TED2018
Frances Frei: How to build (and rebuild) trust
Frances Frei: Güveni nasıl sağlarız ve nasıl yeniden inşa ederiz?
Filmed:
Readability: 3.9
4,280,988 views
Güven, yaptığımız her şeyin temeli. Peki ya bu güven sarsıldığında ne yaparız?
Bu göz açıcı konuşmada, Harvard İşletme Bölümü öğretim görevlisi Frances Frei güven hakkında çarpıcı bir ders veriyor: Nasıl sağlarız, devam ettiririz ve yeniden inşa ederiz - Yakın zamanda Uber'da bir iyileştirme yaparken üzerinde çalıştığı şey hakkında. "Eğer birbirimize daha çok güvenmeyi öğrenebilirsek emsalsiz bir insani gelişim kaydetmiş oluruz," diyor Frei.
Frances Frei - Culture builder
Frances Frei is a professor of technology and operations management at the Harvard Business School. Full bio
Frances Frei is a professor of technology and operations management at the Harvard Business School. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:13
I want to talk to you about
how to build and rebuild trust,
how to build and rebuild trust,
0
1889
4017
Sizinle güveni sağlamak ve tekrar
inşa etmek hakkında konuşmak istiyorum.
inşa etmek hakkında konuşmak istiyorum.
00:17
because it's my belief that trust
1
5930
2769
çünkü benim inancıma göre güven,
00:20
is the foundation for everything we do,
2
8723
3926
yaptığımız her şeyin temeli
00:24
and that if we can learn
to trust one another more,
to trust one another more,
3
12673
4429
ve eğer birbirimize daha çok
güvenmeyi öğrenebilirsek,
güvenmeyi öğrenebilirsek,
00:29
we can have unprecedented human progress.
4
17126
3094
emsalsiz bir insani gelişim
kaydedebiliriz.
kaydedebiliriz.
00:35
But what if trust is broken?
5
23277
1822
Peki ya güven kırılırsa?
00:38
What if your CEO is caught on video,
disparaging an employee?
disparaging an employee?
6
26531
5103
Ya CEO'nuz bir videoda çalışanını
aşağılarken kaydedilmişse?
aşağılarken kaydedilmişse?
00:45
What if your employees experience
a culture of bias, exclusion and worse?
a culture of bias, exclusion and worse?
7
33646
6746
Ya çalışanlarınız kültürel ön yargı,
dışlama, belki daha kötüsünü yaşıyorsa?
dışlama, belki daha kötüsünü yaşıyorsa?
00:53
What if there's a data breach,
8
41742
2182
Ya bir veri ihlali varsa
00:55
and it feels an awful lot like a cover-up
than seriously addressing it?
than seriously addressing it?
9
43948
5246
ve konuyu ele almaktan çok örtbas
ediyormuşçasına kötü hissettiriyorsa?
ediyormuşçasına kötü hissettiriyorsa?
01:02
And most tragically,
10
50808
1873
En trajik olanı ise,
01:04
what if a technological fail
leads to the loss of human life?
leads to the loss of human life?
11
52705
4754
ya teknolojik bir hata insan
hayatı kaybına neden olursa?
hayatı kaybına neden olursa?
01:11
If I was giving this talk six months ago,
12
59090
2222
Bu konuşmayı altı ay önce
yapıyor olsaydım
yapıyor olsaydım
01:13
I would have been wearing an Uber T-shirt.
13
61336
2508
bir Uber tişörtü giyiyor olurdum.
01:18
I'm a Harvard Business School professor,
14
66509
2238
Harvard İşletme bölümünde
öğretim görevlisiyim
öğretim görevlisiyim
01:20
but I was super attracted
to going to an organization
to going to an organization
15
68771
4724
ama mecazi hatta belki de
kelimenin tam anlamıyla
kelimenin tam anlamıyla
01:25
that was metaphorically
and perhaps quite literally on fire.
and perhaps quite literally on fire.
16
73519
5299
"tutuşmuş" bir organizasyona
gitmek inanılmaz ilgimi çekmişti.
gitmek inanılmaz ilgimi çekmişti.
01:32
I had read everything
that was written in the newspaper,
that was written in the newspaper,
17
80570
2620
Gazetede yazan her şeyi okudum,
01:35
and that was precisely what drew me
to the organization.
to the organization.
18
83214
4057
hatta beni organizasyona
çeken şey kesinlikle buydu.
çeken şey kesinlikle buydu.
01:39
This was an organization
that had lost trust
that had lost trust
19
87295
3571
Bu, önem taşıyan her kurucuya karşı
01:42
with every constituent that mattered.
20
90890
3287
güvenini kaybetmiş bir organizasyondu.
01:47
But there's a word about me
that I should share.
that I should share.
