TED Salon Optum
Rebecca Onie: What Americans agree on when it comes to health
Rebecca Onie: Konu sağlığa geldiğinde Amerikalılar ne düşünüyor?
Filmed:
Readability: 4.1
1,706,025 views
Rebecca Onie, Amerika'da sağlık konusunda düşünüldüğü kadar derin bir şekilde bölünmüş olmadığımızı belirtiyor. Tüm dikkatleri üzerine çeken bu konuşmada Onie, ekonomik, politik ve ırksal ayrımlarda bile Amerikalıların iyi yaşamak için neye ihtiyaç duydukları konusunda hemfikir olduklarını gösteren araştırmaları paylaşıyor ve hem sağlık hizmetleri kuruluşlarına, hem de hastalara bizi neyin kızdırdığına değil, neyin sağlıklı yapacağına odaklanmalarını söylüyor.
Rebecca Onie - Health services innovator
Rebecca Onie is the founder of Health Leads, a program that connects patients to basic care and resources, such as food and housing, that are the root cause of many health problems. Full bio
Rebecca Onie is the founder of Health Leads, a program that connects patients to basic care and resources, such as food and housing, that are the root cause of many health problems. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:12
Today, we are a country divided,
0
984
2658
Bugün, bizler bölünmüş bir ülkeyiz
00:15
or at least that's what we're told.
1
3666
1892
ya da en azından bize öyle söyleniyor.
Göçle, eğitimle, silahlarla
00:18
We are torn apart
by immigration, education, guns
by immigration, education, guns
2
6065
5128
ve sağlıkla ayrıştırıldık.
00:23
and health care.
3
11217
1357
00:25
Health care is ugly and it is loud,
4
13038
2825
Sağlık hizmeti kötü ve kaba,
hatta öyle kaba ki diğer her şeyin sesini
bastırmakla tehdit ediyor.
bastırmakla tehdit ediyor.
00:28
so loud that it threatens
to drown out everything else.
to drown out everything else.
5
16432
4151
00:32
(Voice-over) Protesters: Health care
is a human right! Fight, fight, fight!
is a human right! Fight, fight, fight!
6
20607
3580
Sağlık hizmeti bir insan hakkıdır!
Mücadele et!
Mücadele et!
00:36
Protesters: Hey hey! Ho ho!
Obamacare has got to go!
Obamacare has got to go!
7
24211
3702
Hey, hey! Obama'nın hizmeti değişmelidir!
00:41
Rebecca Onie: But what if
underneath all the noise,
underneath all the noise,
8
29009
2448
Peki ya tüm bu sesin altında
00:43
we're not divided?
9
31481
1714
bölünmüş değilsek?
00:45
What if the things that we don't ask about
10
33219
2657
Peki ya sorgulamadığımız şeyler
en az fikir ayrılığı yaşadığımız
konular ise?
konular ise?
00:47
are the things that we most agree upon?
11
35900
2348
Doğru soruları sormaya
başladığımızda ortaya çıkıyor ki,
başladığımızda ortaya çıkıyor ki,
00:50
It turns out that when we ask
the right questions,
the right questions,
12
38822
2663
00:53
the answers are startling,
13
41509
2469
cevaplar korkunç,
00:56
because we agree, not on health care,
but on something more important:
but on something more important:
14
44002
5971
çünkü sağlık hizmetleri üzerine değil,
daha önemli bir şey üzerine hemfikiriz:
daha önemli bir şey üzerine hemfikiriz:
01:01
we agree on health.
15
49997
1723
Sağlığın kendisi üzerine.
01:04
For 20 years, I've been obsessed
with one question:
with one question:
16
52627
3644
Yirmi yıldır, tek bir soruya
takılı kaldım:
takılı kaldım:
01:08
What do we, what do all of us need
in order to be healthy?
in order to be healthy?
17
56295
4115
Ne yapalım, sağlıklı olmak için
hepimizin ihtiyaç duyduğu şey ne?
hepimizin ihtiyaç duyduğu şey ne?
1995'te bir üniversite öğrencisi olarak,
01:13
As a college student in 1995,
18
61043
2050
01:15
I spent months talking to physicians
at a chaotic hospital in Boston,
at a chaotic hospital in Boston,
19
63117
4741
Boston'da çok yoğun bir hastanede
hekimlerle aylarımı geçirdim,
hekimlerle aylarımı geçirdim,
onlara şunu sordum,
01:19
asking them, "What's the one thing
your patients most need to be healthy?"
your patients most need to be healthy?"
20
67882
5016
''Hastalarınızın sağlıklı olmak
için en çok ihtiyaç duyduğu şey nedir?''
için en çok ihtiyaç duyduğu şey nedir?''
01:25
They shared the same story
again and again,
again and again,
21
73709
2513
ve her defasında daha önce yüzlerce kez
01:28
one that I've heard hundreds
of variations of since.
of variations of since.
22
76246
3301
farklı varyasyonlarını duymuş
olduğum hikâyeyi anlattılar.
olduğum hikâyeyi anlattılar.
01:32
They say, "Every day I see a patient
with an asthma exacerbation,
with an asthma exacerbation,
23
80143
3313
Dedikleri şöyle: ''Astım hastası
biri geldiğinde,
biri geldiğinde,
01:35
and I prescribe a controller medication.
