TED2018
Rebeca Hwang: The power of diversity within yourself
Rebeca Hwang: Kendi içinizdeki çeşitliliğin gücü
Filmed:
Readability: 3.8
1,747,140 views
Rebeca Hwang, kimliklerini birlikte dengede götürerek bir hayat geçirdi--Koreli köken, Arjantin'de büyüme, Amerika Birleşik Devletleri'nde eğitim-- ve uzun bir süre dünyada evim diyebileceği bir yer bulmakta zorluk çekti. Fakat bu zorluklarla birlikte çok önemli bir şeyi farketti: farklı bir geçmişin günümüzün küreselleşmiş dünyasında belirgin bir avantaj olduğu. Bu kişisel konuşmasında Hwang, karmaşık kimliklerimizi sahiplenmenin sonsuz faydalarını ortaya koyuyor ve kimliklerin, insanları yabancılaştırmak yerine bir araya getirmek için kullanıldığı bir dünya yaratma umutlarını paylaşıyor.
Rebeca Hwang - Investor
Rebeca Hwang is co-founder and managing director of Rivet Ventures, investing in solutions for women and empowering their choices. Full bio
Rebeca Hwang is co-founder and managing director of Rivet Ventures, investing in solutions for women and empowering their choices. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:12
We're holding hands,
0
861
1783
El ele tutuşmuş
00:14
staring at the door.
1
2668
1364
kapıyı gözlüyorduk.
00:16
My siblings and I were waiting
for my mother to come back
for my mother to come back
2
4374
2938
Kardeşlerimle ben annemin
hastaneden geri dönmesini
hastaneden geri dönmesini
00:19
from the hospital.
3
7336
1462
bekliyorduk.
00:20
She was there because my grandmother
had cancer surgery that day.
had cancer surgery that day.
4
8822
3707
O gün anneannem kanser
ameliyatı olduğu için oradaydı.
ameliyatı olduğu için oradaydı.
00:26
Finally, the doors opened,
5
14496
2025
Nihayet kapı açıldı
00:29
and she said,
6
17264
1334
ve dedi ki,
00:30
"She's gone.
7
18622
1208
"O öldü.
00:31
She's gone."
8
19854
1150
O öldü."
Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı
ve birden dedi ki,
ve birden dedi ki,
00:33
She started sobbing and immediately said,
9
21672
2638
00:36
"We must make arrangements.
10
24334
2190
“Düzenlemeleri yapmamız lazım.
00:38
Your grandmother's dying wish
was to be buried back home in Korea."
was to be buried back home in Korea."
11
26548
5645
Anneannenizin son dileği Kore’de,
memleketinde gömülmekti.”
memleketinde gömülmekti.”
00:46
I was barely 12 years old,
and when the shock wore off,
and when the shock wore off,
12
34193
3809
Hemen hemen 12 yaşındaydım
ve şokun etkisi geçince
ve şokun etkisi geçince
00:50
my mother's words were ringing in my ears.
13
38026
3309
annemin sözleri kulağımda çınlıyordu.
00:53
My grandmother wanted
to be buried back home.
to be buried back home.
14
41661
3829
Anneannem memleketinde gömülmek istedi.
00:58
We had moved from Korea
to Argentina six years prior,
to Argentina six years prior,
15
46589
5777
Altı yıl öncesinde Kore’den Arjantin’e
01:04
without knowing any Spanish,
or how we were going to make a living.
or how we were going to make a living.
16
52390
3591
ne İspanyolca ne de nasıl
geçineceğimizi bilerek taşınmıştık.
geçineceğimizi bilerek taşınmıştık.
01:09
And upon arrival, we were immigrants
who had lost everything,
who had lost everything,
17
57076
4206
Ve varışımızla birlikte her şeyini
kaybetmiş göçmenlerdik.
kaybetmiş göçmenlerdik.
01:13
so we had to work really hard
to rebuild our lives.
to rebuild our lives.
