ABOUT THE SPEAKER
OluTimehin Adegbeye - Writer, activist
Writing on urban development, sexual and reproductive rights, gender and queerness, OluTimehin Adegbeye resists marginalization by reminding her audiences of the validity of every human experience.

Why you should listen

OluTimehin Adegbeye is a writer and speaker who does rights-based work in the areas of urban development, gender, sexualities and sexualized violence. Her social commentary takes the form of non-fiction, auto-fiction and poetry -- as well as sometimes quite strongly worded Twitter threads. A firm believer in lived experience as a legitimate source of knowledge, she often draws her broader political analyses from personal stories.

Adegbeye identifies as a de-colonial feminist, with a political praxis rooted in Womanist and Black Feminist thought. In deconstructing how power, social services, housing, capital and other resources are distributed and/or denied within globalized societies, her ultimate goal is to reinscribe the intrinsic value of human life.

More profile about the speaker
OluTimehin Adegbeye | Speaker | TED.com
TEDGlobal 2017

OluTimehin Adegbeye: Who belongs in a city?

OluTimehin Adegbeye: Kim bir şehre aittir?

Filmed:
2,446,928 views

Hükümetler megakentler yarattıklarında, fakirler genelde ilk yerlerinden edinilenler olur. Bu etkileyici, şiirsel konuşmada OluTimehin Adegbeye, "yeni Dubai" olmak için, hükümet tarafından başlatılan anayasal olmayan arazi kamulaştırmalarının, Nijerya Lagos'un sahil kasabalarında yaşayan binlerin hayatını nasıl mahvettiğini anlatıyor. Bizleri, şehirlerimizi güvenli tutmak için hükümetlerimizi ve kendimizi sorumlu tutmaya zorluyor. "İnşa etmeye değer şehirler, hatta hayalini kurmaya değer tek gelecek; kim olursak olalım, evimizi nasıl inşa edersek edelim, hepimizi dahil edendir." diyor.
- Writer, activist
Writing on urban development, sexual and reproductive rights, gender and queerness, OluTimehin Adegbeye resists marginalization by reminding her audiences of the validity of every human experience. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:13
CitiesŞehirler are like siblingsKardeşler
in a largegeniş polygamousçok eşli familyaile.
0
1175
4015
Şehirler çok eşli büyük ailelerdeki
kardeşler gibidir.
00:18
EachHer one has a uniquebenzersiz personalitykişilik
and is headedbaşlı in a distinctfarklı directionyön.
1
6373
4379
Her birinin kendine özgü kişilikleri olup
farklı yönlerde ilerler.
00:23
But they all have somewhatbiraz sharedpaylaşılan originskökenleri.
2
11209
2416
Ama hepsinin bir parça ortak kökeni var.
00:26
SometimesBazen I think postcolonialsömürgecilik sonrası citiesşehirler
are like the childrençocuklar
3
14677
3047
Bazen sömürge sonrası şehirlerin,
iki eşten az sevileninden doğma
00:29
of the two least-favoriteen az sevdiğim wiveseşleri,
4
17748
1699
çocuklar olduğunu düşünüyorum.
00:31
who are constantlysürekli beingolmak askeddiye sordu,
5
19471
1584
Hani hep,
''Neden biraz kız kardeşine
çekmedin?'' diye sorulanlar.
00:33
"AhAh, why can't you be
more like your sisterkız kardeş?"
6
21079
2203
00:35
(LaughterKahkaha)
7
23306
1610
(Gülüşmeler)
00:38
The "why" of citiesşehirler is largelybüyük oranda the sameaynı,
no mattermadde where they are:
8
26281
3611
Şehirlerin "neden"i çoğunlukla aynı,
nerede olduklarının bir önemi yok:
00:42
an advantageousavantajlı locationyer that makesmarkaları
tradeTicaret and administrationyönetim possiblemümkün;
9
30492
4120
ticaret ve idareyi kolaylaştıran
avantajlı bir konum;
00:46
the potentialpotansiyel for scalableölçeklenebilir opportunitiesfırsatlar
10
34636
2192
vasıflı ve vasıfsız için
00:48
for the skilledyetenekli and unskilledvasıfsız alikebenzer;
11
36852
2377
aynı şekilde ulaşılabilir fırsatlar;
00:51
a popularpopüler willingnessistekli
to be in constantsabit fluxakı
12
39253
3019
sürekli bir akış halinde olmak için
popüler bir istek
00:54
and, of coursekurs, resilienceesneklik.
13
42296
1753
ve tabii ki direnç.
00:56
The "how" of citiesşehirler, howeverancak,
is a wholebütün other storyÖykü.
14
44767
2831
Şehirlerin "nasıl"ı halbuki tamamen
farklı bir hikaye.
01:00
How are they runkoş?
15
48175
1703
Nasıl işlerler?
01:01
How do they growbüyümek?
16
49902
1793
Nasıl büyürler?
01:03
How do they decidekarar ver who belongsaittir
and who doesn't?
17
51719
2878
Kimin ait olup kimin olmadığına
nasıl karar verirler?
