TEDxExeter
Alan Crickmore: How storytelling helps parents in prison stay connected to their kids
Alan Crickmore: Hapishanedeki anne babalar hikâye anlatımı yoluyla çocuklarıyla bağlarını nasıl koruyorlar?
Filmed:
Readability: 3.3
1,455,642 views
Ebeveynler hapse girdiğinde işledikleri suçun kasıtsız kurbanları kendi çocukları olur. Bir destek ve istikrar olmadan bu çocukların akıl sağlığı ve gelişim sorunları yaşama riskleri daha yüksektir. Bu samimi konuşmada, kendisi de dolandırıcılıktan hüküm giymiş olan Alan Crickmore, Storybook Dads hayır işi projesinin, basit hikâye anlatma tekniği ile aileleri nasıl bir arada tutmaya yardımcı olduğunu anlatıyor.
Alan Crickmore - Audio/video editor, charity worker
Alan Crickmore works with Storybook Dads, a charity that promotes family ties between prisoners and their children. Full bio
Alan Crickmore works with Storybook Dads, a charity that promotes family ties between prisoners and their children. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:13
It's story time.
0
1500
1150
Masal vakti.
00:15
Settle back, and I'll begin.
1
3492
1800
Arkanıza yaslanın, başlıyorum.
00:18
Once upon a time, a mother duck
sat patiently on her nest of eggs,
sat patiently on her nest of eggs,
2
6643
4865
Bir varmış bir yokmuş, bir anne ördek
yumurtaların üzerinde oturmuş
yumurtaların üzerinde oturmuş
00:23
waiting for them to hatch.
3
11532
1733
sabırla çatlamalarını bekliyormuş.
00:25
And then one day, she felt
something move beneath her.
something move beneath her.
4
13953
3269
Sonra bir gün,
altında bir hareket hissetmiş.
altında bir hareket hissetmiş.
00:29
Crack, crack!
5
17246
1309
Çatır, çatır!
00:31
Filled with happiness, she watched
as her eggs hatched one by one.
as her eggs hatched one by one.
6
19397
4416
Anne ördek büyük bir mutlulukla
yumurtaların tek tek çatlamasını izlemiş.
yumurtaların tek tek çatlamasını izlemiş.
00:37
I don't know about you,
but when I was little,
but when I was little,
7
25726
2191
Sizi bilmem ama ben küçükken
00:39
story time was always
one of my favorite parts of the day.
one of my favorite parts of the day.
8
27941
3245
masal vakti, günün en sevdiğim vaktiydi.
00:43
And I loved reading to my two sons
when they were small, too.
when they were small, too.
9
31210
3333
Kendi iki oğluma da küçükken
masal okumayı çok severdim.
masal okumayı çok severdim.
00:47
It's that special time
10
35422
1627
Bu özel anda,
00:49
when a parent and child
can be totally absorbed together
can be totally absorbed together
11
37073
3801
ebeveyn ve çocuk hikâyenin içinde
tamamen kaybolurlar.
tamamen kaybolurlar.
00:52
in mystical kingdoms, fantastical beasties
12
40898
2286
Gizemli krallıklar, fantastik canavarlar
00:55
or scruffy little ducks
that turn out to be swans.
that turn out to be swans.
13
43208
3312
veya kuğuya dönüşen küçük sersem
ördek yavruları...
ördek yavruları...
00:59
Well, that's how it is for some children,
14
47616
2310
Bazı çocuklar için durum böyleyken
01:01
but for other children,
15
49950
1920
bazı çocukların
01:03
there isn't a parent around
to read to them.
to read to them.
16
51894
2816
onlara masal okuyacak
bir ebeveynleri yoktur.
bir ebeveynleri yoktur.
01:08
I'd like to tell you about Sophie.
17
56093
2267
Size Sophie'den bahsetmek isterim.
01:11
Sophie's five years old
and lives with her parents.
and lives with her parents.
18
59292
3324
Sophie 5 yaşındadır
ve ailesiyle yaşamaktadır.
ve ailesiyle yaşamaktadır.
01:15
One day, there's a bang at the door.
19
63982
2342
Bir gün kapı çalar.
01:18
Sophie hears lots of shouting;
her mum's crying.
her mum's crying.
20
66348
2785
Sophie birçok bağrışma duyar;
annesi ağlıyordur.
annesi ağlıyordur.
01:21
She sees the police
dragging her father away.
dragging her father away.
21
69157
3075
Polisin babasını çekip
götürdüğüne şahit olur.
götürdüğüne şahit olur.
01:24
Sophie's afraid. She starts crying, too.
22
72256
2667
Sophie korkar ve de ağlamaya başlar.
01:27
Weeks go by.
23
75574
1515
Haftalar geçer.
01:29
Sophie doesn't know
what's happened to her dad.
what's happened to her dad.
24
77113
2651
Sophie babasına ne olduğunu bilmez.
01:31
When she asks her mum, her mum gets upset.
25
79788
2172
Annesine sorduğunda annesi üzülür.
01:33
So she stops asking.
26
81984
1791
O da artık sormaz.
01:37
Sophie waits.
27
85307
1341
Sophie bekler.
01:39
She really misses her dad.
28
87331
1734
Babasını çok özler.
01:41
Every day, she hurries home from school,
in case he's come back.
in case he's come back.
29
89836
3111
Her gün okuldan eve koşarak gelir;
belki babası dönmüştür diye.
belki babası dönmüştür diye.
01:46
On many nights,
she cries herself to sleep.
she cries herself to sleep.
