TEDWomen 2015
Rich Benjamin: My road trip through the whitest towns in America
Rich Benjamin: Amerika'daki en beyaz şehirlere yolculuğum
Filmed:
Readability: 4.7
2,671,409 views
Amerika daha fazla kültürel çeşitliliğe sahip oldukça, Rich Benjamin bir olguyu keşfetti: Bazı topluluklar aslında daha az çeşitli hâle geliyordu. Bu yüzden bir harita alarak ABD'deki en beyaz şehirleri buldu ve oralara taşındı. Bu komik, dürüst, insani konuşmada, bir siyahi adam olarak Whitopia (beyaz ütopya)'da neler öğrendiğini paylaşıyor.
Rich Benjamin - Social observer
The author of "Whitopia," Rich Benjamin sharply observes modern society and politics. Full bio
The author of "Whitopia," Rich Benjamin sharply observes modern society and politics. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:13
Imagine a place where your neighbors
greet your children by name;
greet your children by name;
0
1658
5946
Bir yer hayal edin, komşularınız
çocuklarınızı isimleriyle selamlıyor,
çocuklarınızı isimleriyle selamlıyor,
00:19
a place with splendid vistas;
1
7628
3303
görkemli manzaraları olan bir yer,
00:22
a place where you can drive
just 20 minutes
just 20 minutes
2
10955
3111
sadece 20 dakika araba sürüp
yelkenli teknenizi
yelkenli teknenizi
00:26
and put your sailboat on the water.
3
14090
2062
suya koyabileceğiniz bir yer.
00:28
It's a seductive place, isn't it?
4
16680
2579
Çok baştan çıkarıcı bir yer, değil mi?
00:32
I don't live there.
5
20261
1596
Ben orada yaşamıyorum.
00:33
(Laughter)
6
21881
2549
(Gülüşmeler)
00:36
But I did journey on a 27,000-mile trip
7
24454
6019
Amerika'nın en hızlı büyüyen
ve en beyaz bölgelerine
ve en beyaz bölgelerine
00:42
for two years, to the fastest-growing
and whitest counties in America.
and whitest counties in America.
8
30497
6362
iki yıl boyunca süren 44.000 kilometrelik
bir yolculuk yaptım.
bir yolculuk yaptım.
00:50
What is a Whitopia?
9
38732
1469
Whitopia (beyaz ütopya) nedir?
00:52
I define Whitopia in three ways:
10
40820
3155
Ben Whitopia'yı üç şekilde tanımlıyorum:
00:55
First, a Whitopia has posted at least
six percent population growth since 2000.
six percent population growth since 2000.
11
43999
6659
İlki, Whitopia 2000'den beri en azından
yüzde 6 oranında nüfus artışı gösterdi.
yüzde 6 oranında nüfus artışı gösterdi.
01:03
Secondly, the majority of that growth
comes from white migrants.
comes from white migrants.
12
51451
4473
İkincisi, bu büyümenin çoğunu
beyaz göçmenler oluşturuyor.
beyaz göçmenler oluşturuyor.
01:08
And third, the Whitopia
has an ineffable charm,
has an ineffable charm,
13
56415
3800
Üçüncüsü ise, Whitopia'da
tarifsiz bir cazibe,
tarifsiz bir cazibe,
01:12
a pleasant look and feel,
14
60239
2555
hoş bir görüntü ve his,
01:14
a je Ne sais quoi.
15
62818
1508
bir je Ne sais quoi var.
01:16
(Laughter)
16
64350
3209
(Gülüşmeler)
01:19
To learn how and why
Whitopias are ticking,
Whitopias are ticking,
17
67583
4392
Whitopia'ların ne şekilde ve niye
işlediğini öğrenmek için,
işlediğini öğrenmek için,
01:23
I immersed myself for several months
apiece in three of them:
apiece in three of them:
18
71999
5423
her üçünde de birkaç ay
kalıp adapte oldum:
kalıp adapte oldum:
01:29
first, St. George, Utah;
19
77446
2650
Önce, St. George, Utah;
01:32
second, Coeur d'Alene, Idaho;
20
80120
2437
ikinci olarak, Coeur d'Alene, Idaho
01:34
and third, Forsyth County, Georgia.
21
82581
2603
ve üçüncü olarak, Forsyth County, Georgia.
01:38
First stop, St. George --
a beautiful town of red rock landscapes.
a beautiful town of red rock landscapes.
