TEDxSeoul
Young-ha Kim: Be an artist, right now!
Young-ha Kim: Sanatçı olun, hemen şimdi!
Filmed:
Readability: 3
2,047,545 views
Neden oynamayı ve yaratmayı bıraktık? Karizma ve mizahla, ünlü Koreli yazar Young-ha Kim, içimizdeki çocuğu - o hep oynamak isteyen sanatçıyı - serbest bırakmamız için dünyanın büyük sanatçılarının yardımına başvuruyor. (TEDxSeul'da kaydedilmiştir.)
Young-ha Kim - Writer
One of the premiere writers of his generation, Korean novelist Young-ha Kim weaves tales that speak to the thrills and challenges of young Koreans in our increasingly globalized and ever-changing world. Full bio
One of the premiere writers of his generation, Korean novelist Young-ha Kim weaves tales that speak to the thrills and challenges of young Koreans in our increasingly globalized and ever-changing world. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:16
The theme of my talk today is,
0
201
1692
Bugünkü konuşmamın teması
00:17
"Be an artist, right now."
1
1893
3208
"Sanatçı olun, hemen şimdi."
00:21
Most people, when this subject is brought up,
2
5101
3057
Birçok kişi bu konu açıldığında
00:24
get tense and resist it:
3
8158
2626
gerilir ve karşı çıkar:
00:26
"Art doesn't feed me, and right now I'm busy.
4
10784
2994
"Sanat karın doyurmaz, ve zaten şu an meşgulüm.
00:29
I have to go to school, get a job,
5
13778
2376
Okula gitmem lazım, iş bulmam lazım,
00:32
send my kids to lessons ... "
6
16154
2287
çocuklarımı derse götürmem gerek..."
00:34
You think, "I'm too busy. I don't have time for art."
7
18441
5535
"Çok meşgulüm, sanat için vaktim yok" diye düşünürsünüz.
00:39
There are hundreds of reasons why we can't be artists right now.
8
23976
3461
Hemen şimdi sanatçı olamamamız için yüzlerce neden vardır.
00:43
Don't they just pop into your head?
9
27437
1555
Hemen aklınıza gelmiyor mu?
00:44
There are so many reasons why we can't be,
10
28992
1823
Neden olmamız gerektiğinden emin değiliz ama
00:46
indeed, we're not sure why we should be.
11
30815
2560
olmamamız için bu kadar çok neden var.
00:49
We don't know why we should be artists,
12
33375
1693
Neden sanatçı olmamız gerektiğini bilmiyoruz,
00:50
but we have many reasons why we can't be.
13
35068
3903
ama neden olmamamız gerektiğini biliyoruz.
00:54
Why do people instantly resist the idea of associating themselves with art?
14
38971
4375
Neden insanlar sanat ile ilişkilendirilmekten çekinir?
00:59
Perhaps you think art is for the greatly gifted
15
43346
3868
Belki sanatın sadece özel yetenekli insanlar için olduğunu
01:03
or for the thoroughly and professionally trained.
16
47214
5052
düşünüyoruz ya da profesyonel eğitimliler için olduğunu.
01:08
And some of you may think you've strayed too far from art.
17
52266
4343
Bazılarınız da sanattan çok uzaklaştığınızı düşünüyor.
01:12
Well you might have, but I don't think so.
18
56609
4618
Belki öyledir, ama ben öyle düşünmüyorum.
01:17
This is the theme of my talk today.
19
61227
2469
Bugünkü konuşmamın konusu bu.
01:19
We are all born artists.
20
63696
1802
Hepimiz sanatçı olarak doğduk.
01:21
If you have kids, you know what I mean.
21
65498
3044
Eğer çocuğunuz varsa, ne demek istediğimi biliyorsunuz.
01:24
Almost everything kids do is art.
22
68542
4885
Çocukların yaptığı neredeyse her şey sanat.
01:29
They draw with crayons on the wall.
23
73427
2578
Pastel boyalarla duvara resim çizerler.
01:31
They dance to Son Dam Bi's dance on TV,
24
76005
3152
Som Dam Bi'nin televizyondaki dansını taklit ederler
01:35
but you can't even call it Son Dam Bi's dance -- it becomes the kids' own dance.
25
79157
3858
ama Son Dam Bi'nin dansı diyemezsiniz artık - çocuğun kendi dansı olmuştur.
01:38
So they dance a strange dance and inflict their singing on everyone.
26
83015
5286
Böylece tuhaf bir dans ederler ve şarkılarıyla herkese eziyet ederler.
01:44
Perhaps their art is something only their parents can bear,
27
88301
3974
Belki de sanatları sadece ebeveynlerinin dayanabileceği bir şey
01:48
and because they practice such art all day long,
28
92275
5197
ve bütün gün sanat talimi yaptıkları için
01:53
people honestly get a little tired around kids.
29
97472
3279
insanlar gerçekten biraz yorulurlar çocukların yanında.
01:56
Kids will sometimes perform monodramas --
30
100751
3155
Çocuklar bazen tek kişilik drama performansları yapar -
01:59
playing house is indeed a monodrama or a play.
31
103906
3546
evcilik oynamak örneğin böyle bir performanstır.
02:03
And some kids, when they get a bit older,
32
107452
2679
Ve bazı çocuklar, biraz daha büyüdüklerinde,
02:06
start to lie.
33
110131
2020
yalan söylemeye başlarlar.
02:08
Usually parents remember the very first time their kid lies.
34
112151
5091
Genelde anne babalar çocuklarının ilk yalan söylediği zamanı hatırlarlar.
02:13
They're shocked.
35
117242
1345
Şok olmuşlardır.
02:14
"Now you're showing your true colors," Mom says. She thinks, "Why does he take after his dad?"