18
61306
3501
Bu yüzden hayatımızı yeniden inşa
edebilmek için çok çalışmamız gerekti.
edebilmek için çok çalışmamız gerekti.
01:16
So it hadn't occurred to me
that after all these years,
that after all these years,
19
64831
3624
Hiç aklıma gelmemişti ki
onca yıldan sonra
onca yıldan sonra
01:20
back home was still in Korea.
20
68479
2943
memleketim hala Kore’ydi.
01:24
It made me ponder where I would want
to be buried someday,
to be buried someday,
21
72635
4014
Bu durum gün gelince
nereye gömülmek istediğimi,
nereye gömülmek istediğimi,
01:28
where home was for me,
22
76673
1895
benim için evin neresi olduğunu
sorgulamama neden oldu.
sorgulamama neden oldu.
01:30
and the answer was not obvious.
23
78592
2567
Ve cevap belli değildi.
01:33
And this really bothered me.
24
81183
2319
Bu beni gerçekten rahatsız etti.
01:36
So this episode launched
a lifelong quest for my identity.
a lifelong quest for my identity.
25
84736
5419
Böylece bu yaşananlar kimliğim ile ilgili
hayat boyu süren bir arayışı başlattı.
hayat boyu süren bir arayışı başlattı.
01:43
I was born in Korea -- the land of kimchi;
26
91174
3572
Kimchi diyarı olan Kore’de doğmuştum,
01:46
raised in Argentina,
27
94770
1834
yüzde 80'imin inek olmasına sebep
olacak kadar fazla biftek yediğim
olacak kadar fazla biftek yediğim
01:48
where I ate so much steak
that I'm probably 80 percent cow by now;
that I'm probably 80 percent cow by now;
28
96628
5667
Arjantin’de büyüdüm,
01:54
and I was educated in the US,
29
102319
2118
ve fıstık ezmesine bağımlı hale geldiğim
01:56
where I became addicted to peanut butter.
30
104461
2322
Amerika’da eğitim aldım.
01:59
(Laughter)
31
107086
1300
(Gülüşmeler)
02:00
During my childhood,
I felt very much Argentinian,
I felt very much Argentinian,
32
108410
3934
Çoucukluğum süresince
gayet Arjantinli hissediyordum
gayet Arjantinli hissediyordum
02:04
but my looks betrayed me at times.
33
112368
2660
fakat görünüşüm zaman zaman
beni ele veriyordu.
beni ele veriyordu.
02:07
I remember on the first day
of middle school,
of middle school,
34
115052
3270
Orta okuldaki ilk günü hatırlıyorum.
02:10
my Spanish literature teacher
came into the room.
came into the room.
35
118346
2708
İspanyolca hocam sınıfa girdi.
02:13
She scanned all of my classmates,
36
121078
1987
Tüm sınıf arkadaşlarımı süzdü
02:15
and she said,
37
123089
1175
ve dedi ki,
02:16
"You -- you have to get a tutor,
38
124288
2549
“Sen, sana bir özel hoca lazım,
02:18
otherwise, you won't pass this class."
39
126861
2859
aksi takdirde bu dersi geçemezsin.”
Fakat o zamanlar İspanyolca'da
gayet akıcıydım.
gayet akıcıydım.
02:21
But by then I was fluent
in Spanish already,
in Spanish already,
40
129744
3862
02:25
so it felt as though I could be
either Korean or Argentinian,
either Korean or Argentinian,
41
133630
5012
Böylece sanki ya Koreli ya da
Arjantinli olabilirmişim gibi hissettim,
Arjantinli olabilirmişim gibi hissettim,
02:31
but not both.
42
139270
1402
fakat ikisini birlikte değil.
02:33
It felt like a zero-sum game,
43
141156
2083
Kazanan olmayan
bir oyun gibi hissettirmişti.
bir oyun gibi hissettirmişti.
02:35
where I had to give up my old identity
44
143263
2937
Yeni bir kimlik elde etmek
ya da kazanabilmek için
ya da kazanabilmek için
02:38
to be able to gain or earn a new one.