30
94042
2867
Çoğu gece ağlayarak uyur.
01:51
Children at school start to tease her.
31
99212
2087
Okuldaki çocuklar
onunla dalga geçmeye başlar.
onunla dalga geçmeye başlar.
01:53
They call her names.
32
101323
1334
Ona isimler takarlar.
01:55
Somebody's mum has heard
that Sophie's dad is in prison.
that Sophie's dad is in prison.
33
103300
3800
Birinin annesi, Sophie'nin babasının
hapiste olduğunu duymuştur.
hapiste olduğunu duymuştur.
02:00
Sophie pretends to be ill
so she doesn't have to go to school.
so she doesn't have to go to school.
34
108082
3047
Sophie okula gitmemek için
hasta taklidi yapmaya başlar.
hasta taklidi yapmaya başlar.
02:03
And her teacher can't understand
why she's so far behind
why she's so far behind
35
111749
3006
Öğretmeni, ev ödevlerinden
neden bu kadar geri kaldığını
neden bu kadar geri kaldığını
02:06
with her schoolwork.
36
114779
1346
anlayamaz.
02:10
After what seems
a long, long time to Sophie,
a long, long time to Sophie,
37
118180
3683
Sophie için çok uzun bir süre sonra
02:13
a letter arrives.
38
121887
1492
bir mektup gelir.
02:15
It's from her dad.
39
123403
1388
Mektup babasındandır.
02:16
The writing is very messy.
40
124815
2365
Yazılar karman çormandır.
02:19
The letter makes her mum cry,
but she reads a little out to Sophie.
but she reads a little out to Sophie.
41
127204
4046
Mektup annesini ağlatır,
yine de Sophie'ye de birazını okur.
yine de Sophie'ye de birazını okur.
02:23
He says that he's OK
and that he's missing them.
and that he's missing them.
42
131950
2934
Babası iyi olduğunu ve onları
çok özlediğini yazmıştır.
çok özlediğini yazmıştır.
02:27
It's a short letter.
43
135744
1333
Kısa bir mektuptur.
02:30
Sophie says she'd like to go
and see her dad, wherever he is.
and see her dad, wherever he is.
44
138006
3402
Sophie gidip babasını görmek istediğini
söyler; babası her nerdeyse.
söyler; babası her nerdeyse.
02:33
But her mum says it's too far away,
and they can't afford the journey.
and they can't afford the journey.
45
141432
4666
Fakat annesi çok uzakta olduğunu ve oraya
gitmeye paralarının yetmeyeceğini söyler.
gitmeye paralarının yetmeyeceğini söyler.
02:38
Then one day the phone rings.
46
146829
2150
Sonra bir gün telefon çalar.
02:41
"Sophie, come speak to daddy."
47
149003
2738
"Sophie, gel babanla konuş."
02:44
Dad sounds different, far away.
48
152889
2920
Babasının sesi farklıdır,
çok uzaktan gelir.
çok uzaktan gelir.
02:48
He says he can't talk for very long,
49
156571
1850
Çok uzun konuşamayacağını söyler,
02:50
and anyway, it's very noisy
wherever he is.
wherever he is.
50
158445
3007
zaten olduğu yer çok seslidir.
02:53
And Sophie doesn't know
what to say to him.
what to say to him.
51
161476
3104
Sophie ona ne söyleyeceğini bilemez.
02:58
Well, as stories go,
that's not a very nice one.
that's not a very nice one.
52
166631
2761
Anlatılanlara göre,
bu güzel bir hikâye değil.
bu güzel bir hikâye değil.
03:01
In the United Kingdom, 200,000 children
53
169416
4653
Birleşik Krallık'ta 200.000 çocuk
hapse giren ebeveyni yüzünden
utanç ve soyutlanma yaşıyor.
utanç ve soyutlanma yaşıyor.
03:06
experience the shame and isolation
of a parent in prison.
of a parent in prison.
54
174093
4155
03:11
Two hundred thousand.
55
179117
2055
İki yüz bin.
03:13
That's more than the number
of children each year
of children each year
56
181196
2310
Bu sayı her sene
annesi babası boşanan çocukların
annesi babası boşanan çocukların
03:15
who are affected
by their parents divorcing.
by their parents divorcing.
57
183530
2417
sayısından fazla.
03:18
And it can affect the children
of prisoners very deeply.
of prisoners very deeply.
58
186307
3000
Ve çocuklar bu durumda
derin yaralar alabilir.
derin yaralar alabilir.
03:21
There can be problems at school,
59
189829
1591
Okulda sorunlar yaşayabilirler
03:23
and they're three times more likely
to suffer from mental health issues.
to suffer from mental health issues.
60
191444
3968
ve akıl sağlığı sorunları yaşama riskleri
üç kat daha fazla.
üç kat daha fazla.
03:28
In so many ways,
61
196932
1502
Birçok yönden
03:30
children are the unintended victims
of their parents' crimes.
of their parents' crimes.
62
198458
4783
bu çocuklar ebeveynlerinin işledikleri
suçların kasıtsız kurbanları.
suçların kasıtsız kurbanları.
03:35
In so many ways,
63
203784
1531
Birçok yönden,
çocuklar, anne babalarının işledikleri
suçların göz ardı edilen kurbanları.
suçların göz ardı edilen kurbanları.
03:37
children are the overlooked victims
of their parents' crimes.
of their parents' crimes.
