TED2005
Kevin Kelly: How technology evolves
Kevin Kelly: Teknolojinin evrimi üzerine
Filmed:
Readability: 3.7
2,037,387 views
Teknoloji hayranı Kevin Kelly "Teknoloji Ne İster?" diye sorarken her yere sızmış ve kompleks olmasının yaşamın evrimine benzediğini fark ediyor.
Kevin Kelly - Digital visionary
There may be no one better to contemplate the meaning of cultural change than Kevin Kelly, whose life story reads like a treatise on the value and impacts of technology. Full bio
There may be no one better to contemplate the meaning of cultural change than Kevin Kelly, whose life story reads like a treatise on the value and impacts of technology. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:25
I don't know about you, but I haven't quite figured out
0
0
4000
Sizi bilmem ama ben daha
teknolojinin benim hayatımda
ne anlam ifade ettiğini anlamış değilim.
ne anlam ifade ettiğini anlamış değilim.
00:29
exactly what technology means in my life.
1
4000
3000
00:32
I've spent the past year thinking about what it really should be about.
2
7000
7000
Geçen bir yılda, teknolojinin bana
gerçekten ne ifade ettiğini düşündüm.
gerçekten ne ifade ettiğini düşündüm.
Teknoloji yanlısı mı olmalıyım?
Tamamıyla benimsemeli miyim?
Tamamıyla benimsemeli miyim?
00:39
Should I be pro-technology? Should I embrace it full arms?
3
14000
3000
00:42
Should I be wary? Like you, I'm very tempted by the latest thing.
4
17000
5000
Yoksa temkinli mi olmalıyım? Sizler gibi
ben de son gelişmelerden çok etkilendim.
ben de son gelişmelerden çok etkilendim.
00:47
But at the other hand, a couple of years ago
5
22000
2000
Ama bir yandan da, birkaç sene önce
00:49
I gave up all of my possessions,
6
24000
3000
sahip olduğum her şeyden vazgeçtim,
bütün teknolojik cihazlarımı sattım
- bisikletim hariç -
- bisikletim hariç -
00:52
sold all my technology -- except for a bicycle --
7
27000
2000
00:54
and rode across 3,000 miles on the U.S. back roads under the power of my one body,
8
29000
6000
ve ABD'nin arka yollarında 5 bin km'lik
bir yolculuğa çıktım, bunu yaparken de
bir yolculuğa çıktım, bunu yaparken de
enerjimin çoğunu Twinkies şekerlemeleri
ve abur cuburlardan karşıladım.
ve abur cuburlardan karşıladım.
01:00
fuelled mostly by Twinkies and junk food.
9
35000
3000
01:03
(Laughter)
10
38000
1000
(Gülüşmeler)
01:04
And I've since then tried to keep technology
11
39000
2000
Ondan beridir, teknolojiyi hayatımdan
01:06
at arm's length in many ways, so it doesn't master my life.
12
41000
4000
bir nebze uzakta tutmaya çalıştım
ki hayatımı yönetmesin.
ki hayatımı yönetmesin.
01:10
At the same time, I run a website on cool tools,
13
45000
4000
Bir yandan da, enteresan araç gereçleri
tanıtan bir web sitem var ve burada
tanıtan bir web sitem var ve burada
01:14
where I issue a daily obsession of the latest things in technology.
14
49000
4000
teknolojinin en son yenilikleriyle ilgili
günlük saplantılarımı yayımlıyorum.
günlük saplantılarımı yayımlıyorum.
01:18
So I'm still perplexed about what the true meaning of technology is
15
53000
6000
Denebilir ki teknolojinin gerçekte ne
ifade ettiği hakkında kafam epey karışık,
ifade ettiği hakkında kafam epey karışık,
01:24
as it relates to humanity, as it relates to nature,
16
59000
4000
insanlıkla ilgili, doğa ile ilgili
01:28
as it relates to the spiritual.
17
63000
3000
ve maneviyat ile ilgili.
01:31
And I'm not even sure we know what technology is.
18
66000
4000
Ve teknolojinin ne demek olduğunu
bildiğimizden bile emin değilim.
bildiğimizden bile emin değilim.
01:35
And one definition of technology is that which is first recorded.
19
70000
6000
Teknolojinin kayıtlarda bulunan
ilk anlamlarından biri
ilk anlamlarından biri
01:41
This is the first example of the modern use of technology that I can find.
20
76000
5000
ki bu benim modern teknoloji kullanımına
dair bulabildiğim tek örnek.
dair bulabildiğim tek örnek.
01:46
It was the suggested syllabus for dealing with
21
81000
4000
Cambridge Üniversitesi Uygulamalı
Sanatlar ve Fen Fakültesi'nin
Sanatlar ve Fen Fakültesi'nin
01:50
the Applied Arts and Science at Cambridge University in 1829.
22
85000
6000
1829 yılındaki müfredat programıydı.
01:56
Before that, obviously, technology didn't exist. But obviously it did.
23
91000
5000
Bundan önce, belli ki, teknoloji diye
bir şey yoktu. Ama belli ki vardı.
bir şey yoktu. Ama belli ki vardı.
Ben, Alan Kay'in teknoloji için yaptığı
tanımlamalardan birini çok severim.
tanımlamalardan birini çok severim.
02:01
I like one of the definitions that Alan Kay has for technology.
24
96000
4000
Der ki: "Teknoloji sen doğduktan
sonra icat edilmiş her şeydir."
sonra icat edilmiş her şeydir."
02:05
He says technology is anything that was invented after you were born.
25
100000
4000
02:09
(Laughter)
26
104000
1000
(Gülüşmeler)
02:10
So it sums up a lot of what we're talking about.
27
105000
4000
Esasında bu konuşacaklarımızı
epey bir özetliyor.
epey bir özetliyor.
02:14
Danny Hillis actually has an update on that --
28
109000
2000
Aslında Danny Hillis bu sözü güncelledi.
02:16
he says technology is anything that doesn't quite work yet.
29
111000
4000
Diyor ki: "Teknoloji daha tam olarak
çalışmayan her şeydir."
çalışmayan her şeydir."
02:20
(Laughter)
30
115000
1000
(Gülüşmeler)
02:21
Which also, I think, gets into a little bit of our current idea.
31
116000
5000
Bu da, sanırım, bugün
konuşacaklarımıza değiniyor biraz.
konuşacaklarımıza değiniyor biraz.
02:26
But I was interested in another definition of technology.
32
121000
3000
Ama ben, teknolojinin başka bir
açıklamasıyla daha ilgiliyim.
açıklamasıyla daha ilgiliyim.
02:29
Something, again, that went back to something more fundamental.
33
124000
4000
Daha temel bir şeye uzanan bir şey.
02:33
Something that was deeper. And as I struggled to understand that,
34
128000
6000
Daha derin bir şey.
Ben, bunu anlamaya çalışırken
Ben, bunu anlamaya çalışırken
02:39
I came up with a way of framing the question
35
134000
3000
kendi araştırmalarımda
işime yaradığını gördüğüm,
işime yaradığını gördüğüm,
02:42
that seemed to work for me in my investigations.
36
137000
2000
soruyu çevreleyen yeni bir yol keşfettim.