01:07
LagosLagos is my home.
18
55751
1778
Lagos benim evim.
01:10
You can always find the NigeriansNijeryalılar
19
58540
1671
Nijeryalıları her zaman sesi ve
01:12
by followingtakip etme the noisegürültü
and the dancingdans, right?
20
60235
2230
dansı takip ederek bulabilirsiniz,
değil mi?
01:14
(LaughterKahkaha)
21
62489
1136
(Gülüşmeler)
01:15
Like any majormajör cityŞehir,
that placeyer is a lot of things,
22
63649
3840
Her büyük şehir gibi, o yer de
01:19
manyçok of whichhangi are highlybüyük ölçüde contradictoryçelişkili.
23
67513
2299
birbiriyle hayli çelişkili bir sürü şey.
01:22
Our publichalka açık transportationtaşımacılık
doesn't quiteoldukça work,
24
70550
2096
Toplu taşımamız tam olarak çalışmaz,
01:24
so we have these privatelyözel ownedSahip olunan
brightparlak yellowSarı busesotobüsler
25
72670
3155
o yüzden özel işletilen,
sürekli kazaya sebep olan
01:27
that regularlydüzenli olarak causesebeb olmak accidentskazalar.
26
75849
2035
parlak sarı otobüslerimiz vardır.
01:30
LuxuryLüks cararaba showroomsShowroom linehat badlykötü maintainedmuhafaza
and oftensık sık floodedsular altında roadsyollar.
27
78735
4347
Lüks araba galerileri bakımsız ve sık sık
sel altında kalan yollarda sergilenir.
01:35
StreetSokak evangelismevangelizm is only
slightlyhafifçe lessaz ubiquitousher yerde birden bulunan
28
83738
2819
Sokak evangelizmi, sokak tacizinden
01:38
than streetsokak harassmenttaciz.
29
86581
1464
sadece biraz daha az yaygındır.
01:40
SexSeks workersişçiler sometimesara sıra
have two degreesderece, a bankbanka job
30
88705
3222
Seks işçileri bazen iki mezuniyete,
bankada bir işe
01:43
and a prominentönemli rolerol in churchkilise.
31
91951
1808
ve kilisede önemli bir role sahiptir.
01:45
(LaughterKahkaha)
32
93783
1004
(Gülüşmeler)
01:46
On any givenverilmiş day,
33
94811
1162
Herhangi bir gün,
01:47
there can be eitherya a partyParti
or a burnedyanmış bodyvücut
34
95997
3329
sokağın ortasında bir parti veya
yanmış bir beden yer alabilir.
01:51
in the middleorta of a streetsokak.
35
99350
1395
01:54
There is so much that is possiblemümkün in LagosLagos
36
102724
2781
Lagos'ta mümkün olan
ve olmayan çok şey vardır
01:57
and so much that isn't,
37
105529
1190
01:58
and very oftensık sık the differencefark
betweenarasında possibilityolasılık and impossibilityimkansızlık
38
106743
3213
ve genellikle aradaki fark
02:01
is simplybasitçe who you are,
39
109980
1614
sizin kim olduğunuzda ve
02:03
and if you're luckyşanslı enoughyeterli,
who you're connectedbağlı to.
40
111618
2519
şanslıysanız kime yakın
olduğunuzda yatar.
02:06
BelongingAit in LagosLagos is a fluidsıvı conceptkavram
41
114852
2189
Lagos'a ait olmak
02:09
determinedbelirlenen by ethnicetnik originMenşei,
sexualcinsel orientationYönlendirme, genderCinsiyet,
42
117065
4128
etnik kökene, cinsel eğilime,
toplumsal cinsiyete
02:13
but mostçoğu visiblygözle görülür and oftensık sık mostçoğu violentlyşiddetle,
43
121217
3335
ama en görünür ve
şiddetli olarak da sınıfa bağlı
02:16
classsınıf.
44
124576
1309
akışkan bir konseptir.
02:18
Before NigeriaNijerya becameoldu a countryülke,
45
126492
2601
Nijerya bir ülke olmadan önce
02:21
fisherpeoplefisherpeople from the inland creeksdere
startedbaşladı to come down the LagosLagos lagoongölcük
46
129117
3911
içlerdeki derelerin balıkçıları Lagos
lagununa gelmeye başladı
02:25
and establishkurmak villagesköyler alonguzun bir the coastsahil.
47
133052
2374
ve kıyı boyunca köyler kurdular.
02:28
About 60 yearsyıl latersonra, my grandfatherBüyük baba,
OludotunOludotun AdekunleSerkan KukoyiKukoyi,
48
136020
4434
Yaklaşık 60 sene sonra, büyükbabam
Oludotun Adekunle Kukoyi de
02:32
alsoAyrıca arrivedgeldi in LagosLagos.
49
140478
1522
Lagos'a vardı.
02:34
Like me, he was an alumnusmezunu
of the UniversityÜniversitesi of IbadanIbadan,
50
142667
3416
Benim gibi o da Ibadan Üniversitesi
mezunuydu ve
02:38
a younggenç memberüye of the educatedeğitimli eliteseçkinler
in the independencebağımsızlık eraçağ.