64
205339
4064
03:43
Until last November,
I was a serving prisoner,
I was a serving prisoner,
65
211936
3040
Geçen Kasım ayına kadar
ben de çalışan bir mahkumdum.
ben de çalışan bir mahkumdum.
03:47
imprisoned for fraud.
66
215000
1499
Dolandırıcılıktan hüküm giymiştim.
03:48
I was dishonest, and I paid the penalty.
67
216974
2600
Dürüst davranmadım ve cezasını çektim.
03:52
Before that, I'd been
a practicing solicitor for 30 years.
a practicing solicitor for 30 years.
68
220450
3225
Öncesinde 30 senelik avukattım.
03:56
I'd had a happy and stable upbringing,
69
224172
2715
Mutlu bir çocukluğum,
03:58
a good education,
70
226911
1198
iyi bir eğitimim,
mutlu bir evliliğim vardı.
Çok şükür evliliğim hâlâ sürüyor.
Çok şükür evliliğim hâlâ sürüyor.
04:00
a happy marriage, which,
I'm pleased to say, continues.
I'm pleased to say, continues.
71
228133
2944
04:03
I have two adult sons.
72
231101
2547
İki yetişkin oğlum var.
04:06
When they were growing up,
I did my best to be around for them
I did my best to be around for them
73
234387
3587
Onlar büyürken mümkün olduğunca
onların yanında oldum
onların yanında oldum
04:09
as much as I could.
74
237998
1452
ve elimden gelen her şeyi yaptım.
04:11
And I took a careful interest
in what they did.
in what they did.
75
239474
2229
Yaptıkları şeylerle özenle ilgilendim.
04:13
I read to my boys every night,
76
241727
2953
Her gece oğullarıma hikâyeler okudum
04:16
and ironically, our favorite story
was "Burglar Bill."
was "Burglar Bill."
77
244704
4815
ironik bir şekilde en sevdiğimiz hikâye
"Hırsız Bill" idi.
"Hırsız Bill" idi.
04:21
(Laughter)
78
249543
2145
(Kahkahalar)
04:25
But when I got to prison,
it soon became apparent
it soon became apparent
79
253210
2610
Hapse girdiğimde
kısa süre içinde anladım ki
kısa süre içinde anladım ki
04:27
that my background was very different
to that of most of the prisoners.
to that of most of the prisoners.
80
255844
4115
benim geçmişim, birçok mahkûmun
geçmişinden çok farklıydı.
geçmişinden çok farklıydı.
04:32
Few of the men that I met
had had a decent education.
had had a decent education.
81
260505
3136
Tanıştığım çok az kişi
düzgün bir eğitim almıştı.
düzgün bir eğitim almıştı.
04:35
Indeed, many associated education
with humiliation and failure.
with humiliation and failure.
82
263665
4769
Aslında çoğu için eğitim aşağılanma
ve başarısızlık anlamına geliyordu.
ve başarısızlık anlamına geliyordu.
04:40
I can tell you firsthand
that prison is dehumanizing.
that prison is dehumanizing.
83
268458
4162
Size birinci ağızdan şunu söyleyebilirim;
hapishane insanlık dışı bir yer.
hapishane insanlık dışı bir yer.
04:45
Prisoners harden up,
they shut down, they close in ...
they shut down, they close in ...
84
273592
3428
Mahkûmlar hapishanede katılaşır,
suskunlaşır ve içine kapanır...
suskunlaşır ve içine kapanır...
04:49
just to survive.
85
277863
1447
sadece hayatta kalmak için.
04:52
And this can be devastating for families.
86
280166
2396
Bu durum aileler için yıkıcı olabilir.
04:56
In fact, maintaining contact
with your family from prison
with your family from prison
87
284546
4178
Aslına bakarsanız
hapishaneden ailenizle iletişimi sürdürmek
hapishaneden ailenizle iletişimi sürdürmek
05:00
can be very difficult indeed.
88
288748
1933
çok zor olabilir.
05:03
And if a child does get to see
their parent in prison,
their parent in prison,
89
291613
3150
Ve bir çocuk hapishanedeki anne
veya babasını ziyarete gittiğinde
veya babasını ziyarete gittiğinde
05:06
they have to go through
the same pat-down searches as the adults.
the same pat-down searches as the adults.
90
294787
3111
yetişkinlerle aynı güvenlik araması
süreçlerinden geçer.
süreçlerinden geçer.
05:09
They walk through
the same detector frames,
the same detector frames,
91
297922
2764
Aynı dedektörlerden geçerler,
05:12
they're sniffed by the same sniffer dogs,
92
300710
2161
aynı köpekler tarafından koklanırlar,
05:14
and all because some children
have been the unwitting carriers
have been the unwitting carriers
93
302895
3404
çünkü bazı çocuklar farkına varmadan
uyuşturucu ve cep telefonu
uyuşturucu ve cep telefonu
05:18
of drugs and mobile phones.
94
306323
2184
taşıyıcılığı yapar.
05:21
And when they get through
to see their parent,
to see their parent,
95
309567
2171
Nihayetinde anne veya babalarıyla
karşı karşıya geldiklerinde ise
karşı karşıya geldiklerinde ise
05:23
they may be tired from a long journey,
96
311762
2686
çocuklar çoktan yorulmuş,
05:26
shy, tongue-tied, even upset.
97
314472
2991
utangaç, sessiz
ve hatta üzgün olabilirler.
ve hatta üzgün olabilirler.
05:29
And it isn't easy for the parents,
who may not be getting along.
who may not be getting along.
