TED2014
Bill and Melinda Gates: Why giving away our wealth has been the most satisfying thing we've done
Bill and Melinda Gates: Varlığımızı bağışlamak neden yaptığımız en tatmin edici şeydi?
Filmed:
Readability: 3.7
4,391,792 views
1993'de Bill ve Melinda Gates, nişanlılarken, Zanzibar'da bir sahilde yürüyorlardı ve Microsoft'dan elde ettikleri geliri nasıl topluma kazandırabilecekleri hakkında cesur bir karar verdiler. Chris Anderson ile birlikte olan diyaloglarında çift, Bill&Melinda Gates kuruluşundaki işleri, evlilikleri, çocukları ve de servetlerini bağışlarkenki yanlışları ve başarıları hakkında konuşuyorlar.
Melinda Gates - Philanthropist
Melinda French Gates is co-chair of the Bill & Melinda Gates Foundation, where she puts into practice the idea that every life has equal value. Full bioBill Gates - Philanthropist
A passionate techie and a shrewd businessman, Bill Gates changed the world while leading Microsoft to dizzying success. Now he's doing it again with his own style of philanthropy and passion for innovation. Full bio
Melinda French Gates is co-chair of the Bill & Melinda Gates Foundation, where she puts into practice the idea that every life has equal value. Full bioBill Gates - Philanthropist
A passionate techie and a shrewd businessman, Bill Gates changed the world while leading Microsoft to dizzying success. Now he's doing it again with his own style of philanthropy and passion for innovation. Full bio
Double-click the English transcript below to play the video.
00:13
Chris Anderson: So, this is an
interview with a difference.
interview with a difference.
0
1340
3607
Chris Anderson:
Bu röportaj farklı bir röportaj.
Bu röportaj farklı bir röportaj.
00:17
On the basis that a picture
is worth a thousand words,
is worth a thousand words,
1
4947
4068
Bir resim bin kelime
değerindedir düşüncesi ile
değerindedir düşüncesi ile
00:21
what I did was, I asked Bill and Melinda
2
9015
2896
Bill ve Melinda'dan eski
arşivlerini karıştırmalarını
arşivlerini karıştırmalarını
ve resimlerle bağlantılı olarak
00:24
to dig out from their archive
3
11911
2207
neler yaptıklarını
00:26
some images that would help explain
4
14118
2098
ve de neler yapıyor olduklarını
00:28
some of what they've done,
5
16216
1436
anlatmalarına yardımcı olacak
birkaç fotoğraf seçmelerini istedim.
birkaç fotoğraf seçmelerini istedim.
00:29
and do a few things that way.
6
17652
2597
00:32
So, we're going to start here.
7
20249
3731
Buradan başlayacağız.
00:36
Melinda, when and where was this,
8
23980
2203
Melinda bu nerede ve ne zaman çekildi?
00:38
and who is that handsome man next to you?
9
26183
2034
Ve yanındaki yakışıklı adam kim?
00:40
Melinda Gates: With those big glasses, huh?
10
28217
2009
Melinda Gates: Büyük gözlüklü olan mı?
00:42
This is in Africa, our very first trip,
11
30226
2039
Burası Afrika, bizim ilk gidişimiz.
İkimizin de ilk defa Afrika'ya gidişiydi.
00:44
the first time either of us had ever been to Africa,
12
32265
1905
00:46
in the fall of 1993.
13
34170
1610
1993 Sonbaharı.
00:47
We were already engaged to be married.
14
35780
1988
Orada nişanlıydık.
00:49
We married a few months later,
15
37768
1706
Bir kaç ay sonra da evlendik.
00:51
and this was the trip where we really went to see
16
39474
2217
Bu gezi de bizim hayvanları
00:53
the animals and to see the savanna.
17
41691
1892
ve savanı görmeye gittiğimiz geziydi.
00:55
It was incredible. Bill had never taken that much time
18
43583
1988
Muhteşemdi.
Bill daha önce işinden
bu kadar vakit ayırmamıştı.
bu kadar vakit ayırmamıştı.
00:57
off from work.
19
45571
1412
00:59
But what really touched us, actually, were the people,
20
46983
4627
Ama bize en çok dokunan insanlar
01:03
and the extreme poverty.
21
51610
2608
ve oradaki aşırı yoksulluktu.
Kendimize sorular sormaya başladık.
01:06
We started asking ourselves questions.
22
54218
1573
01:07
Does it have to be like this?
23
55791
1804
Bu şekilde olmak zorunda mı?
01:09
And at the end of the trip,
24
57595
951
Gezinin son kısmında
01:10
we went out to Zanzibar,
25
58546
1100
Zanzibar'a gittik.
Kumsalda yürüyerek vakit geçirdik.
01:11
and took some time to walk on the beach,
26
59646
1488
01:13
which is something we had done a lot
27
61134
1366
Bu, çıkarken sıkça
01:14
while we were dating.
28
62500
1318
yaptığımız bir şeydi.
01:16
And we'd already been talking about during that time
29
63818
2973
O zamanlarda Microsoft'tan
gelen servetin topluma
01:18
that the wealth that had come from Microsoft
30
66791
1857
geri verilebileceği üzerine konuşuyorduk.
01:20
would be given back to society,
31
68648
1275
Gerçekten de kumsaldaki o yürüyüşümüz
01:22
but it was really on that beach walk
32
69923
1574
01:23
that we started to talk about, well,
33
71497
1572
ne yapacağımız ve nasıl yapacağımız
01:25
what might we do and how might we go about it?
34
73069
3533
üzerine konuşmaya başladığımız zamandı.
01:28
CA: So, given that this vacation
35
76602
2732
CA: Tabi bu tatilin dünyanın
en büyük özel kuruluşunun kurulmasına
01:31
led to the creation of
36
79334
2192
01:33
the world's biggest private foundation,
37
81526
2816
sebep olduğu düşünüldüğünde
01:36
it's pretty expensive as vacations go. (Laughter)
38
84342
3132
bir tatil için fazla
pahalıya patlamış. (Gülüşmeler)
pahalıya patlamış. (Gülüşmeler)
01:39
MG: I guess so. We enjoyed it.
39
87474
2468
MG: Sanırım öyle. Biz zevk aldık.
01:42
CA: Which of you was the key instigator here,
40
89942
2898
CA: Burada tetikleyici rolü
oynayan hanginizdi?
oynayan hanginizdi?
01:45
or was it symmetrical?
41
92840
2953
Yoksa eşit seviyede miydi?
01:47
Bill Gates: Well, I think we were excited
42
95793
2393
Bill Gates: Yani, sanırım hayatımızda
01:50
that there'd be a phase of our life
43
98186
1467
bu parayı nasıl geri vereceğimizi
01:51
where we'd get to work together
44
99653
2061
01:53
and figure out how to give this money back.
45
101714
6611
bulmak için birlikte çalışacağımız
bir dönem olacağı için heyecanlıydık.
02:00
At this stage, we were talking about the poorest,
46
108325
3149
O dönemde yoksul insanlardan
ve onlara büyük bir etkide bulunup
02:03
and could you have a big impact on them?
47
111474
2402
bulunamayacağımızdan bahsediyorduk.
02:06
Were there things that weren't being done?
48
113876
1925
Yapılmayan şeyler var mıydı?
02:08
There was a lot we didn't know.
49
115801
1900
Bilmediğimiz bir çok şey vardı.
02:09
Our naïveté is pretty incredible,
50
117701
2088
Geri dönüp bakarsak söyleyebiliriz ki,
inanılmaz derecede naiftik.
02:11
when we look back on it.
51
119789
1092
02:13
But we had a certain enthusiasm
52
120881
1556
Ama bir heyecanımız vardı:
02:14
that that would be the phase,
53
122437
2997
Microsoft'dan sonraki dönemde
02:17
the post-Microsoft phase
54
125434
2726
02:20
would be our philanthropy.
55
128160
2228
yapacağımız hayırlar.
02:22
MG: Which Bill always thought was going to come
56
130388
2146
MG: Ki Bill bunun her zaman
60 yaşından sonra hayata
geçeceğini düşünüyordu.
geçeceğini düşünüyordu.
02:24
after he was 60,
57
132534
1136
02:25
so he hasn't quite hit 60 yet,
58
133670
1662
Henüz 60 da olmadı.
02:27
so some things change along the way.
59
135332
3193
Yani bazı şeyler yola
çıktıktan sonra değişebiliyor.
çıktıktan sonra değişebiliyor.
02:30
CA: So it started there, but it got accelerated.
60
138525
2444
CA: Yani her şey orada
başladı ve hız kazandı.
başladı ve hız kazandı.
02:33
So that was '93, and it was '97, really,
61
140969
2520
93'te, hatta daha doğrusu 97'de,
02:35
before the foundation itself started.
62
143489
1738
kuruluş başlamadan önce.
02:37
MA: Yeah, in '97, we read an article
63
145227
2305
MG: Evet, 97'de dünyada
bir çok çocuğu öldüren
bir çok çocuğu öldüren
02:39
about diarrheal diseases killing
so many kids around the world,
so many kids around the world,
64
147532
3414
ishal hastalıkları ile
ilgili bir yazı okuduk.
ilgili bir yazı okuduk.
Ve kendimize sürekli şunu söylüyorduk:
02:43
and we kept saying to ourselves,
65
150946
1614
02:44
"Well that can't be.
66
152560
1240
''Bu gerçek olamaz.
02:46
In the U.S., you just go down to the drug store."
67
153800
1754
ABD'de sadece
eczaneye gidersin ve geçer."
eczaneye gidersin ve geçer."
02:47
And so we started gathering scientists
68
155554
2165
Sonra bilim adamları toplamaya başladık
02:49
and started learning about population,
69
157719
2466
ve nüfus, aşılar,
02:52
learning about vaccines,
70
160185
1360
işe yaramış ve yaramamış
02:53
learning about what had worked and what had failed,
71
161545
2387
yöntemler hakkında öğrenmeye başladık.
