ABOUT THE SPEAKER
Ann Cooper - Lunch lady
Ann Cooper cares -- a lot -- what kids eat for lunch. As the head of nutrition for Berkeley, California, schools, she serves organic, regionally sourced and sustainable meals to lots of lucky children.

Why you should listen

Ann Cooper has a frontline view of the daily battle to keep kids healthy -- and of the enemy, the processed-foods industries that, it sometimes seems, want to wrap every single thing that children eat in a fried coating and then a plastic bag. As the director of nutrition services for the Berkeley (California) Unified School District, she's an outspoken activist for serving fresh, sustainable food to kids. Her lively website, ChefAnn.com, rounds up recipes, links, and resources for food activism.

Cooper's influential program in Berkeley involves kids in every stage of the food they eat, from growing to disposing of it. And along the way, eating some delicious cafeteria lunches. She's also recently become one of the most enterprising members of Jamie Oliver's Food Revolution, launching TheLunchBox.org to give schools the resources and support they need to transform their menus and provide balanced, healthy meals. In line with that effort, she is partnering with Whole Foods on the Great American Salad Project (GASP), which will create fresh salad bars in over 300 schools around the U.S. 

She's the author of several books, including Bitter Harvest, an examination of the food chain, and her latest, Lunch Lessons: Changing the Way We Feed Our Children.

More profile about the speaker
Ann Cooper | Speaker | TED.com
EG 2007

Ann Cooper: What's wrong with school lunches

Ann Cooper okullardaki öğle yemekleri hakkında konuşuyor

Filmed:
1,527,423 views

2007 EG Konferansı'nda, "bayan öğle yemeği isyancısı" Ann Cooper çocukların okulda yemek yeme tarzıyla ilgili yaklaşan devrim hakkında konuşuyor -- yerel, sürdürülebilen, mevsimlik ve hatta eğitici gıda.
- Lunch lady
Ann Cooper cares -- a lot -- what kids eat for lunch. As the head of nutrition for Berkeley, California, schools, she serves organic, regionally sourced and sustainable meals to lots of lucky children. Full bio

Double-click the English transcript below to play the video.