36
118587
3568
"Artık gerçek yüzünü gösteriyorsun," der anne. "Neden babasına çekiyor ki?" diye düşünür.
02:18
She questions him, "What kind of a person are you going to be?"
37
122155
3206
Çocuğu sorgular, "Nasıl bir insan olacaksın sen?"
02:21
But you shouldn't worry.
38
125361
1571
Ama endişlenmemelisiniz.
02:22
The moment kids start to lie is the moment storytelling begins.
39
126932
6220
Çocukların yalan söylemeye başladığı vakit, hikaye anlatımının başladığı vakittir.
02:29
They are talking about things they didn't see.
40
133152
2188
Görmedikleri şeyler hakkında konuşmaya başlarlar.
02:31
It's amazing. It's a wonderful moment.
41
135340
1791
Harika birşey, olağanüstü bir an.
02:33
Parents should celebrate.
42
137131
2067
Anne babalar bunu kutlamalı.
02:35
"Hurray! My boy finally started to lie!"
43
139198
4157
"Yaşasın! Oğlum yalan söylemeye başladı!"
02:39
All right! It calls for celebration.
44
143355
2229
Sorun değil! Kutlama gerektiriyor.
02:41
For example, a kid says, "Mom, guess what? I met an alien on my way home."
45
145584
3389
Örneğin, çocuğunuz "Anne, tahmin et ne oldu? Eve gelirken bir uzaylıyla tanıştım." der.
02:44
Then a typical mom responds, "Stop that nonsense."
46
148973
4451
Tipik bir anne şöyle cevap verir, "Saçmalamayı bırak."
02:49
Now, an ideal parent is someone who responds like this:
47
153424
3616
İdeal bir ebeveyn ise şöyle cevap veren kişidir:
02:52
"Really? An alien, huh? What did it look like? Did it say anything?
48
157040
3072
"Öyle mi? Uzaylı, ha? Nasıl bir görünüyordu? Bir şey söyledi mi?
02:56
Where did you meet it?" "Um, in front of the supermarket."
49
160112
1704
Nerede gördün?" "Ah, şey, süpermarketin önünde."
02:57
When you have a conversation like this,
50
161816
2322
Böyle bir diyalog içerisindeyken, çocuk bir sonra söyleyeceği
03:00
the kid has to come up with the next thing to say to be responsible for what he started.
51
164138
6375
şeyi bulmak zorunda, başlattığı hikaye için sorumlu olur.
03:06
Soon, a story develops.
52
170513
2164
Ve böylece, bir hikaye oluşur.
03:08
Of course this is an infantile story,
53
172677
4477
Tabii ki çocukça bir hikayedir,
03:13
but thinking up one sentence after the next
54
177154
3816
ama bir sonraki cümleyi düşünmek
03:16
is the same thing a professional writer like me does.
55
180970
4068
benim gibi profesyonel bir yazarın yaptığı ile aynı.
03:20
In essence, they are not different.
56
185038
2379
Özünde hiç farklı değiller.
03:23
Roland Barthes once said of Flaubert's novels,
57
187417
2686
Roland Barthes, Flaubert'in romanları hakkında şöyle demişti:
03:26
"Flaubert did not write a novel.
58
190103
2606
"Flaubert bir roman yazmadı.
03:28
He merely connected one sentence after another.
59
192709
3005
Sadece bir cümleyi diğerine bağladı.
03:31
The eros between sentences, that is the essence of Flaubert's novel."
60
195714
4727
Cümlelerinin arasındaki Eros, Flaubert'in romanının özü bu işte."
03:36
That's right -- a novel, basically, is writing one sentence,
61
200441
2783
Evet, öyle - bir roman aslında bir cümle yazmak
03:39
then, without violating the scope of the first one,
62
203224
3459
ve sonra ilkinin kapsamını bozmadan
03:42
writing the next sentence.
63
206683
1705
bir sonraki cümleyi yazmak.
03:44
And you continue to make connections.
64
208388
1509
Ve böylece bağlantılar kurmaya devam etmek.
03:45
Take a look at this sentence:
65
209897
2066
Şu cümleye bakalım:
03:47
"One morning, as Gregor Samsa was waking up from anxious dreams, he discovered that in his bed he had been changed into a monstrous verminous bug."
66
211963
2467
"Gregor Samsa, bir sabah, sıkıntılı rüyalar gördüğü uykusundan uyandığında, kendini yatağında ürkütücü dev bir böceğe dönüşmüş buldu."
03:50
Yes, it's the first sentence of Franz Kafka's "The Metamorphosis."
67
214430
2446
Evet, bu Franz Kafka'nin "Dönüşüm"ünün ilk cümlesi.
03:52
Writing such an unjustifiable sentence
68
216876
3168
Böyle mazeretsiz bir cümle yazabilmek
03:55
and continuing in order to justify it,
69
220044
2448
ve onu haklı çıkarabilmek için devam etmek...
03:58
Kafka's work became the masterpiece of contemporary literature.
70
222492
4429
Kafka'nın yapıtı, çağdaş edebiyatın bir başyapıtı oldu.
04:02
Kafka did not show his work to his father.
71
226921
2749
Kafka bunu babasına göstermedi.
04:05
He was not on good terms with his father.
72
229670
2324
Babasıyla arası iyi değildi.
04:07
On his own, he wrote these sentences.
73
231994
3796
Bu cümleleri kendi kendine yazdı.
04:11
Had he shown his father, "My boy has finally lost it," he would've thought.
74
235790
3263
Eğer babasına gösterseydi, "Oğlum iyice kendini kaybetti." diye düşünecekti babası.
