TEDWomen 2018
Ai-jen Poo: The work that makes all other work possible
Ai-jen Poo: Ev emekçileri kadınlar hayatın akışını sağlıyor
Filmed:
Readability: 3.9
1,792,540 views
Ev hizmetlerinde çalışan emekçilere hayatımızın en değerli insanlarını, en önemli şeylerini emanet ediyoruz. Onlar çocuklarımıza ve yaşlılarımıza bakan insanlar, onlar evimizi temizleyen insanlar. Ve yaptıkları işlerle diğer bütün işlerin yapılmasına olanak sağlıyorlar. Toplum onları ya görünmez kılıyor ya da "yardımcı" olarak görüp değersizleştiriyor ama ev emekçileri sorumlu oldukları ailelere ve evlere ellerinden gelen en iyi hizmeti vermeye devam ediyor. Aktivist Ai-Jen Poo bu duygusal konuşmada ev emekçilerine eşit haklar ve adil maaş sağlanması için gösterdiği çabayı anlatıyor ve onlardan neler öğrenebileceğimizi gösteriyor: "Ne yaşarsa yaşasın insanları seven, onlara bakan bir ev emekçisi gibi düşünün."
Ai-jen Poo - Activist
Ai-jen Poo has spent the last 20 years bringing care and respect to the women that care for us. Full bio
Ai-jen Poo has spent the last 20 years bringing care and respect to the women that care for us. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:12
I want to talk to you tonight
0
944
2023
Bu gece sizlere
anlatmak istediğim konu
anlatmak istediğim konu
00:14
about the work that makes
all other work possible,
all other work possible,
1
2991
3236
hayatın düzenli bir şekilde
devam etmesini sağlayan bir iş hakkında.
devam etmesini sağlayan bir iş hakkında.
00:19
about the millions of women
who go to work in our homes
who go to work in our homes
2
7279
4359
Her gün, evlerimize çalışmaya gelen
milyonlarca kadından bahsediyorum.
milyonlarca kadından bahsediyorum.
00:23
every single day,
3
11662
2181
00:25
caring for children as nannies,
4
13867
3781
Çocuklarımızın bakımını üstleniyorlar;
00:29
caring for our loved ones
with disabilities and our elders,
with disabilities and our elders,
5
17672
3470
engelli sevdiklerimizin ve yaşlılarımızın
sorumluluğunu üstleniyor,
sorumluluğunu üstleniyor,
onlarla ilgileniyorlar.
00:33
as home care workers,
6
21166
1588
00:35
maintaining sanity
in our homes as cleaners.
in our homes as cleaners.
7
23596
3878
Evlerimizi derleyip topluyor,
temiz bir ortam sağlıyorlar.
temiz bir ortam sağlıyorlar.
Böylece geri kılan bütün işlerin
yapılmasına olanak sağlıyorlar.
yapılmasına olanak sağlıyorlar.
00:39
It's the work that makes
all other work possible.
all other work possible.
8
27498
2942
00:43
And it's mostly done by women,
more than 90 percent women,
more than 90 percent women,
9
31472
3568
Bu işte çalışanların çoğunluğu
yani %90'ından fazlası kadın
yani %90'ından fazlası kadın
00:47
disproportionately women of color.
10
35064
2195
ve büyük kısmını da
beyaz olmayan kadınlar oluşturuyor.
beyaz olmayan kadınlar oluşturuyor.
00:49
And the work itself is associated with
work that women have historically done,
work that women have historically done,
11
37719
5657
Bu meslek kadınların çağlar boyunca
yaptığı işlerle ilişkilendirilmektedir.
yaptığı işlerle ilişkilendirilmektedir.
00:55
work that's been made incredibly invisible
12
43400
3202
Toplumun gittikçe görmezden geldiği,
00:58
and taken for granted in our culture.
13
46626
2594
kendini alıştırdığı işler.
01:02
But it's so fundamental
to everything else in our world.
to everything else in our world.
14
50228
4624
Ama bu, dünyamızdaki geri kalan
her şeyin temelinde olan bir iştir.
her şeyin temelinde olan bir iştir.
01:06
It makes it possible for all of us
to go out and do what we do in the world
to go out and do what we do in the world
15
54876
4718
Her gün dışarı çıkıp
yapmamız gerekenleri yapabiliyorsak,
yapmamız gerekenleri yapabiliyorsak,
bu iş sayesindedir.
01:11
every single day,
16
59618
1318
01:12
knowing that the most precious aspects
of our lives are in good hands.
of our lives are in good hands.
17
60960
5223
Çünkü hayatlarımızdaki en değerli şeylerin
emin ellerde olduğunu biliriz.
emin ellerde olduğunu biliriz.
01:19
But we don't think about it that way.
18
67239
2079
Yine de böyle düşünmeyiz.
Bu meslek neredeyse her zaman
görünmez kılınmış, yadsınmıştır.
görünmez kılınmış, yadsınmıştır.
01:22
It's almost defined by its invisibility.
19
70026
3521
01:26
You could go into any neighborhood
20
74483
1683
Öylesine bir mahalleye gidin,
01:28
and not know which homes
are also workplaces.
are also workplaces.
21
76190
3172
hangi evler aynı zamanda
iş yeridir, bilemezsiniz.
iş yeridir, bilemezsiniz.