Tam da bu zaman
hareket etmeye başlamıştık,
hareket etmeye başlamıştık,
02:56
and that's really when we got going,
72
163932
1906
02:58
was in late 1998, 1999.
73
165838
4377
1998 sonları ve 1999 gibi.
03:02
CA: So, you've got a big pot of money
74
170215
2751
CA: Yüklü miktarda paranız var
03:05
and a world full of so many different issues.
75
172966
2327
ve bir sürü farklı sorunla
dolu bir dünya var.
dolu bir dünya var.
03:07
How on Earth do you decide what to focus on?
76
175293
4222
Ne üzerine odaklanacağınıza
nasıl karar verdiniz?
nasıl karar verdiniz?
03:11
BG: Well, we decided that we'd pick two causes,
77
179515
2545
BG: İki konu seçmeye karar verdik.
03:14
whatever the biggest inequity was globally,
78
182060
2860
Küresel açıdan eşitsizliğe
ne sebep oluyorsa.
ne sebep oluyorsa.
03:17
and there we looked at children dying,
79
184920
2260
Orada ölen çocukları gördük,
03:19
children not having enough nutrition to ever develop,
80
187180
2740
büyümek için yeterli
besine ulaşamayan çocuklar.
besine ulaşamayan çocuklar.
03:22
and countries that were really stuck,
81
189920
1499
Bu ülkeler çok çaresizdi.
03:23
because with that level of death,
82
191419
2260
Çünkü ölüm oranları yüksekti
ve ailelerin çok çocuk sahibi olması
03:25
and parents would have so many kids
83
193679
1968
ciddi bir nüfus artışı getiriyordu
03:27
that they'd get huge population growth,
84
195647
1518
03:29
and that the kids were so sick
85
197165
3126
ve çocuklar o kadar hastaydı ki,
eğitim verilebilecek durumda değillerdi,
03:32
that they really couldn't be educated
86
200291
2646
03:35
and lift themselves up.
87
202937
1872
kendilerini kaldıramıyorlardı.
03:37
So that was our global thing,
88
204809
1108
Bu konu bizim küresel konumuzdu.
03:38
and then in the U.S.,
89
205917
2720
ABD'de ise,
03:40
both of us have had amazing educations,
90
208637
2774
ikimiz de inanılmaz bir eğitim almıştık,
03:43
and we saw that as the way that the U.S.
91
211411
3049
ve gördük ki ABD'nin eşit fırsat
03:46
could live up to its promise of equal opportunity
92
214460
3012
sözünü tutabilmesi için olağanüstü
bir eğitim sistemi olması gerekiyor.
03:49
is by having a phenomenal education system,
93
217472
2585
03:52
and the more we learned, the more we realized
94
220057
2628
Daha çok öğrendikçe fark ettik ki,
03:54
we're not really fulfilling that promise.
95
222685
2428
biz bu sözü gerçekleştiremiyoruz.
Dolayısıyla seçtiğimiz iki konu bunlardı.
03:57
And so we picked those two things,
96
225113
1837
03:59
and everything the foundation does
97
226950
1652
Kuruluşun yaptığı herşey
04:00
is focused there.
98
228602
3014
buna odaklıydı.
04:03
CA: So, I asked each of you to pick an image
99
231616
2336
CA: İkinizden de işinizi tanıtan
04:06
that you like that illustrates your work,
100
233952
2432
birer resim seçmenizi istedim.
04:08
and Melinda, this is what you picked.
101
236384
3068
Melinda, bu senin seçtiğin.
04:11
What's this about?
102
239452
1467
Bu ne ile ilgili?
04:13
MG: So I, one of the things I love to do when I travel
103
240919
3031
MG: Benim gezerken
yapmayı sevdiğim şeylerden biri
yapmayı sevdiğim şeylerden biri
04:16
is to go out to the rural areas and talk to the women,
104
243950
3110
kırsal kesime gidip
oradaki kadınlarla konuşmak.
oradaki kadınlarla konuşmak.
04:19
whether it's Bangladesh, India,
lots of countries in Africa,
lots of countries in Africa,
105
247060
2598
Bangladeş olsun, Hindistan
veya bir çok Afrika ülkesi;
veya bir çok Afrika ülkesi;
04:21
and I go in as a Western woman without a name.
106
249658
2408
oralara isimsiz bir batılı
kadın olarak gidiyorum.
kadın olarak gidiyorum.
04:24
I don't tell them who I am. Pair of khakis.
107
252066
3409
Onlara kim olduğumu söylemiyorum.
Bej pantolonumla geziyorum.
Bej pantolonumla geziyorum.
04:27
And I kept hearing from women,
108
255475
1504
Dolaştıkça kadınlardan aynı şeyi
04:29
over and over and over, the more I traveled,
109
256979
2883
tekrar tekrar duyuyorum.
04:32
"I want to be able to use this shot."
110
259862
2409
''Bu aşıdan olabilmek istiyorum.''
Orada onlarla çocuk aşıları
üzerine konuşmak için giderim
üzerine konuşmak için giderim
04:34
I would be there to talk to them
about childhood vaccines,
about childhood vaccines,
111
262271
2569
04:37
and they would bring the conversation around to
112
264840
2400
ve onlar konuyu hep aynı yere getirirler
04:39
"But what about the shot I get?"
113
267240
1981
''Ya benim olacağım aşı?''
04:41
which is an injection they were
getting called Depo-Provera,
getting called Depo-Provera,
114
269221
2452
Bahsettikleri iğne 'Depo-Provera'.
04:43
which is a contraceptive.
115
271673
1981
Bir doğum kontrol hapı.
04:45
And I would come back and
talk to global health experts,
talk to global health experts,
116
273654
2332
Geri döndüğümde sağlık
uzmanları ile konuşurdum
uzmanları ile konuşurdum
ve onlar da derlerdi ki ''Yo hayır,
04:48
and they'd say, "Oh no, contraceptives
117
275986
1553
04:49
are stocked in in the developing world."
118
277539
2392
doğum kontrol hapları hep
gelişen dünya ülkelerinde.''
gelişen dünya ülkelerinde.''
04:52
Well, you had to dig deeper into the reports,
119
279931
1990
Raporların derinine
inmek gerekiyordu
inmek gerekiyordu
04:54
and this is what the team came to me with,
120
281921
1776
ve ekip bana bu sonuçlarla geldi.
04:55
which is, to have the number one thing
121
283697
2146
Yılda 200 gün stokta olan ve
04:58
that women tell you in Africa they want to use
122
285843
3138
Afrikadaki kadınların en çok kullanmak
05:01
stocked out more than 200 days a year
123
288981
2617
istediklerini söyledikleri şey için
05:03
explains why women were saying to me,
124
291598
1904
''Eşimin haberi olmadan
on kilometre yürüdüm,
on kilometre yürüdüm,
05:05
"I walked 10 kilometers without
my husband knowing it,
my husband knowing it,
125
293502
3552
kliniğe vardım ve orası boştu.''
05:09
and I got to the clinic, and there was nothing there."
126
297054
3309
demelerini açıklıyorlardı.
05:12
And so condoms were stocked in in Africa
127
300363
2807
Amerika'nın ve diğer ülkelerin
desteklediği AIDS kampanyalarından dolayı
05:15
because of all the AIDS work that the U.S.
128
303170
2277
Afrika'da kondomlar stoklanmıştı.
05:17
and others supported.
129
305447
1404
05:19
But women will tell you over and over again,
130
306851
1671
Ama kadınlar size tekrar tekrar
aynı şeyleri söyleyeceklerdir.
aynı şeyleri söyleyeceklerdir.
05:20
"I can't negotiate a condom with my husband.
131
308522
2610
''Kocama kondom
kullanmayı kabul ettiremem.'
kullanmayı kabul ettiremem.'
05:23
I'm either suggesting he has AIDS or I have AIDS,
132
311132
4208
Kendimin ya da onun AIDS'li
olduğunu ima etmiş oluyorum,
olduğunu ima etmiş oluyorum,
05:27
and I need that tool because then I can space
133
315340
2760
ama bu hapa ihtiyacım var çünkü
bu şekilde doğumlar arasında
vakit bırakabilirim ve çocuklarımı
vakit bırakabilirim ve çocuklarımı
05:30
the births of my children, and I can feed them
134
318100
2417
besleyip, onlara eğitim
alma şansı verebilirim.''
alma şansı verebilirim.''
05:32
and have a chance of educating them."
135
320517
2538
05:35
CA: Melinda, you're Roman Catholic,
136
323055
2050
CA: Melinda, sen bir Roman Katoliğisin
05:37
and you've often been embroiled
137
325105
3569
ve bu tartışmalı işin içine uzun zamandır
05:40
in controversy over this issue,
138
328674
1954
karışmış bulunmaktasın.
05:42
and on the abortion question,
139
330628
2249
Kürtaj konusunda
05:45
on both sides, really.
140
332877
1455
cidden iki taraf için de,
05:46
How do you navigate that?
141
334332
1691
durumu nasıl idare ediyorsun?
05:48
MG: Yeah, so I think that's a really important point,
142
336023
3110
MG: Bunun gerçekten önemli
bir nokta olduğunu düşünüyorum;
bir nokta olduğunu düşünüyorum;
05:51
which is, we had backed away from contraceptives
143
339133
3083
küresel bir topluluk olarak doğum kontrol
haplarından uzaklaştık.
05:54
as a global community.
144
342216
1167
05:55
We knew that 210 million women
145
343383
3294
210 milyon kadının doğum kontrol haplarına
erişmek istediklerini
söylediklerini biliyorduk.
söylediklerini biliyorduk.
05:58
were saying they wanted access to contraceptives,
146
346677
2259
06:01
even the contraceptives we have
here in the United States,
here in the United States,
147
348936
2640
Burada Amerika'daki haplar da olurdu.
06:03
and we weren't providing them
148
351576
2305
Ama ülkemizdeki
siyasi tartışmalar yüzünden
siyasi tartışmalar yüzünden
06:06
because of the political controversy in our country,
149
353881
3751
onlara bunları temin etmiyorduk.
