ABOUT THE SPEAKERS
Thordis Elva - Writer
Thordis Elva is one of the two authors of "South of Forgiveness," a unique collaboration between a survivor and perpetrator of rape.

Why you should listen

Thordis Elva is a firm believer in the healing potential of dialogue when it comes to ending the silence that shrouds sexual violence. In 2015, she was voted Woman of the Year in her native Iceland due to her tireless campaigning for gender equality.

As an award-winning writer, journalist and public speaker, Elva has utilized many different platforms for her activism, including plays, films and books. Her passion for equality extends to the internet, and she has toured extensively giving lectures about online bullying, non-consensual pornography and digital human rights to audiences such as the United Nations and the Nordic Council of Ministers.

Read a Q&A with Elva about her TED Talk on the TED Blog

More profile about the speaker
Thordis Elva | Speaker | TED.com
Tom Stranger - Co-author, landscape gardener
Tom Stranger is the co-author "South of Forgiveness."

Why you should listen

Social sciences and the outdoors have been both professional directions and personal themes for Tom Stranger. After studying social science and working in outdoor recreation, Tom Stranger's focus shifted towards working with young people with complex needs -- mental health challenges, substance addiction, homelessness and neurological impairment. His time working with young people has taught him the immense value of listening with intent.

Stranger has recently completed and thoroughly enjoyed a Master of Cultural Studies at the University of Sydney, and he has returned to work in the outdoors as a landscaper. During his studies, he was involved as a co-author in the writing of South of Forgiveness. He and the book's primary author, Thordis Elva, share the hope that in speaking up they will add their voices to the ever-growing public discourse around relations of gender and sexual violence.

Read a Q&A with Stranger about his TED Talk on the TED Blog.