21
95460
2690
Ama kendimle ilgili
birkaç şey paylaşmak istiyorum.
birkaç şey paylaşmak istiyorum.
01:50
My favorite trait is redemption.
22
98174
2468
En sevdiğim huyum bağışlayıcı olmam.
01:54
I believe that there is a better
version of us around every corner,
version of us around every corner,
23
102064
4911
Her köşede daha iyi bir versiyonumuzun
var olduğuna inanırım
var olduğuna inanırım
01:58
and I have seen firsthand
24
106999
1839
ve ben organize, topluluk ve bireylerin
02:00
how organizations and communities
25
108862
2678
nefes kesen bir hızla nasıl değiştiğini
02:03
and individuals change
at breathtaking speed.
at breathtaking speed.
26
111564
3191
kendi gözlerimle gördüm.
02:08
I went to Uber with the hopes
that a turnaround there
that a turnaround there
27
116467
4230
Uber'a gittim çünkü oradaki
beklenmeyen bir değişikliğin
beklenmeyen bir değişikliğin
02:12
could give license to the rest of us
28
120721
2582
önündeki zorluklara
daha dar bir bakış açısı olan
daha dar bir bakış açısı olan
02:15
who might have narrower versions
of their challenges.
of their challenges.
29
123327
3659
diğer hepimiz için bir imkân
olacağı umudu taşıyordum.
olacağı umudu taşıyordum.
02:21
But when I got to Uber,
I made a really big mistake.
I made a really big mistake.
30
129066
3710
Ama oraya gittiğimde
büyük bir hata yaptım.
büyük bir hata yaptım.
02:26
I publicly committed
to wearing an Uber T-shirt every day
to wearing an Uber T-shirt every day
31
134343
5277
Toplum içinde her gün
Uber tişörtü giyindim,
Uber tişörtü giyindim,
02:31
until every other employee
was wearing an Uber T-shirt.
was wearing an Uber T-shirt.
32
139644
3134
diğer her Uber çalışanı
aynısını yapana kadar.
aynısını yapana kadar.
02:36
I had clearly not thought that through.
33
144179
2859
Bunu açıkça düşünmemişim.
02:39
(Laughter)
34
147062
1648
(Kahkahalar)
02:40
It was 250 days
of wearing an Uber T-shirt.
of wearing an Uber T-shirt.
35
148734
4409
Tam 250 gün boyunca Uber tişörtü giyildi.
02:46
Now I am liberated from that commitment,
36
154119
4379
Şimdi bu görevimden azat edildim,
02:50
as I am back at HBS,
37
158522
2199
Harvard İşletme'ye geri döndüm
02:52
and what I'd like to do is share with you
38
160745
4185
ve sizinle paylaşmak istediğim şey de
02:56
how far I have taken that liberty,
39
164954
4101
o özgürlüğü ne kadar ileri taşıdığım,
03:01
which, it's baby steps,
40
169079
3095
küçük adımlarla
03:04
(Laughter)
41
172198
1230
(Kahkahalar)
03:05
but I would just say I'm on my way.
42
173452
2007
ama yolda olduğumu söyleyebilirim.
03:07
(Laughter)
43
175483
1716
(Kahkahalar)
03:09
Now, trust, if we're going to rebuild it,
44
177223
3564
Eğer güveni yeniden sağlayacaksak
03:12
we have to understand its component parts.
45
180811
2616
öncelikle tüm bileşenlerini
anlamamız gerekiyor.
anlamamız gerekiyor.
03:15
The component parts of trust
are super well understood.
are super well understood.
46
183890
3858
Güvenin bütünleyici parçaları
oldukça iyi anlaşılıyor.
oldukça iyi anlaşılıyor.
03:19
There's three things about trust.
47
187772
2690
Güven hakkında üç şey var.
03:24
If you sense that I am being authentic,
48
192349
4384
Eğer özgün biri olduğumu
hissediyorsanız
hissediyorsanız
03:28
you are much more likely to trust me.
49
196757
2242
bana güvenme ihtimaliniz yüksek.
03:32
If you sense that I have
real rigor in my logic,
real rigor in my logic,
50
200147
5548
Eğer mantığımda katı olduğumu
düşünüyorsanız
düşünüyorsanız
03:37
you are far more likely to trust me.
51
205719
2142
bana güvenme ihtimaliniz daha yüksek.
03:40
And if you believe that my empathy
is directed towards you,
is directed towards you,
52
208528
4913
Eğer empatimin size yönelik
olduğuna inanırsanız
olduğuna inanırsanız
03:45
you are far more likely to trust me.
53
213465
2227
bana güvenme ihtimaliniz daha da yüksek.
