to Colombia.
219
694160
4096
Hatta, ABD Kolombiya'ya
çelik ihraç ediyor.
çelik ihraç ediyor.
11:50
So I went to Indiana,
and I thanked the steel makers.
and I thanked the steel makers.
220
698280
4976
Ben de Indiana'ya
çelik üreticilerine teşekkür etmeye gittim
çelik üreticilerine teşekkür etmeye gittim
11:55
And it just drove home
221
703280
3136
Sonra anladım ki
11:58
that it doesn't take a village
to make a cup of coffee.
to make a cup of coffee.
222
706440
3576
bir bardak kahve yapmak için
bir köy gerekmez,
bir köy gerekmez,
12:02
It takes the world
to make a cup of coffee.
to make a cup of coffee.
223
710040
3136
bir bardak kahve yapmak için
bir dünya gerekir.
bir dünya gerekir.
12:05
And this global economy,
this globalization,
this globalization,
224
713200
5096
Bu küresel ekonominin, bu küreselleşmenin
12:10
it does have downsides.
225
718320
1816
kötü yanları da var.
12:12
But I believe the long-term
upsides are far greater,
upsides are far greater,
226
720160
3456
Fakat inanıyorum ki uzun vadede
iyi yanları çok daha fazla
iyi yanları çok daha fazla
12:15
that progress is real.
227
723640
1576
ve bu süreç gerçek.
12:17
We have made improvements
in the last 50 years,
in the last 50 years,
228
725240
2416
Son 50 yılda ilerlemelerde bulunduk
12:19
poverty worldwide has gone down.
229
727680
2696
ve dünyada yoksulluk azaldı.
12:22
And that we should resist the temptation
230
730400
3256
Kabuğumuza çekilme
12:25
to retreat into our silos.
231
733680
3016
arzumuza karşı çıkmalıyız.
12:28
And we should resist this upsurge
232
736720
3056
Soyutlanma politikası ve milliyetçilik
12:31
in isolationism and jingoism.
233
739800
4536
dalgalarına karşı çıkmalıyız.
12:36
Which brings me to my final point.
234
744360
2376
Böylece son argümanıma geldik.
12:38
Which is my hope that we use gratitude
as a spark to action.
as a spark to action.
235
746760
5600
Umudum, minnettarlığı aksiyon almak için
bir kıvılcım olarak kullanmamız.
bir kıvılcım olarak kullanmamız.
12:45
Some people worry
that gratitude has a downside.
that gratitude has a downside.
236
753360
3736
Bazı insanlar minnettarlığın
kötü tarafları olmasından endişe ediyor.
kötü tarafları olmasından endişe ediyor.
12:49
That we'll be so grateful,
that we'll be complacent.
that we'll be complacent.
237
757120
3816
Ne kadar minnettar olursak
o kadar kayıtsız oluruz diye düşünüyorlar.
o kadar kayıtsız oluruz diye düşünüyorlar.
12:52
We'll be so, "Oh, everything's
wonderful, I'm so grateful."
wonderful, I'm so grateful."
238
760960
3656
"Her şey harika, minnettarım"
diyecekmişiz gibi.
diyecekmişiz gibi.
12:56
Well, it turns out, the opposite is true.
239
764640
3600
Görünen o ki, aslında tam tersi doğru.
13:01
The research shows
240
769120
2296
Araştırmalara göre
13:03
that the more grateful you are,
the more likely you are to help others.
the more likely you are to help others.
241
771440
4656
ne kadar minnettar olursanız, başkalarına
yardım etmeniz o kadar olasıdır.
yardım etmeniz o kadar olasıdır.
13:08
When you're in a bad state,
242
776120
2056
Kötü bir ruh hâlindeyseniz
13:10
you're often more focused
on your own needs.
on your own needs.
243
778200
2576
genellikle kendi ihtiyaçlarınıza
daha çok odaklanırsınız.
daha çok odaklanırsınız.
13:12
But gratitude makes you
want to pay it forward.
want to pay it forward.