More profile about the speaker
Tom Stranger | Speaker | TED.com
TEDWomen 2016

Thordis Elva and Tom Stranger: Our story of rape and reconciliation

Thordis Elva, Tom Stranger: Tecavüz ve uzlaşma hikâyemiz

Filmed:
5,570,439 views

1996 yılında, Thordis Elva ve Avustralyalı değişim öğrencisi Tom Stranger bir gençlik aşkı yaşamaktadır. Bir okul balosundan sonra Tom Thordis'e tecavüz eder ve uzun yıllar boyunca görüşmezler. Bu olağanüstü konuşmada Elva ve Stranger uzun yıllar boyunca süren utanç ve sessizliği anlatıyor ve küresel bir sorun olan cinsel şiddeti, yeni ve dürüst bir biçimde tartışmamız için davette bulunuyor. Konuşmacılar ile yapılan Soru&Cevap için: go.ted.com/thordisandtom
- Writer
Thordis Elva is one of the two authors of "South of Forgiveness," a unique collaboration between a survivor and perpetrator of rape. Full bio - Co-author, landscape gardener
Tom Stranger is the co-author "South of Forgiveness." Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:12
[This talk containsiçeren graphicGrafiği languagedil
and descriptionsaçıklamaları of sexualcinsel violenceşiddet
0
23
3441
[Bu konuşma küfür ve cinsel
şiddet unsurları içermektedir
İzleyici dikkatine sunulur]
00:15
ViewerGörüntüleyici discretiontakdirine is advisedtavsiye]
1
3488
1381
Tom Stranger: 1996'da ben 18 yaşındayken,
00:16
TomTom StrangerYabancı: In 1996,
when I was 18 yearsyıl oldeski,
2
4893
2956
00:19
I had the goldenaltın opportunityfırsat to go
on an internationalUluslararası exchangedeğiş tokuş programprogram.
3
7873
3607
altın bir fırsat yakalamıştım;
Uluslararası Öğrenci Değişim Programı.
00:24
Ironicallyİronik bir şekilde I'm an AustralianAvustralya
who preferstercih ediyor properuygun icybuzlu coldsoğuk weatherhava,
4
12071
3721
Bir Avustralyalı olarak buz gibi
havası olan bir yeri istemem ironikti,
00:27
so I was bothher ikisi de excitedheyecanlı and tearfulağlamaklı
when I got on a planeuçak to Icelandİzlanda,
5
15816
4859
anne babam ve kardeşlerimle vedalaşıp
İzlanda uçağına bindikten sonra,
00:32
after just havingsahip olan farewelledfarewelled
my parentsebeveyn and brothersKardeşler goodbyeGüle güle.
6
20699
3223
hem heyecanlı, hem de hüzünlüydüm.
Beni doğa yürüyüşüne çıkaran
ve ahenkli İzlanda dilini kavramama
00:36
I was welcomedmemnuniyetle karşıladı into the home
of a beautifulgüzel Icelandicİzlanda dili familyaile
7
24853
3055
00:39
who tookaldı me hikingHiking,
8
27932
1401
yardımcı olan,
00:41
and helpedyardım etti me get a graspkavramak
of the melodicmelodik Icelandicİzlanda dili languagedil.
9
29357
3091
güzel bir İzlanda ailesinin
yanında kalmaya başladım.
Başlangıçta biraz vatan hasreti çektim.
00:45
I struggledmücadele a bitbit with the initialilk
perioddönem of homesicknessVatan hasreti.
10
33213
2988
00:48
I snowboardedsnowboarded after schoolokul,
11
36225
1998
Okuldan sonra snowboard yapar
00:50
and I sleptuyudu a lot.
12
38247
1363
ve bol bol uyurdum.
00:52
Two hourssaatler of chemistrykimya classsınıf in a languagedil
that you don't yethenüz fullytamamen understandanlama
13
40480
3938
Henüz iyi anlamadığınız bir
dildeki iki saatlik kimya dersi
iyi bir sakinleştirici
etkisi yaratabiliyor.
00:56
can be a prettygüzel good sedativeyatıştırıcı.
14
44442
1782
00:58
(LaughterKahkaha)
15
46248
1150
(Kahkaha)
Öğretmenim bana okuldaki
piyesi denememi tavsiye etti,
01:00
My teacheröğretmen recommendedÖnerilen
I try out for the schoolokul playoyun,
16
48636
2524
01:03
just to get me a bitbit more sociallysosyal activeaktif.
17
51184
2330
bu beni biraz daha sosyalleştirecekti.
01:06
It turnsdönüşler out I didn't endson up
beingolmak partBölüm of the playoyun,
18
54094
2501
Nihayetinde oyunda bir rol alamadım,
01:08
but throughvasitasiyla it I metmet ThordisThordis.
19
56619
1907
ama bu sayede Thordis'le tanıştım.
Hoş bir gençlik aşkı yaşıyorduk,
01:11
We sharedpaylaşılan a lovelygüzel teenagegenç romanceromantik,
20
59451
2063
01:13
and we'devlenmek meetkarşılamak at lunchtimesÖğlen yemekleri
to just holdambar handseller
21
61538
2494
öğle arasında sadece el ele
tutuşmak ve beraber eski
01:16
and walkyürümek around oldeski downtownşehir merkezinde ReykjavReykjavík.
22
64056
2146
merkez Reykjavik'de
turlamak için buluşurduk.
01:18
I metmet her welcomingKarşılama familyaile,
and she metmet my friendsarkadaşlar.
23
66655
3262
Onun sıcakkanlı ailesi ile tanıştım,
o da benim arkadaşlarımla tanıştı.
01:22
We'dBiz istiyorsunuz been in a buddingtomurcuklanma relationshipilişki
for a bitbit over a monthay
24
70675
2774
Okulda Noel Balosu yapıldığında,
bir aydan uzun süredir
01:25
when our school'sOkulun ChristmasNoel BallTop was heldbekletilen.
25
73473
2247
filizlenmekte olan bir ilişkimiz vardı.
01:30
ThordisThordis ElvaElva: I was 16
and in love for the first time.
26
78052
3284
Thordis Elva : 16 yaşındaydım
ve ilk kez âşık olmuştum.
Noel Balosuna birlikte gitmek,
01:33
Going togetherbirlikte to the ChristmasNoel dancedans
27
81797
1797
01:35
was a publichalka açık confirmationOnayla
of our relationshipilişki,
28
83618
2797
ilişkimizi toplum onayına
açık hâle getiriyordu
01:38
and I feltkeçe like the luckiestşanslı
girlkız in the worldDünya.
29
86439
2967
ve kendimi dünyadaki en şanslı
kızmışım gibi hissediyordum.
01:41
No longeruzun a childçocuk, but a younggenç womankadın.
30
89430
2577
Artık bir çocuk değil, genç bir kadındım.
01:44
HighYüksek on my newfoundkeşfedilmiş maturityolgunluk,
31
92730
1913
Yeni keşfettiğim yetişkinliğimin
01:46
I feltkeçe it was only naturaldoğal to try drinkingiçme
rumROM for the first time that night, too.
32
94667
4360
verdiği cesaretle, o gece hayatımda ilk
kez rom içmeyi denemek gayet doğaldı.
01:51
That was a badkötü ideaFikir.
33
99496
2062
Bu kötü bir fikirdi.
01:53
I becameoldu very illhasta,
34
101582
1488
Çok kötü oldum,
01:55
driftingsürüklenen in and out of consciousnessbilinç
35
103094
1820
bilinçsel olarak kendimden geçmem
01:56
in betweenarasında spasmsspazm of convulsivekasılan vomitingkusma.
36
104938
3125
ve sarsıcı kusmalarım
arasında gidip geliyordum.
02:00
The securitygüvenlik guardsMuhafızlar wanted
to call me an ambulanceambulans,
37
108087
2964
Güvenlik görevlisi bir
ambulans çağırmak istedi,
02:03
but TomTom actedhareket as my knightşövalye
in shiningparlıyor armorzırh,
38
111075
2989
ama Tom beyaz atlı prensim gibi davrandı
02:06
and told them he'diçin ona take me home.
39
114088
2035
ve onlara, beni eve götüreceğini söyledi.
02:08
It was like a fairyperi talemasal,
40
116782
1701
Bir peri masalı gibiydi,
02:10
his stronggüçlü armssilâh around me,
41
118507
1776
beni güçlü kolları ile tutuyor
02:12
layingdöşeme me in the safetyemniyet of my bedyatak.
42
120307
2291
ve güven dolu yatağıma yatırıyordu.
02:15
But the gratitudeŞükran that I feltkeçe
towardskarşı him soonyakında turneddönük to horrorkorku
43
123602
4527
Elbiselerimi çıkarıp üzerime çıktığında,
ona karşı hissettiğim şükran
02:20
as he proceededdevam to take off my clothesçamaşırlar
and get on topüst of me.
44
128153
4458
çok geçmeden dehşete dönüştü.
Kendime gelmiştim,
02:25
My headkafa had clearedtemizlenir up,
45
133457
1336
02:26
but my bodyvücut was still
too weakzayıf to fightkavga back,
46
134817
3127
fakat vücudum karşı
koyamayacak kadar bitkindi
02:29
and the painAğrı was blindingkör eden.
47
137968
2334
ve acı kör ediciydi.
02:32
I thought I'd be severedkopmuş in two.
48
140765
2083
Sanki ikiye bölünüyor gibiydim.
Aklımı yitirmemek için,
02:35
In ordersipariş to staykalmak saneaklı başında,
49
143804
1575
02:37
I silentlysessizce countedsayılır the secondssaniye
