TEDxMidAtlantic
Ronald Sullivan: How I help free innocent people from prison
Ronald Sullivan: Masum insanları hapishaneden kurtulmasına nasıl yardım ederim
Filmed:
Readability: 3.3
885,852 views
Harvard hukuk profesörü Ronald Sullivan hapiste yanlışlıkla hüküm giymiş insanların özgürlüğü için savaşıyor ve kariyeri boyunca yaklaşık 6.000 insanın serbest bırakılmasını sağladı. Yapmadıkları suçlar için hapse konulan insanların yürek yakan hikayelerinin ve bunun onların ve diğer insanların hayatındaki sonuçlarının nasıl ve niçinini paylaşıyor. Hepimizin her nasıl yapabiliyorsak dünyayı her gün biraz daha da adil yapma sorumluluğumuz hakkındaki bu önemli konuşmayı izleyin.
Ronald S. Sullivan Jr. - Clinical professor of law
Ronald Sullivan is a leading theorist in the areas of criminal law, criminal procedure, trial practice and techniques, legal ethics and race theory. Full bio
Ronald Sullivan is a leading theorist in the areas of criminal law, criminal procedure, trial practice and techniques, legal ethics and race theory. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
Arka koltuğunuzda iki çocukla beraber
Disney World'e gitmek için
Disney World'e gitmek için
00:12
So, imagine that you take
a 19-hour, very long drive
a 19-hour, very long drive
0
690
6993
19 saat sürecek uzun bir
00:20
to Disney World,
1
8022
1320
00:21
with two kids in the back seat.
2
9366
1504
yola çıktığınızı hayal edin.
19 saatlik yolculuğun ilk 15 dakikasından
00:24
And 15 minutes into this 19-hour trip,
3
12256
5132
itibaren doğanın değişmez kanunları
00:30
the immutable laws of nature dictate
4
18531
2714
00:33
that you get the question:
5
21269
2056
size şu soruyu dikte ettirir:
00:35
"Are we there yet?"
6
23349
1364
"Gelmedik mi hala?"
00:36
(Laughter)
7
24737
1257
(Gülüşmeler)
00:38
So you answer this question
a hundred more times, easily,
a hundred more times, easily,
8
26549
3457
Bu soruyu yüzlerce kez kolayca ve
kızgınlıkla cevaplarsınız
00:42
in the negative,
9
30030
1159
00:43
but you finally arrive.
10
31213
1400
fakat sonunda varırsınız.
00:44
You have a wonderful,
wonderful, wonderful trip.
wonderful, wonderful trip.
11
32637
2773
Harika bir yolculuk yapmışsınızdır.
00:47
You drive 19 long hours back home.
12
35434
4777
19 saatte eve dönersiniz.
00:53
And when you get there,
13
41538
1537
Oraya vardığınızda
00:55
the police are waiting on you.
14
43099
1617
polisler sizi bekliyordur.
00:57
They accuse you of committing a crime
15
45221
2388
Florida'da olduğunuz sırada
00:59
that occurred while you
were away in Florida.
were away in Florida.
16
47633
3267
işlenen bir suç için sizi suçluyorlardır.
01:03
You tell anybody and everybody
who will listen,
who will listen,
17
51864
2882
Sizi dinleyecek herkese şunu dersiniz:
01:06
"I didn't do it!
18
54770
1463
"Onu ben yapmadım!
01:08
I couldn't have done it!
19
56257
1351
Yapamazdım!
Ben çocuklarımla Mickey
ve Minnie ile takılıyordum!"
ve Minnie ile takılıyordum!"
01:10
I was hanging out with Mickey
and Minnie and my kids!"
and Minnie and my kids!"
20
58682
2788
Fakat hiçkimse size inanmaz.
01:14
But no one believes you.
21
62684
1319
01:17
Ultimately, you're arrested,
22
65284
1841
Sonuçta, tutuklanırsınız,
01:19
you're tried,
23
67804
1243
çabalarsınız,
01:21
you're convicted
24
69071
1300
hüküm giyersiniz
01:22
and you are sentenced.
25
70395
1293
ve ceza alırsınız.