00:16
My thing with schoolokul lunchöğle yemeği is, it's a socialsosyal justiceadalet issuekonu.
0
1000
2000
Okullardaki öğle yemekleri ile ilgili meselem bir sosyal adalet problemi.
00:18
I'm the DirectorYönetmen of NutritionBeslenme ServicesHizmetleri
1
3000
2000
Berkeley Birleşik Okul Bölgesi'nde Beslenme Hizmetleri Müdürü'yüm.
00:20
for the BerkeleyBerkeley UnifiedBirleştirilmiş SchoolOkul DistrictBölge. I have 90 employeesçalışanlar
2
5000
3000
90 çalışanım,
00:23
and 17 locationsyerleri, 9,600 kidsçocuklar.
3
8000
2000
17 mekanım ve 9,600 çocuğum var.
00:25
I'm doing 7,100 mealsyemek a day
4
10000
2000
Günde 7,100 tabak yemek yapıyorum
00:27
and I've been doing it for two yearsyıl,
5
12000
2000
ve bunu 2 yıldır yaparken
00:29
tryingçalışıyor to changedeğişiklik how we feedbesleme kidsçocuklar in AmericaAmerika.
6
14000
3000
Amerika'da çocukları besleme tarzımızı değiştirmeye çalışıyorum.
00:32
And that's what I want to talk to you a little bitbit about todaybugün.
7
17000
3000
Ve bugün size birazcık bunlardan bahsetmek istiyorum.
00:35
These are some of my kidsçocuklar with a saladsalata barbar.
8
20000
2000
Bunlar salata büfesi başında bazı çocuklarım.
00:37
I put saladsalata barsBarlar in all of our schoolsokullar when I got there.
9
22000
2000
Bütün okullarımıza salata büfeleri koydum.
00:39
EveryoneHerkes saysdiyor it couldn'tcould be donetamam.
10
24000
2000
Oraya gittiğimde herkes bunun yapılamayacağını söyledi:
00:41
Little kidsçocuklar couldn'tcould eatyemek off the saladsalata barbar,
11
26000
2000
Küçük çocuklar salata büfesinden karınlarını doyurmazlar,
00:43
bigbüyük kidsçocuklar would spittükürük in it -- neitherne happenedolmuş.
12
28000
3000
Büyük çocuklar içine tükürürler. İkisi de yaşanmadı.
00:46
When I tookaldı over this, I trieddenenmiş to really figureşekil out,
13
31000
2000
Bu işi üstlendiğimde gerçekten
00:48
like, what my visionvizyon would be.
14
33000
2000
vizyonumun ne olması gerektiğini anlamaya çalıştım:
00:50
How do we really changedeğişiklik children'sçocuk relationshipilişki to foodGıda?
15
35000
2000
Çocukların yemek ile olan ilişkisini gerçekten nasıl değiştirebiliriz?
00:52
And I'll tell you why we need to changedeğişiklik it,
16
37000
2000
Ve bunu neden değiştirmemiz gerektiğini size anlatacağım,
00:54
but we absolutelykesinlikle have to changedeğişiklik it.
17
39000
2000
fakat mutlaka bunu değiştirmeliyiz.
00:56
And what I camegeldi to understandanlama is,
18
41000
2000
Ve şimdi anlıyorum ki,
00:58
we neededgerekli to teachöğretmek childrençocuklar
19
43000
2000
çocuklara sağlıklı gezegen,
01:00
the symbioticsimbiyotik relationshipilişki
20
45000
2000
sağlıklı gıda ve sağlıklı çocuklar
01:02
betweenarasında a healthysağlıklı planetgezegen, healthysağlıklı foodGıda and healthysağlıklı kidsçocuklar.
21
47000
3000
arasındaki ortak yaşam ilişkisini öğretmeliydik.
01:05
And that if we don't do that, the antithesisantitezi,
22
50000
3000
Ve bunu yapmazsak, karşı tez
01:08
althougholmasına rağmen we'vebiz ettik heardduymuş otherwiseaksi takdirde,
23
53000
2000
- aksini duymuş olsak da -
01:10
is we're really going to becomeolmak extinctsoyu tükenmiş,
24
55000
2000
neslimizin gerçekten tükeneceğidir,
01:12
because we're feedingbesleme our childrençocuklar to deathölüm.
25
57000
2000
çünkü çocuklarımızı ölümüne besliyoruz.
01:14
That's my premiseöncül.
26
59000
2000
Bu benim temel dayanağım.
01:16
We're seeinggörme sickhasta kidsçocuklar get sickerdaha da hasta and sickerdaha da hasta.
27
61000
2000
Hasta çocukların daha da hasta olduğunu görüyoruz
01:18
And the reasonneden this is happeningolay, by and largegeniş,
28
63000
3000
Ve bunun olmasının ana sebebi
01:21
is because of our foodGıda systemsistem
29
66000
2000
besin sistemimiz,
01:23
and the way the governmenthükümet commodifiescommodifies foodGıda,
30
68000
2000
devletin gıdayı ticari mal haline getirmesi,
01:25
the way the governmenthükümet overseesdenetleyen our foodGıda,
31
70000
2000
devletin gıdaya bakış açısı
01:27
the way the USDAABD TARIM BAKANLIĞI putskoyar foodGıda on kids'çocukların platesplakaları
32
72000
3000
ve ABD Tarım Bakanlığı'nın çocuklarımızın tabağına yemek koyma tarzıyla ilgili
01:30
that's unhealthysağlıksız, and allowsverir unhealthysağlıksız foodGıda into schoolsokullar.
33
75000
4000
bu yöntem sağlıksız ve sağlıksız yemeğin okullarımıza girmesine izin veriyor.
01:34
And by -- tacitlyzımnen, all of us sendgöndermek our kidsçocuklar,
34
79000
2000
Ve söylemeye gerek yok, hepimiz çocuklarımızı
01:36
or grandchildrentorunlar, or niecesYeğenim, or nephewsyeğenleri, to schoolokul
35
81000
3000
ya da torunlarımızı, yeğen ya da kuzenlerimizi okula gönderiyoruz
01:39
and tell them to learnöğrenmek, you know,
36
84000
2000
ve onlara öğrenmelerini, değil mi?
01:41
learnöğrenmek what's in those schoolsokullar.
37
86000
2000
okullarda ne varsa öğrenmelerini söylüyoruz.
01:43
And when you feedbesleme these kidsçocuklar badkötü foodGıda,
38
88000
2000
Ve bu çocukları kötü gıdayla beslerseniz,
01:45
that's what they're learningöğrenme. So that's really what this is all about.
39
90000
3000
onlara bunu öğretirsiniz. Bütün mesele bundan ibaret.
01:48
The way we got here is because of bigbüyük agribusinessTarım.
40
93000
4000
Bu noktaya varmamızın sebebi büyük tarım ticaretidir.
01:52
We now livecanlı in a countryülke where mostçoğu of us don't decidekarar ver,
41
97000
4000
Şu an çoğumuzun ne yiyeceğine kendi karar vermediği
01:56
by and largegeniş, what we eatyemek. We see bigbüyük businessesişletmeler, MonsantoMonsanto and DuPontDuPont,
42
101000
3000
bir ülkede yaşıyoruz. Büyük şirketler görüyoruz, Monsanto ve DuPont
01:59
who broughtgetirdi out AgentAjan OrangeTuruncu and stain-resistantleke tutmaz carpethalı.
43
104000
3000
- Agent Orange (bitki öldürücü) ve lekeye dirençli halıyı üretenler -
02:02
They controlkontrol 90 percentyüzde of the commerciallyticari producedüretilmiş seedstohumlar in our countryülke.
44
107000
4000
ülkemizde ticari olarak üretilen tohumların %90'ına hakimler.
02:06
These are -- 10 companiesşirketler
45
111000
2000
Bunun gibi 10 şirket,
02:08
controlkontrol much of what's in our groceryBakkal storesdepolar,
46
113000
2000
manavımızda satılanların çoğunu,
02:10
much of what people eatyemek. And that's really, really a problemsorun.
47
115000
4000
insanların yediklerinin büyük kısmını kontrol ediyorlar ki bu gerçekten, gerçekten bir problemdir.
02:14
So when I startedbaşladı thinkingdüşünme about these issuessorunlar
48
119000
2000
Bu konular ve çocukların yediklerini
02:16
and how I was going to changedeğişiklik what kidsçocuklar ateyemek yedi,
49
121000
2000
nasıl değiştirebileceğim hakkında düşünmeye başladığımda
02:18
I really startedbaşladı focusingodaklanma on what we would teachöğretmek them.
50
123000
3000
aslında onlara ne öğreteceğimize odaklanmaya başladım.
02:21
And the very first thing
51
126000
2000
Ve ilk şey
02:23
was about regionalbölgesel foodGıda -- tryingçalışıyor to eatyemek foodGıda
52
128000
3000
bölgesel besinler hakkındaydı - bizim bölgemizden
02:26
from withiniçinde our regionbölge.
53
131000
2000
olan besinleri yemeye çalışmak.
02:28
And clearlyAçıkça, with what's going on with fossilfosil fuelyakıt usagekullanım,
54
133000
2000
Ve şüphesiz, fosil yakıt kullanımı böyleyken,
02:30
or when -- as the fossilfosil fuelyakıt is going away,
55
135000
3000
ya da fosil yakıtlar tükenirken
02:33
as oilsıvı yağ hitsisabetler its peakzirve oilsıvı yağ,
56
138000
3000
petrol kullanımı zirvedeyken, petrol-
02:36
you know, we really have to startbaşlama thinkingdüşünme about whetherolup olmadığını or not
57
141000
2000
biliyorsunuz, gerçekten düşünmeye başlamalıyız
02:38
we should, or could, be movinghareketli foodGıda
58
143000
3000
gıdayı yemeden önce 1,500 mil (2,400 km) taşıyabilir miyiz,
02:41
1,500 milesmil before we eatyemek it.
59
146000
3000
taşımalı mıyız, taşımamalı mıyız ?
02:44
So we talkedkonuştuk to kidsçocuklar about that,
60
149000
2000
Sonra çocuklarla bunun hakkında konuştuk,
02:46
and we really startbaşlama to feedbesleme kidsçocuklar regionalbölgesel foodGıda.
61
151000
3000
ve gerçekten çocuklarımızı bölgesel besinlerle beslemeye başladık.
02:49
And then we talk about organicorganik foodGıda.
62
154000
2000
Ve sonra organik gıdalardan bahsediyoruz.
02:51
Now, mostçoğu schoolokul districtsİlçeler can't really affordparası yetmek organicorganik foodGıda,
63
156000
2000
Şu an çoğu okul bölgesinin organik gıda almaya maddi gücü gerçekten yetmiyor,
02:53
but we, as a nationulus,
64
158000
2000
ama biz, ulus olarak
02:55
have to startbaşlama thinkingdüşünme about
65
160000
2000
kimyasal maddelere boğulmamış besinleri
02:57
consumingtüketen, growingbüyüyen and feedingbesleme our childrençocuklar
66
162000
2000
tüketmeyi, yetiştirmeyi ve onlarla çocuklarımızı beslemeyi
02:59
foodGıda that's not chock-fullTakoz- of chemicalskimyasallar.
67
164000
2000
düşünmeye başlamak zorundayız.
03:01
We can't keep feedingbesleme our kidsçocuklar pesticidestarım ilaçları
68
166000
2000
Çocuklarımızı böcek ilaçlarıyla, bitki öldürücülerle,
03:03
and herbicidesherbisit and antibioticsantibiyotikler and hormoneshormonlar.
69
168000
3000
antibiyotiklerle ve hormonlarla beslemeyi sürdüremeyiz.
03:06
We can't keep doing that.
70
171000
2000
Bunu yapmayı sürdüremeyiz.
03:08
You know, it doesn't work.
71
173000
2000
Biliyorsunuz ki bu işe yaramıyor.
03:10
And the resultsSonuçlar of that are kidsçocuklar gettingalma sickhasta.
72
175000
3000
Ve bunun sonuçları çocukların hastalanmasıdır.
03:13