244
780800
3216
Fakat minnettarlık, o iyiliği
başkasına yapmak istemenizi sağlar.
başkasına yapmak istemenizi sağlar.
13:16
And I experienced this personally.
245
784040
2416
Bunu kişisel olarak yaşadım.
13:18
I mean, I'm not Mother Teresa,
246
786480
1696
Ben Rahibe Teresa değilim tabii ki
13:20
I'm still a selfish bastard
a huge amount of the time.
a huge amount of the time.
247
788200
3456
zamanımın çoğunda hâlâ bencil biriyim.
13:23
But I'm better than I was
before this project.
before this project.
248
791680
3976
Fakat bu projeden önceki
hâlimden daha iyiyim.
hâlimden daha iyiyim.
13:27
And that's because it made me aware
249
795680
2736
Çünkü bu benim tedarik zincirindeki
13:30
of the exploitation on the supply chain.
250
798440
3576
sömürgecilik konusunda
farkındalığımı arttırdı.
farkındalığımı arttırdı.
13:34
It reminded me
that what I take for granted
that what I take for granted
251
802040
2936
Kanıksadığım şeylerin
13:37
is not available to millions
of people around the world.
of people around the world.
252
805000
3776
dünyadaki milyonlarca kişide mevcut
olmadığını hatırlattı.
olmadığını hatırlattı.
13:40
Like water.
253
808800
1256
Örneğin su.
13:42
Coffee is 98.8 percent water.
254
810080
4296
Kahvenin yüzde 98.8'i sudur.
13:46
So I figured I should go and thank
the people at the New York reservoir,
the people at the New York reservoir,
255
814400
3536
New York rezervuarındaki kişilere
gidip teşekkür etmeliyim diye düşündüm,
gidip teşekkür etmeliyim diye düşündüm,
13:49
hundreds of them, who provide me water,
256
817960
2616
yüzlercesine, çünkü bana su sağlıyorlar
13:52
and this miracle that I can
turn a lever and get safe water.
turn a lever and get safe water.
257
820600
3096
ve musluğu açıp temiz suya
ulaşma mucizesini.
ulaşma mucizesini.
13:55
And that millions of people
around the world don't have this luxury
around the world don't have this luxury
258
823720
3576
Ve dünydaki milyonlarca kişi
bu lükse sahip değil
bu lükse sahip değil
13:59
and have to walk hours to get safe water.
259
827320
2976
ve temiz suya ulaşmak için
saatlerce yürüyorlar.
saatlerce yürüyorlar.
14:02
It inspired me to see what I could do
to help people get more access,
to help people get more access,
260
830320
4696
Bu bana insanların daha çok ulaşması için
ne yapmam konusunda ilham verdi,
ne yapmam konusunda ilham verdi,
14:07
and I did research
and found a wonderful group
and found a wonderful group
261
835040
3056
bir araştırma yapıp
bu harika grubu buldum,
bu harika grubu buldum,
14:10
called Dispensers for Safe Water.
262
838120
2656
ismi Temiz Su Dağıtıcıları.
14:12
And I got involved.
263
840800
1336
Ben de aralarına katıldım.
14:14
And I'm not expecting
the Nobel Prize committee
the Nobel Prize committee
264
842160
2776
Nobel Ödül komitesinin
14:16
to knock down my door,
265
844960
1256
kapımı çalmasını beklemiyorum
14:18
but it's a baby step,
it's a little something.
it's a little something.
266
846240
4296
fakat ufak bir adımdır.
14:22
And it's all because of gratitude.
267
850560
2816
Bunların hepsi minnettarlıktan.
14:25
And it's why I encourage
people, friends, family,
people, friends, family,
268
853400
3536
Bu yüzden insanları, arkadaşlarımı, ailemi
14:28
to follow gratitude trails of their own.
269
856960
2976
kendi şükran yolculuklarına
çıkmaları için cesaretlendiriyorum.
çıkmaları için cesaretlendiriyorum.