04:14
And that's right. Art is about going a little nuts
75
239053
1912
Ve bu doğru. Sanat biraz kendini kaybetmek demek
04:16
and justifying the next sentence,
76
240965
2247
ve bir sonraki cümleyi haklı çıkarmak -
04:19
which is not much different from what a kid does.
77
243212
3261
bir çocuğun yaptığından çok da farklı değil.
04:22
A kid who has just started to lie
78
246473
1531
Yeni yalan söylemeye başlamış bir çocuk
04:23
is taking the first step as a storyteller.
79
248004
3126
masalcılıkta ilk adımlarını atıyor.
04:27
Kids do art.
80
251130
2561
Çocuklar sanat yapar.
04:29
They don't get tired and they have fun doing it.
81
253691
1425
Yorulmazlar ve yaparken eğlenirler.
04:31
I was in Jeju Island a few days ago.
82
255116
1761
Birkaç gün önce Jeju Adası'ndaydım.
04:32
When kids are on the beach, most of them love playing in the water.
83
256877
5112
Çocuklar kumsaldayken çoğu suda oynamayı sever.
04:37
But some of them spend a lot of time in the sand,
84
261989
2907
Ama bazıları kumda bol vakit geçirirler,
04:40
making mountains and seas -- well, not seas,
85
264896
2244
dağlar ve denizler - yok, deniz değil tabii,
04:43
but different things -- people and dogs, etc.
86
267140
3947
ama farklı şeyler - insanlar ve köpekler vs. yaparlar.
04:46
But parents tell them,
87
271087
1413
Anne babaları der ki
04:48
"It will all be washed away by the waves."
88
272500
1763
"Dalgalar hepsini sürükleyecek."
04:50
In other words, it's useless.
89
274263
1822
Bir diğer deyişle: nafile.
04:51
There's no need.
90
276085
1144
Gerek yok.
04:53
But kids don't mind.
91
277229
1866
Ama çocukların umurunda değil.
04:54
They have fun in the moment
92
279095
1171
Onlar anın içinde eğleniyorlar
04:56
and they keep playing in the sand.
93
280266
2166
ve kumla oynamaya devam ediyorlar.
04:58
Kids don't do it because someone told them to.
94
282432
2266
Çocuklar başkası söyledi diye yapmıyor bunu.
05:00
They aren't told by their boss
95
284698
1596
Müdürleri söylemiyor
05:02
or anyone, they just do it.
96
286294
2925
ya da başka biri, onlar öyle yapıyor.
05:05
When you were little, I bet you spent time enjoying the pleasure of primitive art.
97
289219
5396
Küçükken eminim ki ilkel sanatın zevkini tatmışsınızdır.
05:10
When I ask my students to write about their happiest moment,
98
294615
4362
Öğrencilerime en mutlu hissettikleri an hakkında yazmalarını söylediğimde,
05:14
many write about an early artistic experience they had as a kid.
99
298977
5924
çoğu çocukkenki bir sanat deneyimi hakkında yazar.
05:20
Learning to play piano for the first time and playing four hands with a friend,
100
304901
2755
İlk kez piyano çalmayı öğrendikleri veya ilk defa bir arkadaşla dört el çaldıkları,
05:23
or performing a ridiculous skit with friends looking like idiots -- things like that.
101
307656
5016
veya arkadaşlarıyla aptalca bir skeç oynadıkları zamanlar örneğin.
05:28
Or the moment you developed the first film you shot with an old camera.
102
312672
3351
Ya da eski bir kamerayla çekmiş olduğunuz fotoğrafları bastırdığınız an.
05:31
They talk about these kinds of experiences.
103
316023
2323
Bu tarz deneyimlerden bahsederler.
05:34
You must have had such a moment.
104
318346
2265
Sizin de böyle bir anınız olmuştur.
05:36
In that moment, art makes you happy
105
320611
1933
Böyle bir anda, sanat sizi mutlu eder
05:38
because it's not work.
106
322544
1677
çünkü işiniz değildir.
05:40
Work doesn't make you happy, does it? Mostly it's tough.
107
324221
2533
İşiniz sizi mutlu etmiyor, değil mi? Çoğu zaman zordur.
05:42
The French writer Michel Tournier has a famous saying.
108
326754
3101
Fransız yazar Michel Tournier'in ünlü bir sözü var.
05:45
It's a bit mischievous, actually.
109
329855
1690
Muzip bir şey aslında.
05:47
"Work is against human nature. The proof is that it makes us tired."
110
331545
4972
"Çalışmak insanın doğasına aykırı. Bizi yorması bunun kanıtı."
05:52
Right? Why would work tire us if it's in our nature?
111
336517
1485
Değil mi? Çalışmak doğamızda olsa niye bizi yorsun?
05:53
Playing doesn't tire us.
112
338002
1661
Eğlence bizi yormuyor.
05:55
We can play all night long.
113
339663
1435
Bütün gece eğlenebiliriz.
05:56
If we work overnight, we should be paid for overtime.
114
341098
2433
Eğer bütün gece çalışacaksak, fazla mesai almalıyız.
05:59
Why? Because it's tiring and we feel fatigue.
115
343531
3284
Neden? Çünkü yorucu ve kendimizi bitkin hissederiz.
06:02
But kids, usually they do art for fun. It's playing.
116
346815
4682
Ama çocuklar, çoğu zaman sanatı eğlence için yaparlar. Eğlencedir.
06:07
They don't draw to sell the work to a client
117
351497
2734
Bir müşteriye satmak için çizmezler,
06:10
or play the piano to earn money for the family.
118
354231
3025
ya da aile için para kazanmak için piyano çalmazlar.
06:13
Of course, there were kids who had to.
119
357256
2776
Tabii bunu yapmak zorunda olan çocuklar vardı.
06:15
You know this gentleman, right?
120
360032
1302
Bu centilmeni tanıyorsunuz, değil mi?
