Efosa Ojomo: Reducing corruption takes a specific kind of investment
Efosa Ojomo: Yolsuzluğun ilacı yenilik
Efosa Ojomo researches and writes about how innovation transforms organizations and creates inclusive prosperity for many. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
öğretmenlik yaptığı bir üniversitede
where she teaches in Nigeria.
arrested and charged to court.
tutuklandı ve mahkemeye çıkarıldı.
to my sister's case informed her
işlemden geçirmeyeceklerini söyledi.
to process the paperwork
it was part of a practical joke.
bir parçası olduğunu düşündü.
the recent victim of a crime,
Ona yardım etmesi gereken insanlarla
who were supposed to help her,
yolsuzluğun birkaç yolundan sadece biri.
millions of people in my country.
virtually every element of the society.
her bölümüne yayılmış.
millions of dollars were common.
siyasetçilerin haberleri çok yaygın.
vatandaşların parasını sızdırmak
from everyday hardworking citizens
could never actually happen,
gerçekleşmeyeceğini hissettim.
innovation and prosperity,
yaptığım araştırmayla
not the problem hindering our development.
engelleyen bir sorun olmadığını öğrendim.
düşünceler ve gelişimle olan ilişkisi
and its relationship to development
many poor countries backwards.
birçok yoksul ülkeyi geride tutuyor.
is to create good laws,
en iyi fırsat iyi kanunlar yapmak
and innovation to flourish.
ilerlemesi için yol açılacak.
and development organizations
ve gelişim organizasyonları
and anti-corruption programs.
programlara yatırıyor.
fail to reduce corruption,
yolsuzluğu azaltmada başarısız oluyor
because they've reduced corruption.
düşürdükleri için gelişmiyor.
because they've developed.
düşürebiliyorlar.
through investments in innovation.
yatırımlarla gelişiyor.
olduğunu düşünmüştüm.
this was impossible.
at least on the surface,
görünen bir topluma yatırım yapar ki?
ve tüketicilerin de yoksul olduğu
politicians are corrupt
arasındaki ilişkiyi daha fazla öğrendikçe
between innovation and corruption,
to see things differently.
in sub-Saharan Africa
endüstrisini geliştirdikçe
its telecommunications industry.
işler işte böyle değişti.
in sub-Saharan Africa had phones.
%5'inden azının telefonları vardı.
had more than 110 million people
110 milyondan fazla insan vardı
in the whole nation.
daha azının telefonu vardı.
widespread corruption in the industry.
yaygın yolsuzluğu arttırdı.
for the state-owned phone companies
şirketleri için çalışan kamu görevlileri
who wanted phones.
rüşvet talep etti.
couldn't afford to pay the bribes,
gücü yetmediği için
to those who were wealthy.
olanlarda mevcuttu.
a telecommunications company
şirketi kurmaya karar verdi.
about his idea, they just laughed at him.
ona sadece güldüler.
mobile phones and cell service
ve en yozlaşmış ülkelerden bazılarında --
ve Uganda gibi ülkelerden bahsediyorum --
countries in the region --
cep telefonu ve iletişim hizmeti sundu.
we call what Mo Ibrahim built
Mo Ibrahim'in kurduğu şeye
complicated and expensive products
karmaşık ve pahalı ürünleri
are simple and affordable,
ürünlere dönüştürüyor
could access them.
fazla insan onlara erişebiliyor.
hâle getirmeden önce pahalıydı.
much more affordable.
some of his colleagues, actually --
aslında meslektaşlarından bazıları --
a successful mobile phone company
kurmanın mümkün olduğunu gördükçe
of dollars of investments.
growth in the industry.
bir büyüme sağladı.
African country now has
her Afrika ülkesinin şimdi
telecommunications industry.
close to one billion phone connections,
telefon bağlantısını destekliyor,
istihdam yaratıyor
in taxes every year.
vergi oluşturuyor.
can now reinvest into the economy
kendi kurumlarını yaratmak amacıyla
yapmak için kullandıkları vergiler.
have to bribe public officials
rüşvet vermediği için
this industry -- has reduced.
bu endüstride -- azaldı.
for corruption to be fixed
before he invested,
yolsuzluğun düzelmesini bekleseydi
in corruption know they shouldn't.
yapmamaları gerektiğini biliyor.
rüşvet talep eden kamu görevlileri
who were demanding bribes from people
who were paying the bribes --
from gaining access
bir şeye erişim sağlamaktan yararlanıyorsa
a lot about corrupt politicians
devlet fonundan para sızdıran
çok şikayet ederiz.
economic opportunity is scarce,
ekonomik fırsat azdır.
an attractive way to gain wealth.