One of my bigbüyük soapboxessoapboxes right now is antibioticsantibiyotikler.
73
178000
4000
Dikkatinizi çekmek istediğim konulardan biri de antibiyotikler.
03:17
SeventyYetmiş percentyüzde of all antibioticsantibiyotikler consumedtüketilen in AmericaAmerika
74
182000
4000
Amerika'da tüketilen tüm antibiyotiklerin %70'i
03:21
is consumedtüketilen in animalhayvan husbandryHayvancılık.
75
186000
2000
hayvancılıkta kullanılıyor.
03:23
We are feedingbesleme our kidsçocuklar antibioticsantibiyotikler
76
188000
3000
Biz çocuklarımızı her gün et
03:26
in beefsığır eti and other animalhayvan proteinprotein everyher day.
77
191000
3000
ve diğer hayvansal proteinlerdeki antibiyotikle besliyoruz.
03:29
SeventyYetmiş percentyüzde -- it's unbelievableInanılmaz.
78
194000
3000
%70 - bu inanılmaz.
03:32
And the resultsonuç of it is, we have diseaseshastalıklar.
79
197000
3000
Ve bunun sonucunda da hastalanıyoruz.
03:35
We have things like E. colicoli that we can't fixdüzeltmek,
80
200000
3000
Koli bakterisi gibi düzeltemeyeceğimiz,
03:38
that we can't make kidsçocuklar better when they get sickhasta.
81
203000
3000
çocuklar hastalandığında onları iyileştiremeyeceğimiz hastalıklar var.
03:42
And, you know, certainlykesinlikle antibioticsantibiyotikler have been over-prescribedaşırı reçete,
82
207000
4000
Ve bildiğiniz gibi antibiyotikler kesinlikle gereğinden fazla reçeteleniyor.
03:46
but it's an issuekonu in the foodGıda supplyarz.
83
211000
2000
ama bu gıda tedariği ilgili bir sorundur.
03:48
One of my favoritesevdiğim factsGerçekler is that
84
213000
2000
En sevdiğim gerçeklerden biri ise
03:50
U.S. agriculturetarım useskullanımları 1.2 billionmilyar poundspound of pesticidestarım ilaçları everyher yearyıl.
85
215000
4000
ABD tarımı her yıl 1.2 milyar pound (544 milyon kg) böcek ilacı kullanır.
03:54
That meansanlamına geliyor everyher one of us, and our childrençocuklar,
86
219000
3000
Bu her birimizin ve çocuklarımızın
03:57
consumestüketir what would equaleşit a five-poundbeş kiloluk bagsırt çantası --
87
222000
2000
evdeki 5 poundluk (2.26 kg) torbalar kadar böcek ilacı tükettiği
03:59
those bagsçantalar you have at home. If I had one here
88
224000
2000
anlamına gelir. Burada böyle bir torbam olsa
04:01
and rippedsökülmüş it openaçık,
89
226000
2000
ve onu parçalayarak açsam,
04:03
and that pileistif I would have on the floorzemin
90
228000
2000
yerde oluşacak yığın
04:05
is what we consumetüketmek and feedbesleme our childrençocuklar everyher yearyıl
91
230000
3000
her sene tükettiğimiz ve çocuklarımızı beslediğimiz
04:08
because of what goesgider into our foodGıda supplyarz,
92
233000
3000
gıdanın içindeki böcek ilacı kadar olacaktır.
04:11
because of the way we consumetüketmek
93
236000
3000
Amerika'daki tüketim
04:14
produceüretmek in AmericaAmerika.
94
239000
2000
ve üretim tarzımız yüzünden.
04:16
The USDAABD TARIM BAKANLIĞI allowsverir these antibioticsantibiyotikler,
95
241000
2000
ABD Tarım Bakanlığı gıda ürünlerindeki
04:18
these hormoneshormonlar and these pesticidestarım ilaçları in our foodGıda supplyarz,
96
243000
2000
bu antibiyotiklere, hormonlara ve böcek ilaçlarına izin veriyor,
04:20
and the USDAABD TARIM BAKANLIĞI paidödenmiş for this adilan
97
245000
2000
ve bakanlık bu reklam için
04:22
in Time magazinedergi.
98
247000
2000
Time dergisine para ödüyor.
04:24
Okay, we could talk about RachelRachel CarsonCarson and DDTDDT,
99
249000
3000
Tamam, Rachel Carson ve DDT hakkında da konuşabilirdik,
04:27
but we know it wasn'tdeğildi good for you and me.
100
252000
2000
ama biliyoruz ki bu sizin için de benim için de iyi olmaz.
04:29
And that is what the USDAABD TARIM BAKANLIĞI allowsverir in our foodGıda supplyarz.
101
254000
3000
Ve işte ABD Tarım Bakanlığı'nın gıda ürünlerimizde izin verdiği budur.
04:32
And that has to changedeğişiklik, you know.
102
257000
3000
Ve bu değişmek zorunda.
04:35
The USDAABD TARIM BAKANLIĞI cannotyapamam be seengörüldü as
103
260000
2000
ABD Tarım Bakanlığı çocuklarımıza
04:37
the be-allolmak-all and end-allbüyüyeceğiniz of what we feedbesleme
104
262000
3000
ne yedirdiğimizin ve neye izin verildiğinin koşulsuz tek karar vericisi
04:40
our kidsçocuklar and what's allowedizin.
105
265000
2000
olarak görülemez.
04:42
We cannotyapamam believe that they have our besten iyi interestsilgi at heartkalp.
106
267000
3000
Aslında bizim için hep en iyiyi düşündüklerine inanamayız.
04:45
The antithesisantitezi of this wholebütün thing is sustainablesürdürülebilir foodGıda.
107
270000
3000
Bütün bunların karşı tezi sürdürülebilir gıdadır.
04:48
That's what I really try and get people to understandanlama.
108
273000
3000
Bu gerçekten uğraştığım ve insanların anlamasını istediğim şey.
04:51
I really try and teachöğretmek it to kidsçocuklar. I think it's the mostçoğu importantönemli.
109
276000
3000
Gerçekten çabalıyorum ve bunu çocuklarımıza öğretiyorum. Bence en önemlisi bu.
04:54
It's consumingtüketen foodGıda in a way
110
279000
2000
Bu, gıda tüketiminde;
04:56
in whichhangi we'lliyi still have a planetgezegen,
111
281000
2000
çocukların sağlıkla büyümeye devam ettiği
04:58
in whichhangi kidsçocuklar will growbüyümek up to be healthysağlıklı,
112
283000
2000
bir gezegende
05:00
and whichhangi really triesçalışır to mitigateazaltmak
113
285000
2000
ve karşılaştığımız olumsuz etkileri
05:02
all the negativenegatif impactsetkiler we're seeinggörme.
114
287000
3000
gerçekten azaltmaya çalışan tarzdadır.
05:05
It really is just a newyeni ideaFikir.
115
290000
2000
Bu gerçekten sadece yeni bir fikir.
05:07
I mean, people tossatmak around sustainabilitySürdürülebilirlik,
116
292000
2000
Yani, insanlar sürdürülebilirliği tartışıyorlar
05:09
but we have to figureşekil out what sustainabilitySürdürülebilirlik is.
117
294000
3000
ama sürdürülebilirliğin ne olduğunu anlamak zorundayız.
05:12
In lessaz than 200 yearsyıl, you know, just in a fewaz generationsnesiller,
118
297000
2000
200 yıldan az zamanda, yani sadece birkaç nesilde,
05:14
we'vebiz ettik gonegitmiş from beingolmak 200 --
119
299000
2000
200 senede geldiğimiz nokta
05:16
beingolmak 100 percentyüzde, 95 percentyüzde farmersçiftçiler
120
301000
3000
%100, %95 çiftçiden
05:19
to lessaz than 2 percentyüzde of farmersçiftçiler.
121
304000
2000
%2'den daha az çiftçiye geriledik.
05:21
We now livecanlı in a countryülke that has more prisonersmahkumlar than farmersçiftçiler --
122
306000
3000
Şimdi tutukluları çiftçilerinden çok bir ülkede yaşıyoruz.
05:24
2.1 millionmilyon prisonersmahkumlar, 1.9 millionmilyon farmersçiftçiler.
123
309000
3000
2.1 milyon tutuklu, 1.9 milyon çiftçi.
05:28
And we spendharcamak 35,000 dollarsdolar
124
313000
2000
Ve bir tutukluyu hapiste tutmak için
05:30
on averageortalama a yearyıl keepingkoruma a prisonermahkum in prisonhapis,
125
315000
2000
yılda ortalama 35,000 dolar harcıyoruz.
05:32
and schoolokul districtsİlçeler spendharcamak 500 dollarsdolar a yearyıl
126
317000
4000
ve okul yönetimleri bir çocuk beslemek için yılda
05:36
feedingbesleme a childçocuk.
127
321000
2000
500 dolar harcıyor.
05:38
It's no wondermerak etmek, you know, we have criminalssuçlular.
128
323000
2000
Suçlularımızın olması hiç de şaşılacak bir şey değil.
05:40
(LaughterKahkaha)
129
325000
2000
(Kahkahalar)
05:42
And what's happeningolay is, we're gettingalma sickhasta.
130
327000
3000
Ve şimdi ise, hastalanıyoruz
05:45
We're gettingalma sickhasta and our kidsçocuklar are gettingalma sickhasta.
131
330000
4000
Biz hastalanıyoruz ve çocuklarımız hastalanıyor.
05:49
It is about what we feedbesleme them.
132
334000
3000
Bu onları neyle beslediğimizle ilgili.
05:52
What goesgider in is what we are.
133
337000
2000
İçimize giren neyse biz oyuz.
05:54
We really are what we eatyemek.
134
339000
2000
Ne yersek gerçekten oyuz.
05:56
And if we continuedevam et down this pathyol,
135
341000
2000
Ve bu yoldan devam edersek,
05:58
if we continuedevam et to feedbesleme kidsçocuklar badkötü foodGıda,
136
343000
2000
çocuklarımızı kötü gıdayla beslemeye devam edersek,
06:00
if we continuedevam et not to teachöğretmek them what good foodGıda is,
137
345000
4000
çocuklarımıza sağlıklı gıdanın ne olduğunu öğretmemeye devam edersek,
06:05
what's going to happenolmak? You know, what is going to happenolmak?
138
350000
3000
ne olacak? Neler olacak biliyor musunuz?
06:08
What's going to happenolmak to our wholebütün medicaltıbbi systemsistem?
139
353000
3000
Bizim bütün sağlık sistemimize ne olacak?
06:11
What's going to happenolmak is,
140
356000
2000
Olacak şey,
06:13
we're going to have kidsçocuklar
141
358000
2000
yaşam süresi bizimkisinden kısa
06:15
that have a life lessaz long than our ownkendi.
142
360000
3000
çocuklarımız olması.
06:18
The CDCCDC, the CenterMerkezi for DiseaseHastalığı ControlDenetim,
143
363000
3000
CDC -Hastalık Kontrol Merkezi-
06:21
has said, of the childrençocuklar borndoğmuş in the yearyıl 2000 --
144
366000
2000
2000 yılında doğan çocuklardan
06:23
those seven-yedi- and eight-year-oldssekiz yaşındakiler todaybugün --
145
368000
2000
- bugün yedi-sekiz yaşında olanlar -
06:25
one out of everyher threeüç CaucasiansKapalı,
146
370000
2000
her 3 beyaz çocuktan birinin,
06:27
one out of everyher two African-AmericansAfrika-Amerikalı and Hispanicsİspanyollar
147
372000
3000
her iki Afrika-Amerikalı veya Hispanik çocuktan birinin,
06:30
are going to have diabetesdiyabet in theironların lifetimeömür.
148
375000
3000
hayatlarında şeker hastalığına yakalanacaklarını açıkladı.
06:34
And if that's not enoughyeterli, they'veonlar ettik gonegitmiş on to say,
149
379000
3000
Ve hatta, çoğunun daha liseden mezun olmadan önce