98
317853
3571
Bu durum birbiriyle geçinemeyen
ebeveynler için de kolay değildir.
ebeveynler için de kolay değildir.
05:34
For many reasons, not just these,
99
322227
1877
Bunlar dışında başka birçok nedenden
05:36
over half of prisoners lose contact
with their children and families.
with their children and families.
100
324957
4332
mahkûmların yarısından çoğu aileleriyle
ve çocuklarıyla iletişimi kaybeder.
ve çocuklarıyla iletişimi kaybeder.
05:41
How can we help prisoners
to stay in contact with their families?
to stay in contact with their families?
101
329942
3684
Mahkûmların aileleriyle iletişimde
kalmalarına nasıl yardımcı olabiliriz?
kalmalarına nasıl yardımcı olabiliriz?
05:46
When I was a prisoner
at Channings Wood Prison,
at Channings Wood Prison,
102
334574
2270
Ben Channings Wood Hapishanesindeyken
05:48
I began working for a charity
called Storybook Dads.
called Storybook Dads.
103
336868
3060
Storybook Dads adında bir projede
çalışmaya başladım.
çalışmaya başladım.
05:52
Storybook Dads began in 2003,
104
340934
2696
Bu hayır işi projesi 2003'te başladı.
05:55
when Sharon Berry, a civilian worker
in a prison, realized just how much
in a prison, realized just how much
105
343654
5237
Hapishanede sivil bir çalışan olan
Sharon Berry birçok mahkûmun
Sharon Berry birçok mahkûmun
06:00
many prisoners wanted to stay
in contact with their children.
in contact with their children.
106
348915
3213
çocuklarıyla iletişimi korumak
istediklerini fark etmişti.
istediklerini fark etmişti.
06:04
And so, armed with a few storybooks,
107
352694
2342
Böylelikle, birkaç hikâye kitabı alarak
06:07
she began to help prisoners
to read and record stories
to read and record stories
108
355060
2959
mahkûmların okudukları hikâyeleri
kaydederek
kaydederek
06:10
to send home to their children.
109
358043
2067
çocuklarına göndermelerini sağladı.
06:12
It wasn't a new idea.
Few ideas like this are new.
Few ideas like this are new.
110
360468
3804
Bu yeni bir fikir değildi
Böyle fikirler genelde yeni olmaz.
Böyle fikirler genelde yeni olmaz.
06:16
They're great ideas.
111
364611
1333
Bunlar harika fikirler.
06:18
But it was an instant success.
112
366942
2155
Proje birden başarı sağladı.
06:22
You may wonder: How does the recording
of the stories work in prison?
of the stories work in prison?
113
370466
4967
Merak etmiş olabilirsiniz: Hapishanede
hikâyeler nasıl kaydediliyor?
hikâyeler nasıl kaydediliyor?
06:27
Is it difficult for prisoners?
114
375769
2190
Bu, mahkûmlar için zor mu?
06:29
Can it be challenging?
115
377983
1467
Zor yanları var mı?
06:33
Well, the process of choosing,
reading and recording a story
reading and recording a story
116
381380
4614
Evet, mahkûmlar için bir hikâye seçme,
okuma ve kaydetme süreci
okuma ve kaydetme süreci
06:38
can be very challenging for prisoners.
117
386018
2273
çok zorlayıcı olabilir.
06:42
Prison is tough,
118
390090
2020
Hapishane şartları serttir
06:44
and prisoners can't afford to show
any signs of weakness or vulnerability.
any signs of weakness or vulnerability.
119
392134
4837
ve mahkûmların zayıf veya kırılgan
görünme şansları yoktur.
görünme şansları yoktur.
06:50
But this, this recording process,
120
398234
3015
Ancak bu hikâye kaydetme süreci
06:53
this can be uncomfortable, upsetting,
sometimes all just a bit too much.
sometimes all just a bit too much.
121
401273
5992
rahatsız edici, üzücü olabilir ve bazen
mahkûmlara çok fazla gelebilir.
mahkûmlara çok fazla gelebilir.
07:01
And prisoners often cry.
122
409884
1801
Mahkûmlar bu süreçte genelde ağlar.
07:04
They cry because they regret
missing out on their children's lives.
missing out on their children's lives.
123
412741
4347
Çünkü çocuklarının hayatlarını
kaçırdıklarına pişman olurlar.
kaçırdıklarına pişman olurlar.
07:09
They cry because they're ashamed
that they've let their families down.
that they've let their families down.
124
417701
3752
Çünkü ailelerini yüz üstü bırakmaktan
utanç duyarlar.
utanç duyarlar.
07:13
They cry because they don't know
how to go about reading to their children.
how to go about reading to their children.
125
421846
4698
Çünkü okumaya nasıl
başlayacaklarını bilemezler.
başlayacaklarını bilemezler.
07:20
But because when they come to us
we offer a private space, one-to-one,
we offer a private space, one-to-one,
126
428298
5533
Ancak bize geldiklerinde biz onlara
kişisel bir alan sunduğumuz için
kişisel bir alan sunduğumuz için
07:25
prisoners don't need to be tough anymore,
127
433855
3072
mahkûmların artık sert olmalarına
gerek kalmaz
gerek kalmaz
07:28
and they can use
their vulnerability as a strength
their vulnerability as a strength
128
436951
2976
ve çocuklarıyla iletişim kurarken
kırılgan yanlarını,
kırılgan yanlarını,
07:31
when contacting with their children.
129
439951
2400
artık güçlü yanları olarak
kullanabilirler.
kullanabilirler.