22
86883
5526
İlk durak, St. George -- doğada kırmızı
kayaların olduğu güzel bir kasaba.
kayaların olduğu güzel bir kasaba.
01:44
In the 1850s, Brigham Young
dispatched families to St. George
dispatched families to St. George
23
92433
5353
1850'lerde Brigham Young
pamuk yetiştirmeleri için
pamuk yetiştirmeleri için
01:49
to grow cotton because
of the hot, arid climate.
of the hot, arid climate.
24
97810
3284
aileleri St. George'a gönderdi,
çünkü sıcak, kurak bir iklimi vardı.
çünkü sıcak, kurak bir iklimi vardı.
01:53
And so they called it Utah's Dixie,
and the name sticks to this day.
and the name sticks to this day.
25
101118
4428
Bu yüzden oraya Utah Dixie (güney eyaletler)
adını verdiler ve bu isim bu zamana dek geldi.
adını verdiler ve bu isim bu zamana dek geldi.
02:00
I approached my time in each Whitopia
like an anthropologist.
like an anthropologist.
26
108368
4962
Her Whitopia'daki zamanımı bir
antropolog gibi geçirdim.
antropolog gibi geçirdim.
02:05
I made detailed spreadsheets of all
the power brokers in the communities,
the power brokers in the communities,
27
113354
4621
Topluluktaki tüm güç simsarlarının
detaylı çizelgelerini hazırladım,
detaylı çizelgelerini hazırladım,
02:09
who I needed to meet,
where I needed to be,
where I needed to be,
28
117999
3434
kimlerle tanışmam lazım,
nerede olmam lazım
nerede olmam lazım
02:13
and I threw myself with gusto
in these communities.
in these communities.
29
121457
3218
ve kendimi zevkle bu
toplulukların içine attım.
toplulukların içine attım.
02:16
I went to zoning board meetings,
30
124699
2276
Bölgeleme yönetim kurulu
toplantılarına gittim,
toplantılarına gittim,
02:18
I went to Democratic clubs
and Republican clubs.
and Republican clubs.
31
126999
3763
Demokratik ve Cumhuriyetçi
klüplere gittim.
klüplere gittim.
02:22
I went to poker nights.
32
130786
1912
Poker gecelerine gittim.
02:27
In St. George, I rented
a home at the Entrada,
a home at the Entrada,
33
135206
4912
St. George, Entrada'da bir ev kiraladım,
02:32
one of the town's
premier gated communities.
premier gated communities.
34
140142
3112
kasabanın birinci sınıf kapalı
sitelerinden biri.
sitelerinden biri.
02:35
There were no Motel 6's
or Howard Johnsons for me.
or Howard Johnsons for me.
35
143278
4318
Benim için Motel 6'lar veya
Howard Johnsons'lar yoktu.
Howard Johnsons'lar yoktu.
02:39
I lived in Whitopia as a resident,
and not like a visitor.
and not like a visitor.
36
147620
4334
Whitopia'nın sakini olarak yaşadım,
bir ziyaretçi gibi değil.
bir ziyaretçi gibi değil.
02:44
I rented myself this home by phone.
37
152883
4502
Bu evi kendime telefonda kiraladım.
02:49
(Laughter)
38
157409
2539
(Gülüşmeler)
02:51
(Applause)
39
159972
1365
(Alkış)
02:53
Golf is the perfect seductive
symbol of Whitopia.
symbol of Whitopia.
40
161361
5960
Golf, çok çekici bir
Whitopia sembolü.
Whitopia sembolü.
02:59
When I went on my journey,
41
167750
1810
Seyahatime başladığımda,
03:01
I had barely ever held a golf club.
42
169584
3115
bir golf sopasını dahi hemen
hemen hiç tutmamıştım.
hemen hiç tutmamıştım.
03:04
By the time I left, I was golfing
at least three times a week.
at least three times a week.
43
172723
4675
Ayrıldığım zamansa, haftada en
azından üç kez golf oynuyordum.
azından üç kez golf oynuyordum.
03:09
(Laughter)
44
177422
2687
(Gülüşmeler)
03:12
Golf helps people bond.
45
180133
2936
Golf insanların birbirine
bağlanmalarını sağlıyor.
bağlanmalarını sağlıyor.
03:15
Some of the best interviews I ever scored
during my trip were on the golf courses.
during my trip were on the golf courses.