01:24
And you spend 25 years in jail,
26
72278
3004
Ve 25 yıl hapiste yattıktan sonra
01:28
until someone comes along and proves --
27
76234
3378
birisi ortaya çıkıp
- ispat edecek delille birlikte -
01:33
has the evidence to prove --
28
81564
1424
01:35
that you actually were in Florida
29
83012
3644
cinayet işlendiği sırada
aslında Florida'da olduğunuzu ispat eder.
01:38
when this crime was committed.
30
86680
1769
01:41
So.
31
89806
1160
İşte böyle.
01:43
So, I'm a Harvard Law professor,
32
91831
1654
Ben bir Harvard hukuk profesörüyüm,
01:45
and the last several years,
I have worked on
I have worked on
33
93509
4141
geçtiğimiz birkaç yılda,
01:50
winning the release of innocent people
34
98285
2539
çocukları ile Disney World'de iken,
01:53
who've been wrongfully convicted --
35
101373
2193
Brooklyn, New York' da işlenen bir
cinayet nedeniyle 24 yıl 8 ayını
01:56
people like Jonathan Fleming,
36
104221
1752
hapiste geçiren Jonathan Fleming gibi
01:58
who spent 24 years, eight months in jail
37
106762
3289
02:02
for a murder that was committed
in Brooklyn, New York,
in Brooklyn, New York,
38
110075
3598
yanlışlıkla suçlanan masum insanların
02:05
while he was in Disney World
39
113697
3483
serbest bırakılmasının üzerinde
çalışıyorum.
02:09
with his kids.
40
117204
1273
02:11
How do we know this?
41
119146
1150
Bunu nereden biliyoruz?
02:12
Because when he was arrested,
42
120882
1651
Çünkü o tutuklandığında,
02:15
among his property in his back pocket
43
123288
2791
arka cebinden çıkanlar arasında
02:18
was a receipt --
44
126866
1241
bir fiş vardı --
02:21
time-stamped receipt
45
129045
1817
Disney World'de olduğunu gösteren
02:22
that showed that he was in Disney World.
46
130886
2861
tarihili bir fiş vardı.
02:26
That receipt was put in the police file,
47
134322
3125
Bu fiş polis dosyasına konuldu,
02:29
a copy of it was put
in the prosecutor's file,
in the prosecutor's file,
48
137471
2626
bir kopyası da savcının dosyasına konuldu
02:32
and they never gave it
to his public defender.
to his public defender.
49
140121
3232
fakat onlar bu fişi savunma
avukatına hiç vermediler.
avukatına hiç vermediler.
Aslında hiç kimse
orada olduğunu bilmiyordu.
orada olduğunu bilmiyordu.
02:35
In fact, nobody even knew it was there.
50
143377
1942
02:37
It just sat there for 20-some-odd years.
51
145343
2739
Sadece 20 yıl boyunca orada öyle durdu.
02:40
My team looked through the file,
and we found it,
and we found it,
52
148926
3551
Ekibim dosyayı inceledi ve fişi buldu,
02:45
did the rest of the investigation,
53
153407
1722
soruşturmanın geri kalanını yaptılar
02:47
and figured out someone else
committed the crime.
committed the crime.
54
155153
2287
ve başkasının suçu işlediğini
ortaya çıkardılar.
ortaya çıkardılar.
02:49
Mr. Fleming was in Disney World,
55
157464
3140
Bay Fleming Disney World' teydi
02:52
and he is now released.
56
160628
1939
ve şu anda serbest.
02:55
Let me give you a little bit of context.
57
163151
1952
Konu hakkında size biraz bilgi vereyim.
02:57
So about three years ago, I got a call
from the Brooklyn District Attorney.
from the Brooklyn District Attorney.
58
165802
4138
Yaklaşık 3 yıl önce, Brooklyn Bölge
Savcısından bir telefon aldım.
Savcısından bir telefon aldım.
03:01
He asked whether I'd be interested
in designing a program
in designing a program
59
169964
4083
"Mahkumiyet inceleme birimi" adında
bir programın tasarlanması ile
bir programın tasarlanması ile
03:06
called a "conviction review unit."
60
174071
1978
ilgilenip ilgilenmeyeceğimi sordu.
03:08
So I said yes.
61
176073
1281
Ben de evet dedim.