on my alarmalarm clocksaat.
50
145403
3274
sessizce çalar saatin saniyelerini saydım.
O geceden beri,
02:41
And ever sincedan beri that night,
51
149622
1735
02:43
I've knownbilinen that there are 7,200
secondssaniye in two hourssaatler.
52
151381
5774
iki saatte 7.200 saniye
olduğunun bilincindeyim.
Günlerce topallayarak yürüyüp
haftalarca ağlamama rağmen,
02:51
DespiteRağmen limpingaksak for daysgünler
and cryingağlıyor for weekshaftalar,
53
159140
3238
02:54
this incidentolay didn't fituygun my ideasfikirler
about rapekolza like I'd seengörüldü on TVTV.
54
162402
4406
bu olay televizyonda gördüğüm
tecavüz haberlerine benzemiyordu.
02:59
TomTom wasn'tdeğildi an armedSilahlı lunaticdeli;
55
167361
2021
Tom silahlı bir psikopat değildi,
03:01
he was my boyfrienderkek arkadaş.
56
169406
1763
o benim erkek arkadaşımdı
03:03
And it didn't happenolmak in a seedytohumlu alleywayalleyway,
57
171193
2609
ve bu olay tenha bir sokakta yaşanmamıştı,
03:05
it happenedolmuş in my ownkendi bedyatak.
58
173826
2061
kendi yatağımda olmuştu.
Başıma gelen bu olayın tecavüz
olduğunu kabullendiğimde,
03:08
By the time I could identifybelirlemek
what had happenedolmuş to me as rapekolza,
59
176733
3619
03:12
he had completedtamamlanan his exchangedeğiş tokuş programprogram
60
180376
1991
o değişim programını tamamlamıştı
03:14
and left for AustraliaAvustralya.
61
182391
1555
ve Avustralya'ya dönmüştü.
03:16
So I told myselfkendim it was pointlessanlamsız
to addressadres what had happenedolmuş.
62
184532
3643
Bu nedenle kendi kendime,
olanları düşünmek anlamsız dedim.
03:20
And besidesdışında,
63
188199
1185
Ayrıca,
03:21
it had to have been my faulthatası, somehowbir şekilde.
64
189408
2595
bu bir şekilde, benim suçum olmalıydı.
Kızlara boşuna tecavüz
edilmediğini öğreten
03:24
I was raisedkalkık in a worldDünya
where girlskızlar are taughtöğretilen
65
192685
2305
03:27
that they get rapedtecavüz for a reasonneden.
66
195014
2162
bir dünyada büyümüştüm.
Eteği çok kısaydı,
03:29
TheirOnların skirtetek was too shortkısa,
67
197784
2565
03:32
theironların smilegülümseme was too widegeniş,
68
200373
2494
çok fazla gülüyordu,
03:34
theironların breathnefes smelledkokuyordu of alcoholalkol.
69
202891
2418
nefesi alkol kokuyordu.
Bu üç suçun hepsini işlemiştim,
03:38
And I was guiltysuçlu of all of those things,
70
206017
2766
03:40
so the shameutanç had to be mineMayın.
71
208807
2050
bu nedenle bu benim ayıbımdı.
O gece beni tecavüzden
03:43
It tookaldı me yearsyıl to realizegerçekleştirmek
72
211675
1424
03:45
that only one thing could have stoppeddurduruldu me
from beingolmak rapedtecavüz that night,
73
213123
3911
kurtarabilecek tek bir şey
olduğunu anlamam yıllar aldı;
03:49
and it wasn'tdeğildi my skirtetek,
74
217058
2142
eteğimle alakalı değildi,
03:51
it wasn'tdeğildi my smilegülümseme,
75
219224
1950
gülmem de değildi,
çocuksu, saf güvenim de değildi.
03:53
it wasn'tdeğildi my childishçocukça trustgüven.
76
221198
2196
03:55
The only thing that could'veolabilirdin stoppeddurduruldu me
from beingolmak rapedtecavüz that night
77
223832
3734
O gece beni tecavüzden
kurtarabilecek tek şey,
bana tecavüz eden adamdı,
03:59
is the man who rapedtecavüz me --
78
227590
2050
04:01
had he stoppeddurduruldu himselfkendisi.
79
229664
2013
eğer kendine hâkim olsaydı.
04:04
TSTS: I have vaguebelirsiz memorieshatıralar of the nextSonraki day:
80
232729
2111
TS: Ertesi sabaha dair silik
sahneler vardı aklımda;
akşamdan kalma etkileri,
04:07
the after effectsetkileri of drinkingiçme,
81
235716
2314
04:10
a certainbelli hollownessboşluk
that I trieddenenmiş to stiflebastırmak.
82
238054
2789
bastırmaya çalıştığım
bir boşluk duygusu,
04:13
Nothing more.
83
241631
1214
başka hiçbir şey yoktu.
04:15
But I didn't showgöstermek up at Thordis'sThordis'ın doorkapı.
84
243745
2291
Ancak Thordis'in evine gitmedim.
Şunu belirtmem önemli,
04:19
It is importantönemli to now statebelirtmek, bildirmek
85
247409
1806
04:21
that I didn't see my deedtapu for what it was.
86
249239
2500
yaptığım şeyin ne olduğunu görmüyordum.
04:24
The wordsözcük "rapekolza" didn't echoEko
around my mindus as it should'vevermeliydim,
87
252658
3048
"Tecavüz" kelimesi zihnimde
olması gerektiği gibi canlanmıyordu
04:28
and I wasn'tdeğildi crucifyingcrucifying myselfkendim
with memorieshatıralar of the night before.
88
256639
3295
ve bir gece önce olanları hatırlayarak
kendime işkence etmiyordum.
Bu çok bilinçli bir inkâr değildi;
04:33
It wasn'tdeğildi so much a consciousbilinçli refusalret,
89
261524
2374
04:35
it was more like any acknowledgmentalındı
of realitygerçeklik was forbiddenyasak.
90
263922
3359
daha çok, bir gerçeği kabullenmeyi
kendime yasaklamak gibiydi.
Yaptığım şeyi tarif ederken Thordis'te
neden olduğum büyük travmayı
04:40
My definitiontanım of my actionseylemler completelytamamen
refutedyalanladı any recognitiontanıma
91
268365
4114
kabul etmeyi tamamen reddediyordum.
04:44
of the immenseengin traumaTravma I causedneden oldu ThordisThordis.
92
272503
2277
Dürüst olmak gerekirse,
04:48
To be honestdürüst,
93
276454
1403
04:49
I repudiatedreddedilmiş the entiretüm actdavranmak
in the daysgünler afterwardssonradan
94
277881
4094
daha sonraki günlerde ve
o suçu işlerken, bütün olayı
tamamen inkâr etmiştim.
04:54
and when I was committingişlemekle it.
95
282758
1520
Bunun tecavüz değil, seks olduğu
düşüncesine tutunarak gerçeği inkâr ettim.
04:57
I disavowedMuhammed the truthhakikat by convincinginandırıcı
myselfkendim it was sexseks and not rapekolza.
96
285443
4509
05:02
And this is a lieYalan I've feltkeçe
spine-bendingomurga bükme guiltsuçluluk for.
97
290788
3866
Bu içimi kemiren bir yalandı.
Birkaç gün sonra Thordis'ten ayrıldım
05:08
I brokekırdı up with ThordisThordis
a coupleçift of daysgünler latersonra,
98
296174
2247
05:10
and then saw her a numbernumara of timeszamanlar
99
298445
1644
ve İzlanda'da kalışımın
05:12
duringsırasında the remaindergeri kalan kısım
of my yearyıl in Icelandİzlanda,
100
300113
2058
geri kalan döneminde onu birkaç kez gördüm
05:14
feelingduygu a sharpkeskin stabbıçak
of heavyheartednessheavyheartedness eachher time.
101
302195
2893
ve her seferinde göğsüme bıçak
saplanıyor gibi hissettim.
05:18
DeepDerin down, I knewbiliyordum I'd donetamam
something immeasurablytarifsiz wrongyanlış.
102
306314
3962
Derinde bir yerlerde çok kötü
bir şey yaptığımı biliyordum,
ama bu anıyı bilinçsiz bir
şekilde derinlere gömmmüş
05:23
But withoutolmadan planningplanlama it,
I sunkçökük the memorieshatıralar deepderin,
103
311326
3023
05:26
and then I tiedbağlı a rockKaya to them.
104
314373
1781
ve sonra üzerine de
ağır bir taş bağlamıştım.
Sonraki dokuz yıllık dönemi
05:30
What followedtakip etti is a nine-yeardokuz yıllık perioddönem
105
318215
1746
05:31
that can besten iyi be titledbaşlıklı
as "DenialGeri çevirme and RunningÇalışan."
106
319985
3138
en iyi anlatan başlık,
"İnkâr ve Kaçış" olurdu.
Neden olduğum ızdırabı fark etme
şansı yakaladığım anlarda,
05:36
When I got a chanceşans to identifybelirlemek
the realgerçek tormentKabir azabı that I causedneden oldu,
107
324010
4479
05:40
I didn't standdurmak still long enoughyeterli to do so.
108
328513
2243
buna uzun süre katlanamıyordum.
Dikkatimi başka şeylere veriyor,
05:44
WhetherOlup olmadığı it be viaüzerinden distractionoyalama,
109
332102
2057
05:46
substancemadde use,
110
334183
1476
madde kullanıyor,
05:47
thrill-seekingheyecan arayan
111
335683
1618
heyecan arıyor
05:49
or the scrupulousvicdanlı policingPolislik
of my inner speakkonuşmak,