07:35
I remember one prisoner
who came to record.
who came to record.
130
443977
2547
Bana kayıt için gelen
bir mahkûmu hatırlıyorum.
bir mahkûmu hatırlıyorum.
07:39
He was a big, hard man
with a reputation for being tough.
with a reputation for being tough.
131
447095
3751
İri yarı bir adamdı
ve sert olmakla tanınırdı.
ve sert olmakla tanınırdı.
07:43
He came along as implacable as ever.
132
451358
2341
Çok acımasız biriydi.
07:45
But when the door of the recording
room closed behind him,
room closed behind him,
133
453723
3060
Fakat kayıt odasının kapısı
kapanır kapanmaz
kapanır kapanmaz
07:48
that facade began to crumble.
134
456807
1744
o sert yüzü kaybolmaya başladı.
07:50
From his pocket, he took
a screwed-up piece of paper
a screwed-up piece of paper
135
458909
3126
Cebinden yıpranmış bir
kağıt parçası çıkardı
kağıt parçası çıkardı
07:54
and quietly began to read the words
136
462059
1670
ve kısık sesle okumaya başladı.
07:55
which he'd written as a message
for his two little ones.
for his two little ones.
137
463753
4176
İki küçük çocuğuna bir mesaj yazmıştı.
08:00
His hands were shaking.
138
468555
1534
Elleri titriyordu.
08:03
And then, in a surprisingly quiet voice,
139
471254
2307
Sonra şaşırtıcı derecede sakin bir sesle
08:06
he began to sing their favorite lullaby.
140
474572
3146
en sevdikleri ninniyi söylemeye başladı.
08:10
You see, there wasn't much
that he could do from behind bars
that he could do from behind bars
141
478694
2976
Gördüğünüz gibi, parmaklıklar ardında
çocuklarını ne kadar
çocuklarını ne kadar
08:13
to show his children
that he missed and loved them.
that he missed and loved them.
142
481694
3142
özlediğini ve sevdiğini göstermek
için yapabileceği fazla şey yok.
için yapabileceği fazla şey yok.
08:16
But he could do this.
143
484860
1616
Ancak bunu yapabiliyordu.
08:20
Once the recording is made,
144
488758
1968
Kayıt tamamlandıktan sonra
08:22
it's sent to the Storybook Dads
production unit
production unit
145
490750
4516
Devon'daki Channings Wood Hapishanesi
08:27
at Channings Wood Prison in Devon.
146
495290
3546
Storybook Dads üretim birimine gönderilir.
08:31
And that's where I worked.
147
499258
1518
Ben de bu birimde çalıştım.
08:33
I was trained, along with other prisoners,
148
501356
2438
Diğer mahkûmlarla birlikte
08:35
to edit and produce recordings sent in
149
503818
2652
Birleşik Krallık'ın dört bir yanından
gönderilen kayıtların
gönderilen kayıtların
08:38
from prisons all over the United Kingdom.
150
506494
2471
düzenlenmesi ve üretimi için eğitim aldım.
08:42
Using audio and video software,
151
510775
4048
Ses ve video yazılımları kullanılarak
08:46
the recordings have the mistakes taken out
152
514847
3928
kayıtlardaki hatalar çıkarılır
08:50
and sound effects and music added in.
153
518799
3123
ve ses efektleri ve müzik eklenir.
08:55
And the experience and skill
which the prison editors gain
which the prison editors gain
154
523467
5726
Mahkûm editörlerin kazandıkları
deneyim ve becerilerle
deneyim ve becerilerle
09:01
helps them in their future employment.
155
529217
2533
gelecekte iş bulma şansları artar.
09:06
Once the recording is finalized,
156
534310
2492
Kayıt final hâle geldiğinde
09:08
it's transferred to a CD or a DVD
and sent out to the families
and sent out to the families
157
536826
5230
bir CD veya DVD'ye aktarılarak
ailelere gönderilir.
ailelere gönderilir.
09:14
so that the children can watch them
whenever they feel the need.
whenever they feel the need.
158
542080
4173
Çocuklar diledikleri zaman
artık bu kayıtları izleyebilirler.
artık bu kayıtları izleyebilirler.
09:20
And they listen to these recordings
and watch them a lot --
and watch them a lot --
159
548026
4479
Ve çocuklar bu kayıtları çok fazla
izlerler ve dinlerler...
izlerler ve dinlerler...
09:26
at bedtime, in the car ...
160
554612
3286
Yatakta, arabada...
09:29
Some even take them to school
to show their friends.
to show their friends.
161
557922
3534
Hatta bazıları okula götürüp
arkadaşlarına gösterir.
arkadaşlarına gösterir.
09:34
These recordings,
162
562532
1595
Bu kayıtlar
09:36
they show the children
that they're loved and missed.
that they're loved and missed.
163
564151
3377
onların sevildiklerinin
ve özlendiklerinin kanıtıdır.
ve özlendiklerinin kanıtıdır.
09:39
And they show the prisoner
164
567954
1786
Mahkûmlar içinse
09:41
that they can do something
for their child, as a parent.
for their child, as a parent.
165
569764
4158
çocukları için bir ebeveyn olarak
bir şeyler yapabileceklerinin kanıtıdır.
bir şeyler yapabileceklerinin kanıtıdır.
09:47
Do you remember Sophie?
166
575375
1891
Sophie'yi hatırlıyor musunuz?