02:44
And I'm, this morning, going to talk about this for the first time.
37
139000
3000
Ve bu sabah bundan
ilk defa bahsediyor olacağım.
ilk defa bahsediyor olacağım.
02:47
So this is a very rough attempt to think out loud.
38
142000
5000
Buna bir sesli düşünme deneyi diyebiliriz.
02:52
The question that I came up with was this question:
39
147000
4000
İleri sürdüğüm soru, şu soru:
Teknoloji ne ister? Ve bundan
02:56
what does technology want? And by that, I don't mean,
40
151000
3000
02:59
does it want chocolate or vanilla? By what it wants, I mean,
41
154000
5000
'çikolatalı mı vanilyalı mı ister? ' gibi
bir soru kastetmiyorum. Kastettiğim,
bir soru kastetmiyorum. Kastettiğim,
teknolojinin kendine has
trendleri ve ön yargıları nedir?
trendleri ve ön yargıları nedir?
03:04
what are its inherent trends and biases?
42
159000
2000
03:06
What are its tendencies over time? One way to think about this is
43
161000
5000
Zaman içerisinde nereye doğru seyrediyor?
Bunu düşünmenin bir yolu
Bunu düşünmenin bir yolu
03:11
thinking about biological organisms, which we've heard a lot about.
44
166000
4000
haklarında çok şeyler duyduğumuz
biyolojik organizmaları düşünmek.
biyolojik organizmaları düşünmek.
03:15
And the trick that Richard Dawkins does, which is to say,
45
170000
3000
Ve Richard Dawkins'in kullandığı
kurnaz yolla düşünmek, yani
kurnaz yolla düşünmek, yani
03:18
to look at them as simply as genes, as vehicles for genes.
46
173000
4000
organizmalara basitçe gen olarak,
genleri taşıyan araçlar olarak bakmak.
genleri taşıyan araçlar olarak bakmak.
03:22
So he's saying, what do genes want? The selfish gene.
47
177000
3000
O soruyor: Genler ne ister? Bencil genler.
03:25
And I'm applying a similar trick to say,
48
180000
3000
Ben de aynı kurnazlıkla soruyorum:
03:28
what if we looked at the universe in our culture
49
183000
3000
Kültürümüzdeki evrene
03:31
through the eyes of technology? What does technology want?
50
186000
5000
teknolojinin gözünden baksak ne görürüz?
Teknoloji ne ister?
Teknoloji ne ister?
Açıkçası bu eksik bir soru,
03:36
Obviously, this in an incomplete question,
51
191000
2000
bir organizmaya bir genmiş gibi bakmak,
03:38
just as looking at an organism as only a gene
52
193000
2000
03:40
is an incomplete way of looking at it.
53
195000
2000
ona eksik bir şekilde bakmak demek.
03:42
But it's still very, very productive. So I'm attempting to say,
54
197000
4000
Ama bu gene de çok verimli.
O zaman şunu söylemeye çalışıyorum,
O zaman şunu söylemeye çalışıyorum,
03:46
if we take technology's view of the world, what does it want?
55
201000
4000
teknolojinin bakışıyla baksak
dünyaya, ne istiyor teknoloji?
dünyaya, ne istiyor teknoloji?
03:50
And I think once we ask that question
56
205000
3000
Ve bu soruyu sorduğumuzda, bence
03:53
we have to go back, actually, to life. Because obviously,
57
208000
5000
yaşama geri dönüp bakmalıyız.
Çünkü açıkçası
Çünkü açıkçası
03:58
if we keep extending the origins of technology far back,
58
213000
3000
teknolojinin nereden
kaynaklandığını izlersek
kaynaklandığını izlersek
04:01
I think we come back to life at some point.
59
216000
2000
bir süre sonra yaşama kadar geleceğiz.
04:03
So that's where I want to begin my little exploration, is in life.
60
218000
3000
Yani ben bu küçük keşfime buradan,
yaşamdan başlamak istiyorum.
yaşamdan başlamak istiyorum.
04:06
And like you heard from the previous speakers,
61
221000
3000
Daha önceki konuşmacılardan
duyduğunuz gibi
duyduğunuz gibi
04:09
we don't really know what life there is on Earth right now.
62
224000
3000
dünyada şu anki hayatın kapsamı
ile ilgili gerçekten bilgimiz yok.
ile ilgili gerçekten bilgimiz yok.
04:12
We have really no idea.
63
227000
2000
Hiçbir fikrimiz yok.
04:14
Craig Venter's tremendous and brilliant attempt
64
229000
4000
Craig Venter'ın okyanuslardaki
DNA dizilerini,
DNA dizilerini,
04:18
to DNA sequence things in the ocean is great.
65
233000
3000
kapsamlı ve parlak bir şekilde
ortaya çıkarma çabası harika.
ortaya çıkarma çabası harika.
04:21
Brian Farrell's work is all part of this agenda to try
66
236000
3000
Brian Farrell'in Dünya üzerindeki
bütün türleri
bütün türleri
keşfetme çalışması da
bu gündemin bir parçası.
bu gündemin bir parçası.
04:24
and actually discover all the species on Earth.
67
239000
2000
04:26
And one of the things that we should do is just make a grid of the globe
68
241000
3000
Yapılması gereken şeylerden biri,
dünyayı parsellere ayırıp
dünyayı parsellere ayırıp
04:29
and randomly go and inspect all the places that the grid intersects,
69
244000
5000
gelişigüzel bir parselin
her yerini incelemek
her yerini incelemek
04:34
just to see what's on life. And if we did that
70
249000
2000
ve oradaki yaşamı görmek.
04:36
with our little Martian probe, which we have not done on Earth,
71
251000
3000
Henüz dünyada yapılmamış
Mars araştırmasını yaparsak
Mars araştırmasını yaparsak
04:39
we would begin to see some incredible species.
72
254000
4000
bazı inanılmaz türleri görmeye başlarız.
04:43
This is not on another planet. These are things
73
258000
2000
Bunlar başka bir gezegende değil.
04:45
that are hidden away on our planet.
74
260000
2000
Bunlar, bizim dünyamızda saklılar.
04:47
This is an ant that stores its colleagues' honey in its abdomen.
75
262000
5000
Mesela bu, arkadaşının balını
karnında depolayan bir karınca.
karnında depolayan bir karınca.
04:52
Each one of these organisms that we've described -- that you've seen
76
267000
3000
Tanımladığımız, Jamie ve
diğerlerinden gördüğünüz
diğerlerinden gördüğünüz
04:55
from Jamie and others, these magnificent things --
77
270000
3000
organizmalar, muhteşem canlıların
04:58
what they're doing, each one of them,
78
273000
2000
yaptıkları şey, her biri
05:00
is they're hacking the rules of life.
79
275000
3000
hayatın kurallarını çiğniyorlar.
05:03
I can't think of a single general principle of biology
80
278000
5000
Biyolojide herhangi bir yerde
herhangi bir organizma için
herhangi bir organizma için
05:08
that does not have an exception somewhere by some organism.
81
283000
4000
tek bir istisnası olmayan
prensip düşünemiyorum.
prensip düşünemiyorum.