24
83480
2596
ona gerekli ilaçları yazıyorum.
01:38
But I know she is living
in a mold-infested apartment.
in a mold-infested apartment.
25
86100
3162
Ama biliyorum ki evi küf ve
rutubetle kaplı.
rutubetle kaplı.
01:41
Or I see a kid with an ear infection,
and I prescribe antibiotics,
and I prescribe antibiotics,
26
89860
4296
Ya da kulağı iltihap kapmış bir çocuğa
antibiyotik veriyorum,
antibiyotik veriyorum,
fakat evinde yiyecek hiçbir şey
olmadığını da biliyorum.
olmadığını da biliyorum.
01:46
but I know there is no food at home.
27
94180
2038
01:48
And I don't ask about those issues,
because there's nothing I can do."
because there's nothing I can do."
28
96702
3854
Ve hastalara bu konuları hiç sormuyorum
çünkü yapabileceğim hiçbir şey yok."
çünkü yapabileceğim hiçbir şey yok."
01:53
Now, it seemed that it shouldn't
be so complicated
be so complicated
29
101586
2429
Şimdi düşününce, hastaların gerçek anlamda
sağlıklı olabilmeleri için tasarlanmış
sağlıklı olabilmeleri için tasarlanmış
01:56
to design a doctor's visit around
what people actually need to be healthy.
what people actually need to be healthy.
30
104039
4362
bir doktor randevusu oluşturmak
çok da zor olmamalı.
çok da zor olmamalı.
02:00
So I created Health Leads,
31
108925
1346
Tam da bu yüzden ''Health Leads''
(Sağlık Öncüleri)'i kurdum.
(Sağlık Öncüleri)'i kurdum.
02:02
an organization enabling thousands
of physicians and other caregivers
of physicians and other caregivers
32
110295
4785
Health Leads, binlerce doktorun ve
hastabakıcının hastalarına
hastabakıcının hastalarına
02:07
to ask their patients,
33
115104
1762
şunu sormasını sağlıyor.
02:08
"What do you need to be healthy?"
34
116890
1924
''Sağlıklı olmak için neye
ihtiyacın var?''
ihtiyacın var?''
02:10
and then prescribe those things --
35
118838
2468
Onlar da ilaç yerine
o şeyi reçeteye yazıyorlar.
o şeyi reçeteye yazıyorlar.
Bunlar, meyveler, sebzeler,
kış ayları için ısıtma,
kış ayları için ısıtma,
02:13
fruits and vegetables, heat in the winter,
36
121330
3216
02:16
electricity to refrigerate
their medication --
their medication --
37
124570
3265
ilaçlarını buzdolabında saklayabilmeleri
için elektrik gibi şeyler.
için elektrik gibi şeyler.
02:19
and we then navigated
patients to those resources
patients to those resources
38
127859
3359
Sonra biz hastaları, kendi
topluluklarında bu imkânlara
topluluklarında bu imkânlara
02:23
in their communities.
39
131242
1535
doğru yönlendiriyoruz.
02:25
The model works.
40
133584
1156
Yöntem işe yarıyor.
Mass General Hastanesi'nde
yapılan araştırmada,
yapılan araştırmada,
02:26
A Mass General Hospital study found that
navigating patients to essential resources
navigating patients to essential resources
41
134764
4785
hastalara temel ihtiyaçları sağlamak,
02:31
is associated with improvements
in blood pressure and cholesterol levels
in blood pressure and cholesterol levels
42
139573
4427
tansiyon ve kolesterolde
iyileşme gösterme ile ilişkilendiriliyor,
iyileşme gösterme ile ilişkilendiriliyor,
02:36
similar to introducing a new drug,
43
144024
2833
bir nevi piyasaya hiçbir
yan etkisi olmayan
yan etkisi olmayan
02:38
but without all the side effects.
44
146881
1864
yeni bir ilaç sunmak gibi bir şey.
02:41
So two decades later, what's changed?
45
149817
3243
Peki 20 yıl sonrasına gelelim, ne değişti?
02:45
It's now widely recognized
that just 20 percent of health outcomes
that just 20 percent of health outcomes
46
153084
3985
Artık, sağlık çıktılarının yalnızca
yüzde 20'sini
yüzde 20'sini
02:49
are tied to medical care,
47
157093
2000
tıbbi bakımın oluşturduğu ve bunun aksine
02:51
whereas up to 70 percent
are tied to healthy behaviors
are tied to healthy behaviors
48
159117
5060
neredeyse yüzde 70'ini sağlık davranışları
02:56
and what's called the social
determinants of health --
determinants of health --
49
164201
3475
ve sağlığın toplumsal belirleyicileri
dedimiz şeylerin,
dedimiz şeylerin,
02:59
basically, everything that happens to us
for that vast majority of time
for that vast majority of time
50
167700
4115
yani bir doktor odasında
ya da bir hastanede
ya da bir hastanede
03:03
when we're not in the doctor's office
51
171839
2003
olmadığımız her an, hayatta yaşadığımız
03:05
or the hospital.