01:31
There's no sign.
22
79386
1572
İşaret, tabela hiçbiri yoktur.
01:32
There's no list or registry.
23
80982
2920
Ne bir liste, ne bir kayıt.
01:35
It's just invisible.
24
83926
1540
Sadece görünmezlik.
01:39
And it's this work that is not even
referred to as real work.
referred to as real work.
25
87791
5983
Üstelik bu meslek
gerçek bir iş olarak da kabul edilmez.
gerçek bir iş olarak da kabul edilmez.
01:45
It's referred to as "help."
26
93798
2272
"Yardım" adı verilir.
01:48
It's often seen as unskilled,
27
96681
3204
Çoğunluğun gözünde,
vasıf gerektirmeyen,
vasıf gerektirmeyen,
01:51
not seen as professional.
28
99909
2016
profesyonel olmayan bir iştir.
01:55
And race has played a profound role
in how we value this work in our culture.
in how we value this work in our culture.
29
103631
5726
Kültürümüzün bu işe biçtiği değeri
büyük oranda belirleyen bir unsur ırktır.
büyük oranda belirleyen bir unsur ırktır.
02:01
Some of the first domestic workers
in the United States were black women
in the United States were black women
30
109381
3428
ABD'deki ilk ev emekçileri,
köle olarak çalıştırılan siyahi kadınlardı
köle olarak çalıştırılan siyahi kadınlardı
02:04
who were enslaved,
31
112833
1420
ve ırk ayrımcılığı
02:06
and racial exclusion has shaped
their conditions for generations.
their conditions for generations.
32
114277
4093
bu kadınların yaşam koşullarını
nesillerdir belirlemektedir.
nesillerdir belirlemektedir.
02:11
In the 1930s, when Congress
was discussing the labor laws
was discussing the labor laws
33
119066
3489
Kongre, 1930'larda, ''New Deal''in
bir bölümü olmak üzere
bir bölümü olmak üzere
02:14
that would be a part of the New Deal,
34
122579
2151
tüm işçileri koruyacak
çalışma yasasını ele alırken,
çalışma yasasını ele alırken,
02:16
that would protect all workers,
35
124754
2336
02:19
Southern members of Congress
refused to support those labor laws
refused to support those labor laws
36
127114
4766
Kongre'nin güneyli üyeleri,
koruma yasalarının,
koruma yasalarının,
02:23
if they included protections
for domestic workers and farmworkers.
for domestic workers and farmworkers.
37
131904
4803
ev emekçileri ve tarla çalışanları için
geçerli olmasına karşı çıkmıştır.
geçerli olmasına karşı çıkmıştır.
02:29
That history of racial exclusion
38
137503
3261
Tarih boyunca,
gerek ırka dayalı bu dışlama
gerek ırka dayalı bu dışlama
02:32
and our cultural devaluing of work
that's associated with women
that's associated with women
39
140788
4987
gerek kadınlarla ilişkilendirilen işleri
toplum olarak değersiz görmemiz yüzünden
toplum olarak değersiz görmemiz yüzünden
02:37
now means that millions of women
go to work every single day,
go to work every single day,
40
145799
4275
günümüzde her gün işe giden
milyonlarca kadın,
milyonlarca kadın,
02:42
work incredibly hard
41
150098
1683
inanılmaz ağır koşullarda çalışıyor
02:43
and still can't make ends meet.
42
151805
2098
fakat yine de geçimini sağlayamıyor.
02:46
They earn poverty wages
without a safety net,
without a safety net,
43
154639
4880
Yoksulluk sınırında kazanıyorlar
üstelik sigortasız çalıştırılıyorlar;
üstelik sigortasız çalıştırılıyorlar;
02:51
so that the women that we're counting on
to take care of us and our families
to take care of us and our families
44
159543
5843
yani kendimizi ve ailemizi
emanet ettiğimiz kadınlar
emanet ettiğimiz kadınlar
02:57
can't take care of their own,
doing this work.
doing this work.
45
165410
2992
mesleklerini yaparak
kendilerine bakamıyorlar.
kendilerine bakamıyorlar.
03:01
But my work over the last 20 years
has been about changing precisely that.
has been about changing precisely that.
46
169983
5250
İşte, son yirmi senedir tam da
bu düzeni değiştirmek için çalışıyorum.
bu düzeni değiştirmek için çalışıyorum.
03:07
It's about making these jobs good jobs
that you can take pride in
that you can take pride in
47
175257
4206
Çabam, kadınların gurur duyacakları
ve geçimlerini sağlayacakları şekilde
ve geçimlerini sağlayacakları şekilde
03:11
and support your family on.
48
179487
1772
çalışabilmelerine yardımcı olmak.
03:13
At the National Domestic Workers Alliance,
we've been working hard in states
we've been working hard in states
49
181835
3636
Ulusal Ev Çalışanları Birliği olarak,
ABD'de yaptığımız çalışmalarla,
ABD'de yaptığımız çalışmalarla,
03:17
to pass new laws that will protect
domestic workers from discrimination
domestic workers from discrimination
50
185495
5064
ev işçisi kadınları ayrımcılıktan
ve cinsel istismardan koruyacak,
ve cinsel istismardan koruyacak,
onlara izin günleri hatta
ücretsiz izin hakkı verecek
ücretsiz izin hakkı verecek
03:22
and sexual harassment,
51
190583
2126
03:24
that will create days of rest,
paid time off, even.
paid time off, even.