46
183093
6243
Seyahatim boyunca yaptığım en iyi
mülakatların çoğu golf sahalarında oldu.
mülakatların çoğu golf sahalarında oldu.
03:21
One venture capitalist, for example,
invited me to golf in his private club
invited me to golf in his private club
47
189716
5459
Örneğin, bir risk sermayedarı beni
hiçbir azınlık üyesi olmayan
hiçbir azınlık üyesi olmayan
03:27
that had no minority members.
48
195199
2055
özel bir klüpte golfe davet etti.
03:30
I also went fishing.
49
198933
1475
Aynı zamanda balığa gittim.
03:32
(Laughter)
50
200432
2001
(Gülüşmeler)
03:34
Because I had never fished,
this fellow had to teach me
this fellow had to teach me
51
202457
3016
Daha önce hiç balık avlamadığım için,
bu arkadaş bana oltamı nasıl
bu arkadaş bana oltamı nasıl
03:37
how to cast my line and what bait to use.
52
205497
2776
atacağımı ve hangi yemi kullanacağımı
öğretmek zorunda kaldı.
öğretmek zorunda kaldı.
03:42
I also played poker every weekend.
53
210550
3271
Her hafta sonu poker de oynadım.
03:45
It was Texas Hold 'em with a $10 buy-in.
54
213845
2832
10 dolar bahisle Texas Hold 'em oyunuydu.
03:50
My poker mates may have been bluffing
about the hands that they drew,
about the hands that they drew,
55
218058
4259
Poker arkadaşlarım oynadıkları ellerle
ilgili blöfler yapıyor olabilirlerdi;
ilgili blöfler yapıyor olabilirlerdi;
03:54
but they weren't bluffing
about their social beliefs.
about their social beliefs.
56
222341
3182
ama toplumsal inançlarıyla
ilgili blöfler yapmıyorlardı.
ilgili blöfler yapmıyorlardı.
03:57
Some of the most raw,
salty conversations I ever had
salty conversations I ever had
57
225547
3603
Yolculuğum boyunca
yaşadığım en samimi,
yaşadığım en samimi,
04:01
during my journey were at the poker table.
58
229174
2705
esprili muhabbetlerin
çoğu poker masasındaydı.
çoğu poker masasındaydı.
04:04
I'm a gung ho entertainer.
59
232951
2006
Çok hevesli bir eğlendiriciyim.
04:08
I love to cook, I hosted
many dinner parties, and in return,
many dinner parties, and in return,
60
236140
3976
Yemek pişirmeye bayılırım, pek çok
akşam yemeği partisi düzenledim
akşam yemeği partisi düzenledim
04:12
people invited me to their dinner parties,
61
240140
3148
ve karşılığında insanlar da beni
akşam yemeği partilerine,
akşam yemeği partilerine,
04:15
and to their barbecues,
and to their pool parties,
and to their pool parties,
62
243312
2658
barbekülerine, havuz başı partilerine
04:17
and to their birthday parties.
63
245994
1795
ve doğum günü partilerine davet etti.
04:21
But it wasn't all fun.
64
249385
1467
Ama her zaman eğlence yoktu.
04:23
Immigration turned out to be
a big issue in this Whitopia.
a big issue in this Whitopia.
65
251781
4362
Bu Whitopia'da, göçmenlik büyük
bir sorun hâline geldi.
bir sorun hâline geldi.
04:28
The St. George's Citizens Council
on Illegal Immigration
on Illegal Immigration
66
256167
3414
Yasa dışı göçmenlik üzerine
St. George Vatandaşları Konseyi,
St. George Vatandaşları Konseyi,
04:31
held regular and active protests
against immigration,
against immigration,
67
259605
4094
düzenli ve aktif olarak göçmenlik
karşıtı gösteriler yaptı
karşıtı gösteriler yaptı
04:35
and so what I gleaned from this Whitopia
is what a hot debate this would become.
is what a hot debate this would become.
68
263723
5901
ve benim bu Whitopia'dan anladığım,
bunun sıcak bir konu hâline geleceğiydi.
bunun sıcak bir konu hâline geleceğiydi.
04:41
It was a real-time preview,
and so it has become.
and so it has become.
69
269648
3985
Gerçek zamanlı bir izlenimdi
ve böylece bu hâle geldi.
ve böylece bu hâle geldi.