05:12
Every single thing that we can think of --
82
287000
2000
Düşünebildiğimiz her şey --
05:14
and if you heard Olivia's talk about the sexual habits,
83
289000
3000
ve eğer Olivia'nın cinsel alışkanlıklarla
ilgili konuşmasını dinlediyseniz
ilgili konuşmasını dinlediyseniz
05:17
you'll realize that there isn't anything we can say that's true for all life,
84
292000
3000
bütün hayat için doğru olan tek bir gerçek
bulamayacağımızı fark edersiniz.
bulamayacağımızı fark edersiniz.
05:20
because every single one of them is hacking something about it.
85
295000
4000
Çünkü, her biri kurallardan
birini çiğniyor.
birini çiğniyor.
05:24
This is a solar-powered sea slug. It's a nudibranch
86
299000
4000
Bu, Güneş enerjili bir
deniz sümüklü böceği.
deniz sümüklü böceği.
Bu, içindeki kloroplastı kendine enerji
yaratmak için ayarlamış bir salyangoz.
yaratmak için ayarlamış bir salyangoz.
05:28
that has incorporated chloroplast inside it to drive its energy.
87
303000
6000
05:34
This is another version of that. This is a sea dragon,
88
309000
3000
Burada da başka bir versiyonu var.
Bu bir deniz ejderi,
Bu bir deniz ejderi,
05:37
and the one on the bottom, the blue one, is a juvenile that has not yet
89
312000
6000
alt tarafta mavi olan ise,
henüz asit yutmamış bir genç,
henüz asit yutmamış bir genç,
henüz kahverengi-yeşil alg
gölcük çöplüğünü
gölcük çöplüğünü
05:43
swallowed the acid, has not yet taken in
90
318000
2000
05:45
the brown-green algae pond scum into its body to give it energy.
91
320000
7000
ona enerji verebilmek için
vücuduna almamış.
vücuduna almamış.
05:52
These are hacks, and if we looked at the general shape
92
327000
5000
Eğer kural çiğneme yaklaşımının
genel şekline bakarsak
genel şekline bakarsak
05:57
of the approaches to hacking life there are, current consensus,
93
332000
4000
ortada, mevcut ortak kanıya göre altı
krallık var. Altı farklı yaklaşım var:
krallık var. Altı farklı yaklaşım var:
06:01
six kingdoms. Six different broad approaches: the plants,
94
336000
4000
Bitkiler, hayvanlar, mantarlar,
protistler - ufak şeyler - bakteriler
protistler - ufak şeyler - bakteriler
06:05
the animals, the fungi, the protests -- the little things -- the bacteria
95
340000
3000
06:08
and the Archaea bacteria. The Archaeas.
96
343000
3000
ve arkebakteriler - arkeler.
06:11
Those are the general approaches to life. That's one way to look at life on Earth today.
97
346000
6000
Bunlar hayata genel yaklaşımlar.
Dünyamızdaki yaşama bakmanın bir yolu.
Dünyamızdaki yaşama bakmanın bir yolu.
06:17
But a more interesting way,
98
352000
2000
Ama daha ilginç bir yaklaşım,
06:19
the current way to take the long view,
99
354000
3000
geleceği göz önüne alarak
06:22
is to look at it in an evolutionary perspective.
100
357000
3000
evrimsel bir bakış açısı kullanmak.
06:25
And here we have a view of evolution where rather than having evolution
101
360000
6000
Burada düz bir zaman
çizgisinde ilerlemek yerine
çizgisinde ilerlemek yerine
06:31
go over the linear time, we have it coming out from the center.
102
366000
3000
merkezden dışarı gelen
bir evrim görüyoruz.
bir evrim görüyoruz.
06:34
So in the center is the most primitive, and this is a genealogical chart
103
369000
4000
Merkezinde en ilkel canlının bulunduğu,
dünya üzerindeki hayatın
dünya üzerindeki hayatın
06:38
of all life on earth. This is all the same six kingdoms.
104
373000
4000
soy bilimsel gösterimi.
Aynı altı alem burada da var.
Aynı altı alem burada da var.
06:42
You see 4,000 representative species, and you can see where we are.
105
377000
4000
4.000 temsili tür ve bizim nerede
olduğumuzu görebilirsiniz.
olduğumuzu görebilirsiniz.
06:46
But what I like about this is it shows that
106
381000
1000
Bunun sevdiğim yanı, dünya
üzerindeki her canlı organizmanın
üzerindeki her canlı organizmanın
06:47
every living organism on Earth today is equally evolved.
107
382000
6000
eşit derecede evrimleşmiş
olduğunu gösteriyor olması.
olduğunu gösteriyor olması.
06:53
Those fungi and bacteria are as highly evolved as humans.
108
388000
4000
Mantarlar ve bakteriler bile insanlar
kadar evrilmiş.
kadar evrilmiş.
06:57
They've been around just as long and gone through
109
392000
2000
Bir o kadar uzun süredir
etraftalar ve tam aynı şekilde
etraftalar ve tam aynı şekilde
06:59
just the same kind of trial and error to get here.
110
394000
4000
sınamalardan ve hatalardan geçmişler.
07:03
But we see that each one of these is actually hacking,
111
398000
5000
Ama her birinin aslında
kuralları çiğnediğini
kuralları çiğnediğini
ve nasıl yaşanılacağına dair farklı bir
çözümlerinin olduğunu görüyoruz.
çözümlerinin olduğunu görüyoruz.
07:08
and has a different way of finding out how to do life.
112
403000
2000
07:10
And if we take the long-term trends of life, if we begin to say,
113
405000
4000
Hayatın uzun vadeli eğilimlerine bakıp
evrim ne istiyor diye sorarsak,
birkaç şey görebiliriz.
birkaç şey görebiliriz.
07:14
what does evolution want? There's several things that we see.
114
409000
3000
07:17
One of the things about evolution is that nowhere on Earth
115
412000
6000
Evrim ile ilgili
söyleyebileceklerimizden biri,
söyleyebileceklerimizden biri,
Dünya'da yaşam barındırmayan
hiçbir yer bulunmadığı.
hiçbir yer bulunmadığı.
07:23
have we ever been where we don't find life.
116
418000
4000
07:27
We find life at the bottom of every long-term,
117
422000
4000
Yerin altından, uzun mesafeli
delgilerle çıkardığımız
delgilerle çıkardığımız
07:31
long-distance drilling core into the center of rock
118
426000
3000
her taşın içinde, o taşın
içindeki bakterilerde
içindeki bakterilerde
07:34
that we bring up -- and there's bacteria in the pores of that rock.
119
429000
4000
yaşamı bulabiliyoruz.
Ve yaşam nerede olursa olsun, çekilmiyor,
her yerde ve hep daha fazla olmak istiyor.
her yerde ve hep daha fazla olmak istiyor.
07:38
And wherever life is, it never retreats. It's ubiquitous and it wants to be more.
120
433000
4000
07:42
More and more of the inert matter of the globe
121
437000
3000
Yerkürenin hareketsiz,
donuk dediğimiz her köşesine
donuk dediğimiz her köşesine
07:45
is being touched and animated by life.