06:09
and to me that was just a crime,
150
357632
2177
Bana göre bu bir suç
06:12
and I kept looking around trying to find the person
151
359809
2765
ve bunu uluslararası seviyede
gündeme getirebilecek birini arıyordum.
06:14
that would get this back on the global stage,
152
362574
2350
Sonunda bunu kendim
yapmam gerektiğini fark ettim.
yapmam gerektiğini fark ettim.
06:17
and I finally realized I just had to do it.
153
364924
2006
06:19
And even though I'm Catholic,
154
366930
1671
Katolik olmama rağmen
06:20
I believe in contraceptives
155
368601
1441
doğum kontrol haplarını destekliyorum.
06:22
just like most of the Catholic
women in the United States
women in the United States
156
370042
2296
Tıpkı Amerika'da bunları kullanan
06:24
who report using contraceptives,
157
372338
1831
diğer Katolik kadınlar gibi.
06:26
and I shouldn't let that controversy
158
374169
2285
Bu tartışmanın bize
engel olmasına izin vermemeliydim.
06:28
be the thing that holds us back.
159
376454
1815
06:30
We used to have consensus in the United States
160
378269
1958
Amerika'da doğum kontrol hapları
hakkında fikir birliği vardı
06:32
around contraceptives,
161
380227
1265
06:33
and so we got back to that global consensus,
162
381492
2480
ve biz de
küresel bir kamuoyu ile bu konuyla ilgili
06:36
and actually raised 2.6 billion dollars
163
383972
2644
kadınlar için 2.6 milyar dolar topladık.
06:38
around exactly this issue for women.
164
386616
2533
06:41
(Applause)
165
389149
5467
(Alkışlar)
06:49
CA: Bill, this is your graph. What's this about?
166
397249
3856
CA: Bill, bu senin
grafiğin. Neyle alakalı?
grafiğin. Neyle alakalı?
06:53
BG: Well, my graph has numbers on it.
167
401105
1985
BG: Peki, grafiğimin üstünde sayılar var.
06:55
(Laughter)
168
403090
2118
(Kahkahalar)
06:57
I really like this graph.
169
405208
1817
Bu grafiği çok seviyorum.
06:59
This is the number of children
170
407025
2975
Bunlar her sene beş yaşının altında
07:02
who die before the age of five every year.
171
410000
2562
ölen çocukların sayısı.
07:04
And what you find is really
172
412582
1823
Burada gördüğünüz gerçekten
07:06
a phenomenal success story
173
414405
1950
büyük bir başarı hikayesi,
07:08
which is not widely known,
174
416355
2154
çok fazla bilinmiyor
07:10
that we are making incredible progress.
175
418509
2675
ama inanılmaz bir ilerleme kaydediyoruz.
07:13
We go from 20 million
176
421184
2378
20 milyondan,
ben doğduktan çok sonra sayılmaz,
07:15
not long after I was born
177
423562
1704
07:17
to now we're down to about six million.
178
425266
3686
6 milyon civarına indik.
07:21
So this is a story
179
428952
2137
Bu hikaye genel olarak
07:23
largely of vaccines.
180
431089
1667
aşıyla alakalı.
07:24
Smallpox was killing a couple million kids a year.
181
432756
3124
Çiçek hastalığı her sene birkaç
milyon çocuğu öldürüyordu.
milyon çocuğu öldürüyordu.
07:28
That was eradicated, so that got down to zero.
182
435880
2190
Kökü kurutuldu ve sayı sıfıra doğru indi.
Kızamık her sene birkaç
milyon öldürüyordu.
milyon öldürüyordu.
07:30
Measles was killing a couple million a year.
183
438070
1840
07:32
That's down to a few hundred thousand.
184
439910
1703
O da birkaç yüz bine indi.
07:33
Anyway, this is a chart
185
441613
1908
Neyse, bu tablo, sayılarının bu şekilde
07:35
where you want to get that number to continue,
186
443521
4187
devam etmesini istediğimiz bir tablo
07:39
and it's going to be possible,
187
447708
1740
ve yakında gerçek olacak;
07:41
using the science of new vaccines,
188
449448
1676
aşı teknolojisini kullanarak,
07:43
getting the vaccines out to kids.
189
451124
1892
aşıları çocuklara ulaştırarak.
07:45
We can actually accelerate the progress.
190
453016
1724
Açıkçası süreci hızlandırabiliriz.
07:46
The last decade,
191
454740
1563
Geçtiğimiz on yılda
07:48
that number has dropped faster
192
456303
1812
sayılar tarihindeki en hızlı
07:50
than ever in history,
193
458115
2278
düşüşü gösterdiler
07:52
and so I just love the fact that
194
460393
2723
ve "Evet, yeni aşılar geliştirip,
07:55
you can say, okay, if we can invent new vaccines,
195
463116
2265
onları dışarı çıkarıp,
07:57
we can get them out there,
196
465381
1508
ulaştırmayı sağlayıp,
07:59
use the very latest understanding of these things,
197
466889
2485
ileri bir anlayışla bunları kullanırsak
08:01
and get the delivery right, that
we can perform a miracle.
we can perform a miracle.
198
469374
4611
bir mucize yaratabiliriz."
diyebilmek beni çok mutlu ediyor.
diyebilmek beni çok mutlu ediyor.
08:06
CA: I mean, you do the math on this,
199
473985
1158
CA: Şimdi bunun matemetiğini sen yaptın
08:07
and it works out, I think, literally
200
475143
1874
ve başarılı olduğun görünüyor.
08:09
to thousands of kids' lives saved every day
201
477017
2126
Geçtiğimiz seneyle kıyaslarsak
08:11
compared to the prior year.
202
479143
2054
her gün binlerce çocuğun hayatı kurtuluyor
08:13
It's not reported.
203
481197
1847
ama haber olmuyor.
08:15
An airliner with 200-plus deaths
204
483044
3246
200'ün üstünde ölenin
olduğu bir yolcu uçağı kazası
olduğu bir yolcu uçağı kazası
08:18
is a far, far bigger story than that.
205
486290
2210
bundan çok daha büyük bir haber oluyor.
08:20
Does that drive you crazy?
206
488500
1549
Bu seni rahatsız ediyor mu?
08:22
BG: Yeah, because it's a silent thing going on.
207
490049
2991
BG: Evet, çünkü bu sessiz bir şey.
08:25
It's a kid, one kid at a time.
208
493040
2670
Her seferinde birer çocuk kurtuluyor.
08:27
Ninety-eight percent of this
209
495710
1463
Bunların %98'inin
08:29
has nothing to do with natural disasters,
210
497173
1877
doğal afetlerle bir alakası yok,
08:31
and yet, people's charity,
211
499050
1477
ama bir doğal afet olduğunda
08:32
when they see a natural disaster, are wonderful.
212
500527
1523
yapılan bağışlar olağanüstü.
08:34
It's incredible how people think, okay,
213
502050
2236
İnsanların düşünme sistemi şaşırtıcı,
08:36
that could be me, and the money flows.
214
504286
2776
oradaki ben olabilirdim
diyorlar ve bağışlar akıyor.
diyorlar ve bağışlar akıyor.
08:39
These causes have been a bit invisible.
215
507062
3406
Bu tarz olaylar biraz göz önünde değil.
08:42
Now that the Millennium Development Goals
216
510468
2211
Şimdi, Bin Yıllık Planlar
08:44
and various things are getting out there,
217
512679
1550
ve bu çeşitli şeyler ortaya çıktıkça
08:46
we are seeing some increased generosity,
218
514229
2844
cömertlikte bir artış görüyoruz,
08:49
so the goal is to get this well below a million,
219
517073
3271
bizim hedefimiz sayıyı bir milyonun
baya bir aşağısına çekmek
baya bir aşağısına çekmek
08:52
which should be possible in our lifetime.
220
520344
2418
ve ömrümüzün bunu görmeye
yeteceğini düşünüyorum.
yeteceğini düşünüyorum.
08:54
CA: Maybe it needed someone
221
522762
1180
CA: Belki de mutsuz
yüzleri görerek değil,
yüzleri görerek değil,
08:56
who is turned on by numbers and graphs
222
523942
2096
bu sayıları ve grafikleri görerek
08:58
rather than just the big, sad face
223
526038
2414
harekete geçecek
09:00
to get engaged.
224
528452
1655
birileri gerekiyordu.
09:02
I mean, you've used it in your letter this year,
225
530107
1723
Bu argümanı,
09:04
you used basically this argument to say that aid,
226
531830
3451
yardımın aslında etkili olacağını,
yardımın işe yaramaz ve aksak
09:07
contrary to the current meme
227
535281
1671
09:09
that aid is kind of worthless and broken,
228
536952
3083
olacağına dair olan yaygın görüşe rağmen
09:12
that actually it has been effective.
229
540035
1953
mektubunda kullanmışsın.
09:14
BG: Yeah, well people can take,
230
541988
1980
BG: Evet,
bazı iyi niyetli yardımlar vardı
09:16
there is some aid that was well-meaning
231
543968
3180
ama iyi gitmedi.
09:19
and didn't go well.
232
547148
1923
09:21
There's some venture capital investments
233
549071
1933
Bazı büyük riskli yatırımlar vardı,
09:23
that were well-meaning and didn't go well.
234
551004
2900
iyi niyetli yatırımlardı ama iyi gitmedi.
09:26
You shouldn't just say, okay, because of that,
235
553904
2839
Bunlar yüzünden, başarılı deneyimlerimiz
olmadığı için, bunların kötü
09:28
because we don't have a perfect record,
236
556743
3118
gayretler olduğunu söylemek doğru olmaz.
09:32
this is a bad endeavor.
237
559861
1532
09:33
You should look at, what was your goal?
238
561393
1870
Şuna bakmak gerek. Hedefin neydi?