52
173866
1540
her şeyin oluşturduğu biliniyor.
03:08
Health care executives
now routinely remind us
now routinely remind us
53
176509
2406
Sağlık yöneticileri artık bizlere sık sık,
03:10
that our zip code matters more
than our genetic code.
than our genetic code.
54
178939
3478
posta kodumuzun genetik kodumuzdan daha
önemli olduğunu hatırlatıyor.
önemli olduğunu hatırlatıyor.
03:14
And one health care publication
even recently had the audacity
even recently had the audacity
55
182441
3779
Hatta, bir süre önce,
sağlık alanında bir yayın,
sağlık alanında bir yayın,
Sosyal Sağlık Belirleyicileri'ni
03:18
to describe the social
determinants of health
determinants of health
56
186244
2179
''Yılın Keyif-Veren Kelimesi''
03:20
as "the feel-good buzzword of the year."
57
188447
2554
olarak seçme cesaretinde bulundu.
03:23
Now, there's been some action, too.
58
191785
1691
Tabii bazı çalışmalar da oldu.
03:25
Over the past decade, six major
health care providers and insurers
health care providers and insurers
59
193500
3879
Geçtiğimiz on yıl boyunca, önde giden altı
sağlık hizmetleri kuruluşu
sağlık hizmetleri kuruluşu
03:29
have committed over 600 million dollars
60
197403
2626
ve sigortacıları 600 milyon dolardan
fazla parayı
fazla parayı
03:32
to affordable housing,
61
200053
1701
bebek ölüm oranını azaltıp
03:33
recognizing that it reduces
infant mortality
infant mortality
62
201778
3975
ortalama yaşam süresini
arttırdığı gerekçesiyle,
arttırdığı gerekçesiyle,
03:37
and increases life expectancy.
63
205777
2372
karşılanabilir konut yapımına harcadı.
03:41
But let's be honest.
64
209055
1707
Ama lütfen dürüst olalım.
03:42
Is our 3.5 trillion dollar
health care system
health care system
65
210786
4486
Bizim 3,5 trilyon dolarlık
sağlık hizmeti sistemimiz
sağlık hizmeti sistemimiz
03:47
fundamentally designed to create health?
66
215296
2354
esasında sağlık oluşturmak
için mi yaratılmıştı?
için mi yaratılmıştı?
03:50
Absolutely not.
67
218317
1508
Kesinlikle hayır.
03:52
Take access to healthy food.
68
220468
1968
Sağlıklı yiyeceklere erişimi ele alalım.
03:54
Not long ago, a teenage boy shows up
at a hospital in Baltimore,
at a hospital in Baltimore,
69
222952
4164
Kısa bir süre önce, genç bir erkek çocuk
kilo kaybı nedeniyle Baltimore'da
kilo kaybı nedeniyle Baltimore'da
03:59
losing weight.
70
227140
1519
bir hastaneye getirildi.
04:00
Just as his doctors are huddled up
figuring out which metabolic panels
figuring out which metabolic panels
71
228683
3932
Tam çocuğun doktorları acaba hangi
metabolik panel ya da kan testlerini
metabolik panel ya da kan testlerini
04:04
and blood tests to run,
72
232639
2082
yapsak diye şekilden şekle girerken,
04:06
one of my colleagues asks out loud,
73
234745
2339
meslektaşlarımdan biri,
sesli bir şekilde sordu:
sesli bir şekilde sordu:
04:09
"Do you think he might be hungry?"
74
237108
2083
''Aç olabileceği aklınıza
hiç geliyor mu?''
hiç geliyor mu?''
04:12
It turned out that this kid
had been kicked out of his housing
had been kicked out of his housing
75
240314
2919
O an öğrendik ki bu çocuk evden
kovulmuştu ve tam anlamıyla
kovulmuştu ve tam anlamıyla
04:15
and literally hadn't had a meal in weeks.
76
243257
2587
haftalardır ağzına tek lokma koymamıştı.
04:18
He said he was "... so relieved
that somebody finally asked me."
that somebody finally asked me."
77
246900
4112
Çocuk, sonunda biri bunu sorduğu için çok
rahatladığını söyledi.
rahatladığını söyledi.
04:24
Somehow, we've created
a health care system
a health care system
78
252269
2473
Bir şekilde, bir hastaya ''Aç mısın?''
diye sormanın,
diye sormanın,
04:26
where asking a patient "Are you hungry?"