122
440000
3000
yaşam dokunuyor ve hayat veriyor.
07:48
The second thing is is we see diversity. We also see specialization.
123
443000
4000
Gördüğümüz ikinci şey, çeşitlilik.
Ve uzmanlaşma.
Ve uzmanlaşma.
07:52
We see the movement from a general-purpose cell
124
447000
3000
Genel maksatlı bir hücrenin, uzmanlaşmış
07:55
to the more specific and specialized.
125
450000
4000
ve spesifik bir hücre
hâline geldiğini görüyoruz.
hâline geldiğini görüyoruz.
07:59
And we see a drift towards complexity that's very intuitive.
126
454000
4000
Ve karmaşıklığa doğru, çok
zorlamasız bir kayış olduğunu görüyoruz.
zorlamasız bir kayış olduğunu görüyoruz.
08:03
And actually, we have current data that does show
127
458000
2000
Ve esasında, elimizdeki son verilere göre
08:05
that there is an actual drift towards complexity over time.
128
460000
4000
zaman içerisinde karmaşıklığa
eğilim gerçekleşiyor.
eğilim gerçekleşiyor.
08:09
And the last thing, I bring back this nudibranch.
129
464000
2000
Son olarak, tekrar salyangozdan
bahsedeceğim.
bahsedeceğim.
08:11
One of the things we see about life is that it moves
130
466000
3000
Hayatla ilgili gördüğümüz şeylerden biri,
içsellikten artan sosyalliğe doğru
hareket etmesidir.
hareket etmesidir.
08:14
from the inner to increasing sociability. And by that it means
131
469000
4000
Yani bu, tüm çevresi başka bir yaşam formu
olan daha başka hayatlar var demektir.
olan daha başka hayatlar var demektir.
08:18
that there is more and more of life whose entire environment is other life.
132
473000
4000
08:22
Like those chloroplast cells --
133
477000
2000
Tıpkı kloroplast hücreleri gibi,
başka bir yaşam formuyla çevrelenmişler.
08:24
they're completely surrounded by other life.
134
479000
1000
08:25
They never touch the inner matter. There is more and more co-evolution.
135
480000
6000
Hiçbir zaman iç maddeye dokunmuyorlar.
Daha ve daha çok ortak evrim.
Daha ve daha çok ortak evrim.
08:31
And so the general, long-term trends of evolution
136
486000
3000
Yani, genel olarak evrimin uzun vadeli
eğilimleri kabaca şu beş şeydir:
eğilimleri kabaca şu beş şeydir:
08:34
are roughly these five: ubiquity, diversity, specialization,
137
489000
4000
Teklik, çeşitlilik, uzmanlaşma,
08:38
complexity and socialization. Now, I took that and said,
138
493000
5000
karmaşıklık ve sosyallik.
Buna baktım ve sordum:
Buna baktım ve sordum:
08:43
OK, what are the long-term trends in technology?
139
498000
5000
Peki, teknolojideki
uzun vadeli eğilimler nelerdir?
uzun vadeli eğilimler nelerdir?
Ve yine aynı soru: Teknoloji ne ister?
08:48
And again, my question is, what does technology want?
140
503000
4000
08:52
And so, remarkably, I discovered
141
507000
3000
Dikkate değer bir şekilde şunu keşfettim:
08:55
that there's also a drift toward specialization.
142
510000
3000
Yine uzmanlaşmaya doğru
bir sürüklenme var.
bir sürüklenme var.
08:58
That we see there's a general hammer,
143
513000
3000
Burada genel bir çekiç görüyoruz
09:01
and hammers become more and more specific over time.
144
516000
3000
ve çekiçler zaman içinde gitgide
daha kendilerine özgü oluyor.
daha kendilerine özgü oluyor.
09:04
There's obviously diversity. Huge numbers of things.
145
519000
5000
Kesinlikle bir çeşitlilik var.
Çok sayıda şeyler.
Çok sayıda şeyler.
09:09
This is all the contents of a Japanese home.
146
524000
2000
Bu, bir Japon evinde bulunan her şey.
09:11
I actually had my daughter -- gave her a tally counter,
147
526000
3000
Geçen yaz kızıma bir sayaç verdim
09:14
and I gave her an assignment last summer to go around
148
529000
2000
ve evin içinde dolanıp evdeki teknolojik
türlerin sayısını sayma görevi verdim.
türlerin sayısını sayma görevi verdim.
09:16
and count the number of species of technology in our household.
149
531000
4000
09:20
And it came up with 6,000 different species of products.
150
535000
3000
Ve 6.000 farklı ürün türü buldu.
09:23
I did some research and found out that the King of England, Henry VIII,
151
538000
3000
Bir araştırma sonucu,
İngiltere kralı 8. Henry'nin
İngiltere kralı 8. Henry'nin
09:26
had only about 7,000 items in his household.
152
541000
3000
evinde sadece 7.000 parça
olduğunu öğrendim.
olduğunu öğrendim.
Ve o İngiltere kralıydı
09:29
And he was the King of England,
153
544000
1000
09:30
and that was the entire wealth of England at the time.
154
545000
2000
ve bu o tarihte İngiltere'nin
tüm varlığıydı.
tüm varlığıydı.
09:32
So we're seeing huge numbers of diversity in the kinds of things.
155
547000
5000
Yani bir şeyler türünde
devasa sayıda çeşitlilik görüyoruz.
devasa sayıda çeşitlilik görüyoruz.
Bu, Yıldız Savaşları'ndan bir sahne:
3PO dışarı çıkıyor
3PO dışarı çıkıyor
09:37
This is a scene from Star Wars where the 3PO comes out
156
552000
4000
09:41
and he sees machines making machines. How depraved!
157
556000
3000
ve makine yapan makineler görüyor.
Ne kadar ahlaksız!
Ne kadar ahlaksız!
09:44
Well, this is actually what we're headed towards: world machines.
158
559000
4000
Aslında bu, gittiğimiz yön:
Dünya makineleri.
Dünya makineleri.
Teknoloji aslında sadece diğer
teknolojilerle saf dışı bırakılıyor.
teknolojilerle saf dışı bırakılıyor.
09:48
And the technology is only being thrown out by other technologies.
159
563000
3000
09:51
Most machines will only ever be in contact with other technology
160
566000
3000
Pek çok makine sadece diğer
teknolojiye bağlantıda olacak,
teknolojiye bağlantıda olacak,
09:54
and not non-technology, or even life.
161
569000
3000
ama teknolojiden olmayanlarla değil
ya da hayatla.
ya da hayatla.
09:57
And thirdly, the idea that machines are becoming biological and complex
162
572000
3000
Üçüncüsü, makinelerin biyolojik ve
karmaşık olmaya başladığı düşüncesi
karmaşık olmaya başladığı düşüncesi
10:00
is at this point a cliche. And I'm happy to say,
163
575000
4000
şu noktada bir klişe.
Ben de kısmen makinelerin
gitgide biyolojik olduğu
gitgide biyolojik olduğu
10:04
I was partly responsible for that cliche
164
579000
2000
10:06
that machines are becoming biological, but that's pretty evident.
165
581000
3000
klişesinden sorumluyum,
ama bu oldukça açık.
ama bu oldukça açık.