09:35
How are you trying to uplift nutrition
239
563263
2608
Beslenmeyi, yaşamı, okur-yazarlığı
09:38
and survival and literacy
240
565871
3404
bu ülkelerin kendilerine
bakabilecekleri şekilde
bakabilecekleri şekilde
nasıl geliştirmeye çalıştın?
09:41
so these countries can take care of themselves,
241
569275
1635
09:43
and say wow, this is going well,
242
570910
2004
Sonra, evet, bu iyi gidiyor diyebilirsin
09:45
and be smarter.
243
572914
1272
ve zekice davranmak gerek.
09:46
We can spend aid smarter.
244
574186
1840
Yardımları daha akıllıca harcayabiliriz.
09:48
It is not all a panacea.
245
576026
3412
Her derde deva olmuyorlar sonuçta.
09:51
We can do better than venture capital, I think,
246
579438
2932
Bizim yaptığımız da dahil,
büyük sermayeler toplamaktan
daha iyisini yapabiliriz.
daha iyisini yapabiliriz.
09:54
including big hits like this.
247
582370
2787
09:57
CA: Traditional wisdom is that
248
585157
2743
CA: Geleneksel bakış açısına göre
evli çiftlerin beraber
çalışmaları zor olur.
çalışmaları zor olur.
10:00
it's pretty hard for married couples to work together.
249
587900
4048
Siz bunu nasıl idare ediyorsunuz?
10:04
How have you guys managed it?
250
591948
1616
10:05
MG: Yeah, I've had a lot of women say to me,
251
593564
1670
MG: Bana, " Kocamla
çalışabileceğimi sanmıyorum.
çalışabileceğimi sanmıyorum.
10:07
"I really don't think I could work with my husband.
252
595234
1859
Herhalde yapamazdık."
10:09
That just wouldn't work out."
253
597093
2147
diyen çok kadın oldu.
Aslında biz bundan zevk alıyoruz --
10:11
You know, we enjoy it, and we don't --
254
599240
3589
bu kuruluş ikimiz için de
10:15
this foundation has been a coming to for both of us
255
602829
2486
10:17
in its continuous learning journey,
256
605315
2828
uzun bir öğrenme yolculuğu oldu.
Artık kuruluş adına,
10:20
and we don't travel together as much
257
608143
2759
Bill ile birlikte eskiden Microsoft'ta
10:23
for the foundation, actually, as we used to
258
610902
1928
çalıştığı zamanlarda
gezdiğimiz gibi gezemiyoruz.
gezdiğimiz gibi gezemiyoruz.
10:25
when Bill was working at Microsoft.
259
612830
1456
Ayrı şekilde gittiğimiz
daha fazla gezi oluyor.
daha fazla gezi oluyor.
10:26
We have more trips where
we're traveling separately,
we're traveling separately,
260
614286
2223
10:28
but I always know when I come home,
261
616509
2142
Ama eve geldiğimde her zaman
Bill'in öğrendiğim şeylere
ilgili olduğunu biliyorum.
ilgili olduğunu biliyorum.
10:30
Bill's going to be interested in what I learned,
262
618651
2139
10:32
whether it's about women or girls
263
620790
1743
Tanıştığım kızlar ya da kadınlar olsun,
10:34
or something new about the vaccine delivery chain,
264
622533
2686
aşı ulaştırma ağıyla ilgili yeni bir şey
10:37
or this person that is a great leader.
265
625219
2236
ya da karşılaştığım iyi bir lider.
10:39
He's going to listen and be really interested.
266
627455
2467
Beni dinler ve gerçekten ilgilidir.
10:42
And he knows when he comes home,
267
629922
1603
O da eve geldiğinde
10:43
even if it's to talk about the speech he did
268
631525
1833
yaptığı bir konuşma ya da
10:45
or the data or what he's learned,
269
633358
1742
öğrendiği yeni bir bilgi olsun,
benim ilgili olduğumu bilir
10:47
I'm really interested,
270
635100
1242
10:48
and I think we have a really
collaborative relationship.
collaborative relationship.
271
636342
2900
ve bence gerçekten
işbirlikçi bir ilişkimiz var.
işbirlikçi bir ilişkimiz var.
10:51
But we don't every minute together, that's for sure.
272
639242
2674
Ama tabii ki her zaman değil.
(Kahkahalar)
10:54
(Laughter)
273
641916
4175
10:58
CA: But now you are, and we're very happy that you are.
274
646091
2495
CA: Şuan öyle olduğunuz için mutluyuz.
11:00
Melinda, early on, you were basically
275
648586
3586
Melinda, bundan önce
genel olarak işleri sen yönetiyordun.
11:04
largely running the show.
276
652172
2001
11:06
Six years ago, I guess,
277
654173
1212
Altı sene önce sanırım,
11:07
Bill came on full time, so moved from Microsoft
278
655385
2583
Bill Microsft'dan vakit ayırdı ve
kuruluşta tam zamanlı çalışmaya başladı.
11:10
and became full time.
279
657968
1111
11:11
That must have been hard,
280
659079
979
Buna alışması zor olmuştur herhalde,
11:12
adjusting to that. No?
281
660058
2036
değil mi?
11:14
MG: Yeah. I think actually,
282
662094
3054
MG: Evet,
aslında çalışanlar Bill'in
11:17
for the foundation employees,
283
665148
1989
gelecek olmasına
11:19
there was way more angst for them
284
667137
2547
benden daha endişeliydiler.
11:21
than there was for me about Bill coming.
285
669684
1366
11:23
I was actually really excited.
286
671050
1206
Ben aslında baya heyecanlıydım.
11:24
I mean, Bill made this decision
287
672256
1619
Yani sonuçta Bill bu kararı
11:26
even obviously before it got announced in 2006,
288
673875
2683
2006'da açıklamadan da önce almıştı
11:28
and it was really his decision,
289
676558
1702
ve bu gerçekten onun kararıydı,
11:30
but again, it was a beach vacation
290
678260
1886
fakat yine, bu fikir hakkında
11:32
where we were walking on the beach
291
680146
1304
düşünmeye başladığında
11:33
and he was starting to think of this idea.
292
681450
2264
sahildeki tatilimizdeydik.
11:35
And for me, the excitement of Bill
293
683714
2612
Benim için heyecanlı olan da
11:38
putting his brain and his heart
294
686326
2709
Bill'in beynini ve yüreğini bu büyük
11:41
against these huge global problems,
295
689035
2347
küresel problemler ve eşitsizlikler
11:43
these inequities, to me that was exciting.
296
691382
2328
için ortaya koyuyor olmasıydı.
11:45
Yes, the foundation employees had angst about that.
297
693710
3734
Evet, çalışanlarımız
bu konuda endişeliydiler.
bu konuda endişeliydiler.
(Alkışlar)
11:49
(Applause)
298
697444
1675
CA: Güzel.
11:51
CA: That's cool.
299
699119
2116
MG: Ama o geldikten üç ay sonra
11:53
MG: But that went away within three months,
300
701235
1684
endişeleri kalmamıştı.
11:55
once he was there.
301
702919
927
BG: Bazı çalışanlar da dahil.
11:56
BG: Including some of the employees.
302
703846
1665
MG: Ben de onu söyledim,
11:57
MG: That's what I said, the employees,
303
705511
1273
sen geldikten üç ay sonra iyiydiler.
11:58
it went away for them three
months after you were there.
months after you were there.
304
706784
2122
BG: Hayır, şaka yapıyorum.
12:01
BG: No, I'm kidding.
MG: Oh, you mean, the employees didn't go away.
MG: Oh, you mean, the employees didn't go away.
305
708906
2320
MG: Ah, sen ayrılmayanları söylüyorsun.
12:03
BG: A few of them did, but —
306
711226
1901
BG: Bazıları gitti, ama -
(Kahkahalar)
(Kahkahalar)
12:05
(Laughter)
307
713127
1833
12:07
CA: So what do you guys argue about?
308
714960
1943
CA: Neler hakkında tartışırsınız?
12:09
Sunday, 11 o'clock,
309
716903
2657
Pazar günü, saat 11,
işten uzaksınız,
12:11
you're away from work,
310
719560
1421
tartışmanız ne olur?
12:13
what comes up? What's the argument?
311
720981
2513
12:15
BG: Because we built this thing
312
723494
1645
BG: En başından beri
12:17
together from the beginning,
313
725139
3119
bunu beraber devam ettirdiğimiz için
gayet iyi birer ortağız.
12:20
it's this great partnership.
314
728258
1646
Paul Allen ile de, Microsoft'un
12:22
I had that with Paul Allen
315
729904
1854
12:23
in the early days of Microsoft.
316
731758
1911
ilk günlerinden itibaren öyleydi.
12:25
I had it with Steve Ballmer as Microsoft got bigger,
317
733669
2812
Steve Ballmer ile de
Microsoft'un büyüdüğü dönemlerde
Microsoft'un büyüdüğü dönemlerde
12:28
and now Melinda, and in even stronger,
318
736481
3004
ve şimdi Melinda ile
daha güçlü bir şekilde devam ettiriyoruz.
12:31
equal ways, is the partner,
319
739485
1886
12:33
so we talk a lot about
320
741371
1757
Genelde neleri daha fazla vereceğimizi,
12:35
which things should we give more to,
321
743128
2128
hangi grupların daha iyi çalıştığını
12:37
which groups are working well?
322
745256
2544
falan konuşuruz.
Onun çok fazla içgörüsü oluyor.
12:40
She's got a lot of insight.
323
747800
1253
12:41
She'll sit down with the employees a lot.
324
749053
1647
Çalışanlarla sıkça oturur.
12:42
We'll take the different trips she described.
325
750700
2116
Onun söylediği farklı gezilere gideriz.
12:45
So there's a lot of collaboration.
326
752816
3617
Yani gayet uyum içinde oluyoruz.
Birimizin diğerine göre
12:48
I can't think of anything where one of us
327
756433
1976
12:50
had a super strong opinion
328
758409
3270
çok daha güçlü bir görüş ile
geldiğini çok hatırlamıyorum.
