ABOUT THE SPEAKER
David Kelley - Designer, educator
David Kelley’s company IDEO helped create many icons of the digital generation -- but what matters even more to him is unlocking the creative potential of people and organizations to innovate routinely.

Why you should listen

As founder of legendary design firm IDEO, David Kelley built the company that created many icons of the digital generation -- the first mouse, the first Treo, the thumbs up/thumbs down button on your Tivo's remote control, to name a few. But what matters even more to him is unlocking the creative potential of people and organizations so they can innovate routinely.

David Kelley's most enduring contributions to the field of design are a methodology and culture of innovation. More recently, he led the creation of the groundbreaking d.school at Stanford, the Hasso Plattner Institute of Design, where students from the business, engineering, medicine, law, and other diverse disciplines develop the capacity to solve complex problems collaboratively and creatively.

Kelley was working (unhappily) as an electrical engineer when he heard about Stanford's cross-disciplinary Joint Program in Design, which merged engineering and art. What he learned there -- a human-centered, team-based approach to tackling sticky problems through design -- propelled his professional life as a "design thinker."

In 1978, he co-founded the design firm that ultimately became IDEO, now emulated worldwide for its innovative, user-centered approach to design. IDEO works with a range of clients -- from food and beverage conglomerates to high tech startups, hospitals to universities, and today even governments -- conceiving breakthrough innovations ranging from a life-saving portable defibrillator to a new kind of residence for wounded warriors, and helping organizations build their own innovation culture.

Today, David serves as chair of IDEO and is the Donald W. Whittier Professor at Stanford, where he has taught for more than 25 years. Preparing the design thinkers of tomorrow earned David the Sir Misha Black Medal for his “distinguished contribution to design education.” He has also won the Edison Achievement Award for Innovation, as well as the Chrysler Design Award and National Design Award in Product Design from the Smithsonian’s Cooper-Hewitt National Design Museum, and he is a member of the National Academy of Engineers.

More profile about the speaker
David Kelley | Speaker | TED.com
TED2012

David Kelley: How to build your creative confidence

David Kelley: Yaratıcı güveninizi nasıl kazanabilirsiniz?