52
192733
4226
yeni yasalar geçirmek için
çaba harcıyoruz.
çaba harcıyoruz.
03:29
So far, eight states have passed
domestic workers bills of rights.
domestic workers bills of rights.
53
197766
4440
Ev işçisi kadın hakları şimdiye kadar
sekiz eyalette yürürlüğe girdi.
sekiz eyalette yürürlüğe girdi.
03:35
Yes.
54
203412
1178
Evet, doğru.
03:36
(Applause)
55
204614
3703
(Alkış)
03:40
And during the Obama administration,
56
208341
1794
Ayrıca Obama yönetimi sırasında,
03:42
we were successful in bringing
two million home care workers
two million home care workers
57
210159
3977
evde bakım işinde çalışan
iki milyon kadın için
iki milyon kadın için
03:46
under minimum wage
and overtime protections
and overtime protections
58
214160
2540
asgari ücret ve mesai güvencesi
sağlayan hakları elde ettik;
sağlayan hakları elde ettik;
03:48
for the first time since 1937.
59
216724
3839
bu 1937'den beri bir ilkti.
03:52
(Applause)
60
220587
3961
(Alkış)
03:58
Most recently, we've been really excited
to launch a new portable benefits platform
to launch a new portable benefits platform
61
226317
5506
En yeni çalışmamız olan "Alia"
bizi son derece heyecanlandırıyor.
bizi son derece heyecanlandırıyor.
04:03
for domestic workers, called "Alia,"
62
231847
2660
"Alia" bir sosyal haklar platformudur
04:06
which allows for domestic workers
with multiple clients
with multiple clients
63
234531
3623
ve birden fazla müşterisi olan
ev işçisi kadınların ilk defa
ev işçisi kadınların ilk defa
04:10
to give them access to benefits
for the very first time.
for the very first time.
64
238178
4294
sosyal haklara erişebilmesini sağlamıştır.
04:15
So really important progress
is being made.
is being made.
65
243554
3518
Oldukça önemli gelişmeler
kaydedildiği görülüyor.
kaydedildiği görülüyor.
04:19
But I would argue tonight
66
247794
2439
Ama bu gece burada
ev emekçisi kadınların yaptığı
ev emekçisi kadınların yaptığı
04:22
that one of the most important things
that domestic workers can provide
that domestic workers can provide
67
250257
5227
başka önemli bir işi vurgulayacağım:
04:27
is actually what they can teach us
68
255508
2525
Bu kadınlar, bize,
04:30
about humanity itself
69
258057
2122
insanlığın gerçek anlamını
04:32
and about what it will take to create
a more humane world for our children.
a more humane world for our children.
70
260830
5430
ve çocuklarımıza nasıl daha insancıl
bir dünya bırakabileceğimizi öğretebilir.
bir dünya bırakabileceğimizi öğretebilir.
04:39
In the face of extreme immorality,
71
267774
2759
Manevi değerlerin
hiçe sayıldığı günümüzde,
hiçe sayıldığı günümüzde,
04:42
domestic workers can be our moral compass.
72
270557
3959
ev emekçisi kadınlar
dürüstlük ve erdem pusulamız olabilir.
dürüstlük ve erdem pusulamız olabilir.
04:47
And it makes sense,
73
275309
1918
Son derece anlamlı değil mi?
04:49
because what they do is so fundamental
74
277251
2906
Sonuçta, onların bu yaptığı
04:52
to the very basics
of human need and humanity.
of human need and humanity.
75
280181
4304
insanlığın ve onun en temel ihtiyacının
özünü oluşturuyor.
özünü oluşturuyor.
04:57
They are there when we
are born into this world;
are born into this world;
76
285184
3803
Bu dünyaya geldiğimizde
yanımızda onlar var;
yanımızda onlar var;
05:01
they shape who we become in this world;
77
289011
3846
bu dünyadaki benliğimizi
onlar şekillendiriyor;
onlar şekillendiriyor;
05:05
and they are with us
as we prepare to leave this world.
as we prepare to leave this world.
78
293611
4414
ve bu dünyadan ayrılırken de
bizi yalnız bırakmıyorlar.
bizi yalnız bırakmıyorlar.
05:11
And their experiences
with families are so varied.
with families are so varied.
79
299215
3505
Ailelerle de bir o kadar farklı
deneyimler yaşıyorlar.
deneyimler yaşıyorlar.
05:14
They have some relationships
with the families that they work for
with the families that they work for
80
302744
3074
Evlerinde çalıştıkları ailelerle
öyle ilişkiler kuruyorlar ki
öyle ilişkiler kuruyorlar ki
05:17
that are incredibly positive
and mutually supportive
and mutually supportive
81
305842
3108
aradaki bağlar inanılamayacak kadar
olumlu ve kuvvetli;
olumlu ve kuvvetli;
05:20
and last for years and years.
82
308974
1958
yıllar yıllar boyu hiç kopmuyor.
05:22
And then the opposite also happens.