06:17
He had to tour around Europe to support his family --
121
361334
4086
Ailesine destek olmak için Avrupa'da tura çıkması gerekiyordu --
06:21
Wolfgang Amadeus Mozart --
122
365420
1890
Wolfgang Amadeus Mozart --
06:23
but that was centuries ago, so we can make him an exception.
123
367310
2963
ama bu yüzyıllar önceydi, bu yüzden onu istisna sayabiliriz.
06:26
Unfortunately, at some point our art -- such a joyful pastime -- ends.
124
370273
3865
Maalesef, bir noktada sanatımız - bu neşeli meşgale - biter.
06:30
Kids have to go to lessons, to school, do homework
125
374138
3390
Çocuklar derse, okula gitmelidirler, ödevlerini yapmalıdırlar
06:33
and of course they take piano or ballet lessons,
126
377528
3518
ve tabii ki piyano ve bale dersleri alırlar,
06:36
but they aren't fun anymore.
127
381046
1769
ama artık eğlenceli değildir.
06:38
You're told to do it and there's competition. How can it be fun?
128
382815
3332
Yapmanız söylenir ve artık rekabet vardır. Nasıl eğlenceli olabilir ki?
06:42
If you're in elementary school and you still draw on the wall,
129
386147
5592
İlkokuldaysanız ve hala duvara resim yapıyorsanız,
06:47
you'll surely get in trouble with your mom.
130
391739
3915
kesinlikle anneniz size kızacaktır.
06:51
Besides,
131
395654
3867
Hem,
06:55
if you continue to act like an artist as you get older,
132
399521
2580
yaşlandıkça bir sanatçı gibi davranırsanız,
06:58
you'll increasingly feel pressure --
133
402101
3668
gittikçe daha fazla baskı altında kalırsınız --
07:01
people will question your actions and ask you to act properly.
134
405769
6055
insanlar davranışlarınızı sorgular ve düzgün davranmanızı ister.
07:07
Here's my story: I was an eighth grader and I entered a drawing contest at school in Gyeongbokgung.
135
411824
6187
İşte benim hikayem: 8. sınıftaydım ve Gyeongbokgung'da okulda bir çizim yarışmasına katıldım.
07:13
I was trying my best, and my teacher came around
136
418011
2907
Çok uğraşıyordum ve öğretmenim geldi
07:16
and asked me, "What are you doing?"
137
420918
3588
ve sordu, "Ne yapıyorsun?"
07:20
"I'm drawing diligently," I said.
138
424506
1814
"Özenle çiziyorum," dedim.
07:22
"Why are you using only black?"
139
426320
1903
"Neden sadece siyah kullanıyorsun?"
07:24
Indeed, I was eagerly coloring the sketchbook in black.
140
428223
2380
Gerçekten de, defterimi hevesle siyaha boyuyordum.
07:26
And I explained,
141
430603
3069
Açıkladım,
07:29
"It's a dark night and a crow is perching on a branch."
142
433672
3247
"Karanlık bir gece ve karga bir dalın üstüne tünemiş."
07:32
Then my teacher said,
143
436919
998
Ve öğretmen dedi ki,
07:33
"Really? Well, Young-ha, you may not be good at drawing but you have a talent for storytelling."
144
437917
5322
"Gerçekten mi? Peki, Young-ha, çizimde iyi olmayabilirsin ama hikaye anlatısında yeteneklisin."
07:39
Or so I wished.
145
443239
2735
Ben, böyle demiş olmasını dilerdim.
07:41
"Now you'll get it, you rascal!" was the response. (Laughter)
146
445974
2768
"Şimdi görürsün, yaramaz seni!" asıl cevaptı. (Kahkahalar)
07:44
"You'll get it!" he said.
147
448742
1604
"Görürsün sen!" dedi.
07:46
You were supposed to draw the palace, the Gyeonghoeru, etc.,
148
450346
2682
Sarayı, Gyeonghoeru vs. boyamak gerekiyordu,
07:48
but I was coloring everything in black,
149
453028
2435
ama ben herşeyi siyaha boyamıştım,
07:51
so he dragged me out of the group.
150
455463
1684
öğretmen de beni gruptan ayırdı.
07:53
There were a lot of girls there as well,
151
457147
2020
Bir sürü kız da vardı orada
07:55
so I was utterly mortified.
152
459167
1551
ve ben tamamen korkmuştum.
07:56
None of my explanations or excuses were heard,
153
460718
4452
Hiçbir açıklamam ve özürüm duyulmadı
08:01
and I really got it big time.
154
465170
3213
ve başım dertteydi.
08:04
If he was an ideal teacher, he would have responded like I said before,
155
468383
4518
Eğer ideal bir öğretmen olsa, daha önce dediğim gibi cevap verirdi,
08:08
"Young-ha may not have a talent for drawing,
156
472901
2313
"Young-ha'nın çizime yeteneği yok belki,
08:11
but he has a gift for making up stories," and he would have encouraged me.
157
475214
3375
ama hikaye uydurmada yetenekli." ve beni desteklerdi.
08:14
But such a teacher is seldom found.
158
478589
3452
Ama böyle öğretmenler çok nadir bulunur.
08:17
Later, I grew up and went to Europe's galleries --
159
482041
2963
Daha sonra büyüdüm ve Avrupa'nın galerilerine gittim --
08:20
I was a university student -- and I thought this was really unfair.
160
485004
1901
üniversite öğrencisiyken -- ve büyük bir haksızlık olduğunu düşündüm.
08:22
Look what I found. (Laughter)
161
486905
5398
Bakın ne buldum. (Kahkahalar)
08:28
Works like this were hung in Basel while I was punished
162
492303
4325
Ben cezalandırılırken ve sarayın önünde çizimim ağzımda dururken,
08:32
and stood in front of the palace with my drawing in my mouth.