09:49
Well, one day, just
before Christmas, a parcel arrived,
before Christmas, a parcel arrived,
167
577290
4456
Noel arifesinde bir gün bir kutu gelir
09:53
and this is what was in it.
168
581770
1638
ve içinde böyle bir kayıt vardır.
09:56
Let's listen to a little of it together.
169
584115
2230
Gelin bir kısmını birlikte dinleyelim.
09:58
(Video) Santa: On, Comet!
On, Cupid! On, Donner and Blitzen!
On, Cupid! On, Donner and Blitzen!
170
586369
4256
(Noel Baba bir Noel manisi söyler)
10:02
Charlie: That's his reindeer, isn't it?
171
590649
1905
Bu onun ren geyiği, değil mi?
10:04
Santa: It is his reindeer, yeah.
172
592578
1651
Evet, bu onun ren geyiği.
10:06
Up, up, higher and higher they flew,
173
594253
2784
Daha yukarı, daha yukarı uçmuşlar,
10:09
across land, across oceans they sped.
174
597061
3262
dağları, okyanusları aşmışlar.
10:12
Through the magical
northern lights they passed --
northern lights they passed --
175
600966
2944
Büyülü kuzey ışıklarını geçmişler.
10:15
I'd love to see the northern
lights, wouldn't you?
lights, wouldn't you?
176
603934
2358
Kuzey ışıklarını ben de
görmek isterdim. Ya sen?
görmek isterdim. Ya sen?
10:18
Charlie: I figure they'd probably look
a bit like that snowman's belly.
a bit like that snowman's belly.
177
606316
3366
Sanırım şu kardan adamın
göbeğine benziyorlar.
göbeğine benziyorlar.
10:21
Santa: They probably would, yeah.
178
609706
1954
Evet, sanırım öyledir.
10:23
That's a cool snowman, isn't it?
179
611684
1672
Güzel bir kardan adam, değil mi?
10:25
Charlie: It's very cool indeed, I love it.
180
613380
2368
Gerçekten çok güzel, çok sevdim.
10:27
Santa: They visited
all the children in the world
all the children in the world
181
615772
2380
Dünyadaki tüm çocukları ziyaret etmişler
10:30
and left presents for each and every one.
182
618176
2734
ve her birine hediyeler bırakmışlar.
10:33
In the blink of an eye,
they were back in Frogsbottom Field.
they were back in Frogsbottom Field.
183
621611
3639
Göz açıp kapayıncaya kadar
Kurbağadibi Vadisi'ne geri dönmüşler.
Kurbağadibi Vadisi'ne geri dönmüşler.
10:37
(Charlie Laughs)
184
625274
1548
(Maymun Çarli güler)
10:38
Santa: You think that's well funny?
185
626846
1743
Sence komik mi?
10:40
Charlie: I want to live
in Frogsbottom Field!
in Frogsbottom Field!
186
628613
2305
Ben de Kurbağadibi Vadisi'nde
yaşamak istiyorum!
yaşamak istiyorum!
10:42
Santa: Where do you live,
in Frogsbottom Tree?
in Frogsbottom Tree?
187
630942
2230
Sen nerede yaşıyorsun,
Kurbağadibi Ağacında mı?
Kurbağadibi Ağacında mı?
10:45
Charlie: I don't, I live in this tree.
188
633196
2453
Hayır, ben bu ağaçta yaşıyorum.
10:47
I've made it all Christmasy-look.
189
635673
2071
Yılbaşı süslemeleri yaptım.
10:49
Santa: It's nice, that.
190
637768
1180
Güzel olmuş.
10:50
You've done a good job, good job.
191
638972
1609
İyi iş çıkarmışsın, aferin.
10:52
Charlie: Thank you very much!
192
640605
1670
Çok teşekkür ederim!
10:54
(Laughter)
193
642299
1866
(Kahkahalar)
10:57
Alan Crickmore: Sophie and her mum
listened to that three times,
listened to that three times,
194
645957
3041
Sophie ve annesi kaydı üç kez dinler
11:01
and they haven't laughed
so much in a long time.
so much in a long time.
195
649022
2285
ve uzun zamandır bu kadar gülmemişlerdir.
11:03
They can see that he's all right,
they can see that he loves them,
they can see that he loves them,
196
651331
3119
Babasının iyi olduğunu,
onları ne kadar sevdiğini görürler.
onları ne kadar sevdiğini görürler.
11:06
and the next time he rings,
Sophie's got plenty to talk about:
Sophie's got plenty to talk about:
197
654474
3421
Babasının sonraki aramasında
Sophie'nin konuşacak çok fazla şeyi vardı:
Sophie'nin konuşacak çok fazla şeyi vardı:
11:09
"What does Charlie the Chimp eat?
198
657919
1927
"Maymun Çarli ne yiyor?
11:11
Will daddy do another story very soon?"
199
659870
2558
Babası yine hikaye okuyacak mı?"
11:15
Since it began in 2003,
Storybook Dads has grown and grown.
Storybook Dads has grown and grown.
200
663259
5469
2003'ten bu yana
Storybook Dads projesi çok büyüdü.
Storybook Dads projesi çok büyüdü.
11:22
It now operates as Storybook Dads
and Storybook Mums
and Storybook Mums
201
670298
3757
Hatta artık Storybook Mums kolu da var.
11:26
in more than 100 prisons
in the United Kingdom.
in the United Kingdom.
202
674079
2833
Birleşik Krallık'ta 100'ün üzerinde
hapishanede mevcut.
hapishanede mevcut.