04:47
Next stop: Almost Heaven,
a cabin I rented for myself
a cabin I rented for myself
70
275084
5343
Bir sonraki durak: Neredeyse bir cennet,
Coeur d'Alene'de kendime
Coeur d'Alene'de kendime
04:52
in Coeur d'Alene, in the beautiful
North Idaho panhandle.
North Idaho panhandle.
71
280451
3667
bir kabin kiraladım, güzel
Kuzey Idaho sınırı uzantısında.
Kuzey Idaho sınırı uzantısında.
04:57
I rented this place
for myself, also by phone.
for myself, also by phone.
72
285048
3023
Bu yeri de kendime telefonla kiraladım.
05:00
(Laughter)
73
288095
1380
(Gülüşmeler)
05:02
The book "A Thousand Places To See
Before You Die" lists Coeur d'Alene --
Before You Die" lists Coeur d'Alene --
74
290530
4820
Coeur d'Alene, "Ölmeden Önce Görmeniz
Gereken Bin Yer" adlı kitabın listesinde --
Gereken Bin Yer" adlı kitabın listesinde --
05:07
it's a gorgeous paradise for huntsmen,
boatmen and fishermen.
boatmen and fishermen.
75
295374
4094
avcılar, botçular ve balıkçılar
için harika bir cennet.
için harika bir cennet.
05:13
My growing golf skills
came in handy in Coeur d'Alene.
came in handy in Coeur d'Alene.
76
301031
3033
Coeur d'Alene'de, gelişmekte olan
golf yeteneğim işe yaradı.
golf yeteneğim işe yaradı.
05:16
I golfed with retired LAPD cops.
77
304088
2944
Emekli LAPD polisleriyle golf oynadım.
05:19
In 1993, around 11,000 families and cops
78
307714
5510
1993'te L.A. ırkçılık karışıklığı
sonrası, 11.000 civarında
sonrası, 11.000 civarında
05:25
fled Los Angeles
after the L.A. racial unrest,
after the L.A. racial unrest,
79
313248
6110
aile ve polis Los Angeles'tan
Kuzey Idaho'ya kaçtı
Kuzey Idaho'ya kaçtı
05:31
for North Idaho, and they've built
an expatriated community.
an expatriated community.
80
319382
4022
ve gurbetçi bir topluluk kurdular.
05:36
Given the conservatism of these cops,
81
324809
3013
Bu polislerin muhafazakârlığı
söz konusu olunca,
söz konusu olunca,
05:39
there's no surprise that North Idaho
has a strong gun culture.
has a strong gun culture.
82
327846
5342
Kuzey Idaho'nun güçlü bir silah kültürü
olması sürpriz değil.
olması sürpriz değil.
05:45
In fact, it is said, North Idaho
has more gun dealers than gas stations.
has more gun dealers than gas stations.
83
333212
5782
Aslında Kuzey Idaho'da benzin istasyonlarından
daha fazla silah satıcısı olduğu söyleniyor.
daha fazla silah satıcısı olduğu söyleniyor.
05:53
So what's a resident to do to fit in?
84
341677
3136
Orada oturan biri uyum
sağlamak için ne yapabilir?
sağlamak için ne yapabilir?
05:56
I hit the gun club.
85
344837
1366
Silah klübüne gittim.
05:58
When I rented a gun,
the gentleman behind the counter
the gentleman behind the counter
86
346942
3395
Silah kiraladığımda, tezgâhın
arkasındaki beyefendi
arkasındaki beyefendi
06:02
was perfectly pleasant and kind,
87
350361
2614
tamamen sevimli ve nazikti,
06:04
until I showed him
my New York City driver's license.
my New York City driver's license.
88
352999
2941
ta ki ona New York şehrinin sürücü
belgesini gösterinceye dek.
belgesini gösterinceye dek.
06:08
That's when he got nervous.
89
356999
1498
O zaman endişelendi.
06:11
I'm not as bad a shot
as I thought I might have been.
as I thought I might have been.
90
359767
3269
Düşündüğüm kadar kötü bir
atışçı olmayabilirim.
atışçı olmayabilirim.
06:16
What I learned from North Idaho
is the peculiar brand of paranoia
is the peculiar brand of paranoia
91
364448
6456
Kuzey Idaho'da öğrendiğim şey,
bu kadar çok polis ve silah etraftayken
bu kadar çok polis ve silah etraftayken
06:22
that can permeate a community
when so many cops and guns are around.
when so many cops and guns are around.