10:09
So the major trends in technology evolution actually
166
584000
6000
Aslında teknolojik evrimdeki ana trendler
biyolojik evrimdekilerle aynı.
Tekliğe, çeşitliliğe,
Tekliğe, çeşitliliğe,
10:15
are the same as in biological evolution. The same drives that we see
167
590000
5000
10:20
towards ubiquity, towards diversity, towards socialization,
168
595000
3000
sosyalleşmeye, kompleksiteye
doğru gördüğümüz aynı dürtü.
doğru gördüğümüz aynı dürtü.
10:23
towards complexity. That is maybe not a big surprise
169
598000
4000
Bu belki büyük bir sürpriz değil,
10:27
because if we map out, say, the evolution of armor,
170
602000
5000
çünkü mesela zırhın evrimine bakarsak
10:32
you can actually follow a sort of an evolutionary-type cladistic tree.
171
607000
4000
aslında evrimsel türde
kladistik bir ağaç görebiliriz.
kladistik bir ağaç görebiliriz.
10:36
I suggest that, in fact, technology is the seventh kingdom of life.
172
611000
5000
Ben teknolojinin hayatın yedinci alemi
olmasını öneriyorum.
olmasını öneriyorum.
10:41
That its operations and how it works is so similar
173
616000
4000
Sistemi ve işleyişi çok benzediği için,
10:45
that we can think of it as the seventh kingdom.
174
620000
4000
onu yedinci alem olarak düşünebiliriz.
10:49
And so it would be sort of approximately up there,
175
624000
3000
Yani, hayvanlar aleminden çıkarak
yaklaşık olarak şuralarda olacaktır.
yaklaşık olarak şuralarda olacaktır.
10:52
coming out of the animal kingdom. And if we were to do that,
176
627000
6000
Ve eğer bunu yapsaydık,
bulacağımız şey -- aslında teknolojiye
bu şekilde yaklaşabilirdik.
bu şekilde yaklaşabilirdik.
10:58
we would find out -- we could actually approach technology in this way.
177
633000
3000
11:01
This is Niles Eldredge. He was the co-developer with Stephen Jay Gould
178
636000
5000
Bu Niles Eldredge.
Stephen Jay Gould'la birlikte
Stephen Jay Gould'la birlikte
Sıçramalı Evrim teorisinin
ortak geliştiricisi.
ortak geliştiricisi.
11:06
of the theory of punctuated equilibrium.
179
641000
2000
11:08
But as a sideline, he happens to collect cornets.
180
643000
3000
Ama kendisi bir Kornet koleksiyoncusu da.
11:11
He has one of the world's largest collections -- about 500 of them.
181
646000
4000
Dünya'nın en büyük koleksiyonlarından
birine sahip. Yaklaşık 500 tane.
birine sahip. Yaklaşık 500 tane.
Morfolojik bir analiz yapmak
ve zamanla oluşan kalıtımsal tarihlerini
ve zamanla oluşan kalıtımsal tarihlerini
11:15
And he has decided to treat them as if they were trilobites, or snails,
182
650000
3000
11:18
and to do a morphological analysis,
183
653000
2000
çıkarımsamaya çalışmak için
11:20
and try to derive their genealogical history over time.
184
655000
4000
onlara tribolit veya salyangoz gibi
davranmaya karar verdi.
davranmaya karar verdi.
11:24
This is his chart, which is not quite published yet.
185
659000
2000
Bu, daha yayınlanmamış tablosu.
11:26
But the most interesting aspect about this
186
661000
3000
Bununla ilgili en ilginç nokta,
11:29
is that if you look at those red lines at the bottom,
187
664000
3000
aşağıdaki kırmızı çizgilere bakarsanız,
11:32
those indicate basically a parentage of a type of cornet
188
667000
7000
bunlar temelde, artık olmayan bir
kornet türü neslini belirtmektedir.
kornet türü neslini belirtmektedir.
11:39
that was no longer made. That does not happen in biology.
189
674000
4000
Bu biyolojide olmuyor.
11:43
When something is extinct, you can't have it as your parent.
190
678000
3000
Bir şeyin soyu tükendiğinde,
onu ebeveyniniz olarak tutamazsınız.
onu ebeveyniniz olarak tutamazsınız.
11:46
But that does happen in technology. And it turns out
191
681000
3000
Ama bu teknolojide olabiliyor.
Ve bu o kadar belirgin ki bu ağaca bakarak
11:49
that that's so distinctive that you can actually look at this tree,
192
684000
4000
11:53
and you can actually use it to determine
193
688000
3000
bunun biyolojik sisteme karşı olan
11:56
that this is a technological system versus a biological system.
194
691000
4000
bir teknolojik sistem
olduğunu belirleyebilirsiniz.
olduğunu belirleyebilirsiniz.
12:00
In fact, this idea of resurrecting the whole idea is so important
195
695000
4000
Aslında, bu fikri yaşama döndürme fikri
o kadar önemli ki
o kadar önemli ki
12:04
that I began to think about what happens with old technology.
196
699000
4000
eski teknolojiye ne olacağını
düşünmeye başladım.
düşünmeye başladım.
12:08
And it turns out that, in fact, technologies don't die.
197
703000
5000
Ve görünen o ki, teknolojiler
aslında ölmüyor.
aslında ölmüyor.
Bunu bir bilim tarihçisine
önerdim ve dedi ki:
önerdim ve dedi ki:
12:13
So I suggested this to an historian of science, and he said,
198
708000
2000
12:15
"Well, what about, you know, come on, what about steam cars?
199
710000
5000
"Peki, hadi ama, peki
buharlı arabalara ne dersin?
buharlı arabalara ne dersin?
12:20
They're not around anymore." Well actually, they are.
200
715000
4000
Artık ortalıkta yoklar." Aslında, varlar.
12:24
In fact, they're so around that you can buy new parts for a Stanley steam automobile.
201
719000
7000
Hatta, o kadar varlar ki bir Stanley buhar
arabası için yeni parçalar alabilirsiniz.
arabası için yeni parçalar alabilirsiniz.
12:31
And this is a website of a guy who's selling brand new parts
202
726000
3000
Bu da Stanley arabaları için en
yeni parçaları satan
yeni parçaları satan
12:34
for the Stanley automobile. And the thing that I liked
203
729000
4000
bir adamın internet sitesi.
Burada sevdiğim şey, tek bir tıklayışla
- sepete ekle butonuyla -
- sepete ekle butonuyla -
12:38
is sort of this one-click, add-to-your-cart button --
204
733000
3000
12:41
(Laughter) --
205
736000
1000
(Gülüşmeler)
12:42
for buying steam valves. I mean, it was just -- it was really there.
206
737000
5000
buhar valfleri olabiliyor olmanız.
Demek istediğim, gerçekten orada.
Demek istediğim, gerçekten orada.
12:47
And so, I began to think about, well, maybe that's just a random sample.
207
742000
5000
Sonra düşünmeye başladım,
belki bu sadece rastgele bir örnek.
belki bu sadece rastgele bir örnek.
12:52
Maybe I should do this sort of in a more conservative way.