45
146224
3560
eski kimliğimden vazgeçmek zorundaydım.
02:43
So when I was 18,
I decided to go to Korea,
I decided to go to Korea,
46
151255
4129
Böylece 18’ime gelince,
nihayet burası evim diyebileceğim
nihayet burası evim diyebileceğim
02:47
hoping that finally I could find
a place to call home.
a place to call home.
47
155408
4054
bir yer bulmak umuduyla
Kore’ye gitmeye karar verdim.
Kore’ye gitmeye karar verdim.
02:51
But there people asked me,
48
159486
1997
Ama orada insanlar bana,
02:53
"Why do you speak Korean
with a Spanish accent?"
with a Spanish accent?"
49
161507
3396
“Neden İspanyol aksanıyla
Korece konuşuyorsun?” diye sordular.
Korece konuşuyorsun?” diye sordular.
02:56
(Laughter)
50
164927
1024
(Gülüşmeler)
02:57
And, "You must be Japanese
because of your big eyes
because of your big eyes
51
165975
3495
“ Sen Japon olmalısın.
Çünkü iri gözlerin ve
Çünkü iri gözlerin ve
03:01
and your foreign body language."
52
169494
2010
yabancı bir vücut dilin var.”
03:04
And so it turns out that I was
too Korean to be Argentinian,
too Korean to be Argentinian,
53
172101
4823
Yani anlaşıldı ki Arjantinli olmak
için çok Koreliydim.
için çok Koreliydim.
03:08
but too Argentinian to be Korean.
54
176948
2130
Koreli olmak için de
çok Arjantinli.
çok Arjantinli.
03:11
And this was a pivotal realization to me.
55
179970
3267
Bu benim için çok önemli
bir aydınlanma oldu.
bir aydınlanma oldu.
03:15
I had failed to find that place
in the world to call home.
in the world to call home.
56
183848
4749
Dünyada memleketim diyebileceğim
bir yer bulmayı başaramamıştım.
bir yer bulmayı başaramamıştım.
03:20
But how many Japanese-looking Koreans
who speak with a Spanish accent --
who speak with a Spanish accent --
57
188621
5520
Ama kaç tane İspanyol aksanlı
hatta daha spesifik olarak
hatta daha spesifik olarak
03:26
or even more specific,
Argentinian accent --
Argentinian accent --
58
194165
2999
Arjantin aksanlı Japon görünümlü
03:29
do you think are out there?
59
197188
1657
Koreli vardır ki?
03:31
Perhaps this could be an advantage.
60
199229
3025
Belki de bu bir avantaj olabilirdi.
03:34
It was easy for me to stand out,
61
202777
2102
Ön plana çıkmak benim için kolaydı.
03:36
which couldn't hurt in a world
that was rapidly changing,
that was rapidly changing,
62
204903
3328
Hızla değişen, yeteneklerin
bir gecede işe yaramaz
bir gecede işe yaramaz
03:40
where skills could become
obsolete overnight.
obsolete overnight.
63
208255
3047
hale geldiği bir dünyada
bundan bir zarar gelmezdi.
bundan bir zarar gelmezdi.
03:43
So I stopped looking
for that 100 percent commonality
for that 100 percent commonality
64
211892
6174
Böylece tanıştığım insanlarla
yüzde yüz benzerlik arayışımı bıraktım.
03:50
with the people that I met.
65
218090
1496
03:51
Instead, I realized that oftentimes,
I was the only overlap
I was the only overlap
66
219610
6437
Bunun yerine, birbirleriyle genellekle
zıtlık içindeki insanların
zıtlık içindeki insanların
tek kesişim noktalarının çoğu zaman
ben olduğumu farkettim.
ben olduğumu farkettim.
03:58
between groups of people that were
usually in conflict with each other.
usually in conflict with each other.