Filmed:
5,317,375 views

İş yeriniz ya da okulunuz "yaratıcılar" ve becerikli insanlar olarak ikiye ayrılmış durumda mı? David Kelley yaratıcılığın sadece az sayıda insanda bulunan bir özellik olmadığını söylüyor. Efsanevi tasarım kariyeri ve kişisel hayatından öyküler eşliğinde, yaratmak için güven oluşturmanın yollarını anlatıyor.. (TED2012 The Design Studio oturumu)
- Designer, educator
David Kelley’s company IDEO helped create many icons of the digital generation -- but what matters even more to him is unlocking the creative potential of people and organizations to innovate routinely. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:15
I wanted to talk to you todaybugün
0
42
2504
Bugün size yaratıcı özgüvenden
00:18
about creativeyaratıcı confidencegüven.
1
2546
2242
bahsetmek istiyorum.
00:20
I'm going to startbaşlama way back in the thirdüçüncü gradesınıf
2
4788
3254
Çok gerilerden Ohio, Barberton Oakdale School'da
00:23
at OakdaleOakdale SchoolOkul in BarbertonBarberton, OhioOhio.
3
8042
2833
üçüncü sınıftan başlayacağım.
00:26
I rememberhatırlamak one day my besten iyi friendarkadaş BrianBrian was workingçalışma on a projectproje.
4
10875
4417
Bir gün en yakın arkadaşım Brian bir proje üzerinde çalışıyordu.
00:31
He was makingyapma a horseat out of the claykil
5
15292
2833
Öğretmenimizin musluğun altında sakladığı kilden
00:34
that our teacheröğretmen kepttuttu underaltında the sinklavabo.
6
18125
2833
bir at yapıyordu.
00:36
And at one pointpuan, one of the girlskızlar who was sittingoturma at his tabletablo,
7
20958
3417
Ve bir ara, onun masasında oturup
00:40
seeinggörme what he was doing,
8
24375
1750
ne yaptığını gören kızlardan biri ona eğildi
00:42
leanedeğildi over and said to him,
9
26125
2083
ve dedi ki,
00:44
"That's terriblekorkunç. That doesn't look anything like a horseat."
10
28208
3375
"Berbat görünüyor. Bunun hiçbir şeyi ata benzemiyor."
00:47
And Brian'sBrian'ın shouldersomuzlar sankbattı.
11
31583
3792
Brian'ın omuzları düştü.
00:51
And he waddedPamuk up the claykil horseat and he threwattı it back in the binçöp Kutusu.
12
35375
2625
Yaptığı atı bozdu ve çöpe attı.
00:53
I never saw BrianBrian do a projectproje like that ever again.
13
38000
6000
Brian'ı bir daha öyle bir proje yaparken görmedim.
00:59
And I wondermerak etmek how oftensık sık that happensolur.
14
44000
2673
Ve bunun ne sıklıkta olduğunu merak ediyorum.
01:02
It seemsgörünüyor like when I tell that storyÖykü of BrianBrian to my classsınıf,
15
46673
4708
Ne zaman Brian'ın bu hikayesini sınıfıma anlatsam
01:07
a lot of them want to come up after classsınıf
16
51381
3411
öğrencilerimin çoğu dersten sonra gelip
01:10
and tell me about theironların similarbenzer experiencedeneyim,
17
54792
1750
öğretmenlerinin onları susturdukları ya da arkadaşlarının
01:12
how a teacheröğretmen shutkapamak them down
18
56542
1750
onlara resmen acımasız davrandıkları
01:14
or how a studentÖğrenci was particularlyözellikle cruelacımasız to them.
19
58292
2041
benzer hikayeleri anlatmak istiyorlar.
01:16
And some optseçmek out thinkingdüşünme of themselveskendilerini
20
60333
3625
Ve bazıları artık yaratıcı olduklarını
01:19
as creativeyaratıcı at that pointpuan.
21
63958
1750
düşünmekten vazgeçmişler.
01:21
And I see that optinggözle ilgili out that happensolur in childhoodçocukluk,
22
65708
4998
Görüyorum ki bu vazgeçme, geri çekilme çocuklukta oluyor
01:26
and it moveshamle in and becomesolur more ingrainedkökleşmiş,
23
70706
2252
ve yetişkin yaşamınızı da etkileyecek şekilde
01:28
even by the time you get to adultyetişkin life.
24
72958
3167
gittikçe içinize yerleşiyor ve kökleniyor.
01:32
So we see a lot of this.
25
76125
4792
Evet bunu çok görüyoruz.
01:36
When we have a workshopatölye
26
80917
2625
Düzenlediğimiz workshoplarda
01:39
or when we have clientsistemciler in to work with us side-by-sideyan yana,
27
83542
1958
ya da ve müşterilerin yan yana çalıştıkları ortamlarda
01:41
eventuallysonunda we get to the pointpuan in the processsüreç
28
85500
2935
çalışmalarımızın bulanıklaştığı
01:44
that's fuzzybelirsiz or unconventionalalışılmadık.
29
88435
2558
anlar oluyor.
01:46
And eventuallysonunda these bigshotukala executivesYöneticiler whipkırbaç out theironların BlackberriesBöğürtlen
30
90993
4176
Ve sonunda bazı kodaman yöneticiler Blackberry'lerini çıkarıp
01:51
and they say they have to make really importantönemli phonetelefon callsaramalar,
31
95169
3101
çok önemli bir telefon görüşmesi yapmaları gerektiğini söylüyorlar
01:54
and they headkafa for the exitsçıkar.
32
98270
1355
ve çıkışa yöneliyorlar.
01:55
And they're just so uncomfortablerahatsız.
33
99625
3281
O kadar rahatsız oluyorlar ki.
01:58
When we trackiz them down and asksormak them what's going on,
34
102906
2094
Onları takip edip sorunun ne olduğunu sorduğumuzda ise