06:37
mostçoğu before they graduatemezun olmak highyüksek schoolokul.
150
382000
2000
hastalanacaklarını da söylediler.
06:39
This meansanlamına geliyor that 40 or 45 percentyüzde
151
384000
4000
Bu demek oluyor ki okul çağındaki
06:43
of all school-agedokul çağındaki childrençocuklar
152
388000
2000
çocukların %40 ya da %45'i
06:45
could be insulin-dependentinsülin-bağımlı
153
390000
2000
insüline bağımlı olabilir.
06:47
withiniçinde a decadeonyıl. Withinİçinde a decadeonyıl.
154
392000
3000
10 yıl içinde! 10 yıl içinde.
06:51
What's going to happenolmak?
155
396000
2000
Ne olacak?
06:53
Well, the CDCCDC has gonegitmiş furtherayrıca to say
156
398000
2000
Hastalık Kontrol Merkezi daha da ileri giderek
06:55
that those childrençocuklar borndoğmuş in the yearyıl 2000
157
400000
2000
2000 yılında doğan bu çocukların
06:57
could be the first generationnesil
158
402000
2000
ülkemiz tarihinde ebeveynlerinden
06:59
in our country'sülkenin historytarih to dieölmek at a youngerdaha genç ageyaş than theironların parentsebeveyn.
159
404000
3000
daha genç bir yaşta ölen ilk nesil olabileceğini iddialarına kattı.
07:02
And it's because of what we feedbesleme them.
160
407000
2000
Ve bu onları beslediğimiz şeyler yüzünden.
07:04
Because eight-year-oldssekiz yaşındakiler don't get to decidekarar ver --
161
409000
2000
Çünkü 8 yaşındakiler karar vermeye başlamazlar,
07:06
and if they do, you should be in therapyterapi.
162
411000
2000
ve eğer karar veriyor olsalardı, terapide olurdunuz.
07:09
You know, we are responsiblesorumluluk sahibi
163
414000
2000
Biliyorsunuz, bizler
07:11
for what kidsçocuklar eatyemek.
164
416000
2000
çocukların yediklerinden sorumluyuz.
07:13
But oopsOops, maybe they're responsiblesorumluluk sahibi for what kidsçocuklar eatyemek.
165
418000
4000
Hay Allah! Belki çocukların ne yediğinden onlar sorumludur.
07:17
BigBüyük companiesşirketler spendharcamak 20 billionmilyar dollarsdolar a yearyıl
166
422000
3000
Büyük şirketler besin değeri yüksek olmayan gıdaları
07:20
marketingpazarlama non-nutrientbesin foodsgıdalar to kidsçocuklar.
167
425000
3000
çocuklara pazarlamak için yılda 20 milyar dolar harcıyor.
07:23
20 billionmilyar dollarsdolar a yearyıl. 10,000 adsreklamlar mostçoğu kidsçocuklar see.
168
428000
4000
Yılda 20 milyar dolar. Çoğu çocuğun gördüğü 10.000 reklam.
07:27
They spendharcamak 500 dollarsdolar
169
432000
2000
Her bir dolar için
07:29
for everyher one dollardolar -- 500 dollarsdolar marketingpazarlama foodsgıdalar
170
434000
3000
500 dolar harcarlar. 500 dolar: Çocukların
07:32
that kidsçocuklar shouldn'tolmamalı eatyemek for everyher one dollardolar
171
437000
3000
yememesi gereken yemekleri pazarlarken. Sağlıklı
07:35
marketingpazarlama healthysağlıklı, nutritiousBesleyici foodGıda.
172
440000
2000
besleyici gıdaları pazarlamak için harcadıkları her bir dolar için.
07:37
The resultsonuç of whichhangi is kidsçocuklar think they're going to dieölmek
173
442000
2000
Bunun sonucu çocukların tavuk parçalarını yemezlerse
07:39
if they don't have chickentavuk nuggetsNuggets.
174
444000
2000
öleceklerini düşünmeleridir.
07:41
You know that everybodyherkes thinksdüşünüyor they should be eatingyemek yiyor more, and more, and more.
175
446000
2000
Herkes gittikçe daha fazla, daha da fazla yiyiyor olması gerektiğini düşünüyor.
07:44
This is the USDAABD TARIM BAKANLIĞI portionkısım sizeboyut, that little, tinyminik thing.
176
449000
3000
Bu ABD Tarım Bakanlığı'nın porsiyon büyüklüğü, bu küçük ufak şey.
07:47
And the one over there, that's biggerDaha büyük than my headkafa,
177
452000
2000
Ve oradaki benim kafamdan daha büyük olan ise
07:49
is what McDonald'sMcDonald's and BurgerBurger KingKral
178
454000
2000
McDonalds, Burger King ve diğer büyük şirketlerin
07:52
and those bigbüyük companiesşirketler think we should eatyemek.
179
457000
1000
bizim yememiz gerektiğini düşündükleridir.
07:53
And why can they serveservis that much?
180
458000
2000
Nasıl bu boyda servis yapabiliyorlar?
07:55
Why can we have 29-cent-yüzde BigBüyük GulpsSente
181
460000
3000
Neden 29 sente en büyük boy içecek
07:58
and 99-cent-yüzde doubleçift burgersBurger?
182
463000
2000
ve 99 sente çift köfteli burger alabiliyoruz?
08:00
It's because of the way the governmenthükümet commodifiescommodifies foodGıda,
183
465000
3000
Bu, devletin gıdayı ticari mala dönüştürmesiyle,
08:03
and the cheapucuz cornMısır and cheapucuz soysoya
184
468000
2000
ucuz mısır ve ucuz soyanın
08:05
that are pusheditilmiş into our foodGıda supplyarz
185
470000
2000
gıda ürünlerinin içine sokuşturularak
08:07
that makesmarkaları these non-nutrientbesin foodsgıdalar
186
472000
2000
bu besin değeri olmayan olmayan gıdaları
08:09
really, really cheapucuz.
187
474000
2000
gerçekten, gerçekten ucuz hale getirmesinden kaynaklanır.
08:11
WhichHangi is why I say it's a socialsosyal justiceadalet issuekonu.
188
476000
3000
Bu nedenle bu konuya sosyal adalet sorunu diyorum.
08:14
Now, I said I'm doing this in BerkeleyBerkeley, and you mightbelki think,
189
479000
2000
Bunu Berkeley'de yapıyorum demiştim ve şimdi aklınızdan şöyle geçebilir:
08:16
"Oh, BerkeleyBerkeley. Of coursekurs you can do it in BerkeleyBerkeley."
190
481000
2000
"Berkeley, tabii ki bunu Berkeley'de yapabilirsin."
08:18
Well, this is the foodGıda I foundbulunan 24 monthsay agoönce.
191
483000
3000
İşte bu, 24 ay önce karşılaştığım yemek.
08:21
This is not even foodGıda.
192
486000
2000
Bu yemek bile değil.
08:23
This is the stuffşey we were feedingbesleme our kidsçocuklar: ExtremoExtremo BurritosBurrito,
193
488000
2000
İşte çocuklarımıza yedirdiğimiz saçmalıklar: Büyük boy Meksika Dürümleri,
08:25
cornMısır dogsköpekler,
194
490000
2000
kızarmış sosisli sandviçler,
08:27
pizzaPizza pocketscepler, grilledızgara cheesepeynir sandwichessandviç.
195
492000
2000
kapalı pizzalar ve ızgarada pişirilmiş peynirli sandviçler.
08:29
Everything camegeldi in plasticplastik, in cardboardkarton.
196
494000
3000
Her şey plastik veya karton kutuda geliyordu.
08:32
The only kitchenmutfak toolsaraçlar my staffpersonel had was a boxkutu cutterkesici.
197
497000
3000
Personelimin tek mutfak aleti maket bıçağıydı.
08:35
The only workingçalışma pieceparça of equipmentekipman in my kitchenmutfak
198
500000
2000
Mutfağımda çalışan tek alet
08:37
was a can crusherKırıcı, because if it didn't come in a can,
199
502000
3000
konserve açacağıydı, çünkü eğer yiyecek konservede gelmezse,
08:40
it camegeldi frozendondurulmuş in a boxkutu.
200
505000
2000
donmuş olarak bir kutuda gelirdi.
08:42
The USDAABD TARIM BAKANLIĞI allowsverir this.
201
507000
2000
ABD Tarım Bakanlığı işte buna izin veriyor.
08:44
The USDAABD TARIM BAKANLIĞI allowsverir all of this stuffşey.
202
509000
2000
ABD Tarım Bakanlığı tüm bunlara izin veriyor.
08:46
In casedurum you can't tell, that's, like,
203
511000
2000
Çözemediyseniz, bunlar
08:48
pinkpembe DanishDanca and some kindtür of cupcakesTop kek.
204
513000
3000
milföy böreği ve bazı diğer kek çeşitleri.
08:52
ChickenTavuk nuggetsNuggets, TaterPatates TotsTümü, chocolateçikolata milkSüt with highyüksek fructosefruktoz,
205
517000
3000
Tavuk parçaları, kızrmış patates topları, yüksek fruktozlu sütlü çikolata,
08:55
cannedkonserve fruitmeyve cocktailkokteyl -- a reimbursabletarafımızca mealyemek.
206
520000
3000
karışık meyve suyu - bir geri ödenebilir yemek.
08:58
That's what the governmenthükümet saysdiyor is okay to feedbesleme our kidsçocuklar.
207
523000
3000
Bu, devletin çocuklarımızı beslemek için uygun gördüğü şey.
09:02
It ain'tdeğil okay. You know what? It is not okay.
208
527000
3000
Bu uygun değil. Anlıyor musunuz? Bu uygun değil.
09:06
And we, all of us,
209
531000
2000
Ve bizim, hepimizin,
09:08
have to understandanlama
210
533000
2000
bunun bizimle ilgili olduğunu
09:10
that this is about us,
211
535000
2000
ve bu noktada bir fark yaratabileceğimizi
09:12
that we can make a differencefark here.
212
537000
2000
anlaması gerekiyor.
09:14
Now I don't know if any of you out there inventedicat edildi chickentavuk nuggetsNuggets,
213
539000
2000
Herhangi birinizin tavuk parçalarını icat edip etmediğini bilmiyorum;
09:16
but I'm sure you're richzengin if you did.
214
541000
2000
ama eğer ettiyseniz eminim zengin oldunuz.
09:18
But whoeverher kim decidedkarar that a chickentavuk should look like
215
543000
3000
Ama bir tavuğun bir kalbe, zürafaya ya da yıldıza
09:21
a heartkalp, a giraffezürafa, a starstar?
216
546000
4000
benzemesi gerektiğine kim karar verdi?
09:25
Well, TysonTyson did, because there's no chickentavuk in the chickentavuk.
217
550000
3000
Aslında, Tyson karar verdi; çünkü tavuğun içinde tavuk yok.
09:28
And that they could figureşekil it out,
218
553000
2000
Ve onların akıllarına bu zırvaları
09:30
that we could sellsatmak this stuffşey to kidsçocuklar.
219
555000
2000
çocuklara satabileceğimiz geldi.
09:32
You know, what's wrongyanlış with teachingöğretim kidsçocuklar
220
557000
2000
Çocuklara tavuğun tavuk gibi göründüğünü
09:34
that chickentavuk looksgörünüyor like chickentavuk?
221
559000
2000
öğretmenin nesi yanlış?
09:36
But this is what mostçoğu schoolsokullar serveservis.
222
561000
2000
Ama çoğu okulun sunduğu bu.
09:38
In factgerçek, this mayMayıs ayı be what a lot of parentsebeveyn serveservis,
223
563000
3000
Aslında, bu çoğu ebeveynin sunduğu şey olabilir,
09:41
as opposedkarşıt to -- this is what we try and serveservis.
224
566000
3000
bizim çabaladığımız ve sunduğumuz şeyin tersine.
09:44
We really need to changedeğişiklik
225
569000
2000
Çocuklar ve gıdayla ilgili tüm bu örneklemi