208
747000
3000
Belki bunu daha tutucu
bir şekilde yapmalıyım.
bir şekilde yapmalıyım.
12:55
So I took the great big 1895 Montgomery Ward's catalog
209
750000
5000
Bu yüzden, muhteşem büyük 1895
Montgomery Ward kataloğunu aldım
Montgomery Ward kataloğunu aldım
13:00
and I randomly went through it. And I took a page -- not quite a random page --
210
755000
3000
ve öylesine baktım. Sonra
- çok rastgele olmayan - bir sayfa aldım,
- çok rastgele olmayan - bir sayfa aldım,
13:03
I took a page that was actually more difficult than others
211
758000
3000
diğerlerinden daha zor bir sayfa,
13:06
because lots of the pages are filled with things
212
761000
2000
çünkü pek çok sayfa hâlen
yapılmakta olan şeylerle dolu.
yapılmakta olan şeylerle dolu.
13:08
that are still being made. But I took this page
213
763000
3000
Ama ben bu sayfayı aldım
13:11
and I said, how many of these things are still being made?
214
766000
4000
ve bu sayfadaki şeylerin kaç tanesi
hâlâ yapılıyor diye sordum.
hâlâ yapılıyor diye sordum.
13:15
And not antiques. I want to know how many of these things are still in production.
215
770000
5000
Antika olarak değil,
bunların kaç tanesinin
bunların kaç tanesinin
hâlâ üretimde olduğunu merak ediyorum.
13:20
And the answer is: all of them.
216
775000
3000
Ve cevap: Hepsi.
13:23
All of them are still being produced. So you've got corn shellers.
217
778000
7000
Hepsi hâlâ üretiliyor.
Mesela mısır soyucular.
Mesela mısır soyucular.
Kim bir mısır soyucusuna
ihtiyaç duyar bilmiyorum.
ihtiyaç duyar bilmiyorum.
13:30
I don't know who needs a corn sheller.
218
785000
2000
13:32
Be it corn shellers -- you've got ploughs; you've got fan mills;
219
787000
4000
Mısır soyucusundan başka,
pulluklar; değirmen fanları;
pulluklar; değirmen fanları;
tüm bunlar, yine söylüyorum
antika değil. Bunlar --
antika değil. Bunlar --
13:36
all these things -- and these are not, again, antiques. These are --
220
791000
3000
Bunları sipariş verebilirsiniz.
13:39
you can order these. You can go to the web and you can buy them now,
221
794000
3000
Şimdi internete girip
bunları alabilirsiniz.
bunları alabilirsiniz.
Hem de yeni üretim.
13:42
brand-new made. So in a certain sense, technologies don't die.
222
797000
5000
Yani bir anlamda, teknolojiler ölmüyor.
13:47
In fact, you can buy, for 50 bucks, a stone-age knife
223
802000
7000
Hatta, 50 papele, aynen
10.000 yıl önceki şekilde yapılmış
10.000 yıl önceki şekilde yapılmış
13:54
made exactly the same way that they were made 10,000 years ago.
224
809000
4000
bir taş devri bıçağı alabiliyorsunuz.
13:58
It's short, bone handle, 50 bucks. And in fact,
225
813000
4000
Kısa, kemik saplı, 50 papel.
Önemli olan, bu bilgi
aslında hiç yok olmadı.
aslında hiç yok olmadı.
14:02
what's important is that this information actually never died out.
226
817000
3000
14:05
It's not just that it was resurrected. It's continued all along.
227
820000
2000
Yeniden doğmadı, hep devam etti.
14:07
And in Papua New Guinea, they were making stone axes
228
822000
3000
Papua Yeni Gine'de
20 yıl öncesine kadar hâlâ
20 yıl öncesine kadar hâlâ
14:10
until two decades ago, just as a course of practical matters.
229
825000
7000
pratik amaçlı taş baltalar yapılıyordu.
Teknolojiden kurtulmak istediğimizde bile,
bu aslında çok zor.
bu aslında çok zor.
14:17
Even when we try to get rid of a technology, it's actually very hard.
230
832000
4000
14:21
So we've all heard about the Amish giving up cars.
231
836000
4000
Hepimiz Amişlerin arabalardan
vazgeçtiklerini duyduk.
vazgeçtiklerini duyduk.
14:25
We've heard about the Japanese giving up guns.
232
840000
2000
Japonların silahlardan vazgeçtiklerini.
14:27
We've heard about this and that. But I actually went back and
233
842000
2000
Şunu veya bunu duyduk.
Fakat geri dönüp
14:29
took what I could find, the examples in history
234
844000
3000
teknoloji yasaklarının olduğu yerlerden
bulabildiğim tarihi örnekler aldım.
bulabildiğim tarihi örnekler aldım.
14:32
where there have been prohibitions against technology,
235
847000
3000
14:35
and then I tried to find out when they came back in,
236
850000
3000
Sonra bunların ne zaman
geri geldiğine baktım,
geri geldiğine baktım,
çünkü her zaman geri geliyorlar.
14:38
because they always came back in. And it turns out that the time,
237
853000
3000
İllegalleştiği ve yasaklandığı sürenin
14:41
the duration of when they were outlawed and prohibited,
238
856000
2000
14:43
is decreasing over time. And that basically, you can delay technology,
239
858000
5000
zamanla kısaldığı ortaya çıktı.
Kısaca, teknolojiyi geciktirebilirsiniz,
Kısaca, teknolojiyi geciktirebilirsiniz,
14:48
but you can't kill it. So this makes sense, because in a certain sense
240
863000
3000
ama öldüremezsiniz.
Bu çok mantıklı, çünkü bir anlamda
Bu çok mantıklı, çünkü bir anlamda
14:51
what culture is, is the accumulation of ideas.
241
866000
5000
kültür fikirlerin toplaşmasıdır.
14:56
That's what it's for. It's so that ideas don't die out.
242
871000
3000
Bunun için var. Fikirler ölmez.
14:59
And when we take that, we take this idea of what culture is doing
243
874000
6000
Ve bunu alıp, kültürün
ne yaptığına dair bu fikri ele alıp
ne yaptığına dair bu fikri ele alıp
hayatın evrimindeki uzun süreli
gidişata eklersek,
gidişata eklersek,
15:05
and add it to what the long-term trajectory -- again, in life's evolution --
244
880000
6000
hayattaki büyük geçişlerin hepsinde
15:11
we find that each case -- each of the major transitions in life --
245
886000
3000
15:14
what they're really about is accelerating and changing
246
889000
3000
meselenin aslında evrimin oluş şeklini
15:17
the way in which evolution happens.
247
892000
3000
hızlandırma ve değiştirme
olduğunu görüyoruz.
olduğunu görüyoruz.
15:20
They're actually changing the way in which ideas are generated.
248
895000
3000
Aslında, fikirlerin üretim şekillerini
değiştiriyorlar.
değiştiriyorlar.
15:23
So all these steps in evolution are increasing, basically,
249
898000
4000
Evrimin adımları temelde evrimin
evrilme yeteneğini artırıyor.
evrilme yeteneğini artırıyor.
15:27
the evolution of evolvability.