83
310956
2675
Ama bakın,
bunun tam tersi durumlar da var.
bunun tam tersi durumlar da var.
05:26
And we've seen cases
of sexual violence and assault,
of sexual violence and assault,
84
314209
4696
Cinsel şiddetin ve saldırının
yaşandığı öyle olaylar gördük ki;
yaşandığı öyle olaylar gördük ki;
05:30
of extreme forms
of abuse and exploitation.
of abuse and exploitation.
85
318929
3646
her türlü kötü niyetin
ve suistimalin en korkunçlarını.
ve suistimalin en korkunçlarını.
05:35
We've seen cases of human trafficking.
86
323753
2730
İnsan kaçakçılığı yapıldığına tanık olduk.
05:39
Domestic workers live
in poor neighborhoods,
in poor neighborhoods,
87
327696
3238
Ev emekçisi kadınlar
fakir mahallelerde yaşar,
fakir mahallelerde yaşar,
05:42
and then they go to work
in very wealthy ones.
in very wealthy ones.
88
330958
4035
zenginlerin evine çalışmaya gider.
05:48
They cross cultures and generations
and borders and boundaries,
and borders and boundaries,
89
336112
5990
Farklı kültür ve nesillerle karşılaşır,
başka topraklarda çalışırlar.
başka topraklarda çalışırlar.
05:54
and their job, no matter what,
90
342126
3125
Ne olursa olsun,
05:57
is to show up and care --
91
345275
2875
her zaman hazır bulunmak zorundadırlar;
06:01
to nurture, to feed, to clothe, to bathe,
92
349872
5361
bakmak, beslemek, giydirmek
ve banyo yaptırmak;
ve banyo yaptırmak;
06:08
to listen, to encourage,
93
356406
3501
dinlemek, cesaret vermek,
06:12
to ensure safety,
94
360908
1882
korumak,
06:15
to support dignity ...
95
363415
1797
itibar kazandırmak...
06:18
to care no matter what.
96
366070
2706
Yani, ne olursa olsun,
başkalarına özenle bakmak.
başkalarına özenle bakmak.
06:22
I want to tell you a story of a woman
I met early on in this work.
I met early on in this work.
97
370245
3534
Çalıştığım ilk yıllarda tanıştığım
bir kadının hikâyesini anlatmak istiyorum.
bir kadının hikâyesini anlatmak istiyorum.
06:25
Her name is Lily.
98
373803
1332
Lily'nin hikâyesini.
06:28
Lily and her family lived in Jamaica,
99
376309
2734
Lily, ailesiyle birlikte
Jamaika'da yaşıyordu.
Jamaika'da yaşıyordu.
06:32
and when she was 15 years old,
she was approached by an American couple
she was approached by an American couple
100
380035
3756
15 yaşındayken,
Amerikalı bir çiftin ilgisini çekti.
Amerikalı bir çiftin ilgisini çekti.
06:35
who were looking for a live-in nanny
to come live with them
to come live with them
101
383815
2834
Amerikalı aile onlarla birlikte
ABD'de yaşayıp
ABD'de yaşayıp
06:38
in the United States
102
386673
1151
çocuklarına bakacak
birini arıyordu.
birini arıyordu.
06:39
and help them care for their children.
103
387848
1884
06:42
They offered Lily's family that
if she came to work as their nanny,
if she came to work as their nanny,
104
390295
5127
Lily'nin ailesine bir teklifte bulundular.
06:47
she would be able to have access
to a US education,
to a US education,
105
395446
3970
Lily çocukların dadısı olursa,
ABD'de okuyabilecek,
ABD'de okuyabilecek,
06:51
and she would have a weekly salary
sent home to help her family financially.
sent home to help her family financially.
106
399440
4583
her hafta alacağı maaşla
ailesine yardımcı olabilecekti.
ailesine yardımcı olabilecekti.
06:57
They decided it was a good idea
107
405819
1937
Bunun iyi bir fırsat olduğunu düşündüler
06:59
and decided to take the opportunity.
108
407780
2894
ve değerlendirmeye karar verdiler.
07:04
Lily held up her end of the bargain
109
412184
2656
Lily bu anlaşmada üzerine düşeni yaptı:
07:08
and helped to raise three children.
110
416125
2261
Üç çocuğun yetiştirilmesine yardım etti.
07:11
But all communication
with her family was severed:
with her family was severed:
111
419957
3623
Ama ailesiyle
hiçbir şekilde haberleşemedi.
hiçbir şekilde haberleşemedi.
07:15
no letters, no phone calls.
112
423604
3037
Ne yazabildi
ne telefonla konuşabildi.
ne telefonla konuşabildi.
07:18
She was never allowed to go to school,
113
426665
2523
Okula gitmesine hiç izin verilmedi
07:22
and she was never paid --
114
430160
2045
ve bir kez bile maaşı ödenmedi.
07:24
for 15 years.
115
432229
2356
15 yıl boyunca hiç.
07:27
One day, she saw an article in a newspaper
about another domestic worker
about another domestic worker
116
435804
3684
Bir gün gazetede,
kendisiyle benzer şeyler yaşayan
kendisiyle benzer şeyler yaşayan
07:31
with a really similar story to hers,
117
439512
2449
başka bir ev emekçisi kadının
hikâyesini okudu.
hikâyesini okudu.
