Eve Abrams: The human stories behind mass incarceration
Eve Abrams: Kitlesel hapsin ardındaki hikayeler
Eve Abrams makes radio stories, mostly about her adopted hometown, New Orleans. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
thrown into the back of a squad car
devriye arabasının arkasına atılmadı
confusing system
insafına bırakılmadım.
en kötü onları canavar
more people than any other nation
daha fazla insan
is likely what we see on TV.
izlediklerimizle yaklaşıyoruz.
bir kadınla tanıştım.
Before my son went to jail,
Oğlum hapse girmeden önce
didn't do it and this person is innocent."
bu kişi masum" diyen.
or you dismiss them,
ya da ciddiye almıyoruz,
who deserve to be in prison.
people that's in jail.
is one of those innocent people.
o masum insanlardan biri.
on a manslaughter charge.
17 yılını tamamladı.
evidence in the case.
on the basis of eyewitness testimony,
dayanılarak suçlu bulundu.
isn't as reliable
kusursuz olmadığını söylüyor.
gibi değildir,
birleştirmeye benzer.
was first used to free innocent people,
DNA testinin kullanıldığı 1989'dan beri
were based on eyewitness testimony.
fazlası, görgü tanığı ifadesine dayalıydı.
prosecuted McKinley's case
Bölge Savcısı,
corruption charges.
yolsuzluktan hüküm giydi.
of 30 years stepped down,
from McKinley's case came forward
ortaya çıktı
into testifying by the district attorneys,
tarafından baskı gördüklerini,
the threat of jail time.
içerdiğini söylediler.
hiç düşünmezdim.
for me to imagine
people are locked up
tahmin ediliyor.
to around 87,000 people:
hapsedilmiş
the roughly half a million people
ve suçsuz olduğu varsayılan
for weeks upon months,
daha büyük olasılıkla
savunma yapmayı bekleyen
have family on the outside.
bir ailesi var.
missed my high school graduation
lise mezuniyetini kaçırdı,
he went to jail.
hapse girdi.
yemeğini kaçırdı,
at the wrong time.
when he ended up going to jail,
tüm bu zamanlarda
or did he just get taken to jail?
yoksa sadece hapse mi atıldı?
when I went to her college classroom
"Unprisoned" hakkında konuştuğum
Troylynn Robertson,
Troylynn Roberston ile
that you went through
I would tell you when you have them,
onlara sahip olunca
that will initially come to mind is love
to raise them
ne kadar korursan koru
about the boogeyman,
how to watch out for the judicial system.
dikkat etmeleri gerektiğini öğretmiyoruz.
our criminal legal system
people of color,
like Kortney to know about it.
bilmeleri doğal.
to talk to students about "Unprisoned,"
için gitmeye başladığımda
of the young people I spoke with
neredeyse 3'te 1'inin
hapiste olduğunu gördüm.
is like finding out where he's at,
nerede olduğu
on my first birthday.
hapse girdi.
Casey Foundation,
incarcerated rose 500 percent
1980 ve 2000 yılları arasında
will see a parent incarcerated
çocukluklarının bir bölümünde
affects African American children.
çocukları etkiliyor.
will see their dad go off to prison.
hapse girdiğini görecek.
of one in 30 for white children.
bu oran 30 çocukta bir.
success of both inmates and their children
başarısını belirleyen en önemli faktör
during the parent's incarceration,
bağları koparmamaları,
can cost 20 to 30 times more
sıradan telefon görüşmelerine kıyasla
keep in touch through letters.
mektupla iletişim kuruyor.
that kept it real with me.
sensin.
sana yüz yüze söyleyebilseydim.
the last time I seen you.
pek çok şey oldu.
can't you believe it?
inanabiliyor musun?
walk across the stage.
because I know it's boring in there.
çünkü oranın sıkıcı olduğunu biliyorum.
tucked into the frame
yatak odasındaki aynanın
that there's a good reason
isterdim.
to properly turn,
dönmesini isteriz,
in school look really different
mahkeme salonlarında
and jails and courtrooms.
into that courtroom and you're just --
giriyorsunuz ve --
and it still catches your breath.
hala şaşırıyorum.
people of color here,"
insan var" diyorum,
made up of 90 percent African Americans,
Afro-Amerikalı olmadığını biliyorum,
of the people who are in orange
içindekilerin yüzde 90'ı
Engelberg isn't the only one noticing
herhangi bir mahkemedeki
are in municipal court --
waiting to see the judge?
bekleyenler kim?