51
146107
3535
bağımsızlık döneminde
eğitimli elit kesimin genç bir üyesiydi.
02:42
Over time, he builtinşa edilmiş an illustriousşanlı careerkariyer
as a landarazi surveyorarazi,
52
150262
3593
Zamanla, bir topoğraf olarak
şimdi dolup taşan mahalleleri,
02:45
mappingharitalama out now-bustlingŞimdi hareketli neighborhoodsmahalleler
53
153879
2066
bele gelen yaban otlarıyla doluyken
02:47
when they were just waist-highbelime wildvahşi grassçimen.
54
155969
2242
haritalayarak iyi bir kariyer geliştirdi.
02:51
He diedvefat etti when I was ninedokuz.
55
159353
1406
Ben dokuz yaşındayken öldü.
02:52
And by that time, my familyaile,
like the familiesaileleri of those fisherpeoplefisherpeople,
56
160783
3787
Ve o zamana kadar ailem,
o balıkçılar gibi
02:56
knewbiliyordum LagosLagos as home.
57
164594
1546
Lagos'u evleri bellemişlerdi.
03:00
AmongArasında the YorubaYoruba dili, we have a sayingsöz,
58
168133
2231
Yoruba arasında bir deyiş vardır:
03:02
"Èkó gbGBololè, ó gbGB’ọ̀lẹ,"
59
170388
2470
"Èkó gb’olè, ó gb’ọ̀lẹ,"
03:04
whichhangi can be translatedtercüme to mean
that LagosLagos will welcomeHoşgeldiniz anyonekimse.
60
172882
3715
Lagos herkesi hoş karşılar
olarak çevrilebilir.
03:09
But that sayingsöz is becomingolma
lessaz and lessaz truedoğru.
61
177517
2439
Fakat bu deyim gitgide
doğruluğunu yitiriyor.
03:12
ManyBirçok LagosiansLagosians, includingdahil olmak üzere
the descendantstorunları of those fisherpeoplefisherpeople
62
180964
3145
Birçok Lagoslu, büyükbabamdan
nesiller önce gelen
03:16
who arrivedgeldi generationsnesiller
before my grandfatherBüyük baba,
63
184133
2352
balıkçıların torunları dahil olmak üzere,
03:18
are now beingolmak pusheditilmiş out
64
186509
1714
"yeni Dubai" olarak tarif edilen
03:20
to make roomoda for an emergentAcil cityŞehir
65
188247
1703
gelişmekte olan şehirden
03:21
that has been describedtarif edilen
as "the newyeni DubaiDubai."
66
189974
2595
dışarı itiliyorlar.
03:25
You see, LagosLagos inspiresilham verir bigbüyük dreamsrüyalar,
even in its leadersliderler,
67
193501
4106
Lagos büyük hayallere ilham vermekte,
liderlerinde bile
03:29
and successiveardışık governmentshükümetler
have declaredbeyan aspirationsözlemleri
68
197631
2684
ve birbirini takip eden hükümetler,
yoksulluğun olmadığı
03:32
towardskarşı a megacityMegacity
where povertyyoksulluk does not existvar olmak.
69
200339
2803
bir megakente ulaşma isteğini ilan etti.
03:36
UnfortunatelyNe yazık ki, insteadyerine of focusingodaklanma
on the eradicationyok etme of povertyyoksulluk
70
204213
3553
Maalesef, bekleneceği üzere
yoksulluğun azaltılmasına
odaklanmak yerine
03:39
as you would expectbeklemek,
71
207790
1503
03:41
the strategystrateji of choiceseçim focusesodaklanır
on eliminatingortadan kaldırarak the poorfakir.
72
209317
3533
stratejiler fakirleri ortadan kaldırmaya
odaklanmakta.
03:47
Last OctoberEkim, the GovernorVali announcedaçıkladı plansplanları
73
215239
2136
Geçen Ekim ayında Vali, su kenarındaki
03:49
to demolishyıkmak everyher singletek
waterfrontliman bölgesi settlementyerleşme in LagosLagos.
74
217399
3524
her yerleşkeyi yıkma kararını açıkladı.
03:53
There are more than 40
of these indigenousyerli communitiestopluluklar
75
221883
2555
Şehrin her yerinde bu yerli
topluluklardan
03:56
all over the cityŞehir,
76
224462
1162
300 bin kişinin yaşadığı
03:57
with over 300,000 people livingyaşam in them.
77
225648
2116
40 tane var.
04:00
OtodoOtodo GbameGbame,
78
228803
1624
Otodo Gbame,
04:02
a hundred-year-oldyüz yaşında fishingBalık tutma villageköy
79
230451
1966
Monaco'nun nüfusunun dörtte üçü
04:04
with a populationnüfus about
three-quartersüç çeyrek that of MonacoMonaco
80
232441
2934
ve benzer sahil kenarı lüks potansiyeliyle
04:07
and similarbenzer potentialpotansiyel
for beachfrontBeachfront luxurylüks --
81
235399
2637
100 yıllık bir balıkçı köyü
04:10
(LaughterKahkaha)
82
238060
1033
(Gülüşmeler)
04:11
was one of the first to be targetedHedeflenen.