02:00
they say something like, "I'm just not the creativeyaratıcı typetip."
35
105000
3833
"Bende o yaratıcılık kanı yok" gibi bir cevap veriyorlar.
02:04
But we know that's not truedoğru.
36
108833
2042
Ama biz bunun doğru olmadığının farkındayız.
02:06
If they stickÇubuk with the processsüreç, if they stickÇubuk with it,
37
110875
3425
Programa bağlı kalırlarsa, çalışmaya devam ederlerse,
02:10
they endson up doing amazingşaşırtıcı things
38
114300
1806
sonunda inanılmaz şeyler yapıyorlar
02:12
and they surprisesürpriz themselveskendilerini just how innovativeyenilikçi
39
116106
3274
ve kendilerinin ve takımlarının aslında ne kadar yenilikçi
02:15
they and theironların teamstakımlar really are.
40
119380
1674
oldukları konusunda şaşırıyorlar.
02:16
So I've been looking at this fearkorku of judgmentyargı that we have.
41
121054
6544
Ben de bir süredir bu sahip olduğumuz yargılanma korkusunu inceliyorum.
02:23
That you don't do things, you're afraidkorkmuş you're going to be judgedkarar.
42
127598
3277
Yaparsanız yargılanacağınızdan korktuğunuz için yapmadığınız şeyleri.
02:26
If you don't say the right creativeyaratıcı thing, you're going to be judgedkarar.
43
130875
4083
"Eğer gerçekten yaratıcı olan şeyi söylemezseniz yargılanırsınız" korkusunu.
02:30
And I had a majormajör breakthroughbuluş
44
134958
2436
Psikolog Abert Bandura ile tanışmam
02:33
when I metmet the psychologistpsikolog AlbertAlbert BanduraBandura.
45
137394
3648
benim için bu konuda büyük bir ilerleme sağladı.
02:36
I don't know if you know AlbertAlbert BanduraBandura.
46
141042
2612
Albert Bandura'yı tanıyıp tanımadığınızı bilmiyorum.
02:39
But if you go to WikipediaWikipedia,
47
143654
1346
Ama Wikipedia'yı açarsanız,
02:40
it saysdiyor that he's the fourthdördüncü mostçoğu importantönemli psychologistpsikolog in historytarih --
48
145000
3583
kendisinin tarihreki en önemli dördüncü psikolog olduğunu görürsünüz.
02:44
like FreudFreud, SkinnerSkinner, somebodybirisi and BanduraBandura.
49
148583
4542
Yanı Freud, Skinner, birisi daha ve Bandura.
02:49
Bandura'sBandura'nın 86 and he still worksEserleri at StanfordStanford.
50
153125
4439
Bandura 86 yaşında ve hala Stanford Üniversitesi'nde çalışıyor.
02:53
And he's just a lovelygüzel guy.
51
157564
1728
Ve çok sevimli biri.
02:55
And so I wentgitti to see him
52
159292
2708
Kendisini ziyaret ettim,
02:57
because he has just workedişlenmiş on phobiasfobiler for a long time,
53
162000
3912
çünkü benim de oldukça ilgimi çeken fobiler üzerindeki araştırmasını
03:01
whichhangi I'm very interestedilgili in.
54
165912
1945
yeni bitirmişti.
03:03
He had developedgelişmiş this way, this kindtür of methodologymetodoloji,
55
167857
5893
İnsanları çok kısa sürede tedavi edebildiği
03:09
that endedbitti up curingkür people in a very shortkısa amounttutar of time.
56
173750
3542
kendi yolunu, metodolojisini geliştirmişti.
03:13
In fourdört hourssaatler he had a hugeKocaman cureÇare rateoran of people who had phobiasfobiler.
57
177292
4816
Dört saat içinde, fobisi olanları tedavi etme oranı inanılmaz yüksek.
03:18
And we talkedkonuştuk about snakesyılan. I don't know why we talkedkonuştuk about snakesyılan.
58
182108
2559
Ve neden bilmiyorum ama, yılanlardan bahsettik.
03:20
We talkedkonuştuk about snakesyılan and fearkorku of snakesyılan as a phobiafobi.
59
184667
4333
Yılanlardan ve bir fobi olarak yılan korkusundan bahsettik.
03:24
And it was really enjoyablezevkli, really interestingilginç.
60
189000
3625
Bu çok eğlenceli ve çok ilginçti.
03:28
He told me that he'diçin ona inviteDavet etmek the testÖlçek subjectkonu in,
61
192625
5507
Bana deneği içeri davet ettiğini ve
03:34
and he'diçin ona say, "You know, there's a snakeYılan in the nextSonraki roomoda
62
198132
2578
"Biliyor musun, yan odada bir yılan var ve birazdan oraya gideceğiz"
03:36
and we're going to go in there."
63
200710
2208
dediğini söyledi.
03:38
To whichhangi, he reportedrapor, mostçoğu of them repliedcevap verdi,
64
202918
3374
Söylediğine göre deneklerin çoğu
03:42
"HellCehennem no, I'm not going in there,
65
206292
1541
"Asla olmaz, içeride yılan varsa
03:43
certainlykesinlikle if there's a snakeYılan in there."
66
207833
2625
kesinlikle oraya gitmem" dediklerini söyledi.
03:46
But BanduraBandura has a step-by-stepadım adım processsüreç that was superSüper successfulbaşarılı.
67
210458
5132
Ama Bandura'nın çok başarılı ve adım adım uyguladığı bir yöntem vardı.
03:51
So he'diçin ona take people to this two-wayiki yönlü mirrorayna
68
215590
2875
Deneklere, yılanın onları göremeyeceği şekilde
03:54
looking into the roomoda where the snakeYılan was,
69
218465
1950
yılanın olduğu odayı gösterip
03:56
and he'diçin ona get them comfortablerahat with that.
70
220415
2489
rahatlamalarını sağlıyordu.