92
370928
5115
topluma nüfus eden tuhaf
bir paranoyak tutum.
bir paranoyak tutum.
06:30
In North Idaho, in my red pickup truck,
93
378070
4707
Kuzey Idaho'da kırmızı kamyonetimde
06:34
I kept a notepad.
94
382801
1357
bir not defteri bulundurdum.
06:36
And in that notepad I counted
more Confederate flags than black people.
more Confederate flags than black people.
95
384700
4238
O not defterinde siyahi insanlardan daha
fazla müttefik bayrağı saydım.
fazla müttefik bayrağı saydım.
06:41
In North Idaho, I found Confederate flags
96
389589
3263
Kuzey İdaho'da, müttefik bayraklarını
06:44
on key chains, on cellphone paraphernalia,
97
392876
4225
anahtarlıklarda, cep
telefonu araç gereçlerinde
telefonu araç gereçlerinde
06:49
and on cars.
98
397125
1297
ve arabalarda gördüm.
06:51
About a seven-minute drive
from my hidden lake cabin
from my hidden lake cabin
99
399780
3445
Saklı göl kabinimden
yaklaşık yedi dakika uzakta,
yaklaşık yedi dakika uzakta,
06:55
was the compound of Aryan Nations,
100
403249
2817
beyaz üstünlükçü grup
06:58
the white supremacist group.
101
406090
1992
Aryan Ulusu'nun yerleşkesi vardı.
07:02
America's Promise Ministries,
the religious arm of Aryan Nations,
the religious arm of Aryan Nations,
102
410384
5072
Ziyaretim esnasında Aryan Ulusu'nun
dinle ilgili kolu
dinle ilgili kolu
07:07
happened to have a three-day
retreat during my visit.
retreat during my visit.
103
415480
4488
America's Promise Ministries'ın
üç günlük toplantısı vardı.
üç günlük toplantısı vardı.
07:12
So I decided to crash it.
104
420913
1635
Ben de davetsiz katılmaya
karar verdim.
karar verdim.
07:14
(Laughter)
105
422572
2612
(Gülüşmeler)
07:17
I'm the only non-Aryan journalist
I'm aware of ever to have done so.
I'm aware of ever to have done so.
106
425208
4835
Bunu yapan Aryan olmayan tek gazeteci
olduğumu sanıyorum.
olduğumu sanıyorum.
07:22
(Laughter)
107
430067
1062
(Gülüşmeler)
07:23
Among the many memorable
episodes of that retreat...
episodes of that retreat...
108
431153
4613
O toplantının pek çok
unutulmaz olayı arasında...
unutulmaz olayı arasında...
07:27
(Laughter)
109
435790
1269
(Gülüşmeler)
07:29
...is when Abe, an Aryan,
sidled up next to me.
sidled up next to me.
110
437083
3892
...bir Aryan olan Abe'in
yanıma yanaşması vardı.
yanıma yanaşması vardı.
07:32
He slapped my knee, and he said, "Hey
Rich, I just want you to know one thing.
Rich, I just want you to know one thing.
111
440999
5420
Dizime vurdu ve şöyle dedi, "Hey Rich,
sadece bir şeyi bilmeni istiyorum.
sadece bir şeyi bilmeni istiyorum.
07:38
We are not white supremacists.
We are white separatists.
We are white separatists.
112
446443
4500
Biz beyaz üstünlükçü değiliz.
Biz beyaz ayrılıkçıyız.
Biz beyaz ayrılıkçıyız.
07:42
We don't think we're better than you,
113
450967
1874
Biz sizden iyi olduğumuzu düşünmüyoruz,
07:44
we just want to be away from you."
114
452865
1689
sadece sizden uzak olmak istiyoruz."
07:46
(Laughter)
115
454578
4414
(Gülüşmeler)
07:51
Indeed, most white people in Whitopia
are neither white supremacists
are neither white supremacists
116
459016
6995
Elbette, Whitopia'daki çoğu beyaz kişi
ne beyaz üstünlükçü,
ne beyaz üstünlükçü,
07:58
or white separatists;
117
466035
1815
ne de beyaz ayrılıkçı;
07:59
in fact, they're not there
for explicitly racial reasons at all.
for explicitly racial reasons at all.
118
467874
3925
aslında orada hiç de ırkçı
nedenlerle bulunmuyorlar.
nedenlerle bulunmuyorlar.