250
902000
2000
Yani hayat içinde zamanla olan şey şu:
15:29
So what's happening over time in life is
251
904000
2000
Bu yeni fikirleri, bu yeni ihlalleri
üretme yolları artıyor.
üretme yolları artıyor.
15:31
that the ways in which you generate these new ideas, these new hacks,
252
906000
3000
15:34
are increasing. And the real tricks are ways
253
909000
4000
Ve gerçek hileler
bir nevi keşfetmeyi
keşfettiğiniz yollardır.
keşfettiğiniz yollardır.
15:38
in which you kind of explore the way of exploring.
254
913000
3000
15:41
And then what we see in the singularity,
255
916000
2000
Teklikte gördüğümüz,
15:43
that prophesized by Kurzweil and others --
256
918000
3000
Kurzweil ve başkaları tarafından ortaya
atılan bir fikir,
atılan bir fikir,
15:46
his idea that technology is accelerating evolution.
257
921000
4000
teknolojinin evrimi hızlandırdığı.
15:50
It's accelerating the way in which we search for ideas.
258
925000
3000
Fikirleri arama şeklimizi hızlandırıyor.
15:53
So if you have life hacking --
259
928000
3000
Eğer hayat hileniz varsa --
15:56
life means hacking, the game of survival --
260
931000
2000
hayat hile demektir, ayakta kalma oyunu --
15:58
then evolution is a way to extend the game by changing the rules of the game.
261
933000
4000
evrim oyunun kurallarını değiştirerek
oyunu uzatmanın yolu.
oyunu uzatmanın yolu.
16:02
And what technology is really about is better ways to evolve.
262
937000
4000
Teknoloji özünde daha iyi
evrimleşmeyle ilgilidir.
evrimleşmeyle ilgilidir.
16:06
That is what we call an "infinite game."
263
941000
3000
Bu "sonsuz oyun" dediğimiz şey.
16:09
That's the definition of "infinite game." A finite game is play to win,
264
944000
3000
"Sonsuz oyun"un tanımı.
Nihai oyun kazanmak için oynamaktır,
Nihai oyun kazanmak için oynamaktır,
16:12
and an infinite game is played to keep playing.
265
947000
3000
sonsuz oyun ise oynamaya
devam etmek için oynamak.
devam etmek için oynamak.
16:15
And I believe that technology is actually a cosmic force.
266
950000
5000
Ve ben teknolojinin aslında kozmik bir
güç olduğuna inanıyorum.
güç olduğuna inanıyorum.
16:20
The origins of technology was not in 1829,
267
955000
3000
Teknolojinin kökeni 1829 değil,
16:23
but was actually at the beginning of the Big Bang,
268
958000
3000
Big Bang'in başlangıcıdır.
16:26
and at that moment the entire huge billions of stars in the universe
269
961000
4000
O anda evrendeki milyarlarca
yıldız sıkıştırılmıştı.
yıldız sıkıştırılmıştı.
16:30
were compressed. The entire universe was compressed into a little quantum dot,
270
965000
4000
Tüm evren küçük kozmik bir
noktaya sıkıştırılmıştı,
noktaya sıkıştırılmıştı,
16:34
and it was so tight in there, there was no room for any difference at all.
271
969000
3000
o kadar sıkı bir noktaydı ki,
hiçbir farklılığa yer yoktu.
hiçbir farklılığa yer yoktu.
16:37
That's the definition. There was no temperature.
272
972000
2000
Tanım bu. Sıcaklık yoktu.
16:39
There was no difference whatsoever. And at the Big Bang,
273
974000
3000
Herhangi bir farklılık yoktu.
Ve Big Bang'de,
Ve Big Bang'de,
16:42
what it expanded was the potential for difference.
274
977000
3000
farklılık ihtimali genişledi.
16:45
So as it expands and as things expand what we have
275
980000
3000
Genişledikçe sahip olduğumuz şey
16:48
is the potential for differences, diversity, options, choices,
276
983000
5000
farklılıklar, çeşitlilik,
imkânlar, seçenekler,
imkânlar, seçenekler,
fırsatlar, ihtimaller ve
özgürlükler potansiyeli.
özgürlükler potansiyeli.
16:53
opportunities, possibilities and freedoms.
277
988000
2000
16:55
Those are all basically the same thing.
278
990000
2000
Bunlar temelde aynı şeyler.
16:57
And those are the things that technology brings us.
279
992000
4000
Ve bunlar teknolojinin bize getirdikleri.
17:01
That's what technology is bringing us: choices, possibilities, freedoms.
280
996000
4000
Teknoloji bize bunu veriyor:
Seçenekler, fırsatlar, özgürlükler.
Seçenekler, fırsatlar, özgürlükler.
17:05
That's what it's about. It's this expansion of room to make differences.
281
1000000
4000
Mesele bu. Farklılık yaratmak için
mekânın genişlemesidir.
mekânın genişlemesidir.
17:09
And so a hammer, when we grab a hammer, that's what we're grabbing.
282
1004000
4000
Bir çekiç, çekici tuttuğumuzda
tuttuğumuz şeydir.
tuttuğumuz şeydir.
17:13
And that's why we continue to grab technology --
283
1008000
3000
Bu yüzden teknolojiye
tutunmaya devam ediyoruz,
tutunmaya devam ediyoruz,
çünkü bu şeyleri istiyoruz.
Çünkü bu şeyler iyi.
Çünkü bu şeyler iyi.
17:16
because we want those things. Those things are good.
284
1011000
2000
17:18
Differences, freedom, choices, possibilities.
285
1013000
4000
Farklılıklar, özgürlük,
seçenekler, fırsatlar.
seçenekler, fırsatlar.
Her yeni bir fırsat yeri yaptığımızda,
17:22
And each time we make a new opportunity place,
286
1017000
2000
17:24
we're allowing a platform to make new ones.
287
1019000
4000
platformun yenilerini
oluşturmasına imkân tanıyoruz.
oluşturmasına imkân tanıyoruz.
17:28
And I think it's really important. Because if you can imagine
288
1023000
3000
Ve bence bu çok önemli. Çünkü mesela
Mozart'ın piyanonun teknolojisinin
buluşundan önce yaşadığını düşünün.
buluşundan önce yaşadığını düşünün.
17:31
Mozart before the technology of the piano was invented --
289
1026000
3000
17:34
what a loss to society there would be.
290
1029000
2000
Toplum için ne büyük bir kayıp olurdu.
17:36
Imagine Van Gogh being born
291
1031000
2000
Van Gogh'un ucuz yağlı boya
teknolojisinden önce
teknolojisinden önce
17:38
before the technologies of cheap oil paints.
292
1033000
3000
doğduğunu düşünün.
17:41
Imagine Hitchcock before the technologies of film.
293
1036000
4000
Hitchcock'un film teknolojisinden önce
olduğunu düşünün.
olduğunu düşünün.
17:45
Somewhere, today, there are millions of young children being born
294
1040000
5000
Bugün, bir yerlerde, milyonlarca çocuk
kendilerini ifade edişlerinin teknolojisi
henüz icat edilmemişken doğuyor.
henüz icat edilmemişken doğuyor.
17:50
whose technology of self-expression has not yet been invented.