112
337325
3349
veya vicdanımın sesini
bastırmaya çalışıyor,
05:52
I refusedreddetti to be staticstatik and silentsessiz.
113
340698
2269
hareketsiz ve sessiz kalamıyordum.
05:56
And with this noisegürültü,
114
344927
1460
Bu ses ile birlikte,
05:58
I alsoAyrıca drewdrew heavilyağır şekilde
uponüzerine other partsparçalar of my life
115
346411
2969
hayatımın diğer alanlarını,
beni ben yapan portreyi
06:01
to constructinşa etmek a pictureresim of who I was.
116
349404
2171
oluşturmaya çalışıyordum.
Bir sörfçü,
06:04
I was a surfersörfçü,
117
352636
1230
06:05
a socialsosyal scienceBilim studentÖğrenci,
118
353890
1717
sosyal bilimler öğrencisi,
06:07
a friendarkadaş to good people,
119
355631
2086
iyi insanlara bir dost,
06:09
a lovedsevilen brothererkek kardeş and sonoğul,
120
357741
2258
sevilen bir oğul ve bir kardeş,
06:12
an outdoorAçık recreationrekreasyon guidekılavuz,
121
360023
1552
açık hava aktivite rehberi,
06:13
and eventuallysonunda, a youthgençlik workerişçi.
122
361599
1563
son olaraksa bir gençlik çalışanıydım.
06:16
I grippedkavradı tightsıkı to the simplebasit notionkavram
that I wasn'tdeğildi a badkötü personkişi.
123
364119
4002
Kötü bir insan olmadığım
fikrine sıkı sıkı tutundum.
Kanımda böyle bir şeyin
olduğunu sanmıyordum,
06:21
I didn't think I had this in my boneskemikler.
124
369460
2080
bu benim yapıma uymazdı.
06:24
I thought I was madeyapılmış up of something elsebaşka.
125
372129
2070
Benim yetiştirilme tarzımda,
06:26
In my nurturedbeslenen upbringingyetiştirme,
126
374608
1560
06:28
my lovingseven extendedGenişletilmiş familyaile and rolerol modelsmodeller,
127
376192
2346
sevecen geniş ailem ve rol modellerim,
yakınımdaki insanlar,
kadınlara olan saygılarında
06:31
people closekapat to me were warmIlık, hafif sıcak and genuinehakiki
128
379586
1935
06:33
in theironların respectsaygı showngösterilen towardskarşı womenkadınlar.
129
381545
1895
sıcak ve içtendiler.
06:36
It tookaldı me a long time to starebakıyorum down
this darkkaranlık cornerköşe of myselfkendim,
130
384717
4826
Bu karanlık yanımı alt edip
ona sorular sormam
06:41
and to asksormak it questionssorular.
131
389567
1634
yıllarımı aldı.
TE: O Noel Balosu dansından 9 yıl sonra
06:46
TETE: NineDokuz yearsyıl after the ChristmasNoel dancedans,
132
394231
1975
06:48
I was 25 yearsyıl oldeski,
133
396230
1481
25 yaşındaydım
06:49
and headedbaşlı straightDüz
for a nervoussinir breakdownarıza.
134
397735
2567
ve bir sinir krizine doğru
son sürat gidiyordum.
Kendime verdiğim değer, ruhumu
parçalayan bir sessizliğe yenilmişti
06:53
My self-worthöz-değer was buriedgömülü
underaltında a soul-crushingruh kırma loadyük of silenceSessizlik
135
401098
3624
06:56
that isolatedyalıtılmış me from everyoneherkes
that I caredbakım about,
136
404746
3292
ve bu sessizlik beni sevdiğim
herkesten koparıyordu,
07:00
and I was consumedtüketilen
with misplacedyanlış yerleştirilmiş hatredkin and angeröfke
137
408062
2905
kendime yersizce yansıttığım
nefret ve öfke ile tükeniyor,
07:02
that I tookaldı out on myselfkendim.
138
410991
1764
acısını kendimden çıkarıyordum.
Bir gün sevdiğim biriyle kavga edip
07:05
One day, I stormedakın ettiler out
of the doorkapı in tearsgözyaşı
139
413635
2610
ağlayarak, öfkeyle çıkıp gittim
07:08
after a fightkavga with a lovedsevilen one,
140
416269
1943
07:10
and I wanderedgezindi into a cafCAFé,
141
418236
1699
ve tesadüfen bir kafeye girdikten sonra
07:11
where I askeddiye sordu the waitressbayan garson for a pendolma kalem.
142
419959
2082
garsondan bir kalem istedim.
Yanımda hep bir not defteri taşırdım,
07:14
I always had a notebookNot defteri with me,
143
422648
1846
07:16
claimingiddia that it was to jotNot almak down ideasfikirler
in momentsanlar of inspirationilham,
144
424518
3733
güya ilham gelirse bir
şeyler karalamak içindi,
07:20
but the truthhakikat was that I neededgerekli
to be constantlysürekli fidgetingKıpırdanmayı,
145
428275
4230
ama gerçek şuydu ki sürekli bir
şeylerle meşgul olmak zorundaydım,
07:24
because in momentsanlar of stillnessdurgunluk,
146
432529
1887
çünkü hareketsiz kaldığım anlarda,
07:26
I foundbulunan myselfkendim countingsayma secondssaniye again.
147
434440
2645
tekrardan saniyeleri saymaya başlıyordum.
Ama o gün, kalemimden dökülen
satırlara hayret içinde bakakaldım,
07:30
But that day, I watchedizledi in wondermerak etmek
as the wordskelimeler streamedAkış out of my pendolma kalem,
148
438071
5009
07:35
formingşekillendirme the mostçoğu pivotalçok önemli lettermektup
I've ever writtenyazılı,
149
443104
3061
şimdiye kadar yazdığım
en ehemmiyetli mektuptu
07:38
addressedele to TomTom.
150
446189
1534
ve Tom'a ithaf edilmişti.
07:40
AlongBoyunca with an accounthesap of the violenceşiddet
that he subjectedtabi me to,
151
448295
3540
Beni maruz bıraktığı şiddeti
anlatmanın yanı sıra,
07:43
the wordskelimeler, "I want to find forgivenessaf"
152
451859
3183
şu kelimeler yüzüme çarpıyordu,
"Affetmek istiyorum''
07:47
staredbaktı back at me,
153
455066
1484
07:48
surprisingşaşırtıcı nobodykimse more than myselfkendim.
154
456574
2415
ve buna hiç kimse benim kadar şaşıramazdı.
07:51
But deepderin down I realizedgerçekleştirilen that this
was my way out of my sufferingçile,
155
459580
4686
Derinlerde bir yerlerde, çektiğim acıdan
kurtuluş yolumun bu olduğunu fark ettim,
07:56
because regardlessne olursa olsun of whetherolup olmadığını or not
he deservedhak my forgivenessaf,
156
464290
4037
çünkü onun bağışlanmayı hak edip
etmediğini hiç önemsemeden,
08:00
I deservedhak peaceBarış.
157
468351
2486
ben huzuru hak ediyordum.
08:03
My eraçağ of shameutanç was over.
158
471347
3000
Benim utanç çağım sona ermişti.
Mektubu göndermeden önce,
08:08
Before sendinggönderme the lettermektup,
159
476172
1499
08:09
I preparedhazırlanmış myselfkendim for all kindsçeşit
of negativenegatif responsesyanıt-e doğru,
160
477695
2747
kendimi her türlü olumsuz
cevaba hazırlamıştım
08:12
or what I foundbulunan likeliestolasılıklı:
no responsetepki whatsoeverher ne.
161
480466
3747
veya en olası senaryo
hiç cevap gelmemesiydi.
Kendimi hazırlamadığım tek senaryo ise
08:17
The only outcomesonuç
that I didn't preparehazırlamak myselfkendim for
162
485216
2747
08:19
was the one that I then got --
163
487987
2229
karşıma çıkan şeydi:
Uzlaştırmaya yelken tutan
08:22
a typedyazılan confessionitiraf from TomTom,
fulltam of disarmingsevdiren regretpişman.
164
490240
4911
pişmanlıkla dolu, Tom'dan
gelen yazılı bir itiraf.
08:27
As it turnsdönüşler out, he, too,
had been imprisonedhapsedilmiş by silenceSessizlik.
165
495618
4087
Görünen oydu ki, o da
sessizliğe mahkûm olmuştu.
08:32
And this markedişaretlenmiş the startbaşlama
of an eight-year-longsekiz yıl süren correspondenceYazışma
166
500354
4050
Aramızdaki sekiz yıl süren
yazışma böyle başladı
08:36
that God knowsbilir was never easykolay,
167
504428
2424
ve Tanrı biliyor ya, hiç kolay olmadı
08:38
but always honestdürüst.
168
506876
2168
ama daima dürüst olduk.
Yanlış bir şekilde kendi omuzlarıma
yüklediğim yükten kurtuldum
08:41
I relievedrahatladım myselfkendim of the burdensyüklerin
that I'd wrongfullyhaksız yere shoulderedomuzlu,
169
509717
3587
08:45
and he, in turndönüş, wholeheartedlyNe mutlu Türküm diyene
ownedSahip olunan up to what he'diçin ona donetamam.
170
513328
3408
ve o da, yaptığı şeyin sorumluluğunu
tüm samimiyetiyle yüklendi.
08:49
Our writtenyazılı exchangesdeğişimleri becameoldu a platformplatform
171
517415
2272
Yazılı iletişimlerimiz, o gecenin
08:51