çekici bir yolu hâline gelir.
civil servants like police officers,
çok çalışan vatandaşlardan
hardworking citizens.
devlet memurlarından da şikâyet ederiz.
are grossly underpaid
oldukça düşük ücret alıyor
is a good way to make a living.
veya yolsuzluk, geçinmek için iyi bir yol.
itself out in wealthy countries as well.
varlıklı ülkelerde de rol oynuyor.
memurlarına rüşvet verdiğinde --
bribe university officials --
bribe university officials
into elite colleges,
girebilsin diye rüşvet verdiğinde
into elite colleges is scarce,
üniversitelere girmek zordur
be things that are scarce in society
olmamalı demeye çalışmıyorum.
between corruption and scarcity.
way too many basic things are scarce.
birçok oldukça temel şeyler nadirdir.
for corruption to thrive.
mükemmel bir üreme alanı.
excuse corrupt behavior.
davranışı bozmuyor.
understand it a bit better.
that make things affordable
erişilebilir kılan işlere yatırım yapmak
to reinvest in their economies.
yatırım yapmaları için gelir yaratıyor.
on a countrywide level,
son derece yoksul bir ülkeydi
a desperately poor country,
by an authoritarian government
tarafından yönetiliyordu,
said South Korea was trapped in poverty,
hapsedildiğini söylüyordu
as "an economic basket case."
olarak tanımlıyordu.
at South Korea's institutions,
and most corrupt African countries
ülkeleriyle o zaman eşdeğer tutuluyordu.
Samsung, Kia, Hyundai
ve Hyundai gibi şirketlerin
that made things much more affordable
çok daha uygun fiyatlı hâle getiren
from an authoritarian government
demokratik bir hükûmete geçebildiler
in building its institutions.
yeniden yatırım yapabildiler
yolsuzluğa bağlı suçlamalarla
was sentenced to 25 years in prison
when the country was poor
tarafından yürütüldüğü zamanlarda,
countries today, what we found was,
ülkelere baktığımızda
yolsuzluğu azaltabilmiş olmalarıydı --
as they became prosperous --
we should just ignore corruption.
gerektiğini söylüyorum gibi gelebilir.
for most people in poor countries,
yoksul ülkelerdeki insanlar için,
better options to solve a problem.
olduğu bir yerde faydalıdır.
products much more affordable
çok daha uygun fiyatlı hâle getiren
sadece bu nadirliğe saldırmıyor,
source of revenue
kurumlarını güçlendirmek için
into the economies
yatırım yapmaları için
kaynağı yaratıyor.
in the economic development puzzle
azaltmamıza yardımcı olacak
help us reduce corruption.
önemli eksik parça.
in Nigeria when I was 16.
umudumu kaybettim.
has actually gotten worse.
and endemic corruption,
ve sık görülen yolsuzluğa ek olarak
with terrorist organizations
terör örgütleriyle uğraşıyor.
about Nigeria today
daha önce olduğumdan çok daha umutluyum.
investing in innovations
uygun fiyatlı hâle getiren
organizasyonları gördüğümde --
like Lifestores Pharmacy,
daha uygun fiyatlı hâle getiren
more affordable for people;
organizasyonlardan bahsediyorum
ve dağıtımın azlığıyla mücadele eden
and logistics for many small businesses;
for software developers --
ekonomik fırsat yaratan Andela gibi --
ABOUT THE SPEAKER
Efosa Ojomo - Innovation researcherEfosa Ojomo researches and writes about how innovation transforms organizations and creates inclusive prosperity for many.
Why you should listen
Efosa Ojomo leads the Global Prosperity research group at the Clayton Christensen Institute for Disruptive Innovation, a think tank based in Boston and Silicon Valley. In January, 2019, Ojomo and Harvard Business School professor Clayton Christensen published The Prosperity Paradox: How Innovation Can Lift Nations Out of Poverty. In a Wall Street Journal review of The Prosperity Paradox, Rupert Darwall writes: "The authors return the entrepreneur and innovation to the center stage of economic development and prosperity."
Ojomo's work has been published and covered by the Wall Street Journal, Harvard Business Review, the Guardian, Quartz, Forbes, Fortune, The World Bank, NPR and several other media outlets. He speaks regularly on innovation and has presented his work at TED, the Aspen Ideas Festival, the World Bank, Harvard, Yale, Oxford and at several other conferences and institutions.
Ojomo graduated from Vanderbilt University with a degree in computer engineering and got his MBA from Harvard Business School.
Efosa Ojomo | Speaker | TED.com