07:33
another case that I was
working on at the time,
working on at the time,
118
441985
2746
O sıralar ben de
aynı olay üzerinde çalıştığımdan,
aynı olay üzerinde çalıştığımdan,
07:36
and she found a way to reach me.
119
444755
1997
Lily bana ulaşmanın
yolunu bulmuş oldu.
yolunu bulmuş oldu.
07:39
She also found a way to reach her brother,
120
447777
2622
Lily'nin erkek kardeşi de
o sırada ABD'de yaşıyordu
o sırada ABD'de yaşıyordu
07:42
who was living in the United States
at the time as well.
at the time as well.
121
450423
2751
ve Lily ona da ulaşabildi.
07:45
Between the two of us,
we were able to help her escape.
we were able to help her escape.
122
453198
3290
İkimiz Lily'nin kaçmasına yardım ettik.
07:49
And she had the help
of one of the children.
of one of the children.
123
457525
2951
Baktığı çocuklardan biri de
kaçması için Lily'ye yardımcı oldu.
kaçması için Lily'ye yardımcı oldu.
07:53
One of the children
was old enough to realize
was old enough to realize
124
461071
3824
Çocuklardan biri, dadısına
kötü muamele edildiğini
kötü muamele edildiğini
07:56
that the way his nanny
was being treated was wrong,
was being treated was wrong,
125
464919
4155
anlayabilecek yaştaydı
08:01
and he gave her the money that he
had been saving through his childhood
had been saving through his childhood
126
469098
3378
ve küçüklüğünden beri biriktirdiği
parayı Lily'ye vererek
parayı Lily'ye vererek
onun kaçmasına yardım etti.
08:04
to help her escape.
127
472500
1233
08:07
But here's the thing about this story.
128
475304
2176
Ama bu hikâyenin asıl meselesi şu:
08:12
She was essentially enslaved for 15 years.
129
480210
4596
Lily tam 15 yıl köle gibi çalıştırıldı.
08:18
Human trafficking and slavery
is a criminal offense.
is a criminal offense.
130
486248
3300
İnsan kaçakçılığı ve köle ticareti
cezai suçlardır.
cezai suçlardır.
08:22
And so her lawyers and I asked Lily,
131
490230
2950
Dolayısıyla, Lily'ye
avukatlarıyla birlikte
avukatlarıyla birlikte
08:25
did she want to press criminal charges
for what had happened to her.
for what had happened to her.
132
493204
3781
kendisine yapılanlar yüzünden
dava açabileceğini söyledik.
dava açabileceğini söyledik.
08:29
And after thinking about
what it would mean,
what it would mean,
133
497731
2965
Bunun sonuçlarını düşündükten sonra,
istemediğini söyledi.
istemediğini söyledi.
08:32
she said no,
134
500720
1589
08:35
because she didn't want the children
to be separated from their parents.
to be separated from their parents.
135
503222
4235
Çocukların ailesinden ayrılmasını
kabul edemezdi.
kabul edemezdi.
08:42
Instead, we filed a civil lawsuit,
and we eventually won the case,
and we eventually won the case,
136
510113
4449
Biz de kamu davası açtık
ve sonunda kazandık.
ve sonunda kazandık.
08:46
and her case became a rallying cry
for domestic workers everywhere.
for domestic workers everywhere.
137
514586
3701
Lily'nin davası bütün ev emekçisi kadınlar
için kuvvetli bir çığlık oldu.
için kuvvetli bir çığlık oldu.
08:50
She was reunited with her family
and went on to have a family of her own.
and went on to have a family of her own.
138
518311
4566
Lily ailesiyle bir araya geldi
ve sonra kendi ailesini kurdu.
ve sonra kendi ailesini kurdu.
08:55
But the thing that's so profound
to me about this story
to me about this story
139
523909
3346
Bu olay beni derinden etkiledi,
08:59
is, despite having 15 years
stolen from her life,
stolen from her life,
140
527279
4911
çünkü Lily hayatının 15 yılı
elinden alınmasına rağmen
elinden alınmasına rağmen
09:04
it did not affect the care and compassion
that she felt for the children.
that she felt for the children.
141
532214
5784
çocuklara duyduğu şefkati
ve ilgiyi hiç kaybetmedi.
ve ilgiyi hiç kaybetmedi.
09:11
And I see this from domestic
workers all the time.
workers all the time.
142
539030
3229
Bunu ev işçisi kadınlarda hep gördüm.
09:14
In the face of indignities
143
542283
1887
Küçük düşürülmelerine rağmen,
09:16
and our failure to respect and value
this work in our culture,
this work in our culture,
144
544194
3791
kültürümüzün bu mesleğe
saygı göstermemesine rağmen,
saygı göstermemesine rağmen,
09:20
they still show up,
145
548009
2290
onlar yine de yanımızdalar
09:22
and they care.
146
550323
1453
ve bize bakıyorlar.
09:24
They're simply too proximate
to our shared humanity.
to our shared humanity.
147
552780
3589
Ortak insanlık hallerini
öyle iyi biliyorlar ki...
öyle iyi biliyorlar ki...