to dissectincelemek the consequencessonuçları of that night,
172
519711
2717
sonuçlarının dikkatle
incelendiği bir platforma
08:54
and they were everything
from gut-wrenchinggut-wrenching
173
522452
2195
ve yürek burkucu bir şeyden,
kelimelerle anlatılamayan
08:56
to healingşifa beyondötesinde wordskelimeler.
174
524671
2554
iyileştirici bir mucizeye dönüştü.
08:59
And yethenüz, it didn't bringgetirmek about
closurekapatma for me.
175
527613
3936
Yine de, benim için olayın
kapanmasını sağlamadı.
Belki de e-postaların yeterince
samimi gelmemesinden,
09:04
PerhapsBelki de because the emailE-posta formatbiçim
didn't feel personalkişisel enoughyeterli,
176
532358
3482
09:07
perhapsbelki because it's easykolay to be bravecesur
177
535864
1911
belki de dünyanın öbür ucunda,
09:09
when you're hidinggizleme behindarkasında a computerbilgisayar
screenekran on the other sideyan of the planetgezegen.
178
537799
4108
bir klavyenin ardına sığınırken
cesur olmanın kolay gelmesinden.
09:13
But we'devlenmek begunbaşladı a dialoguediyalog
179
541931
1786
Ama bir diyaloğa başlamıştık
09:15
that I feltkeçe was necessarygerekli
to explorekeşfetmek to its fullestsonuna kadar.
180
543741
3766
ve sonuna kadar irdelemek
bana gerekli geliyordu.
09:20
So, after eightsekiz yearsyıl of writingyazı,
181
548072
2065
Ve sekiz yıl yazıştıktan
09:22
and nearlyneredeyse 16 yearsyıl after that direkorkunç night,
182
550161
3706
ve o uğursuz geceden yaklaşık
16 yıl sonra,
09:25
I musteredirade the couragecesaret
to proposeteklif etmek, önermek a wildvahşi ideaFikir:
183
553891
3831
çılgın bir teklif yapmak üzere
cesaretimi topladım;
09:29
that we'devlenmek meetkarşılamak up in personkişi
184
557746
1660
şahsen görüşecektik
09:31
and faceyüz our pastgeçmiş oncebir Zamanlar and for all.
185
559430
2831
ve geçmişle kesin
ve son kez yüzleşecektik.
09:37
TSTS: Icelandİzlanda and AustraliaAvustralya
are geographicallycoğrafi olarak like this.
186
565171
3193
TS: İzlanda ve Avustralya coğrafi
bakımdan böyledir.
İkisinin tam ortasında
Güney Afrika vardır.
09:41
In the middleorta of the two is SouthGüney AfricaAfrika.
187
569250
2247
09:44
We decidedkarar uponüzerine the cityŞehir of CapeCape TownŞehir,
188
572046
2905
Cape Town şehrinde uzlaştık
09:46
and there we metmet for one weekhafta.
189
574975
2044
ve orada bir hafta boyunca görüştük.
Bu şehrin, barışma
ve bağışlanma arayan biri için
09:50
The cityŞehir itselfkendisi provedkanıtlanmış to be
a stunninglyşaşırtıcı powerfulgüçlü environmentçevre
190
578426
3470
09:53
to focusodak on reconciliationmutabakat
and forgivenessaf.
191
581920
2884
şaşırtıcı bir şekilde güçlü
bir atmosferi vardı.
Hiçbir yer, iyileşme ve yeniden
yön bulma konusunda
09:57
NowhereHiçbir yerde elsebaşka has healingşifa
and rapprochementyakınlaşma been testedtest edilmiş
192
585847
2639
10:00
like it has in SouthGüney AfricaAfrika.
193
588510
1634
Güney Afrika kadar test edilmedi.
Güney Afrikalılar ulus olarak
geçmişlerindeki gerçeklerle
10:03
As a nationulus, SouthGüney AfricaAfrika soughtaranan
to sitoturmak withiniçinde the truthhakikat of its pastgeçmiş,
194
591036
3867
10:06
and to listen to the detailsayrıntılar
of its historytarih.
195
594927
2403
yaşamayı biliyor ve tarihin
ayrıntılarına kulak veriyorlar.
10:10
KnowingBilerek this only magnifiedbüyütülmüş the effectEfekt
that CapeCape TownŞehir had on us.
196
598819
3749
Bunu bilmek, Cape Town'un
üzerimizdeki etkisini artırdı.
Bu bir hafta boyunca,
10:16
Over the coursekurs of this weekhafta,
197
604006
1462
10:17
we literallyharfi harfine spokekonuştu
our life storieshikayeleri to eachher other,
198
605492
2890
birbirimizin hayat hikâyesini
deyim yerindeyse
10:20
from startbaşlama to finishbitiş.
199
608406
1590
baştan sona dinledik.
10:23
And this was about analyzinganaliz
our ownkendi historytarih.
200
611305
2500
Bu kendi geçmişimizi
analiz etmek demekti.
10:27
We followedtakip etti a strictsıkı policypolitika
of beingolmak honestdürüst,
201
615568
2833
Dürüst olmak konusunda
katı bir tavır takınmıştık
10:30
and this alsoAyrıca camegeldi
with a certainbelli exposurePozlama,
202
618425
2925
ve bu beraberinde, bizi bazı
konularda incinmeye açık
10:33
an open-chestedAçık göğüslü vulnerabilityGüvenlik açığı.
203
621374
1906
bir hâle de getiriyordu.
10:36
There were guttinggutting confessionsitiraflar,
204
624312
2127
İçimizi döktüğümüz itiraflar
10:38
and momentsanlar where we just
absolutelykesinlikle couldn'tcould fathomkulaç
205
626463
2824
ve diğer kişinin deneyimlerinin
derinliklerini ölçemediğimiz
10:41
the other person'skişiler experiencedeneyim.
206
629311
1808
anlar oluyordu.
Cinsel şiddetin artçı etkilerini
yüz yüze, açık açık konuştuk
10:44
The seismicsismik effectsetkileri of sexualcinsel violenceşiddet
were spokenkonuşulmuş aloudyüksek sesle and feltkeçe,
207
632258
4894
10:49
faceyüz to faceyüz.
208
637176
1330
ve hissettik.
Diğer zamanlarda,
10:51
At other timeszamanlar, thoughgerçi,
209
639979
1503
10:53
we foundbulunan a soaringyükselen clarityberraklık,
210
641506
2634
gittikçe artan berraklığı gördük
10:57
and even some totallybütünüyle unexpectedbeklenmedik
but liberatingkurtarıcı laughterkahkaha.
211
645164
4400
ve hatta, hiç beklemediğimiz ama
özgürleştiren kahkahalar attık.
Bu anlara ulaştığımızda,
11:03
When it camegeldi down to it,
212
651250
1530
11:04
we did out besten iyi to listen
to eachher other intentlydikkatle.
213
652804
3628
birbirimizi dikkatle dinlemek
için bütün çabayı gösterdik.
11:09
And our individualbireysel realitiesgerçekler
were airedYayınlanan with an unfilteredfiltresiz puritysaflık
214
657404
5841
Bireysel gerçeklerimiz bütün
saflığı ile ortaya çıkıyor
11:15
that couldn'tcould do any lessaz
than lightenhafifletmek the soulruh.
215
663269
2376
ve bu ruhumuzu aydınlatıyordu.
11:20
TETE: Wantingİsteyen to take revengeintikam
is a very humaninsan emotionduygu --
216
668508
4045
TE: İntikam istemek çok
insani bir duygu,
11:24
instinctualiçgüdüsel, even.
217
672577
1638
hatta içgüdüsel bile denebilir.
Yıllarca, tıpkı bana yaptığı gibi
11:26
And all I wanted to do for yearsyıl
218
674829
2011
11:28
was to hurtcanını yakmak TomTom back as deeplyderinden
as he had hurtcanını yakmak me.
219
676864
3969
Tom'un canını sonuna
kadar yakmak istedim.
Ancak bu nefret ve öfkeden
kurtulamasaydım,
11:33
But had I not foundbulunan a way
out of the hatredkin and angeröfke,
220
681658
3053
11:36
I'm not sure I'd be standingayakta here todaybugün.
221
684735
2165
şimdi burada olur muydum, bilmiyorum.
11:40
That isn't to say that I didn't have
my doubtsşüpheler alonguzun bir the way.
222
688058
3927
Bu, yol boyunca hiç şüphe
duymadığım anlamına gelmiyor.
11:44
When the planeuçak bouncedkarşılıksız çıktı
on that landinginiş stripşerit in CapeCape TownŞehir,
223
692689
3661
Uçak Cape Town'daki
piste indiğinde
11:48
I rememberhatırlamak thinkingdüşünme,
224
696374
1603
şöyle düşünüyordum;
11:50
"Why did I not just get myselfkendim
a therapistterapist and a bottleşişe of vodkavotka
225
698001
4206
"Neden bu işi normal bir insan
gibi bir terapist ve bir şişe votka
ile halletmeye çalışmadım ki?"
11:54
like a normalnormal personkişi would do?"
226
702231
2216
11:56
(LaughterKahkaha)
227
704471
2920
(Kahkaha)
11:59
At timeszamanlar, our searcharama
for understandinganlayış in CapeCape TownŞehir
228
707415
3205
Cape Town'daki bu anlama
çabamız zaman zaman
12:02
feltkeçe like an impossibleimkansız questQuest,
229
710644
2167
imkânsız bir görev gibi geliyordu
12:04
and all I wanted to do was to give up
230
712835
2099
ve bu işten vazgeçip evime,