79
254766
2876
çoğunlukla başarısız olduğumuz ya da
bütünüyle sorgulamayı unuttuğumuz,
bütünüyle sorgulamayı unuttuğumuz,
04:29
is so far outside the bounds
of what counts as health care
of what counts as health care
80
257666
3971
sağlık hizmeti olarak bilinen şeyin
04:33
that we mostly fail or forget
to ask altogether;
to ask altogether;
81
261661
3358
çok dışında olduğu;
04:37
where doctors lament a hospital's
"no third sandwich policy,"
"no third sandwich policy,"
82
265708
4858
doktorların, bir hastanenin eğer aç bir
acil servis hastasıysanız yalnızca
acil servis hastasıysanız yalnızca
04:42
meaning that if you're
a hungry patient in the ER,
a hungry patient in the ER,
83
270590
2870
iki tane ücretsiz sandviç alabileceğiniz
04:45
you can have only two free sandwiches,
84
273484
2811
anlamına gelen ''Üçüncü Sandviç Yok''
politikaları yüzünden
politikaları yüzünden
04:48
but as many MRIs as the doctor orders;
85
276319
2717
yakındığı fakat olabildiğince
emar çekilmesini istediği;
emar çekilmesini istediği;
04:52
where, in 2016 in the state of Texas,
86
280186
3113
2016'da Teksas'ta sağlıklı yiyeceklere
04:55
they spent 1.2 billion dollars
on the medical costs of malnutrition
on the medical costs of malnutrition
87
283323
5459
erişim sağlamak yerine,
kötü beslenme üzerine
kötü beslenme üzerine
05:00
instead of on access to healthy food;
88
288806
2555
1,2 milyar dolarlık
tıbbi masrafın yapıldığı;
tıbbi masrafın yapıldığı;
05:03
where a Centers for Medicare
and Medicaid Services program
and Medicaid Services program
89
291385
3715
Medicare ve Medicaid
Merkezleri programının
Merkezleri programının
05:07
stratifies hungry patients,
90
295124
2423
aç insanların, bazıları
gıdalara erişebilsin,
gıdalara erişebilsin,
05:09
so that some get access to food
and some get information about food,
and some get information about food,
91
297571
5225
bazılarını da gıdalar hakkında bilgi
alabilsin diye katmanlara ayırdığı,
alabilsin diye katmanlara ayırdığı,
05:14
with the justification that
doing nothing for hungry patients
doing nothing for hungry patients
92
302820
3132
bu ülkede aç insanlar için hiçbir şey
yapmamanın sıradanlaştığı
yapmamanın sıradanlaştığı
05:17
is standard and usual care
in this country.
in this country.
93
305976
2889
gerekçesini öne süren bir
sağlık sistemi yarattık.
sağlık sistemi yarattık.
05:21
And that's just food.
94
309649
1227
Ve bu sadece yiyecek.
05:22
The same is true
for housing, electricity ...
for housing, electricity ...
95
310900
2719
Aynısı konaklama, elektrik
içinde geçerli...
içinde geçerli...
05:25
The bottom line is,
health care may be changing,
health care may be changing,
96
313643
3447
Uzun lafın kısası, sağlık hizmeti
değişiyor olabilir,
değişiyor olabilir,
05:29
but not by enough
and certainly not fast enough.
and certainly not fast enough.
97
317114
3181
ancak bu değişim kesinlikle yeterli değil
ve yeterince hızlı değil.
ve yeterince hızlı değil.
05:33
We ask the wrong questions
of our doctors, of our patients,
of our doctors, of our patients,
98
321418
3941
Doktorlarımıza, hastalarımıza hatta
vatandaşlarımıza
vatandaşlarımıza
05:37
but also of our citizens.
99
325383
2024
yanlış soruları soruyoruz.
05:40
We ask about and argue about health care,
100
328423
2870
Sağlık hizmeti hakkında sorup
bu konuda tartışıyoruz
bu konuda tartışıyoruz
05:43
but how do voters think about health?
101
331317
1935
fakat seçmenler sağlık konusunda
ne düşünüyor?
ne düşünüyor?
05:46
No one could tell us
the answer to that question,
the answer to that question,
102
334042
3085
Bu sorumuzu kimse cevaplayamadı,
bu yüzden yeni bir girişim oluşturduk
bu yüzden yeni bir girişim oluşturduk
05:49
so we launched a new initiative
103
337151
1947
ve ülke çapında insanlara
05:51
and hired a polling firm
to ask voters across the country:
to ask voters across the country:
104
339122
3371
''Sağlıklı olmak için ihtiyacınız
olan şey nedir?'' diye sormaları için
olan şey nedir?'' diye sormaları için
05:54
What do you need to be healthy?
105
342517
1891
bir anket şirketiyle anlaştık.
05:58
What was so striking about this
was that no one has any clue
was that no one has any clue
106
346893
5290
Bu konuda en şaşırtıcı şeyse aslında
hiç kimsenin sağlık hizmeti derken neden
hiç kimsenin sağlık hizmeti derken neden
bahsettiğimiz hakkında ufacık bir
fikrinin olmamasıydı.
fikrinin olmamasıydı.
06:04
what we are talking about in health care.
107
352207
2452
06:07
Voters do not think
the social determinants of health
the social determinants of health
108
355135
2936
Seçmenler sağlığın toplumsal
belirleyicilerinin keyif veren
belirleyicilerinin keyif veren
06:10
is a feel-good phrase.
109
358095
1613
bir kelime olduğunu düşünmüyor.
06:12
They actually hate it.
110
360097
1623
Tam tersine nefret ediyorlar.
06:14
"What uneducated person
came up with that language?"
came up with that language?"
111
362265
2904
''Hangi eğitimsiz insan uydurdu
bu kelimeyi?''
bu kelimeyi?''
06:17
one of the voters said.
112
365193
1875
diyen bile çıktı aralarından.