12:53
about one thing or another?
329
761679
1836
12:55
CA: How about you, Melinda,
though? Can you? (Laughter)
though? Can you? (Laughter)
330
763515
2802
CA: Ya sen Melinda? Sen
hatırlıyor musun? Hiç belli olmaz.
hatırlıyor musun? Hiç belli olmaz.
12:58
You never know.
331
766317
1216
(Kahkahalar)
12:59
MG: Well, here's the thing.
332
767533
1526
MG: Şimdi şöyle.
Farklı konulara farklı
bakış açılarımız oluyor
bakış açılarımız oluyor
13:01
We come at things from different angles,
333
769059
1739
13:02
and I actually think that's really good.
334
770798
1932
ve bence bu çok güzel.
Yani Bill geniş verilere bakıp,
13:04
So Bill can look at the big data
335
772730
2008
"Ben bu küresel istatistiklere
göre hareket etmek istiyorum" diyebilir.
göre hareket etmek istiyorum" diyebilir.
13:06
and say, "I want to act based
on these global statistics."
on these global statistics."
336
774738
3012
Ben içgüdülerime göre hareket ediyorum.
13:09
For me, I come at it from intuition.
337
777750
1866
13:11
I meet with lots of people on the ground
338
779616
1933
Sahaya inip çok insanla tanışıyorum
ve Bill bana bununla beraber
13:13
and Bill's taught me to take that
339
781549
1980
küresel verileri okuyup ikisinin
13:15
and read up to the global data and see if they match,
340
783529
2623
uyuşup uyuşmadığına bakmamı öğretti
13:18
and I think what I've taught him
341
786152
1089
ve ben de ona o verileri alıp
13:19
is to take that data
342
787241
1428
insanlarla tanışmasını ve gerçekten aşıyı
13:20
and meet with people on the ground to understand,
343
788669
1614
onlara ulaştırıp ulaştıramayacağını
anlamasını öğrettim.
anlamasını öğrettim.
13:22
can you actually deliver that vaccine?
344
790283
2384
13:24
Can you get a woman to accept those polio drops
345
792667
3201
Bir kadını, çocuğuna çocuk felci ilacını
vermesi için ikna edebilir misiniz?
13:28
in her child's mouth?
346
795868
1330
Bu yüzden ulaştırma aşaması da
13:29
Because the delivery piece
347
797198
1558
13:30
is every bit as important as the science.
348
798756
2203
en az bilim kadar önemli.
13:33
So I think it's been more a coming to over time
349
800959
2522
Yani bence birbirimizin görüşlerine karşı
yaklaşımımızda bir gelişme var
13:35
towards each other's point of view,
350
803481
1295
13:36
and quite frankly, the work is better because of it.
351
804776
3270
ve açıkçası bu işimizi daha
iyi hale getiriyor.
iyi hale getiriyor.
CA: Aşılar, çocuk felci ve benzeri
13:40
CA: So, in vaccines and polio and so forth,
352
808046
2273
konularda harika başarıların oldu.
13:42
you've had some amazing successes.
353
810319
3799
Başarısızlıklar hakkında ne dersin peki?
13:46
What about failure, though?
354
814118
1232
13:47
Can you talk about a failure
355
815350
1691
Bir başarısızlığın ve bundan
13:49
and maybe what you've learned from it?
356
817041
2096
çıkardığın dersten bahsedebilir misin?
BG: Evet. Neyse ki bazı başarısızlıkları
13:51
BG: Yeah. Fortunately, we can afford a few failures,
357
819137
2568
göze alabiliyoruz çünkü illa oluyor.
13:53
because we've certainly had them.
358
821705
2137
Başarısız olacağımızı bildiğimiz bir sürü
13:56
We do a lot of drug work or vaccine work
359
823842
4374
ilaç ve aşı çalışmalarımız oluyor.
14:00
that you know you're going to have different failures.
360
828216
3276
14:03
Like, we put out, one that got a lot of publicity
361
831492
2227
Mesela çok duyulmuş bir tanesi
daha iyi prezervatifler aramamızdı.
14:05
was asking for a better condom.
362
833719
1301
14:07
Well, we got hundreds of ideas.
363
835020
1494
Yüzlerce fikrimiz oluyor.
14:08
Maybe a few of those will work out.
364
836514
3194
Bunlardan birkaç tanesi işe yarayabilir.
Visceral leishmaniasis adlı Hindistandaki
14:11
We were very naïve, certainly I was, about a drug
365
839708
3379
bir hastalık hakkında çok çaylaktık,
14:15
for a disease in India, visceral leishmaniasis,
366
843087
2616
özellikle de ben.
14:17
that I thought, once I got this drug,
367
845703
1651
Bir kere ilaca ulaşınca tüm
hastalığı bitireceğimi düşündüm.
hastalığı bitireceğimi düşündüm.
14:19
we can just go wipe out the disease.
368
847354
1356
14:20
Well, turns out it took an injection
369
848710
2580
On gün boyunca her gün birer kez
aşı olunması gerektiği ortaya çıktı.
14:23
every day for 10 days.
370
851290
1636
14:25
It took three more years to get it than we expected,
371
852926
2387
Ulaşması beklediğimizden
üç yıl daha fazla vakit aldı
14:27
and then there was no way
372
855313
1458
ve işin oluru yoktu.
14:28
it was going to get out there.
373
856771
2368
Neyse ki, eğer tatarcıkları
14:31
Fortunately, we found out
374
859139
1219
14:32
that if you go kill the sand flies,
375
860358
3162
öldürürsek başarıya ulaşabileceğimizi
14:35
you probably can have success there,
376
863520
2122
keşfettik, fakat
14:37
but we spent five years,
377
865642
1855
beş yıl harcadık,
ya da beş yılı boşa
harcadık diyebilirsiniz
harcadık diyebilirsiniz
14:39
you could say wasted five years,
378
867497
1378
14:41
and about 60 million,
379
868875
2007
ve altmış milyon doları;
hepsi bunlara karşılık
14:43
on a path that turned out to have
380
870882
1340
14:44
very modest benefit when we got there.
381
872222
4165
çok daha mütevazi bir karşılık için.
14:48
CA: You're spending, like, a billion dollars a year
382
876387
3444
CA: Eğitim için sanırım yaklaşık
yılda bir milyar dolar harcıyorsun.
14:52
in education, I think, something like that.
383
879831
1935
Bu konuyla alakalı peki,
14:53
Is anything, the story of what's gone right there
384
881766
4024
diğer hikaye uzun ve karmaşıktı.
14:57
is quite a long and complex one.
385
885790
2456
Bahsedebileceğin başarısızlıklar var mı?
15:00
Are there any failures that you can talk about?
386
888246
3922
MG: Bu konuda bizim için
15:04
MG: Well, I would say a huge lesson for us
387
892168
1790
ilk başlardan çıkardığımız ders
15:06
out of the early work is we thought
388
893958
1248
15:07
that these small schools were the answer,
389
895206
2533
cevabın küçük okullarda olduğuydu ve
15:09
and small schools definitely help.
390
897739
1470
küçük okullar kesinlikle işe yarıyordu.
15:11
They bring down the dropout rate.
391
899209
1524
Okuldan atılma oranını düşürüyorlar.
15:12
They have less violence and crime in those schools.
392
900733
2600
O okullarda daha az şiddet ve suç oluyor.
15:15
But the thing that we learned from that work,
393
903333
2146
Ama yine burada da öğrendiğimiz şey
15:17
and what turned out to be the fundamental key,
394
905479
2534
ve temel konu olduğunu gördük,
sınıf için iyi bir öğretmendi.
15:20
is a great teacher in front of the classroom.
395
908013
2064
15:22
If you don't have an effective teacher
396
910077
1607
Eğer sınıfta
15:23
in the front of the classroom,
397
911684
1066
etkili bir öğretmen yoksa,
15:24
I don't care how big or small the building is,
398
912750
2156
bina büyük ya da küçük olsun,
15:27
you're not going to change the trajectory
399
914906
1654
çocuğun üniversiteye hazır olma yönündeki
15:28
of whether that student will be ready for college.
400
916560
1953
gidişatını değiştiremezsiniz.
15:30
(Applause)
401
918513
4595
(Alkışlar)
15:35
CA: So Melinda, this is you and
402
923108
2310
CA: Melinda, bu sen ve
15:37
your eldest daughter, Jenn.
403
925418
3554
en büyük kız kardeşin, Jenn.
Sanıyorum üç ya da
dört hafta önce çekildi,
dört hafta önce çekildi,
15:41
And just taken about three weeks ago, I think,
404
928972
1899
15:43
three or four weeks ago. Where was this?
405
930871
1584
neresi burası?
15:44
MG: So we went to Tanzania.
406
932455
1756
MG: Tanzanya'ya gitmiştik.
Jenn daha önce de Tanzanya'ya gitmişti.
15:46
Jenn's been to Tanzania.
407
934211
842
15:47
All our kids have been to Africa quite a bit, actually.
408
935053
2703
Tüm çocuklarımız
Afrika'ya gitmişti aslında.
Afrika'ya gitmişti aslında.
15:49
And we did something very different,
409
937756
2215
Ama bu sefer farklı bir şey yapmaya,
15:52
which is, we decided to go spend
410
939971
1827
bir ailenin yanında
15:53
two nights and three days with a family.
411
941798
2419
iki gece üç gün geçirmeye karar verdik.
Anna ve Sanare ebeveynlerdi.
15:56
Anna and Sanare are the parents.
412
944217
3101
Bizi çiftliklerinde
kalmaya davet etmişlerdi.
kalmaya davet etmişlerdi.
15:59
They invited us to come and stay in their boma.
413
947318
3034
Açıkçası keçiler oradaydı,
16:02
Actually, the goats had been there, I think,
414
950352
1499
16:04
living in that particular little hut
415
951851
1399
biz gelmeden önce o kulübedeki
16:05
on their little compound before we got there.