03:09
A conviction review unit is essentially
a unit in a prosecutor's office
a unit in a prosecutor's office
62
177378
4667
Mahkumiyet inceleme birimi
geçmiş davalarda hata yapılıp
geçmiş davalarda hata yapılıp
03:14
where prosecutors look at their past cases
63
182069
3117
yapılmadığının savcılar tarafından
belirlendiği
belirlendiği
03:17
to determine whether or not
they made mistakes.
they made mistakes.
64
185210
2611
savcılık ofisindeki bir birimdir.
03:20
Over the course of the first year,
65
188465
2032
İlk yıl boyunca,
03:22
we found about 13 wrongful convictions,
66
190521
3094
yaklaşık 13 yanlış tutuklama tespit ettik.
03:25
people having been in jail for decades,
67
193639
2535
İnsanlar onlarca yıldır hapiste
tutuluyorladı
tutuluyorladı
03:28
and we released all of them.
68
196198
1635
ve onları serbest bıraktırdık.
03:29
It was the most in New York history.
69
197857
2678
New York tarihinde bir ilk.
03:32
The program is still going on,
70
200559
1492
Program hala devam ediyor
03:34
and they're up to 21 releases now --
71
202075
3267
ve şu ana kadar 21 kişi oldu --
03:37
21 people who spent
significant time behind bars.
significant time behind bars.
72
205366
4356
yıllarını parmaklılar arkasında geçiren
21 kişi serbest kaldı.
21 kişi serbest kaldı.
03:42
So let me tell you about a couple other
of the men and women
of the men and women
73
210257
5454
Müsaadenizle bu program
kapsamında iletişime geçtiğim
kapsamında iletişime geçtiğim
03:47
that I interacted with
in the course of this program.
in the course of this program.
74
215735
3284
diğer kadın ve erkekleri anlatayım.
03:51
One name is Roger Logan.
75
219043
2375
Bunlardan biri Roger Logan.
03:54
Mr. Logan had been in jail 17 years
76
222199
3103
Bay Logan bana bir mektup yazdığında
03:57
and wrote me a letter.
77
225326
1480
17 yıldır hapisteydi.
03:58
It was a simple letter; it basically said,
78
226830
2143
Sade bir mektuptu ve kısaca şöyleydi:
"Profesör Sullivan, ben masumum.
Bana komplo kuruldu.
Bana komplo kuruldu.
04:00
"Professor Sullivan, I'm innocent.
I've been framed.
I've been framed.
79
228997
3054
04:04
Can you look at my case?"
80
232075
1355
Davama bakabilir misiniz?"
04:06
At first blush, the case seemed
like it was open and shut,
like it was open and shut,
81
234279
3144
İlk bakışta, davayı
incelemeye bile gerek yoktu
incelemeye bile gerek yoktu
04:09
but my research had shown
82
237447
2033
fakat araştırmalarım gösterdi ki
04:12
that single-witness identification cases
83
240492
2623
tek şahitli teşhis davaları
04:15
are prone to error.
84
243139
1278
hatalı olma eğilimindedir.
04:17
It doesn't mean he was innocent,
85
245377
1799
Bu onun masum olduğunu göstermez,
04:19
it just means we ought to look
a little bit closer at those cases.
a little bit closer at those cases.
86
247200
3317
sadece bu tip davaları daha dikkatli
incelememiz gerektiğini gösterir.
incelememiz gerektiğini gösterir.
04:22
So we did.
87
250541
1310
Biz de öyle yaptık.
04:23
And the facts were relatively simple.
88
251875
2001
Ve gerçekler nazaran basitti.
04:25
The eyewitness said she heard a shot,
89
253900
3082
Görgü tanığı bir silah sesi
duyduğunu söylemiş
duyduğunu söylemiş
04:29
and she ran to the next building
and turned around and looked,
and turned around and looked,
90
257006
3051
ve bitişik binaya koşmuş ve
arkasını dönüp bakmış
arkasını dönüp bakmış
04:32
and there was Mr. Logan.
91
260081
1581
ve o sırada Bay Logan'ı görmüş.
04:34
And he was tried and convicted
and in jail for 17-some-odd years.
and in jail for 17-some-odd years.
92
262432
4284
O yargılandı, mahkum edildi ve
17 yıl boyunca hapishanedeydi.