295
1045000
5000
Dünya üstündeki her insanın
kendi farklarının farkında olma
kendi farklarının farkında olma
17:55
We have a moral obligation to invent technology
296
1050000
3000
17:58
so that every person on the globe has the potential
297
1053000
2000
potansiyeli olsun diye
teknolojiyi keşfetmek
teknolojiyi keşfetmek
18:00
to realize their true difference.
298
1055000
3000
ahlaki yükümlülüğümüzdür.
18:03
We want a trillion zillion species of one individuals.
299
1058000
3000
Bir bireyin trilyon zilyon
türünü istiyoruz.
türünü istiyoruz.
18:06
That's what technology really wants.
300
1061000
3000
Teknolojinin asıl istediği bu.
18:09
I'm going to skip through some of the objections
301
1064000
2000
Bazı itirazların üzerinden geçeceğim,
18:11
because I don't have answers to why there's deforestation.
302
1066000
4000
çünkü çölleşmenin neden olduğuna
dair bir cevabım yok.
dair bir cevabım yok.
18:15
I don't have an answer to the fact that there seem to be
303
1070000
3000
Kötü teknolojiler hakkında
söyleyecek bir şeyim yok.
söyleyecek bir şeyim yok.
18:18
bad technologies. I don't have an answer to
304
1073000
2000
Bunun bizim onurumuzu
nasıl etkilediğine karşı bir sözüm yok.
nasıl etkilediğine karşı bir sözüm yok.
18:20
how this impacts on our dignity, other than to suggest that
305
1075000
4000
Sadece, belki
18:24
maybe the seventh kingdom, because it's so close to what life is about,
306
1079000
6000
yedinci alemdir, çünkü hayatın
ne olduğuna çok yakın,
ne olduğuna çok yakın,
belki onu geri getirebilir ve hayatı
18:30
maybe we can bring it back and have it help us monitor life.
307
1085000
3000
denetlememize yardım
etmesini sağlayabiliriz.
etmesini sağlayabiliriz.
18:33
Maybe in some ways
308
1088000
2000
Belki de, bir şekilde,
18:35
the fact that what we're trying to do with technology is find a good home for it.
309
1090000
5000
teknolojiyle bu kadar uğraşmamızın nedeni,
ona iyi bir yuva bulmaya çalışmamızdır.
ona iyi bir yuva bulmaya çalışmamızdır.
18:40
It's a terrible thing to spray DDT on cotton fields,
310
1095000
3000
Pamuk tarlalarına DDT sıkmak
korkunç bir şey, evet,
korkunç bir şey, evet,
18:43
but it's a really good thing to use
311
1098000
2000
ama teknolojiyi iyiye kullanıp
18:45
to eliminate millions of cases of death due to malaria in a small village.
312
1100000
4000
bir köyde sıtma yüzünden binlerce ölü
olmasını engellemek de güzel.
olmasını engellemek de güzel.
18:49
Our humanity is actually defined by technology.
313
1104000
3000
İnsanlığımız, sahip olduğumuz
teknolojilerle şekilleniyor.
teknolojilerle şekilleniyor.
18:52
All the things that we think that we really like about humanity
314
1107000
3000
İnsanlık hakkında sevdiğimizi
düşündüğümüz her şey
düşündüğümüz her şey
18:55
is being driven by technology. This is the infinite game.
315
1110000
5000
bize teknolojinin kazandırdıkları.
Bu sonu olmayan bir oyun.
Bu sonu olmayan bir oyun.
19:00
That's what we're talking about.
316
1115000
2000
Bahsettiğimiz şey de bu işte.
19:02
You see, technology is a way to evolve the evolution.
317
1117000
4000
Görüyorsunuz, teknoloji, evrimi
evrimleştirmenin bir yolu.
evrimleştirmenin bir yolu.
19:06
It's a way to explore possibilities and opportunities and create more.
318
1121000
6000
İmkânları, fırsatları araştırmanın ve
daha fazla imkân yaratmanın bir yolu.
daha fazla imkân yaratmanın bir yolu.
19:12
And it's actually a way of playing the game, of playing all the games.
319
1127000
5000
Ve bütün oyunların oyununu
oynamanın bir yolu.
oynamanın bir yolu.
19:17
That's what technology wants.
320
1132000
2000
Teknolojinin istediği işte bu.
19:19
And so when I think about what technology wants,
321
1134000
3000
Teknolojinin ne istediğini düşündüğümde
19:22
I think that it has to do with the fact that every person here -- and I really believe this --
322
1137000
5000
aklıma - ki buna gerçekten
inanıyorum - buradaki herkesin,
inanıyorum - buradaki herkesin,
19:27
every person here has an assignment. And your assignment is
323
1142000
5000
herkesin bir görevi olduğu geliyor.
Ve göreviniz hayatınızı görevinizin
ne olduğunu keşfetmek için harcamanız.
ne olduğunu keşfetmek için harcamanız.
19:32
to spend your life discovering what your assignment is.
324
1147000
3000
19:35
That recursive nature is the infinite game.
325
1150000
3000
Bu bitmeyen oyunun tekrarlamalı doğası.
19:38
And if you play that well, you'll have other people involved,
326
1153000
3000
Ve bu oyunu iyi oynarsanız, diğer
insanları da dâhil edeceksiniz oyununuza
insanları da dâhil edeceksiniz oyununuza
19:41
so even that game extends and continues even when you're gone.
327
1156000
4000
ve oyun genişleyecek ve siz
gittikten sonra bile devam edecek.
gittikten sonra bile devam edecek.
19:45
That is the infinite game. And what technology is
328
1160000
3000
İşte bu bitmeyen oyun.
Teknoloji ise bu oyunu
Teknoloji ise bu oyunu
19:48
is the medium in which we play that infinite game.
329
1163000
3000
oynadığınız mecra.
19:51
And so I think that we should embrace technology
330
1166000
3000
Bence teknolojiye dört elle sarılmalıyız,
19:54
because it is an essential part of our journey
331
1169000
3000
ne olduğumuzu keşfetmek için
çıktığımız yolculuğumuzun
çıktığımız yolculuğumuzun
19:57
in finding out who we are.
332
1172000
2000
önemli bir parçası.
19:59
Thank you.
333
1174000
2000
Teşekkürler.
20:01
(Applause)
334
1176000
1000
(Alkış)
Translated by Ramazan Şen
ABOUT THE SPEAKER
Kevin Kelly - Digital visionaryThere may be no one better to contemplate the meaning of cultural change than Kevin Kelly, whose life story reads like a treatise on the value and impacts of technology.
Why you should listen
Kelly has been publisher of the Whole Earth Review, executive editor at Wired magazine (which he co-founded, and where he now holds the title of Senior Maverick), founder of visionary nonprofits and writer on biology, business and “cool tools.” He’s renounced all material things save his bicycle (which he then rode 3,000 miles), founded an organization (the All-Species Foundation) to catalog all life on Earth, championed projects that look 10,000 years into the future (at the Long Now Foundation), and more. He’s admired for his acute perspectives on technology and its relevance to history, biology and society. His new book, The Inevitable, just published, explores 12 technological forces that will shape our future.
Kevin Kelly | Speaker | TED.com