03:58
And then throughvasitasiyla a seriesdizi of stepsadımlar,
71
222904
1721
Ve birkaç adım sonra
04:00
he'diçin ona movehareket them and they'dgittiklerini be standingayakta in the doorwaykapı with the doorkapı openaçık
72
224625
3458
onları yılanın olduğu odanın kapısı açık olacak şekilde
04:03
and they'dgittiklerini be looking in there.
73
228083
1750
kapının önüne götürüyordu.
04:05
And he'diçin ona get them comfortablerahat with that.
74
229833
1865
Ve rahatlamalarını sağlıyordu.
04:07
And then manyçok more stepsadımlar latersonra, babybebek stepsadımlar,
75
231698
2427
Ve birçok küçük bebek adımları sonunda
04:10
they'dgittiklerini be in the roomoda, they'dgittiklerini have a leatherderi gloveeldiven like a welder'sKaynakçı gloveeldiven on,
76
234125
3917
odanın içine girip, bir kaynakçı gibi deri eldivenlerle
04:13
and they'dgittiklerini eventuallysonunda touchdokunma the snakeYılan.
77
238042
3403
yılana dokunuyorlardı.
04:17
And when they touchedmüteessir the snakeYılan everything was fine. They were curedtedavi.
78
241445
5305
Ve yılana dokunduklarında
04:22
In factgerçek, everything was better than fine.
79
246750
2417
aslında her şey iyiden de öteydi.
04:25
These people who had life-longyaşam boyu fearsendişe of snakesyılan
80
249167
3496
Hayatları boyunca yılanlardan korkmuş bu insanlar
04:28
were sayingsöz things like,
81
252663
1703
artık "Şu yılanın ne kadar güzel
04:30
"Look how beautifulgüzel that snakeYılan is."
82
254366
2769
olduğuna bak." gibi şeyler söylüyorlardı.
04:33
And they were holdingtutma it in theironların lapsTur.
83
257135
3055
Veya yılanı kucaklarına alıyorlardı.
04:36
BanduraBandura callsaramalar this processsüreç "guideddestekli masteryustalık."
84
260190
5060
Bandura bu işleme "kılavuzlu hakimiyet" diyor.
04:41
I love that termterim: guideddestekli masteryustalık.
85
265250
2943
"Kılavuzlu hakimiyet", bu terimi seviyorum.
04:44
And something elsebaşka happenedolmuş,
86
268193
2557
Ve başka bir şey daha oldu;
04:46
these people who wentgitti throughvasitasiyla the processsüreç and touchedmüteessir the snakeYılan
87
270750
3417
bu işlemden geçen ve yılana dokunan bu insanlar
04:50
endedbitti up havingsahip olan lessaz anxietyanksiyete about other things in theironların liveshayatları.
88
274167
3041
sonunda hayatlarındaki diğer meselelerden de daha az kaygı duymaya başladılar.
04:53
They trieddenenmiş harderDaha güçlü, they perseveredsebat etmek longeruzun,
89
277208
4710
Daha da gayret ettiler, azmettiler ve sonunda
04:57
and they were more resilientesnek in the faceyüz of failurebaşarısızlık.
90
281918
2040
başarısızlık karşısında kendilerini daha çabuk toparlayabildiler.
04:59
They just gainedkazanmış a newyeni confidencegüven.
91
283958
4000
Yani yeni bir özgüven kazandılar.
05:03
And BanduraBandura callsaramalar that confidencegüven self-efficacyÖz-yeterliği --
92
287958
5792
Bandura bu özgüveni "kendine yararlılık" diye adlandırıyor,
05:09
the senseduyu that you can changedeğişiklik the worldDünya
93
293750
2833
yani dünyayı değiştireceğinize
05:12
and that you can attainulaşmak what you setset out to do.
94
296583
3563
ve yapmayı düşündüğünüz şeyi yapacağınıza inanmak.
05:16
Well meetingtoplantı BanduraBandura was really catharticmüshil for me
95
300146
3867
Bandura'yla buluşmak benim için gerçekten vurucuydu
05:19
because I realizedgerçekleştirilen that this famousünlü scientistBilim insanı
96
304013
3357
çünkü öğrendim ki, bu ünlü bilimci
05:23
had documentedbelgeli and scientificallybilimsel validateddoğrulanmış
97
307370
2588
30 yıldır varlığına tanıklık ettiğimiz bir şeyi
05:25
something that we'vebiz ettik seengörüldü happenolmak for the last 30 yearsyıl.
98
309958
4125
belgelemiş ve bilimsel olarak onaylamış.
05:29
That we could take people who had the fearkorku that they weren'tdeğildi creativeyaratıcı,
99
314083
3944
O da şu ki: yaratıcı olmadıklarından korkan insanları alıp
05:33
and we could take them throughvasitasiyla a seriesdizi of stepsadımlar,
100
318027
2827
onlara küçük küçük adımlar attırarak,
05:36
kindtür of like a seriesdizi of smallküçük successesbaşarılar,
101
320854
3292
mesela küçük başarılar tattırarak,
05:40
and they turndönüş fearkorku into familiarityaşinalık, and they surprisesürpriz themselveskendilerini.
102
324146
5437
bu insanların bu korkuyu yatkınlığa çevirip, kendilerini şaşırtmalarını sağlayabiliriz.
05:45
That transformationdönüşüm is amazingşaşırtıcı.
103
329583
1167
Bu dönüşüm inanılmaz.
05:46
We see it at the d.schoolokul all the time.
104
330750
3208
Bunu tasarım okullarında sürekli görüyoruz.
05:49
People from all differentfarklı kindsçeşit of disciplinesdisiplinler,
105
333958
1750
Farklı farklı tarzlarda yetiştirilmiş insanlar,
05:51
they think of themselveskendilerini as only analyticalanalitik.
106