03:48
When all three
of these things are working,
of these things are working,
54
216303
2801
Bu üç şey de olduğu zaman,
03:51
we have great trust.
55
219128
2119
büyük bir güven doğar.
03:54
But if any one of these three gets shaky,
56
222165
3374
Ama üç husustan biri bile sarsılırsa,
03:57
if any one of these three wobbles,
57
225563
3625
bu üç taştan biri yerinden oynarsa
04:01
trust is threatened.
58
229212
1436
güven tehdit altına girer.
04:04
Now here's what I'd like to do.
59
232291
1756
Şimdi, yapmak istediğim bir şey var.
04:06
I want each of us to be able
to engender more trust tomorrow,
to engender more trust tomorrow,
60
234071
5157
Hepimizin yarın daha fazla güven
oluşturabilmesini sağlamak istiyorum,
oluşturabilmesini sağlamak istiyorum,
04:11
literally tomorrow, than we do today.
61
239252
2492
Abartısız, yarın,
bugün yaptığımızdan fazlasıyla.
bugün yaptığımızdan fazlasıyla.
04:15
And the way to do that is to understand
where trust wobbles for ourselves
where trust wobbles for ourselves
62
243339
5819
Bunu yapmanın yolu da bizim için güvenin
hangi noktada sendelediğini anlamak
hangi noktada sendelediğini anlamak
04:21
and have a ready-made
prescription to overcome it.
prescription to overcome it.
63
249182
2682
ve üstesinden gelmek için
hazır bir plana sahip olmak.
hazır bir plana sahip olmak.
04:24
So that's what I would like
to do together.
to do together.
64
252460
2190
Beraber yapmamızı istediğim şey bu.
04:28
Would you give me some sense
of whether or not you're here voluntarily?
of whether or not you're here voluntarily?
65
256039
3897
Burada gönüllü bulunup bulunmadığınıza
dair bana bir ipucu verebilir misiniz?
dair bana bir ipucu verebilir misiniz?
04:31
(Laughter)
66
259960
1087
(Kahkahalar)
04:33
Yeah. OK. Alright. Awesome.
67
261071
2364
Evet. İyi o zaman. Gerçekten harika.
04:35
OK. So --
68
263459
1510
Tamam. O halde...
04:36
(Laughter)
69
264993
1340
(Kahkahalar)
04:38
it's just super helpful feedback.
70
266357
1766
Oldukça yardımcı bir geri dönüş oldu.
04:40
(Laughter)
71
268147
2286
(Kahkahalar)
04:42
So the most common wobble is empathy.
72
270457
5055
Bu taşlardan en yaygın olanı empati.
04:49
The most common wobble
73
277061
1325
En yaygın sarsıntı şu ki
04:50
is that people just don't believe
that we're mostly in it for them,
that we're mostly in it for them,
74
278410
4982
insanlar bu işin içinde onlar için
var olduğumuza inanmıyor
var olduğumuza inanmıyor
04:55
and they believe
that we're too self-distracted.
that we're too self-distracted.
75
283416
3172
ve kendimizi çok meşgul
ettiğimize inanıyorlar.
ettiğimize inanıyorlar.
04:59
And it's no wonder.
76
287423
1558
Buna şüphe yok.
05:01
We are all so busy
with so many demands on our time,
with so many demands on our time,
77
289005
3608
Hepimiz çok yoğunuz,
bizden talep edilen çok şey var,
bizden talep edilen çok şey var,
05:04
it's easy to crowd out the time and space
78
292637
3697
bu yoğunluğun arasında, empati için
gerekli olan zamanı ve boşluğu
gerekli olan zamanı ve boşluğu
05:08
that empathy requires.
79
296358
2501
dışarıda bırakmak daha kolay gelir.
05:10
For Dylan to be Dylan,
that takes real time.
that takes real time.
80
298883
2936
Dylan için Dylan olmak gerçek
anlamda zaman alır.
anlamda zaman alır.
05:15
And for us, if we have too much to do,
we may not have that time.
we may not have that time.
81
303276
5166
Bizim için, eğer yapmamız gereken çok şey
varsa bu zamanı bulamayabiliriz.
varsa bu zamanı bulamayabiliriz.
05:20
But that puts us into a vicious cycle,
82
308466
2499
Ama bu bizi kısır bir döngüye sokar,
05:22
because without revealing empathy,
83
310989
2746
çünkü empati yapmamak,
05:25
it makes everything harder.
84
313759
2215
her şeyi daha zor bir hale getirir.
05:27
Without the benefit of the doubt of trust,
it makes everything harder,
it makes everything harder,
85
315998
3667
Güvenden şüphe duymanın faydası yokken
her şey çok daha zorlaşır,
her şey çok daha zorlaşır,
05:31
and then we have less and less time
for empathy, and so it goes.
for empathy, and so it goes.