67
226071
4012
04:03
So with this realization in mind,
68
231130
2918
Böylece zihnimdeki bu farkındalıkla,
04:06
I decided to embrace all
of the different versions of myself --
of the different versions of myself --
69
234072
4193
kendimin tüm farklı versiyonlarını
kucaklamaya hatta zaman zaman
kucaklamaya hatta zaman zaman
04:10
even allow myself
to reinvent myself at times.
to reinvent myself at times.
70
238289
4491
kendimi yeniden şekillendirmeme
izin vermeye karar verdim.
izin vermeye karar verdim.
04:15
So for example, in high school,
71
243393
3273
Mesela lisedeyken,
04:18
I have to confess I was a mega-nerd.
72
246690
2010
itiraf etmeliyim ki fazlasıyla inektim.
04:20
I had no sense of fashion --
thick glasses, simple hairstyle --
thick glasses, simple hairstyle --
73
248724
3603
Modadan habersizdim.
Kalın gözlükler, basit saç stili
Kalın gözlükler, basit saç stili
04:24
you can get the idea.
74
252351
1345
anlıyorsunuz ya.
04:25
I think, actually, I only had friends
because I shared my homework.
because I shared my homework.
75
253720
4293
Sanırım, sadece ödevlerimi
paylaştığım için arkadaşlarım vardı.
paylaştığım için arkadaşlarım vardı.
04:30
That's the truth.
76
258037
1150
Gerçek bu.
Ama üniversitedeyken,
04:31
But once at university,
77
259627
2032
04:33
I was able to find
a new identity for myself,
a new identity for myself,
78
261683
3694
Kendime yeni bir kimlik bulabilmiştim
04:37
and the nerd became a popular girl.
79
265401
3970
ve inek kız popüler kız oldu.
04:42
But it was MIT,
80
270036
1186
ama okul MTE'idi.
04:43
so I don't know if I can take
too much credit for that.
too much credit for that.
81
271246
2655
O yüzden çok övgü
alabilir miyim bilmiyorum.
alabilir miyim bilmiyorum.
04:45
As they say over there,
82
273925
1605
Orada dedikleri gibi,
04:47
"The odds are good,
83
275554
2327
“İhtimaller güzel,
04:49
but the goods are odd."
84
277905
2477
ama malzeme kötü.”
04:52
(Laughter)
85
280700
1648
(Gülüşmeler)
04:55
I switched majors so many times
that my advisors joked
that my advisors joked
86
283049
3784
O kadar çok bölüm değiştirdim ki
danışmanlarım “rastgele araştırmalar”
danışmanlarım “rastgele araştırmalar”
04:58
that I should get a degree
in "random studies."
in "random studies."
87
286857
2859
diploması almam gerektiği
konusunda şaka yapıyorlar.
konusunda şaka yapıyorlar.
05:02
(Laughter)
88
290164
1356
(Gülüşmeler)
05:03
I told this to my kids.
89
291923
1280
Bunu çocuklarıma anlattım.
05:05
And then over the years, I have gained
a lot of different identities.
a lot of different identities.
90
293227
4575
Ve yıllar geçtikçe
birçok farklı kimlik kazandım.
birçok farklı kimlik kazandım.
05:10
I started as an inventor,
entrepreneur, social innovator.
entrepreneur, social innovator.
91
298544
3858
Bir mucit, girişimci,
sosyal yenilikçi olarak başladım.
sosyal yenilikçi olarak başladım.
05:14
Then I became an investor,
92
302426
3268
Daha sonra bir yatırımcı,
teknoloji içinde bir kadın,
05:17
a woman in tech,
93
305718
1222
05:18
a teacher.
94
306964
1259
bir öğretmen,
05:20
And most recently, I became a mom,
95
308247
2946
ve en son olarak da anne oldum.
05:23
or as my toddler says repeatedly,
96
311217
3406
Ya da yeni yürümeye
başlayan oğlumun gece gündüz
başlayan oğlumun gece gündüz
aralıksız deyişiyle
“ Anneee!”.
“ Anneee!”.
05:26
"Mom!" day and night.