09:46
this wholebütün paradigmparadigma with kidsçocuklar and foodGıda.
226
571000
3000
gerçekten değiştirmemiz gerekiyor.
09:49
We really have to teachöğretmek childrençocuklar
227
574000
2000
Çocuklara tavuğun zürafa olmadığını
09:51
that chickentavuk is not a giraffezürafa.
228
576000
3000
gerçekten öğretmeliyiz.
09:54
You know, that vegetablessebzeler
229
579000
2000
Sebzeler
09:56
are actuallyaslında colorfulrenkli, that they have flavorlezzet,
230
581000
3000
aslında renklidir - onların tadları var,
09:59
that carrotshavuç growbüyümek in the groundzemin,
231
584000
3000
havuçlar toprakta yetişir,
10:02
that strawberriesçilek growbüyümek in the groundzemin.
232
587000
2000
çilekler toprakta yetişir.
10:04
There's not a strawberryçilek treeağaç or a carrothavuç bushçalı.
233
589000
3000
Bir çilek ağacı ya da havuç çalısı yok.
10:07
You know, we have to changedeğişiklik
234
592000
3000
Evet, çocuklara bütün bunlar hakkındaki
10:10
the way we teachöğretmek kidsçocuklar about these things.
235
595000
2000
öğretme tarzımızı değiştirmek zorundayız.
10:12
There's a lot of stuffşey we can do. There's a lot of schoolsokullar
236
597000
3000
Yapabileceğimiz çok şey var. Çiftlikten okula programını uygulayan
10:15
doing farm-to-schoolFarm-to-okul programsprogramlar. There's a lot of schoolsokullar
237
600000
3000
birçok okul var. Okullarına gerçekten
10:18
actuallyaslında gettingalma freshtaze foodGıda into schoolsokullar.
238
603000
3000
taze gıda getiren birçok okul var.
10:21
Now, in BerkeleyBerkeley, we'vebiz ettik gonegitmiş totallybütünüyle freshtaze.
239
606000
3000
Şu an Berkeley'de, tamamen taze gıdaya geçtik.
10:24
We have no high-fructoseyüksek fruktoz cornMısır syrupşurubu,
240
609000
2000
Ne yüksek früktozlu mısır pekmezimiz,
10:26
no transTrans fatsyağlar, no processedişlenen foodsgıdalar.
241
611000
2000
ne trans yağlarımız, ne de işlenmiş gıdalarımız var.
10:28
We're cookingyemek pişirme from scratchçizik everyher day.
242
613000
2000
Her gün sıfırdan başlayarak yemek pişiriyoruz.
10:30
We have 25 percentyüzde of our --
243
615000
3000
Gıdalarımızın %25'i ...
10:33
(ApplauseAlkış)
244
618000
2000
(Alkış)
10:35
thank you -- 25 percentyüzde of our stuffşey
245
620000
2000
-teşekkür ederim- Hazırladıklarımızın %25'i
10:37
is organicorganik and localyerel. We cookpişirmek.
246
622000
2000
organik ve yerel. Biz yemek yapıyoruz.
10:39
Those are my handseller. I get up at 4 a.m.
247
624000
3000
Bunlar benim ellerim. Her sabah 4'te kalkıp
10:42
everyher day and go cookpişirmek the foodGıda for the kidsçocuklar,
248
627000
3000
çocuklar için yemek pişirmeye gidiyorum,
10:45
because this is what we need to do.
249
630000
2000
çünkü bizim yapmamız gereken şey bu.
10:47
We can't keep servingservis kidsçocuklar
250
632000
2000
Çocuklara kimyasal dolu,
10:49
processedişlenen crapbok,
251
634000
2000
işlenmiş çerçöp
10:51
fulltam of chemicalskimyasallar,
252
636000
2000
sunmayı sürdüremeyiz
10:53
and expectbeklemek these are going to be healthysağlıklı citizensvatandaşlar.
253
638000
2000
ve onların sağlıklı vatandaşlar olmasını bekleyemeyiz.
10:55
You're not going to get the nextSonraki generationnesil,
254
640000
3000
Bir sonraki nesil ya da ondan sonraki neslin
10:58
or the generationnesil after, to be ableyapabilmek to think like this
255
643000
2000
böyle düşünebilmesini sağlayamayacaksınız,
11:00
if they're not nourishedbeslenen.
256
645000
2000
eğer düzgün beslenmezlerse.
11:02
If they're eatingyemek yiyor
257
647000
2000
Eğer sürekli
11:04
chemicalskimyasallar all the time,
258
649000
2000
kimyasalları yerlerse
11:06
they're not going to be ableyapabilmek to think.
259
651000
2000
düşünmeyi beceremeyecekler.
11:08
They're not going to be smartakıllı.
260
653000
2000
Akıllı olmayacaklar.
11:10
You know what? They're just going to be sickhasta.
261
655000
3000
Ne olacak biliyor musunuz? Sadece hasta olacaklar.
11:13
Now one of the things that -- what happenedolmuş when I wentgitti into BerkeleyBerkeley
262
658000
2000
Başka bir şey ise - Berkeley'e gittiğimde orada gördüğüm bir şey
11:15
is I realizedgerçekleştirilen that, you know, this was all prettygüzel amazingşaşırtıcı to people,
263
660000
3000
ki bu insanlara oldukça ilgi çekici gelen bir şeydi,
11:18
very, very differentfarklı, and I neededgerekli to marketpazar it.
264
663000
3000
çok, çok farklıydı ve bunu pazarlamam gerekliydi.
11:21
I camegeldi up with these calendarsTakvimler that I sentgönderilen home to everyher parentebeveyn.
265
666000
3000
Her ebeveynin evine gönderdiğim bu takvimlerle karşılaştım.
11:24
And these calendarsTakvimler really startedbaşladı to layyatırmak out my programprogram.
266
669000
3000
Ve bu takvimler gerçekten benim programımı düzenlemeye başladı.
11:27
Now I'm in chargeşarj etmek of all the cookingyemek pişirme classessınıflar
267
672000
2000
Şu anda okul bölgemizdeki tüm yemek
11:29
and all the gardeningBahçe classessınıflar in our schoolokul districtilçe.
268
674000
3000
ve bahçe işleri derslerinden sorumluyum.
11:32
So this is a typicaltipik menumenü.
269
677000
2000
Ve bu da bu hafta okullarda
11:34
This is what we're servingservis this weekhafta at the schoolsokullar.
270
679000
2000
sunduğumuz tipik bir menü.
11:36
And you see these recipesyemek tarifleri on the sideyan?
271
681000
2000
Kenardaki yemek tariflerini görüyor musunuz?
11:38
Those are the recipesyemek tarifleri that the kidsçocuklar learnöğrenmek in my cookingyemek pişirme classessınıflar.
272
683000
2000
Bunlar yemek pişirme derslerimde çocukların öğrendiği tarifler.
11:40
They do tastingstattırarak of these ingredientsmalzemeler in the gardeningBahçe classessınıflar.
273
685000
4000
Bahçe işleri derslerinde bu malzemelerin tadına bakıyorlar.
11:44
They alsoAyrıca mayMayıs ayı be growingbüyüyen them. And we serveservis them in the cafeteriasKafeteryalar.
274
689000
4000
Ayrıca onları yetiştiriyor da olabilirler. Ve biz bunları kafeteryalarda sunuyoruz.
11:48
If we're going to changedeğişiklik children'sçocuk relationshipilişki to foodGıda,
275
693000
2000
Eğer çocuklarımızın gıdayla olan ilişkisini değiştireceksek,
11:50
it's deliciouslezzetli, nutritiousBesleyici foodGıda in the cafeteriasKafeteryalar,
276
695000
3000
bu, kafeteryalarda lezzetli ve besleyici gıda ile olacaktır.
11:53
hands-oneller experiencedeneyim -- you're looking in cookingyemek pişirme and gardeningBahçe classessınıflar --
277
698000
3000
Yaparak öğrenme - hepsini birbiriyle ilişkilendirmek için yemek pişirme ve
11:56
and academicakademik curriculumMüfredat to tiekravat it all togetherbirlikte.
278
701000
3000
bahçe işleri derslerine ve akademik müfredata bir göz atın.
12:00
Now you've probablymuhtemelen garneredtopladı that I don't love the USDAABD TARIM BAKANLIĞI,
279
705000
3000
Şimdi muhtemelen ABD Tarım Bakanlığı'nı sevmediğimi düşünüyorsunuz
12:03
and I don't have any ideaFikir what to do with theironların pyramidpiramit,
280
708000
3000
ve onların besin piramidini ne yapacağım konusunda hiçbir fikrim olmadığını -
12:06
this upside-downters pyramidpiramit with a rainbowGökkuşağı over the topüst, I don't know.
281
711000
2000
bu üstünde gökkuşağı olan baş aşağı piramit, bilmiyorum.
12:08
You know, runkoş up into the endson of the rainbowGökkuşağı,
282
713000
2000
Gökkuşağının sonundaki hedefe yaklaşmak,
12:10
I don't know what you do with it. So, I camegeldi up with my ownkendi.
283
715000
3000
Bu konuda ne yaptığınızı bilmiyorum. Bu yüzden, kendi çözüm yolumu buldum.
12:13
This is availablemevcut on my websiteWeb sitesi in Englishİngilizce and Spanishİspanyolca,
284
718000
2000
Bu, internet sitemde İngilizce ve İspanyolca olarak mevcut
12:15
and it's a visualgörsel way to talk to kidsçocuklar about foodGıda.
285
720000
3000
ve bu çocuklarla gıdalar hakkında görsel bir konuşma yolu.
12:18
The really tinyminik hamburgerHamburger, the really bigbüyük vegetablessebzeler.
286
723000
3000
Gerçekten minik hamburger, gerçekten büyük sebzeler.
12:21
We have to startbaşlama changingdeğiştirme this.
287
726000
2000
Bunu değiştirmeye başlamak zorundayız.
12:23
We have to make kidsçocuklar understandanlama
288
728000
3000
Çocuklarımızın, gıda seçimlerinin
12:26
that theironların foodGıda choicesseçimler make a bigbüyük differencefark.
289
731000
3000
büyük bir fark yarattığını anlamalarını sağlamalıyız.
12:30
We have cookingyemek pişirme classessınıflar -- we have cookingyemek pişirme classroomsderslik in our schoolsokullar.
290
735000
3000
Yemek pişirme derslerimiz var - ve bunun için okullarımızda dersliklerimiz var,
12:33
And why this is so importantönemli is
291
738000
2000
ve bunların bu kadar önemli olmasının nedeni
12:35
that we now have grownyetişkin a generationnesil,
292
740000
3000
öyle ki bir nesil yetiştirdik ki,
12:38
maybe two, of kidsçocuklar where one out of everyher fourdört mealsyemek
293
743000
3000
belki de iki nesil, çocuklar her dört öğünden birini
12:41
is eatenyemiş in fasthızlı foodGıda, one of everyher fourdört mealsyemek is eatenyemiş in a cararaba
294
746000
4000
ayak üstü yiyor, her dört öğünden biri arabanın içinde yeniliyor
12:45
and one out of everyher last fourdört mealsyemek is eatenyemiş in frontön of a TVTV or computerbilgisayar.
295
750000
4000
ve her son dört öğünden biri televizyon ya da bilgisayar karşısında yeniliyor.
12:49
What are kidsçocuklar learningöğrenme? Where is the familyaile time?
296
754000
4000
Çocuklar ne öğreniyor? Nerde ailenin birlikte geçirdiği zaman?
12:53
Where is socializationsosyalleştirme? Where is discussiontartışma?
297
758000
4000
Nerde sosyalleşme? Nerde tartışma?