86
319689
3809
sonra da empati için daha da az zamanımız
olur ve bu böyle gider.
olur ve bu böyle gider.
05:36
So here's the prescription:
87
324232
1488
İşte plan:
05:39
identify where, when and to whom
88
327660
6691
Dikkatinizi nerede, ne zaman ve kime karşı
05:46
you are likely to offer your distraction.
89
334375
2650
sunabileceğinizi belirleyin.
05:51
That should trace pretty perfectly
90
339161
3088
Bu, empatinizi ne zaman, nerede
ve kimden esirgediğinizin izini
ve kimden esirgediğinizin izini
05:54
to when, where and to whom
you are likely to withhold your empathy.
you are likely to withhold your empathy.
91
342273
5436
oldukça mükemmel bir şekilde sürecektir.
06:01
And if in those instances,
92
349123
2601
Eğer bu örneklerde,
06:03
we can come up with a trigger
that gets us to look up,
that gets us to look up,
93
351748
6245
tekrar gözden geçirmemizi sağlayacak
06:10
look at the people right in front of us,
94
358017
3123
gözümüzün önünde olan insanlara bakmamızı,
06:13
listen to them,
95
361164
1809
onları dinlememizi,
06:14
deeply immerse ourselves
in their perspectives,
in their perspectives,
96
362997
4140
perspektiflerine derinden dalmamızı
tetikleyen bir unsur bulabiliyorsak
tetikleyen bir unsur bulabiliyorsak
06:19
then we have a chance of having
a sturdy leg of empathy.
a sturdy leg of empathy.
97
367161
4953
empatiye giden güçlü bir basamağa
sahip olma şansımız var.
sahip olma şansımız var.
06:24
And if you do nothing else,
98
372811
1825
Eğer başka hiçbir şey yapmazsanız
06:27
please put away your cell phone.
99
375902
3263
en azından lütfen
cep telefonlarınızı uzak tutun.
cep telefonlarınızı uzak tutun.
06:31
It is the largest distraction magnet
yet to be made,
yet to be made,
100
379787
4989
Cep telefonu, yapılmış
en büyük dikkat dağıtıcı
en büyük dikkat dağıtıcı
06:36
and it is super difficult to create
empathy and trust in its presence.
empathy and trust in its presence.
101
384800
5505
ve bunun varlığında
empati ve güven oluşturmak çok zor.
empati ve güven oluşturmak çok zor.
06:44
That takes care of the empathy wobblers.
102
392241
2010
Bu konu empati sarsıntısını dengede tutar.
06:48
Logic wobbles can come in two forms.
103
396140
3191
Mantık sarsıntıları iki şekilde olur.
06:52
It's either the quality of your logic
104
400189
3034
Konu ya mantığınızın kalitesi
06:56
or it's your ability
to communicate the logic.
to communicate the logic.
105
404752
3217
ya da mantığınızla
iletişim kurabilme becerinizdir.
iletişim kurabilme becerinizdir.
07:00
Now if the quality
of your logic is at risk,
of your logic is at risk,
106
408777
3706
Eğer mantığınızın kalitesi
risk altındaysa
risk altındaysa
07:04
I can't really help you with that.
107
412507
1628
Size bu konuda pek yardım edemem.
07:06
(Laughter)
108
414159
1339
(Kahkahalar)
07:07
It's like, not in this much time.
109
415522
1645
Yani, bu kadar kısa bir zamanda olmaz.
07:09
(Laughter)
110
417191
3463
(Kahkahalar)
07:12
But fortunately, it's often the case
that our logic is sound,
that our logic is sound,
111
420678
5080
Ama neyse ki genelde konu
mantığımızın sesidir.
mantığımızın sesidir.
07:17
but it's our ability to communicate
the logic that is in jeopardy.
the logic that is in jeopardy.
112
425782
5489
Tehlikede olan mantığımızla
iletişim kurabilme yeteneğimiz.
iletişim kurabilme yeteneğimiz.
07:23
Super fortunately,
there's a very easy fix to this.
there's a very easy fix to this.
113
431295
3578
Çok şanslıyız ki bunu düzeltmek için
çok kolay bir yol var.
çok kolay bir yol var.
07:27
If we consider that there are
two ways to communicate in the world,
two ways to communicate in the world,
114
435673
5970
Eğer dünyada iletişim kurabilmek için
iki yol olduğunu göz önünde bulundurursak
iki yol olduğunu göz önünde bulundurursak
07:33
and Harvard Business School professors
are known for two-by-twos --
are known for two-by-twos --
115
441667
3143
Harvard İşletme öğretim görevlileri
"mutlu çiftler" olarak biliniyor,
"mutlu çiftler" olarak biliniyor,
07:36
nonsense, it's the triangle that rocks.