83
239117
1965
ilk hedef alınanlardandı.
04:14
I first heardduymuş of OtodoOtodo GbameGbame
after the demolitionMontaj cihazları-Kırıcı startedbaşladı.
84
242693
3378
Otodo Gbame'den ilk yıkım başladıktan
sonra haberdar oldum.
04:18
When I visitedziyaret in NovemberKasım 2016,
I metmet MagdaleneMecdelli Meryem AiyefojuAiyefoju.
85
246835
4142
Kasım 2016'da ziyaret ettiğimde
Magdalene Aiyefoju ile tanıştım.
04:24
She is a now-homelessŞimdi-evsiz womankadın
86
252123
1616
Kendisi şimdi evsiz bir kadın
04:25
whosekimin surnameSoyadı meansanlamına geliyor, "the worldDünya is blindkör."
87
253763
2335
ve soyadının anlamı "dünya kör" demek.
04:29
Magdalene'sMagdalene'nın sonoğul BasilFesleğen
was one of over 20 people
88
257521
3891
Magdalene'nin oğlu Basil,
vurulan, boğulan veya
04:33
who were shotatış, drownedboğuldu
89
261436
1825
o arazi işgalinde ölü kabul edilen
04:35
or presumedolduğu tahmin deadölü in that landarazi grabkapmak.
90
263285
2144
20 üzeri kişiden biriydi.
04:39
StandingAyakta outsidedışında her shelterbarınak,
I saw the two white-sandbeyaz kum footballFutbol fieldsalanlar
91
267632
3509
Evinin dışında dururken
Basil'in oynadığı iki beyaz-kum
04:43
where BasilFesleğen used to playoyun.
92
271165
1490
futbol sahası gördüm.
04:45
SpreadYaymak all around us were the ruinsHarabeleri
of schoolsokullar, churcheskiliseler,
93
273650
3639
Etrafımızda, okulların, kiliselerin,
04:49
a primarybirincil healthsağlık centermerkez, shopsdükkanlar,
94
277313
2120
ana sağlık merkezinin, dükkanların
04:51
thousandsbinlerce of homesevler.
95
279457
1542
ve binlerce evin harabesi vardı.
04:53
YoungGenç childrençocuklar enthusiasticallyheyecanla helpedyardım etti
to put up shelterssığınak,
96
281892
3489
Çocuklar büyük bir hevesle
sığınak yapılmasına yardım etti
04:57
and about 5,000 of the residentssakinleri,
with nowhereHiçbir yerde elsebaşka to go,
97
285405
3055
ve gidecek başka yeri olmayan 5.000 kişi
05:00
simplybasitçe stayedkaldı put.
98
288484
1423
olduğu yerde kaldı.
05:02
And then in AprilNisan,
99
290838
1418
Ve sonra Nisan'da
05:04
statebelirtmek, bildirmek securitygüvenlik personnelpersonel camegeldi back.
100
292953
2113
devlet güvenlik personeli geri geldi.
05:08
This time, they clearedtemizlenir
the communitytoplum out completelytamamen,
101
296229
3481
Bu sefer topluluğun tamamını
05:11
with beatingsdayak, bulletsMadde işaretleri and fireateş.
102
299734
2821
dayak, kurşun ve ateşle kovdular.
05:15
As I speakkonuşmak, there are constructioninşaat crewsekipleri
preparinghazırlamak OtodoOtodo Gbame'sGbame'nın beachesSahiller
103
303967
4486
Bu konuşma esnasında inşaat çalışanları
Otodo Gbame'nin plajlarını
05:20
for anyonekimse who can affordparası yetmek
a multi-million-dollarMulti milyon dolarlık viewgörünüm.
104
308477
3188
milyon dolarlık manzaraya
parası yeten birileri için hazırlıyor.
05:24
The newyeni developmentgelişme
is calleddenilen "PeriwinkleCezayir menekşesi EstateEmlak."
105
312222
2841
Yeni yapının adı
"Pervane Çiçeği Konakları."
05:30
ForcedZorla evictionstahliye are incrediblyinanılmaz violentşiddetli
and, of coursekurs, unconstitutionalanayasaya aykırı.
106
318388
4891
Zorla evden çıkarmalar inanılmaz şiddetli
geçiyor ve tabii ki anayasaya aykırılar.
05:35
And yethenüz, they happenolmak so oftensık sık
in so manyçok of our citiesşehirler,
107
323303
3293
Buna rağmen, kentlerimizde
çok sık meydana gelmekte
05:38
because the first thing we are taughtöğretilen
to forgetunutmak about poorfakir people
108
326620
3745
çünkü fakir insanlarla ilgili unutmayı
öğrendiğimiz ilk şey
05:42
is that they are people.
109
330389
1423
insan olduklarıdır.