335708
3292
kendilerini yalnızca analitik düşünen bireyler olarak görüyorlar.
05:54
And they come in and they go throughvasitasiyla the processsüreç, our processsüreç,
107
339000
3917
Ve bize gelip bu süreçten geçince, bizim sürecimizden geçince,
05:58
they buildinşa etmek confidencegüven and now they think of themselveskendilerini differentlyfarklı olarak.
108
342917
3083
özgüvenleri gelişiyor ve kendilerine bakışları değişiyor.
06:01
And they're totallybütünüyle emotionallyduygusal yönden excitedheyecanlı
109
346000
3364
Ve etrafta yaratıcı bireyler olduklarına inanarak
06:05
about the factgerçek that they walkyürümek around
110
349364
1934
dolaşabildikleri için
06:07
thinkingdüşünme of themselveskendilerini as a creativeyaratıcı personkişi.
111
351329
1838
duygusal olarak çok coşkulu hissediyorlar.
06:09
So I thought one of the things I'd do todaybugün
112
353167
3750
Ben de düşündüm ki bugün yapacağım şeylerden biri,
06:12
is take you throughvasitasiyla and showgöstermek you what this journeyseyahat looksgörünüyor like.
113
356917
3416
sizi bu yolculuğa çıkarıp, nasıl bir şey olduğunu göstermek olabilir.
06:16
To me, that journeyseyahat looksgörünüyor like DougDoug DietzDietz.
114
360333
4750
Bana göre bu yolculuk Doug Dietz'e benziyor.
06:20
DougDoug DietzDietz is a technicalteknik personkişi.
115
365083
4500
Doug Dietz teknik bir adam.
06:25
He designstasarımlar medicaltıbbi imaginggörüntüleme equipmentekipman,
116
369583
2500
Kendisi tıbbi görüntüleme ekipmanları tasarlıyor,
06:27
largegeniş medicaltıbbi imaginggörüntüleme equipmentekipman.
117
372083
1250
büyük tıbbi görüntüleme ekipmanları.
06:29
He's workedişlenmiş for GEGE, and he's had a fantasticfantastik careerkariyer.
118
373333
4240
GE'te (General Electric) çalıştı ve muhteşem bir kariyeri var.
06:33
But at one pointpuan he had a momentan of crisiskriz.
119
377573
3050
Ancak bir noktada bir kriz yaşadı.
06:36
He was in the hospitalhastane looking at one of his MRIMRI machinesmakineler in use
120
380623
4031
Hastanede, tasarladığı MRI makinalarından birini kullanımdayken inceliyordu
06:40
when he saw a younggenç familyaile.
121
384654
1950
ve genç bir aile gördü.
06:42
There was a little girlkız,
122
386619
1339
Orada küçük bir kız vardı;
06:43
and that little girlkız was cryingağlıyor and was terrifieddehşete.
123
387958
3687
kız ağlıyordu ve çok korkmuştu.
06:47
And DougDoug was really disappointedhayal kırıklığına uğramış to learnöğrenmek
124
391645
2866
Doug hastaların yaklaşık yüzde sekseninin
06:50
that nearlyneredeyse 80 percentyüzde of the pediatricPediatrik patientshastalar in this hospitalhastane
125
394527
4431
MRI makinesine girebilmek için sakinleştirici almaları
06:54
had to be sedatedyatıştırıcı in ordersipariş to dealanlaştık mı with his MRIMRI machinemakine.
126
398958
4138
gerektiğini öğrendiğinde hayal kırıklığına uğradı.
06:58
And this was really disappointinghayal kırıklığı to DougDoug,
127
403096
2779
Bu Doug için gerçekten hayal kırıklığı demekti,
07:01
because before this time he was proudgururlu of what he did.
128
405875
4083
çünkü bunu görmeden önce yaptığı şeyle gurur duyuyordu.
07:05
He was savingtasarruf liveshayatları with this machinemakine.
129
409958
1750
Bu makinayla hayatlar kurtarıyordu.
07:07
But it really hurtcanını yakmak him to see the fearkorku
130
411708
2625
Ama bu makinanın çocuklarda sebep olduğu
07:10
that this machinemakine causedneden oldu in kidsçocuklar.
131
414333
2750
korkuyu görmek onu gerçekten üzdü.
07:12
About that time he was at the d.schoolokul at StanfordStanford takingalma classessınıflar.
132
417083
4527
O aralar Stanford'un tasarım derslerine gidiyordu.
07:17
He was learningöğrenme about our processsüreç
133
421610
1353
Bizim sürecimizi öğreniyordu,
07:18
about designdizayn thinkingdüşünme, about empathyempati,
134
422963
2596
tasarım, empati kurma ve tekrarlayan prototip
07:21
about iterativeyinelemeli prototypingprototipleme.
135
425559
2649
hakındaki sürecimizi.
07:24
And he would take this newyeni knowledgebilgi
136
428208
1750
Ve bu yeni bilgiyi alıp
07:25
and do something quiteoldukça extraordinaryolağanüstü.
137
429958
2459
oldukça sıradışı birşeyler yaptı.
07:28
He would redesignyeniden tasarlamak the entiretüm experiencedeneyim of beingolmak scannedtaranan.
138
432417
5558
MR çekilme deneyimini yeni baştan tasarladı.
07:33
And this is what he camegeldi up with.
139
437975
2025
Ve ortaya şu çıktı.
07:35
He turneddönük it into an adventuremacera for the kidsçocuklar.
140
440000
3042
Çocuklar için bir macera.
07:38
He paintedboyalı the wallsduvarlar and he paintedboyalı the machinemakine,
141
443042
2458
Duvarları boyadı, makineyi boyadı,
07:41
and he got the operatorsişleçler retrainedyeniden eğitilmesi by people who know kidsçocuklar,
142
445500
2958