09:28
They know how your toddler
likes to be held
likes to be held
148
556393
3159
Bir bebek, mamasını yedikten
sonra uykuya dalarken
sonra uykuya dalarken
09:31
as they take their bottle before a nap.
149
559576
2404
nasıl kucaklanmak ister biliyorlar.
09:35
They know how your mother likes her tea,
150
563011
2770
Yaşlı annenizin çayını nasıl sevdiğini,
09:37
how to make her smile and tell stories
despite her dementia.
despite her dementia.
151
565805
4071
onu öyküler anlatarak nasıl
gülümseteceklerini biliyorlar.
gülümseteceklerini biliyorlar.
09:42
They are so proximate to our humanity.
152
570924
3716
İnsanlığımızın yanı başındalar.
09:47
They know that at the end of the day,
153
575688
2151
Ve farkındalar:
09:49
these are people
who are part of families --
who are part of families --
154
577863
3104
Baktıkları insanların mutlaka
bir ailenin parçası olduğunun,
bir ailenin parçası olduğunun,
09:52
someone's mother,
155
580991
1861
birilerinin annesi,
09:54
someone's grandmother,
156
582876
2251
birilerinin büyükannesi,
09:57
someone's best friend
157
585151
2450
birilerinin en iyi arkadaşı,
09:59
and someone's baby;
158
587625
2140
birilerinin bebeği
olduğunun farkındalar.
olduğunun farkındalar.
10:03
undeniably human,
159
591773
2105
İnsan olduklarının yadsınamayacağını,
10:06
and therefore, not disposable.
160
594656
3091
bu yüzden harcanamayacaklarını
biliyorlar.
biliyorlar.
10:11
Domestic workers know that any time
a single person becomes disposable,
a single person becomes disposable,
161
599715
6521
Ev emekçisi kadınlar,
tek bir insan bile gözden çıkarıldığında
tek bir insan bile gözden çıkarıldığında
nasıl kaygan bir zeminde
yüründüğünün farkındalar.
yüründüğünün farkındalar.
10:18
it's a slippery slope.
162
606260
1742
10:21
You see, the cultural devaluing
of domestic work
of domestic work
163
609284
3954
Ev ortamında çalışmanın
toplumca değersizleştirilmesi,
toplumca değersizleştirilmesi,
10:25
is a reflection
of a hierarchy of human value
of a hierarchy of human value
164
613262
3976
insana hiyerarşik açıdan
değer biçildiğini gösteriyor;
değer biçildiğini gösteriyor;
10:29
that defines everything in our world,
165
617262
2412
bu öyle bir hiyerarşi ki,
10:32
a hierarchy that values
the lives and contributions
the lives and contributions
166
620549
3916
dünyadaki her şeyi şekillendiriyor
ve bazı insanların yaşamlarını,
ve bazı insanların yaşamlarını,
10:36
of some groups of people over others,
167
624489
3194
yaptıkları katkıları diğerlerininki
kadar önemsemiyor.
kadar önemsemiyor.
10:40
based on race, gender,
168
628714
3578
Irka, cinsiyete, sınıfa göre
ayrımcılık yapıyor,
ayrımcılık yapıyor,
10:44
class, immigration status --
169
632316
3633
insanların göçmen
olup olmadığına bakıyor.
olup olmadığına bakıyor.
Akla gelebilecek
bütün kategorilere açık bir hiyerarşi.
bütün kategorilere açık bir hiyerarşi.
10:47
any number of categories.
170
635973
2239
10:51
And that hierarchy of human value requires
stories about those groups of people
stories about those groups of people
171
639514
6684
İnsan değerine dayalı bu düzen,
varlığını sürdürmek için
varlığını sürdürmek için
10:58
in order to sustain itself.
172
646222
2693
bu insanların hikâyelerine
sırtını dayıyor.
sırtını dayıyor.
11:00
So these stories have seeped
deep into our culture
deep into our culture
173
648939
3111
Kültürümüzün en derinine işleyen
bu hikâyeler ne diyor?
bu hikâyeler ne diyor?
11:04
about how some people
are less intelligent,
are less intelligent,
174
652074
4381
Bazı insanlar diğerleri kadar
akıllı değildir;
akıllı değildir;
11:08
some people are less intuitive,
175
656479
3237
bazı insanların sezgileri daha zayıftır;
11:13
weaker,
176
661081
1820
onlar güçlü değildir,
11:14
by extension, less trustworthy,
177
662925
3812
daha değersizdir,
11:19
less valuable
178
667371
1368
yani onlara pek güvenilmez;
11:21
and ultimately,
179
669652
1789
dolayısıyla,
onlar diğerleri kadar
insan değildir.
insan değildir.
11:23
less human.
180
671465
1545
11:26
And domestic workers know
it's a slippery slope
it's a slippery slope
181
674448
4217
Bir ev emekçisini gerçek bir çalışan
gibi görmemeye başladığımızda,
gibi görmemeye başladığımızda,
11:30
when we start to see a worker
as less than a real worker,
as less than a real worker,
182
678689
6650
bir kadını kadın gibi,
11:38
to a woman as less than a woman,
183
686318
3326
bir anneyi anne gibi,
11:42
to a mother as less than a mother,
184
690367
3911
bir çocuğu çocuk gibi görmediğimizde,
11:47
to a child as less than a child.