05:44
We believe that a home is a thing
a personkişi absolutelykesinlikle has a right to,
110
332592
3383
Bir ev, insanların kesinkes
hakkı olduğuna inandığımız bir şeydir,
tabii kişi fakir değilse ve
ev belli bir mahallede,
05:47
unlessolmadıkça the personkişi is poorfakir
and the home is builtinşa edilmiş a certainbelli way
111
335999
2974
belli bir şekilde inşa edilmemişse.
05:50
in a certainbelli neighborhoodKomşuluk.
112
338997
1349
05:52
But there is no singletek definitiontanım
of the wordsözcük "home."
113
340891
3438
Fakat "ev kelimesinin
tek bir tanımı yoktur.
Neticede, gecekondu mahallesi
ciddi bir konut yetersizliği
05:57
After all, what is a slumgecekondu
besidesdışında an organicorganik responsetepki
114
345450
3241
06:00
to acuteakut housingKonut deficitsaçıkları
and incomegelir inequalityeşitsizlik?
115
348715
3086
ve gelir adaletsizliğine
organik bir tepkiden başka nedir ki?
06:04
And what is a shantygecekondu if not a personkişi
makingyapma a home for themselveskendilerini
116
352811
3183
Ve bir gecekondu, tüm zorluklara rağmen
birinin kendine
06:08
againstkarşısında all oddsolasılık?
117
356018
1566
ev yapması değil de nedir?
06:11
SlumsGecekondu are an imperfectben mükemmelim housingKonut solutionçözüm,
118
359195
2512
Gecekondular kusurlu konut çözümleridir
06:13
but they are alsoAyrıca primeasal examplesörnekler
of the innovationyenilik, adaptabilityadaptasyon
119
361731
3693
fakat aynı zamanda yenilik, uyum
ve dayanıklılığın, işlevsel
bir şehrin temelindeki
06:17
and resilienceesneklik at the foundationvakıf --
120
365448
2726
06:20
and the heartkalp --
121
368198
1387
ve kalbindeki
06:21
of everyher functionalfonksiyonel cityŞehir.
122
369609
1665
baş örnekleridir.
06:24
You don't need to be the newyeni DubaiDubai
123
372483
2351
Lagos'tayken
yeni Dubai olmaya gerek yok.
06:26
when you're alreadyzaten LagosLagos.
124
374858
1570
06:29
(ApplauseAlkış)
125
377549
5989
(Alkışlar)
06:36
We have our ownkendi identityKimlik,
126
384951
2046
Bizim kendi kimliğimiz var,
06:39
our ownkendi rhythmritim,
127
387021
1700
kendi ritmimiz ve
06:40
and as anyonekimse who knowsbilir
LagosLagos can tell you,
128
388745
2295
Lagos'u bilen herkesin
söyleyebileceği gibi
fakir Lagoslular genelde şehrin
karakterinin kaynağıdır.
06:43
poorfakir LagosiansLagosians are very oftensık sık
the sourcekaynak of the city'sşehrin characterkarakter.
129
391064
3536
06:47
WithoutOlmadan its poorfakir, LagosLagos would not
be knownbilinen for its musicmüzik
130
395108
2749
Fakirleri olmadan Lagos müziğiyle
veya enerjisiyle ve
06:49
or its endlesssonsuz energyenerji
131
397881
1278
hatta arabanızın camından
06:51
or even the factgerçek that you can buysatın almak
an icebuz coldsoğuk drinkiçki or a puppyköpek yavrusu
132
399183
3649
buz gibi soğuk bir içecek veya
köpek yavrusu alabileceğiniz bir yer
06:54
throughvasitasiyla your cararaba windowpencere.
133
402856
1403
olarak bilinmezdi.
06:56
(LaughterKahkaha)
134
404283
2608
(Gülüşmeler)
07:00
The conditionskoşullar that causesebeb olmak us
to definetanımlamak certainbelli neighborhoodsmahalleler as slumsgecekondu
135
408399
3421
Belli mahalleleri gecekondu olarak
bellememize sebep olan koşullar
07:03
can be effectivelyetkili bir şekilde improvedgelişmiş,
136
411844
1971
etkin bir biçimde geliştirilebilir;
07:05
but not withoutolmadan recognizingtanıyan
the humanityinsanlık and the agencyAjans
137
413839
3063
ama orada yaşayan kişilerin
insanlığını görmeden
07:08
of the people livingyaşam in them.
138
416926
1540
ve aracılığı olmadan olmaz.
07:11
In LagosLagos, where publichalka açık goodsmal
are rarelynadiren publiclyGenel olarak availablemevcut,
139
419192
3026
Kamusal emtianın kamuya nadiren
açık olduğu Lagos'ta
07:14
slumgecekondu dwellerssakinleri are oftensık sık at the forefrontön planda
of innovatingyenilikler solutionsçözeltiler.
140
422242
3602
gecekondu sakinleri yenilikçi çözümler
bulanların başındadır genelde.