163
496628
5393
bunun gibi yapıtlar Basel'de asılıydı.
08:37
Look at this. Doesn't it look just like wallpaper?
164
502021
3006
Bakın şuna. Duvar kağıdı gibi görünmüyor mu?
08:40
Contemporary art, I later discovered, isn't explained by a lame story like mine.
165
505027
1916
Çağdaş sanat, sonradan öğrendim ki,
08:42
No crows are brought up.
166
506943
3945
benimki gibi zayıf bir hikaye ile açıklanmıyor. Kargadan bahsedilmiyor.
08:46
Most of the works have no title, Untitled.
167
510888
3333
Çoğu yapıtın ismi yok. İsimsiz.
08:50
Anyways, contemporary art in the 20th century
168
514221
3101
Her neyse, 20. yüzyılda çağdaş sanat
08:53
is about doing something weird and filling the void with explanation and interpretation --
169
517322
5369
tuhaf birşey yapmak ve boşluğu açıklama ve yorumlama ile doldurmak demek --
08:58
essentially the same as I did.
170
522691
1479
ki benim yaptığım da buydu.
09:00
Of course, my work was very amateur,
171
524170
2748
Tabii, benim yapıtım çok amatördü,
09:02
but let's turn to more famous examples.
172
526918
3289
ama daha ünlü örneklere geçelim.
09:06
This is Picasso's.
173
530207
2601
Bu Picasso'nun.
09:08
He stuck handlebars into a bike seat and called it "Bull's Head." Sounds convincing, right?
174
532808
5801
Bisiklet gidonunu seleye ekleyip, ona "Boğa Kafası" adını verdi. İkna edici değil mi?
09:14
Next, a urinal was placed on its side and called "Fountain".
175
538609
4644
Hemen yanda, yan koyulmuş "Çeşme" isimli bir pisuar.
09:19
That was Duchamp.
176
543253
1594
Duchamp'tı.
09:20
So filling the gap between explanation and a weird act with stories --
177
544847
4450
Açıklama ile tuhaf eylemin arasını hikayelerle kapatmak --
09:25
that's indeed what contemporary art is all about.
178
549297
4127
işte çağdaş sanat tam da bunu yapıyordu.
09:29
Picasso even made the statement,
179
553424
1388
Picasso'nun bir açıklaması bile var,
09:30
"I draw not what I see but what I think."
180
554812
4177
"Gördüğümü değil, düşündüğümü çizerim."
09:34
Yes, it means I didn't have to draw Gyeonghoeru.
181
558989
2517
Evet, bu demek ki benim Gyeonghoeru'yu çizmeme gerek yoktu.
09:37
I wish I knew what Picasso said back then. I could have argued better with my teacher.
182
561506
4071
Keşke o zaman Picasso'nun ne dediğini bilseydim, öğretmenle daha iyi tartışabilirdim.
09:41
Unfortunately, the little artists within us
183
565577
3802
Maalesef, içimizdeki küçük sanatçı
09:45
are choked to death before we get to fight against the oppressors of art.
184
569379
5487
sanatın baskıcıları ile savaşamadan boğuluyor.
09:50
They get locked in.
185
574866
1605
Kilitleniyorlar.
09:52
That's our tragedy.
186
576471
1083
Bu bizim trajedimiz.
09:53
So what happens when little artists get locked in, banished or even killed?
187
577554
5260
Peki içimizdeki küçük sanatçı kilitlendiğinde, kovulduğunda, hatta öldürüldüğünde ne oluyor?
09:58
Our artistic desire doesn't go away.
188
582814
1383
Sanatsal arzumuz gitmiyor.
10:00
We want to express, to reveal ourselves,
189
584197
3097
Kendimizi ifade etmek, ortaya koymak istiyoruz,
10:03
but with the artist dead, the artistic desire reveals itself in dark form.
190
587294
5238
ama bu sanatsal arzu ölü sanatçıyla çok daha karanlık bir formda ortaya çıkıyor.
10:08
In karaoke bars, there are always people who sing
191
592532
2967
Karaoke barlarında hep "She's Gone" ya da
10:11
"She's Gone" or "Hotel California,"
192
595499
2542
"Hotel California" söyleyen insanlar vardır,
10:13
miming the guitar riffs.
193
598041
2320
gitar pasajlarını taklid eden.
10:16
Usually they sound awful. Awful indeed.
194
600361
2242
Genelde berbattırlar. Gerçekten berbat.
10:18
Some people turn into rockers like this.
195
602603
2479
Bazıları bunun gibi rockçı olur.
10:20
Or some people dance in clubs.
196
605082
2073
Bazıları da gece klüblerinde danseder.
10:23
People who would have enjoyed telling stories
197
607155
3402
Hikaye anlatmayı sevebilecek insanlar da
10:26
end up trolling on the Internet all night long.
198
610557
3010
bütün gece internette geyik yaparlar.
10:29
That's how a writing talent reveals itself on the dark side.
199
613567
3395
Yazma yeteneği kendini bu şekilde belli ediyor karanlık tarafta.
10:32
Sometimes we see dads get more excited than their kids
200
616962
3953
Bazen çocuklarından daha heyecanlı babalar görürüz:
10:36
playing with Legos or putting together plastic robots.
201
620915
2985
lego ile oynarlar veya plastik bir robot yaparlar.
10:39
They go, "Don't touch it. Daddy will do it for you."
202
623900
1733
"Sakın elleme, baban senin için yapacak." derler.
10:41
The kid has already lost interest and is doing something else,
203
625633
1635
Çocuk ilgisini çoktan yitirmiştir ve başka bir şeyle uğraşıyordur,
10:43
but the dad alone builds castles.