African-Americans, like me.
Afro- Amerikalı.
85 percent black.
in the box back there, who locked up.
içinde tek gördüğünüz bu.
of white people in there.
85 percent African-American
growing up in America today
insanın adaleti anlaması
was about a troupe of dancers
"Hoods Up" isimli bir koreografi
called "Hoods Up,"
önünde sergileyen
in front of city council.
for that performance.
black with hoodies because Trayvon Martin,
siyah eşofman üstü giymiştik çünkü
he was killed.
bu vardı.
hoodies like Trayvon Martin.
eşofman üstü giyelim dedik.
with that idea?
but I had stick through it though,
sözümü tutmam gerekiyordu,
so they could notice what we do.
ne yaptığımızı fark edeceklerdi.
was another choreographer and dancer
başka bir koreograf
people who look like him.
görünenleri eleştiriyor.
other black people may have done.
yargılanmış hissediyor.
the police to look at you,
you're threatening?
olarak görsünler?
a lot of black males
siyahi erkek
that about me.
istemiyorum.
thing to do is to not pay attention --
aldırmamak --
legal system is working.
işlediğini varsaymak.
to question those assumptions,
bizim sorumluluğumuzda değilse
learning about mass incarceration,
öğreniyor
throws so many lives into chaos,
yaşamı kaosa sokması nedeniyle
güvenliği azalttığı
has to be understanding.
olması gerektiğini söylüyor.
to understand our connection to this issue
bile bu sorunla bağımızı
It's on our shoulders
Bütün kapıları kapatıp
just closing that door
sorumluluğu
we've lived that history:
Yahudiler olarak bunu tarihte yaşadık:
closes their back on one section,
sırtını döndüğünde
elimizden geldiğince
the pronouns "us" and "we"
who operate these systems
koyucuları kendimiz için
locking up innocent people
who fear being labeled "soft on crime,"
korkan politikacılar seçiyoruz,
cesaretlendiriyoruz
toward locking people up.
bütçeler ayırıyoruz.
has fed a police culture
öyle bir polis kültürü geliştirdi ki
detaylı inceleme olmaksızın
to conduct thorough investigations
detaylıca kontrol edilmeksizin
of those investigations.
over the last couple of decades,
süre içinde,
have both fell,
düştükçe
and cases they have filed has risen.
sayısı arttı.
whether or not to take legal action
hukuki yola başvurmak
a defendant potentially faces behind bars.
hapiste kalacağını etkiliyor.
on prosecutors is defense.
denetim mekanizması, savunma.
in our judicial system.
gerekiyor.
government-appointed attorneys.
tarafından temsil ediliyor.
receive around 30 percent less funding
yaklaşık yüzde 30 daha az
far outnumbering
önerdiğinden çok daha fazla
Association recommends.
the guilty from the innocent
so heavily against defendants,
bu kadar yük bindirdiği bir düzende
operates for we the people.
için işliyor.
ABOUT THE SPEAKER
Eve Abrams - Audio documentarianEve Abrams makes radio stories, mostly about her adopted hometown, New Orleans.
Why you should listen
Eve Abrams is an award-winning radio producer, writer, audio documentarian and educator. She produces the audio project Unprisoned, piloted through AIR’s Finding America initiative, which tells how mass incarceration affects people serving time outside and investigates why Louisiana is the world’s per-capita incarceration capital. Unprisoned received a Gabriel Award and was a 2017 Peabody Finalist. Abrams's 2015 documentary Along Saint Claude chronicles 300 years of change in New Orleans and received an Edward R. Murrow award. Her project Documenting Preservation Hall was exhibited at the Louisiana State Museum and became a book.
Abrams's writing appears in Unfathomable City: A New Orleans Atlas, Fourth Genre and Louisiana Cultural Vistas, and her radio works can be heard on a host of national programs including "Morning Edition" and "Reveal." Abrams is a Robert Rauschenberg Foundation Artist as Activist Fellow. She has been teaching for 25 years and currently teaches for the Society for Relief of Destitute Orphan Boys.
Eve Abrams | Speaker | TED.com