416
953250
2671
küçük bölmelerinde yaşıyorlardı.
O aileyle beraber kaldık ve
16:08
And we stayed with their family,
417
955921
1498
16:09
and we really, really learned
418
957419
1934
gerçekten de Tanzanya'daki kırsal yaşamın
16:11
what life is like in rural Tanzania.
419
959353
1853
nasıl olduğunu çok iyi öğrendik.
16:13
And the difference between just going
420
961206
1614
Ve gidip sadece
16:15
and visiting for half a day
421
962820
1719
yarım gün kalmak
16:16
or three quarters of a day
422
964539
1462
ya da günün büyük bir kısmında kalmakla
16:18
versus staying overnight was profound,
423
966001
2398
orada yatıya kalmak çok farklı.
16:20
and so let me just give you one explanation of that.
424
968399
3491
Bununla alakalı bir şeyler anlatayım.
16:24
They had six children, and as I talked to Anna
425
971890
2129
Altı çocukları vardı
ve Anna'yla mutfakta konuşurken
16:26
in the kitchen, we cooked for about five hours
426
974019
1775
yemek kulübesinde
beş saat kadar yemek yaptık,
beş saat kadar yemek yaptık,
16:27
in the cooking hut that day,
427
975794
1643
onunla konuştum ve
16:29
and as I talked to her, she had absolutely planned
428
977437
1811
kocasıyla birlikte kesinlikle
16:31
and spaced with her husband
429
979248
1470
çocukların doğumlarında
aralık bırakmışlar.
aralık bırakmışlar.
16:32
the births of their children.
430
980718
1437
16:34
It was a very loving relationship.
431
982155
1655
Birbirlerini çok seviyorlardı.
16:36
This was a Maasai warrior and his wife,
432
983810
2303
Bir Maasai savaşçısı ve karısı,
ama evlenmeye karar vermişler,
16:38
but they had decided to get married,
433
986113
1909
16:40
they clearly had respect and love in the relationship.
434
988022
3335
evliliklerinde kesinlikle
saygı ve sevgi var.
saygı ve sevgi var.
Altı çocukları,
16:43
Their children, their six children,
435
991357
1611
ortanca ikisi ikiz, 13 yaşındalar,
16:45
the two in the middle were twins, 13,
436
992968
2519
16:47
a boy, and a girl named Grace.
437
995487
2253
bir erkek ve Grace diye bir kız.
Dışarıya odun kesmeye gittiğimizde
16:49
And when we'd go out to chop wood
438
997740
1573
16:51
and do all the things that Grace
and her mother would do,
and her mother would do,
439
999313
2435
ve Grace ve annesinin
yapacağı işleri yaparken
yapacağı işleri yaparken
16:53
Grace was not a child, she was an adolescent,
440
1001748
2592
Grace çok utangaçtı;
çocuk değildi, gençti
16:56
but she wasn't an adult.
441
1004340
1477
ama yetişkin de değildi.
16:58
She was very, very shy.
442
1005817
1751
Benimle ve Jenn'le konuşmak istiyordu.
16:59
So she kept wanting to talk to me and Jenn.
443
1007568
1761
17:01
We kept trying to engage her, but she was shy.
444
1009329
2835
Biz de onu konuşmaya
dahil etmeye çalışıyorduk.
dahil etmeye çalışıyorduk.
Gece Tanzanya'da tüm ışıklar kapanmış iken
17:04
And at night, though,
445
1012164
1606
17:05
when all the lights went out in rural Tanzania,
446
1013770
2807
ve hiç ay yokken,
17:08
and there was no moon that night,
447
1016577
1504
ilk gece
17:10
the first night, and no stars,
448
1018081
1722
ve yıldız yok,
17:12
and Jenn came out of our hut
449
1019803
1826
Jenn bizim kulübemizden
17:13
with her REI little headlamp on,
450
1021629
2817
kafasında REI lambasıyla çıktı.
Grace hemen geldi,
17:16
Grace went immediately,
451
1024446
2138
17:18
and got the translator,
452
1026584
1356
elinde de sözlük,
17:20
came straight up to my Jenn and said,
453
1027940
2090
ve dedi ki,
"Eve gittiğinde
17:22
"When you go home,
454
1030030
1233
17:23
can I have your headlamp
455
1031263
1175
kafa lambasını ben alabilir miyim?
17:24
so I can study at night?"
456
1032438
1730
Gece ders çalışabilmek için."
17:26
CA: Oh, wow.
457
1034168
1082
CA: Vay be.
17:27
MG: And her dad had told me
458
1035250
1484
MG: Babası gelip bana
17:28
how afraid he was that unlike the son,
459
1036734
2087
Grace'in günlük ev işlerinden dolayı,
17:31
who had passed his secondary exams,
460
1038821
1662
lise sınavlarını geçen oğlu gibi,
17:32
because of her chores,
461
1040483
1530
sınavlarda iyi yapamadığı
17:34
she'd not done so well
462
1042013
1438
için korktuğunu söyledi
ve daha devlet okulunda değildi.
17:35
and wasn't in the government school yet.
463
1043451
1804
"Onun eğitimine nasıl para
yetireceğimi bilmiyorum.
yetireceğimi bilmiyorum.
17:37
He said, "I don't know how I'm
going to pay for her education.
going to pay for her education.
464
1045255
2535
17:39
I can't pay for private school,
465
1047790
1826
Özel okula para yetiremem
17:41
and she may end up on this farm like my wife."
466
1049616
2579
ve eşim gibi tarlada çalışmak
zorunda kalabilir." dedi.
zorunda kalabilir." dedi.
17:44
So they know the difference
467
1052195
1129
Yani eğitimin
17:45
that an education can make
468
1053324
1025
getireceği büyük değişimin farkındalar.
17:46
in a huge, profound way.
469
1054349
2997
17:49
CA: I mean, this is another pic
470
1057346
1421
CA: Bu diğer çocukların, Rory ve Phoebe,
17:50
of your other two kids, Rory and Phoebe,
471
1058767
3406
ile olan diğer bir fotoğrafın,
Paul Farmer da var.
17:54
along with Paul Farmer.
472
1062173
4138
Dünyanın en zengin ailesi iken
17:58
Bringing up three children
473
1066311
1614
18:00
when you're the world's richest family
474
1067925
3002
üç çocuk büyütmek
bir sosyal deney gibi duruyor
18:03
seems like a social experiment
475
1070927
2296
18:05
without much prior art.
476
1073223
3572
ve daha önce çok benzeri yok.
18:08
How have you managed it?
477
1076795
1535
Bunu nasıl yönettiniz?
18:10
What's been your approach?
478
1078330
2215
Nasıl bir yaklaşımınız vardı?
BG: Evet, genel olarak çocukların
18:12
BG: Well, I'd say overall
479
1080545
2633
iyi bir eğitim aldığını söyleyebilirim,
18:15
the kids get a great education,
480
1083178
1762
18:17
but you've got to make sure
481
1084940
898
ancak kendi yetenekleri
18:18
they have a sense of their own ability
482
1085838
1702
ve ne yapacakları konusunda
18:19
and what they're going to go and do,
483
1087540
1989
bilinçleri olması gerek
18:21
and our philosophy has been
484
1089529
2373
ve bizim felsefemiz de
onlara karşı gayet açık olmak,
18:24
to be very clear with them --
485
1091902
1222
18:25
most of the money's going to the foundation --
486
1093124
1545
paranın büyük bir kısmı
kuruluşa gidiyordu
kuruluşa gidiyordu
18:26
and help them find something they're excited about.
487
1094669
4341
ve heyecan duyacakları şeyleri
keşfetmeleri için onlara yardımcı olmaktı.
keşfetmeleri için onlara yardımcı olmaktı.
18:31
We want to strike a balance where they have
488
1099010
1395
Onlara para yağdırmadık
18:32
the freedom to do anything
489
1100405
1793
ama istedikleri
konusunda özgür bıraktık.
konusunda özgür bıraktık.
18:34
but not a lot of money showered on them
490
1102198
3340
Bu ikisi arasında bir denge
oturtmaya çalıştık.
oturtmaya çalıştık.
18:37
so they could go out and do nothing.
491
1105538
3129
Dışarı çıkıp hiçbir şey
yapmadıkları oluyordu.
yapmadıkları oluyordu.
18:40
And so far, they're fairly diligent,
492
1108667
2978
Şu ana kadar kendi yollarını çizmek
konusunda oldukça
gayretli ve heyecanlıydılar.
gayretli ve heyecanlıydılar.
18:43
excited to pick their own direction.
493
1111645
3208
18:47
CA: You've obviously guarded their
privacy carefully for obvious reasons.
privacy carefully for obvious reasons.
494
1114853
5568
CA: Doğal olarak onların özel hayatını
korumaya özen gösteriyorsunuz.
korumaya özen gösteriyorsunuz.
Merak ettim, bu fotoğrafı TED'de
18:52
I'm curious why you've given me permission
495
1120421
2194
göstermeme neden izin verdiniz?
18:54
to show this picture now here at TED.
496
1122615
1625
MG: Aslında, ilginç.
18:56
MG: Well, it's interesting.
497
1124240
1137
18:57
As they get older, they so know
498
1125377
1841
Büyüdükçe ailemizin sorumluluk inancını,
18:59
that our family belief is about responsibility,
499
1127218
3009
sadece Amerika'da yaşadığımız
ve iyi eğitimler aldığımız için bile
19:02
that we are in an unbelievable situation
500
1130227
2115
19:04
just to live in the United States
501
1132342
1618
çok şanslı olduğumuzu
19:06
and have a great education,
502
1133960
1691
ve dünyaya bir şeyler verme
sorumluluğunda olduğumuzu
sorumluluğunda olduğumuzu
19:07
and we have a responsibility
to give back to the world.
to give back to the world.