116
444834
2468
Ne saçma! Asıl güzel olan şey aşk üçgeni.
07:39
(Laughter)
117
447326
2156
(Kahkahalar)
07:42
If we consider that there are
two ways to communicate in the world,
two ways to communicate in the world,
118
450837
4175
Dünyada iletişim kurabilmek için
iki yol olduğunu düşünelim
iki yol olduğunu düşünelim
07:47
and the first one is when
you take us on a journey,
you take us on a journey,
119
455036
4614
ve bunlardan ilki,
sizin bizi bir yolculuğa çıkarmanız;
sizin bizi bir yolculuğa çıkarmanız;
07:51
a magnificent journey
that has twists and turns
that has twists and turns
120
459674
4983
ters köşeleri ve dönüşleri olan
muhteşem bir yolculuk,
muhteşem bir yolculuk,
07:56
and mystery and drama,
121
464681
3132
için de gizem ve dram da var,
07:59
until you ultimately get to the point,
122
467837
2487
sonra asıl anlatmak
istediğinize geliyorsunuz,
istediğinize geliyorsunuz,
08:03
and some of the best
communicators in the world
communicators in the world
123
471536
3076
dünyadaki bazı en iyi iletişimciler
08:06
communicate just like this.
124
474636
2031
tıpatıp bu şekilde iletişim kurar.
08:09
But if you have a logic wobble,
125
477432
2532
Eğer bir mantık sarsıntınız varsa
08:11
this can be super dangerous.
126
479988
2182
bu çok tehlikeli olabilir.
08:15
So instead, I implore you,
127
483310
2826
Bunun yerine, sizden ricam,
08:19
start with your point
in a crisp half-sentence,
in a crisp half-sentence,
128
487856
5223
asıl söylemek istediğinden
önce küçük bir kısım söyleyin
önce küçük bir kısım söyleyin
08:25
and then give your supporting evidence.
129
493103
2976
ve sonra destekleyici kanıtlar sunun.
08:29
This means that people
will be able to get access
will be able to get access
130
497777
2417
Bu da şunu mümkün kılacak;
insanlar bizim harika fikirlerimize
ulaşabilme imkânı elde edecekler
ulaşabilme imkânı elde edecekler
08:32
to our awesome ideas,
131
500218
2193
08:34
and just as importantly,
132
502435
1642
ve burada önemli olan,
08:37
if you get cut off before you're done ...
133
505585
2642
eğer bitirmeden önünüz kesilirse...
08:41
ladies --
134
509894
1428
hanımefendiler -
08:43
(Laughter)
135
511346
2595
(Kahkahalar)
08:45
(Applause)
136
513965
6805
(Alkışlar)
08:52
If you get cut off before you're done,
137
520794
3423
Fikrinizi tamamen söyleyemeden
önünüz kesilirse
önünüz kesilirse
08:56
you still get credit for the idea,
138
524241
1919
bu fikir hâlâ sizin fikriniz olacak,
08:58
as opposed to someone else coming in
and snatching it from you.
and snatching it from you.
139
526184
3557
bir başkası bunu sizden çalamayacak.
09:01
(Applause)
140
529765
6570
(Alkışlar)
09:08
You just gave me goosebumps.
141
536359
1334
Tüylerim diken diken oldu.
09:09
(Laughter)
142
537717
1476
(Kahkahalar)
09:11
The third wobble is authenticity,
and I find it to be the most vexing.
and I find it to be the most vexing.
143
539920
4349
Üçüncü sarsıntı, özgünlük.
Bence bu en endişelendirici olanı.
Bence bu en endişelendirici olanı.
09:17
We as a human species
can sniff out in a moment,
can sniff out in a moment,
144
545730
3374
Biz insan türü olarak bir dakika içinde
ortaya bir şey çıkarabiliriz,
ortaya bir şey çıkarabiliriz,
09:21
literally in a moment,
145
549128
1988
kelimenin tam anlamıyla bir dakikada.
09:23
whether or not someone
is being their authentic true self.
is being their authentic true self.
146
551140
3024
birisi gerçekten kendisi olup olmadığında.
09:27
So in many ways,
the prescription is clear.
the prescription is clear.
147
555705
2285
Bir çok yönüyle plan açık.
09:30
You don't want to have
an authenticity wobble? Be you.
an authenticity wobble? Be you.
148
558948
3226
Özgünlük sarsıntısı
istemiyor musun? Kendin ol.
istemiyor musun? Kendin ol.
09:35
Great.
149
563675
1206
Güzel.
09:38
And that is super easy to do
150
566255
2270
Ve bu o kadar kolay ki
09:40
when you're around people
who are like you.
who are like you.