07:18
After beingolmak disconnectedbağlantı kesildi
from the gridızgara for monthsay
141
426640
2462
Elektrik şirketi faturaları nasıl
tahsil edeceğini
07:21
because the powergüç companyşirket
couldn'tcould figureşekil out how to collecttoplamak billsfatura,
142
429126
3265
çözemediği için şebekeden
bağlantısı kesilen bir konut
07:24
one settlementyerleşme designedtasarlanmış a systemsistem
that collectivizedcollectivized remittancesgelirleri
143
432415
3461
para havalesini kolleklifleştirdi ve
07:27
and got everyoneherkes cheaperdaha ucuz ratesoranları
into the bargainpazarlık.
144
435900
2629
herkes sonunda daha ucuz tarife aldı.
07:31
AnotherBaşka bir settlementyerleşme createdoluşturulan
a reformreform programprogram
145
439668
2146
Başka bir mesken projesi bölgenin
kötü çocuklarını güvenlik olarak işe alan
07:33
that hiresHires localyerel badkötü boysçocuklar as securitygüvenlik.
146
441838
2754
bir reform programı oluşturdu.
Her numarayı ve saklanacak
yeri biliyorlar,
07:36
They know everyher trickhile and everyher hideoutsaklanma yeri,
147
444616
2126
yani sorun çıkaranların yakalanma ve
polise bildirilme olasılığı daha yüksek
07:38
so now troublemakerssorun çıkaranları are more likelymuhtemelen
to get caughtyakalandı and reportedrapor to policepolis
148
446766
3430
07:42
and fewerDaha az of the youthgençlik endson up
engagingçekici in criminaladli activityaktivite.
149
450220
3327
ve daha az sayıda genç suç teşkil eden
aktivitelere karışıyor.
07:46
YetHenüz anotherbir diğeri settlementyerleşme recentlyson günlerde completedtamamlanan
150
454266
2167
Ve bir başka yerleşim, sele korunaklı,
07:48
a flood-safesel-kasa, eco-friendlyÇevre Dostu
communaltoplumsal toilettuvalet systemsistem.
151
456457
3114
çevreye duyarlı bir umumi tuvalet
sistemini tamamladı.
07:52
ModelsModelleri like these are beingolmak
adoptedbenimsenen acrosskarşısında LagosLagos.
152
460266
2900
Bunlar gibi modeller Lagos'un
her yerinde benimseniyor.
07:56
InformalGayri resmi settlementsyerleşim are incorrectlyyanlış
namedadlı as the problemsorun.
153
464444
3429
Gayri resmi yerleşkeler haksız olarak
asıl sorun olarak gösteriliyor.
08:00
In factgerçek, the realgerçek problemssorunlar
are the factorsfaktörler that createyaratmak them,
154
468554
3425
Aslında, gerçek sorun bunları
yaratan faktörler,
08:04
like the entrenchmentSiper of povertyyoksulluk,
155
472003
1933
yoksulluğun yerleşmesi,
08:05
socialsosyal exclusionhariç tutma
156
473960
1195
sosyal dışlama
08:07
and statebelirtmek, bildirmek failuresarızaları.
157
475179
1427
ve devlet başarısızlığı.
08:09
When our governmentshükümetler
frameçerçeve slumsgecekondu as threatstehditler
158
477386
2622
Hükümetlerimiz gecekonduları,
arazilere el koymayı ve
zorla tahliyeleri meşrulaştırmak için
tehdit olarak gösterdiğinde
08:12
in ordersipariş to justifyhaklı çıkarmak violentşiddetli landarazi grabskapmak
or forcedzorunlu evictionstahliye,
159
480032
2890
08:14
they're countingsayma on those of us
who livecanlı in formalbiçimsel housingKonut
160
482946
2965
usule uygun evlerde yaşayan insanlara
güveniyorlar
08:17
to tacitlyzımnen and ignorantlyignorantly agreeanlaşmak with them.
161
485935
3798
zimnen ve cahilce onlarla
hemfikir olmamız için.
08:22
RatherDaha doğrusu, we mustşart remindhatırlatmak them
162
490635
2018
Halbuki, onlara devletin
08:24
that governmentshükümetler existvar olmak to serveservis
not only those who buildinşa etmek
163
492677
2621
sadece lüks evlerde yaşayanlara
hizmet etmek için değil
08:27
and livecanlı in luxurylüks homesevler,
164
495322
1503
onları temizleyen ve koruyanlar için de
08:28
but alsoAyrıca those who cleantemiz and guardbekçi them.
165
496849
2377
var olduğunu hatırlatmamız lazım.
08:32
Our --
166
500223
1159
Bizlerin --
08:33
(ApplauseAlkış)
167
501406
3362
(Alkışlar)
08:37
our realitiesgerçekler mayMayıs ayı differfarklılık,
168
505805
2212
Gerçeklerimiz farklı olabilir
08:40
but our rightshaklar don't.
169
508041
1982
ama haklarımız değil.
08:44
The LagosLagos statebelirtmek, bildirmek governmenthükümet,
170
512121
1673
Lagos eyalet devleti,
08:45
like faruzak too manyçok on our continentkıta,
171
513818
1923
kıtamızda fazlasıyla örneği olduğu gibi
08:47
paysöder lipdudak servicehizmet to ideasfikirler of inclusioniçerme,
172
515765
2673
kaynaşmaya ilişkin fikirleri
görünürde destekleyip
08:50
while actingoyunculuk as thoughgerçi
progressilerleme can only be achievedelde
173
518462
3047
harcanabilir gördüğü bazı grupların
08:53
by the erasuresilme, exploitationistismar
and even eliminationeliminasyon of groupsgruplar
174
521533
3432
silinmesi, sömürülmesi ve hatta
elenmesi yoluyla
08:56
it considersdikkate alır expendableharcanabilir.