17 yıl boyunca hapishanedeydi.
04:38
But it was a single-witness case,
so we took a look at it.
so we took a look at it.
93
266740
2814
Fakat tek tanıklı dava olarak,
onu tekrar ele aldık.
onu tekrar ele aldık.
suç mahaline adamlarımı gönderdim
ve bir tutarsızlık tespit ettiler.
ve bir tutarsızlık tespit ettiler.
04:41
I sent some people to the scene,
and there was an inconsistency.
and there was an inconsistency.
94
269578
3120
Kibarca söylemek gerekirse:
04:44
And to put it politely:
95
272722
5137
04:49
Usain Bolt couldn't have run
from where she said she was
from where she said she was
96
277883
3659
Usain Bolt bile onun söylediği noktadan
04:53
to the other spot.
97
281566
1188
diğerine koşmuş olamazdı.
04:54
Right?
98
282778
1152
Gerçekten doğru!
04:55
So we knew that wasn't true.
99
283954
2417
Sonuçta biz bunun
Doğru olmadığını biliyorduk.
Doğru olmadığını biliyorduk.
04:58
So it still didn't mean
that he didn't do it,
that he didn't do it,
100
286925
2097
Bu hala onun yapmadığını
göstermiyordu
göstermiyordu
05:01
but we knew something was maybe fishy
about this witness.
about this witness.
101
289046
3984
fakat tanık hakkında bir şeylerin şüpheli
olabileceğini biliyorduk.
olabileceğini biliyorduk.
05:05
So we looked through the file,
102
293634
2034
Böylece dosyayı incelemeye başladık,
05:07
a piece of paper in the file
had a number on it.
had a number on it.
103
295692
2339
dosyadaki bir kağıt üzerinde
bir numara vardı.
bir numara vardı.
05:10
The number indicated
that this witness had a record.
that this witness had a record.
104
298055
2966
Bu sayı tanığın bir rekoru
olduğunu belirtiyordu.
olduğunu belirtiyordu.
05:13
We went back through 20 years
of non-digitized papers
of non-digitized papers
105
301045
3808
20 sene öncenin dijitalleştirilmemiş
kağıtlarına
kağıtlarına
05:16
to figure out what this record was about,
106
304877
2576
bu rekorun ne hakkında olduğunu
çözmek için döndük
çözmek için döndük
05:19
and it turned out -- it turned out --
107
307477
2487
ve ortaya çıktı ki
05:21
the eyewitness was in jail
108
309988
3508
görgü tanığı gördüğüne tanıklık
05:25
when she said she saw what she saw.
109
313520
1919
ettiği zamanda hapisteydi.
Adam 17 yılını parmaklıklar
arkasında geçirdi.
arkasında geçirdi.
05:29
The man spent 17 years behind bars.
110
317718
2213
05:33
The last one is a case about two boys,
111
321476
4767
Son dosyamız ise
2 çocuk hakkında bir dosya,
2 çocuk hakkında bir dosya,
05:38
Willie Stuckey, David McCallum.
112
326267
1821
Willie Stuckey, David McCallum.
05:41
They were arrested at 15,
113
329002
1585
15 yaşlarında tutuklandılar
05:43
and their conviction was vacated
29 years later.
29 years later.
114
331320
4200
ve suçlamalar 29 yıl sonra düştü.
05:48
Now this was a case,
115
336865
1794
Şimdi bu dava da yine --
05:50
once again -- first blush,
it looked open and shut.
it looked open and shut.
116
338683
2804
İlk bakışta incelemeye bile
gerek yok gibi görünüyordu.
gerek yok gibi görünüyordu.
05:53
They had confessed.
117
341511
1272
Onlar itiraf etmişlerdi.
05:55
But my research showed
that juvenile confessions
that juvenile confessions
118
343750
2751
Fakat araştırmalarım göstermişti ki
bir ebebeyn yokluğunda yapılan itiraflar
05:58
without a parent present
119
346525
1489
06:00
are prone to error.
120
348038
1435
hatalı olma eğilimindedir.
06:01
The DNA cases proved this several times.
121
349497
2266
DNA dosyaları bunu birkaç kez kanıtladı.