06:19
Or my favorite was the guy who said,
113
367092
2039
Benim favorimse ''Beni öldürüyorsunuz.''
06:21
"You're killing me."
114
369155
1417
diyen adamdı.
06:23
But when you strip away
all the ridiculousness
all the ridiculousness
115
371842
2597
Fakat sağlık hizmeti konusunda
tüm bu kelime
tüm bu kelime
06:26
of our language in health care,
116
374463
1878
saçmalıklarını bir kenara koyduğumuzda,
06:28
we know exactly what creates health.
117
376365
2247
neyin sağlığı yarattığını
çok iyi biliyoruz.
çok iyi biliyoruz.
06:31
So take Charlotte, North Carolina.
118
379165
2304
Kuzey Carolina'da Charlotte'u ele alalım.
06:33
We had two focus groups,
119
381493
1487
İki odak grubumuz vardı.
06:35
one of African American Democratic women
and one of white Republican women.
and one of white Republican women.
120
383004
4201
İlki Afroamerikan Demokratik
kadınların olduğu grup,
kadınların olduğu grup,
diğeriyse beyaz ırktan
Cumhuriyetçi kadınlar.
Cumhuriyetçi kadınlar.
06:39
And we asked them,
"If you had a hundred dollars,
"If you had a hundred dollars,
121
387229
2821
Onlara şunu sorduk:
''Yüz dolarınız olsa,
''Yüz dolarınız olsa,
06:42
how would you spend it
to buy health in your community?
to buy health in your community?
122
390074
3115
bunu topluluğunuza sağlık
almak için nasıl harcardınız?''
almak için nasıl harcardınız?''
06:45
Turns out, they agree
nearly to the last percentage point.
nearly to the last percentage point.
123
393672
4170
Görünen o ki, cevapları son yüzde
noktasına kadar neredeyse aynıydı.
noktasına kadar neredeyse aynıydı.
06:50
First, they agree that health care
only sort of impacts health.
only sort of impacts health.
124
398537
4080
Önce, sağlık hizmetinin, sağlığı sadece
biraz etkilediği konusunda anlaştılar.
biraz etkilediği konusunda anlaştılar.
06:54
So they choose to spend
the majority of their dollars
the majority of their dollars
125
402641
2545
Bu yüzden paralarının çoğunu
hastane ya da klinikler
hastane ya da klinikler
06:57
outside of hospitals and clinics.
126
405210
1823
dışındaki yerlere harcamak istediler.
06:59
And second, they agree
on what creates health,
on what creates health,
127
407632
3136
İkinci olarak, paralarının yüzde 19'unu
karşılanabilir konut için,
karşılanabilir konut için,
07:02
spending 19 percent on affordable housing
128
410792
2225
yaklaşık yüzde 25'ini sağlıklı yiyeceklere
07:05
and about 25 percent
on access to healthy food.
on access to healthy food.
129
413041
2897
erişim için harcayarak, sağlığı oluşturan
şeyler konusunda anlaştılar.
şeyler konusunda anlaştılar.
07:08
So I am sure you are thinking,
"This has got to be a fluke."
"This has got to be a fluke."
130
416868
3496
Eminim ki, '' Tesadüftür'' diye
düşünüyorsunuz.
düşünüyorsunuz.
07:12
But it's not.
131
420388
1191
Ama tesadüf değil.
07:14
White and Latino male
swing voters in Seattle,
swing voters in Seattle,
132
422112
3431
Seattle'daki Beyaz ve Latin erkek
kararsız seçmenler,
kararsız seçmenler,
07:17
white and African American
Democratic voters in Cleveland,
Democratic voters in Cleveland,
133
425567
3891
Cleveland'daki beyaz ve afroamerikan
demokratik seçmenler,
demokratik seçmenler,
07:21
white male Republicans in Dallas,
134
429482
2629
Dallas'taki beyaz erkek Cumhuriyetçiler,
07:24
low-income white Democrats
in Hendersonville, North Carolina:
in Hendersonville, North Carolina:
135
432135
4435
Kuzey Carolina, Hendersonville'deki düşük
gelirli beyaz Demokratlar:
gelirli beyaz Demokratlar:
07:28
their answers are strikingly similar,
136
436594
2243
Hepsinin cevabı şaşırtıcı derecede benzer.
07:31
with all of them choosing
to spend more money
to spend more money
137
439498
2297
Hepsi paralarını, hastaneler
07:33
on healthy food and safe housing
138
441819
2576
ya da sağlık merkezleri yerine,
sağlıklı yiyecekler
sağlıklı yiyecekler
07:36
than they would on hospitals
and health centers.
and health centers.
139
444419
2825
ve güvenli barınma
üzerine harcamayı seçtiler.
üzerine harcamayı seçtiler.
07:40
When you ask the right questions,
140
448430
2248
Doğru soruyu sorduğunuzda,
07:42
it becomes pretty clear:
141
450702
1741
her şey daha net ortaya çıkıyor:
07:44
we may be fractured
on health care in this country,
on health care in this country,
142
452974
3483
Bu ülkede sağlık hizmetleri konusunda
çatlaklarımız olabilir,
çatlaklarımız olabilir,
07:48
but we are unified on health.