12:57
Where is learningöğrenme to talk?
298
762000
2000
Nerde konuşmayı öğrenme?
12:59
You know, we have to changedeğişiklik it.
299
764000
2000
Anlıyorsunuz, bunu değiştirmeliyiz.
13:01
I work with kidsçocuklar a lot. These are kidsçocuklar I work with in HarlemHarlem.
300
766000
3000
Çocuklarla çok çalışıyorum. Bunlar Harlem'de birlikte çalıştığım çocuklar.
13:04
EATWISEEATWISE -- EnlightenedAydın and AwareFarkında TeensGençler Who Inspireİlham SmartAkıllı EatingYeme.
301
769000
3000
AKILLICA YE (EATWISE) - Akıllıca yemek yemeyi aşılayan aydınlanmış ve farkında gençlik.
13:07
We have to teachöğretmek kidsçocuklar
302
772000
2000
Çocuklara kola ve
13:09
that CokeKola and PopPop TartsTart
303
774000
2000
turta-tostun kahvaltı olmadığını
13:11
aren'tdeğil breakfastkahvaltı.
304
776000
2000
öğretmek zorundayız.
13:13
We have to teachöğretmek kidsçocuklar that if they're on a dietdiyet
305
778000
2000
Çocuklara saf şeker yediklerinde aynı
13:15
of refinedrafine sugarşeker,
306
780000
2000
ilaç kullandıkları zaman gibi
13:17
they go up and down, just like if they're on a dietdiyet of crackçatlak.
307
782000
4000
enerjik olabileceklerini öğretmeliyiz.
13:22
And we have to pullÇek it all togetherbirlikte. We have compostingkompost in all of our schoolsokullar.
308
787000
3000
Ve her şeyi bir araya getirmeliyiz. Tüm okullarımızda atıklar gübreye dönüştürülebiliyor.
13:25
We have recyclinggeri dönüşüm in all of our schoolsokullar.
309
790000
2000
Bütün okullarımızda geri dönüşüm var.
13:27
You know, the things that we maybe do at home
310
792000
2000
Biliyorsunuz, evde yapabileceğimiz
13:29
and think are so importantönemli,
311
794000
2000
ve önemli olduğunu düşündüğümüz şeyleri
13:31
we have to teachöğretmek kidsçocuklar about in schoolokul.
312
796000
4000
okulda çocuklarımıza öğretmeliyiz.
13:35
It has to be so much a partBölüm of them
313
800000
2000
Bu onların öyle bir parçası olmalı ki
13:37
that they really get it.
314
802000
2000
gerçekten onu öğrenebilsinler.
13:39
Because, you know what, manyçok of us
315
804000
2000
Çünkü birçoğumuz
13:41
are sortçeşit of at the endson of our careerskariyer,
316
806000
2000
kariyerlerimizin bir nevi sonundayız,
13:43
and we need to be givingvererek these kidsçocuklar --
317
808000
2000
ve bu çocuklara-
13:45
these younggenç kidsçocuklar, the nextSonraki generationnesil --
318
810000
2000
bu küçük çocuklara, sonraki nesile,
13:47
the toolsaraçlar to savekayıt etmek themselveskendilerini
319
812000
2000
kendilerini ve gezegeni kurtaracak
13:49
and savekayıt etmek the planetgezegen.
320
814000
2000
araçları vermek zorundayız
13:51
One of the things I do a lot is public-privatekamu-özel partnershipsortaklıklar.
321
816000
3000
Çokça yaptığım şeylerden biri kamu-özel sektör işbirlikleri.
13:54
I work with privateözel companiesşirketler
322
819000
2000
Benimle Ar-Ge yapmaya,
13:56
who are willingistekli to do R & D with me,
323
821000
2000
benim için dağıtım yapmaya,
13:58
who are willingistekli to do distributiondağıtım for me,
324
823000
2000
ve gerçekten okullarda çalışmaya istekli
14:00
who are really willingistekli to work to go into schoolsokullar.
325
825000
2000
özel şirketlerle çalışıyorum.
14:02
SchoolsOkullar are underfundedödenek alamayan kurum.
326
827000
2000
Okullar mali olarak yeterince desteklenmiyor.
14:04
MostÇoğu schoolsokullar in AmericaAmerika spendharcamak lessaz
327
829000
2000
Amerika'da çoğu okul
14:06
than 7,500 dollarsdolar a yearyıl teachingöğretim a childçocuk.
328
831000
3000
bir çocuğu eğitmek için yılda 7.500 dolardan az harcıyor.
14:09
That comesgeliyor down to underaltında fivebeş dollarsdolar an hoursaat.
329
834000
3000
Bu saatte 5 doların altına tekabül ediyor.
14:12
MostÇoğu of you spendharcamak 10, 15 dollarsdolar an hoursaat
330
837000
2000
Çoğunuz bebek bakıcısı çağırdığınızda
14:14
for babysittersBebek bakıcısı when you have them.
331
839000
3000
saatte 10-15 dolar harcıyorsunuz.
14:17
So we're spendingharcama lessaz than 5 dollarsdolar an hoursaat on the educationaleğitici systemsistem.
332
842000
3000
Yani, eğitim sistemine saatte 5 dolardan daha az harcıyoruz.
14:20
And if we're going to changedeğişiklik it,
333
845000
2000
Ve eğer bunu değiştireceksek,
14:22
and changedeğişiklik how we feedbesleme kidsçocuklar,
334
847000
2000
ve çocuklarımızı nasıl beslediğimizi değiştireceksek,
14:24
we really have to rethinkyeniden düşünmek that.
335
849000
2000
bunu gerçekten yeniden düşünmeliyiz.
14:26
So, publichalka açık and privateözel partnershipsortaklıklar,
336
851000
2000
Yani, kamu ve özel sektör işbirliği,
14:28
advocacysavunma groupsgruplar, workingçalışma with foundationsVakıflar.
337
853000
3000
fikir grupları ve kurumlarla çalışma.
14:31
In our schoolokul districtilçe, the way we affordparası yetmek this
338
856000
2000
Kendi okul bölgemizde, buna kaynak olarak
14:33
is our schoolokul districtilçe allocatesayırır .03 percentyüzde
339
858000
3000
okul bölgesi yönetimi genel ödenekten
14:36
of the generalgenel fundfon, sermaye
340
861000
2000
% 0.3'lük bir kısmı
14:38
towardskarşı nutritionbeslenme servicesHizmetler. And I think if everyher schoolokul districtilçe
341
863000
3000
gıda hizmetlerine ayırıyor. Ve bence her okul bölgesi
14:41
allocatedtahsis a halfyarım to one percentyüzde,
342
866000
2000
%0.5 -%1 kaynak ayırırsa,
14:43
we could startbaşlama to really fixdüzeltmek this programprogram.
343
868000
3000
bu programı gerçekten düzeltmeye başlayabiliriz.
14:46
We really need to changedeğişiklik it.
344
871000
3000
Bunu gerçekten değiştirmemiz gerekiyor.
14:49
It's going to take more moneypara.
345
874000
2000
Daha fazla para gerekecek.
14:51
Of coursekurs, it's not all about foodGıda; it's alsoAyrıca about
346
876000
2000
Tabii ki her şey gıda ile ilgili değil.
14:53
kidsçocuklar gettingalma exerciseegzersiz.
347
878000
2000
Çocukların spor yapmasıyla da ilgili.
14:55
And one of the simplebasit things we can do
348
880000
2000
Ve yapabileceğimiz basit şeylerden biri
14:57
is put recessara before lunchöğle yemeği.
349
882000
2000
öğle yemeğinden önce teneffüs koymaktır.
14:59
It's sortçeşit of this "duhduh" thing.
350
884000
2000
Buna "hadi canım" diyebilirsiniz.
15:01
You know, if you have kidsçocuklar cominggelecek into lunchöğle yemeği
351
886000
2000
Eğer konu öğle yemeğine giden çocuklar ise,
15:03
and all they're going to do when they get out of lunchöğle yemeği is go to have recessara,
352
888000
3000
hepsinin öğle yemeği bittikten sonra tenefüse çıkacağını düşünürsek,
15:06
you see them just throwatmak away theironların lunchöğle yemeği so they can runkoş outsidedışında.
353
891000
3000
bir an önce dışarıda koşturalım diye yemeklerini çöpe attıklarını görürsünüz.
15:09
And then, at one in the afternoonöğleden sonra, they're totallybütünüyle crashinggürültüyle çarpmak.
354
894000
3000
Ve öğleden sonra saat birde, tamamen canları çıkmış olur.
15:12
These are your childrençocuklar and grandchildrentorunlar that are totallybütünüyle meltingerime down
355
897000
2000
Bunlar onları okuldan aldığınızda öğle yemeği yememiş oldukları için
15:14
when you pickalmak them up, because they haven'tyok had lunchöğle yemeği.
356
899000
2000
sizin eriyen çocuklarınız ve torunlarınız.
15:16
So if the only thing they'dgittiklerini have to do after lunchöğle yemeği is go to classsınıf,
357
901000
3000
Bu yüzden öğle yemeğinden sonra tek yapabilecekleri şey derse girmek ise
15:19
believe me, they're going to sitoturmak there and eatyemek theironların lunchöğle yemeği.
358
904000
3000
inanın bana, oturacak ve öğle yemeğini yiyeceklerdir.
15:22
We need to --
359
907000
2000
Bizim,
15:24
we need to educateEğitmek.
360
909000
2000
eğitmemiz gerekiyor.
15:26
We need to educateEğitmek the kidsçocuklar.
361
911000
2000
Çocukları eğitmeliyiz.
15:28
We need to educateEğitmek the staffpersonel.
362
913000
2000
Personeli eğitmeliyiz.
15:30
I had 90 employeesçalışanlar.
363
915000
2000
90 çalışanım vardı.
15:32
Two were supposedsözde to be cooksaşçılar -- noneYok could.
364
917000
2000
İkisinin aşçı olması gerekiyordu - Hiçbiri değildi.
15:34
And, you know, I'm not that better off now.
365
919000
3000
Ve biliyorsunuz, şimdi de o kadar da iyi durumda değilim.
15:37
But we really have to educateEğitmek.
366
922000
2000
Ama gerçekten eğitmeliyiz.
15:39
We have to get academicakademik institutionskurumlar to startbaşlama thinkingdüşünme
367
924000
3000
Akademik kurumları insanlara yeniden yemek yapmayı
15:42
about waysyolları to teachöğretmek people how to cookpişirmek again,
368
927000
3000
öğretme yolları hakkında düşünmeye başlatmalıyız,
15:45
because, of coursekurs, they don't --
369
930000
2000
çünkü kuşkusuz ki yapmıyorlar!
15:47
because we'vebiz ettik had this processedişlenen foodGıda in schoolsokullar
370
932000
2000
çünkü bu işlenmiş gıdalar okullarda ve
15:49
and institutionskurumlar for so long.
371
934000
2000
kurumlarda çok uzun zamandır var.
15:51
We need 40-minute-dakika lunchesÖğle Yemeği --
372
936000
2000
40 dakikalık öğle yemeği zamanına,
15:53
mostçoğu schoolsokullar have 20-minute-dakika lunchesÖğle Yemeği --
373
938000
2000
- çoğu okulunki 20 dakikalık -
15:55
and lunchesÖğle Yemeği that are time-appropriatezaman uygun.
374
940000
2000
ve doğru saatte bir öğle yemeğine ihtiyacımız var.
15:57
There was just a bigbüyük studyders çalışma donetamam, and so manyçok schoolsokullar
375
942000
2000
Yakında kapsamlı bir araştırma yapıldı, ve birçok okulda
15:59
are startingbaşlangıç lunchöğle yemeği at ninedokuz and 10 in the morningsabah.
376
944000
2000