204
627268
4009
ama baba kaleler yapar sadece.
10:47
This shows the artistic impulses inside us are suppressed, not gone.
205
631277
4478
Bu gösteriyor ki içimizdeki sanat dürtüsü yok edilmemiş, sadece bastırılmış.
10:51
But they can often reveal themselves negatively, in the form of jealousy.
206
635755
3792
Ama bazen kendilerini negatif bir şekilde de belli ederler, kıskançlık olarak.
10:55
You know the song "I would love to be on TV"? Why would we love it?
207
639547
5294
Şu şarkıyı biliyor musunuz "Televizyonda olmak isterdim"? Neden isterdik?
11:00
TV is full of people who do what we wished to do,
208
644841
3828
Televizyon bizim yapmak isteyip yapamadıklarımızı
11:04
but never got to.
209
648669
1940
yapan insanlarla dolu.
11:06
They dance, they act -- and the more they do, they are praised.
210
650609
6129
Dans ediyorlar, rol yapıyorlar - ve yaptıkça övülüyorlar.
11:12
So we start to envy them.
211
656738
3150
Ve biz de onları kıskanmaya başlıyoruz.
11:15
We become dictators with a remote and start to criticize the people on TV.
212
659888
4094
Kumandalı diktatörler oluyoruz ve televizyondaki herkesi eleştirmeye başlıyoruz.
11:19
"He just can't act." "You call that singing? She can't hit the notes."
213
663982
5853
"Hiç de rol yapamıyor." "Buna şarkı söylemek mi diyorsun? Notaları tutturamıyor."
11:25
We easily say these sorts of things.
214
669835
2290
Kolayca söyleyebiliyoruz böyle şeyleri.
11:28
We get jealous, not because we're evil,
215
672125
2943
Kıskanıyoruz, kötü insanlar olduğumuzdan değil,
11:30
but because we have little artists pent up inside us.
216
675068
4537
ama içimizde kilitlenmiş bir sanatçı olduğundan.
11:35
That's what I think.
217
679605
3586
Ben böyle düşünüyorum.
11:39
What should we do then?
218
683191
1838
Peki ne yapmalıyız?
11:40
Yes, that's right.
219
685029
777
Evet, doğru.
11:41
Right now, we need to start our own art.
220
685806
3194
Şimdi, hemen kendi sanatımızı yapmaya başlamalıyız.
11:44
Right this minute, we can turn off TV,
221
689000
1009
Şu anda,
11:45
log off the Internet,
222
690009
2449
televizyonu kapatabiliriz, internetten çıkabiliriz
11:48
get up and start to do something.
223
692458
2700
ve kalkıp bir şey yapmaya başlayabiliriz.
11:51
Where I teach students in drama school,
224
695158
1735
Öğretmenlik yaptığım tiyatro okulunda,
11:52
there's a course called Dramatics.
225
696893
2734
Sahne Etkinlikleri adlı bir ders var.
11:55
In this course, all students must put on a play.
226
699627
4190
Bu derste, öğrenciler birer tiyatro oyunu sahnelemeli.
11:59
However, acting majors are not supposed to act.
227
703817
4112
Fakat, oyunculuk öğrencileri rol yapmamalı.
12:03
They can write the play, for example,
228
707929
2020
Onlar oyunu yazabilir örneğin
12:05
and the writers may work on stage art.
229
709949
2724
ve yazarlar sahne tasarımını yapabilir.
12:08
Likewise, stage art majors may become actors, and in this way you put on a show.
230
712673
2296
Aynı şekilde sahne tasarımı öğrencileri oyunculuk yaparlar ve bu şekilde bir oyun sahnelerler.
12:10
Students at first wonder whether they can actually do it,
231
714984
3748
Önce öğrenciler merak ederler acaba gerçekten yapabilirler mi bunu,
12:14
but later they have so much fun. I rarely see anyone who is miserable doing a play.
232
718732
4563
ama sonra çok eğlenirler. Bir oyun sahnelerken mutsuz olan çok az insan gördüm.
12:19
In school, the military or even in a mental institution, once you make people do it, they enjoy it.
233
723295
4162
Okulda, orduda veya hatta bir akıl hastanesinde, bir kere insanlarla başladığınızda, hepsi zevk alır.
12:23
I saw this happen in the army -- many people had fun doing plays.
234
727457
4896
Bunu orduda gördüm -- birçok kişi oyun sahnelerken eğlendi.
12:28
I have another experience:
235
732353
2932
Başka bir deneyimim daha var:
12:31
In my writing class, I give students a special assignment.
236
735285
3634
Yazarlık dersinde öğrencilere özel bir ödev veriyorum.
12:34
I have students like you in the class -- many who don't major in writing.
237
738919
5900
Sizin gibi öğrencilerim var derste -- çoğu yazarlık okumuyor.
12:40
Some major in art or music and think they can't write.
238
744819
4577
Bazıları sanat ya da müzik okuyor ve yazamadıklarını düşünüyor.
12:45
So I give them blank sheets of paper and a theme.
239
749396
3727
Onlara boş bir kağıt ve bir konu veriyorum.
12:49
It can be a simple theme:
240
753123
1614
Basit bir konu olabilir:
12:50
Write about the most unfortunate experience in your childhood.
241
754737
2514
Çocukluğunuzdaki en talihsiz deneyim hakkında yazın.
12:53
There's one condition: You must write like crazy. Like crazy!
242
757251
3913
Tek bir koşul var: Deli gibi yazmalısınız. Deli gibi!
12:57
I walk around and encourage them,
243
761164
2733
Aralarında yürürüm ve onları teşvik ederim,
12:59
"Come on, come on!" They have to write like crazy for an hour or two.