503
1135651
2048
daha iyi anlıyorlar
19:09
And so as they get older
504
1137699
1053
ve yine onlar büyüdükçe
19:10
and we are teaching them --
505
1138752
1020
ve biz onlara bir şeyler öğrettikçe,
19:11
they have been to so many
countries around the world —
countries around the world —
506
1139772
2360
çok fazla ülke ziyaret ettiler,
19:14
they're saying,
507
1142132
1132
insanların sizin yaptıklarınıza
19:15
we do want people to know that we believe
508
1143264
1752
olan inancımızı
bilmelerini istiyoruz diyorlar.
bilmelerini istiyoruz diyorlar.
19:17
in what you're doing, Mom and Dad,
509
1145016
1501
Daha fazla fotoğraf göstermemiz
19:18
and it is okay to show us more.
510
1146517
1961
konusunda da sıkıntı yok.
19:20
So we have their permission to show this picture,
511
1148478
2652
Yani bu fotoğrafı göstermek için
iznimiz var ve bence Paul Farmer da
19:23
and I think Paul Farmer is probably going to put it
512
1151130
1715
büyük ihtimalle çalışmalarının
birinde bu fotoğrafı kullanacak.
birinde bu fotoğrafı kullanacak.
19:25
eventually in some of his work.
513
1152845
2455
19:27
But they really care deeply
514
1155300
1602
Kuruluşun misyonu hakkında
19:29
about the mission of the foundation, too.
515
1156902
2425
onlar da çok duyarlılar.
19:31
CA: You've easily got enough money
516
1159327
1922
CA: Kuruluşa yapılan
muazzam bağışlara rağmen
muazzam bağışlara rağmen
19:33
despite your vast contributions to the foundation
517
1161249
2591
hepsini milyoner yapmaya
yetecek kadar paranız var.
19:36
to make them all billionaires.
518
1163840
1634
Onlar için böyle bir planınız var mı?
19:37
Is that your plan for them?
519
1165474
1517
19:39
BG: Nope. No. They won't have anything like that.
520
1166991
2336
BG: Hayır, hayır. Öyle bir şey olmayacak.
19:41
They need to have a sense
521
1169327
1935
Kendi yaptıkları işlerin önemli ve
19:43
that their own work is meaningful and important.
522
1171262
6536
anlamlı olduğunun bilincinde olmalılar.
Evlenmeden çok önce
19:49
We read an article long, actually,
before we got married,
before we got married,
523
1177798
3472
Warren Buffett'ın bundan
bahsettiği bir makale okuduk
bahsettiği bir makale okuduk
19:53
where Warren Buffett talked about that,
524
1181270
2645
ve bunun ne çocuklara ne de topluma
19:56
and we're quite convinced that it wasn't a favor
525
1183915
2249
bir iyilik olmayacağı konusunda emindik.
19:58
either to society or to the kids.
526
1186164
3254
CA: Warren Buffett'dan bahsetmişken
20:01
CA: Well, speaking of Warren Buffett,
527
1189418
2068
2006'da çok enteresan bir şey oldu.
20:03
something really amazing happened in 2006,
528
1191486
2664
20:06
when somehow your only real rival
529
1194150
2960
Amerika'nın en zengini olma konusunda
20:09
for richest person in America
530
1197110
1552
neredeyse tek rakibin
20:10
suddenly turned around and agreed to give
531
1198662
1370
bir anda servetinin %80'ini
20:12
80 percent of his fortune
532
1200032
2593
kuruluşunuza vermeyi kabul etti.
20:14
to your foundation.
533
1202625
1717
Nasıl oldu da oldu bu?
20:16
How on Earth did that happen?
534
1204342
1736
Bence bunun bir uzun bir de kısa
20:18
I guess there's a long version
and a short version of that.
and a short version of that.
535
1206078
1978
bir anlatımı vardır.
20:20
We've got time for the short version.
536
1208056
1382
Zamanımız kısaca anlatman için müsait.
20:21
BG: All right. Well, Warren was a close friend,
537
1209438
3755
BG: Pekala,
Warren samimi bir arkadaşımızdı ve
20:25
and he was going to have his wife Suzie
538
1213193
4657
aslında eşi Suzie'yi vermesi
konusunda ikna etmişti.
konusunda ikna etmişti.
20:30
give it all away.
539
1217850
1555
Ne yazık ki, veremeden önce eşi vefat etti
20:31
Tragically, she passed away before he did,
540
1219405
3441
ve büyük bir sorumluluk ona kaldı.
20:35
and he's big on delegation, and
541
1222846
3598
20:38
— (Laughter) —
542
1226444
2158
(Kahkahalar)
20:40
he said —
543
1228602
1411
şöyle dedi:
20:42
CA: Tweet that.
544
1230013
855
CA: Bunu tweet'leyin.
20:43
BG: If he's got somebody
who is doing something well,
who is doing something well,
545
1230868
3161
BG: Eğer onun adına
hayır işleyecek biri olsaydı
hayır işleyecek biri olsaydı
ve karşılıksız yapacak olsaydı
20:46
and is willing to do it at no charge,
546
1234029
4457
sıkıntı olmayabilirdi. Bu bizi şaşırttı.
20:50
maybe that's okay. But we were stunned.
547
1238486
2378
MG: Baya şaşırttı.
20:53
MG: Totally stunned.
BG: We had never expected it,
BG: We had never expected it,
548
1240864
2096
BG: Bunu hiç beklememiştik ve
inanılmaz bir şey olmuştu.
inanılmaz bir şey olmuştu.
20:55
and it has been unbelievable.
549
1242960
1565
20:56
It's allowed us to increase our ambition
550
1244525
3140
Bu kuruluşun büyük ölçüde bir şeyler
20:59
in what the foundation can do quite dramatically.
551
1247665
3617
yapabileceği konusunda bizi azimlendirdi.
Kaynaklarımızın yarısı Warren'ın
21:03
Half the resources we have
552
1251282
1504
21:04
come from Warren's mind-blowing generosity.
553
1252786
2884
dudak uçuklatan cömertliğinden geldi.
21:07
CA: And I think you've pledged that
554
1255670
884
CA: Sanırım siz de
21:08
by the time you're done,
555
1256554
1790
projenin sonuna kadar
21:10
more than, or 95 percent of your wealth,
556
1258344
1878
servetinizin %95'ini kuruluşa vereceğiniz
21:12
will be given to the foundation.
557
1260222
1895
konusunda söz vermiştiniz.
21:14
BG: Yes.
558
1262117
1154
BG: Evet.
CA: Ve bu ortaklıktan beri -- (Alkışlar)
21:15
CA: And since this relationship, it's amazing—
559
1263271
3749
evet bu harika --
21:19
(Applause)
560
1267020
3366
21:22
And recently, you and Warren
561
1270386
2637
Son zamanlarda sen ve Warren
21:25
have been going around trying to persuade
562
1273023
1880
milyarderleri ve başarılı
insanları ziyaret ederek
insanları ziyaret ederek
21:27
other billionaires and successful people
563
1274903
1976
servetlerinin yarısından çoğunu
21:29
to pledge to give, what,
564
1276879
1523
21:30
more than half of their assets for philanthropy.
565
1278402
5758
hayır için bağışlamaları konusunda
söz almaya çalışıyordunuz.
Nasıl gidiyor?
21:36
How is that going?
566
1284160
2415
21:38
BG: Well, we've got about 120 people
567
1286575
3172
BG: Şuan bu sözü veren
yaklaşık 120 kişiye ulaştık.
21:41
who have now taken this giving pledge.
568
1289747
2438
21:44
The thing that's great is that we get together
569
1292185
2606
Güzel olan da her
sene bir araya gelmek ve
sene bir araya gelmek ve
"Sen personel tutuyor musun,
onlara ne veriyorsun?"
onlara ne veriyorsun?"
21:46
yearly and talk about, okay,
570
1294791
2109
tarzı konularda konuşmak.
21:49
do you hire staff, what do you give to them?
571
1296900
1965
Bu işi bağdaşık bir şekilde
yapmamaya çalışıyoruz.
yapmamaya çalışıyoruz.
21:51
We're not trying to homogenize it.
572
1298865
1227
21:52
I mean, the beauty of philanthropy
573
1300092
1048
Hayır yapmanın güzel tarafı,
21:53
is this mind-blowing diversity.
574
1301140
2007
çeşitlilik olması.
21:55
People give to some things.
575
1303147
1163
İnsanlar farklı şeylere hayır yapıyor.
21:56
We look and go, "Wow."
576
1304310
2679
Biz de dönüp "vay canına" diyoruz.
21:59
But that's great.
577
1306989
1108
Fakat bu güzel bir şey.
22:00
That's the role of philanthropy
578
1308097
1129
Hayır yaparken roller böyle oluyor.
22:01
is to pick different approaches,
579
1309226
2487
Farklı yaklaşımlarda bulunuyoruz.
22:03
including even in one space, like education.
580
1311713
1992
Tek bir konuda bile, mesela eğitim.
22:05
We need more experimentation.
581
1313705
2371
Daha fazla deneyimimiz olmalı.
22:08
But it's been wonderful, meeting those people,
582
1316076
2904
O insanlarla tanışmak,
bu hayır yolculuğunu paylaşmak,
22:11
sharing their journey to philanthropy,
583
1318980
2232
çocuklarını da dahil etmeleri,
22:13
how they involve their kids,
584
1321212
1104
22:14
where they're doing it differently,
585
1322316
1834
farklı yaptıkları şeyler,
hepsi çok güzeldi
hepsi çok güzeldi
22:16
and it's been way more successful than we expected.
586
1324150
2706
ve beklediğimizden çok
daha fazla başarılı olduk.
daha fazla başarılı olduk.
22:19
Now it looks like it'll just keep growing in size
587
1326856
2695
Seneler geçtikçe daha da fazla
22:21
in the years ahead.
588
1329551
2563
büyüyecek gibi duruyor.