97
314647
3002
05:30
Even my accent was so confused --
98
318978
4737
Aksanım çok karmaşık da olsa,
05:35
its origin was so obscure,
99
323739
2452
kökeni o kadar belirsiz ki
05:38
that my friends called it, "Rebecanese."
100
326215
2950
arkadaşlarım buna "Rebekaca" diyor.
05:41
(Laughter)
101
329492
1173
(Gülüşmeler)
05:43
But reinventing yourself can be very hard.
102
331236
2926
Ancak kendinizi yeniden şekillendirmek
çok zor olabiliyor.
çok zor olabiliyor.
05:46
You can face a lot of resistance at times.
103
334186
3181
Zaman zaman birçok
mukavemetle yüzleşebiliyorsunuz.
mukavemetle yüzleşebiliyorsunuz.
05:49
When I was nearly done with my PhD,
104
337391
3515
Doktoramı bitirmek üzereyken,
05:52
I got bitten by that entrepreneurial bug.
105
340930
2490
girişimcilik böceği tarafından ısırıldım.
05:55
I was in Silicon Valley,
106
343444
1726
Silikon Vadisi'ndeydim.
05:57
and so writing a thesis in the basement
didn't seem as interesting
didn't seem as interesting
107
345194
5337
Bodrum katta bir tez yazmak
kendi şirketimi kurmak kadar
kendi şirketimi kurmak kadar
06:02
as starting my own company.
108
350555
1873
ilgi çekici gelmedi.
06:04
So I went to my very
traditional Korean parents,
traditional Korean parents,
109
352452
3174
Böylece bir hayli geleneksel olan
Koreli ailemin yanına,
Koreli ailemin yanına,
06:07
who are here today,
110
355650
1436
-şu an buradalar-
06:09
with the task of letting them know
111
357110
1651
onlara doktora programımı
06:10
that I was going to drop out
from my PhD program.
from my PhD program.
112
358785
2943
bıraktığımı haber verme amacıyla gittim.
06:14
You see, my siblings and I are the first
generation to go to university,
generation to go to university,
113
362227
4742
Anlıyorsunuz ya kardeşlerim ve ben
üniversiteye giden ilk jenerasyonuz
üniversiteye giden ilk jenerasyonuz
06:18
so for a family of immigrants,
this was kind of a big deal.
this was kind of a big deal.
114
366993
3430
ve bir göçmen ailesi için
bu çok büyük bir olay.
bu çok büyük bir olay.
06:22
You can imagine how
this conversation was going to go.
this conversation was going to go.
115
370447
2868
Bu konuşmanın nasıl ilerleyeceğini
tahmin edebilirsiniz.
tahmin edebilirsiniz.
06:26
But fortunately, I had
a secret weapon with me,
a secret weapon with me,
116
374125
3879
Ama neyse ki yanımda
gizli bir silahım vardı:
gizli bir silahım vardı:
06:30
which was a chart that had
the average income of all of the graduates
the average income of all of the graduates
117
378028
6874
Stanford doktora mezunlarının
ortalama gelir çizelgesi ile
06:36
from Stanford PhD programs,
118
384926
2258
06:39
and then the average income
of all the dropouts
of all the dropouts
119
387208
3499
Stanford Lisansüstü
programlarını bırakanların
programlarını bırakanların
ortalama gelir çizelgesi.
06:42
from Stanford graduate programs.
120
390731
1766
06:44
(Laughter)
121
392521
1161
(Gülüşmeler)
06:45
I must tell you -- this chart
was definitely skewed
was definitely skewed
122
393706
2498
Bu çizelgenin kesinlikle
Google’ın kurucularınca
Google’ın kurucularınca
06:48
by the founders of Google.
123
396228
1531
çarpıtıldığını söylemem lazım.
06:49
(Laughter)
124
397783
1023
(Gülüşmeler)
06:50
But my mom looked at the chart,
125
398830
2088
Ancak annem çizelgeye baktı
06:52
and she said,
126
400942
1241
ve dedi ki,
06:54
"Oh, for you -- follow your passion."