175
524989
1759
gelişme sağlanırmış gibi
davranmakta.
08:59
People livingyaşam with disabilitiesEngelli
who hawkŞahin or begdilenmek on LagosLagos streetssokaklar
176
527898
3477
Lagos sokaklarında işportacılık yapan
veya dilenen engelli insanlar
09:03
are roundedyuvarlak up, extortedşantaj yaptı
177
531399
2195
gaspedilip
09:05
and detainedgözaltına alındı.
178
533618
1213
alıkonulmuştur.
09:07
WomenKadınlar in low-incomedüşük gelirli
neighborhoodsmahalleler are pickedseçilmiş up
179
535335
2238
Düşük gelirli mahallelerdeki kadınlar
ne iş yaptıklarına bakılmaksızın
09:09
and chargedyüklü with prostitutionfuhuş,
180
537597
1495
09:11
regardlessne olursa olsun of what they actuallyaslında
do for a livingyaşam.
181
539116
2884
toplanıp fuhuşla suçlanmıştır.
09:14
Gaygay citizensvatandaşlar are scapegoatedscapegoated
to distractdikkatini dağıtmak from realgerçek politicalsiyasi problemssorunlar.
182
542024
4519
Eşcinsel vatandaşlar gerçek siyasi gündemi
dağıtmak için günah keçisi yapıldı.
09:19
But people, like citiesşehirler, are resilientesnek,
183
547931
3604
Fakat insanlar, tıpkı şehirler gibi
dirençlidir ve
09:24
and no amounttutar of legislationmevzuat
or intimidationgözdağı or violenceşiddet
184
552092
3405
hiçbir sayıda mevzuat,
göz korkutma veya şiddet
09:27
can fullytamamen eliminateelemek any of us.
185
555521
1935
bizleri tamamen yok edemez.
09:30
ProstitutesFahişeler, womenkadınlar
and womenkadınlar who work as prostitutesfahişeler
186
558308
3638
Hayat kadınları, kadınlar ve
fuhuş yapan kadınlar
09:33
still haven'tyok gonegitmiş extinctsoyu tükenmiş,
187
561970
1511
yüzyıllar süren baskıya rağmen
09:35
despiterağmen centuriesyüzyıllar of activeaktif suppressionbastırma.
188
563505
2656
hâlâ yok olmadı.
09:38
Queerqueer AfricansAfrikalılar continuedevam et to existvar olmak,
189
566894
2631
Eşcinsel Afrikalılar,
eşcinselliğin kıtanın neredeyse tümünde
suç olmasına karşın hâlâ var.
09:41
even thoughgerçi queernesstuhaflık is now criminalizedbelirleyen
in mostçoğu partsparçalar of the continentkıta.
190
569549
3785
09:45
And I'm fairlyoldukça certainbelli that poorfakir people
don't generallygenellikle tendeğiliminde to just disappearkaybolmak
191
573358
4549
Ve oldukça eminim ki, fakir insanlar
sırf sahip oldukları her şey alındı diye
09:49
because they'veonlar ettik been strippedsıyrılmıştır
of everything they have.
192
577931
2727
yok olma eğiliminde değiller.
09:53
We are all alreadyzaten here,
193
581435
3437
Biz halihazırda buradayız
09:56
and that answerscevaplar the questionsoru
194
584896
2239
ve bu da ait olup olmadığımız sorusuna
09:59
of whetherolup olmadığını or not we belongait.
195
587159
1805
cevap veriyor.
10:03
When those fisherpeoplefisherpeople
startedbaşladı to sailyelken down the lagoongölcük
196
591764
3114
O balıkçılar lagunda
yeni ev arayışıyla açılırken
10:06
in searcharama of newyeni homesevler,
197
594902
1435
10:08
it could not have occurredoluştu to them
198
596361
2063
etraflarında onları kabul etmeyen
10:10
that the cityŞehir that would
riseyükselmek up around them
199
598448
2124
bir şehrin büyüyeceğini
10:12
would one day insistısrar
that they do not belongait in it.
200
600596
2729
düşünemezlerdi.
10:16
I like to believe that my grandfatherBüyük baba,
201
604825
2192
Büyükbabamın,
10:19
in mappingharitalama newyeni frontiersufuklar for LagosLagos,
202
607041
1865
Lagos için yeni hudutlar
haritalarken
10:20
was tryingçalışıyor to openaçık it up
203
608930
1911
kendisini kabul eden şehri,
10:22
to make roomoda for other people
to be welcomedmemnuniyetle karşıladı by the cityŞehir
204
610865
3014
başka insanlar için açmaya çalıştığını
10:25
in the sameaynı way that he was.