185
695365
3385
ev emekçileri bunun
nasıl kaygan bir zemin olduğunu bilir.
nasıl kaygan bir zemin olduğunu bilir.
11:52
In the spring of 2018,
186
700519
1600
2018 yılının baharında,
11:54
the Trump administration announced
a new policy at the US-Mexico border,
a new policy at the US-Mexico border,
187
702143
4694
Trump yönetimi, ABD-Meksika sınırında
yeni bir politika uygulanacağını duyurdu.
yeni bir politika uygulanacağını duyurdu.
11:58
a zero-tolerance policy,
188
706861
2436
Sıfır tolerans politikası.
12:01
to forcibly separate all children
from their parents,
from their parents,
189
709321
4841
Sığınma ihtiyacıyla sınıra ulaşan
aileleri çocuklarından zorla ayırmak için.
aileleri çocuklarından zorla ayırmak için.
12:06
who were arriving at the border
seeking asylum;
seeking asylum;
190
714186
3253
12:09
children as young as 18 months,
separated from their parents
separated from their parents
191
717463
4033
Güvenli bir yaşam ve
yeni bir başlangıç umuduyla
yeni bir başlangıç umuduyla
12:13
after a long and arduous journey
to reach the US-Mexico border
to reach the US-Mexico border
192
721520
5088
uzun, tehlikeli bir yoldan sınıra
ulaşan insanlar arasında
ulaşan insanlar arasında
12:18
in search of safety and a new beginning.
193
726632
2905
18 aylık bebeklerinden koparılanlar oldu.
12:22
Thousands of children separated.
194
730542
2475
Binlerce çocuk ayrı düştü.
12:26
And because they were migrants,
195
734765
2780
Onlar göçmendi ve sırf bu yüzden
12:29
they were treated as less than children.
196
737569
3472
daha az çocukmuş gibi muamele gördüler.
12:35
In response, I helped to organize
the Families Belong Together Vigil
the Families Belong Together Vigil
197
743446
4497
Ben de aile dayanışması topluluğunun
kurulmasına yardım ettim.
kurulmasına yardım ettim.
12:39
at the Ursula Border Patrol
Processing Center in McAllen, Texas,
Processing Center in McAllen, Texas,
198
747967
4249
Families Belong Together Vigil topluluğu
Teksas McAllen'daki Ursula Sınırı'ndaydı
Teksas McAllen'daki Ursula Sınırı'ndaydı
ve o gün Babalar Günü'ydü.
12:44
on Father's Day.
199
752240
1238
12:46
Inside that processing center,
there were hundreds of children
there were hundreds of children
200
754065
3294
Sınırdaki sevk merkezinde
yüzlerce çocuk tutuluyor,
yüzlerce çocuk tutuluyor,
12:49
who were being held, processed
201
757383
2728
bu çocuklar ailelerinden koparılıp
ülkenin dört bir yanına sevk edilmek
12:52
and then prepared to be
shipped all over country
shipped all over country
202
760135
3200
12:55
to be jailed in facilities
hundreds of miles away from their parents.
hundreds of miles away from their parents.
203
763359
5188
ve kilometrelerce uzaktaki tesislere
konulmak üzere hazır bekletiliyordu.
konulmak üzere hazır bekletiliyordu.
13:01
I saw with my own eyes
204
769522
2161
Her şeyi kendi gözlerimle gördüm:
13:03
children not [old] enough for kindergarten
205
771707
2868
Daha okul çağına gelmemiş çocuklar,
13:06
in unmarked buses,
206
774599
1485
hiçbir işaret taşımayan otobüslerle
13:08
being shipped off to jails
hundreds of miles away.
hundreds of miles away.
207
776108
4265
kilometrelerce uzaktaki hapishanelere
taşınıyordu.
taşınıyordu.
13:13
And as they passed us by,
208
781904
2683
Yanımızdan geçerken
13:16
they reached for us through the windows,
209
784611
2478
camların ardından bize
ellerini uzatıyorlardı;
ellerini uzatıyorlardı;
13:21
as we stood vigil to let them know
that they are not alone,
that they are not alone,
210
789485
3848
biz de dimdik durup
onlara yalnız olmadıklarını,
onlara yalnız olmadıklarını,
onlar için savaştığımızı gösteriyorduk.
13:25
and we are fighting for them.
211
793357
1644
13:27
Domestic workers came from all over Texas
to be a part of the vigil.
to be a part of the vigil.
212
795906
4331
Bu nöbette bize katılmak için
tüm Teksas'tan ev emekçileri geldi.
tüm Teksas'tan ev emekçileri geldi.
13:32
They saw in those families
their own family stories.
their own family stories.
213
800261
4566
O ailelerde kendi ailelerinin
yaşadıkları şeyleri gördüler.
yaşadıkları şeyleri gördüler.
13:36
They had also come here
in search of safety and a new beginning,
in search of safety and a new beginning,
214
804851
5795
Onlar da bu ülkeye
güvenli ve yeni bir yaşam için gelmişti;
güvenli ve yeni bir yaşam için gelmişti;
ailelerine daha iyi bir hayat vermek için.
13:42
a better life for their families,
215
810670
1576
13:44
and they saw in the eyes of those children
216
812270
3669
Oradaki çocukların gözlerinde
kendi çocuklarını gördüler.
kendi çocuklarını gördüler.