06:03
So we took a close look.
122
351787
1374
Yakından baktık.
06:05
We looked at the confession,
123
353708
1849
İtirafa baktık
06:07
and it turned out,
124
355581
1164
ve görünürde
06:08
there was something in the confession
125
356769
1862
itiraflarda bu çocukların
06:10
that those boys could not have known.
126
358655
1968
bilemeyeceği bir şeyler vardı.
06:12
The only people who knew it
were police and prosecutors.
were police and prosecutors.
127
360647
2731
Bunu yalnızca polisler
ve savcılar bilebilirdi.
ve savcılar bilebilirdi.
Gerçekte ne olduğunu anladık;
06:15
We knew what really happened;
128
363402
2271
06:17
someone told them to say this.
129
365697
1559
birileri onlara bunu söylemişti.
06:19
We don't exactly know who,
130
367280
1869
Bunun kim olduğunu,
06:21
which person did,
131
369173
1467
kimin yaptığını bilmiyorduk,
06:22
but any rate, the confession was coerced,
132
370664
2895
fakat her halükarda itirafın
zorla alındığını
zorla alındığını
06:25
we determined.
133
373583
1354
belirledik.
06:27
We then went back and did forensics
134
375422
1832
Ardından geriye dönüp
çok kapsamlı adli
çok kapsamlı adli
06:29
and did a fulsome investigation
135
377278
1686
bir araştırma yaptık
06:30
and found that two other,
136
378988
1396
ve diğer ikisini bulduk,
06:32
much older, different heights,
different hairstyle,
different hairstyle,
137
380408
2859
daha büyük, farklı boylarda,
farklı saç tiplerinde
farklı saç tiplerinde
06:35
two other people committed the crime,
138
383291
2334
ve cinayeti asıl işleyen başka iki çocuk,
06:37
not these two boys.
139
385649
1270
bu ikisi değil.
06:39
I actually went to court that day,
140
387341
2045
O gün "dava düşümü" olarak
06:41
for what's called a "vacatur hearing,"
141
389410
3542
isimlendirilen suçlamaların düştüğü
06:44
where the conviction is thrown out.
142
392976
2111
celse için mahkemeye gittim.
06:47
I went to court; I wanted to see
143
395111
1702
Bay McCallum'un oradan çıktığını
06:49
Mr. McCallum walk out of there.
144
397461
2507
görmek istediğimden, mahkemeye gittim.
06:51
So I went to court,
145
399992
1154
Mahkemedeydim
06:53
and the judge said something
that judges say all the time,
that judges say all the time,
146
401170
2769
ve yargıç her zamanki yargıçların
söylediği şeyleri söyledi
söylediği şeyleri söyledi
06:55
but this took on a really special meaning.
147
403963
2209
fakat bu gerçek özel bir anlam içeriyordu.
06:58
He looked up after the arguments and said,
148
406693
2620
Tartışmalardan sonra baktı ve
07:01
"Mr. McCallum,"
149
409337
1203
"Bay McCallum,"
07:03
he said five beautiful words:
150
411108
1889
o iki harika kelimeyi söyledi:
07:05
"You are free to go."
151
413594
3451
"Gitmekte özgürsün."
07:10
Can you imagine?
152
418539
1614
Hayal edebiliyor musunuz?
07:12
After just about 30 years:
153
420177
2378
Yaklaşık 30 yıldan sonra
07:15
"You are free to go."
154
423315
1529
"Gitmekte özgürsün."
07:18
And he walked out of that courtroom.
155
426725
1779
Ve böylece o mahkeme salonundan çıktı.
07:21
Unfortunately,
his codefendant, Mr. Stuckey,
his codefendant, Mr. Stuckey,
156
429595
3179
Ne yazık ki, sanık Bay Stuckey
07:24
didn't get the benefit of that.
157
432799
2129
bunların faydasını göremedi.
Lakin Bay Stuckey 34 yaşında iken
07:27
You see, Mr. Stuckey died in prison
158
435477
1858
hapiste ölmüştü
07:30
at 34 years old,
159
438180
2088
07:32
and his mother sat
at counsel table in his place.
at counsel table in his place.
160
440292
3392
ve annesi onun yerine
savunma masasına oturmuştu.
savunma masasına oturmuştu.