08:04
Rather, they emigrate there
119
472140
3056
Oraya samimiyet, rahatlık,
08:07
for friendliness, comfort,
security, safety --
security, safety --
120
475220
3708
güvenlik, emniyet için göç ediyorlar --
08:10
reasons that they implicitly associate
to whiteness in itself.
to whiteness in itself.
121
478952
4993
tamamen beyazlıkla
bağdaştırdıkları sebepler.
bağdaştırdıkları sebepler.
08:17
Next stop was Georgia.
122
485064
1874
Bir sonraki durak Georgia'ydı.
08:20
In Georgia, I stayed in an exurb
north of Atlanta.
north of Atlanta.
123
488224
4112
Georgia'da Atlanta'nın kuzeyinde
şehir dışında lüks bir yerde kaldım.
şehir dışında lüks bir yerde kaldım.
08:25
In Utah, I found poker;
124
493027
1795
Utah'da pokeri buldum,
08:26
in Idaho, I found guns;
125
494846
1691
Idaho'da silahları buldum,
08:28
in Georgia, I found God.
126
496561
1554
Georgia'da Tanrı'yı buldum.
08:30
(Laughter)
127
498139
1239
(Gülüşmeler)
08:31
The way that I immersed myself
in this Whitopia
in this Whitopia
128
499402
3573
Bu Whitopia'ya kendimi
kanalize etme yolum,
kanalize etme yolum,
08:34
was to become active
at First Redeemer Church,
at First Redeemer Church,
129
502999
3391
kampüsündeki birçok park yerinin
çevresinde, cemaat mensuplarına
çevresinde, cemaat mensuplarına
08:38
a megachurch that's so huge
that it has golf carts
that it has golf carts
130
506414
3504
eşlik eden golf arabalarıyla,
çok büyük bir mega kilise olan
çok büyük bir mega kilise olan
08:41
to escort the congregants around
its many parking lots on campus.
its many parking lots on campus.
131
509942
5165
First Redeemer Kilisesi'nde aktif olmaktı.
08:47
I was active in the youth ministry.
132
515758
2709
Ben gençlik hizmetlerinde aktiftim.
08:50
And for me, personally,
I was more comfortable in this Whitopia
I was more comfortable in this Whitopia
133
518491
4932
Ben kişisel olarak,
bu Whitopia'da daha rahattım,
bu Whitopia'da daha rahattım,
08:55
than say, in a Colorado, or an Idaho,
or even a suburban Boston.
or even a suburban Boston.
134
523447
4633
söz gelişi, Colorado'dan veya Idaho'dan
ya da Boston banliyölerinden bile.
ya da Boston banliyölerinden bile.
09:00
That is because [there], in Georgia,
135
528999
3090
Çünkü orada, Georgia'da,
09:04
white people and black people are more
historically familiar to one another.
historically familiar to one another.
136
532113
4519
beyaz insanlar ile siyahi insanlar birbirleriyle
tarihsel olarak daha tanıdıklar.
tarihsel olarak daha tanıdıklar.
09:09
I was less exotic in this Whitopia.
137
537092
2796
Bu Whitopia'da daha az egzotiktim.
09:11
(Laughter)
138
539912
2000
(Gülüşmeler)
09:14
But what does it all mean?
139
542684
1587
Ama bütün bunlar
ne anlama geliyor?
ne anlama geliyor?
09:17
Whitopian dreaming, Whitopia migration,
is a push-pull phenomenon,
is a push-pull phenomenon,
140
545042
5381
Whitopia hayali, Whitopia göçü
bir itme-çekme olgusu,
bir itme-çekme olgusu,
09:22
full of alarming pushes
and alluring pulls,
and alluring pulls,
141
550447
4141
korku veren itmeler ve cezbedici
çekmelerle dolu,
çekmelerle dolu,
09:26
and Whitopia operates at the level
of conscious and unconscious bias.
of conscious and unconscious bias.
142
554612
6613
Whitopia bilinçli ve bilinçsiz
önyargının seviyesinde işler.
önyargının seviyesinde işler.
09:33
It's possible for people to be in Whitopia
not for racist reasons,
not for racist reasons,
143
561860
5403
İnsanların Whitopia'da ırkçı olmayan
nedenlerle olmaları mümkün,
nedenlerle olmaları mümkün,
09:39
though it has racist outcomes.