13:47
their own children.
217
815963
1551
13:51
And through our tears,
218
819052
1820
Gözyaşları içindeydik,
13:53
we looked at each other
and we asked each other,
and we asked each other,
219
821650
2877
birbirimize bakıp
sormaya başladık;
sormaya başladık;
13:56
"How did we get here,
220
824551
2070
"Bu hale nasıl geldik?
13:59
to putting children in cages
221
827732
2794
Çocukları kafeslere koyup
14:02
and separating them from the people
who love them the most in the world?"
who love them the most in the world?"
222
830550
3926
onları bu dünyada
en çok seven insanlardan nasıl ayırırız?"
en çok seven insanlardan nasıl ayırırız?"
14:07
How?
223
835159
1411
Nasıl?
14:10
And what I thought to myself was:
if domestic workers were in charge,
if domestic workers were in charge,
224
838171
5933
Kendi kendime şöyle düşündüm:
yöneticilerimiz ev emekçileri olsaydı,
yöneticilerimiz ev emekçileri olsaydı,
14:16
this never would have happened.
225
844128
1804
bu şeyler asla yaşanmazdı.
14:18
Our humanity would never
have been so disposable
have been so disposable
226
846916
4930
İnsanlığı asla böyle harcamayacaktık,
14:23
that we would be treating
children in this way.
children in this way.
227
851870
2673
çocuklara bu şekilde davranılmayacaktı.
14:29
The Dalai Lama once said
that love and compassion are necessities,
that love and compassion are necessities,
228
857304
5780
Dalai Lama, sevginin ve şefkatin
gereksindiğimiz şeyler olduğunu,
gereksindiğimiz şeyler olduğunu,
14:35
not luxuries.
229
863877
1648
bunların lüks olmadığını söylemiş.
14:38
Without them, humanity cannot survive.
230
866597
3640
Sevgi ve şefkat yoksa,
insanlık ayakta duramaz.
insanlık ayakta duramaz.
14:44
In other words, they are fundamental
to human existence.
to human existence.
231
872341
3763
Sevgi ve şefkat, insan varoluşunun
özünü oluşturur.
özünü oluşturur.
14:49
Domestic workers are in charge
of the fundamentals.
of the fundamentals.
232
877644
4995
Bu özün sorumluları
ev emekçileridir.
ev emekçileridir.
14:55
They love and they care,
233
883980
2012
Severler ve özenle bakarlar,
14:58
and they show compassion no matter what.
234
886016
2977
ne olursa olsun şefkat gösterirler.
15:04
We live in a time of moral choices
235
892016
4425
Ahlaki açıdan seçim yapmamızı
gerektiren bir zamandayız.
gerektiren bir zamandayız.
15:09
everywhere we turn:
236
897417
1660
Bu seçimler her yerde:
15:11
at the border,
237
899101
1654
sınırda,
15:12
at the ballot box,
238
900779
2220
seçim sandığında,
15:15
in our workplaces,
239
903023
1875
işyerlerimizde,
15:17
right in our homes, full of moral choices.
240
905930
3543
kendi evlerimizde.
15:23
As you go about your day
and you encounter these moral choices,
and you encounter these moral choices,
241
911267
6006
Ahlaki açıdan karar vermeniz gereken
her anda,
her anda,
15:29
think of Lily.
242
917297
1502
her yerde Lily'yi düşünün.
15:32
Think like Lily.
243
920323
1625
Lily gibi düşünün.
15:35
Think like a domestic worker
who shows up and cares no matter what.
who shows up and cares no matter what.
244
923083
6447
Ne yaşarsa yaşasın insanları seven,
onlara bakan bir ev emekçisi gibi düşünün.
onlara bakan bir ev emekçisi gibi düşünün.
15:42
Love and compassion, no matter what.
245
930228
2933
Sevgi ve şefkat - her şeye rağmen.
15:46
Show up like a domestic worker,
246
934461
2378
Bir ev emekçisi gibi
hep destek olun;
hep destek olun;
15:51
because our children are counting on us.
247
939164
2628
çünkü çocuklarımız bize güveniyor.
15:54
Thank you.
248
942537
1171
Teşekkür ederim.
15:55
(Applause)
249
943732
3630
(Alkışlar)
ABOUT THE SPEAKER
Ai-jen Poo - ActivistAi-jen Poo has spent the last 20 years bringing care and respect to the women that care for us.
Why you should listen
Ai-jen Poo is the director of the National Domestic Workers Alliance and the co-director of Caring Across Generations. Under her leadership, domestic workers won eight state Domestic Workers Bill of Rights and federal overtime and minimum wage protections for more than two million home care workers. She is also an influential voice in the Me Too and women's movements, including participating in the Times Up action at the 2018 Golden Globes. She is a 2014 MacArthur "genius" Fellow and a TIME 100 alumna and has been a featured speaker at the United State of Women Summits, Aspen Ideas Festivals, the Obama Foundation Summit and the 2018 Women’s Convention. Her work has appeared in the New York Times, Washington Post, TIME and CNN.com. She is the author of The Age of Dignity: Preparing for the Elder Boom in a Changing America.
Ai-jen Poo | Speaker | TED.com