244
763897
3744
"Haydi, haydi!" Bir iki saat kadar deli gibi yazmak zorundalar.
13:03
They only get to think for the first five minutes.
245
767641
3208
Sadece ilk beş dakika boyunca düşünebilirler.
13:06
The reason I make them write like crazy is because
246
770849
3222
Onlara deli gibi yazdırtmamın sebebi
13:09
when you write slowly and lots of thoughts cross your mind,
247
774071
2758
yavaş yazdığınızda bir sürü düşünce geçer aklınızdan
13:12
the artistic devil creeps in.
248
776829
2447
ve sanatçı şeytan belirir.
13:15
This devil will tell you hundreds of reasons
249
779276
4032
Bu şeytan size neden yazmamanız gerektiği hakkında
13:19
why you can't write:
250
783308
2930
yüzlerce sebep gösterir:
13:22
"People will laugh at you. This is not good writing!
251
786238
2835
"İnsanlar sana gülecek. Bu iyi bir yazı değil!
13:24
What kind of sentence is this? Look at your handwriting!"
252
789073
1550
Nasıl bir cümle bu? El yazına bir bak!"
13:26
It will say a lot of things.
253
790623
1577
Bir çok şey söylecek.
13:28
You have to run fast so the devil can't catch up.
254
792200
2504
Hızlı koşmalısınız ki şeytan sizi yakalayamasın.
13:30
The really good writing I've seen in my class
255
794704
4072
Derste gördüğüm en iyi yazılar uzun
13:34
was not from the assignments with a long deadline,
256
798776
2673
teslim tarihi olanlar değil,
13:37
but from the 40- to 60-minute crazy writing students did
257
801449
3484
40-60 dakika boyunca önümde kurşun kalemle
13:40
in front of me with a pencil.
258
804933
3402
çılgınca yazan öğrencilerin yazdıkları.
13:44
The students go into a kind of trance.
259
808335
1839
Öğrenciler bir çeşit transa geçerler.
13:46
After 30 or 40 minutes, they write without knowing what they're writing.
260
810174
4462
30 ya da 40 dakikadan sonra ne yazdıklarını bilmeden yazarlar.
13:50
And in this moment, the nagging devil disappears.
261
814636
2965
Ve tam bu anda, kusur bulan şeytan kaybolur.
13:53
So I can say this:
262
817601
1709
Şunu diyebilirim:
13:55
It's not the hundreds of reasons why one can't be an artist,
263
819310
4015
Bizi sanatçı yapan sanatçı olmamız için gerekli olan bu tek nedendir,
13:59
but rather, the one reason one must be that makes us artists.
264
823325
4250
sanatçı olmamamız için bulduğumuz yüzlerce neden değil.
14:03
Why we cannot be something is not important.
265
827575
1709
Neden bir şeyi olamadığımız önemli değildir.
14:05
Most artists became artists because of the one reason.
266
829284
3150
Çoğu sanatçı, bu tek nedenden dolayı sanatçı olmuştur.
14:08
When we put the devil in our heart to sleep and start our own art,
267
832434
3670
Kalbimizdeki şeytanı uyutup sanatımıza başladığımızda
14:12
enemies appear on the outside.
268
836104
2334
düşmanlarımız dışarıda belirir.
14:14
Mostly, they have the faces of our parents. (Laughter)
269
838438
2856
Çoğu zaman anne babamızın suratlarına sahiptirler. (Kahkahalar)
14:17
Sometimes they look like our spouses,
270
841294
3101
Bazen eşimiz gibi görünürler,
14:20
but they are not your parents or spouses.
271
844395
1768
ama aslında ne eşimiz ne de anne babamızdır.
14:22
They are devils. Devils.
272
846163
2894
Onlar şeytandır. Şeytan.
14:24
They came to Earth briefly transformed
273
849057
1944
Dünyaya dönüşmüş şekilde kısa süreli gelirler,
14:26
to stop you from being artistic, from becoming artists.
274
851001
3946
sırf sizin sanatçı olmanızı engellemek için.
14:30
And they have a magic question.
275
854947
1922
Ve sihirli bir soruları vardır.
14:32
When we say, "I think I'll try acting. There's a drama school in the community center," or
276
856869
6158
Biz "Sanırım oyunculuğu deneyeceğim. Yakında bir tiyatro okulu var" ya da
14:38
"I'd like to learn Italian songs," they ask, "Oh, yeah? A play? What for?"
277
863027
4477
"Italyanca şarkılar öğrenmek istiyorum" dediğimizde, onlar "Öyle mi? Bir oyun mu? Ne için?" diye sorar.
14:43
The magic question is, "What for?"
278
867504
3662
Sihirli sorudur bu: "Ne için?"
14:47
But art is not for anything.
279
871166
3712
Ama sanat hiçbir şey için değildir.
14:50
Art is the ultimate goal.
280
874878
2254
Sanat esas amaçtır.
14:53
It saves our souls and makes us live happily.
281
877132
4140
Ruhumuzu kurtarır ve mutlu yaşamamızı sağlar.
14:57
It helps us express ourselves and be happy without the help of alcohol or drugs.
282
881272
5506
Kendimizi ifade etmemize yardım eder ve alkol ve uyuşturucunun yardımı olmadan mutlu olmamızı sağlar.
15:02
So in response to such a pragmatic question,
283
886778
4325
Böyle pratik bir soruya cevap olarak,
15:07
we need to be bold.
284
891118
2419
cesur olmak zorundayız.
15:09
"Well, just for the fun of it. Sorry for having fun without you,"
285
893537
4444
"Sadece eğlencesine. Kusura bakma sensiz eğleneceğim için"
15:13
is what you should say. "I'll just go ahead and do it anyway."
286
897981
4025
demelisiniz. "Yine de gidip yapacağım."