22:24
MG: And having people see that other people
589
1332114
3512
MG: Ayrıca insanların başkalarının
farklı şekilde hayır
yaptıklarını görmeleri,
yaptıklarını görmeleri,
22:27
are making change with philanthropy,
590
1335626
1704
yani bu insanlar
22:29
I mean, these are people who have
591
1337330
2336
kendi şirketlerini kurmuş,
22:31
created their own businesses,
592
1339666
1045
22:32
put their own ingenuity behind incredible ideas.
593
1340711
2648
fikirleri için maharetlerini
konuşturmuş insanlar.
konuşturmuş insanlar.
22:35
If they put their ideas and their brain
594
1343359
2226
Eğer zihinlerini ve düşüncelerini
22:37
behind philanthropy, they can change the world.
595
1345585
2533
hayır yapmaya odaklarlarsa,
dünyayı değiştirebilirler.
dünyayı değiştirebilirler.
22:40
And they start to see others doing it, and saying,
596
1348118
2291
Başkaları da bunları görüp:
22:42
"Wow, I want to do that with my own money."
597
1350409
2040
"Vay, ben de paramla böyle
yapmak istiyorum." diyebilirler.
yapmak istiyorum." diyebilirler.
22:44
To me, that's the piece that's incredible.
598
1352449
2044
Benim için inanılmaz olan kısım bu.
22:46
CA: It seems to me, it's actually really hard
599
1354493
2918
CA: Bana bazı insanlar için
parasının küçük bir kısmını bile
22:49
for some people to figure out
600
1357411
1246
22:50
even how to remotely spend that much money
601
1358657
2683
nasıl harcayacağına karar vermek
22:53
on something else.
602
1361340
2173
çok zor gibi geliyor.
Burada büyük ihtimalle milyarderler var
22:55
There are probably some billionaires in the room
603
1363513
2093
22:57
and certainly some successful people.
604
1365606
2109
ve tabi ki bazı başarılı insanlar da.
Merak ediyorum, onlara
teklifte bulunabilir misin?
teklifte bulunabilir misin?
22:59
I'm curious, can you make the pitch?
605
1367715
2060
23:01
What's the pitch?
606
1369775
1234
Teklif nedir?
23:03
BG: Well, it's the most fulfilling thing
607
1371009
1381
BG: Bu bizim şimdiye kadar yaptığımız
23:04
we've ever done,
608
1372390
1482
en tatmin edici şeydi,
23:06
and you can't take it with you,
609
1373872
2970
paranızı bir yere götüremezsiniz
23:09
and if it's not good for your kids,
610
1376842
3182
ve çocuklarınız için de iyi değilse
bir araya gelmeli ve ne yapılabileceği
23:12
let's get together and brainstorm
611
1380024
1289
23:13
about what we can be done.
612
1381313
2687
konusunda beyin fırtınası yapmalısınız.
Dünya eskiden yaşamış hayır severlerden
23:16
The world is a far better place
613
1384000
2190
ötürü daha iyi bir yer.
23:18
because of the philanthropists of the past,
614
1386190
2638
Burada Amerika'nın geleneği
23:21
and the U.S. tradition here, which is the strongest,
615
1388828
3033
ve en baskın olanı,
dünyayı kendine imrendirmek.
dünyayı kendine imrendirmek.
23:24
is the envy of the world.
616
1391861
1351
İyimser olmamın sebeplerinden birisi,
23:25
And part of the reason I'm so optimistic
617
1393212
1918
bence hayır severlik
23:27
is because I do think philanthropy
618
1395130
1944
daha da büyüyecek ve
23:29
is going to grow
619
1397074
1614
devletin üzerinde çalışmakta
ve farkına varmakta
ve farkına varmakta
23:30
and take some of these things
620
1398688
1119
23:32
government's not just good at
working on and discovering
working on and discovering
621
1399807
2899
iyi olmadığı konularda işi ele alacak
23:34
and shine some light in the right direction.
622
1402706
3470
ve doğru istikametlere ışık tutacak.
23:38
CA: The world's got this terrible inequality,
623
1406176
2942
CA: Dünyanın yapısal görünen
korkunç ve de büyüyen bir
23:41
growing inequality problem
624
1409118
1161
eşitsizlik problemi var.
23:42
that seems structural.
625
1410279
1461
23:43
It does seem to me that if more of your peers
626
1411740
2866
Bana öyle geliyor ki,
sizin gibi daha fazla kişinin
23:46
took the approach that you two have made,
627
1414606
2376
bunu yapması hem problemi azaltır
23:49
it would make a dent
628
1416982
1592
hem de kesinlikle problemi
23:50
both in that problem and certainly
629
1418574
1266
algılayış şekillerimizi değiştirir.
23:52
in the perception of that problem.
630
1419840
1600
23:53
Is that a fair comment?
631
1421440
1404
Bu doğru bir yorum mu?
23:55
BG: Oh yeah. If you take from the most wealthy
632
1422844
1658
BG: Evet. Eğer en zenginlerden alıp
23:56
and give to the least wealthy, it's good.
633
1424502
3332
en yoksullara verirseniz bu iyi bir şey.
Denge kurmaya çalışmış
oluruz ve bu adaletli olur.
oluruz ve bu adaletli olur.
24:00
It tries to balance out, and that's just.
634
1427834
2132
24:02
MG: But you change systems.
635
1429966
1756
MG: Sistemleri değiştirirsiniz.
24:03
In the U.S., we're trying to
change the education system
change the education system
636
1431722
2613
Amerika'da eğitim sitemini değiştirmeye
çalışıyoruz, yani bu herkes için eşit
24:06
so it's just for everybody
637
1434335
2068
ve tüm öğrenciler için işe yarıyor.
24:08
and it works for all students.
638
1436403
1557
24:10
That, to me, really changes
639
1437960
1890
Bana kalırsa dengesizliği
24:12
the inequality balance.
640
1439850
1157
asıl değiştiren bu.
24:13
BG: That's the most important.
641
1441007
1582
BG: O en önemlisi.
(Alkışlar)
24:14
(Applause)
642
1442589
3548
24:18
CA: Well, I really think that most people here
643
1446137
3415
CA: Buradaki çoğu insanın
ve dünyada milyonların
24:21
and many millions around the world
644
1449552
1745
24:23
are just in awe of the trajectory
645
1451297
2549
hayatınızın gidişatına
ve geleceği ne kadar
24:26
your lives have taken
646
1453846
1308
24:27
and the spectacular degree to which
647
1455154
3731
değiştiriyor olduğunuza
hayranlık duyduğunu düşünüyorum.
24:31
you have shaped the future.
648
1458885
2115
24:33
Thank you so much for coming to TED
649
1461000
1340
TED'e gelip, tüm bu yaptıklarınızı
24:34
and for sharing with us and for all you do.
650
1462340
1461
bizimle paylaştığınız için
çok teşekkürler.
çok teşekkürler.
24:36
BG: Thank you.
MG: Thank you.
MG: Thank you.
651
1463801
1936
BG: Teşekkürler.
MG: Teşekkürler.
MG: Teşekkürler.
24:37
(Applause)
652
1465737
2787
(Alkışlar)
24:46
BG: Thank you.
MG: Thank you very much.
MG: Thank you very much.
653
1474515
4395
BG: Teşekkürler.
MG: Çok teşekkürler.
MG: Çok teşekkürler.
BG: Pekala, iyi iş. (Alkışlar)
24:51
BG: All right, good job. (Applause)
654
1478910
4171
ABOUT THE SPEAKERS
Melinda Gates - PhilanthropistMelinda French Gates is co-chair of the Bill & Melinda Gates Foundation, where she puts into practice the idea that every life has equal value.
Why you should listen
The Bill & Melinda Gates Foundation works to help all people lead healthy, productive lives. As co-chair, Melinda French Gates helps shape and approve strategies, review results, advocate for foundation issues and set the overall direction. In developing countries, the foundation focuses on improving people's health with vaccines and other life-saving tools and giving them a chance to lift themselves out of hunger and extreme poverty. In the United States, it seeks to dramatically improve education so that all young people have the opportunity to reach their full potential. Based in Seattle, Washington, the foundation is led by CEO Jeff Raikes and co-chair William H. Gates Sr., under the direction of Bill Gates, Melinda Gates and Warren Buffett.
In recent years, Melinda French Gates has become a vocal advocate for access to contraception, advancing the idea that empowering women to decide whether and when to have children can have transformational effects on societies. In 2012, Gates spearheaded the London Summit on Family Planning, with the goal of delivering contraceptives to 120 million women in developing countries by 2020. When asked why she got involved in this issue, Gates said, "We knew that 210 million women were saying they wanted access to the contraceptives we have here in the United States and we weren't providing them because of political controversy in our country. To me, that was just a crime. I kept looking around trying to find the person to get this back on the global stage. I realized I just had to do it."
Melinda Gates | Speaker | TED.com
Bill Gates - Philanthropist
A passionate techie and a shrewd businessman, Bill Gates changed the world while leading Microsoft to dizzying success. Now he's doing it again with his own style of philanthropy and passion for innovation.
Why you should listen
Bill Gates is the founder and former CEO of Microsoft. A geek icon, tech visionary and business trailblazer, Gates' leadership -- fueled by his long-held dream that millions might realize their potential through great software -- made Microsoft a personal computing powerhouse and a trendsetter in the Internet dawn. Whether you're a suit, chef, quant, artist, media maven, nurse or gamer, you've probably used a Microsoft product today.
In summer of 2008, Gates left his day-to-day role with Microsoft to focus on philanthropy. Holding that all lives have equal value (no matter where they're being lived), the Bill and Melinda Gates Foundation has now donated staggering sums to HIV/AIDS programs, libraries, agriculture research and disaster relief -- and offered vital guidance and creative funding to programs in global health and education. Gates believes his tech-centric strategy for giving will prove the killer app of planet Earth's next big upgrade.
Read a collection of Bill and Melinda Gates' annual letters, where they take stock of the Gates Foundation and the world. And follow his ongoing thinking on his personal website, The Gates Notes. His new paper, "The Next Epidemic," is published by the New England Journal of Medicine.
Bill Gates | Speaker | TED.com