143
456481
2160
fakat sağlık konusunda hepimiz hemfikiriz.
07:51
The thing that I've been
struggling with is why.
struggling with is why.
144
459839
3160
Anlamakta zorlandığım şey neden olduğuydu.
07:55
Why do we agree on health?
145
463023
1849
Neden sağlık konusunda hemfikiriz?
07:57
We agree on health
because it is common sense.
because it is common sense.
146
465712
3157
Sağlık konusunda hemfikiriz,
çünkü sağlık bir ortak akıl.
çünkü sağlık bir ortak akıl.
08:01
We all know that the things
we need to get healthy --
we need to get healthy --
147
469270
3232
Hepimiz biliyoruz ki daha sağlıklı
hâle getirmeye çalıştığımız şeyler --
hâle getirmeye çalıştığımız şeyler --
08:04
medicine and medical care --
148
472526
2234
ilaçlar ve tıbbi bakım --
08:06
are not the things we need to be healthy,
149
474784
2594
aslında daha en başında hasta olmamamız,
08:09
to not get sick in the first place.
150
477402
2077
sağlıklı olmamız için
gerekli şeyler değil.
gerekli şeyler değil.
08:12
But we also agree because
of common experience.
of common experience.
151
480255
3136
Fakat aynı zamanda, ortak deneyimlerimiz
nedeniyle hemfikiriz.
nedeniyle hemfikiriz.
08:15
In a study of 5,000 patients,
152
483966
2638
5.000 hastanın yer aldığı bir çalışmada,
08:18
24 percent of the patients
with commercial health insurance --
with commercial health insurance --
153
486628
4284
özel sağlık sigortasına sahip, yani bir
yerde çalışan hastaların yüzde 24'ü
yerde çalışan hastaların yüzde 24'ü
08:22
meaning, they had a job --
154
490936
1810
hâlâ yiyecek sıkıntısı çekiyordu
08:24
still ran out of food or struggled
to find housing or transportation
to find housing or transportation
155
492770
4717
ve barınacak yer, ulaşım ve diğer temel
08:29
or other essential resources.
156
497511
2007
imkânları bulma konusunda zorlanıyordu.
08:31
Twenty-four percent.
157
499542
1515
Yüzde 24'ü.
08:33
And we saw the same thing
in our focus groups.
in our focus groups.
158
501505
2344
Aynı şeyi kendi odak
gruplarımızda da gördük.
gruplarımızda da gördük.
08:35
Nearly every voter knew
what it meant to struggle,
what it meant to struggle,
159
503873
3748
Neredeyse her seçmen zorluk çekmenin
ne demek olduğunu
ne demek olduğunu
08:39
either themselves or their families
160
507645
2745
ya kendilerinden, ya ailelerinden ya da
komşularından
komşularından
08:42
or their neighbors.
161
510414
1278
dolayı çok iyi biliyordu.
08:44
One of those white Republican
women in Charlotte was a waitress
women in Charlotte was a waitress
162
512674
3960
Charlotte'te beyaz Cumhuriyetçi
kadınlardan biri elinde kocaman kola
kadınlardan biri elinde kocaman kola
08:49
struggling to stay awake
with an enormous Big Gulp soda.
with an enormous Big Gulp soda.
163
517443
4113
bardağıyla uyanık kalmaya çalışan
bir garsondu.
bir garsondu.
08:53
She just looked exhausted.
164
521580
1983
Çok yorgun görünüyordu.
08:56
And she was.
165
524160
1587
Öyleydi de.
08:57
She told us that she worked two jobs
166
525771
1977
Bize iki işte çalıştığını, ama yine de
08:59
but still could not afford
a membership to the Y,
a membership to the Y,
167
527772
2989
Y'ye üye olmaya yetecek
parası olmadığını söyledi
parası olmadığını söyledi
09:02
but it was OK that she couldn't go
to the gym, she said,
to the gym, she said,
168
530785
3089
ama önemli değildi aynı şekilde
spora da gidemiyordu,
spora da gidemiyordu,
09:05
because she also could not afford gas
169
533898
2687
çünkü benzin almaya parası yetmiyordu
09:08
and walked 10 miles to and from work
170
536609
2731
ve her gün evden işe, işten eve
09:11
every single day.
171
539364
1500
16 km yürüyordu.
09:14
Listening to her, I felt
this familiar panic rise in me,
this familiar panic rise in me,
172
542212
4093
Onu dinlerken, benzer
bir paniği kendimde hissettim.
bir paniği kendimde hissettim.
09:18
the residue of my own childhood.
173
546948
2438
Çocukluğumdan kalma bir şeyi.
09:22
When I was 10 years old,
174
550441
1594
10 yaşındayken,
09:24
my father lay on the living room floor
175
552059
2574
babam salonda depresyonlarından
birinin pençesinde,
birinin pençesinde,
09:26
in the grips of one
of his many depressions.
of his many depressions.
176
554657
3111
yerde uzanıyordu.
09:30
As I crouched next to him, he told me
that he wanted to kill himself.
that he wanted to kill himself.
177
558435
3913
Yanına eğildiğimde, bana kendini
öldürmek istediğini söyledi.
öldürmek istediğini söyledi.