öğle yemeği arası sabah 9 veya 10'da başlıyor.
16:01
That is not lunchtimeÖğle vakti.
377
946000
2000
Bu öğle yemeği zamanı değil.
16:04
You know, it's crazyçılgın. It's crazyçılgın what we're doing.
378
949000
3000
Biliyorsunuz ki bu delilik, bizim yaptığımız bir delilik.
16:07
And just rememberhatırlamak,
379
952000
2000
Ve sadece hatırlayın,
16:09
at very leasten az tacitlyzımnen,
380
954000
2000
şöyle bir düşünün,
16:11
this is what we're teachingöğretim childrençocuklar
381
956000
3000
çocuklara öğrettiğimiz şey bu
16:14
as what they should be doing.
382
959000
2000
ve bu onların yapması gereken şey.
16:16
I think if we're going to fixdüzeltmek this,
383
961000
2000
Bence eğer bunu düzelteceksek,
16:18
one of the things we have to do
384
963000
2000
yapmamız gereken şeylerden biri
16:20
is really changedeğişiklik how we have oversightgözetim
385
965000
2000
Ulusal Okul Öğle Yemeği Programı'nı
16:22
over the NationalUlusal SchoolOkul LunchÖğle Yemeği ProgramProgram.
386
967000
2000
yönetim biçimimizi değiştirmek.
16:24
InsteadBunun yerine of the NationalUlusal SchoolOkul LunchÖğle Yemeği ProgramProgram beingolmak underaltında the USDAABD TARIM BAKANLIĞI,
387
969000
3000
Ulusal Okul Öğle Yemeği Programı'nın ABD Tarım Bakanlığı'nın altında olmasından ziyade,
16:27
I think it should be underaltında CDCCDC.
388
972000
2000
CDC (Hastalık Kontrol Merkezi) altında olması gerektiğini düşünüyorum.
16:29
If we startedbaşladı to think about foodGıda
389
974000
3000
Eğer gıda hakkında düşünmeye başlasaydık,
16:32
and how we feedbesleme our kidsçocuklar
390
977000
2000
ve çocuklarımızı nasıl beslediğimizi,
16:34
as a healthsağlık initiativegirişim,
391
979000
2000
sağlıkta bir ilk adım olarak,
16:37
and we startedbaşladı thinkingdüşünme about foodGıda as healthsağlık,
392
982000
3000
ve gıdayı sağlık olarak görmeye başlasaydık
16:40
then I think we wouldn'tolmaz have cornMısır dogsköpekler
393
985000
3000
öğle yemeğini kızarmış sosisli sandviç
16:43
as lunchöğle yemeği.
394
988000
2000
olarak değiştirmezdik.
16:45
Okay, FinanceFinans 101 on this,
395
990000
3000
Şimdi, biraz Finans 101,
16:48
and this -- I'm sortçeşit of wrappingkaydırma it up with this financemaliye pieceparça,
396
993000
3000
bir şekilde finansla konuyu toparlayacağım,
16:51
because I think this is something we all have to understandanlama.
397
996000
3000
çünkü bence bu hepimizin anlaması gereken bir durum.
16:54
The NationalUlusal SchoolOkul LunchÖğle Yemeği ProgramProgram spendsharcıyor 8 billionmilyar dollarsdolar
398
999000
2000
Ulusal Okul Öğle Yemeği Programı 8 milyar dolar harcayarak
16:56
feedingbesleme 30 millionmilyon childrençocuklar a yearyıl.
399
1001000
2000
her sene 30 milyon çocuğu besliyor.
16:58
That numbernumara probablymuhtemelen needsihtiyaçlar to doubleçift.
400
1003000
2000
Bu rakam muhtemelen ikiye katlanmalı.
17:00
People say, "Oh my God, where are we going to get 8 billionmilyar?"
401
1005000
3000
İnsanlar, "Aman Tanrım, biz bu 8 milyar doları nerden bulacağız?" diye soruyor.
17:03
In this countryülke, we're spendingharcama 110 billionmilyar dollarsdolar a yearyıl
402
1008000
4000
Bu ülkede, yılda 110 milyar doları
17:07
on fasthızlı foodGıda.
403
1012000
3000
ayaküstü yemeğe harcıyoruz.
17:10
We spendharcamak 100 billionmilyar dollarsdolar a yearyıl
404
1015000
2000
Yılda 100 milyar doları
17:12
on dietdiyet aidsAIDS.
405
1017000
2000
zayıflama ilaçlarına harcıyoruz.
17:14
We spendharcamak 50 billionmilyar dollarsdolar on vegetablessebzeler,
406
1019000
2000
Yılda 50 milyar dolar sebzelere harcıyoruz,
17:16
whichhangi is why we need all the dietdiyet aidsAIDS.
407
1021000
3000
ki bu yüzden bütün bu zayıflama ilaçlarına ihtiyacımız var.
17:19
We spendharcamak 200 billionmilyar dollarsdolar a yearyıl
408
1024000
3000
Bugün yılda 200 milyar doları
17:22
on diet-relateddiyet ile ilgili illnesshastalık todaybugün,
409
1027000
3000
beslenmeyle ilgili hastalıklara harcıyoruz,
17:25
with ninedokuz percentyüzde of our kidsçocuklar havingsahip olan typetip 2 diabetesdiyabet.
410
1030000
3000
-ve çocuklarımızın %9'unun tip 2 diyabeti var-
17:28
200 billionmilyar.
411
1033000
2000
200 milyar.
17:30
So you know what, when we talk
412
1035000
2000
Ve bana bakın, ihtiyaç 8 milyar daha fazla
17:32
about needinggerek 8 billionmilyar more, it's not a lot.
413
1037000
3000
diyoruz ya, bu o kadar da fazla değil.
17:35
That 8 billionmilyar comesgeliyor down to two dollarsdolar and 49 centscent --
414
1040000
3000
Bu 8 milyar; 2 dolar 49 sente iner ki
17:38
that's what the governmenthükümet allocatesayırır for lunchöğle yemeği.
415
1043000
3000
bu devletin bir öğle yemeği için ayırdığı miktar.
17:41
MostÇoğu schoolokul districtsİlçeler spendharcamak two thirdsüçte of that on payrollBordro and overheadek yük.
416
1046000
3000
Çoğu okul bölgesi bunun üçte ikisini maaşa ve sabit giderlere harcar.
17:44
That meansanlamına geliyor we spendharcamak lessaz than a dollardolar a day
417
1049000
3000
Demek ki, okullarda çocukların beslenmesi için
17:47
on foodGıda for kidsçocuklar in schoolsokullar --
418
1052000
2000
günde bir dolardan az harcıyoruz -
17:49
mostçoğu schoolsokullar, 80 to 90 centscent. In L.A., it's 56 centscent.
419
1054000
4000
çoğu okul 80-90 sent arası. Los Angeles'ta bu 56 sent.
17:54
So we're spendingharcama lessaz than a dollardolar, OK, on lunchöğle yemeği.
420
1059000
3000
Öğle yemeğine bir dolardan daha az harcıyoruz, peki.
17:57
Now I don't know about you,
421
1062000
2000
Sizi bilmiyorum;
17:59
but I go to StarbucksStarbucks and Pete'sPete'in and placesyerler like that,
422
1064000
2000
ama ben Starbucks, Pete's ve benzer yerlere gidiyorum,
18:01
and ventiVenti latteLatte in SanSan FranciscoFrancisco is fivebeş dollarsdolar.
423
1066000
3000
ve San Francisco'da Venti Latte beş dolar.
18:04
One gourmetgurme coffeeKahve,
424
1069000
2000
Bir gurme kahve,
18:06
one, is more --
425
1071000
2000
bir! Çocuklarımızı
18:08
we spendharcamak more on than we are spendingharcama to feedbesleme kidsçocuklar
426
1073000
3000
okullarda beslemek için
18:11
for an entiretüm weekhafta
427
1076000
3000
bütün bir hafta harcadığımızdan
18:14
in our schoolsokullar.
428
1079000
2000
daha fazla.
18:16
You know what? We should be ashamedutanmış.
429
1081000
3000
Bana bakın. Utanmalıyız.
18:20
We, as a countryülke, should be ashamedutanmış
430
1085000
3000
Biz, ülke olarak,
18:23
at that.
431
1088000
2000
bundan utanmalıyız
18:25
The richestEn zengin countryülke.
432
1090000
2000
en zengin ülkeyken.
18:27
In our countryülke,
433
1092000
2000
Ülkemizde,
18:29
it's the kidsçocuklar that need it the mostçoğu,
434
1094000
3000
buna en fazla ihtiyacı olan çocuklar
18:32
who get this really, really lousybitli foodGıda.
435
1097000
2000
gerçekten en berbat yemekleri yiyenler.
18:34
It's the kidsçocuklar who have parentsebeveyn and grandparentsBüyükanne ve büyükbaba
436
1099000
2000
Bu çocukların ebeveynlerinin, büyükanne
18:36
and unclesdayılar and auntsteyzeler that can't even affordparası yetmek
437
1101000
3000
ve büyükbabalarının, amca ve teyzelerinin parası
18:40
to payödeme for schoolokul lunchöğle yemeği that getsalır this foodGıda.
438
1105000
3000
böyle yemeklerin verildiği okul öğle yemeğine bile yetmiyor.
18:43
And those are the sameaynı kidsçocuklar
439
1108000
2000
Ve hastalanacak olanlar da
18:45
who are going to be gettingalma sickhasta.
440
1110000
3000
yine bu çocuklar.
18:48
Those are the sameaynı kidsçocuklar who we should be takingalma carebakım of.
441
1113000
3000
Bakmakla yükümlü olduklarımız, yine bu çocuklar.
18:51
We can all make a differencefark.
442
1116000
3000
Hepimiz bir fark yaratabiliriz
18:54
That everyher singletek one of us,
443
1119000
2000
her birimiz,
18:56
whetherolup olmadığını we have childrençocuklar,
444
1121000
2000
çocuğumuz olsun olmasın,
18:58
whetherolup olmadığını we carebakım about childrençocuklar, whetherolup olmadığını we have niecesYeğenim or nephewsyeğenleri,
445
1123000
3000
çocuklara önem verelim ya da vermeyelim, yeğenlerimiz ya da kuzenlerimiz olsun olmasın
19:01
or anything --
446
1126000
2000
- ya da her neyse -
19:03
that we can make a differencefark.
447
1128000
2000
bir fark yaratabiliriz.
19:05
WhetherOlup olmadığı you sitoturmak down and eatyemek a mealyemek with your kidsçocuklar,
448
1130000
2000
Çocuklarınızla oturup yemek yiyorsanız ya da
19:07
whetherolup olmadığını you take your kidsçocuklar, or grandchildrentorunlar,
449
1132000
2000
çocuklarınızı, torunlarınızı, yeğenlerinizi veya kuzenlerinizi
19:09
or niecesYeğenim and nephewsyeğenleri shoppingalışveriş yapmak
450
1134000
3000
pazara alışverişe götürüyorsanız
19:12
to a farmers'çiftçi marketpazar. Just do tastingstattırarak with them.
451
1137000
3000
onlarla tadlarına bakın.
19:15
SitSit down and carebakım.
452
1140000
2000
Oturun ve ilgi gösterin.
19:17
And on the macroMakro levelseviye,
453
1142000
2000
Ve makro düzeyde,
19:19
we're in what seemsgörünüyor to be
454
1144000
2000
görünen o ki bugünlerde
19:21
a 19-month-ay presidentialCumhurbaşkanlığı campaignkampanya,
455
1146000
4000
19 ay sürecek başkanlık kampanyaları devam ediyor,
19:25
and of all the things we're askingsormak
456
1150000
2000
ve sorduğumuz bir çok soruyla beraber
19:27
all of these potentialpotansiyel leadersliderler,
457
1152000
2000
bütün bu potansiyel liderlere
19:29
what about askingsormak for the healthsağlık of our childrençocuklar?
458
1154000
2000
çocuklarımızın sağlığı hakkında soru sormaya ne dersiniz?
19:31
Thank you.
459
1156000
1000
Teşekkür ederim.
Translated by Duygu Çandarl
Reviewed by Kemal Seçkin