ve operatörlerin, çocuk müzesi çalışanları gibi çocukları iyi tanıyan birilerinden
07:44
like children'sçocuk museummüze people.
143
448458
2209
yeniden eğitim almasını sağladı.
07:46
And now when the kidçocuk comesgeliyor, it's an experiencedeneyim.
144
450667
4125
Ve şimdi bir çocuk geldiğinde, bir deneyim oluyor.
07:50
And they talk to them about the noisegürültü and the movementhareket of the shipgemi.
145
454792
3616
Ve onlarla geminin sesleri ve hareketleri hakkında konuşuluyor.
07:54
And when they come, they say,
146
458408
1404
Ve girdiklerinde, diyorlar ki,
07:55
"Okay, you're going to go into the piratekorsan shipgemi,
147
459812
2290
"Tamam, şimdi bir korsan gemisine giriyorsun,
07:58
but be very still because we don't want the piratesKorsanlar to find you."
148
462102
2856
ama sakın kıpırdama çünkü korsanların seni bulmasını istemeyiz."
08:00
And the resultsSonuçlar were superSüper dramaticdramatik.
149
464958
4632
Ve sonuçlar inanılmazdı.
08:05
So from something like 80 percentyüzde of the kidsçocuklar needinggerek to be sedatedyatıştırıcı,
150
469590
4454
Yani sakinleştirici verilmesi gereken çocukların oranı yüzde 80 iken,
08:09
to something like 10 percentyüzde of the kidsçocuklar needinggerek to be sedatedyatıştırıcı.
151
474044
4195
yüzde 10 gibi bir orana düşüverdi.
08:14
And the hospitalhastane and GEGE were happymutlu too.
152
478239
2177
Tabi hastane ve GE de gayet memnun oldular.
08:16
Because you didn't have to call the anesthesiologistanestezi uzmanı all the time,
153
480416
3100
Çünkü artık her an anestezisyen çağrılması gerekmiyordu
08:19
they could put more kidsçocuklar throughvasitasiyla the machinemakine in a day.
154
483516
1484
ve bir günde daha çok çocuğun işlemi tamamlanıyordu.
08:20
So the quantitativenicel resultsSonuçlar were great.
155
485000
2888
Böylece sayısal sonuçlar harikaydı.
08:23
But Doug'sDoug'ın resultsSonuçlar that he caredbakım about were much more qualitativenitel.
156
487888
4049
Ama Doug'ın umursadığı sonuçlar niteliksel olanlardı.
08:27
He was with one of the mothersanneler
157
491937
2276
Bir ara, MR makinesinin içindeki çocuğunu
08:30
waitingbekleme for her childçocuk to come out of the scantaramak.
158
494213
2104
bekleyen bir annenin yanındaydı.
08:32
And when the little girlkız camegeldi out of her scantaramak,
159
496317
2554
Ve küçük kız makineden çıktığında
08:34
she ranran up to her motheranne and said,
160
498871
2029
annesine koşup,
08:36
"MommyAnne, can we come back tomorrowyarın?"
161
500900
1921
"Anne, yarın da gelebilir miyiz?" diye sordu.
08:38
(LaughterKahkaha)
162
502821
2741
(Kahkahalar)
08:41
And so I've heardduymuş DougDoug tell the storyÖykü manyçok timeszamanlar,
163
505562
3382
Doug bana şahsi değişiminin
08:44
of his personalkişisel transformationdönüşüm
164
508944
2696
ve bu sayede kazandığı ilerlemesinin
08:47
and the breakthroughbuluş designdizayn that happenedolmuş from it,
165
511640
3487
hikayesini çok defa anlattı,
08:51
but I've never really seengörüldü him tell the storyÖykü of the little girlkız
166
515127
2358
ama bu küçük kızın hikayesini gözündeki yaşlar olmadan
08:53
withoutolmadan a teargözyaşı in his eyegöz.
167
517500
2333
anlatırken hiç görmedim.
08:55
Doug'sDoug'ın storyÖykü takes placeyer in a hospitalhastane.
168
519833
1952
Doug'ın hikayesi bir hastanede geçiyor.
08:57
I know a thing or two about hospitalshastaneler.
169
521785
3048
Ben de hastanelere dair bir iki şey bilirim.
09:00
A fewaz yearsyıl agoönce I feltkeçe a lumpyumru on the sideyan of my neckboyun,
170
524833
4423
Birkaç yıl önce boynumun kenarında bir şişlik hissettim,
09:05
and it was my turndönüş in the MRIMRI machinemakine.
171
529287
3880
ve artık MR çekilme sırası bana gelmişti.
09:09
It was cancerkanser. It was the badkötü kindtür.
172
533167
3418
Kanserdi. Kötü huylu.
09:12
I was told I had a 40 percentyüzde chanceşans of survivalhayatta kalma.
173
536585
3546
Bana yaşama şansımın yüzde 40 olduğunu söyledier.
09:16
So while you're sittingoturma around with the other patientshastalar in your pajamaspijama
174
540131
4451
Orada diğer hastalar etrafıızda pijamalarınızla otururken
09:20
and everybody'sherkesin palesoluk and thinince
175
544582
2001
ve herkes solgun ve zayıfken
09:22
and you're waitingbekleme for your turndönüş to get the gammaGama raysışınları,
176
546583
4125
ve gama ışıklarında taranma sırasının size gelmesini beklerken,
09:26
you think of a lot of things.
177
550708
1750
kafanızdan çok şey geçer.
09:28
MostlyÇoğunlukla you think about, Am I going to survivehayatta kalmak?
178
552458
2209
Çoğunlukla da "Acaba kurtulacak mıyım?" sorusu.
09:30
And I thought a lot about,
179
554667
2625
Ben en çok şunu düşündüm:
09:33
What was my daughter'skız çocukları life going to be like withoutolmadan me?
180
557292
3387