09:37
My father lived,
178
565721
2083
Babam ölmedi,
09:39
but he struggled to work.
179
567828
1550
ama çalışmak için çok çabaladı.
09:41
And my family survived,
180
569939
1593
Ailem ayakta kaldı,
09:43
but we teetered,
181
571556
1708
fakat çok sendeledik,
09:45
down one paycheck,
182
573288
1477
her şey için sadece
09:46
relying on my mom's schoolteacher salary.
183
574789
2958
annemin öğretmenlik maaşına güveniyorduk.
09:49
Even as a little kid, I knew
we lived in the shadow
we lived in the shadow
184
577771
4021
Küçücük bir çocukken bile, finansal
ve duygusal çöküşün
ve duygusal çöküşün
09:53
of financial and emotional collapse.
185
581816
2610
gölgesinde yaşadığımızı biliyordum.
09:57
This is really hard to say,
186
585482
2238
Söylemesi çok zor
09:59
because it's taken me 25 years
to be honest with myself
to be honest with myself
187
587744
3929
fakat bu işi yapmamın asıl
nedeninin bu olduğunu
nedeninin bu olduğunu
10:03
that this is why I do this work:
188
591697
2292
kendime itiraf etmem 25 yılımı aldı.
10:07
knowing that my father
needed health care to recover,
needed health care to recover,
189
595100
3342
Babamın iyileşmesi için sağlık
hizmetine ihtiyacı vardı,
hizmetine ihtiyacı vardı,
10:10
but to be healthy, my family
needed something else,
needed something else,
190
598466
3562
fakat sağlıklı olması için, ailemin
başka bir şeye ihtiyacı vardı,
başka bir şeye ihtiyacı vardı,
10:14
we needed a decent income;
191
602052
2330
o da yeterli bir gelirimiz olmasıydı.
10:16
and knowing, as so many do more than I,
192
604406
3237
Bunu bilerek, ki çoğu benden
daha iyi biliyordu,
daha iyi biliyordu,
10:19
that panic when the basics
threaten to slip away.
threaten to slip away.
193
607667
3332
temel ihtiyaçlarımızın elimizden kayıp
gideceğini gördüğümüz anki o panik.
gideceğini gördüğümüz anki o panik.
10:24
To the voters in our focus groups,
the solutions were straightforward.
the solutions were straightforward.
194
612378
4184
Odak gruplarımızdaki
seçmenler için çözüm ortadaydı.
seçmenler için çözüm ortadaydı.
10:28
As one of those white Republican
women in Charlotte said,
women in Charlotte said,
195
616586
3256
Charlotte'ta beyaz Cumhuriyetçi bir
kadının da söylediği gibi,
kadının da söylediği gibi,
10:31
"Instead of putting all this money
into health care,
into health care,
196
619866
2716
''Paranızın tümünü sağlık
hizmetlerine harcayacağınıza,
hizmetlerine harcayacağınıza,
10:34
put it into affordable housing.
197
622606
1828
karşılanabilir konut için harcayın.
10:36
You know, like, take it
and distribute it differently."
and distribute it differently."
198
624458
3687
Yani, alın ve farklı bir
şekilde dağıtın.''
şekilde dağıtın.''
10:41
It turns out that when you have
the right language
the right language
199
629201
2651
Anlaşılan o ki, doğru dili kullandığında
10:43
and you ask the right questions,
200
631876
2392
ve doğru soruları sorduğunda,
10:46
the answers become remarkably clear
201
634292
2613
cevaplar önemli derecede açık ve
hemfikir olunmuş
hemfikir olunmuş
10:48
and unanimous.
202
636929
1245
hâle geliyor.
10:53
What we know is that,
despite all the noise,
despite all the noise,
203
641055
5180
Bildiğimiz tek şey ise, tüm bu
gürültüye rağmen,
gürültüye rağmen,
10:58
the plan for health care in this country
204
646259
3148
bu ülkede sağlık hizmetleri için planın,
11:01
is that there is no plan.
205
649431
1580
aslında hiç plan olmaması.
11:03
But we have something more powerful
than any politician's bill,
than any politician's bill,
206
651880
4296
Fakat bir siyasetçinin yasa tasarısından,
11:08
any candidate's platform,
207
656200
2763
aday birinin platformundan,
düşünce kuruluşlarının
düşünce kuruluşlarının
11:10
any think tank's policy statement.
208
658987
2659
politik beyanından daha güçlü
bir şeyimiz var.
bir şeyimiz var.
11:13
We have our common sense
and our common experience.
and our common experience.
209
661670
3528
Ortak aklımız ve ortak deneyimlerimiz var.
11:18
So I ask, if you are
a health care executive:
a health care executive:
210
666057
4091
Öyleyse soruyorum, bir sağlık hizmetleri
yöneticisi olsanız:
yöneticisi olsanız:
11:22
Do you know how many
of your patients run out of food
of your patients run out of food
211
670172
2704
Kaç tane hastanızın yiyecek
sıkıntısı çektiğini
sıkıntısı çektiğini
ya da ay sonunda kirasını ödemekte
zorlandığını bilebilir miydiniz?
zorlandığını bilebilir miydiniz?