127
402207
3296
“Kendin için, tutkunun peşinden git.”
06:57
(Laughter)
128
405527
1934
(Gülüşmeler)
06:59
Hi, Mom.
129
407485
1207
Merhaba, anne.
07:02
Now, today my identity quest
is no longer to find my tribe.
is no longer to find my tribe.
130
410132
6524
Bugün benim kimlik arayışım,
artık soyumu bulmak için değil.
artık soyumu bulmak için değil.
07:08
It's more about allowing myself
131
416680
2464
Daha çok, bütün değişkenliklerimi
07:11
to embrace all of the possible
permutations of myself
permutations of myself
132
419168
4113
kucaklamama izin vermek
07:15
and cultivating diversity within me
133
423305
5232
ve benliğimdeki çeşitliliği
beslemem ile ilgili.
beslemem ile ilgili.
07:20
and not just around me.
134
428561
2234
Ve sadece kendi çevremi de değil.
07:23
My boys now are three years
and five months old today,
and five months old today,
135
431563
3819
Çocuklarım artık üç yıl beş aylık
07:27
and they were already born
with three nationalities
with three nationalities
136
435406
3466
ve halihazırda üç milliyetli
07:30
and four languages.
137
438896
1495
ve dört farklı dille doğmuş oldular.
07:32
I should mention now that my husband
is actually from Denmark --
is actually from Denmark --
138
440919
4617
Şimdi şundan da bahsetmem gerekir ki
kocam aslında Danimarkalı.
kocam aslında Danimarkalı.
07:37
just in case I don't have enough
culture shocks in my life,
culture shocks in my life,
139
445560
2829
Zaten hayatımda yeteri kadar
kültür şoku yokmuş gibi
kültür şoku yokmuş gibi
07:40
I decided to marry a Danish guy.
140
448413
2016
bir Danimarkalı ile
evlenmeye karar verdim.
evlenmeye karar verdim.
07:42
In fact, I think my kids
will be the first Vikings
will be the first Vikings
141
450453
2976
Doğrusu sanıyorum
çocuklarım büyüdüklerinde
çocuklarım büyüdüklerinde
07:45
who will have a hard time
growing a beard when they become older.
growing a beard when they become older.
142
453453
3508
sakal uzatmakta zorlanan
ilk Vikingler olacaklar.
ilk Vikingler olacaklar.
07:48
(Laughter)
143
456985
1308
(Gülüşmeler)
07:50
Yeah, we'll have to work on that.
144
458317
1596
Evet, bunun üzerinde çalışmamız gerek.
07:51
But I really hope that they will find
that their multiplicity
that their multiplicity
145
459937
6362
Ama gerçekten bu çeşitliliklerinin onlara
07:58
is going to open and create a lot of doors
for them in their lives,
for them in their lives,
146
466323
3406
hayatlarında birçok kapı
aralarken bulacaklarını
aralarken bulacaklarını
08:01
and that they can use this as a way
to find commonality
to find commonality
147
469753
3966
ve gittikçe küreselleşen bugünün
dünyasındaki benzerliği
dünyasındaki benzerliği
08:05
in a world that's
increasingly global today.
increasingly global today.
148
473743
4613
bulmada kullanabileceklerini umuyorum.
08:10
I hope that instead of feeling
anxious and worried
anxious and worried
149
478380
4111
Huzursuz ve tek bir kalıba uymadıkları
yada günün birinde kimlikleri alakasız
olduğunda kaygılı olmaları yerine,
olduğunda kaygılı olmaları yerine,
08:14
that they don't fit in that one box
150
482515
2080
08:16
or that their identity will become
irrelevant someday,
irrelevant someday,
151
484619
3726
deneyimlemek için özgür hissetmelerini
08:20
that they can feel free to experiment
152
488369
2765
ve kendi kişisel hikayelerinin
ve kimliklerinin
ve kimliklerinin
08:23
and to take control of their personal
narrative and identity.
narrative and identity.