12:06
and go home to my lovingseven
husbandkoca, VidirVidir,
231
714958
2216
sevgili kocam Vidir'e ve oğlumuza
12:09
and our sonoğul.
232
717198
1211
dönmek istiyordum.
12:11
But despiterağmen our difficultieszorluklar,
233
719994
2363
Yaşadığımız zorluklara rağmen,
12:14
this journeyseyahat did resultsonuç
in a victoriousmuzaffer feelingduygu
234
722381
4628
bu yolculuk bir zafer
duygusuyla sonuçlandı,
12:19
that lightışık had triumphedzafer over darknesskaranlık,
235
727033
3133
karanlığı alt eden ışığın zafer hissiydi,
12:22
that something constructiveyapıcı
could be builtinşa edilmiş out of the ruinsHarabeleri.
236
730812
4312
yıkıntılardan anlamlı bir şey
inşa etmenin hissiydi.
Bir yerde, gençliğinde yanında
12:28
I readokumak somewherebir yerde
237
736572
1325
12:29
that you should try and be the personkişi
that you neededgerekli when you were youngerdaha genç.
238
737921
3861
olmasını dilediğin kişi olmaya
çalışmak gerektiğini okumuştum.
12:33
And back when I was a teenagergenç,
239
741806
1584
Ben gençken,
12:35
I would have neededgerekli to know
that the shameutanç wasn'tdeğildi mineMayın,
240
743414
3848
bu ayıbın bana ait olmadığını
ve tecavüzden sonra bir umut
12:39
that there's hopeumut after rapekolza,
241
747286
2514
olduğunu bilmeye ihtiyacım vardı,
12:41
that you can even find happinessmutluluk,
242
749824
1595
hatta bugün kocamla paylaştığım
12:43
like I sharepay with my husbandkoca todaybugün.
243
751443
1890
gibi bir mutluluğu
bulabileceğime inanmalıydım.
Bu nedenle Cape Town'dan döndükten
sonra hummalı bir şekilde yazmaya koyuldum
12:45
WhichHangi is why I startedbaşladı writingyazı feverishlyhararetle
uponüzerine my returndönüş from CapeCape TownŞehir,
244
753861
4355
12:50
resultingkaynaklanan in a bookkitap co-authoredco-yazar by TomTom,
245
758240
2724
ve sonunda Tom'la
ortak bir kitap çıkardık,
12:52
that we hopeumut can be of use
to people from bothher ikisi de endsuçları
246
760988
3185
umuyoruz ki her iki taraftaki
insanlara da yararlı olur;
12:56
of the perpetrator-survivorFail-survivor scaleölçek.
247
764197
2304
hem fail, hem de kurban için.
Hiç bir şey olmasa bile,
12:59
If nothing elsebaşka,
248
767180
1454
13:00
it's a storyÖykü that we would'veolurdu neededgerekli
to hearduymak when we were youngerdaha genç.
249
768658
4135
bu hikâye bizim gençken duymamız
gereken bir hikâyeydi.
Öykümüzün doğası gereği
13:06
GivenVerilen the naturedoğa of our storyÖykü,
250
774726
1821
13:08
I know the wordskelimeler
that inevitablykaçınılmaz accompanyeşlik it --
251
776571
2776
kurban, tecavüzcü gibi kelimelerin
kaçınılmaz olduğunu
13:11
victimkurban, rapistTecavüzcü --
252
779933
2556
biliyorum,
etiketler kavramları düzenleme yöntemidir,
13:14
and labelsetiketleri are a way to organizedüzenlemek conceptskavramlar,
253
782513
2255
13:16
but they can alsoAyrıca be dehumanizinginsansızlaştıran
in theironların connotationsçağrışımları.
254
784792
4382
fakat bu kelimeler, çağrışımları
nedeniyle canavarlaştırıcı olabilir.
Biri kurban olarak etiketlendiğinde,
13:21
OnceBir kez someone'sbirisi var been deemedsayılır a victimkurban,
255
789838
2100
13:23
it's that much easierDaha kolay to filedosya them away
as someonebirisi damagedhasarlı,
256
791962
5233
o kişiyi "arızalı, lekelenmiş, aşağı"
olarak sınıflandırmak
13:29
dishonoredşerefsiz,
257
797219
1506
çok daha
13:30
lessaz than.
258
798749
1275
kolaydır.
Benzer biçimde, biri tecavüzcü
olarak yaftalandığında
13:32
And likewiseaynı şekilde, oncebir Zamanlar someonebirisi
has been brandedmarkalı a rapistTecavüzcü,
259
800643
2720
13:35
it's that much easierDaha kolay
to call him a monstercanavar --
260
803387
2546
ona "canavar, yaratık, aşağılık" demek
13:38
inhumaninsanlık dışı.
261
806576
1299
çok kolaydır.
Ancak bunu yapan kişilerin
insan olmadığını farz ettiğimizde
13:40
But how will we understandanlama
what it is in humaninsan societiestoplumlar
262
808614
3031
13:43
that producesüretir violenceşiddet
263
811669
1581
o zaman, toplumda şiddeti üreten
13:45
if we refuseçöp to recognizetanımak
the humanityinsanlık of those who commitişlemek it?
264
813274
4479
şeyin ne olduğunu nasıl anlayabiliriz?
13:50
And how --
265
818534
1164
Ve nasıl -
13:51
(ApplauseAlkış)
266
819722
2179
(Alkış)
13:53
And how can we empowergüçlendirmek survivorsHayatta kalanlar
if we're makingyapma them feel lessaz than?
267
821925
5368
Kurbanları aşağılık hissettirirken,
onlara nasıl güçlendirebiliriz?
Dünyadaki kadın ve çocukların
hayatlarına yöneltilen
14:00
How can we discusstartışmak solutionsçözeltiler
to one of the biggesten büyük threatstehditler
268
828072
3427
14:03
to the liveshayatları of womenkadınlar and childrençocuklar
around the worldDünya,
269
831523
3274
tehditleri nasıl tartışabilir ve
çözüm bulabiliriz,
14:06
if the very wordskelimeler we use
are partBölüm of the problemsorun?
270
834821
3823
kullandığımız kelimeler
sorunun bir parçası iken?
14:13
TSTS: From what I've now learntöğrendim,
271
841786
2492
TS: Benim öğrendiğim,
14:16
my actionseylemler that night in 1996
were a self-centeredbencil takingalma.
272
844302
4573
1996'da o gece yaptıklarım
benmerkezci bir yaklaşımdı.
Thordis'in bedenini hak
ettiğimi düşünüyordum.
14:22
I feltkeçe deservinghak of Thordis'sThordis'ın bodyvücut.
273
850028
2123
Temelde olumlu sosyal etkiler almış
14:25
I've had primarilyÖncelikle positivepozitif
socialsosyal influencesetkiler
274
853743
2865
14:28
and examplesörnekler of equitableparasal olmayan
behaviordavranış around me.
275
856632
2541
ve etrafımda eşitlikçi
davranışlar görmüştüm,
ama o anda
14:31
But on that occasionfırsat,
276
859830
1197
14:33
I choseseçti to drawçekmek uponüzerine the negativenegatif onesolanlar.
277
861051
2104
olumsuz davranışları seçmiştim.
14:35
The onesolanlar that see womenkadınlar
as havingsahip olan lessaz intrinsiciçsel worthdeğer,
278
863716
2896
Kadınları yaradılış gereği
daha değersiz gören
ve erkeğin kadın bedeni üzerinde zımni
ve sembolik hakkı var gibi inanışlar.
14:39
and of menerkekler havingsahip olan some unspokensöylenmemiş
and symbolicsembolik claimİddia to theironların bodiesbedenler.
279
867687
4411
Bahsettiğim bu etkilerden
uzak olduğumu söylemeliyim.
14:45
These influencesetkiler I speakkonuşmak of
are externaldış to me, thoughgerçi.
280
873781
3009
O odada seçim yapan tek kişi bendim,
14:49
And it was only me in that roomoda
makingyapma choicesseçimler,
281
877582
2781
14:52
nobodykimse elsebaşka.
282
880387
1228
başkası değil.
Bir şeyi kabullenip
14:54
When you ownkendi something
283
882969
1785
14:56
and really squarekare up to your culpabilitysuçluluk,
284
884778
2618
suçluluk içinde iyice köşeye sıkıştığında,
şaşırtıcı bir şey olabilir.
15:00
I do think a surprisingşaşırtıcı thing can happenolmak.
285
888259
2323
Buna sahiplenme paradoksu diyorum.
15:03
It's what I call a paradoxparadoks of ownershipsahiplik.
286
891249
2307
Bu ağır sorumluğunun beni
prangaya mahkûm edeceğini
15:06
I thought I'd buckletoka
underaltında the weightağırlık of responsibilitysorumluluk.
287
894989
2792
15:10
I thought my certificatesertifika
of humanityinsanlık would be burntyanmış.
288
898377
2883
ve sosyal bilimler sertifikamın
yanacağını zannediyordum;
15:14
InsteadBunun yerine, I was offeredsunulan
to really ownkendi what I did,
289
902476
3746
bunun yerine, yaptığım şeyi
sahiplenme imkânına eriştim
15:19
and foundbulunan that it didn't possesssahip olmak
the entiretytamamını of who I am.
290
907148
3260
ve bu şeyin, benim olduğum kişiyi
tamamen betimlemediğini fark ettim.