11:24
or struggle to pay the rent
at the end of the month?
at the end of the month?
212
672900
2906
11:27
Is that data on your scorecard,
213
675830
2376
Bu veriler sizin yönetiminize
ve primlerinize
ve primlerinize
11:30
shaping your business and your bonuses?
214
678230
2789
şekil verecek şekilde
puantaj kartınızda yer alır mıydı?
puantaj kartınızda yer alır mıydı?
11:33
If you are a politician:
215
681796
1920
Bir siyasetçi olsaydınız:
11:35
Will you continue to fight
on the scorched earth of health care,
on the scorched earth of health care,
216
683740
4279
Sağlık hizmetlerinin karmaşık dünyasında
savaşmaya devam mı ederdiniz,
savaşmaya devam mı ederdiniz,
yoksa Demokratik
ve Cumhuriyetçiler de dâhil
ve Cumhuriyetçiler de dâhil
11:40
or will you act on what your voters,
217
688043
2445
seçmenlerinizin de bildiği,
sağlığı yaratan şeylerin
sağlığı yaratan şeylerin
11:42
what Democratic
and Republican voters alike,
and Republican voters alike,
218
690512
2890
11:45
already know,
219
693426
1391
iyi maaş, sağlıklı yiyecek
11:46
which is that good wages,
healthy food and safe housing
healthy food and safe housing
220
694841
3352
ve güvenli barınma olduğu
konusu üzerinde mi
konusu üzerinde mi
11:50
are health?
221
698217
1165
çalışırdınız?
11:51
And for the rest of us,
for the citizens of this country:
for the citizens of this country:
222
699997
4110
Ve hepimiz için,
bu ülkenin vatandaşları için,
bu ülkenin vatandaşları için,
11:56
Will we demand accountability
to what we know to be true,
to what we know to be true,
223
704131
4326
bizi sağlıklı olmak için neye ihtiyacımız
olduğu konusunda uzmanlar yapan,
olduğu konusunda uzmanlar yapan,
12:00
which is that our common sense,
224
708481
2186
hepimizin doğru olduğunu bildiğimiz,
12:02
our common experience,
225
710691
1820
ortak akıl ve ortak deneyimlerimiz
12:04
makes us the experts
in what it takes to be healthy?
in what it takes to be healthy?
226
712535
3391
konusunda güvenmelerini isteyecek miyiz?
12:09
This moment, as it turns out,
227
717123
2632
Görünen o ki, bu aslında
12:11
is not about changing minds.
228
719779
2098
fikirleri değiştirmekle ilgili değil.
12:14
It is about something more powerful.
229
722632
2157
Daha güçlü bir şey ile ilgili.
12:17
It is about changing the questions we ask
230
725205
2574
Sorduğumuz soruları değiştirmek
12:19
and quieting the noise
to hear each other's answers.
to hear each other's answers.
231
727803
3927
ve birbirimizin cevaplarını duyabilmek
için kuru gürültüyü bastırmakla ilgili.
için kuru gürültüyü bastırmakla ilgili.
12:24
It is about the radical possibility
that we the patients,
that we the patients,
232
732659
3918
Bu, biz hastaların, hekimlerin,
12:28
we the physicians, we the caregivers,
233
736601
2457
hasta bakıcıların, sağlık hizmeti
12:31
we the health care executives
234
739082
1416
yöneticilerinin hatta
12:32
and yes, even we the people,
235
740522
2064
biz insanların, hemfikir olduğu
12:34
that we agree.
236
742610
1403
radikal olabilirlikle ilgili.
12:36
And it is now time --
237
744642
1890
Ve artık, çok geç kalınmış olsa da
12:38
in fact, long overdue --
238
746556
1951
zaman, cesaretimizi toplayıp
12:40
for us to marshal the courage
239
748531
2154
o cevapları duyma
12:43
to hear those answers
and to act upon them.
and to act upon them.
240
751409
3231
ve ona göre hareket etme zamanı.
12:47
Thank you.
241
755058
1182
Teşekkür ederim.
12:48
(Applause)
242
756264
4119
(Alkış)
ABOUT THE SPEAKER
Rebecca Onie - Health services innovatorRebecca Onie is the founder of Health Leads, a program that connects patients to basic care and resources, such as food and housing, that are the root cause of many health problems.
Why you should listen
In 1996, as a sophomore in college, Rebecca Onie had a realization: The health care system in the United States was not set up to diagnose nor treat the socioeconomic issues that lead to poor health, and that health care providers are not given tools to address basic problems like nutrition and housing.
So, while still a sophomore, she co-founded Health Leads, a program that assists low-income patients and their families to access food, heat, and other basic resources they need to be healthy. With the additional insight that college volunteers could be recruited and trained into an elite group just like a college sport team, she found the people and skills needed to produce such an audacious idea. Since then it has grown tremendously, and now operates in Baltimore, Boston, Chicago, New York, Providence, and Washington, DC, and in the last year assisted over 8,800 patients.
In 2009, Rebecca was awarded a MacArthur “Genius” Fellowship.
Photo: Courtesy of the John D. & Catherine T. MacArthur Foundation
Rebecca Onie | Speaker | TED.com