144
567287
2290
ırkçı sonuçları olsa da.
09:43
Many Whitopians feel pushed by illegals,
145
571704
3844
Birçok Whitopia'lı yasadışı olanlar
tarafından itildiklerini hissediyor,
tarafından itildiklerini hissediyor,
09:47
social welfare abuse, minorities,
density, crowded schools.
density, crowded schools.
146
575572
5517
sosyal yardım istismarı, azınlıklar,
yoğunluk, kalabalık okullar.
yoğunluk, kalabalık okullar.
09:53
Many Whitopians feel pulled by merit,
147
581113
5179
Birçok Whitopia'lı erdem, özgürlük,
kişiselliğin cazibesi
kişiselliğin cazibesi
09:58
freedom, the allure of privatism --
privatized places, privatized people,
privatized places, privatized people,
148
586316
5764
ile çekildiklerini hissediyor --
özelleşmiş alanlar, özelleşmiş insanlar,
özelleşmiş alanlar, özelleşmiş insanlar,
10:04
privatized things.
149
592104
1317
özelleşmiş şeyler.
10:07
And I learned in Whitopia
how a country can have racism
how a country can have racism
150
595524
5588
Whitopia'da bir ülkenin ırkçılar
olmadan nasıl ırkçılığa
olmadan nasıl ırkçılığa
10:13
without racists.
151
601136
1335
sahip olacağını da öğrendim.
10:15
Many of my smug urban liberal friends
152
603241
2787
Birçok kendini beğenmiş, şehirli,
liberal arkadaşım
liberal arkadaşım
10:18
couldn't believe I would go
on such a venture.
on such a venture.
153
606052
2737
böyle bir maceraya gittiğime inanamadı.
10:21
The reality is that many white Americans
are affable and kind.
are affable and kind.
154
609447
5522
Gerçekse, birçok beyaz Amerikalının
içten ve nazik olduğu.
içten ve nazik olduğu.
10:27
Interpersonal race relations --
how we treat each other as human beings --
how we treat each other as human beings --
155
615643
4769
Kişiler arası ırk ilişkileri --
insanoğlu olarak birbirimize nasıl davrandığımız --
insanoğlu olarak birbirimize nasıl davrandığımız --
10:32
are vastly better than in
my parents' generation.
my parents' generation.
156
620436
3607
benim ebeveynlerimin
jenerasyonundan çok daha iyi.
jenerasyonundan çok daha iyi.
10:37
Can you imagine me going
to Whitopia 40 years ago?
to Whitopia 40 years ago?
157
625162
3623
40 sene önce Whitopia'ya gittiğimi
düşünebiliyor musunuz?
düşünebiliyor musunuz?
10:41
What a journey that would have been.
158
629596
1888
Nasıl bir gezi olurdu bu kim bilir?
10:43
(Laughter)
159
631508
1758
(Gülüşmeler)
10:45
And yet, some things haven't changed.
160
633290
1869
Ancak bazı şeyler hiç değişmedi.
10:47
America is as residentially
and educationally segregated today
and educationally segregated today
161
635572
6711
Bugün Amerika 1970'te olduğu kadar
yerleşim yeri ve eğitim
yerleşim yeri ve eğitim
10:54
as it was in 1970.
162
642307
2567
açısından ayrılmış durumda.
10:59
As Americans, we often find ways
to cook for each other,
to cook for each other,
163
647523
4631
Amerikalılar olarak birbirimize
yemek yapmak,
yemek yapmak,
11:04
to dance with each other,
164
652178
1620
birbirimizle dans etmek,
11:05
to host with each other,
165
653822
1873
birbirimizi ağırlamak için yollar buluruz;
11:07
but why can't that translate into how we
treat each other as communities?
treat each other as communities?
166
655719
5048
ancak bu neden topluluklar olarak
birbirimize davranış şeklimize dönüşmez.
birbirimize davranış şeklimize dönüşmez.
11:13
It's a devastating irony,
167
661235
2120
Bu çarpıcı bir ironi,
11:15
how we have gone forward as individuals,
168
663379
3312
bireyler olarak nasıl ileri gittiğimiz
11:18
and backwards as communities.
169
666715
2610
ve topluluklar olarak
nasıl geri gittiğimiz.
nasıl geri gittiğimiz.