11:29
Ninety-eight percent
of the prisoners who take part
of the prisoners who take part
203
677506
3859
Katılımcı mahkûmların yüzde doksan sekizi
11:33
say that it's improved
their relationship with their child.
their relationship with their child.
204
681389
3394
çocuklarıyla ilişkilerinin
iyileştiğini kaydetmiş.
iyileştiğini kaydetmiş.
11:37
And since 2003,
205
685538
2746
Ve 2003'ten bu yana,
11:40
over 60,000 DVDs and CDs
have been sent out
have been sent out
206
688308
5009
mahkûm çocuklarına
60.000'in üzerinde
60.000'in üzerinde
11:45
to the children of prisoners.
207
693341
1726
DVD ve CD gönderilmiş.
11:50
For Sophie's family and for thousands
of families like them,
of families like them,
208
698398
3469
Sophie'nin ailesi için ve onlar gibi
binlerce aile için
binlerce aile için
11:53
Storybook Dads has been a lifeline.
209
701891
2382
proje hayata tutunacak bir dal oldu.
11:57
Some prisoners say
that it's the first time
that it's the first time
210
705735
2115
Bazı mahkûmlar ilk kez çocuklarıyla
11:59
that they've begun to build
a relationship with their child.
a relationship with their child.
211
707874
3234
böyle bir ilişki kurabildiklerini
söylediler.
söylediler.
12:03
And some poor readers
have been so inspired
have been so inspired
212
711815
2400
Okuması kötü olan bazıları ise
12:06
by what they've been able to achieve
213
714239
1835
projeden ilham alarak
12:08
that they've gone to education classes
to improve their own reading skills.
to improve their own reading skills.
214
716098
3771
okuma becerilerini geliştirmek için
eğitimlere katıldılar.
eğitimlere katıldılar.
12:14
Let's go back to the story
of "The Ugly Duckling."
of "The Ugly Duckling."
215
722074
2963
"Çirkin Ördek Yavrusu" hikâyesine
geri dönelim.
geri dönelim.
12:17
But this time, I'd like to play you
a recording made by a prisoner,
a recording made by a prisoner,
216
725061
5088
Ancak bu defa, size bir mahkûm tarafından
kaydedilen bir kaydı dinletmek istiyorum.
kaydedilen bir kaydı dinletmek istiyorum.
12:22
because it encapsulates
the power of what we do.
the power of what we do.
217
730173
3266
Bu kayıt, yaptığımız işin
gücünü yansıtıyor.
gücünü yansıtıyor.
12:26
The prisoner was an Irish Traveller
who couldn't read.
who couldn't read.
218
734830
3031
Mahkûm, okumayı bilmeyen
İrlandalı bir göçebe.
İrlandalı bir göçebe.
12:31
And he wanted to send a story home
to his daughter for her birthday.
to his daughter for her birthday.
219
739196
3903
Kızının doğum günü için kızına
bir hikâye göndermek istemiş.
bir hikâye göndermek istemiş.
12:36
With the help of a mentor
and some clever editing,
and some clever editing,
220
744595
2865
Bir danışman ve akıllıca yapılan
redaksiyonların yardımıyla
redaksiyonların yardımıyla
12:39
something magical happened.
221
747484
1800
bir mucize gerçekleşti.
12:42
This is an extract from the raw recording,
222
750484
2643
Düzenlenmemiş kayıttan
bir parça dinleyelim:
bir parça dinleyelim:
12:45
where the prisoner is reading the story
by repeating it, phrase at a time.
by repeating it, phrase at a time.
223
753151
4915
Burada mahkûm karşısındakini
tekrarlayarak hikâyeyi okuyor.
tekrarlayarak hikâyeyi okuyor.
12:50
(Audio) Mentor: He had nowhere to hide.
224
758090
1920
Saklanacak hiçbir yeri yokmuş.
12:52
Owen: He had nowhere to hide.
225
760034
1698
Saklanacak hiçbir yeri yokmuş.
12:53
Mentor: So one day, he ran away.
226
761756
1948
O da bir gün kaçmış.
12:56
Owen: Then one day, he ran away.
227
764522
2309
Sonra bir gün kaçmış.
12:58
Mentor: He ran until he came
to the great marsh.
to the great marsh.
228
766855
3563
Büyük bataklığa varana kadar koşmuş.
13:02
Owen: He run until he come
to the great marsh.
to the great marsh.
229
770442
2729
Büyük bataklığa varana kadar koşar.
13:05
Mentor: Where the wild ducks lived.
230
773195
2286
Burada vahşi ördekler yaşarmış.
13:07
Owen: Where the wild ducks lived.
231
775505
2200
Burada vahşi ördekler yaşarmış.
13:11
AC: And this is a recording --
an excerpt of the recording
an excerpt of the recording
232
779108
4723
Şimdi de danışmanın sesinin çıkartılıp
13:15
with the mentor's voice taken out
and sound effects and music added in.
and sound effects and music added in.
233
783855
5148
ses efektleri ve müziğin eklendiği
kayıttan bir parça dinleyelim:
kayıttan bir parça dinleyelim:
13:22
(Audio) Owen: He had nowhere to hide.
234
790069
2143
Saklanacak hiçbir yeri yokmuş.
13:24
Then one day, he run away.
235
792236
1873
Sonra bir gün kaçmış.
13:26
He run until he come to the great marsh
where the wild ducks lived,
where the wild ducks lived,
236
794133
4569
Büyük bataklığa varana kadar koşar.
Burada vahşi ördekler yaşarmış.