151
568549
3341
etrafında seni gerçekten
seven insanlar olduğunda.
seven insanlar olduğunda.
09:45
But if you represent
any sort of difference,
any sort of difference,
152
573817
3500
Ama herhangi bir farklılığı yansıtıyorsan
09:50
the prescription to "be you"
can be super challenging.
can be super challenging.
153
578659
4547
"kendin olma" planı çok zor olabilir.
09:57
I have been tempted
at every step of my career,
at every step of my career,
154
585905
4091
Kariyerimin her basamağında cezbedildim.
10:02
tempted personally
and tempted by coaching of others,
and tempted by coaching of others,
155
590020
3273
kendim tarafından,
başkalarına koçluk ederek,
başkalarına koçluk ederek,
10:05
to mute who I am in the world.
156
593317
2246
bu dünyada olduğum kişiyi susturmak için.
10:08
I'm a woman of super strong opinions,
157
596688
3050
Gerçekten derin inançları olan,
10:11
with really deep convictions,
158
599762
2635
direkt konuşan,
10:14
direct speech.
159
602421
1616
çok güçlü fikirlerin kadınıyım.
10:16
I have a magnificent wife,
160
604602
2634
Muhteşem bir eşim var,
10:19
and together, we have such crazy ambition.
161
607260
3269
ve ikimiz de çok hırslıyız.
10:23
I prefer men's clothes
162
611950
1857
Erkek kıyafetleri tercih ediyorum
10:26
and comfortable shoes.
163
614743
1524
ve rahat ayakkabıları.
10:29
Thank you, Allbirds.
164
617045
1412
Teşekkürler, Allbirds.
10:30
(Laughter)
165
618481
3137
(Kahkahalar)
10:33
In some contexts, this makes me different.
166
621642
3460
Bazı durumlarda, bu beni farklı yapıyor.
10:38
I hope that each person here
167
626229
2092
Umuyorum ki buradaki her bir insan
10:40
has the beautiful luxury
of representing difference
of representing difference
168
628345
3776
hayatınızın herhangi bir bölümünde,
farklılığı yansıtmanın
güzel lüksüne sahip olur.
güzel lüksüne sahip olur.
10:44
in some context in your life.
169
632145
1853
10:47
But with that privilege
170
635295
1748
Bu ayrıcalık ile
10:50
comes a very sincere temptation
to hold back who we are,
to hold back who we are,
171
638154
5757
kim olduğumuzu saklayan
oldukça samimi bir cazibe gelir.
oldukça samimi bir cazibe gelir.
10:55
and if we hold back who we are,
172
643935
2367
Eğer kim olduğumuzu saklarsak
10:58
we're less likely to be trusted.
173
646326
2069
daha az güvenilir oluruz.
11:00
And if we're less likely to be trusted,
174
648419
1913
Eğer daha az güvenilir olursak
11:02
we're less likely to be given
stretch assignments.
stretch assignments.
175
650356
2753
esnek görevlerin sorumluluğunu
almamız o kadar az olur.
almamız o kadar az olur.
11:05
And without those stretch assignments,
we're less likely to get promoted,
we're less likely to get promoted,
176
653133
3429
Bu görevlerin yokluğunda
terfi edilme şansımız az olur.
terfi edilme şansımız az olur.
11:08
and so on and so on
until we are super depressed
until we are super depressed
177
656586
3548
Biz amirlerimizin
demografik eğilimleri yüzünden
demografik eğilimleri yüzünden
11:12
by the demographic tendencies
of our senior leadership.
of our senior leadership.
178
660158
2907
depresyona girene kadar bu devam eder.
11:15
(Laughter)
179
663518
1448
(Kahkahalar)
11:16
And it all comes back
to our being our authentic selves.
to our being our authentic selves.
180
664990
6756
Her şey kendimiz olmaya geliyor.
11:23
So here's my advice.
181
671770
2219
Bu yüzden işte benim tavsiyem.
11:26
Wear whatever makes you feel fabulous.
182
674013
2699
Size ne muhteşem
hissettiriyorsa onu giyinin.
hissettiriyorsa onu giyinin.
11:30
Pay less attention to what you think
people want to hear from you
people want to hear from you
183
678434
4291
İnsanların sizden duymak istediğini
düşündüğünüz şeylere daha az önem verin.
düşündüğünüz şeylere daha az önem verin.
11:34
and far more attention to what
your authentic, awesome self needs to say.
your authentic, awesome self needs to say.
184
682749
4963
Özgün ve harika olan
kendinize kulak verin.
kendinize kulak verin.