14:31
Because it's a
life-transforming experience.
life-transforming experience.
270
859960
2816
Çünkü bu hayat değiştiren bir deneyim.
14:34
And it doesn't have to be coffee.
271
862800
1616
Kahve olması şart değil.
14:36
It could be anything.
272
864440
1216
Herhangi bir şey olabilir.
14:37
It could be a pair of socks,
it could be a light bulb.
it could be a light bulb.
273
865680
2536
Bir çift çorap veya ampul de olabilir.
14:40
And you don't have to go around the world,
you can just do a little gesture,
you can just do a little gesture,
274
868240
3576
Dünyayı dolaşmanız da gerekmez,
küçük bir jest de yapabilirsiniz,
küçük bir jest de yapabilirsiniz,
14:43
like make eye contact or send a note
to the designer of a logo you love.
to the designer of a logo you love.
275
871840
5136
göz kontağı gibi veya sevdiğiniz bir
logonun tasarımcısına bir not göndermek.
logonun tasarımcısına bir not göndermek.
14:49
It's more about a mindset.
276
877000
1976
Bu kafa yapısıyla ilgili.
14:51
Being aware of the thousands of people
involved in every little thing we do.
involved in every little thing we do.
277
879000
4480
Yaptığımız her küçük şeyde, binlerce
insanın payının olduğunun farkında olmak.
insanın payının olduğunun farkında olmak.
14:56
Remembering that
there's someone in a factory
there's someone in a factory
278
884880
3096
Şu anda oturduğunuz koltuğun
kumaşını yapan
kumaşını yapan
15:00
who made the fabric for the chairs
you're sitting in right now.
you're sitting in right now.
279
888000
4216
bir fabrika işçisinin olduğunu hatırlamak.
15:04
That someone went into a mine
and got the copper for this microphone
and got the copper for this microphone
280
892240
6136
Birinin bir madene girip
bu mikrofon için bakır aldığını
bu mikrofon için bakır aldığını
15:10
so that I could say my final thank you,
281
898400
2576
ki böylece son teşekkürümü edebileyim
15:13
which is to thank you.
282
901000
1856
ve bu teşekkür sizin için.
15:14
Thank you a thousand
for listening to my story.
for listening to my story.
283
902880
2880
Hikâyemi dinlediğiniz için
binlece kez teşekkür ederim.
binlece kez teşekkür ederim.
15:18
(Applause)
284
906400
2216
(Alkışlar)
15:20
(Cheering)
285
908640
1720
(Tezahüratlar)
ABOUT THE SPEAKER
AJ Jacobs - AuthorImmersing himself in alternate lifestyles and long, hilarious experiments (usually with himself the guinea pig), writer AJ Jacobs tests the limits of behavior, customs, culture, knowledge -- and his wife's sense of humor.
Why you should listen
AJ Jacobs' writings stand at the intersection of philosophy, Gonzo journalism and performance art. Stubbornly curious and slyly perceptive, he takes immersive learning to its irrational and profoundly amusing extreme -- extracting wisdom and meaning after long stints as a self-styled guinea pig. For his widely circulated Esquire article "My Outsourced Life," he explored the phenomenon of outsourcing by hiring a team in Bangalore to take care of every part of his life -- from reading his emails to arguing with his wife to reading bedtime stories to his own son. A previous article, "I Think You're Fat," chronicled a brief, cringe-inducing attempt to live his life in Radical Honesty, telling all the truth, all the time.
Jacobs is author of The Know-It-All, which documents the year he spent reading the Encyclopedia Britannica from A to Z, uncovering both funny and surprising factoids but also poignant insight into history and human nature. In 2007 he released The Year of Living Biblically, in which he attempted to follow every single rule in the Bible as literally as possible for an entire year. His recent book The Guinea Pig Diaries: My Life as an Experiment is a collection of numerous personal experiments. including living according to George Washington's rules of conduct, outsourcing every single task to India, and posing as a woman on an online dating site.
AJ Jacobs | Speaker | TED.com