Kısaca,
15:23
Put simplybasitçe,
291
911460
1361
15:24
something you've donetamam doesn't have
to constituteteşkil the sumtoplam of who you are.
292
912845
4516
yaptığın bir şey, senin
kişiliğini oluşturmuyor.
Kafamın içindeki ses dinmişti.
15:30
The noisegürültü in my headkafa abatedkaybolana henüz üzerinde.
293
918659
1658
Kolaycı kendine acıma duygusu,
oksijensiz kalmıştı
15:32
The indulgenthoşgörülü self-pitykendine acıma
was starvedaçlıktan of oxygenoksijen,
294
920951
4028
15:37
and it was replaceddeğiştirilir
with the cleantemiz airhava of acceptancekabul --
295
925003
4473
ve yerine kabullenmenin
temiz havası gelmişti,
yanımda duran bu muhteşem
insanı incittiğimi kabullenmek
15:42
an acceptancekabul that I did hurtcanını yakmak
this wonderfulolağanüstü personkişi standingayakta nextSonraki to me;
296
930658
4284
ve partnerlerine karşı cinsel şiddet
uygulayan, büyük ve şaşırtıcı derecede
15:46
an acceptancekabul that I am partBölüm of a largegeniş
and shockinglyşok edici everydayher gün groupinggruplandırma of menerkekler
297
934966
5599
15:52
who have been sexuallycinsel violentşiddetli
towardkarşı theironların partnersortaklar.
298
940589
2682
normal gözüken erkek grubunun
bir parçası olduğumu kabullenmek.
15:56
Don't underestimateAzımsamak the powergüç of wordskelimeler.
299
944931
2409
Kelimelerin gücünü küçümsemeyin.
Thordis'e ona tecavüz ettiğimi
dile getirmem, onunki kadar
16:00
SayingDemek to ThordisThordis that I rapedtecavüz her
changeddeğişmiş my accordanlaşma with myselfkendim,
300
948372
4641
16:05
as well as with her.
301
953037
1260
benim de kendime bakış açımı değiştirdi.
Ama en önemlisi,
16:07
But mostçoğu importantlyönemlisi,
302
955517
1472
16:09
the blamesuçlama transferredtransfer from ThordisThordis to me.
303
957013
3076
suç Tordis'ten bana geçti.
Hemen her zaman,
16:13
FarÇok too oftensık sık,
304
961331
1151
16:14
the responsibilitysorumluluk is attributedatfedilen
to femalekadın survivorsHayatta kalanlar of sexualcinsel violenceşiddet,
305
962506
4584
suç cinsel şiddet mağduru kadına yüklenir,
16:19
and not to the maleserkek who enactkararnameler it.
306
967114
2511
bunu gerçekleştiren adama değil.
Çok sıklıklaysa,
16:22
FarÇok too oftensık sık,
307
970736
1150
16:23
the denialret and runningkoşu leavesyapraklar all partiespartiler
at a great distancemesafe from the truthhakikat.
308
971910
5082
inkâr etme ve kaçış, tarafları
gerçeklerden çok uzaklaştırır.
Şu anda kesinlikle açık bir
konuşma gerçekleştiriyoruz
16:30
There's definitelykesinlikle a publichalka açık
conversationkonuşma happeningolay now,
309
978984
2780
16:34
and like a lot of people,
310
982371
2179
ve pek çok insan gibi,
16:36
we're heartenedheartened
that there's lessaz retreatinggeri çekilen
311
984574
2590
bu zor ama önemli tartışmadan
16:39
from this difficultzor
but importantönemli discussiontartışma.
312
987188
2720
kaçmadığımızı görmek bize cesaret veriyor.
Bu tartışmaya kendi katkımı yapmakla
yükümlü hissediyorum kendimi.
16:43
I feel a realgerçek responsibilitysorumluluk
to addeklemek our voicessesleri to it.
313
991028
3638
TE: Bizim yaptığımız şey, diğer
insanlara reçete yazmak değil.
16:50
TETE: What we did is not a formulaformül
that we're prescribingreçete for othersdiğerleri.
314
998072
4659
16:55
NobodyKimse has the right to tell anyonekimse elsebaşka
how to handlesap theironların deepesten derin painAğrı
315
1003182
5533
Hiç kimse bir başkasına en derin acılarını
ve en büyük dehşetini nasıl yeneceğini
17:00
or theironların greatestEn büyük errorhata.
316
1008739
1745
söyleme hakkına sahip değildir.
Sessizliği kırmak hiç kolay değildir
17:03
BreakingKırma your silenceSessizlik is never easykolay,
317
1011336
2351
17:05
and dependingbağlı on where
you are in the worldDünya,
318
1013711
2214
ve dünyada yaşadığın bölgeye göre
17:07
it can even be deadlyölümcül
to speakkonuşmak out about rapekolza.
319
1015949
3212
bir tecavüzü dile getirmek
ölümcül bile olabilir.
Hayatımın en travmatik olayında bile,
17:12
I realizegerçekleştirmek that even the mostçoğu
traumatictravmatik eventolay of my life
320
1020088
4066
17:16
is still a testamentahit to my privilegeayrıcalık,
321
1024178
2759
bir ayrıcalık bahşedildiğinin farkındayım;
17:18
because I can talk about it
withoutolmadan gettingalma ostracizedostracized,
322
1026961
3230
toplum dışına itilmeden,
hatta öldürülmeden
17:22
or even killedöldürdü.
323
1030215
1348
bunu konuşabiliyorum.
17:24
But with that privilegeayrıcalık of havingsahip olan a voiceses
324
1032293
2929
Ama bu konuşma
ayrıcalığına sahip olmak,
17:27
comesgeliyor the responsibilitysorumluluk of usingkullanma it.
325
1035246
2858
bunu kullanma sorumluluğunu da getiriyor.
17:30
That's the leasten az I oweborçlu
my fellowadam survivorsHayatta kalanlar who can't.
326
1038733
4530
Benim gibi konuşamayan kurbanlara,
en azından bunu borçluyum.
Aktardığımız bu hikâye benzersiz
17:36
The storyÖykü we'vebiz ettik just relayedgeçirilen is uniquebenzersiz,
327
1044841
3066
17:39
and yethenüz it is so commonortak with sexualcinsel
violenceşiddet beingolmak a globalglobal pandemicyaygın.
328
1047931
4666
ama cinsel şiddetin küresel bir salgın
hâline gelmesiyle normalleşiyor.
17:44
But it doesn't have to be that way.
329
1052621
2405
Bu şekilde olmak zorunda değil.
Kendi iyileşme hikâyemde
yararlı bulduğum şeylerden biri,
17:47
One of the things that I foundbulunan usefulişe yarar
on my ownkendi healingşifa journeyseyahat
330
1055741
3016
kendimi cinsel şiddet konusunda eğitmekti.
17:50
is educatingyetiştirmek myselfkendim about sexualcinsel violenceşiddet.
331
1058781
2648
17:53
And as a resultsonuç,
I've been readingokuma, writingyazı
332
1061453
2414
Bunun sonucunda on yılı aşkın süredir
17:55
and speakingkonuşuyorum about this issuekonu
for over a decadeonyıl now,
333
1063891
2653
bu konuda okuyor, yazıyor ve konuşuyorum,
17:58
going to conferenceskonferanslar around the worldDünya.
334
1066568
2552
dünyanın çeşitli yerlerinde
konferanslara gidiyorum.
18:01
And in my experiencedeneyim,
335
1069144
1979
Deneyimlerime göre,
18:03
the attendeeskatılımcılar of suchböyle eventsolaylar
are almostneredeyse exclusivelysadece womenkadınlar.
336
1071147
4631
bu tür etkinliklere katılanların neredeyse
tamamını kadınlar oluşturuyor.
18:09
But it's about time that we stop treatingtedavi
sexualcinsel violenceşiddet as a women'sBayanlar issuekonu.
337
1077013
6616
Cinsel şiddet sadece kadınların sorunuymuş
gibi davranmayı bırakmanın zamanı geldi.
18:15
(ApplauseAlkış)
338
1083653
5447
(Alkış)
18:29
A majorityçoğunluk of sexualcinsel violenceşiddet
againstkarşısında womenkadınlar and menerkekler
339
1097069
4044
Kadınlar ve erkeklere uygulanan
cinsel şiddetin failleri
18:33
is perpetratedişlenen by menerkekler.
340
1101137
1883
çoğunlukla erkektir,
18:35
And yethenüz theironların voicessesleri are sorelyfena halde
underrepresentedunderrepresented in this discussiontartışma.
341
1103044
4408
ama onların sesi bu gibi toplantılarda
acı verici derecede az çıkıyor.
18:40
But all of us are neededgerekli here.
342
1108842
3901
Burada herkese ihtiyacımız var.
18:45
Just imaginehayal etmek all the sufferingçile
we could alleviatehafifletmek
343
1113744
3885
Eğer bu sorunla hep beraber
yüzleşme cesaretini gösterirsek
18:49
if we daredcesaret to faceyüz this issuekonu togetherbirlikte.
344
1117653
3934
azaltabileceğimiz acıları düşünün.
Teşekkür ederim.
18:54
Thank you.
345
1122880
1158
18:56
(ApplauseAlkış)
346
1124062
4267
(Alkış)
Translated by berat güven
Reviewed by Esra Çakmak