Geri kalan hayatımda
bunu asla unutmayacağım.
bunu asla unutmayacağım.
07:36
I'll never forget this
the rest of my life.
the rest of my life.
161
444898
2558
07:39
She just rocked at the table, saying,
162
447480
2977
Masada hafifçe sallanarak
07:42
"I knew my baby didn't do this.
163
450481
1960
"Bunu bebeğimin yapmadığını biliyordum.
07:44
I knew my baby didn't do this."
164
452465
2219
Bunu bebeğimin yapmadığını
biliyordum." dedi.
biliyordum." dedi.
07:46
And her baby didn't do this.
165
454708
1383
Onun bebeği bunu yapmamıştı.
07:48
Two other guys did it.
166
456813
1238
Diğer iki adam yapmıştı.
07:51
If there's anything that we've learned,
anything that I've learned,
anything that I've learned,
167
459117
3286
Bu hatalı mahkumiyet
çalışmalarının bütününden
çalışmalarının bütününden
07:54
with this conviction integrity work,
168
462427
3188
herhangi bir şey öğrendi isem,
o da adalet kendiliğinden olmadığıdır.
07:57
it's that justice doesn't happen.
169
465639
2939
08:01
People make justice happen.
170
469779
3829
İnsanlar adeleti oldururlar.
Adalet sadece yukarından inen ve
08:08
Justice is not a thing
that just descends from above
that just descends from above
171
476441
3895
08:12
and makes everything right.
172
480360
1380
her şeyi doğru yapan bir şey değildir.
08:14
If it did, Mr. Stuckey
wouldn't have died in prison.
wouldn't have died in prison.
173
482602
3983
Eğer öyle olsaydı, Bay Stuckey
hapiste ölmeyecekti.
hapiste ölmeyecekti.
08:19
Justice is something
174
487756
1723
Adalet iyi niyetli insanların
08:21
that people of goodwill make happen.
175
489503
3098
yaptığı bir şeydir.
08:25
Justice is a decision.
176
493885
3595
Adalet bir karardır.
08:32
Justice is a decision.
177
500392
1728
Adalet bir karardır.
08:35
We make justice happen.
178
503461
2340
Biz adaleti oldururuz.
08:38
You know, the scary thing is,
179
506306
1919
İşin korkunç tarafı,
08:40
in each of these three cases I described,
180
508249
2617
anlattığım bu üç davanın her birinde
08:42
it would have only taken
just an extra minute --
just an extra minute --
181
510890
2602
birisinin dosyayı inceleyip
bu fişi bulması
bu fişi bulması
08:45
an extra minute --
182
513516
1615
sadece bir dakikasını
08:47
for someone to look through the file
183
515155
2143
- fazladan bir dakika -
08:49
and find this receipt.
184
517322
1488
alacaktı.
08:51
Just one -- to look through the file,
find the receipt,
find the receipt,
185
519804
3056
Sadece bir kişi dosyayı inceleyecek,
fişi bulacak
fişi bulacak
ve savunma makamına onu verecekti.
08:55
give it to the public defender.
186
523684
1867
Birisinin videodaki itirafa bakıp
"O olamaz." demesi
"O olamaz." demesi
08:58
It would have taken someone just a minute
187
526882
2542
09:01
to look at the video confession
and say, "That cannot be."
and say, "That cannot be."
188
529448
4647
sadece bir dakika sürerdi.
Sadece bir dakika.
09:07
Just a minute.
189
535179
1286
09:09
And perhaps Mr. Stuckey
would be alive today.
would be alive today.
190
537704
2980
Belki de Bay Stuckey bugün
yaşıyor olacaktı.
yaşıyor olacaktı.
09:13
It reminds me of one of my favorite poems.
191
541451
3381
Bu bana çok sevdiğim bir şiiri hatırlattı.
Benjamin Elijah Mays'in
"Tanrı'nın dakikaları"
"Tanrı'nın dakikaları"
09:16
It's a poem that Benjamin Elijah Mays
would always recite,
would always recite,
192
544856
4283
09:21
and he called it "God's Minute."
193
549163
1713
isimli şiirini hep okurum.