11:41
And to the leaders in the room,
185
689127
1863
Bu odadaki liderler,
11:44
it is your obligation
186
692379
2176
özgün olmamızı güvenli kılmaktan ziyade,
11:46
to set the conditions that not only
make it safe for us to be authentic
make it safe for us to be authentic
187
694579
5166
hoş karşılanmasına,
11:51
but make it welcome,
188
699769
1413
kutlanmasına,
11:54
make it celebrated,
189
702713
1643
olduğu şey için değer verilmesine,
11:56
cherish it for exactly what it is,
190
704975
3541
daha önce hiç ihtimal vermediğimiz
12:00
which is the key for us
achieving greater excellence
achieving greater excellence
191
708540
3362
daha büyük bir mükemmele
ulaşabilmemizin temel taşı olan durumları
ulaşabilmemizin temel taşı olan durumları
12:03
than we have ever known is possible.
192
711926
2339
belirleme mecburiyetindesiniz.
12:08
So let's go back to Uber.
What happened at Uber?
What happened at Uber?
193
716416
3300
Uber'a geri dönelim.
Uber'da ne oldu?
Uber'da ne oldu?
12:11
When I got there,
Uber was wobbling all over the place.
Uber was wobbling all over the place.
194
719740
4178
Oraya geldiğimde
Uber her yerde sarsıntıdaydı.
Uber her yerde sarsıntıdaydı.
12:16
Empathy, logic, authenticity
were all wobbling like crazy.
were all wobbling like crazy.
195
724913
4143
Empati, mantık, özgünlük
deli gibi sarsılıyordu.
deli gibi sarsılıyordu.
12:22
But we were able to find super effective,
super quick fixes for two of the wobbles.
super quick fixes for two of the wobbles.
196
730528
5857
Ama biz bu karmaşalardan ikisi için
hızlı ve etkili çözüm bulabildik.
hızlı ve etkili çözüm bulabildik.
12:29
I'll give you an illustration of empathy.
197
737636
2563
Size bir empati örnek vereceğim.
12:32
In the meetings at Uber,
198
740223
1374
Uber toplantılarında,
12:33
it was not uncommon
for people to be texting one another ...
for people to be texting one another ...
199
741621
3984
insanların birbirleriyle
mesajlaşması yaygındı.
mesajlaşması yaygındı.
12:38
about the meeting.
200
746965
1191
toplantıyla ilgili tabii.
12:40
(Laughter)
201
748180
5752
(Kahkahalar)
12:45
I had never seen anything like it.
202
753956
2270
Ben böyle bir şey hiç görmedim.
12:48
(Laughter)
203
756250
1428
(Kahkahalar)
12:50
It may have done many things,
204
758305
1438
Uber birçok şey yapmış olabilir
12:51
but it did not create a safe,
empathetic environment.
empathetic environment.
205
759767
3474
ama güvenli ve anlayışlı
bir ortam oluşturmamıştı.
bir ortam oluşturmamıştı.
12:55
The solution though, super clear:
206
763612
2404
Çözüm, oldukça açık:
12:58
technology, off and away.
207
766040
1730
teknoloji, kapalı ve uzakta.
13:00
And that forced people to look up,
208
768886
2682
Bu, insanları etrafına bakmaya,
13:03
to look at the people in front of them,
209
771592
2652
gözlerinin önündeki insanlara bakmaya,
13:06
to listen to them,
210
774268
1398
onları dinlemeye,
13:07
to immerse themselves
in their perspectives
in their perspectives
211
775690
2079
onların bakış açılarına dalmaya,
13:09
and to collaborate in unprecedented ways.
212
777793
3420
emsalsiz yollarla
iş birliği yapmaya zorladı.
iş birliği yapmaya zorladı.
13:15
Logic was equally wobbly,
213
783128
3621
Mantık, eşit bir şekilde sallantılıydı.
13:18
and this was because
the hypergrowth of the organization
the hypergrowth of the organization
214
786773
2897
Bu, organizasyonun aşırı
büyümesinden kaynaklanıyordu.
büyümesinden kaynaklanıyordu.
13:21
meant that people, managers
were getting promoted
were getting promoted
215
789694
2667
Bu büyüme, insanların ve yöneticilerin
tekrar ve tekrar
terfi ettikleri anlamına geliyordu.
terfi ettikleri anlamına geliyordu.
13:24
again and again and again.
216
792385
2138
13:27
Soon, they were put in positions
that they had no business being in.
that they had no business being in.
217
795281
3707
Yakında, öyle pozisyonlarda olacaklar ki
içinde olmadıkları iş kalmayacak.
içinde olmadıkları iş kalmayacak.
13:31
Their positions outstripped
their capability,
their capability,
218
799818
2306
Pozisyonları, kapasitelerinin
çok üzerindeydi
çok üzerindeydi
13:34
and it was not their fault.