11:23
One of the Whitopian outlooks
that really hit me
that really hit me
170
671766
4293
Whitopia'lıların beni etkileyen
bakış açılarından biri,
bakış açılarından biri,
11:28
was a proverbial saying:
171
676083
2172
ünlü bir deyiş:
11:30
"One black man is
a delightful dinner guest;
a delightful dinner guest;
172
678279
3476
"Bir siyahi adam hoş bir
akşam yemeği konuğudur;
akşam yemeği konuğudur;
11:33
50 black men is a ghetto."
173
681779
2042
50 siyahi adam ise gettodur."
11:40
One of the big contexts animating
my Whitopian journey was the year 2042.
my Whitopian journey was the year 2042.
174
688879
6876
Whitopia seyahatime hayat veren büyük
bağlamlardan biri 2042 senesiydi.
bağlamlardan biri 2042 senesiydi.
11:48
By 2042, white people will no longer be
the American majority.
the American majority.
175
696668
6108
2042 itibariyle, beyaz insanlar artık
Amerika'da çoğunluk olmayacaklar.
Amerika'da çoğunluk olmayacaklar.
11:55
As such, will there be more Whitopias?
176
703450
3301
Bu itibarla, artık Whitopia olacak mı?
12:00
In looking at this,
177
708926
1687
Bunun ışığında
12:02
the danger of Whitopia is
that the more segregation we have,
that the more segregation we have,
178
710637
6707
Whitopia'nın tehlikesi,
daha çok ayrım oldukça,
daha çok ayrım oldukça,
12:09
the less we can look at and confront
conscious and unconscious bias.
conscious and unconscious bias.
179
717368
5801
bilinçli ve bilinçsiz önyargıya
daha az bakıp yüzleşebilmemiz.
daha az bakıp yüzleşebilmemiz.
12:18
I ventured on my two-year,
27,000 mile journey
27,000 mile journey
180
726304
4361
Beyaz insanların nereye, niye ve nasıl
kaçtığını öğrenmek için
kaçtığını öğrenmek için
12:22
to learn where, why, and how
white people are fleeing,
white people are fleeing,
181
730689
5087
iki yıllık, 44.000 kilometrelik
bir geziye giriştim;
bir geziye giriştim;
12:27
but I didn't expect to have
so much fun on my journey.
so much fun on my journey.
182
735800
2742
ancak gezimde bu kadar
eğlenmeyi beklemiyordum.
eğlenmeyi beklemiyordum.
12:30
(Laughter)
183
738566
1007
(Gülüşmeler)
12:31
I didn't expect to learn
so much about myself.
so much about myself.
184
739597
2890
Kendim hakkında bu kadar çok şey
öğrenmeyi beklemiyordum.
öğrenmeyi beklemiyordum.
12:35
I don't expect I'll be living
in a Whitopia --
in a Whitopia --
185
743408
3448
Bir Whitopia'da yaşamayı beklemiyorum,
12:38
or a Blacktopia, for that matter.
186
746880
2111
hatta bir Blacktopia (siyah ütopya)'da.
12:41
I do plan to continue golfing
every chance I get.
every chance I get.
187
749792
3409
Fırsat buldukça golf oynamaya
devam etmeyi planlıyorum.
devam etmeyi planlıyorum.
12:45
(Laughter)
188
753225
1562
(Gülüşmeler)
12:46
And I'll just have to leave the guns
and megachurches back in Whitopia.
and megachurches back in Whitopia.
189
754811
4625
Silahları ve mega kiliseleri Whitopia'da
bırakmak zorundayım.
bırakmak zorundayım.
12:52
Thank you.
190
760714
1152
Teşekkürler.
12:53
(Applause)
191
761890
6086
(Alkış)
ABOUT THE SPEAKER
Rich Benjamin - Social observerThe author of "Whitopia," Rich Benjamin sharply observes modern society and politics.
Why you should listen
In his essays, book reviews and other writing, Rich Benjamin gives thoughtful commentary on the changing nature of politics and culture. For his 2009 book Whitopia, he took a 26,909-mile journey through the heart of America's whitest locales, small towns and exurbs where white populations are concentrating as America, meanwhile, becomes ever more diverse. His book asks America to imagine itself in 2042, when whites are no longer the majority. What form will diversity take?
Benjamin is a senior fellow at Demos, a multi-issue think tank, and is just completing a novel on money, loss and heterosexual melancholy.
Rich Benjamin | Speaker | TED.com