09:22
And it goes something like this:
194
550900
1573
Şiir şu şekildedir:
09:24
"I have only just a minute,
195
552497
2117
"Benim sadece bir dakikam var,
09:26
only 60 seconds in it,
196
554638
2027
Onun içerisinde sadece 60 saniye,
09:28
forced upon me, can't refuse it,
197
556689
2275
bana dayatılır, red edilemez,
09:30
didn't seek it, didn't choose it.
198
558988
2266
onu aramadınız, onu seçmediniz.
09:33
But it's up to me to use it.
199
561278
1554
Ancak bunu kullanmak bana kalmış.
09:34
I must suffer if I lose it,
give account if I abuse it.
give account if I abuse it.
200
562856
3438
Kaybedersem acı çekmem,
kötüye kullanırsam hesap vermem gerekir.
kötüye kullanırsam hesap vermem gerekir.
09:39
Just a tiny little minute,
201
567175
2254
Sadece minik bir dakika,
09:42
but eternity is in it."
202
570105
2480
fakat sonsuzluk onun içerisinde."
09:45
If I were to charge
203
573903
1550
Eğer içimizden her birini
09:47
each and every one of us,
204
575477
1633
suçlayacak olsaydım,
09:49
I would want to say something like,
205
577934
2409
şunu söylemek isterdim:
09:53
"Every day,
206
581962
1152
"Her gün,
09:55
every day,
207
583868
1151
her gün,
09:57
take just one extra minute
208
585935
2064
sadece bir dakika harca
ve adaleti sağla.
10:01
and do some justice.
209
589800
1376
10:04
You don't have to --
210
592932
1402
Yapmak zorunda --
10:06
I mean, some people spend
their careers and their lives,
their careers and their lives,
211
594358
4013
Yani, bazı insanlar
kariyerlerini ve hayatlarını
kariyerlerini ve hayatlarını
savunma avukatı olarak harcıyor
10:10
like public defenders,
212
598395
1238
ve her gün adaleti sağlıyorlar.
10:11
doing justice every day.
213
599657
1240
Fakat profesyonel yaşamınızda,
ne yaparsanız yapın
ne yaparsanız yapın
10:14
But in your professional lives,
whatever you do,
whatever you do,
214
602206
2320
10:16
take time out
215
604550
1690
vaktinizi ayırın
10:18
to just
216
606264
1164
ve biraz
10:20
do some justice.
217
608576
1287
adaleti sağlayın.
10:21
Make a colleague feel better.
218
609887
1714
Bir meslektaşınızı daha iyi hissettirin.
10:24
If you hear something that's sexist,
219
612083
2551
Eğer cinsiyetçi bir şeyler duyarsanız,
10:27
don't laugh, speak up.
220
615388
2157
gülmeyin, ne düşündüğünüzü
yüksek sesle söyleyin.
yüksek sesle söyleyin.
10:30
If someone is down, lift them up,
221
618397
2320
Eğer birileri aşağıda ise,
her gün fazladan bir dakika ile
her gün fazladan bir dakika ile
10:32
one extra minute each day,
222
620741
2694
onları ayağa kaldırın.
10:36
and it'll be a great, great place.
223
624253
2322
Ve bu harika olacak.
10:38
I want to show you something.
224
626599
1796
Size bir şey göstermek istiyorum.
10:41
Now, above me is a picture
225
629957
2975
Şimdi arkamda üstte görülen resim
10:44
of David McCallum.
226
632956
1421
David McCallum'a ait.
10:47
This is the day
he was released from prison.
he was released from prison.
227
635353
2880
Hapishaneden serbest bırakıldığı
günden bir resim.
günden bir resim.
10:50
After 30 years, he got to hug a niece
228
638257
3057
30 yıldan sonra, bundan önce
dokunmaya asla fırsat bulamadığı
yeğenini kucakladı.
yeğenini kucakladı.
10:53
he had never been able to touch before.
229
641338
2792
Ona şunu sormuştum:
10:57
And I asked him then,
230
645378
1357
"Yapmak istediğin ilk şey ne?"
10:59
I said, "What's the first thing
you want to do?"
you want to do?"
231
647563
2699
11:02
And he said, "I just want
to walk on the sidewalk
to walk on the sidewalk
232
650286
2379
O da: "Kimseden emir almadan
kaldırımda yürümek istiyorum." dedi.