15:17
The ideal future I imagine is where we all have multiple identities,
287
902006
5100
İdeal gelecekte hepimizi farklı kimliklerle hayal ediyorum,
15:23
at least one of which is an artist.
288
907106
3781
bu kimliklerden en az bir tanesi sanatçı olacak.
15:26
Once I was in New York and got in a cab. I took the backseat,
289
910887
3169
Bir kere New York'tayken taksiye bindim, arka koltuğa
15:29
and in front of me I saw something related to a play.
290
914056
4157
oturdum ve önde bir oyunla ilgili bir şey gördüm.
15:34
So I asked the driver, "What is this?"
291
918213
1137
Şöföre sordum, "Bu ne?" diye.
15:35
He said it was his profile. "Then what are you?" I asked. "An actor," he said.
292
919350
4045
Kendi profili olduğunu söyledi. "Peki nesin sen"? diye sorunca, "Oyuncuyum" dedi.
15:39
He was a cabby and an actor. I asked, "What roles do you usually play?"
293
923395
3423
Taksi şöförü ve oyuncu idi. "Hangi rolleri oynuyorsun genelde" diye sordum.
15:42
He proudly said he played King Lear.
294
926818
2026
Gururla Kral Lear'i oynadığını söyledi.
15:44
King Lear.
295
928844
1445
Kral Lear.
15:46
"Who is it that can tell me who I am?" -- a great line from King Lear.
296
930289
1626
"Kim olduğumu bana kim söyleyebilir?" Kral Lear'den harika bir dize.
15:47
That's the world I dream of.
297
931915
3391
Benim hayal ettiğim dünya bu işte.
15:51
Someone is a golfer by day and writer by night.
298
935306
3935
Birisi gün içinde golfçü, akşamları yazardır.
15:55
Or a cabby and an actor, a banker and a painter,
299
939241
2519
Ya da taksi şöförü ve aktör, bankacı ve ressam,
15:57
secretly or publicly performing their own arts.
300
941760
5576
gizlice veya açıkça sanatlarıyla uğraşan.
16:03
In 1990, Martha Graham, the legend of modern dance, came to Korea.
301
947336
4871
1990'da, Martha Graham, modern dansın ustası, Kore'ye geldi.
16:08
The great artist, then in her 90s, arrived at Gimpo Airport
302
952207
5756
Harika sanatçı, o zamanlar 90 yaşlarında, Gimpo Havaalanı'na geldi
16:13
and a reporter asked her a typical question:
303
957979
3065
ve bir muhabir ona tipik bir soru sordu:
16:16
"What do you have to do to become a great dancer?
304
961044
2607
"Muhteşem bir dansçı olmak için ne yapmak gerek?
16:19
Any advice for aspiring Korean dancers?"
305
963651
2580
Hevesli Koreli dansçılar için bir öğüdünüz var mı?"
16:22
Now, she was the master. This photo was taken in 1948 and she was already a celebrated artist.
306
966231
4995
Kendisi bir ustaydı. Bu fotoğraf 1948'de çekilmişti ve daha o zaman şöhretli bir sanatçıydı.
16:27
In 1990, she was asked this question.
307
971226
2191
1990 yılında, bu soru soruldu ona.
16:29
And here's what she answered:
308
973417
2684
Ve o, şu şekilde cevap verdi:
16:32
"Just do it."
309
976101
3917
"Sadece yapın."
16:35
Wow. I was touched.
310
980018
1518
Vay be. Duygulanmıştım.
16:37
Only those three words and she left the airport. That's it.
311
981536
4092
Sadece bu üç kelime ve havaalanını terketti. Bu kadar.
16:41
So what should we do now?
312
985628
3231
Peki şimdi ne yapmalıyız?
16:44
Let's be artists, right now. Right away. How?
313
988859
3726
Sanatçı olalım, hemen şimdi. Hemen şimdi. Nasıl mı?
16:48
Just do it!
314
992585
992
Sadece yapın!
16:49
Thank you.
315
993577
1614
Teşekkürler.
16:51
(Applause)
316
995191
1804
(Alkışlar)
ABOUT THE SPEAKER
Young-ha Kim - WriterOne of the premiere writers of his generation, Korean novelist Young-ha Kim weaves tales that speak to the thrills and challenges of young Koreans in our increasingly globalized and ever-changing world.
Why you should listen
Young-ha Kim wishes that his eighth grade teacher, rather than chiding him for a poorly-executed drawing with a sweeping backstory, had told him, “Well, Young-ha, you may not be good at drawing but you have a talent for storytelling.” Without encouragement, he took the long road toward becoming a writer.
Young-ha Kim published his debut novel, I Have the Right to Destroy Myself, in 1996. It won the esteemed Munhak-dongne prize, and was translated into French two years later. Followed by English and German translations, the book garnered Kim international recognition. Kim has since published five novels -- including The Empire of Light and Your Republic Is Calling You -- plus four collections of short stories.
Kim’s latest book, Black Flower, was sparked by a random conversation on a trans-Pacific flight. It tells the story of 1,033 Korean immigrants who found themselves sold into indentured servitude in Mexico’s Yucatan Peninsula in 1905. Publisher's Weekly wrote of the novel in October of 2012, “Spare and beautiful, Kim’s novel offers a look at the roots of the little-known tribulations of the Korean diaspora in Mexico.”
Kim’s work mixes high and low genres and focuses on the issue of: what does it mean to be Korean in a globalized, quickly-changing world? His novels have served as a source of inspiration for Korean filmmakers -- two have already been adapted for the big screen with the film version of a third on its way.
Until 2008, Kim was a professor in the Drama School at Korean National University of Arts -- a post he left in 2008 to focus exclusively on writing.
Young-ha Kim | Speaker | TED.com