▲Back to top

ABOUT THE SPEAKER
Ann Cooper - Lunch lady
Ann Cooper cares -- a lot -- what kids eat for lunch. As the head of nutrition for Berkeley, California, schools, she serves organic, regionally sourced and sustainable meals to lots of lucky children.

Why you should listen

Ann Cooper has a frontline view of the daily battle to keep kids healthy -- and of the enemy, the processed-foods industries that, it sometimes seems, want to wrap every single thing that children eat in a fried coating and then a plastic bag. As the director of nutrition services for the Berkeley (California) Unified School District, she's an outspoken activist for serving fresh, sustainable food to kids. Her lively website, ChefAnn.com, rounds up recipes, links, and resources for food activism.

Cooper's influential program in Berkeley involves kids in every stage of the food they eat, from growing to disposing of it. And along the way, eating some delicious cafeteria lunches. She's also recently become one of the most enterprising members of Jamie Oliver's Food Revolution, launching TheLunchBox.org to give schools the resources and support they need to transform their menus and provide balanced, healthy meals. In line with that effort, she is partnering with Whole Foods on the Great American Salad Project (GASP), which will create fresh salad bars in over 300 schools around the U.S. 

She's the author of several books, including Bitter Harvest, an examination of the food chain, and her latest, Lunch Lessons: Changing the Way We Feed Our Children.

More profile about the speaker
Ann Cooper | Speaker | TED.com

Data provided by TED.

This site was created in May 2015 and the last update was on January 12, 2020. It will no longer be updated.

We are currently creating a new site called "eng.lish.video" and would be grateful if you could access it.

If you have any questions or suggestions, please feel free to write comments in your language on the contact form.

Privacy Policy

Developer's Blog

Buy Me A Coffee