153
491158
5425
kontrolünü almalarını umuyorum.
08:29
I also hope that they will use
their unique combination
their unique combination
154
497371
3121
Ayrıca umuyorum ki
değerlerinin,dillerinin,kültürlerinin
ve yeteneklerinin eşsiz birleşimini
ve yeteneklerinin eşsiz birleşimini
08:32
of values and languages
and cultures and skills
and cultures and skills
155
500516
5309
kimliklerin artık insanları
yabancılaştırmada kullanılmadığı,
yabancılaştırmada kullanılmadığı,
08:37
to help create a world
156
505849
1650
08:39
where identities are no longer used
to alienate what looks different,
to alienate what looks different,
157
507523
5777
onun yerine insanları bir araya
getirdiği bir dünya yaratmaya
getirdiği bir dünya yaratmaya
08:45
but rather, to bring together people.
158
513324
3708
yardım etmek için kullanacaklardır.
08:49
And most importantly, I really hope
that they find tremendous joy
that they find tremendous joy
159
517750
3640
Ve en önemlisi gerçekten umuyorum ki
bu bilinmeyen bölgelerden
geçerken müthiş keyif alırlar.
geçerken müthiş keyif alırlar.
08:53
in going through these
uncharted territories,
uncharted territories,
160
521414
4154
08:57
because I know I have.
161
525592
1757
Çünkü, biliyorum ki ben aldım.
09:01
Now, as for my grandmother,
162
529569
2632
Şimdi, anneanneme gelecek olursak
09:04
her last wish was also
her last lesson to me.
her last lesson to me.
163
532225
4298
onun son dileği ayrıca
benim için son dersi de olmuştu.
benim için son dersi de olmuştu.
09:09
It turns out that it was never
about going back to Korea
about going back to Korea
164
537088
4597
Anlaşıldı ki olay hiçbir zaman
Kore’ye dönmek
Kore’ye dönmek
09:13
and being buried there.
165
541709
1649
ve oraya gömülmek değilmiş.
09:15
It was about resting next to her son,
166
543382
3669
Kendisi Arjantin’e taşınmadan çok önce
09:19
who had died long before
she moved to Argentina.
she moved to Argentina.
167
547075
3701
ölmüş olan oğlunun yanında yatmakmış.
09:23
What mattered to her was not the ocean
168
551714
3875
Onun için önemli olan,
eski ve yeni dünyasını
eski ve yeni dünyasını
09:27
that divided her past and new world;
169
555613
3384
ayıran okyanus değildi.
09:32
it was about finding common ground.
170
560098
5429
Ortak zemin bulmakla alakalıydı.
09:37
Thank you.
171
565897
1159
Teşekkür ederim.
09:39
(Applause)
172
567080
2560
(Alkışlar)
ABOUT THE SPEAKER
Rebeca Hwang - InvestorRebeca Hwang is co-founder and managing director of Rivet Ventures, investing in solutions for women and empowering their choices.
Why you should listen
Rebeca Hwang is co-founder and managing director of Rivet Ventures, which invests in companies in women-led markets where female usage, decision-making and purchasing are crucial to company growth. Hwang is also co-founder of the San Francisco-based startup YouNoodle, which connects top startups with opportunities for growth. She also co-founded Kalei Ventures, a venture fund focused in Latin American startups.
With a background in chemical and civil and environmental engineering from MIT and Stanford, Hwang's work has garnered three US patents, and she has 17 pending patent applications in her portfolio. She has been recognized as one of MIT Tech Review's "Top 35 Global Innovators under 35" and as a Young Global Leader by the World Economic Forum. Hwang serves in the Board of the Global Entrepreneurship Network, which annually runs GEW in 170 countries and gathers 10 million participants. As the co-founder of Cleantech Open, she has helped more than 1,000 cleantech startups raise in excess of $1 billion in external funding. In addition, Hwang is a lecturer at Stanford University and teaches technology entrepreneurship.
Rebeca Hwang | Speaker | TED.com