"Ben olmadan kızımın hayatı neye benzeyecekti?"
09:36
But you think about other things.
181
560679
3321
Başka şeyler de düşünürsünüz.
09:39
I thought a lot about, What was I put on EarthDünya to do?
182
564000
3948
Dünyaya neden geldiğimi de çok düşündüm.
09:43
What was my callingçağrı? What should I do?
183
567948
2606
Amacım neydi? Ne yapmalıydım?
09:46
And I was luckyşanslı because I had lots of optionsseçenekleri.
184
570554
2446
Ben şanslıydım çünkü çok seçeneğim vardı.
09:48
We'dBiz istiyorsunuz been workingçalışma in healthsağlık and wellnessSağlık,
185
573000
1750
Sağlık ve sıhhat üzerine çalışıyorduk,
09:50
and K throughvasitasiyla 12, and the DevelopingGeliştirme WorldDünya.
186
574750
3000
ve Gelişen Dünya üzerine.
09:53
And so there were lots of projectsprojeler that I could work on.
187
577750
1625
Ve böylece üzerine çalışabileceğim birçok projem oldu.
09:55
But I decidedkarar and I committedtaahhüt to at this pointpuan
188
579375
2792
Ama kendimi başka bir şeye adadım,
09:58
to the thing I mostçoğu wanted to do --
189
582167
1750
en çok yapmak istediğim şeye --
09:59
was to help as manyçok people as possiblemümkün
190
583917
5364
yardım edebileceğim kadar insanın
10:05
regainyeniden kazanmak the creativeyaratıcı confidencegüven they lostkayıp alonguzun bir theironların way.
191
589281
3456
yaratıcılıklarına olan güvenlerini yeniden kazanmalarını sağlamak.
10:08
And if I was going to survivehayatta kalmak, that's what I wanted to do.
192
592737
2930
Ve kurtulduğumda, yapmak istediğim şey buydu.
10:11
I survivedhayatta, just so you know.
193
595667
2333
Gördüğünüz gibi, kurtuldum.
10:13
(LaughterKahkaha)
194
598000
2250
(Kahkahalar)
10:16
(ApplauseAlkış)
195
600250
5167
(Alkışlar)
10:21
I really believe
196
605417
2625
İnanıyorum ki,
10:23
that when people gainkazanç this confidencegüven --
197
608042
2333
insanlar bu güveni kazandığında --
10:26
and we see it all the time at the d.schoolokul and at IDEOIDEO --
198
610375
2625
ki biz bunu IDEO'da hep görüyoruz --
10:28
they actuallyaslında startbaşlama workingçalışma on the things that are really importantönemli in theironların liveshayatları.
199
613000
5582
hayatlarında gerçekten mühim olan şeyler için çalışmaya başlıyorlar.
10:34
We see people quitçıkmak what they're doing and go in newyeni directionstalimatlar.
200
618582
3293
İnsanların yaptıkları şeyleri bırakıp yeni yollara gittiklerini görüyoruz.
10:37
We see them come up with more interestingilginç, and just more, ideasfikirler
201
621875
6708
Onların daha çok sayıda ilginç fikirler üretebildiklerini görüyoruz.
10:44
so they can chooseseçmek from better ideasfikirler.
202
628583
2625
Böylece daha iyi olan fikri seçebiliyorlar.
10:47
And they just make better decisionskararlar.
203
631208
2375
Ve daha iyi kararlar verebiliyorlar.
10:49
So I know at TEDTED you're supposedsözde to have a change-the-worldChange-dünya kindtür of thing.
204
633583
4073
Biliyorum ki TED'de dünyayı değiştirecek bir şeyler sunmanız gerekiyor.
10:53
EverybodyHerkes has a change-the-worldChange-dünya thing.
205
637656
1761
Herkesin dünyayı değiştirecek şeyleri var.
10:55
If there is one for me, this is it. To help this happenolmak.
206
639417
3871
Ve benimki ise bu. Bunun gerçekleşmesini sağlamak.
10:59
So I hopeumut you'llEğer olacak joinkatılmak me on my questQuest --
207
643288
2432
Umarım bu hedefimde siz de bana katılırsınız --
11:01
you as thought leadersliderler.
208
645720
2238
fikir önderleri olarak.
11:03
It would be really great if you didn't let people dividebölmek the worldDünya
209
647958
4302
İnsanların dünyayı yaratıcı-olanlar ve yaratıcı-olmayanlar olarak
11:08
into the creativesReklam öğeleri and the non-creativesSigara reklamı, like it's some God-givenTanrı vergisi thing,
210
652260
3448
ikiye bölmelerine müsade etmemeniz harika olurdu
11:11
and to have people realizegerçekleştirmek that they're naturallydoğal olarak creativeyaratıcı.
211
655708
4623
ve yaratıcılığın insanın içinde olduğunu görmelerini sağlamanız.
11:16
And those naturaldoğal people should let theironların ideasfikirler flyuçmak.
212
660331
3775
Ve o insanlar içlerindeki yaratıcılığı açığa çıkarmalılar.
11:20
That they should achievebaşarmak what BanduraBandura callsaramalar self-efficacyÖz-yeterliği,
213
664106
5559
Bandura'nın öz-yeterlilik dediği şeye ulaşmalılar,
11:25
that you can do what you setset out to do,
214
669680
3224
hedeflediklerine ulaşmalılar
11:28
and that you can reachulaşmak a placeyer of creativeyaratıcı confidencegüven
215
672904
3315
ve yaratıcı güven denen yere ulaşıp
11:32
and touchdokunma the snakeYılan.
216
676219
1656
bir yılana dokunabilmeliler.
11:33
Thank you.
217
677875
1708
Teşekkürler.
11:35
(ApplauseAlkış)
218
679583
4642
(Alkışlar)
Translated by Diba Szamosi
Reviewed by osman oguz ahsen