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKERS
Thordis Elva - Writer
Thordis Elva is one of the two authors of "South of Forgiveness," a unique collaboration between a survivor and perpetrator of rape.

Why you should listen

Thordis Elva is a firm believer in the healing potential of dialogue when it comes to ending the silence that shrouds sexual violence. In 2015, she was voted Woman of the Year in her native Iceland due to her tireless campaigning for gender equality.

As an award-winning writer, journalist and public speaker, Elva has utilized many different platforms for her activism, including plays, films and books. Her passion for equality extends to the internet, and she has toured extensively giving lectures about online bullying, non-consensual pornography and digital human rights to audiences such as the United Nations and the Nordic Council of Ministers.

Read a Q&A with Elva about her TED Talk on the TED Blog

More profile about the speaker
Thordis Elva | Speaker | TED.com
Tom Stranger - Co-author, landscape gardener
Tom Stranger is the co-author "South of Forgiveness."

Why you should listen

Social sciences and the outdoors have been both professional directions and personal themes for Tom Stranger. After studying social science and working in outdoor recreation, Tom Stranger's focus shifted towards working with young people with complex needs -- mental health challenges, substance addiction, homelessness and neurological impairment. His time working with young people has taught him the immense value of listening with intent.

Stranger has recently completed and thoroughly enjoyed a Master of Cultural Studies at the University of Sydney, and he has returned to work in the outdoors as a landscaper. During his studies, he was involved as a co-author in the writing of South of Forgiveness. He and the book's primary author, Thordis Elva, share the hope that in speaking up they will add their voices to the ever-growing public discourse around relations of gender and sexual violence.

Read a Q&A with Stranger about his TED Talk on the TED Blog.

More profile about the speaker
Tom Stranger | Speaker | TED.com