219
802148
1487
ve bu onların suçu değildi.
13:36
The solution: a massive influx
of executive education
of executive education
220
804600
4730
Çözüm: özellikle mantık, strateji
13:41
that focused specifically on logic,
221
809354
3658
ve liderlik üzerine yoğunlaşan,
13:45
on strategy and leadership.
222
813036
2191
idari eğitime kitlesel bir akış.
13:48
It gave people the rigor
of the quality of their logic,
of the quality of their logic,
223
816119
3444
Bu, insanlara mantıklarının
kalitesinin cefasını verdi
kalitesinin cefasını verdi
13:51
and it turned a whole lot
of triangles, right-side up,
of triangles, right-side up,
224
819587
5160
ve güçlü yanlarında
bütünüyle üçgenlere dönüştü.
bütünüyle üçgenlere dönüştü.
13:56
so people were able to communicate
effectively with one another.
effectively with one another.
225
824771
3229
Böylece insanlar birbirleriyle etkili
şekilde iletişim kurabildi.
şekilde iletişim kurabildi.
14:01
The last one, authenticity,
I'll say it's still mighty wobbly,
I'll say it's still mighty wobbly,
226
829554
4539
Son olarak, özgünlük, bunun hâlâ
sarsıntılı olabileceğini söyleyeceğim.
sarsıntılı olabileceğini söyleyeceğim.
14:07
but honestly, that doesn't
make Uber very different
make Uber very different
227
835173
2469
Ama gerçekten bu,
Uber'i Silicon Vadisi ve ötesinde olan
Uber'i Silicon Vadisi ve ötesinde olan
14:09
from all of the other companies
I've seen in Silicon Valley and beyond.
I've seen in Silicon Valley and beyond.
228
837666
3530
gördüğüm diğer tüm şirketlerden
daha farklı yapmaz.
daha farklı yapmaz.
14:15
It is still much easier
to coach people to fit in.
to coach people to fit in.
229
843194
4532
İnsanlara uyum sağlamaları için
koçluk yapmak çok daha kolay.
koçluk yapmak çok daha kolay.
14:20
It is still much easier to reward people
230
848627
3079
Söylemek üzere olduğunuz
bir şeyi söylediklerinde
bir şeyi söylediklerinde
14:23
when they say something
that you were going to say,
that you were going to say,
231
851730
3387
insanları ödüllendirmek,
14:27
as opposed to rewarding people
when they say something
when they say something
232
855141
2532
söyleyeceğiniz şeyin tam tersini
söyledikleri zaman
söyledikleri zaman
14:29
entirely different
than what you were going to say.
than what you were going to say.
233
857697
2729
ödüllendirmekten çok daha kolaydır.
14:34
But when we figure out this,
234
862157
2519
Bunu çözdüğümüzde,
14:36
when we figure out
how to celebrate difference
how to celebrate difference
235
864700
3670
farklıları nasıl takdir edeceğimizi,
insanlara kendilerinin en iyi versiyonları
olmaları için izin vermeyi öğrendiğimizde
olmaları için izin vermeyi öğrendiğimizde
14:40
and how to let people bring
the best version of themselves forward,
the best version of themselves forward,
236
868394
3571
14:43
well holy cow, is that the world
I want my sons to grow up in.
I want my sons to grow up in.
237
871989
4441
işte bu oğullarımın büyümesini
istediğim dünya.
istediğim dünya.
14:49
And with the collection of people here,
238
877280
2016
Buradaki insan topluluğuyla birlikte,
14:51
it would be a privilege
to lock arms with you
to lock arms with you
239
879320
3129
sizlerle kenetlenmek bir ayrıcalık olurdu.
14:54
and go ahead and rebuild trust
in every corner of the globe.
in every corner of the globe.
240
882473
3531
bir adım atın ve dünyanın her yerinde
güveni yeniden inşa edin.
güveni yeniden inşa edin.
14:58
Thank you very much.
241
886838
1151
Çok teşekkür ederim.
15:00
(Applause)
242
888013
4598
(Alkışlar)
ABOUT THE SPEAKER
Frances Frei - Culture builderFrances Frei is a professor of technology and operations management at the Harvard Business School.
Why you should listen
A professor at the Harvard Business School, Frances Frei formerly served as Uber's first SVP of leadership and strategy. Her work at Uber focused on building a world-class leadership team, fostering leadership at all levels of the organization and guiding the clear articulation of strategy and planning. Frei has been central to Uber’s cultural transformation.
Frei's research examines how leaders create the context for organizations and individuals to thrive. She is the best-selling author of Uncommon Service: How to Win by Putting Customers at the Core of Your Business. She received her PhD from the Wharton School.
Frances Frei | Speaker | TED.com