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
David Kelley - Designer, educator
David Kelley’s company IDEO helped create many icons of the digital generation -- but what matters even more to him is unlocking the creative potential of people and organizations to innovate routinely.

Why you should listen

As founder of legendary design firm IDEO, David Kelley built the company that created many icons of the digital generation -- the first mouse, the first Treo, the thumbs up/thumbs down button on your Tivo's remote control, to name a few. But what matters even more to him is unlocking the creative potential of people and organizations so they can innovate routinely.

David Kelley's most enduring contributions to the field of design are a methodology and culture of innovation. More recently, he led the creation of the groundbreaking d.school at Stanford, the Hasso Plattner Institute of Design, where students from the business, engineering, medicine, law, and other diverse disciplines develop the capacity to solve complex problems collaboratively and creatively.

Kelley was working (unhappily) as an electrical engineer when he heard about Stanford's cross-disciplinary Joint Program in Design, which merged engineering and art. What he learned there -- a human-centered, team-based approach to tackling sticky problems through design -- propelled his professional life as a "design thinker."

In 1978, he co-founded the design firm that ultimately became IDEO, now emulated worldwide for its innovative, user-centered approach to design. IDEO works with a range of clients -- from food and beverage conglomerates to high tech startups, hospitals to universities, and today even governments -- conceiving breakthrough innovations ranging from a life-saving portable defibrillator to a new kind of residence for wounded warriors, and helping organizations build their own innovation culture.

Today, David serves as chair of IDEO and is the Donald W. Whittier Professor at Stanford, where he has taught for more than 25 years. Preparing the design thinkers of tomorrow earned David the Sir Misha Black Medal for his “distinguished contribution to design education.” He has also won the Edison Achievement Award for Innovation, as well as the Chrysler Design Award and National Design Award in Product Design from the Smithsonian’s Cooper-Hewitt National Design Museum, and he is a member of the National Academy of Engineers.

More profile about the speaker
David Kelley | Speaker | TED.com

Data provided by TED.

This site was created in May 2015 and the last update was on January 12, 2020. It will no longer be updated.

We are currently creating a new site called "eng.lish.video" and would be grateful if you could access it.

If you have any questions or suggestions, please feel free to write comments in your language on the contact form.

Privacy Policy

Developer's Blog

Buy Me A Coffee