Burada vahşi ördekler yaşarmış.
13:30
and he laid in the rushes for two weeks.
237
798726
2547
İki hafta sazlıkların içinde yatmış.
13:33
(Music) (Ducks quack)
238
801297
2151
(Müzik) (Ördek vaklamaları)
13:35
Some wild ducks and geese
come to look at him.
come to look at him.
239
803472
3230
Vahşi ördekler ve kazlar
ona bakmaya gelmiş.
ona bakmaya gelmiş.
13:38
"You're very ugly," they said,
and they laughed at him.
and they laughed at him.
240
806726
3136
"Ne kadar çirkinsin," demişler
ve ona gülmüşler.
ve ona gülmüşler.
13:41
(Ducks quack)
241
809886
3294
(Ördek vaklamaları)
13:48
The ugly duckling ran away
from the great marsh.
from the great marsh.
242
816429
3968
Çirkin ördek yavrusu büyük bataklıktan
koşarak uzaklaşmış.
koşarak uzaklaşmış.
13:52
(Duck quacks)
243
820421
1777
(Ördek vaklaması)
13:56
AC: And this is how he finished the story:
244
824087
2975
Ve hikâyeyi şöyle bitirir:
14:01
(Audio) Owen: He wasn't
an ugly duckling at all.
an ugly duckling at all.
245
829383
2476
Artık çirkin bir ördek yavrusu değildi.
14:03
During the winter, he had grown
into a beautiful white swan.
into a beautiful white swan.
246
831883
4554
Kış boyunca büyümüş ve
çok güzel beyaz bir kuğu olmuştu.
çok güzel beyaz bir kuğu olmuştu.
14:08
The other swans looked at him
and thought how beautiful he was.
and thought how beautiful he was.
247
836939
4107
Diğer kuğular ona bakıp
ne kadar güzel, demişlerdi.
ne kadar güzel, demişlerdi.
14:13
"Come with us," they said.
248
841485
1982
"Bizimle gel", demişler ona.
14:16
And he did.
249
844159
1151
Ve o da gitmiş.
14:17
(Bird sounds)
250
845334
3031
(Kuş sesleri)
14:24
Well, Tiara, I hope you
have enjoyed this story
have enjoyed this story
251
852340
3603
Tiara, umarım hikâye hoşuna gitmiştir.
14:27
as much as I enjoyed
reading this story to you.
reading this story to you.
252
855967
3200
Benim çok hoşuma gitti.
14:32
I cannot wait to be with you again
and hold you in my arms.
and hold you in my arms.
253
860009
3753
Seni tekrar görmek ve sana tekrar
sarılmak için sabırsızlanıyorum.
sarılmak için sabırsızlanıyorum.
14:36
All my love, your daddy, Owen.
254
864731
2000
Seni çok seviyorum.
Baban, Owen.
Baban, Owen.
14:39
Lots of love, I miss you
with all my heart.
with all my heart.
255
867303
2301
Sevgiler gönderiyorum,
seni tüm kalbimle özledim.
seni tüm kalbimle özledim.
14:41
Goodbye for now, my love. Bye bye.
256
869628
2267
Şimdilik hoşça kal, tatlım.
14:44
(Music)
257
872371
3198
(Müzik)
14:51
(Music ends)
258
879883
1150
(Müzik biter)
14:54
AC: When he listened
to that recording in his cell
to that recording in his cell
259
882264
2441
Kayıt kızına gönderilmeden önce
14:56
before it was sent out to his daughter,
260
884729
2164
hücresinde kaydı dinlediğinde
14:58
he cried.
261
886917
1231
Owen ağlar.
15:00
And that's a pretty common
reaction from prisoners,
reaction from prisoners,
262
888172
2441
Bu, mahkûmlar arasında çok sık
rastlanan bir tepki.
rastlanan bir tepki.
15:02
as they realize for the first time
263
890637
1808
Çocukları için yapabilecekleri
15:04
they've been able
to do something for their child
to do something for their child
264
892469
2308
ve daha önce akıllarına gelmeyen
15:06
which they never thought they could.
265
894801
2014
böyle bir şey olduğunu keşfederler.
15:09
They've connected
in the most fundamental way,
in the most fundamental way,
266
897784
3247
Hikâye anlatma yoluyla
15:13
through the medium of storytelling.
267
901055
2333
çocuklarıyla tekrar bağ kurarlar.
15:16
And as for Sophie,
268
904473
2056
Sophie'ye gelince, bir sonraki sefer
15:18
she wants "The Gruffalo" next time.
269
906553
1973
"Yayazula" hikâyesini istiyor.
15:20
(Laughter)
270
908550
1338
(Kahkahalar)
15:21
(Applause)
271
909912
5279
(Alkış)
ABOUT THE SPEAKER
Alan Crickmore - Audio/video editor, charity workerAlan Crickmore works with Storybook Dads, a charity that promotes family ties between prisoners and their children.
Why you should listen
Alan Crickmore is married with adult children. He practiced law for over thirty years before being sent to prison for a lengthy term. In prison he developed new skills and was active in prison education, assisting in the teaching of English and math to prisoners of limited ability and experience. In the final year of his sentence, Crickmore began to work for Storybook Dads, a charity whose objects include the promotion of family ties between prisoners and their children. Since his release from prison, Crickmore has continued to work for Storybook Dads and is a proud ambassador for the charity. He lives in Gloucestershire, England, with his wife and Teddy, their Lakeland Terrier.
Alan Crickmore | Speaker | TED.com