205
613903
1659
düşünmek istiyorum.
10:28
On my way here, my grandmabüyükanne calleddenilen me
206
616728
2845
Buraya gelirken, ninem,
10:31
to remindhatırlatmak me how proudgururlu she was,
207
619597
2737
benimle ne kadar gurur duyduğunu
10:34
how proudgururlu [my grandfatherBüyük baba]
and my motheranne would have been.
208
622358
2992
büyükbabamın ne kadar gururlu
olacağını hatırlatmak için aradı.
10:37
I am theironların dreamsrüyalar come truedoğru.
209
625735
2577
Ben, onların rüyalarının
gerçekleşmiş haliyim.
10:41
But there is no reasonneden why theironların dreamsrüyalar --
or mineMayın, for that mattermadde --
210
629463
4994
Fakat, onların ve hatta benim
hayallerimiz gerçeğe dönerken
10:46
are allowedizin to come truedoğru
211
634481
1372
başkalarının hayallerinin
10:47
while those of othersdiğerleri
are turneddönük to nightmareskabuslar.
212
635877
2434
kabusa dönmesi için bir sebep yok.
10:51
And lestdiye we forgetunutmak:
213
639300
1517
Ve unutmayalım ki:
10:53
the minimumasgari requirementgereklilik for a dreamrüya
214
641384
2199
bir hayal için minimum şart
10:56
is a safekasa placeyer to layyatırmak your headkafa.
215
644331
2161
başınızı koyacak güvenli
bir yerin olmasıdır.
11:01
It is too lategeç now for BasilFesleğen,
216
649808
1987
Artık Basil için çok geç,
fakat Magdala için değil,
11:04
but not for MagdaleneMecdelli Meryem,
217
652545
1899
yüzbinler için ve
11:06
not for the hundredsyüzlerce of thousandsbinlerce,
218
654468
1939
11:08
the millionsmilyonlarca still underaltında threattehdit in LagosLagos
219
656431
2394
Lagos'ta veya herhangi bir şehrimizde
11:10
or any of our citiesşehirler.
220
658849
1718
tehdit altında olan milyonlar
için değil.
11:13
The worldDünya does not have to remainkalmak blindkör
221
661368
2826
Dünya, başkalarının insanlığını
görmezden geldiğimizde
11:16
to the sufferingçile that is createdoluşturulan
when we denyreddetmek people'sinsanların humanityinsanlık,
222
664218
4429
meydana gelen acılara ve hatta
11:20
or even to the incredibleinanılmaz potentialpotansiyel
for growthbüyüme that existsvar
223
668671
3290
tüm katkıları fark ettiğimiz ve
değer verdiğimiz zaman
11:23
when we recognizetanımak and valuedeğer
all contributionskatkıları.
224
671985
4021
var olan inanılmaz büyüme potansiyeline
kör kalmak zorunda değil.
11:29
We mustşart holdambar our governmentshükümetler
225
677379
2615
Hükümetlerimizi ve kendimizi,
şehirlerimizi herkes için
güvenli tutmak konusunda
11:32
and ourselveskendimizi
226
680018
1705
11:33
accountablesorumlu
227
681747
1420
sorumlu tutmak
11:35
for keepingkoruma our sharedpaylaşılan citiesşehirler safekasa
for everyoneherkes in them,
228
683191
3708
zorundayız çünkü
11:40
because the only citiesşehirler worthdeğer buildingbina --
229
688092
2189
oluşturmaya değer şehirler -
11:42
indeedaslında, the only futuresvadeli işlem
worthdeğer dreamingrüya görmek of --
230
690305
3958
hatta, kurmaya değer tek gelecek -
11:46
are those that includeDahil etmek all of us,
231
694287
2033
kim olursak olalım veya
11:49
no mattermadde who we are
232
697009
2253
evimizi nasıl inşa edersek edelim,
11:51
or how we make homesevler for ourselveskendimizi.
233
699286
2327
hepimizi dahil edendir.
11:54
Thank you.
234
702459
1188
Teşekkür ederim.
11:55
(ApplauseAlkış)
235
703671
4694
(Alkışlar)
Translated by Ceren Demir
Reviewed by Ramazan Şen

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
OluTimehin Adegbeye - Writer, activist
Writing on urban development, sexual and reproductive rights, gender and queerness, OluTimehin Adegbeye resists marginalization by reminding her audiences of the validity of every human experience.

Why you should listen

OluTimehin Adegbeye is a writer and speaker who does rights-based work in the areas of urban development, gender, sexualities and sexualized violence. Her social commentary takes the form of non-fiction, auto-fiction and poetry -- as well as sometimes quite strongly worded Twitter threads. A firm believer in lived experience as a legitimate source of knowledge, she often draws her broader political analyses from personal stories.

Adegbeye identifies as a de-colonial feminist, with a political praxis rooted in Womanist and Black Feminist thought. In deconstructing how power, social services, housing, capital and other resources are distributed and/or denied within globalized societies, her ultimate goal is to reinscribe the intrinsic value of human life.

More profile about the speaker
OluTimehin Adegbeye | Speaker | TED.com