11:04
without anybody telling me where to go."
233
652689
2181
11:07
Wasn't bitter,
234
655470
1705
Acı değildi,
11:09
just wanted to walk on the sidewalk.
235
657199
1906
sadece kaldırımda yürümek istedi.
11:11
I spoke to Mr. McCallum
about two weeks ago.
about two weeks ago.
236
659835
3007
Bay McCallum ile yaklaşık
2 hafta önce konuştum.
2 hafta önce konuştum.
11:15
I went to New York.
237
663369
1174
New York'a gitmiştim.
11:16
It was on the two-year anniversary
238
664567
2763
Serbest bırakılmasının üzerinden
11:19
of his release.
239
667354
1570
2 yıl geçmişti.
11:21
And we talked,
240
669280
1640
Konuştuk,
11:22
we laughed, we hugged, we cried.
241
670944
2464
güldük, kucaklaştık, ağladık.
11:26
And he's doing quite well.
242
674035
2205
Ve durumu oldukça iyi.
11:28
And one of the things he said
when we met with him
when we met with him
243
676264
3886
Onunla görüştüğümde
hayatını ve kariyerini
haksız yere başka hiç kimsenin
11:32
is that he now has dedicated his life
244
680174
3130
11:35
and his career
245
683328
1369
mahkum edilmemesini
sağlamaya adadığını belirtti.
sağlamaya adadığını belirtti.
11:36
to ensuring that nobody else
is locked up unjustly.
is locked up unjustly.
246
684721
4159
11:41
Justice, my friends,
247
689951
2002
Dostlarım, adalet
bir karardır.
11:45
is a decision.
248
693596
1249
11:47
Thank you very much.
249
695526
1207
Çok teşekkürler.
(Alkışlar)
11:48
(Applause)
250
696757
4140
ABOUT THE SPEAKER
Ronald S. Sullivan Jr. - Clinical professor of lawRonald Sullivan is a leading theorist in the areas of criminal law, criminal procedure, trial practice and techniques, legal ethics and race theory.
Why you should listen
Professor Ronald Sullivan is the faculty director of the Harvard Criminal Justice Institute and the Harvard Trial Advocacy Workshop. Sullivan also serves as Faculty Dean of Winthrop House at Harvard College. He is the first African American ever appointed Faculty Dean in Harvard's history. He is a founding member and Senior Fellow of the Jamestown Project.
Sullivan has merged legal theory and practice over the course of his career in unique and cutting-edge ways. In 2014, he was tasked to design and implement a Conviction Review Unit (CRU) for the newly elected Brooklyn District Attorney. The CRU, designed to identify and exonerate wrongfully convicted persons, quickly became regarded as the model conviction integrity program in the nation. In its first year of operation alone, Sullivan discovered over 10 wrongful convictions, which the DA ultimately vacated. Some of the exonerated citizens had served more than 30 years in prison before they were released.
In 2008, Sullivan served as Chair, Criminal Justice Advisory Committee for then-Senator Barack Obama's presidential campaign. In this capacity, his committee made policy recommendations on a range of issues in an effort to put into practice some of the best research in the field. He also served as a member of the National Legal Advisory Group for the Barack Obama Presidential Campaign. Finally, Sullivan was appointed Advisor to the Department of Justice Presidential Transition Team.
In 2007, in the wake of Hurricane Katrina, Sullivan was asked to create a system to solve a criminal justice crisis. More than 6,000 citizens were incarcerated in and around New Orleans without representation and with all official records destroyed by Hurricane Katrina. Sullivan designed an indigent defense delivery system that resulted in the release of nearly all the 6000 inmates.
Sullivan still maintains an appellate and trial practice. He has represented persons ranging from politicians to professional athletes to recording artists to pro bono clients in criminal jeopardy. Representative clients include: The family of Michael Brown, former New England Patriot Aaron Hernandez and the family of Usaamah Rahim.
Sullivan is a Phi Beta Kappa graduate of Morehouse College and the Harvard Law School, where he served as President of the Harvard Black Law Students Association and as General Editor of the Harvard BlackLetter Law Journal.
Ronald S. Sullivan Jr. | Speaker | TED.com